619927
Türkiye gaza bastı
İBRAHİM KAHVECİ MELİKŞAH UTKU Türkiye gaza bastı Güney Akım Projesi ile Nabucco arasında siyasi tercih yapmak durumunda kalan Türkiye, verimli doğal gaz havzalarına sahip Rusya ve İran yönetimleri ile stratejik anlaşmalar yaparak elini daha da güçlendirdi CEVAT KIŞLALI Enerjide dışa bağımlı durumda olan Türkiye, jeostratejik konumunun gerektirdiği ölçüde bölge ülkeleri ile ikili ilişkilerini geliştirmeye devam ediyor. Petrol ve doğalgaz tüketimi günden güne artan ve ileriki süreçte bu kaynaklara bağımlılığı daha da artması beklenen Türkiye, ABD-Rusya-Avrupa üçgeninde geliştirdiği ekonomik ve siyasi turlarla bu sorunu aşmak için seferber olmuş durumda. Irak-Suriye-İran ve Azerbaycan ile komşuluk ilişkilerini iyi değerlendiren Ankara enerji güzergahlarını tekelinde tutmak niyetindeki Avrupa ülkeleri ile de temasa geçmiş vaziyette. NABUCCO'DA ANKARA AĞIRLIĞI Türkiye doğalgaz ihtiyacını yoğunluklu olarak İran ve Rusya'dan tedarik ediyor.Cezayir ve başka ülkelerde de sıvılaştırılmış gaz ithalatı sözkonusu. Ancak kış aylarında gaz yönünden sıkıntı çekiliyor. Türkiye'de 57 ilde ısınma doğalgazla yapılırken, halen doğalgaz gitmeyen 24 il bulunuyor. Türkiye'nin etkin rol aldığı Nabucco projesi, 2011-2014 yılları arasında Avrupa akımına start verecek. AB karşıtı ülkeler projenin Rusya tarafından bloke edileceği yorumunu yaparken, Türkiye Güney Akım ile birlikte Nabucco'daki ağırlığını da korumakta kararlı ALTERNATİF ARAYIŞ Türkiye, Nabucco projesinde AB ile karşı karşıya gelmişti. Ankara, “Kendi coğrafyasından geçen gazın yüzde 15'i ve geçiş ücretleri benim” demiş, bu talep ise onaylanmamıştı.Türkiye'nin Nabucco sürecinde bulunması uluslararası kamuoyunda Avrupa Birliği'ne daha da yakınlaşmanın adımı olarak değerlendirilmişti. 13 Temmuz'da imzalanan hükümetlerarası protokolde somut adımlar atılamaması ise Türkiye'nin değişik güzergahları ekonomik öncelik olarak da devreye sokmasını kaçınılmaz kılmıştı. İran ve Rusya'yla stratejik hamle Kafkaslar ve Balkanlar ve Orta Doğu üçgenindeki enerji koridorunda sıkışan Türkiye, üç stratejik coğrafyayı ihmal etmeyecek adımlar atmaya çalışıyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün İran'a yaptığı ziyarette Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad ile biraraya gelerek enerji gündemli bir değerlendirme yaptı. İran ile Türkiye'nin Güney Pars sahasından doğalgaz çıkarma konusunda mutabakata varmaları bölgede atılmaya çalışılan yeni adamların da işareti olarak değerlendirildi. Ankara'nın bu açılımı Avrupa ve ABD basınında da yankı uyandırdı.Yaklaşık 35 milyar metreküp gaz çıkarmayı öngören proje “Al ya da öde” modelinden farklı bir imkan sağlıyor. Güzergah kapışması Azerbaycan ve Türkiye arasında, Ermenistan kaynaklı sorunlarla ortaya çıkan tedarik anlaşmazlığı nedeniyle Azeri gazını Rusya kapmak üzere. 2013'te üretime başlayacak olan ve Nabucco'nun 13 milyar metreküp üretim kapasiteli Şahdeniz Faz ön plana çıktı. Türkiye de bu kaynaktan iç tüketim için gaz istiyor.Güney Akım Projesi'nin 2015 yılında devreye girmesi sözkonusu. Türkiye ise bölgesel önceliklerini de gözönünde bulundurarak enerji alanındaki sorununu aşmak istiyor. Türkiye'nin Rusya, İran ve Azerbaycan ekseninde son dönem sıkılaştırdığı diplomasi trafiği ise ilgili projelerdeki belirsizliklerden kaynaklanıyor. ABD'nin yönlendirmesi ve AB'nin başat konumda olduğu iddia edilen Nabucco'ya Rusya'nın sert tepki gösterdiği yorumları yapılırken,Türkiye ilgili projelerin hiçbir ülkeyi hedef almadığı açıklamasını yapmıştı. Mavi Akım'da çekişme Rusya'dan Türkiye'ye doğal gaz nakletmek için Karadeniz geçişli planlanan Mavi Akım projesi, Ankara ile Moskova arasında 1997 yılında imzalandı. Anlaşma, 25 yıl süreyle, Türkiye'nin Rusya'dan yılda 16 milyar metre küp doğalgaz satın almasını öngörüyor. Projenin maliyeti, 3,3 milyar dolar. Türkiye ile Rusya'nın ağırlıkta olduğu projeye ise ABD ve AB temkinli yaklaşmıştı. Türkiye'yi Batı sahasında görmek isteyen ABD'nin Nabucco'ya verdiği destekte ise Mavi Akım'ın etkisi olmuştu. Güney Akım yeterli mi? Rusya ve İtalya'nın başlattığı 'Güney Akım' projesi'nin önemli aktörlerinden biri Türkiye. Rusya'nın elindeki doğalgazın, Rusya'dan, Karadeniz'in bin metre altından Bulgaristan'a ulaşmasını sağlayacak olan projede Türk siyasilerinin de ağırlığı var. 10 milyar dolarlık 900 kilometre uzunluğundaki Bulgaristan'a uzatılacak boru hattı projesi tamamlandığında kuzey ve güney Avrupa'nın gaz ihtiyacı karşılanmış olacak. Türkiye son yıllardaki diplomasi trafiği ile bu güzergahı lehine kullanmak istiyor. Enerjide kozlar paylaşılıyor Rusya Enerji Bakanı Sergey Şmatko 27 Ekim'de Moskova'daki Uluslararası Petrol Konferansı'nda yaptığı açıklamada, Türkiye ile ortak rafineri kurma konusunda anlaşmaya vardıklarını belirtmişti.Türkiye ile Azerbaycan arasında Azeri doğalgazı konusunda yaşanan gerilimler Ankara yönetimini de yeni arayışlara itti. İki ülke arasında yaşanan bayrak krizinde siyasi ilişkiler gerilirken bu gerilim enerjinin ateşini de yükseltti. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev önceki gün yaptığı açıklamada Türkiye'ye sattıkları doğalgaz fiyatının az olduğunu belirterek “Dünya fiyatının 3'te fiyatına veriyoruz. Şu anki durum mantık dışı. Normal fiyat bekliyoruz” demişti. Rus-İtalyan zeminli Samsun-Adana Ceyhan Boru Hattı Projesi (TAPCO) benzeri bu son gelişme de siyasi tartışmalara neden olmuştu.Türkiye'nin geçtiğimiz hafta Moskova ile yaptığı enerji diyaloğu ise Avrupa ülkelerinde şok etkisi yapmıştı. 29.10.2009 EKONOMİ
620292
85 metreden süper gol
Mücadelenin 63. dakikasında kendi yarı sahasında topla buluşan Ryan Rosenbaum tam 85 metreden kaleciyi avladı: Bu gol aynı zamanda Rosenbaum'un Mustangs'taki ilk gölüydü.
621271
İstanbul'daki resepsiyonda sürpriz buluşma
Büyükanıt, Savcı Öz ile hangi konularda konuştuğu şeklindeki soruyu "Nezaket kuralları çerçevesinde sohbet ettik." diye cevaplandırdı. Cumhuriyet'in 86. Yıldönümü münasebetiyle Dolmabahçe Sarayı'nda verilen resepsiyona sivil ve askeri bir çok önemli isim katıldı. Resepsiyonda en dikkat çeken sahne ise bir zamanlar "Ergenekon Mağduruyum" diyen Eski Genel Kurmaybaşkanı Emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile Ergenekon soruturması savcılarından Zekeriya Öz'ün sohbeti oldu. Resepsiyonda ayak üstü sohbet eden Büyükanıt ve Öz'ün havai fişek gösterilerini de bir süre beraber izledi. Savcı Öz ile yaptığı sohbete ilişkin soruları cevaplandıran Büyükanıt, "Nezaket kuralları çerçevesinde sohbet ettik. Sıradan konuları konuştuk." dedi. Büyükanıt, milletin Cumhuriyet Bayramı'nı da kutlayak, "Coşku içinde kutlandı. Her geçen gün Cumhuriyetin faziletlerini daha iyi anlıyoruz. Havai fişek gösterileri de güzeldi." şeklinde konuştu. Öte yandan, resepsiyona katılan 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız, orijinali Ergenekon savcılarına gönderilen demokrasiye müdahale planı belgesiyle ilgili sorulan soruları cevapsız bıraktı. Iğsız, basın mensuplarının "Cumhuriyet Bayramı ile ilgili mesaj verip vermeyeceği" yönündeki sorusunu da cevaplandırmadı.
620527
Fazıl Say Antalya'da
Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin düzenlediği 10. Uluslararası Antalya Piyano Festivali, 4-21 Kasım tarihleri arasında, Antalya Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek. Türkiye'nin alanında süreklilik sağlayan tek festivali olan Uluslararası Antalya Piyano Festivali, her yıl yerli ve yabancı dünyaca ünlü piyanistleri Antalyalı sanatseverlerle buluşturuyor. Festivale katılan piyanistler, verdikleri konserlerin yanı sıra düzenlenen workshoplarla da müzik eğitimi alan gençleri okullarında dinleyerek eğitimlerine katkıda bulunuyor. 10. Uluslararası Antalya Piyano Festivali, Kasım'da Fazıl Say ve Arkadaşları konseriyle başlıyor. Açılış konserlerinde Fazıl Say'a ünlü sanatçılar Genco Erkal, Cihat Aşkın, Burcu Karadağ, Çağ Erçağ, Tolga Salman, Güvenç Dağüstün, Berfin Aksu ve Sesim Bezdüz eşlik ediyor. Festival kapsamında, Patricia Kopatchinskaja, Viktor Kapatchinsky, Emilia Kopatchinskaja, Mihaela Ursuleasa, Dmitry Mayboroda, Iraz Yıldız, Salihcan Gevrek, Cem Oslu, Gürer Aykal, Rengim Gökmen, Gülsin Onay, Muhiddin Dürrüoğlu, ANTDOB Orkestrası, Michel Camilo, Pavel Kaspar, Vladimir Spivakov, Olga Kern, Moskova Virtüözleri, Aziza Mustafa Zadeh, Ralf Cetto, Simon Zimbardo, Artem Markin, Alexander Gindin, Janis Vakarelis, David Lively, Cyprien Katsaris ve Miriam Mendez de konser verecek. Cumhuriyet Coşkusu Antalya Devlet Opera ve Balesi (ANTDOB), Cumhuriyet Bayramı'nı, Akdeniz Bölge Bando Komutanlığı ile vereceği ortak konserle kutlayacak. Şef Hakan Çetin yönetimindeki ANTDOB Orkestra ve Korosu, Akdeniz Bölge Bando Komutanlığı ile solist mezzo soprano Ebru Kaptan bu konserde sahne alacak. Haşim İşcan Kültür Merkezi'nde yarın gerçekleştirilecek Cumhuriyet Bayramı konserinde Hafif Süvari Uvertürü, Köçekçeler, Turgay Erdener tarafından orkestra düzenlemesi yapılmış halk türküleri ve Akdeniz Bölge Bando Komutanlığı tarafından seslendirilecek marşlar yer alıyor. Oz Büyücüsü Antalya Devlet Opera ve Balesi (ANTDOB), 31 Ekim'de Oz Büyücüsü adlı çocuk oyunuyla Haşim İşcan Kültür Merkezi Opera Sahnesi'nde küçük izleyicilerin karşısına çıkacak. Oz Büyücüsü'nün müzikal uyarlamasını Aziz Kortel, rejisörlüğünü Nazlı İktu yaptı. Aslı Varlıer dekoru, Serdar Başbuğ kostümü tasarladı. Esra Taner koreografiyi, Mustafa Eski ışık tasarımını gerçekleştirdi. Yaşadığı yerde çıkan hortum sonucu kendisini Oz'da bulan Doroty'nin eve dönüş hikayesini anlatan Oz Büyücüsü'nün başrollerinde Heyecan G. Ceylan, Sema Çavuşoğlu, Arzu Aydoğdumuş ile Medine Tuganova, Ferdi Uslu, Mahir Seyrek ve Özhan Gümüş var. ''Vatan Kurtaran Şaban" Antalya Büyükşehir Belediye Tiyatrosu (ABT), İtalyan yazar Dario Fo tarafından kaleme alınan ''Ödenmeyecek Ödemiyoruz'' oyununu 30 ve 31 Ekim'de ABT sahnesinde sahneleyecek. Dario Fo'nun 1974 yılında kaleme aldığı ''Ödenmeyecek Ödemiyoruz'' oyununda, İtalyan varoşlarında yaşanan işçi sınıfı mücadelesi, iki işçi ailesinin gözünden anlatılarak, kuvvetli bir sistem sorgulaması seyirciye komedi tarzında sunuluyor. Yönetmenliğini Murat Demirbaş'ın yaptığı oyunda, Murat Ercanlı, İlhan Örenel, Hasibe Özgür, Safinaz Özgür, Talat Türkeli, Bülent Patoğlu ve Cenap Aydınoğlu rol alıyor. ABT oyuncuları, Kasım'da Haldun Taner klasiği ''Vatan Kurtaran Şaban'' isimli müzikli kabare ile sezonun ikinci oyununu sahneleyecek. Tapu Kadastro Müdürlüğü'nden, Kültür Sanat Müsteşarlığı'na atanan Şaban'ın bu alanda yaptığı komik ve çarpık uygulamaların hicivli bir dille anlatıldığı müzikli kaberede oldukça kalabalık bir kadro görev yapıyor. Yönetmenliğini Murat Demirbaş'ın yaptığı oyunda, Müfit Kayacan, Murat Ercanlı, Erdal Gürcan, Mete Orhanlı, Mehmet Özgür, İlhan Örenel, Seyfi Satmaz, Buçin Karakurt, Gizem Karasu, Cenap Aydınoğlu, Talat Türkeli, Sacide Taşaner, Ezgi Albayrak ve Bengü Bektaş rol alıyorlar. Antalya Devlet Tiyatrosu Antalya Devlet Tiyatrosu (ADT), ''Kadeş Gelini'' ile 30 ve 31 Ekim'de Haşim İşcan Kültür Merkezi'nde sahne alacak. Orhan Alkaya'nın yönettiği oyunun dekorunu Hakan Dündar, kostümünü Nalan Türkoğlu, ışığını Namık Gürsoy, müziğini İhsan Kılavuz hazırladı. Oyunda, Süheyla Güzel, Gözen Müftüoğlu, Sedat Mayadağ, Gökhan Tüzün, Selim Bayraktar, Sertel Uğur, Şenol Kaderoğlu, Özlem Şendinç, Çiğdem Bulut, Pınar Boyar, Mustafa Doğan Ayhan, Volkan Dinç, Mehmet Okan Kağnıcı, Figen Oral, Cebel, Gökhan Sevimli, Ali Aytuğ, Sonay Yener, Recep Uluçay, Gözde Demirbilek ve Ahmet Çakır rol alıyor. Antalya Devlet Tiyatrosu (ADT) oyuncuları Kasım'da ''Benim Doktor Oğlum'' adlı oyunu sahneleyecek. Eli Saghi'nin yazdığı, Ali Meriç'in yönettiği oyunun dekorları ve kostüm tasarımı Buket Akkaya'ya ait. Erdoğan Aydemir, Senem Şahin, Orkun Yılmaz, Gözen Müftüoğlu, Pınar Boyar, Kader Gözpınar ve Şenol Kaderoğlu'nun rol aldığı eserde, fedakarlıklarla yetiştirdikleri ve okuttukları oğullarının tıp eğitimini tamamladıktan sonra dönüşünü bekleyen Asriel ve Vera'nın, oğulları ve sevgilisiyle yaşadığı komik olaylar anlatılıyor. Sergi Antalya Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde düzenlenen Engin Gözükara'nın kişisel resim sergisi, Kasım'da sanatseverlerle buluşacak. Sergi, 10 Kasım'a kadar gezilebilecek. 29 Ekim 2009
620117
Bir evde iki şair
Plath, 1956 yılında bir partide Ted Hughes ile tanışır ve aynı yıl evlenirler. Bu evlilikten çok büyük beklentileri vardır Plath'ın; şiirle ve yazı ile olan dostluğu evlendiği adam sayesinde daha da iyi olacaktır. Ama işler hiç de umduğu gibi gitmez. Üst üste gelen sıkıntılar, Sylvia'yı intiharın eşiğine taşır. 1963 yılının Şubat ayında depresyonun son safhasında hayata veda eder. Yeni Zelandalı yönetmen Christine Jeffs'in, Sylvia'nın hayatından hareketle çektiği film, aynı ev içinde yaşayan iki insanı tüm yönleri ile ortaya çıkarıyor.
621044
Konya'da facia ucuz atlatıldı
Edinilen bilgiye göre, kent merkezinde bulunan Alaaddin Tepesi'nde yeşil alan çalışması yapan müteahhit firmaya ait Ahmet Koyuncu idaresindeki 42 KC 268 plakalı minibüs, aracın freninin boşaldı. Minibüs sürücü Koyuncu, yaya kaldırımı, tramvay yolu ve araç trafiğinin bulunduğu İnce Minare Müzesi'ne doğru yönelen minibüsü ağaca çarparak durdurdu. Kazada yaralanan kadın işçi, Konya Numune ile Meram Eğitim ve Araştırma Hastanelerine kaldırıldı. Kazayla ilgili soruşturma sürdürülürken, sürücü Koyuncu ifadesinde, freni boşalan minibüsü son anda ağaca çarparak durdurduğunu söylediği öğrenildi. AA
620912
Altay: Samsunspor:
Stat: Altay Alsancak Hakemler: Barış Şimşek xxx, Ejder Yapıcı xxx, Hakan Eygü xxx Altay: Soner xx, Yüksel xx, Onur xx, Yiğitcan xx, Ercan xx, Tiago xxx (Dk. 60 Metin xx), Cenk xxx, Levent xx, Mehmet Sak xx, Molina xx (Dk. 72 İsa xx), Burak xxx (Dk. 48 Zafer xx) Samsunspor: Serkan x, Turgay (Dk. 56 Sefa x), Kenan x, Hakkı x, Orhan x, Adem x, Hakan Koçarslan x, Hakan Hacıbektaşoğlu x, İlhan x, Volkan (Dk. 46 Hakan Akman x), Turgut (Dk. 46 Çelidze x) Goller: Dk. 25 Burak, Dk. 28 Cenk, Dk. 31 Tiago (penaltıdan), Dk. 53 Yiğitcan (Altay) Kırmızı Kart: Dk. 83 Hakan Koçarslan (Samsunspor) Sarı Kartlar: Dk. 85 Onur (Altay), Dk. 63 Orhan (Samsunspor) Karşılaşmanın 25. dakikasında gelişen Altay atağında, Cenk'in attığı şutta kaleciden dönen topu takip eden Burak, ceza alanının sağ çaprazından yaptığı vuruşla meşin yuvarlağı ağlara gönderdi: 1-0. 28. dakikada Altay farkı ikiye çıkardı. Cenk'in pasıyla sağ kanatta topla buluşan Burak, meşin yuvarlağı ceza alanındaki Cenk'e aktardı. Topu bekletmeden kaleye gönderen Cenk, durumu 2-0 yaptı. 31. dakikada ceza alanına giren Burak'ın Kenan tarafından düşürülmesinde hakem Barış Şimşek, penaltı kararı verdi. Penaltı atışını kullanan Tiago, takımını 3-0 öne geçirdi. Karşılaşmanın ilk yarısı Altay'ın 3-0 üstünlüğüyle kapandı. 53. dakikada Altay'ın 4. golü geldi. Sol kanattan Molina'nın ceza alanına gönderdiği köşe vuruşunda, Tiago kafayla topu Yiğitcan'a indirdi. Yiğitcan'ın dokunuşunda top ağlarla buluştu: 4-0. Karşılaşmayı 4-0 galip tamamlayan Altay, Ziraat Türkiye Kupası'nda gruplarda yer alma hakkını elde etti. Öte yandan Samsunspor'da teknik direktörlük görevine getirilen Hüseyin Kalpar, maçı protokol tribününden takip etti.
620740
KKTC'de kişide domuz gribi şüphesi
KKTC Sağlık Bakanlığı, toplam vakada H1N1 virüsü (domuz gribi) saptandığını açıkladı. Bakanlık, domuz gribi vakası saptanan Girne 23 Nisan İlkokulunun yarın tatil edildiğini de duyurdu. Sağlık Bakanlığı Basın Bürosundan verilen bilgiye göre, Ankara Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsüne gönderilen tahlil sonuçları Sağlık Bakanlığına ulaştı. Sonuçlara göre, toplam vakada H1N1 pozitif bulundu. Girne 23 Nisan İlkokulunda pozitif vakanın tespit edilmesi sonucunda, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) önerileri doğrultusunda derslere yarın ara verilecek. AA
620157
Önemli bir günde önemli bir ders!
Feyzi Hepşenkal ArayışÖnemli bir günde önemli bir ders! 29 Ekim Perşembe 2009 BU topraklar üzerinde yaşayan herkes, 7’sinden 77’sine, kadınından erkeğine kadar herkes; 10 Ağustos 1920 gününü ve dönemin “ahval ve şeraitini” hem iyi bilmeli hem de hiç unutmamalı. Çünkü 10 Ağustos 1920, Sevr Antlaşması’nın imzalandığı gündür. Ve günlerde, Osmanlı perişandır, Yunan işgali sürmekte, Atatürk peş peşe patlayan/patlatılan isyanlarla boğuşmaktadır. Sevr Antlaşması ile Anadolu paramparça edilmiştir. da kurulmuştur, da... resmen bir Yunan ilidir artık. İtalyanlar, Fransızlar, İngilizler diğer bölgeleri paylaşmıştır. Ya sonra? Tarihlere bakın şimdi. 10 Ağustos 1920. Eylül 1922. 29 Ekim 1923. Sonuç: Bütün imkânsızlıklara, kâbustan beter koşullara, ”kağnı hızıyla” ilerleyen mücadele sürecine rağmen; iki yılda düşmanın kıçına tekme vurulmuş, üçüncü yılda bayrağı, Cumhuriyet’in ilânı ile bir daha inmemecesine göndere çekilmiştir. Demek ki, ders 1: Bu ülke ve bu topraklarda yaşayan insanlara dünya “vız” gelmişse, geri kalan “tırıs” gider! Cumhuriyet’in ilânından sadece yedi yıl sonra, 29 Ekim 1930’da çok ilginç bir konuk ağırlanıyor ’da. Megalo İdea ’nın fikir babası, 15 Mayıs 1919’da İzmir’e çıkan Yunan ordularının siyasi komutanı, Başbakanı Elefterios Venizelos; büyük bir misafirperverlikle, ’ün konuğu olarak ağırlanıyor, ’nin Başkenti’nde. Sanki 10 yıl önce Sevr’e tutsak edilmemiş Türkiye... Sanki mezalimin en şiddetlisine maruz kalmamış Anadolu insanı... Sanki hevesleri, son nefes olarak çıkmamış bedenlerinden Yunanlıların... Büyüklük, burada işte. Yani, ders 2: Savaşmak kadar, barışmayı da bilmek lâzım! Neyin “eski” sahibi? ’in avukatı değilim. Olmaya da ne niyetim var, ne de gönlüm. “Neden” derseniz... Bilirim. İşin başında verdiği fırsatlara, günlerdeki ruh halim nedeniyle sırt çevirdiğim için kızmıştır. Aklım başıma gelip de, daha önemli işleri başarma çabama herhalde kızgınlıkla engel olduğu için de, bu kez ben kızmışımdır. Amma velâkin, “’ın eski sahibi Dinç Bilgin’in oğlu...” diye başlayan haber; her türlü duygu ve niyeti aşan bir yanlış olduğundan; kayıtsız kalmak yakışmazdı, adam olana. Hele haber, ’nde yayınlanıyorsa! Neymiş, Etibank’ın eski sahibi Dinç Bilgin... Pardon. Birazcık aklı ve vicdanı olan her kişi, Dinç Bilgin’in geçmişine gönderme yapacaksa, başına “eski sahibi” yazdığı lafın önüne de “Sabah Gazetesi” demek zorundadır. Çünkü Dinç Bilgin, Sabah Gazetesi’ni “var eden” kişidir. Etibank ise onu yok edendir! Tek karelik kenetlenme (223 yazı)
620032
Metrobüsler çarpıştı
Metrobüsler çarpıştıİBRAHİM ŞAHİN 29.10.2009Zincirlikuyu’daki kaza sonrası otobüslerde hasar oluştu. Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Zincirlikuyu durağında manevra yapan iki otobüs kafa kafaya çarpıştı. Kazada kişi hafif yaralanırken, şoförlerle gazeteciler tartıştı Önceki akşam Zincirlikuyu durağında iki metrobüs çarpıştı. Saat 19.00 sıralarında Zincirlikuyu ile Zincirlikuyu Söğütlüçeşme hattında çalışan iki metrobüs aynı anda manevra yapınca kafa kafaya çarpıştı. Kazada kişi yaralandı. Kazanın son durakta yaşanması ve her iki otobüsün de boş olması nedeniyle büyük bir kaza kıl payı atlatıldı. Kaza sonrası iki araç da ağır hasar gördü. Kazadan 10 dakika sonra olay yerine giden gazetecilere metrobüs şoförleri ve orada bulunan görevliler saldırdı. Görevliler gazetecilerin fotoğraf makinelerini ellerinden almaya çalıştı. Metrobüs şoförleri ve görevliler, “Kazayı çekemezsiniz. Çekim yapmanız yasak. Buradan gidin, cesediniz çıkar” şeklinde tehditler savurdu. Şoförlerin kanlar içindeki yaralı yolcuların çekilmemesi için gazetecileri engellemesi diğer yolcuların büyük tepkisine yol açtı.
620348
Tokyo Borsası düşüşle kapandı
Borsanın temel göstergesi Nikkei Endeksi, düne göre, yüzde 1,83 azalarak 9.891,10 puana geriledi. Öte yandan, Avustralya'da borsa yüzde 2,39, Hong Kong'da yüzde 2,58 ve Güney Kore'de yüzde 1,50 geriledi.
620219
Pakistan'daki saldırının bilançosu 105 ölü
'ın Peşaver kentinde dün meydana gelen patlamada ölenlerin sayısının 105'e çıktığı bildirildi. Merkezi Peşaver'de bulunan bölgesel hükümetin bir yetkilisi, enkaz altından çıkan cesetlerle ölü sayısının 105'e ulaştığını, kentteki çeşitli hastanelerde aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu 200'e yakın yaralının olduğunu söyledi. Peşaver polisinden Şefkatullah Malik, patlamada 150 kilo patlayıcı kullanıldığını ve bunun son dönemde 'da kullanılan en yüksek miktarda patlayıcı olduğunu söyledi. 'da son 20 günde çeşitli yerlerde meydana gelen patlamalarda ve terörist saldırılarda 286 kişi öldü. ordusu, saldırılardan sorumlu tuttuğu militanlarına karşı Güney Veziristan'da başlattığı geniş kapsamlı havadan ve karadan operasyonları 16 Ekim'den bu yana sürdürüyor.
620078
İstanbul Modern'de Yeni Dalga filmleri
İstanbul Modern Sinema, Yeni Dalga'nın 50. yılını kutluyor. 30 Ekim-1 Kasım tarihlerinde Pera Fest kapsamında "Yeni Dalga'nın 50. Yılı" başlıklı programda 1950'li yılların sonunda Fransa'da ortaya çıkan bu sinema akımına damgasını vurmuş Jean-Luc Godard'ın 'Serseri Aşıklar', Claude Chabrol'ün 'Bir Kadın Meselesi' ve 'Madame Bovary', François Truffaut'nun 'Komşu Kadın' ve Agnès Varda'nın 'Toplayıcılar' filmleri gösterilecek.
620274
Forum İstanbul Bayrampaşa'da açıldı
Alışveriş merkezi ''Forum İstanbul'' açıldı. Bayrampaşa'daki alışveriş merkezinin açılış indiriminden yararlanmak isteyen vatandaşlar, saat 03.00'ten itibaren sıraya girdi. Kapıların saat 06.00'da açılmasıyla birlikte merkezdeki çeşitli mağazalara giren vatandaşlar, yoğun olarak dizüstü bilgisayarlar ve LCD televizyonlara yöneldi. Kampanyalı ürünler stoklarla sınırlı olduğu için bitmeden almak isteyen vatandaşların zaman zaman izdihama yol açtığı ve kasalar önünde uzun kuyruklar oluşturduğu gözlendi. Avrupa'nın önde gelen teknoloji ürün mağazası ''Saturn'' de Türkiye'deki ilk mağazasını ''Yaşasın Cimrilik'' sloganıyla burada açtı. AA
620176
Demokrasiye komplo ve işbirlikçi hocalar
... Son gelişmelerin bir akademisyen olarak beni özel olarak ilgilendiren ikinci bir yönü, demokratik rejime yönelik bu komplonun hazırlanmasında bazı öğretim üyelerinin de rol almış olmasıdır. Mesleğimizin onurunu lekeleyen bu tıynetteki kişilerin varlığını en son Ergenekon komplosu dolayısıyla biliyoruz, ama elbette hepsi bu kadar değildir. Bu gibi kirli işlere bulaşmanın bizim üniversite geleneğimizde maalesef bir geçmişi var. Onun için, başta bu komploya karışmış olanlar olmak üzere, söz konusu geleneğin henüz deşifre olmamış “bilim adamı” takipçilerinin kim olduklarının ortaya çıkması da ülkemiz için büyük bir kazanç olacak. ... 29 Ekim 2009 06:03 yorum 246 okunma
620805
Domuz gribinden 2. ölüm Diyarbakır'da
Sağlık Bakanlığı, Diyarbakır'da tedavisi devam eden 34 yaşındaki bir kadının, domuz gribinden hayatını kaybettiğini açıkladı. Bakanlığın açıklaması şöyle: İlk pandemik A(H1N1) grip vakasının tespit edildiği 15 Mayıs 2009 tarihinden bu yana ülkemizde toplam 1.411 pandemik A(H1N1) vakası tespit edilmiştir. Bu vaka sayısı bugün itibariyle Türkiye’de var olan vaka sayısı değil, sürecin başlangıcından bu yana tespit edilen toplam vaka sayısıdır. Laboratuvar teyitli ve tedavisi hastanede sürdürülmekte olan 12 vakamız bulunmaktaydı. Bunlardan Diyarbakır’da tedavisi devam eden 34 yaşında bir bayan vatandaşımız maalesef hayatını kaybetmiştir. Halen 11 vakanın tedavisi hastanede devam etmektedir. Bunlardan durumu ağır olan hastanın tedavisi ise yoğun bakımda sürdürülmektedir. Vatandaşlarımızın korunma tedbirlerine özenle riayet etmesi, grip belirtileri olan çocukların okul ve dershaneye gönderilmemesi gerekmektedir. yaşından küçük çocuklar, kronik hastalığı olanlar, gebeler ve 65 yaş üstündekilerin grip belirtileri ortaya çıktığında mutlaka bir hekime müracaat etmeleri gerekmektedir. Bunların dışındaki kişilerde grip belirtileri ortaya çıktığında evlerinde istirahat etmeleri, ancak genel durumda kötüleşme, solunum güçlüğü, göğüs ağrısı, nefes darlığı, bilinç bulanıklığı, günden fazla süren ateş, ciddi ve sürekli kusması olan vakaların beklemeden doktora müracaatları büyük önem taşımaktadır. AA
620610
Pakistan'a yardıma devam edeceğiz
İBRAHİM KARAGÜL AKİF EMRE Pakistan'a yardıma devam edeceğiz Pakistan'da temaslarını sürdüren ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Pakistan'a terörizme karşı verdiği savaşta yardımcı olmaya devam edeceklerini açıkladı. LAHOR (A.A) Pakistan ziyaretinin ikinci gününde Pencap eyaletinin başkenti Lahor'a geçen Clinton, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, ABD'nin Pakistan'a yapacağı 7,5 milyar dolarlık yardım paketinin iletişim sorunu nedeniyle Pakistan kamuoyu tarafından yanlış algılandığını, yardımların askeri amaç dışında kullanılacağını söyledi. "Demokratik Pakistan'a" vurgu yapan Clinton, "Pakistan'da demokrasi güçlenerek yoluna devam etmektedir. Ordu terörizme karşı başarılı operasyonlar düzenlemektedir. Biz, terörizme karşı verdiği savaşta Pakistan'ın yanında olacağız ve terörle mücadele için yardımlarımıza devam edeceğiz" dedi. Clinton'ın yarın Pakistan'dan ayrılması bekleniyor. 29.10.2009 DÜNYA
620254
Erdoğan 'Iğsız'ı açığa al' mı diyecek?
Taraf Gazetesi'nin bugün sürmanşetten duyurduğu iddiaya göre, Başbakan Erdoğan 1. Ordu Komutanı Hasan Iğsız dahil İrticayla Mücadele Planı'yla ilgili bütün subayları açığa almasını Başbuğ'dan isteyecek. Taraf gazetesinde Fikret Karagöz'ün AK Parti'ye yakın kaynaklara dayandırdığı habere göre Erdoğan, cuntacı olduğu ileri sürülen subayların peşini bırakmayacak. Detaylı görüşme yapılacak Pakistan'da yaptığı açıklamada "Türkiye'ye döndükten sonra konuyu detaylı bir şekilde Genelkurmay Başkanı ile görüşeceğim diyen Erdoğan'ın Başbuğ ile yapacağı haftalık görüşme önem kazandı. AK Parti kaynaklarının 29 Ekim kutlamaları nedeniyle yarına sarkması beklenen kritik zirveyle ilgili düşünceleri şöyle: "Ortada anayasal bir suç mevcuttur. Bu suçun yasalarda karşılığı neyse onun yerine getirilmesi istenecek. Başbakan'ın bu konuda çok kararlı olduğunu yaptığı açıklamarda yansıtmıştır. Bu görüşme diğerlerinden farklı olacak Şimdi bambaşka bir tablo ortaya çıkmıştır. Bu nedenle Başbakan ve Genelkurmay'ın bu hafta yapacakları görüşme, diğerlerinden farklı olacak. Sanırım bu görüşmede somut bazı kararlar çıkabilir. Başbakan bu belgede adı geçen kişilerin mutlaka açığa alınması ve geniş bir soruşturma isteyecek. Burada Sayın Genelkurkay Başkanı İlker Başbuğ'un vereceği bilgi ve nasıl bir tavır sergileyeceği çok önemli. Başbuğ görevden alınacak mı? "Başbuğ'un görevinden alınması" yönündeki görüşler için "bu konuda savcılığın yürüttüğü soruşturmanın sonuçları neticelelenmeden böyle bir şeyin olmayacağını" belirten hükümet kaynakları, "bir hukuk devletinde bu belgenin sorumluları mutlaka cezalandırılması gerekir. Hükümet olarak bunun açığa çıkması ve sorumluluların yargı önüne çıkması konusunda kararlıyız. Ama öncelikle yargının sonuçlarını beklemeliyiz" değerlendirmesinde bulundu." Taraf
619719
Çobanın feci ölümü
Alınan bilgilere göre kaza, saat 18.00 sıralarında Kahramanmaraş-Adana Karayolu'nun 39. kilometresinde meydana geldi. Yaklaşık 40 küçükbaş hayvanın bulunduğu sürüyü otlatmadan getiren Salman Asır (59) isimli çoban, Beyoğlu Şekeroba beldesi yakınlarında koyun sürüsünü yolun karşısına geçirmek istedi. Bu sırada Kahramanmaraş-Mersin istikametine giden Mustafa Erler yönetimindeki 46 EA 414 plakalı yolcu otobüsü sürüye çarptı. Kazada çoban Salman Asır hayatını kaybederken, 15 koyun telef oldu. Otobüste bulunan yolcular ise kazayı yara almadan atlattı. Kaza sonrası otobüs şoförü, ifadesi alınmak üzere Beyoğlu Jandarma Karakolu'na götürüldü. Beyoğlu Belediyesi İtfaiye ekiplerinin yol temizleme çalışmalarının ardından yol trafiğe açıldı. Kazayla ilgili soruşturmanın devam ettiği bildirildi.
619945
Kanlı sayfa
İBRAHİM KARAGÜL AKİF EMRE Kanlı sayfa Genelkurmay Başkanı Başbuğ'un hafta önce, Başbakan Erdoğan'ın ise geçtiğimiz hafta ziyaret ettiği Pakistan, dün bir pazar yerinde düzenlenen bombalı saldırıyla sarsıldı. 91 kişinin öldüğü saldırı, ABD Dışişleri Bakanı Clinton'ın ilk kez gittiği Pakistan'a ayak basmasından saat sonra, saat uzaklıktaki Peşaver kentinde gerçekleşti İlgili haberler DIŞ HABERLER Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde ziyaret ettiği Pakistan'da dün gerçekleştirilen bombalı saldırıda 91 kişi öldü. Peşaver kentindeki Mina Pazar'ında bombalı araçla düzenlenen saldırı ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın ülkeyi ziyaret ettiği sırada meydana geldi. Saldırıda aralarında çok sayıda kadın ve çocuğun bulunduğu 91 kişi hayatını kaybederken 150'den fazla kişi de yaralandı. Enkaz altında çok sayıda insan bulunduğu bildirilirken, ölü sayısının artmasından endişe ediliyor. Ekvel-ül Rahman adlı bir görgü tanığı, büyük hasar gören tahta ve tuğla binalar arasında bir caminin de bulunduğunu söyledi. Saldırının, bu yıl Pakistan'da düzenlenen en ölümcül saldırı olduğu belirtiliyor. ORDU TEYAKKUZDAYDI Pakistan, ordunun 17 Ekim'de Afganistan sınırındaki Güney Veziristan bölgesinde Taliban'a yönelik başlattığı geniş kapsamlı operasyonlardan sonra olası misilleme saldırılarına karşı teyakkuz durumundaydı. Ordu, BM tesislerine, ordu karargahlarına ve polis karakollarına düzenlenen, 150 kişinin öldüğü saldırılardan sonra Güney Veziristan'daki operasyonları başlatmıştı. ERDOĞAN'DAN MESAJ Pakistan'dan sonra resmi ziyaret için İran'da bulunan Erdoğan Tahran'da düzenlediği bir basın toplantısında, kendisinin bu ülkeden ayrılmasının ardından gerçekleşen patlamalardan duyduğu üzüntüyü dile getirdi. “Toplantıya girerken aldığım bir haber, gerçekten bizler için çok üzüntü verici oldu” diyen Başbakan Erdoğan "Yine bu arada, Kabil'de de Birleşmiş Milletler (BM) misafirhanesine yapılan bir saldırı, orada da BM'nin mensubunun öldüğünün haberi bizlere ulaştı. İşte az önce söylediğimiz, bunlar küresel barışı tehdit eden ne yazık ki bombalar, eylemler. Buna karşı ortak bir mücadele platformunu hep birlikte dünyada oluşturmalıyız diye inanıyor, böyle düşünüyorum.” dedi. 29.10.2009 DÜNYA
619839
Hem dünyaya hem Tahran'a seslendi: Nükleer silah olmaz, nükleer enerji hak
İran'ın yapacakları ve yapmayacaklarıyla barış açısından rol oynayacağının altını çizen Erdoğan, Tahran'ın nükleer programının nükleer silahlara uzanmaması gerektiği konusunda da net konuştu: Dünyayı nükleer silahları andıralım. Başbakan'ın çağrısı, İran'ın yanı sıra nükleer silah sahibi tüm ülkelere gitti. Erdoğan, nükleer silahlara karşı olduklarını, bu konuda ilk adımı ise BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyelerinin atarak örnek olmaları gerektiğini dile getirdi. Başbakan bunun yanı sıra İran'a nükleer enerji konusunda sorun çıkarılmaması gerektiğini de vurguladı: Nükleer enerji Türkiye'nin de İran'ın da hakkı. Erdoğan, nükleer enerji konusunda adım attıklarını ve Rusya ile görüşmelerinin devam ettiğini, yakında yapacağı Moskova ziyaretinde neticelendirileceğini bildirdi. İran ile Batı arasında nükleer kriz nedeniyle pazarlıkların yoğunlaştığı bir döneme denk gelen gezi nedeniyle Erdoğan'ın basın toplantısına hem İran, hem de uluslararası basın büyük ilgi gösterdi. İran ile Türkiye'nin bölgenin en önemli dengeleri olduğuna ve yapacakları çok şey bulunduğuna dikkat çeken Başbakan, Tahran'a şu mesajları verdi: "Daha çok barışın destekçisi olmalıyız. Enerjimizi, zekâmızı, doğal zenginliklerimizi ve maddi kaynaklarımızı insanlığın huzuru ve sağlığı için harcadığımızda aslında aramızdaki husumetleri de gidermiş olacağız." ARABULUCULUK İÇİN DEĞİL TİCARET İÇİN GELDİK Başbakan Erdoğan, İranlı bir gazetecinin, "İran'a gelme sebebinizin arabuluculuk yapmak olduğuna inanılıyor. Buradan da ABD Başkanı Barack Obama'ya gideceksiniz. Nasıl bir izlenimle gidiyorsunuz?" sorusuna, "Bizim İran'a ziyaretimiz herhangi bir arabuluculuk düşüncesiyle değil. İran'a ziyaretimiz ikili ilişkiler ve bölgesel sorunları, küresel sorunları değerlendirmeye yönelik bir ziyarettir." karşılığını verdi. "Türkiye'nin İsrail ilişkilerinde bir değişiklik olup olmayacağı" yönündeki bir başka soruya Erdoğan, şu cevabı verdi: "İsrail-Türkiye ilişkileri zaten malum. Ve hakkaniyet ölçüleri içinde her zaman münasebetlerimizi devam ettiririz. Ama hiçbir zaman Türkiye'nin siyasi iradesinin üstünde bir irade kabul etmeyiz. Türkiye kendi siyasi iradesini kendisi belirler. Ve bu istikamette de adımını atar." İsrail tarafının Türkiye'de görüşmelere katılmasının ertesi günü Gazze'de bombaların patladığını hatırlatan Erdoğan, "Gazze sürecini tekrar gündeme getirecek değilim. konudaki tavrımız bellidir. Yaklaşım tarzımız aynıdır." dedi. Bir yere gittiğimiz yok; menfaatlerimiz her şeyin üstünde Erdoğan, "Gazze'deki çıkışınızı Batı'dan Doğu'ya geçme şeklinde değerlendirebilir miyiz?" sorusunu da şöyle cevapladı: "Oradaki olay önceden planlanmış bir gelişme değildi. Bizim bu tavrımızı Batı'ya karşı olmak gibi bir şekilde değerlendirmek ayrı bir yanlıştır. Biz Batı'yla da, Doğu'yla da ilişkilerini en iyi şekilde devam ettirmenin gayretinde olan bir ülkeyiz.'' Türkiye'nin menfaatlerini de bir tarafa atamayacağının altını çizen Başbakan, "Ülkemizin menfaatleri her şeyin üstündedir. İnsanımızın refah düzeyini artırma gayretinde olacağız." diye ekledi. İran'la enerji konusunda somut bir gelişme olup olmayacağı yönündeki bir soruya ise Erdoğan, "Gazda Türkiye'nin Rusya'dan sonra ikinci tedarikçi ülkesi İran. Türkmenistan doğalgazının İran yoluyla gelmesi yönünde çalışmalarımız var. Bu konuda kendileriyle mutabakat içindeyiz. Güney Pars sahasında kendileriyle görüşmelerimiz var. Temenni ederim ki, bu görüşmelerde neticeye varırız." karşılığını verdi.
621243
Cumhuriyetin 86. yıldönümü Boğaz'nda lazer ve havai fişek gösterileriyle kutlandı
Boğazın serin havasına rağmen kadın, erkek; genç, yaşlı Cumhuriyet coşkusunu yaşayan İstanbullular, gösterileri ilgiyle takip etti. Cumhuriyetin kuruluşunun 86. yıl dönümünde vatandaşların tek dileği ise "Dünya durdukça cumhuriyetin yıl dönümünü her yıl tekrar kutlamaktı." İstanbul Büyükşehir Belediyesi Cumhuriyetin 86. yılını İstanbul Boğazı'nda görkemli bir törenle kutladı. İstanbul Boğazı'nda ve Boğaz Köprüsü'nde lazer gösterileri yapıldı, havai fişekler atıldı. Yüzlerce havai fişeğin atıldığı Boğaz'ın kenarındaki Dolmabahçe'de inanılmaz görüntüler ortaya çıktı. Türk Bayraklarıyla Boğaz'daki ışık gösterisini rahat bir şekilde izlemek isteyen İstanbullular, Sarayburnu ve Dolmabahçe'ye akın etti. Vatandaşlar Boğaz'ın serin havasına rağmen kutlamaları izlemek için saatler öncesinden sahil şeridine geldi. Kadın, erkek; genç, yaşlı sahil şeridini dolduran aileler, gösterileri ilgiyle takip etti. Gösterileri izleyenler sadece İstanbullular değildi. Turistler de kutlamaları merakla takip etti. İranlı bir turist gösterileri ilgiyle izlediğini ve çok beğendiğini ifade etti. Lazer ve ışık gösterisi sırasında kendini kaptıran birçok vatandaş, zaman zaman alkışlar ve ıslıklarla kutlamalara eşlik etti. Bu görkemli anı ölümsüzleştirmek isteyen aşıklar da arka fona kutlamaları alarak fotoğraf çektirdi. Kutlamaları Sarayburnu sahilinden izlemek isteyip de Sarayburnu'na otomobilleriyle gelen vatandaşlar, araçlarını yol kenarına park etmek zorunda kaldı. Tek şeritten ilerleyen yol, yoğunluk nedeniyle zaman zaman durma noktasına geldi. "DÜNYA DURDUKÇA TÜRK MİLLETİ OLARAK CUMHURİYET BAYRAMI'NI KUTLAYACAĞIZ" Cumhuriyet kutlamalarını eşi ve çocuklarıyla izlemeye gelen İlhan Özdemir, bugünün Türk halkı için çok önemli olduğunu söyledi. Bu gösterileri izleyenlerin Türklüğü ile övünmesi gerektiğini ifade eden Özdemir, "Bu ülkenin evladı olmamız nedeniyle ne kadar şükür etsek azdır. Bizi bu imkanı sağlayanlara çok teşekkür ediyoruz." dedi. Boğaz'daki etkinlikleri izlemek için saat öncesinden sahile geldiğini dile getiren Necati Erdoğan ışık ve havai fişek gösterilerinden oldukça etkilendiğini söyledi. Geçen sene etkinlikleri televizyondan takip ettiğini anlatan Sevil Erdoğan ise "Umarım beklediğimizi alırız. Çok güzel bir kutlama olacak" diye konuştu. "Cumhuriyetin 86. yılını büyük bir coşkuyla kutluyoruz" diyen Abdullah Uğurlu "Yoldan geçince kutlamaları gördüm. Eşimle birlikte arabadan inip, gösteriyi izledik. İnşallah dünya durdukça Türk milleti olarak Cumhuriyet bayramını kutlayacağız." şeklinde konuştu. Işık gösterisini izleyenler arasında üniversite öğrencileri de vardı. Arkadaşlarıyla birlikte kutlamaları izlemek için Sarayburnu'na gelen Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisi Abdullah Toprak, "Sarayburnu, Boğaz'ı en güzel yer olduğu için burayı seçtik. Ben ilk defa geliyorum. Daha önceden gelememiştim. Oldukça etkilendim." dedi. Cumhuriyetin 86. yılına ulaşılmasının onur verici olduğunu belirten Toprak, "Şu an kutlama yapmamız çok güzel. Ancak, bu cumhuriyetin kıymetini bilmemiz lazım.'' şeklinde konuştu. MISIRCIDAN KUTLAMALARDA HARCANAN PARAYA TEPKİ Kutlamalar nedeniyle Sarayburnu'nda tezgah açan mısırcı Sami Kahraman, ekonomi olmadan bayramın kutlanamayacağını savundu. "Hiçkimse ne yiyorsun? Ne içiyorsun? İşin var mı diye sormuyor?" diye dert yanan mısırcı Kahraman, "Vatandaş bayramı kutlayacak; ama nasıl? Para olmayınca bayram kutlanmıyor. Şimdi havai fişekler atıldı. Binlerce üniversite öğrencisinin parası gitti. Niye havai fişek atıyorsun? Kaç insanın havai fişeklerde parası var. Üniversite rektörü 500 Kuruş'a kahvaltı yaptırıyor. İllaki şart mı devletin parasını oraya yatırmak" şeklinde konuştu.
620408
Küba: ABD ile müzakerelere hazırız
10.57 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ile müzakerelere hazırız Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez, ’de Başkan yönetimine bir iyi niyet gösterisi olarak, yönetimiyle, iki ülke arasındaki sorunları her düzeyde görüşmeye hazır olduklarını söyledi. Rodriguez ’ye verdiği demeçte, Küba ve ABD arasında genişletilmiş bir zeminde sorunları ele almaya hazır olduklarını, terörizm ve kaçakçılığıyla mücadele, doğal afetlerde işbirliği gibi konuları da kapsayacak temaslar için Temmuz ayında teklif yaptıklarını ve bu konuda ABD’den yanıt beklediklerini söyledi. Küba Dışişleri Bakanı, Obama yönetiminin, ülkenin geleneksel hasımları ile diyaloğu genişletme yönündeki tutumunu memnuniyetle karşıladıklarını ifade ederek, “ABD hükümetiyle istedikleri düzeyde görüşmeye hazırız. Yanıtlarını bekliyoruz” dedi. Şıklık ve fonksiyonellik ona özgü.. ...
620371
Buruk sevinç
Çok şükür, memlekette ‘irtica ve bölücülük’ ithamı ile güme gitme tehlikesinin sonu geldi. Son TSK belgesi üzerine kim ne söylerse söylesin, hâlâ buna aklı yatan ne kadar insan olursa olsun, sivil siyasete askeri müdahale teşebbüsü artık bir kara leke olarak tescillendi. Çok ciddi siyasi mücadelelerden geçmiş, büyük mağduriyetler yaşamış biri değilim. Ama, siyasetin üzerindeki bu gölgeyi, özellikle 28 Şubat’a giden süreç ve sonrasında, siyasi gözlem ötesinde, şahsen fazlasıyla hissetmiş biriyim. Bu dönemde, resmi ideolojinin laiklik tanımını sorgulamaya girişmiş ve dolayısıyla ‘makbul’ biri olmadığım bilgisi ve bunun sonuçlarıyla yaşadım. Bir akademisyen olarak, devlet üniversitelerinde şansımı denemenin beyhude olduğunu düşünüp, kadro başvurusu yapmaya bile girişmedim. Büyük bir mağduriyet hikâyem yok, kasdettiğim değil, ama esen havayı çok iyi hissedeceğim bir konumdaydım. 29 Ekim 2009 10:25 yorum 571 okunma
621078
Erdoğan ve Başbuğ ikinci kez görüşüyor
FEHMİ KORU TAMER KORKMAZ Erdoğan ve Başbuğ ikinci kez görüşüyor İlgili haberler AJANSLAR Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile bugün ikinci bir görüşme gerçekleştiriyor. Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla akşam saatlerine ertelenen haftalık olağan görüşme Başbakanlık Resmi Konutu'nda gerçekleşiyor. Görüşmede, demokratik açılım kapsamında PKK'lıların Türkiye'ye dönüşlerinin ardından yaşanan gelişmeler ile orijinalinin ortaya çıktığı belirtilen İrtica ile Mücadele Eylem Planı ve diğer güncel gelişmelerin ele alınması bekleniyor. 29.10.2009 POLİTİKA
620692
Üşütme ve gribe karşı ayak masajı
Dr. Franz Wagner, Linz Üniversitesi sosyoloji bölümünde profesör. Sağlık,TIP, eğitim ve iletişim uzmanı olarak tanınıyor, Linz., Salzburg ve Columbia P. üniversitelerindearaştırmalar yaptıktan sonra doğal tıp alanında çalışmış ve uzun yıllar mesleki terapi akademelerinde ergoterapi ve fizik tedavisi dersleri vermiş. "Doğal Tıp, kolaylıkla öğrenilebilecek, bizi sağlık ve huzurumuza kavuşturabilecek pratik metotlar sunmaktadır. Dayandığı tedavi yöntemi ise dış etkenlerden beslenen doğal yaşam enerjisinin, bir çok hastalık ve rahatsızlığı, vücudun kendi gücüyle dengeleyebilmesidir" diyen Dr. Wagner, refleks bölgelerine yönelik masajların vücudumuzun içerdiği şifa güçlerini harekete geçirdiğini belirtiyor. Hemen her sağlık soruna şifa olacak bir masaj tekniği bulunduğun belirten Dr. Wagner, 20 yılı aşkın süredir insanlara bu teknikleri öğrettiğini belirtiyor. Dr. Wagner'in adlı çalışmasının türkçesi Kaknüs Yayınlarının aile kitaplığı serisinde, renkli ve kuşa kağıda büyük boş basılmış olarak yayınlandı. Kitapla birlikte okura dev bir, El ve Ayaktaki Refloksoloji Bölgeleri posteri hediye ediliyor. Dr. Franz Wagner'ınkitabını okurken, masajla şifa sağlanabilen hastalıklar arasında üşütme vegribi de koyduğunu gördük. Ve Domuz Gribinin dünya gibi Türkiye'yi de kısıp kavurduğu şu günlerde, yayınevindenizin alarakHaber farkı ile masajı sizlereulaştıralım istedik. Bu sayede hem sizlere kitabın içeriğini test etme imkanı sağlamış olduk hem de domuz gribine karyşı verilen mücadelede bir parça tuzumuz olsun istedik. Diğerkonularla ilgili masajlar hakkında ayrıntılı bilgi için kitabın içindikeleri de yayınlamayı ihmal etmedik. Daha yakından bakayım diyenler için de en yakın imkan yakında kapılarını açacak olan kitap fuarı. Üşütme ve grip için masaj Üşütme veya hafif gribal enfeksiyonların tetikleyicisi, genelde kısa bir süreliğine dengelenemeyen, yetersiz enerjilerdir. Çünkü bu tür rahatsızlıklarda vücudumuzun ve bağışıklık sisteminin enerji rezervleri azalmış olur. Üşütmeden şüphelendiğinizde bağışıklık sistemini uyarmak için, eksiksiz bir refleks bölgeleri masajı uygulayın; böylece “klasik” gripten kurtulmuş olursunuz. Yüksek ateşte ise masaj yapmaktan kaçının (s. 31)! Şu şekilde hareket edin: >Ayaklarla temasa geçin. Yani ayaklarınızı dokunarak sıcaklıklarını hissedin, dokuların gerginliğine ve kemik dokusuna bakın. Sonraayağı hafifçe eklemine doğru çevirin ve dokulara ihtiyatlı şekilde masaj yapın. Bunun belli bir planı yok ve sadece içgüdüsel olarak yapılıyor.(Kitabın46. sayfasında şekillerle ayrıntılı olarak anlatılıyor bu konu). >Yumuşak ve etkin bir biçimde omurilik bölgelerine masaj yapın. Omurliğin refleks bölgeleri her iki ayağın iç yüzündedir. Çizgisi omurga yekline benzemektedir. Omurganın boyun kısmının refleks bölgesi ayak başbparmağının ilk ekleminden, diğer parkaların kök eklemlerine kadar uzanır. Omurganın göğüs kısmının bölgesi orta ayak kemiğinden çıkıntı hissedilen kayık kemiğine kadar uzanır. Devamı bel omurlarının bölgesini oluşturur. Bunun arkasında birazcık yukarıda, kuyruk sokumu ve kuyruk sokumu kemiği bölgesi yer almaktadır.(Omurlik bölgeleri ve hassasiletleri konusu da kitabın 51. sayfasında ayrıntılı bilgilerle yer alıyor). Baş bölgelerini, Başın refleks bölgeleri pen iki ayak parmakları ve bunların kök eklemlerinde yer alır. İlginç bir şekilde her bir ayak parmağında bulunan bölgeler, küçülmüş olarak ayak başparmaklarında da yer alır(bakınız kitapta sayfa53) ve solunum yollarını ovun (bronş ve akciğer bölgesi) Nefesborusunun refleks bölgesi, birinci ve ikinci orta ayak kemiğinin aralığında yer alır.Diğer üç aralıkta ise broşların refleks bölgeleri yer alır. (Ayrıntılı izah için kitabın59. sayfasına bakabilirsiniz) Üst lenf kanallarının refleks bölgelerine daha uzun süre, yumuşak bir masaj uygulayın. Üst lenf kanallarının refleks bölgeleri her iki parmakta da parmak aralarındaki çizgilerde yer almaktadır.(Ayrıntılı izah için bakınız sayfa 57). >Ardından solar pleksus bölgesine hitap eden rahatlama tekniğini uygulayın. Başparmaklarımızın ucunu yatay olarak hafifçe ayak altınızdaki çukura bastırınız. Diğer parmaklarınızda ayağınızın sırt kısmını tutun. Her iki ayağı da aynı anda kavrayın. Ellerinizi çaprazlama tutun. (Ayrıntılı bilgi kitabın 63. sayfasında yer alıyor) >Son olarak ayaklara genel bir masaj yapın; iç taraftan yukarı, dış taraftan aşağıya doğru çalışın KİTABIN İÇERİĞİNDE NELER VAR? Masaj ile sağlık7 Bilinmesi gerekenler8 Refleks bölgeleri masajının tarihi8 Vücudun el ve ayaklardaki yansıması11 Refleks bölgeleri masajı nasıl bir etki gösterir?13 Beden ve bütün16 Dil ve beden16 Yönlendirme yardımları 17 Masajdan önce 22 Enerji ve enerji değişimi22 Dokunmanın verdiği huzur 24 Masaja verilen tepkiler26 Hangi sıklıkta masaj yapılır? 29 Tedavinin sınırları 30 >PRATİK Ayak masajı35 Hazırlık36 Ayaklardaki refleks bölgelerinin pozisyonları 36 Alet olan eller 40 Bu şekilde doğru masaj yaparsınız 41 Masaj teknikleri43 Masajın seyri 44 Seyre bakış48 Ayak bölgelerinin masajı50 Omurilik bölgeleri 51 Başın bölgeleri53 Omuz ve ense bölgeleri56 Üst lenf yollarının bölgeleri57 Kol ve diz bölgeleri58 Solunum organlarının bölgeleri59 Kalp ve kan dolaşımı bölgeleri61 Diyafram ve solar pleksus bölgeleri62 Sindirim organlarının bölgeleri64 İdrar taşıyan organların bölgeleri67 İç salgı bezleri ve dalak bölgeleri68 Kalçadaki organların bölgeleri70 0Kalça ve karın boşluğunun lenf bölgeleri 72 Yumuşak dokunuşlarla bitirin73 15 dakikalık rahatlama programı74 Günlük şikâyetleri gidermek76 Alerjik reaksiyonlar77 Solunum rahatsızlıkları ve astım78 Göz ve kulak sorunları79 Yatağı ıslatmak80 Mesane sorunları81 Bronşit82 Enerji sorunları ve hâlsizlik83 Üşütme ve grip84 Eklem şikâyetleri85 Boğaz ağrısı ve ses kısıklığı86 Hemoroit87 Cilt sorunları88 Saman nezlesi89 Konsantrasyon sorunları90 Baş ağrısı ve migren91 Tansiyon ve kan dolaşımı sorunları92 Bel ağrısı93 Mide ve bağırsak sorunları94 Âdet öncesi sendromu95 Ense ve omuz gerginliği96 Romatizmal sorunlar ve gut hastalığı97 Uyku bozuklukları98 Nezle ve öksürük99 Stres ve öfke100 Sindirim sorunları101 El masajı103 Hazırlık ve pratik104 El bölgeleri masajının avantajları 104 Refleks bölgelerinin ellerdeki pozisyonları 105 Masajın seyri 105 Omurilik bölgeleri 107 Baş bölgeleri 108 Üst lenf kanalları bölgeleri 109 Kalp ve kan dolaşımı bölgeleri110 Solar pleksus bölgeleri 111 Sindirim organlarının bölgeleri 112 Rahatlama115 Sakinleşmek116 Gerilme ve gevşeme 116 Tenis topuyla ayak tabanı masajı118 Kök salmak119 Enerji dolaşımını dinginleştirmek120
620220
Iğsız Paşa'yı açığa al zirvesi
08.43 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Iğsız Paşa'yı açığa al zirvesiGözler Erdoğan ile Başbuğ'un haftalık olağan görüşmesinde. Ancak bu buluşma diğerlerinden çok farklı olacak. 'nin bugün sürmanşetten duyurduğu iddiaya göre, Başbakan Erdoğan 1. Ordu Komutanı Hasan Iğsız dahil İrticayla Mücadele Planı'yla ilgili bütün subayları açığa almasını Başbuğ'dan isteyecek.Taraf gazetesinde Fikret Karagöz'ün 'ye yakın kaynaklara dayandırdığı habere göre Erdoğan, cuntacı olduğu ileri sürülen subayların peşini bırakmayacak.. Detaylı görüşme yapılacak 'da yaptığı açıklamada "'ye döndükten sonra konuyu detaylı bir şekilde Başkanı ile görüşeceğim diyen Erdoğan'ın Başbuğ ile yapacağı haftalık görüşme önem kazandı.. AK Parti kaynaklarının 29 Ekim kutlamaları nedeniyle yarına sarkması beklenen kritik zirveyle ilgili düşünceleri şöyle: "Ortada anayasal bir suç mevcuttur. Bu suçun yasalarda karşılığı neyse onun yerine getirilmesi istenecek. Başbakan'ın bu konuda çok kararlı olduğunu yaptığı açıklamarda yansıtmıştır. Bu görüşme diğerlerinden farklı olacak Şimdi başbaşka bir tablo ortaya çıkmıştır. Bu nedenle Başbakan ve Genelkurmay'ın bu hafta yapacakları görüşme, diğerlerinden farklı olacak. Sanırım bu görüşmede somut bazı kararlar çıkabilir. Başbakan bu belgede adı geçen kişilerin mutlaka açığa alınması ve geniş bir soruşturma isteyecek. Burada Sayın Genelkurkay Başkanı 'un vereceği bilgi ve nasıl bir tavır sergileyeceği çok önemli. Başbuğ görevden alınacak mı? "Başbuğ'un görevinden alınması" yönündeki görüşler için "bu konuda savcılığın yürüttüğü soruşturmanın sonuçları neticelelenmeden böyle bir şeyin olmayacağını" belirten hükümet kaynakları, "bir hukuk devletinde bu belgenin sorumluları mutlaka cezalandırılması gerekir. Hükümet olarak bunun açığa çıkması ve sorumluluların yargı önüne çıkması konusunda kararlıyız. Ama öncelikle yargının sonuçlarını beklemeliyiz" değerlendirmesinde bulundu."
620111
Avni Tarhan: Türk sporunda tarihi açılım
Avni Tarhan 29 Ekim 2009 PerşembeTürk sporunda tarihi açılım Türk sporu için yapılan kanuni düzenlemelere bir göz atalım:1-) 24.06.2008 tarihinde TBMM'de 5774 kanun numarası ile kabul edilen Devlet Sporculuğu Kanunu dünyada benzer bir uygulaması olmayan tek kanundur. 2-) Avrupa, Dünya ve Olimpiyat şampiyonu olmuş sporcular KPSS engeli olmadan Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü'ne memur olarak alınabilmekteler. 3-) Yine Avrupa, Dünya ve Olimpiyat şampiyonları Milli Eğitim'de BESYO mezunu olanlar KPSS engeli olmadan onlarda öğretmen olarak atanabilmekteler. 4-) Üniversiteler girişte Milli olmak, ve uluslararası derece sahibi olan sporculara giriş ek puanı yönünden bir avantaj sporcuya verilmektedir. 5-) Harika bir ödül sistemi. Evet Avrupa, Dünya ve Olimpiyat oyunlarında dereceye giren sporculara verilen devlet resmi ödülü ve kulüpleri tarafından verilen ödüller. Bunların tümü spordan gelen, sporun özünü bilen Başbakanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatları ve ekibinin büyük gayretleri ile gerçekleşti. Şunu kesin iddia edebilirim: Dünyada ikinci bir benzeri bulunmayan Devlet Sporculuğu Kanunu ile demokratik ortamda yapılan açılımların paralelini sporda da yaparak dünyada bir örnek teşkil etmiştir. Olaylara dünya penceresinden Türkiye içerisine baktığınızda ne kadar önemli bir çalışma olduğu anında fark edebilirsiniz.Evet Türk spor tarihinde Rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut Özal ile Başlayan yenilenme ve hamle hareketleri Başbakan Tayyip Erdoğan ile zirve yapmış ve sporumuzun uzun yıllar ayakta kalmasını sağlayacak çok önemli kanuni yapılanmalar sağlanmıştır. Şimdi yapılması gereken ikinci önemli şey Milli Eğitimi'mizde sporun rotasını sağlam bir yörüngeye yerleştirmek. Şu anki mevcut tabloya bakıldığında haftada bir saatlik Beden Eğitimi dersi ile sporun okullarda hiç olmadığını söyleyebiliriz. Dünyada sporda büyük başarı kazanan ülkelerin eğitim müfredatlarındaki beden eğitimi dersi uygulamalarına göz atacak olursak: Rusya haftada saat, Amerika (8), İngiltere (8), Almanya (7), Fransa (7), Japonya (7), Kore (8), Ukrayna (8), İsveç (8), Finlandiya (6), Norveç (6), Danimarka (6). Evet bu ülkelerde okullarda Beden Eğitimi dersi haftada belirtilen saatlar kadar uygulanmaktadır. Evet dünyada hal böyleyken tarih boyunca lider ve büyük uluslararasında mümtaz bir yeri olan Türkiyemiz ise bugün Avrupa Birliği'ne girme sürecinde dahi malesef haftada bir saat Beden Eğitim dersi ile yetinmektedir. Bu da 30 milyona yakın genç nufusu olan Türkiyemize hiç yakışmamaktadır. Sporumuza ihtilal niteliğinde açılımlar ile dünyada ufkunu açan Sn. Başbakanımızın okullar bazında da sporun yoğunlaşması için bir gayretini spor kamuoyumuz beklemektedir. Son söz olarak: Görmek istediğim üç şey ve üç temenni ile bitireyim: a-) Türk sporunun her zaman zirvede olduğu. b-) Tüm okullarda haftada en az saat branşlara göre beden eğitimi yerine spor yapıldığı c-) Türk sporunun dünyada başarı lideri olan Ata sporumuz güreşin şanına yakışır güzel bir kompleks, spor salonu ve bir tesise kavuşturulması.
620171
Cem'e hangi 'Peygamber'i önerdiler?
Erhan Öztürk'ün haberi Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu'nu ziyaret eden din görevlileri: Yardım istedi. "Hz. Yusuf'un merhametini, iyiliğini ve şefkatini öğrenmelisin" dedik. Maltepe Çocuk ve Gençlik Cezaevi'nde 42 gününü dolduran Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu Kuran okumak isteyince, din görevlileri kendisine Hz. Yusuf'u telkin ederek, Zümer Suresi'ni okumasını önerdi. Cem Garipoğlu geçtiğimiz hafta koğuşunda din görevlileri Mustafa Şahin ve Erdem Erdem ile görüştü. Garipoğlu görevlilere, "Bende iki Kuran var. Nasıl okuyacağım, nereden başlayacağım bilmiyorum" dedi. Cezaevinin infaz koruma memurlarının da bulunduğu görüşmede Cem Garipoğlu'nun isteği karşısında şaşıran görevliler kendisine, "Hz. Yusuf hayatının bir bölümünü iftira yüzünden cezaevinde geçirmiş. Orada herkese yardım etmiş. Ondan merhameti, iyiliği, doğruluğu, şefkati, Zümer Suresi'nden ise sabırlı ve erdemli olmayı öğrenirsin" önerisinde bulundu. 'KURAN OKUMAK İSTİYORUM' Görevliler, "Bizim için Cem veya başka biri fark etmez. Adalet Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında imzalanan protokol çerçevesinde, çocukların isteği doğrultusunda böyle bir eğitim veriyoruz" dedi. Cem Garipoğlu'nun çok sessiz ve sakin bir çocuk olduğunu, tek başına bir koğuşta kaldığını belirten din görevlisi Mustafa Şahin, Cem Garipoğlu'nun kendisine, "Hocam daha önce Kuran'la hiç karşılaşmadım. İlk kez görüyorum. İçimden dualar ediyorum, Allah'a yalvarıyorum, beni affetmesini diliyorum. Ancak bu duaları daha bilinçli yapmak istiyorum. Bana yardım edin" dediğini anlattı. Görevliler Cem Garipoğlu ile yaptıkları görüşmedeki izlenimlerini şöyle aktardı: "Dışarıdaki Cem ile içerideki Cem arasında ciddi fark var. İçeride çok sakin, sessiz ve saygılı konuştu bizimle. Odasında küçük buzdolabı, televizyon, masa ve sandalye vardı. Daha çok haberleri izliyor. Ancak günlük gazete okumadığını ifade etti. Biz ona Zümer Suresi'ni okumasını önerdik. Nereleri okuması gerektiğini işaretledik. Tamamını nasıl okuyacağını da anlattık. Tekrar isterse görüşüp, onunla dini konularda sohbetler ederiz." 'SERVET ONA ZARAR VERMİŞ' 2001'de yürürlüğe giren protokol çerçevesinde cezaevlerine görevli gönderdiklerini belirten İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı da Cem Garipoğlu'nun talebi ve söyledikleri hakkında şu değerlendirmeyi yaptı: "Cem, 'hayatımda hiç dini kitap elime almadım, ömrüm boyunca Kuran'ı görmedim' demiş. Bu bizim nesillerimizin büyük eksikliğidir. Medeniyetimizi, kültürümüzü ve değerlerimizi oluşturan Kuran'ı her zaman öğretmeliyiz çocuklarımıza. Sahip olunan büyük servetlerin manevi donanım olmayınca hiçbir önemi, anlamı yoktur. Cem'e sahip olduğu bu olanaklar, servet zarar vermiş. Bu kadar büyük olanaklara sahip olmasaydı belki bu suçu işlemeyecekti. Görevlilerimiz öncelikle bu konularda kendisine bilgi verdi. Cezaevlerine üniversite mezunu arkadaşlarımızı gönderiyoruz. Psikoloji ve iletişim alanlarında formasyonları var." SABAH 2009-10-29 05:57:49 Sen kimsin Allahın rahmetine kısıtlama ve filtrasyon uyguluyorsun, Kuran okumak istiyorum diyene kafir diyorsun. Kalbinimi yarıp baktın? Hadiste anlatılan 100 kişinin katili bir adam ve onun tövbesi vardı, hadisi bulup okumanı tavsiye ederim. Rahmet ve şefaatten ümit kesmeyelim. Üzerimiz çamurlu da olsa... metin hırçın 2009-10-29 05:44:32 hic kuranla karsilasmadim diyor.. türkiyede bilinen yahudi bir ailenin cocugu cem ama yahudiliktende uzak büyümüs satanizim gibi inanclara takilmis hoca meslegi icabi mahkumlarla konusuyor acaba cem duasini yahudilik tabiyetindemi yoksa müslümanlik tabiyetindemi yapiyor yada satnistlik güdüsü ile mi .. rabbim hidayet etsin diyorum ne diyeyim erhan ay
621079
Kredi kartı çetesi çökertildi
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER Kredi kartı çetesi çökertildi ANTALYA Antalya'da internet üzerinden tanıştıkları Rus hackerler aracılığıyla yaklaşık milyon kişinin kredi kartını kopyaladıkları belirlenen 13 kişilik çete çökertildi. Çete üyelerinin hackerlerle daha iyi iletişim kurabilmek ve kopyaladıkları kartlarla alışveriş yaparken dikkat çekmemek için Rusça eğitim aldıkları belirlendi. Antalya Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin ay önce başlattıkları çalışmalar sonucu, Antalya'da kasaplık yapan B.E.'nin lideri olduğu çete üyeleri, üzerlerinde yaklaşık milyon TL limitli kullanıma hazır kredi kartlarıyla birlikte yakalandı. Çetenin internet üzerinden tanıştıkları Rus hackerler aracılığıyla yurtdışındaki milyon kişinin kredi kartı bilgilerini ele geçirdikleri saptandı. Çete üyeleri, ele geçirdikleri bilgiler sonucu kopyaladıkları kredi kartlarıyla Türkiye'de ay içinde milyon Euro'ya yakın harcama yaptıkları belirlendi. Lüks içinde yaşayan çete üyeleri göze batmaya başladıklarını fark ettiklerinde Diyarbakır'a gitmek için hareket ettiklerini tespit eden polis, havalimanında operasyon yapıp aralarında çete lideri B.E.'nin de bulunduğu 13 kişiyi gözaltına aldı. Yakalanan çete üyelerinin ev, iş yeri ve araçlarında yapılan aramalarda, kredi kartı kopyalamaya yarayan MSR encoder cihazı, 87'si çeşitli ülkelerde yaşayan yabancılara ait bilgilerin bulunduğu 148 manyetik şeritli kart, değişik bankalara ait pos cihazı, dizüstü bilgisayar, masaüstü bilgisayar, üzerinde kredi kartı numaraları olduğu değerlendirilen not kâğıtları, harici harddisk, yabancı şahıslar adına düzenli 109 slip, nüfus cüzdanı ve yabancı kişiler adına düzenlenmiş 36 pasaport fotokopisi ele geçirildi. Ele geçirilen bilgisayarlarda yapılan incelemede, yaklaşık milyon kişiye ait MSN ve kredi kartı bilgileri bulundu. Bilgisayarlardan birinde arşivlenmiş 857 kişiye ait kullanıma hazır kredi kartı bilgileri saptandı ve bu kartların toplam limitinin milyon TL olduğu belirlendi. Örgüt üyelerinin lüks otellerde konakladıkları, gece kulüplerinde eğlendikleri ve sık sık hamam kapattıkları kaydedildi. Sorgularının ardından Bekir E. ile A.K, M.A, M.K, L.P, A.Y, C.D, R.Ö, O.K, M.D, E.K, S.Y. ve S.G. adliyeye sevk edildi. 29.10.2009 GÜNDEM
620637
27 yaşına 'Mor Menekşe'yle girdi
Yaşam 27 yaşına 'Mor Menekşe'yle girdi GÜNAYDIN/ Yüksel Yavuz Giriş Saati 29.10.2009 10:47 Güncelleme 29.10.2009 12:27 Kaleci Volkan Demirel, 27'nci yaşgününü takım arkadaşları ve sevgilisi ile Al Jamal'de kutladı. Fenerbahçe'nin ve milli takımın kalecisi Volkan Demirel 27'nci yaşını Al Jamal'de kutladı. Demirel doğum gününe, bir senedir beraber olduğu 2009 Belçika güzeli Zeynep Sever ile katıldı. 'MOR MENEKŞE'Yİ SÖYLEDİ Alex De Souza, Roberto Carlos, Emre Belözoğlu, Deniz Barış gibi ünlü futbolcuların eşleri ile geldikleri parti geç saatlere kadar sürdü. Demirel'in dört katlı pastası alkışlarla kesilirken, kaleciyi ilk tebrik eden, sevgilisi oldu. Volkan'ın 'GS'ye ithafen 'Mor Menekşe' şarkısını söylediği, dansözlerle göbek attığı ve arkadaşlarıyla kolbastı yaptığı gecede, fotoğraf çekilmesine izin verilmedi. Yayın tarihi: 29 Ekim 2009 Perşembe
621240
Atalay: DTP Süreci Tahrip Etmiştir
: Atalay: DTP Süreci Tahrip Etmiştir İçişleri Bakanı Beşir Atalay "Demokratik Açılım" için mecliste yapılacak genel görüşmenin iptal edildiğini açıkladı. Yayına Giriş: 29.10.2009 22:12:36 Güncelleme: 29.10.2009 22:18:52 İçişleri Bakanı Beşir Atalay, teröristlerin teslim olma sürecinde yaşanan gösterilerle ilgili olarak, "DTP süreci tahrip etmiştir" dedi. Atalay, bu kapsamda Meclis'te Kasım ayı başında yapılacak genel görüşmenin de ertelendiğini söyledi. Çankaya Köşkü'nde Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna katılan Beşir Atalay, demokratik açılım sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Atalay, teröristlerin teslim olması sırasında yaşanan gösterilerle ilgili olarak Demokratik Toplum Partisinin süreci tahrip ettiğini belirterek, "Yapılan miting ve gösterilerin DTP'nin kontrolü altında yapılmadığı görüşü doğru değildir" dedi. Bakan Atalay, eve dönüşte yaşanan gösteriler nedeniyle, Kasım ayı başında yapılacak olan Meclis'teki genel görüşmenin de ertelenmek durumunda kalındığını söyledi. Atalay, açılım sürecinde örgüt üyelerinin silah bırakıp gelmelerinin de gözardı edilmemesi gerektiğinin altını çizdi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Devlet bakanı Zafer Çağlayan'ın, Kuzey Irak ziyaretine de değinen Atalay, ziyaretin iyi bir adım alacağını belirterek, "Kuzey Irak'ın terör ortamı olmaktan çıkarılması gerek" dedi.
619854
Olympus, yüz algılıyor
Olympus Yeni FE-4000, 4x geniş açı optik zoom sayesinde (26-105mm*) grup portreleri çekimlerini kolaylaştırıyor. Bu model, her seferinde keskin ve net fotoğraflar için AF takip özelliği ve i-Auto modu sunuyor. Kullanıma hazır geniş Sihirli Filtreler (Düğün, Pop Art, Eskiz ve İğne Deliği) yelpazesi de fotoğraflara ekstra yaratıcı bir dokunuş kazandırıyor. Çekmeye başladığınız anda, bakışlar Saf Beyaz, Koyu Gri, Metal Pembe, Arktik Mavisi veya Mandalina Turuncusu renkli bu şık gövdenin üzerine çekiliyor. Çift Katmanlı Kristal Kabuk bitişi sayesinde diğer makinelere oranla farkını ortaya koyabiliyor. Gelişmiş Yüz Algılama Teknolojisinden Dijital Görüntü Sabitlemeye kadar uzanan diğer özelliklerle, kusursuz çekimlerin elde edilmesi mümkün. Ayrıca bu görüntüler 6,9cm/2.7" LCD ekranda izlenebiliyor. FE serisinin en yeni modelleri, yenilikçi Sihirli filtreler sunuyor. Çekme, oynatma, LCD'de izleme ve de silme gibi ana fonksiyonlar "Tek tuş, tek fonksiyon" tasarım prensibi sayesinde tek bir tuşa basarak kolayca etkinleştiriliyor. Bu pratik özelliklerin tümü xD-Picture Card ve microSD* uyumluluğuyla tamamlanıyor. Üstelik yeni makinelerin her biri cazip renk seçenekleriyle sunuluyor.
620531
Cumhuriyet değildir!
Cumhuriyet değildir! 29.10.2009 12:32CUMHURİYET Bayramı'nız kutlu olsun! Cumhuriyet ilkokul kitabında bile, "halkın halk tarafından halk için" idare edilmesidir. Cumhuriyet halkın hanedanlıklar tarafından idaresi değildir. Cumhuriyet halkın cemaatler tarafından idare edilmesi değildir. Cumhuriyet halkın paranın gücü tarafından idare edilmesi değildir. Cumhuriyet halkın bürokrasi tarafından idare edilmesi değildir. Cumhuriyet halkın bir zümre tarafından idare edilmesi değildir. Cumhuriyet halkın imtiyazlı bir zümre tarafından idare edilmesi değildir. Cumhuriyet halkın silahlı, rütbeli imtiyazlı bir zümre tarafından idare edilmesi değildir. Cumhuriyet halkın, toprak, sermaye, medya, cemiyet, cemaat, siyaset, bürokrasi, akademi, yargı ve askeriye aristokrasileri tarafından idare edilmesi değildir. Cumhuriyet halkın koyun görülmesi değildir. Cumhuriyet halkın güdülmesi değildir. Cumhuriyet halkın birbirine kurt ve kuzu yapılması değildir. Cumhuriyet halkına, kardeşine bu denli düşmanlık değildir. Cumhuriyet paranın, imtiyazın, devlet gücünün, üniformanın, öğretimin bu denli eşitsizlik yaratması değildir. Cumhuriyet insanın inanç, inanmama, kimliğini idrak, kendinin ve başkasının kimliğine, kişiliğine saygı, düşünce, ifade, eleştirme, tartışma özgürlüklerinden mahrum bırakılması değildir. Cumhuriyet üç beş slogan, bir kitap ezber, tek göz tarih bilgisi ardında kudret gösterisi değildir. Cumhuriyet statü, konum, mevki, makam, rütbe, güç sayesinde alttakileri aşağı görme, aşağılama, ezme, köleleştirme hakkı değildir. Cumhuriyet ağalık, paşalık rejimi değildir. Cumhuriyet kimsenin imtiyazında, inhisarında, tekelinde değildir! Cumhuriyet ve halk, kimsenin otoritesinin tekelinde değildir! Cumhuriyet ve halk, kimsenin otoritesinin kölesi, kuklası değildir! Cumhuriyet; sultanın, dinin halk üstündeki ezeli, ebedi mutlak otoritesini kaldırma iddiasındayken, başkalarının ezeli, ebedi mutlak otoritesini tesis etmek hiç değildir! Biraz da böyle bilinirse... Türkiye'nin sadece demokratikleşme değil, aynı zamanda bizatihi "cumhuriyetleşme" sorunu da olduğu görülür. Türkiye'nin ne kadar eksik, ne kadar yalan cumhuriyetleştiği veya demokratikleşme bir yana, hakiki cumhuriyetleşmekten bile men edildiği görülür. Biraz da böyle bilinirse... Türkiye'de Silahlı Kuvvetler'in sadece rejimdeki konumu açısından demokratikleşme zorunluluğu değil; bizatihi kendi içinde "demokratikleşmesi" ve hatta "acil cumhuriyetçileşmesi" gereği de en azından düşünülür. Biraz da böyle bilinirse... Askeri sevk ve idare zorunluluklarının çok ötesinde... Daha askeri öğrencilikten, "ast ve üst"ten ziyade "alt ve üstün"lük üstüne... Alttakini, ötekini hor görme üstüne nice zihin, beden ve hayat şekillendiren, alttaki nice zihin, beden ve hayatı da karartabilen (on binlerce şahidim var!) "problem"in varlığı fark edilir. 70 milyonluk ülkenin kuşak kuşak, tertip tertip milyonlarca "erkek yarısı"nın; üstelik aile, baba, aşiret, cemaat, din, her tür hoca, milliyet, etnisite, tarih, ezber, tabu, namus, töre "otoritesi"yle zaten yaralanmış olması muhtemel ruhlarının da "problem"e karıştığını, bir parçası haline geldiğini düşünürseniz... Kendi astını hor görenin, "alttaki halk"ı nasıl görebileceğinden biraz kuşku duyarsanız! Duymayabilirsiniz tabii. Böyle hiç düşünmeyebilirsiniz. Ama bugün karşınızda nutuk atan "otoriter" sivil ve askeri erkânın "cumhuriyetçi" duruşuna az bakın... Özgürlük, eşitlik, kardeşlik... halk, adalet, hakkaniyet, hakikat açısından, bir bakın hele! Cumhuriyet değildir!
620189
Küba, ABD İle müzakerelere hazır
06.25 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, İle müzakerelere hazır Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez, 'de Başkan yönetimine bir iyi niyet gösterisi olarak, yönetimiyle, iki ülke arasındaki sorunları her düzeyde görüşmeye hazır olduklarını söyledi. Rodriguez, Küba ve ABD arasında genişletilmiş bir zeminde sorunları ele almaya hazır olduklarını, terörizm ve kaçakçılığıyla mücadele, doğal afetlerde işbirliği gibi konuları da kapsayacak temaslar için Temmuz ayında teklif yaptıklarını ve bu konuda ABD'den yanıt beklediklerini söyledi. Küba Dışişleri Bakanı, Obama yönetiminin, ülkenin geleneksel hasımları ile diyaloğu genişletme yönündeki tutumunu memnuniyetle karşıladıklarını ifade ederek, "ABD hükümetiyle istedikleri düzeyde görüşmeye hazırız. Yanıtlarını bekliyoruz" dedi. Şıklık ve fonksiyonellik ona özgü.. ...
620754
Beşiktaş basına kapalı idmanda çalıştı...
14.39 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, basına kapalı idmanda çalıştı... ’de 31 Ekim Cumartesi günü kendi sahasında ile yapacağı karşılaşmanın hazırlıklarını yaptığı antrenmanla sürdürdü. BJK Nevzat Demir Tesisleri’nde teknik direktör yönetiminde basına kapalı yapılan idmanda futbolcular, kondisyon ve taktik ağırlıklı bir çalışma gerçekleştirdi. Pas ve şut çalışması yapan futbolcular, çalışmayı taktik ağırlıklı çift kale maçla tamamladı. Beşiktaş’ın bugünkü idmanına sakatlıkları süren Delgado, ve Rıdvan katılmadı. Siyah-beyazlı takım, Ankaragücü maçı hazırlıklarını yarın yapacağı antrenmanla tamamlayıp, kampa girecek. Bu arada, teknik direktör Mustafa Denizli’nin, Beşiktaş Kulübü’nün 31 Ekim Cumartesi günü Ankaragücü ile yapacağı karşılaşmanın 30 Ekim Cuma gününe veya 11-14 Kasım tarihleri arasında oynanmasına yönelik talebine, Futbol Federasyonu’nun olumsuz yanıt vermesi ile ilgili olarak, Ankaragücü karşılaşmasının ardından açıklama yapacağı bildirildi. .. ...
621195
Boğazı'da görkemli Cumhuriyet kutlaması
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER Boğazı'da görkemli Cumhuriyet kutlaması Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 86. yıl dönümü dolayısıyla Boğaziçi Köprüsü ile Kız Kulesi arasında ışık, lazer ve havai fişek gösterisinden oluşan görsel şölen düzenlendi İSTANBUL (A.A) Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 86. yıl dönümü dolayısıyla Dolmabahçe Sarayı'nda resepsiyon verildi. Dolmabahçe Sarayı Hasbahçe'deki resepsiyonda, İstanbul Valisi Muammer Güler ve eşi Neval Güler davetlileri karşıladı. Daha sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Boğaziçi Köprüsü ile Kız Kulesi arasında düzenlenen ışık, lazer ve havai fişek gösterisi için Dolmabahçe Sarayı'nın rıhtım bölümüne geçildi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, burada yaptığı konuşmada, bugün Atatürk'ün 'En büyük eserim' dediği Cumhuriyetin kuruluşunun 86. yılının coşkuyla kutlandığını söyledi. Alparslan'dan Fatih'e, Fatih'ten Atatürk'e ve günümüze kadar bu topraklarda kanını veren şehit ve gazileri, Atatürk'ün silah arkadaşlarını şükranla andıklarını belirten Topbaş, 'Diyoruz ki; Cumhuriyeti birlikte kurduk, tek bayrak tek yumruk olduk ve bu bayrağın altında geleceğe, muasır medeniyetler seviyesine ulaşıyoruz. İstanbul'un bu güzelliklerinin dünyaya yansımasını diliyorum' dedi. Konuşmanın ardından, Vali Güler, Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş ve 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız, birlikte butona basarak, 16 ayrı noktadan yapılacak 48 bin adet havai fişek atışını başlattı. Havai fişeklerin renk kattığı gösteride, Boğaziçi Köprüsü üzerinde 42 ateşleme sistemiyle 800 metre ateş şelalesi oluşturuldu. Gösteriler, Fahir Atakoğlu tarafından özel olarak bestelenen müzik eşliğinde seyredilirken, gösteri koreografisi de bu besteye göre yapıldı. Ortaköy ve Beşiktaş sahiline ses sistemi kuruldu, vatandaşlar hem havai fişek gösterilerini izledi, hem de ses aktivitelerini dinledi. Dolmabahçe Sarayı'ndaki davetliler, gösterinin ardından ellerindeki Türk bayraklarıyla 10. Yıl Marşı'nı söyledi. Daha sonra Vali Güler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız ve Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Hüseyin Nusret Taşdeler, dev boyutlu Cumhuriyet pastasını kesti. katlı pastanın içinden bal mumundan yapılmış Atatürk heykeli çıktı. İstanbul Valisi Güler, burada yaptığı konuşmada, Cumhuriyetin 86. yıl dönümünün büyük bir gururla kutlandığını söyledi. Cumhuriyetin kurucusu Ulu Önder Atatürk'ün hayata gözlerini yumduğu Dolmabahçe Sarayı'nda 4. kez bu muhteşem gösteriyi izleten Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş'ı yürekten kutladığını ifade eden Vali Güler, 'Büyük Atatürk'ün bize emaneti ve laik demokratik sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ni sonsuza dek yaşatmak için azimliyiz, kararlıyız' diye konuştu. Resepsiyona, Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Eski 1. Ordu Komutanı Emekli Orgeneral Ergin Saygun, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, 'Ergenekon' soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, Atatürk'ün manevi kızı Ülkü Adatepe, sanat, siyaset, iş ve medya dünyasından davetliler ile kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Öte yandan, kutlamalar kapsamında kent genelindeki cadde ve meydanlara 60 bin Türk bayrağı, bin elektrik direğine Cumhuriyet flaması ve 50 üst geçide de duyurular asıldı. 29.10.2009 GÜNDEM
620261
"Şampiyon olacağımıza eminim"
09.34 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, "Şampiyon olacağımıza eminim" Ziraat 'nda 'u 2-1 yenerek gruplara kalan 'da teknik direktör çok önemli bir galibiyet aldıklarını söyledi. Hollandalı teknik adam şampiyon olacaklarına da emin olduğunu belirtti. Rijkaard, karşılaşma sonrası yaptığı açıklamada çok önemli bir maçı kazandıklarını belirterek "Bugün sahada oynayan ilk 11'i hak edecek bir çok futbolcumuz vardı. İlk yarıda maçın üstün tarafındaydık. Ve bu şekilde devam etmeye çalıştık. Ama sonra 10 kişi kaldık ve bu takımımızı etkiledi. Takımımızı galibiyet için savaştı. Son 15-20 dakikada bazı oyuncularızda yorgunluk belirtileri başladı. Ama tabi maçta pozistif şeylerde vardı. Linderoth'un uzun bir aradan sonra aramıza katılması ve diğer bazı futbolcularımız da bugün forma şansı buldular" dedi. Hollandalı teknik adam, derbi mağlubiyetinin ardından bu galibiyetin alınmasının hatırlatılması üzerine "O yüzden bu maçın kazanılması bizim için çok önemliydi. Ama takım toparlandı diyebilirim. yüzden artık önümüze bakmamız lazım. Bu galibiyet önümüze bakmamız için bize yardımcı oldu. Ancak bu maçı tek karmaşık hale getiren 10 kişi kalmamız ve böyle mücadele etmemiz oldu" şeklinde konuştu. Kendisine yapılan eleştirilere de değinen Rijkaard "Herkesin kendi düşüncersini söylemeye hakkı var" derken "Sezon sonunda şampiyon olacağımıza eminim" sözleriyle konuşmasını noktaladı. .. ...
619953
Yarışmacı Hikmet mesleğinden soğuyor
Yarışmacı Hikmet mesleğinden soğuyor Haluk Bilginer ve Özkan Uğur'un başrollerini üstlendiği Sıkı Dostlar yeni bölümüyle bu akşam ekrana getiriliyor. Orjinali “The Odd Couple” olan Sıkı Dostlar birbirinden çok farklı iki erkeğin tesadüfler sonucu aynı evde yaşamasıyla başlayan komik olayları anlatıyor. Dizide bu hafta, Hikmet ve Cevdet rakipleri, Leyla ve Necla olarak “Serhat Tapucu' yla İp Ucu” programına katılsalar da yarışmaya Hikmet Leyla ve Cevdet Necla olarak başlarlar. Cevdet ve Necla'ya 180'e yenilen Hikmet mesleğinden ve beynin sınırsız gücüne olan inancından soğur. Cevdet, Suat ve Bahri Hikmet'in bu durumuna üzüldükleri için onu hayata geri döndürmeye çalışırlar. Ama her şey kadar da basit değildir. FOX 22.45 29.10.2009 TELEVİZYON
619817
Virüsü kaptı 48 saatte öldü
Virüsü kaptı 48 saatte öldü 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’da domuz gribine yakalanan ve zamana dek sağlıklı olan 13 yaşındaki Evan Frustaglio’nun 48 saat içinde ölümü şok etkisi yarattı Cumartesi günkü hokey turnuvasında ateşi çıkan Frustaglio’ya hafif mevsimsel tanısı konuldu. ‘Tylenol’ yazılarak evine dinlenmeye gönderilen ve olduğu anlaşılamayan Frustaglio evinde öldü.
619942
Türk dostu bakan Türkiye'ye geliyor
İBRAHİM KARAGÜL AKİF EMRE Türk dostu bakan Türkiye'ye geliyor ANKARA/KÜDÜS(ANKA) Gazze Operasyonu ve Davos yüzünden kriz yaşanan Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerde “Anadolu Kartalı” tatbikatı ve “Ayrılık” dizisinin yarattığı yeni sarsıntı ardından Ankara ilk kez üst düzey bir İsrail hükümeti üyesini ağırlayacak. Türkiye ile gerginlikler konusunda bazı İsrailli bakanların sert açıklamalarına tepki gösteren Sanayi Ticaret ve Çalışma Bakanı Binyamın Ben-Eliezer'in Kasım'da Türkiye'yi ziyaret edeceği bildirildi. 29.10.2009 DÜNYA
620557
Taraftardan süper gol!
12.59 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Taraftardan süper gol!İngiliz medyası, günlerdir Barnsley- maçında yaşanan olayı konuşuyor. Salı günü Barnsley'i deplasmanda Welbeck ve Michael Owen'ın attığı gollerle 2-0 yenen çeyrek finale çıkmıştı. Ancak karşılaşmayı İngiliz medyasında günlerdir konuşulur hale getiren olay Barnsley taraftarlarının yaptıklarıydı. Manchester United kalecisi Ben Foster'ın kale vuruşu kullanmaya hazırlandığı bir esnada sahaya iki paslaşarak topu kaleye gönderdi. Maçın uzatma dakikalarında yaşanan bu olay hakkında Futbol Federasyonu (FA) soruşturma başlattı. İŞTE GOL... .. ...
619715
Taksiler artık boş dolaşmayacak
Taksiler artık boş dolaşmayacak 29 Ekim 2009 Perşembe, 00:13 İstanbul Büyükşehir Belediyesinden yapılan açıklamaya göre, Ulaşım Daire Başkanlığı Toplu Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü tarafından hazırlanan yönergeyle, toplu ulaşımda hizmet kalitesini ve ulaşımın etkinliğini arttırmak için taksilerin trafikte boş gezerek trafik yoğunluğunu arttırmalarının önlenmesi amaçlanıyor. İstanbul'da taksi ve taksi dolmuş olarak hizmet veren araçların ruhsat sahipleriyle şoförlerin hak ve yükümlülüklerini düzenleyen yönerge, araçların taşıması gereken şartları, uyması gereken kuralları, taksi duraklarının standart, teknik özellik ve işletim sistemlerinin yapılması, açılması, tadil edilmesi, indirme, bindirme ve bekleme yerlerinin düzenlenme kurallarını belirliyor. İstanbul'da taksilerin yüzde 40'ı bir durağa bağlı çalışırken, yüzde 60'ı ise durağa bağlı olmaksızın kent içinde sürekli dolaşıyor ve trafik yoğunluğunu gereksiz yere artırıyor. Taksi sürücüleriyle yapılan görüşmelerde, ''taksilerin bir günde yaptıkları kilometrenin 3'te birini müşterileri olmaksızın boş halde dolaşarak yaptıkları'' belirlendi. Bu, ayda bin 500 kilometre yapan bir taksi için bin 500 kilometreye tekabül ediyor. Ayrıca, bu nedenle atmosfere yayılan zararlı emisyonlar da çevre kirliliğine sebep oluyor. ''Ticari Taksi ve Taksi Dolmuş Yönergesi'', kitapçık halinde tüm taksi ve taksi dolmuş esnafına dağıtılacak. AA
620469
Sakar hırsızların soygunu VİDEO
Dükkân sahibinin alarm düğmesine basmasıyla panikleyen soyguncudan biri silahını pantolonunun içinden yere düşürdü. Sonrasında yaşanan gelişmeler, komik sahnelerin yaşanmasına neden oldu. Bir ara çarpışan soyguncu hiçbir şey alamadan çareyi kaçmakta buldu. Olay sonrası görüntüleri izleyen emniyet güçleri, elleriyle koymuş gibi soyguncuları yakaladı. Soygun girişimine karıştığı öne sürülen kişiden 3'ü emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. Firardaki bir kişinin yakalanması için çalışmalar sürüyor. Komik soygun girişimi, Nurtepe'de Necdet Yaşar'a ait Kübra Kuyumculukta gerçekleşti. Öğle saatlerinde müşteri gibi kuyumcuya giren kişiden biri altınları incelerken, diğeri de sanki bir müşteriymiş gibi elleri arkasında etrafı kesti. Şartların müsait olduğunu gören soygunculardan biri silahlarını çıkartarak kuyumcuya doğrulttu. Dükkân sahibi bir yandan soyguncuları oyalamak isterken bir yandan da alarma bastı. Alarmın sesini duyarak paniğe kapılan soygunculardan ikincisi belindeki silahı almak isterken pantolonunun içinden yere düşürdü. Silahın pantolondan aşağı inmesini bekleyen acemi soyguncu, paçasından silahı aldı. Silahı eline alan soyguncu bu kez de silahı camekânın üzerine koydu. İkincisine göre biraz daha profesyonel olan birinci soyguncu, camekândaki silahı alarak arkadaşına geri verdi. Bu arada, kapıda bir kadın gören soyguncular, kuyumcudan bir şey alamadan kaçmak zorunda kaldı. Birinci soyguncu dışarı çıkarken ikinci soyguncu yerde yatmakta olan ve tam sırada arka kısma geçen dükkân sahibinin peşinde gitti. İçeri giren ikinci soyguncu da dışarı çıkarak kaçmak zorunda kaldı. Tam her şey bitti derken birinci soyguncu, 10 saniye sonra tekrar kuyumcuya gelerek tezgâhın üzerine unuttukları bir şey var mı diye baktı. Tezgâhın üzerinde bir şey olmadığını gören birinci soyguncu dışarı çıkarak kayıplara karıştı. Soyguncuların gittiğinden emin olan Necdet Yaşar, ilk olarak kapıyı kapattı. Sonrasında çekmeceye yönelen Yaşar, silahını aldı. Etrafına bakınan dükkân sahibi hemen telefona sarılarak, polis ekiplerine haber verdi. Olayı gören diğer dükkân sahipleri de bir süre sonra içeri gelerek kuyumcuyu teselli etti. Olayı dışarıdan an be an izleyen bir kadının ise fenalaşarak bayıldığı gözlendi. İhbarı alır almaz olay yerine gelen Kâğıthane Emniyet Müdürlüğü ekipleri, güvenlik kamera kayıtlarını incelemeye aldı. Kayıtları izleyen asayiş polisleri, eşkâlleri ve adresleri belirlenen soyguncuları yakalamak için evlerine operasyon yaptı. Polis olayda kullanılan adet silahla birlikte Celal B., Serdar Y. ile bunlara yardımcı oldukları öne sürülen Ersin A.'yı yakaladı. Polis yetkilileri, olayla ilgili firari olan Serter Y.'nin de aranmasının sürdüğünü söyledi. Zanlıların daha önceden oto yakma ve çok sayıda hırsızlık olayından sabıkalarının bulunduğu öğrenildi. Emniyetteki işlemleri tamamlanan şahıslar, Şişli Adliyesi'ne sevk edildi.
620632
Cem Garipoğlu babasıyla aynı cezaevinde
Cem Garipoğlu babasıyla aynı cezaevinde Giriş Saati 29.10.2009 11:03 Güncelleme 29.10.2009 12:00 Liseli Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu, bugün 18 yaşına girdiği için Silivri Cezaevi'ne nakledildi. 17 Eylül tarihinde tutuklanan katil zanlısı Cem Garipoğlu, yaşı 18'den küçük olduğu için Maltepe Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ne konulmuştu. 43 gün çocuk cezaevinde kalan Cem Garipoğlu, bugün 18 yaşına girdiği için Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ne nakledildi. Sabah erken saatlerinde cezaevinden çıkartılan Garipoğlu, ring aracına bindirildi. Güvenlik gerekçesiyle bir ring aracıda Garipoğlu'nu arkadan takip etti. Silivri Cezaevi'ne getirilen Garipoğlu, yeni koğuşuna yerleştirildi. Cem Garipoğlu'nun babası Mehmet Nida Garipoğlu da aynı davadan Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor. Yayın tarihi: 29 Ekim 2009 Perşembe
620396
Avea’dan banka ve sigorta sektörü çalışanlarına yeni tarife
10.49 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’dan banka ve sektörü çalışanlarına yeni tarife yeni tarifesi “BASİCELL” ile banka ve sektörü çalışanlarını ayda 12 liraya tüm Avea, ev-iş ve diğer operatör numaralarıyla “özgürce konuşturduğunu” bildirdi. Avea’dan yapılan açıklamada, şirketin Basisenliler Dayanışma ve Yardımlaşma Vakfı (BASİDAV) önderliğinde hayata geçirdiği yeni tarifesi “BASİCELL” ile BASİDAV üyeleri, Banka ve Sigorta İşçileri Sendikası (BASİSEN) üyeleri, üyelerin çalıştığı işletmelerdeki diğer çalışanlar ile emeklileri ve iştirak şirketlerinde çalışanların “çok avantajlı” koşullarla her yöne konuşma imkanına sahip olduğu belirtildi. Açıklamada, “BASİCELL” tarifesi kapsamında abonelerin ve ÖİV dahil ayda 12 lira ödeyerek yurt içinde Avea, ev-iş ve diğer operatörlerle 90 dakika ücretsiz konuştuğu, öte yandan tarifeye abone olanların, diğer “BASİCELL” aboneleriyle kendi aralarında konuşabilecekleri 300 dakika bedava konuşma süresi ve Avea içi kullanımlarda geçerli 150 SMS kazandığı kaydedildi. “BASİCELL” tarifesi çerçevesinde hizmetlerinin de katılımcılara indirimli olarak sunulduğuna dikkati çekilen açıklamada, “BASİCELL” sahiplerinin ayrıca Bayındır Sağlık Grubu’na bağlı ve ’daki hastaneler ve ağız kliniklerinde yüzde 25’e varan imkanından da faydalanabildiği bildirildi. ...
619834
Belgenin içeriğinin değil, ortaya çıkaranın peşinde
CHP lideri, belgedeki vahim içerikten çok, suç ve suçları Cumhuriyet'in savcılarına bildiren subayın peşine düştü. Orijinal belgelenin 4,5 ay sonra ortaya çıkmasını eleştiren Baykal, kamuoyunun yönlendirilmek istendiğini savundu. Baykal, "Böyle bir oluşumun içinde olmayı kim içine sindirmiştir? Kimdir bu kişi? Bunun derhal ortaya çıkması lazım. Bu ithamları yapan kişi kimdir? Bunu kamuoyu merak ediyor. Bir an önce ithamlarını kanıtlamalıdır." dedi. Baykal, partisinin İstanbul il teşkilatında düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamada, subayın belgeyi 12 Haziran'da ele geçirdiğine dikkat çekti. Ancak belgeyi ekim sonuna kadar çıkarmamayı uygun gördüğünü vurgulayan CHP lideri, "Bu yapılanı sadece gündem saptırmak olarak açıklamak mümkün değil. Ciddi bir karar alındı ve bu kararın çeşitli yöntemlerle, belirli strateji ile uygulandığını görüyoruz." iddiasında bulundu. Baykal, CHP'nin cuntacılarla işbirliği yaptığı suçlamasını da kabul etmedi. "Belge gerçekse Başbuğ istifa etmeli." sözüne atıf yapan Baykal, "CHP olarak bu belge tartışması çıktığı zaman çok net bir tavır takınmış bir partiyiz. 'Derhal gereği yapılsın' demiştik. Aynı noktadayım ben. Ama bu, belge olmanın ötesine geçti, bir siyasî ithamname oldu." ifadelerini kullandı.
620705
Real Betis, domuz gribi yüzünden maçının iptalini istedi
13.45 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Real yüzünden maçının iptalini istedi Mehmet ’nun da forma giydiği Real takımı, futbolcusunun virüsü taşıdığının belli olmasından sonra Futbol Federasyonu’na başvurarak, Pazar günü takımına karşı oynayacağı maçın ertelenmesini talep etti. Hasta olan futbolcularının domuz gribi olduklarına ilişkin test sonuçlarının pozitif gelmesinin ardından bugün federasyona başvuran Real Betis, bir hastalık riskine karşı oyuncuların ve taraftarların korunmasıyla ilgili maddeyi mazaret göstererek maçın ertelenmesini istedi. Carlos Garcia, Sergio Garcia, Arzu, Sunny, İsrael ve Nelson’un mevcut durumda domuz gribi oldukları kesinlik kazanırken, Ricardo, Damia, Nano ve Juande de bu hastalığın belirtilerinin görüldüğü bildirildi. Betis, sakat olan Aurelio ve Nacho’nun da yokluğuyla birlikte şu anda sahaya sürecek kadrosunda 12 oyuncunun eksik olabileceğini belirtti. Bu arada Villarreal takımı, Betis’in maçı erteleme talebine hak verirken, federasyonun da olumlu görüş açıklayabileceği söyleniyor. .. ...
620205
Korgeneral Öztürk ile Belediye Başkanı Osman Baydemir tokalaşmadı
07.59 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Korgeneral Öztürk ile Belediye Başkanı tokalaşmadıSerdar SUNAR/DİYARBAKIR, CUMHURİYET Bayramı nedeniyle Anıtpak'ta yapılan çelenk bırakma törenine katılan Büyükşehir Belediye Başkanı 'li ile Garnizon Komutanı Korgeneral Akın Öztürk tokalaşmadı. Cumhuriyet'in 86'ncı kuruluş yıldönümü nedeniyle 'na çelenk bırakma törenine katılan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, İstiklal Marşı'na eşlik etti. Çelenk törenine Diyarbakır Valisi 2'nci Taktik Hava Kuvvet Komutanı Korgeneral Akın Öztürk, Rektörü Ayşegül Jale Saraç, bazı parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katılırken, Baydemir'in törene son gelen isim olması dikkat çekti. Tören alanına gelen Baydemir, sadece Vali Hüseyin Avni Mutlu ile selamlaşıp yerini alırken, Korgeneral Öztürk ile selamlaşmadı. Baydemir, İstiklal Marşı da okurken, Vali Hüseyin Avni Mutlu ile samimi göründü. Törenin ardından Osman Baydemir, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve Vali Mutlu'nun elini sıkarken, Korgeneral Akın Öztürk tören alanından uzaklaştı.
620007
Fransa Meclisi'nde Türk dostluk gecesi
Fransa Milli Meclisi, önceki gece Paris Kültürlerarası Diyalog Platformu'nun girişimiyle düzenlenen Türkiye-Fransa dostluk yemeğine ev sahipliği yaptı. Gayri resmi bir formatta düzenlenen geceye iktidar partisi Halk Hareketi Birliği (UMP) ve Sosyalist Partili (PS) milletvekilleri, akademisyenler, yazarlar, sivil toplum örgütü temsilcileri ve Türk işadamları katıldı. Türk müziği konserinin verildiği oldukça sıcak ve samimi bir ortamda geç saatlere kadar süren gecede meclisteki Türkiye Grubu Başkanı Michel Dieffenbacher ve Strasbourg milletvekili Jean-Philippe Maurer'e dostluk ödülü verildi. Programın en ilginç tarafı ise meclisin üç idare amirinden birisi olan ve Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıkan Richard Mallié'ye ait salonda düzenlenmesi oldu. Bu duruma takılan Fransız vekilleri, "Gecenin ironisi olsa gerek. Mallie hiç'te memnun değildir herhalde." yorumunu yaptılar. PARİS ZAMAN
620251
29 Ekim
Bu gün Cumhuriyet ilan edildi.. Mustafa Kemal Meclisi açarken, “Halife ve Hakan efendimiz” diye başlayan mektuplar gösteriyordu saraya. Meclisin “ilk ve son sözü” bu olacaktı.. Ama olmadı.. Sonradan öğreniyoruz ki, Mustafa Kemal Trablus'a giderken bu fikre sahipmiş. Anadoluya çıktığında da.. Sıvas ve Erzurum kongrelerinde konuşulan konu bu değildi.. Cumhuriyet “Cumhur”un fikri değildi.. Zaten soran da olmadı.. Hilafet ve saltanatı ihya için kurulan kuvvayı milliye hareketi, Hilafet ve saltanata karşı siyasi bir harekete dönecekti bir süre sonra CHP adıyla.. Yakub Kadri son saatte bu Cumhuriyeti şiöyle anlatır.. Yeni Cumhuriyetin aydınlarından bazıları Hitler ve Musolini hayranıdır, bazıları Stalin.. Kimileri birbirini “Yoldaş” diye selamlar, kimi Hitler bıyığı bırakmıştır ve ortak bir idealden sözeder, kimileri Musolininin Faşist rejimini bir terbiye diktatörlüğü olarak görür ve Yavru Kurtlar ve kara gömleklilerle Musolininin izini sürdürmek ister.. Taksim anıtındaki Sovyet generallerinin heykelleri boşuna konmadı oraya! Yeni Cumhuriyet Monarklarla yönetilen Monarşilerden pek farklı değildir. Monarşi “Tek Adam” rejimidir. Ama Cumhuriyetin de tek adamı vardır.. Meşruti Monarşilerde çok parti de olabilir, ama dahası yeni Cumhuriyetin tek partisi vardı.. Ulus devlet olacaktık.. Onun için bir ulusal kimlik, tarih, dil ve kadro gerekli idi? TDK, TTK neyin nesiydi sanıyorsunuz? Ya da devrimler. Bilmeyenlere hatırlatalım, “Hacı hoca, paşa, bey” demek yasak.. Hilafet de kaldırılmamıştır. Resmi belgelere göre, “Hilafet mana ve mefhum olarak Cumhuriyet ve TBMM nin hası manevisinde mündemiçtir..” Yasa aynen şöyle. İlgili maddelerini yüksek bilgi ve ilgilerinize arzederim efendim.. Bunlar korumaya and içtikleri değerlerin farkında değiller.. Bu arada 431 sayılı yasa “değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen” devrim yasalarındandır.. Tabiî “değiştirilememesi” ne demek, bu da ayrı bir tartışma konusu.. Değişmeyen bir şey olabilir mi? Din mi bu? zaman “inkılabçılık” ne demek oluyor? Kimilerine göre Kemalizm bir din. “Onlar için “Türkün dini Kemalizmdir”nitekim!? Dinde reform çabaları ya da “yeni Amentü” arayışları, İslamı bu “Medeniyet dininin standartlarına yükseltme” çabasının adıdır. Resmi din öğretisi ya da “aydın din adamı” arayışı da TSE damgalı bir dinin öğretilmesi ve bunun misyonerliği için gereklidir. Bu çabaları ile yeni Cumhuriyet kimilerinin gözünde resmi ideolojisini ve tarih telakkisini dinleştiren bir teokratik rejimdir adeta.. Dışarıdan bakan biri için ise devletin dine egemen olduğu Bizantinist bir yapı.. Yani, Laik Cumhuriyet iddiaları kocaman bir yalan bu çevrelerin.. Zorunlu din dersleri, ele geçirilen dini vakıflar, maaşa bağlanan imamlar, yasaklanan İslami yaşam ve devletin sınırlarını çizdiği din öğretimi.. Dinin ekonomik, sosyal, siyasal alandan, kamusal alandan tecridi çabaları.. Dinin yok edilmeye çalışılan ekümenik karekteri, evrensel kardeşlik yapıları ve engellenen dini vergiler, dini, kurumlar, dini yayınlar.. Yasa çok açık ve net: “HİLAFETİN İLGASINA VE HANEDANI OSMANİNİN TÜRKİYE CUMHURİYETİ MEMALİKİ HARİCİNE ÇIKARILMASINA DAİR KANUN. Kanun Numarası: 431, Kabul Tarihi: 3.3.1924, Yayımlandığı Resmi Gazete Tarih: 6.3.1924, Sayı: 63, Yayımlandığı Düstur: Tertip: 3, Cilt: 5, Sayfa: 323. Madde Halife halledilmiştir. Hilafet hükümet ve cumhuriyet mana ve mefhumunda esasen mündemiç olduğundan Hilafet makamı mülgadır.” Peki hilafet ne demektir?.. Bu yasaya göre Cumhuriyet hükümetinin hilafet misyonuna sahip çıkması gerekmiyor mu? Neymiş, Hilafet, mana ve mefhum olarak nerede mündemiçmiş! Oku bakiiiim! Sahi bu arada Cumhuriyetin nitelikleri neydi? Hadi bakim, bir çırpıda sayın şu ok’u.. Hangisi hayatta.. Demokrasi bunun neresinde bir de bana onu gösterin.. “Ulus” kim, “çoğunluğu” nerede? Ulusal bayram günü, Ulusal egemenliğin tecelligahı olan bir makamda, bakalım bu sene bildik boykotlar, görüntüler yaşanacak mı? Darbelerin gölgesinde, “mana ve mefhumundan uzaklaşmış”, darbecilerin elinde brifinglenmiş, andıçlanmış, halkın fişlenerek baskı altına alındığı, toplumun inanç, tarih, kültür değerleri ve kimliğinin baskı altında tutuldu, derin güçlerin elinde bir azınlık diktasının zebunu solgun bir Cumhuriyet.. Cumhuriyet bayramınız ulusal anlamda kutlu ve Hilafetle özdeş anlamı ile mübarek olsun efendim!?. Selam ve dua ile. Bu arada ben, Cumhuriyete karşı biri değilim. Teorik anlamda Cumhuriyeti, Monarşiye tercih ederim. Ama pratik anlamda Demokratik ve İnsan Haklarına saygılı meşruti bir Monarşiyi de Faşist, İnsan Haklarını hiçe sayan bir Cumhuriyete tercih ederim.. Unutmamak gerekir ki, İngiltere, Japonya ve daha bir çok AB ülkesi Monarşi ile yönetilirken Hitler Almanyası, Musolini İtalyası, Stalin Rusyası, ya da bu günki Kuzey Irak, dünki Saddam yönetimi de birer Cumhuriyetti. Cumhuriyet uygulamaları ile her zaman bir erdemli bir siyaset uygulamayabilir.. Cumhuriyetin partisi varsa, orada hala tek parti rejim ediyor diye düşündüğümden CHP yi, Cumhuriyetin bu fikriyattaki gazetesini Meyhanesini sevmem. Lokantasını, Sucuğunu, İşkembesini severim.. Cumhuriyet Çalışma Grubunu sevmem. “Laiklik olmadan Cumhuriyet, Cumhuriyet olmadan demokrasi olmaz” tekerlemesine de inananlardan değilim.. Bu arada, Camilere siyasi mahya hazırlatanlar, Cumhuriyet bayramı için nasıl bir hutbe hazırlattılar aceba, göreceğiz.. Yoksa Hz. Muhammed’de (SAV) bir Cumhuriyetçi mi idi? “İstişare” ve “şura” ayetleri Cumhuriyete mi işaret ediyor? Yok canım daha neler.. Her gördüğün sakallıyı baban sanma derler anadoluda.. Hani Bakü doğu halkları şurasında Sovyetçi mollalar çıkıp, “Şura” demek olan “Sovyet” kelimesinden kinaye yolu ile, Kur’anı kerimdeki “Aranızda şura ile karar verin” ayetini, “Aranızda Sovyetle Karar verin” şeklinde yorumlayarak, Arapçada “Şurevi” demek olan Komunizmi Kur’an-ı Kerimin mehdiyeti olarak takdim etmiyorlar mı idi? Abdurrahman DİLİPAK Vakit 29 Ekim 2009 09:27 yorum 205 okunma
621173
yılda bir seçime Gül'den onay
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Milletvekili Seçimi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'u" onayladı. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre, 5922 sayılı "Milletvekili Seçimi Kanununda Yapılmasına Dair Kanun", Cumhurbaşkanı Gül tarafından Anayasa'nın 89'uncu maddesinin birinci fıkrası ile 104'üncü maddesinin ikinci fıkrası (a) bendi uyarınca yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderildi. "Milletvekili Seçimi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile milletvekili seçimlerinin yılda bir yapılması, nüfusu milletvekili çıkarmaya yetmeyen illere milletvekili çıkarma hakkı tanınması öngörülüyor. Kanunla milletvekili seçimlerinin yılda bir yapılması öngörülüyor. Bir önceki seçimin yapıldığı tarihten itibaren yılın dolmasından önceki son pazar günü oy verilecek. Oy verme gününden geriye doğru hesaplanacak 90 günlük sürenin ilk günü, seçimin başlangıç tarihi olacak. Değişiklikle, nüfusu milletvekili çıkarmaya yeterli olmayan illere milletvekili çıkarma hakkı da getiriliyor.
619944
Clinton tam 'yeni bir sayfa' diyordu ki...
İBRAHİM KARAGÜL AKİF EMRE Clinton tam 'yeni bir sayfa' diyordu ki... Patlama, ABD Dışişleri Bakanı Clinton'ın günlük ziyaret gittiği Pakistan'a varmasından yaklaşık saat sonra gerçekleşti. Clinton, ilk kez gittiği İslambad'da temaslarına başlamadan önce yaptığı açıklamada, "Sayfayı çeviriyoruz" diye konuştu. ABD'nin Pakistan ile ilişkilerinde yanlış anlamalar geliştiğini kaydeden Clinton, aralarında ekonomik yardımın güçlendirilmesi ve demokratik kurumların geliştirilmesinin bulunduğu "halkın ihtiyaçları" konusundaki ilişkilere yeniden yoğunlaşmayı taahhüt etti. Pakistanlı yetkililerle ele alacağı konulardan birinin Afganistan olcağını belirten Clinton, ziyareti sırasında birçok sivil yatırım anlaşması yapılacağının haberini de verdi. Aramızdaki güvensizlikleri işbirliğine dönüştürmeliyiz ABD Dışişleri Bakanı Clinton ile görüşen Pakistan Dışişleri Bakanı Şah Mahmut Kureyşi, ABD ile aralarındaki ilişkileri yeniden onarmaları gerektiğini söyledi. Kureyşi, 'Müttefikimiz ABD ile aramızda endişe ve şüpheler var, ilişkilerimizi karşılıklı güven ekseninde stratejik işbirliği yörüngesine oturmamız gerekmektedir' dedi. ABD yönetimi, Pakistan'ı terörle mücadelede kararlı olmamakla suçlarken, Pakistan kendi topraklarına ABD'nin insansız uçaklarla izinsiz saldırılarda bulunmasına karşı çıkıyor. 29.10.2009 DÜNYA
620723
Galatasaray, Sivas maçı hazırlıklarına başladı...
14.10 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, maçı hazırlıklarına başladı... Ziraat turunda ’u 2-1 yenerek gruplara kalan ’de kendi sahasında Kasım Pazar günü ile yapacağı maçın hazırlıklarına ara vermeden başladı. ’nde teknik direktör yönetiminde gerçekleştirilen idmanda, Bucaspor karşısında forma giyen oyuncular dinlenmeye yönelik bir çalışma gerçekleştirdi. Diğer oyuncular ise top tekniği ve şut çalışmasının ardından yarım sahada çift kale maç oynadı. Galatasaray’ın bugünkü idmanına sakatlığı süren Baros katılmazken, takımdan ayrı çalıştı. Arda ise salonda çalışmasını gerçekleştirdi. Galatasaray, Sivasspor ile yapacağı karşılaşmanın hazırlıklarını yarın yapacağı antrenmanla sürdürecek. Bu arada, taraftarlara da açık olan antrenman öncesi sarı-kırmızılı takımın teknik heyeti ve oyuncuları Türk bayrağıyla basın mensuplarına görüntü vererek ’nin 86. kuruluş yıl dönümünü kutladılar. .. ...
621258
milyon kişinin bilgilerini kopyalamışlar
Çete üyelerinin hackerlerle daha iyi iletişim kurabilmek ve kopyaladıkları kartlarla alışveriş yaparken dikkat çekmemek için Rusça eğitim aldıkları belirlendi. Antalya Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin ay önce başlattıkları çalışmalar sonucu, Antalya'da kasaplık yapan B.E.'nin lideri olduğu çete üyeleri, üzerlerinde yaklaşık milyon TL limitli kullanıma hazır kredi kartlarıyla birlikte yakalandı. Çetenin internet üzerinden tanıştıkları Rus hackerler aracılığıyla yurtdışındaki milyon kişinin kredi kartı bilgilerini ele geçirdikleri saptandı. Çete üyeleri, ele geçirdikleri bilgiler sonucu kopyaladıkları kredi kartlarıyla Türkiye'de ay içinde milyon Euro'ya yakın harcama yaptıkları belirlendi. Lüks içinde yaşayan çete üyeleri göze batmaya başladıklarını fark ettiklerinde Diyarbakır'a gitmek için hareket ettiklerini tespit eden polis, havalimanında operasyon yapıp aralarında çete lideri B.E.'nin de bulunduğu 13 kişiyi gözaltına aldı. Yakalanan çete üyelerinin ev, iş yeri ve araçlarında yapılan aramalarda, kredi kartı kopyalamaya yarayan MSR encoder cihazı, 87'si çeşitli ülkelerde yaşayan yabancılara ait bilgilerin bulunduğu 148 manyetik şeritli kart, değişik bankalara ait pos cihazı, dizüstü bilgisayar, masaüstü bilgisayar, üzerinde kredi kartı numaraları olduğu değerlendirilen not kâğıtları, harici harddisk, yabancı şahıslar adına düzenli 109 slip, nüfus cüzdanı ve yabancı kişiler adına düzenlenmiş 36 pasaport fotokopisi ele geçirildi. Ele geçirilen bilgisayarlarda yapılan incelemede, yaklaşık milyon kişiye ait MSN ve kredi kartı bilgileri bulundu. Bilgisayarlardan birinde arşivlenmiş 857 kişiye ait kullanıma hazır kredi kartı bilgileri saptandı ve bu kartların toplam limitinin milyon TL olduğu belirlendi. Örgüt üyelerinin lüks otellerde konakladıkları, gece kulüplerinde eğlendikleri ve sık sık hamam kapattıkları kaydedildi. Sorgularının ardından Bekir E. ile A.K, M.A, M.K, L.P, A.Y, C.D, R.Ö, O.K, M.D, E.K, S.Y. ve S.G. adliyeye sevk edildi. AA
620801
Tecavüz zanlısı, cezaevinde cinsel organını kesti!
15.38 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Tecavüz zanlısı, cezaevinde cinsel organını kesti!SİİRT, SİİRT Tipi 'nde cinsel istismar suçundan tutuklu bulunan 20 yaşındaki O.B., cinsel organını kesti. 'te ‘küçük yaştaki çocuklara sarkıntılık ettiği' gerekçesiyle tutuklanan ve Siirt Tipi Cezaevi'ne konulan O.B., dün gece bunalıma girerek cinsel organını kesti. Gece geç saatlerde cezaevi görevlileri tarafından Siirt Devlet Hastanesi’ne kaldırılan O.B.'in, kesilen cinsel organı yerine dikildi. Yetkililer, O.B.'nin sağlık durumunun iyi olduğunu belirtti. Anneler yanından ayıramayacak. ...
619716
Türkiye'deki ücretler KKTC çalışanlarını kızdırdı
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde miting sırasında, Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçiliği önüne yürümek isteyen göstericilerle polis arasında arbede yaşandı. Kamu ve özel sektörde örgütlü 27 sendikaya bağlı göstericiler, önce Lefkoşa Atatürk Anıtı önünde toplandı. Mitinge katılan öğretmenlerin Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçili ği ile Cumhuriyet Meclisi binalarının bulunduğu sokağa kurulan polis barikatını aşmak istemesi üzerine kısa süreli arbede yaşandı. Türkiye ve KKTC hükümeti karşıtı pankartlar taşıyan göstericiler, basın açıklamasının ardından olaysız şekilde dağıldı. "Göç yasası" olarak niteledikleri tasarıyı hükümetin geri çekmesini isteyen sendikalar, yeni düzenlemeyle, çalışanların maaş ve ücretlerinin Türkiye'deki seviyeye düşürüleceğini iddia ediyor. Tasarıya itiraz nedenleri arasında, "ek ödeneklerin kaldırılması, sendikaların etkisizleştirilip toplu sözleşmelerin engellenmesi, yeni memurların mevcut durumdan daha düşük derece ve ücretle işe başlaması" da bulunuyor. Bakanlar Kurulu, dün yaptığı olağanüstü toplantıda, Ercan Havaalanı'nda yapılacak grevi 60 gün ertelemişti. AA
621105
Erdoğan ile Başbuğ Görüşüyor
: Erdoğan ile Başbuğ Görüşüyor Yayına Giriş: 29.10.2009 17:35:16 Güncelleme: 29.10.2009 19:06:38 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'u kabul etti. Başbakanlık resmi konutundaki görüşme devam ediyor. İkili görüşmede çeşitli iç ve dış konular ele alınıyor.
620589
Dini klasikler masaya yatırılıyor
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER Dini klasikler masaya yatırılıyor ANKARA Diyanet İşleri Başkanlığı, dini klasikleri masaya yatırıyor. Yarın başlayacak 4. Dini Yayınlar Kongresi'nde, dini klasikler akademisyen, yazar, edebiyatçı, yayıncı ve ilgili taraflarca ortak bir zeminde değerlendirilecek. Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada 'geleneklerden süzülen evrensel değerleri, zengin ilmi ve kültürel mirası geleceğe taşıyan ve ve dini kültürün yapı taşlarından biri olan dini klasiklerin' akademisyen, yazar, edebiyatçı, yayıncı ve ilgili taraflarca ortak bir zeminde değerlendirilmesi amacıyla 30-31 Ekim 2009 tarihleri arasında 4. Dini Yayınlar Kongresi'nin düzenleneceği bildirildi. Bilkent Otel'de yapılacak söz konusu kongrenin açılışını Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu yapacak. 29.10.2009 GÜNDEM
621273
Beşir Atalay "açılım"da DTP'yi suçladı
Çankaya Köşkü'nde akşam da resepsiyon vardı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, demokratik açılım süreciyle ilgili mesajlar verdi. Ancak resepsiyonun asıl önemli ismi, İçişleri Bakanı Beşir Atalay oldu. Atalay'ın hedefinde, vardı. Atalay, 'yi açılım sürecini tahrip etmekle suçladı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin geleceğine güveninin tam olduğunu belirterek, 'Sorunlarımızı kendi gücümüz, kendi inisiyatifimiz, kendi aklımız, kendi birikimimizle çözebilecek olgunlukta olalım" dedi. Gül, Çankaya Köşkü'nde verdiği resepsiyonunda davetli gazetecilerin sorularını yanıtladı. Türkiye Cumhuriyeti'nin 86. yaşını kutladığını anımsatan Gül, "Artık Türkiye onuncu, yirminci, kırkıncı, ellinci yıllarda değil. Her şeyiyle çok olgun" dedi. Bundan dolayı gurur duyduğunu ifade eden Gül, bu olgunluk sayesinde Türkiye'nin çevresince yakından takip edildiğini ve örnek alındığını söyledi. Gül, Türkiye'nin yolunda emin adımlarla ilerlediğini dile getirerek, "Bu olgunluğun çeşitli algıları olabilir. Türkiye bunların hepsini aşar. bakımdan heyecanlanmaya hiç gerek yok" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Gül, asıl heyecanlanılacak konunun Türkiye'ye dışarıdan bakınca güçlü ülke olarak görülmesi olduğunu kaydetti. Cumhuriyetin temel ilkeleri üzerinde mutabakat olduğunu ve bunun dışında düşünenlerin dikkate alınmayacak kadar marjinal bulunduğunu belirten Gül, bunların her ülkede olabileceğini söyledi. "Kaygıya gerek yok" Her ülkenin olduğu gibi Türkiye'nin de sorunları olduğunu ifade eden Gül, "Kaygıya gerek yok. Sorunları olgunluk içinde kendi gücümüz, kendi inisiyatifimiz, kendi aklımız, kendi birikimlerimizle çözebilecek olgunlukta olalım. Türkiye'nin aydınları, siyasetçileri, bilim adamları, komutanları ve ünü Türkiye'yi aşmış insanları var. Zaman zaman karşılaştığımız sıkıntılı durumları bu birikimle hep beraber aşacağız. Hedef belli. 'ün gösterdiği muasır medeniyet seviyesi. Evrensel kurallar, evrensel demokrasinin kuralları belli. Kimsenin, Cumhuriyet'ten dönüş ya da Cumhuriyet'ten başka yönetim tarzı düşünecek hali söz konusu olamaz. Demokratik standartlarımızı muasır medeniyet standardına kendi gücümüzle taşımamız önemli. Bunları yapacağımıza eminim. Türkiye'nin geleceğine güvenim tam" dedi. Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin doğuya yöneldiğine dair değerlendirmeler olduğunun ifade edilmesi üzerine, doğu-batı konusunun nispi olduğunu belirtti. Demokrasi, insan haklarına saygı, serbest piyasa ekonomisi gibi değerlerin önemli olduğunu vurgulayan Gül, "Bu değerler doğudaysa doğuda, batıdaysa batıda. Ne demek doğu-batı? Demokrasi, insan hakları, şeffaflık, hukukun üstünlüğü, serbest piyasa ekonomisi gibi değerler kurallarla, yasalarla giderek güçleniyorsa Türkiye'nin doğuda mı, batıda mı olduğu anlamsız" diye konuştu. ile bütünleşmenin Türkiye'nin adeta bir devlet politikası haline geldiğini belirten Gül, "Türkiye ne 'ye, ne ona, ne buna mecbur. Bizim gidişatımızı resmi olarak kolaylaştırmazlarsa, biz bir çok şeyi kendi kendimize yaparız" dedi. Gül, Türkiye'nin güçlü bir ülke olduğunu yineleyerek, Türkiye'nin yanında olanlara güç katacağını ve kimsenin Türkiye'ye istediği gibi davranamayacağını söyledi. Demokratik açılım Gül, demokratik açılımın hareketlendirilmesi için girişimi olup olmayacağına ilişkin soruyu yanıtlarken, bu konunun bir anlık, bir günlük, bir konuşmalık iş olmadığını; dinamik bir gelişim süreci olduğunu belirtti. Gül, konuyla ilgili olarak yeri geldiğinde muhalefetle görüştüğünü de ifade etti. "Tarihi fırsatın içi sağlıklı dolduruluyor mu?" sorusu üzerine Gül, "Olacak. 'Terör bitti' denecek. Terörün bitmesi için de içinizde ya da komşunuzda silahlı insan kalmayacak" dedi. sorunu konusuyla ilgili sorular üzerine de değerlendirmelerde bulunan Gül, müzakerelerin ucunun açık olmaması gerektiğini, sınırlı yapılacak görüşmeler sonunda varılacak anlaşmanın referanduma götürülmesi gerektiğini söyledi. "Biz, bu yılın sonuna kadar bu işin bitmesini arzu ediyoruz" diyen Gül, bitmemesi halinde makul bir sürede tamamlanmasını istediklerini ifade etti. Gül, aksi durumu "Zaman geçirme taktiği gibi oluyor" diye niteledi. Atalay: süreci tahrip etti" Köşk'teki resepsiyonda gözlerin çevrildiği bir diğer isim ise İçişleri Bakanı Beşir Atalay'dı. Atalay, açılım süreci ve dağdan dönüşlerle ilgili çarpıcı mesajlar verdi. Eve dönüşlere ara verilmesine neden olarak 'yi gösterdi. Dahası 'yi süreci tahrip etmekle suçladı. Atalay, 'nin 'lılar üzerinde kontrolünü kaybettiği tezine de katılmadığını belirtti, "mitingler 'nin işi" diye konuştu. Terör örgütü üyelerinin Türkiye'ye dönüşünde yaşanan görüntülerin yeniden değerlendirme yapmayı gerektirdiğini ifade eden Atalay, bu durumu hiç kimse ve hiçbir kesimin onaylamadığını kaydetti. Atalay, konu üzerinde tekrar bir çalışma ve planlamadan sonra süreçle ilgili yapılacakları belirleyeceklerini anlatarak, "Bu, katiyen süreci kesmek anlamında değil. Türkiye bu ivmeyi yakaladı" dedi. Bakan Atalay, Avrupa'dan yeni bir grubun Türkiye'ye döneceğine ve grubun kaç kişiden oluşacağına ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine, sayının belirtilenden fazla da olabileceğini söyledi. Atalay, "Neticede silahını bırakıp teslim olanlar işin özü. boyutu göz önünden çıkarmamak lazım. Eve dönenler daha fazla da olabilir. Devam edecek bir şey. Mahmur'un üzerinde yoğun durulabilir" diye konuştu. Süreçle ilgili TBMM'deki görüşmeyi bir an evvel yapmak gerektiğinin altını çizen Atalay, görüşmenin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın takviminin yoğunluğu dolayısıyla gerçekleşmediğini söyledi. Atalay, görüşmenin "bilgilendirme" ya da "genel görüşme" şeklinde olabileceğini de belirtti. Bakan Atalay, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Dış Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan'ın, ziyaretinin de çok önemli olacağını söyledi. Zira Basra ve Kuzey bölgesel Kürt yönetiminin başkenti Erbil'de konsolosluklar açılacak. Ve bölgeye Türkiye'den ilk kez bakan gidiyor. Atalay, terörle mücadelede Kuzey 'ın önemini de vurguladı, "bizim için önemli olan Kuzey 'taki ortam ve bu ortamın terör örgütü için bir zemin olmaktan çıkması" dedi.
620678
Gül, yarın İstanbul'a gelecek
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezinden yapılan yazılı açıklamaya göre, yarın İstanbul'a gidecek olan Cumhurbaşkanı Gül, 31 Ekim Cumartesi günü THY'nin kuruluşunun 76. yıl dönümü etkinlikleri çerçevesinde yayımlanan ''Bir Cumhuriyet Çınarı: Ferid Alnar'' isimli albümün Cemal Reşit Rey Konser Salonu'ndaki gala konserini izleyecek. Cumhurbaşkanı Gül, Kasım Pazar günü akşam saatlerinde, Slovakya ziyareti için Bratislava'ya hareket edecek.
621192
DTP demokratik açılım sürecini tahrip etti
FEHMİ KORU TAMER KORKMAZ DTP demokratik açılım sürecini tahrip etti İSTANBUL İçişleri Bakanı Beşir Atalay, demokratik açılım süreciyle ilgili Meclis'te yapılması düşünülen genel görüşmenin kasım ayı başında planlandığını, fakat son dönemde yaşananların görüşmeyi geciktirdiğini söyledi. Atalay, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 86. yıl dönümü sebebiyle Çankaya Köşkü'nde verdiği resepsiyonda medyanın Ankara temsilcilerinin sorularını cevapladı. Teröristlerin karşılanmasında yaşanan görüntülerle alakalı DTP'yi suçlayan Atalay, mitingleri organize eden DTP'nin süreci tahrip ettiğini vurguladı. Atalay, teslim olan teröristlerin silahı bırakıp gelmelerini de göz ardı etmemek gerektiğini ifade etti. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Irak'a yapacağı ziyarete de değinen Atalay, bunun önemli adım olacağına dikkat çekti. Atalay, Kuzey Irak'ın terör örgütünün platformu olmaktan çıkarılması gerektiğinin altını çizdi. Atalay, Kuzey Irak'ta dağılmanın başladığını dile getirdi. 29.10.2009 POLİTİKA
621086
Bakan Davutoğlu Irak'a gidiyor
İBRAHİM KARAGÜL AKİF EMRE Bakan Davutoğlu Irak'a gidiyor Devlet Bakanlığı'ndan yapılan basın duyurusuna göre, Devlet Bakanı Çağlayan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu'na resmi heyetin yanı sıra iş adamları eşlik edecek. ANKARA (A.A) Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Devlet Bakanı Zafer Çağlayan 30-31 Ekim 2009 tarihleri arasında Irak'a giderek, Basra, Erbil ve Musul'da temaslarda bulunacak. Devlet Bakanlığı'ndan yapılan basın duyurusuna göre, Devlet Bakanı Çağlayan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu'na resmi heyetin yanı sıra iş adamları eşlik edecek. Bakan Çağlayan, Basra, Erbil ve Musul'da iş forumlarına katılacak, Türk ve Iraklı iş adamlarına seslenecek, ikili görüşmelerde bulunacak. Türkiye'nin başkonsolosluklarının resmi açılışını Davutoğlu ve Çağlayan birlikte yapacak. Devlet Bakanı Çağlayan ile Dışişleri Bakanı Davutoğlu, 31 Ekim Cumartesi günü akşam saatlerinde Türkiye'ye dönecek. Çağlayan, aynı akşam Türk iş adamlarıyla birlikte Güney Afrika'ya gidecek. 29.10.2009 DÜNYA
620858
Erdoğan ve Baykal'ın erken seçim sohbeti
FEHMİ KORU TAMER KORKMAZ Erdoğan ve Baykal'ın erken seçim sohbeti ANKARA Bu yıl Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında yapılan etkinliklere Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ana muhalefet lideri Baykal arasında geçen konuşma damgasını vurdu. Anıtkabir'de yan yana gelen Erdoğan ile Baykal arasında erken seçimi ima eden konuşma geçti. Sabah saatlerinde Başbakan Erdoğan ile CHP lideri Baykal, Anıtkabir'de yan yana geldi. Ardından aralarında birkaç dakikalık sohbet ettiler. İlk anda ne konuştukları anlaşılmayan iki liderin sohbet konusu ilerleyen zamanlarda netleşmeye başladı. Buna göre, Erdoğan ve Baykal arasında geçen ve erken seçime göndermede bulunulan sohbette geçen ilginç ifadeler şöyle: Erdoğan: Deniz Bey, turlara devam mı? Baykal: Efendim, anlayamadım? Erdoğan: Yani gezmeye devam ediyor musunuz, yurt gezilerine? Baykal: Ee, evet, evet, Dün İstanbul'da idim. Önümüzdeki günlerde ise Karaman ve İzmir illerine gideceğim. Çünkü sizin ne yapacağınız belli olmaz. Bu yüzden yurt gezilerimizi sürdürüyoruz. Erdoğan: Evet haklısınız, her şey olabilir. 29.10.2009 POLİTİKA
620505
Ahmedinejad: Samimice uzatılan her eli sıkarız
Cumhurbaşkanı Ahmedinejad, yurt içi gezilerinin üçüncü turu kapsamında Meşhed'de halka hitaben yaptığı konuşmada, Batı ile ilişkiler ve nükleer enerji konularına değindi. Her ülkeyle iyi ilişkilerden yana olduklarını ifade eden Ahmedinejad, Batılı ülkelere hitaben, ''Bize doğru samimice uzatılan her eli sıkarız, Ancak komplo peşinde ve samimiyetten uzak olanlara karşı İran halkının cevabı (eski ABD Başkanı) George W. Bush'a verilenle aynı olacaktır'' ifadesini kullandı. ''İran'ın düşmanlarına seslendiğini'' belirten Ahmedinejad, ''Sizler, İran halkına karşı düşmanlığınızı yıllardır yaptırım ve askeri saldırı tehditleriyle gösterdiniz ve neticesini de gördünüz. Bugün, kalkıp tutumunuzu değiştirmek istiyorsunuz'' dedi. Ahmedinejad, nükleer enerjiye sahip olma hakkından vazgeçilmeyeceğini yineledi ve ''İran halkının haklarından bir adım bile geri adım atmayacağız'' diye konuştu. Nükleer enerjide uluslararası işbirliği için şartların oluştuğunu kaydeden Ahmedinejad, Tahran'daki reaktör için yüzde 20 oranında zenginleştirilmiş uranyum temininin müzakereci Batılı ülkeler ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun (UAEK) samimiyetini anlamak açısından bir fırsat olduğunu söyledi. Müzakereci ülkelerden nükleer konulardaki taahhütlerine uymalarını isteyen Ahmedinejad, 30 yıl önceki anlaşma uyarınca bu ülkelere paralarının ödendiğini, ancak devrimden sonra anlaşmaların tek taraflı olarak durdurulduğunu bildirdi. Ahmedinejad, nükleer enerji elde etmedeki kararlılık ve direnişle bugünkü noktaya gelindiğini belirterek, İran'ın nükleer enerjiye sahip olmasına karşı çıkanların şimdi işbirliği önerdiklerini ifade etti. İran Cumhurbaşkanı, Amerikan hükümetinden de ''değişim'' vaadini yerine getirmesini ve ''siyonist İsrail rejimini himayeden vazgeçmesini'' istedi. AA
620138
Orient Express
Güneri Cıvaoğlu BugünOrient Express 29 Ekim Perşembe 2009 BATI’DAN kalkan ve ’a gelen trenin adıdır “Orient Express...” “Doğu Ekspresi” anlamına gelir. ’nin bir süredir dış politikada yönelimleri için de “Yoksa Orient Express mi?” kuşkusu dile getiriliyor. Dün Başbakan Erdoğan’ın Tahran’daki basın toplantısında bir Avrupalı gazeteci ve bu kuşkuyu yansıtan soru sordu: “Türkiye yüzünü Batı’dan Doğu’ya mı çevirdi” mesajını veren bir soru. Başbakan Erdoğan gerçi “bu algılamanın yanlışlığına” işaret etti. “Türkiye’nin Batı’dan Doğu’ya ve Doğu’dan Batı’ya giriş ve çıkışların ülkesi olduğunu” söyledi ama AKP Türkiye’si için bir süredir “yüzünü Doğu’ya çevirdiği” yolunda yorumlar yoğun. Oysa AKP’nin ilk yıllarında hedef Avrupa’ydı. AB’ye tam üyelikti... İsrail’le ilişkiler sıcaktı... Hatta ikinci savaşı sırasında krizi” nedeniyle ile ilişkilerdeki İsrail’in ve ’daki lobisinin de katkılarıyla çözülmüştü. Buna karşılık ’ta minıt” ile birlikte çok farklı izlenimler veren süreç başladı. İsrail ilişkileri en alt düzeye düştü. İsrail sık sık hedef haline getirildi. Kıyımla suçlandı. ile vize kalktı. Kanka olundu. Ardından Irak açılımı geldi. Şimdi de Ahmedinecad ’ı ile omuz omuza... Elbette komşularla “sıfır problem” doğru ve gerçekçi dış politikadır. Ama “endahten” mastarından üretilen ve ölçü birimi olan “endazesi” bozulmadan. Ve de laik, demokrat ve yüzü Avrupa’ya dönük Türkiye için “Yoksa Orient Express mi?” sorularına davetiye çıkarmadan. Islak yem ’NIN nice tezgâhlarına tanık olmuş eski kurt bir politikacı ile “ıslak imzalı belgeyi” konuştuk. Şöyle bir yorumu var: Bu ıslak belge olayını “yemleme” olarak da görmek mümkün. Olay ilk patlak verdiğinde Orgeneral karargâhta gerekli araştırmaları yaptıktan sonra böyle bir belge olmadığını saptadı. Ondan sonra açıklama yaparak, “Bu bir kâğıt parçasıdır” dedi. “Karargâhta böyle bir çalışma yapılmadığını, bütün bilgisayarların tarandığını ve hiçbir ize rastlanmadığını” söyledi. “Gerçek dışı bir belge üretilmiştir, faillerinin bulunmasını istiyorum” çağrısında bulundu. Ama... Bu arada bir tezgâh kurulduğunu düşünüyorum. Birileri ıslak imzalı metni alıp saklamış. Başkanı’nın böyle bir açıklama yapmasının zemin taşları döşenmiş. Şimdi, aradan aylar geçtikten sonra “Yok diyordun öyle mi, al işte ıslak imzalı belge” dercesine ıslak imzayı servis etmişlerdir. Bunun bir “yemleme” tezgâhı olması ihtimali büyük. Islak imzalı belge zaten içeriğiyle tartışmalara siperliksiz açık, bunun ötesinde, yemleme tezgâhıyla Genelkurmay Başkanı’nın, askerin söylemlerine güven sabotajı yapılmış. Komplo teorisi mi? KOMPLO teorilerine çok da yatkın değilim. Fakat... Böyle bir senaryo tezgâha konularak gerçekleştirilmiş olmasaydı bile fiili durumla örtüşüyor. Yani Orgeneral Başbuğ’un “Bu bir kâğıt parçasıdır” söylemi ve “ıslak imzanın” saklanarak aylar sonra servise konulması deneyimli politikacının “kurgusuna” cuk oturuyor. Politikacı dostuma sordum. “Peki İlker Başbuğ Paşa yemleme olasılığına karşı nasıl bir açıklama yapmalıydı?” Çok tezgâhlar görmüş geçirmiş politikacı dostumun cevabı şöyle: Böyle bir belgenin aslının bulunmadığını, bilgisayarda da izlerinin olmadığını, hard disketlerin de temiz çıktığını açıklar ama bir ihtiyat payı bırakabilirdi... Askerin bölücü ve irticaya karşı bütün zamanlarda çalışmalar yaptığını ve bunlardan bazılarının amacını aştığının saptanması halinde, elbette gereğinin yapılacağını söylemesi yeterli olurdu. ihtiyat cümlesi açıklamasında yer alsaydı Genelkurmay Başkanı ve karargâhı için tezgah bu denli etkili olmazdı. Neyse “alternatif tarihi” bir yana koyalım. Yaşamakta olduğumuz gerçeğe dönelim. Cumhuriyet Bayramı’nı kutladığımız bugün bir kez daha vurgulayalım ki Atatürk’ün Silahlı Kuvvetleri elbette tüm tezgâhları aşacak millet sevgisiyle, saygısıyla ve güveniyle beslenmektedir. “Esmer günlerin” geride kalacağı inancındayım. (472 yazı)
620125
Sanal dünya tehdit ediyor
Sanal ortamların yaygınlaşmasının ne tür mahzurları vardır? Görüntü ve internetin şuuraltı etkilerine karşı nasıl davranmak gerekir?" gibi sorulara da cevap aranacak. MEHTAP TV 21.00
621184
AB Liderler Zirvesi Başladı
: AB Liderler Zirvesi Başladı Yayına Giriş: 29.10.2009 21:15:10 Güncelleme: 29.10.2009 21:15:10 Avrupa Birliği liderler zirvesi Brüksel'de başladı. 27 ülkeden devlet ve hükümet başkanlarını biraraya getiren zirve, Aralık ayında Kopenhag'da toplanacak İklim Zirvesi öncesinde, birliğin çevre politikasını netleştirmek ve mali krizle mücadelede alınacak yeni önlemler açısından önem taşıyor. İki günlük zirvenin esas gündemini, Avrupa Birliği Konsey Başkanlığı koltuğuna kimin oturacağı tartışmaları oluşturuyor. Başkanlık yarışında öne çıkan isimler arasında ,İngiltere eski başbakanı Tony Blair ile adaylığını yeni açıklayan Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker dikkat çekiyor. Hollanda Başbakanı Jan-Peter Balkenende'nin de adının geçtiği adaylar konusunda kesin kararın, Kasım ayında düzenlenecek olağanüstü bir zirvede verilmesi bekleniyor. Zirvede, Avrupa Birliği Dış ilişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ile yeni komisyon üyeliklerine getirilecek isimler de tartışılacak. Ancak Çek Cumhuriyeti'nden onay bekleyen Lizbon anlaşmasının yürürlüğe girmemiş olması, belirsizlikleri beraberinde getiriyor. Bu nedenle zirvede liderlerin Çek cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus'dan Lizbon Anlaşması'nı geciktirmeden imzalamasını talep etmesi bekleniyor. Zirvede, Kopenhag Zirvesi öncesinde iklim değişikliği paketinin finansmanı üzerinde anlaşma zemini de aranacak. Özellikle Polonya ve diğer doğu Avrupa ülkeleri, sanayileşmiş ülkelerin, fona daha fazla katkı yapması gerektiğini savunuyor.
620096
Salih Tuna: Rojin yerine Serdar Turgut dağa kaldırılırsa
Salih Tuna 29 Ekim 2009 PerşembeRojin yerine Serdar Turgut dağa kaldırılırsa Gündeme bir mevzu düşmeye görsün, 100 köşe yazarı 100 köşeden anında abanıyor. Azıcık dağılalım arkadaşlar, hepimiz aynı konuyu yazmayalım diyen yok tabii. haliyle bir başıbozukluk, bir durağanlık, bir “hep aynı yazıyı okuyorum” hissi hâsıl oluyor. Mesela, şu “ıslak imza” muhabbetinden sizi bilmem, ama, ben fena halde sıkıldım. Her gün 100 köşe yazarı “ıslak imza vakası”ndan değil benden bahsetse (üstelik sitayişle bahsetse) Allah sizi inandırsın, kendimden sıkılırdım. Hatta nefret ederdim. Tamam, mevzu çok ehemmiyetli olduğu için adamakıllı fikr-i tâkip gerekli. Tamam, yüzlerce köşe yazarı üzerinde “çalışsa” da kaldırabilecek kadar “münbit” bir konu bu. Lakin benden buraya kadar Zira, Cumhuriyet gazetesi yazarı Hikmet Çetinkaya'nın bile, “Olayın bir başka boyutu, demokrasiye ve hukuk devletine aykırı cunta çalışmalarından hesap sorulması gereğidir” dediği bir konuda daha fazla kalem oynatamam. Tehlikenin farkında mısınız: Son zamanlarda aynı konuyu ele alan 100 köşe yazarını okumak, hep aynı köşe yazarını okuyormuşuz hissini veriyor! Mevzular bu kadar aynı olunca, üsluplar ne kadar farklı olsa da durum değişmiyor. Aman ha, kimse yanlış anlamasın: “Islak imza vakası”nı yazmaya devam edecek vatan evlatlarının ellerine kuvvet, fikirlerine aydınlık dilerim. Sadece “ben almayayım” diyorum, hepsi bu! Bugün cumhuriyet tarihimizin en önemli olaylarından biri hakkında yazmak isterdim. Gazetemizin dünkü nüshasını manşetten çiçeklendiren, Rusya'dan sonra İran'la da TL üzerinden ticaret yapma kararı hakkında Çin'le de müzakereler sürdüğüne göre, TL pek yakında “İpek Yolu'nu takip ederek Çin'e kadar uzanacak” demektir. Müthiş bir şey bu! Gelgelelim Bütün köşe yazarları klavyelerini (şimdi de) bu konuya teksif edeceklerdir. Şayet etmezlerse ben bu “köşe yazarı milleti”nin neye, ne zaman cümbür cemaat “dalacağını” hiçbir zaman kestirmeyeceğim demektir. Neyse, sağlık olsun; bekleyelim, görelim. Beklerken de, Rojin'e yapılan saygısızlığa değinelim. Serdar Turgut, “PKK teröristi olmadığıma pişmanım” başlıklı yazısında, “Bugüne kadar hoşlandığım PKK'lı bir kadın henüz görmedim ama olsun. Dağda bulamazsam da bir hücre oluşturup, şehri basıp Rojin'i dağa kaldırıverirdim olur biterdi” demişti. Devamında da, “Düşünsenize; yıllarca dağda keyif hayatı süreceğim, dağa kaldırıp seks kölem haline getirdiğim Rojin ile yaşayacağım” gibi müstekreh ifadeler kullanmıştı. Sonuç itibariyle Rojin hem bir kadın olarak, hem de etnik kimliğinden (Kürt) ötürü tahkir edildiği gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Akşam gazetesi de özür diledi zaten. İyi güzel de, mezkur gazetenin hanım hanımcık yazarı Nagehan Alçı'ya ne oluyor? Serdar Turgut'u anlamak için onun dünyaya baktığı “mizah penceresi”ni bilmek gerekiyormuş da, iyi niyetliymiş de Ne demek iyi niyetli? Kötü niyetli olsaymış, Rojin'i “bilfiil” dağa mı kaldıracaktı yani? Ayrıca, söz konusu yazı hakkında, “onun müthiş mizah yeteneğinden çıkmıştı yine ama bu kez birçok insanı güldürse de Rojin'in canını fena yaktı” demek de ne oluyor? Rojin'in canını fena yaktığını ifade ettiği “mizahın” birçok insanı güldürebileceğini nerden biliyor? Çevresinden mi, arkadaşlarından mı, kendinden mi? Kimden? Bizim bildiğimiz, bir insanın “canının fana yanmasına” normal bir insan evladı gülmez. Bir de, dağa kaldırılıp seks kölesi olarak Rojin yerine kendisinden bahsedilseydi, yine “onun müthiş mizah yeteneğinden çıkmıştı” diyecek miydi? Bu kadar hoşgörülü olacak, böylesine “ortopedik” takılacak mıydı? Nagehan Hanım kusura bakmasın ama bu “dağa kaldırma” işinden “mizah” çıkmaz. Serdar Turgut dağa kaldırılıp Oray Eğin haline getirilseydi, hadi neyse. Kim Ki-Duk'ın “Tıme” filmindeki estetik ameliyat teknolojisinin dağ başında bulunmasından bir Zucker Biraderler parodisi tadı alabilir, belki gülerdik. Lakin bu operasyon Serdar Turgut'un hoşuna giderse gülerdik; “canı fena yanarsa” üzülürdük tabii.
621203
"Kurum ve Kişiler Yıpratılmamalı"
: "Kurum ve Kişiler Yıpratılmamalı" Başbakan Erdoğan, Org. Başbuğ ile görüştü. Başbakanlık: Soruşturma sürecinin en kısa zamanda gerçeği ortaya çıkarması beklenmektedir. Yayına Giriş: 29.10.2009 19:29:05 Güncelleme: 29.10.2009 20:58:45 İrticayla mücadele eylem planına ilişkin ıslak imzalı belgenin ortaya çıkmasının ardından merakla beklenen görüşme gerçekleşti. Başbakan Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ biraraya geldi. Görüşmenin ardından Başbakanlık'tan yapılan açıklamada, konuyla ilgili sivil ve askeri soruşturma sürecinin devam ettiği belirtilerek, "Bu sürecin en kısa zamanda gerçeği ortaya çıkarması beklenmektedir. Herkes bu sürecin sonucunu beklemeli, kişi ve kurumları hedef alan yorumlardan kaçınmalıdır" denildi. Başbakanlık resmi konutunda gerçekleşen Erdoğan-Başbuğ görüşmesi saat 40 dakika sürdü. Görüşmenin ardından açıklama Başbakanlıktan geldi. "Gündemde yer alan 'irticayla mücadele eylem planı'na yönelik tartışmalar da değerlendirilmiştir" denilen açıklamada şu ifadelere yer verildi. "İddia edilen, 'eylem planına' ilişkin soruşturma süreci adli ve askeri yargı makamları tarafından kendi görev ve yetki alanları kapsamında yürütülmektedir. Bu sürecin en kısa zamanda gerçeği ortaya çıkarması beklenmektedir. Bu süreçte herkese düşen görev, sürecin sonuçlanmasını beklemek, kişi ve kurumları hedef alan davranış ve yorumlardan kaçınmaktır."
620804
Korsanların kaçırıdığı bot boş çıktı
Birleşik Krallık deniz kuvvetlerinden yapılan açıklamada, yatın uluslararası sularda boş olarak bulunduğu bildirildi. Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada ise ''Paul ve Rachel Chandler'e zarar verildiğini düşünmek için hiçbir sebep yok. Serbest bırakılmaları yönünde çalışmalarımız sürüyor'' denildi. Çift, Lynn Rival adlı yatlarıyla Tanzanya'ya gidiyordu. Adının Hasan olduğunu söyleyen Somalili bir korsan, Hint Okyanusu'nda el koydukları yattaki çifti, Somali'ye götürmek üzere bir gemiye aldıklarını açıklamıştı. Hasan, Hint Okyanusu'nda ele geçirdikleri çiftin sağlık durumlarının iyi olduğunu belirterek, bu kişileri serbest bırakmak için fidye isteyeceklerini söylemişti. AA
620809
Almanya'nın yeni dışişleri bakanı görevi aldı
Westerwelle, görev değişimi sırasında Dışişleri Bakanlığı çalışanlarına yönelik yaptığı konuşmada, dış politikada süreklilik olması gerektiğini belirtti. Siyasi alanda ortaklarla hareket edildiğinde daha başarılı olunduğunu kaydeden Westerwelle, finans ve ekonomik krizin bunun ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini ifade etti. Westerwelle, Almanya'nın Doğu Avrupa'daki komşu ülkelerle ilişkilerini daha da geliştirmek istediğini belirtti. Başbakan Angela Merkel ile bugün Brüksel'de düzenlenecek AB zirvesine katılacak olan Westerwelle, Fransa ve Hollanda'ya gelecek hafta resmi ziyaretlerde bulunacak. AA
620063
TRT 6'da Kürtçe türkülerle kutlama
Yol Meydanı'nda halka açık olarak yapılacak etkinlik, canlı olarak TRT Şeş ekranlarından da seyirciye ulaştırılacak. Programa katılan diğer sanatçılar da Kürtçe, Türkçe türkü ve şarkılar söyleyerek Cumhuriyet'in kuruluş yıldönümünü özel bir konserle kutlayacak. TRT 6'ya özel konser programı dışında, kanal ekranlarından gün boyunca başta Ankara'daki resmigeçit törenleri olmak üzere Cumhuriyet kutlamaları yayınlanacak. Kutlamalar simültane olarak Kürtçeye çevrilerek seyirciye ulaştırılacak.
620894
16:20 Hakkari'de DTP’nin Cumhuriyet yürüyüşünde olaylar çıktı
16.20 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Hakkari'de DTP’nin Cumhuriyet yürüyüşünde olaylar çıktıBehçet DALMAZ/HAKKARİ, DEMOKRATİK Toplum Partisi (DTP) Hakkari’de Cumhuriyet Bayramı nedeniyle ‘Demokratik Cumhuriyete Evet, İnkar Cumhuriyete Hayır’ adı altında barış yürüyüşü düzenledi. DTP’lilerin dün bildirilerle davet ettiği yürüyüş ve mitinge yaklaşık 1000 kişi katıldı. DTP’li görevlilerin uyarısına rağmen yürüyüş sonrası olaylar çıktı. 20- 30 kişilik bir grup, Mobese kameraları ve polisi taş yağmuruna tuttu. Polis gözyaşartıcı bomba kullanarak kalabalığı dağıtmaya çalıştı. Sabah Cumhuriyet Bayramı törenlerinin kutlandığı Hakkari’de öğlen saatlerinde ise DTP’liler ‘Demokratik Cumhuriyete Evet, İnkar Cumhuriyete Hayır’ yürüyüşü düzenledi. Belediye Başkanı DTP'li Fadıl Bedirhanoğlu, DTP İl Başkanı Hivzullah Kansu ve yaklaşık bin kişi DTP il binası önünde toplanarak burada yürüyüşe geçti. Kalabalık yürüyüş boyunca, ‘İmralı’da yol haritası veren Öcalan’a selam olsun’, ‘Demokratik Cumhuriyete evet İnkar Cumhuriyeti’ne hayır’, ‘Şerefsiz MHP, İşbirlikçi CHP’, ‘Baskılar bizi yıldıramaz’, ‘Şehitler ölmez’, ‘Biji Serok Apo (Yaşasın Apo)’ sloganları atıp, pankartları taşıdı. Kalabalık Bulvar Caddesi üzerinde bulunan Belediye binası önünde toplandı. Basın açıklamasını DTP İl yöneticisi Haluk Bor yaptı. Bor, son süreçte kısmi de olsa gelişen olumlu havanın AKP hükümeti ve ilgili kurumlar tarafından kararlı bir şekilde sürdürülmediği söyledi. Bor, “Tam tersine haklarımızın yıllardır özlemi ile yanıp, tutuştuğu barış sürecini sabote edilme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Bugün cumuhriyetin 86’ncı kuruluş yıldönümü. Cumhuriyetin asli unsuru olan Kürtler, bugün Cumhuriyetin en mağduru durumundadırlar. Eğer bugün Cumhuriyet demokratikleşemiyorsa bunun asıl sebebi kendi asli unsuru olan Kürtlere uyguladığı antidemokratik ve inkar politikasıdır. Cumhuriyetin bu politikasından vazgeçme zamanı gelip geçmiştir” dedi. Yapılan basın açıklamasının ardından da DTP’li görevliler, herhangi bir taşkınlığın çıkmaması için topluğu uyardı. Daha sonra DTP önüne giden 20-30 kişilik bir grup, buradan askeri lojmanların bulunuğu Gençlik Caddesi’ne doğru yürüdü. Bu sırada gruplar yolda bulunan Mobese kameralarını taşlayınca, askeri lojmanlarda oturan asker çocukları da oyuncak silahlarını kalabalığa doğrulttu. Grup, çocuklara ‘Yuh’ çekip yürümeye devam etti. Bu sırada grup kendilerini takip eden polis araçlarını da taşlamaya başlayınca olaylar çıktı. Polisler, grubu dağıtmak için gözyaşartıcı bomba kullandı. Dağgöl Mahallesi’ne doğru koşan göstericiler ile polis arasında zaman zaman kovalamaca yaşandı. Anneler yanından ayıramayacak. ...
621075
Medvedev, Cumhuriyet Bayram'ını kutladı
İBRAHİM KARAGÜL AKİF EMRE Medvedev, Cumhuriyet Bayram'ını kutladı MOSKOVA Rusya Başbakanı Vladimir Putin'in Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a gönderdiği 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlama mesajının ardından, Devlet Başkanı Dmitri Medvedev'e de Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e bir kutlama telgrafı gönderdi. Kremlin basın merkezinden yapılan açıklamada Medvedev, Gül'ün Cumhuriyet Bayramı'na denk gelen doğum gününü de kutladı. Medvedev mesajında, "Sizin şubat ayında gerçekleştirdiğiniz Rusya ziyaretinizde gerçekleştirdiğimiz müzakereler, çok boyutlu iki ülke ilişkilerinin gelişmesine hız kazandırdı. Ortak Deklarasyon'da ortaya koyduğumuz görevler başarılı ve uygun bir şekilde gerçekleştiriliyor." değerlendirmesinde bulundu. Birçok alanda karşılıklı güven ve şeffaflık ilkesi çerçevesinde ikili ilişkilerin geliştiğinden emin olduğunu kaydeden Medvedev, buna bölgesel ve uluslararası konulardaki iki ülke politikalarının uyumunun da dahil olduğunu belirtti. Gül'ün doğum gününü de kutlayan Medvedev şu ifadeleri kullandı: "Bu çerçevede, sizin sembolik bir şekilde Cumhuriyet'in kuruluşuna denk gelen doğum gününüzü de kutluyorum." 29.10.2009 DÜNYA
619813
Başkent Ankara faciadan kurtuldu
Kazanın geç saatlerde olması Samsun-Konya şehirlararası yolunda vatandaşların olası bir faciadan kurtulmasını sağladı. TIR'ın yola düşen dorsesini gören iki araç yavaşlayınca kaza yaptı. Sürücüler, kazanın hemen ardından otobüs yada büyük bir aracın geçmesi halinde kurtarma imkanının olmadığı belirtti. Ankara'dan Elmadağ yönüne gitmekte olan Nuh Keleş idaresindeki 06 NAA 25 plakalı TIR'ın dorsesi Sitelerdeki alt geçite takıldı. Açık kaldığı belirtilen dorse, büyük bir gürültüyle alt geçitteki yola düştü. Dorsesinden ayrılan TIR, yaklaşık 100 metre ileride durabildi. Dorse ve dorseyi taşıyan kısmı ise ikiye ayrılarak aralıklarla yola dağıldı. Konya yönünden gelip Samsun yönüne gitmekte olan Ahmet Özdemir yönetimindeki 06 YL 621 plakalı otomobil ile Mustafa Akça'nın kullandığı 06 BL 9239 plakalı otomobil kazanın alt geçit içinde olması nedeniyle kazayı geç fark ederek aniden yavaşladı. Araçlar aniden yavaşlayınca iki otomobil birbirine çarparak kaza yaptı. TIR'ın kazayı gece geç saatlerde yapması nedeniyle yolun boş olması olası bir faciayı önledi. Kazaya karışan Mustafa Akça, "Burada kaza olmuş, biz yukarıdan görme şansımız olmadığı için fark edemedik. Uyarı da yoktu. Fren yaptık ama arkadaşın arabasına arkadan vurduk." dedi. Kazaya karışan diğer araç sürücüsü Ahmet Özdemir ise, "Biz kazayı görmedik. Ben geldiğimde dumanlar çıkıyordu, daha yeni. Zaten bu arabada beni görmedi. yüzden kaza oldu." dedi. Sürücü Özdemir, kaza anında büyük bir araç geçmesi halinde kurtulma imkanının olmadığını ifade etti. 2009-10-29 01:43:43 sn. belediye başkanımızdan batçıklara yaklaşınca trafik akışını gösteren uyarı işaretleri koymalarını bekliyoruz. tamam batçıklar trafiğe hayat veriyor ancak, önceden sincandan kızılaya 45 dakikada gelirdik, şimdi gençlik parkına kadar ışık yok 15 dakika bile sürmüyor. vatandaş allah ne verdiyse basıyor. levha istiyoruz başkanımızdan alper kahraman
620697
Batı'nın Türkiye kaygısına Erdoğan'ın yanıtı
Türkiye'nin izlediği dış politika bir süredir tartışma konusu... Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Davos'taki çıkışıyla başlayan süreç ile tatbikat krizine kadar vardı. Türkiye'nin yüzünü Batı'dan Doğu'ya çevirdiği haberlerinin yoğunlaştığı böyle bir gündemde 'a giden Erdoğan'a da ziyareti sırasında bu soru soruldu. Başbakan'ın cevabı "Türkiye'nin bir yüzü Batı'ya bakıyor, bir yüzü Doğu'ya bakıyor" oldu. Batı basını da bu konudaki endişelere geniş yer ayırdı. Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin Tahran Büyükelçiliği'nde dün Türk ve yabancı gazetecilerin katılımıyla basın toplantısı düzenledi. Burada bir gazetecinin, "Davos'ta bir tartışma söz konusu oldu, orayı terk ettiniz. 'in politikalarıyla ilgili bazı eleştirileriniz oldu. Acaba bu bir dönüş mü? Batı'dan ayrılıp bölgeye yönelmekle ilgili mi?" sorusuna, Erdoğan şu yanıtı verdi: "Davos'taki olay..." "Oradaki (Davos'taki) olay spontane bir gelişmedir. Önceden planlanmış bir gelişme değildir. Bizim oradaki bu tavrımızı Batı'ya karşı olmak gibi, değerlendirme ayrı bir yanlıştır ve biz Batı'yla da Doğu'yla da ilişkilerini en iyi şekilde devam ettirmenin gayreti içerisinde olan bir ülkeyiz. Türkiye'nin bir yüzü Batı'ya bakıyor, bir yüzü Doğu'ya bakıyor. Biz, bir taraftan Batı'nın hem girişi, hem de Doğu'dan gelip Batı'ya giriş kapısıyız. Doğu'ya baktığımız zaman, bir taraftan Doğu'ya giriş ve Doğu'dan da Batı'ya girişinin ilk kapısıyız. Böyle bir durum var." Siyasi, askeri, ticari, kültürel her alanda Batı ile de Doğu ile de ilişkileri sürekli olarak geliştirmenin gayreti içinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, "Bunlardan bir tanesi bizlerin sürecidir ve biz bu süreci içerisinde müzakereci bir ülke konumundayız. Bunun yanında 'nun üyesiyiz, birçok Batılı ülkelerle bir arada olan bir ülkeyiz... Ve yapımızın demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak zaten şekillenmesinin neler ifade ettiği zaten çok açık net ortadır. Ve biz bu vesileyle bundan sonraki süreci de aynı kararlılıkla aynı şekilde devam ettiriyoruz. Herhangi bir olay bizim bir yerden kopup, bir yere varmamız gibi tanımlanmamalı. Biz bugüne kadar süreci nasıl götürdüysek bundan sonra da aynı şekilde götürüceğiz" dedi. "Menfaatlerimiz..." "Menfaatlerimizi de bir tarafa atmamız mümkün değil" diyen Başbakan, "Ülkemizin çıkarları, menfaatleri de her zaman her yerde her şeyin de önündedir. Çünkü insanımızın refah düzeyini yükseltmenin gayreti içerisinde olacağız" şeklinde konuştu. Türkiye- ilişkileri Başbakan Erdoğan, Türkiye- ilişkilerine ilişkin bir soruya, ''-Türkiye ilişkileri zaten malum ve hakkaniyet ölçüleri içinde her zaman münasebetlerimizi devam ettiririz. Ama hiç bir zaman Türkiye'nin siyasi iradesi üzerinde iradeyi kabul etmeyiz. Türkiye kendi siyasi iradesini kendisi belirler ve bu istikamette de adımını atar'' yanıtını verdi. Milliyet gazetesi BATI BASININDAN YORUMLAR Erdoğan'ın ziyareti Batı basınında da büyük ilgi uyandırdı; bu konudaki haber ve analizlerle Türkiye'nin yüzünü Doğu'ya çevirdiği yorumları yapıldı. New York Times (): “Türkiye ile Batı arasındaki gerilim artıyor” başlıklı makalede, “Türkiye’nin ’ye katılma olasılığı giderek zayıflarken ve ülke yıllardır görülmeyen bir gayretle Müslüman ülkelere yaklaşırken, uzun zamandır var olan bir soru ve Avrupa’nın canını sıkıyor: Bu büyük, laik Müslüman ülke, Batı yerine Doğu’ya mı dönüyor?” denildi. Başkanı Barack Obama’nın nisan ayındaki ziyaretiyle, Türkiye’nin jeostratejik önemini vurguladığını belirten gazete, “Bundan altı sonra, şimdi Washington ve Brüksel’de bazıları Türkiye’nin bir müttefik olarak güvenirliğini sorguluyor” diye yazdı. Financial Times (): Gazete, Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’ın, Türkiye’nin ’e karşı tutumunu övmesinin, “Batılı ortaklarını, Ortadoğu’da ve bölgesel diplomaside yeni bir rol üstlenmek için eski ittifakları terk etmediğine inandırmaya çalışan Türkiye için potansiyel bir utanç kaynağı” olduğunu yazdı. Ankara’nın nükleer silahı olan bir komşuya sahip olmaktan korktuğu ve ’ın nükleer programıyla ilgili krizde, bütün tarafların güvendiği bir aracı olmaya hazır olduğunu söylediğini vurgulayan Financial Times, “Ancak, ’de bazı çevreler, Ankara’nın yeterince sert bir mesaj verdiğinden kuşkulu” dedi. Voice of America (): Haberde, ile yaşanan son gerginliklerin, 1996’da kurulan stratejik ittifakı tehlikeye attığı belirtildi. “Uzmanlar, Türkiye’nin sert tutumunun hem Amerika, hem de Avrupa’da tedirginlik yarattığını söylüyor” yorumu yapıldı. Yazıda, Kongresi Türk-Amerikan Dostluk Grubu eşbaşkanı Demokrat milletvekili Robert Wexler’in, “Başbakan Erdoğan, teröre hoşgörü gösterilmeyeceğini söyledi. Bölgedeki teröre, Lübnan’da ve Gazze’de Hamas yol açtı. Bunlar, ’deki sivil hedefleri vurdukları zaman, Başbakan neden tepki göstermedi?” sorusuna yer verildi. Guardian (): “Türkiye İslam dünyasına liderlik ediyor” başlıklı yazıda, Türkiye’nin Ortadoğu’da son derece olumlu yeni bir rol oynadığı ve bir “arabulucu, uzlaştırıcı, barıştırıcı” olmaya çalıştığı belirtildi. Türk liderlerin “komşularla sıfır problem” politikasının ardından, şimdi ikinci aşamaya geçerek, “komşular arasında hiçbir problem” politikasını başlattığı kaydedildi. ’a el uzatmanın, bu rolü canlandırmanın ideal yolu olduğunu belirten gazete, ancak, bu esnada ’in dışlanmaması gerektiğini vurguladı. “Türk liderler, duygularının ’e karşı tutumlarını etkilemesine izin veriyor” denilen yazıda, “, ’ı dışlayarak kendisi için büyük sıkıntı yarattı. Türkiye’nin ’i reddetmesi de tıpkı bunun gibi aptalca olur” ifadesi kullanıldı. Le Monde (): “Erdoğan, Tahran’da ile Türkiye arasındaki dostluğunu kutluyor. Ama, bu dostluk gösterisi, Türkiye’nin bazı geleneksel müttefiklerini sinirlendiriyor, özellikle, son aylarda ilişkileri hiç durmadan kötüleşen ’i...” diye yazdı.
621118
Aliyev, Gül'ün doğum gününü tebrik etti
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden konuya ilişkin yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi: ''Sayın Cumhurbaşkanımız, bugün kendisini telefonla arayan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile bir görüşme gerçekleştirmiştir. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev görüşmede, Cumhuriyet Bayramı münasebetiyle ve Sayın Cumhurbaşkanımızın doğum günü olması vesilesiyle tebriklerini iletmiştir.''
620743
'Seks kölesi yaparım' demek mizahmış
Akşam gazetesinin eski genel yayın yönetmeni Serdar Turgur’un sanatçı Rojin’e yönelik ‘dağa kaldırıp seks kölesi yapardım’ yazısının ardından tepkiler artmış gelmişti. Rojin’in dava açacağını duyurmasıyla önce Akşam gazetesi sanatçıdan özür diledi. Yazar Serdat Turgut da bugünkü ‘Rojign’in zeki olduğuna inanıyorum’ başlıklı yazısında Rojin’de özür diledi. Serdar Turgut abartılı espri yaptığını ve abartılı absürt yazılarının anlaşılacağına inandığını belirttiği yazısında, Rojin’in kendisini anlamadığını ileri sürdü. Serdar Turgut'un bugünkü yazısı: Rojin'in zeki olduğuna inanıyorum Yıllar önce bu ülkede denenmemiş bir işi yapmak için yola çıkarken, yolumun çok zor olacağını, birçok yanlış anlama ve sorun yaşanacağını biliyordum. İnsanımız abartılı espriyi anlama yeteneğine bence sahipti ama bunu baskı altında tutuyordu. Birçok lokal ve cinsel içerikli fıkra vardı. Buna da güvenerek benim abartılı absüd yazılarımın da bir süreç sonunda anlaşılacağını düşünmüştüm. Başlarda anlaşılmasa da abartıyı kademeli olarak artırdığım takdirde anlaşılmanın daha kolay olacağını ve bir süre sonra yazılara alışılacağını düşünmüştüm. Şimdi anlıyorum ki; bu değerlendirmelerim bazı insanlar açısından doğru değilmiş. Bir keresinde, 'Evlerdeki köpekler apartmanlardan atılacak' diye karar çıkmıştı. Ben bunun üzerine kararın yanlış olduğunu göstermek için 'Apartmanlarda bebekler daha fazla gürültü yapar. Köpekleri atmak yerine bebekleri sokağa atalım, çok daha iyi olur' diye bir yazı yazmıştım. 'Kara mizah' denilen şey de bu. İrlanda'daki açlığı gidermek için 'Bebekleri kızartıp yiyelim' diyen yazının ruhuna benzeyen bir şeydi bu. Belki inanmayacaksınız, birçok anne ve baba aradı beni dönemde. 'Sen bizim çocuklarımızın nasıl sokağa atılmasını istersin' dediler. 'Ben çocuğumu sana vermem' diyen bile oldu. Ben aslında gün abartı yaparak bir şeyin komikliğini göstermenin bu ülkede pek kolay olmadığını gördüm. Şimdi Habur'daki gelişmeleri izlerken, insanların karşılanışındaki coşkuyu ve ortamı görünce 'Keşke ben de ülkemde böyle sevilebilseydim' duygusunu yaşadım ve duyguyla sadece başlığı okunsa dahi mizah olduğu hemen anlaşılabilecek yazıyı yazdım. 'Keşke PKK teröristi olsaydım' yazısı, ülkemizdeki Türk-Kürt eşkıya geleneğinin kültürel öğeleri dikkate alınarak, üzerine yazılmış bir absürd yazıydı. Dağa kız kaldırma da kültürün bir parçasıydı. Onunla da alay etmem gerekiyordu. Yazının bölümünü yazarken kendisi bir kamu figürü olduğundan, tanındığından, televizyon starı olduğundan Rojin adı geldi aklıma. Yoksa tanımam etmem. güne kadar hakkında ne düşünmüşlüğüm var, ne de gayet tabii ki planlarım filan. Nasıl ki PKK teröristi olmayacaksam, dağa çıkmayacaksam kız da kaçırmayacağım. Bu açık değil mi Allah'ınızı severseniz yahu. Lafı ne kadar abartılı söylersem işin hayal kurgu olduğu anlaşılır diye düşünüyorum hala daha... Ne Rojin Hanım'ın namusunda gözüm var. Böyle bir şey olamaz da zaten. Hayatım boyunca ben hiçbir kadına nezaketsiz davranmamaya çalıştım. Yazılarımdaki kadınlar hep hayalidirler. Ya da ad vererek sadece kendi karım hakkında laf ederim. Birçok kadın okuyucum benim mizah türümü çoktan anlamıştır. Rojin'in de kadınlar arasında olduğunu düşünüyordum. Çünkü konuşmalarından, televizyon performansından onun da zeki bir kadın olduğunu düşünüyordum. Fakat olmadı. Gülüp geçecek yerde mağdur olmayı tercih etti. Ama amacım üzmek olmasa da hatta yazıda ne yapmaya çalıştığım makul insanlar tarafından hemen anlaşılmış olsa da, hayatım boyunca kadınlara hep saygılı olmaya çalışmış olsam da, kimsenin namusu ve gururuyla oynamak gibi bir tarihim olmasa da, zeki olduğu için beni anlayacağını düşündüğüm Rojin'i istemeden olsa da üzdüğüme çok üzüldüm. Benim yüzümden üzülen bir kadına kendimi affettirmem gerekiyor. Bu benim babamdan aldığım terbiyenin bir gereğidir. Dolayısıyla, Rojin senden de özür diliyorum. yazıda tanımlanan aslında sen değilsin, hiç kimse değil. Çünkü tür bir olay tabii ki olmadı ve olmayacak. Senin adın, sadece kamuya mal olmuş bir isim olduğu ve meşhur olduğun için kullanıldı. Keşke senin ismin yerine Rana'yı dağa kaldıracağım demiş olsaydım. Ama bu olamazdı. Çünkü Rana dağa götürüldüğünde örgüt çok eskiden anında çökerdi ve hepimiz bir an önce dağdan kaçmak isteyebilirdik. Son olarak bir de bu seks kölesi meselesi üzerine bir şey söylemek istiyorum. Bu laf benim okuduğum eşkıya hikayelerinden aklıma gelen bir tanım. Yoksa ben yıllardır aslında kendimin kadının kölesi olmak istediğimi her fırsatta anlatır dururum. Buna neredeyse bir meslek hayatımı adamış durumdayım. Yani yazının bölümünün aslında şu şekilde gitmesi gerekecekti: 'Ben yıllar önce PKK'ya katılıp dağa çıksaydım eylem yapmak için inmek gerektiğinde ilk önce gidip gıcığım olan birkaç yayın yönetmenini öldürür, sonra kaçıracağım kadına gitmeden evvel, seks oyuncakları satan bir dükkanı basar, kırbaç ve kelepçe gibi aletleri bol miktarda alırdım. Sonra da dağa kaçıracağım kadını atıma atıp götürürdüm. Ondan sonra dağda kadını bu aletleri benim üzerimde kullanmaya ikna etmeye çalışırdım. Yani kaçırmış olsam da kadını, ben onun seks kölesi olacaktım benim değil.' Bu yazı da abartılı bir absürd mizah tabii ki ama bu şekil gerçeğe daha uygun. Bir de şu var Rojin kardeş; ben bu açılım sürecine destek veriyorum. yazı başbakanından en sıradan insanına kadar herkesi ve belki makul Kürtleri de rahatsız eden Habur görüntülerine bir tepkiydi. Ben sürecin tekrar başlatıldığında bu sefer çok daha sessiz ve aklı başında gideceğine eminim ve eğer öyle olursa da süreç hakkında mizah da olsa yazı yazmayacağım. Çünkü istemeden de olsa sürece zarar vermek istemiyorum. Yarın mizaha devam ama bu sefer kendimle dalga geçeceğim. Serdar Turgut Akşam
620952
Gazinoya silahlı saldırı: ölü, yaralı
İzmir'in Dikili ilçesinde bir gazinoya yapılan silahlı baskında kişi öldü, kişi yaralandı. Edinilen bilgiye göre, Dikili Çatı mevkisinde bulunan Çatı Gazinosu'na sabaha karşı saat 03.00 sıralarında gelen kimliği henüz belirlenemeyen kişi, gazinonun kapısındaki koruma görevlisi Emre Türk'e (37) ateş etti. Emre Türk, olay yerinde öldü. Daha sora gazino içerisine giren saldırgan, Gazino sahibi Gökhan Gökçe'nin babası İlhan Gökçe'yi (59) vurdu. Gazino içerisinde rastgele ateş etmeye başlayan saldırganın tabancasından çıkan kurşunlar, garson Ali Taşkıran (22) ve Özkan Özçelik'i (26) yaraladı. İlhan Gökçe de olay yerinde hayatını kaybetti. Türk ve Gökçe'nin cesetleri, İzmir Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Yaralıların, İzmir'deki hastanelerde tedavi altına alındığı, olaydan sonra kaçan saldırganın yakalanmasına çalışıldığı bildirildi. AA
619951
Efsane Avcısı
Efsane Avcısı Orijinal Adı: The Librarian Yönetmen: Jonathan Frakes Oyuncular: Noah Wyle, Gabrielle Anwar, Jane Curtin TV 21.00 Flynn Carsen, Metropolitan Kütüphanesi'nde çalışan, müzede bulunan Excalibur Kılıcı ve Torino Kefeni gibi tarihi ve mistik nesneleri korumakla görevli sıradan bir kütüphanecidir. Onun tekdüze olan hayatı bir gün, Kral Solomon'un gizli hazinesinin yerini gösteren haritanın çalınması ile bir anda değişir. 29.10.2009 TELEVİZYON
620388
Gezilerde başörtüsü yasağına ayar
Muğla’da Çanakkale’ye giderken otobüsten indirilen Büşra Pirci’nin ardından, Mardin’de de Merve Akgül başörtüsü nedeniyle Çanakkale’ye gidememişti. Muğla’da otobüsten indirilen Büşra Pirci’nin yaşadıklarını Haber kamuoyuna duyurmuş ve olay büyük tepki almıştı. Aynı olayın birkaç gün sonra Mardin’de yaşanması ise tepkiyi daha da arttırdı. Zaman gazetesinden İbrahim Aslıoğlu'nun haberine göre, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan il milli eğitim müdürlükleri ve okullara gönderdiği yazıda "öğrencilerin gezilerde kılık kıyafet yönetmeliğine uyma zorunluluğu bulunmadığı" vurgulandı. GEZİLERDE ZORUNLULUK YOK Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) yıldır düzenlediği 'Cumhuriyet Eğitim Gezileri Projesi' kapsamında Çanakkale'ye giden öğrencilerden başörtülü olanların otobüsten indirilmesi olayları üzerine bakanlık, il milli eğitim müdürlükleri ve okulları uyardı. MEB Müsteşarı Muammer Yaşar Özgül imzalı yazıda "öğrencilerin gezilerde kılık kıyafet yönetmeliğine uyma zorunluluğu bulunmadığı" vurgulandı. RESMİ TÖREN DIŞINDA KIYAFET SERBEST Bakanlığın 23 Ekim 2009 tarihli yazısında Cumhuriyet eğitim gezilerinde uyulması gereken esas ve usullerin daha önceki yazılarda belirtildiği hatırlatılarak, buna rağmen gazetelerde eğitim gezilerine katılan öğrencilerin kılık kıyafet yönetmeliğine uygun olarak hareket etmedikleri için programdan çıkarıldıkları, gezi rehberlerinin bu konuda öğrencilere müdahale ettiklerine ilişkin haberlerin yayınlandığı belirtildi. "Söz konusu geziye katılan öğrencilerimizin resmi törenler dışında kılık kıyafet yönetmeliğine uyma zorunluluğu bulunmamaktadır." denilen yazıda, rehberlerin de öğrencilere müdahalede bulunamayacağının altı çizildi. Her gezi otobüsünde valiliklerce görevlendirilen iki yönetici veya öğretmen bulunduğu ifade edilerek, şunlar kaydedildi: "Şartname gereği otobüslerde yüklenici firma tarafından görevlendirilen profesyonel turist rehberlerinin öğrencilere müdahale yetkileri bulunmamaktadır." Geziye katılan öğrencilerin bu açıklamalar doğrultusunda gezilerini başarıyla tamamlamaları hususunca valiliklerce gerekli duyarlılığı göstermeleri istendi. BÜŞRA VE MERVE GEZİYE KATILAMAMIŞTI Geçtiğimiz günlerde Muğla'da Büşra Pirci ve Mardin'de Merve AkgülÇanakkale gezisine, başörtülü oldukları gerekçesiyle katılamamışlardı. 2003 yılında 'Çanakkale Eğitim Gezileri' adıyla başlayan, 2006 yılından itibaren ise kapsamı genişletilerek 'Cumhuriyet Eğitim Gezileri' yapılıyor. Proje kapsamında bu yıl bin civarında öğrencinin katıldığı geziler, Ekim ile Kasım 2009 tarihleri arasında düzenleniyor. (ZAMAN Haber 7) 2009-10-29 12:04:09 "çanakkale şehitliye gidenler bilir türbanlı ve çarşaflı büssürü insan var onlara yasak yokda bu kızamı var :))) palavra gündem değiştirmek için hazırlanmış çok amatörce bir haber..." demissin. carsaflilara ve basortululere sor bakalim kaci MEB okullari araciligiyla oraya gelmis. Burada basortululer canakkaleye gelemez demiyor. Basortulu ogrenciler MEB okullarinca duzenlenen Canakkale gezisine alinmadilar diyor. iyi valla isterseniz canakkaleyi siradan normal basortulu vatandaslara da yasaklayin... sherlock holmes 2009-10-29 11:51:26 işte kadar, gezi otobüsü ve Çanakkale şehitliği kamusal alanmı sanki. salih öztürk 2009-10-29 11:37:01 bu şekilde muamelerde bulunarak, insanları sırf dinini yaşamaları ve dinleri gereği kapanmak istemeleri suç mu gürkan çörekçi 2009-10-29 11:31:26 Başörtülülere uygulanan baskı ve müdahaleler insan hak ve özgürlüklerine aykırıdır. Türkiye, hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı, insanların düşünce ve inançlarından dolayı dışlandığı, cezalandırıldığı bir ülke olmaktan kurtulmalıdır. Siyasetçiler, ordu, akademya, basın, eğitim kurumları her bir vatandaşa, her insanın haklarına, özgörlüklerine azami düzeyde saygılı olmalıdır. Hala insanlara köle, parya muamelesi yapmaya çalışanlar var. Yüce Allah ıslah etsin onları; akıl fikir, hidayet versin onlara! ALİ CAN 2009-10-29 11:24:00 başörtülü öğrencileri, bayanları Şehitliklere almıyorlar ama acaba orda yatan şehitlerimiz anası bacısı başörtülü değilmiydi bi düşünün... Ragıp 2009-10-29 11:23:22 okullar gezi düzenlediklerinde resmi üniformalarıyla öğrencileri gelmeye zorlamazlar baş örtüsüde resmi üniforma olmadığı için tabiki serbest olacaktır Tuğrul Yiğit 2009-10-29 11:16:18 insanın dini inançlarını yaşaması başını örtmesi bu kadar kötü bi durum mu.. elin başı açık baldırı çıplak her tarafı açık kısa şortlu Anzakları rahatça ziyaret ediyorda benim insanım neden kendi atalarının mekanını ziyaret edemiyor...bu yasakçı zihniyet yazıklar!!! batuhan çağlar 2009-10-29 11:14:44 Maalesef Türkiyede Müslümanlar bazı durumlarda Bu tür uygulamalarla karşılaşıyorlar. Müslüman açılımı yaparak Dindarların karşılaştıkları zulümleri de masaya yatırmak lazım.. Mehmet Baltacı 2009-10-29 11:14:07 Yavaş yavaş alıştırıyorlar, zamanla başörtüsü her yerde serbest diyecekler. necdet kızılırmak 2009-10-29 10:59:27 çanakkale şehitliye gidenler bilir türbanlı ve çarşaflı büssürü insan var onlara yasak yokda bu kızamı var :))) palavra gündem değiştirmek için hazırlanmış çok amatörce bir haber VATANDAŞ DERKİ 2009-10-29 10:56:43 ne memlekette yaşıyoruz ya. mehmetçiğe silah çekenler terörist kıyafetleriyle türkiye'ye elini kolunu sallaya sallaya gelip şov yapabilirken Allah inancından dolayı başını örtenler hala yasaklarla karşılaşıyor. peki bu öğrenciler ne yaptı? asker mi öldürdü, hırsızlık mı yaptı, devleti mi dolandırdı? bu zamanda ne yasağı hala? melih kuzey
620541
İşte kadınların rüyalarını süsleyen erkek
12.45 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, İşte kadınların rüyalarını süsleyen erkekDünya, binlerce kişinin rüyasına girdiği iddia edilen gizemli adamı konuşuyor. 2006’da bir kadının ‘her gece rüyama giriyor’ diyerek robot resmini yaptırıp psikiyatristinin masasında bıraktığı yüzü gören başka bir hasta da bu adamı sıkça rüyasında gördüğünü söyledi. Doktor, çizimi diğer psikiyatrist arkadaşlarına gönderirken gelen tepkiler aynı oldu. Adına ‘thisman.org’ adlı internet sitesi kurulan adamı 50 ülkeden bin kadın rüyasında gördüğünü açıkladı. Kimi onun bir fenomen olduğunu düşünürken kimilerine göre medyum. Bu adamı rüyyalarında gören kadınların çoğu hemen hemen aynı kelimelerle onu tanımlıyorlar rüyalarından garip bir şekilde huzurlu ve mutlu uyandıklarını belirtiyorlar... Şıklık ve fonksiyonellik ona özgü.. ...
620612
Atalay, asansörde mahsur kaldı
FEHMİ KORU TAMER KORKMAZ Atalay, asansörde mahsur kaldı İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Meclis'teki 29 Ekim kutlamalarına katılmak için geldiği Meclis'te asansörde mahsur kaldı. ANKARA İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Meclis'teki 29 Ekim kutlamalarına katılmak için geldiği Meclis'te asansörde mahsur kaldı. Kalabalık bir grupla asansöre binen İçişleri Bakanı Atalay, yaklaşık beş dakika mahsur kalınca Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün kabulüne gidemedi. Atalay, törenden çıkan Başbakan R.Tayyip Erdoğan'ın Meclis'teki makam odasına geçti 29.10.2009 POLİTİKA
620611
Cumhuriyet Bayramı devletin zirvesini bir araya getirdi
FEHMİ KORU TAMER KORKMAZ Cumhuriyet Bayramı devletin zirvesini bir araya getirdi ANKARA Tüm yurtta törenlerle kutlanan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, devletin zirvesinde de kutlandı. TBMM'de kutlamaları kabul eden Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Cumhuriyeti daha ileri götürmek için hep birlikte kararlayız." mesajı verdi. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı devletin zirvesini bir araya getirdi. TBMM Şeref Salonu'nda gerçekleşen kutlama törenine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yanı sıra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, CHP lideri Deniz Baykal, Anayasa Mahkemesi Bakanı Haşim Kılıç, Yargıtay ve Danıştay başkanları, MHP lideri Devlet Bahçeli, kuvvet komutanları ile çok sayıda büyükelçi katıldı. Törene DTP Genel Başkanı Ahmet Türk katılmazken, DTP'li Sırrı Sakık, Hasip Kaplan hazır bulundu. Törenden önce Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ protokoldeki yerini aldı. Daha sonra yerine gelen Deniz Baykal ile önce selamlaştı, ardından da tokalaştı. Törenin başlamasına az bir süre kala gelen Başbakan Erdoğan hiç kimse ile selamlaşmadan yerini aldı. Başbakan yanında bulunan Başbuğ'a sadece başıyla selamladı. Cumhurbaşkanı Gül, daha sonra kutlamaları tek tek kabul etti. Törenin ardından basın mensuplarının bayramını tebrik eden Gül, "Kıvançlıyız, gururluyuz. 86 yıl önce büyük fedakârlıklarla kurulan Cumhuriyetimizi hep birlikte daha ileri götürmek için kararlayız. Herkesin bayramını kutluyorum." dedi. Gül, doğum gününü kutlayan basın mensuplarına teşekkür ederken, bir gazetecinin "Bugün bir hayli tokalaştınız, şu sıralar biraz tehlikeli de..." sözleri üzerine gülümseyerek salondan ayrıldı. 29.10.2009 POLİTİKA
621082
Talat, Davutoğlu'nu ziyaret etti
FEHMİ KORU TAMER KORKMAZ Talat, Davutoğlu'nu ziyaret etti ANKARA Bir dizi temaslarda bulunmak üzere Tükiye'ye gelen KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nu ziyaret etti. Bakanlık girişinde Cumhurbaşkanı Talat'ı karşılayan Bakan Davutoğlu, Talat ile daha sonra makamına geçti. Basına kapalı gerçekleştirilen görüşmede basın mensuplarının görüntü almasına izin verildi. 29.10.2009 POLİTİKA
621259
Binlerce kişi saatlerce kuyruk bekledi
Açılış indiriminden yararlanmak isteyen vatandaşlar, saat 03.00'ten itibaren sıraya girdi. Kapıların saat 06.00'da açılmasıyla birlikte merkezdeki mağazalara giren vatandaşlar, yoğun olarak dizüstü bilgisayarlar ve LCD televizyonlara yöneldi. Kampanyalı ürünler stoklarla sınırlı olduğu için bitmeden almak isteyen vatandaşların zaman zaman izdihama yol açtığı ve kasalar önünde uzun kuyruklar oluşturduğu gözlendi. Avrupa'nın önde gelen teknoloji ürün mağazası ''Saturn'' de Türkiye'deki ilk mağazasını ''Yaşasın Cimrilik'' sloganıyla burada açtı. 10 BİN KİŞİ15 SAAT KUYRUKTA BEKLEDİ Teknosa Genel Müdürü Mehmet Nane, ''Forum İstanbul'' alışveriş merkezinde İstanbul'daki 62. mağazalarını açtıklarını belirterek, toplam mağaza sayılarını 235'e çıkarttıklarını bildirdi. Teknosa'dan yapılan açıklamada, mağazanın açılışında konuşan Mehmet Nane'nin, açılış günü satışlarının milyon doları bulacağını söylediği belirtildi. Açıklamada, Nane'nin şu görüşlerine yer verildi: ''Herkes İçin Teknoloji sloganı ile çıktığımız yolda hızla ilerliyoruz. Bugün İstanbul'daki 62. mağazamızı açarak toplam mağaza sayımızı 235'e çıkarttık. Forum İstanbul bünyesinde gerçekleştirdiğimiz bugünkü açılışımızla Exxtra konseptine sahip 10. mağazamızı hayata geçirdik. Stoklarımızla sınırlı ürünlerimizde gerçekleştirdiğimiz yüzde 70'e varan indirimlere sahip ürünlerimize halkımızın ilgisi büyük oldu. Mağazamızın açılışında birkaç saat içinde binlerce ürünü açılışa özel indirimlerle müşterilerimizle buluşturduk. Kuyruklarda bekleyen tüketicilerimize verdiğimiz değer doğrultusunda düzen, nizam, intizam hedefledik. Aldığımız önlemler ve yaptığımız uygulamalarla örnek bir açılış gerçekleştirdik.'' Açıklamada, mağazanın açılışında fiyatları yüzde 70 oranında indiren Teknosa'nın, düşük fiyat etiketiyle satışa sunduğu LCD televizyonlar, diz üstü bilgisayarlar, dijital fotoğraf makineleri ve cep telefonları gibi elektronik ürünlerden ve yüzde 70'e varan indirimlerden faydalanmak isteyen 10 bini aşkın tüketicinin açılıştan 15 saat önce mağazanın önünde kuyruklar oluşturmaya başladığı bildirildi. Açılışta en büyük ilgiyi LCD televizyonlar, diz üstü bilgisayarlar, dijital fotoğraf makineleri ve cep telefonlarının gördüğüne dikkati çekilen açıklamada, açılışa özel kurulan 45 kasa ve alınan güvenlik önlemleri sayesinde karmaşa ve yığılmanın önüne geçildiği belirtildi. Yılın sonuna kadar toplam yüzde 16 büyüme hedefleyen Teknosa'nın, yıl sonuna kadar satış alanını toplam 85 bin metre kareye çıkarmayı hedeflediğine işaret edilen açıklamada, şu an 65 ilde 230'un üzerinde mağazası ile hizmet veren şirketin, 10. yılını kutlayacağı 2010 yılında toplam 81 ilde mağazaya sahip olmak için çalışmalarını sürdürdüğü kaydedildi. (AA) 2009-10-29 23:04:51 10 Bin kişi 15 saat kuyruk bekleyerek ne aldı? 200-300 tane indirimli ürün. Böyle reklamlar ancak bizim ülkemizde oluyor. Daha bitmemiş bir AVM önünde açılışı 10 da olan ama her nedense millete sabahın altısında gelin diyen bir şirket, buna karşılık akşamdan sıraya giren 10 bin kişi. Teknoloji açı 3, dünya ülkeleri gibiyiz. Bu tür yerler bu gibi açılışlarla insanların bilinç altında mükemmel bir antipati oluşturuyorlar. Sonradan çok ucuza mal satsalar da alan olmuyor sanırım. En azından kendim için bu böyle İBRAHİM BOZO 2009-10-29 22:51:59 en fazla 300 500 stoklu ürün satıyorlar ondan sonra açılış yapacaz deyip her tarafa ilan veriyorlar böylede bedava reklamlarını yapıyorlar akit ünsal 2009-10-29 22:44:47 bunlari goren yabancilar elbete turkiyeye yatirim yapmak icin siraya girecektir.her bu tur magaza acilisinda yasanan manzaralar. artik istanbul disina da tasti bu tur manzaralar Allah sonumuzu hayir etsin... belier ram
620015
TSK’nın mesajı: Ulusal birliğin çelik duvarıyız
’nın mesajı: Ulusal birliğin çelik duvarıyız 29.10.2009Org. İlker Başbuğ Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Başkanı Orgeneral mensuplarına yönelik Cumhuriyet Bayramı mesajında TSK’nın sağduyulu duruşuyla ’nin bölünmez bütünlüğü ile ulusal birliğine yönelik bütün çabalar karşısında daima çelikten bir duvar gibi yükseleceğini vurguladı Başbuğ’un mesajı özetle şöyle: “Ulusal birlik ve beraberliğin sağlanmasının en büyük güvencesi olan cumhuriyet, vatandaşlık esasına dayalı Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışıyla ulus-devlet yapısını sonsuza dek yaşatırken, üniter-devlet yapısıyla da Türk milletinin ve yurdunun bölünmez bütünlüğünün teminatı olmaya devam edecektir. ‘, Türk milletinin özüdür’ Değerlerini tarihten, gücünü milletinden alan TSK, ’den ’ye kadar vatanın her köşesinden gelen vatan evlatlarının oluşturduğu güçlü bir kadroya sahiptir. Ulusumuzun tüm katmanlarının aynı ortamda buluştuğu yer olan TSK, Türk milletinin özüdür. Ordu-millet özelliğiyle Türk kudret ve kabiliyetinin, Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesi olan TSK, gelişen harp silah ve araçlarıyla donanmış nitelikli personeli, Atatürkçü Düşünce Sistemi ışığında çalışmalarına devam etmektedir.” Mesajında, cumhuriyetin büyük zorluklarla kurulduğunu kaydeden Başbuğ, cumhuriyet ve kazanımlarını koruma uğruna şehit olan askerler ile kahraman gazileri şükran ve minnetle andıklarını da belirtti.
619795
Tezgahına el konulunca ateş yakıp eylem yaptı
Fatih Aksaray'da seyyar satıcılık yapan bir kişinin tezgahına zabıta ekipleri el koydu. Zabıta ekiplerine sinirlenen şahıs, yanına birkaç arkadaşını da alarak Aksaray Yeraltı Çarşısı girişinde ateş yaktı. Ellerindeki döner bıçaklarıyla ortalığı birbirine katan seyyar satıcıları yatıştırmak için polis ekipleri uzun süre uğraştı. Polisin iknası sonunda eylem yapan seyyar satıcı gözaltına alındı. Eylem sırasında olay erinde çok sayıda meraklı vatandaş da toplandı.
620786
ABD ile Rusya arasında nükleer görüşme
Ulusal Güvenlik Danışmanı James Jones bugün Moskova'da Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile nükleer silahların azaltılması ve 'ın nükleer programı konularıyla ilgili müzakereler öncesinde bir araya geldi. Lavrov, görüşmenin başında yaptığı açıklamada, ziyaretin "tam zamanında" yapıldığını belirterek, "Eski anlaşma sona ermeden devlet başkanlarımızın üzerinde anlaştığı yeni anlaşmanın hazırlanmasının bu yoğun çabalarla mümkün olacağına inanıyoruz" diye konuştu. Jones, Lavrov ile görüşmesinin ardından AP ajansına yaptığı açıklamada, Lavrov ile birçok ikili konuda "son derece yararlı" bir değerlendirmede bulunduklarını söyledi. Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Nikolay Patruşev ile de bugün bir araya gelecek olan Jones, iki ülke arasında bu yıl sonunda süresi sona erecek olan Stratejik Silahların Azaltılmasını (START1) öngören yeni anlaşmayı yıl sonuna kadar sonuçlandırmayı amaçlıyor. Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev ve Başkanı Barack Obama, Moskova'da yaptıkları zirvede iki ülkenin nükleer savaş başlıklarını yılda 1500 ve 1675 adet azaltma konusunda ilke anlaşmasına varmış, iki ülke yetkili kurullarının bu konudaki bir anlaşmayı bu yıl sonuna kadar tamamlaması talimatı vermişlerdi. Jones'ın Moskova ziyareti, 'ın nükleer programı konusunda yanıtını vermesi gereken zamana denk gelirken, Jones'ın Moskova'da Rus muhataplarıyla 'ın nükleer programı ve buna karşı atılabilecek adımlar konusunu da ele alması bekleniyor.
620669
Bakan Akdağ: Kimseye zorla aşı yapacak değiliz
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Belarus ile sağlık anlaşması imzalamak için gideceği Belarus'a hareketinden önce düzenlediği basın toplantısında soruları cevapladı. Domuz gribinin Türkiye'deki son durumu ve aşılamanın ne şekilde yapılacağı yönündeki soruya Bakan Akdağ, "Hasta sayısını skor sayar gibi saymıyoruz. Türkiye için bu şekilde takip etmenin bir değeri yok. Hastalığın yaygınlığını tespit etmek açısından tetkikler yapıyoruz. Yani hastalanan ya da hastalık belirtisi olan, grip ya da benzeri hastalık belirtisi olan herkesten artık tetkik almak gerekmiyor. Başlangıçta bunu büyük bir titizlikle yaptık. Ülkemize virüsün girmesini zaman engellemeye çalışıyorduk. Buna aşağı yukarı ay kadar muvaffak olduk, hastalığa karşı mücadelede yaz mevsimini kazandık. Gerek vatandaşlarımızın bilgilendirilmesi, gerekse aşıların temini açısından bir yaz mevsimi kazandık. Birçok Avrupa ülkesi bunu kazanamadı, bu sıkıntıyı yaz boyunca çektiler, İngiltere, İspanya ve birçok Avrupa ülkesinde şu geldiğimiz tarihe kadar ciddi problemler yaşandı. Şimdi aşıya oldukça yaklaşmış durumdayız, Kasım ayının hemen başında sağlık çalışanlarıyla aşılamayı başlatıyoruz. Kasım ayı içerisinde diğer önemli risk gruplarında da aşılamayı başlatacağız. Elimizde çok fazla bu ay itibariyle Kasım ayı itibariyle çok fazla aşı olmayacak ama elimize geçen ilk aşıları sağlık çalışanlarından sonra ay yaş arası çocuklara, önemli kronik hastalığı olan özellikle akciğer ve kalp hastalığı önemli derecede olan hastalara yapmaya başlayacağız. Sağlık kuruluşlarımıza Kasım ayının ilk haftasının içinde veya sonuna doğru davet etmeye başlayacağız. Sağlık ocaklarımıza aile hekimliklerimize, bu yaştaki çocuklarımız ve bu bahsettiğimiz önemli hastalığı olanları çağırmaya başlayacağız. Bu hususta dün akşam bilimsel yürütme kurulumuzla bir toplantı gerçekleştirdim. İlk düşünceleri bu şekilde zannediyorum önümüzdeki birkaç gün içerisinde de bu konu netlik kazanmış olacak. Bu şekilde aşılamalara başlarken, ilköğretim çağındaki çocuklarımıza da hastalığın erken yayılmaya başladığı şehirleri öne alarak bir aşılama programına yine Kasım ayı içerisinde muhtemelen Kasım ayının sonuna doğru başlayacağız." şeklinde cevap verdi. Okullarda alınan önlemlere ilişkin soruyu cevaplayan Akdağ, şöyle konuştu: "Bütün bu okul kapatma işlerimiz, biliyorsunuz Ankara'da, Diyarbakır'da okul kapatmalar oldu, İstanbul'da henüz buna ciddi ölçüde ihtiyaç duymuş değiliz. Diğer şehirlerimizde de ihtiyaç duymuş değiliz. Mardin'de zannediyorum, böyle bir kapatma valilik tarafından yapıldı. Bütün bunların amacı hastalığın yayılmasını öteleyerek, ihtiyacı olan vatandaşlarımıza aşı yaptırmaktır. Aşı konusundaki tartışmalara biz Sağlık Bakanlığı olarak büyük ölçüde açıklık getirmiş durumdayız. Bizim için asıl olan Dünya Sağlık Örgütü'nün, Avrupa Hastalık Kontrol Merkezi'nin, Amerika Hastalık Kontrol Merkezi'nin, Avrupa İlaç Ajansı'nın, Amerika İlaç Ajansı'nın tüm diğer Avrupa ülkelerinin ilaç ajansları ve hastalık kontrol merkezlerinin görüşleri ve Türkiye'de bu hususta oluşturduğumuz bilimsel kurulların görüşleridir. Bütün bu seçkin kuruluşlar aşılamanın Türkiye'de şu anda planladığımız biçimdeki bir aşılamanın gereğine ve önemine işaret etmektedirler. Önemli olan da budur. gün önce gün önce, basın mensubu arkadaşım şöyle bir soru sordu, 'Sayın bakanım, bilim adamları bu konuda ikiye ayrılıyorlar. Siz ne diyorsunuz?' Ben de şunu söyledim, '100 kişi düşünün bir konuda fikir yürüten, 50'si bir tarafta 50'si de diğer tarafta olursa bir ikiye ayrılmadan bahsedebiliriz. 99'u bir tarafta biri diğer tarafta ise burada ikiye ayrılmadan bahsedilebilir mi? Dolayısıyla halkımız marjinal düşüncelerle biraz da böyle medyada haber olmayı maharet sayan siyasetçilerin ve bazı kişilerin iddialarından çok, asıl bilim dünyasının az önce ifade ettiğim gibi bilimsel kuruluşların ve Türkiye'deki bilimsel heyetin bu çerçevede kararlar alan Sağlık Bakanlığı'nın görüşlerine kulak vermelidir."
621157
Derbinin faturası belli oldu
20.33 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Derbinin faturası belli olduİSTANBUL (A.A) Profesyonel Futbol ile arasında oynanan olaylı derbi maçın dosyasını karara bağladı. Futbol Federasyonu Profesyonel Futbol (PFDK), Süper Lig’deki derbisinde yaşanan olaylar nedeniyle ceza yağdırdı. Kurul bugünkü toplantısında aldığı kararlarla, derbi maçta taraftarlarının neden olduğu saha olayları nedeniyle ’ne maç seyircisiz oynama, rakip takım oyuncusuna yönelik hareketleri nedeniyle de Fenerbahçeli Bilica ile Galatasaraylı Keita’ya 3’er maç men cezası verdi. Yine derbi maçta Galatasaray ise, taraftarlarının neden olduğu saha olayları nedeniyle 15 bin, basın toplantısına futbolcu katılımı sağlamadığı gerekçesiyle de bin olmak üzere, toplam 20 bin TL para cezasına çarptırıldı. Diğer yandan, Bursaspor-İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçında meydana gelen gerginliğin İstanbul Büyükşehir Belediyespor’a faturası ağır oldu. Müsabaka hakemine yönelik hakaretleri nedeniyle futbolcular İbrahim Akın’a 3, Okan Buruk’a 4 resmi müsabakadan men cezası verilirken, hakeme yönelik sportmenliğe aykırı hareketi nedeniyle antrenör Arif Erdem, resmi müsabakada soyunma odası ile yedek kulübesine giriş yasağı aldı. PFDK’nın verdiği diğer cezalar şöyle: 30 gün hak mahrumiyeti: Mustafa Tanı (Karsspor yöneticisi) 15 gün hak mahrumiyeti: Gökhan Köse (Tokatspor yöneticisi) gün hak mahrumiyeti: Mahmut Çeceli (Bulancakspor) maç soyunma odası ve yedek kulübesine girememe: Şakir Erhan Şahinkaya (Karsspor antrenörü) maç soyunma odası ve yedek kulübesine girememe: Nurettin Koç (Adanaspor Antrenörü) maç: Evren Erdem (Turgutluspor), Cüneyt Öztürk (İskenderun Demirçelikspor) maç soyunma odası ve yedek kulübesine girememe: Cüneyt Kural (OYAK Renaultspor doktoru) maç seyircisiz oynama: Adanaspor. maç: Jimmiy Dixon (Manisaspor), Ziya Yokuş (Karsspor), Onur Aydın (Darıca Gençlerbirliği), Yavuz Kibar Çiftçi (Düzcespor) maç: Mustafa Döngez (Alanyaspor), Ali Yıldırım (İstanbul Maltepespor) İhtar: M.Kemal Kılıç (Adanaspor Teknik Direktörü), İzmirspor, Abdullah Ünye (Bafra Belediyespor antrenörü) 90 bin Lira: Eskişehirspor. 25 bin Lira: Şakir Erhan Şahinkaya (Karsspor antrenörü) 14 bin Lira: İstanbul Büyükşehir Belediyespor. 10 bin Lira: Göksel Gümüşdağ (İstanbul Büyükşehir Belediyespor Kulübü Başkanı) Bin Lira: Mersin İdmanyurdu, Samsunspor. bin 500 Lira: Manisaspor, Altay. bin Lira: Diyarbakırspor, Beşiktaş, Kasımpaşa, Giresunspor, Darıca Gençlerbirliği. bin 500 Lira: Sakaryaspor. bin 800 Lira: Alanyaspor, Erzurumspor. bin 500 Lira: Turgutluspor. Bin 400 Lira: Etimesgut Şekerspor, Diyarbakırspor. bin Lira: Akhisar Belediyesi Gençlikspor, Çorumspor, Mardinspor, Çerkezköy Belediyespor, Sürmenespor. Bin 400 Lira: Bulancakpor. Bin 500 Lira: Ünyespor. Bin Lira: Bayrampaşaspor, Lülerburgazspor. .. ...
620214
ABD'de İslami devlet isteyen gruba baskın
'de çeşitli suçlardan aranan ve "aşırı İslami bir grubun liderliğini yürüttüğü" belirtilen bir kişi federal güvenlik yetkililerinin baskınında öldürüldü. Savcılık yetkilileri, Detroit yakınındaki Dearborn kasabasındaki bir depoda olan Lokman Amin Abdullah ile federal ajanlar arasında silahlı çatışma çıktığını, çatışmada Amin Abdullah'ın öldürüldüğünü kaydetti. Amin Abdullah ile ilgili hazırlanan dosyada, hakkında çeşitli suçlamalar bulunduğu ve önceki adının Christopher Thomas olduğu ifade edilerek, Abdullah'ın liderliğindeki grubun öncelikli amacının 'de İslami bir devlet kurmak olduğu kaydedildi. Federal soruşturma bürosu FBI yetkilileri de, Abdullah ve 10 adamının çeşitli suçlardan arandığını, bunların arasında hırsızlık, yasa dışı silah alış satış işleri olduğunu söyledi. FBI'ya göre, çevresindekilerin bir bölümü cezaevindeyken müslüman olan kişilerden oluşan Abdullah, konuşmalarında genellikle hükümet aleyhinde söylemler dile getiriyordu.
620414
Komutan, DTP'li başkan ilk kez tokalaştı
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, sabah Valilik makamında tebriklerin kabulü ile başladı. Vali Türker, 1923 doğumlu Ahmet İrdem, Ahmet Çiftçi ve Ahmet Koç ile bir süre sohbet etti. Burada açıklama yapan Türker, ''29 Ekim Cumhuriyet Bayramı vesilesiyle Cumhuriyetimizle yaşıt olan ve ilimizde yaşayan yaşlılarımızı kabul etmek istedik. 30'un üzerinde 1923 doğumlu insanımız çıktı. Ancak bunların bir kısmı gelecek durumda değildi. Bunları temsilen bu büyüğümüzü burada ağırlayarak, bugünün anısına birer Cumhuriyet altını armağan etmek istedik. Onlar da yaşlı olmalarına rağmen bizleri kırmayarak, geldiler. Kendilerine teşekkür ediyoruz'' dedi. Valilikteki törende Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Lokman Ekinci ve DTP'li Belediye Başkanı Fadıl Bedirhanoğlu'nun birbirleri ile ilk kez tokalaşması dikkat çekti. Kutlamalara, şehir stadyumunda yapılan resmi geçit töreninin ardından devam ediliyor. AA
621013
Traktörün altında kalan kız öldü
Alınan bilgiye göre, İpsala Kurtuluş İlköğretim Okulu 2. sınıf öğrencisi Melahat Tekir (7), 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına katıldıktan sonra Kapucu Mahallesi Göl Sokak'taki evine gitti. Evinin önünde oyun oynayan küçük kız, daha sonra arkadaşları ile birlikte yoldan geçen A.A'nın kullandığı 22 PF 033 plakalı traktörün römorkunun arkasına asıldı. Daha sonra ayağının kayması sonucu düşen küçük kız, römorkörün tekerinin altında kalarak ağır yaralandı. İpsala Devlet Hastanesine kaldırılan küçük kız, müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Küçük kızın cesedi, otopsi için İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilirken, sürücü gözaltına alındı. AA
620302
Kamyon otomobili biçti: ölü
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER Kamyon otomobili biçti: ölü KONYA () Konya'da kamyonun aynı yönde seyir halindeki otomobile arkadan çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında kişi hayatını kaybetti, kişi yaralandı. Kaza, saat 03.00 sıralarında Konya-Ereğli karayolunun 14. kilometresi Tatlıcak mevkiinde meydana geldi. Konya yönüne gelen Hüseyin D.(40) idaresindeki 77 AU 703 plakalı kamyon, aynı yönde seyir halindeki Kadir Göz'ün(30) kullandığı 42 0917 plakalı otomobile arkadan çarptı. Çarpmanın şiddetiyle otomobil sürücüsü Kadir Göz, aracın ön camından fırlayarak olay yerinde hayatını kaybetti. Kazada otomobilde bulunan Canan Yıldız(34) ile Hülya Zorluer(32) bulundukları yerde sıkışarak yaralandı. Araçta sıkışan yaralılar olay yerine gelen itfaiye ve sağlık görevlileri tarafından bulundukları yerden çıkarıldı. İlk müdahaleleri olay yerinde yapılan yaralılar ambulanslarla Konya Numune Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Kaza sonrası kamyon şoförü gözaltına alınırken, karayolunda trafik akışı kontrollü bir şeklide sağlandı. Çarpışmanın ardından kamyonla otomobil yaklaşık 30 metre sürüklendikten sonra durabildi. Kamyonun çarpması sonucu arka kısmı tamamen parçalanan otomobil hurdaya döndü. Aracından metrelerce geride kalan otomobil sürücüsü Kadir Göz'ün cesedi incelemelerin ardından otopsi için Konya Numune Hastanesi morguna kaldırıldı. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı. 29.10.2009 GÜNDEM
619946
Bebekler de reflü olur
Bebekler de reflü olur Yetişkin hastalığı ve 'mide yanması' olarak bilinen reflü, bebeklerde daha çok görülüyor! Aşırı kusmayla ve öksürükle kendini gösteren reflüde; en önemli nokta 'sabırlı olmayı' bilmek ve basit önlemler almak... SAĞLIK SERVİSİ Medical Park Fatih Hastanesi Çocuk Hastalıkları ve Sağlığı Uzmanı Dr. Feyza Çivici Gümüş, yetişkin hastalığı olarak bilinen reflünün bebekler de de görüldüğünü söyüyor. Halk arasında 'mide yanması' ya da 'mide reflüsü' olarak bilinen reflüyü kabaca 'geri kaçış' olarak tanımlanıyor. Dr. Gümüş, “Reflü, yetişkin hastalığı olarak bilinir ama aslında tam tersidir. Reflü hastalığı, sanıldığının aksine sadece yetişkinlerde görülmez; hatta daha sıklıkla bebeklerde ve çocuklarda gözlemlenir. Bebeklerde reflünün sık görülmesinin nedeni; gıdaların mideye geçişine izin veren kapakçık mekanizmasının henüz yeterince çalışmıyor olması ve bebeklerin çoğunlukla yatar pozisyonda olup, sıvı gıdalarla beslenmesidir” dedi. BELİRTİLERE DİKKAT! Bebeklerin çoğu mama yedikten veya süt emdikten sonra yediklerini çıkarırlar. Bazı bebeklerde bu daha sık ve yoğun olarak görülür. Bebekler yediklerini çok sık çıkardıklarında, anne ve babalar telaşlanarak doktora başvurur. Reflü; pek çok farklı belirtiyle kendini gösterdiğinden ve diğer organları da etkilediğinden birçok hastalıkla karıştırılabiliyor. nedenle belirtilerini çok iyi bilmek gerekiyor. 'Tekrarlayan üst solunum yolu iltihapları, geçmeyen ses kısıklıkları, hırıltılar, öksürük' gibi solunum yolu belirtilerinde, reflü hastalığı ihtimali düşünülmeli. BAŞINI YUKARIDA YATIRIN Bebeğin reflüden az etkilenmesi için duruş pozisyonuna çok dikkat etmek gerekir. En doğru pozisyon; yemek yedikten sonra onları karınları üzerine baş yukarıda olacak şekilde yatırmaktır. Ancak bebeklerin çoğu bu pozisyonda durmak istemez ve ağlarlar; bu durumda bebek sırt üstü ve baş ve gövde dik olacak şekilde 45 derecelik açıyla, yukarıda olacak şekilde yatırılabilir. Bu duruş için yatakta kaymayı önleyici ve açı verici yastıklardan yararlanılabilir. Cerrahi müdahale gerekebilir Her şeyden önce; anne sütüyle beslenen bebeklerde reflüye daha az rastlanır.Biberonla beslenme de reflüyü artırıcı etki yapabilir; bebek biberondan mamayı çekemediğinde daha fazla hava yutar ve bu da reflüyü tetikler. Katı yiyeceklerle ve kaşıkla beslenmeye geçildiğinde reflünün azaldığı görülür. Kusmalar şiddetini ve sıklığını arttırıyor, solunum yolu şikayetleri yoğunlukla yaşanmaya başlanıyor ve alınan tüm önlemlere rağmen şikayetler devam ediyorsa; önce ilaç tedavisine, nadiren de olsa cerrahi tedaviye başvurulabilir. Aşağıdaki belirtiler varsa bebeğiniz reflü olabilir: Sık sık kusma Hırıltı ve geçmeyen öksürük Ses kısıklığı Sık yaşanan akciğer enfeksiyonları Aşırı salya çıkarma Beslenme sorunları (az emme) Gaz ve karın ağrısı nedeni ile aşırı ağlama Sık gaz çıkarma Uyku bozuklukları Basit ama etkili yöntemler Anne ve babalar aşağıdaki önlemleri alırsa; çoğu bebekte ilaca gerek kalmadan reflü tedavi edilebilir Bebekleri beslenme sonrası başı yukarıya gelecek şekilde karın ya da sırt üstü yatırmak (yatakta kaymayı önleyici ve istenilen 45 derecelik açıyı sağlayan yastıklar kullanılabilir). Mümkün olabildiğince anne sütü ile sık sık, az az beslenme. Bebeğini anne sütü ile besleyen annelerin; kendi beslenmelerinde kafeinli içeceklerden kaçınması ve sigaradan uzak durması. Bebeğin beslenme sonrası gazının çıkartılması. Mama kullanımında daha koyu kıvamlı özel mamaların kullanılması. Beslenme sonrası; bebeğin ağlama ve gülme gibi karın kaslarını harekete geçiren ve hava yutmasına neden olan aktivitelerden uzak tutulması. 29.10.2009 SAĞLIK
619984
'Kan Farkı'nın uğursuzluğu
'Kan Farkı'nın uğursuzluğu 29.10.2009 Çekimleri Antalya'da süren aksiyon-gerilim filmi 'Kan Farkı'nın oyuncuları birbirinden korkunç olaylar yaşıyor. Çekimler sırasında bir oyuncunun bacağı koptu, bir diğeri motosiklet kazası geçirdi, son olarak da bir oyuncu beyin kanaması sonucu öldü Antalya'nın Alanya ilçesinde çekimleri devam eden "Kan Farkı" filminde oynayan oyuncuların başına gelmeyen kalmadı. Oba Belediyesi ve Akdeniz Sinema Severler Derneği'nin katkılarıyla Serhat Arvas'ın yönettiği filmin çekimleri hafta önce başladı. Filmin çekim aşamasında ilk acı olayı başrol oyuncusu manken Çiğdem Yüce yaşadı. Çekimlerin başlamasına kısa bir süre kala nişanlısı ile geçirdiği trafik kazasında bacağını kaybeden Yüce halen hastanede tedavi görüyor. Filmin çekimlerinin başlamasından üç gün sonra ise "baş kötü adamı" oynayacak olan Sefa Çorbacı motosiklet kazası geçirdi. Çorbacı, Alanya Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Çekime devam eden ekip tarihi Syedra Antik Kenti'nde işkence ve dayak dolu bir sahneyi çekerken oyuncu ve kamera ekibinin hemen yakınına şimşek düşünce büyük panik yaşadı. OYUNCULAR HUZURSUZ Bir hafta önce ise oyunculardan Sedat Şahiner beyin kanaması geçirdi. Alanya Devlet Hastanesi'ne kaldırılan ve beyin ölümü gerçekleşen Şahiner önceki gün hayatını kaybetti. "Kan Farkı" filminin oyuncularından Akdeniz Sinema Severler Derneği Başkanı Zeki Demir, filmde arka arkaya yaşadıkları olumsuz olayların kendilerini son derece huzursuz ettiğini söyledi. SABAH Yayın tarihi: 29 Ekim 2009 Perşembe
620934
Yaşlı kadın hırsızlıktan yakalandı
Hatay'ın Erzin ilçesinde hırsızlık yaptıkları iddia edilen yaşlı kadın ve torunu gözaltına alındı. Alınan bilgiye göre, Şükrü Paşa Mahallesi'nde, M.T'ye ait evin zilini çalarak kimsenin olmadığını tespit eden Emine U. (65) ve torunu Gülcan Ç. (13), daha sonra eve girdi. Komşuların şüphelenip durumu polise bildirmesi üzerine, olay yerinden kaçmaya çalışan Emine U. ve torunu, evden aldıkları belirtilen ziynet eşyalarıyla yakalandı. Emine U'nun çıkarıldığı mahkemece tutuklandığı, Gülcan Ç. serbest bırakıldığı bildirildi. AA
620321
Cumhuriyetimiz 86 yaşında
Cumhuriyetimiz 86 yaşında AA Giriş Saati 29.10.2009 09:00 Güncelleme 29.10.2009 09:55 Türkiye Cumhuriyeti'nin 86. kuruluş yıl dönümü, tüm yurtta, KKTC'de ve dış temsilciliklerde törenlerle kutlanıyor. Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında Ankara'da ilk tören Anıtkabir'de yapıldı.Anıtkabir'deki tören, saat 08.45'te devlet erkanının yerlerini almasıyla başladı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün başkanlığındaki devlet erkanı, Aslanlı Yol'dan yürüyerek Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Atatürk'ün mozolesinin bulunduğu bölüme geçti. Cumhurbaşkanı Gül'ün, Ulu Önder'in mozolesine, üzerinde ''Cumhurbaşkanı'' yazılı kırmızı-beyaz karanfillerden oluşan çelenk koymasının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Cumhurbaşkanı Gül ve beraberindekiler, daha sonra Misak-ı Milli Kulesi'ne geçti. Anıtkabir Özel Defteri'ni imzalayan Gül, deftere şunları yazdı: ''Aziz Atatürk, Cumhuriyetimizin 86. yıl dönümüne ulaşmasının gururunu ve coşkusunu yaşıyoruz. Milletimizin bağımsızlığından ve hürriyetinden ödün vermeyeceğini tüm dünyaya ilan eden Cumhuriyet, çağdaş dünyada hak ettiğimiz yeri alma kararlılığımızın da göstergesi olmuştur. Cumhuriyet ile yönünü belirleyen ve muasır medeniyetler seviyesini aşma hedefini gerçekleştirmek için 86 yıldır büyük çaba gösteren Türkiye, yoluna kararlılıkla devam etmektedir. Bugün dünyada sözü dinlenir, etkin ve güçlü bir ülke olmanın gururuyla huzurunuzdayız. Türkiye, demokratikleşme, insan hak ve özgürlükleri konusunda büyük mesafe katetmiş, uluslararası başarılar, dünya barışına ve istikrara yaptığı katkılarla tüm dünyanın saygısını kazanmıştır. Türkiye, eksikliklerini hızla tamamlayarak gelişimini kesintisiz sürdürecektir. Cumhuriyeti yeni eserlerle güçlendirmeye, çağdaş dünyadaki gelişmeleri izlemeye, demokratikleşmemizi sürdürmeye ve gelecek nesillere daha müreffeh, daha güçlü bir ülke bırakmaya kararlıyız. Bu süreçte 'yurtta sulh dünyada sulh' ilkeniz bizlere yol göstermeye devam edecektir. Cumhuriyet Bayramı'nda millet olarak aziz hatıranız önünde saygıyla eğiliyor, size minnet duygularımızla birlikte şükranlarımızı ve saygılarımızı sunuyoruz. Ruhunuz şad olsun.'' Gül'ün, Anıtkabir Özel Defteri'ni imzalamasının ardından tören alanındaki Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları ve öğrenciler, Atatürk'ün mozolesinin önünden saygı geçişi yaptılar. Anıtkabir'deki törene, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yanı sıra, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Danıştay Başkanı Mustafa Birden, Bakanlar Kurulu üyeleri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kuvvet Komutanları, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, milletvekilleri, Ankara Valisi Kemal Önal, Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, TBMM İdare Amiri ve DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, bazı siyasi parti temsilcileri ile diğer askeri ve mülki erkan katıldı. Anıtkabir'i ziyaret etmek üzere devlet töreninin tamamlanmasını bekleyen vatandaşlar, törenin ardından Anıtkabir'den ayrılan askerleri alkışladı. Askerler de alkışlara selamla karşılık verdi. TBMM'DEKİ TÖRENLER BAŞLADI Anıtkabir'deki resmi törenin ardından TBMM'deki Cumhuriyet Bayramı kutlamaları da başladı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM'de Türk resmi erkanının ve diplomatik misyon şeflerinin Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını kabul ediyor. Yayın tarihi: 29 Ekim 2009 Perşembe
620488
Bağış kutusunu çaldı Video
Hırsızın mağazada müşteri gibi davranması ve sadaka kutusunu alıp ceketinin altına saklaması güvenlik kamerası tarafından saniye saniye kaydedildi. Hırsızlar, fakir öğrenciler için sadaka kutusunda toplanan paralara göz dikti. Bağcılar'da bir mağazaya konulan sadaka kutusunda biriken 50 TL, mağazaya müşteri kılığında gelen hırsız tarafından çalındı. Hırsızın sadaka kutusunu çalma anı güvenlik kamerasına yakalandı. Hırsızlık anını anlatan mağaza çalışanı Sefer Erim, "İki kişi birlikte geldi. Biri üst kata çıktı, diğeri de sadaka kutsunun bulunduğu alanda elbiselere bakıyordu. Ben üst kata çıkan zanlı ile ilgilenirken diğeri aşağıda sadaka kutusunu almış. Görüntülerde görünce çok şaşırdım. Bu paralar fakir öğrencilerin yararına kullanılacaktı." dedi. Sadaka kutusunu çalan hırsızın güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerde son derece soğukkanlı olduğu gözleniyor. Bir süre etrafını gözetleyen hırsız, çevrede kimsenin olmadığını fark ettiği anda masa üstündeki sadaka kutusunu alarak elinde taşıdığı ceketinin içine sarıyor ve içerden yavaş adımlarla çıkıyor.
621263
Hristofyas'tan Hitler benzetmesi!
Hristofyas'tan Hitler benzetmesi!Kıbrıs Rum Yönetimi lideri, "Türkiye ve Nazi Almanya'sını kıyaslamıyorum" dedi ama demediğini bırakmadı! 29.10.2009 22:42Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde kurallara uymadığını ve AB'nin taviz verdiğini öne sürerek, bu durumun kendisine, "İkinci Dünya Savaşı öncesinde daha saldırgan olmaması için Hitler'e taviz verilmesini hatırlattığını" söyledi. Hristofyas, İngiliz Guardian gazetesinin internet sitesinde yayımlanan demecinde, "Türkiye ve Nazi Almanya'sını kıyaslamadığını" belirtmekle birlikte, şu ağır ifadeleri kullandı: "'Kızdırmamak için Türkiye'ye sorun çıkarmayın' demek mantıklı değil. Kurallar var ve Türkiye bunlara uymuyor. Bu durum bana İkinci Dünya Savaşı öncesinde daha saldırgan olmaması için Hitler'e taviz verilmesini hatırlatıyor. Faşizm faşizmdir, Hitler de Hitler'dir." Kıbrıs'taki kapsamlı çözüm müzakerelerinin "beklentilerini karşılamadığını" kaydeden Hristofyas, "Farklılıklarımız ve fikir ayrılıklarımız var. Derin, derin farklılıklar" diye konuştu. Hristofyas, Kıbrıs'ta tıkanıklığın büyük ölçüde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan kaynaklandığını savunarak, "Sayın Erdoğan ile her konuda anlaşamıyoruz" dedi. AA
619929
Türkiye Kupası'nda ipi Ziraat kaptı
İBRAHİM KAHVECİ MELİKŞAH UTKU Türkiye Kupası'nda ipi Ziraat kaptı EKONOMİ SERVİSİ Türk sporuna ve sporcusuna destek olmayı ilke edinen Ziraat Bankası, Türkiye Kupası'nın isim sponsoru oldu. 'Ziraat Türkiye Kupası' adı altında oynanacak karşılaşmalar TRT'den ve şifresiz olarak yayınlanacak. Ziraat Bankası, 2. sezonu opsiyonel olmak üzere, Türkiye Kupası'nın 2009-2010 sezonu isim hakkı için KDV hariç 4,5 milyon dolar ödeyecek. Türkiye'nin en köklü ve güvenilir kurumlarından Ziraat Bankası'nın Türkiye Kupası'nın isim hakkını 2009-2010 sezonunda almasına ilişkin anlaşma, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkanı Mahmut Özgener, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar tarafından Swissotel'de düzenlenen bir törenle imzalandı. Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, 47 yıllık güzide bir tarihçesi olan Türkiye Kupası'nın isim sponsoru olmaktan dolayı büyük gurur ve heyecan içinde olduklarını belirtti. 29.10.2009 EKONOMİ
620948
Gaziantepspor'da Türkiye Kupası şoku
Gaziantepspor Kulübü Basın Sözcüsü Mehmet Kızıl, AA muhabirine yaptığı açıklamada, turu atlayabilecekleri bir maçı 4-1 gibi skorla yenik kapatmanın üzüntüsü yaşadıklarını söyledi. Karşılaşmayı izleyen herkesin Gaziantepspor'un üstün bir oyun sergilediğini gördüğünü anlatan Kızıl, ancak forvet elemanlarının son vuruşlarda iyi beceri gösteremediklerini belirtti. Julio Cesar'ın bir de penaltı kaçırdığı karşılaşmanın kopma noktasının bu olduğunu vurgulayan Kızıl, ''Bu penaltının kaçması bizim için çök kötü oldu. Futbolcularımız demoralize oldu. Zaten uzatma dakikalarında yediğimiz golün ardından takım iyice çöktü. Farklı galip bitirebileceğimiz bir maçı 4-1'lik yenilgi ile kapattık. Bunu anlatmak mümkün değil. Bana göre teknik direktör Coucerio doğru bir kadroyla çıktı, ama bekleneni veremeyen oyuncular var. Genç oyuncular ise hazır olduklarını gösterdiler'' diye konuştu. Artık lige ağırlık vereceklerini, bir an önce toparlanmak zorunda olduklarını kaydeden Kızıl, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu kadar net gol pozisyonlarını değerlendiremezsen yenilgi de kaçınılmaz oluyor. Maçı izlerken hayrete düştüm. Hedeflerimize ulaşmak için yolumuza ligde devam edeceğiz. Kupayı çok istemiştik, ama futbolda her türlü sonuç var. Bu maçı en kısa zamanda unutup kaldığımız yerden yolumuza devam edeceğiz. Diyarbakırspor maçını kazanmak istiyoruz. Biz zaten her maça kazanmak düşüncesiyle çıkıyoruz.'' -TEKNİK DİREKTÖR COUCERİO- Gaziantep Teknik Direktörü Jose Couceiro da dramatik bir şekilde kupaya veda etmekten dolayı üzgün olduklarını, 90 dakika boyunca ele geçirdikleri tüm pozisyonları cömertçe harcadıklarını söyledi. Coucerio, ''Öyle bir maç ki, gerçekten maçı görmeyen, bu maç nasıl 4-1 bitmiştir diye düşünebilir. 90 dakika boyunca bu kadar fırsatı cömertçe harcayan, düşünün penaltı bile var bunların içinde, bu kadar gol kaçıran, yani neredeyse 10 dakika içinde tane gol yemek, yani çok değerlendirecek bir şey göremiyorum. Özeti bu maçın. Bu kadar gol fırsatı yakalayıp eğer atamazsanız, ne yazık ki işler sizin için zorlaşıyor işte böyle'' şeklinde konuştu. Artık hafta sonunda oynayacakları Diyarbakırspor maçını düşündüklerini ifade eden Coucerio, ligde kolay maç olmadığını belirterek, ''Bizim ortaya koyacağımız futbol çok önemli. Ele geçirdiğimiz pozisyonları değerlendirmek zorundayız. En iyi şekilde mücadele edip, galip gelmek istiyoruz'' dedi. AA 2009-10-29 17:33:24 fenerbahce macına öyle bir konsantre olmustuki antep sanki barselonayla oynuyorlardı son 15 dk öle bir saldırdiki herkes taktir etti julio sezar efendi iyi bir topcu olsaydı realde milan tutunurdu gecen hafta antep sivastan üç yedi julio sezar ortada yok boskalelere gol atamadı denizli macında penaltı kacırdı bide büyüklere göz kırpıyomus eyüp engin
620052
Öğretmen ve öğrenciler gribe karşı bilinçlendirilecek
Akademisyen kökenli olan Dr. Muammer Yıldız'ın önceki görevi MEB'in beyni olarak bilinen Talim ve Terbiye kurulu başkan yardımcılığı idi. Göreve gelmesiyle okullarda domuz gribi tehlikesini kucağında bulan Yıldız, kasım ve aralık ayında daha da etkili olması beklenen gribe karşı teyakkuza geçtiklerini belirtti. Domuz gribi vakalarına karşı MEB ile Sağlık Bakanlığı tarafından İstanbul başta olmak üzere her ilde ortak komisyonlar oluşturulduğunu belirten Yıldız, bu komisyonun oluşabilecek tehlikelere anında müdahale edeceğini ifade etti: "İstanbul hastalık açısından en riskli şehir. Her an oluşabilecek bir tehlikeye müdahale etmeye hazırız. Ancak panik oluşturmak istemiyoruz. Bu nedenle okullarda doğrudan bir etkinlik göstermiyoruz. Ancak sağlık ekipleri tarafından okullar paylaşıldı ve müdahaleye hazırız." Hastalığa göre tedavi uygulayacağız İstanbul'un en büyük sorununun hızlı nüfus artışından kaynaklanan altyapı eksikliği olduğunu ifade eden Yıldız, "Okullaşma oranları tam hedeflediğimiz noktada değil. Her ilçede sorunlar farklı. Çok iyi ve çok kötü okullarımız var. Sosyal imkanlar, eğitim kalitesi, her ilçenin karnesini çıkaracağız. Nüfus artışı ne kadar? Yaş ortalaması ne? İlçe çaplı projeler geliştireceğiz. Bunun için de İLSİS ve e-devlet sisteminden de yararlanacağız. Hastalığa göre tedavi uygulayacağız." şeklinde konuştu Okullarda mobil sağlık merkezleri aracılığıyla tüm öğrencilere diş sağlığı taraması yapılacağını söyleyen Yıldız, öğrencilerin akademik başarılarını etkileyen en önemli sorunlardan biri olan görme bozukluğuyla ilgili de proje geliştirdikleri bilgisini veriyor: "Çocuklarımızda görme bozuklukları oluşabiliyor. Aileler bunu fark edemiyor. Hem sosyal hem de akademik bir proje ile çocuklarımıza göz sağlığı hizmeti vereceğiz. Bunun için de çeşitli yardım kuruluşlarıyla anlaşıyoruz. Başta Kimse Yok Mu olmak üzere birçok STK'dan teklif aldık." Mesleki eğitimde büyük bir atılımın başladığını kaydeden Muammer Yıldız, "İstanbul'da artık mesleki eğitimde iddialıyız." dedi. Yıldız, özellikle sanayi yatırımlarının yoğunlaştığı bölgelerde mesleki eğitim kampüslerinin kurulmasını hedeflediklerini söyledi.
620609
Adıyaman'da kişide domuz gribi
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER Adıyaman'da kişide domuz gribi ADIYAMAN () Adıyaman'da şu ana kadar domuz gribi şüphesiyle kan örnekleri alınarak test yapılan kişiden 2'sinde domuz gribi virüsüne rastlandı. Adıyaman'da domuz gribi virüsüne rastlanılmasının ardından hastanelerde önlemler arttırıldı. Hastanelerin hepsinde personel maske takarken, bazı hastanelerde hasta ve hasta yakınlarına maske dağıtılıyor. Hastane personeli hastaneye gelen hasta ve hasta yakınlarına hastaneye girişleri esnasında maske takarak, önlem alıyor. Diğer taraftan hasta ve hasta yakınlarına dezenfekte losyonu sıkılıyor. 82. Yıl Devlet Hastanesi, Adıyaman Devlet Hastanesi, Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi, Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi'nin yanı sıra diğer sağlık kuruluşlarında da personel maske takmaya başladı. Adıyaman'da domuz gribi şüphesiyle tedavi altına alınan kişiden 2'sinde virüse rastlandı. Yapılan testlerin pozitif çıkması nedeniyle domuz gribi virüsü tespit edilen iki kişinin tedavilerine evlerinde devam edildiği bildirildi. Virüs bulaşan kişilerden birisinin Diyarbakır'da üniversite öğrencisi, diğerinin ise Adıyaman'da lisede okuyan bayan olduğu öğrenildi. İki kişiye de virüsün Diyarbakır'dan bulaşmış olacağı tahmin ediliyor. Sağlık Bakanlığı tarafından gönderilen yaklaşık bin adet aşı Adıyaman'a ulaşırken, bakanlıktan gelecek talimat doğrultusunda aşılmama çalışmalarına başlanılacak. Sağlık Müdürü Mehmet Emin Taş, domuz gribi ile ilgili tüm eğitim çalışmalarını tamamladıklarını ve panik havasının yaratılmaması gerektiğinin altını çizdi. Bakanlık tarafından gönderilen aşıların Adıyaman'a geldiğini kaydeden Taş, "Bakanlığımız tarafından doğrulama testlerinden geçen aşılarımız Adıyaman'a ulaştı. Uygulama noktasında ikinci bir emri bekliyoruz. İlk etapta sağlık çalışanlarına ve hacı adaylarına aşı yapacağız.belli bir zaman dilimi içersinde okullara yönelik aşılama yapılabilecek. Talimat doğrultusunda aşı faaliyetlerini başlatacağız. Şuan itibariyle hastanelerimizde yatarak gözlem altında hastamız yok. İki kişi de pozitif sonuç çıktı. Onlar da evlerinde tedavi oldular" dedi. 29.10.2009 GÜNDEM
620352
Bursa'da berberler domuz gribine karşı maske kullanmaya başladı
Konuya ilişkin bir açıklama yapan Bursa Berberler Odası Başkanı Mustafa Ocak, iş gereği müşterileriyle sürekli temas halinde olduklarını, bu nedenle de taşıyıcı konumuna gelmemek için öncelikli olarak işyeri hijyenine azami dikkat ettiklerini belirtti. Oda Başkanı Ocak, "Bizler berber esnafı olarak sürekli halkla iç içe bir yaşam sürüyoruz. Bu özelliğimizden dolayı bütün bulaşıcı hastalıklar bizim için ciddi bir tehdit unsuru olmaktadır. Ancak duyarlılık gösterdiğimiz ve gereklerini yerine getirdiğimiz takdirde hiçbir sorun yaşanmayacağı da aşikârdır. Bu nedenle üyelerimiz ve müşterilerimizin sağlığını korumak adına koruyucu bir önlem olarak bütün esnafımıza maske dağıtımına başladık." dedi. Bütün berber esnafının ve müşterilerin bu ilk koruyucu maske önlemine azami ölçüde özen göstermelerini ve uymalarını isteyen Berberler Odası Başkanı Mustafa Ocak, maske uygulamasıyla yetinmeyeceklerini, üyeleri ve müşterilerinin sağlığıyla alakalı faklı koruyucu önlemler üzerinde de çalıştıklarını kaydetti.
621152
Erdoğan ve Başbuğ 'Islak imza'yı görüştü
Başbakanlık Basın Merkezi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un haftalık olağan görüşmesinde, gündemde yer alan ''irticayla mücadele eylem planı'' belgesine yönelik tartışmaların da değerlendirildiğini bildirdi. Başbakanlık Basın Merkezi'nden yapılan yazılı açıklamada, Başbakan Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ'un bugün haftalık olağan görüşmelerini gerçekleştirdikleri anımsatıldı. Görüşmede, ülke güvenliğine ilişkin konuların değerlendirildiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ''Gündemde yer alan 'irticayla mücadele eylem planı'na yönelik tartışmalar da değerlendirilmiştir. İddia edilen, 'eylem planına' ilişkin soruşturma süreci adli ve askeri yargı makamları tarafından kendi görev ve yetki alanları kapsamında yürütülmektedir. Bu sürecin en kısa zamanda gerçeği ortaya çıkarması beklenmektedir. Bu süreçte herkese düşen görev, sürecin sonuçlanmasını beklemek, kişi ve kurumları hedef alan davranış ve yorumlardan kaçınmaktır.'' AA 2009-10-29 21:55:23 Ne demek asker ordu düşmanı-destekçisi gibi ahmakça laflar. Aklı başında olan her insan, ordusunu da askerini de sever ve sonuna kadar destek olur. Buradaki mesele, hukuka ve demokrasiye aykırı hareket eden, millet iradesini alaşağı etmeye çalışan zihniyetin yani çürüklerin ayıklanması talebi ve temennisidir. Bunu artık kafanıza iyice sokun ve papağan gibi tekrarlayıp durmayın saçmalıklarınızı. Remzi TURHAN 2009-10-29 21:48:44 bu ülke artık demokrasiyi özümsemeli. buna asker de dahil. demokrasini gereği ne ise yapılmalı ve başbuğ paşa istifa etmelidir... Fatih FİDAN 2009-10-29 21:41:55 seçimlerde akp ye yüzde kırkyedi oy veren halkın yüzde sekseninin ordu ve asker destekçisi olduğunu unutmasın.Sakın akp ye oy veren herkezin asker düşmanı zannetip gaflete düşmesinler.akp ye oy vermeyenleri saymıyorum bile. ampülü sönmüş vatandaş 2009-10-29 21:33:10 Açılım fiyaskoyla bitince hemen ardından yine belge olayı patlatıldı.buda hükümetin açılım fiyaskosunu örtmek için çıkarttığı bir örtü olsa gerek. ampülü sönmüş vatandaş 2009-10-29 20:55:51 oy kullanırken içeri benimle beraber girdin sanırım bu kkadar iddalı süleyman demirel konuşmamıştı.. allah celle celaluhu ulu önder erdoğanı başımızdan eksik etmesin bu mubarek cumhuriyet bayramında dualarımız kabul olması temennisiyle amin Yitik Şehrin Figüranları 2009-10-29 20:45:03 birtane akp li yok yada akp dtp kapatılırsa diye yedek olarak kurulmuş parti daha bu ıslak imzanın gercek olup olmadığını anlaya bilen tek ülke abd var oda kesin bir sonuç vermiyo ama sağolsun bizim adli tıp başkasının üzerindeki spermleri başka ölünün üzerinde olduğuna dair rapor veriyor ve kuruma inananlar cıkıyoya helal olsun ve aşşağıda yorumyazanlar hepsi başbakanı destekliyor ama akp oy verdiklerini sanmam laf olsundiye yorum yazıyorlar ALLAH(CC) BAŞIMIZDAN ORDUMUZU EKSİK ETMESİN volkan çoban 2009-10-29 20:39:54 Biz çıkan belgenin gerçek oluşu ile ilgili bir kaç cümle beklerken,terörü ve her zamanki gibi yine irtica ile ilgili açıklama geliyor.Genel kurmay sanki siz belgeyle uğraşmayın yoksa herzamanki gibi inançlı subayları işten atarım tehdidini savuruyor osman arslan 2009-10-29 20:38:28 kasımpaşalı işini bilir ugur can 2009-10-29 20:25:56 her şey aşikar al görevden gitsin. Ah Ah jandarma iken elimin altından ne belgeler geçti keşke bende dosyalar arasından bir kaç belge alsaydım ama nerden bilecektim askerin yargılanacağı bir günün geleceğini heval amedi 2009-10-29 20:20:50 Sıra ona da gelecek inşaallah.. Sabredelim. Benim başbakanım sindire sindire herşeyi halledecek. Biz dua edelim.. hasan bilal 2009-10-29 19:18:52 kağıt parçası diyen sayın başbuğ burda size tek görev düşüyo bence sayın başbakan sizi görevden almadan siz istifa etmelisiniz. beklenti 2009-10-29 19:16:38 ya gereğini yapar yada ben bu memurlara sözümü geçiremiyorum der istifa eder.. bizde memurlarına söz geçirebilecek birilerini seçeriz.. mesela taraf gazetesi kadrosu parti kursa oyumu veririm ... Yitik Şehrin Figüranları 2009-10-29 18:05:00 Başbakanımıza çok güzevniyorum.. İlker Başbuğ istifa etmelidir... yeter artık din millet üzerinde siyaset yapmaya vede korku cumhuriyeti kurmaya.. yiğit sürgün
620836
PKK'lıdan kardeşine: Sen gelme, öğrencileri dağa gönder
''Gabar'' kod adlı terörist M.T'nin kardeşine yazdığı mektupta, ''Eylemsizlik kararı aldığımız süre içerisindeki en önemli işimiz katılımı artırmak olacaktır'' ifadesi yer alıyor. Irak'ın kuzeyindeki terör örgütü kamplarında yaklaşık 16 yıldır bulunan ve terör örgütünün Hakkari bölgesi sorumlularından olduğu bildirilen ''Gabar'' kod adlı M.T'nin İstanbul, Siirt ve Batman'da bağlantılı oldukları kişilere gönderdiği mektuplar, Siirt'te bir süre önce düzenlenen operasyonda yakalanan terör örgütünün kuryesi İ.V'nin üzerinden çıktı. PKK'lı terörist, mektupta, özellikle gençlerin dağa çıkarılması gerektiğini belirterek, ''Eylemsizlik kararı aldığımız süre içerisindeki en önemli işimiz katılımı artırmak olacaktır'' dedi. -''ŞARTLAR ÇOK ZOR''- Terör örgütü üyesi M.T, kız kardeşine gönderdiği mektupta, özellikle öğrenci çevresinden örgüte katılmak isteyenlerin kendilerine bildirilmesini istedi. Mektubunda, dağda, yaşadıkları koşulların bilindiği gibi olmadığını anlatan M.T, şu ifadelere yer verdi: ''Katılmak isteyenleri gönder, ancak sen bunu aklından bile geçirme. Sana yemin ediyorum ki senin için ne faydalıysa onu esas alıyorum. Her anımız ölüm kalım arasında gidip gelmektedir. Yıllardır zor şartlarda bile yaşamayı başardım. Ama ben ölsem de sen buraya gelmemelisin. Kısacası katılımını hangi gerekçeyle olursa olsun istemiyorum.'' -KURYEYE 10 YIL HAPİS İSTEMİ- Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, terör örgütüne kuryelik yaptığı gerekçesiyle tutuklu bulunan İ.V. hakkında iddianame hazırladı. İddianamede, İ.V'nin terör örgütüne yardım etmek suçundan 10 yıla kadar hapsi istendi. Yargılamaya gelecek günlerde ağır ceza mahkemesinde başlanacak.
620477
BM insan hakları uzmanı sınır dışı edildi
Birleşmiş Milletler (BM) insan hakları uzmanı Manfred Nowak, 'ye gelişinde önce gözaltına alındı, daha sonra sınır dışı edildi. Nowak, uluslararası haber ajanslarına yaptığı açıklamalarda, Başbakanı Morgan Tsvangirai'nin davetiyle ülkeye geldiğini, Harare havalanında göçmenlik bürosu yetkililerince durdurulduğunu, davet mektubunu göstermesine rağmen ülkeye girişine izin verilmediğini söyledi. Yetkililerce pasaportu alınan ve VIP salonunda gece gözetim altında tutulan Nowak, daha sonra cep telefonundan Harare havaalanından Johannesburg uçağına binmekte olduğunu bildirdi. Nowak, Zimbabwe'de karşılaştığı durumla ilgili olarak, böyle bir şey beklemediğini ve bunun diplomatik açıdan çok ciddi bir vaka olduğunu açıkladı. BM İnsan Hakları Konseyi gayri insani muamele uzmanı olan Avusturyalı akademisyen Nowak, ülkeye girişinin son dakikada engellenmesinin hükümetin bir kanadının Başbakan Tsvangirai'nin kontrolünde olmadığını gösterdiğini belirtti. Bu arada, BM'den daha önce yapılan bir açıklamada, Nowak'ın bu ülkeye Tsvangirai yandaşlarına yönelik saldırıları değerlendirmek üzere gittiği kaydedildi. Uzun süre muhalefet liderliğini yapan Tsvangirai, şubat ayında hükümete katılmış, ancak hükümet içinde sorunlar patlak vermişti.
620533
Dağdan inen PKK'lı hastanelik oldu!
Dağdan inen PKK'lı hastanelik oldu! 29.10.2009 12:34PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın çağrısı üzerine, Kandil'den gelerek 19 Ekim'de Türkiye'ye giriş yapan ve karşılama görüntüleri ile tartışmalara neden olan PKK'lıların tamamının hastalanarak hastaneye kaldırıldıkları ortaya çıktı. DTP Diyarbakır İl Başkanı Fırat Anlı, Diyarbakır'da bulunanların aşırı yorgunluk ve soğuk algınlığı nedeniyle hastalandıklarını doğrulayarak, "Hastaneye götürdük, ilaç yazdılar şimdi dinlenmeleri gerekiyor" dedi. Kandil'den gelen PKK'lı kişilik grubun son günlerde tüm Türkiye'yi etkisi altına alan gripal enfeksiyona yakalanarak hastaneye kaldırıldıkları ortaya çıktı. Habur sınır kapısından Türkiye'ye giriş yapan 34 kişilik gruptan Mahmur kampından gelenlerin büyük kısmı Şırnak ve Hakkari'deki yakınlarının yanına giderken, Kandil'den gelen kişi ise Diyarbakır'da kaldı. 'YORUCU YOLCULUK HASTA ETTİ' DTP Diyarbakır il binasında kalan gruptakilerin tamamına yakınının aşırı yorgunluk ve soğuk algınlığı nedeniyle doktora götürüldükleri belirtildi. DTP Diyarbakır İl Başkanı Fırat Anlı, özellikle Kandil'den gelen ve günlük yorucu bir yolculuktan sonra Diyarbakır'a ulaşanların soğuk algınlığı nedeniyle hastalandıklarını doğrulayarak şunları söyledi: "Arkadaşları doktora götürdük, ilaçlar yazıldı ve istirahat etmeleri istendi. Hangi şartlar altında buraya geldiklerini biliyorsunuz. Bu nedenle aşırı yorgunluk arkadaşları malesef hastanelik etti. Bu nedenle basın yayın kuruluşlarının görüşme isteklerini red etmek zorunda kaldılar."
620536
'Ekranda deliliğe vuruyorum'
'Ekranda deliliğe vuruyorum' 29.10.2009 12:37 Hayatımıza Dest-i İzdivaç programının sunucusu olarak girdi Esra Erol. Tuhaf dansları, samimi konuşmalarıyla kısa sürede kadın kuşağının aranılan ismi haline geldi. Ancak bu sezon yapımcısıyla anlaşamayınca kanalıyla da yolunu ayırdı. Erol, yeni formatı ve yeni kanalıyla dün “Esra Erol’da Evlen Benimle” ile takipçilerinin karşısına yeniden çıktı. -HT MAGAZİN-OYA DOĞAN Televizyon dünyasına adım atmaya nasıl karar verdiniz? 15 yaşında Kütahya’da yerel radyolarda ve televizyonlarda çalışmaya başladım. dönemİstanbul’dan ziyarete gelip bana “Bunu burada bırakma. Kendini keşfet” dediler. Bunu duyunca kendimi İstanbul’a attım. Nasıl ‘evlendiren kadın’ oldunuz? Bu program Flash TV’de başlamış ve dört sunucu denenmişti. Tesadüfen beni aradılar ve ben de ekmek paramı kazanmak için başladım. Proje aldı yürüdü. Halk doğallığımı, büyümüş de küçülmüş tarzımı sevdi. “Evin deli kızı” diyorlar benimiçin. Sizi aslında tuhaf danslarınızla da fark ettik. İzleyicilere samimi görünmek içinmi böyle oynuyorsunuz? Ben kendimi sıkarak oynuyorsam omzumu sallarım. Bunu programda farkında olmadan yapmışım. Seyirci bundan çok hoşlanmış. Buna ‘nazlı gelin oynayışı’ adını taktım. Programda her şeyi esnek bırakıp, deliliğe vurduğum için doğallık ortaya çıkıyor. ‘Evlen Benimle’nin diğer programlardan farkı ne? Programın içerisinde çok büyük sürprizler var. Küsler barışıyor, evlenmek isteyenler bir araya geliyor. Yerinize gelen Zuhal Topal’ı nasıl buluyorsunuz? Allah onun da yolunu açık etsin, utandırmasın. On parmağında on marifet var.
620458
29 Ekim kutlamaları sürüyor CANLI
Türkiye Cumhuriyeti'nin 86. kuruluş yıl dönümü, tüm yurtta, KKTC'de ve dış temsilciliklerde törenlerle kutlanıyor. Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında Ankara'da ilk tören Anıtkabir'de yapıldı. Anıtkabir'deki tören, saat 08.45'te devlet erkanının yerlerini almasıyla başladı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün başkanlığındaki devlet erkanı, Aslanlı Yol'dan yürüyerek Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Atatürk'ün mozolesinin bulunduğu bölüme geçti. Cumhurbaşkanı Gül'ün, Ulu Önder'in mozolesine, üzerinde ''Cumhurbaşkanı'' yazılı kırmızı-beyaz karanfillerden oluşan çelenk koymasının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Cumhurbaşkanı Gül ve beraberindekiler, daha sonra Misak-ı Milli Kulesi'ne geçti. CUMHURBAŞKANI GÜL: CUMHURİYETİ YENİ ESERLERLE GÜÇLENDİRMEYE, ÇAĞDAŞ DÜNYADAKİ GELİŞMELERİ İZLEMEYE, DEMOKRATİKLEŞMEMİZİ SÜRDÜRMEYE VE GELECEK Anıtkabir Özel Defteri'ni imzalayan Gül, deftere şunları yazdı: ''Aziz Atatürk, Cumhuriyetimizin 86. yıl dönümüne ulaşmasının gururunu ve coşkusunu yaşıyoruz. Milletimizin bağımsızlığından ve hürriyetinden ödün vermeyeceğini tüm dünyaya ilan eden Cumhuriyet, çağdaş dünyada hak ettiğimiz yeri alma kararlılığımızın da göstergesi olmuştur. Cumhuriyet ile yönünü belirleyen ve muasır medeniyetler seviyesini aşma hedefini gerçekleştirmek için 86 yıldır büyük çaba gösteren Türkiye, yoluna kararlılıkla devam etmektedir. Bugün dünyada sözü dinlenir, etkin ve güçlü bir ülke olmanın gururuyla huzurunuzdayız. Türkiye, demokratikleşme, insan hak ve özgürlükleri konusunda büyük mesafe katetmiş, uluslararası başarılar, dünya barışına ve istikrara yaptığı katkılarla tüm dünyanın saygısını kazanmıştır. Türkiye, eksikliklerini hızla tamamlayarak gelişimini kesintisiz sürdürecektir. Cumhuriyeti yeni eserlerle güçlendirmeye, çağdaş dünyadaki gelişmeleri izlemeye, demokratikleşmemizi sürdürmeye ve gelecek nesillere daha müreffeh, daha güçlü bir ülke bırakmaya kararlıyız. Bu süreçte 'yurtta sulh dünyada sulh' ilkeniz bizlere yol göstermeye devam edecektir. Cumhuriyet Bayramı'nda millet olarak aziz hatıranız önünde saygıyla eğiliyor, size minnet duygularımızla birlikte şükranlarımızı ve saygılarımızı sunuyoruz. Ruhunuz şad olsun.'' Gül'ün, Anıtkabir Özel Defteri'ni imzalamasının ardından tören alanındaki Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları ve öğrenciler, Atatürk'ün mozolesinin önünden saygı geçişi yaptılar. Anıtkabir'deki törene, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yanı sıra, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Danıştay Başkanı Mustafa Birden, Bakanlar Kurulu üyeleri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kuvvet Komutanları, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, milletvekilleri, Ankara Valisi Kemal Önal, Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, TBMM İdare Amiri ve DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, bazı siyasi parti temsilcileri ile diğer askeri ve mülki erkan katıldı. Anıtkabir'i ziyaret etmek üzere devlet töreninin tamamlanmasını bekleyen vatandaşlar, törenin ardından Anıtkabir'den ayrılan askerleri alkışladı. Askerler de alkışlara selamla karşılık verdi. GÜL, TBMM'DEKUTLAMALARI KABUL ETTİ GÜL: CUMHURİYETİMİZİ DAHA GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE İLERİYE TAŞIMAKTA KARARLIYIZ Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Cumhuriyet'in 86. yıl dönümü dolayısıyla TBMM'de kutlamaları kabul etti. Anıtkabir'deki törenin ardından Meclise gelen Gül'ü, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, askeri törenle karşıladı. Tören kıtasını selamlayan Gül, tebrikleri kabul etmek üzere Tören Salonu'na geçti. Törene katılmak üzere Meclise ilk olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan geldi. Erdoğan, makamına geçerek kutlamaların başlamasını bekledi. Tören Salonu'na ilk olarak Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ geldi. Salona girişinde basın mensuplarının bayramını kutlayan Orgeneral Başbuğ, foto muhabirlerinin isteği üzerine, Kuvvet Komutanlarıyla poz verdi. Orgeneral Başbuğ, tören başlayıncaya kadar kuvvet komutanlarıyla sohbet etti. Bu sırada salona gelen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM Başkanvekili Nevzat Pakdil ile sohbet etti. Daha sonra salona gelen CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, yanındaki yerini alan Orgeneral İlker Başbuğ ile tokalaştı. Baykal, karşısında bulunan kuvvet komutanları ve Bakanlar Kurulu üyelerini de başıyla selamladı. Baykal'ın ardından salondaki yerini alan Başbakan Erdoğan; Baykal, Orgeneral Başbuğ, kuvvet komutanları ve bakanları başıyla selamladı. Erdoğan, Orgeneral Başbuğ ile kısa süre sohbet etti. Cumhurbaşkanı Gül'ün yerini almasının ardından, İstiklal Marşı okundu. Gül, daha sonra kutlamaları kabul etti. Sırasıyla TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Danıştay Başkanı Mustafa Birden, Bakanlar Kurulu üyeleri, kuvvet komutanları, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM Başkanlık Divanı üyeleri, AK Parti, CHP, DTP milletvekilleri, Sayıştay Başkanı Recai Akyıl, Ankara Valisi Kemal Önal, Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Hilmi Bengi, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdür Vekili Salih Melek ve bürokratlar, tebriklerini iletti. Kutlamalara, DTP Genel Başkanı Ahmet Türk katılmazken, TBMM İdare Amiri ve DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ın yanı sıra bir grup DTP'li milletvekili Gül'e tebriklerini sundu. GÜL'LE GAZETECİLERE İLGİNÇ DİYALOĞU Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yabancı misyon şeflerinin kutlamalarını kabul ettikten sonra, gazetecilerin de bayramını kutladı. Gül, ''Bayramınız ve doğum gününüz kutlu olsun'' diyen gazetecilere, ''Sağolun, teşekkür ederim'' dedi. Bir gazetecinin, duygularını sorması üzerine Cumhurbaşkanı Gül, ''Cumhuriyet Bayramı en büyük bayram... Gururluyuz bugün, mutluyuz. Cumhuriyetimizi daha güçlü bir şekilde ileriye taşımakta kararlıyız'' karşılığını verdi. Gül, bir gazetecinin, ''Epeyce el sıkıştınız. Bugünlerde riskli ama...'' sözlerine gülerek karşılık verdi. Başbakan Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Baykal, Gül'e tebriklerini ilettikten sonra TBMM'deki makamlarına geçti. HİPODRUMDA GEÇİT TÖRENİ Kutlamaların ardından Atatürk Kültür Merkezi Tören Alanı'na geçenCumhurbaşkanı Gül, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile birlikte vatandaşları ve tören birliklerini selamlayarak bayramını kutladı. İSTANBUL VALİSİ MUAMMER GÜLER, 1. ORDU KOMUTANI ORGENERAL HASAN IĞSIZ VE BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI KADİR TOPBAŞ, TEBRİKLERİ KABUL ETTİ Cumhuriyetin 86'ncı kuruluş yıl dönümü etkinlikleri kapsamında İstanbul Valiliğinde tebrikler kabul edildi. Törende, İstanbul Valisi Muammer Güler, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız ve Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, vali yardımcıları, kamu kurum ve kuruluşları, siyasi partiler, dernek ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve çeşitli ülkelerin başkonsoloslarının tebriklerini kabul etti. Vali Güler, törenin sonunda ellerine sürdüğü jeli basın mensuplarına göstererek, ''Domuz gribinden korunmak için siz de kullanın'' dedi. TÖREN PROGRAMI Cumhurbaşkanı Gül, Çankaya Köşkü'nde öğle ve akşam resepsiyon verecek.(Saat: 14.00/19.30) İstanbul Vatan Caddesi'nde resmi geçit töreni yapılacak. (Saat: 10.30) Dolmabahçe Sarayı'nda resepsiyon verilecek, İstanbul Boğazı'nda havai fişek gösterileri gerçekleştirilecek. (Saat: 19.00/19.30) Haber 2009-10-29 12:52:13 yine resmi bayramlara düzenleme getirmekle farkli kutlamak dilegimi belirtmek isterim.. Ismail Yildiz 2009-10-29 12:30:31 Ya allah aşkına bana bir alternatif söylermisin ülkenin yönetimine? Adamlar yıllardır çözümü hayal olan meselelere el atıp belkide canlarını bile riske atıyorlar. Ama yineden yaranamıyorlar. Bu terör belasına yıllarımız paralarımız gencecik insanlarımız gitti. Daha kaç kişinin ölmesi lazım sizin giblerin ikna olması için?? mehmet gül 2009-10-29 12:14:08 BAKAR kelimesine dikkatinizi celp ederim,çok önemli bir kelimedir.konumuza dönelim.bu yargıyı kimler desdekliyor.Cahil okumuşlar.yani okumak cahilliği giderir angutluk baki kalır,misali.adamda vicdan yokki EMPATİ yapsında tecavüz edilip öldürülen çocukların halini anlayabilsin.EMPATİ iman dan gelir imanı güçlü olacakki tecavüz edilen ve öldürülen binlerce çocucuğun halini anlayabilsin.3 ay içinde binlerce çocuk kayp oldu akibetleri meçhul.EY YARGI ERKİ SİZ VURDUM DUYMAZ OLDUĞUNUZ İÇİN OLUYOR KADİRUZUNKÖK 2009-10-29 12:07:05 yargımız fare tutamıyor tutsada onunla saklambaç oynuyor.milli eğitimimiz kurdu ıslah edemiyor.yargımız kurdu öldüremiyor,koyunların parçalanmasıda yargımızı hiç rahatsız etmiyor vicdan azabı çekmiyor.44 kişi katl ediliyor yargı ,BAKAR.20 kişi kıza tecavüz eder,yargı BAKAR.adam sevgilisini satanist ayininde keser,yargımız ,BAKAR.Adam çocuğa tecavüz eder üstüne üstlük bide onları öldürür ,Yargı,BAKAR.Bu yargı değil.benim gözümde dır yargı olurmu ,olur burası türkiye oluyor işte. KADİRUZUNKÖK 2009-10-29 11:53:22 yönetimde cumhur un kararı çok önemlidir.Yönetimde CUMHURİYET KURANA EN UYGUN YÖNETİM ŞEKLİDİR.Krallık ve padişahlık negatifdir ,çünki zulumdür halkın rızası yoktur ,halk istemeye istemeye meczup bir kralın meczup bir oğlunun saçma sapan emirlerine yüzyıllarca katlanmak zorunda kalır.muasır medeniyet seviyesine ulaşamaz.afrika ülkesi gibi hep ilk çağlarda kalır.onun için ,islama en uygun yönetim CUMHURİYETDİR.Yalnız bizim çürük alanımız YARGIMIZDIR.Çürük diye ben demiyorum halkın 100de 85 KADİRUZUNKÖK 2009-10-29 11:40:16 abd isteklerini görmeyen yönetim istiyor...erken genel seçimde indirecekler aşağı allahın izniyle.. mehmet sağlam 2009-10-29 11:06:37 bu kadar boş işle uğraşılmazki kardeşim millet iş bekliyor aş bekliyor yol su elektirk telefon cep telefonu su hava bekliyor istiyor istiyor istiyor özgürlük istiyor H.D
620131
ALİ AYDIN MHK ve cevap bekleyen sorular
sorusuna cevap arıyor. Ancak kimse kural ve talimatları dikkate almıyor. Mücadeleyle ilgili dosya şu an Futbol Federasyonu Hukuk Kurulu'nda ve Disiplin Kurulu'na sevk edilecek. Hakemin doğru olanı yapıp karşılaşmayı oynattığını pazartesi günkü panorama yazımızda dile getirdik. Merkez Hakem Kurulu (MHK) Başkanı Oğuz Sarvan'ın basın toplantısı düzenlemesini, bazı hususları açıklığa kavuşturmasını beklerdim. Doğruluk payı yüksek olan iddialara göre MHK Başkanı, maçın temsilcilerinden Fatih Tanver'le telefon görüşmesi yapıp 'tatil veya oynatma' kararını hakemin vermesini istemiş. Nitekim Bünyamin Gezer mücadeleyi oynattı. Şansal Büyüka'nın söylemine göre; Oğuz Sarvan, Lig TV'ye mesaj yollayarak, inisiyatifin tamamen hakemin elinde olduğunu vurgulamış. Demek oluyor ki MHK, anda topu ve hakemi taça atarak, gelecek tepkilerden kendilerinin değil, hakemin sorumlu olduğu mesajını verdi. Önceki günkü TFF'nin resmî internet sitesinde konuyla ilgili haber aynen şöyle: "Oyun Kuralları Kitabı'nın ilgili maddesinin, maçın başlatılması ve devam etmesi yetkisini tamamen hakeme verdiğini vurgulayan MHK Başkanı Sarvan, hakem Bünyamin Gezer'in de bu yetki çerçevesinde maçın başlatılması kararı verdiğini ve kendisine hiçbir kuruldan herhangi bir telkinde bulunulmadığını söyledi." Şimdi ben soruyorum: 1- Oyun Kuralları Kitabı'nın hangi ilgili maddesi, bu yetkiyi hakeme veriyor? Resmî bir açıklama yapılırken neden ilgili talimat ya da maddenin içeriği belirtilmiyor? 2- Sayın Sarvan, Lig TV'ye yolladığı iletide, "Maçın başında yaşanacak böyle bir olaya karşı talimatımız yok." derken, ne değişti de hakem bir anda yetkilendirildi? 3- Eğer, futbol müsabaka talimatından bahsediliyorsa, (herhalde talimatlar ile kural kitabı ayırt edilmiştir) 18. maddenin 6. şıkkında, "Ertelemeyi gerektiren zorunlu sebeplerin bulunup bulunmadığının takdiri müsabakanın hakemine aittir." der. Ya da "Müsabakanın hava koşulları sebebiyle ertelenmesi yetkisi saat öncesine kadar hakeme aittir." ibaresi mevcuttur. Dolayısıyla buradaki olay, ertelemeyi gerektiren haller kapsamında değil. Ayrıca tanım, oyun sırasında oluşabilecek durumları kapsıyor. 4- 'Kural Hakem' başlığı altında ise "Eğer seyirci tarafından atılan bir cisim, hakeme veya yardımcılarından birine, oyuncuya veya takım yetkilisine çarparsa, olayın ciddiyetine bağlı olarak, hakem maçın devam etmesine izin verebilir, oyunu geçici olarak durdurabilir veya tatil edebilir." der. Buradaki tanımlama oyunun başlamasından sonra ve oynanırken oluşan olumsuz şartlar için geçerlidir. 5- Tüm suç hakemin üzerine mi atılmaya çalışılıyor? 6- Asıl kritik soru ise, "Bünyamin Gezer ile Sayın Sarvan bu konuda telefon trafiği yaptı mı? Evetse ne konuştular"? 7- "Oynatma kararı tamamen hakemin inisiyatifinde." diyen MHK, böylesine önemli bir tercihi, futbol oyun kuralları ve müsabaka talimatlarında olmamasına karşın neden hakemin tasarrufuna bırakmıştır? Tatil edilen Trabzonspor-Sivas maçındaki gibi zamanın MHK'sının Bülent Demirlek'e yaptıklarından, hakem ve ağabeyleri olarak dersler çıkartılmadı mı? 8- Başında bulunduğunuz hakemlik camiasını savunmayı düşünüyor musunuz yoksa renklerin gücüne göre mi hareket edeceksiniz? Herkes şunu bilmeli. Ne kural kitabında ne müsabaka talimatlarında ne de hakem-yardımcı hakem işbirliği kitabında TFF sayfasında belirtildiği gibi bir tanımlama yok. Spor kamuoyu sizden bu soruların cevabını beklerken, vicdanlar da Bünyamin Gezer'e hafta sonu bir maç vermenizi bekliyor. "Hep hakemlere cesur ve cesaretli olun." deriz ya, şimdi sizden beklenen de budur. aliaydin@zaman.com.tr
619890
Kazım'a yıllık imza
OSMAN TANBURACI AVNİ TARHAN Kazım'a yıllık imza Alman çalıştırıcı F.Bahçe ile 2011 yılına kadar sözleşmesi bulunan Kazım için yönetime “Gelecek vaad ediyor. İleride F.Bahçe'ye daha çok faydası olur. Ayrılması halinde de kulübe maddi olarak büyük para kazandırır” diye rapor verdi AHMET BIYIKLI F.Bahçe'de bu sezon sergilediği performansla takımın başarısında önemli rol oynayan Kazım'ın sözleşmesi uzatılıyor. Teknik direktör Daum, yönetimden genç oyuncunun sözleşmesinin yıl daha uzatmasını istedi. F.Bahçe ile 2011 yılına kadar sözleşmesi bulunan Kazım için Alman teknik adamın yönetime, “Gelecek vaad eden bir oyuncu. F.Bahçe'ye çok faydalı olur. Genç oyuncunun sözleşmesi bitmeden ayrılması halinde kulüp maddi olarak büyük para kazanır” dediği belirtildi. VAZGEÇİLMEZ OLDU Yönetimin Daum'un isteği doğrultusunda Kazım'ın sözleşmesini 2016 yılına kadar uzatmak için Kick and Rush menajerlik şirketiyle masaya oturacağı, genç oyuncunun yıllık kazancını da milyon eurodan her yıl katlamalı olarak 250 bin euro zamla artıracağı öğrenildi. Geçen sezon oynadığı futbol ve teknik heyet ile yaşadığı sorunlar nedeniyle F.Bahçe'den kopma noktasına gelen Kazım, teknik direktör Daum'un gelmesiyle birlikte takımın vazgeçilmez oyuncularından biri oldu. 29.10.2009 SPOR
620350
Yaşlı çift, evlerinde saldırıya uğradı
Alınan bilgiye göre, Kemaliye Mahallesi'nde Kemal Balsak (75) ile eşi Hatun Balsak (70), evlerinde kimliği henüz belirlenemeyen bir kişinin şiş ve bıçaklı saldırısına uğradı. Kemal Balsak, aldığı darbeler sonucu olay yerinde hayatını kaybetti. Yaralanan Hatun Balsak ise kaldırıldığı Ergani Devlet Hastanesi'ndeki ilk müdahalenin ardından Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne sevk edildi. Hatun Balsak'ın kendilerine saldıran kişiyi tanımadıklarını, zanlının kısa boylu olduğunu söylediği bildirildi. Polis, zanlıyı yakalamak için geniş çaplı çalışma başlattı.
621121
NATO üssünde, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlaması
Awacs üssündeki bayram kutlaması ünlü piyanist Betin Güneş'in konseriyle başladı. Konserden sonra Güneş'e üs komutan yardımcısı Alman Manfred Arndt ve Türk Komutan Kurmay Yarbay Fikret Çelik günÜN anısında maket Awacs uçağı hediye etti. Üs kulübünde verilen kokteyl ile devam eden kutlamada konuşma yapan Kurmay Yarbay Fikret Çelik, Türkiye'nin coğrafi konumunun önemini anlattı. Çelik, halkın çoğunluğunun Müslüman olduğu Türkiye'nin laik devlet yapısıyla İslam dünyasına örnek olduğunu da belirtti. Türkiye'nin, Dünya barışına katkısından bahseden Çelik, Türkiye'nin, NATO bünyesinde çok önemli roller aldığını vurguladı. Atatürk ve ilk kadın pilot Sabiha Gökçen'i de davetlilere anlatan Kurmay Yarbay Çelik, Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Büyük Önder Atatürk'e minnettar olduklarını sözlerine ekledi. Kokteylde Türkiye'yi tanıtıcı bir de sunum gerçekleştirildi. Kokteyle NATO bünyesinde görev yapan subaylar ve Türkiye'nin Köln Başkonsolosu Mustafa Kemal Basa'da katıldı.
620598
Kardeşe mektup: Gelme, öğrencileri gönder
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER Kardeşe mektup: Gelme, öğrencileri gönder Terör örgütü üyesi M.T, kız kardeşine gönderdiği mektupta, 'Katılmak isteyenleri gönder, ancak sen bunu aklından bile geçirme" diyor. DİYARBAKIR (A.A) Terör örgütü PKK'nın sözde Hakkari bölgesi sorumlularından M.T, yazdığı mektupta kendi kardeşine, 'katılımını hangi gerekçeyle olursa olsun istemiyorum' derken, terör örgütüne katılmaları için özellikle öğrencilerin dağa gönderilmesini istiyor. 'Gabar' kod adlı terörist M.T'nin kardeşine yazdığı mektupta, 'Eylemsizlik kararı aldığımız süre içerisindeki en önemli işimiz katılımı artırmak olacaktır' ifadesi yer alıyor. Irak'ın kuzeyindeki terör örgütü kamplarında yaklaşık 16 yıldır bulunan ve terör örgütünün Hakkari bölgesi sorumlularından olduğu bildirilen 'Gabar' kod adlı M.T'nin İstanbul, Siirt ve Batman'da bağlantılı oldukları kişilere gönderdiği mektuplar, Siirt'te bir süre önce düzenlenen operasyonda yakalanan terör örgütünün kuryesi İ.V'nin üzerinden çıktı. PKK'lı terörist, mektupta, özellikle gençlerin dağa çıkarılması gerektiğini belirterek, 'Eylemsizlik kararı aldığımız süre içerisindeki en önemli işimiz katılımı artırmak olacaktır' dedi. 'ŞARTLAR ÇOK ZOR' Terör örgütü üyesi M.T, kız kardeşine gönderdiği mektupta, özellikle öğrenci çevresinden örgüte katılmak isteyenlerin kendilerine bildirilmesini istedi. Mektubunda, dağda, yaşadıkları koşulların bilindiği gibi olmadığını anlatan M.T, şu ifadelere yer verdi: 'Katılmak isteyenleri gönder, ancak sen bunu aklından bile geçirme. Sana yemin ediyorum ki senin için ne faydalıysa onu esas alıyorum. Her anımız ölüm kalım arasında gidip gelmektedir. Yıllardır zor şartlarda bile yaşamayı başardım. Ama ben ölsem de sen buraya gelmemelisin. Kısacası katılımını hangi gerekçeyle olursa olsun istemiyorum.' KURYEYE 10 YIL HAPİS İSTEMİ Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, terör örgütüne kuryelik yaptığı gerekçesiyle tutuklu bulunan İ.V. hakkında iddianame hazırladı. İddianamede, İ.V'nin terör örgütüne yardım etmek suçundan 10 yıla kadar hapsi istendi. Yargılamaya gelecek günlerde ağır ceza mahkemesinde başlanacak. 29.10.2009 GÜNDEM
619847
Tepkiler çığ gibi büyüyor
Üzerinde kriminal çalışmalar ve incelemeler tamamlandı. Savcılar ve mahkemeler bu konuya ilişkin olarak gerekli çalışmaları ve incelemeleri yapacaktır. Süreci yargı yönetiyor. İdarenin dışında bir süreç var. Ülkemizi yönetenler olarak süreci yakından takip ediyoruz. Bunlar önemlidir. Suç işleyenler varsa ayıklanacaktır. Bu ayıklanmanın idari düzeyde yapılacağını umuyor ve bekliyoruz. Bu alanda hangi kurum görevliyse Anayasa bunu tarif etmiştir. Eninde sonunda hukuk devreye girer. Kimse bundan kaygı duymasın. Bu konunun üstü kapatılamaz SALİH KAPUSUZ (AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI): Türkiye bir hukuk devletidir. Hiçbir şeyin gizlenmesi, saklanması mümkün değildir. Yakalanmış, elde edilmiş bilgiler, belgeler neyi gerektiriyorsa, hukuk devletinde olması gerekli her şey yerine getirilecektir. Bu konuda her kesimin katkısı olmalıdır. TSK'nın da inceleme başlatıldığına dair açıklaması olmuştur. Kamuoyu şundan emin olsun ki, bu konunun üstü kapatılamaz, ıskalanamaz. Başbakan'ımız bu konu ile ilgili olarak açıklamalarını yapmıştır. İnanıyorum ki konunun aydınlanması için bütün kurum ve kuruluşlarımız katkı sağlayacaktır. Belgeyi ortaya çıkaran subay, cesur ve kahraman TEVFİK DİKER (EMEKLİ YARBAY): Türk askerî tarihi cesur ve kahraman subaylarla dolu. 'Millete ve hükümete kirli tezgâh belgesi'nin orijinalini Ergenekon savcılarına gönderen subay da onlardan biri. Bu saatten sonra medya önüne çıkarak tüm gerçekleri kamuoyuyla paylaşmayı düşünüyor musun? Başladığın işi yarım bırakma. Perde arkasında olanların ortaya çıkarılması gerekir. Demokrasi, Cumhuriyet ve TSK için son bir görev yap. Sonunda başına ne gelecekse gelsin, hiç düşünme. TBMM'ye müdahale oyunlarının önü kapandı ÜMMET KANDOĞAN (ESKİ DYP MİLLETVEKİLİ): Kapalı kapılar ardından millete ve TBMM'ye müdahaleyi içeren oyunların önü kesilmiştir. Son çıkan belge, ülkede kurumların asıl meseleleriyle uğraşmaları gerektiğini ortaya koymuştur. TSK da asıl görevini yapacaktır. Hukuken kendine tanıdığı alanın dışına çıkmayacaktır. Şimdi gelinen süreçte kimsenin hukukun ve Anayasa'nın kendilerine verdiği görevin dışına çıkmaması gerektiği ortaya konulmuştur. Çıkanların yargı önünde nasıl hesap vereceği gerçeği ortaya konulmuştur. Bundan dolayı bu gelişmeleri çok önemsiyorum. Bu tür çalışmalar içinde olanların artık bu belgenin ortaya çıkması ve yargının millet adına hesap sorması karşısında davranışlarından vazgeçeceklerini düşünüyorum. 'Vaka-i Hayriye' olabilir UFUK URAS (İSTANBUL BAĞIMSIZ MİLLETVEKİLİ): Bu mesele geçiştirilemez. Doğrudan taraf olan kişiler görevlerinden alınmalı ya da kendiliğinden istifa etmeli. Genelkurmay Başkanı da dahil, bu süreçte bir karartma durumu varsa bir gün bile görevin sürdürülmesi hukuken mümkün değil. Bu, hasıraltı edilecek bir mesele değil. Askerî bürokrasinin sivil siyaset karşısında bir özerkliği olamaz. Bu bir yönüyle Vaka-i Hayriye'dir. Yeniçeri Ocağı'nın yozlaşması karşısında Vaka-i Hayriye diye kurumsal bir yenilenmeye gidilmiştir. Bu işin buna dönüşmesinin yolu, bu kurumları ayakta tutan demokrasiden ve hukukun üstünlüğünden yana olan kimselerin önünü açmaktan geçiyor. Nasıl sızma oldu yerine, bu tür girişimleri teşvik etmek gerekiyor. Bu ülkenin onurlu ve şerefli subaylarının, demokrasi dışı her türlü tertibi açığa çıkarması için kampanyalar açmalıyız. Çünkü ülkenin geleceği, bu onurlu ve dürüst insanlardadır. Bunlarla demokrasiyi kurumsallaştıracağız. 'Kol kırılır yen içinde kalır' pişkinliğinden vazgeçmeliyiz.
621183
Cumhuriyet'e havai fişekli kutlama
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 86. yıl dönümü dolayısıyla Dolmabahçe Sarayı'nda resepsiyon verildi. Dolmabahçe Sarayı Hasbahçe'deki resepsiyonda, İstanbul Valisi Muammer Güler ve eşi Neval Güler davetlileri karşıladı. Daha sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Boğaziçi Köprüsü ile Kız Kulesi arasında düzenlenen ışık, lazer ve havai fişek gösterisi için Dolmabahçe Sarayı'nın rıhtım bölümüne geçildi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, burada yaptığı konuşmada, bugün 'ün "En büyük eserim" dediği Cumhuriyetin kuruluşunun 86. yılının coşkuyla kutlandığını söyledi. Konuşmanın ardından, Vali Güler, Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş ve 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız, birlikte butona basarak, 16 ayrı noktadan yapılacak 48 bin adet havai fişek atışını başlattı. Havai fişeklerin renk kattığı gösteride, Boğaziçi Köprüsü üzerinde 42 ateşleme sistemiyle 800 metre ateş şelalesi oluşturuldu. Gösteriler, Fahir Atakoğlu tarafından özel olarak bestelenen müzik eşliğinde seyredilirken, gösteri koreografisi de bu besteye göre yapıldı. Ortaköy ve sahiline ses sistemi kuruldu, vatandaşlar hem havai fişek gösterilerini izledi, hem de ses aktivitelerini dinledi. Dolmabahçe Sarayı'ndaki davetliler, gösterinin ardından ellerindeki Türk bayraklarıyla 10. Yıl Marşı'nı söyledi. Daha sonra Vali Güler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız ve Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Hüseyin Nusret Taşdeler, dev boyutlu Cumhuriyet pastasını kesti. katlı pastanın içinden bal mumundan yapılmış heykeli çıktı. Resepsiyona, Eski Başkanı Emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Eski 1. Ordu Komutanı Emekli Orgeneral Ergin Saygun, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, "" soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz, İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın, 'ün manevi kızı Ülkü Adatepe, sanat, siyaset, iş ve dünyasından davetliler ile kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Öte yandan, kutlamalar kapsamında kent genelindeki cadde ve meydanlara 60 bin Türk bayrağı, bin elektrik direğine Cumhuriyet flaması ve 50 üst geçide de duyurular asıldı. Akşam saatlerinde İstanbul'daki kutlamaların bir diğer adresi Bağdat Caddesi'ydi. Geleneksel Cumhuriyet'e bağlılık yürüyüşü yapıldı. Onbinlerce kişi, Suadiye'den Göztepe Parkı'na kadar yürüdü. Gruptan, birlik ve beraberlik mesajları yükseldi.
619888
Alex dünya gündeminde
OSMAN TANBURACI AVNİ TARHAN Alex dünya gündeminde UEFA'nın resmi internet sitesi ve Brezilya'nın Globo Esporte Gazetesi'nden sonra Singapur'da günlük yayın yapan spor gazetesi Sport Daily Lance de Galatasaray derbisinde iki gol atarak Fenerbahçe'nin galibiyetinde büyük rol oynayan Alex'i haftanın oyuncusu seçti. Gazete Alex için, 2004'ten beri Fenerbahçe'de oynayan iki şampiyonluk gören 253 maçta 123 gol atan 32 yaşındaki yıldız yorumlarını yaptı. Brezilya kanalı BandSPORTS'a konuşan Alex, F.Bahçe'de mutlu olduğunu ve birlikte forma giydiği vatandaşlarıyla birlikte sarı-lacivertli kulübün başarılarında katkı sağlamaya çalıştıklarını söyledi. G.Saray ve Bursa'nın puan önünde olduklarını hatırlatan Brezilyalı yıldız, “Hedefimiz sezon sonuna kadar bu başarımızı sürdürmek, Bursaspor ise G.Saray ile iyi çekişme içinde. Daha maçımız var ama liderliğimizi sürdürmek istiyoruz” dedi. 29.10.2009 SPOR
621151
PKK'dan Barack Obama'ya mektup gitti
PKK yöneticilerinden Zübeyir Aydar, ABD Hazine Bakanlığı’nın PKK’yi Narkotik Kaçakçılığı Yapan Örgütler listesine almasına karşı ABD Başkanı Barack Obama’ya mektup gönderdi. “Neye dayanarak böyle haksız belirlemelerde bulunuyorsunuz?” diye soran Aydar, Obama’dan, “uyuşturucu kaçakçılığı gibi ağır ithamların geri alınmasını” istedi. ANF’nin haberine göre, Zübeyir Aydar, Obama’ya gönderdiği mektupta, 30 Mayıs 2008 tarihinde ABD Hazine Bakanlığı tarafından PKK Narkotik Kaçakçılığı Yapan Örgütler listesine alındığını hatırlattı. Mektupta, “Bunlar yetmiyormuş gibi 14.10.2009 da Hazine Bakanlığınız tarafından yapılan açıklama ile örgütümüzün üst yönetiminde yer alan arkadaşlarım Murat Karayılan, Rıza Altun ve ben Zübeyir Aydar’ın ‘özel olarak belirlenmiş uyuşturucu kaçakçısı’ listesine dahil edildiğimizi öğrendik. Bu son derece haksız, dayanaksız, yersiz ve hakaret içeren bir belirlemedir. Bu bir yargısız infazdır” denildi. PKK’nın hiçbir zaman narkotik kaçakçılığı işine bulaşmadığı iddia edilen mektupta, şöyle denildi: “PKK hareketi ideolojik ve politik olarak insanı zehirleyen her türlü uyuşturucuya karşı olup, kullanımı ve satımı konusunda da her zaman tavır sahibi olmuştur. Çağrımız şudur: oluşturulacak bağımsız soruşturma ekibine biz PKK’nın maliyesini, bütün gelir-gider kaynaklarını en küçük detaylarına, kuruşuna kadar sunmaya hazırız. PKK’nin uyuşturucu kaçakçılığı değil, on gramlık bir uyuşturucu maddesiyle bir alakasının tespit edilmesi durumunda, biz her türlü yaptırıma açık olacağımızı bütün kamuoyu önünde resmen ilan ediyoruz. PKK’nın uyuşturucu ile alakalı olduğu savı sadece sıradan bir yakıştırma değil, büyük bir yalandır. Hiçbir bulgusunun olmadığı, tamamen yalana dayalı kirli siyasal amaçlarla uydurulmuş bir iftiradır. Kürtler, kimseyle düşmanlık yapmak istemedikleri gibi, ABD’ye de düşman değiller.” Obama’ya hitaben yazılan mektupta, “Nisan başında Türkiye’ye yaptığı ziyarette DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’le görüşmesinin olumlu bir olduğu” belirtildi ve “Ne yazık ki arkası gelmedi ve uyuşturucu listesi gibi olumsuz kararlar alındı. Barışçıl çözümden yana tavır almanız, hem Türk hem de Kürt halkının büyük dostluğunu kazanırsınız. ABD’nin bölgedeki çıkarları açısından da böyle olması gerektiğine inanıyoruz. Bu çerçevede sizden beklentimiz mevcut yaklaşımın düzeltilerek, özellikle ilişkimizin olmadığı gayri ahlaki bir konu olan uyuşturucu kaçakçılığı gibi ağır ithamların geri alınması ve Kürt sorunun barışçıl-demokratik çözümü yönünde adım atılmasını teşvik etmeniz, atılacak adımlara destek sunmanız ve bu yönde ciddi bir çaba sahibi olmanızdır” denildi. (ANKA)
620844
ABD'de Camiye Polis Baskını
: ABD'de Camiye Polis Baskını Yayına Giriş: 29.10.2009 14:40:54 Güncelleme: 29.10.2009 14:54:56 Amerika Birleşik Devletleri'nin Detroit şehrinde polis bir camiye baskın düzenledi. Baskında caminin imamı hayatını kaybetti. Polis evdeki kişiyi de gözaltına aldı. 11 Eylül saldırılarının ardından müslüman kesime yönelik baskının arttığı ülkede, polisin hedefinde bu kez Detroit'te bir cami var. Polisin iddiası, camiye gelen bazı kişilerin, Amerika Birleşik Devletleri'nde şeriat devleti kurma emeli bulunan bir örgütün üyesi olduğu. Baskına katılan polisler, imamın kendilerine ateş açtığı ve çıkan çatışmada hayatını kaybettiği iddiasında. İmamın hayatını kaybetmesine çok üzülen mahalleliler, polisin örgüt bağlantısı iddiasını, pek de inandırıcı bulmuyor.
620857
Hindistan Keşmir'deki askerlerinin bir bölümünü çekiyor
İBRAHİM KARAGÜL AKİF EMRE Hindistan Keşmir'deki askerlerinin bir bölümünü çekiyor CAMMU (A.A) Hindistan'ın Cammu-Keşmir eyaletindeki askerlerinin 15 binini çektiği bildirildi. Ordudan yapılan açıklamada, Racuri ve Punç bölgelerindeki askerlerin, güvenlik durumunda iyileşme olması üzerine çekildiği, bundan sonraki kararların da güvenlik durumuyla orantılı olarak alınacağı kaydedildi. Askerlerin bir bölümünü çekme kararının, Keşmir'de 20 yıldır süren direnişin sona erdirilmesi yönünde yürütülen müzakerelere ivme kazandırmak için bölgedeki ayrılıkçı gruplarla güven ortamı oluşturmaya yönelik olduğu ifade ediliyor. Cammu-Keşmir'de şiddet olayları, son 20 yılın en düşük seviyesine indi. Hindistan hükümetinin müzakerelere başlamayı önermesinin ardından ayrılıkçı gruplar, askerlerin çekilmesi, mahkumların serbest bırakılması ve insan hakları ihlallerine son verilmesi çağrısında bulunmuştu. Hindistan, Mart ayında da Keşmir'in Pakistan sınırındaki bin askerini çekmişti. Keşmir'de yaklaşık yarım milyon Hint güvenlik gücü bulunuyor. 29.10.2009 DÜNYA
620847
DTP yürüyüşüne polisten gazlı müdahale
Demokratik Toplum Partisi () Hakkari'de nedeniyle "Demokratik Cumhuriyete Evet, İnkar Cumhuriyete Hayır" adı altında barış yürüyüşü düzenledi. 'li görevlilerin uyarısana rağmen yürüyüş sonrası olaylar çıktı. 20-30 kişilik bir grup, MOBESE kameralar ve polisi taş yağmuruna tuttu. Polis gaz bombası kullanarak kalabalığı dağıtmaya çalıştı. Sabah saatlerinde törenlerinin kutlandığı Hakkari'de öğlen saatlerinde ise 'liler "Demokratik Cumhuriyete Evet, İnkar Cumhuriyete Hayır" yürüyüş düzenledi. 'li Belediye Başkanı Fadıl Bedirhanoğlu, İl Başkanı Hivzullah Kansu ve yaklaşık bin kişi il binası önünde toplanarak burada yürüyüşe geçti. Kalabalık yürüyüş boyunca, "İmralı'da yol haritası veren Öcalan'a selam olsun", "Demokratik Cumhuriyete evet İnkar Cumhuriyeti'ne hayır", "Şerefsiz MHP, İşbirlikçi CHP", "Baskılar bizi yıldıramaz", "Şehitler ölmez", "Biji Serok Apo(Yaşasın Apo)" sloganları atıp, pankartları taşıdı. Kalabalık Bulvar Caddesi üzerinde bulunan Belediye binası önünde toplandı. Basın açıklamasını İl yöneticisi Haluk Bor yaptı. Bor, son süreçte kısmi de olsa gelişen olumlu havanın AKP hükümet ve ilgili kurumlar tarafından kararlı bir şekilde sürdürülmediği söyledi. Bor, "Tam tersine haklarımızın yıllardır özlemi ile yanıp, tutuştuğu barış sürecini sabote edilme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Bugün cumuhriyetin 86'ncı Kuruluş yıl dönümü. Cumhuriyetin asli unsuru olan Kürtler, bugün Cumhuruiyetin en mağduru durumundadırlar. Eğer bugün Cumhuriyet demokratikleşemiyorsa bunun asıl sebebi kendi asli unsuru olan Kürtelere uyduguladığı antidemokratik ve inkar politikasıdır. Cumhuriyetin bu politikasından vazgeçeme zamanı gelip geçmiştir" dedi. Yapılan basın açıklamasının ardından da 'li görevliler, herhangi bir taşkınlığın çıkmaması için topluğu uyardı. Daha sonra önüne giden 20-30 kişilik bir grup, buradan askeri lojmanların bulunuğu Gençlik Caddesi'ne doğru yürüdü. Bu sırada gruplar yolda bulunan mobesa kamerelerını taslayınca, askeri lojmanlarda oturan asker çocukları da oyuncak silahlarını kalabılığa doğrulltu. Grup, çocuklara "Yuh" çekip yürümeye devam etti. Bu sırada grup kendilerini takip eden polis araçlarını da taşlamaya başlayınca olaylar çıktı. Polisler, grubu dağıtmak için gaz bombası kullandı. Dağgöl Mahallesi'ne doğru koşan göstericiler ile polis arasında zaman zaman kovalamaca yaşandı.
620397
Ergenekon çökertilirse dağdaki PKK biter
Bu milletin başına ne gelmişse, ordu içindeki cuntalardan gelmiştir. Milletimizin yüzyıllardır kışladaki örgütle başı beladadır. Tarihte kötü olarak ne çekmişsek, ne yaşamışsak.. Ne kadar toprak kaybetmişsek.. Hepsi kışladaki cuntalar yüzünden. Ordular, cunta üretirler.. Her orduda iktidar, makam, para, iktidar heveslisi insanlar çıkar. Milletine sadık paşaların, vatan bekçisi paşaların, kahraman paşaların yanında hain, aldatılmış, gafil de yer alır aynı ordu içinde. Büyük ordular, içinde temizlik yapmayı bilir. Büyük ordular, çürüyeni tespit edip nizamiyenin kapısından atmayı becerir.. Tarih boyunca kanser hücreleri gibi ordumuz içinde üreyen cuntalar, padişahlarımızı, başbakanlarımızı, paşalarımızı öldürdüler.. Yavuz Sultan Selim’in çadırına kurşun sıkan Yeniçeri bu cuntadır. Genç Osman’ı Yedikule Zindanlarında boğan cephe kaçkınları bu cuntadır. III. Selim’i katleden bu cuntadır. Sultan Aziz’i hunharca öldüren bu cuntadır. Ali Suavi namındaki ihtilal delisi bu cuntadır. Resneli Niyazi adını alıp dağa çıkan haydut ruh bu cuntadır. 31 Mart düzmece vak’asını tertipleyerek koskoca Osmanlı devletini 10 yılda batıran bu cuntadır. 27 Mayıs 1960 darbesiyle bu milletin kalkınma yoluna takoz koyan, tarihe Yassıada adlı yüz kızartıcı bir iz bırakan, adalet tarihine kara harflerle geçen “sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor” emrini yargıçlara buyuran, devlet adamlarıyla birlikte lisanımızı ve bir 50 yılımızı daha idam eden bu cuntadır. 60’tan beri devletimiz cuntaların oyuncağı halindedir.. 12 Mart’ta, 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta ve 27 Nisan’da ordumuz içindeki cuntalar Çankaya’ya el koymak için milletimize kan, gözyaşı ve büyük acılar yaşatmıştır.. Bu cunta, tarih boyunca hayatımıza nüfuz etmiş bir zehirli mikroptur. var oldukça bu milletin iflah olması zordur. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, uzaktan yakından bu İrtica Eylem Planına karışmış kim varsa, hepsini açığa almalı, kimsenin omzuna bakmadan her zanlıyı hakime teslim etmelidir. Suçlu korunamaz. Korunursa çamur her tarafa sıçrar. “Ya devlet başa, ya kuzgun leşe!” atasözü, böyle zamanlar için söylenmiştir. Cunta çökertilirse, dağdaki örgüt biter. Ergenekon çökertilirse, PKK biter. Bu devlet, bugün varsa; dün, uğruna öz evlatlarını feda eden milletimiz ve kahramanlar yüzü suyu hürmetine vardır. Devlet, orduyu içindeki cuntalardan temizlemezse, milletimiz ölmüş, leş olmuş demektir. Ordu içinden cuntaları temizlemek, milletimizin devletine yüklediği milli bir görevdir. Ya devlet başa, ya Ergenekon cansız düşmüş, leş olmuş milletimize! Ordu da devlet de bu yükün altından kalkmalı. Mustafa Yürekli Haber mustafayurekli@gmail.com 29 Ekim 2009 10:49 yorum 684 okunma 2009-10-29 12:47:27 PKK da komünist marksist ideolojilerle bayinleri yıkanmış terörist bir örgüt. Ergenekon ittihat ve terakkiden beri var ve bu ülkeyi ayırıp bölmek için kürt kardeşlerimize yoğun baskı yapıp işkencelere uğrattı, bak size devlet bunu yapıyor kaçın dağlara dedi. Mustafa bey haklı, Ergenekon biterse PKK da biter. Ama bunun için bize sağlam bir yargı reformu şart. modern müslüman 2009-10-29 12:45:06 Cünkü cözümsüzlükten beslenenler hep ayni yaftalama, karalama, kötüleme, düsman üretme, damgalama yöntemleriyle ve ayni yüksek sedalarla cözüme müdahil olurlar. Cünkü saf sularda onlarin elinin kimin cebinde oldugu, kiminle isbirligi yaptiklari hemen gözükür, yakayi cabucak ele verirler. Onun icin sular sürekli bulanik olmaliki onlar daldimi, derinlerde ne dolaplar cevirdikleri gözükmesin, sular derin sanilsin, onlardan baska kimse dalmaya cesaret etmesinki, herkes kendilerini kahraman sansin. Sabit Kal 2009-10-29 12:42:41 ergenekon-komünizm-faşizm-darwinizm biterse dünyada büyük bir bayram ortamı oluşuyr.yüz yıllardır bu ideolojiler insanların kanını iliğini emdi.büyük yıkımlar,savaşlar,acılar getirdi.bu yüzden bu ideolojileri fikren bitirmek ve bu uğurda mücadele edenlere destek olmak çok önemli gamze biçer 2009-10-29 12:26:17 Mustafa bey yazılarını okuyor ve beğeniyorum.İnşallah milletin azim ve kararı bu çürük elmaları alıp atacaktır.Bizim vergilerimizle maaşını alan bazı gafiller darbe planı yapıp,egemenliği ellerine almaya çalışıyorlar. alikemal aydın
620093
İbrahim Karagül: 'Kaos Kuşağı'na ne oldu? Türkiye neyin peşinde?
İbrahim Karagül 29 Ekim 2009 Perşembe'Kaos Kuşağı'na ne oldu? Türkiye neyin peşinde? "Avrasya Fay Hattı"nda çok önemli şeyler oluyor. 21. yüzyıl dünyasını şekillendirecek bu kuşat "kaos kuşağı" olarak tanımlandı. Tanımı yapanlar, kaosa yatırım yaptı. Zaaflar, farklılıklar, adaletsizlikler üzerine yatırım yaptı. Yeryüzünü şekillendirecek kuşak, yeryüzünü sarsacak çatışmalara, işgallere, ayrışmalara, talana sahne oldu. Adaletin, özgürlüğün, barışın olmadığı bir fay hattı üzerinde hakimiyet mücadelesini çatışma ile kazanmaya çalışanlar, dünyayı bu hat üzerinden hizaya sokmaya çalışıyorlardı. "Avrasya fay hattı", "kaos kuşağı" şimdi yine yeryüzünü değiştirecek, 21. yüzyılı şekillendirecek tam tersi gelişmelere ev sahipliği yapıyor. Çatışma üzerinden kontrol stratejileri başarısızlıkla sonuçlandı. En azından şimdilik öyle görünüyor. Çatışma olan her yerde barış girişimlerinin etkisi daha fazla görülür oldu. "Kaos kuşağı"nı "barış kuşağı"na dönüştürecek adımlar atılıyor. Dünyanın tek merkezden yönetildiği dönemin sonuna gelindi. Demokrasi ve barışı bile savaşın hizmetine sunanlar, barış inşasını dikkatle izliyor. Suskunluk, barışın kabullenildiği, desteklendiği anlamına gelmiyor. Dikkatle izleme, bir süre sonra endişeye daha sonra da sabote etme girişimlerine dönüşecek. Avrasya Fay Hattı'nı biz "Afro-Asya Hattı" olarak kabul ediyoruz. Medeniyetlerin beşiği olan bu kuşak, geçmişimizi ve geleceğimizi temsil ediyor. Zenzibar, Kudüs, Mekke-Medine, Şam, Bağdat, İsfahan, Buhara, Kaşgar bu kuşakta. Eski ticaret yolları bu kuşakta. Dünyanın deniz ticaret yolları bu kuşakta. Enerji kaynakları bu kuşakta. Enerji hatları bu kuşakta. Zenginlik bu kuşakta. Nüfus bu kuşakta. Adaletsizliklere isyan bu kuşakta. Yeryüzünü değiştirme iradesi bu kuşakta. Siyasi güç bu alana kayıyor. Ekonomik güç bu alana kayıyor. Üretim, teknoloji, sermaye, pazar bu alana kayıyor. Dünyanın ağrılık merkezi bu alana kayıyor. Yeryüzünün ekseni değişiyor sanki. Atlantik egemenliği sorgulanamaz olmaktan çıkıyor. Bugün belirginleşmeye başlayan süreci erken farketmiş olmalılar ki çatışma ve kaosla müdahale ettiler. Hala da devam ediyorlar. Rusya-Çin-Hindistan üçgeninde korkunç çatışma senaryoları uygulandı. Başarısız oldu. Şimdi bu güçler dünyanın enerji denklemini, üretim denklemini, Pazar denklemini tersyüz ediyor. Tek yanlı Batı hükümranlığını sarsıyor. Doların egemenliği bitti. Artık anlaşmalarda yerel para birimleri kullanılıyor. Asya ülkeleri, Ortadoğu ülkeleri, Latin Amerika ülkeleri kendi ticaret kurallarını öne çıkarıyor. Dolarla birlikte başka egemenlikler de zayıflıyor. Milyarlarca insanı ilgilendiren ortak ekonomik alanlar oluşturuluyor. Ortak savunma birimleri şekillendiriliyor. Küresel kurum ve kuruluşlarda Batı hoyratlığına meydan okunuyor. Türkiye, kendini merkeze alarak bu büyük değişime öncülük eden güçler arasına katılıyor. "Daha adil bir dünya düzeni" sloganıyla, Kaos kuşağını barış kuşağına dönüştürme yolunda kendisinden beklenenden çok daha büyük adımlar atıyor. Bölgesel güç olmanın ötesine uzanan bu adımlar daha şimdiden sonuç doğurmaya başladı. Eski müttefikleri hayretle Türkiye'yi izliyor. Zihinlerinde; "yüz yıl önce dizginlenen bu ülke kontrolden mi çıktı" sorularına cevap aradıkları bir gerçek. Yakın çevresinde hiçbir ülkenin kendisi olmadan savaş ya da barış yapamayacağı bir noktaya geldi Türkiye. Sadece kendi bölgesinde değil, Avrupa ülkeleri arasında, Asya ülkeleri arasında Türkiye'ye yakın durmak, Türkiye ile barış içinde olmak en karlı yatırım haline geldi. İçerideki zaaflarıyla yüzleşen, yakın çevresindeki zaaflarının üstesinden gelmeye çalışan Türkiye'nin, Afro-Asya kuşağında yapıp ettiklerine ortak olma yarışı başladı. Rusya ile ortak bakanlar kurulu, Suriye ve Irak'la neredeyse her alanda ortaklık, İran'la çok özel yakınlık, ekonomik anlaşmalarda dolar ve euro yerine TL ve ilgili ülkenin para birimlerinin kullanılması, bölgesel ekonomik entegrasyon, siyasi birlik, ortak güvenlik teşkilatı, ulaşım koridorları, vize muafiyetleri ve daha bir çok şey ABD basınının; "Türkiye ile Batı arasındaki gerginlikler artıyor. Türkiye'nin AB'ye katılma olasılığı giderek zayıflarken ve ülkenin yıllarca görünmeyen bir gayretle Müslüman ülkelerine uzanırken, ABD ve Avrupa'nın canını, uzun bir zamandır gündemde olan bir soru sıkıyor: Bu büyük, laik, Müslüman ülkesi Batı'nın yerine Doğu'ya yöneliyor mu?" diye sormasına bakmayın. Ankara'nın müttefik olmasını İsrail'in kaprislerine boyun eğme oranıyla ölçenlere bakmayın. "Tayyip Erdoğan, Tahran'da İran ile Türkiye arasındaki dostluğunu kutluyor. Ama bu dostluk gösterisi, Türkiye'nin bazı geleneksel müttefiklerini sinirlendiriyor, özellikle son aylarda ilişkilerin hiç durmadan kötüleşen İsrail'i" diyenlere bakmayın. "Türkiye artık müttefikimiz değil" diyenlere bakmayın. Bu sözler, eleştiriler, yaklaşımlar rehin alınmış bir Türkiye'ye özleminin yansımaları. Dünya köklü bir jeopolitik değişim geçiriyor. Belki de bu değişime en rasyonel yatırımı yapan ülkelerden biri Türkiye. Böyle bir Türkiye çok yadırganacak, sorgulanacak, eleştirilecek. Eski müttefiklerden bir kısmı zamanla karşıt olacak. Bugün bunun örneklerini görüyoruz. Türkiye'nin barış adına gittiği her yere terör götürüyorlar. Suriye-Irak arasına, İran-Pakistan arasına terör götürüyorlar. Küçük şeylere takılıp kalmayın!
620366
Demokratik Cumhuriyet ve darbeciler
Devletimizin ve Cumhuriyetimizin kuruluşunun 86. yıldönümünde Türkiye ya Atatürk’ün istediği gibi bir ‘demokratik cumhuriyet’ olacaktır; ya da darbeci militarist bir rejime sahip olmanın utancını yaşamaya devam edeceğiz. Bugün ‘Cumhuriyet Bayramı’... Bu en büyük millî bayramda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, bizim devletimizin kuruluşunun 86. yıldönümünü kutluyoruz... Milletimizle, devletimizle övünüyoruz ve bütün hatâlara rağmen 86 yılda büyük mesafeler kat ettiğimizi biliyoruz. Lâkin, sevinç ve gururumuza hüznümüz de eşlik ediyor. En büyük millî bayramımıza darbe plânları arasında girmekten utanıyoruz. Kendilerine her fırsatta bu vatanın emanet edildiğini söyleyen, ancak bu emanete hıyanet eden demokrasi düşmanı darbecilerin de utanmasını bekliyoruz. 29 Ekim 2009 10:21 yorum 536 okunma
620495
Orta gelirli turistlerin tercihi Türkiye
12.06 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Orta gelirli turistlerin tercihi Türkiye Orta gelirli turistin tercihi oldu. Turizmin en yoğun dönemi olan Temmuz-Eylül döneminde Türkiye’ye gelen 10 milyon 200 bin 750 turistin milyon 220 bin 318 bininin orta gelirli olduğu belirlendi. Gelen turistlerin yüzde 70’ini oluşturan orta gelirli turistleri, milyon 591 bin 575 bin kişi ile yüksek gelirliler izledi. ’in verilerine göre, 2009 yılının üçüncü döneminde gelen toplam 10 milyon 200 bin 750 bin turistin milyon 721 bin 31’inin lise ve dengi okul, milyon 223 bin 295’inin fakülte veya yüksek okul, milyon 325 bin 162’sinin ilköğretim, milyon 12 bin 697’sinin veya doktora, 712 bin 644’ünün ilkokul mezunu olduğu görüldü. Gelen turistlerin büyük çoğunluğunun erkek olduğu tespit edildi. Temmuz-Eylül döneminde gelen turistlerin milyon 308 bin 960 kişisinin erkek, milyon 891 bin 790’ının ise kadın olduğu belirlendi.Gelen turistin genel çalışma durumu incelendiğinde ise milyon 550 bin 56’sının ücretli bir işte çalıştığı, milyon 556 bin 585’inin kendi işi, milyon 153 bin 700’ünün öğrenci, 845 bin 67’isinin ev kadını, 561 bin 723’ünün emekli, 414 bin 436’sının ise işsiz olduğu dikkat çekti. -TURİSTLERİN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU OTELDE KALMAYI TERCİH ETTİ- Toplam 10 milyon 200 bin 750 turistin milyon 220 bin 318’ini orta gelirliler oluştururken, toplam turistin yüzde 70’ini orta gelirli olduğu belirlendi. İkinci sırada ise milyon 591 bin 575 kişi ile yüksek gelirli turist yer aldı. 987 bin 369’unun düşük, 203 bin 224’ünün çok düşük, 198 bin 264’ünün ise çok yüksek gelirli olduğu görüldü. Gelen turistin toplam 134 milyon 626 bin 417 gün gecelerken, gecelemenin 55 milyon 298 bin 783’ü otelde, 35 milyon 817 bin 704’ü kendi evinde, 35 milyon 393 bin 602’ü arkadaş veya kendi evinde, milyon 707 bin 371’inin diğer, milyon 408 bin 957’si kiralık evde gerçekleştiği belirlendi Anneler yanından ayıramayacak. ...
619957
Çok yoruldum!
İBRAHİM KAHVECİ MELİKŞAH UTKU Çok yoruldum! TÜSİAD başkanlığına devam etmeyeceğini resmen kamuoyuna açıklayan Arzuhan Doğan Yalçındağ, aday isminin henüz belli olmadığını söyledi. 'Kendi işlerimin başına geçme zamanım geldi' diyen Yalçındağ, çok zor bir dönemde görev yaptığını ve 'hakikaten' çok yorulduğunu vurguladı İSTANBUL (A.A) Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Genel Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, TÜSİAD tarafından düzenlenen 'Gümrük Kanunu Sonrası Düzenlemeler: Beyan Esası ve Piyasa Gözetim ve Denetim Uygulamaları' başlıklı toplantı öncesinde gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Derneğin Genel Kurulu'nda başkanlığa devam etmeyeceğini belirten Yalçındağ, görevi başka bir arkadaşına devredeceğini kaydetti. 590 TANE ADAY VAR TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, TÜSİAD Başkanlığı için ismin henüz belli olmadığını, ancak 21 Ocak'ta yapılacak Genel Kurulda bir istişare yapılarak öne çıkan isimlerden birine teklif götürüleceğini sandığını söyledi. “Benim de artık kendi işlerimin başına geçme zamanım geldi. Bayrağı başka bir arkadaşa devretme zamanı geldi.” diyen Yalçındağ, Türkiye'nin çok zor bir döneminde bu görevi yaptığını ve 'hakikaten' çok yorulduğunu söyledi. AB'DEN ÖNCE GB'YE GİRDİK Başkanlığa getirilecek ismin belli olmadığını vurgulayan Yalçındağ, “Ama 590 üyemizin hepsi de bu görevi yapacak özgüvene sahiptir” dedi ve üyelerle yapılacak istişare sonucunda başkanlığa getirilecek ismin belirleneceğini kaydetti. Arzuhan Doğan Yalçındağ, Türkiye'nin AB üyeliği sürecini hızlandırmada hem Türkiye'deki siyasi iradeye hem Türk özel sektörüne hem de Avrupa Birliği siyasetçilerine büyük görev düştüğünü belirtti. Yalçındağ, Türkiye'nin Gümrük Birliği'ne 14 yıl önce, AB'ye girmeden imza atan tek ülke olduğunu hatırlattı. Yalçındağ, Türkiye'nin Gümrük Birliği'ne girmesiyle rekabet gücünün arttığını dile getirerek, bunun hem Avrupa Birliği hem de Türkiye için bir etkileşim meydana getirdiğini ifade etti. İŞLEMLER BASİTLEŞTİRİLMELİ Arzuhan Doğan Yalçındağ, 'Gümrük işlemlerinin basitlendirilmesi ve hızlandırılması, ihracat girdi maliyetlerinin azaltılması, dolayısıyla rekabet koşullarının iyileştirilmesi amacıyla yapılan söz konusu mevzuat değişikliği, dış ticaretle bağlantısı olan tüm şirketleri yakından ilgilendirmektedir' diye konuştu. Gümrük kanunlarını izlemeliyiz Aynı toplantıda konuşan Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Üyesi ve Dışişleri Komisyonu Başkanı Haluk Dinçer, 'Türk Gümrük Kanunu, AB'deki gümrük kanunu değişikliklerini yakından takip ederek uyum sağlamak durumundadır' dedi. Gümrüklerin teknolojik alt yapısının bu mevzuat değişikliklerini karşılayacak yapıda olmasının Türk iş aleminin AB ve diğer ülkelerle rekabette geri kalmaması için çok önem arz ettiğini dile getiren Dinçer, şunları söyledi: 'Gümrük Birliği'nin, Türkiye ile sadece ikili serbest ticaretten ibaret olmadığını, yüksek kalite standartlarını ve önemli bir zihinsel devrimi getirdiğinin bilincinde olarak Türkiye'nin bu uyum için attığı adımları desteklemekteyiz' diyen Haluk Dinçer, kanunun uygulanmasına yönelik yönetmeliklerin oluşturulması aşamasında bazı temel hususları Gümrük Müsteşarlığı ile de paylaştığını kaydetti. Bürokrasi kalkmalı TÜSİAD Dış Ticaret ve Gümrük Birliği Çalışma Grubu Başkanı Asım Barlın da, yeni kanunla AB gümrük mevzuatına uyumun daha da ileri bir düzeye ulaştığını ve bu kanunla ilk defa Türkiye'de beyan esasının getirildiğini belirtti. Barlın, 'Beyan esasının yazılı ve elektronik ortamda yapılan beyanların doğru kabul edilerek işlem yapılması olduğunu anlatarak, şunları kaydetti: 'Yani hiç bir ön araştırma-kontrol gibi işlemlere başvurmadan mükellefin beyanının doğru kabul edilerek işlemlerin bitirilmesidir. Daha da güzeli, bir Türk vatandaşının söylediğinin doğru kabul edilerek işlem yapılması ilk defa bu Gümrük Kanunu ile gümrük idarelerinde gerçekleşecektir. Dolayısıyla bir milattır.' Gümrükte kağıtsız dönem başlayacak Gümrüklerden Sorumlu Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, “İstanbul'da arzumuz iki yakada büyük lojistik merkezleri kurmak. Erenköy, Ambarlı, Halkalı'da ticaretin yoğun olduğu, giriş çıkışı sorun haline geldiği ortamlardan insanları kurtarmak. Büyük merkezler oluşturarak, ticaretin seri ve etkin hale getirilmesini sağlamak hedefimiz.” dedi. Yazıcı, 2010 yılı ilkbahar aylarından itibaren gümrük işlemlerinin kağıtsız ortamda yapılacak şekilde tamamen elektronik ortama taşınacağını söyledi. Bakan Yazıcı, birçok gümrük kapısını yenilediklerini ifade ederek, “Bütün kapılarımızı 2010 sonuna kadar yenileyeceğiz.' dedi. Kanun ile birlikte usulsüzlük cezalarının da değiştirildiğini ifade eden Yazıcı, “Usulsüzlük cezası 221 liradan 60 liraya düşürülmüş ve mevzuatta belirtilmeyen hallerde bu cezanın uygulamasına son verilmiştir.” dedi. 29.10.2009 EKONOMİ
620097
NBA'de parkeler yeniden ısındı
2. periyotta Pierce ve Garnett ile oyunu dengeleyen konuk Celtics, 17-30'luk seriyle soyunma odasına 45-51 üstün girdi. Maçın ikinci yarısında aradaki farkın kapanmasına izin vermeyen Boston, Allen ve Wallace'ın da hücuma katkısıyla final periyoduna sayılık üstünlükle girdi: 65-72. Son çeyrekte LeBron ve O'Neal'in çabaları, sonucu değiştirmeyince Celtics sahadan 95-89 galip ayrıldı. Boston'da Paul Pierce 23 sayı, 11 ribaunt ile mücadele etti. Cleveland'da ise LeBron 38 sayı, ribaunt, asist, top çalma ve blok üretti. Doğu Konferansı'nda oynanan diğer müsabakada ise Washington deplasmanda Dallas'ı 102-91'lik skorla yendi. Sezonun diğer ilk maçında da son şampiyon LA Lakers, diğer bir Los Angeles takımı LA Clipppers'ı 99-92 yenerek galibiyetle başladı. Lakers'ta en skorer isim 26'da 11 şut isabetiyle 33 sayı üreten Kobe Bryant oldu. Günün son maçında Portland, Houston'ı 96-87 yenerek sezona galiyetle başlayan bir diğer ekip oldu. Öte yandan NBA'e bugün yapılacak 12 maçla devam edilecek. SPOR SERVİSİ
620014
DTP’den ‘Kürt sorunu’ vurgusu
’den ‘’ vurgusu 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Genel Başkanı Kürt sorununun cumhuriyetin demokratik dönüşümünün önündeki en büyük engel olduğunu öne sürerek “Cumhuriyetimizle yaşıt olan Kürt sorununu, cumhuriyetin prensipleri olan eşitlik, özgürlük, kardeşlik doğrultusunda ve kendi iç dinamiklerimizle birlik ve beraberlik içinde çözmekten başka yol kalmamıştır” dedi Türk’ün mesajı özetle şöyle: “Sosyolojik gelişimi itibarıyla diğer tüm sorunların kaynağını da kendi içinde barındıran Kürt sorununu barışçıl yollarla çözüme kavuşturmak zorunlu hale gelmiştir. Tüm yurttaşlarımızın farklılıkla-rıyla özgür ve eşit yaşayacağı demokratik bir cumhuriyeti, birlik ve dayanışma ruhuyla yarataca-ğımıza olan inanç ve kararlılığımızla Cumhuriyet Bayramı’nı en içten saygı ve sevgilerimizle kutluyoruz.”
620019
"Dansa Dair" Fotoğraf Yarışması
: "Dansa Dair" Fotoğraf Yarışması 28 dans fotoğrafının yer aldığı Osman Ürper'in "Dansa Dair" fotoğraf sergisi açıldı. Yayına Giriş: 29.10.2009 03:53:13 Güncelleme: 29.10.2009 03:53:13 "Dans Kamera 2009 İstanbul Festivali" kapsamında, Osman Ürper'in "Dansa Dair" fotoğraf sergisi sanatseverlerle buluştu. Karaköy'deki tarihi Sümerbank Binası'ndaki sergisinin açılışında konuşan Ürper, dans etmeyi bilmediğini, ancak dans fotoğraflarını çok sevdiğini dile getirdi. Serginin 15 yıllık çalışmanın bir ürünü olduğunu belirten Ürper, 28 dans fotoğrafının bu sergide yer aldığını söyledi. Sergi, 15 Kasım'a kadar açık kalacak.
620305
Safina gözyaşları içinde noktaladı
-- Safina'nın sezonu bir numara bitirme hayali, WTA Şampiyonası'ndaki ilk grup maçında sona erdi. Rus tenisçi, Jelena Jankovic ile oynadığı grup maçında ilk sette durum 1-1 iken sırtındaki sakatlığın verdiği ağrıya dayanamadı ve maçı gözyaşları içinde bırakarak sezonu noktaladı. Doha'ya bir numara olarak gelen 23 yaşındaki Safina, sezonu Serena Williams'ın ardından ikinci sırada tamamlayacak. Tenis tarihinde sezonu zirvede bitiren ilk Rus olma şansını kaybeden Safina, üç aydır sırtındaki sakatlıkla oynadığını belirterek, "ama sezonu bir numarada bitirmek için mücadele ediyordum. Ama vücudum iflas etti. Belki de Açık'tan sonra durmalıydım" dedi. Safina, durumu hakkında doktorların çok olumlu konuşmadığını ve Ocak ayında Avustralya Açık grand slam turnuvasında oynamama ihtimali olduğunu söyledi. Dinara Safina'nın Beyaz Grup'ta kalan iki maçına Vera Zvonareva çıkacak. Hiç grand slam kazanmamış Safina'nın bir numarada olmasına en sert eleştirileri getiren Serena Williams, bu kez rakibi hakkında övgü dolu sözler kullandı. 2002'den bu yana ilk kez sezonu birinci sırada tamamlayacak olan Serena, "gerçekten büyük bir acı içinde olmalı, çünkü Dinara mücadeleden asla kaçmayan bir oyuncudur. Bir numara için finalde karşılaşsaydık muhteşem olurdu" dedi. Ablası Venus Williams'ı 5-7, 6-4, 7-6'lık setlerle yenerek ikinci grup maçını da kazanan Serena Williams yarı finali garantiledi. Günün diğer maçında Caroline Wozniacki, Victoria Azarenka'ya üç saatlik mücadele sonunda 1-6, 6-4, 7-5'lik setlerle üstünlük sağlayarak ilk grup maçından galibiyetle ayrıldı. Azarenka ise ikinci maçında yenilgiyle tanıştı.
620039
35 hesap uzman yardımcısı alınıyor
Yazılı sınavı kazananlar Ankara'da sözlü sınava tabi tutulacak. Gerekli bilgiler www.maliye.gov.tr ve www.huk.gov.tr internet sitelerinde yer alacak.
620762
Öcalan, 10 yıldan sonra televizyon izleyebilecek
14.47 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Öcalan, 10 yıldan sonra televizyon izleyebilecekFuat KARS/BURSA, Adası’nda ömür boyu hapis cezasına çarptırılan bölücübaşı ’ın, yeni yaptırılan Tipi ’ne geçtikten sonra, bu cezaevinde kalan mahkumların yararlandığı tüm imkanlardan faydalanacağı öğrenildi. Öcalan’ın 10 yılın ardından ilk kez televizyon seyredeceği belirli zamanlarda yakınlarıyla telefon görüşmesi yapabileceği belirtildi. ’da yakalandıktan sonra getirildiği İmralı Adası’nda Ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Abdullah Öcalan, yeni yaptırılan cezaevine bu hafta içersinde götürülmesi bekleniyor. Öcalan’ın milyon dolara mal olan kendisi dahil kişinin kalacağı cezaevine nakledilmesinden sonra, tarafından belirlenen ve ’lı mahkum daha, Öcalan’ın kalacağı cezaevine yollanacak. Öcalan, yüksekliği metreye ulaşan duvarlarla örülü geniş güvenlik önlemleri altında yapılan İmralı Tipi Cezaevi’nde yakalandıktan 10 yıl sonra ilk kez diğer mahkumlar gibi televizyonu izleyebilecek. Öcalan ve diğer mahkumlar televizyonlarını parasını ödedikten sonra ancak cezaevi idaresinden alabilecekler. Günde bir saat haftada 10 saati geçmeyecek şekilde diğer mahkumlarla görüşebilecek olan Öcalan, 15 günde bir süresi 10 dakikayı geçmemek şartıyla yakınlarıyla telefon konuşması yapabilecek. Öcalan, cezaevinde oluşturulan hobi odasında isterse meslek edinme kurslarına katılıp sosyal aktivitelerden yararlanabilecek. Abdullah Öcalan’ın yeni yapılan cezaevine giriş, eskiden kaldığı ve değişiklikten sonra idarecilerin kalacağı eski cezaevinden olacak. Öcalan ve diğer mahkumların 24 saati özel kameralarla kontrol ve kayıt altında tutulacak. Öcalan diğer mahkum ile hobi odasında görüşebileceği belirtildi. Geçen haziran ayında yakınlarıyla konuşmasına izin verilen Öcalan’ın yeni cezaevine gitmesiyle birlikte artık mazeretinin kalmayacağı belirtildi. MESLEK EDİNME KURSLARINA KATILMAZ Öcalan’ın savunmasını üstlenen avukatlarından Ayşe Batumlu, “Müvekkilimiz daha önceden yararlanması gereken haklarından mahrum bırakıldı. Yeni cezaevinde bunların diğer mahkumlarla kendisine verileceğini düşünüyoruz” diye konuştu. Ayşe Batumlu bir soru üzerine Öcalan’ın açılacak meslek edinme kurslarına katılacağını düşünmediğini tahmin ettiğini sözlerine ekledi. İmralı’da tek kişilik Kapalı Cezaevi’nde kalan Abdullah Öcalan, haftada bir avukatları, 15 günde bir de birinci dereceden akrabaları ile görüşebiliyor. Öcalan’a avukatları ile saat, aile bireyleri ile 30 dakika görüşme hakkı tanınıyor. Görüşme, görevliler eşliğinde avukatları ile açık, aile bireyleri ile ise bir camın ardından telefonla gerçekleşiyor. Anneler yanından ayıramayacak. ...
620571
Bahçeli'den MHP'lilere 10 maddelik uyarı
Bahçeli, hükümetin sürdürmekte olduğu Kürt açılımından açılımı' olarak bahsediyor ve 'mola verilen' sürecin, yakın bir gelecekte yeni tuzaklarla sürdürüleceği uyarısında bulunarak, partilileri uyanık olmaya çağırıyor. “AKP hükümetlerinin çatışmacı ve ayırımcı anlayışı toplumda gerilim ve öfkeyi yükseltmiş" denilen açıklamada, küçük bir kıvılcımın büyük patlamalara neden olacağı bir toplumsal hassasiyet ortamının doğduğu öne sürülüyor. "Patlamak üzere olan bir gerilim..." Mesajda, Habur'dan giriş yapan grubun karşılanması sırasında yaşananlara halkın tepki verdiği hatırlatılıyor ve MHP'nin 'aylardır yaptığı uyarıların' toplumda kabul görülmeye başladığı savunuluyor. Bir yandan, söz konusu kabul görmenin memnuniyetle karşılanmış olduğu belirtilirken öte yandan bir uyarıda da bulunuluyor: “Bu acı gerçeklerin neden olduğu kırılgan ve hassas toplumsal yapı her an patlamak üzere yoğun bir gerilim de biriktirmiştir." açılımı" Bahçeli, mesajında, Hükümetin yürütmekte olduğu Kürt açılımından, açılım" olarak bahsediyor. Son yaşananlar karşısında, toplumun tepkisinden dolayı hükümetin, açılımdan geri adım attığı kaydedilen mesajda, “yıkım niyetinden" henüz vazgeçilmediğinin de altı çiziliyor ve 'Türkiye'yi çözülmeye götüren aktörlerin', kısa bir moladan sonra 'yeni oyun ve tuzaklarla' tekrar ortaya çıkacakları ileri sürülüyor. Bahçeli, süreç boyunca, MHP'ye yönelik tahrik arayışları başlatılacağına dair işaretler alındığını kaydediyor şu uyarıda bulunuyor: “Yıllar içinde sabır ve özenle ulaştığımız teveccühün ve ilerlediğimiz iktidar yolunun, doğru zannedilen masum fakat yanlış adımlarla heba olmasına izin verilmesi mümkün değildir. Geçtiğimiz yıllar içerisinde milliyetçiler ve ülkücüler çıkartılmak istenen kavgaların tarafı olmamış, karanlık sokaklardan uzak durarak ülkemizi küresel senaryolardan korumuşlardır." MHP lideri, sıraladığı ve aşağıda yer alan 10 maddeye, parti yönetici ve mensuplarının, 'dikkat ve riayet' etmelerini istiyor. İşte 10 madde: 1. Toplumun her kesimini derinden etkileyeceği anlaşılan önümüzdeki süreçte AKP ve işbirlikçilerinin hazırladıkları muhtemel tuzaklara karşı uyanık olunacaktır. 2. Milliyetçi, hareket, ocak, ülkü, hilal gibi partimizin sembollerini çağrıştıran, istismar eden veya kullanan bizim dışımızdaki yabancı dernek, parti, kurum gibi oluşumlardan uzak durulacak, bu gruplarla bağımızın olmadığı kamuoyuna anlatılacaktır. 3. Dengeli ve sabırla oluşturulan güveni sarsmak ve siyasetimizi yalnızlaştırmak için yapılacak tahriklere dikkat edilecek, bu hassas ortamda gerilim, tartışma ve çatışmadan mutlaka kaçınılacaktır. 4. Partimize doğrudan nüfuz edemeyen odakların, eski ülkücü veya eski MHP'li sıfatı ile bilinen şahıslar üzerinden makale, toplantı, söyleşi gibi faaliyetlerle tabanımızı yönlendirme, duruşumuzu sorgulatma arayışlarına karşı uyanık olunacak, bunların gerçek yüzleri ve maksatları konusunda partililer uyarılacaktır. 5. Partimizin düzenlediği toplantı ve kararlaştırılmış kampanyalarının haricinde münferiden hareket ve tepki gösterilmeyecektir. 6. Genel Merkezin belirlediği işaret, slogan, marş, sembol ve kavramlar dışında materyal kullanılmayacak, tanıtım disiplinine riayet edilecektir. 7. Demokrasi dışı odakların siyasete müdahaleye davet eden çağrılarına dikkat edilecek, partililerimiz ve aziz milletimizin bu konuda bilgilenmesi sağlanacaktır. 8. Milletimizin gönlünde yükselen partimizi gözden düşürmeye, milliyetçilere yönelik korku ve kaygılar uyandırmaya dönük girişimler ve kışkırtmalara karşı partimizin vakur çizgisi korunacaktır. 9. Ortak fikir ve tutum oluşturmak için Genel Merkez açıklamaları ve Grup Toplantıları hassasiyetle takip ve analiz edilecek, politik ve ideolojik söylemlerin sınırı bu esaslar üzerinde çizilecektir. 10. Oluşacak gerilimler ile partililerimize yönelik faaliyetler sürekli kontrol edilecek ve değerlendirmeler vakit kaybetmeksizin Genel Merkeze ulaştırılacaktır.
620548
CHP'de öpüşme yasağı
tehlikesi, İzmir İl Genel Meclisi'nde öpüşme yasağı getirdi. Uzmanların domuz gribinden korunma yollarının başında öpüşmeme ve tokalaşmamayı göstermesi üzerine CHP Grup Başkanvekili Mahmut Esat Aslan, grup odasında öpüşme ve tokalaşmayı yasakladı. CHP Grup Başkanvekili Mahmut Esat Aslan, grup ve toplantı odalarının kapısına, duvarlarına hatta bilgisayarın üzerine "Grip mikrobunun bulaşmaması için öpüşmeyin tokalaşmayın" yazılı kağıt astı. Mahmut Esat Aslan gün içerisinde pek çok kişi ile görüştüklerini belirterek, "Uzmanlar özellikle domuz gribinden korunmak için bir süreliğine öpüşmeyin, tokalaşmayın diyorlar. Biz Türkler sıcak kanlıyız öpüşmeden tokalaşmadan duramayız ama buna bir süre ara vermemiz gerekiyor. Amacım yasak getirmek değil, ancak bu yazılarla misafirlerimizi uyarmak" dedi.
619995
İKT uyardı: Ermeni işgali sona ermeli
Trend haber ajansına açıklamada bulunan İhsanoğlu, Ermenistan'dan Azerbaycan işgalini sona erdirmesini istedi. Kasım ayında "Medeniyetler Diyaloğu: Azerbaycan'ın bakışı" adlı konferansa katılmak üzere Bakü'ye gideceğini kaydeden İKT Başkanı, "Azerbaycan İKT üyesi olarak Avrupa ve Asya arasında köprü görevi görüyor. Biz, Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarını işgale devam etmesini kınıyoruz. Yukarı Karabağ ihtilafında Azerbaycan'la dayanışma içindeyiz." dedi. Sorunun uluslararası hukukun öngördüğü toprak bütünlüğü ve egemenlik hakları çerçevesinde çözülmesi gerektiğini kaydeden İhsanoğlu, "Güç kullanarak bir başka ülkenin toprak bütünlüğüne müdahalede bulunulması kabul edilemez." değerlendirmesinde bulundu. FARUK AKKAN MOSKOVA CN
620239
Taliban militanı öldürüldü
Pakistan ordusundan bu sabah yapılan açıklamada, Güney Veziristan'da çıkan çatışmalarda militanın öldürüldüğü, 5'inin yaralı olarak ele geçirildiği bildirildi. Pakistan ordusu 16 Ekimden bu yana Güney Veziristan'da Taliban militanlarına karşı havadan ve karadan saldırılar düzenliyor. Son operasyonlarda 200'den fazla militanın öldürüldüğü açıklanmıştı. Operasyonların düzenlendiği bölgelerde gözlemci ve gazetecilerin bulunmaması nedeniyle Pakistan ordusu tarafından yapılan açıklamalar bağımsız kaynaklarca doğrulanamıyor. AA 2009-10-29 09:35:53 Müslümanı müslümana kırdırtan vahset planına uayn pakia lı yoneticilere,Butto talibana karşı savaşmayı red ettiği için öldürüldü! uyrun yeni yönetim tüm gücüyle amerikave muttefiklern yenemediği musluman savşacılara karşı savaşıyor,tek bir coni ölmüyor pakistanda Allah laneti zalim yöneticilerin üzerine olsun ve emparyalist lere uaşaklık yapanların üzerine mehmet tozlu
620184
Havalar nasıl olacak? HARİTALI
Havalar nasıl olacak? HARİTALI SABAH İNTERNET Giriş Saati 29.10.2009 06:46 Güncelleme 29.10.2009 06:50 Meteoroloji'den yapılan son değerlendirmelere göre günlük haritalı hava tahminleri... Yapılan son değerlendirmelere göre; Marmara'nın batısı ve Kıyı Ege dışında tüm bölgelerimizde aralıklarla görülecek olan yağışların; yarın (Perşembe) Doğu Karadeniz kıyılarında (Giresun, Trabzon, Rize, Hopa) kuvvetli olması bekleniyor. HAVA SICAKLIĞI Kuzey ve iç bölgelerde ila derece azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. RÜZGAR Genellikle kuzey ve kuzeydogu, güneydoğu kesimler ile zamanla Akdeniz kıyılarında güney ve güneybatı yönlerden hafif arasıra orta kuvvette, yağış alan yerlerde yağış anında kuvvetli olarak esecek. UYARILAR Yağışların; yarın (Perşembe) Doğu Karadeniz kıyılarında (Giresun, Trabzon, Rize, Hopa) kuvvetli olması beklendiğinden yaşanabilecek olumsuz şartlara karşı (Ani sel, su baskını, ulaşımda aksamalar, yıldırım düşmesi vb.) dikkatli ve tedbirli olunması gerekmektedir. BÖLGELERİMİZDE HAVA MARMARA Parçalı ve çok bulutlu, doğusu aralıklı sağanak yağışlı geçecek. EGE Parçalı ve çok bulutlu, bu akşam saatlerinde İç Ege (Afyon, Uşak, Denizli, Kütahya) ile Muğla çevreleri, yarın (Perşembe) Afyon ve Kütahya çevreleri hafif olmak üzere aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. AKDENİZ Parçalı çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. İÇ ANADOLU Parçalı çok bulutlu, bölge geneli aralıklı sağanak yağışlı geçecek. Yağışların yarın (Perşembe) batı kesimlerinde hafif olması bekleniyor. BATI KARADENİZ Parçalı çok bulutlu, bölge geneli aralıklı sağanak yağışlı geçecek. ORTA ve DOĞU KARADENİZ Parçalı çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Yağışların; yarın (Perşembe) Giresun, Trabzon, Rize ve Hopa çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. DOĞU ANADOLU Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. GÜNEYDOĞU ANADOLU Parçalı çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. HAVA SICAKLIKLARINI DERECELERİYLE GÖRMEK İÇİN HARİTALARIN ÜZERİNE TIKLAYINIZ... Yayın tarihi: 29 Ekim 2009 Perşembe
620854
'En büyük desteği Türk fırkateyninden gördük'
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER 'En büyük desteği Türk fırkateyninden gördük' İZMİR Aden Körfezi'nde Somalili korsanlar tarafından kaçırıldıktan 89 gün sonra serbest bırakılan Horizon gemisinin 4. kaptanı Aysun Akbay, İzmir'in Menemen ilçesindeki baba evine kavuşmanın mutluluğunu yaşıyor. Başından geçen olaydan çok etkilendiğini belirten Akbay, denizlerden kopamayacağını, ancak birkaç ay istirahat edeceğini söyledi. Akbay, rehine oldukları sırada en büyük manevi desteği Türk fırkateyninden gördüklerini vurguladı. AK Parti Menemen İlçe Başkanı Arif Kuran, Belediye Meclis Üyesi Hakkı Durmaz ve partililerle birlikte, Aysun kaptanı baba evinde ziyaret etti. Geçmiş olsun dileklerini ileten Kuran, bu olayın olumlu sonuçlanmasından çok mutlu olduklarını belirtti. En başından itibaren hükümet olarak çok yakından ilgilendiklerini vurgulayan AK Parti İlçe Başkanı Kuran, "Acılar paylaşıldıkça azalır, sevgiler paylaşıldıkça çoğalır." dedi. Kaçırıldıkları günden kurtuluncaya kadar yaşadıklarını unutmayacağını belirten Aysun Akbay ise ilk günler çok endişelendiklerini, ancak aileleriyle telefonda görüşmeye başladıktan sonra korkularının azaldığını anlattı. Her şeye rağmen en büyük manevi desteğin, kendilerini kurtarmaya gelen ve anlaşma süreci boyunca etraflarında bulunan Türk firkateyni olduğunu ifade eden Akbay, "Onların orada olması bize güven veriyordu. Devletimize ve yetkililere çok teşekkür ederim." şeklinde konuştu. Somali'de yaklaşık milyon kişinin korsanlık yaptığını, bunu meslek haline getirdiklerini vurgulayan Aysun kaptan, denizciliğe devam edeceğini, ancak Somali'ye tekrar gitmeyeceğini söyledi. Her kesimden geçmiş olsun mesajları aldığını ve çok sevindiğini belirten Aysun Akbay, bazı kişilerin ise televizyonlara veya gazetelere çıkmasını eleştirdiğini hatırlatarak, olayda öne çıkmasının, esirlerin arasındaki tek bayan olmasından kaynaklanabileceğini ifade etti. 29.10.2009 GÜNDEM
620670
Hastanenin gece müdürü 4. kattan atlayarak intihar etti
Edinilen bilgilere göre, olay Saray Mahallesi Atatürk Evi yanında bulunan Özgül Apartmanı'nda meydana geldi. Alanya Devlet Hastanesi'nde gece müdürü olarak çalıştığı öğrenilen Mesut Gülcemal (53), eve geldi. Eşi Emine Gülcemal ve Annesi Fatma Gülcemal'ın evin oturma odasında oturduklarını gören Gülcemal, balkona çıkarak kendisini 4. kattan aşağıya bıraktı. Durumu fark eden çevredeki vatandaşlar hemen 112 sağlık ekiplerine ve polise haber verdi. Kısa sürede olay yerine gelen ekipler Gülcemal'in öldüğünü tespit etti. Gülcemal'in ölüm haberini alan annesi Fatma ve eşi Emine sinir krizi geçirdi. Olay yerine gelen savcının incelemesinin ardından ceset otopsi yapılmak üzere Alanya Belediyesi'ne ait cenaze aracı ile Alanya Belediye Mezarlığı morguna kaldırıldı. Şahsın intihar nedeni polis tarafından araştırılıyor.
619914
Sivas'ta Sağlık Müdür Yardımcısı domuz gribi
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER Sivas'ta Sağlık Müdür Yardımcısı domuz gribi Sivas Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Mehmet Erşan'da, domuz gribine yol açan 'H1N1' virüsü tespit edildi. Mehmet Erşan'la birlikte yolculuk yapan Sivas Sağlık Müdürü Vakkas Özmercan da tedbir amacıyla ilaç tedavisine alındı. Bir kaç gün önce bir toplantıya katılmak üzere Ankara Kızılcahamam'a giden Erşan'ın dönüşte yine Ankara'da domuz gribiyle ilgili toplantıya katılan İl Sağlık Müdürü Dr. Vakkas Özmercan ile birlikte yolculuk yaptı. Geldikten sonra rahatsızlanan Mehmet Erşan, iki gün önce Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakülktesi Hastanesi'nde yapılan muayene ve tetkiklerden sonra domuz gribi teşhisi konuldu. Personele maske ve eldiven Sivas'ta domuz gibi vaka sayısı 6'ya yükseldi. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde hastane personeli, koruyucu maske ve eldiven takarak görev yapıyor. 29.10.2009 GÜNDEM
619900
İhbarın hedefi CHP
FEHMİ KORU TAMER KORKMAZ İhbarın hedefi CHP Baykal, irtica andıcının hazırlanmasına bazı CHP'li yöneticilerin de katkı verdiği iddiasına tepki gösterdi: “Bir ciddi çatışma kararının alındığını ve bu kararın uygulanmakta olduğunu görüyoruz” dedi. Baykal, CHP İstanbil İl Kongresi öncesinde parti yöneticileri, ilçe ve belediye başkanlarıyla değerlendirme toplantısı yaptı. İl Başkanı Gürsel Tekin'in Baykal'a ağzını kapatarak bir şeyler söylemesi dikkat çekti. İSTANBUL İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen ihbar mektubunda İrtica ile Mücadele Eylem Planı'na CHP'li bazı yöneticilerinin de yer aldığı iddiasına Baykal sert tepki gösterdi ve mektubunun hedefinin CHP olduğunu öne sürdü. CHP lideri Baykal, partisinin İstanbul İl Merkezi'nde gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Açılımın tıkandığı bir noktada mektupla gündemin değiştirildiğinin de düşünülebileceğini savunan Baykal, “Türkiye'nin bu ortamında yeni ve geniş bir cephe açılmasını, kavganın birden tırmandırılmasını sadece gündem saptırma olarak izah etmek mümkün değil. Ortada bir ciddi çatışma kararının alındığını ve bu kararın çeşitli yöntemlerle belli bir strateji ve zamanlamayla uygulanmakta olduğunu hep birlikte görüyoruz” diye konuştu. BELGEN KADAR KONUŞ Belgenin 12 Haziran'da eline geçtiğini ama 4.5 aylık bir süre bekletildiğini ifade eden Baykal şunları söyledi: “Belgeyi elinde bulunduran belgesi kadar konuşacak. belgeyi vermekle yetinmiyor, bizim adımıza yorumluyor. Belge bir albayla ilgili belgeyken, ihbar mektubu eklenerek olay bir Genelkurmay Başkanı, bir ordu komutanı haline dönüştürülmüştür. CHP de bir büyük ithamın hedefi olarak bu muhbir vatandaş tarafından mektupta ifade edilmiştir.” BEN POSTAYLA GÖNDERMEM Baykal, “Size rağmen toplantılara CHP'lı yöneticiler katılmış olabilirler mi?” sorusuna, “Böyle bir şey söz konusu değil. Budalaca bir iddia” cevabını verdi. Baykal, belgenin postayla gönderildiğine de şu sözlerle inanmadığını dile getirdi: “Tarihi olabilecek bir belgeyi 'ya Allah' deyip posta kutusuna atıyorsunuz. İyi ki gürültüye gitmemiş. Böyle bir tarihi belgeyi sen olsan teslim eder misin? Ben etmem.” 29.10.2009 POLİTİKA
620506
Talat: Türkiye'nin önemi iyi anlaşılmalı
''Bugün hiçbir devlet, Türkiye'nin dünyadaki ve bölgemizdeki barış, istikrar ve işbirliğinin gelişmesi için taşıdığı önemin farkında olmadan politikalar geliştiremez'' diyen Talat, bunlara, Kıbrıs Rum yönetimi ve liderliğinin de dahil olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Talat, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları çerçevesinde Lefkoşa Dr. Fazıl Küçük Bulvarı'nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti'nin, kuruluşunun üzerinden 86 yıl geçmesine rağmen dinamizmini yitirmediğini, tam tersine Atatürk'ün koyduğu ''muasır medeniyet seviyesine ulaşmak'' hedefiyle yeni açılımlar yaparak yoluna devam ettiğini kaydetti. Talat, bugün Türkiye'nin kendi bölgesinde ve dünyada, ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasi anlamlarda en güçlü, en ileri demokrasilerden biri olma sürecinde olduğunu vurguladı. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun dünyadaki pek çok halka ilham verdiğini, onların da bağımsız cumhuriyetler kurup sürekli reformlarla modernleşme yolunda ileri adımlar atmalarına örnek oluşturduğunu ifade eden Talat, şöyle konuştu: ''Türkiye, bugün de modernleşme yolunda ilerlerken, ekonomik ve demokratik gelişimi uyum içinde gerçekleştiriyor. Bölgesel sorunların çözümünde öncü bir rol oynuyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin öncü rolü, sadece kendisi için bir saygınlık kaynağı değil, dünya barışı için bir gerekliliktir. Bölgemizdeki uluslararası sorunların çözümü için ortaya konan çabaların bütün dünyada ilgi uyandırması bu gerekliliğin en önemli kanıtıdır. Bugün, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesi olan, Avrupa Birliği tam üyeliği yolunda ilerleyen, dünyadaki en gelişmiş ve güçlü G20 ülkeleri içinde yer alan, Kafkaslar-Karadeniz-Balkanlar-Ortadoğu-Akdeniz-Orta Asya bölgesel işbirliği projeleri ve örgütlenmelerine liderlik yapan bir Türkiye Cumhuriyeti vardır. Bugün hiçbir devlet, Türkiye'nin dünyadaki ve bölgemizdeki barış, istikrar ve işbirliğinin gelişmesi için taşıdığı önemin farkında olmadan politikalar geliştiremez. Bunlara, Kıbrıs Rum yönetimi ve liderliği de dahildir.'' ''KIBRIS'TA BARIŞ İÇİN RUM TARAFININ DA YENİ BİR DİL KULLANMASI, YENİ AÇILIMLAR YAPMASI GEREKİR'' KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıs'ta barış için, sadece Türk tarafının değil, Rum tarafının da yeni bir dil kullanması, yeni bir yaklaşım benimsemesi ve yeni açılımlar yapması gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Talat, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları çerçevesinde Lefkoşa Dr. Fazıl Küçük Bulvarı'nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada, Türkiye ile ilişkilerini dostluk ve karşılıklı yarar esasları üzerine temellendirmesinin, Kıbrıs Rum halkının da çıkarına olduğunu kaydetti. Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin Kıbrıs sorununa çözüm bulma çabalarını kararlı bir şekilde desteklemesinden dolayı müteşekkir olduklarını belirten Talat, şöyle devam etti: ''Umarız ki, Kıbrıs Rum liderliği de Türkiye'ye karşı aynı sağduyulu yaklaşımı benimser. Artık, Türkiye'ye ve Türklere karşı içi boş bir soğuk savaş diliyle konuşmayı bırakır. Çünkü Kıbrıs'ta barış için, sadece Türk tarafının değil, ama Rum tarafının da yeni bir dil kullanması, yeni bir yaklaşım benimsemesi, yeni açılımlar yapması gerekir.'' Kıbrıs'ta çözüm arayışlarına Türkiye'nin verdiği desteğe bütün dünya şahit olduğunu ve Türkiye'nin bu aktif ve samimi desteğinin bütün dünya takdirle karşılandığını belirten Talat, ''Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar olarak bunun kıymetini bilmeliyiz'' dedi. -AKIL YOLU...- Türkiye'nin Kıbrıs sorununun devamından hiçbir çıkarı olmadığını, büyük bölgesel bir güç haline dönüşen Türkiye Cumhuriyeti'nin Kıbrıs sorunu gibi yıllanmış meselelerin adil ve kalıcı çözüme kavuşturulmasını arzuladığını kaydeden Talat, Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıs Türk halkını hegemonya altına almayı hesaplamadığı sürece, Türkiye'nin bölgesel sorunların çözümünde öncü rol üstlenerek küresel etkinliğini artırmasından rahatsızlık duymasına hiç gerek olmadığını söyledi. ''Sorun, Rumların bizi, Kıbrıs'ın eşit ortakları olarak içlerine sindirmesidir'' diyen Talat, şunları söyledi: ''Bu güzel adanın egemenlik, yönetim ve zenginliklerini Kıbrıslı Türklerle paylaşmayı benimsediği sürece, Rum kesiminin Türkiye'den çekineceği hiçbir şey olamaz, olmamalıdır. Kıbrıslı Türkler için olduğu kadar, Kıbrıslı Rumlar için de güvenlik garantisi teşkil edebilecek akıl yolu budur. Türkiye ile karşılıklı yarara dayanan kalıcı bir dostluk kurmaktır.'' -RUM HALKINA ''KANMAYIN'' ÇAĞRISI- Konuşmasında, ''Kıbrıs Rum tarafındaki sağduyulu, iyi niyetli, çözüm ve barış yanlısı insanlara seslenmek istiyorum'' diyen Talat, şöyle devam etti: ''Bazı Kıbrıs Rum siyasi liderlerinin, çözümsüzlüğün yükünü Türkiye'ye yıkma çabalarına kanmayınız. Bu Türk karşıtı propagandalar gerçek değildir. İnandırıcı da değildir. Biz Kıbrıslıların böyle bir karşılıklı suçlama yarışıyla elde edebileceğimiz hiçbir şey yoktur. Bu kör dövüşünü sürdürenler, çözüm çabalarını etkisizleştirmekten başka bir şey yapmıyorlar. Kıbrıs'ta çözüm istiyorsak, adamızın kesin şekilde bölünmesi yerine, şimdi birleşmesini tercih ediyorsak gerçeklerle yüzleşelim. Türkiye'nin, Avrupa Birliği sürecini kullanarak, Kıbrıs'ta sadece Rum tarafına göre bir antlaşma dayatma çabaları boşunadır. Bir zaman kaybından, enerji kaybından başka bir şey değildir.'' -''TAVİZ VEREBİLECEĞİ HAYALİ ŞAŞIRTICI''- Türkiye'nin AB üyesi olmak için Kıbrıs Türkü'nün varlığından veya gelecek güvencesinden taviz verebileceğinin hayal edilmesinin şaşırtıcı olduğunu ifade eden Talat, ''1950'lerin, 1960'ların en kötü koşullarında bile, dışarıdan yardım görmeksizin direnen Kıbrıslı Türklerin, şimdi kendi haklarından vazgeçeceklerinin hayal edilmesi daha da şaşırtıcıdır'' dedi. Talat, şöyle devam etti: ''Zaten Rum tarafının başına ne gelmişse, hep ham hayallerden geldi. Artık böyle olmadık hayallerle, önümüzdeki gerçek çözüm şansını kaçırmak lüksü Rum tarafı için de yoktur. Türkiye, bu tür baskılara boyun eğmeyecek kadar güçlü bir ülkedir. Kaldı ki, Türkiye Cumhuriyeti, şimdiye kadar, Kıbrıs Türk halkının varlığı için bundan çok daha büyük bedeller ödemiştir.'' -''ÇÖZÜM TRENİNİN LOKOMOTİFİ...''- ''Kıbrıs'ta çözüm treninin lokomotifi biziz'' diyen Talat, Cumhurbaşkanlığı dönemi boyunca, Kıbrıs'ta bir çözüme ulaşmak için sadece Türk tarafının değil, Rum tarafının da rayına girmesi için iki kat çaba harcamak gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Talat, ham hayaller peşinde koştuğu için, Kıbrıs Rum liderliğinin görüşme sürecine yoğunlaşamadığını ve anlaşmazlık noktalarını halletmek yerine, ''Acaba Türk tarafını dünyada nasıl köşeye sıkıştırırız?'' diye kafa yorduğunu belirterek, şunları söyledi: ''Rum tarafındaki muhataplarımız, zamanlarını, akıllarını, enerji ve kapasitelerini görüşmelerden çok böyle hiçbir netice getirmeyecek ham hayallere harcamasalardı, şimdiye kadar çoktan bir çözüme varmış olurduk. İşte bu nedenledir ki, görüşme sürecini ilerletme, Kıbrıs'ta yarım yüzyıla yakın bir süredir devam eden soruna kalıcı bir çözüm bulma sorumluluğunu neredeyse bütünüyle Türk tarafı üstlenmiş bulunuyor.'' Talat, bu sorumluluğun, Türkiye'nin bölgesel sorunların çözümünde üstlendiği sorumluluklarla büyük bir benzerlik gösterdiğinin altını çizerek, şu anda Kıbrıs'ta, önder rol üstlenen tarafın Türk tarafı olduğunu vurguladı. KKTC Cumhurbaşkanı, kimilerinin sandığının tersine esasen güçlü olan tarafın da Kıbrıslı Türkler olduğunu, Kıbrıs Türk halkının bu gücünü hem dünyada artan itibar ve güvenilirliğinden, hem de Türkiye Cumhuriyeti'nden, Türkiye'nin barışsever halkından aldığını söyledi. -TÜRKİYE İLE KADER BİRLİĞİ- Kıbrıs Türk halkının ana vatan olarak benimsediği Türkiye ile olan ilişkilerine, gönül bağına ve kader birliğine dikkati çeken Talat, ''Kıbrıslı Türklerin Türkiye ile bağlarını, Türk ulusuna karşı duygularını ve bu duygudan kaynaklanan tutumlarını dikkate almayan hiçbir yaklaşım, Kıbrıs sorununun çözümüne katkı sağlamadı, sağlayamaz.'' dedi. Kıbrıs sorununa doğrudan taraf olan Türkiye ile Yunanistan'ın ve diğer ilgili uluslararası güçlerin de etkin katılımını sağlayacak bir çözüm stratejisinin gerekliliğini dile getiren Talat, ''Avrupalı Çözüm, Kıbrıslı Çözüm'' gibi kulağa hoş gelen, ama içi boş ve işe yaramayacağı belli laf cambazlıklarının olsa olsa çözümsüzlüğü besleyeceğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Talat, ''Biz, Birleşmiş Milletler parametrelerine uygun, Türkiye'nin garantörlüğü ve güvencesi altında, iki toplumlu, iki kesimli, siyasi eşitliğe, kendi kendimizi yönetme hakkımıza dayalı bir ortaklık istiyoruz'' diye konuştu. Kıbrıslı Türklerin, yarım yüzyıldan beri kendi vatanında kendi kendini yönetme hakkımız için mücadele ettiğini, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kuruluşundan beridir de, Türkiye Cumhuriyeti'nin garantörlüğü ve güvencesi altında olduğunu ifade eden Talat, ''Bugün, elde ettiğimiz mevcut haklarımızdan geri dönmek için herhangi bir neden yoktur'' diyerek şöyle devam etti: ''Yaşadığımız ekonomik zorluklar veya sosyal çalkantılar, böylesi bir geri dönüşü gerektirmez. Kıbrıs sorununun çözümünün ekonomik ve sosyal sorunlarımıza da çözüm bulmamızı kolaylaştıracağı elbette bir gerçektir. Ama ekonomik ve sosyal sorunlarla karşılaşıyoruz diye, bunca yıldan beri uğruna mücadele ettiğimiz, eşitlik, kendimizi yönetme, toplumsal varlığımızı koruma gibi temel haklarımızdan vazgeçebileceğimizi bekleyen varsa, büyük bir yanılgı içindedir.'' Kıbrıs soruna kararlılıkla kesin bir çözüm aradıklarını ifade ederek, çözüm konusundaki bu kararlı arayışlarını ''zaafmış'' ve ''teslimiyetmiş'' gibi algılayanların tam bir yanılgı içerisinde olduğunu kaydeden Talat, Kıbrıs Türk halkının ezici çoğunluğunun bir çözümün gerekliliği konusunda hemfikir olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Talat, ''Bir çözüm için ise, tıpkı Türkiye hükümetinin uluslararası ilişkilerinde yaptığı gibi, hep birlikte elimizi taşın altına koymamız gerekir'' dedi. AA
620665
Daum: Derbide bu sezonki en iyi performansımızı sergiledik
Daum, FB TV'de katıldığı programda, sunucunun, ''Derbi maçtan sonra Rijkaard, maç öncesi futbolcular arasında yaşanan gerginlik le ilgili, 'Bu Fenerbahçe'nin bir stratejisiydi' dedi. Keita'nın kırmızı kart görmesiyle ilgili, tribünlerden atılan cisimler olduğunu iddia etti. Keita'ya isabet eden cismin televizyon görüntülerden Galatasaraylı taraftarlar tarafından atıldığı ortaya çıktı. Sizin böyle bir stratejiniz var mıydı. Rijkaard provakasyondan bahsediyor'' şeklindeki sorusu üzerine, şunları söyledi: ''Hiçbir zaman öyle bir strateji uygulamam, hiçbir zaman futbolculardan böyle bir şey istemem. Hiçbir zaman rakip takımın böyle bir şey düşünmesini söz konusu etmem. Gaziantepspor'a yenildikten sonra biz onları tebrik ettik, hiçbir kötü söz kullanmadık. Hiçbir stratejilerini değerlendirmedik, tebrik ettik ve saygı duyduk. Tabii yenilgiden sonra büyüklük göstermenin ne kadar zor olduğunu biliyorum. Rijkaard ve Keita yanlış biliyor. Çünkü tespit edilmiş, su bardağı Galatasaray taraftarının olduğu tribünlerinden atılmış.'' Maçtan sonra tüm Galatasaraylı futbolculara, iyi şanslar ve başarılar dilediğini kaydeden Alman çalıştırıcı, ''Bu rakiplere ne kadar saygı duyduğumuzu gösteriyor. Sadece Galatasaray'a değil, diğer maçlarda da tüm takımlara saygı gösteriyoruz. Umarım herkes gerçekten sempatik olmak istediğimizi görüyordur'' diye konuştu. -''DERBİDE EN İYİ PERFORMANSIMIZI SERGİLEDİK''- Alman teknik adam, Fenerbahçe-Galatasaray derbisinin Real Madrid-Barcelona ve Boca Juniors-River Plate gibi dünyaca ünlü derbilerden biri olduğunu belirterek, ''Bu sene biraz daha özeldi. Çünkü iki takım da lige iyi başlamıştı. Maçtan önce Galatasaray büyük bir istekle gelmişti. Bizim camiamızda da büyük beklentiler vardı. Bu maçı kazanmamız için baskı vardı. Derbide 'Bu sezonki en iyi performansımızı sergiledik' diyebilirim'' şeklinde konuştu. Derbide fiziksel olarak tam hazır olamayan Alex ve Güiza arasında tercihini Brezilyalı futbolcuyu oynatmadan yana kullandığını anlatan Daum, ''Alex'i bu takım için önemli yapan etkenler nelerdi? Nasıl yeniden eski gücüne kavuştu?'' şeklindeki soruya ise, ''Birincisi Alex'i iyi tanıyorum, zaten Fenerbahçe'ye ben getirmiştim. Güçlü bir Alex tanıyorum, her zaman takımı düşünen, her zaman asist yapan ve gol atmak isteyen bir oyuncu. İnanılmaz bir disiplinle çalışıyor. Bir an önce takıma dönmek için can atıyor. Bu arada sağlık ekibine de çok teşekkür ediyorum. Çok iyi iş çıkarıyorlar. Alex'i bir an önce yetiştirdiler. Alex çok formda ve mütevazı biri. Her antrenörün istediği bir oyuncu olması yanı sıra bizim takımımızda olması gurur verici'' diye yanıt verdi. -''DERBİ MAÇTA AYKUT'UN BÜYÜK KATKISI VAR''- Daum, derbi maçın kazanılmasında sportif direktör Aykut Kocaman'ın da büyük katkısı olduğunu söyledi. Maçtan önce taktiksel anlamda analiz yaptıklarını kaydeden Alman çalıştırıcı, ''Bu maçla ilgili özellikle Aykut Kocaman'ın büyük katkısı var. Çünkü maç öncesi onunla bir görüşme yaptık. Çok önemli ve değerli şeyler söyledi. Galatasaray ile ilgili kendi fikirlerini dile getirdi. Bu fikir alışverişinde bazı şeyleri daha iyi görebildim. Kendisine teşekkür ediyorum ve Aykut Kocaman'ın rolünün ne kadar önemli olduğunu belirtmek istiyorum'' dedi. Daum, maçtan önce Galatasaray'ın kilit oyuncuları olarak gösterdiği Arda ve Keita ile ilgili bir soru üzerine de, ''Bu maçta onları fazla göremememiz, bizim oyunumuzla ilgiliydi. Çünkü kanatlarda her zaman iki kişiyle topa gitmek istedik. Mehmet Topuz ve Vederson'un, Roberto Carlos ve Gökhan'a verdikleri destek mükemmeldi. Kanatlar tamamen bizim kontrolümüzdeydi. Hem savunmada kontrolü sağlamak hem de hücumda atağa çıkmayı amaçlıyorduk. Kanatlarımızdaki Mehmet Topuz ve Vederson gol atamadı ama ikisi de gol attırdı. Bazı pozisyonları hazırladılar. İnanılmaz disiplinli bir maç oynadılar'' şeklinde konuştu.
620144
‘Cumhuriyet’ yaptı, biz sattık
Güngör Uras Olayların içinden‘Cumhuriyet’ yaptı, biz sattık 29 Ekim Perşembe 2009 Bugün cumhuriyetin 86’ncı yılını kutluyoruz. (Daha doğrusu, bazılarımız kutluyor, bazıları kutlamıyor!) Cumhuriyetle ilgili kutlamalarda eskilerde Mustafa Kemal’den söz edilirdi. Şimdi Mustafa Kemal’i övenleri, bazıları neredeyse dövecek. Eskiden cumhuriyet döneminde kurulan fabrikalardan söz edilirdi. Şimdi fabrikalardan söz edenleri bazıları “Devletçilik kafasını değiştiremeyen ve komünistlikten kurtulamayan düşmanları” diyerek azarlıyor. Ne yapalım ki ortada bir gerçek var. Mustafa Kemal bu ülkenin, bu halkın kötü kaderini değiştirdi. Mustafa Kemal’in cumhuriyet döneminde uyguladığı ekonomi politikaları bu ülkede sanayileşmenin ve tarımdaki gelişmenin temelini oluşturdu. Milli Mücadele’yi izleyen yıllarda, bu ülkede sermayenin olmadığı, tecrübenin bulunmadığı günlerde devlet, “çaresizliğe teslim olmadan çözüm üretti”. Açık anlatımıyla, “Mustafa Kemal’in devletçiliği niyetin değil, zaruretin neticesidir.” Yoktan var ettiler Devletin oluşturacağı sanayi tesislerinin denetimi ve mali yapılarını düzenlemek amacıyla Sanayi Ofisi ve Sanayi Kredi Bankası, yer altı kaynaklarını ve doğal kaynakları işlemek ve üretmek için de kuruldu. 1934 yılında Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı’nın uygulanmasına başlanıldı. 1936 Yılında ’de barut, tüfek ve top (MKEK) tesisi işletmeye açıldı. Cumhuriyetin ilk iktisadi devlet teşekkülü olan Sümerbank’a sanayi planlamak ve yatırımlara öncülük yapmak görevi verildi. Şeker Fabrikası’nın işletmesi İş Bankası’na devroldu, ardından da ve ’nın ortaklığıyla ve Turhal şeker fabrikaları inşa edildi. 1930 yılında Nuri Kıllıgil silah üretmeye, 1935 yılında Nuri Demirağ, uçak, Şakir Zümre tabanca yapmaya başladı. Bunlar özel sektörün öncü tesisleri oldu. 1936 yılında ’da toplanan Endüstri Kongresi’nde İkinci Beş Yıllık Sanayileşme Planı kabul edildi. (İkinci Dünya Savaşı nedeniyle bu plan uygulanamadı.) 1925-1938 yılları arasında 3011 km demiryolu yapıldı. Olanı yok ettik Birinci Beş Yıllık Sanayileşme Planı döneminde devletin kıt imkânlarıyla dönemlerde ekonomik büyüklükte olan çok sayıda sanayi tesisi kuruldu. Üretime başladı. Bunların başlıcaları, Gemlik Suni (Sung) İpek Fabrikası, Gülyağı Fabrikası, Kibrit Asidi Fabrikası. Seramik Fabrikası, Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası, Çimento Fabrikası. Demir Çelik Kombinası. -İzmit Kağıt ve Selüloz Tesisleri. -Keçiborlu Kükürt Tesisleri. Pamuklu Dokuma Fabrikası, Pamuklu Dokuma Fabrikası, Kayseri Pamuklu Dokuma Fabrikası, Pamuklu Dokuma Fabrikası, İplik ve Dokuma Fabrikası, İplik Fabrikası, Merinos Kamgarn Mensucat Fabrikası, Kendir Sanayi Fabrikası’dır. Bunlar devletin kıt imkânlarıyla kurulan sanayi tesisleridir. alanında da devlet üretimi artırmak, tarımı yapılandırmak için devlet üretme çiftlikleri kurdu. Devlet üretme çiftlikleri örnek tarım işletmeleri olmaları yanında ve damızlık üretimini de başlattı. Sonra biz ne yaptık? Özelleştiriyoruz diyerek bunları sattık. Satarken sadece Hazine’ye girecek paraya baktık. Cumhuriyetin bu önemli sanayi tesislerinin, tarım kuruluşlarının yaşamasını hedef alamadık. zaman ne oldu? Çoğu yok oldu. Kendileri gitti, isimleri kaldı yadigâr. Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun. (565 yazı)
619962
Kısa filmi olan İzmir'e gidiyor
Kısa filmi olan İzmir'e gidiyor İzmir'in tek film festivali olma özelliği taşıyan 10. Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali önümüzdeki hafta başlıyor. Festivale 65 ülkeden binin üzerinde eser katılacak. Dereceye giren filmlere ise ödül var. İZMİR (AA) 10. Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali Kasım'da başlıyor. İzmir Sinema Derneği, festivali bu yıl Türk-Amerikan Derneği ve Yaşar Üniversitesi (YÜ) işbirliğiyle düzenliyor. Festival hakkında bilgi vermek amacıyla bir basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan YÜ Rektörü Prof. Dr. Murat Barkan, festivalin, bir sanat şehri olan İzmir'e gerekli olduğunu, İzmirlilerin bu festivale sahip çıkması gerektiğini ifade etti. FESTİVALE YOĞUN İLGİ Festivali organize eden İzmir Sinema Derneği Başkanı Kayhan Kırmızıgül ise festivali İzmir için, İzmir halkı için düzenlediklerini ifade etti. Kırmızıgül, “Yüzlerce yönetmen, filmlerini yollamak için çalıştı. Festivalin öneminin her geçen yıl daha da artacağına inanıyorum.” şeklinde konuştu.Kırmızıgül, bunun Türkiyede uluslararası yarışma bölümü olan tek kısa film festivali olduğunu vurguladı. Kırmızıgül, yaklaşık bütçesi 500 bin lira olan festivalin bu giderinin yüzde 20'sinin Başbakanlık ile Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından karşılandığını kaydeti. İlki 2000 yılında düzenlenen Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali, bu yıl Kasım'da başlayıp Kasım'da sona erecek. Filmler, Türk-Amerikan Derneği Büyük Salon'da gösterilecek. Açılışta, Oscar ödüllü aktris Marion Coitillard'ın başrolde oynadığı, Oliver Dahan tarafından yönetilen kısa film gösterilecek. Festivale 65 ülkeden binin üzerinde eser katılacak. 29.10.2009
620069
226 şehit ve gaziye devlet övünç madalyası verilecek
Resmî Gazete'nin dünkü sayısında yayımlanan Başbakanlık Tebliği'nde, gösterdikleri sorumluluk ve görev anlayışı içinde feragat ve fedakarlık, başarı ve yararlılık dolu çalışmalarıyla Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milleti adına haklı gurur kaynağı teşkil ederek malul ve şehit olan Türk Silahlı Kuvvetleri ve Jandarma Genel Komutanlığı mensuplarından malul olanlara ve şehit olanların mirasçılarına Devlet Övünç Madalyası verilmesinin Bakanlar Kurulu'nca kararlaştırıldığı belirtildi. Tebliğe göre, TSK mensuplarından 52'si malul, 56'sı şehit mirasçısı toplam 108, Jandarma Genel Komutanlığı mensuplarından 50'si malul, 68'i şehit mirasçısı toplam 118 kişiye madalya verilecek. ANKARA AA
620049
Proje onaylandı: 27 şehit sahabe, gül bahçesinde yatacak
Yıllardır politik olaylarla gündeme gelen Diyarbakır, bunu tersine çevirmek için harekete geçti. Kamu kurumları ilk kez ortak bir projede buluşarak Hz. Süleyman Camii'nin turizme kazandırılması için işbirliğine gitti. Caminin bulunduğu Sur ilçesinin İçkale bölgesindeki yapılar boşaltılacak. Bu amaçla valilik, büyükşehir belediye başkanlığı ve TOKİ arasında anlaşma yapıldı. Ankara'da imzalanan sözleşmenin ardından üç kurumun temsilcileri Diyarbakır'da buluştu. Yapılan toplantıda, sahabelerin yattığı caminin çevresinde yürütülecek çalışmaların yol haritası belirlendi. Vali yardımcısı, belediye yetkilileri, Diyarbakır İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nden bir heyet, cami ve çevresinde incelemelerde bulundu. Çevre düzenlemesi, caminin ön kısmında bulunan enkaz yığınlarının temizlenmesiyle başlayacak. Ardından gecekondu sahiplerinin alanı boşaltmaları sağlanacak. Bölgenin tamamen boşaltılmasının ardından camiye metre mesafedeki ahırlar ile beton binalar yıkılacak. Ardından bölgede kazı çalışması başlatılacak. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi de park ve bahçe düzenlemesi yapacak. Diyarbakır İl Kültür ve Turizm Müdürü Tevfik Arıtürk, çevre düzenlemesinin ardından Diyarbakır'a gelen turist sayısının ciddi oranda artacağını söyledi. Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Haspolat da, inanç turizmine ağırlık verilmesi halinde Diyarbakır'ın tek başına bölgenin kalkınmasına yetecek kadar turist çekebileceğinin altını çizdi.
620145
Cumhuriyet
Derya Sazak Siyaset GünlüğüCumhuriyet 29 Ekim Perşembe 2009 Bugün 29 Ekim. Cumhuriyetin kuruluşunun 86. yıldönümü. 2009 yılı ’sinin çözmeye çalıştığı sorunlar karşısında Mustafa Kemal ve arkadaşlarının Osmanlı’nın küllerinden yeni bir devlet inşa etmelerinin zorluğu ve değerini bugün çok daha iyi anlayabiliyoruz. Cumhuriyeti yine coşkuyla kutlayacağız. Bir modernleşme projesi olarak cumhuriyet, iki büyük paylaşım savaşından bağımsızlığını koruyarak ve uluslaşma sürecini tamamlayarak çıkmayı başardı. Devrimler yaptı. Atatürk’ün 10. yıl söylevindeki gibi, yeni kuşaklar yetiştirdi. Anadolu’nun yorgun ve yoksul halkının makûs talihini değiştirdi. Kalkınma yolunu açtı. 1930’ların koşullarını düşündüğümüzde 72 milyonluk Türkiye olarak geleceğe güvenle bakabiliriz. 86 yıllık cumhuriyet tarihi, kesintilere uğramış olsa da, 60 yıllık bir demokrasi deneyimini ve çok partili düzeni de içinde barındırıyor. Bu süreci Tanzimat’a dek götürmek mümkün. Ancak bu tarihi birikime karşın, pek çok siyasi, ekonomik ve sosyal sorunları, “moral” tartışmaları bir türlü geride bırakamıyoruz. Cumhuriyetin “sivil ve demokratik” karakteri, çoğulcu ve barışçı yapısı konusunda yeterli özgüvene sahip olamıyoruz. 1960’dan bu yana, “cumhuriyeti koruma kollama” adına iki darbe, bir muhtıra, bir “postmodern darbe” ve “” deneyimini geride bıraktık. Ekonomik krizlerden yakamızı kurtaramadık, “Sınıfsız, imtiyazsız toplum” idealine bir türlü ulaşamadık. kuruluştan itibaren iki korkudan arınamadı. Kürt ve meselesi! yıllarında “komünizm” korkusuyla darbe anayasalarının ideolojisi “Türk-İslam” sentezine sığındık. askeri rejimi, “sol”u ezerek ülkeyi rahatlattığını düşünürken, kuşağı ile Necip Fazıl kuşağı gençlerin çatışmasındaki “’ci eksen” (Milli Türk Talebe Birliği) 2000’li yıllarda Erdoğan-Gül yönetiminin önünü açtı. Cumhuriyetin 86. yıldönümünde bu kez de “laik cumhuriyetçi-ulusalcı” kaygılarla Türkiye’deki “eksen” kaymasını Doğu-Batı çizgisinde tartışıyoruz. Türkiye bir yandan da demokrasi, sivilleşme, çoğulculuk, hak ve özgürlükler temelinde “AB yolu”nda ilerliyor. Kürt sorununa, demokratik ve barışçı çözümler arıyor. Ne denli sancılı olursa olsun, demokrasi standartlarını geliştirmeye çalışıyor. Darbeci ve müdahaleci anlayışları tarihe havale ediyor. Ülkenin enerjisini demokrasi dışı arayışlarla tüketmek yerine, toplumun refahına ve yaşam kalitesine yöneltmeliyiz. Gelir adaletsizlikleriyle, ve yoksullukla, yolsuzluklarla, eğitim ve sağlık sorunlarıyla boğuşan Türkiye’yi rejim tartışmalarına mahkûm etmek “çağdaş uygarlık düzeyi”ne erişmeyi hedefleyen cumhuriyetin kuruluş felsefesine de ihanettir. Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun. (432 yazı)
619940
Esad: Barış için İsrail ile masaya oturulmalı
İBRAHİM KARAGÜL AKİF EMRE Esad: Barış için İsrail ile masaya oturulmalı ZAGREB (A.A) Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, İsrail ile geçen aralık ayında askıya alınan barış görüşmelerine yeniden başlanmasından yana olduğunu söyledi. Esad, yaptığı açıklamada, halkının kendilerine İsrail ile barış görüşmelerine başlanması konusunda destek verdiğini, ancak İsrail'in de bu görüşmelerin yapılmasını istemesi gerektiğini ifade etti. Türkiye'nin bu süreçteki çabalarını öven Esad, görüşmelerin başlaması için 3. bir tarafın varlığının gerekli olduğunu belirtti. Esad, “Avrupalı ülkelerin de katkıda bulunmalarını ve kaldığımız yerden devam edebilmemiz için bize yardımcı olmalarını istiyoruz” dedi. 29.10.2009 DÜNYA
620605
Önce Azerbaycan ile Ermenistan anlaşmalı
FEHMİ KORU TAMER KORKMAZ Önce Azerbaycan ile Ermenistan anlaşmalı ÇUBUK (A.A) AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokollere ilişkin, 'Ermenistan ile yapılan anlaşmanın Meclisten geçmesi, Ermenistan ile Azerbaycan arasında anlaşma sağlanmasına bağlı' dedi. Çubuk Belediyesi Düğün Salonunda düzenlenen İstişare Toplantısı'na AK Parti Genel Başkan yardımcıları Salih Kapusuz, Reha Denemeç ve Haluk İpek, AK Parti Ankara Milletvekili Aşkın Asan, AK Parti Ankara İl Başkanı Murat Alparslan, Kaymakam Meftun Dallı, Belediye Başkanı Lokman Özden ve diğer yetkililer katıldı. Kaymakam Dallı, Belediye Başkanı Özden ve AK Parti İlçe Başkanı Tuncay Acehan, ilçe için yapılması gerekenler ve gerçekleştirilen projeler ile yatırımlar hakkında bilgi vererek, milletvekillerinden destek istedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kapusuz, yaptığı konuşmada, önceliklerinin 'Organize Hayvancılık Projesi' olduğunu belirterek, 'Bu projeyi ilk defa burada başlattık. Bu proje, Türkiye ve Ankara için çok önemlidir. Bu proje ile ilçedeki hayvancılık geliştirilecek. Ama projenin hala ilerlememesinin nedeni, herkesin 'devletten ne koparırım' diye beklemesidir. Bu hizmet bana geliyor, Çubuk'a geliyor, Ankara'ya geliyor. Vatandaş, 'ben, bu hizmete nasıl bir katkı da bulunurum' demiyor da 'nasıl devleti söğüşlerim' diye düşünüyor' dedi. Çubuk Belediyesinin turizme yönelik çalışmalarını beğendiğini ifade eden Kapusuz, turizmin gelişmesinde Ankara ile Çubuk arasında yapılacak olan şeritli yolun çok önemli olduğunu, ilçeye şimdiye kadar 100 trilyonluk yatırım yapıldığını ve yatırımların yapılmaya devam ettiğini kaydetti. Eğitimin önemine de değinen Kapusuz, ilçede bulunan kadrolu öğretmen açığı ile ilgili İl Milli Eğitim Müdürü ile konuşacağını söyledi. 'Ermenistan ile yapılan anlaşmanın Meclis'ten geçmesi, Ermenistan ile Azerbaycan arasında anlaşma sağlanmasına bağlı' diyen Kapusuz, 'Demokratik Açılım' konusunda da şunları söyledi: 'Biz, tekrar gözyaşlarının akmaması için kardeşlik projesi olan bu açılım projesini hayata geçirmeye çalışıyoruz. Canı yanan, ciğeri yanan bir anneye, bir eşe, bir babaya yenilerin eklenmemesi için terör belasını çözmemiz gerekmektedir. Bu, PKK teröründen kurtulmak için demokratik açılım yolunda kararlılıkla devam etmekteyiz. Bu yolda başımızı koyduk vücudumuz koyduk. Biz, bu noktada ne yapacağımız biliyoruz.' Konuşmanın ardından İlçe birim müdürleri, istek ve taleplerini içeren dosyayı milletvekillerine verdi. 29.10.2009 POLİTİKA
620265
Bir alemdir ve 'alemcidir' Cumhuriyet!
Aslında Türk okurları bulmacalı siyasi mesajları Vakit Gazetesinden almaya alışıktı ama Cumhuriyet Gazetesi 'bizim onlardan neyimiz eksik' diyerek bulmaca yolu ile siyasi mesaj vermeyi tercih eden ikinci gazete oldu. Hatta işi abarttı ve Vakit gibi iç sayfaları değil, en büyük bayramın kutlandığı günde kapak sayfasını bulmacaya ayırdı. Okurları bugünkü Cumhuriyeti bayilerde NEYİ KUTLUYORUZ manşeti ile gördü. Cumhuriyet gazetesi logosunun altındaki manşet bir bulmacanın üstüne atılmıştı. Okurlardan bulmacayı çözmeleri ve alttaki anahtar cümleyi bulmaları isteniyordu. Normal zamanlarda "Cumhuriyetimiz kutlu olsun" cümlesinin çıkması beklenen anahtar cümle farklı bir mesaj içeriyordu: "Cumhuriyetinize sahip çıkın" Psikolojik olarak ilk mesajı alıyoruz: Türkiye Cumhuriyeti bu haliyle bizim değil! Cumhuriyet, Bayramı kutla(ya)mayan tek gazete! Dikkat edilirse anahtar cümledeki emir kipinde yer alan sahiplik ekinde bile 'biz' olgusundan uzak duruş söz konusu. Kapak sayfasının içinde Cumhuriyet imzalı bir metin yer alıyor. Onun başlığı da "Neyi kutluyoruz?" şeklinde. "Bugün Cumhuriyetimizin 86. yıldönümüdür. Cumhuriyetimizin 86. yıldönümünü kutlarken herşeyden önce büyük bir tehlike içinde olduğumuzu da vurgulamak zorundayız Cumhuriyet sözcüğü tek başına bir şey ifade etmez; yeryüzünde çeşitli cumhuriyetler vardır. En yakın örnek, şeriata dayalı düzenle yönetilen komşumuz İran Cumhuriyetidir" paragrafı ile başlayan yazı içinde kutlama söz geçen tek cümleyi de içinde barındırıyor. Bu bilinçli mi değil mi bilinmez ama her yıl Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında sancağı kimseye kaptırmamaya kararlı görünen Cumhuriyet Gazetesi, bu yıl Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıldönümünü kutla(ya)mayan tek gazete oldu. Çünkü aslında kapak sayfası olan, asıl gazeteyi içinde barındıran ve arka sayfaları reklama ayrılan bu kapakçıkta kutlanmayan Cumhuriyet gazetenin ana manşetinde ve yazılarda da kutlanmıyordu. Gazete manşetinin üst başlığı "En büyük bayramın 86. yıldönümü toplumu ayrıştıran ve kutuplaştıran tartışmalar arasında kutlanıyor" şeklinde. Manşet ise: Yaşasın Cumhuriyet Toplumu ayrıştırma ve kamplaştırma ifadeleri ile gazetenin üstü örtülü şekilde Cumhuriyet Bayramını kutlayamıyoruz mesajı vermesi ilginç bir tezat oluşturuyor. Şurası kesin ki Cumhuriyet gazetesi mantığı, Cumhuriyet'i ağız tadıyla kutlayamadığını anlatmak istiyor! Peki neden ağzının tadı kaçmış? da Cumhuriyet imzalı yazının içeriğinde yer alıyor. Mesele Cumhuriyet değil nasıl bir cumhuriyet olması gerektiği. Cumhuriyet gazetesinin mantığına göre "uygarlığa yaraşır, insan haklarını içerir, kadın-erkek eşitliğine dayalı ve bağımsı demokratik cumhuriyetin temeli laikliktir" Laiklik ve bütünlük tehlikede olduğu için de Cumhuriyetimizin (gazete bu ifadeyi Cumhuriyetin olarak kullanıyor ısrarla) 86. yılı "işte bu ahval ve şerait" içinde kutlanıyor. Gençliğe Hitabe'ye telmih yapan bu cümlelerle süren metnin son paragrafı şöyle: "20. yüzyılın başında büyük bir sınav verererek laik Atatürk Cumhuriyeti'ni kurabilen Türk ulusu, Atatürk'e layık olabildiği ve uygarlığa yakıştığı laik, demokratik ve bağımsız Cumhuriyetini savunmak ve korumakla ispatlayacaktır" Mesaj net: Ya bizim size dayattığımız laiklik, uygarlık, demakrasi ve cumhuriyet kavramlarını kutlarsanız ya da biz sizden değiliz! Tabi ki onlara göre, "toplumu ayrıştıran ve kutuplaştıran tartışmalar" ilebumantığınhiç bir ilgisi yoktur ve olamaz! Peki, Cumhuriyet gazetesinin uygarlığa yakıştırdığı mantık ve söz konusu kelimelere getirdiği tanım tam olarak nedir? Acaba bulmaca gibi arkaya tam sayfa alınan ilan da bu konuda bir mesaj olabilir mi? Rakılı reklamla mesaj mı! Mey firmasının verdiği tam sayfa reklam Kulüp Rakı'ya ait. Tam sayfa reklamın mesajı da günün anlam ve önemine oldukça uygun: Beyefendiler 'kulüp rakı' sizlere emanet! Yani Cumhuriyet'in yazdıklarının doğru olduğunu kabul edersek şunu söylemek mümkün: Türkiye Cumhuriyeti'nin temel ilkeleri ve dayanakları elden gitmiş ama mihrabı korunmuştur. Cumhnuriyetin ilkelerine sahip çıkmayan 'Cumhuriyet' mantığı 'rakı' emanetini çiğnetmemiştir, çiğnetmeyecektir! Ne diyelim, "Hoş içişler ola!"... Gazi Paşa'nın rakı keyfine söylemedik laf bırakmayanlar ile onun rakı keyfini cumhuriyetin temel direği olarak görenler arasında demokrasi ve hoşgörü bakımından bir fark var mı? Herkesin Cumhuriyet'i kendine. Ama herkes kendi cumhuriyetini baz alıp, Türk Miletinin Cumhuriyet keyfini kaçırmasın!
620749
Çete lideri kasaplığı bırakıp hacker oldu
14.36 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Çete lideri kasaplığı bırakıp olduSoner KOCAER/ANTALYA, Kredi kartı dolandırıcısı 12 çete üyesi, milyon euroluk vurgun yaptı 'da internet üzerinden Rus 'lardan satın aldıkları yabancı kişilere ait kredi kartı bilgilerini Encoder cihazıyla manyetik şeritli kartlara yükleyerek kurdukları sahte şirketler ile otel, motel, tatil köyleri, anlaşmalı halı, deri ve kuyum mağazalarından komisyon vererek çekim yapan 12 kişi yakalandı. Liderliğini kasaplık yapan Bekir Emel'in yaptığı çete üyelerinin son 2.5 ayda yaklaşık milyon euroluk vurgun yaptıkları belirlenirken, bilgisayarlarında yapılan ilk incelemede milyon yabancıya ait kredi kartı bilgisine ulaşıldı. Antalya Emniyeti ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Bilişim Suçları Büro Amirliği ekipleri, kentte yabancı kişilere ait kart bilgilerini yükledikleri manyetik şeritli kartlarla vurgun yapan bir çete olduğu bilgisine ulaşarak çalışma başlattı. Uzman polisler tam 2.5 ay yaptıkları çalışmada, liderliğini kasaplık yapan Bekir Emel'in (29) yaptığı, aralarında emlakçı, halı mağazası sahiplerinin bulunduğu Abdullah Kılıç, (33), Murat Ankut (39), Metin Kara (61), (34), Cemal Dönmez (32), Reşit Özbek (54), Mehmet Demir (37), Eren Karadağlıoğlu (27), Sinan Yusma (27), Selçuk Gömleksiz (30) ile ve suçundan aranan, 2007 yılında eşinin ihbarı üzerine yakalanarak cezaevine gönderilen ve geçen aylarda cezaevinden çıkan ‘binbir surat’ lakaplı Levent Peker'i gözaltına aldı. MİLYON EURO'LUK VURGUN Şüphelilerin polisin kendisini izlemeye başladığı son 2.5 aylık dönemde tam milyon euroluk vurgun yaptığı ve Antalya'da çalışmalara bir süre ara verip 'a giderek burada devam etmeyi planladıkları ortaya çıktı. Polis şüphelilerden çete lideri dahil 6'sını Antalya Uluslararası Havalimanı'nda Diyarbakır uçağına binmek isterken dizüstü bilgisayarlarıyla birlikte gözaltına aldı. Şüphelilerin ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda ‘’ adı verilen ve kart kopyalamaya yarayan Encoder cihazı, 87'sinde yabancı kişilere ait kart bilgilerinin olduğu 148 manyetik şeritli plastik kart, değişik bankalara ait cihazı, 6'sı dizüstü kredi kartı numaralarının bulunduğu çok sayıda not kağıdı, harici hard yabancı kişiler adına düzenlenmiş 109 kart slipi, sahte ile 36 yabancı kişiye ait fotokopisi, bin nakit para ele geçirildi. Ayrıca bilgisayarlarda yapılan ilk incelemede, milyon kişiye ait kredi kartı bilgisi ele geçirildi. NASIL YAPIYORLAR? Antalya polisinin verdiği bilgiye göre bir kasap dükkanında bin TL ücretle çalışan çete lideri Bekir Emel, bir arkadaşından duyduğu kart kopyalama işine girmeye karar verdi. Önce Rusça öğrenen Emel, ardından ICQ adı verilen internet chat programında irtibata geçtiği Rus hacker'lardan yabancı kişilere ait kredi kartı bilgisi almaya başladı. Bekir Emel aldığı bilgileri kullanmak için daha önceden arkadaşları olan halı, kuyum ve emlakçılarla irtibata geçti. Önce bu kişilere komisyon veren şüpheli, ardından ortaklık teklif ederek birlikte çalışmaya başladı. Polisin tesbitlerine göre birçok hacker'dan bilgi satın alan çete üyelerinin, 10 ya da 20 kredi kartı bilgisine karşılık ila bin dolar ödüyordu. Çete üyeleri hem işleri kötüye giden mağazalara gidip komisyon karşılığı pos cihazlarını kullanıyor, hem de kurdukları şirketler adına aldıkları pos cihazlarından yüklü miktarda çekim yapıyorlardı. Bankaların durumdan şüphelenip bazı pos cihazlarını geri alması üzerine başka şubelerden ve bankalardan yine cihaz alan zanlılar, ayrıca yıldızlı otellere internet üzerinden rezervasyon yaptırıyordu. İnternetten kendilerini şirketi sahibi ya da tur organizatörü olarak gösterip otellere internetten rezervasyon yaptıran çete üyeleri, ellerinde bulunan yabancılara ait kredi kartı bilgilerini otele verip buradan çekim yaptırıyor ve karşılığında komisyon alıyordu. Ancak turistler otele gelmeyince çekilen paraların yarısını alıp diğer yarısını ise otele bırakıyorlardı. Bu yöntemle çok büyük oranda vurgun yaptığı belirlenen çete üyelerinin banka hesap hareketleri incelemeye alındı. Polis şüphelilerin kendileri ve birinci derece yakınlarının hesap bilgileri ve mal varlıklarının araştırmasını yaparken, yapılan vurgunun miktarını belirlemek için tüm bankalara yazı gönderdi. Lüks yaşama düşkün oldukları belirlenen çete üyelerinin, sürekli yıldızlı otellerde konakladıkları ve lüks otomobillere bindikleri tesbit edildi. Bilişim Suçlar Büro Amirliği'nde sorguları süren şüphelilerin yarın adliyeye sevk edileceği açıklandı. Anneler yanından ayıramayacak. ...
620022
kişiye 135’er bin lira
kişiye 135’er bin lira 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 20 24 27 5+1 bilen kişi 135 bin 31 TL 95’er Kr kazandı. bilenler 1964 TL 55 Kr, 4+1 bilen 196 TL 90 Kr, bilen 16 TL 60 Kr, 3+1 bilen 11 TL 15 Kr, bilen TL, 2+1 bilen TL 60 Kr, 1+1 bilen TL 80 Kr alacak.
620967
İran cevabını verdi, kriz çözülüyor
Merkezi Avusturya'nın başkenti Viyana'da bulunan BM'ye bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA), zenginleştirilmiş uranyum ile ilgili önerisi hakkında 'dan "ilk cevabı" aldığını açıkladı. IAEA'nın Mısırlı Başkanı Muhammed El Baradei, yaptığı açıklamada, ayrıntılı bilgi vermeyerek, 'dan aldıkları olumlu yanıtla yakında bir anlaşmaya varılabileceğini bildirdi. 'ın El Alem televizyon kanalı, daha önce verdiği haberde, El Baradei'ye 'ın cevabının iletildiğini bildirmişti. IAEA'nın önerisi, iade edilmek üzere 'ın yaklaşık yüzde kadar zenginleştirdiği uranyumu yüzde 20 seviyesine çıkarmak için 'ya, yakıta dönüştürülmesi için de 'ya gönderilmesini öngörüyor. Bu öneriye sıcak bakmayan Tahran yönetiminin, yüzde 20 oranında zenginleştirilmiş uranyumu doğrudan satın almak istediği bildirilmişti.
620825
Beşiktaş 13. maçına yine farklı 11'le çıkacak
16.00 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 13. maçına yine farklı 11'le çıkacak Övünç ÖZDEM/İSTANBUL, Teknik Direktörü geçtiğimiz sezon Siyah Beyazlı takımın başına, sezonun yedinci haftasında geçmiş ve elindeki kadro ile sezonun ilk yarısını tamamlamıştı. Devre arası transfer döneminde ise kendi oyun yapısına uygun transferler yaparak ve bazı oyuncular ile yolarını ayırarak kadrosunu 22 futbolcuya indirmişti. Denizli, bu 22 ile sezonu iki kupa zaferi ile kapatmış ve başarılı olmuştu. Tecrübeli teknik adam bu sezon başında ise Erhan Güven, Rıdvan Şimşek, Matteo Rodrigo Onur Bayramoğlu ve ’ı kadrosuna katmıştı. Ayrıca altyapıdan yetişen Batuhan ve Necip ile toplam 11 yeni oyuncu Siyah Beyazlı takımın kadrosuna dahil olmuştu. Sezon başında ise Aydın, ve yollarını Beşiktaş ile ayırmışlardı. 11 yeni oyuncunun kadroya dahil olması, futbolcunun takımdan gitmesi sonucu geçtiğimiz sezon 22 futbolcu ile başarı yakalayan Siyah Beyazlıların kadrosu bu sezon 28'e çıkmıştı. Denizli bu 28 oyuncu içinden doğru ilk 11'i sahaya sürmek ve doğru 18 kişi ile maça başlamak için sezon başından bu yana oynanan 12 resmi maçta farklı oyuncu tercihleri ve farklı kadro yapıları ile mücadele etti. GENÇLER SIRANIN KENDİLERİNE GELMESİNİ BEKLİYOR Beşiktaş, Süper Lig’in 11. haftasında 31 Ekim Cumartesi günü oynayacağı maçında yine farklı ilk 11 ile sahaya çıkmaya hazırlanıyor. Bu sezon oynanan 12 resmi maçta 12 farklı ilk 11 ve farklı 18 futbolcu tercihiyle mücadele eden Siyah Beyazlılar, 13 maçında da yine farklı ilk 11 ile sahaya çıkacak. Bir önceki maçında kart cezaları sebebiyle forma giyemeyen Ferrari, ve Ernst’in yeniden formalarına kavuşacak olmaları bir önceki maçı kazanan 11’in değiştirilmesine sebep olacak. Denizli’nin bu 28 futbolcudan 18 kişilik kadro kurmak zorunda olması da, Batuhan, Necip, Onur, Erkan, Rıdvan ve hatta bazen İsmail Köybaşı gibi yetenekli genç oyuncuların kadro dışı kalmasına sebep oluyor. Kadronun 28 oyuncudan oluşması, bu futbolcuların 8’inin yabancı olması ve yerli oyuncuların tecrübeli isimler olması Siyah Beyazlı genç oyuncuların forma şansını azaltıyor. .. ...
619971
Real Madrid 400'de biri takımdan yedi
Real Madrid 400'de biri takımdan yedi GALİP ÖZTÜRK 29.10.2009 420 milyon Euro bütçeli Real Madrid, kupada 1.1 milyonluk Alcorcon'a 4-0 yenilince ortalık karıştı İspanya Kupası'nda Real Madrid üçüncü lig ekibi Alcorcon'a 4-0 yenilerek taraftarlarını şok etti. Beyaz-şimşeklerde 90 dakika boyunca Dudek- Arbeloa, Albiol, Metzelder, Drenthe- Mahamadou Diarra, Guti (dk. 46 Gago), Van der Vaart; Granero (dk.63 Marcelo)- Raul (dk.72 Van Nistelrooy), Benzema forma giydi. Madrid'in 170 bin kişilik banliyösü Alcorcon'un takımının geçtiğimiz transfer döneminde 256 milyon Euro harcayan Real karşısında aldığı galibiyet İspanya'yı adeta ayağa kaldırdı. La Liga'nın iki lig altında yer alan Segunda Ligi'nde mücadele eden Alcorcon, sadece 1.1 milyon Euro'luk bütçesiyle yıllık bütçesi 420 milyon Euro olan Real Madrid'i sahadan sildi. İspanyol spor gazetesi Marca, Real Madrid Teknik Direktörü Manuel Pellegrini'yi istifaya davet ederken, düzenlenen ankete katılanların yüzde 83'ü alınan farklı mağlubiyetin tarihin en büyük alay konusu olduğu yönünde oy kullandı. AS gazetesindeki ankette ise taraftarların yüzde 69'u Pellegrini'nin kovulması gerektiğini savundu. FUTBOLCULAR YEDİ İDDİASI Bu arada İspanya'nın önemli radyolarından Cadena Sar, futbolcuların son S.Gijon maçının ardından iki gün izin yerine takımı kampa alan Pellegrini'nin altını oyduğunu iddia etti. Bir başka radyo istasyonu Cadena COPE'da ise yıllardır süren oyuncu hükümranlığının bu kez de Pellegrini'yi göndermek için devrede olduğu belirtildi. Şilili teknik adamın Getafe maçının kaybedilmesi durumunda kovulmasına kesin gözüyle bakılıyor. Yayın tarihi: 29 Ekim 2009 Perşembe
620852
Küresel krizin sonu mu geldi?
İBRAHİM KAHVECİ MELİKŞAH UTKU Küresel krizin sonu mu geldi? ABD ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 3,5 oranında büyümesini uzmanlar ekonomik durgunluğun sona ermesi yolunda en büyük işaret olarak değerlendiriyor NEW YORK (ANKA) ABD ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 3,5 oranında büyüdü. Uzmanlar yaşanan büyümeyi ekonomik durgunluğun sona ermesi yolunda en büyük işaret olarak değerlendirdi. Amerikan Ticaret Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, bu yıl ilk kez büyüme içersine giren ekonominin ülkede olumlu etkisini önümüzdeki aylarda göstererek, başta işsizlik oranının düşmesini sağlayacağı ve bu pozitif eğilimin dünya piyasalarına olumlu olarak yansıyacağı belirtildi. 29.10.2009 EKONOMİ
619963
U2'nin biletleri bir yıl öncesinden satılıyor
U2'nin biletleri bir yıl öncesinden satılıyor U2, hayranlarının yıllar süren bekleyişinden sonra 360° Tour kapsamında Türkiye'ye gelmeye hazırlanırken, konserin biletleri yaklaşık bir yıl öncesinde satışa çıkıyor. Eylül 2010 tarihinde, İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadı'nda gerçekleştirilecek konserin biletleri Kasım Pazartesi günü satışa sunuluyor. 29.10.2009
620353
Otel inşaatı sırasında sur kalıntıları ortaya çıktı
Edinilen bilgiye göre, Pazar Mahallesi'nde bir otel inşaatının temel kazısı sırasında tarihi kalıntıların ortaya çıktığının görülmesi üzerine inşaat yetkilileri durumu Samsun Müze Müdürlüğü yetkililerine bildirdi. Uzmanların yaptığı araştırma sonucunda söz konusu kalıntıların ''Samsun Kalesi''nin surlarına ait olduğu belirlendi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Samsun Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü, uzmanların sunduğu rapor doğrultusunda yaptığı değerlendirmesinde inşaat alanının içinde yer alan sur kalıntılarının korunmasına karar vererek inşaatın Samsun Müze Müdürlüğü denetiminde yapımına devam edilmesini kararlaştırdı. Bunun üzerine inşaata yeniden başlanırken, söz konusu inşaatın müteahhidi Vahap Çelik, AA muhabirine yaptığı açıklamada, karar doğrultusunda yeniden bir proje hazırlattıklarını ve durdurulan çalışmaların bu doğrultuda başlatıldığını söyledi. Çelik, yaklaşık 500 metrekare alana yapılması planlanan otelin 83 metre karesini çevreleyen kalıntıların inşaatın tamamlanması sonrasında camekanla çevrileceğini belirterek, söz konusu alanın muhafaza altına alınacağını kaydetti. İnşaat tamamlandığında binanın alt katındaki otopark alanı içinde kalacak söz konusu kalıntıların ziyarete açık tutulacağı da bildirildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Samsun Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü yetkilileri de kale surlarının kalıntılarının devamının daha önce yapılan bina inşaatları sırasında tahrip edildiğinin anlaşıldığını ve bu kalıntıların muhafazasının önemli olduğunu belirtti.
620646
Davutoğlu yarın Irak'a gidiyor
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 30-31 Ekim 2009 tarihleri arasında 'a giderek, Basra, Erbil ve Musul'da temaslarda bulunacak. Devlet Bakanlığı'ndan yapılan basın duyurusuna göre, Devlet Bakanı Çağlayan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu'na resmi heyetin yanı sıra iş adamları eşlik edecek. Bakan Çağlayan, Basra, Erbil ve Musul'da iş forumlarına katılacak, Türk ve Iraklı iş adamlarına seslenecek, ikili görüşmelerde bulunacak. Türkiye'nin başkonsolosluklarının resmi açılışını Davutoğlu ve Çağlayan birlikte yapacak. Devlet Bakanı Çağlayan ile Dışişleri Bakanı Davutoğlu, 31 Ekim Cumartesi günü akşam saatlerinde Türkiye'ye dönecek. Çağlayan, aynı akşam Türk iş adamlarıyla birlikte Güney Afrika'ya gidecek.
619981
Hamaney, Türkiye'nin dış politikasını övdü
İran ziyaretini tamamlayan Başbakan "Türkiye'nin bir yüzü Batı'ya, bir yüzü Doğu'ya bakıyor" mesajı verdi. Dini lider Hamaney de "Filistin halkını destekleyen tutumunuz doğruydu" dedi Hamaney, Türkiye'nin dış politikasını övdü Başbakan Erdoğan, İran ziyaretinin son gününde önemli anlaşmalara imza atarken, İran'ın nükleer programıyla ilgili olarak da "Bu alanda gerçekten hassas bir döneme girmiş bulunuyoruz" dedi. Başbakan Erdoğan'ın görüştüğü dini lider Ayetullah Hamaney de Türkiye'nin dış politikasına överek, "Bu tür tutumlar Türkiye'nin İslam dünyasındaki yerini güçlendirecektir" dedi. Erdoğan, Türkiye'ninTahran Büyükelçiliği'nde düzenlediği basın toplantısının ardından İran'la varılan bir dizi anlaşmanın imza törenine katıldı. İran Meclis Başkanı Ali Laricani ile görüşen Başbakan dün akşam saatlerinde ise İran'ın dini lideri Ayetullah Hamaney ile biraraya geldi. Başbakan, Hamaney ile görüşmesinde İran'da gördüğü ilgi ve misafirperverliğe teşekkür etti. Hamaney de, Erdoğan ve beraberindeki heyeti İran'da görmekten mutluluk duyduğunu belirterek "Burada kardeşleriniz arasındasınız" ifadesini kullandı. Hamaney'in konutunda gerçekleşen görüşme yaklaşık yarım saat sürdü. İran'ın Press Tv televizyonu Hamaney'in görüşmede "Batı'nın Ortadoğu'daki sorunları çözmeye dair çözüm önerileri adalet temelli ve üretken değil, Filistin, Irak ve Afganistan dahil bölge sorunlarını çözemez" dediğini duyurdu. Aynı habere göre Hamaney Türkiye'nin İslam dünyasına yönelik dış politikasını överek, "Filistin halkını destekleyen tutumunuz İslam dinine uygun doğru ve akılcı bir hareketti. Bu tür tutumlar Türkiye'nin İslam dünyasındaki yerini güçlendirecektir" dedi. Erdoğan'ın da Hamaney'e, "Türkiye, bölgesel ve uluslararası meselelerde İran'la ortak tutum benimsemeye hazırdır" dediği belirtildi. 'TÜRKİYE BELİRLER' Erdoğan, görüşmeleri öncesinde yaptığı basın toplantısında ise şu mesajları verdi: İran, yapacakları ve yapmayacakları ile barış ve istikrarın temini ve devamı bakımından her zaman anahtar bir konuma sahip olacaktır. (Türkiye-İsrail ilişkileri) İsrail- Türkiye ilişkileri zaten malum ve hakkaniyet ölçüleri içinde her zaman münasebetlerimizi devam ettiririz. Ama hiç bir zaman Türkiye'nin siyasi iradesi üzerinde iradeyi kabul etmeyiz. Türkiye kendi siyasi iradesini kendisi belirler ve bu istikamette de adımını atar. (Davos'taki tartışma) Oradaki olay spontane bir gelişmedir. Bu tavrımızı Batı'ya karşı olmak gibi, değerlendirme ayrı bir yanlıştır ve biz Batı'yla da Doğu'yla da ilişkilerini en iyi şekilde devam ettirmenin gayreti içerisinde olan bir ülkeyiz. Türkiye'nin bir yüzü Batı'ya, bir yüzü Doğu'ya bakıyor. Erdoğan, İran Cumhurbaşkanlığı Birinci Yardımcısı Muhammed Riza Rahimi ile yaptığı basın toplantısında da "İran'ın nükleer programını kendilerinden bizzat dinleme fırsatı buldum. Bu alanda gerçekten hassas bir döneme girmiş bulunuyoruz" dedi. Hamaney, Türkiye'nin dış politikasını övdü Yayın tarihi: 29 Ekim 2009 Perşembe
619748
Semih dikkat çekti!
Semih dikkat çekti! 28/10/09 22:30 Fenerbahçe, Turkcell Süper Lig'de hafta sonu deplasmanda Kayserispor ile oynayacağı maçın hazırlıklarına bir günlük iznin ardından yaptığı antrenmanla devam etti. Can Bartu Tesisleri'nde yapılan antrenmanın ilk 45 dakikasında salonda çalışan sarı-lacivertliler, daha sonra sahaya çıkarak, koşunun ardından çift kale maç yaptı. Geçen yıl hazırlık kampında sol ayak fibula kemiğinin kırılmasının ardından ayağına takılan platinleri aldıran Deivid, yaklaşık 20 gün tedavi oldu. Brezilyalı futbolcu, bu akşam ilk kez takımla çalışırken, çift kale maçta da as takımda oynadı. Antrenmana sağ üst kasık bölgesinde ağrı olan Ali Bilgin katılmadı. -VOLKAN DEMİREL VE KOCH'UN DOĞUM GÜNÜ KUTLANDI- Fenerbahçe'nin bu akşamki antrenmanında kaleci Volkan Demirel ile antrenör Roland Koch'un doğum günleri kutlandı. Salondaki çalışmanın ardından sahaya çıkan futbolcularla önce teknik direktör Christoph Daum tek tek tokalaştı. Daum'un futbolculara ''Geçen haftayı iyi bitirmiştik, bu haftaya da iyi bir çalışmayla başladık'' dediği bildirildi. Daha sonra antrenör Koch, dün 28 yaşına giren Volkan Demirel'in doğum günü nedeniyle artık geleneksel hale gelen kupalı doğum günü kutlaması yaptı. Doğum günü kutlamasının ardından Daum, ''Size doğum günü organizasyonu yapan adamın doğum günü'' diye Koch'u gösterince, futbolcular Alman antrenörü alkışladılar. Koch'a doğum günü kupasını antrenör Ayhan Tumani verirken, futbolcular Alman antrenörü omuzlara alıp, daha sonra yere düşürdüler. Volkan Demirel'in 28, Koch'un ise 57 yaşına girdiği öğrenildi. -SEMİH'TEN GOL- Çift kale maçta yedek takım, as takımı 4-3 yenerken, yedeklerin golünü Semih, golünü Mehmet Topuz attı. As takımın golleri ise Emre, Kazım ve Güiza'dan geldi. Bu arada, çift kale maçta Daum'un as takımda Özer'i savunmanın sağında denediği görüldü. Güiza as takımda ilerde tek forvet oynarken, son maçta forvet oynayan Kazım ise sağ kanatta görev yaptı. Antrenmanın sonunda Selçuk, Emre, Cristian ve Özer, şut çalışması yaptı. Fenerbahçe, perşembe akşamı yapacağı antrenmanla hazırlıklarını sürdürecek.
621252
Erdoğan ve Org. Başbuğ görüştü
Erdoğan ve Org. Başbuğ görüştü 29.10.2009 17:36Başbakanlık Basın Merkezi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un haftalık olağan görüşmesinde, gündemde yer alan ''irticayla mücadele eylem planı'' belgesine yönelik tartışmaların da değerlendirildiğini bildirdi. Başbakanlık Basın Merkezi'nden yapılan yazılı açıklamada, Başbakan Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ'un bugün haftalık olağan görüşmelerini gerçekleştirdikleri anımsatıldı. Görüşmede, ülke güvenliğine ilişkin konuların değerlendirildiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ''Gündemde yer alan 'irticayla mücadele eylem planı'na yönelik tartışmalar da değerlendirilmiştir. İddia edilen, 'eylem planına' ilişkin soruşturma süreci adli ve askeri yargı makamları tarafından kendi görev ve yetki alanları kapsamında yürütülmektedir. Bu sürecin en kısa zamanda gerçeği ortaya çıkarması beklenmektedir. Bu süreçte herkese düşen görev, sürecin sonuçlanmasını beklemek, kişi ve kurumları hedef alan davranış ve yorumlardan kaçınmaktır.''
620695
Komşular birbirine girdi: ölü
13.32 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Komşular birbirine girdi: ölü ’te, komşular arasında çıkan kavgada, 65 yaşındaki baba öldü, iki oğlu da yaralandı. Alınan bilgiye göre, Esentepe Mahallesi 30 Nolu Sokak üzerinde, aralarında bir süredir husumet bulunduğu öğrenilen Küçük ile Güneş aileleri arasında tartışma çıktı. Kavgaya dönüşen tartışmada, pompalı tüfekle Küçük ailesinin fertlerinin üzerine rastgele ateş açıldı. Açılan ateş sonucu, baba Musa Küçük (65) ile oğulları Cevdet (37) ile Ali Küçük (24) vücutlarının çeşitli yerlerinden yaralandı. Yaralılardan Musa Küçük, Gaziantep Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesine götürülürken yolda yaşamını yitirdi. Küçük’ün iki oğlu ise aynı hastanede tedavi altına alındı. Küçük ve oğullarına ateş ettiği iddia edilen Hüseyin G. ile eniştesi Menderes T, olayda kullanılan pompalı tüfekle birlikte yakalanarak gözaltına alındı. Olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi. Anneler yanından ayıramayacak. ...
620223
Obama'dan 2010 savunma bütçesine onay
09.04 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Obama'dan 2010 savunma bütçesine onay Başkanı 680 milyar tutarındaki 2010 savunma bütçesini, kaynakların israfına son verilmesine yönelik çabalarına dikkat çekerek onayladı. Obama, Savunma Bakanlığı bütçesinin onaylanması dolayısıyla 'da düzenlenen törende yaptığı açıklamada, "Ülkemizin güvenliğini sağlamak için vergi yükümlülerinin milyarlarca dolarını saçıp savurmamız gerektiği düşüncesini her zaman reddettim" diyerek, bu ve bu bütçenin sadece bir başlangıç olduğunu, diğer bütçelerde de aynı uygulamayı yapacaklarını söyledi. Savunma Bakanı de, Obama'nın 'un kaynaklarının edilmesini engellemeye yönelik çabalarına dikkat çekti. Amerikan Temsilciler Meclisi ile 'nun uzlaşmasının ürünü ve Pentagon'un isteklerine yakın bir bütçe olan 2010 Amerikan Savunma Bakanlığı bütçesi, özellikle 'a yönelik Amerikan askeri yardımında yeni kısıtlamalar yapılmasını öngörüyor. Askeri harcamaların yüzde 3,4 oranında arttırılmasını öngören bütçede, Amerikan askeri yardımında artış isteyen Pakistan'ın bu talebine yönelik kısıtlamalar yapılmasını öngörüyor ve İslamabad'a 'la gerginliğe gidebilecek şekilde bölgedeki güç dengesini bozmaması gerektiği uyarısı yapıyor. Yeni bütçe ayrıca mayınlara dayanıklı araçların finansmanı için 6,7 milyar dolar, asker ve polisinin eğitim ve donanımı için 7,5 milyar dolar ayırıyor. Şıklık ve fonksiyonellik ona özgü.. ...
619959
Morgdan 30 yılda çıktı
Morgdan 30 yılda çıktı Arabistan'da balkondan düşerek ölen ve babasının 'cinayet' şüphesiyle defnedilmesine izin vermediği hemşire 30 yıl sonra toprağa verilecek DIŞ HABERLER Mayıs 1979'da Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde balkondan düşerek ölen hemşire Helen Smith'in cesedi, 30 yıldan fazla süredir morgda kaldıktan sonra nihayet toprağa verilecek. Helen, 23 yaşındayken bir parti sırasında erkek arkadaşı ile birlikte balkondan düşerek ölmüştü. Ölümü şüpheli bulan baba Ron Smith, olayın cinayet olduğunu savunarak işin peşini bırakmadı. Helen'in cesedi ise 30 yıl Leeds'teki hastane morgunda bekletildi. Baba Smith, ailesinin talebi üzerine kızının cesedinin morgdan çıkarılmasına sonunda izin verdi. 29.10.2009
619845
İyi niyetli gayretleri istismardan kaçının
Bu ülkede yaşayan herkesin Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak eşit haklara sahip bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı, siyaset üstü konuların günlük tartışmalara alet edilmemesi gerektiğini vurguladı. Türkiye'nin bölgesel ve uluslararası problemlerini, diyalog, karşılıklı güven ve saygıyla çözmesinin önemine dikkat çekti. Türkiye'nin komşularıyla işbirliği geliştirme konusunda izlediği politikaların tüm dünyada takdir topladığını ifade eden Gül, bu başarıların Cumhuriyet'in 100. yılı için konulan hedeflere ulaşma yolunda inançları güçlendirdiğini aktardı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Türkiye tüm farklılıklarıyla, zenginlikleriyle, değerleriyle bir bütündür." dedi. Cumhuriyet Bayramı mesajı yayınlayan Gül, "Bu ülkede yaşayan herkes, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak eşit haklara sahiptir. Herkes gelecek korkusu olmadan, insan gibi yaşama ve kendini geliştirme hakkına sahiptir. Türkiye, barış ve huzur ortamının pekişmesi için iyi niyetle ve sabırla gayret gösterirken, terörle mücadelesini de en güçlü ve kararlı bir şekilde devam ettirecektir.'' ifadelerini kullandı. Gül, Türkiye'nin, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olarak, gelişmiş demokrasisi, dinamik ekonomisi, güçlü ordusu ve diplomasisiyle, çevresine istikrar yayan bir ülke haline geldiğini söyledi.
620921
Tüzmen: Açılımla şov yapılmasın
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kürşad Tüzmen, demokratik açılım konusunda, ''Samimi bir açılım yapmaya çalıştı hükümetimiz, milletimiz, devletimiz. Ancak kimse Türk milletinin sabrını test etmemeli ve sınamamalı. Herkes bu sürece katkı sağlamak istiyorsa olgunlukla hareket etmeli, şov yapmamalı'' dedi. Tüzmen, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinliklerine katılmak üzere geldiği Mersin'de, Ortodoks Kilisesini ziyaret ettikten sonra, Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi'nde hastalara karanfil verip, çocuklara oyuncak dağıttı. Tüzmen, Başhekim Selahattin Toktaş'tan, hastanenin çalışmaları hakkında bilgi aldı. Kürşad Tüzmen, burada AA muhabirinin sorularını yanıtladı. ''Albay Dursun Çiçek'in imzasının bulunduğu iddia edilen belgeyle ilgili'' bir soru üzerine Tüzmen, konunun İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturulduğunu anımsatarak, şunları söyledi: ''Konu yargıya intikal etmiştir. Bu saatten sonra yorum yapmak yerine süreci izlemekte yarar var. Tabii ki Türkiye, demokratikleşme yolunda sancılı bir dönemden geçiyor. Burada bütün kurum ve kuruluşlar artık, eskisi gibi herhangi bir şeyin arkasında saklanma veya engelleme ya da yön değiştirme özgürlüğüne sahip değil. Her şey ortada, her şey açık bir şekilde tartışılıyor Türkiye'de... Burada, yargının vereceği kararlar bütün Türkiye'ye örnek olacak.'' Sürecin sağlıklı bir şekilde işleyeceğine ve ülkenin bu tip sıkıntıları da geride bırakarak yoluna devam edeceğine inandığını anlatan Tüzmen, ''Ben herkesin el birliği ile bu konuda ve Türkiye'nin geleceğine yardımcı olacağına, katkıda bulunacağına inanıyorum. Türkiye'nin bütün kurum ve kuruluşları objektif bir şekilde değerlendirme yaparak yollarına devam edeceklerdir'' diye konuştu. ''DEMOKRATİK AÇILIM'' Tüzmen, ''demokratik açılım'' süreci ve bir grup terör örgütü mensubunun Türkiye'ye gelişi sırasında yaşananlarla ilgili şunları kaydetti: ''Samimi bir açılım yapmaya çalıştı hükümetimiz, milletimiz, devletimiz. Ancak Türk milletinin sabrının da bir sınırı var. Kimse Türk milletinin sabrını test etmemeli, sınamamalı. Herkes bu süreçte olumlu katkı yapmak istiyorsa, olgunlukla hareket etmeli, şov amaçlı, sadece çıkar amaçlı yapılan çalışmalar burada süreci sekteye uğratır, sıkıntı yaratır. Bunu Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan çok açık ifade etmiştir. Bu olgunluğa sahip olan insanlar ancak bazı şeyleri hak edeceklerdir. Kimse milletimizi, devletimizi sınamaya kalkmasın, sabrını taşırmasın.'' Tüzmen, şehit yakınları ve gazilerin tepkilerine de hak verdiğini vurgulayarak, ''Şehit ailelerine sevgide, saygıda en ufak bir kusur göstermememiz gerekir. Şehit ve gazilerimiz sayesinde bu vatan ayakta, onların sayesinde bu millet yoluna devam ediyor. Dolayısıyla bu hassasiyetlere çok duyarlı olmak gerekiyor'' dedi. 2009-10-29 17:25:28 Esas suçlular zoru gördü ya Nasıl kıvıracaklarını Zeytin yağ gibi nasıl üste çıkacaklarını düşünüyorlar. Haburdan Diyarbakıra kadar olanların hesebını bu halka verin ki bu halk da samimi olduğunuza inansın. Bu olaylara tepki göstermek isteyen gazilerin şehit yakınlarının etrafını çevirmeyi, onları taciz etmeyi, onları engellemeyi bilen Polisimiz Askerimiz Silopiden Diyarbakıra kadar olan olaylara neden seyirci kaldı. Nedenmi sizin iktidarın AKP nin karışmayın demesinden Siyasi baskısından. Bu akp gitmeli. HALUK DEMİREZEN 2009-10-29 16:27:36 bu adamlar yani teröristler ülkeye kahraman gibi girdi sınırda mahkeme olup salındılar...sorumlusu kim? mehmet sağlam
620426
bakan asansörde kaldı töreni kaçırdı
Meclis'te asansörde mahsur kalan İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın yanında Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın da olduğu öğrenildi. Söz konusu bakanlar Meclis'te düzenlenen Cumhuriyet Bayramı töreni için geldikleri Meclis'in asansöründe birlikte mahsur kaldılar. Görevlilerin yardımıyla asansörün kapısının açılmasının ardından bakanlar törene yetişemeyeceklerini anlayarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın makam odasına geçtiler.
621135
Fotoğraf stüdyosunda dehşet: ölü, yaralı
19.19 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Fotoğraf stüdyosunda dehşet: ölü, yaralıŞevket ALTINAYAR/NAZİLLİ (Aydın), AYDIN'ın İlçesi'nde, 19 yaşındaki Sinan Bayram, bir stüdyoda fotoğrafçı olarak çalışan 38 yaşındaki Ahmet Parmaksız'ı işyerinde tabancayla öldürüp, kendisine engel olmaya çalışan bir müşteriyi de yaraladı. Bayram, daha sonra polise teslim olurken, Parmaksız'ın nedeniyle öldürülmüş olabileceği ileri sürüldü. Bugün saat 16.00 sıralarında Nazilli, Caddesi'ndeki bir fotoğraf stüdyosuna giden Sinan Bayram, işyerinde çalışan Ahmet Parmaksız'la tartışmaya başladı. Tartışmanın uzaması üzerine sinirlenen Bayram, belinden çıkardığı ruhsatsız tabancayla evli ve bir çocuk babası Parmaksız'ın başına el ateş etti. Sinan Bayram, bu sırada kendisine engel olmak isteyen müşterilerden Nazilli İlçe Trafik Büro Amirliği'nde görevli sivil 43 yaşındaki İshak Gün'ü de göğsünden vurup yaraladı. Koşarak işyerinden çıkan Sinan Bayram, olay yerinin 50 metre ilerisinde tabancasının şarjörünü değiştirdikten sonra büyük bir soğukkanlılıkla geri dönüp, iki el daha Parmaksız'a ateş etti. Bayram, olayın ardından suç aleti tabancayla Hürriyet Polis Merkezi'ne teslim oldu. Çevredekilerin haber vermesi üzerine gelen 112 Acil Servis ekipleri, Parmaksızın öldüğünü, Gün'ün ise ağır yaralandığını belirledi. Nazilli Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Gün, tedaviye alındı. Gün'ün sağlık durumunun ağır olduğu, hayati tehlikesinin sürdüğü bildirildi. Eşinin ölüm haberini alarak olay yerine gelen Gözde Parmaksız, sinir krizi geçirdi. Gözde Parmaksız, yakınları tarafından sakinleştirilmeye çalışıldı. Sinan Bayram'ın işlemlerinin ardından Adliye'ye sevk edileceği bildirilirken, komşuları Ahmet Parmaksız'ın kan davası nedeniyle öldürülmüş olabileceğini ileri sürdü. Olayla ilgili soruşturmanın çok yönlü sürdürüldüğü belirtildi. Anneler yanından ayıramayacak. ...
620701
Perez: "Pellegrini'ye zaman verin"
-- basını, Kral Kupası'nda üçüncü lig takımı Alcorcon'a 4-0 yenilen Real Madrid'de teknik direktör Pellegrini'nin istifa etmesi için adeta kampanya başlattı. Transfer döneminde 250 milyon euro harcayarak süper yıldızları takıma kazandıran kulüp başkanı Perez ise hafta sonu ligde oynayacakları Getafe maçı öncesi camiaya ve taraftarlara "sakin olmaları" çağrısında bulundu. Perez, "taraftarlara şunu söylemek istiyorum: Sezon başında kadroya birçok yeni oyuncu katıldı ve bunların uyum sağlaması için zamana ihtiyaç var. Henüz iki oldu ve biz ortaya bir takım çıkarmaya çalışıyoruz" dedi. Raul Albiol, Alvaro Arbeloa, Karim Benzema, Raul Gonzalez ve Guti gibi yıldızlarla sahaya çıkan Real Madrid'i hezimete uğratan Alcorcon, Real'in genç takımıyla aynı ligde oynuyor ve bütçesi devinden 400 kat küçük. Real Madrid, Alcorcon maçından önce 'nde Milan'a Bernabeu'da 3-2 kaybetmiş ve ligde de Sporting Gijon ile 0-0 berabere kalmıştı. Albiol: "Gözümü kırpmadım" Real'in yeni transferlerinden Albiol, Kral Kupası'ndaki skandal yenilginin gecesinde gözüne uyku girmediğini söyledi: "Üzgün ve kızgınız ama cumartesi günü bir maçımız olduğunu ve artık sayfayı çevirmemiz gerektiğini de biliyoruz. Ölümüne kadar hocamızın yanındayız ve onun fikirlerini sahaya yansıtmalıyız." Cristiano Ronaldo'lu kadrosuyla çıktığı tüm maçları kazanan Real Madrid, Portekizli rekor transferinin yokluğunda oynadığı beş resmi maçın üçünü kaybetti ve sadece birini kazandı. Hafta sonundaki Getafe maçında sakatlığı yüzünden forma giymeyecek olan Ronaldo'nun, Milan ile oynanacak karşılaşmasına yetişme ihtimali de yok gibi.
621242
Seçimler Yılda Bir Olacak
: Seçimler Yılda Bir Olacak Yayına Giriş: 29.10.2009 19:47:06 Güncelleme: 29.10.2009 19:47:06 Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, milletvekili seçimlerinin yılda bir yapılmasını öngören yasayı onayladı. Yasayla, her ilin en az milletvekili çıkarması da yasal güvenceye kavuşturuluyor. Uyum yasası niteliğindeki yasayla, 21 Ekim 2007 tarihindeki anayasa değişikliği referandumunun sonuçları, Milletvekili Seçimi Kanunu'na taşındı. Yasaya göre, milletvekili seçimleri yılda bir yapılacak. Oy kullanma işlemi, dört yılın dolmasından önceki son pazar günü gerçekleşecek. Yasa, nüfusu milletvekili çıkarmaya yetmeyen Bayburt gibi illerle ilgili de düzenleme getiriyor. Buna göre, nüfusu yeterli olmadığı için milletvekili çıkarabilen şehirlere öncelik tanınacak ve vekil daha çıkarma hakkı verilecek.
620562
Vali Güler'den 'jel'li protokol
İstanbul Valiliği'nde yapılan tebrik kabul töreninde, İstanbul Valisi Muammer Güler, Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş tebrikleri kabul etti. Kabul töreninde üniversite rektörleri, dekanlar, sivil toplum kuruluşları ve siyasi parti temsilcileri, bazı belediye başkanları, yerli ve yabancı dini temsilciler, konsoloslar, askeri erkan ve emniyet müdürleri hazır bulundu. Vali Güler, misafirleriyle tek tek tokalaştığı için tebriklerin ardından elini anti bakteriyel bir jelle temizledi. Yanındaki Topbaş'ın eline de jelden döken Vali Güler, basın mensuplarına da jelden gönderdi. Kabulün ardından İstanbul Valisi Muammer Güler ve beraberindekiler Vatan Caddesi'ndeki 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlama törenine katılacak.
621069
Japonya'dan Başarılı Füze Denemesi
: Japonya'dan Başarılı Füze Denemesi Büyük Okyanus'ta gerçekleştirilen ve Japon donanmasına bağlı bir gemiden fırlatılan füzeyle, 160 kilometre yükseklikte vuruldu. Yayına Giriş: 29.10.2009 17:37:44 Güncelleme: 29.10.2009 17:37:44 Japonya'nın füzesavar füze denemesi, üçüncü defa başarıyla sonuçlandı. Amerikalılar tarafından Büyük Okyanus'taki Kauai adasından fırlatılan orta menzilli balistik füze, Hawai açıklarında bulunan Japon donanmasına bağlı bir gemiden fırlatılan füzeyle, 160 kilometre yükseklikte vuruldu. Tatbikata katılan diğer bir Japon savaş gemisinin ise başarısız olduğu bildirildi. Böylece üçüncü füzesavar füze denemesinin başarıyla gerçekleştirildiği belirtiliyor. Japonya, Kuzey Kore'nin uzun menzilli füze denemesi yaptığı 1998 yılından bu yana, balistik füze denemeleri yapıyor.
620914
Belen'de minibüs devrildi: yaralı
Yaralanan Fatma Sarıbay (37), Muteber Kaplan (72), Esmeray Şimşek (36), Nebahat Deli (34), Fatmagül Deli (8), Adem Deli (9), Gülbeyaz Sivri'nin (36) İskenderun Körfez Hastanesi'ne kaldırıldığı, durumlarının iyi olduğu bildirildi. Soruşturma sürüyor.
619825
Ankara'daki mahkemenin dikkate almadığı 'Danıştay' belgeleri, Silivri'de ortaya çıkıyor
Deliller arasında Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atılması olayını Arslan'la organize eden Osman Yıldırım, eyleme katılan İsmail Sağır ve Erhan Timuroğlu'nun AŞTİ'deki görüntüleri de var. Görüntülerde Yıldırım, Sağır ve Timuroğlu ile birlikte otobüs bileti alırken, bir yandan da telefonuyla konuşuyor. Danıştay dosyasının birinci Ergenekon davasıyla birleştirilmesinin ardından Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atılması olaylarına ilişkin mahkemenin kurumlara yazdığı yazılara cevap gelmeye başladı. Dosyaya ilk giren deliller arasında Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atılması olayını Arslan'la birlikte organize eden Osman Yıldırım, bombalı eyleme katılan İsmail Sağır ve Erhan Timuroğlu'nun Ankara Otogarı'ndaki (AŞTİ) görüntüleri Ergenekon dava dosyasına girdi. Görüntülerde, Osman Yıldırım'ın Sağır ve Timuroğlu ile birlikte otobüs bileti aldığı bir yandan da telefonuyla da konuştuğu dikkat çekiyor. 17 Mayıs 2006 tarihine ait güvenlik kamerası görüntülerinde Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu kişinin, saat 12.06-07'de otogara giderek otobüs bileti satın aldığı görülüyor. Söz konusu görüntülerde, sanıkların 17 Mayıs 2006 saat 10.00 sularında gerçekleştirdiği saldırıdan iki saat sonra otogara gittiği anlaşılıyor. Yine Ergenekon dava dosyasına giren yeni bir delil de Osman Yıldırım'ın aynı saatlerde yaptığı telefon konuşması. "X Şahıs" diye belirtilen bir kişiyle yapılan konuşma da Yıldırım'ın Danıştay saldırısından haberdar olduğunu ortaya koyuyor. Yıldırım, Ankara Otogar'ında yaptığı konuşmada Arslan'dan "Allah'ın askeri" diye bahsediyor. Bu tabir ilk kez dönemin Danıştay Başsavcısı Tansel Çölaşan tarafından saldırıdan hemen sonra kamuoyuna açıklanmıştı. Çölaşan, gazetecilere yaptığı açıklamada, Arslan'ın saldırı sırasında "Allah'ın askeriyiz" dediğini açıklamış; ancak bu durum saldırıdan yaralı kurutulan üye hakim tarafından yalanlanmıştı. OSMAN YILDIRIM, DANIŞTAY SALDIRISININ ARDINDAN X'LE TELEFONDA GÖRÜŞTÜ Ergenekon soruşturmasının kilit ismi olan Osman Yıldırım ifadesinde, Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan bombaları Ergenekon davası sanıkları Veli Küçük ve Muzaffer Tekin'den aldığını söylemişti. Yıldırım'ın otogarda yaptığı telefon konuşması şu şekilde: X: Ya bu Alparslan'ın soyadı neydi? Osman Yıldırım: Arslan X: Bütün televizyonlar ondan bahsediyor şimdi. Osman Yıldırım: Doğrudur. X: Danıştay'ı basmış, bu şaşırtmış mı? Osman Yıldırım: Doğrudur, sen nasılsın? X: İyiyim sağol. Osman Yıldırım: Güzel yapmış, helal olsun. X: Ne güzeli ya, iş midir o? Salaklık. Osman Yıldırım: Olur mu ya Allah'ın askeri dayı ya. Allah Allah. X: Tövbe estağfirullah. Allah'ın askere ihtiyacı mı var? Güçsüz müdür Allah? Osman Yıldırım: Neyse dayı. X: İyi hadi görüşürüz.
620497
7,3 milyar ışık yılı sonra da Einstein'ın teorisi geçerli
Uzay teleskobunun ilk yılında yaptıkları gözlemleri Nature dergisinde yayımladıkları makalede anlatan bilim adamları, uzayın en uzak noktalarının üstün çözünürlük ve hassasiyetiyle haritasını çıkaran Fermi'nin bu süre zarfında ışığın en yüksek enerjiye sahip biçimi olan binden fazla somut gama ışını kaynağı belirlediğini kaydettiler. Evren şimdiki yaşının ortalarında iken bir yıldızın patlamasından doğan değişik enerjilere ve dalga boylarına sahip gama ışınları arasındaki hızı ölçen bilim adamları, 7,3 milyar ışık yılı seyahatten sonra bu ışınların hepsinin de Fermi uzay teleskobunun tespit cihazlarına saniyenin onda dokuzu sürede geldiklerini belirlediler. 206 astronomun ortak çalışmasında, gama ışınlarının hızının ölçmenin modern fiziğin ilkelerini test için hala en önemli saptamalardan birisi olduğu belirtilerek, bu ölçümlerin Einstein'ın 1905'te açıkladığı görelilik teorisinin, "ışık hızı sabittir ve rengi, enerjisi, yönü veya sizin nasıl hareket ettiğinizden bağımsızdır" ilkesini doğrular nitelikte olduğu kaydedildi. Stanford Üniversitesinden Peter F. Michelson, çalışmanın, Einstein'ın hala haklı olduğunu doğruladığına ve şiddetli enerjinin ışık hızında değişikliğe yol açacağını öne süren yeni görelilik teorilerini ortadan kaldırdığına dikkat çekti. AA
621145
Buzullardaki erimenin "olağanüstü bir hıza ulaştığı" belirtildi
19.57 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Buzullardaki erimenin "olağanüstü bir hıza ulaştığı" belirtildi OTTAWA (A.A) Kuzey Kutbunda, Kuzey Buz Denizi üzerinde bir zamanlar yer yer 80 metre kalınlığa ulaşan ve milyonlarca yıl içerisinde oluşmuş olan yaşlı buzul tabakası neredeyse tamamen ortadan kalktı Deniz üzerinde kalan buz tabakaları, nedeniyle buzul özelliğini kaybettiği için, bilimciler, "Kuzey Buz Denizi üzerindeki buzul tabakasının artık fiilen ortadan kalkmış sayılabileceğini" belirtiyor. ’daki Manitoba Üniversitesi Arktik Sistem Bilimleri araştırma kürsüsü başkanı David Barber, buzullardaki erimenin daha önceki tahminleri aştığını ve "olağanüstü bir hıza ulaştığını" söyledi. Barber, Kanada Parlamentosu’ndaki sunumunda, "Kuzey yarıkürede uzun yıllar boyunca oluşmuş deniz buzullarının artık hemen hemen ortadan kalktığını söyleyebiliriz" dedi. Barber, kalanların sadece, Kanada’nın kuzeyindeki topluluğu arasındaki küçük buzul kütleleri olduğunu söyledi. Barber, denizdeki uzun araştırmaları sonucunda 16 kilometre genişliğinde ve kalınlığı 6-8 metre arasında bulunan bir buzul kütlesi belirlediklerini ancak bu kütlenin de orada bulundukları sırada kısa bir süre içerisinde dalgalar tarafından parçalandığını belirtti. Hesaplamalara göre ’nda 2030 yılında hiç buz kalmayacak. Yapılan araştırmalarda, denizde açıklarda var olması gereken buzul kütlelerinin yerinde artık ancak yarım metre kalınlığında olan buz kütlelerinin olduğu belirtiliyor. Barber, Kuzey Buz Denizi’nde 30 yıldır araştırmalar yaptığını ve ilk kez böyle bir durumla karşı karşıya kaldığını belirtti. Barber sunumunda, "Kuzey Kutbu’nda olanlar, bütün dünyada bundan sonra neler olacağını da aynası niteliğinde. Bu nedenle bu soruna büyük bir dikkatle eğilmeliyiz" dedi. Şıklık ve fonksiyonellik ona özgü.. ...
619936
ABD krizde bocalayan şirketlere el koyacak!
İBRAHİM KAHVECİ MELİKŞAH UTKU ABD krizde bocalayan şirketlere el koyacak! WASHİNGTON ABD Başkanı Barack Obama dün, çöküşün eşiğinde bocalayan finansal holding şirketlerine el koyması için hükümete benzeri görülmemiş yetki verecek ABD Temsilciler Meclisi'ndeki 'sistemik risk yasasına' onay verdi. Yasa, yeni kurula, risk yaratacak finansal şirketleri izlemeye alması için ciddi yetki sağlayacak. Kurul, finansal şirketlerin ciddi biçimde sermaye sıkıntısı çektiği ve sistem için tehlike arz ettiğine karar verdiğinde, söz konusu şirket yeniden yapılandırılacak ya da düzenleyici kurullar tarafından kapatılacak. Şirketlerin yöneticileri görevden alınabilecek, ücretler ve primler kısıtlanabilecek, satın almalar ve yeni ortaklıklar kurulması engellenebilecek. 29.10.2009 EKONOMİ
620420
ABD’den, Türkiye’nin Orta Doğu’daki rolüne övgüler
11.06 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’den, ’nin ’daki rolüne övgüler Dışişleri Bakanlığının yakın doğu işlerinden sorumlu Bakan Yardımcısı Jeffrey Feltman, ’nin ’da “güçlü, giderek artan ve olumlu” bir rol oynadığını söyledi. Feltman, Dışişleri Komitesi Orta Doğu ve Güney Alt Komitesinde düzenlenen Orta Doğu konulu oturumda, milletvekili Michael McMahon’ın, Türkiye’nin Orta Doğu’daki etkisine dair sorusunu yanıtladı. Türkiye’nin ’ta çok yapıcı bir rol oynadığını ifade eden Feltman, “Türkiye’nin ’ta yerleşik Kürt teröristlerle ilgili olarak güvenlik meselelerinin olduğu aşikar, ancak genel anlamda Türkiye, Irak’ın istikrarına katkıda bulunmada çok olumlu bir rol oynadı” diye konuştu. Feltman, Türkiye’nin, ’deki hükümet değişikliği ve operasyonu gibi nedenlerden ötürü kesintiye uğrayan İsrail- görüşmelerine öncülük ederek bir önemli rolü daha yerine getirdiğini kaydederek, “Türkiye, İsrail ile Suriye arasında vuku bulan bir tür diyaloğu teşvik etmede etkisini ve arabuluculuğunu kullanabildi” dedi. Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin de sağlıklı bir yöne doğru ilerlediğine işaret eden Feltman, birkaç yıl önce iki ülkenin birbirine düşman olduğuna, ancak şimdi giderek yakınlaştığına dikkati çekti. Feltman, “Suriye’nin diğer ülkelerle bağlar kurabilmesi, çıkarlarının sadece ’la değil, diğer ülkelerle de bağlantılı olduğunu görebilmesi olumlu” ifadesini kullandı. Feltman, Türkiye’de yapılması planlanan çok uluslu tatbikatın iptaline yol açan nedenlerden ise kaygılı olduklarını belirterek, “Bu tür unsurları izliyoruz. Ama genel olarak, Türkiye’nin bölgedeki rolü güçlü, giderek artıyor ve temelde olumlu” diye konuştu. Şıklık ve fonksiyonellik ona özgü.. ...
619824
Bardakoğlu’ndan ‘öpme’ düzeltmesi
Bardakoğlu’ndan ‘öpme’ düzeltmesi 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, İşleri Başkanı Prof. Dr. ’nın “Beş ay öpüşmeyelim” uyarısına rağmen yaptığı, “Büyüklerimizin elini öpmekle bir şey olmaz” açıklamasını düzeltti Bardakoğlu, “Bir hastalığın bulaşma riski varsa büyüklerin, küçüklerin, yaşlıların, gençlerin, camide ya da dışarıda olanların, herkesin gereken azami titizliği göstermesi gerekir” dedi.
620008
Savcılıklar karşı karşıya
Savcılıklar karşı karşıyaGÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, İrtica ile Mücadele Eylem Planı belgesi konusunda hem askeri savcılık hem de Başsavcılığı soruşturma yürütüyor. İki savcılığın karşı karşıya kalabilecekleri konular: YETKİ KRİZİ: Başsavcılığı soruşturmayı 250’deki suçları yönünden yürütüyor. Askeri savcılık ise evrakın gerçek olup olmadığı ve nasıl sızdırıldığı konusunda çalışıyor. Askeri savcılık “Belge gerçek değil” diyerek dosyayı kapatırsa, sivil savcılıkla yetki çatışması yaşanacak. ISLAK İMZA İTİRAZI: Askeri savcılık, ıslak imza bulunmayan belgelerden ıslak imzalı belge üretilebileceği gibi bir rapor alırsa sivil savcılığın raporuyla çelişki doğacak. KARARGAH KRİZİ: Askeri savcılık belgenin gerçek olmadığında ısrarcı olursa sivil savcılığın bulgularıyla çelişecek ve bir çok asker, askeri savcılığın suç demediği konularda sivil savcılıkça soruşturulacak. KRİZİ: Sivil savcılık, ihbarcı subaya “gizli tanık” sıfatı verirse askeri savcılık aynı subayı kendi görev alanı dahilinde sorgulamak istediğinde olumsuz yanıt alabilecek.
621134
New York'ta Wall Street'teki parka Türk bayrağı çekildi
19.17 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'ta 'teki parka Türk bayrağı çekildiNEW YORK (A.A) ’nin kentinde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle semtindeki Bowling Green Park’a Türk bayrağı çekildi Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu (TADF) danışmanlarından İbrahim Kurtuluş’un girişimiyle bu yıl 9’uncusu düzenlenen bayrak çekme törenine, Başkonsolosu Mehmet Samsar ve eşi Feruze Samsar, Konsolos Yardımcısı Başar Şen, Türk Amerikan Dernekleri Federasyonu (TADF) Başkan Yardımcısı Turgay Kadıoğlu, Daimi Temsilciliği Askeri Ataşesi Albay Savaş Celepoğlu ile Binbaşı Deniz Ay, Bowling Green Parkı Dernek Başkanı Arthur Piccolo ve Türk Amerikan Ticaret ve Sanayi Odası (TACCI) Başkanı Sevil Özışık katıldı. Başkonsolos Samsar törende yaptığı konuşmada, ve arasında çok uzun yıllara dayalı, temeli sağlam ikili ilişkiler bulunduğunu belirtti. Bowling Green Parkı’nda ’nin 86. kuruluş yıl dönümünde Türk Bayrağı’nın göndere çekilmesinden büyük mutluluk duyduklarını kaydeden Samsar, törene katılanlara teşekkür etti ve herkesin Cumhuriyet Bayramı’nı kutladı. Daha sonra Türk Bayrağı göndere çekildi ve hep birlikte İstiklal Marşı okundu. Ardından Brooklyn Amity okulunun Türk öğrencileri Cumhuriyet’in 86. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla şiir okudu. New York’ta yaşayan Türk toplumu üyelerinin katıldığı bayrak törenine yabancılar da ilgi gösterdi. Törenden önce New York Başkonsolosluğunca baklava ikram edildi. New York Başkonsolosu Mehmet Samsar ve eşi Feruze Samsar, bu akşam Waldorf Astoria Otelinde Cumhuriyet Bayramı resepsiyonu verecek. Şıklık ve fonksiyonellik ona özgü.. ...
620071
'Kybele'nin tarihe yolculuğu yarım kaldı
Haziran 2009 günü İzmir'in Urla ilçesinden yola çıkan Kybele'nin kaptanı ve 360 Derece Tarih Araştırmaları Derneği Başkanı Osman Erkurt, normal şartlarda 15 Kasım 2009 tarihinde, antik özellikleri barındıran teknenin dönüşünün planlandığını söyledi. Teknenin, bağlı bulunduğu marinada battığını ifade eden Erkurt, "Henüz ne olduğunu bilmiyoruz. Raporları göreceğim. Bizimkinden başka batan tekne yok. Hava muhalefeti oldu ama önemli değildi. Soruşturma sürüyor." dedi. Sadece yelken ve küreklerle Marsilya'ya götürülen Kybele, yüzlerce kültürel, ekonomik ve sosyal faaliyeti kapsayan 'Fransa'da Türkiye Yılı Temmuz 2009-Mart 2010' etkinlikleri çerçevesinde bu ülkede bulunuyordu. Kybele'nin ekibinde, çoğu üniversiteli 20 kürekçi, yelkenci görev almıştı.
620674
Bosna'da Sırp polisi tutuklandı
Bosna Savcılığından yapılan açıklamada, eski Sırp polisleri Dusko Ceviç (52) ile Zoran İliç'in (36) dün Srebrenitza'da, Mendelyev Dcuriç'in (49) ise bugün Biyelyina'da tutuklandıkları ifade edildi. Sözcü Boris Grubesiç, tutuklanan şahısların Bosna Sırp Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı bünyesinde çalıştıklarını ve Srebrenitza soykırımında rol aldıkları kuşkusuyla savcılığın emri üzerine yakalandıklarını söyledi. Bosnalı Sırp güçler, 1995'te Srebrenitza'da bin Boşnak erkeği öldürmüşlerdi. Uluslararası Adalet Divanı da bu katliamın soykırım olduğunu açıklamıştı.
620859
Köşk'te yarım saatlik mini zirve
FEHMİ KORU TAMER KORKMAZ Köşk'te yarım saatlik mini zirve YENİ ŞAFAK İNTERNET-AJANSLAR Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, yarım saate yakın ayak üstü sohbet etti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Çankaya Köşkü'nde verdiği resepsiyona CHP lideri Deniz Baykal ve MHP lideri Devlet Bahçeli ile DTP'liler katılmazken, CHP ve MHP'den vekiller yer aldı. Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Gül ile tokalaştıktan sonra Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile ayaküstü yaklaşık yarım saat sohbet etti. İkilinin yanına daha sonra TBMM Başkanı M. Ali Şahin de geldi. Görüşmede son günlerde tartışma konusu olan 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın gündeme geldiği tahmin ediliyor. Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlandığı Adli Tıp tarafından kanıtlanan belgede, AK Parti hükümetinin devrilmesi için yapılması öngörülen faaliyetler yer alıyordu. AYRINTILAR GELİYOR... 29.10.2009 POLİTİKA
620772
Samsun'da ev yangını: ölü
Samsun'un Alaçam ilçesindeki ev yangınında bir kişi yanarak öldü. Edinilen bilgiye göre, Çeşme Mahallesi'nde Hamit Canbaz'a (47) ait tek katlı evde, ilk belirlemelere göre sobadan sıçrayan kıvılcım nedeniyle yangın yangın çıktı. Alaçam Belediyesi itfaiye ekiplerinin müdahalesiyle yangın kontrol altına alınırken, yangın sırasında içeride mahsur kaldığı tahmin edilen Hamit Canbaz'ın cesedi bulundu. Tek başına yaşadığı öğrenilen Canbaz'ın ölümüne neden olan yangınla ilgili soruşturma sürdürülüyor. AA
620698
Balıkçıların ağlarına ayı takılınca
13.35 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Balıkçıların ağlarına ayı takılınca ’nun Cide ilçesinde, denizin kıyı kesiminde oluşan yakamozu balık sürüsü zannederek ağ atan ve bir süre sonra toplayan balıkçılar, yakaladıklarının ayı olduğunu fark edince paniğe kapıldılar. Balıkçılar ağı panikle denize atınca, ağlardan kurtularak kıyıya çıkan ayı ormanlık alana kaçtı. Alınan bilgiye göre, balıkçı Rafet Bayramoğlu, dün gece, ’dan gelen arkadaşları ile birlikte kendisine ait ’Bayramoğlu’ adlı teknesiyle balık avlamak amacıyla denize açıldılar. Bir süre ile giden balıkçılar, kıyıya yakın yerde oluşan yakamozu balık sürüsü zannederek bu yöne doğru hareket ettiler. Kıyıya yaklaştıklarında da bölgeyi ağlarla çeviren Bayramoğlu ve arkadaşları, beklemeye başladılar. Daha sonra ağları tekneye çıkarmaya çalışan ve ağın ağır olmasından dolayı çok fazla balık yakaladıklarını tahmin eden balıkçılar, yakaladıklarının ayı olduğunu fark edince paniğe kapıldılar. Ayının içinde bulunduğu ağı denize atan balıkçılar, hızla bölgeden uzaklaştılar. Ağdan kurtularak kıyıya çıkan ayı ise ormanlık alana kaçtı. Ayının, kıyıda yemek için balık yakalamaya çalıştığı tahmin ediliyor. Anneler yanından ayıramayacak. ...
621057
Filistin, Bakü'de büyükelçilik açacak
Riyad El Malik, iki günlük temasları çerçevesinde Bakü'de Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov'la görüştü. Görüşmeden sonra iki bakan, basın açıklaması düzenledi. Memmedyarov ve El Malik iki ülke arsında diplomatik ilişkilerin başlatılması konusunda anlaştıklarını ifade etti. Filistinli Bakan bu çerçevede Bakü'de büyükelçilik açacaklarını aktardı. Azerbaycan'la Filistin'in benzer sorunlarının olduğunu söyleyen Filistinli Bakan, Azeri meslektaşını ülkesine davet etti. Riyad El Malik, "Azerbaycan'ın işgal altındaki toprakların geri verilmesi süreci uluslararası örgütler düzeyinde sağlanmalıdır" dedi. El Malik, "Azerbaycan'ın da Filistin gibi topaklarının bir kısmı işgal edildi. Problemlerin çözümü için Hem BM, hem İKÖ, hem de başka uluslar arası örgütler düzeyinde birlikte çalışmalıyız." diye konuştu. Azeri Dışişleri Bakanı Memmedyarov da Bakü'nün bağımsız Filistin devletinin kurulmasını desteklediğini ve Orta Doğu'daki sorunların çözümüne katkı sağlamaya hazır olduğunu söyledi.
619746
"Oldu ve bitti"
Ziraat Türkiye Kupası play-off maçında Bucaspor'u 2-1'lik skorla geçen Galatasaray'da teknik direktör Frank Rijkaard, aldıkları galibiyetin önemine vurgu yaptı. Maç sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşan Frank Rijkaard, Bucaspor karşısında önemli bir galibiyet aldıklarını belirterek, ''İlk yarı her şeyin iyi gittiğini söyleyebiliriz. İki güzel gol bulduk. Maçta 10 kişi kaldıktan sonra etkilendik diyebiliriz. Uzun süre 10 kişi oynamak zorunda kaldık. İyi bir oyun için elimizden geleni yaptık'' dedi. Sakatlanan Baros ve kırmızı kart cezalısı durumundaki Keita ile Elano'nun yokluğunda nasıl bir sistem uygulayacağının sorulması üzerine Rijkaard, ''Şu an sistem değişikliği düşüncemiz yok. Bugün de Arda ile Kewell zaman zaman tek forvet olarak oynadılar ama bu sistemde değişiklik olduğu anlamına gelmez'' ifadelerini kullandı. -''O MAÇI UNUTTUK''- Frank Rijkaard, Fenerbahçe ile yapılan derbi maç sonrası takımın havasının sorulması üzerine şunları söyledi: ''Hepsi profesyonel futbolcular. maçı hala yaşamamızın anlamı yok. Oldu ve bitti. Bundan sonra önümüzde uzun bir periyot ve önemli maçlar var. maçı unuttuk. Derbi maçla ilgili etrafımızda ve basında hala bahsedilebilir ama bizim için sıkıntı yok. Bu tip zorlu durumlarla da yüzleşmek lazım. Maçı kaybettik ama şampiyonluk yolunda bir şey yitirmedik.'' Hollandalı çalıştırıcı, derbi maç sonrası basına yansıyan haberleri de takip ettiğini vurguladı. -''ARDA ÇOK İYİ BİR KAPTAN VE FUTBOLCU''- Galatasaray takımı kaptanı Arda Turan'a yönelik eleştirilerin hatırlatılması üzerine, oyuncusuna övgülerde bulunan Rijkaard, ''Arda çok iyi bir kaptan ve futbolcu'' diye konuştu. Bir futbolcunun sezon boyunca hep aynı performansı göstermesinin çok zor olduğuna değinen Hollandalı çalıştırıcı, ''Arda daha çok genç ve kabiliyetli bir futbolcu. Bu şekilde çalışmaya devam ederse, çok önemli bir futbolcu olacak. Ne kadar önemli biri olduğunu zaten gösterdi yine. Bugün de bir gol atıp, bir asist yaptı'' şeklinde konuştu. -MEHMET TOPAL: ''OYNADIKÇA PERFORMANSIM ARTACAKTIR''- Galatasaraylı oyuncu Mehmet Topal, yaptığı açıklamada, hocasınını görev verdiği her mevkide elinden geleni yapmaya çalıştığını belirtirken, ''Hocam görev verdikten sonra mevki ayrımı yapmam. Sadece elimden gelenin en iyisini yapmak için mücadele veririm. Oynadıkça performansım da artacaktır'' dedi. Teknik direktör Frank Rijkaard'ın, derbi maçta Fenerbahçe'nin kendilerini provoke ettiği yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine Mehmet Topal, ''Hocamız bir şey söylemişse doğrudur. Fenerbahçeli taraftarların ve futbolcuların istenmeyen hareketleri oldu. Biz bunlara uymamalıydık. Büyük futbolcular, profesyonel futbolcular böyle zamanlarda belli oluyor. Yapılanlara kapılmamalıydık'' derken, ''Hiçbir şey bitmiş değil. Lig daha çok uzun. Bu maçı artık unutmalıyız. Hatalarımızdan da dersler almalıyız. Takım şu an iyi durumda. Bir kaç gündür moraller bozuktu ama şimdi iyi'' ifadelerini kullandı. -''KEITA ÖZÜR DİLEDİ''- Mehmet Topal, Fenerbahçe maçında kırmızı kart görerek takımı 10 kişi bırakan Keita'nın kendilerinden özür dilediğini aktardı. Keita'nın çok iyi bir futbolcu olduğunu vurgulayan Mehmet Topal, ''Zaman zaman sahada istediğini yapamayınca, bunu hırs olarak yansıtıyor. Hatasını kendisi de biliyor ve takım arkadaşlarından özür diledi. Biz de kabul ettik. Önümüzdeki önemli maçlarda ona ihtiyacımız olacak. Artık böyle bir hata yapmayacağını söyledi'' dedi. Mehmet Topal ayrıca, Galatasaray taraftarlarının tepkisi için de, kendilerine sezon sonuna kadar destek olmaları halinde, onları mahcup etmeyeceklerine inandığını dile getirdi.
620345
İngiltere'de postacılar yine grevde
Bu hafta başından beri, "Royal Mail" yetkilileri ile posta servisi çalışanları sendikası arasında, maaşların iyileştirilmesi ve servisin "yenilenmesine" ilişkin görüşmeler yürütülüyordu. Görüşmelerde ilerleme sağlanamayınca, postacılar bugünden itibaren cumartesi akşamına kadar ülke genelinde çalışmama kararı aldılar. Posta servisi çalışanları, çalışma koşullarının ve maaşların iyileştirilmesinin yanı sıra sayısı azalan mektup ve kargo bildirimleri nedeniyle kurumun yapısının yenilenmesini ve modernleşmesini istiyor. Geçen hafta yapılan iki günlük grev, ülkede posta bildirimlerinin yüzde 40'ının gecikmesine ve 30 milyondan fazla mektup ve kargonun dağıtım için birikmesine neden olmuştu. Bu seferki grevin daha uzun sürecek olmasının, aksamalardaki sayıyı daha da artıracağı tahmin ediliyor. "Royal Mail" iki yıldan bu yana ülke genelinde grev yapmıyordu.
620714
İKT'den teröre sert kınama
İhsanoğlu, yaptığı açıklamada, özellikle İKT üyesi ülkelerde suçsuz insanlara karşı girişilen terör olaylarından duyduğu derin rahatsızlığı dile getirdi. Terör olaylarının bir türlü inandırıcı bir çözüme kavuşturulamadığını kaydeden İhsanoğlu, askeri çözümlerle de bir sonuca gidilemeyeceği vurgusunu yaptı. Genel Sekreter İhsanoğlu, terörizmin ancak yeni yaklaşımlarla çözüm bulabileceğini ve İslam dünyasının birlik içerisinde diplomasi ve barış için ortak adımlar atması gerektiği belirtti. AA
620346
Ankara Üniversitesi, yüzmede dünya rekoru için hazırlanıyor
Masterlar Dünya ve Avrupa rekortmeni Lestideau'nun 200 metre kelebek, 200 metre karışık, 50 metre sırtüstü, 50 metre kelebek ve 400 metre karışık yarışmalarında yeni bir dünya rekoruna daha imza atması bekleniyor. Ankara Üniversitesi Olimpik Yüzme Havuzu Sorumlusu Kerem Tanılkan, yaptığı açıklamada, kırılacak olası bir dünya rekoruna Ankara Üniversitesi olarak ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyacaklarını ifade etti.
620732
Cimbom, Sivasspor maçına hazırlanıyor
Florya Metin Oktay Tesisleri'nde teknik direktör Frank Rijkaard yönetiminde gerçekleştirilen idmanda, Bucaspor karşısında forma giyen oyuncular dinlenmeye yönelik bir çalışma gerçekleştirdi. Diğer oyuncular ise top tekniği ve şut çalışmasının ardından yarım sahada çift kale maç oynadı. Galatasaray'ın bugünkü idmanına sakatlığı süren Baros katılmazken, Emre Aşık takımdan ayrı çalıştı. Arda ise salonda çalışmasını gerçekleştirdi. Galatasaray, Sivasspor ile yapacağı karşılaşmanın hazırlıklarını yarın yapacağı antrenmanla sürdürecek. Bu arada, taraftarlara da açık olan antrenman öncesi sarı-kırmızılı takımın teknik heyeti ve oyuncuları Türk bayrağıyla basın mensuplarına görüntü vererek Türkiye Cumhuriyeti'nin 86. kuruluş yıl dönümünü kutladılar. AA
619823
Hükümete çağrı: Gereğini yapın, her türlü desteği vermeye hazırız
MHP lideri, Türkiye'nin geçmiş asırlardan beri siyasetin ve demokrasinin sırtında kambur olan ilkel anlayıştan mutlaka kurtulması gerektiğini belirtirken, net konuştu: "Kendinde güç ve akıl vehmedenlerin demokrasi dışı arayışları, kirli oyunları ve dayatmaları acilen soruşturulmalı ve sonuçlandırılmalıdır. Adaletin tecellisine ve kararlarına herkes katlanmalı, hangi seviyede ve kim olursa olsun sorumlularına hadleri bildirilerek, bütün gerçeklerin bir an önce ortaya çıkması sağlanmalıdır." Bahçeli, MHP Basın Merkezi aracılığıyla yaptığı yazılı açıklamada AK Parti iktidarını "demokrasiye yönelik tehditlerin üzerine gitmemekle" suçladı. İktidarın siyasete dışarıdan müdahale arayışlarını sandıklarda saklayıp günü geldiğinde gündem değiştirme vasıtası olarak ortaya sürdüğünü savunan MHP lideri, hükümetin bir an önce soruşturmaları sonuçlandıracak tedbirleri almasını ve meselenin sıkıştığı yerde devreye sokacak bir oyalama ve göz boyama vasıtası olmaktan çıkartılması gerektiğini kaydetti. Ardından Başbakan Tayyip Erdoğan'a şu çağrıyı yaptı: "Eğer Başbakan, Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde olduğu iddia edilen demokrasiye ve siyasete müdahale hazırlıkları konusunda düşüncelerinde samimi ise konunun vahametine ve ciddiyetine bağlı olarak adalet hızla işletilmeli ve hükümet bir an önce gereğini yapmalıdır. Siyasetin alternatifi mutlaka siyaset olmalı, kendinde güç ve akıl vehmedenlerin demokrasi dışı arayışları, kirli oyunları ve dayatmaları acilen soruşturulmalı ve sonuçlandırılmalıdır. Adaletin tecellisine ve kararlarına herkes katlanmalı, hangi seviyede ve kim olursa olsun sorumlularına hadleri bildirilerek, bütün gerçeklerin bir an önce ortaya çıkması sağlanmalıdır. Türkiye, geçtiğimiz asırlardan beri siyasetin ve demokrasinin sırtında kambur olan bu ilkel anlayıştan mutlaka kurtulmalıdır. AKP zihniyeti de bir an önce soruşturmaları sonuçlandıracak tedbirleri almalı ve konu, sıkıştığı yerde devreye sokacak bir oyalama ve göz boyama vasıtası olmaktan çıkartılmalıdır. Bu konuda partimiz ihtiyaç duyulacak bütün desteği vermeye hazır ve kararlıdır.'' Devlet Bahçeli, açıklamasında cuntacılarla mücadelenin 'tamamen hukuk içinde kalınarak yapılması'nı da istedi. Ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yıpratılmasından ve karalanmasından kaçınılması gerektiğinin altını çizdi.
621176
Milli Piyango çekildi
Milli Piyango İdaresi'nden yapılan açıklamaya göre, son rakamı iki (2) ve dokuz (9) olan biletler de amorti kazandı. Milli Piyango'nun 29 Ekim çekilişinde ikramiye kazanan biletlerin numaraları ve ikramiye tutarları şöyle: 2,000,000 TL ikramiye kazanan numaralar ------------------------------------- 656510 200,000 TL ikramiye kazanan numaralar ----------------------------------- 334730 50,000 TL ikramiye kazanan numaralar ---------------------------------- 112602 5,000 TL ikramiye kazanan numaralar --------------------------------- 568219 300 TL ikramiye kazanan numaralar --------------------------------- 006503 093540 211961 327110 367506 451083 529213 609832 008540 117125 219008 332365 376473 453701 531556 624605 013246 120107 245631 333232 388489 463253 531885 627628 021108 127655 246701 334954 408172 478287 534632 631752 024163 134453 262776 337964 415047 479698 540578 638813 035057 136435 262950 343505 418017 481793 542131 642627 035636 137023 265132 349877 421032 482602 546320 658443 040341 138118 267536 351142 424112 488362 549241 662427 047588 147350 276406 355543 437013 502795 559859 662561 053377 187574 296168 358062 446624 508105 562207 673406 055308 193288 301340 361013 447822 511251 566680 678064 077236 196575 313824 363236 448599 511460 573747 689522 079573 211543 315714 366617 ------ ------ ------ ------ 200 TL ikramiye kazanan numaralar ---------------------------------- 010569 096145 200018 269608 336425 426636 531473 615928 015126 100002 200049 272107 342419 428362 539730 617821 033070 101608 201409 272861 347121 432643 545501 623386 034144 103468 203521 273365 350731 433290 546229 631711 034903 107627 211590 280003 354435 442788 547706 634239 041437 115012 214143 280273 365378 447816 557905 634743 042167 126348 224797 285378 368021 448758 561473 640444 049501 127646 227796 287094 368164 449649 566286 640653 050090 131864 231679 291229 377537 455370 566525 658983 052996 132509 231901 298733 387702 455563 570227 659976 067524 133302 244752 309431 389361 455851 572711 662900 072381 137365 249572 311675 398200 459588 575087 663289 072413 138028 251589 313659 399444 485738 582564 668885 077162 147614 257513 319720 401120 497660 583825 672855 079147 157655 260276 321311 405225 503094 584164 689531 082065 159068 262686 322658 407312 511301 595435 691199 086715 169070 264454 322826 407533 520112 597211 696184 093601 184960 265595 332113 412539 522224 614224 697912 095323 197948 267042 333060 421946 525332 ------ ------ SON RAKAMINA GÖRE 150 TL ikramiye kazanan numaralar ------------------------------------------------------ 00232 20415 31308 40784 58298 71209 85626 89254 02068 23964 32983 43809 59048 74081 86666 92902 06911 24900 33407 44896 60672 74905 87662 94816 10574 25300 33505 49075 65418 75244 87806 94874 14113 26253 35131 53527 68496 79021 88241 98608 16931 28013 36227 55395 70776 84177 88654 98826 17776 30223 ----- ----- ----- ----- ----- ----- SON RAKAMINA GÖRE 100 TL ikramiye kazanan numaralar ----------------------------------------------------- 0452 1023 2954 5610 6504 7074 7503 8616 0560 1167 3202 6133 6514 7198 7611 8920 0720 1347 3428 6184 6641 7337 7633 8997 0840 1563 3518 6210 6732 7443 7846 9547 0906 2694 3708 ---- ---- ---- ---- ---- SON RAKAMINA GÖRE 50 TL ikramiye kazanan numaralar ---------------------------------------------------- 016 145 530 659 695 027 296 580 671 992 137 514 --- --- --- SON RAKAMINA GÖRE 32 TL ikramiye kazanan numaralar ---------------------------------------------------- 02 07 18 26 47 68 16 TL ikramiye kazanan numaralar --------------------------------- SON RAKAMI (2) İKİ OLANLAR SON RAKAMI (9) DOKUZ OLANLAR 2000 TL TESELLİ ikramiye kazanan numaralar --------------------------------------------- 056510 616510 653510 656410 656515 656530 656590 658510 156510 626510 654510 656500 656516 656540 656610 659510 256510 636510 655510 656511 656517 656550 656710 666510 356510 646510 656010 656512 656518 656560 656810 676510 456510 650510 656110 656513 656519 656570 656910 686510 556510 651510 656210 656514 656520 656580 657510 696510 606510 652510 656310 ------ ------ ------ ------ ------ 29 Ekim 2009
619821
AB'den, 'millete komplo'ya sert tepki
Belge sayesinde TSK içindeki bazı güçlerin, görev alanları dışına çıkarak suç unsuru taşıyan planlar yaptığının görüldüğünü belirten Flautre, "Bu gelişmeler Meclis'ten temmuz ayında geçen ve askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan yasanın ne kadar önemli olduğunu ortaya koydu." dedi. AP milletvekili Andrew Duff da, "TSK, bu lekeden tamamıyla şeffaf ve sivil bir soruşturma aracılığıyla kurtulamazsa, Türkiye'nin güvenilir bir NATO müttefiki olarak algılanması zorlaşacaktır." görüşünü dile getirdi. Genelkurmay'ın beş ay önce belgeyi 'kâğıt parçası' diyerek reddettiğini hatırlatan Duff'a göre, planın doğruluğunun tespit edilmesi, sivil mahkemelerin Genelkurmay arşivine tam erişiminin sağlanmasının önemini gösterdi. Avrupa İçin Demokratlar ve Liberaller İttifak Grubu Üyesi Duff, eşbaşkan yardımcısı olduğu Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu'nun 62. toplantısı için geldiği Ankara'da 'Eylem Planı'yla ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Belgenin orijinalinin ortaya çıkmasını çok önemli bir gelişme olarak değerlendiren Duff, "Buradaki asıl sorun sivil mahkemelerin askerî belgeleri inceleme yetkisinden mahrum olmalarıdır. Sivil mahkemelerin bütün askerî arşive tam erişimleri olmadan sağlıklı bir sonuca varmaları zor olacaktır." dedi. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un beş ay önce söz konusu belgeyi "kâğıt parçası" diyerek reddettiğini hatırlatan Duff şöyle devam etti: "Tehlikede olan, Türkiye'nin bir hukuk devleti olarak uluslararası arenadaki saygınlığıdır. Olayı sadece iç politika çerçevesinde görmemek gerekir. Eğer Türk Silahlı Kuvvetleri bu lekeden tamamıyla şeffaf ve sivil bir soruşturma aracılığıyla kurtulamazsa, Türkiye'nin bundan böyle güvenilir bir NATO müttefiki olarak algılanması zorlaşacaktır. General Başbuğ, askerî arşivleri sivil savcıların incelemesine açmaya hazırlanmalıdır." Duff, askerî arşivleri sivil denetime açmanın TSK'nın saygınlığını korumasına hizmet edeceğini vurguladı. Aksi takdirde, TSK'nın 'yolsuzluk ve siyasete müdahale' şüphelerinden kurtulamayacağına işaret etti. Bu durumun hem kendisinin hem de Türkiye'nin saygınlığını tehlikeye atacağını savundu. NATO'daki müttefiklerin böylesi bir orduyla işbirliğini geliştirme konusunda tereddütler yaşayacağını ileri sürdü. Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Hélène Flautre ise sorunun Ergenekon davası süreciyle benzerlik taşıdığını söyledi. TSK'nın görevlerini yerine getirirken mahkemelerin denetimi altında olması gerektiğini kaydeden Flautre, son gelişmenin bu konunun önemini bir kez daha ortaya koyduğunu anlattı. Flautre, şöyle konuştu: "Belge sayesinde gördüğümüz, TSK'nın içinde bazı güçlerin kendi görev alanları dışına çıktıkları, hatta yasak diyebileceğimiz ve adli makamlar tarafından takip edilmesi gereken planlar yaptıklarıdır. Burada, Avrupa Komisyonu'nun son ilerleme raporunda da belirtildiği gibi yapılacak tek bir şey var; da Türkiye mahkemelerinin ve savcılarının harekete geçmesidir. Bu gelişmeler TBMM'den temmuz ayında geçen ve askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan yasanın ne kadar önemli olduğunu ortaya koydu." Söz konusu yasa anamuhalefet partisi CHP tarafından Anayasa Mahkemesi'ne taşınmıştı. Bazı çevrelerin orijinal belgeyle yargı sürecini yönlendirmek için mahkemenin vereceği bu kararı beklediği konuşuluyor.
619973
Keita agresif kolay atılır
Keita agresif kolay atılır Keita agresif kolay atılır OĞUZ YÖRÜK 29.10.2009 Derbide attığı yumruk nedeniyle kırmızı kart gören Keita için Derbide attığı yumruk nedeniyle kırmızı kart gören Keita için Daum'un yardımcısı Ayhan Tumani'nin verdiği, "Çok sinirli. Rahatlıkla kart görebilir" raporu Carlos'un işini kolaylaştırdı Fenerbahçe-Galatasaray derbisi geride kaldı ama tartışmaları hala bitmedi. Dün de bu iddialara bir yenisi daha eklendi. Fenerbahçe'de teknik direktör Daum'un yardımcısı Ayhan Tumani'nin maçlarını izlediği Galatasaraylı Keita için verdiği, "Çok sinirli ve agresif. Kolay kart görebilir" raporu derbinin kilit noktalarından birini tayin etti. Kasımpaşa ve Eskişehirspor maçlarını takip eden Ayhan Tumani, Daum'a, "Keita'nın sinirli bir yapısı var. Özellikle bu iki maçta açıkça bunu gözlemledim. Kolay kart görebilir. Bu bizim için bir avantaj. Bu noktaya parmak basalım" dedi. BİLGİLER CARLOS'A Tumani'nin daha sonra kanatta Keita'yı savunacak Roberto Carlos'a bu bilgileri aktardığı ve bu iki maçın kasetlerini Brezilyalı oyuncuya izlettirdiği öğrenildi. Roberto Carlos'un bu bilgiler doğrultusunda maç boyunca Keita ile futbol olarak savaşmanın dışında psikolojik olarak da mücadele verirken, Galatasaraylı futbolcu yaptığı hareketten dolayı da direkt kırmızı kartla oyun dışı kaldı. Keita agresif kolay atılır Yayın tarihi: 29 Ekim 2009 Perşembe
620237
Kilo aldıran 10 büyük diyet yalanı
Fazlalıklarımızdan kurtulurken kanıksanan birçok yanlış tabu da bize köstek olur. Bunlardan bazılarını sizler için derledik. Aç karınla su için Sabah aç karınla mümkünselimon sıkılmışsuyun fazla kiloları yakmada etkili olduğu sık sık söylenir. Ancak ne limon ne maydanoz ne deceviz suyunun kilo verdirici bir etkisi yoktur. Buna karşılık bol bol içilen suyun iştah ve açlık hissini bastırdığı doğrudur. Ancak 'litrelerce su içtim' diyerek fazla kilolarınızın yanmasını beklemeyin. Mucize ıspanakta Posa, folik asit ve potasyum açısından zengin olabilir ancak tüm yeşil yapraklı sebzeler gibi demiz bakımından fakirdir. Dolayısıyla diyet sırasında bol bol ıspanak tüketmek doğru değildir. Akşamları yeme! Akşam yemeklerini hayatınızdan çıkarmak fazla kilolarınızla mücadelede ne kadar etkili olur? Bu tamamen kişiye bağlıdır.Önemli olan güniçinde harcadığınız kalori ile aldığınız gıdalarla bedeninize yüklediğiniz enerjinin dengesidir. Gün içinde yaktığından fazla yiyen bir kişinin akşam yemeğinden vaz geçmesi bir anlam ifade etmez. Daha sık ve daha az ye! Mini mini porsiyonlarla günde 5öğün mü yoksa geleneksel öğün mü? Bu da uzmanların üzerinde pek anlaşamadığı bir nokta. Kesin olan sık yemenin kan şekerini düşürdüğü bunun sonucunda da iştahımızın daha kolay kontrol altına alındığıdır. Ancak diğer taraftan yükselen insulin seviyesi yağ yakımını zorlaştırır. Oyüzden önemli olan öğün sayısı değil alınan toplam kalori miktarıdır. Sporcu dediğin yer! Düzenli olarak spor yapan ve hareket halindeki kişiler dilediklerini yiyebilir. Malesef bu doğru değil. Çünkü spor tahmin edilendaha azyağ yakmanızı sağlar. Bir yetişkin yareım saatlik koşuyla yaktığı enerjiyi bir litre birayla yeniden vücuda yükler. Hamama giren zayıflar Hayır efendim hamama giren sadece terler! Ter dediğimizde sadece sıvı kaybına neden olur. Hamam çıkışında içtiğimiz bir şişe suyla kaybettiğimiz ağırlığımıza yeniden kavuşuruz. Kahvaltıya hayır! Atlanansabah kahvaltıları son derece sağlıksız ve fazla kilolarla mücadelede alacağınızbüyük bir darbedir. Metabolizmanız düşer öğle yemeğinde de daha fazla yerseniz. Diyetse koy sepete! Diyet ve light etiketli ürünlerden mucize baklameyin! Bunların daha az yağihtiva ettiği doğrudur. Ama aynı zamanda şeker seviyeleri de yüksektir. Daha az yağsız ürün daha tatsız tuzsuzdur ayrıca daha çok yedirir. Karıştırma! Diyet sırasında karbonhidratla proteinler asla birbirine karıştırılmamalıdır. Başta süt, yoğurt, ekmek ve patates gibi birçok besinin birleşiminde karbonhidratve protein barındırdığını düşündüğümüzde protein karbonhidrat ayrılığının uzun vadade ayrılmaası olanaksız. Deutsche welle
620735
BM: Afganistan’daki saldırılar utanç verici
14.28 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’daki saldırılar utanç verici Kahraman Halişçelik Bildiriyor- Genel Sekreteri Ban Ki Moon, ’da dün meydana gelen saldırılarda beş BM çalışanının yaşamını yitirmesini sert bir dille eleştirdi. Ban, ‘BM çalışanları Afganistan’a mermilerle değil, daha güçlü bir silah olan umutla gittiler. Saldırılar, bizi misyonumuzdan alıkoyamayacak.’ dedi. BM Genel Merkezi’nde düzenlediği aylık basın toplantısına, Afganistan’da bugün güçleri tarafından yapılan sonucu Birleşmiş Milletler çalışanın öldürülmesinden duyduğu derin üzüntüyü dile getirerek başlayan ve saldırıyı sert bir dille kınayan Ban, bu tip saldırılarının, kendilerinin halkına yapacakları yardımdan alıkoyamacağını söyledi. Genel Sekreter şöyle konuştu: “Bu şok edici ve utanç verici saldırıyı ve bu saldırıyı gerçekleştiren teröristleri kınıyorum. Bu saldırının hiçbir gerekçeyle haklı gösterilecek tarafı yoktur. Bu saldırı, BM’nin işinin ne derece zor olduğunu ortaya koymaktadır. Bugün yaşamını kaybeden BM çalışanları Afganistan’a mermilerle değil daha güçlü bir silah olan umutla gittiler. Bizi yardım misyonumuzdan alıkoyamayacaklar. Bugün Afgan halkı ile birlikteyiz yarında birlikte olmaya devam edeceğiz.” Ban, saldırı sonrasında BM olarak Afganistan’daki BM çalışanlarının güvenliğini arttıracaklarını söyledi. GOLDSTONE RAPORUNU DESTEKLİYORUM Ban Ki Moon, BM tarafından hazırlanan ve ile ’ı son operasyonunda savaş suçuyla itham eden Goldstone raporuna desteğini yineledi. Rapora herkesin güven duyması gerektiğini kaydeden Ban, Genel Kurul’un raporu görüştükten sonra kendisine ileteceği tavsiyeleri de dikkate alacağını vurguladı. Mescid-i Aksa’daki olaylara da değinen BM Genel Sekreteri, tarafları bölgede provokatif eylemlerden kaçınmaları yolunda uyardı. Provokatif eylemlerin bölgede var olan güveni zedeleyeceğine dikkat çeken “Taraflara provakatif hareketlerden kaçınmaları çağrısında bulunuyorum. -İsrail barış görüşmelerinin devam etmemesi durumunda ’daki politik gerginlik daha da artacaktır” dedi. Çatışmalarının üzerinden 10 ay geçmiş olmasına rağmen hala Gazze’nin yeniden yapılanması ve sınırların tekrar açılması konusunda bir gelişme olmadığını hatırlatan Genel Sekreter şöyle devam etti: “’da bölge için yapılan bağış konferansında 4.5 milyar yardım yapılacağına dair söz aldık. Ancak bu paranın çok az bir kısmı verildi. Gazze’de aileler hala evlerini tamir edemediler, sağlık ocakları ve okullar hala harabe halde. İsrail, BM’in yeniden yapılanma teklifini kabul etmelidir. Çünkü barışın tek garantisi insanların sağlığı ve güvenliğidir.” (ANKA) Şıklık ve fonksiyonellik ona özgü.. ...
620415
Cem Garipoğlu babasıyla aynı cezaevinde
10.59 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, babasıyla aynı cezaevindeRamazan ALMAÇAYIR İSTANBUL DHA) cinayetinin katil zanlısı 18 yaşına girdiği için 'nden 'ne nakledildi. Nakil için polis ekipleri sabah erken saatlerdin itibaren Maltepe Cezaevi önünde yoğun güvenlik önlemi aldı. Cem Garipoğlu'nun konvoyunda iki cezaevi aracı, jandarma eskordu ve polis özel şubesine ait ekipler yer aldı. Garipoğlu'un taşıyan araça, saat 09.00'da cezaevinden çıkış yaptı. Güzergah boyunca da polis ekipleri güvenlik önlemi aldı. Yaklaşık 1.5 aydır Maltepe Ceza İnfaz Kurumları Kampusu Çocuk Koğuşunda kalan Cem Garipoğlu 29 Ekim'de 18 yaşını doldurduğu için Silivri cezaevine nakledildi. ay süren firarın ardından yaklaşık 1,5 ay önce polise teslim edilen Cem Garipoğlu, yaşının küçük olması nedeniyle Maltepe Çocuk Cezaevi’nde bulunuyordu. Anneler yanından ayıramayacak. ...
620439
THY Isparta seferleri başladı
11.14 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, seferleri başladı ’nın (THY) seferi başladı. ’nin TK 384 sefer sayılı yolcu uçağı, 78 yolcusuyla Havalimanı’na indi. Vali yolcuları kırmızı güllerle ve üzerinde "’nin gül bahçesi Isparta’ya hoş geldiniz" yazılı pankartla karşılarken, Isparta Ticaret ve Sanayi Odası (ITSO) Başkanı Hasan Hüseyin Kaçıkoç ise pilot ve hosteslere üzerinde nazar boncukları bulunan çiçekler verdi. Öner, havalimanında gazetecilere yaptığı açıklamada, THY’nin seferlerinin başlamasından ötürü heyecanlı olduklarını belirtti. Uçak seferlerinin Isparta turizmi ve ekonomisine de ciddi katkılar sağlayacağını kaydeden Vali Öner, şunları söyledi: "Seyahat süresinin kısalığı, işe ayrılan vaktin çoğalması, bir yandan Isparta’nın ekonomik yaşamının canlanması, bir yandan turizme açılması bakımından önem taşıyan bir organizasyon. THY’ye yönelik taleplerimizin şimdilik gün geliş, gün gidiş şeklinde karşılanmasını memnuniyetle karşılıyor, ancak yeterli bulmuyoruz. Yeterli hale gelişi biraz bizlerin gayretiyle, yolcu sayısının artmasıyla mümkün olabilecektir. Belediyemiz, Ticaret ve Sanayi Odamız, ilgili kuruluşlarımız gerekli ilgi ve katkıyı sağlamaya, göstermeye hazır. Fedakarlıkta bulunma bakımından da irade birliğimiz var." Vali Öner, seferlerin başlamasında desteklerini esirgemeyen ’a teşekkür etti. THY Müdürü Ömer Durna da, Isparta seferlerine 2001’de ara verdiklerini hatırlatarak, Isparta ve çevre illerin desteğiyle sefer sayısının daha da artabileceğini kaydetti. 1997’de Isparta seferlerine başlayan THY’nin Ocak 2001’de gerekli ticari beklentiler karşılanmadığı için seferlerine ara verdiğini dile getiren Durna, THY ailesi olarak seferlerin yeniden başlaması nedeniyle heyecanlı olduklarını ifade etti. Durna, şöyle konuştu: "Haftada seferle başlıyoruz. Ancak Isparta, çevre il ve ilçelerin de desteğiyle sefer sayısını 5’e çıkarma imkanı bulacağız. THY ticari bir kuruluştur. Antalya Müdürlüğüne bağlı olarak Isparta Şefliği faaliyetini sürdürecek. Burada 24 saat yaşanabilecek aksaklıklar için her zaman sizlerin emrinde olacağız. İnanıyorum ki en kısa sürede bu seferlerin sayısını daha fazla artırma imkanımız olacak. Bu konuda genel müdürlüğümüz nezdinde değerlendirmeler yapılmaktadır. THY’nin Anadolu’da uçtuğu noktaların hepsinde her gün sefer yapılmaktadır. Isparta’da da sağlanacak destekle her gün sefer yapmayı arzuluyoruz." ITSO Başkanı Kaçıkoç ise, sefer programının yeniden gözden geçirilmesini istedi. Uçak seferlerinin sabah gidiş, akşam dönüş şeklinde ayarlanması gerektiğini ifade eden Kaçıkoç, saatlerin de uygun olmadığını ifade etti. Isparta Belediye Başkan Vekili Mustafa Taşdelen de uçak seferlerinin saat programlarına göre şehir ile havalimanı arasında ücretsiz servis kaldırılacağını açıkladı. Uçağın pilotu Birol Kurtoğlu da ilk uçuşta görev aldıklarını belirterek, "İnşallah bundan sonra kazasız belasız uçuşlar gerçekleştiririz" dedi. Anneler yanından ayıramayacak. ...
620284
Sıcaklıklar düşüyor
Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nce yapılan son değerlendirmelere göre; Marmara'nın batısı ve Kıyı Ege dışında tüm bölgelerimizde aralıklarla görülecek olan yağışların; Doğu Karadeniz kıyılarında (Giresun, Trabzon, Rize, Hopa) kuvvetli olması bekleniyor. Bu bölgelerde yaşanabilecek olumsuz şartlara karşı (Ani sel, su baskını, ulaşımda aksamalar, yıldırım düşmesi vb.) yurttaşların dikkatli ve tedbirli olunması istendi. Hava sıcaklığı kuzey ve iç bölgelerde ila derece azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Rüzgar genellikle kuzey ve kuzeydogu, güneydoğu kesimler ile zamanla Akdeniz kıyılarında güney ve güneybatı yönlerden hafif arasıra orta kuvvette, yağış alan yerlerde yağış anında kuvvetli olarak esecek. Bölgelerde hava Bölgelere göre hava durumu ise şöyle tahmin ediliyor: Marmara: Parçalı ve çok bulutlu, doğusu (Kocaeli, Sakarya, Bilecik) aralıklı, Kırklareli ve İstanbul çevreleri gece saatlerinden itibaren sağanak yağışlı geçecek. Ege: Parçalı bulutlu, Afyon ve Kütahya çevreleri öğleden sonra hafif sağanak yağışlı geçecek. Akdeniz: Parçalı çok bulutlu, Batı Akdeniz'de hafif olmak üzere, bölge geneli aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. İç Anadolu: Parçalı çok bulutlu, doğusu aralıklı, batısı (Eskişehir, Ankara) öğle saatlerinden itibaren hafif sağanak yağışlı geçecek. Batı Karadeniz: Parçalı çok bulutlu, Bolu, Düzce ve Karabük çevrelerinde hafif olmak üzere, bölge geneli aralıklı sağanak yağışlı geçecek. Orta ve Doğu Karadeniz: Parçalı çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Yağışların; Giresun, Trabzon, Rize ve Hopa çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. Doğu Anadolu: Parçalı ve çok bulutlu, kuzeydoğusunda (Ardahan, Kars, Erzurum, Bingöl, Muş, Van, Ağrı, Iğdır) hafif olmak üzere, bölge geneli aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Güneydoğu Anadolu: Parçalı çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. 29 Ekim 2009
620872
"Asıl hedef Süper Lig"
"Asıl hedef Süper Lig" Ziraat Türkiye Kupası'nda gruplara kalan Altay'ın teknik direktörü Fuat Yaman, "Asıl hedefimiz bir üst lige çıkmak" dedi. 29/10/09 16:05 Fuat Yaman, 4-0 kazandıkları Samsunspor maçından sonra yaptığı açıklamada, ilk turda Konyaspor ve bugün de Samsunspor'u yenerek Türkiye Kupası'nda gruplara kalma başarısı gösterdiklerini belirterek, takımdaki herkesin sorumluluk alabileceğini gösterdiklerini söyledi. Bu durumun uzun lig yarışında kendileri için avantaj olduğunu kaydeden Yaman, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bugünkü maç bizim kontrolümüzde geçti. Çok mutluyuz. gün sonra yine aynı takımla lig maçı oynayacağız. Taraftarımız da bizim ekip gibi karşımızda başka bir takım olacağını bilmek zorunda. gün sonraki maçın bu kadar kolay geçeceğinin garantisi yok. Bugün 10 dakika içinde gol bulduk. gün sonra bu 80-90 arasında da olabilir. Ligdeki maçımız, sadece takımımızın değil taraftarlarımızın da sabırlı olması gereken bir maç'' dedi. Yaman, grupta hangi takımların yer almasını istediğinin sorulması üzerine de şunları söyledi: ''Özellikle kendi sahamızda oynayacağımız maçlarda Fenerbahçe ve Galatasaray'ı isterim. Maddi anlamda darboğaz içindeyiz. Maddi anlamda her türlü oluşum bizi rahatlatacaktır. Sezon başında Türkiye Kupası ile ilgili ucuz bir düşünceye sahiptik. Ancak yaşadığımız ekonomik sıkıntılar, bizi buradan gelecek paraları bile bekler duruma getirdi. Asıl hedefimiz bir üst lige çıkmak ama kupada para kazandırabilecek her maçı oynamak istiyoruz.'' -SAMSUNSPOR CEPHESİ- Samsunspor Kulüp Menajeri Resul Akçay da yaptığı açıklamada, takım olarak gruplara kalmayı arzu ettiklerini, ancak bunu başaramadıklarını belirterek, ''10 dakikalık bölüm içinde üst üste yediğimiz gollerle elendik. Bizim için önemli olan lig maçları. Altay'a bundan sonraki maçta başarılar diliyorum. Hüseyin hocamızla dün anlaştık, lig maçında takımın başında olacak'' dedi. -ALTAY 3. KEZ GRUPLARDA- Samsunspor'u 3-0 yenerek, gruplara kalan Altay, 3. kez grup maçlarında mücadele edecek. Türkiye Kupası'nda ilk grup mücadelelerinin yapıldığı 2005-2006 sezonunda 1. kademede Dardanelspor, 2. kademede de Ankaraspor'u saf dışı bırakan Altay, (C) Grubu'nda Denizlispor, Fatih Karagümrük, Kayserispor ve Trabzonspor ile mücadele etti. Çeyrek finale yükselemeyen siyah-beyazlı takım, bir sonraki sezon 1. kademe maçında Karşıyaka'ya, 2007-2008'de ise Adana Demirspor'a yenilerek gruplarda mücadele etme hakkını elde etmedi. Geçen sezon 1. kademede Karşıyaka'yı, 2. kademede ise Beykoz 1908'i eleyen Altay, Ankaraspor, Galatasaray, Malatyaspor ve Kayserispor ile (B) Grubu'nda yer almış ancak yine çeyrek finale yükselememişti. A.A.
621112
Dopingle Mücadelede Yeni Yöntem
: Dopingle Mücadelede Yeni Yöntem FIFA ve WADA yeni bir anti-doping programı üzerinde çalışma yapmak için anlaşmaya vardı. Yeni yöntem önümüzdeki yıla hazır... Yayına Giriş: 29.10.2009 19:01:47 Güncelleme: 29.10.2009 19:01:47 Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) ve Dünya Anti-Doping Ajansı (WADA), üst düzey futbolcular için yeni bir dopingle mücadele programı üzerinde çalışıyor. FIFA Başkanı Sepp Blatter ve WADA Başkanı John Fahey, FIFA'nın İsviçre'nin Zürih kentindeki merkezinde biraraya gelerek, yeni anti-doping programı üzerinde anlaşmaya vardı. Her iki teşkilat da gelecek yıldan itibaren uygulanmaya konulacak yeni araştırma projesini geliştirmek için WADA'ya bağlı laboratuvarlarda çalışacak. Hakkında detaylı bilgi verilmeyen yeni projenin, Uluslararası Bisiklet Birliği'nce (UCI) uygulanmakta olan 'biyolojik pasaport programı'yla benzerlik gösterdiği ifade edildi. Futbolculardan düzenli örnekler alınarak, 'bireysel vücut kimyası profili'nin çıkarılacağı program sayesinde, bilim adamları yasaklı maddeleri aramaktan çok, doping kanıtlarına ulaşabilecek. Futbolda yılda 33 bin doping kontrolü yapılırken, bunların yüzde 0,3'ü pozitif çıkıyor.
620794
Baykal resepsiyon yerine sinemaya gitti
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül' ün verdiği 29 Ekim Cumhuriyet resepsiyonuna katılmayan CHP lideri Deniz Baykal, sinemaya gitmeyi tercih etti. "Nefes: Vatan Sağ Olsun" filmini izleyen Baykal, filmden çok etkilendiğini belirterek, "Çok etkili bir çalışma, çok çarpıcı" dedi. CHP lideri Baykal, "Bu film hepimizi sarsıyor, silkeliyor ve bir anlamda acı gerçeklerle yüz yüze getiriyor. Bir anlamda kendimizi sorgulamamızı, her şeyi ne kadar kolayca gözden çıkarmaya hazır olanların nasıl çok büyük trajedilere ülkeyi sürükleyebileceğini bir kez daha bize gösteriyor" dedi. Baykal, Cinebonus Panora'da "Nefes: Vatan Sağ Olsun" filmini izledi. Filmi izledikten sonra gazetecilere açıklama yapan Baykal, filmden çok etkilendiğini belirterek, "Çok etkili bir çalışma, çok çarpıcı" dedi. Filmin bu vatan için dağlarda büyük bir mücadele sürdürmekte olan insanların yaşamını gözler önüne serdiğini dile getiren Baykal, "Böyle bir şok yaşamaya, dünyayı bütün acımasızlığıyla önümüze çıkarmaya galiba ihtiyaç vardı. Bu çalışma bizim sahip olduğumuz şeylerin değerini, önemini belki anlamamıza yardımcı olur. Gördüklerimiz hepimizi sarsıyor" dedi. "Böyle bir sarsılmaya toplum, millet olarak ihtiyacımız var" diyen Baykal, "Onların korumaya çalıştığı, bizim sahip olduğumuz şeylerin ne kadar değerli olduğunu, önemli olduğunu galiba birilerinin bize hatırlatmasına ihtiyaç vardı. Şimdi bu film işte bize bunu hatırlatıyor, bunu düşündürüyor. Sahip olduklarımızı kolayca gözden çıkarabileceğimizi, onları hiçbir önem taşımıyormuş gibi gözden çıkarabileceğimizi düşünmeye kalkanlar umarım bir yeni değerlendirme yapma ihtiyacını hissederler" dedi. Filmi yapanları kutlayan Baykal, "böyle bir tablonun yaşanmasına ihtiyaç bulunduğunu" söyledi. "Başka bir dünya var" En çok etkilendiği sahnenin sorulması üzerine Baykal, tüm sahnelerin etkileyici ve çok çarpıcı olduğunu ifade etti. Filmde anlamlı, sembolik mesajları olan sahneler bulunduğunu anlatan Baykal, "Yani bir başka dünya var. Herkes günlük yaşamın içinde dünyayı yok sayıyor, öyle bir dünya yokmuş gibi bakıyor. Halbuki dünya sayesinde burada şimdi herkes huzur içinde yaşıyor. Bu huzurun bedava olmadığını herkesin bilmesi ve onun kıymetini takdir etmesi lazım. Ona kıskançlıkla sahip çıkması lazım, onun üzerinden pazarlık yapılmasına izin vermemesi lazım" diye konuştu.
620291
Cumhuriyet coşkusu, Anıtkabir'den başladı
-ANKARA- Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında Ankara'da ilk tören Anıtkabir'de yapıldı. Anıtkabir'deki tören, saat 08.45'te devlet erkanının yerlerini almasıyla başladı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün başkanlığındaki devlet erkanı, Aslanlı Yol'dan yürüyerek Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Atatürk'ün mozolesinin bulunduğu bölüme geçti. Cumhurbaşkanı Gül'ün, Ulu Önder'in mozolesine, üzerinde ''Cumhurbaşkanı'' yazılı kırmızı-beyaz karanfillerden oluşan çelenk koymasının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Cumhurbaşkanı Gül ve beraberindekiler, daha sonra Misak-ı Milli Kulesi'ne geçti. Anıtkabir Özel Defteri'ni imzalayan Gül, deftere şunları yazdı: ''Aziz Atatürk, Cumhuriyetimizin 86. yıl dönümüne ulaşmasının gururunu ve coşkusunu yaşıyoruz. Milletimizin bağımsızlığından ve hürriyetinden ödün vermeyeceğini tüm dünyaya ilan eden Cumhuriyet, çağdaş dünyada hak ettiğimiz yeri alma kararlılığımızın da göstergesi olmuştur. Cumhuriyet ile yönünü belirleyen ve muasır medeniyetler seviyesini aşma hedefini gerçekleştirmek için 86 yıldır büyük çaba gösteren Türkiye, yoluna kararlılıkla devam etmektedir. Bugün dünyada sözü dinlenir, etkin ve güçlü bir ülke olmanın gururuyla huzurunuzdayız. Türkiye, demokratikleşme, insan hak ve özgürlükleri konusunda büyük mesafe katetmiş, uluslararası başarılar, dünya barışına ve istikrara yaptığı katkılarla tüm dünyanın saygısını kazanmıştır. Türkiye, eksikliklerini hızla tamamlayarak gelişimini kesintisiz sürdürecektir. Cumhuriyeti yeni eserlerle güçlendirmeye, çağdaş dünyadaki gelişmeleri izlemeye, demokratikleşmemizi sürdürmeye ve gelecek nesillere daha müreffeh, daha güçlü bir ülke bırakmaya kararlıyız. Bu süreçte 'yurtta sulh dünyada sulh' ilkeniz bizlere yol göstermeye devam edecektir. Cumhuriyet Bayramı'nda millet olarak aziz hatıranız önünde saygıyla eğiliyor, size minnet duygularımızla birlikte şükranlarımızı ve saygılarımızı sunuyoruz. Ruhunuz şad olsun.'' Gül'ün, Anıtkabir Özel Defteri'ni imzalamasının ardından tören alanındaki Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları ve öğrenciler, Atatürk'ün mozolesinin önünden saygı geçişi yaptılar. Anıtkabir'deki törene, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yanı sıra, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Danıştay Başkanı Mustafa Birden, Bakanlar Kurulu üyeleri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kuvvet Komutanları, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, milletvekilleri, Ankara Valisi Kemal Önal, Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, TBMM İdare Amiri ve DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, bazı siyasi parti temsilcileri ile diğer askeri ve mülki erkan katıldı. Anıtkabir'i ziyaret etmek üzere devlet töreninin tamamlanmasını bekleyen vatandaşlar, törenin ardından Anıtkabir'den ayrılan askerleri alkışladı. Askerler de alkışlara selamla karşılık verdi. -GAZİANTEP- Gaziantep'in islahiye ilçesinde gece yarısından itibaren başlayan sağanak yağış ilçedeki Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını iptal ettirdi. İlçe stadyumunda yapılması açıklananan kutlamaların, sağanak yağış dolayısı ile iptal olduğu açıklandı. Kaymakamlık, yağmur dolayısı ile kutlamaların cumartesi gününe ertelendiğini açıkladı.
620712
Davutoğlu yarın Kuzey Irak'ta
13.50 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Davutoğlu yarın Kuzey 'ta Tüm komşular ile ilişkileri geliştirme politikası çerçevesinde Dışişleri Bakanı yarın Kuzey ’a gidiyor. Sanayi ve Ticaret Bakanı ve çok sayıda Türk işadamlarının da yer alacağı bir heyetle Kuzey Irak’a gidecek olan Davutoğlu, Erbil’de bir Başkonsoloslus açılmasının yanısıra "" ve "barış grupları" gibi konuları da ele alacak. Davutoğlu yarın ilk olarak ’ya giderek Türk Başkonsolosluğu’nun resmi açılışını yapacak. Öğleden sonra Erbil’e gidecek Davutoğlu, Kürt Yönetimi ile temaslarda bulunacak. Cumartesi Musul’a geceçek olan kentteti Türk Başkonsolosluğunun resmi açılışını da yapacak olan Davutoğlu, ayrıca Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan ve 70 kadar Türk işadamının da katılımı ile düzenlenecek İş Forumu’na da katılacak. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve beraberindeki heyet, Cumartesi günü öğleden sonra ’ye dönecek. -GÜNDEMDEKİ KONULAR Erbil’de Kürt Bölgesel Yönetimi ile yapılacak görüşmelerde özellikle kentte açılması planlanan Türk Başkonsolosluğu üzerinde durulacak. Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Elhaşimi, kısa bir sure once Erbil’i ziyaret ederek Yönetimiyle kentte Türk konsolosluğu açılması konusunda da görüşmeler yapmıştı. Gündemin önemli konuları arasında Türk hükümetinin "Kürt açılımı" ve "barış grupları"nın bulunduğu belirtiliyor. Kürt Bölgesel Yönetimi, gerek "Kürt açılımı", gerekse "barış grupları"nın Türkiye’ye dönüşüne büyük destek veriyor. Bu arada, Demokrat Partisi Dış İlişkiler Sorumlusu Sefin Dizeyi, Davutoğlu’nun ziyaretine ilişkin olarak Kürt basınına yaptığı açıklamada, Davutoğlu ile sadece konsolosluk konusunun değil, aynı zamanda diğer birkaç sorunun da görüşüleceğini belirtti ancak detaylı bilgi vermedi. Anneler yanından ayıramayacak. ...
620099
Akif Emre: Ulusçuluk kapanında 'açılım'
Akif Emre 29 Ekim 2009 PerşembeUlusçuluk kapanında "açılım" Geçenlerde Güneydoğuyu yakından tanıyan bir dostum, bölgede farklı kesimlerle yaptığı görüşmelerden edindiği izlenimleri anlatırken hayli iyimser görünüyordu. Özellikle "açılım"ın bölgedeki insanların geleceğe dair beklentilerini olumlu yönde etkilendiğinin altını çiziyordu. Bir de şu tespiti aktardı: Her kesimde kimlik politikaları öne çıkıyor. Kimlik politikalarının daha çok öne çıkıyor olması temel insani taleplerin Kürt ulus bilincine evrildiği anlamına geliyor. Baskı altına alınan temel insani haklar, ulusalcı örgütler ve söylemlerin öncülüğünde talep edilince mücadelenin de taleplerin de mahiyeti farklı bir boyut kazanıyor. Dilini, folklorunu tanımayı vaat eden devletin açılımı Kürt ulusalcılarının prizmasından geçerek kırılmaya uğruyor, bir tür ulusalcı kimlik olarak zemin kazanıyor. Bu süreçte, milliyetçilik teorisi bağlamında yeni bir süreç yaşandığını söyleyebiliriz. Devletin uluslaşma ve uluşçuluk politikaları açısından Kürt kimliğine yaklaşımı ile PKK ve siyasal temsiliyetini taşıyan oluşumların Kürt kimliği oluşturma stratejisi farklı yönlerde ayrışsa da buluştuğu ortak paydayı da tespit etmek gerekir. Devletin laik uluslaşma politikasının yürümediği ortada. Bu durum sadece Kürt ya da başkaca etnik gruplara yönelik değil bizzat Türk kimliği açısından da tıkanma noktasına gelmiştir. Cumhuriyet, demokrasi gibi tüm kavramların laiklik ilkesi karşısında ikincilleştirildiği bir ideolojik tutum söz konusu idi. Devletin Kürt ulusalcılığı ile ortak paydası bu çerçevede gerçekleşmektedir. Muhtemelen bu konuda uzlaşmak karşılığında bazı adımlar atmaya hazırlanmaktadır. Kürt ulusalcılarının ayrı devlet fikrinden vazgeçip kültürel ve biraz da siyasal haklar konusunda devletle anlaşabileceklerini ima etmeleri, devletin razı olacağı ortak çizgiyi işaret ediyor. PKK stratejisi Anadolu'da bir Kürt ulus bilinci inşa etmeye yöneliktir. Bu kimlik stratejisi bu topraklarda Kürtlerle Türkleri bir arada yaşatan değerlerden arındırılmış bir muhtevaya sahiptir. Kürt ulusalcılığı/milliyetçiliği oluşturmak istediği Kürt bilincine kendi ideolojik bakışını ve dünya görüşünü yüklemek isterken aslında Kürtleri kültürlerinden, tarihlerinden yani ait oldukları medeniyet çerçevesinden soyutlayan bir projeyi uyguluyor. Nasıl ki devlet açısından cumhuriyet, demokrasi gibi modern ilkeler laiklik karşısında ikincil öneme sahipse Kürt milliyetçileri açısından da benzer durum söz konusu. Kültürel haklar, ayrı devlet kurma gibi söylemler seküler dünya görüşü karşısında ikincilleştirilebilir. Ya da tüm bu kavramlar seküler ulus kimliği ile anlam kazanabilir. Devlet, ulus politikası çökerken karşı hamle yaparak ortak paydayı oluşturmaya çalışıyor. Geleneksel ulusçuluk siyasetinin sonuna işaret eden resmi kimlik tanımının yerini hepsini kuşatan ideolojik çerçeve almış görünüyor. Buna karşılık devletsiz bir ulus kimliği inşa etmeye çalışan Kürtçü aktörler de içeriğini doldurmaya çalıştıkları Kürt kimliğinin dünya görüşü açısından devletle uzlaşmaktalar. Açılım süreci nasıl işlerse işlesin, Kürt ulusçuları açısından ilk amaç bir Kürt ulus bilincini tahkim etmek olacaktır. İdeolojilerin insani değerleri ikincil plana ittiği dogmatizmin Türk resmi ideolojisi açısından kaçınılmaz sonucudur bu. Sorunu bu denli açmaza iten neden çok daha derinlerde yaşanan kopuştan başka bir şey değildir. Bu kopuş bu toprakların kendi tarihinden, kültüründen, medeniyet bilincinden kopuştur. Bir kez kopmaya başlayınca, yüzlerce yılın imbiğinden geçerek oluşan harmoniyi yeniden kurmak kolay olmayacak. Ancak bu harmoniyi oluşturan ruh simyamızın formülünü yeniden pratiğe geçirmekle vücut kimyamızın sağlığı elde edilebilir. 'Kültürel haklardan' seküler Kürt kimliği çıkartmayı anlayanlarla bu memleketin simyasını bozarak bünyemize deli gömlekleri giydirenler aynı çizgide buluşuyor. Sürecin özeti budur. Seküler Türklükle seküler Kürtlüğün buluştuğu ortak çizgi bu toprakların seslendirdiği "ortak kelime" değil.
621109
Bakan Akdağ: Yeni Ölümler Olabilir
: Bakan Akdağ: Yeni Ölümler Olabilir Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "Ölümler önümüzdeki günlerde de olabilecek" diye konuştu. Yayına Giriş: 29.10.2009 18:45:30 Güncelleme: 29.10.2009 18:45:30 Sağlık Bakanı Recep Akdağ, domuz gribinden ikinci ölüm vakası haberini davetli olarak gittiği Belarus'ta aldı. Akdağ, önümüzdeki günlerde H1N1 virüsünden ölümlerin olabileceğini belirtti. Akdağ, Türkiye'nin yaşadığı her iki ölüm vakasında olduğu gibi H1N1 domuz gribinin gençleri daha çok etkilediğinin altını çizdi ve şunları söyledi. "Ölümler önümüzdeki günlerde de olabilecek. Bu öngörüyü önceden de belirtmiştik. Yaz mevsimi olmasına rağmen Amerika'da binin üzerinde insan öldü. Brezilya'da da öyle. Avrupa'da da yüzlerce insan hayatını kaybetti. Biz en az etkilenmek için gayretlerimizi sürdürüyoruz. Normal gripten çok kişi ölüyor deniliyor, doğru değil, mevsimsel gripten Türkiye'de çok az insan ölüyor, da yaşlılar. Ama bu virüs gençleri etkiliyor, her iki vakada da gördüğümüz gibi genç yaştaki kişiler öldü."
620639
Daum'dan Rijkaard'a şok sözler
Daum'dan Rijkaard'a şok sözler Giriş Saati 29.10.2009 10:46 Güncelleme 29.10.2009 10:48 Daum, 'Derbide bize karşı sistemli provokasyon yapıldı' diyen Frank Rijkaard'a cevap verdi. 'Yenilgiden sonra büyüklük göstermek zordur' diyerek meslektaşını eleştiren Alman çalıştırıcı, derbinin taktiği konusunda da Aykut Kocaman'dan yardım aldığını söyledi Fenerbahçe Teknik Direktörü Daum, FB TV'de yaptığı açıklamada, 'Derbide bize karşı sistemli provokasyon yapıldı' diyen Frank Rijkaard'a cevap verdi. Hiçbir zaman böyle bir strateji uygulamadığını vurgulayan Alman çalıştırıcı, 'Hiçbir zaman da rakip takımın hocasının böyle düşünmesini istemem. Biz Gaziantep'e yenildik ve maçtan sonra rakibimizi tebrik ettik, onlara saygı duyduk. Rakibin stratejisi üzerine polemik yapmadım. Ama yenilgiden sonra büyüklük göstermenin ne kadar zor olduğunu biliyorum. Rijkaard ve Keita durumu yanlış görüyor. Tespit edilmiş ki, Keita'ya atılan su bardağı Galatasaray tribününden atılmış' diyerek Hollandalı çalıştırıcıya taş attı. Derbinin taktiği konusunda Aykut Kocaman'dan da yardım aldığını dile getiren Daum şunları söyledi: 'Maçtan önce kendisiyle uzun uzun görüştük. Bana çok önemli ve çok değerli şeyler söyledi. Bu fikir alışverişinde bazı şeyleri çok daha iyi gördüm. Galatasaray galibiyetinde Aykut Kocaman'ın rolü çok önemli, katkısı çok büyük. Kendisine teşekkür ediyorum.' RİJKAARD NE DEMİŞTİ? Galatasaray Teknik Direktörü Rijkaard da patladı. İlk kez sert ifadeler kullanan Hollandalı hoca, "Derbideki olaylar Fenerbahçe'nin stratejisiydi. Bizden çekindikleri için yaptılar. Bizim sadece akıllı olmamız gerekiyordu. Ne yazık ki onların oyununa geldik" dedi Yayın tarihi: 29 Ekim 2009 Perşembe Sayın daum, G.Antep feneri yenerken size, takımına ne yaptı da sen G.Antep için polemik yapmadın. Antep size na yaptı. Son dakikada gol attı, geçti gitti. Hem atılan bardağın fenerlilerden atıldığı ligtv görüntülerinden de ortaya çıktı. Buna ne diyeceksin? Zaten cimbomluların oturduğu tribün file ve ağlarla çevrildiği için zatn atılsa bile sahaya ulaşmaz. Sen önce bunu bil de sonra konuş. Atılan gol ofsayt, Ardanın ayğıma bastı dediği Baroninin görüntüsü niye yok, madem bastıysa görüntüsünü yayınlayın; atılan gol ofsayt, penaltı Alex'in %100 kendini atması (Penaltı çalarken Gezerin heyacanına bakın, sanki cennet müjdelendi!...). Neyse geçti ama bize yapılanın %1'i size yapılınca ortalığı birbirine katmakta fenerin üstüne yok. İnşaallah Avrupa maçlarında cimboma atılan goller yediğiniz zaman sizi zaman göreceğiz, feveranlarınızı. Hayat devam ediyor, Ali sami Yen'de ve lig sonunda görüşeceğiz.
620682
ADD üyelerine polis müdahalesi Video
Altay Varol-Burak Coşkun'un haberi Bu yıl tertip komitesinin sivil toplum örgütlerinin kortejde yer almayacağı kararını almasından sonra, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) üyeleri Delikliçınar Meydanı'nda toplanarak askeri birliklerin öncesinde yürümek istedi. Polisin alınan karar gereği yürümelerine izin verilmeyeceği yönünde ikna etmeye çalıştığı grup dağılmadı. Yaklaşık saat süren ikna çabalarının sonuç vermemesi üzerine son bir defa megafonla anons edilen grup dağılmayınca çevik kuvvet grubu dağıtmaya başladı. Çevik kuvvetin müdahalesine oturarak karşılık vermeye çalışan yaklaşık 200 kişi zorla dağıtılırken, grupta bulunan bazı bayanlar zor anlar yaşadı. Polislere kendisine vurulmamasını isteyen yaşlı kadın arbededen güçlükle dışarı çıkabildi ancak bu defa yanındaki bayanla yere düştü. Polisin sert müdahalede bulunduğu grupta bulunan aralarında DSP Denizli İl Başkanı Mustafa Değirmenci'nin de bulunduğu bazı kişiler zorla polis otobüslerine bindirildi. Olaylar ADD Denizli Şube Başkanı Gülizar Biçer'in anonslarıyla güçlükle yatıştırıldı. 2009-10-29 15:23:47 Aynısını lütfen devlete karşı yapılan yürüyüşlerede yapılsın. ADD bu kortejde yer alıcaksın diye söz verilmişmi. Kanunlar herkes için. Polisimiz emir kulu. Siz olsanız ne yaparsınız. Böyle bir günde ayıpolmuş. Cumhuriyet hepimizin. hayretman 2009-10-29 15:06:57 burda yorum yapan herkez add ye kin kusmus.Ama kimse şunu düşünmüyor.aylardı güneydoğuda bir çok sivil toğlum örgütü adı altında onlarda yürüyüş yapıldı.On gün önce sınırda demokrasi adı altında pkk gösterileri yapıldı.ama devletin hiç bir kurumu ne yapabilirisiniz dedi nede polisle müdahale etti.Sizlerin sorunu add değil atatürk ile ilgili her türlü düşünce ve hareket.Atatürke olan kin ve nefretinizi bu şekilde ortaya çıkarıyorsunuz. ampülü sönmüş vatandaş 2009-10-29 14:48:04 yetkililer her birini teker teker yargi önüne cikarmali, ülkeyi böyle bos islerle gündemde tutup halkin piskolojisini bozmaya haklari yok Ibrahim Tümüklü 2009-10-29 14:39:34 300 kişicikten bahsediliyor, Denizli den anca bu ''düsünce?'' derneğinden 300 kişi mi çıkabildi, 10 sene sonra bunlar 10 kişi bile bir araya gelemeyecek. hem ne demek askerin önünde yürümek, yürüyeceksen arkasından yürüyeceksin, onlar kim oluyor da bir Milletin Ordusunun önünde yürüyecekler? hani ''obelix'' ne derdi acaba :'' bu add liler manyak dır ya!'' :)) osman 2009-10-29 14:32:15 Ergenekon terör örgütü add'yi teşvik eder add ise TSK'yı darbeye :) planlı planlı. murat özer 2009-10-29 14:15:09 Askerden önce yürmelerin sebebi," Biz Askere yön veriyoruz,askere Emirleri biz veririz, demekmi?Yoksa, Islak Imzalari kim hazirlattiriyor? Dogan Akbaba 2009-10-29 13:58:29 bende şimdi kendim korteje katılıp yürüyüşmü yapayım ??? bunlar kendini ne zannediyor ??? denizli li olarak bunklardan utanıyorum !!! osman güngör 2009-10-29 13:57:05 olurmu kurallar nasıl alınmışsa öyle devam etmeliydi siz kimsiniz nasıl böyle günlerde herşeye karşı geliyorsunuz nasıl kutlama herkes istediğinimi yapsın devletin veya idarecilerin hiç karışmasın biz istediğimiz gibi yapalım kusura bakmayın sizin bu ülkede hep karmaşa hep kavgadan yana olduğunuzu cumhuriyetin insanları görüyor yaptığınız aldığınız mesajlar belli siz hiç bir zaman bu düşünceyle ikdidar olamazsınız yazıklar olsun huzur bozanlara böyle günde olayları çıkaranları şittetle kınıyorum yazı yazık RAFET BAYRAK 2009-10-29 13:33:27 ADD neymiş ya böyle dernek mi olur. Atamız zamanında savaşmış mücadele etmiş bize vatanı emanet etmiş. Yok atatürkcülük yok atatürk düşünce dernegi v.s boş işler yapmayın vatana faydalı işler yapın. KeMaL 52 2009-10-29 13:28:07 Tamam bu guruba bu şekilde müdahale ettiniz, bu sretlikte neden haburda toplanan guruba müdahale edemediniz bunun cevabını kim verecek. Neden mi çünkü bu gurup AKP karşıtı gurup, haburdaki ise Türkiye Cumhuriyeti devleti karşıtı bir gurup. AKP Türkiye Cumhuriyetinden daha önemli ya. HALUK DEMİREZEN 2009-10-29 13:27:36 Kendisini üstün ayrıcalıklı gören bu zümrenin millet adına millete rağmen kendi çıkar ve ayrıcalıklarını korumaya çalışmaları bu yolda herşeyi hertürlü yapılanmayı mübah görmelerine ve atamızın arkasına saklanarak bunu yapmalarına yeter artıkk yakup kahya 2009-10-29 13:02:11 Sayın Baykal,durumu gayet iyi çözdü,normal ve demokratik bir seçimle iktidar olmayacağını gayet iyi biliyor,ama sisli havalardan nemalanmak ister gibi ortalığı karıştırma telaşındalar. AHMET UYAR 2009-10-29 12:52:38 İşleri güçleri istismar. Metin Yazar
621018
Saddam Hüseyin cezaevinden kaçma planı yapmış
17.49 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, cezaevinden kaçma planı yapmış ’ta edilen eski Devlet Başkanı ’in 2006’da tutulduğu cezaevinden kaçmak için plan tasarladığı bildirildi. Saddam Hüseyin’in avukatlarından Halil Duleymi, yayımlanan kitabında, “Saddam Hüseyin’in kaçış planının, Iraklı direnişçilerin ve korumalardan oluşan özel bir gücün yardımıyla 2006 yazında uygulanmasının planlandığını” yazdı. Kitapta, bu planın, Saddam Hüseyin’in tutulduğu yakınlarındaki Cropper kampı yakınında meydana gelen silahlı bir olay nedeniyle gerçekleşmediği, bu olayın ardından güvenlik önlemlerinin artırıldığı belirtildi. Kitapta, “kaçış planına göre, Iraklı direnişçilerin, cezaevine düzenlemeden önce, “yeşil bölgeye” ve havaalanındaki Amerikan askerlerinin karargahına saldırı talimatı alacakları” ifade edildi. Her şeyi yazarak not ettiğini söyleyen Duleymi, cezaevindeki “arkadaşları ile diğer mahkumların da serbest kalmalarını isteyen Saddam Hüseyin’in, El Anbar bölgesine gidip en kısa sürede Irak’taki direniş gruplarını bir araya getirerek Bağdat’a saldırı başlatmayı öngördüğünü” belirtti. Şıklık ve fonksiyonellik ona özgü.. ...
620281
İlk tören Anıtkabir'de
Türkiye Cumhuriyeti'nin 86. kuruluş yıl dönümü, tüm yurtta, KKTC'de ve dış temsilciliklerde törenlerle kutlanıyor.Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında Ankara'da ilk tören Anıtkabir'de yapıldı. Anıtkabir'deki tören, saat 08.45'te devlet erkanının yerlerini almasıyla başladı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün başkanlığındaki devlet erkanı, Aslanlı Yol'dan yürüyerek Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Ulu Önder Atatürk'ün mozolesinin bulunduğu bölümde, Ata'nın huzurunda bir dakikalık saygı duruşunda bulundu. İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Cumhurbaşkaı Gül ile askeri ve sivil erkandan oluşan kortej, Misaki Milli Kulesi'ne geçti. Cumhurbaşkanı Gül burada Anıtkabir Özel defterini imzaladı. Anıtkabir Özel Defteri'ni imzalayan Gül, deftere şunları yazdı: ''Aziz Atatürk, Cumhuriyetimizin 86. yıl dönümüne ulaşmasının gururunu ve coşkusunu yaşıyoruz. Milletimizin bağımsızlığından ve hürriyetinden ödün vermeyeceğini tüm dünyaya ilan eden Cumhuriyet, çağdaş dünyada hak ettiğimiz yeri alma kararlılığımızın da göstergesi olmuştur. Cumhuriyet ile yönünü belirleyen ve muasır medeniyetler seviyesini aşma hedefini gerçekleştirmek için 86 yıldır büyük çaba gösteren Türkiye, yoluna kararlılıkla devam etmektedir. Bugün dünyada sözü dinlenir, etkin ve güçlü bir ülke olmanın gururuyla huzurunuzdayız. Türkiye, demokratikleşme, insan hak ve özgürlükleri konusunda büyük mesafe katetmiş, uluslararası başarılar, dünya barışına ve istikrara yaptığı katkılarla tüm dünyanın saygısını kazanmıştır. Türkiye, eksikliklerini hızla tamamlayarak gelişimini kesintisiz sürdürecektir. Cumhuriyeti yeni eserlerle güçlendirmeye, çağdaş dünyadaki gelişmeleri izlemeye, demokratikleşmemizi sürdürmeye ve gelecek nesillere daha müreffeh, daha güçlü bir ülke bırakmaya kararlıyız. Bu süreçte 'yurtta sulh dünyada sulh' ilkeniz bizlere yol göstermeye devam edecektir. Cumhuriyet Bayramı'nda millet olarak aziz hatıranız önünde saygıyla eğiliyor, size minnet duygularımızla birlikte şükranlarımızı ve saygılarımızı sunuyoruz. Ruhunuz şad olsun.'' Gül'ün, Anıtkabir Özel Defteri'ni imzalamasının ardından tören alanındaki Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları ve öğrenciler, Atatürk'ün mozolesinin önünden saygı geçişi yaptılar. Anıtkabir'deki törene, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yanı sıra, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Danıştay Başkanı Mustafa Birden, Bakanlar Kurulu üyeleri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kuvvet Komutanları, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, milletvekilleri, Ankara Valisi Kemal Önal, Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, TBMM İdare Amiri ve DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, bazı siyasi parti temsilcileri ile diğer askeri ve mülki erkan katıldı. Anıtkabir'i ziyaret etmek üzere devlet töreninin tamamlanmasını bekleyen vatandaşlar, törenin ardından Anıtkabir'den ayrılan askerleri alkışladı. Askerler de alkışlara selamla karşılık verdi. 29 Ekim 2009
619901
Kurallar gayet açık herkes hesap verecek
FEHMİ KORU TAMER KORKMAZ Kurallar gayet açık herkes hesap verecek Andıçta hedef gösterilenler arasında yer alan Cumhurbaşkanı Gül, güçlü Türkiye için herkesten hesap sorulabilmesi gerektiğini söyledi. Gül, “Herkes kurallara uyacak. Kurallar da gayet açık” dedi. İlgili haberler ABDÜLKADİR SELVİ BELGRAD Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 'ıslak imza' ile yeniden gündeme gelen irtica andıcı ile ilgili olarak, “Herkes kurallara tabii ki uyacak. Kurallar da gayet açık. Anayasa, kanunlar ve evrensel demokratik standartlar. açıdan Türkiye aslında bütün bu konularda da rayına giriyor” dedi. Gül, Sırbistan dönüşünde uçakta gazetecilerin 'ıslak imza' tartışmasına ilişkin sorularına şu cevapları verdi: HERKESİN SINIRLARI BELLİ “Kendi içinde güçlü olmayan ülke, dışarıda da güçlü olamaz. Kendi ülkende güçlü olmak ne demek? Güçlü hükümetin olacak, güçlü ordun olacak, güçlü ekonomin olacak. 'Soft Power' (yumuşak güç) dediğimiz, demokrasi, hukukun üstünlüğü, şeffaflık, hesap verebilirlik... Btün bunlar 'Soft Power'a giriyor. Herkesin hesap verebilmesi, herkesin kendi sınırları içinde olması, herkesin demokratik hukuk devletinin gereklerini yerine getirmesi, demokratik hukuk devletinin sınırları içinde kalması.” KURALLARA UYULACAK “Türkiye üç ayakla, yani ekonomisiyle, ordusuyla ve demokratik hukuk yapısıyla ne kadar güçlü olursa, dışarıdaki gücü kadar fazla olur. Bu gayet açık. Düşünün ki, Türkiye ekonomik krizlerle çalkalanıyor, dışarıda bunları yapabilir mi? Demokratik standartları düşük olsa bunları yapabilir mi? Üçte birlik bölümü olağanüstü halle yönetildiği dönemlerde bunları yapabiliyor muydu? Yapılamazdı. bakımdan biz ne yapıp yapıp kendi memleketimizin kıymetini bileceğiz. Hepimiz birbirimize saygı, sevgi duyucağız, bu memleketi güçlü yapmak için. Herkes de kurallara tabii ki uyacak. Kurallar da gayet açık. Anayasa, kanunlar ve evrensel demokratik standartlar Yazılı olmayanlarda da ona (evrensel demokratik standartlara) uygun hareket edeceksiniz. açıdan Türkiye aslında bütün bu konularda da rayına giriyor. CEVAP VERMEDİĞİ SORU Gül, “Belgede sizin de isminiz geçiyor. Bu sizi incitti mi?” sorusuna cevap vermedi. “Şimdi bu konuda bir şey söylemeyeyim. Cumhurbaşkanı olunca, bu pozisyonda olunca Onları ayrı konuşuruz, konuştuğumuz yerler var. Kendi görüşmelerimiz var, toplantılarımız var, buralarda bunları konuşuruz. Bunların hepsini suhuletle, aklı selimle ele alıp, Türkiye'yi olması gereken yere hep beraber çıkartacağız. 29.10.2009 POLİTİKA
620048
Birimiz olmasa Türkiye eksik kalır
Varlıklarıyla Türkiye'nin kültürel zenginliğini, mozaiğini yansıtıyorlar. Rum, Ermeni, Yahudi, Süryani, Polonyalı, Kürt, Boşnak ve Türk... Toplumun farklı kültürlerini temsil eden bu isimler, Cumhuriyet'in 86. yıldönümünde, 'alt kimlik üst kimlik' tartışmalarının uzağında birlikte yaşamanın formülünü verdi. Bugüne kadar yaşanan sorunların sebebini halkta değil siyasilerin tutumunda aramak gerektiğine dikkat çekti: "İşyerimizde, evimizde komşuluk yapıyoruz. Bayramlarda bir araya geliyoruz. Yüzyıllardır aynı topraklarda huzurla yaşadık ancak farklı ideolojik amaçların tetiklediği olaylar bizi birbirimize düşürdü." Temelde herkesin harcı var NEVZAT ALTUN (GAZİ MAHALLESİ MUHTARI): Nevzat Altun, Gazi Mahallesi'nin Alevi ve Kürt muhtarı. Mahallede yaşayan herkesin muhtarı olduğunu belirten Altun, "Cumhuriyet'in asıl vazifesi farklılıkların özgürce ifade edilmesine hizmet etmektir." diyor. Cumhuriyet'in kuruluşuna Türk'ü, Laz'ı, Çerkez'i her kesimden insanın destek verdiğini söyleyen Altun, Cumhuriyet'in 86. yılında ulus olma bilincinin tam anlamıyla anlaşılması ve daha özgürlükçü Cumhuriyet'e kavuşmayı temenni ediyor. Farklılıkların uyumu: Cumhuriyet ANTONy WILKOSZEWSKI: Polonezköy'ün Polonyalı muhtarı Antoni Dohoda Wilkoszewski, Türkiye'de yaşamaktan gurur duyuyor. Ataları Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı'nda bu ülke uğruna hayatını feda eden Polonyalı muhtar, yurtdışına çıktığı zaman Anadolu insanı gibi Türkiye'yi savunduğunu ifade ediyor. Cumhuriyet'i tanımlarken de kendisinin muhtar seçilmesini örnek gösteriyor: "Bu, Cumhuriyet'in farklılıkları bütünleştirdiğinin en açık göstergesidir." İsrail beni bağlamaz, Türkiyeliyim MORDO KORİ (MUSEVİ ESNAF): Mordo Kori, Cumhuriyet'le yaşıt. Doğduğu günden bu yana Kadıköy Moda'da yaşıyor. Aynı zamanda Latin alfabesinin ilk öğrencilerinden. Kori, Varlık Vergisi gibi uygulamalarla ayrımcılığa uğramış olsalar da hukukun üstünlüğüne her zaman inandıklarını vurguluyor. İsrail'in Filistin politikalardan olumsuz etkilendiklerini söylüyor: "İsrail'in dış politikaları bizi bağlamaz. Ben İsrailli değil, Türkiyeliyim, bu ülkenin vatandaşıyım." Kendimi azınlık gibi hissetmiyorum NİKO SAYAN (BİYOLOG): Rum asıllı biyolog Niko Sayan, Burgazada'da yaşıyor. Yemek kültüründen türkülere kadar Türklerle birçok ortak noktası olduğunu söylüyor. Kendisini azınlık olarak görmeyen Niko, her Türk vatandaşı gibi askerliğini yaptığını ve demokratik oy hakkını hiçbir baskı görmeden kullandığını dile getiriyor. Kardeşçe yaşamanın hazzını hissetmek istediğini vurgulayan Niko, "Aynı bayrak altında yaşamak istediğinde sana kimse engel olmuyorsa bunun sebebi Cumhuriyet'in sunduğu özgürlük ve demokrasidendir." diyor. Biz de Cumhuriyet'in bir parçasıyız SALİH AKGÜL (BOŞNAK İŞADAMI): Türkiye'de yaşayan Boşnaklardan Salih Akgül, kendisini Cumhuriyet'in bir parçası olarak görüyor. Ticaretle uğraşan Akgül, "Türk milletini milli birlik etrafında birleştiren unsur, Cumhuriyet'in kuruluşunda yaşanan anılarda gizli." diyor. Demokratikleşme yolunda karşılaşılan zorluklara kendisinin de şahit olduğunu belirten Akgül, "Türkçe konuşamadığımız için çok sıkıntılar yaşadık fakat Türk insanının sıcak yaklaşımı kısa zamanda dili çizmemize yardımcı oldu." diye konuşuyor. Ermenistan'la barışmak hayaldi YETVART TEMİN (KAPALIÇARŞI ESNAFI): Kapalıçarşı'nın Ermeni asıllı esnafından biri de Yetvart Temin. Yüzyıllardır Türkiyeli olduğunu söylüyor. Ermenistan ile yapılan barış protokolünü, hayallerinin gerçekleştiği an olarak yorumluyor. Çalışmalarını sert bir dille eleştiren diasporanın, ırkını temsil etmediğini kaydediyor: "Benim Ermenistan'la hiçbir bağım yok. Tek vatanım var, da Türkiye." Türk halkının özünde müthiş bir yardımlaşma duygusunun var olduğunu anlatan Temin, önyargıların kırıldığı bir Cumhuriyet düşlüyor.
620591
Gül, yarın İstanbul'a gidecek
FEHMİ KORU TAMER KORKMAZ Gül, yarın İstanbul'a gidecek ANKARA Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yarın İstanbul'a gidecek. Gül, Cumartesi günü THY'nin kuruluşunun 76. yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde yayınlanan 'Bir Cumhuriyet Çınarı: Ferid Alnar' isimli albümün, Cemal Reşit Rey Konser Salonu'ndaki gala konserini izleyecek. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yarın İstanbul'a gidecek. Gül, 31 Ekim Cumartesi günü, THY'nin kuruluşunun 76. yıldönümü etkinlikleri çerçevesinde yayınlanan 'Bir Cumhuriyet Çınarı: Ferid Alnar' isimli albümün, Cemal Reşit Rey Konser Salonu'ndaki gala konserini izleyecek. Gül, Kasım Pazar günü akşam saatlerinde ise Slovakya ziyareti için Bratislava'ya hareket edecek. 29.10.2009 POLİTİKA
619989
Radovan Karadziç'e en ağır ceza bile hafif kalır
Karadziç duruşmalara katılmamaya devam ederken mahkeme salonunda yerlerini alan acılı anneler, Cihan'a konuştu. Bosnalı annelerden Esma Süleymanoviç, "Lahey Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi'ne soruyorum: Soykırım olması için daha ne olması lazım? Bir milletin topyekûn yok edilmesi mi gerekir? Bosna'da bunlar oldu. Daha ne bekleniliyor? Cani Radovan Karadziç'e en ağır ceza verilsin." dedi. Nura Veizoviç ise kararın kendisini tatmin etmeyeceğini bildiği halde yine de mahkemeyi izlemeye geldiğini söyledi. Duruşmayı takip eden Aznaida Mujicin de eşini ve çocuklarını öldüren Karadziç'e öfkesini dile getirdi. "Mahkemenin adil bir karar vereceğini zannetmiyorum." diyen Mujicin, "Karadziç'e verilecek en ağır ceza bile işlediği suçların yanında hafif kalacaktır." şeklinde konuştu. Bu arada, Karadziç'in gizlice banda alınan bir telefon konuşmasında, Saraybosna'da 300 bin Müslüman'ın yeryüzünden yok edileceği yolundaki sözleri savcı tarafından mahkemeye aktarıldı. Öte yandan, İsveç'in eski Bosnalı Sırp Devlet Başkanı Bilyana Plavsiç'in erken salıverilmesine onay vermesi Bosna-Hersek'te tepki çekti. Üçlü Başkanlık Konseyi'nin Başkanı Zelyko Komsiç, İsveç ziyaretini iptal etti. Lahey, Plavsiç'in erken salıverilmesini geçen ay kabul etmişti.
620024
Zerdeçal kansere düşman
Zerdeçal kansere düşman GÜNEL CANTAK İstanbul 29.10.2009Zerdeçal baharatı köri sosunun içinde de bulunuyor. Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Bilim adamları safranı olarak da bilinen zerdeçalın yemek borusu kanserine karşı savaştığını ortaya çıkardı. Zerdeçalın içinde bulunan ‘curcumin’ maddesi kanserli hücreleri öldürüyor Bilim adamları, köri sosunun da içinde bulunan zerdeçal baharatının hücrelerini öldürdüğünü ortaya çıkardı. Zerdeçalın içinde bulunan “curcumin” adlı madde bugüne kadar kireçlenme ve gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılıyordu. Ancak ’da bulunan Cork Kanser Araştırma Merkezi’nin son dönemde yaptığı bir araştırmada ise bu maddenin laboratuvar ortamında yemek borusu kanseri hücrelerini öldürdüğü ortaya çıktı. 24 saat içinde öldürüyor Dr. Sharon McKenna ve ekibi yaptıkları araştırmada curcumin adlı maddenin 24 saat içinde kanser hücrelerini öldürmeye başladığını belirlerken, bu keşfin yeni tedavi yöntemlerine kapı aralayabileceği söyleniyor. Kanser Araştırmaları Merkezi’nden Dr. Lesley Walker da yemek borusu kanserinin son yıllarda artış gösteren ve vakalarına bağlı olarak yaygınlaştığını belirtti. Dr. Lesley Walker, McKenna ve ekibinin yaptığı buluşun bu hastalığın önlenmesinde ve tedavisinde kullanılabilecek önemli bir adım olduğunu söyledi. Prof. Erkan Topuz: Tümörü öldürür Onkoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Erkan Topuz ise zerdeçalın dünyada kanserle mücadelede etkisi ispat edilmiş en önemli bitki olduğuna dikkati çekti. “Zerdeçal, tümörü öldürür. Günde 2-3 çorba kaşığı hakiki zerdeçal tüketmek kanseri önlemek bakımından çok faydalı” diyen Prof. Dr. Topuz, sahte zerdeçalın piyasada yaygın olduğuna işaret ederek şöyle konuştu: “Bu bitki ve Uzakdoğu kökenli. ’de ise ’da yetiştiriliyor. Gerçek zerdeçal çok faydalı ama sahte zerdeçalın içine bir madde konuluyor ve kokusu benzetiliyor. Alırken dikkatli olunmalı.” Kilosu 30 TL’ye satılıyor Arifoğlu Baharat’ın ustabaşı Fethi Cesur, zerdeçalı karabiber gibi çok sattıklarını söyleyerek, sistemini güçlendirir, antioksidan özelliği vardır, metabolizmayı hızlandırır. Sarılığa ve Hepatit B-C hastalıklarına iyi geldiğini de biliyoruz” diye konuştu. Zerdeçalın kilosunu 30 TL’ye sattıklarını söyleyen Cesur, “Müşterilerimiz en fazla zerdeçallı pilav yapmak için alıyor” dedi. Kanserle mücadele eden Zerdeçalın kilosu baharatçılarda yaklaşık 30 TL. Zerdeçallı pilav tarifi MALZEMELER Haşlanmış ya da ızgara tavuk Karışık sebze (mısır, börülce, sarı biber, vs.) su bardağı kabuklu pirinç Su, tuz yemek kaşığı zerdeçal yemek kaşığı sıvı yağ NASIL YAPILIYOR? Pirinci, zerdeçal, tuz ve yeterli miktarda suyla pişirin. Tavuğu didikleyerek bir tavada sıvı yağ ile hafif soteleyin. Üzerine lokmalık şekilde kesilmiş sebzeleri ekleyin. Sebzeler fazla yumuşamadan ateşten alın ve servis edin.
620865
ABD 3. çeyrekte yüzde 3.5 büyüdü
ekonomisi 3'üncü çeyrekte yüzde 3.5 büyüdü. Böylece, ekonomi son bir yıldan uzun süredir ilk kez büyüme kaydetmiş oldu. Ticaret Bakanlığı'nın açıkladığı verilere göre, 'de Gayri Safi Yurtiçi Hasıla Temmuz-Eylül aylarını kapsayan çeyrekte yıllık bazda yüzde 3.5 büyüdü. Ekonomi, çeyrektir üst üste daralma yaşıyordu. Ekonomistler, büyümede 787 milyar dolarlık teşvik planının etkisi olduğunu belirtirken, planın sona ermesiyle büyümenin sona erebileceği endişesini taşıyor. ekonomisinin büyümesinde, ağustos ayında sona eren hurda karşılığı satışı programının da etkisi oldu. 'de toparlanma yavaş bir seyir izlerken, hala oranı rekor yüzde 9,8 seviyelerinde kalmayı sürdürüyor. ekonomisi en son 2008 yılının 2'nci çeyreğinde yüzde 2.4 büyüme kaydetmişti. Ekonomik Politikalar Araştırma Merkezi Başkan Yardımcısı Dean Baker, "Resesyonun bittiğini söyleyebilirsiniz, ancak böyle hissetmiyoruz" dedi.
620601
Cumhurbaşkanı Gül, bugün 59. yaşına girdi
FEHMİ KORU TAMER KORKMAZ Cumhurbaşkanı Gül, bugün 59. yaşına girdi KAYSERİ Doğum günü Cumhuriyet'in ilanı 29 Ekim'e denk gelen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Köşk'teki ikinci yılında 59. yaşına girdi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 29 Ekim 1950 tarihinde Kayseri merkez Düvenönü Mahallesi'nde dünyaya geldi. Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının olduğu gün dünyaya gelen Abdullah Gül, bu yılki kutlamaların yanı sıra kendisi de 59 yaşından gün almaya başladı. Abdullah Gül'ün doğum günü Cumhuriyet Bayramı'na denk geldiği için göbek adının 'Cumhur' konulduğu, ancak ailesinin iki ismin söylenmesi zor olacağı düşüncesiyle Cumhur'u nüfusa kaydettirmediği öğrenildi. Cumhurbaşkanı Gül'ün gençliğinde arkadaşlarının uzun süre 'Cumhur' diye hitap ettiği belirtiliyor. 29.10.2009 POLİTİKA
620868
Ata'ya sevgi seli...
Devlet töreninin ardından saat 11.00'de halkın ziyaretine açılan Anıtkabir'in kapısında Türkiye'nin dört yanından gelen vatandaşlar, saatler öncesinden beklemeye başladı. Kapıların açılmasıyla Anıtkabir'e doğru harekete geçen yurdun dört bir yanından gelen 7'den 77'ye binlerce vatandaş, Ulu Önder 'ün mozolesine çiçek bırakıp dua ederek, bağlılıklarını sergiledi. Bazı miniklerin de Ata'sı için yazdığı "özlem ve sevgi dolu" şiirleri, mozoleye bıraktıkları, bazı gençlerin omuzlarına attıkları dev Türk bayraklarıyla ziyarete geldikleri gözlendi. Bazı miniklerin, bebek arabalarında, ellerindeki -yıldızlı bayrakla uyuyakalması, sevimli görüntüler oluşturdu. Mozolenin önünde fotoğraf makineleri ve cep telefonlarıyla bu anı ölümsüzleştirmek isteyenler adeta birbiriyle yarıştı. Özellikle nöbet tutan Mehmetçik'le fotoğraf çektirmek isteyenler, uzun sıra oluşturdu. Ziyarete ellerindeki balon ve Türk bayrağıyla gelen çocuklar, hiç kımıldamadan nöbet tutan askerleri hayranlıkla izledi. Askerlerin nöbet değişimi de vatandaşların büyük ilgisini çekti. Alkışlı sevgi gösteri Bu arada ziyaretçiler arasındaki birkaç kişinin, 'ün "Kocatepe'deki duruşu"nu simgeleyen dev boyuttaki fotoğrafını Anıtkabir alanında taşıdığı sırada, vatandaşlar alkışlarla yoğun sevgi gösterisinde bulundu. Büyük kalabalığın toplandığı Anıtkabir'de, girişten itibaren Misak-ı Milli Kulesi ve içindeki müzeyi ziyaret etmek isteyenler ile 'ün mozolesinde saygı duruşunda bulunarak, sevgi ve bağlılıklarını göstermek isteyenler, uzun kuyruklar oluşturdu. Ulu Önder'in mozolesine ulaşmak için uzun süre bekleyen bazı ziyaretçiler, "50-60 dakikadır bekliyoruz. Değil 50-60 dakika, bizler 50-60 yıl bile bekleriz. Yeter ki Atamıza ulaşalım" şeklinde görüşlerini dile getirdi. Vatandaşlar, kabri Anıtkabir'de bulunan İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'yü de ziyaret etti. Anıtkabir'in saat 17.00'ye kadar ziyaretçilere açık olacağı belirtildi.
620003
Kürt hükümeti Irak'ta güvenoyu aldı
Irak'ın kuzeyinde temmuz ayında yapılan seçimlerin ardından kurulan Kürt hükümeti, mecliste dün güvenoyu aldı. Seçimlere Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'nin, Kürdistan Yurtseverler Birliği, "Kürdistan listesi" adıyla ortak olarak katılmıştı. İki grubun arasındaki anlaşmaya göre de hükümeti kurma görevi Berham Salih'e verilmişti. Yeni Kürt hükümetinde ise bakanlık sayısı 19'a düşürüldü. Türkmenlere bir bakanlığın verildiği listede ayrıca Türkiye'nin yakından tanıdığı KDP Dış İlişkiler Sorumlusu Sefin Dizayi de milli eğitim bakanı oldu. Kürt meclisinde gerçekleştirilen güven oylaması ve yemin töreni sırasında küçük çaplı bir kriz de yaşandı. Noşirvan Mustafa önderliğindeki Değişim Listesi ile sol ve İslami grupları bir araya getiren Hizmet ve Reform Listesi'nden 33 milletvekili, toplantının geç haber verildiğini belirterek oylamanın ertelenmesini istedi. Bu talebin geri çevrilmesinin ardından bu milletvekilleri parlamentodan ayrıldı.
620906
Lucchese'de futbolcusu domuz gribi oldu
Lucchese Kulübü'nün doktoru Riccardo Malfatti, La Gazzetta dello Sport'a yaptığı açıklamada, tüm takımı aşılatma planının ertelenmesinden sonra futbolcunun H1N1 virüsü kapıp, domuz gribi olduğunu bildirdi. Malfatti, iki gün yüksek ateşle yatan bu futbolcuların, bir gün dinlendikten sonra yorgun olsalar bile antrenmanlara çıkacağını ifade etti. Kanada'da Şubat ayında düzenlenecek Vancouver-2010 Kış Olimpiyat Oyunları'nda mücadele edecek tüm sporcuları aşılatmayı düşünen İtalyan spor otoriteleri, futbolcuların aşılanıp aşılanmayacağı kararını kulüplere bırakmıştı.
620378
Mesleki ve teknik lisleri tercih edenler artı
Bu okullardaki katsayı uygulaması nedeniyle, meslek lisesini bitirenlerden üniversiteye girebilenlerin oranı ise çok düşük kaldı. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, CHP Antalya Milletvekili Hüsnü Çöllü'nün ''Mesleki teknik liseler ve katsayı uygulamalarına'' ilişkin sorularını cevaplandırdı. Çubukçu, konuyu, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığının, ''Türkiye'nin Yüksek Öğretim Stratejisi'' raporuna göre değerlendirerek, şu bilgileri verdi: ''Ortaöğretimden, yükseköğretime geçişle ilgili değişik ülkelerde farklı uygulamaların olduğu, ülkemizde de zaman içinde pek çok uygulamanın yapıldığı ve bu uygulamaların eksik yönlerinin tamaamlanması için çeşitli değişikliklere gidildiği, bununla birlikte, kurullarınca hazırlanan 'Türkiye'nin Yükseköğretim Stratejisi'' raporunda da belirtildiği gibi, uygulanmakta olan üniversiteye giriş sisteminde, sadece bir sınavın sonuçlarıyla, ortaöğretim başarı puanının ölçüt olarak kullanılmasının, öğrencilerin niteliklerinin gözardı eilmesi sonucunu doğurduğu ve çoktan seçmeli sorularla öğrencilerin analiz, sentez ve eğerlenirme yapabilme yeteneklerinin yeterince ölçülemediği belirtilmektedir. Ayrıca, mesleki ve teknik liselerde okuyan öğrencilerin, yüksek eğitimde belli alanlara yönlendirilmelerini sağlama amacına yönelik, katsayı uygulamasının, uygulandığı şekliyle kişisel başarıyı engellemeye ya da cezalandırmaya dönüşmüş olmasının, sisteme yönelik ciddi eleştiriler arasında olduğu, toplumun bütün kesimlerinde paylaşılan bu ve benzeri değerlendirmelerin yeni bir sistem arayışını gerekli kıldığı ifade edilmiştir. Bu bağlamda, Genel Kurul Kararlarıyla, yükseköğretime geçişte yeni bir sistem getirildiği kaydedilmiştir.'' -KATSAYI MESLEK LİSELİLERİ ETEKİLİYOR- Bakan Çubukçu, mesleki ve teknik liselerin son sınıfında okuyan ya da mezun olan öğrencilerden yükseköğretim lisans programına girişlerin, YÖK tarafından uygulanan katsayı uygulamasından önce ve sonra, yıllar itibariyle değişikliğe uğradığını bildirdi. Çubukçu, buna göre, YÖK'ün katsayı uygulamasından önce, mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarının son sınıfında okuyan ya da mezun olan öğrencilerden; 1997'de yüzde 6,8'nin, 1998'de yüzde 7'sinin, 1999'da yüzde 4'nün, bir yüksek öğretim lisans programına yerleştirildiğini bildirdi. Katsayı uygulamasından sonra, bu okullardan üniversiteye girenlerin oranında düşüş görüldüğünü vurgulayan Bakan Çubukçu, 2002 ve 2003 yıllarında mezun olanların sadece yüzde 2,9'nun üniversiteye girebildiğini, 2004'de bu oranın yüzde 2,3'te kaldığını kaydetti. Çubukçu, 2005 yılında mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlardan mezun olanların, ancak yüzde 2,4'nün, 2006 yılında da yüzde 2,7'sinin üniversiteli olabildiğine dikkati çekti. Diğer yandan, mesleki ve teknik eğitimin ortaöğretim içindeki oranının 2004-2005 eğitim ve öğretim yılından bu yana kadar geçen sürede artış gösterdiği saptandı. Çubukçu, sözkonusu yıllarda yüzde 38 olan mesleki ve teknik eğitimin ortaöğretimdeki oranının 2008-2009 eğitim-öğretim yılında yüzde 43'e ulaştığını kaydetti. AA
620133
FİKRET ERTAN 'Beluci problemi'
Bu bölge malum 11 Eylül 2001 saldırıları ve Amerika'nın Afgan operasyonu sonrasında aniden gündeme gelmiş, önem kazanmıştı. Bölgede devam eden ve dünya dengelerini etkileyecek çapta olması sebebiyle halen de öyle. Geçen günlerde vuku bulan kanlı saldırılar sonrası aniden gündeme taşınan İran'ın Sistan-Belucistan eyaleti de bu konuda başka bir misal. Bu bölge de 14 Ekim günü İran Devrim Muhafızları'nın (Pasdaran) mahallî aşiret liderleri ile yaptığı toplantı ve aynı anda bir Pasdaran konvoyuna yapılan eşzamanlı iki saldırı ile gündeme gelmişti. Söz konusu saldırılarda Pasdaran'ın kara kuvvetleri komutan yardımcısı Tuğgeneral Nurali Şustari ile birlikte dört komutan ve aşiret yetkilileri bir intihar saldırısı sonucunda ölmüşlerdi. 42 kişinin öldüğü bu saldırıları da Cundullah denen grup üstlenirken İran saldırılarda 'yabancı parmaklar' bulunduğuna işaret etmişti. Cundullah ya da yeni ismiyle İran Halkları Direniş Hareketi, esasen son yıldır İran güvenlik güçlerine saldıran bir grup. Hatırladığım kadarıyla, mesela 2006 Aralık ayında Zahidan bölgesinde İranlı askeri kaçırıp infaz etmişti. 2007 Şubat ayında 11 Pasdaran mensubunu arabaya yerleştirilen bomba ile öldürmüştü. 2008 Aralık ayında polis ve uyuşturucularla mücadele merkezine intihar saldırısı düzenlemişti. Bu yılın mayıs ayında da Zahidan'daki bir Şii camiini bombalamış, 20 kişiyi öldürmüş 125 kişiyi yaralamıştı. Adam kaçırma, intihar saldırıları, arabalara yerleştirilen bombalı saldırılar, pusular, suikastlar bu grubun değişik saldırı taktikleri arasında bulunuyor ve ne zaman ne yapacağı belli olmuyor. Grubun lideri de Pakistan'da saklandığı söylenen genç bir molla: Abdülmelik Rigi. Rigi bölgenin en nüfuzlu Sünni aşireti Rigi aşiretinin ileri gelenlerinden. Cundulllah bu eylemlerle Beluci halkının haklarını savunduğunu söylüyor, İran devletinin Belucilere karşı yaptığını iddia ettiği ayrımcılık ve baskılara son vermeyi amaçladığını, ayrılıkçı olmadığını ifade ediyor. İran'daki Sistan-Belucistan eyaleti esasen üç ülke arasında kalmış genel Belucistan topraklarının bir kısmı. Beluciler, Sistan-Belucistan'a Batı Belucistan diyorlar. Belucistan'ın diğer kısmı ise Pakistan'ın Belucistan eyaletinde bulunuyor. Üçüncü kısım ise Afganistan'da elbette. Bugün üç ülkeye dağılmış toplam Beluci nüfusunun yaklaşık milyon olduğu söyleniyor. Bunun da yüzde 60 kadarı Pakistan'da yaşıyor. İran'daki nüfusları ise 1,5-2 milyon kadar. Afganistan'daki de bu civarda. Beluciler, Sünni ve Hanefi mezhebine bağlılar. Bu yüzden İran'ın kendilerine baskı ve ayrımcılık yaptığını iddia ediyorlar. İran'daki 'Beluci problemi' sadece mezhebî boyutu olan bir problem değil; bunun kültürel, ekonomik, siyasî ve sosyal boyutları da var. Bunlar da problemin devam etmesine katkı sağlıyorlar. Diğer yandan Belucilerle problemi olan sadece İran da değil; Pakistan'ın da yıllardır sürüp giden bir 'Beluci problemi' var. Buradaki Beluciler, mezhebî yönden değil daha çok siyasi ve ekonomik yönden merkezî Pakistan yönetimi ile çatışma halindeler. Bunlar daha çok hak ve özerklik istiyorlar. Ayrıca, değerli doğalgaz, maden ve diğer yeraltı kaynaklarına sahip oldukları için bunlardan daha çok pay da talep ediyorlar. Bugünkü Pakistan hükümeti Beluciler konusunda geçmiş hükümetlere göre çok duyarlı hareket ediyor. Bölgeye yeni yatırımlar planlıyor, yeni altyapı, liman projeleri geliştiriyor. Hatta bölge halkından özür bile dilemiş bulunuyor. Bu kısa yazıda ancak sınırlı bilgi verebildiğim 'Beluci problemi' çok yönlü bir problem. Kimi iddialara göre büyük güçlerin de şöyle veya böyle rol oynadığı, istismar ettiği önemli bir problem. İleride belki bu konuya devam ederiz... f.ertan@zaman.com.tr
620105
Sivri demeç veren Broos'a erken uyarı
Son günlerde yaptığı açıklamalarla dikkat çeken Trabzonspor Teknik Direktörü Hugo Broos'a yönetimden uyarı gelmesi bekleniyor. Broos'un futbolcuları bireysel olarak değerlendirmesinden rahatsızlık duyan bazı yöneticilerin uyarı gerekçesi olarak, "Bu açıklamaların takımın huzurunu bozabilir." ifadesini kullanacağı kaydedildi. Buna karşılık Belçikalı hocanın oyuncularıyla konuşacağı; ancak Engin ve Yattara'ya özel ilgi göstereceği belirtildi. Son Kayserispor maçında oyundan alındıktan sonra taraftarların tepkisine maruz kalan iki oyuncusunu kazanmaya çalışacak olan Broos'un, Bordo-Mavili futbolcuları forma için daha hırslı olmaları konusunda uyaracağı kaydedildi. Öte yandan Gökhan Ünal, dünkü idmandaki çift kale maçta Giray ile girdiği ikili mücadele sonrası yerde kaldı. Gökhan acı içinde kıvranırken, hemen müdahale edilen golcü oyuncu, idman sahasını eller üstünde terk etti. Doktorlar, Gökhan'ın ayak bileğinin dönmüş olabileceği tahmin ederken, kesin sonucun bugün çekilecek MR sonucu belli olacağını ifade etti.
619897
Türkiye'nin yeni Sırbistan vizyonu
FEHMİ KORU TAMER KORKMAZ Türkiye'nin yeni Sırbistan vizyonu ABDÜLKADİR SELVİ BELGRAD Sırbistan'ın Voyvodino bölgesinde Karlovci'deyiz. Ünlü Karlofça anlaşmasının imzalandığı yerde. Balkanlar'da ilk yenilgiyi aldığımız topraklarda.Tarihi kalenin Tuna nehrine bakan terasında Cumhurbaşkanı Gül'le fotoğraf çektiriyoruz. Nehre bakarken Gül'ün dudaklarından, “Tuna nehri akmam diyor” mısraları dökülüyor. Az sonra yemeğe geçiliyor. İki Cumhurbaşkanının masasındayız. Voyvodino Orkestrası Balkan müziğinden örnekler sunuyor. Sırbistan Cumhurbaşkanı Tadiç, parçalara eşlik ediyor. Orkestra iki Cumhurbaşkanının etrafını sarıyor. Aşk şarkıları çalıyor birbiri ardına. EN GÜZEL AŞK ŞARKILARI En güzel aşk şarkıları Saraybosna'dan çıkmış, çünkü en büyük acıyı yaşayanlar, en güzel aşk şarkılarını yapmışlar. Tarihi mekan geliştirilmek istenen yeni Sırp vizyonunun ipuçlarını veriyor. Tadiç, “Geçmişin yaralarını sarmaya çalışıyoruz” diyor. Türkiye'nin küresel, Sırbistan'ın ise bölgesel oyuncu olduğunu belirterek, Balkanlar'da huzur ve istikrar için işbirliği arzuluyor. Hem de öyle bir, iki yerde değil. Sadece Tadiç de değil. Sırbistan'da devlet başkanından, meclis başkanına, başkakana, bakanlara kadar herkesin ağzından Türkiye ile işbirliği mesajları veriliyor. SIRBİSTAN'IN TEKLİFİ Otoyolları size verelim. Kamyon fabrikasını siz işletin. Tekstil fabrikalarımız atıl duruyor, teknolojisini siz yenileyin gibi öneriler birbiri ardına geliyor. Sırbistan'daki hükümetin kurulması tehlikeye girince Tadiç'in talebi üzerine Gül devreye girmiş. Tadiç de iki müslüman milletvekilini bakan yaparak jeste karşılık vermiş. 'SIRP KASABI' SÖYLEMİ Şimdiye kadar ilk cümlemiz olan, “Sırp kasabı” yerine galiba bundan sonra “Sırbistan açılımı” diyebileceğiz. Gül, Sırbistan'ı Balkanlar'ın huzur ve istikrarı açısından olmazsa olmaz görüyor. “Soydaşlarımızın yaşadığı ülkelerle ilişkilerimiz kötüyse, en büyük sıkıntıyı onlar görüyor. İlişkilerimiz iyiyse el üstünde tutuluyorlar” değerlendirmesi de Gül'e ait. Sırbistan ile ilişkilerin hızla iyileşmesi başta Sancak Bölgesi'ndeki soydaşlarımıza olmak üzere her düzeye yansımış. Sırbistan'da olduğumuz gün, Karadziç'in mahkemesi vardı. Tarihi bir andı. Sokaklarda Karadziç'e destek için eylem yapanlara rastlamadım. Etnik milliyetçiliği bayrak edinenlerin Sırbistan'dan alacağı ders var. Sırbistan hem topraklarını kaybetmiş, hem de soykırımcı bir ülke damgasını yemiş. POZİTİF BİR KAFA Tadiç hem bu lekeyi silmeye hem ülkesini AB ve NATO'ya taşımaya çalışıyor. Ülkesini felaketten felakete sürükleyen Miloseviç yerine ülkesini zenginleşmeye taşıyan pozitif bir kafa. Türkiye hem Sırbistan'ı destekliyor, hem de ilişkilerini geliştirmek suretiyle Bosna'nın toprak bütünlüğü konusunda Sırbistan'ın desteğini korumak istiyor. Zaten Tadiç, her konuşmasında, Bosna'nın toprak bütünlüğüne saygılı olduklarını ifade etti. 29.10.2009 POLİTİKA
619866
Kuveyt’te kadın vekilin zaferi
’te kadın vekilin zaferi 29.10.2009Kuveyt Meclisi’nin başı açık milletvekilleri Rola Daşti (ortada)ve Asil El Avadhi. Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, kadın milletvekillerinin başörtüsü takmalarının yasaya göre zorunlu olmadığına karar verdi Mahkeme, bir seçmenin, mayıstaki seçimden sonra meclise giren kadın milletvekilinden 2’sinin, İslami giyim şartını yerine getirmediği için meclis üyesi olamayacakları gerekçesiyle açtığı davayı reddetti. Mahkeme, 2005’te kabul edilen yasanın, “kadınlar Şeriat kurallarına uymak zorundadır” maddesinin kıyafetle ilgili olmadığını, anayasanın kişisel özgürlükleri güvence altına aldığını bildirdi.
620114
Bayan Aslan ile Kanarya güldü
Galatasaray ise grubundaki ilk maçında geçen yıl final oynadığı İtalyan temsilcisi Cras Basket Taranto'yu 76-64 geçmeyi başardı.
619952
İki ünlü şairin fırtınalı aşkı
İki ünlü şairin fırtınalı aşkı Sylvia Plath ile Ted Hughes'un arasındaki fırtınalı ilişkiyi ele alan 'Sylvia' bu akşam ekrana getiriliyor Christine Jeffs'in filmi “Sylvia”, iki şairin, Sylvia Plath ile Ted Hughes'un arasındaki fırtınalı ilişkiyi ele alıyor. Bu akşam ekrana gelecek filmde Sylvia Plath'i ilk gördüğümüzde, ünlü şair sırtında bisikletine binmiş, bir İngiliz sokağında pedal çeviriyor. Hiç de ıstırap çekermiş gibi bir hali yok. Onu, henüz tanımadığı genç bir adamın şiirini okurken görüyoruz. Sonra şair Hughes'u bir partide buluyor. Daha ilk baştan denk olduklarını anlıyoruz. Bu genç kız, filmin sonunda göreceğimiz Sylvia'dan olabildiğince farklı. Filmin sonundaki Sylvia, iki çocuğunun uyuduğu odaya bir tepside ekmek ve süt bırakıyor. Sonra da intihar ediyor. Sebep ise kimine göre, Ted Hughes'un başka bir kadın için onu terk etmesi. Christine Jeffs'in filmi Sylvia da, Plath ile geleceğin “şair-i âzam”ı Ted Hughes arasındaki fırtınalı ilişkiyi ele alırken, olaya Sylvia'nın meselesinden bakmış ama iki kişinin evliliğinde neler olup bittiğini ancak kendilerinin bileceğini belirtmiş. Hughes'un ihaneti de bir soru işaretinin altında duruyor. Orijinal Adı: Sylvia Yönetmen: Christine Jeffs Oyuncular: Gwyneth Paltrow, Daniel Craig, Blythe Danner CNBC-e 22.00 29.10.2009 TELEVİZYON
620790
Alkol ve sigara uyuşturucudan daha tehlikeli
Sky televizyon kanalının haberine göre, Prof. Nutt, "Sigaranın kanser yapma riskinin yüksek olduğu düşünüldüğünde, hint kenevirinin ruhsal bozukluklara bağlı hastalıklara neden olma riski oldukça düşük" dedi. King's College'da verdiği bir derste bu görüşleri dile getiren Nutt, alkol ve tütünün uyuşturucu maddelerin sınıflandırılmasında diğer yasal olmayan uyuşturuculardan ayrı tutulmasını savundu. Prof. Nutt ayrıca, "ecstacy kullanmanın ata binmekten daha tehlikeli olmadığını" söyledi. Sky'ın haberine göre, Birleşik Krallık İçişleri Bakanlığı, bu görüşlerin Prof. Nutt'ın kişisel görüşleri olduğunu, hükümetin konuya ilişkin görüşlerini temsil etmediğini duyurdu. Birleşik Krallık'ta bu ay başında açıklanan rakamlarla ülkede uyuşturucu tedavisi görenlerin sayısında artış olduğu duyurulmuştu. Ülkenin ulusal sağlık sistemi (NHS) tarafından açıklanan rakamlara göre, İngiltere'de 207 bin 580 kişi uyuşturucu tedavisi görüyor. aa
620158
Uyarlama devri bitti mi?
Sina KOLOĞLU Uyarlama devri bitti mi? 29 Ekim Perşembe 2009 Roman uyarlamaları televizyon dizisi olarak ekrana gelen reytingi yüksek işler. “Dudaktan Kalbe”, “”, “” ve son olarak “Hanımın Çiftliği”... 2’de Jülide Ateş “Kültür programının açılışını bu konu üzerine yaptı. Naçizane ben, ilk saydığım üç dizinin senaristlerinden Ece Yönenç (diğer isim Melek Gençoğlu) ve Gold Film’in sahibi Faruk Turgut programa katıldık. Turgut bu yapılanların ekrana gelebilecek ve reyting anlamında da başarı sağlayabilecek en son roman uyarlamaları olduğunu söyledi, “Yapılanlardan sonra sanırım bu dönem kapanmıştır” dedi. Müjde ile Beren karşılaştırması Senarist Ece Yönenç, ile ’in karşılaştırılmaması gerektiğini söyledi. İkisinin farklı dönemin oyuncuları olduğunun altını çizdi. Jülide Ateş de bu konuda bazı eleştirilerin olduğunu söyledi, konu buradan çıktı. Bu arada ben hani tantana olmasın diye lafa girmedim. Ama galiba bu karşılaştırmayı yapan ilk ben oldum köşemde. Aslında karşılatırmadan çok, dönemin rollerini paylaşanlarla yeni çekimde aynı karakterleri oynayanların bir analiziydi. Müjde Ar benim için hâlâ işveli haliyle rolün “baştan çıkaran kadın” karakteridir. Beren Saat daha bugünün kadınıdır. Müjde Ar, tam dönemin “muhafazakâr” ortamındaki olay kadınıdır. Ama yeni versiyonda Beren Saat biraz sonra ’de alışverişe çıkacak bir haldedir. Yani konu aynı, ama zaman ve mekân farklıdır. Belki şimdi özeleştiri yapabilirim; evet, bunu gözardı ettim. Ama ısrarcıyım; Beren Saat, “baştan çıkarıcı bir kadın” değildir çizdiği karakterde. Güzeldir, alımlıdır, ama fettan değildir. Yanıldım; Yıldız ölmedi, ayağı kırıldı “Bu Kalp Seni Unutur mu?”da geçtiğimiz bölümde emniyette kendini pencereden aşağı atan Yıldız’ın öldüğünü yazmıştım. Ayağı kırılmış. Yanıldım. Genelde bu atlayışlar intihar olarak geçer belgelere! Senaryo gereği bu olmamış. E, iyi olmuş. Yıldız’ı Berrak Tüzünataç oynuyor. Şimdi daha yolun başında karakteri bitirmek olmaz. Zaten dizinin tanıtım fotoğrafında Yıldız baş karakterlerden. Tüh, yaa nasıl da atlamışım. Bazen gerçeklerle dizi aynı olmuyor, gerçeğini görmezlikten gelmişim. Resme baksam “Atladı, ama bir şey olmaz” demem gerekiyordu. ‘Aşk-ı Memnu’ya farklı açıdan bakış “Aşk-ı Memnu”da artık iş Bihter, Behlül ve Adnan üzerinde dönmeye devam edecek. Başka şansı yok. Bu akşam da bölüm, Bihter’in, Behlül’ü bastığı yerden devam edecek. Bu sefer devreye Adnan girecek. Yani Bihter, Adnan’a yakınlaşacak. Bakın bunları yazıyorum. Ama bir de şu açılardan bakalım diziye: Dizide nasıl? Çekim nasıl? Hilal Saral’ın çektiği meşhur sevişme sahnesinin itici, rahatsız edici, pespaye bir hali mi vardı? Toygar Işıklı’nın gerçekten diziyi anlatan jenerik müziğine ne demeli? (166 yazı)
620901
Putin, Cumhuriyet Bayramı'nı kutladı
Ekonomik, kültürel, siyasi ve diğer alanlarda iki ülke ilişkilerinin yükselişte olduğunu ifade eden Putin, enerji alanında yürütülen projelerle ikili ilişkilerin stratejik boyuta taşındığına dikkat çekti. Rusya Başbakanlık basın merkezinden yapılan açıklamada Putin'in 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı vesilesi ile Başbakan Recep Erdoğan'a bir kutlama mesajı gönderdiği belirtildi. Mesajda Putin, "Rusya-Türkiye ilişkileri ekonomik, ticari, siyasi, bilim-teknik, kültür ve diğer alanlarda yükseliş çizgisinde ilerliyor. Enerji alanında gerçekleştirdiğimiz geniş kapsamlı başarılı projelerin ikili ilişkileri gerçek bir stratejik boyuta taşıdığından eminim." dedi. İkili ilişkilerde gelinen noktanın iki ülke halkının ve bölgenin yararına olduğunu kaydeden Rusya Başbakanı şu ifadeleri kullandı: "Tüm bu gelişmeler Rusya ve Türkiye halklarının refahına katkı sağlayacağı gibi, aynı zamanda bölgede istikrar ve güvenliği de güçlendiriyor." Son olarak Erdoğan, Rusya Başbakanı Putin'le, İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin St.Petersburg'da gerçekleştirdikleri enerji zirvesine telekonferans yöntemi ile katılmıştı. Erdoğan'ı Rusya'ya davet eden Putin, Rusya'nın Rubin Kazan takımında top koşturan Gökdeniz Karadeniz'den de övgüyle söz etmişti. Erdoğan'ın şubat 2010'da Rusya'ya ziyaret gerçekleştirmesi beklenirken, iki ülkeden 12'şer bakanın katılacağı 'Ortak Bakanlar Kurulu' toplantısının da aralık ayında Moskova'da yapılması planlanıyor.
620512
Yattara'dan İstiklal Marşı'lı tepki
'un Gineli futbolcusu Ibrahima Yattara, bir buçuk yıl önce başvurduğu Türk vatandaşlığına geçiş işlemlerinin uzatılmasına İstiklal Marşı'nı seslendirerek tepki gösterdi. Yattara, dün akşamki antrenman öncesi 29 Ekim nedeniyle Türk bayraklarıyla poz verilmesi sırasında İstiklal Marşı'nı okuyarak yetkililere mesaj gönderdi. İstiklal Marşı'nın ilk mısrasını eksiksiz okuyan Yattara, takımdan ayrılmasının gündemde olduğu dönemde vatandaşlığa geçiş işlemlerini dondurmuş, ancak sonra yeniden başlatma kararı almıştı. Gineli oyuncu daha önce de, "artık Türkçe konuşmayacağım. Türk vatandaşlığım kabul görene kadar röportajlarımı Fransızca vereceğim" diyerek Türk vatandaşlığına geçmek istediğini vurgulamıştı. Trabzon Valiliği'nde Türk vatandaşlığına geçiş işlemleri öncesi yapılan Türkçe mülakatta, hem okuma, hem de konuşma sırasında çok başarılı bulunan Yattara, ülkesinin milli takımında oynadığı için Nobre ve Aurelio'nun yararlandığı imkanlardan faydalanamıyor. Gineli oyuncunun Türk vatandaşlığına geçmesi için başvuru tarihinden itibaren beş yıl geçmesi gerektiği açıklandı. Gökhan Ünal'ın durumu iyi Antrenmanda Giray ile girdiği ikili mücadele sonrası ayak bileğinden sakatlanan Gökhan Ünal'ın durumunun iyi olduğu belirtildi. Kulübün futbol şube sorumlusu İhsan Alioğlu, sol ayak bileğine darbe alan Gökhan Ünal'ın maçına yetişmesine engel bulunmadığını belirterek, "sol ayak bileğine iç taraftan bir darbe aldı ve dış yan bağları esnedi. Bu çok önemli bir durum değil. Ancak biz futbolcumuzun kendisini iyi hissetmesi için gerekli tedavi metotlarını uygulacağız" dedi. sağlık heyetinden izin alarak 'da ameliyat olan gurbetçi futbolcu Zafer Yelen'in tedavisinin aralıksız olarak devam ettiği belirtildi. Genç futbolcunun 'daki doktoru nezaretinde çalışmalarını devam ettiği ve iki hafta sonra Trabzon'a gelerek çalışmalarına burada devam edeceği öğrenildi.
620088
Fenerbahçe'nin oyununa geldik
GS TV'de yayınlanan 'Rijkaard'la Soru Cevap' programında gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalar yapan Hollandalı teknik adam, "Yaşanan tüm olaylar Fenerbahçe'nin stratejisinin bir parçasıydı. Çünkü bizim iyi bir takım olduğumuzu biliyorlardı. Ama ne yazık ki onların oyununa geldik." ifadelerini kullandı. Fenerbahçe ile tansiyonu çok yüksek bir maç oynadıklarını dile getiren Rijkaard, "Ev sahibinin üstün olduğu bir atmosferdi. Fenerbahçeli taraftarlar futbolcularımıza birçok şeyler attılar. Ama biz bunu maç öncesinde konuşmuştuk takımımızla. Böyle şeylerin başımıza geleceğini söylemiştik. Bu tip şeylerin özellikle büyük futbolcular için ekstra motivasyon olması gerekir. Çünkü bu tip derbiler hep böyle geçtiği için böyle şeylerin mutlaka bilinmesi lazım." diye konuştu. Arda Turan ile Cristian Baroni arasında maçtan önce başlayan gerginliğin takımın üstünde olumsuz etki yaptığını belirten Rijkaard, "Utanç verici bir durum, çünkü futbolcularımıza, bizi provoke edeceklerini söylemiştik. Bunu da iyi yapıyorlar. yüzden bizim biraz daha akıllı olmamız gerekiyordu.'' şeklinde konuştu. Maç öncesi gerginliği, karşılaşma sonrasında görüntülerde gördüğünü kaydeden Rijkaard, şöyle devam etti: "Bu da Fenerbahçe'nin bir stratejisiydi diye düşünüyorum. Bizden çekindikleri için bu tip şeyler yapmaya çalıştılar. Bizim yapmamız gereken, sakinliğimizi koruyup cevap vermemekti. Ancak ne yazık ki biz de bu tip oyunlara dahil olduk. Bu kötü bir durum, hakem de pozisyonun içindeydi. stadın ambiansı ve atmosferi çok yüksek. Bu yüzden futbolcular için bu tür atmosferlerde sakin kalmak zor. Ancak kesinlikle futbola hiç yakışmayan görüntüler. Bana göre; futbol dünyanın en güzel oyunu." ARDA TURAN İYİ BİR KAPTAN VE BÜYÜK YETENEK Çek golcüsü Baros'un ilk dakikada sakatlanmasının planlarını altüst ettiğine dikkati çeken Rijkaard, "Baros süratli ve gol yollarında etkili. Maç öncesinde yaşananlar ve Baros'u erken kaybetmemiz, biraz futbolcularımızı gerdi diyebilirim." açıklamasını yaptı. Keita'yı da başına atılan yabancı maddenin etkilediğini düşünen genç hoca, Keita'nın bunun akabinde de Carlos ile girdiği mücadelede kırmızı kart gördüğüne işaret etti. Savunmada markaj sıkıntısı bulunmadığını anlatan Hollandalı çalıştırıcı, ilk golün ofsayt, verilen penaltının da penaltı olmadığını belirtti. Kaleciye geri pas atıldığında defans oyuncularının kendini göstermesi gerektiğinin altını çizen Rijkaard, konuşmasını şöyle tamamaladı: "Bunlar olmayınca Franco kötü bir top attı. Pozisyonu Fenerbahçe'ye biz hazırladık. Çünkü burada takım disiplini, takım organizasyonu ile ilgili bir şey konuşamazsınız. Bir kez daha seyrettim pozisyonu. Bunları konuşmak yersiz; ama ben penaltı değil gibi düşünüyorum." Deneyimli teknik adam, Bucaspor'u 2-1 mağlup ettikleri Ziraat Türkiye Kupası play-off maçının ardından yaptığı açıklamada ise galibiyetin önemine vurgu yaptı. Rijkaard, Fenerbahçe derbisinin hatırlatılması üzerine şunları kaydetti: "Hepsi profesyonel futbolcular. maçı hala yaşamamızın anlamı yok. Oldu ve bitti. Bu tip zorlu durumlarla da yüzleşmek lazım. Maçı kaybettik ama şampiyonluk yolunda bir şey yitirmedik." Kaptan Arda Turan'a yönelik eleştirilere de değinen Frank Rijkaard, "Arda çok iyi bir kaptan ve futbolcu." dedi. Bir futbolcunun sezon boyunca aynı performansı göstermesinin çok zor olduğuna değinen Hollandalı çalıştırıcı, "Arda çok önemli bir futbolcu olacak. Bugün de bunu gösterdi. Bir gol atıp, bir asist yaptı." değerlendirmesinde bulundu.
619891
Bardağı Keita'ya G.Saraylılar attı
OSMAN TANBURACI AVNİ TARHAN Bardağı Keita'ya G.Saraylılar attı F.Bahçe taraftar sitesi antu.com, derbi maçta Fildişili oyuncuya atılan plastik su bardağının G.Saray tribününden geldiğini görüntülerle ortaya çıkardı. F.Bahçe-G.Saray derbisinin yankıları her geçen gün ortaya atılan yeni bir iddia ile sürüyor. Sarı-lacivertli kulübün taraftar sitesi www.antu.com adlı internet sitesi, dün F.Bahçe-G.Saray derbisinde Keita'ya atılan içi dolu plastik su bardığının G.Saray tribünlerinden geldiğini ortaya koyan görüntülerini yayınladı. Maçın 24. dakikasında G.Saray'ın kazandığı korner atışını kullanmak için köşeye giden Fildişi Sahilli oyuncu, pozisyonun devamında kendisine gelen su bardığını görünce F.Bahçe taraftarının bulunduğu tribüne koştu. SUÇLULAR TESPİT EDİLİYOR Tribünlerden gelen pet bardak üzerine Keita acı içinde kendisini yere attı. Pozisyonun devamında ise Keita, su bardağını alıp 4. hakeme göstermesi nedeniyle sarı kartla cezalandırıldı. Bu arada F.Bahçe Kulübü'nün stada yerleştirilen kamera görüntülerini incelemeye aldığı, sahaya yabancı madde attığı tespit edilen taraftarlara sert yaptırımlar uygulayacağı öğrenildi. Ceza alınması halinde bu kişilere tazminat davası açılacak. Ayrıca saha olaylarına karışanların kombineleri iptal edilecek ve ömür boyu stada girmelerine izin verilmeyecek. 29.10.2009 SPOR
621051
Mardin'den STK'lardan partilere çağrı
Mardin'de düzenlenen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarından sonra Mardin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO), Mardin İşadamları Derneği, Sakatlar Derneği Şubesi ve Mardin Gazeteci ve Yazarlar Cemiyeti'nin de aralarında bulunduğu 22 dernek başkanı adına MTSO Başkanı Mehmet Ali Tutaşı'nın yaptığı basın açıklamasında herkesi ve herkesimi bu sürece destek vermeye çağırdı. Tutaşı, "Cumhuriyetimizin kuruluş yıldönümünü kutladığımız bugünde 86 yıl önce gösterilen sağduyu ve birlikteliğin aynı kararlılıkla devam ettirilmesi için atılan adımların kesintiye uğramaması gerektiğini düşünüyoruz. Yüzyıllardan beri birbirinden farklı din, dil ve ırkların hoşgörü ve barış içinde yaşadığı ilimizdeki birlikteliğin bütün Türkiye'ye örnek olması ve bu süreçte yapılan bir takım fevri hareketlerin bu süreci sekteye uğratmaması gerekmektedir" dedi. Bu sorunun çözüm adresi olan TBMM'de grubu olan ve olmayan bütün siyasi partilerin bu sürece katkı sağlamasını isteyen Tutaşı, şunları söyledi: "DTP'nin çözüme ulaşılması noktasında sağduyulu bir şekilde hareket edip çözüm yönünde risk almalıdır. Aynı şekilde CHP ve MHP'nin de sorunları görmemezlikten gelip siyasi bir fırsat olarak değerlendirilmemesi gerektiğini halkı ayrıştırıcı toplumda oluşan bu hassasiyetleri dikkate alarak ayrıştırıcı ve tahrik edici bir siyaset izlenmemelidir. AK Parti'nin açılımla ilgili söylemlerinin geri adım atmadan aynı kararlılıkla sürdürmesini yıllardır süre gelen bu sorunların bir günde çözülemeyeceğini farkında olunduğunu ancak siyasi otoritesinin de hızlı bir şekilde ve kararlılıkla bu demokratikleşme sürecinin de devam etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu süreçte sayın Cumhurbaşkanımızın bütün siyasi otoriteleri bir çatı altında toplayıp sorunun çözümünde sağduyulu davranmalarını sağlamasını istiyoruz. Bu vesile ile Cumhuriyetimizin 86. yıl dönümünü kutlarız."
620047
HÜSEYİN GÜLERCE Cuntacılar ve Başbuğ
Genelkurmay karargâhında bir cunta tarafından hazırlanan bu belge, niye demokrasiye ve millete ihanet belgesidir? Belgede dört ana unsur var: 1. AK Parti'nin, dinî esasları temel alan bir rejimi hedeflediğinden hareketle, yıpratılması için yapılacak faaliyetler. 2. Ergenekon davasına müdahale. Tutuklanan emekli ve muvazzaf subayların masum olduğu havasının yayılması. Onların terörle ve irtica ile mücadele ettikleri için cezaevine konuldukları yönünde haberler yapılması. 3. Dost unsurların başında sayılan medyanın, propaganda çalışmalarının önemi ve haber yaptırılacak hususlar. 4. Fethullah Gülen hareketine yönelik komplo ve provokasyonlar. "Beklettiğimiz elemanlar" diye vasıflandırılan bazı isimlere, irticai faaliyetler yaptırılarak, bunların Gülen cemaatine mal edilmesi. Radyo ve televizyonlardaki canlı yayınlara, sanki Gülen cemaatine mensupmuş gibi bağlanıp; "bizimle uğraşan herkes Ergenekoncudur, bize kimsenin gücü yetmez" gibi ifadeler kullanarak, kamuoyunun tahrik edilmesi. Bazı öğrenci evlerine, silah ve mühimmat konulması, Yahudiliğe, CIA'ye, Mossad'a, Moon Tarikatı'na, Humeyni'ye ait evrak, belge, yayın gibi objelerin de aynı ortamda bulundurulması ve sonra bu evlerin ihbar edilip, jandarma tarafından basılması. Evlerde ayrıca Alevi düşmanlığını körükleyici bilgi ve belgelerin de bulundurulması. Askerî suç kapsamında yapılacak Işık Evleri baskınları sayesinde, "Fethullahçı Silahlı Terör Örgütü" kurulduğunun ilan edilmesi, devreye askerî yargının sokulması. Şimdi, bunları planlayan cuntacıların, rütbe ve makamları ne olursa olsun, bırakınız demokrasiye ihanet etmelerini, vicdan ve insaflarından bahsedilebilir mi? Türk Silahlı Kuvvetleri, bu milletin ordusudur. Bu planlar neyin nesidir? 27 Mayıs 1960'tan beri on yılda bir demokrasiye darbeler vuran bir zihniyet, adeta bazı subayların genlerine işlemiş. Nesilden nesile geçiyor. Bunlar birbirlerini ordu içinde yetiştiriyor, kolluyor, yedekliyor ve demokrasiyi kabullenmeyi asla içlerine sindiremiyor. TSK'nın generalleri, bizzat kendi kurumlarını yıpratıyor. Bütün milletin gözü önündeki hukuksuzluğun, pervasızlığın hiç önemli olmadığını düşünüyorlar. "Gerçek, sadece bizim dediğimizdir, oturun oturduğunuz yere" diyorlar. "Biz her şeyin üstündeyiz, biz hesap vermez, hesap sorarız" diyorlar. Cuntacılar, koskoca bir Genelkurmay Başkanı'nı, düşebileceği en zor duruma düşürüyor. Sayın Başbuğ, 29 Nisan 2009'da düzenlediği basın toplantısında göğsünü gere gere şöyle demişti: "Silahlı Kuvvetler olarak; biz demokrasiye, demokratik rejime, hukuk devletine bağlıyız ve saygılıyız. Dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bünyesinde mevcut demokratik rejime aykırı faaliyette bulunan kimse barınamaz, bunu da çok açık söylüyorum, buna müsaade etmeyiz. Böyle bir durum da söz konusu değildir." Bu bir komutan sözüdür. Millet bu söze inanmak ister. zaman nasıl oluyor da, sayın komutanın bulunduğu katta, demokrasiye ihanet belgeleri hazırlanabiliyor? Bir önceki Genelkurmay Başkanı Büyükanıt da, Cumhurbaşkanlığı seçimine müdahale için hazırlanan e-muhtırayı, kendi elleriyle yazdığını söylemişti. belgenin demokrasiyle, hukuka bağlılıkla ne alâkası var? TSK adına bir şeyler ters gidiyor. Milletle ordusu arasına güven bunalımı girmiştir. Bu yükü ne TSK, ne demokrasi, ne de bugün 86. yılını kutladığımız Cumhuriyet kaldırabilir. Islak imzalı belge, kartopu oldu ve tepeden aşağı iniyor. Giderek büyüyor ve çığa dönüşecek. Altında kalan da çok olacak. Bütün gözler Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ'da. Cuntacıları adalete teslim edip, bundan böyle darbecilerden kurtarılmış demokratik bir Türkiye'nin önünü açabilecek cesareti gösterebilecek mi? h.gulerce@zaman.com.tr
620904
Putin, 29 Ekim Cumhuriyet Bayram'ını kutladı
Rusya Başbakanlık basın merkezinden yapılan açıklamada Putin'in 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı vesilesi ile Başbakan Erdoğan'a bir kutlama mesajı gönderdiği belirtildi. Mesajda Putin, "Rusya-Türkiye ilşikileri ekonomik, ticari, siyasi, bilim-teknik, kültür ve diğer alanlarda yükseliş çizgisinde ilerliyor. Enerji alanında gerçekleştirdiğimiz geniş kapsamlı başarılı projelerin ikili ilişkileri gerçek bir stratejik boyuta taşıdığından eminim." dedi. İkili ilişkilerde gelinen noktanın iki ülke halkının ve bölgenin yararına olduğunu kaydeden Rusya Başbakanı şu ifadeleri kullandı: "Tüm bu gelişmeler Rusya ve Türkiye halklarının refahına katkı sağlayacağı gibi, aynı zamanda bölgede istikrar ve güvenliği de güçlendiriyor." Son olarak Erdoğan, Rusya Başbakanı Putin'le, İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin St.Petersburg'da gerçekleştirdikleri enerji zirvesine telekonferans yöntemi ile katılmıştı. Erdoğan'ı Rusya'ya davet eden Putin, Rusya'nın Rubin takımında top koşturan Gökdeniz'den de övgüyle söz etmişti. Erdoğan'ın Şubat 2010'da Rusya'ya bir ziyaret gerçekleştirmesi beklenirken, iki ülkeden 12'şer bakanın katılacağı ortak bakanlar kurulu toplantısının da Aralık ayında Moskova'da yapılması planlanıyor.
620540
Türkiye'nin kredi notu yükselebilir
Türkiye, Orta Vadeli Programı (OVP) ciddi bir şekilde uygulaması ve mali kurala geçmesi halinde, kredi notu "güvenle yatırım yapılabilir" anlamına gelen "BBB" düzeyine yükseltilebilecek. AA muhabirinin, JCR, Fitch, Standard and Poor's ile Moody's gibi reyting kuruluşlarının analizlerinden derlediği bilgiye göre, Türkiye'nin kredi notu, küresel mali krizden toparlanma çerçevesindeki son ekonomik gelişmelerle yükselme trendine girdi. Reyting kuruluşlarının analistleri, Türkiye'nin kredi notunun ağırlıklı olarak borç rasyosuyla alakalı olduğunu belirterek, özellikle mali kurala geçilmesiyle, borç rasyosunun milli gelire oranının ana gösterge olacağını, bu arada borcun vade yapısının da uzamasıyla kredi notunun yükseleceğini vurguluyor. Reyting kuruluşları, döneminde, Türkiye'nin "olumlu" görünüme sahip ender ülkelerden olduğunu, bunun da potansiyel kredi notu artışı için önemli bir gösterge olduğunu kaydediyor. Uluslararası Finans Enstitüsü ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'ne göre Türkiye, döneminde, özellikle mali sektördeki yapısı itibarıyla, daha yüksek bir kredi notunu hak ediyor. Türkiye'nin kredi notunun, "olumlu" izlemenin ardından, ilk aşamada yıl sonuna kadar, döviz cinsinden uzun vadeli kredi notunun bir basamak artırılarak BB'ye yükseltilebileceği, lira cinsinden uzun vadeli kredi notunun da BB( )'ya yükseltileceği ifade ediliyor. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye'nin, döviz ve lira cinsinden uzun vadeli kredi notunu "olumlu" izlemeye almıştı. Fitch tarafından yapılan açıklamada, "olumlu" izleme sonucunda, Türk ekonomisinin küresel mali kriz karşısındaki dayanaklılığı nedeniyle, yıl sonuna kadar kredi notunun yükseltilebileceği vurgulandı. Yatırım yapılabilirlik kategorisine çıkartılma ihtimali güçleniyor Türkiye'nin, bankacılık sektörünün önderliğinde bir ekonomik büyümeye geçmesinin ardından bir süre içinde de BBB kademesine yükseltilebileceği ifade ediliyor. Kredi notundaki artış, Hazine ve özel sektörün, uluslararası piyasalardan daha düşük maliyetlerle ve daha uzun borçlanmasına imkan tanıyacak. Kredi notu nasıl veriliyor? Kredi derecelendirme, borçlunun anapara ve yükümlülüklerini ödeme isteği ve kabiliyetinin zamanında ve tam olarak yerine getirilip getirilememesini ölçen bir araç olarak görülüyor. Derecelendirmenin en hassas konuları, ödeme isteği ve kabiliyeti olarak belirtiliyor. Derecelendirme tek bir işlem, kuruluş veya ülke için yapılabiliyor. Ölçüm sırasında geçmişe yönelik 15-20 yıllık bir veri tabanı kullanılıyor ve "risk faktörü" ölçülüyor. Ülke risklerini ölçerken genelde ekonomik ve politik risk faktörlerine bakılıyor. Temel göstergeler alınıyor. Ekonomik risk başlığı altında incelenen temel göstergeler ise "döviz cinsinden nakit akış düzeni, borç rasyoları, ihracatın büyümesi, ödemeler dengesi, cari işlemler dengesi, kısa vadeli sermaye akışının rezervlere oranı, rezervlerin durumu ve gelişmesi, büyüme hızı, toplam tasarruflar, kamu sektörünün mali açıkları, yatırımlar ve olarak sıralanıyor. Politik risk faktörleri olarak göz önüne alınanlar da, "seçim sistemi ve zamanları, dış politika gelişmeleri, demokrasinin işleyişi, siyasal partiler, iktidar-muhalefet ilişkileri, liderin durumu, siyasal gündemdeki riskler, koalisyonların yapısı, Merkez Bankası'nın bağımsızlık derecesi" şeklinde sıralanıyor. Notlar ne anlama geliyor? Kredibilitesi yüksek ülkeler (ya da kuruluşlar) arasına girmek, "Buraya güvenle yatırım yapılabilir" vizesini almakla eş anlamlı. Genellikle AAA veya Aaa gibi üç tane en güvenilir olanı, Baa3 ya da BBB- olanlar ise alt derece de olsa, "Güvenle yatırım yapılabilir" anlamına geliyor. Düşük kredibilitede olan spekülatif ülke ve kuruluşlara BB ya da Ba1'den B3 ve B-'ye kadar derece derece not veriliyor. Türkiye'nin, halen, Moody's'den Ba3, Standard and Poor's ve Fitch reyting kuruluşlarından BB(-) notu bulunuyor.
620330
10:22 Kandil'den gelen PKK'lı gribe yakalandı
10.22 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Kandil'den gelen PKK'lı gribe yakalandı PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın çağrısı üzerine, Kandil'den gelerek 19 Ekim'de Türkiye'ye giriş yapan ve karşılama görüntüleri ile tartışmalara neden olan PKK'lıların tamamının hastalanarak hastaneye kaldırıldıkları ortaya çıktı. DTP Diyarbakır İl Başkanı Fırat Anlı, Diyarbakır'da bulunanların aşırı yorgunluk ve soğuk algınlığı nedeniyle hastalandıklarını doğrulayarak, "Hastaneye götürdük, ilaç yazdılar şimdi dinlenmeleri gerekiyor" dedi. Kandil'den gelen PKK'lı kişilik grubun son günlerde tüm Türkiye'yi etkisi altına alan gripal enfeksiyona yakalanarak hastaneye kaldırıldıkları ortaya çıktı. Habur sınır kapısından Türkiye'ye giriş yapan 34 kişilik gruptan Mahmur kampından gelenlerin büyük kısmı Şırnak ve Hakkari'deki yakınlarının yanına giderken, Kandil'den gelen kişi ise Diyarbakır'da kaldı. 'YORUCU YOLCULUK HASTA ETTİ' DTP Diyarbakır il binasında kalan gruptakilerin tamamına yakınının aşırı yorgunluk ve soğuk algınlığı nedeniyle doktora götürüldükleri belirtildi. DTP Diyarbakır İl Başkanı Fırat Anlı, özellikle Kandil'den gelen ve günlük yorucu bir yolculuktan sonra Diyarbakır'a ulaşanların soğuk algınlığı nedeniyle hastalandıklarını doğrulayarak şunları söyledi: "Arkadaşları doktora götürdük, ilaçlar yazıldı ve istirahat etmeleri istendi. Hangi şartlar altında buraya geldiklerini biliyorsunuz. Bu nedenle aşırı yorgunluk arkadaşları malesef hastanelik etti. Bu nedenle basın yayın kuruluşlarının görüşme isteklerini red etmek zorunda kaldılar." Anneler yanından ayıramayacak. ...
620091
Hayrettin Karaman: Türkiye'de din özgürlüğü
Hayrettin Karaman 29 Ekim 2009 PerşembeTürkiye'de din özgürlüğü ABD Dışişleri Bakanlığının Temmuz 2008-30 Haziran 2009 tarihlerini kapsayan raporunda, dini özgürlükler alanında “kayda değer ihlallerin” görüldüğü ülkeler arasında Türkiye de var. Raporun Türkiye bölümünde, “anayasanın din özgürlüğünü öngördüğü, diğer yasa ve siyasetlerin de dinin genelde serbestçe uygulanmasına katkı sağladığı, ancak 'laik devleti' koruma gerekçesiyle, İslami ve diğer dini gruplara sınırlamalar getirildiği, devlet kuruluşları ve üniversitelerde İslami ifadeye önemli kısıtlamaların devam ettiği belirtiliyor. Raporda, kamu binaları ve üniversitelerde uygulanan başörtüsü yasağı ve AK Parti'ye açılan kapatma davasına da yer veriliyor. Vaktiyle Demirel ve benzerleri, dini kısıtlamalardan şikayet edildikçe “İslam'ın en iyi yaşandığı ülke Türkiye'dir, camiler açık, beş vakit ezanlar okunuyor” der, şikayetin yersiz olduğunu iddia ederlerdi. Bunun yanında bir de “Mevcut hak ve özgürlükler de fazla, bunların sonu şeriat düzeninin gelmesidir, okullardan din dersleri kaldırılmalı, İmam Hatip okulları kapatılmalı, namaz kılan, başını örten, içki kullanmayan kimseler devlet dairelerinde görev almamalı” diyenler vardı, hala da bunlar var. Ama gel gör ki, elin ABD'si ve başkaları, bugünün dünyasında, hak ve özgürlükler standardında ülkemizin hala gerilerde bulunduğunu tespit ve ilan ediyor. Laik-demokrat bir ülkede din özgürlüğünün varlığı ve tamamlığı artık ezanla, namazla, belli yaşlardan sonra çocukların din dersi almalarına izin vermekle ölçülmüyor; şimdi ölçü “şiddete başvurmadıkça, başkalarının hak ve özgürlüklerine zarar vermedikçe her dindarın “inanma, ibadet, ayin, eğitim ve öğretim, yayma, örgütlenme” bakımından serbest olup olmadığıdır. Türkiye'de: Toplu bulunulan yerlerde isteyenin namaz kılma imkanı ya yoktur veya zahmetlidir. Tarikatlar yasaktır. Müminler bir yerde toplanıp “tarikat usulüne göre” zikir yapsalar takibata uğrarlar. Din eğitim ve öğretimi devletin tekelindedir; din eğitimi veren özel okul açılamaz. Devletin okullarında dinin emir ve yasaklarına riayet ederek okumak mümkün değildir. Dini yaymak için faaliyet göstermenin önünde engeller vardır. Dini dernek kurmak yasaktır. Şu halde Türkiye'de, laik-demokratik devletlerde var olan ölçüde din özgürlüğü yoktur. Rapor doğru, fakat eksik söylemiştir.
620986
Osman Baydemir resmi törenlerde
Osman Baydemir resmi törenlerde 29.10.2009 17:19Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı törenlerinde kendisine uzatılan ay yıldızlı bayrağı özenli bir şekilde katlayıp korumasına verdi. DTP'li belediye başkalarının ilk kez tam kadro katıldığı kutlamalarda Başkan Baydemir, dün tokalaşmadığı komutanla bugün merhabalaştı. Cumhuriyetin 86. yıldönümü kutlamaları, Diyarbakır'da şenlik havasında yapıldı. Yenişehir ilçesi valilik binası önündeki törene protokol tam liste katıldı. Törene ilk kez DTP'li belediye başkanlarının tam kadro katılması dikkat çekti. Önceki bayramlara genellikle vekilini gönderen Osman Baydemir dünkü çelenk töreni ardından bugün resmi kutlamalara katıldı. Baydemir'in yanı sıra törene DTP'li Diyarbakır Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş ve Yehişehir Belediye Başkanı Selim Kurbanoğlu da iştirak etti. Diyarbakır'daki kutlamalar Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu, 7. Kolordu Komutanı Korgeneral Salih Zeki olak ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in tören aracına binip halkın bayramını kutlamasıyla başladı. Kutlamalardan sonra protokol için ayrılan bölüme geçildi. DTP'li Baydemir bu sırada dünkü çelenk sunma töreninde tokalaşmadığı 2. Hava Kuvvet Komutan Yardımcısı Tümgeneral Turgut Atman ile merhabalaştı. Baydemir'in sırasıyla 2. Hava Kuvvet Komutanı Korgeneral Akın Öztürk, 7. Kolordu Komutanı Korgeneral Salih Zeki olak ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak ve protokoldeki diğer kişilerin bayramını kutladı. Protokolde oturan vali, garnizon komutanı ve belediye başkanına küçük bir çocuk Türk bayrağı verdi. ocuğun elinden Türk bayrağını alan DTP'li Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir önce özenle katladı. Bayrağı bir süre elinde bekleten Baydemir, daha sonra korumasına verdi. Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu da bayrağı önce eşi Gül Mutlu'ya verdi, ardından koruması aldı. Günün anlam ve önemini belirten şiirlerin okunmasının ardından Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu bir konuşma yaptı. Mutlu, Türkiye'nin bir yandan gelişmesini sürdürürken dünyadaki ve bölgesindeki sorunların çözümünde önemli roller üstlendiğini söyledi. Son dönemde yaşanan gelişmelerin Türkiye'nin yurtta sulh cihanda sulh prensibini korumak ve geliştirmek için ne büyük çabalar sarf ettiğini gösterdiğinin altını çizdi. Konuşmaların ardından askeri bando eşliğinde resti tören geçidi yapıldı. Cihan iLGiLi HABERLER
620313
İran'la doğalgaz anlaşması
İran'la doğalgaz anlaşması AA Giriş Saati 29.10.2009 09:32 Güncelleme 29.10.2009 09:35 Türkiye ile İran arasında imzalanan enerji anlaşmasında üç ana esas bulunuyor. Anlaşma ile Güney Pars sahasındaki bazı doğalgaz sahaları TPAO'ya tahsis edilecek, İran doğalgazı Türkiye üzerinden Avrupa'ya,Türkmen doğalgazı İran üzerinden Türkiye'ye taşınacak. Edinilen bilgiye göre, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi'nin gözetiminde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile İran Petrol Bakanı Seyyid Mesud Mirkazimi tarafından imzalanan ''Türkiye Cumhuriyeti Enerji Bakanlığı ile İran İslam Cumhuriyeti Petrol Bakanlığı arasında Anlayış Muhtırası'' şöyle: ''17 Kasım 2008 tarihinde imzalanan; 1-) Güney Pars Sahasındaki bazı doğal gaz sahalarının TPAO'nun yönetimine ve yatırım yapmak üzere tahsisi, 2-) Türkiye üzerinden İran doğal gazının Avrupa'ya taşınması, 3-) Türkmen doğal gazının İran üzerinden Türkiye'ye taşınması ile ilgili mutabakat zaptının süresinin uzatılması konusunda mutabık kalınmıştır. Ayrıca Güney Pars Sahasındaki daha önce Türkiye'ye tahsis edilmiş olan sahaların daha zengin diğer sahalarla değiştirilmesine yönelik ortak çalışma grubu kurulmasına karar verilmiştir.'' ''ORADAN ÇIKAN GAZIN YARISININ SATIŞ HAKKINI ALMIŞ OLUYORUZ'' Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, anlaşma ile ilgili bir soru üzerine şunları söyledi: ''İran bölgesinde ve dünyada çok önemli petrol rezervlerine sahip olan bir ülke. Türkiye de jeopolitik konumunu ve coğrafyasını iyi değerlendirme isteğinde bulunan ve komşularıyla maksimum enerji işbirliği içerisinde bulunmayı hedef edinmiş bir ülke olarak İran ile görüşmelerimiz bazı kararlar ile sonuçlandı. Geçtiğimiz yıl içerisinde yaptığımız, Güney Pars bölgesindeki 21, 22, 24 numaralı sahaların, daha verimli olduğuna inandığımız sahalarla değiştirilmesiyle ilgili bir değişiklik yapıldı. Biliyorsunuz İran'da Anayasa gereği petrol ve doğalgaz yataklarının mülkiyet devri söz konusu değil. Bu konuda yaptığınız saha çalışmalarında oranın kullanım hakkını alıyorsunuz. Bir nevi satış hakkını alıyorsunuz belli oranlarda. Biz mesela oradan çıkan gazın yarısının satış hakkını almış oluyoruz. Tabii bunun şartları, fiyatları daha sonra görüşülerek, konuşulacak. Hangi şartlarda ve hangi fiyatlarda alınacağı konusunda öncelikle saha çalışması yapacağız. Saha çalışması sonucunda bir rezerv belirlenecek ve rezervler TPAO'nun kabiliyet alanı içerisinde kalan ve deniz altında 100-150 metre kadar rahat çalışılabilecek platformlarla yapılabilecek bir şey. Sonra üretim sondajlarına geçme aşamasında buradan çıkan toplam gaz miktarı belli olacak ve üretim aşamasına geçilecek. Türkiye, ister kendi üzerinden Batı'ya kaynak oluşturabilecek gazı alması, isterse ülkesinde kullanması amacıyla yani ister transit konumuyla, isterse kendi arz güvenliği ile ilgili cevap verebilmek için bu tarz anlaşmalar yapıyor. Bunlar çok doğru anlaşmalar.'' Öte yandan, İran ile petrol ve doğalgaz çalışmalarına Kasım ayının ilk veya ikinci haftasında başlanacağı öğrenildi. Yayın tarihi: 29 Ekim 2009 Perşembe
621156
Nazilli'de silahlı kavga:1 ölü, yaralı
İşlek bir caddede meydana gelen olayda cinayet zanlısı olay yerinden ayrıldıktan sonra geri dönerek öldürdüğü kişiye el daha ateş etti. Olay, bu gün saat 16.00 sıralarında Nazilli’nin en işlek merkezlerinden olan Hürriyet Caddesi üzerindeki bir fotoğraf stüdyosunda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre; fotoğraf stüdyosuna gelen S.B. (19) ile söz konusu işyerinde işçi olarak çalışan Ahmet Parmaksız (38) arasında henüz belirlenemeyen bir nedenle tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu belindeki ruhsatsız tabancasına davranan S.B., Ahmet Parmaksız’ın kafasına el ateş etti. sırada işyerinde müşteri olarak bulunan Nazilli İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Büro Amirliği’nde sivil memur olarak görev yapan İshak Gün’de (43) olaya müdahale etmek istedi. S.B., Gün’ün göğsüne el ateş etti. Ahmet Parmaksız, aldığı kurşun yarasıyla olay yerinde hayatını kaybederken; İshak Gün ise olay yerine gelen ambulansla Nazilli Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. GERİ DÖNÜP YENİDEN ATEŞ ETTİ Olay yerinden uzaklaşan cinayet zanlısı S.B., 50 metre uzaklaştıktan sonra tabancasının şarjörünü değiştirip tekrar olay yerine dönerek Ahmet Parmaksız’a el daha ateş etti. S.B. daha sonra suç aleti ile birlikte Hürriyet Polis Merkezi’ne giderek teslim oldu. Olayın eskiye dayanan bir kan davası sonucu olduğu ileri sürülürken, olay yerine gelen Ahmet Parmaksız’ın eşi Özge Parmaksız sinir krizi geçirdi. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.
621027
ABD ekonomisi yüzde 3,5 büyüdü
17.58 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ekonomisi yüzde 3,5 büyüdü ekonomisi 3. çeyrekte yüzde 3,5 büyüdü. Böylece, ekonomi son bir yıldan uzun süredir ilk kez büyüme kaydetmiş oldu. Ticaret Bakanlığının açıkladığı verilere göre, ABD’de gayri safi yurtiçi hasıla temmuz-eylül aylarını kapsayan çeyrekte yıllık bazda yüzde 3,5 büyüdü. Ekonomi, çeyrektir üst üste daralma yaşıyordu. Ekonomistler, büyümede 787 milyar dolarlık teşvik planının etkisi olduğunu belirtirken, planın sona ermesiyle büyümenin sona erebileceği endişesini taşıyorlar. ABD ekonomisinin büyümesinde, ağustos ayında sona eren hurda karşılığı otomobil satışı programının da etkisi oldu. ABD’de toparlanma yavaş bir seyir izlerken, hala oranı rekor yüzde 9,8 seviyelerinde kalmayı sürdürüyor. ABD ekonomisi en son 2008 yılının 2. çeyreğinde yüzde 2,4 büyüme kaydetmişti. Ekonomik Politikalar Araştırma Merkezi Başkan Yardımcısı Dean Baker, “resesyonun bittiğini söyleyebilirsiniz, ancak böyle hissetmiyoruz” dedi. ...
620708
24 yaşın üstünde ve sağlıklı olanlarda domuz gribi aşısına gerek yok
13.47 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 24 yaşın üstünde ve sağlıklı olanlarda aşısına gerek yok aşısıyla ilgili, "’de aşının bulunacak olması, getirilmiş olması Türk halkı için bir fırsattır, bir sigortadır" dedi. Bakan Akdağ, resmi temaslarda bulunmak üzere ’a gitti. Akdağ, hareketinden önce ’nda basın mensuplarına yaptığı açıklamada, ’nin kuruluşunun 86. yıl dönümünün, geleceği aydınlatmasını temenni ettiğini belirtti. Akdağ, Türkiye’nin son yılda yaptığı atılımlarla sağlık alanında önemli yol aldığını ifade ederek, Türkiye’nin tecrübelerini diğer ülkelerle de paylaştığını dile getirdi. Beraberindeki heyetle Belarus’a, bir sağlık anlaşması imzalamak üzere gittiklerini belirten Akdağ, Türkiye’nin sağlık alanındaki dönüşümünün ve diğer uluslararası kuruluşlar tarafından bütün dünyaya örnek gösterildiğini söyledi. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Akdağ, domuz gribi bulaşanların sayısı ve aşılama çalışmalarıyla ilgili soru üzerine, domuz gribi vakalarının hesabını skor gibi tutmanın bir yarar sağlamayacağını belirterek, "Elimizde Kasım ayı itibarıyla çok fazla aşı olmayacak ama elimize geçen ilk aşıları sağlık çalışanlarından sonra ay ila yaş arası çocuklara, önemli kronik hastalığı, özellikle akciğer ve kalp hastalığı önemli derecede olan hastalara yapmaya başlayacağız" dedi. Aşılarla ilgili bazı marjinal düşünceler ve iddialardan çok, bilim dünyasının görüşlerine kulak verilmesi gerektiğine dikkati çeken Akdağ, "Çocuklarımızı, kendimizi, hastalarımızı korumak için alacağımız tedbirler belli. Aşılama da bunların en önemlilerinden biridir. Türkiye’de aşının bulunacak olması, getirilmiş olması Türk halkı için bir fırsattır, bir sigortadır. Biz kimseyi zorla aşılayacak da değiliz ama bu Türk halkının istifadesine hükümetimiz tarafından sunulmuş durumdadır" diye konuştu. Akdağ, aşılanacak risk gruplarını Kasım ayının başında sağlık kuruluşlarına davet etmeye başlayacaklarını anlatarak, hastalığın erken yayılmaya başladığı şehirlerin öne alınacağını kaydetti. Aşı konusundaki tartışmalara Sağlık Bakanlığının büyük ölçüde açıklık getirdiğine işaret eden Akdağ, şunları söyledi: "Bizim için asıl olan Dünya Sağlık Örgütü, Hastalık Kontrol Merkezi, Hastalık Kontrol Merkezi, Avrupa İlaç Ajansı, Amerika İlaç Ajansı, tüm diğer Avrupa ülkelerinin ilaç ajansları ve hastalık kontrol merkezlerinin görüşleri ile Türkiye’de bu hususta oluşturduğumuz bilimsel kurulların görüşleridir. Bütün bu seçkin kuruluşlar, Türkiye’de şu anda planladığımız biçimdeki bir aşılamanın gereğine ve önemine işaret etmektedirler." Bir gazetecinin, domuz gribi aşısının isteyen herkese yapılıp yapılmayacağını sorduğu Akdağ, "24 yaşın üstünde önemli bir hastalığı olmayan gruplar için bilimsel kurullarımız şu anda aşılama gereğini işaret etmiyorlar" dedi. Akdağ, açıklamalarının ardından Türk Hava Yollarına ait uçakla Belarus’un başkenti Minsk’e hareket etti. Anneler yanından ayıramayacak. ...
620642
Atalay asansörde mahsur kaldı
Atalay asansörde mahsur kaldı CN Giriş Saati 29.10.2009 10:28 Güncelleme 29.10.2009 10:32 İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Meclis'teki 29 Ekim kutlamalarına katılmak için geldiği Meclis'te asansörde mahsur kaldı. Kalabalık bir grupla asansöre binen İçişleri Bakanı Atalay, yaklaşık beş dakika mahsur kalınca Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün kabulüne gidemedi. Atalay, törenden çıkan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Meclis'teki makam odasına geçti. Yayın tarihi: 29 Ekim 2009 Perşembe
620154
Emeklilik Rehberi
Necati Çetiner Emeklilik RehberiEmeklilik Rehberi 29 Ekim Perşembe 2009 SEDA BİRİNCİ: 5510 Sayılı yeni Yasası ile Ekim 2008’den sonra ödemekte olduğunuz isteğe bağlı primlerin toplamı bin 260 günü yani yıl ayı geçmesi durumunda annenizin durumu kriterlerine tabi olarak değerlendirilecektir. Bu da emekliliğini uzatacaktır. BU durumda annenizin bin 600 günü tamamlamasına yaklaşık bin gün bulunmakta ise de bu sürenin 840 gününü isteğe bağlı Bağ-Kur’lu olarak, kalan son 160 gününü de zorunlu ’lı olarak ödeyerek 58 yaşını dolduracağı tarihte de SSK’dan kısmi aylığı talebinde bulunabilecektir. HANİFE SALMAN: Bağ-Kur hizmet sürelerinizin toplamını 17 yıla tamamlamış bulunmaktasınız. SSK’da geçen hizmet süreleriniz ile birlikte 20 yılı doldurmanız halinde yaş kriterine tabi olmadan emeklilik hakkını elde edebileceksiniz. HAKAN TOKMAKOĞLU: İlk sigortalılık başlangıç tarihinizin 1987 yılı olması durumunda Bağ-Kur ve SSK sürelerinizin toplamını bin 375 güne tamamlamanız ve 50 yaşını da doldurmanız halinde SSK’dan emeklilik talebinde bulunabileceksiniz. Prime esas kazanç tutarlarınızın yıllara göre yüksek olması, bağlanacak emekli maaşınızda etkili olacaktır. FATMA OSKAY: Eylül 1993’de başlayan SSK’lılığınız, 30 Eylül 2008’de sonra ermiş ve SSK’ya toplam bin 523 gün prim ödemiş bulunmaktasınız. Ekim 2008’de başlayan isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalılığınız mevcut olup, SSK’dan emekli olabilmeniz için sigortalılık sürenizin toplamını bin 675 güne tamamlayarak, 50 yaşınızı da beklemek zorundasınız. Bu durumda isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalılığınızı yıl daha devam ettirerek, kalan bin 80 günü de zorunlu SSK’lı olarak ödemenizde yarar görüyorum. (586 yazı)
620855
Çin'den Pakistan'a terörle mücadele desteği
İBRAHİM KARAGÜL AKİF EMRE Çin'den Pakistan'a terörle mücadele desteği PEKİN Çin, Pakistan'ın Peşaver kentinde meydana gelen terörist saldırıyı kınadı. Ayrıca Çin'in Pakistan hükümeti ve halkının ülkede istikrarı korumak için verdiği mücadeleyi destekleyeceği bildirildi. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ma Zhaoxu (Ma Cavşü), bugün Pekin'de düzenlenen olağan basın toplantısında gazetecilerin sorularını cevapladı. Ma, Çin'in her türlü teröre karşı olduğunu söyledi. Çin'in, Pakistan'a devletin istikrarını korumak için verdiği desteğini sürdüreceğini anlatan Ma, Çin'in söz konusu saldırının ardından şok olduğunu dile getirdi. Ma, Peşaver'deki patlamada ölenlerin yakınlarına da başsağlığı diledi. Pakistan'ın kuzeybatısındaki Peşaver kentinde dün bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda en az 106 kişi öldü, 200'e yakın kişi de yaralandı. Öta yandan Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Çin Devlet Başkanı Hu Jintao'nun Kuzey Kore lideri Kim Jong-il'i Pekin'e davet ettiği yönündeki haberleri de doğruladı. 29.10.2009 DÜNYA
620900
2000 kişilik dev Cumhuriyet pastası
City Center Alışveriş Merkezi Genel Müdürü Çetin Akçay ve pastanın hazırlanmasında görev yapan teknik sorumlu Adem Çağır, pastanın Cumhuriyetin gençlerine bir armağan olarak hazırlandığını söylediler. 20 metrekarelik dev pasta çocukların büyük ilgisini çekti.
620780
Titanik'den beş kat büyük!
15.09 29.10.2009büyük halleri için üzerine tıklayın Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'den beş kat büyük!Dünyanın en büyük ve en pahalı yolcu gemisi Oasis of the Seas (Denizdeki Vaha) 'nın Turku şehrinde suya indirildi. Royal Caribbean Cruise Lines için hazırlanan Oasis of the Seas adlı gemi tam bir eğlence merkezi. 361 metre uzunlukta ve 47 metre genişliğindeki dev gemi bin 360 yolcu kapasitesine sahip. 1,4 milyar dolara mal olan bin 100 mürettebatlı gemi, gemisinden kat daha büyük. Gemide havuzlar, gerçek ağaç ve bitkilerin bulunduğu bahçe, restoranlar, eğlence salonları, barlar, sinema salonları ve futbol sahası büyüklüğünde amfitiyatro bulunuyor. Şıklık ve fonksiyonellik ona özgü.. ...
620716
Kayserispor lige döndü
2007-2008 sezonunun Türkiye Kupası Şampiyonu olan Kayserispor, bu sezon da kupayı müzesine götürebilmek için koyduğu hedefe, play-off maçlarında veda etmek zorunda kaldı. Manisaspor karşısında penaltı atışları sonrasında elenen sarı kırmızılı ekip, tekrar lige döndü. Ligde haftadır yenilmeyerek iyi bir çıkış yakaladıktan sonra geçen hafta Trabzonspor'a yenilen Kayserispor, bu hafta sahasında konuk edeceği Fenerbahçe ile yapacağı maça hazırlanmaya başladı. Teknik direktör Tolunay Kafkas, gazetecilere yaptığı açıklamada, Manisaspor maçında net pozisyonlar bulmalarına rağmen, bunları değerlendiremediklerini ve dramatik bir şekilde kupaya erken veda ettiklerini belirtti. Bundan sonra lige ağırlık vereceklerini ifade eden Kafkas, şunları söyledi: ''Bundan sonra hedeflerimize ulaşmak için yolumuza ligde devam edeceğiz. Kupayı çok istemiştik, ama futbolda her türlü sonuç var. Bu sonucun Fenerbahçe maçına yansımasını istemiyoruz. Çünkü öyle de olsa, böyle de olsa bu ligde var olmak zorundayız. Bu maçı en kısa zamanda unutup kaldığımız yerden yolumuza devam edeceğiz. Ligde iyi bir konumdayız, bu konumumuzu sürdürmek istiyoruz. Fenerbahçe'yi daha önce yenmeyi başarmıştık, bunu yine yapabiliriz. Biz zaten her maça kazanmak düşüncesiyle çıkıyoruz.'' Fenerbahçe'nin son dönemde çok formda olduğunu belirterek, ancak kendilerinin ortaya koyacağı futbolunun önemine işaret eden Kafkas, en iyi şekilde mücadele edip, Fenerbahçe'den puan ya da puanlar alarak yollarına devam etmek istediklerini sözlerine ekledi. AA
619728
İsrail de Suriye ile barışa ulaşmanın yollarını aramaya hazır
İsrail Savunma Bakanı Barak, "İsrail ile geçen aralık ayında askıya alınan barış görüşmelerine yeniden başlanmasından yana olduğunu" söyleyen Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın bu açıklamasına cevaben bir bildiri yayımladı. Barak, açıklamasında, "Suriye ile barış, bölgede istikrarlı çözümün temel unsurlarından birini oluşturuyor. İsrail, Suriye ile barışa ilerlemenin yollarını geçmişte de aramıştır, gelecekte de aramaya devam edecektir" ifadesini kullandı. Barak, "görüşmelerin yeniden başlaması için, Suriye'nin ve Hizbullah'ın bölgedeki durumun kötüye gitme tehlikesine karşı sorumlu bir tavır takınmaları gerektiğine" dikkat çekti. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, İsrail ile geçen aralık ayında askıya alınan barış görüşmelerine yeniden başlanmasından yana olduğunu söylemiş, Suriye halkının kendilerine İsrail ile barış görüşmelerine başlanması konusunda destek verdiğini, ancak İsrail'in de bu görüşmelerin yapılmasını istemesi gerektiğini ifade etmişti.
619917
İstanbul ve Erzincan'da cephanelik
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER İstanbul ve Erzincan'da cephanelik İstanbul Gaziosmanpaşa'daki bir evde adet Kalaşnikof marka otomatik tüfek, el bombaları ve çok sayıda mermi ile patlayıcı yapımında kullanılan malzeme ele geçirildi. Polisin, Karadeniz Mahallesi'ndeki bir eve düzenlediği operasyonda, adet Kalaşnikof marka otomatik tüfek, el bombaları ve çok sayıda mermi ile patlayıcı yapımında kullanılan malzeme ele geçirildi. Polisin olayla ilgili başlattığı soruşturma sürüyor. Erzincan'da ise Göyne Barajı kenarında 11 adet el bombası, bombaatar, aydınlatma fişeği, çok sayıda mermi bulundu. Erzincan Valisi Abdulkadir Demir, gölde 11 adet el bombası, adet el bombası fünyesi, adet bombaatar mühimmatı, 310 adet silah fişeği, adet yangın fişeği, adet uçaksavar fişeği ve çok sayıda malzeme ele geçirildiğini kaydetti. 29.10.2009 GÜNDEM
620722
DTP'li Baydemir'in bayrak hassasiyeti
DTP'li belediye başkanlarının ilk kez tam kadro katıldığı kutlamalarda Diyarbakır'daki kutlamalarda Baydemir, dün tokalaşmadığı komutanla bugün merhabalaştı. Cumhuriyetin 86. yıldönümü kutlamaları Diyarbakır'daki şenlik havasında yapıldı. Yenişehir ilçesi valilik binası önündeki törene protokol tam liste katıldı. Törene ilk kez DTP'li belediye başkanlarının tam kadro katılması dikkat çekti. Önceki bayramlara genelde vekilini gönderen Baydemir dünkü çelenk törenin ardından bugün de resmi kutlamalara katıldı. Baydemir'in yanı sıra törende DTP'li Diyarbakır Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, Yehişehir Belediye Başkanı Selim Kurbanoğlu ile Bağlar Belediye Başkanı vekili yer aldı. Diyarbakır'daki kutlamalar Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu, 7. Kolordu Komutanı Korgeneral Salih Zeki Çolak ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'in tören aracına binip halkın bayramını kutlamasıyla başladı. Kutlamalardan sonra protokol için ayrılan bölüme geçildi. DTP'li Baydemir bu sırada dünkü çelenk sunma töreninde tokalaşmadığı 2. Hava Kuvvet Komutan Yardımcısı Tümgeneral Turgut Atman ile merhabalaştı. Baydemir, sırasıyla 2. Hava Kuvvet Komutanı Korgeneral Akın Öztürk, 7. Kolordu Komutanı Korgeneral Salih Zeki Çolak ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak ve protokoldeki diğer kişilerin bayramını kutladı. Protokole oturan oturan vali, garnizon komutanı ve belediye başkanına küçük bir çocuk Türk bayrağı verdi. Çocuğun elinden Türk bayrağını alan DTP'li Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir önce özenle katladı. Bayrağı bir süre elinde bekleten Baydemir daha sonra korumasına verdi. Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu da bayrağı önce eşi Gül Mutlu'ya verdi ardından koruması aldı. Günün anlam ve önemini belirten şiirlerin okunmasının ardından Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu bir konuşma yaptı. Mutlu, Türkiye'nin bir yandan gelişmesini sürdürürken dünyadaki ve bölgesindeki sorunların çözümünde önemli roller üstlendiğini söyledi. Son dönemde yaşanan gelişmelerin Türkiye'nin yurtta sulh cihanda sulh prensibini korumak ve geliştirmek için ne büyük çabalar sarf ettiğini gösterdiğinin altını çizdi. Vali Mutlu şunları söyledi: "72 milyonluk büyük bir ailede anayasanın eşit vatandaşlık haklarıyla donatılmış fertler olarak, cumhuriyetin ve demokrasinin nimetlerinden hep birlikte istifade ediyoruz. Dünyanın pek çok ülkesinde ve özellikle sınırdaşımız olan ülkelerde insanların gıptayla sahip olmak istediği haklar, cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar sürekli geliştirilerek tüm vatandaşlarımıza sunuluyor. Hakların kullanılmasında sınıf, dil, din, ırk, mezhep ve cinsiyet gibi farklar gözetilmeksizin her birey ülkenin eşit yurtdaşı olarak korunup yüceltiliyor." Konuşmaların ardından askeri bando eşliğinde resti tören geçidi yapıldı.
620663
'Türkiye, Nabucco için doğalgazı buldu'
Kommersant gazetesi, Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İran'a yaptığı ziyaret ve imzalanan doğalgaz anlaşmasına geniş yer ayırdı. "Ankara Nabucco için İran'da doğalgaz buldu." başlığı ile yayınlanan haberde Rusya'nın Avrupa pazarında konumunun zayıflayacağına dikkat çekilirken, Nabucco'nun 'Güney Akım'dan önce bitebileceği öngörüsünde bulunuldu. Kommersant'a konuşan uzmanlar, Washington'un karşı çıkmadığı anlaşma ile İran doğalgazının Nabucco doğalgaz boru hattının temel kaynağı olacağı belirtiyor. Gazetenin yorumuna göre, eğer anlaşma uygulanırsa bu durumda Rusya'nın Avrupa doğalgaz piyasasındaki gücü de darbe alacak. Haberde, "Türkiye Başbakanı Erdoğan Tahran'ı ziyaret etti. Bu temasların en önemli sonucu iki ülke arasında petrol ve doğalgaz alanında anlaşma imzalanması oldu. Türkiye Enerji Bakan Taner Yıldız'ın açıklamasına göre, belge dünyanın dev doğalgaz yatağı sayılan Güney Pars havzasındaki çalışmalara Ankara'nın da katılmasını öngörüyor. Birkaç yıl sonra projenin yıllık kapasite gücünün 35 milyar metreküp doğalgaza çıkarılması planlanıyor. Bunun için Tahran ve Ankara projeye yılda 1-4 milyar dolar arası yatırım yapmayı hedefliyor. Ayrıca Türk Bakan Yıldız, imzalanan belgeyle ilgili olarak İran'ın Nabucco boru hattı için doğalgaz sevkıyatçı ülkelerden biri olacağına dikkat çekiyor." denildi. NABUCCO, GÜNEY AKIM'DAN ÖNCE İNŞA EDİLEBİLİR Kommersant muhabiri Natalya Grib, "Nabucco'nun inşası 2010-2014 yılında yapılması planlanıyor. Bu hat 2018 yılından itibaren Avrupa Birliği'ne (AB) yılda 31 milyar metreküp doğalgaz verebilir. Şimdi Ankara ve Tahran arasında imzalanan memorandumdaki anlaşmalar yerine getirilse, bu durumda Türkiye'nin Güney Pars'tan almayı düşündüğü doğalgaz Nabucco için ilk etapta fazlasıyla yeter. Bu ise şu anlama geliyor: Rusya'yı by-pass ederek Hazar bölgesi doğalgazının AB'ye yönelik sevkiyat güzergahı olmasını amaçlayan Nabucco güvenli (İran doğalgazı) kaynağına kavuşabilir. Bu durumda ise Nabucco, Moskova'nın lobilicilik yaptığı alternatif Güney Akım projesinden önce inşa edilme ihtimali de var." yorumunda bulundu. Grib İran'ın dev geliri kaçırmamak için nükleer konuda işbirliği yapmaya yanaşabileceği değerlendirmesinde de bulundu. GAZPROM, TÜRK-İRAN MEMORANDUMUNDAN ENDİŞE DUYMUYOR Gazeteye göre, Rus doğalgaz devi Gazprom, Türk-İran memorandumunun AB'deki konumunu tehlikeye sokacağını düşünmüyor. Kommersant'a konuşan Gazprom Sözcüsü Sergey Kupriyanov, "Bu anlaşmayı biz sadece doğalgaz ticaretindeki ortaklarımızın gerçekleştirmeyi planladığı birçok projeden biri olarak görüyoruz." dedi.
619968
Ölen dağcı genç kusurlu bulundu
Ölen dağcı genç kusurlu bulundu Çağdaş ÇETİNDEMİR SABAH 29.10.2009 Snowboard yaparken Uludağ'da kaybolan Ümit Özgen'in yanlış giyindiği, eğitimsiz olduğu ve talimatları dinlemediği öne sürüldü Uludağ'da ay önce snowboard yaparken kaybolan ve kurtarma ekiplerini beklerken hayatını kaybeden 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Ümit Özgen'in ölümüyle ilgili bilirkişi raporu hazırlandı. Raporda, kurtarma çalışmalarına katılan jandarma, sivil savunma ve AKUT'un olayda ihmalinin olmadığı görüşüne yer verildi. Türkiye Dağcılık Federasyonu Eğitim, Teknik ve Yüksek İrtifa Kurulu'ndan iki üye tarafından hazırlanan rapora göre, olay günü hava çok kötü değildi. Sadece sis vardı. Görüş mesafesi 10 metre, kar kalınlığı metre 75 santim ve sıcaklık eksi 3.5 dereceydi. Raporda, Özgen'in snowboardda yeterli eğitimi olmadığı, usule uygun giyinmediği ve telefonla konuştuğu arama ekiplerinin talimatlarına uymadığı sonucuna varıldı. Buna göre Özgen, önlem almadan, panikle hareket etti. Gördüğü ilk çoban kulübesinde kalsa saat 15:15'te bulunacak ve bu acı olay yaşanmayacaktı. 'OTELİN İHMALİ ARAŞTIRILSIN' Bilirkişi, raporda otel personelinin "Olay komuta ve acil eylem planı" hazırlamadığına yer verdi. Uludağ Yatırımlar Birliği'nin bu türlü kaza ve kaybolmalara karşı önceden örgütlenme yapması gerektiği belirtilen raporda, "Eğitici bilgi, acil irtibat ve eylem planı" gibi bir dizi önlem sıralandı. Otelin bu önlemler çerçevesinde incelenmesi gerektiğine işaret edilerek "Eğer bu önlemler alınmamışsa, otelde ihmal olduğu değerlendirilmeli" görüşü paylaşıldı. AİLEDEN BİLİRKİŞİ RAPORUNA İTİRAZ AİLENİN avukatı Nafiye Ceylan, bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini belirterek "Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurduk. Soruşturmanın derinleştirilmesini istiyoruz" dedi. Baba Haluk Özgen ise olayın meydana geldiği 19 Ocak'tan bugüne hâlâ dava açılmadığını belirterek, "Böyle bilirkişi raporu olmaz. İtiraz ettik. Ümit, 11 saat bulunamadı. Kar motosikletiyle dakikalık mesafedeydi. Bulunduğu yer, kaldığı yere kuş uçuşu 500 metreydi" dedi. Yayın tarihi: 29 Ekim 2009 Perşembe
621058
24 yaş üstü sağlıklı kişiler aşı yaptırmayabilir
Bakan Akdağ, resmi temaslarda bulunmak üzere Belarus'a gitti. Akdağ, hareketinden önce Atatürk Havalimanı'nda basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 86. yıl dönümünün, geleceği aydınlatmasını temenni ettiğini belirtti. Akdağ, Türkiye'nin son yılda yaptığı atılımlarla sağlık alanında önemli yol aldığını ifade ederek, Türkiye'nin tecrübelerini diğer ülkelerle de paylaştığını dile getirdi. Beraberindeki heyetle Belarus'a, bir sağlık anlaşması imzalamak üzere gittiklerini belirten Akdağ, Türkiye'nin sağlık alanındaki dönüşümünün Dünya Sağlık Örgütü, OECD ve diğer uluslararası kuruluşlar tarafından bütün dünyaya örnek gösterildiğini söyledi. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Akdağ, domuz gribi bulaşanların sayısı ve aşılama çalışmalarıyla ilgili soru üzerine, domuz gribi vakalarının hesabını skor gibi tutmanın bir yarar sağlamayacağını belirterek, ''Elimizde Kasım ayı itibarıyla çok fazla aşı olmayacak ama elimize geçen ilk aşıları sağlık çalışanlarından sonra ay ila yaş arası çocuklara, önemli kronik hastalığı, özellikle akciğer ve kalp hastalığı önemli derecede olan hastalara yapmaya başlayacağız'' dedi. Aşılarla ilgili bazı marjinal düşünceler ve iddialardan çok, bilim dünyasının görüşlerine kulak verilmesi gerektiğine dikkati çeken Akdağ, ''Çocuklarımızı, kendimizi, hastalarımızı korumak için alacağımız tedbirler belli. Aşılama da bunların en önemlilerinden biridir. Türkiye'de aşının bulunacak olması, getirilmiş olması Türk halkı için bir fırsattır, bir sigortadır. Biz kimseyi zorla aşılayacak da değiliz ama bu sigorta Türk halkının istifadesine hükümetimiz tarafından sunulmuş durumdadır'' diye konuştu. Akdağ, aşılanacak risk gruplarını Kasım ayının başında sağlık kuruluşlarına davet etmeye başlayacaklarını anlatarak, hastalığın erken yayılmaya başladığı şehirlerin öne alınacağını kaydetti. Aşı konusundaki tartışmalara Sağlık Bakanlığının büyük ölçüde açıklık getirdiğine işaret eden Akdağ, şunları söyledi: ''Bizim için asıl olan Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa Hastalık Kontrol Merkezi, Amerika Hastalık Kontrol Merkezi, Avrupa İlaç Ajansı, Amerika İlaç Ajansı, tüm diğer Avrupa ülkelerinin ilaç ajansları ve hastalık kontrol merkezlerinin görüşleri ile Türkiye'de bu hususta oluşturduğumuz bilimsel kurulların görüşleridir. Bütün bu seçkin kuruluşlar, Türkiye'de şu anda planladığımız biçimdeki bir aşılamanın gereğine ve önemine işaret etmektedirler.'' Bir gazetecinin, domuz gribi aşısının isteyen herkese yapılıp yapılmayacağını sorduğu Akdağ, ''24 yaşın üstünde önemli bir hastalığı olmayan gruplar için bilimsel kurullarımız şu anda aşılama gereğini işaret etmiyorlar'' dedi. Akdağ, açıklamalarının ardından Türk Hava Yollarına ait uçakla Belarus'un başkenti Minsk'e hareket etti.
620929
Hakkari'de DTP’nin Cumhuriyet yürüyüşünde olaylar çıktı
16.20 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'de ’nin Cumhuriyet yürüyüşünde olaylar çıktıBehçet DALMAZ/HAKKARİ, DEMOKRATİK Toplum Partisi (DTP) ’de Cumhuriyet Bayramı nedeniyle ‘Demokratik Cumhuriyete Evet, İnkar Cumhuriyete Hayır’ adı altında barış yürüyüşü düzenledi. ’lilerin dün bildirilerle davet ettiği yürüyüş ve mitinge yaklaşık 1000 kişi katıldı. DTP’li görevlilerin uyarısına rağmen yürüyüş sonrası olaylar çıktı. 20- 30 kişilik bir grup, kameraları ve polisi taş yağmuruna tuttu. Polis gözyaşartıcı bomba kullanarak kalabalığı dağıtmaya çalıştı. Sabah Cumhuriyet Bayramı törenlerinin kutlandığı Hakkari’de öğlen saatlerinde ise DTP’liler ‘Demokratik Cumhuriyete Evet, İnkar Cumhuriyete Hayır’ yürüyüşü düzenledi. Belediye Başkanı DTP'li Fadıl Bedirhanoğlu, DTP İl Başkanı Hivzullah Kansu ve yaklaşık bin kişi DTP önünde toplanarak burada yürüyüşe geçti. Kalabalık yürüyüş boyunca, ‘’da yol haritası veren Öcalan’a selam olsun’, ‘Demokratik Cumhuriyete evet İnkar Cumhuriyeti’ne hayır’, ‘Şerefsiz İşbirlikçi ’, ‘Baskılar bizi yıldıramaz’, ‘Şehitler ölmez’, ‘Biji Serok Apo (Yaşasın Apo)’ sloganları atıp, pankartları taşıdı. Kalabalık Bulvar Caddesi üzerinde bulunan Belediye binası önünde toplandı. Basın açıklamasını DTP İl yöneticisi Haluk Bor yaptı. Bor, son süreçte kısmi de olsa gelişen olumlu havanın AKP hükümeti ve ilgili kurumlar tarafından kararlı bir şekilde sürdürülmediği söyledi. Bor, “Tam tersine haklarımızın yıllardır özlemi ile yanıp, tutuştuğu barış sürecini sabote edilme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Bugün cumuhriyetin 86’ncı kuruluş yıldönümü. Cumhuriyetin asli unsuru olan Kürtler, bugün Cumhuriyetin en mağduru durumundadırlar. Eğer bugün Cumhuriyet demokratikleşemiyorsa bunun asıl sebebi kendi asli unsuru olan Kürtlere uyguladığı antidemokratik ve inkar politikasıdır. Cumhuriyetin bu politikasından vazgeçme zamanı gelip geçmiştir” dedi. Yapılan basın açıklamasının ardından da DTP’li görevliler, herhangi bir taşkınlığın çıkmaması için topluğu uyardı. Daha sonra DTP önüne giden 20-30 kişilik bir grup, buradan askeri lojmanların bulunuğu Gençlik Caddesi’ne doğru yürüdü. Bu sırada gruplar yolda bulunan Mobese kameralarını taşlayınca, askeri lojmanlarda oturan asker çocukları da oyuncak silahlarını kalabalığa doğrulttu. Grup, çocuklara ‘Yuh’ çekip yürümeye devam etti. Bu sırada grup kendilerini takip eden polis araçlarını da taşlamaya başlayınca olaylar çıktı. Polisler, grubu dağıtmak için gözyaşartıcı bomba kullandı. Dağgöl Mahallesi’ne doğru koşan göstericiler ile polis arasında zaman zaman kovalamaca yaşandı. Anneler yanından ayıramayacak. ...
619859
İran ve Suriye, kadın-erkek eşitliğinde Türkiye’den üstün
ve kadın-erkek eşitliğinde ’den üstün 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Ekonomik ve siyasi iktidar açısından kadınların erkeklerden en geride olduğu ülkeler arasında Türkiye; ve ’ın altında 129. sırada yer aldı 2009 Uçurumu Raporu’nu açıkladı. Kadınların ekonomi ve siyasete katılımını 134 ülkede mercek altına alan rapora göre, ekonomik ve siyasi iktidar açısından kadınların erkeklerden en geride olduğu ülkeler arasında Türkiye; ve gibi ülkelerin altında yer aldı. ve İzlanda ise listenin en üst sırasında yer aldı. Forumun Kadın Liderler ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Programı Başkanı Sadiye Zahidi, “Sıralamada 0.83 puan alan İzlanda birinci sırada. Bu, İzlanda’da cinsiyetler arasıdaki uçurumun yüzde 83 oranında kapatılmış olduğu anlamına geliyor. Listenin sonunda ise 0.47 puan alan var. Bunun anlamı da şu; Yemen’de kadın ve erkek arasındaki uçurum sadece yüzde 47 oranında kapatılabilmiş” dedi. Genel değerlendirmede 134 ülke arasında 129’uncu sırada olan ’nin altında yalnızca Benin, Çad ve Yemen yer aldı. Yayımlanan endekse göre, İzlanda yüzde 82.8’lik bir skorla, yüzde yüz toplumsal cinsiyet eşitliğine en yakın seviyeye ulaştı. ülkeleri Lesoto ve ise ilk kez endeksin ilk 10 ülkesi arasında yer aldı. Listenin ilk 10’u arasına giren diğer ülkeler ise ve oldu. Öte yandan Türkiye, yüzde 46.1’lik skorla Mali, İran, Suudi Arabistan, Benin, Pakistan, Çad ve Yemen ile birlikte “toplumsal cinsiyet eşitliği bakımından en kötü durumda olan ülkeler” arasında yer aldı. Listede, birçok ülkenin cinsiyet eşitliği doğruştusunda gelişme gösterdiği, ancak hiçbir ülkenin ekonomik fırsat ve katılımcılık, siyasi güç, eğitim ve sağlık alanlarındaki farklılığı tamamen kapatamadığı belirtildi.
619730
Cumhuriyet'in kuruluşuna mahyalı kutlama
Eminönü'ndeki Yeni Cami ve Üsküdar'daki Valide Camii'ne Cumhuriyet bayramı nedeniyle 'Cumhuriyet Fazilettir' yazılı mahyalar asıldı. Yeni Cami'deki mahyanın tam aydınlatıldığı görülürken, Valide Camii'ndeki mahyanın ışıklarının yakılmaması dikkat çekti. İstanbul'un kurtuluşunun yıldönümü nedeniyle asılan mahyalar tartışma konusu olmuştu.
620902
Gökhan Ünal'ın sağlık durumu iyi
Tedavisine başlanan oyuncunun, bir iki gün içerisinde takımla birlikte çalışmaları başlamasının beklendiği kaydedildi. Trabzonspor Futbol Şube Sorumlusu İhsan Alioğlu, dünkü antrenmanda Giray'la girdiği ikili mücadele sonrası ayak bileğinden sakatlanan Gökhan'ın durumunun iyi olduğunu açıkladı. Alioğlu, golcü oyuncunun sol ayak bileğinde travmatik esneme meydana geldiğini belirterek, "Oyuncunun tedavisine hemen başlandı. Kanaatimizce bir iki gün içinde takımla birlikte çalışacak duruma gelecektir. Böylelikle Gökhan'ın Beşiktaş maçında oynamasında bir sorun olmayacak." dedi. Alioğlu, Almanya'da ameliyat olan Zafer Yelen'in de tedavisinin yine bu ülkede devam ettiğini vurguladı.
620621
Petrol devlerinin 3. çeyrek karı azaldı
Avrupa'nın en büyük şirketi 'in 3. çeyrek karı yüzde 62 azalarak 3,25 milyar oldu. 'nın en büyük ve şirketi Eni'nin karı da 3. çeyrekte yüzde 58 azaldı. Royal Dutch PLC'den yapılan açıklamada, geçen yıl 3. çeyrekte 8,45 milyar net kar elde eden şirketin bu yıl söz konusu çeyrekte 3,25 milyar kar ettiği belirtildi. Söz konusu dönemde satışlar da yüzde 43 düşerek 75 milyar dolara geriledi. Üst Yöneticisi (CEO) Peter Voser, yaptığı açıklamada, şirketin hızlı bir toparlanmaya girmesinin beklenmediğini ve bu yıl şirketin küresel işgücünün yüzde 5'ini teşkil eden bin kişinin işten çıkarılacağını bildirdi. Voser, talebi ve fiyat konusunda bazı iyileşme işaretleri görüldüğünü fakat görünümün hala belirsizliğini koruduğunu kaydetti. 'in üretimi ise günlük 2,93 milyon varille geçen yılla kıyaslandığında yatay bir seyir izledi. Eni'nin karı da yüzde 58 azaldı Roma merkezli Eni'den yapılan açıklamada, 30 Eylül ile biten çeyrekte şirketin 1,24 milyar euro (1,83 milyar net kar ettiği bildirildi. Geçen yıl aynı dönemde şirket 2,94 milyar euro net kar elde etmişti. ENİ Üst Yöneticisi (CEO) Paolo Scaroni, yaptığı açıklamada, kötü piyasa koşullarına rağmen sonuçların sağlıklı olduğunu söyledi.
620103
İbrahim Kahveci: Hükümete yönelik aynı sermaye oyunu mu?
İbrahim Kahveci 29 Ekim 2009 PerşembeHükümete yönelik aynı sermaye oyunu mu? İki gündür bana göre çok önemli bir konuyu gündeme alıyorum. Maalesef yine kimse görmüyor veya görmezden geliyorlar. Ama olsun işin ne kadar ciddi ve derin boyutlu olduğunu düşündüğümde kaşımaya değer olduğunu görerek devam edeceğim. Yıllardır siyasi Hükümetleri bir konuda uyarır dururum. Sizler ne olursanız olun sonunda halka hesap veren siyasilersiniz. Sizi seven olur sevmeyen olur ve bunun hesabını sandıkta size sorabilirler. Ama ülkemizde öyle bir bürokratik yapılar oluşmuştur ki hesap verme nedir bilmezler. Bunlara en güzel örnekler ise üç-beş kişiden oluşan bağımsız kurullardır. Benim uzmanlık alanım ekonomi olduğu için bu alandaki bağımsız kurulların yönetim ve karar yeteneklerinin siyasi tarafı nasıl bağladığını anlatıp dururum. Sermaye piyasalarının neden gelişmediğini, TMSF gerçeğinin nasıl mağduriyetler oluşturduğunu, BDDK'nın halk yerine bankaları büyüttüğünü hep yazdık ve haberlerimize aktarmıştık. Ama bugün sorun çok daha büyük ve önemli. Türkiye'de siyasi kadronun elini kolunu bağlayarak adeta yıkma sürecine taşıyacak bir para politikası gerçeğinden, Merkez Bankası'na bakmamız gerekiyor. Gerçekten Merkez Bankası'nda ilginç gelişmeler oluyor ve maalesef bunu görmüyorlar, göstermiyorlar. Başbakan Recep Tayip Erdoğan Merkez Bankası'nın bağımsızlığını kastettiğinde ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımsı Ali Babacan önce bağımsızlığı savunup üç gün sonra tersini söylemişti. Şimdi lütfen geriye dönerek dün ve önceki gün yazdıklarımı bir kez daha okuyun. Ve şimdi birkaç rakam yazalım. Bu yılın altı aylık banka bilânçolarına bakalım. İş Bankası'nın elinde 7,2 milyar liralık kamu iç borçlanma senedi olarak tahvil stoku bulunuyor. Garanti Bankası'nda ise 7,5 milyar liralık kamu borç senedi var. Ve Akbank'ın elinde 19 milyar liralık devlet borçlanma senedi bulunmaktadır. Şimdi lütfen Demirbank olayını bir kez daha hatıralarınıza taşıyınız. Hazine kâğıdına boğulmuş ve devleti sırtlamış Demirbank'ın fon sistemini tıkayan banka tarafından adeta bir anda yerle bir edilişini. Yeniden bugüne dönelim. Merkez Bankası yüzde 20-25'lerden hazine kâğıdı almamıştı ve şimdi alacağını açıklıyor. Teminat için diyor ama miktarı söylemiyor. Kimden alacağını da söylemiyor. Hangi orandan alacağını söylemiyor. Yani Merkez Bankası oyunda nasıl bir rol alacağını veya almak zorunda bırakıldığını bir türlü net şekilde açıklamıyor. Yeniden biraz eskilere, sadece aylar öncelerine dönelim: Merkez Bankası memur zammında hükümeti uyarıyor. Merkez Bankası TBM Meclisinde Hükümetin bütçesini eleştiriyor. Merkez Bankası bu ülkeyi yöneten Bakanlara “dilim farklı anlamayabilirsiniz” diyebiliyor. Hatta daha bir hafta önce AB'den madeni paralar değişsin denilince Merkez Bankasından ses çıkmıyor da Hazine “değişmez” diyor. Merkez Bankası enflasyon raporu açıkladığında hiç dikkatinizi çekti mi? Bu ülkede para politikası bağımsız ama maliye politikası Maliye Bakanlığı ve Hükümetin elindedir. Oysa Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz önceki gün “Tobin vergisi yok” diyor. Yani Maliye Bakanlığına dahi el atıyor. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ise şimdilik sessiz. Biz vergi kararlarını Maliye Bakanlığının aldığını sanırdık. Oysa bu süreç Merkez Bankası'na geçmiş herhalde. Bunlar hep gözden kaçanlar ve kaçırılanlar. Ama iş Merkez Bankası'nda dönmüyor. İş daha derin ve Merkez Bankası olsa olsa bu işte aktör olarak sahneye alınmaya çalışılıyor. Türkiye 2001 krizine giden yolda bir Hükümet kaybetti. yolda ki bazı sermaye oyunlarını iyi analiz etmemiz gerekiyor. Orada anlamamız gereken şey Anayasa kitapçığının fırlatılması değildi, kitapçık fırlatıldığında nasıl bir hassas ekonomik zeminde fırtınanın kopmasıydı. İki gündür tekrar ettiğim konuya döneceğim. Türkiye gerektiğinden fazla finansal hassasiyeti artırılmış bir ülke oldu. Birileri oyunları sahneye almaya başlayabilir. Sayın Babacan için bu noktada reel sektöre de dönmesini önerdik. Şimdi oyun yeniden sahneye başladı. Faizler hızla düşüp kârlar oluştuktan sonra şimdi cebe indirme zamanı mı geldi? Hazine ile restleşmeye varan tartışmada kimler oyunu oynamaya başladı? Kimler Merkez Bankası'nı bu oyunun içine alıyor? Patronlardan büyük dönüşlerinin arkasını iyi inceleyin ve arkasını düşünün. Lütfen ekonomiye dönelim; oyun büyük. Belki de siyasi olarak başarılamayanlar ekonomide denenmeye çalışılıyor. Devam edeceğiz
620101
Yasemin Dalkılıç'tan 86 metrelik dalış
Bodrum'un Orak Adası açıklarında gerçekleştirilen dalış, limitli değişken ağırlıkla serbest dalış kategorisinde yapıldı ve dakika 48 saniye sürdü. Dalış sonrasında basın mensuplarının sorularını cevaplayan Dalkılıç, "Bu dalış, 27 Aralık'ta yapacağım rekor denemesi öncesinde bir antrenman oldu. Uzun bir aradan sonra ilk defa bu kadar derinlere indim. Performansımdan çok memnun kaldım. Bu, yeni rekorlar için beni daha bir umutlandırdı. Hâlâ formdayım. Yeni bir dünya rekoruyla dönmek, benim için çok gurur verici olacak. Yurtdışında ülkemi en iyi şekilde temsil etmeye devam edeceğim." dedi. Serbest dalışın farklı stillerinde kırdığı dünya rekorlarıyla dünyaya adını duyuran 30 yaşındaki Yasemin Dalkılıç, 27 Aralık'ta gerçekleştireceği limitli değişken ağırlıkla serbest dalış kategorisindeki rekorunu, 15 Temmuz 2001 tarihinde Mısır'da 105 metreye dalarak gerçekleştirmişti. Yeni hedef ise 125 metre.
620156
Acaba istifayı düşünüyor mu?
Hamdi Türkmen Perde ArkasıAcaba istifayı düşünüyor mu? 29 Ekim Perşembe 2009 EGE TV’DE yayın günü artık pazartesiye alınan “Haftalık” programında da seslendirdim, İl Başkanı olsam, istifa ederdim” dedim. Aynı görüşü yine tekrarlıyorum. CHP İl Başkanı insan olarak çok iyi, düzgün, bilgili bir kişi olabilir. Ama iyi insan olmak başka, iyi bir CHP İzmir İl Başkanı olmak ayrı şeyler. 29 Mart yerel seçimlerinden sonra, CHP, İzmir’de iyi yönetilmiyor. Yaşanan krizler iyi idare edilmiyor, süreçler iyi değerlendirilemiyor. -Bayraklı Belediyeleri arasındaki Kent A.Ş işçileri bunun ilk örneği oldu. Ardından ’da olaylar patlak verdi, parti disiplin kurulları çalıştırıldı. Ortalık durulacağına daha çok karıştı. Konak, Karabağlar, Balçova belediyeleri arasında, henüz kamuoyuna yansımayan, Büyükşehir Belediye Başkanı ’nun gayretleriyle “pamuk ipliğine” bağlanan büyük sorunlar var; il yönetimi çare bulmak yerine seyrediyor. İzmir gibi bir kentte, 30 Ağustos törenlerine sabah, CHP il yönetiminden bir kişi çelenk koymak için gitmiyor. AKP yapsa, günlerce olacak bu konu, il başkanı tarafından “bir arkadaşımız görevliydi” denilerek geçiştiriliyor. Oysa aynı partinin genel başkanı 30 Ağustos törenleri için programını yarıda kesip, ’ya koşuyor ve şeref tribününde yerini alıyor. Kısacası, son seçimlerde İzmir’de yüzde 56 ile iktidar olan CHP İzmir’de sıkıntılı bir süreç yaşıyor. Bunlar, ‘atamayla göreve getirilen bir il başkanının istifa etmesini mi gerektirir mi’ sorusuna gelince... Bu karar, kişiye aittir. Ancak İzmir’de CHP örgütünde ilçe bazında görevden almalarla yaşanan son olaylar, siyasi etik olarak il başkanlığı koltuğunda oturan kim olursa olsun, istifa etmesini gerektirecek kadar ciddidir. Rifat Nalbantoğlu, iki hafta önce Buca, Karşıyaka ve Çiğli CHP ilçe yönetimlerini görevden aldı. Ardından da istifalarla düşen ilçe yönetimine yaptı. Buraya kadar yanlış olan bir şey yok. Ancak Buca CHP ilçe yönetimini, CHP’nin en üst yönetim ve karar organı olan onaylamadı. CHP İzmir İl Başkanı, bir atama yapıyor, yönetim oluşturuyor ve bunu partisinin MYK’sı kabul etmiyor? Siz olsanız, bunu sineye çeker, görevden kalmaya, koltukta oturmaya devam eder misiniz? Böyle bir gelişme, genel merkezin İl Başkanı Nalbantoğlu’na güvensizliği anlamı taşımaz mı? il başkanı, böyle bir olaydan sonra parti örgütüne “söz geçirebilir”, “laf dinletebilir mi?” Nitekim dinletemedi? Çünkü olaylar bu kadarla sınırlı kalmadı. İl Başkanı Nalbantoğlu, genel merkezden “veto” yiyince, Buca krizi, Ankara’da MYK İzmir üyesi CHP Milletvekili M. Ali Susam, İl Başkanı Rifat Nalbantoğlu ve Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı ile masaya yatırıldı. Ali Rıza Kaya üzerinde sağlanan mutabakat sonrasında Buca CHP İlçe yönetimi, gruplar arasındaki dengeler gözetilerek belirlendi, atamalar yapıldı ve kesinleşti. Ortalık duruldu derken, ilçe sekreteri, eğitim sek-reteri ve saymanın belirlenmesi için önceki gün toplanan ilçe yönetiminde kriz tekrar hortladı. İl Başkanı Nalbantoğlu ve ilçe başkanı Kaya, ilçe yönetiminde yapılan seçimlerde istedikleri isimleri seçtirtemediler. Ali Rıza Kaya, işlerin ters gittiğini fark edince, önce toplantıyı iptal etmek istedi, ardından da karar defterini yanına alarak ilçeden ayrıldı. Ve Buca’da İl Başkanı Nalbantoğlu ve Buca İlçe Başkanı Ali Rıza Kaya, seçimleri 9’a oyla kaybetti. Ayhan Yıldız, Zafer Kaplansoy, Bahattin Kahya, Kemal Erözel, Galip Demirel, Yaşar Yaralı, Mehmet Kurnaz, Dilek Nizam, Adnan Alabalık’ın oylarıyla, Mehmet Ali Susam’a yakınlığıyla bilinen İzmir Tesisatçılar ve Kaloriferciler Odası Başkanı Kemal Erözel ilçe sekreteri, Mehmet Kurnaz ilçe eğitim sekreteri Adnan Alabalık da ilçe saymanı seçildiler. Kime rağmen; İl Başkanı Nalbantoğlu’na rağmen... Benden söylemesi; yönetim erki, önemli bir güçtür. Yitirirseniz; ipin ucu kaçar, ne kadar koşsanız da yakalayamazsınız. Tıpkı CHP İzmir’de olduğu ve yaşandığı gibi... (222 yazı)
620628
Protokolde domuz gribi endişesi
Protokolde domuz gribi endişesi CN Giriş Saati 29.10.2009 11:53 Güncelleme 29.10.2009 11:59 Cumhuriyetin kuruluşunun 86. yıldönümü nedeniyle İstanbul Valisi Muammer Güler, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, tebrikleri kabul etti. Misafirleriyle tek tek tokalaşan Vali Güler, daha sonra domuz gribine karşı ellerini bir jelle temizledi. Güler, basın mensuplarına da jel gönderdi. İstanbul Valiliği'nde gerçekleşen tebrik kabul töreninde İstanbul Valisi Muammer Güler, Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş tebrikleri kabul etti. Kabul töreninde üniversite rektörleri, dekanlar, sivil toplum kuruluşları ve siyasi parti temsilcileri, bazı belediye başkanları, yerli ve yabancı dini temsilciler, konsoloslar, askeri erkan ve emniyet müdürleri hazır bulundu. İstanbul Valisi Muammer Güler, misafirleriyle tek tek tokalaştığı için tebriklerin ardından elini anti bakteriyel bir jelle temizledi. Yanındaki Topbaş'ın eline de jelden döken Vali Güler, basın mensuplarına da jelden gönderdi. Kabulün ardından İstanbul Valisi Muammer Güler ve beraberindekiler Vatan Caddesi'ndeki 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlama törenine katılacak. Yayın tarihi: 29 Ekim 2009 Perşembe
620547
Kulak koparan İngiliz holigan aranıyor
İngiliz polisi, geçen Mayıs ayında oynanan Barcelona-Manchester United final maçında, kulak koparan holiganı arıyor. Manchester polisi izleyicilerden birinin cep telefonuyla kaydettiği olayla ilgili görüntüleri yayınlayarak, Manchester United formalı şüpheli holiganı tanıyanların polisi aramalarını istedi. Olayda İngiliz holiganın, 'nın başkenti Roma'da, maçın oynandığı stadyumun önünde bir kadınla tartışmasına müdahale eden 46 yaşındaki bir taraftarla tartıştığı ve kavgada taraftarın kulağını ısırarak, bir kısmını kopardığı belirtildi. Görüntülerde şüpheli holiganın, tribünlerde yürüdüğü ve kavga ettiği görülüyor.
621009
Hidayet Türkoğlu: Umarım devamını getiririz
Hidayet, NBA TV'ye yaptığı ve Türkiye Basketbol Federasyonu'nun resmi internet sitesinde de yer alan açıklamada, iyi bir takım olduklarını belirterek, ''İyi bir kimyamız var. Herkes topla oynuyor ve iyi paylaşıyor. İlk maçımızda taraftarlarımız bizi gerçekten çok iyi desteklediler ve iyi bir başlangıç yaptığımızı düşünüyorum. Yeni sezona Cleveland Cavaliers galibiyeti ile başlamak gerçekten önemli. Umarım bunun devamını getiririz'' dedi. Yeni takımındaki hedeflerinin sorulması üzerine Hidayet Türkoğlu, şunları kaydetti: ''Şu anda her şey yolunda. Takımda birçok yeni isim var. Şu anda elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Herkes bu konuda oldukça istekli. Antrenörümüz Jay Triano da bizlere elinden geldiğince yardımcı oluyor. Hücumda sıkıntı yaşayacağımızı düşünmüyorum. Çünkü takımımızda birbirinden kaliteli birçok silah var. Eğer başarılı olmak istiyorsak özellikle savunmada iyi olmalıyız.'' Takım olarak topu iyi paylaştıklarını belirten milli basketbolcu, ''Sezon öncesi maçlarda çok fazla oynayamadım. Ancak normal sezon öncesinde konuştuk. Çok yönlü oynamayı seviyorum. Topu aldığımda yaratıcı olmak ve takım arkadaşlarıma uygun pozisyonlar hazırlamak istiyorum. Cavaliers karşısında da oldukça iyiydik. Shaq ve Zydrunas Ilgauskas karşısında Andrea Bargnani ve Chris Bosh gibi oyuncuları iyi kullandık ve galibiyete ulaştık. Takım olarak da iyi oynadığımızı düşünüyorum'' ifadelerini kullandı. Hidayet, Toronto şehrini de sevdiğini dile getirerek, ''Toronto şehri gerçekten çok güzel. Herkes beni gerçekten çok iyi karşıladı. Çok farklı insanlar var ve basketbolu çok seviyorlar. Raptors'u destekliyorlar. Umarım takım olarak çok iyi noktalara geliriz'' dedi. -''HEPİNİZİ TÜRKİYE'YE BEKLİYORUM''- Hidayet Türkoğlu, NBA TV sunucusu Andre Aldridge ve konukları Kenny Smith ile Eric Snow'u gelecek yıl Türkiye'de yapılacak 2010 FIBA Dünya Şampiyonası'na davet etti. ''Önümüzdeki yıl hepinizi Türkiye'ye bekliyorum'' diyen Hidayet, ''Dünya Şampiyonası'nı Türkiye'de gerçekleştireceğiz ve konuğum olmanızı istiyorum. Çok büyük ve başarılı bir organizasyona imza atacağımızdan emin olabilirsiniz. Türkiye'ye gelerek ne kadar büyük işler yapacağımı görmenizi istiyorum. Umarım Türkiye'de de birlikte program yaparız'' diye konuştu. AA
620567
Şimdi de Filistin'le 'Ayrılık'
İsrail'in Filistinlilere yönelik katliamını konu edinen TRT'nin 'Ayrılık' dizisinde garip bir değişim yaşandı. Dizinin önceki akşamki bölümünde Filistinli kadınlar ve direnişçilere yönelik yayınlanan hakaretler ve Filistinlilerin 'terörist' gibi gösterilmesi büyük tepkiyle karşılandı. Diziyi seyredenler TRT'yi telefon yağmuruna tutarken, Gazze'deki Kuşatmayı Kaldırma Komitesi Üyesi Muin Naim de Türkiye'ye bir mektup göndererek, "TRT ilk bölümüyle İsrail'i kızdırdı. Reklamını yaptı ve herkesi diziye bağladı. Şimdi Filistin direnişini kötülüyor. Çünkü dizide direnişçiler eylemlerini düşünmeden yapan bağnazlar olarak gösteriliyor" dedi. İsrail ile Türkiye arasında krize neden olan TRT'nin yeni dizisi Ayrılık'ın son bölümünde Filistinli kadınlara ve direnişçilere hakaret edilince, dizinin siyasi danışmanı Hakan Albayrak da diziden ayrıldı. Albayrak, dizi yapımcılarına ateş püskürürken izleyicilerden de özür diledi ve kampanyanın bittiğini açıkladı. İsrail'in Filistinlilere yönelik katliamlarını konu edinen TRT'de yayınlanan 'Ayrılık' dizisinin önceki akşamki bölümünde Filistinli kadınlar ve direnişçilere yönelik yayınlanan hakaretler ve Filistinlilerin 'terörist', 'görgüsüz' gibi gösterilmesi büyük tepkiyle karşılandı. Diziyi seyredenler TRT'yi telefon yağmuruna tutarken, Gazze'deki Kuşatmayı Kaldırma Komitesi Üyesi Muin Naim, Türkiye'ye mektup göndererek, TRT'nin Filistin direnişini kötülediğini belirtti. Naim, dizinin yayından kaldırılmasını istedi. Ayrılık dizisinin siyasi danışmanlığını yapan Hakan Albayrak da dizinin ilk bölümünden sonra ana amacından kaydığına dikkat çekerek son bölümdeki 'Filistinlilerin kötülenmesini' kabul etmedi ve dizinin siyasi danışmanlığını bıraktığını açıkladı. Albayrak, izleyicilerden de kendi payına özür diledi. Dizide ayrıca geçen hafta 2. bölüm 13. bölüm gibi gösterilirken, önceki akşam ise 16. bölüme atlandığı gözlerden kaçmadı. Dizinin başlangıcında ise önceden gösterilmeyen "Bu dizideki olaylar ve kişiler hayal mahsulü olup, gerçek olaylar ve kişiler ile ilgisi yoktur" yazısı dizi başlarken gösterildi. "DİZİ, FİLİSTİNLİLERİ RENCİDE EDECEK BİR HALE GELDİ" Konuyla ilgili bir açıklama yapan Hakan Albayrak, dizi yapımcılarına ateş püskürerek, "Dizinin Türkiye ve dünya gündemine girmesi 'Türkiye-İsrail kavgası' şeklinde olunca, hemen itiraz edemedim. Diziyi sahiplenmeye mecburdum ve bundan büyük mutluluk da duydum. Şimdi fırtına geçtiğine ve dizi maalesef Filistinlileri rencide edecek bir hal aldığına göre ismimin jenerikten çıkarılmasını talep etmek durumundayım. Bunu geçen hafta yaptım ve TRT'ye teslim edilmiş olan ilk üç bölümün jeneriklerinde değişiklik yapmanın mümkün olmadığı, ama sonraki bölümlerin jeneriklerinde ismimin geçmeyeceği cevabını aldım" dedi. "FİLİSTİN HALKINA MAHCUBUM, HERKESTEN ÖZÜR DİLİYORUM" Dizinin ikinci ve üçüncü bölümünün kendisini hayal kırıklığına uğrattığını ifade eden Albayrak, şunları söyledi: "İsrail'i rahatsız eden sahneler başım gözüm üstüne, gerisi bana göre değil. Hiç değil. Türkiye'deki müspet Filistinli imajını zedeleyen ikinci ve üçüncü bölüm beni büyük hayal kırıklığına uğrattı. Dizinin jeneriğinde adım geçtiği için suçluluk duyuyorum. Filistin halkına karşı mahcubum. 'Bu diziyi reyting şampiyonu yapalım' demiştim ya... Benim sözüme uyup ikinci ve üçüncü bölümleri seyreden, üstelik çocuklarına da 'Filistin'i tanısınlar' diye seyrettiren ve şimdi bana haklı olarak ateş püsküren kardeşlerimden özür dilerim. Kampanya tabii ki bitmiştir." "TRT'NİN DİZİSİ FİLİSTİN'E NETTİR"
620327
Erdoğan İran'ın dini lideri Hamaney'le buluştu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, temaslarını tamamlayıp Türkiye'ye döndü. Erdoğan, Tahran'daki son görüşmesini 'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney ile yaptı. Başbakan'ın ziyaretinde Türkiye ve 'ın "Güney Pars" sahasında ortak çıkarmasını öngören anlaşmaya da imzalar atıldı. Erdoğan-Hamaney görüşmesinde iki ülke ilişkileriyle, işbirliğinin geliştirilmesi konusu ele alındı. Erdoğan, 'daki "misafirperverlikten" dolayı, Hamaney'e teşekkür etti. Hamaney ise Erdoğan'ı 'da görmekten, mutluluk duyduğunu belirtti. İki ülke arasında anlaşmasına ve Türkiye bakanları imza attı. Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Rahimi, imza töreni öncesinde yaptıkları açıklamada, iki ülke arasında "geniş yelpazede" işbirliği mesajı verdi. Erdoğan, 'ın nükleer programıyla ilgili hassas bir dönemden geçildiğine dikkat çekti, "Türkiye diplomatik sürece destek veriyor" dedi. Başbakan Erdoğan, "Hem uluslararası toplumun, güvenlik kaygılarını, hem de 'ın barışçıl nükleer hakkını gözeten bir sonuç istiyoruz" diye konuştu. Başbakan, terörle mücadelede istihbarat paylaşımının da görüşmelerde gündeme geldiğini vurguladı.
620413
Rusya altın satmayı düşünüyor
son 10 yılda ilk kez açığıyla karşı karşıya kalırken, Maliye Bakanı Aleksiy Kudrin yüksek fiyatı nedeniyle nakit karşılığı satışını göz önünde bulundurduklarını söyledi. Kudrin, gazetecilerin sorusuna rağmen konuyla ilgili ayrıntılı bilgi vermekten kaçınarak, "Bu konuda çalışmaya devam edeceğiz ve bu konudaki kararı önümüzdeki bir kaç gün içinde verebiliriz" dedi. Mücevher ve Değerli Metaller ihracatçısı şirketi dün yaptığı açıklamada, bu yıl için bir satış planlamadıklarını belirtirken, analistler şirketin bu açıklamayla yüksek satışı beklentisi nedeniyle piyasasını etkilemek istemediğini kaydetti. Altının bir onsunun dünya piyasalarında bin doları geçmesi 'nın iştahını kabartırken, 'nın satışından 1,7 milyar gelir elde edebileceği belirtiliyor. Artan ve fiyatları sayesinde bütçesinde son 10 yıldır açıkla karşılaşmayan 'nın bu yılki açığının yüzde 7,7, gelecek yılki açığın da yüzde 6,8 oranında olması bekleniyor. açığını kapatmak için bu yıl kara gün parası olarak nitelediği İstikrar Fonu'ndan 10,3 milyar kullanarak, fondaki paranın 78,7 milyar dolara inmesine neden olmuş ve bu miktarın da gelecek yıl için öngörülen açığını kapatmaya yetmediği kaydediliyor. Merkez Bankası 16 Ekim'de yaptığı açıklamada ülkedeki ve döviz rezervinin 423,4 milyar olduğunu, rezervinin de bu yıl yüzde 14'yük artışla 19 milyar değerindeki 19 milyon troy onsa yükseldiğini belirtmişti.
620997
Clinton'dan Ortadoğu barışı hamlesi
Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın, bu hafta sonunda Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya geleceği bildirildi. Clinton'a ziyaretinde eşlik eden Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü P.J. Crowley, gazetecilere yaptığı açıklamada, Clinton'ın bu hafta sonunda bölgede Abbas ve Netanyahu ile görüşmelerde bulunacağını söyledi. Sözcü Crowley, müzakerelerin yeniden başlaması amacını taşıyan bu toplantının yeri ve tarihi üzerinde ise çalışmaların halen devam ettiğini belirtti. ve Filistin radyoları, 'in bu hafta sonunda Clinton'a evsahipliği yapmaya hazırlandığını, Filistin tarafındaysa henüz böyle bir program olmadığını duyurmuştu.
620314
Bilica savaşları!
TAHİR KUM Derbide çıkan olaylar nedeniyle disiplin kurulunun ne ceza vereceği merakla beklenirken, F.Bahçe Bilica için harekete geçti. Hakem Bünyamin Gezer’in ilettiği ilk raporda hiç bahsetmediği Bilica’nın Arda’ya yumruğunu televizyon görüntülerinden izleyen federasyon hukuk kurulu, konu hakkında ek rapor istemişti. Gezer ek raporunda “Ben olay gerçekleştiğinde yaralanan yardımcı hakemimle ilgileniyordum. nedenle yumruğu görmedim” ifadesine yer verince, hukuk kurulu görüntülere dayanarak Brezilyalı oyuncuyu PFDK’ya sevk etmişti. Kurala göre, hukuk kurulunun saha içinde cezalandırılmayan bir olayı PFDK’ya taşıyabilmesi için olayın kesinlikle hakemin görüş alanı içinde yaşanmamış olması gerekiyor. Sarı-Lacivertli kulüp, Bilica’nın disiplin kuruluna sevk edilmesi sonrası yayıncı kuruluştan aldığı farklı kamera görüntüsünü inceleyerek, Bünyamin Gezer’in, ifadesinin aksine yumruk vurulduğunda olayı izlediğini tespit etti. Yardımcı hakem Tarık Ongun’un kafasına isabet eden paranın yumruk atıldıktan sonra fırlatıldığını belirlemesiyle Gezer’in raporundaki ifadelerin yanlışlığını vurgulayacak olan F.Bahçe, olayın hakemin görüş alanı içinde cereyan etmesi, hatta Gezer’in sonrasında oyuncuları ayıranlar arasında olması nedeniyle, PFDK’nın Bilica’ya ceza vermesinin mümkün olmadığı görüşünü ileri sürecek.
620899
Ronaldo: Kurtarıcı değilim
OSMAN TANBURACI AVNİ TARHAN Ronaldo: Kurtarıcı değilim MADRİD (A.A) İspanyol spor gazetesi 'Sport' Real Madrid kulübünün teknik direktör Manuel Pellegrini'nin görevine son vermesi halinde 11 milyon Avro tazminat ödeyeceğini iddia etti. Villarreal kulübüne milyon Avro ödenerek Real Madrid'e getirilen Pellegrini'nin sezon başına 5.5 milyon Avro'dan iki yıllık sözleşmesi olduğu hatırlatılrıken, görevine son verilmesi halinde bu paranın hepsinin ödenmesi gerektiği ileri sürüldü. Bu arada Real Madridli futbolculardan Esteban Granero, basına, 'Sonuna kadar teknik direktörümüzle beraberiz. Bu olanların takıma hiçbir iyiliği yok ve kulübün imajına da zarar veriyor. Soyunma odasında olan orada kalır ama asla teknik direktöre saygısızlık olmadı' şeklinde açıklamada bulundu. Öte yandan sakatlığından dolayı oynayamayan ve İspanyol basınınca 'Real Madrid'in oyununu değiştirecek futbolcu' olarak gösterilen Cristiano Ronaldo ise, 'Ben kurtarıcı değilim. Bir takıma çok fazla beklentiler etki eder, sadece bir futbolcu değil. Ben oynamayı ve takım arkadaşlarıma yardımcı olmayı arzu ediyorum. Herşeyin daha iyi olacağına eminim' dedi. 29.10.2009 SPOR
620798
Sivasspor'da Galatasaray maçı öncesi kapılar kapandı
15.36 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'da maçı öncesi kapılar kapandı Gökhan CEYLAN SİVAS, 'in 11'inci haftasında ile 'nda karşılaşacak bu karşılaşmanın hazırlıklarını basına kapalı olarak sürdürüyor. Süper Lig'in 11'inci haftasında pazar günü Ali Sami Yen Stadı'nda Galatasaray ile karşılaşacak Sivasspor, bu karşılaşmanın hazırlıklarını teknik direktör Muhsin Ertuğral yönetiminde kendi tesislerinde basına kapalı antrenmanla sürdürüyor. İdmanda oldukça hırslı oldukları öğrenilen kırmızı beyazlı futbolcuların 'dan puan ya da puanlar ile dönmeyi hedefledikleri öğrenildi. karşılaşması sonrası kendimize geldik" diyen teknik direktör Muhsin Ertuğral, "Galatasaray gerçekten büyük bir kulüp. Bunu inkar etmemiz söz konusu değil. Biz de iyi bir ekibiz kendimize inanıyor ve güveniyoruz. Galatasaray'ın gücü belli ama pazar günkü karşılaşmada puan ya da puanlar almak istiyoruz. Çalışmalarımızı buna göre sürdürüyoruz. Sivasspor eski günlerine en kısa zamanda dönecektir" dedi. .. ...
620576
ABD'de Savunma Bütçesine Onay
: ABD'de Savunma Bütçesine Onay Yayına Giriş: 29.10.2009 10:51:29 Güncelleme: 29.10.2009 10:51:29 Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama, 680 milyar dolar tutarındaki 2010 savunma bütçesini, kaynakların israfına son verilmesine yönelik çabalarına dikkat çekerek onayladı. Temsilciler Meclisi ile Senato'nun uzlaşmasının ürünü ve Pentagon'un isteklerine yakın bir bütçe olan 2010 Savunma Bakanlığı bütçesi, özellikle Pakistan'a yönelik Amerikan askeri yardımında yeni kısıtlamalar yapılmasını öngörüyor. Yeni bütçede, mayınlara dayanıklı araçların finansmanı için milyar 700 milyon dolar, Afgan asker ve polisinin eğitim ve donanımı için buçuk milyar dolar ayrılıyor.
620127
AHMET SELİM Kavram oyunları
Peh, peh!) Ona göre liberalizm (münhasıran) kapitalizmin ta kendisi. Liberal olmak, kapitalizmin son versiyonunu savunmak, onunla özdeş olmak demek. Lügatinde liberalizmin siyasî, kültürel, toplumsal, insanî yönleri ve özellikleri hiç yok. Liberalizm, eşittir kapitalizm; boş ver demokratik kültürü falan, siyasî yönleri ise hiç önem taşımaz! Ona göre demokrasi, seçimle gelip gitmekten ibarettir. Ancak kapitalizme tam teslim olunursa bir anlam ve gerçeklik kazanır. Kesip biçme işini böylece hallettikten sonra, oyununuzu artık rahatlıkla oynayabilirsiniz. "Ben liberal diktatörü tercih ederim!" diyebilirsiniz mesela. "Liberalizmi reddeden demokrasi" diyebilirsiniz. Kavramlar hamurlaşmıştır, istediğiniz gibi yoğurursunuz. ...Halbuki hiç öyle değildir. Kapitalizm, değişken bir aletler, enstrümanlar toplumudur. Kendi aklı ve kişiliği yoktur; aklı ve kişiliği olanların kullanımına, tasarrufuna, yorumlayıp geliştirmesine muhtaçtır. Eğer onu, somut varlığının kıvrımlarına göre kendi başına yürüyen dev ve mükemmel bir "akıllı robot" gibi düşünürseniz; sizin aklınızı da alır, ruhunuzu da. Kapitalizm "benim savaşa ihtiyacım var" dedi, savaş yaptılar. "Benim rezillenmeye ihtiyacım var" dedi, rezillendiler... Demokrasi, kapitalizmin kuyruğuna takıldığı için; insanın ve insanlığın aklı ve ruhu devre dışında kaldı. kafaya göre 12 Eylül de liberaldir! 24 Ocak ile el ele, kol koladır çünkü. Niye kızıyorsunuz zaman? Mesele Batı'nın çelişkileri meselesidir aslında. Ama bunu görmek ve anlamak için; düşünmek, incelemek, okumak yorulmak lazım. Kapitalizmin teknisyeni konumundaki düşünür bozuntularına rağbet ederseniz, kolayınıza geldiği için onlarla hemhal olursanız, hiçbir şey düşünemezsiniz. Sadece kapitalizmin, son ihtiyacına göre size biçtiği kıvrak ve renkli rolleri oynarsınız, alımlı ve çalımlı tavırlarla. Sahih ve samimi düşünce, "kavramlar" denilen trafik ışıklarını, verimli ve doğru akış için kullanmaya ve berraklaştırmaya çalışan düşüncedir. ışıklarla oynamak, sahih ve samimi düşüncenin konusu ve işi değil; kapitalizmin aldatmacasıdır. Bu aldatmacayı, düşünür taklidi yapan kapitalist saptırma teknisyenleri yürütür. Popüler, renkli, aksiyon alanında çok becerikli kişilerdir bunlar. Medyayı iyi kullanırlar, kapitalizmin bütün cazibe motiflerinden alabildiğine yararlanırlar. Düşünce özgürlüğünü savunur görünürler ama, belirlenmiş özgürlük alanında kapitalizmi dolaylı yoldan dahi olsa eleştirmek ve farklılaşmasını sağlamak mümkün değildir. Yasak yoktur ama, etkili olma ve ilgi çekme şansı da yoktur. Tam bu noktada, zorlukların getirdiği öfkeden doğan tepkisellikler; kapitalizmin hem işini kolaylaştırır hem de muhalefet arzusuna bağlı olan büyük ama yeterince fikrî şuur kazanmamış birikimleri, çağ dışı gibi gösterme yolunda kapitalizme büyük imkânlar sunar. Yapılan eleştirel hataları ve tepkisel tutarsızlıkları, kapitalizm, en şiddetli yasaklardan daha etkili biçimde ve adeta mizahî ve sihirli keyifle bertaraf eder. Kimse ciddi eleştiri mecalini, cesaretini, sabrını kendinde bulamaz. Kapitalizmin "yegâne belirleyici" haline getirilmesi, liberal ve demokratik kültürün budanması, hadım edilmesi demektir. Yolun Sonu mu, Büyük Çöküş mü, ne dersen de; insanı ihmal (hatta iptal!) etmenin sonuçları, er geç, şu veya bu dönemeçte karşımıza çıkar. "Liberal diktatör!"leri kapitalizm az kullanmadı! Kitlelerin "demokratik ve tabii" gelişim kültüründen mahrum kalmasını önce kendisi gerçekleştirdi, sonra da kitleleri kendi diktatörlüğü ve saldırganlığı altında güya demokratikleştirmeye çalıştı! Kavram oyunları, öfkeyle, tepkiyle, kavgayla ne anlaşılabilir, ne anlatılabilir, ne de etkisizleştirilebilir. Onlarla konuşacağız, ilişkiler içinde bulunacağız; ama bilgiyle ve bilinçle, ama saygı mecburiyeti doğuran bir ciddiyetle. Ne var ki, bu hayati noktada, oryantalistlerle marjinaller kahredici bir engelleme ittifakı oluşturuyor. a.selim@zaman.com.tr
620832
ADD'liler bayramı zehir etti
Bu yıl tertip komitesinin sivil toplum örgütlerinin kortejde yer almayacağı kararını almasından sonra, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) üyeleri Delikliçınar Meydanı'nda toplanarak askeri birliklerin öncesinde yürümek istedi. Polisin alınan karar gereği yürümelerine izin verilmeyeceği yönünde ikna etmeye çalıştığı grup dağılmadı.
620332
Başbakan: Nifak odaklarına tek yürek cevap vereceğiz
Erdoğan, "Her zaman olduğu gibi bu anlamlı günde de, kardeş kavgası çıkarmak için beyhude bir çaba içinde olan şer ve nifak odaklarına milletçe tek yürek olarak bir kez daha en güzel cevabı veriyoruz." dedi. Başbakan, halk arasında duygu birliği korunduğu ve birbirine daha sıkı kenetlendiği sürece 'şer ve nifak odaklarının' asla amacına ulaşamayacağını kaydetti. Erdoğan, "Ne mutlu bize ki etnik kökeni, inancı, yaşama biçimi ne olursa olsun her bir vatandaşımız devletine, milletine, bayrağına, vatanına ve cumhuriyet değerlerine sadakatle bağlıdır." mesajını verdi. ANKARA ZAMAN
619743
Milletvekilleri galip geldi!
Milletvekilleri galip geldi! 28/10/09 23:32 Selim Sırrı Tarcan Spor Salonu'nda yapılan ve yaklaşık saat süren karşılaşmanın ilk setini 25-13 eski voleybolcu, hakem ve antrenörlerden oluşan ekip kazandı. Daha sonraki setleri ise milletvekilleri, 25-16 ve 25-23 kazanmayı başardı. Karşılaşmada TBMM takımı, Bayram Ali Bayramoğlu (Rize), Bayram Özçelik (Burdur), Fahrettin Poyraz (Bilecik), Sadettin Aydın (Erzurum), Mehmet Erdem (Aydın), Mehmet Nilhıbır (Muğla), Mehmet Günal (Antalya), Abdurrahman Arıcı (Antalya), Metin Kaşıkoğlu (Düzce) ve Adem Tatlı'dan (Giresun) kurulu milletvekilleriyle mücadele etti. Eski voleybolcular, hakemler ve antrenörler ekibi ise Hüseyin Özcoşan, Remzi Altınok, Ali Öztürk, Zühtü Uysallı, Nazmi Özmen, Ömer Mihallıçcık, Salih Cantürk, Turgut Okan ve Uğur Sevimli'den oluşan kadrosuyla sahada mücadele verdi.
620951
Talat Ankara'ya geliyor
Cumhurbaşkanı Talat'a, iki günlük resmi temaslarında Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün ve Kıbrıs müzakere heyeti eşlik edecek. Talat ile birlikte eşi Oya Talat da Ankara'ya gitti. Cumhurbaşkanı Talat ve beraberindeki heyeti Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hasan Bozer, Çevre ve Kültür Bakanı Hamza Ertan Saner ve Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Şakir Fakılı uğurladı. Talat ve beraberindeki heyet, Dışişleri Bakanlığında saat 16.00'da başlayacak heyetler arası resmi görüşmelerin ardından, akşam Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 29 Ekim resepsiyonuna katılacak. Cumhurbaşkanı Talat, yarın saat 14.00'te Başbakan Recep Tayip Erdoğan ile baş başa bir görüşme yapacak, saat 14.30'da ise heyetiyle birlikte Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşecek. Ortak basın toplantısının ardından Talat ve heyeti, tarifeli uçakla akşam saatlerinde KKTC'ye hareket edecek. AA
620615
Vali Güler'den 'jel'li önlem
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER Vali Güler'den 'jel'li önlem İSTANBUL Cumhuriyetin kuruluşunun 86. yıldönümü nedeniyle İstanbul Valisi Muammer Güler, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, tebrikleri kabul etti. Misafirleriyle tek tek tokalaşan Vali Güler, daha sonra domuz gribine karşı ellerini bir jelle temizledi. Güler, basın mensuplarına da jel gönderdi. İstanbul Valiliği'nde gerçekleşen tebrik kabul töreninde İstanbul Valisi Muammer Güler, Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş tebrikleri kabul etti. Kabul töreninde üniversite rektörleri, dekanlar, sivil toplum kuruluşları ve siyasi parti temsilcileri, bazı belediye başkanları, yerli ve yabancı dini temsilciler, konsoloslar, askeri erkan ve emniyet müdürleri hazır bulundu. İstanbul Valisi Muammer Güler, misafirleriyle tek tek tokalaştığı için tebriklerin ardından elini anti bakteriyel bir jelle temizledi. Yanındaki Topbaş'ın eline de jelden döken Vali Güler, basın mensuplarına da jelden gönderdi. Kabulün ardından İstanbul Valisi Muammer Güler ve beraberindekiler Vatan Caddesi'ndeki 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlama törenine katılacak. 29.10.2009 GÜNDEM
620863
İki parti birleşme tarihini verdi
FEHMİ KORU TAMER KORKMAZ İki parti birleşme tarihini verdi ANKARA Demokrat Parti (DP) ve Anavatan Partisi, cumartesi günü DP çatısı altında birleşecek. Merhum Turgut Özal'ın kurduğu Anavatan Partisi, DP'ye katılımın ardından tarihe karışacak. 29.10.2009 POLİTİKA
619860
‘Kybele’ suya gömüldü
‘Kybele’ suya gömüldüENGİN AKGÜRBÜZ Marsilya DHA 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’daki sezonu etkinlikleri kapsamında hazırlanan en önemli projelerden birisi olan ve “360 Derece Uygulamalı Antik Araştırmalar Derneği” tarafından 2600 yıl önce dönemin Focea’sı olan Foça’dan yola çıkıp sadece kürekle Fransa’nın şehrine gelen teknenin replikası olan “Kybele”, Marsilya’da bağlı olduğu emniyetli rıhtımda sulara gömüldü Temmuzda geldiği ’da aşırı milliyetçi ve Yunan diasporaları tarafından protestolarla karşılanan Kybele’ye yapılan karşılama törenleri, ve Türk karşıtı olayların yaşanmasına sebep olmuştu. Türkiye’nin Marsilya Başkonsolosu Özer Aydan,olayın sabotaj olup olmadığının incelemelerden sonra ortaya çıkacağını kaydetti.
620182
"Eksikler yüzünden sistem değiştirmem"
Ziraat Türkiye Kupası play-off maçında Bucaspor'u yenen 'da teknik direktör Frank Rijkaard, eksk oyuncular yüzünden sistemde değişiklik yapmayacağını söyledi. Rijkaard, Bucaspor'u 2-1 yenip kupada gruplara kaldıkları maçtan sonra düzenlediği basın toplantısında, "ilk yarı her şeyin iyi gittiğini söyleyebiliriz. İki güzel gol bulduk. 10 kişi kaldıktan sonra etkilendik diyebiliriz" dedi. Sakatlanan Baros ve kırmızı kart cezalısı durumundaki Keita ile Elano'nun yokluğunda nasıl bir sistem uygulayacağının sorulması üzerine Rijkaard, ''şu an sistem değişikliği düşüncemiz yok. Bugün de Arda ile Kewell zaman zaman tek forvet olarak oynadılar ama bu sistemde değişiklik olduğu anlamına gelmez'' ifadelerini kullandı. Frank Rijkaard, ile yapılan derbi maç sonrası takımın havasının sorulması üzerine şunları söyledi: ''Hepsi profesyonel futbolcular. maçı hala yaşamamızın anlamı yok. Oldu ve bitti. Bundan sonra önümüzde uzun bir periyot ve önemli maçlar var. maçı unuttuk. Derbi maçla ilgili etrafımızda ve basında hala bahsedilebilir ama bizim için sıkıntı yok. Bu tip zorlu durumlarla da yüzleşmek lazım. Maçı kaybettik ama şampiyonluk yolunda bir şey yitirmedik.'' "Arda çok iyi bir kaptan ve futbolcu" kaptanı Arda Turan'a yönelik eleştirilerin hatırlatılması üzerine, oyuncusuna övgülerde bulunan Rijkaard, ''Arda çok iyi bir kaptan ve futbolcu'' diye konuştu. Bir futbolcunun sezon boyunca hep aynı performansı göstermesinin çok zor olduğuna değinen Hollandalı çalıştırıcı, ''Arda daha çok genç ve kabiliyetli bir futbolcu. Bu şekilde çalışmaya devam ederse, çok önemli bir futbolcu olacak. Ne kadar önemli biri olduğunu zaten gösterdi yine. Bugün de bir gol atıp, bir asist yaptı'' şeklinde konuştu. Mehmet Topal: "Performansım oynadıkça artacak" Galatasaraylı Mehmet Topal, hocasının görev verdiği her mevkide elinden geleni yapmaya çalıştığını belirtirken, ''mevki ayrımı yapmam. Sadece elimden gelenin en iyisini yapmak için mücadele veririm. Oynadıkça performansım da artacaktır'' dedi. Frank Rijkaard'ın, derbi maçta 'nin kendilerini provoke ettiği yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine Mehmet Topal, ''hocamız bir şey söylemişse doğrudur. Fenerbahçeli taraftarların ve futbolcuların istenmeyen hareketleri oldu. Biz bunlara uymamalıydık. Büyük futbolcular, profesyonel futbolcular böyle zamanlarda belli oluyor. Yapılanlara kapılmamalıydık'' dedi. Topal, ''hiçbir şey bitmiş değil. Lig daha çok uzun. Bu maçı artık unutmalıyız. Hatalarımızdan da dersler almalıyız. Takım şu an iyi durumda. Bir kaç gündür moraller bozuktu ama şimdi iyi'' ifadelerini kullandı. Mehmet Topal, maçında kırmızı kart görerek takımı 10 kişi bırakan Keita'nın kendilerinden özür dilediğini aktardı. Keita'nın çok iyi bir futbolcu olduğunu vurgulayan Mehmet Topal, ''Zaman zaman sahada istediğini yapamayınca, bunu hırs olarak yansıtıyor. Hatasını kendisi de biliyor ve takım arkadaşlarından özür diledi. Biz de kabul ettik. Önümüzdeki önemli maçlarda ona ihtiyacımız olacak. Artık böyle bir hata yapmayacağını söyledi'' dedi.
620820
ilde fuhuş operasyonu: tutuklama
Alınan bilgiye göre, Ekimde, Osmaniye Emniyet Müdürlüğünün düzenlediği operasyonla 8'i kadın toplam 35 kişi ''baskı, cebir, tehdit ve şiddet kullanarak suç işlemek ve fuhuş yaptırmak amacı ile örgüt kurmak, insan ticareti yapmak, fuhşa teşvik, aracılık ve yer temin etmek, çocukların nitelikli cinsel istismarı, şantaj ve hakaret'' suçlarından gözaltına alındı. Mahkemeye Ekimde çıkarılan zanlılardan Dursun Afat E, Cemal D, Cemal K, Mustafa K, Mehmet Şirin G, Hüsnü B, Ali A, Ramazan D, Kemal Önder İ. ile Zeki S. tutuklanırken, 25 zanlı ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Cumhuriyet savcısının itirazı üzerine, tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalan Doğan T, Hasan S, Cengiz Ş, Ferhat T, Yaşar K, Zeki A, Zülfari İ. ile Mehmet U. yeniden gözaltına alındı. Osmaniye, Hatay, Antalya ve Mersin'de yakalanan zanlı, çıkarıldıkları nöbetçi mahkemece ''fuhşa teşvik ve aracılık etmek'' suçundan tutuklandı. Osmaniye Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin Gaziantep, Adana, Konya, Hatay ve Antalya'da eş zamanlı düzenlediği operasyonda, silah zoru, tehdit ve şantaj ile fuhuş yaptırıldığı iddia edilen 36 kadının da ifadesine başvurulmuştu. AA
619980
Bir İtalyan'ın gözüyle Atatürk
Bir İtalyan'ın gözüyle Atatürk Bir İtalyan'ın gözüyle Atatürk Bülent ERGÜN 29.10.2009 Yıldız Teknik Üniversitesi'nde öğretim üyesi olan tarihçi Fabio L. Grassi: "Atatürk, müthiş zaferlere imza atmış bir asker ama savaşı hiçbir zaman övmedi" Türkiye üzerine uzun yıllardır araştırmalar yapan İtalyan tarihçi Fabio L. Grassi, Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatını anlattığı "Atatürk" adlı kitabı ile Osmanlı'nın küllerinden doğan, Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihine farklı bir bakış açısı getiriyor. Atatürk'ün Latife Hanım ile olan evliliğini ideolojik olarak nitelendiren Grassi, farklılıkların Atatürk'ü korkuttuğunu söylüyor. Kitap aynı zamanda, bir İtalyan tarihçi gözüyle hazırlanan ilk Atatürk biyografisi olma özelliği de taşıyor. 11 YILDIR İSTANBUL'DA İtalya'da, Türk-İtalyan ilişkileri üzerine doktora yapan ve 11 yıldır İstanbul'da yaşayan Grassi, Yıldız Teknik Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyat Bölümü'nde öğretim görevlisi, Atatürk İlkeleri ve İnkılâpları Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde de Yönetim Kurulu üyeliği görevlerinde bulunuyor. İtalya'da bir yıl önce "Atatürk, İl Fondatore della Turchia Moderna" adıyla yayımlanan kitap Turkuvaz Kitap tarafından Türkçe'ye çevrildi. Türk okuyucularından büyük ilgi görmesi beklenen kitabı, yazarı Fabio L. Grassi ile konuştuk. Osmanlı ve Türk uzmanı olan Grassi, akıcı Türkçesiyle, binlerce kaynaktan ve İtalya'daki arşivlerden faydalanarak hazırladığı ve "25 yıllık bir entelektüel serüvenin meyvesi" olarak tanımladığı kitabını anlattı. İTALYANLARA EĞİTİCİ OLDU Neden Atatürk Bu kitabı diğer Atatürk kitaplarından farklı kılan ne Bu kitap İtalya'daki bir boşluğu doldurdu. Çünkü Atatürk üzerine İtalyanca literatür çok az. Benim kitabım İtalyan okuru için eğitici bir kitap oldu. Yaklaşımı açısından Türk okurunun ilgisini çekecektir. Atatürk'ün yaptıklarını, yaşadığı çağın koşullarına göre anlattım. Atatürk'ün bıraktığı eseri tarihselleştirmeye çalışarak, karşılaştırmalı perspektifle, eserinin anlamını çıkartmaya çalıştım. İtalyan tarihçileri, uzmanları kitabı çok beğendi. Yapılan yorumlarda bir 'nihayet' vardı. Atatürk'ün Mussolini'ye şüphe ile yaklaştığını söylüyorsunuz. Atatürk ile Mussolini'yi kıyaslar mısınız Birinci Dünya Savaşı esnasında onbaşı rütbesine yükselen Mussolini, savaşlarla, saldırgan bir politika ile mest olurken Atatürk, hiçbir zaman savaştan iyi bahsetmedi. Atatürk çok başarılı bir önder, müthiş zaferlere imza atan bir asker ama hiçbir zaman savaşı övmedi, savaş propagandasında bulunmadı. Eski onbaşı Mussolini ise savaşı her yerde övüp, saldırgan bir dış politikayı kendine misyon edinmişti. Faşist rejim ile Kemalist rejim aynı çağda geliştiler. Bana göre Kemalist rejim ile faşist rejim arasındaki farklar, benzerliklerden çok daha fazlaydı. Bu fark, iktisadi politikalarda çok belirgindi. Atatürk'ün kontrolü altındaki Türk ekonomisi çok temkinliydi. Aşırı borçlanma, aşırı masraf yapılmadı. Hem Mussolini, hem de Atatürk karizmatik önderler oldu. Ancak Atatürk'ün karizması, daha rasyonel ve pozitifti. Atatürk döneminde İtalya ile Türkiye ilişkileri nasıldı Dört yıllık iyi bir dönem yaşandı. 1928 ile 1932 yılları arasında dostluk gelişti. Atatürk'ün, İtalyan operasının büyük bir hayranı olduğunu görüyoruz. Operanın, kendi vatanının, batılaşmasında önemli bir araç olduğuna inanıyordu. Atatürk döneminde izlenen dış politika çok başarılıydı. Atatürk, büyük bir askerdi ama zaferlerini diplomatik ve siyasi zaferlerle taçlandırdı. EVLİLİĞİ İDEOLOJİKTİ Atatürk'ün özel hayatına da çok yerde vurgu yapmışsınız. Atatürk, özel hayatında nasıl bir insandı Olağanüstü insanlar sıradan bir özel hayat sürdürmezler. Mustafa Kemal her alanda milletine örnek olmak isterdi. Bu amacının kurbanıydı. Latife ile olan evliliği de böyleydi. Örnek Türk kadını modelini onda gördü. Bu evliliği, ideolojik bir evlilikti. Örnek evlilik olmalıydı. Latife, Batılı bir kültüre sahipti. 'Yalnız kurt' olan Mustafa Kemal, sıradan bir aile rutinine alışamadı. Evlilikte insan Mustafa Kemal, ideolog devlet adamı Atatürk'ün emirlerine dayanamadı. Samsun'a ayak bastığında yanında bulunanların 18'inin Rumelili olmasını neye bağlıyorsunuz Yakın ve en güvendiği arkadaşlarını yanına aldı. Bir takımı vardı ve bu onun için önemliydi. Bir takım adamıydı Atatürk. Atatürk'ün yaşam serüveni inanılmaz, müthiş değişimler içerisinde geçti. Doğduğu yer olan Selanik, kurduğu devletin dışında kaldı. Selanik'i bir daha görmedi. Görebilirdi ama görmek istemedi. Bu bir seçim oldu. 'Geçmiş, geçmişte kaldı. Biz geleceği kuruyoruz' dedi ve arkasına bakmadı. GÜÇLERİ DEVLETTEN Mustafa Kemal'in benimsediği ideoloji ile ilgili neler söyleyebilirsiniz Bazı yazarlar ve 3. dünya ülke önderleri, devrimcileri Atatürk'ü, kendilerine örnek aldıklarını söylerler. Kemalist devrimi, Batı karşıtı ve 3. dünya ülkelerinde meydana gelen devrimlerin öncüsü olarak tanımlıyorlar. Ben bu görüşleri paylaşmıyorum. Ne Atatürk, ne arkadaşları toprak sahibi ve sanayici değillerdi. Onların gücü devletten geliyordu. Komünistliği benimsemeleri için sınıf çıkarlarından kaynaklanan engelleri yoktu. Atatürk'ün benimsediği, kabul ettiği ideoloji, gelişmiş, ilerici, demokratik, Batılı kültürüydü. Sonuçta Türk ulusal mücadelesi, Batılı güçlere karşı yapılmasına rağmen, Mustafa Kemal ve yönetici grubu, hiçbir zaman batılı ve kapitalist karşıtı ideolojiyi kabul etmediler. Bir İtalyan'ın gözüyle Atatürk Yayın tarihi: 29 Ekim 2009 Perşembe
619947
Prostat kanserini sonlandıracak ilaç geliyor
Prostat kanserini sonlandıracak ilaç geliyor Japon ilaç şirketi Astellas Pharma ve bir ABD firması prostat kanserinin tedavisi için yeni bir ilaç üretti. MDV3100 adını verdikleri ilaç üstünde çalışmaların bittiğini ve piyasaya sürüleceğini belirten şirket yetkilileri, prostat kanseri üzerinde çalışmaların sürdüğünü belirtti. Amerika'da bulunan iki firmanın yetkilileri, ilacın maliyeti ve pazarlaması üzerinde anlaştıklarını, ilacın yakında piyasaya sürüleceğini ifade etti. Diğer yandan Köri baharatında bulunan bir maddenin, kanser hücrelerini öldürebildiği belirtildi. Cork Kanser Araştırma Merkezi bilimcileri, köri yapımında kullanılan zerdaçalın etken maddesi "kurkumin"in laboratuvar ortamında yemek borusu kanseri hücrelerini öldürdüğünü saptadı. 29.10.2009 SAĞLIK
620933
AB başkanlığına aday bolluğu
İsmi Brüksel'de aylar öncesinden tartışılmaya başlanan eski İngiltere Başbakanı Tony Blair, Irak savaşına destek vermesi yanında ülkesinin ortak para avroya geçmemesi ve ortak vize alanı Schengen'e katılmaması nedeniyle taraftar bulmakta zorlanıyor. Blair'in en büyük avantajı ise AB'nin büyük bir üyesinden gelmesi ve şimdilik diğer büyük üyelerin itirazıyla karşılaşmaması. Blair'in diğer artısı ise uluslararası siyasi ağırlığı. Fransız ve Alman medyasına eş zamanlı yaptığı açıklamalarla AB Başkanlığına adaylığını açıklayan 490 bin nüfuslu Lüksemburg'un Başbakanı ve Maliye Bakanı Jean-Claude Juncker ise dünya liderlerince fazla ciddiye alınmayacağı gerekçesiyle umduğu desteği alamadı. AB içinde derinleşmeye ve entegrasyona en fazla destek veren lider olarak tanınan Juncker'in İngiltere başta olmak üzere birçok üye tarafından veto edilmesine kesin gözüyle bakılıyor. AB içinde uzlaşmacı kişiliğiyle tanınan Hollanda Başbakanı Jan Peter Balkenende, AB Başkanlığına adaylığını açıklamasa da İtalya Dışişleri Bakanı Franco Frattini tarafından önerildi. Balkanende'nin Brüksel'de güçlü bir başkan görmek istemeyen üye ülkelerin desteğini alabileceği ve başkanlık yarışının tıkanması halinde uzlaşma adayı olarak öne çıkabileceği belirtiliyor. Hollanda'nın 16,5 milyonluk nüfusuna rağmen AB bütçesine en fazla katkı yapan ilk ülke arasında bulunması Balkenende'nin şansını artırıyor. Görevini gönülsüz yaptığı izlenimini veren Belçika Başbakanı Herman van Rompuy'un da Balkanende kadar güçlü ihtimal olmasa da uzlaşma adayı olarak öne çıkabileceği değerlendiriliyor. İspanya'da 1982-1986 yılları arasında başbakanlık yapan Felipe Gonzales (67), bazı kesimlerce AB Başkanlığı görevi için yaşlı bulunuyor. AB Komisyonu Başkanlığına Portekizli Jose Manuel Barroso'nun yeniden atanması yanında Gonzales'in AB Konseyi Başkanlığına getirilmesinin AB'de İber Yarımadası ağırlığını artırarak dengeleri bozacağı belirtiliyor. Eski Finlandiya Başbakanı Paavo Lipponen'in şansını ise İskandinav ülkeler blokundan NATO Genel Sekteterliğine getirilen eski Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen azaltıyor. Litvanya'nın da desteğiyle Letonya Başbakanı Valdis Dombrowskis tarafından önerilen ülkesinin eski Cumhurbaşkanı Vaira Vike-Freiberga'nın (71) yaşı nedeniyle zaten az olan şansını Avrupa Parlamentosu Başkanlığına Polonyalı Jerzy Buzek'in getirilmiş olması köreltiyor. Genişleme başta olmak üzere ülkesinde AB politikalarına kamuoyu desteğinin düşük olması, eski Avusturya Başbakanı Wolfgang Schüssel'in AB Başkanlığa atanmasını zorlaştırıyor. Eski İrlanda Cumhurbaşkanı Mary Robinson AB Başkanlığı yarışında olmadığını açıklasa da Brüksel'de üst düzey görevlerde kadınlar aleyhine dengesizliği gidermek isteyen çevrelerden büyük destek görüyor. AB Başkanlığına ismi geçenler arasında eski İrlanda Başbakanı Bertie Ahern de bulunuyor. Bugün akşam yemeğiyle başlayacak günlük AB zirvesinde, Lizbon Anlaşması'nın henüz yürürlüğe girmemesi nedeniyle AB devlet ve hükümet başkanlarının AB Konseyi Başkanlığına getirilecek isim konusunda gayri resmi istişarelerde bulunması ve bağlayıcı atamanın gelecek ay toplanması beklenen olağanüstü AB zirvesinde yapılması öngörülüyor. AA
621043
Erdoğan ve Baykal'ın esprili diyalogu
Türkiye Cumhuriyeti'nin 86. kuruluş yıl dönümü, tüm yurtta, KKTC'de ve dış temsilciliklerde törenlerle kutlandı. Ankara'daki ilk tören ise Anıtkabir'de yapıldı. Anıtkabir'deki tören, saat 08.45'te devlet erkanının yerlerini almasıyla başladı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve beraberindeki devlet erkanı Misak-ı Milli Kulesi'ne geçti. Anıtkabir Özel Defteri'ni imzalayan Gül, "Aziz Atatürk, Cumhuriyetimizin 86. yıl dönümüne ulaşmasının gururunu ve coşkusunu yaşıyoruz. Milletimizin bağımsızlığından ve hürriyetinden ödün vermeyeceğini tüm dünyaya ilan eden Cumhuriyet, çağdaş dünyada hak ettiğimiz yeri alma kararlılığımızın da göstergesi olmuştur. Cumhuriyet ile yönünü belirleyen ve muasır medeniyetler seviyesini aşma hedefini gerçekleştirmek için 86 yıldır büyük çaba gösteren Türkiye, yoluna kararlılıkla devam etmektedir. Bugün dünyada sözü dinlenir, etkin ve güçlü bir ülke olmanın gururuyla huzurunuzdayız. Türkiye, demokratikleşme, insan hak ve özgürlükleri konusunda büyük mesafe katetmiş, uluslararası başarılar, dünya barışına ve istikrara yaptığı katkılarla tüm dünyanın saygısını kazanmıştır. Türkiye, eksikliklerini hızla tamamlayarak gelişimini kesintisiz sürdürecektir. Cumhuriyeti yeni eserlerle güçlendirmeye, çağdaş dünyadaki gelişmeleri izlemeye, demokratikleşmemizi sürdürmeye ve gelecek nesillere daha müreffeh, daha güçlü bir ülke bırakmaya kararlıyız. Bu süreçte 'yurtta sulh dünyada sulh' ilkeniz bizlere yol göstermeye devam edecektir. Cumhuriyet Bayramı'nda millet olarak aziz hatıranız önünde saygıyla eğiliyor, size minnet duygularımızla birlikte şükranlarımızı ve saygılarımızı sunuyoruz. Ruhunuz şad olsun.'' diye yazdı. ERDOĞAN VE BAYKAL'IN ERKEN SEÇİM SOHBETİ Törende Başbakan Tayyip Erdoğan ile CHP lideri Deniz Baykal Anıtkabir'de yanyana geldi. Ntvmsnbc'nin haberine göre her iki liderin birkaç dakika süren sohbetinin konusu erken seçimdi. İki lider arasında geçen diyalog şöyle: Erdoğan: Turlara devam mı? Baykal: Anlayamadım... Erdoğan: Yani gezmeye devam ediyor musunuz, yurt gezilerine. Baykal: Evet evet İstanbul'daydım. Önümüzdeki günlerde de Karaman ve İzmir'e gideceğim. Sizin ne yapacağınız belli olmaz. Yurt gezilerimizi sürdürüyoruz. Erdoğan: Evet haklısınız, herşey olabilir. TÖRENE KİMLER KATILDI? Anıtkabir'deki törene, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yanı sıra, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Danıştay Başkanı Mustafa Birden, Bakanlar Kurulu üyeleri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kuvvet Komutanları, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, milletvekilleri, Ankara Valisi Kemal Önal, Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, TBMM İdare Amiri ve DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, bazı siyasi parti temsilcileri ile diğer askeri ve mülki erkan katıldı.
620256
'Türkiye yüzünü Doğu'ya mı dönüyor'
New York Times (ABD): “Türkiye ile Batı arasındaki gerilim artıyor” başlıklı makalede, “Türkiye’nin AB’ye katılma olasılığı giderek zayıflarken ve ülke yıllardır görülmeyen bir gayretle Müslüman ülkelere yaklaşırken, uzun zamandır var olan bir soru ABD ve Avrupa’nın canını sıkıyor: Bu büyük, laik Müslüman ülke, Batı yerine Doğu’ya mı dönüyor?” denildi. ABD Başkanı Barack Obama’nın nisan ayındaki ziyaretiyle, Türkiye’nin jeostratejik önemini vurguladığını belirten gazete, “Bundan altı ay sonra, şimdi Washington ve Brüksel’de bazıları Türkiye’nin bir müttefik olarak güvenirliğini sorguluyor” diye yazdı. Financial Times (İngiltere): Gazete, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’ın, Türkiye’nin İsrail’e karşı tutumunu övmesinin, “Batılı ortaklarını, Ortadoğu’da ve bölgesel diplomaside yeni bir rol üstlenmek için eski ittifakları terk etmediğine inandırmaya çalışan Türkiye için potansiyel bir utanç kaynağı” olduğunu yazdı. Ankara’nın nükleer silahı olan bir komşuya sahip olmaktan korktuğu ve İran’ın nükleer programıyla ilgili krizde, bütün tarafların güvendiği bir aracı olmaya hazır olduğunu söylediğini vurgulayan Financial Times, “Ancak, ABD’de bazı çevreler, Ankara’nın yeterince sert bir mesaj verdiğinden kuşkulu” dedi. Voice of America (ABD): Haberde, İsrail ile yaşanan son gerginliklerin, 1996’da kurulan stratejik ittifakı tehlikeye attığı belirtildi. “Uzmanlar, Türkiye’nin sert tutumunun hem Amerika, hem de Avrupa’da tedirginlik yarattığını söylüyor” yorumu yapıldı. Yazıda, ABD Kongresi Türk-Amerikan Dostluk Grubu eşbaşkanı Demokrat milletvekili Robert Wexler’in, “Başbakan Erdoğan, teröre hoşgörü gösterilmeyeceğini söyledi. Bölgedeki teröre, Lübnan’da Hizbullah ve Gazze’de Hamas yol açtı. Bunlar, İsrail’deki sivil hedefleri vurdukları zaman, Başbakan neden tepki göstermedi?” sorusuna yer verildi. Guardian (İngiltere): “Türkiye İslam dünyasına liderlik ediyor” başlıklı yazıda, Türkiye’nin Ortadoğu’da son derece olumlu yeni bir rol oynadığı ve bir “arabulucu, uzlaştırıcı, barıştırıcı” olmaya çalıştığı belirtildi. Türk liderlerin “komşularla sıfır problem” politikasının ardından, şimdi ikinci aşamaya geçerek, “komşular arasında hiçbir problem” politikasını başlattığı kaydedildi. İran’a el uzatmanın, bu rolü canlandırmanın ideal yolu olduğunu belirten gazete, ancak, bu esnada İsrail’in dışlanmaması gerektiğini vurguladı. “Türk liderler, duygularının İsrail’e karşı tutumlarını etkilemesine izin veriyor” denilen yazıda, “ABD, İran’ı dışlayarak kendisi için büyük sıkıntı yarattı. Türkiye’nin İsrail’i reddetmesi de tıpkı bunun gibi aptalca olur” ifadesi kullanıldı. Le Monde (Fransa): “Erdoğan, Tahran’da İran ile Türkiye arasındaki dostluğunu kutluyor. Ama, bu dostluk gösterisi, Türkiye’nin bazı geleneksel müttefiklerini sinirlendiriyor, özellikle, son aylarda ilişkileri hiç durmadan kötüleşen İsrail’i...” diye yazdı. ABD DIŞİŞLERİ BAKAN YARDIMCISI FELTMAN'DAN, TÜRKİYE'NİN ORTA DOĞU'DAKİ ROLÜNE ÖVGÜLER ABD Dışişleri Bakanlığının yakın doğu işlerinden sorumlu Bakan Yardımcısı Jeffrey Feltman, Türkiye'nin Orta Doğu'da "güçlü, giderek artan ve olumlu" bir rol oynadığını söyledi. Feltman, ABD Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi Orta Doğu ve Güney Asya Alt Komitesinde düzenlenen Orta Doğu konulu oturumda, Demokrat Parti New York milletvekili Michael McMahon'ın, Türkiye'nin Orta Doğu'daki etkisine dair sorusunu yanıtladı. Türkiye'nin Irak'ta çok yapıcı bir rol oynadığını ifade eden Feltman, "Türkiye'nin kuzey Irak'ta yerleşik Kürt teröristlerle ilgili olarak güvenlik meselelerinin olduğu aşikar, ancak genel anlamda Türkiye, Irak'ın istikrarına katkıda bulunmada çok olumlu bir rol oynadı" diye konuştu. Feltman, Türkiye'nin, İsrail'deki hükümet değişikliği ve Gazze operasyonu gibi nedenlerden ötürü kesintiye uğrayan İsrail-Suriye görüşmelerine öncülük ederek bir önemli rolü daha yerine getirdiğini kaydederek, "Türkiye, İsrail ile Suriye arasında vuku bulan bir tür diyaloğu teşvik etmede etkisini ve arabuluculuğunu kullanabildi" dedi. Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin de sağlıklı bir yöne doğru ilerlediğine işaret eden Feltman, birkaç yıl önce iki ülkenin birbirine düşman olduğuna, ancak şimdi giderek yakınlaştığına dikkati çekti. Feltman, "Suriye'nin diğer ülkelerle bağlar kurabilmesi, çıkarlarının sadece İran'la değil, diğer ülkelerle de bağlantılı olduğunu görebilmesi olumlu" ifadesini kullandı. Feltman, Türkiye'de yapılması planlanan çok uluslu tatbikatın iptaline yol açan nedenlerden ise kaygılı olduklarını belirterek, "Bu tür unsurları izliyoruz. Ama genel olarak, Türkiye'nin bölgedeki rolü güçlü, giderek artıyor ve temelde olumlu" diye konuştu. Milliyet-Ajanslar
620431
Mesleki ve Teknik liselere ilgi arttı
11.12 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Mesleki ve Teknik liselere ilgi arttı Mesleki ve teknik eğitimin, ortaöğretim içindeki payı 2004-2005 yılında yüzde 38 iken, bu oran 2008-2009 yıllarında yüzde 43’e yükseldi. Bu okullardaki katsayı uygulaması nedeniyle, meslek lisesini bitirenlerden üniversiteye girebilenlerin oranı ise çok düşük kaldı. Milli Eğitim Bakanı Milletvekili ’nün "Mesleki teknik liseler ve katsayı uygulamalarına" ilişkin sorularını cevaplandırdı. Çubukçu, konuyu, Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Başkanlığının, "’nin Yüksek Öğretim Stratejisi" raporuna göre değerlendirerek, şu bilgileri verdi: "Ortaöğretimden, yükseköğretime geçişle ilgili değişik ülkelerde farklı uygulamaların olduğu, ülkemizde de zaman içinde pek çok uygulamanın yapıldığı ve bu uygulamaların eksik yönlerinin tamaamlanması için çeşitli değişikliklere gidildiği, bununla birlikte, kurullarınca hazırlanan ’Türkiye’nin Yükseköğretim Stratejisi" raporunda da belirtildiği gibi, uygulanmakta olan üniversiteye giriş sisteminde, sadece bir sınavın sonuçlarıyla, ortaöğretim başarı puanının ölçüt olarak kullanılmasının, öğrencilerin niteliklerinin gözardı eilmesi sonucunu doğurduğu ve çoktan seçmeli sorularla öğrencilerin analiz, sentez ve eğerlenirme yapabilme yeteneklerinin yeterince ölçülemediği belirtilmektedir. Ayrıca, mesleki ve teknik liselerde okuyan öğrencilerin, yüksek eğitimde belli alanlara yönlendirilmelerini sağlama amacına yönelik, katsayı uygulamasının, uygulandığı şekliyle kişisel başarıyı engellemeye ya da cezalandırmaya dönüşmüş olmasının, sisteme yönelik ciddi eleştiriler arasında olduğu, toplumun bütün kesimlerinde paylaşılan bu ve benzeri değerlendirmelerin yeni bir sistem arayışını gerekli kıldığı ifade edilmiştir. Bu bağlamda, Genel Kurul Kararlarıyla, yükseköğretime geçişte yeni bir sistem getirildiği kaydedilmiştir." KATSAYI MESLEK LİSELİLERİ ETEKİLİYOR- Bakan Çubukçu, mesleki ve teknik liselerin son sınıfında okuyan ya da mezun olan öğrencilerden yükseköğretim lisans programına girişlerin, tarafından uygulanan katsayı uygulamasından önce ve sonra, yıllar itibariyle değişikliğe uğradığını bildirdi. Çubukçu, buna göre, YÖK’ün katsayı uygulamasından önce, mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlarının son sınıfında okuyan ya da mezun olan öğrencilerden; 1997’de yüzde 6,8’nin, 1998’de yüzde 7’sinin, 1999’da yüzde 4’nün, bir yüksek öğretim lisans programına yerleştirildiğini bildirdi. Katsayı uygulamasından sonra, bu okullardan üniversiteye girenlerin oranında düşüş görüldüğünü vurgulayan Bakan Çubukçu, 2002 ve 2003 yıllarında mezun olanların sadece yüzde 2,9’nun üniversiteye girebildiğini, 2004’de bu oranın yüzde 2,3’te kaldığını kaydetti. Çubukçu, 2005 yılında mesleki ve teknik ortaöğretim kurumlardan mezun olanların, ancak yüzde 2,4’nün, 2006 yılında da yüzde 2,7’sinin üniversiteli olabildiğine dikkati çekti. Diğer yandan, mesleki ve teknik eğitimin ortaöğretim içindeki oranının 2004-2005 eğitim ve öğretim yılından bu yana kadar geçen sürede artış gösterdiği saptandı. Çubukçu, sözkonusu yıllarda yüzde 38 olan mesleki ve teknik eğitimin ortaöğretimdeki oranının 2008-2009 eğitim-öğretim yılında yüzde 43’e ulaştığını kaydetti. Anneler yanından ayıramayacak. ...
620842
Erdoğan ile Başbuğ yarım saate yakın görüştü
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Çankaya Köşkü'nde verdiği resepsiyona CHP lideri Deniz Baykal ve MHP lideri Devlet Bahçeli ile DTP'liler katılmazken, CHP ve MHP'den vekiller yer aldı. Başbakan Erdoğan, Cumhurbaşkanı Gül ile tokalaştıktan sonra Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile ayaküstü yaklaşık yarım saat sohbet etti. İkilinin yanına daha sonra TBMM Başkanı M. Ali Şahin de geldi.
620152
Kadın Dostu Kentler’e el veren Sabancı ise...
Meral Tamer Kadın Dostu Kentler’e el veren Sabancı ise... 29 Ekim Perşembe 2009 ’nın proje başına 10 bin dolarlık Hibe Programı, ’nin en önemli sosyal sorumluluk projesidir Sabancı Vakfı’nın, Birleşmiş Milletler temsilcilikleri ve ile birlikte “Kadın Dostu Kentler” yaratmak amacıyla pilot ilde yürüttüğü Hibe Programı, dün de yazdığım gibi bana göre Türkiye’nin açık ara bir numaralı sosyal sorumluluk projesi. Mesela bizim Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ile birlikte yürüttüğümüz eğitim seferberliğine ne kadar önem verdiğimi biliyorsunuz; ancak bu programın ’den çok daha büyük çarpan etkisi yaratan yansımaları var. Denize atılan küçük bir taşın çevresinde oluşan ve giderek büyüyen halkalar gibi... Kız çocuklarını ya da annelerini eğitmek, kız yurdu ve okul yaptırmak da kadınları hayata katmak açısından çok-çok önemli. Ama Sabancı Vakfı’nın Hibe Programı, valisinden belediye başkanına, emniyet müdüründen milli eğitim müdürü ve üniversite rektörüne, kentlerimizin erkek egemen yöneticilerinin, topluma ve kendi yaptıkları işlere bakış açılarını değiştiriyor. pilot ilde, yıllık sürede, 400 bin dolarlık toplam hibeyle desteklenen 40 projenin, nasıl müthiş bir zihniyet değişikliği yarattığını anlatmakta yetersiz kalacağıma kuşku yok. Yine de deneyeceğim. Ama önce bir düzeltme: Yönetim Kurulu Başkanı ’nın, küresel krizle ilgili görüşlerine yer verdiğim dünkü yazımda yeralan “Hiçbir yerde toparlanma olmadı” cümlesi, “Hiçbir yerde yeterli toparlanma olmadı” olacaktı. Düzeltir, özür dilerim. Para küçük, etkisi büyük Son yılda bu programın uygulandığı ilden 4’üne gittik. Ve kentlerdeki eşitsizliğini ortadan kaldırmayı amaçlayan bu program sayesinde, küçücük paralarla nasıl büyük mucizeler yaratıldığını gördük. Küçücük paralar diyorum, zira son yıllarda adı sivil toplum kuruluşu olan bazı organizasyonların ne kadararalarla iş yaptıklarını ve yöneticilerinin nasıl kendilerini parlattıklarını gördükçe içim acıyor. Gül büyük per Sabancı’nın da vurguladığı gibi bu projenin önemli bir farkı, işin içinde İçişleri Bakanlığı’nın, temsilciliklerinin ve illerdeki yerel yönetimlerin de yer alması. Ne var ki Sabancı Vakfı, işin bir noktasında Hibe Programı’nı devreye sokmasaydı, bundan önceki pek çok BM programında olduğu gibi taraflar biraraya gelecek, programlar yazılacak, eylem planları hazırlanacak, ama yapılan değerli çalışmaların büyük bölümü, muhtemelen kâğıt üzerinde kalacaktı. Kazan-kazan-kazan durumu Ama öte yandan da BM’nin pilot ilde görev yapan koordinatörleri olmasaydı, Sabancı’nın hibe verdiği her biri 10’ar bin dolarlık 40 projenin bu kadar verimli yürümesi, proje yazmak ve yürütmek için STK’ların kurulması, yeni kurulan STK’ların hibe almaya hak kazandığında kentteki mülki ve idari amirlerle ilişki kurup, işbirliği yapmaları mümkün olabilir miydi? Yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan derler ya... Aslında ikisi de birbirinden! Ve belki de en önemlisi Güler Sabancı gibi, gücü dünyada tescil edilmiş başarılı bir iş kadınının, Türkiye’nin dezavantajlı durumdaki tüm kadınları için aklını, gönlünü ve zamanını ortaya koyması. (Yarın devam edeceğim) (366 yazı)
620018
İGD'den "Cumhuriyet Basın Balosu"
: İGD'den "Cumhuriyet Basın Balosu" İstanbul Gazeteciler Derneği'nce düzenlenen baloda "Cumhuriyet Gönüllüleri" ödülleri sahiplerine verildi. Yayına Giriş: 29.10.2009 04:00:37 Güncelleme: 29.10.2009 04:00:37 İstanbul Gazeteciler Derneği'nce (İGD) "Cumhuriyet Basın Balosu" düzenlendi. Wow Hotel'deki geleneksel olarak düzenlenen balonun açılışında konuşan Dernek Başkanı Engin Köklüçınar, Cumhuriyetin 86. yılının büyük bir onur ve gurur içinde kutlandığını söyledi. Köklüçınar, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün bir geleneği olan Cumhuriyet Balosunu geleneksel olarak yaşatıyor olmaktan büyük mutluluk duyduklarını belirtti. Gecede daha sonra "Cumhuriyet Gönüllüleri" ödülleri sahiplerine verildi. Emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı, Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ, iş adamları Can Kıraç, Erdoğan Demirören ve Asım Kocabıyık, yazar Hıfzı Topuz, gazeteci-yazar Altemur Kılıç, TEMA Vakfı Onursal Başkanı Hayrettin Karaca, sanatçı Mustafa Sağyaşar ve gazeteci Turgay Şeren'in de aralarında bulunduğu isimlerin ödül aldığı gecede, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın ödülü CHP İstanbul İl Yönetim Kurulu Üyesi Zehra Eyicil'e, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden'in ödülü de Sözcü Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Neşet Şenizel'e verildi. Ödül alanlar arasında, Almanya'da 32 yıl çöpçülük yaparak biriktirdiği parayla memleketi Manisa'da okul yaptıran 70 yaşındaki Ömer Kahraman da yer aldı. Geceye, Atatürk'ün manevi kızı Ülkü Adatepe ile emekli Orgeneraller Hurşit Tolon ve Necdet Timur'un da aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı.
620150
Askeri yargı ne kadar yargı ise...
Metin Münir Askeri yargı ne kadar yargı ise... 29 Ekim Perşembe 2009 diyor ki: “Şayet, ortada delil değeri taşıyan bir belge mevcut ise, bunun bulunması gereken yerin basın organları değil, yetkili soruşturma makamları olduğunda şüphe bulunmamaktadır.” Hayır, bulunmaktadır. Eğer ortada yüksek rütbeli subayların yalan dolan yayarak hükümeti alaşağı etmeyi, çatışması çıkarmayı planladığını gösteren bir belge varsa bunun ilk bulunması gereken yer basın organlarıdır. “Soruşturma makamlarından” önce, hatta. Çünkü bu ve bunun gibi belgeleri halkın dikkatine getirmek basının ilk görevidir. “Duyurma” ve “ortaya çıkarma” basının birinci görevidir. gibi “soruşturma makamları”nın siyasileşmiş olduğu, kanunsuzlukların, yolsuzlukların, cinayetlerin üzerini örtmenin gelenek olduğu bir ülkede ise gazetelerin bu tür belgelere soruşturma makamlarından önce ulaşması hayatidir. Çünkü bu makamlar pekâlâ bu belgelerin gereğini yapmayabilir. Ya da böyle belgeler ellerine geçtiği zaman suç kanıtlarını temizleme faaliyetine girişebilirler. Nitekim İrticayla Mücadele Eylem Planı konusunda böyle olduğuna dair iddialar ve belirtiler var. Bu konunun sadece askeri savcılar tarafından incelenmesi kabul edilemez. Orduda en üst mevkilerde olan kişilerin suçlanmasına neden olabilecek bir olayda hiçbir tam yansızlık ve özgürlük içinde çalışamaz. Deneyebilir belki ama başarılı olma şansı yüksek değildir. Herkes aynı fikirde değil “Soruşturmalarda, soruşturmanın gizliliği ilkesinin... her zaman dikkate alınması gerekliliği açıktır” diyor Genelkurmay. Ama burada söz konusu olan soruşturma değil suçtur. Soruşturma gizli olabilir. Ama suç veya suç işlenmiş olduğu şüphesinin gizli olmasına dair bir kural yoktur. Aslında, bu konuda soruşturma bile basının takibi altında olmalıdır. Çünkü iddialar çok ciddidir. Üstünün örtülmeyeceğinin, geçiştirilmeyeceğinin teminatı basının projektörüdür. Genelkurmay Askeri Savcılık tarafından daha önce verilen kararlara, bağımsız ve tarafsız bir soruşturma neticesinde ulaşıldığını söylüyor. “Hukuka saygılı olduğunu ifade eden hiç kimsenin, söz konusu karara karşı saygısız tavırlar içine girme ve karara gölge düşürmeye çalışma hak ve yetkisi yoktur” diyor. Üzgünüm ama herkes aynı fikirde değil. Başkaları da “Askeri müzik ne kadar müzik ise askeri yargı da kadar yargıdır” diyor. Sanırım Genelkurmay’ın anlamakta zorlandığı bir şey var. da şudur: Asker itibar kaybetmekte. Çünkü birkaç yıldan beri sivillerin işine zamansız ve akılsız müdahalelerde bulundu. Ve çok konuşuyor. Siviller artık asker bir şey söyleyince ayağa fırlayıp hazır ola geçmiyorlarsa nedeni bu otorite yıpranmasıdır. Onun için bir şey söylerken çok ama çok dikkatli olmanız gerekiyor, asker arkadaşlar. Çünkü sermayeden yiyorsunuz. (337 yazı)
619725
Küba, Washington'la görüşmeye hazır
Rodriguez AP'ye verdiği demeçte, Küba ve ABD arasında genişletilmiş bir zeminde sorunları ele almaya hazır olduklarını, terörizm ve uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele, doğal afetlerde işbirliği gibi konuları da kapsayacak temaslar için Temmuz ayında teklif yaptıklarını ve bu konuda ABD'den yanıt beklediklerini söyledi. Küba Dışişleri Bakanı, Obama yönetiminin, ülkenin geleneksel hasımları ile diyaloğu genişletme yönündeki tutumunu memnuniyetle karşıladıklarını ifade ederek, "ABD hükümetiyle istedikleri düzeyde görüşmeye hazırız. Yanıtlarını bekliyoruz" dedi.
620590
eski Sırp polisi tutuklandı
İBRAHİM KARAGÜL AKİF EMRE eski Sırp polisi tutuklandı SARAYBOSNA (A.A) Bosna polisi, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'da görülen en büyük katliam olan Srebrenitza soykırımında yer aldığı iddiasıyla eski Sırp polisini tutukladı. Bosna Savcılığından yapılan açıklamada, eski Sırp polisleri Dusko Ceviç (52) ile Zoran İliç'in (36) dün Srebrenitza'da, Mendelyev Dcuriç'in (49) ise bugün Biyelyina'da tutuklandıkları ifade edildi. Sözcü Boris Grubesiç, tutuklanan şahısların Bosna Sırp Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı bünyesinde çalıştıklarını ve Srebrenitza soykırımında rol aldıkları kuşkusuyla savcılığın emri üzerine yakalandıklarını söyledi. Bosnalı Sırp güçler, 1995'te Srebrenitza'da bin Boşnak erkeği öldürmüşlerdi. Uluslararası Adalet Divanı da bu katliamın soykırım olduğunu açıklamıştı. 29.10.2009 DÜNYA
619867
Taliban BM’yi vurdu: 12 ölü
’yi vurdu: 12 ölü 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’ın başkenti Kâbil’in merkezindeki misafirhanesine dün düzenlediği saldırıda biri Amerikalı BM görevlisini öldürdü Otomatik silahlı ve yüklü yelekler giymiş militanca düzenlenen saldırıda, 12 kişi öldü. sözcüsü, görevlinin yaralandığını ve görevlilerin olmadığını belirterek, “Bu çok ciddi bir olay. BM, bunun ’daki çalışmalarımız için ne anlama geldiğini değerlendirmeli” dedi.
619898
Yazıcı: Suç işleyenler ayıklanacak
FEHMİ KORU TAMER KORKMAZ Yazıcı: Suç işleyenler ayıklanacak İSTANBUL TÜSİAD'ın Gümrük Kanunu ile ilgili toplantısına katılan Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, gazetecilerin irtica eylem planıyla ilgili sorularını şu cevabı verdi: “Silahlı Kuvvetler önemli bir kurumumuzdur, göz bebeğimizdir. Elbette silahlı kuvvetlerin töhmet altında bırakılması topyekun olarak kabul edilebilir bir durum değildir. Suç işleyenler bunlar arasından ayıklanacak. Bu ayıklamanın hem idari düzeyde yapılacağını umuyor, bekliyoruz hem de yargı zaten kendi görevini yapıyor.” “Bu süreci askeri mi, sivil savcılık mı çözecek?” sorusuna karşılık da Yazıcı, “Bu çok teknik ayrıntı. Hukukun işlediği yerde hiç kimse görev alanına girmeyen bir yolda yürüyemez. Bu alanda hangi kurum görevliyse mutlaka eninde sonunda devreye girer. Onun için kimse kaygı duymasın” diye konuştu. 29.10.2009 POLİTİKA
619841
MEB uyardı: Öğrenci gezilerinde başörtüsü yasağı yok
Bakanlığın 23 Ekim 2009 tarihli yazısında Cumhuriyet eğitim gezilerinde uyulması gereken esas ve usullerin daha önceki yazılarda belirtildiği hatırlatılarak, buna rağmen gazetelerde eğitim gezilerine katılan öğrencilerin kılık kıyafet yönetmeliğine uygun olarak hareket etmedikleri için programdan çıkarıldıkları, gezi rehberlerinin bu konuda öğrencilere müdahale ettiklerine ilişkin haberlerin yayınlandığı belirtildi. "Söz konusu geziye katılan öğrencilerimizin resmi törenler dışında kılık kıyafet yönetmeliğine uyma zorunluluğu bulunmamaktadır." denilen yazıda, rehberlerin de öğrencilere müdahalede bulunamayacağının altı çizildi. Her gezi otobüsünde valiliklerce görevlendirilen iki yönetici veya öğretmen bulunduğu ifade edilerek, şunlar kaydedildi: "Şartname gereği otobüslerde yüklenici firma tarafından görevlendirilen profesyonel turist rehberlerinin öğrencilere müdahale yetkileri bulunmamaktadır." Geziye katılan öğrencilerin bu açıklamalar doğrultusunda gezilerini başarıyla tamamlamaları hususunca valiliklerce gerekli duyarlılığı göstermeleri istendi. Geçtiğimiz günlerde Muğla ve Mardin'de Çanakkale gezisine katılan iki kız öğrenci, başörtülü oldukları gerekçesiyle otobüsten indirilmişti. 2003 yılında 'Çanakkale Eğitim Gezileri' adıyla başlayan, 2006 yılından itibaren ise kapsamı genişletilerek 'Cumhuriyet Eğitim Gezileri' yapılıyor. Proje kapsamında bu yıl bin civarında öğrencinin katıldığı geziler, Ekim ile Kasım 2009 tarihleri arasında düzenleniyor.
620887
16:13 Doğuda Cumhuriyet coşkusu
16.13 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Doğuda Cumhuriyet coşkusuİkram TEKMANLI- Tevfik AKAN/ERZURUM, Kutlamalarda açılıma yönelik verilen mesajlar damgasını vurdu Bölgesi'ndeki illerde Cumhuriyet Bayramı coşkuyla kutlandı. Muş, Ağrı, ve 'daki kutlamalara, ‘milli birlik’ projesine yönelik verilen mesajlar damgasını vurdu. Erzurum Valisi Sebahattin Öztürk, dün olduğu gibi bugün de ülkenin önüne çıkan engelleri aşmak için birlik ve beraberliğe ihtiyaç bulunduğunu belirtti. Erzurum Hastaneler Caddesi'nde başlayan kutlamalara, ilgi büyük oldu. Valilik törenlere gelenlere bin bayrak ve balon dağıttı. Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı törenlerde protokolün bulunduğu alana sinyal kesici yerleştirildi. Vali Sebahattin Öztürk, 9'uncu Kolordu Komutanı Korgeneral Tevfik Özkılıç ve Büyükşehir Belediye Başkanı 'li 'in halkın bayramını kutlamasının ardından İstiklal Marşı okundu. Törende yaptığı konuşmasında daha kuvvetli olmak, karşılaşılan engelleri aşabilmek için gerekli olan en önemli hususun birlik ve beraberlik olduğunu vurgulayan Vali Sebahattin Öztürk, “Biz farklılıkları zenginlik olarak gören, ortak tarih bilinciyle yoğrulmuş, ortak hedeflere kilitlenme kabiliyeti olan bir milletiz. Cumhuriyet, ırk, dil, inanç ve farkı gözetmeksizin her Türk vatandaşının ortak varlığıdır. Amacımız 86 yıllık büyük bir mücadelenin ve gayretin ürünü olan üniter yapımızdan, Cumhuriyetimizden, demokrasimizden ve diğer kazanımlarımızdan hiçbir taviz vermeden daha ileriye ulaşmaktır. Günlük hadiselerin bu büyük hedefimizi gölgelemesine asla izin vermemeliyiz. Ülkemizin yarınlarının daha güzel olacağına yürekten inanıyorum” dedi. adına konuşan Topçu Kurmay Albay Mehmet Yırtıcı, 'nin bulunduğu bölge itibariyle jeopolitik ve jeostratetik konumunun yüksek bir potansiyel barındırdığını kaydetti. Türkiye'nin bulunduğu coğrafyada gelecekte neler olabileceğini sürekli değerlendirmenin önemli olduğu ifade eden Topçu Kurmay Albay Yırtıcı, bölgenin barındırdığı ulusların yaşadığı ve ibret alınması gereken olaylarla dolu olduğunu dile getirdi. Kurmay Albay Yırtıcı, “Bu gerçeğe rağmen son dönemde özellikle Türk toplumunu bir arada tutan ortak değerlere ve ülkü birliğini aşındırmaya, ulusal onurumuzu zedelemeye, ulus devlet yapımızı yok etmeye yönelik girişimler görülmektedir. Bu kesimler büyük bir yanılgının içindedirler. Yüce Türk ulusunun bağrından çıkmış olan Türk Silahlı Kuvvetleri dün olduğu gibi bugün de Atatürk ilke ve devrimlerinin rehberliğinde kendisine verilecek her türlü vazifeyi sarsılmaz bir iradeyle yapmaya devam edecektir. devletine karşı meydana gelebilecek her türlü tehlikeyi yüce Türk ulusundan aldığı güçle bertaraf ederek kutsal vatan topraklarının yılmaz bekçisi, bölgesindeki barış ve huzurun teminatı olmaya devam edecektir” diye konuştu. Çocuklarıyla birlikte sabahın erken saatlerinden itibaren tören alanını dolduranlar, tören geçişi sırasında ellerindeki bayraklarla 'i selamladı. SES SİSTEMİNDEKİ ARIZA VALİ'Yİ KIZDIRDI Erzincan'da Ordu Caddesi'nde düzenlenen törenlere Vali Abdulkadir Demir, 3'üncü Ordu Komutanı Kurmay Başkanı ve Garnizon Komutanı Tümgeneral Ergüder Toptaş, Belediye Başkanı AK Parti'li Yüksel Çakır ve kurum amirleri ve çok sayıda kişi katıldı. Törenlerde konuşmak için kürsüye çıkan Vali Abdulkadir Demir, mikrofonun aziziliğine uğradı. dakikalık konuşması sırasında mikrofondaki ses sık sık kesilince Vali Demir, bir süre konuşmasına ara vermek zorunda kaldı. Görevliler, mikrofonu kontrol ederek ses sistemini ayarladı. Yaklaşık dakika bu şekilde bekleyen Vali Demir, zaman zaman mikrofonları denettirdi. Ses sisteminin yaplımanın ardından Vali Demir, konuşmasına devam etti. Yaklaşık bir dakika konuştuktan sonra arıza tekrarlanınca Vali Demir, görevlilere baktı. Bir süre bekledikten sonra ses sisteminin sağlıklı olmayacağını anlayan Vali Demir, konuşmasını yarıda keserek protokoldeki yerine döndü. Öğrencilerin şiirler okuması sırasında ses sisteminin düzeldiğini gören Vali Demir, ikinci kez kürsüye gelerek konuşmasını tamamladı. Kars'taki Cumhuriyet Bayramı törenleri hükümet konağı önünde kutlandı. Katılımın önceki yıllara göre daha fazla olduğu törene Vali AK Parti Kars Milletvekili Mahmut Esat Güven, 14'üncü Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Mete Salt, Belediye Başkanı AK Parti'li Nevzat Bozkuş ve protokol üyeleri ile vatandaşlar katıldı. Törene bazı ailelerin ağzına emziği bulunan bebekleriyle katılmaları dikkat çekti. Şiirlerin okunduğu, halk oyunlarının yer aldığı tören, resmi geçitle sona erdi. Akşam saatlerinde Kars Kalesi'nde havaifişek gösterisi yapılacak. Ardahan Şehir Stadyumu'nda gerçekleştirilen kutlamalara Vali Mustafa Tekmen, 25'inci Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Cengiz Demirci, Belediye Başkanı AK Parti'li Faruk Köksoy, Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Korkmaz ile bürokratlar ve çok sayıda kişi katıldı. Öğrencilerin ve vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği törende konuşan Vali Tekmen, Cumhuriyet'in bir milletin, canını, kanını vererek kazandığı bir mücadelenin adı olduğunu söyledi. Ağrı'da Erzurum Caddesi'nde gerçekleştirilen törenlere Vali Tugay Komutanı Tuğgeneral Turgay Bakkal, Belediye Başkanı AK Parti'li Hasan Arslan ve çok sayıda katıldı. müsabakalarının yapıldığı törende, dereceye girenlere Vali Çetin çeşitli ödüller verdi. Iğdır'da Zübeyde Hanım Bulvarı'nda yapılan Cumhuriyet Bayramı törenlerıne Vali Saim Saffet Karahisarlı, Garnizon Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Ernail Keleş, Belediye Başkanı 'li Mehmet Nuri Güneş il dışında olduğu için yerine Vekili Ahmet Güven katıldı. Muş'ta Cumhuriyet törenleri nedeniyle 'nda yapıldı. Törenlere Muş Valisi Erdoğan Bektaş, Belediye Başkanı AK Parti'li Necmettin Dede, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Burhanettin Akti ve çok sayıda kişi ile öğrenciler katıldı. Anneler yanından ayıramayacak. ...
620307
kadından biri risk altında
kadından biri risk altında AA Giriş Saati 29.10.2009 09:55 Güncelleme 29.10.2009 09:57 Türkiye'de kadından birinin kemik erimesi riski taşıdığı, hastalığa bağlı olarak kalça kırıkları oluşan 65 yaş üstü kadınlardan yüzde 20'sinin de bir yıl içinde hayatını kaybettiği bildirildi. Adana'da özel bir hastane tarafından gerçekleştirilen ve kentteki bin kadının kemik erimesi hakkında bilgilendirilmesi amacıyla düzenlenen toplantıda, AA muhabirine açıklamalarda bulunan, bir özel hastanenin Kalça Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emre Toğrul, halk arasında ''kemik erimesi'' olarak bilinen osteoporozun, yapı değişikliği ve zayıflamaya bağlı olarak kemiklerin çabuk kırılır hale gelmesine neden yol açan bir hastalık olduğunu belirtti. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de özellikle ileri yaşlarda sıklıkla karşılaşılan bu hastalığın, meydana gelen kırıklarla kişinin yaşam kalitesini önemli ölçüde etkilediğini belirten Toğrul, ''Türkiye'de her kadından birinde kemik erimesi olduğu tahmin ediliyor. Erkeklerde daha az, her erkekten birinde görülüyor'' dedi. Kemik erimesi nedeniyle kalça kırığı olan 65 yaş üstü kadınlarda ölüm riskinin de arttığını belirten Prof. Dr. Toğrul, kalça kırığı geçirmiş 65 yaş üstü kadından birisinin, bir yıl içinde hayatını kaybettiğini bildirdi. Kemik erimesiyle ilgili tedavinin çocukluktan başladığını belirten Toğrul, şöyle konuştu: ''20-30 yaşına kadar, alınan besinler, güneş ve vücudumuzun da etkisiyle kemik biriktirebiliyoruz. Ama 30-40 yaşını geçtikten sonra kemik biriktirmek mümkün değil, olanı sağlıklı kullanmamız lazım. Bunun için yediğimiz yiyecekler, güneş, egzersiz yapma, kemik erimesine yol açan bazı ilaçları kullanmamak önemli. En önemlisi, artarak giden kemik erimesi varsa, tedavisinin yapılması lazım. Kalsiyum açısından zengin gıdalar, belli orandan fazla alkol, çay, kahve, sigara, yağlı yiyecekler, tuz gibi gıdaların günlük dozunun çok üstünde alınmaması gerek. Bu gıdaların fazla alınması, vücudun alabileceği kalsiyumu engelliyor. Vücutta kalsiyum yok, dışardan alıyoruz. Eğer dışardan yeterince kalsiyum fosfor alamazsak, vücudumuz zaman içinde bu kalsiyum fosfor ihtiyacını, yani sinir, kas ve kalp için gerekli kalsiyum miktarını, kemiklerden çözüp alıyor. Böylece kemik erimesi başlıyor. Eğer bunu dengeleyemezsek yaşamımız içinde kırıklar oluşuyor.'' EKONOMİYE DE YÜK Kemik erimesinin küçük yaşlardan itibaren kontrol altında tutulması gerektiğini anlatan Toğrul, ileri yaşlarda artan kırık vakalarının ise ekonomiye ciddi bir yük getirdiğini bildirdi. Toğrul, kemik sağlığı kötü olan bir kadının, iyi olanla karşılaştırıldığında ameliyat maliyetinin kat fazla olduğunu kaydederek, ''Bu durum sağlıklı bir nesille önlenebilir'' diye konuştu. Araştırmalara göre dünyada her yıl osteoporoza bağlı 1,7 milyon kalça kırığı vakasının bildirildiğini belirten Toğrul, bu sayının 2050'de dünya çapında 6,3 milyona ulaşmasının tahmin edildiğini vurguladı. EĞİTİMİN ÖNEMİ Kemik erimesi ile mücadelede en önemli unsurun eğitim olduğuna dikkati çeken Toğrul, özellikle kadınların hastalık konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini söyledi. Eğitim faaliyetleri kapsamında hasta olarak ''5 Bin Kadına Kemik Okulu'' projesini başlattıklarını anımsatan Toğrul, bu tür faaliyetlerin artarak devam etmesi gerektiğini belirtti. Toğrul, hastalık konusunda bilgi sahibi olan kadınların, öğrendiklerini çocuklarına aktarmasının önemine vurgu yaptı. Yayın tarihi: 29 Ekim 2009 Perşembe
620892
Deniz Baykal "Nefes"'i İzledi
: Deniz Baykal "Nefes"'i İzledi CHP Genel Başkanı, "Başka bir dünya var, onun üzerinden pazarlık yapılmamamı" dedi. Yayına Giriş: 29.10.2009 15:07:58 Güncelleme: 29.10.2009 15:09:01 CHP Genel Başkanı Deni Baykal, Türkiye'nin 90'lı yıllarda yürüttüğü terörle mücadele faaliyetlerinin bir kesitini anlatan "Nefes" filmini izledi. Filmin ardından açıklama yapan Baykal,"Başka bir dünya var, onun üzerinden pazarlık yapılmamalı" dedi. Baykal sözlerini şöyle sürdürdü: "Burada başka bir dünya var. Herkes günlük yaşamın içinde dünyayı yok sayıyor, öyle bir dünya yokmuş gibi bakıyor. Hâlbuki dünya sayesinde burada şimdi herkes huzur içinde yaşıyor. Bu huzurun bedava olmadığını herkesin bilmesi ve onun kıymetini takdir etmesi lazım. Ona kıskançlıkla sahip çıkması lazım, onun üzerinden pazarlık yapılmasına izin vermemesi lazım."
619876
R.Madrid 3. lig takımından yedi
OSMAN TANBURACI AVNİ TARHAN R.Madrid 3. lig takımından yedi Bu sezon yaptığı transferlerle dudak uçuklatan Real Madrid İspanya Kral Kupası 4. tur ilk maçında deplasmanda 3. Lig takımı Alcorcon'a 4-0 yenildi. Maça Ronaldo, Kaka, Xabi, Higuain, Pepe ve Casillas'tan yoksun çıkan Madrid'de alınan tarihi yenilgi sonrası İspanyol basını, teknik direktör Pellegrini'yi istifaya çağırdı. 29.10.2009 SPOR
620851
Korsanların kaçırdığı çift karaya çıkarılırken görülmüş
İBRAHİM KARAGÜL AKİF EMRE Korsanların kaçırdığı çift karaya çıkarılırken görülmüş MOGADİŞU (A.A) Somalili korsanların iki gün önce kaçırdığı Birleşik Krallık vatandaşı çiftin bugün bir balıkçı köyüne götürüldüğü öne sürüldü. Dahir Dabadhahan adlı balıkçı, korsan ve 'beyaz' bir çifti taşıyan iki botun sabah saatlerinde Ceel Huur köyüne geldiğini, lüks araçlardaki yaklaşık 30 kişilik korsan grubunun gelenleri karşıladığını söyledi. Balıkçı, korsanların havaya ateş açtığını ve kendisinin de aralarında bulunduğu kıyıdaki balıkçılara uzaklaşmaları yönünde işaret verdiğini ifade etti. Ceel Huur, korsanların hakim olduğu Haradhere kentinin kuzeyinde bulunuyor. Kayıp çiftin yatı bugün uluslararası sularda bulunmuştu. 29.10.2009 DÜNYA
620197
Avrupa'daki PKK'lılar eve dön(e)meyecek
07.29 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'daki 'lılar eve dön(e)meyecek(Melek Erhan CNN TÜRK) 'dan eve dönüş hiç olmayabilir. Hükümetteki genel eğilim bu. Nedeni Avrupa'dan gelişlerin propaganda amaçlı olacağı, gelenlerin de geri yaşadıkları ülkelere dönecek olması. Eve dönüşlerin Mahmur ve 'le sürdürülmesi planlanıyor. Ama bir şartla. Bir daha Habur'daki görüntüler yaşanmayacak ve propaganda yapılmayacak. 'lıların teslim olması sonrasında yaşanan görüntüler hükümeti, devleti rahatsız etti. Ama beklenen bu değildi. Hükümet verilen söze göre hareket etmişti. "Mütevazi görüntüler olacak, hassasiyetler gözönünde tutulacak" sözü 'den alınmıştı. Bu söz tutulamadı... DTP, "gelişmeler kontrolümüzün dışına çıktı, hassasiyetleri dikkate alacağız" dedi. Ama hükümet tavrını ortaya koydu, eve dönüşlere ara verildi. Başbakan da "silbaştan" açıklamasıyla uyardı. Üstelik Avrupa'dan yeni gelişler olması beklenirken... Ama gelişler olmadı, ertelendi... Hükümete göre ise olmayacak ve şimdilik olmamalı. ''ün edindiği bilgilere göre hükümet Avrupa'dan gelişlere şimdilik sıcak bakmıyor. Hükümette gelişlerin sadece propoganda amaçlı olacağı ve bu süreçte de fayda yerine sürece zarar getireceği düşüncesi hakim. Hükümette genel yaklaşım sürecin Mahmur ve Kandil'den gelişlerle devam etmesi. Öncelik ilk etapta Mahmur'daki kadın ve çocukların gelişinde. Ama bunda da şart var... Şart, ilk gelişteki görüntülerin tekrarlanmaması. Dönüşten memnuniyet duymak doğal ama dönüşlerin mitinge dönüştürülmesi istenmiyor. Hükümetin önde gelen isimleri, "amaç terörü bitirmek, bu süreçte propaganda yapmak değil. Dolayısıyla biz de bunun propagandasını yapmayacağız ama onlar da yapmamalı" diyor. Eve dönüşler için şart var, ama çalışmalarını devamı için yok.. Hükümet çalışmaları sürdürmekte kararlı. Zaten çalışmalar kasım ayınının ortasında Meclis'te konuşulacak. Bunun için Başbakan Erdoğanın programı da dikkate alınacak. Takvim konusundaki kesin kararın yapılacak ilk toplantısında verilmesi bekleniyor Anneler yanından ayıramayacak. ...
620322
Sinemaya yön veren filmler: Koş Lola Koş
Karakter boyutu -Üye olmayan okurlarımızın yorumları "Misafir" kullanıcı adıyla yayınlanmaktadır. -Sayfamızda yer alan okur yorumları, kullanıcılarımızın kendi görüşleridir. Okur yorumlarından haberturk.com sorumlu tutulamaz. İzleyici Hattı: (0212) 313 77 11 (22 veya 33)
621035
Hristofyas bu kez ağır konuştu "Hitler" dedi
Rum Yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, Türkiye'nin 'ye üyelik sürecinde kurallara uymadığını ve 'nin taviz verdiğini öne sürerek, bu durumun kendisine, "İkinci Dünya Savaşı öncesinde daha saldırgan olmaması için Hitler'e taviz verilmesini hatırlattığını" söyledi. Hristofyas, İngiliz Guardian gazetesinin sitesinde yayımlanan demecinde, "Türkiye ve Nazi 'sını kıyaslamadığını" belirtmekle birlikte, şu ağır ifadeleri kullandı: "'Kızdırmamak için Türkiye'ye sorun çıkarmayın' demek mantıklı değil. Kurallar var ve Türkiye bunlara uymuyor. Bu durum bana İkinci Dünya Savaşı öncesinde daha saldırgan olmaması için Hitler'e taviz verilmesini hatırlatıyor. Faşizm faşizmdir, Hitler de Hitler'dir." 'taki kapsamlı çözüm müzakerelerinin "beklentilerini karşılamadığını" kaydeden Hristofyas, "Farklılıklarımız ve fikir ayrılıklarımız var. Derin, derin farklılıklar" diye konuştu. Hristofyas, 'ta tıkanıklığın büyük ölçüde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan kaynaklandığını savunarak, "Sayın Erdoğan ile her konuda anlaşamıyoruz" dedi.
620243
Premier Lig seni paylaşamayacak’
09.18 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, seni paylaşamayacak’Parmak ısırtan performansının altından da F.Bahçe Teknik Direktörü Daum çıktı.. Futbolcularla yaptığı özel ’seanslarla’ sarı-lacivertlilerin moral eşiğini yukarıda tutan Daum, 10 gün önce bir görüşme yaptığı Kazım’ı “Sen çok kaliteli ve özel bir futbolcusun. Göreceksin, ’de paylaşılamayacaksın” diyerek motive etti. Ve Kazım, ilk önce S.Bükreş, ardından da G.Saray maçlarında forvet oynayıp, takımına hayat verdi. BU arada 23 yaşındaki futbolcunun babasında olan menajerlik görevini, bu hafta içinde Daum’un eski yardımcısı Murat Kuş aldı.. .. ...
620279
Gazetelerde Bugün
CUMHURİYET Yaşasın Cumhuriyet En büyük bayramın 86. yıldönümü toplumu ayrıştıran ve kutuplaştıran tartışmalar altında kutlanıyor. HÜRRİYET Yüzümüz hem Batı'ya hem Doğu'ya dönük Başbakan Batı'da sık sık yapılan "Türkiye yüzünü Doğu'ya döndü" yorumlarına Tahran'da yanıt verdi. Erdoğan, Davos'taki, 'One minute' çıkışıyla ilgili olarak tavrının Batı karşıtlığı gibi algılanmaması gerektiğini söyledi. MİLLİYET Dünya bizi tartışıyor Ankara'nın dış politikası dünya basınını böldü. Kimine göre Türkiye yüzünü Doğu'ya dönüyor, kimine göre barış için önemli bir rol oynuyor. RADİKAL Yeter artık Baykal! CHP liderine göre 'İrticayla Mücadele Planı'nın gerçek olma ihtimali hiç önemli değil gibi. Baykal sadece zamanlamayı eleştirdi ve ihbarcıya çattı. AKŞAM Islak imzaya özel muamele Albay Dursun Çiçek imzalı İrticayla Mücadele Eylem Planı'na 'imza ıslak belge orjinali' diye Adli Tıp, raporu teamüllerin dışına çıkarak hazırlamış. POSTA Sonsuza dek yaşatacağız Atatürk'ün eseri Türkiye Cumhuriyeti 86 yaşında. VATAN TSK ihbarcı subayı arıyor Genelkurmay Askeri Savcılığı, ıslak imzalı 'İrtica belgesi'ni Ergenekon savcılarına gönderen ve kendisini subay olarak tanıtan meçhul askeri bulmak için jet soruşturma başlattı. HABERTÜRK Ve Kürdistan sütten kesildi Açılımdan 19 ay önce Urfa Nüfüs Müdürlüğü'nün bir çocuğu 'Kürdistan' adıyla nüfusa kaydettiği anlaşıldı. BİRGÜN Erdoğan başkente gelip çözecekmiş! Başbakan Erdoğan'ın açığa çıkan 'darbe planı' ile ilgili, "Ankara'da görüşüp çözeceğiz" demesi, acaba yeni bir 'Dolmabahçe görüşmesi mi geliyor' sorusunu akıllara getirdi. SABAH Su çekildi bomba çıktı Erzincan'da suyu çekilen barajda 11 el bombası açığa çıktı. İstanbul'da akan çatıda silah ve el bombası bulundu. TERCÜMAN PKK rezilliği böyle kapatıldı MHP Lideri Bahçeli, ''İrtica Belgesi''nin PKK'lıların şovuna tepkilerin arttığı bir dönemde tekrar ortaya atılmasını ''GÜndem değiştirme'' olarak niteledi. YENİ ŞAFAK Herkes hesap verebilmeli Cumhurbaşkanı Gül 'ıslak imza' ile yeniden gündeme gelen darbe andıçları ve demokrasiye müdahale planlarını değerlendirdi. ZAMAN Soruşturma sivil yargının işi Albay Dursun Çiçek'in ıslak imzasını taşıyan 'millete komplo' planıyla ilgili askeri savcılığın yeniden soruşturma başlatması hukukçuların tepkisini çekti. 29 Ekim 2009 Dursun Çiçek'in ifdesi alındığı zaman imzalatılan bir evrakın üzerine bu düzenlemenin yapılmadığını kim kanıtlar? Yapılan sahtekarlıklardan halkın da haberi var. Uçan mürekkeple evrak düzenlenip altındaki imzanın kullanıldığını herkes biliyor. Bu belgeler iktidarın ergenekon darbesini ülkeye yerleştirme çabalarının ürünüdür. Gerçekten irtica ile mücadele planı olsa bugün bu iktidar koltuklarda olmazdı. Öyle bir planı yapıp uygulamayanlara yazıklar olsun. (Birgül ÖZDEMİR)
619977
'Bunlar tesadüf mü?'
'Bunlar tesadüf mü?' Mesut ER SABAH 29.10.2009 CHPGenel Başkanı Deniz Baykal, "AK Parti ve Gülen'i bitirme planı" belgesinin orijinalinin ortaya çıkmasıyla ilgili zamanlamaya dikkat çekerek, "Aradan 4.5 ay süre geçmiştir. Bu zamanlamanın altında ne yatıyor. Bu süre içinde gece yarısı baskını ile kanun çıktı" dedi. İstanbul İl Başkanlığı'nı ve Adalar Belediyesi'ni ziyaret eden Baykal, gazetecilerin Dursun Çiçek'in altında ıslak imzasının bulunduğu belge ve ihbar mektubu ile ilgili sorularını yanıtladı. Belgenin, ihbarı yapan kişinin eline 12 Haziran günü geçtiğinin anlaşıldığını belirten Baykal, "12 Haziran'dan Ekim sonuna kadar 4.5 ay süre geçmiş. 12 Haziran tam bu tartışmaların en sıcak en alevli şekilde yaşandığı dönem. Ciddi iddialar ortaya atıldığı halde, nedense bu belgeyi elinde bulunduran kişi, bugüne kadar ortaya çıkarmamayı uygun görmüş" dedi. Aradan geçen sürede Meclis'ten geçen yasaya dikkat çekerek "4.5 ayda bir gece yarısı baskını ile bir kanun çıktı" diyen Baykal, "Bunların bir tesadüf olarak mı ortaya çıktığı sorgulanmalı" dedi. İhbar mektubunun doğrudan kanıtlanması mümkün olmayan ithamlarda bulunduğunu belirten Baykal, şöyle konuştu: "Belgeyi elinde bulunduran belgesi kadar konuşacak. Tanık olarak ya da başka sıfatla ne biliyorsa söyleyecektir. Belge siyasi bir ithamnameye dönüştü. CHP'yi böyle bir ihbar mektubu ile suçlamak ancak siyasi bir projenin gereği olarak ortaya atılabilir. Kürt açılımının çıkmaza girdiği noktada mektupla gündemi değiştirmeye çalışıyorlar. Açılım politikasının iflas ettiğini saklamaya çalışıyorlar." Baykal, mektubu gönderen kişinin ortaya çıkması durumunda CHP ile ilgili iddiaları yargıya taşıyacaklarını söyledi. Yayın tarihi: 29 Ekim 2009 Perşembe
620215
Bir çimdik attı 25 milyon tık aldı!
08.35 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Bir çimdik attı 25 milyon tık aldı! Yılların usta sanatçısı 'nun önceki gece katıldığı programda verdiği bir örnek, hem konuk olduğu 'i hayrete düşürdü hem de internetin önlenemez gücünü gözler önüne serdi. “60 filmde 350"yi aşkın dizi filmde rol, 15 sene radyo programı, 15 sene çeşitli gazetelerde köşe yazarlığı, 35 kitap çevirisi ve 40 yıldan bu yana tiyatroculuk” Her sanatçıya nasip olamayacak bu performans alt alta toplandığında ortaya çıkan tablonun matematiksel bir ifadeyle; internetten gelen "tık"lardan daha az bir reyting yaptığını söylersek inanır mısınız? Önceki gece CNNTÜRK"te ekranlara gelen "Saba Tümer"le Bu Gece" adlı programa konuk olan usta oyuncu Ali Poyrazoğlu"nun verdiği son derece çarpıcı bir örnek bakın internetin önlenemez gücünü nasıl ortaya koydu. İşte Poyrazoğlu ile Saba Tümer"in diyaloğu: Saba Tümer: Çok güzel mesaj geldi size okuyayım mı onu? Ali Poyrazoğlu: Hıı hıı Saba Tümer: Aman dikkat et! gibi güme gitme! Gülüşmeler Ali Poyrazoğlu: Yahu ne olaymış ben tarih yazdığımı bilmiyordum. İnternette avarelik yapıyorum. Ali Poyrazoğlu"na bakayım dedim, ne marifetleri var bu adamın? Arkadaş sıkı dur! Seray Sever"le yaptığımız şakalaşma, internette tam 25 milyon kere izlenmiş! Saba Tümer: Neeee Ali Poyrazoğlu: Evet! 25 milyon kere girmişler, çıkmışlar onları izlemişler. İnanılmaz bir şey bu! Yani 60 tane filmde oynadım. 350 bölüm dizi yaptım. 15 sene radyo programı yaptım. 15 sene gazetelerde köşe yazarlığı yaptım. 35 tane kitap çevirdim. Neredeyse 40 senedir tiyatroda sahnedeyim. Hiçbir işim bu kadar popüler olmadı arkadaş. Diyorlar ya arkadaşlar bir film çevirdik milyon milyon kişi seyretti rekor kırdık falan diyorlar ya! Vallahi 25 milyon kişi seyrediyor benim kısa filmimi. Kimse bu çizgiyi yakalayamadı "de… Saba Tümer: Şaka gibi Ali Poyrazoğlu: Ne meraklıymış bu işe Türk milleti kardeşim yahu! Ama çok güzel oldu Seray"la güzel köpürttüydük. İŞTE FİLMİN HİKAYESİ Ali Poyrazoğlu şaka değil internet jargonuyla söylersek, tastamam 25 milyon "tık" alan programın öyküsünü şöyle anlattı: Ne delirtti beni biliyor musun? Hiç öyle bir niyetim yoktu. Seray dedi ki, "Erkekler kadınlara neler yapıyor kardeşim, nedir kadınların erkeklerden çektiği? Erkek mezalimi işte itiyorsunuz, kakıyorsunuz laf atıyorsunuz. Parmak atıyorsunuz, çimdik atıyorsunuz. Eziyorsunuz, büzüyorsunuz kadınları…' Kadın seyirciler de Seray"ı alkış yağmuruna tutuyorlar. Seray da veriyor gazı alıyor alkışı. Ben de erkek toplumunun temsilcisi bir kurban olarak orada oturuyorum. Dedim ki "Peki Seray ne öneriyorsun?" Seray, bunun üzerine, "Beni röportaj için erkek kılığına sokarak meydanına çıkardı. Bana bıyık yapıştırıp kasket taktılar... Ben de kılıkla kadınların poposuna çimdik attım” demez mi? Düşünebiliyor musun yahu! Şimdi Seray devamla "Ben hiç el değmemiş bir kadınım. Bana kimse bunu yapamaz" diye konuştu. Seray fıstık gibi kız. Ona nasıl el sürülmemiş olabilir, bu kadar da enayi yok bu memlekette yahu? Saba Tümer: El sürmek çimdik atma anlamında değil mi? Ali Poyrazoğlu: Evet ben de öyle anladım zaten. Buna bir karşılık vermek gerekiyordu yani. Aklımda da yoktu sonradan doğaçlama oldu. Tam ayrılırken eyvallah falan diyerek sarıldık, arkadaşız biz onunla. Saba Tümer: Biliyorum canım Ondan sonra ben de onun poposunu şöyle bir tuttum ve "Bak Seray" dedim. "Sakın üzülme sana kimse saldırmadı, sen erkek kılığına girip saldırmışsın. Ama her şeyin bir ilki vardır. Bu şansını kullanıyorsun' deyip şöyle bir güzel baktım eti sıkı mı değil mi diye, sıkıymış…Çok samimi ve çok içten birisi. Hiç alınmadı. Ağır bir şakaydı ama kaldırabildi. Yahu millet ne meraklıymış. İşi gücü bırakmışlar bunu izliyorlar… Evinizin havasını değiştirecek.
620537
Metamfetamin adamı işte böyle yapar!
Sekiz grand-slam şampiyonluğu bulunan ünlü tenisçi Andre Agassi'nin otobiyografisiyle yeniden gündeme gelen ve Agassi'nin hayatını mahveden "metamfetamin"in insan vücudunda yarattığı etki korkunç... İşte "metamfetamin" gerçeği... -- Metamfetamin (kristal meth) uyarıcı özelliği olan sentetik bir madde. Bir çok uyarıcı gibi, 6-24 saat süren güçlü bir öfori, dolayısıyla bağımlılık yapma yeteneğine sahip. IUPAC ismi (S)-N-metil-1-fenil-propan-2-amin olan methamfetamin, jenerik ismi Desoxyn® olarak 5/10mg tabletler halinde piyasasında bulunuyor. Ancak madde suistimal edilmek üzere kaçak üretimi ile tanınıyor. Efedrin ya da Pseudoefedrin molekülünü hidrojenize ederek kolayca elde edilebildiğinden ötürü hemen hemen her yerde üretilebiliyor. "Meth lab" de denilen bu yerler, üretimi sırasında çıkan fosfattan ötürü kırmızı bir bir renge boyanır ve kedi idrarı kokusuna sahiptir. Naziler askerleri uyanık tutmak için kullanmıştı İlk 1919'da 'da kimyacı Akira Ogata tarafından sentez edilen metamfetamin, 'nda askerlerin uyanık kalması için her iki tarafça da kullanıldı. Nazilerin, özellikle Hitler'in yoğun kullandığı biliniyor. Benzedrine ticari ismi ile 1950'lerde narkolepsi, depresif durumlar ve zayıflama amacı ile kullanılan madde yaklaşık 10 yıl içinde suiistimal edilmek üzere sokaklara düştü. California ve Hawaii'den başlamak üzere tüm 'ye yayılmış, 1970'de hükümet tarafından reçetesiz satışı yasaklanmıştı. Meksika karteli tarafından 3. dünya firmalarından doğrudan efedrin temini ile üretilip pazarlanmış, ancak bu yolun engellenmesi ile gündelik soğuk algınlığı ilaçları ile yerel üretime yönelindi. Metamfetamin adama ne yapar? Uyanıklık, motivasyon ve kısa dönem beyin aktivitesini artıran madde yüksek dozlarda öforiye neden olmaktadır. Madde alındığında tansiyon ve vücut ısısı yükselir, pupillalar genişler. İshal, bulantı, kusma görülebilir. Maddenin, beyin kimyasını bozup depresyona yol açtığı bilinmekte. Bağımlılarında kalıcı anhedoni oluşuyor. Metamfetamin'in eroinden daha kuvetli bağımlılık yaptığı ileri sürülüyor. Devamlı kullanıcılarında meth ağzı denen diş çürükleri gözükür, bağışıklık sistemi baskılanır. Bu kişilerde satafilokok enfeksiyonları sıktır. Kilo kaybı ve kısa dönem libido artışı, ardından erektil disfonksiyon da bilinen etkilerindendir. Kuvvetli sistemik reaksiyon ile ölüm görülebilir.
619912
Okullarda bayram pazartesi
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER Okullarda bayram pazartesi Domuz Gribinin yaygın şekilde görünmesi nedeniyle tatil edilen okullarda, Cumhuriyet Bayramı törenleri, eğitim ve öğretimin başlayacağı Pazartesi yapılacak. Ankara da hafta diğer illerde ise gün boyunca tatil edilen okullarda Cumhuriyet in kuruluşunun 86. yıldönümü, hafta başında kutlanmış olacak. 29.10.2009 GÜNDEM
620848
Frank Rijkaard'ın istediği golcü
16.06 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'ın istediği golcü ara transfer döneminde kadrosuna kaliteli bir golcü katmak için harekete geçti... Hedefte ise Keita'nın vatandaşı var... Cimbom, ayak tarak kemiği kırılan Baros'un sahalardan en az ay uzak kalacak olması nedeniyle forvet arayışına başladı. Listedeki ilk isim, Keita'nın vatandaşı Aroune Kone.... Fotomaç'ın haberine göre; 'un F.Bahçe derbisinde sakatlanması, Nonda'nın da bir türlü istikrarlı olamaması, G.Saray'da golcü transferini gündeme getirdi. Yönetimle görüşen teknik direktör "Baros'un eski formuna kavuşması uzun sürecek. İyi bir golcüye ihtiyacım var" şeklinde görüş bildirdi. Hollandalı teknik adam, bu isteğinin olumlu karşılanması üzerine de düşündüğü ismin, forması giyen Aroune Kone olduğunu söyledi. Kone'nin hem kalitesi hem de maliyetinin düşük olması G.Saray yönetimini hemen harekete geçirdi. İspanyol ekibinde Fabiano ile 'nin gölgesinde kalan ve adeta yedek kulübesine mahkum olan Kone, G.Saray'ın nabız yoklamasına olumlu yanıt vererek, "Direkt oynayacağım her takıma giderim. Sevilla'da forma bulma şansım çok az. Oysa ben oynamak ve milli takımla Dünya Kupası'na gitmek istiyorum" dedi. İki sezon önce sıtmaya yakalanan ve bir yıl sahalardan uzak kalan Fildişili tamamen iyileştiğini ve eski parlak günlerine döneceğini söyledi. G.Saray, 26 yaşındaki Kone'yi milyon euro'ya almayı planlıyor. .. ...
619965
Bir fincan kahve eşliğinde müzik
Bir fincan kahve eşliğinde müzik İSTİHBARAT SERVİSİ İSTANBUL Aylin Şengün Taşçı ve Jale Şengün Fatih Belediyesi'nin düzenlediği kültürel etkinlikler çerçevesinde “Bir Fincan Kahve” adlı yeni bir müzik ve sohbet programına başlıyor. İlk programın konukları Serap Mutlu Akbulut ve Tülûn Korman olacak. Fatih, Ali Emiri Kültür Merkezi'nde yarın akşam saat 20.00'de ücretsiz olarak gerçekleştirilecek etkinlikte kahve kültürü ve “Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır” konusu üzerine söyleşilecek. Programda, Aylin Şengün Taşçı, Serap Mutlu Akbulut, Tülûn Korman Türk Müziği'nin sevilen eserlerini seslendirecekler. 29.10.2009
620310
"Açılımlar sorunu çözmez"
"Açılımlar sorunu çözmez" Giriş Saati 29.10.2009 09:39 Güncelleme 29.10.2009 09:43 CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, ''Türkiye'yi tekrar etnik bir ayrıştırmaya çekmek isteyen açılımlar, arayışlar Türkiye'de hiçbir sorunu çözmez, tam tersine çok daha büyük sorunlarla karşı karşıya bırakır'' dedi. Türkan Saylan Kültür Merkezi'nin açılışında konuşan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin bir çok bakımdan diğer benzer ülkelerden farklı bir konumda gözüktüğünü söyledi. Türkiye'deki demokrasi, iç barış, ekonomi, istikrar, hukuk ve kadın erkek eşikliğine dikkat çeken Baykal, ''Çevremiz bu açıdan büyük sorunlarla kuşatılmıştır. Irak'a, Orta Doğu'ya, İran'a, Filistin'e, Lübnan'a baktığınız zaman manzara ortadadır. Türkiye, eğer bunlardan farklı bir konumdaysa, bunu hiç kuşku yok ki Mustafa Kemal'in Cumhuriyet anlayışını kararlılıkla takip etmesine borçludur'' dedi. Türkiye'nin çağdaş yapısına vurgu yapan Baykal, ülkede yaşayan her vatandaşın etnik ve dini kimlikleri ne olursa olsun tümünün eşit kabul edildiği belirtti. Baykal, ''Bizim devletimizin temelinde insanları etnik kimliklerine göre ayırmak yoktur. İnsanları inançlarına göre ayırmak yoktur. Bizim devletimiz hangi inançtan, hangi etnik kökenden olursa olsun bütün insanlarımızın kardeşliği ve eşitliği anlayışına dayanır. Bu, Türkiye'de barışın güvencesidir, kalkınmanın, gelişmenin altyapısının güvencesidir'' diye konuştu. Hükümetin demokratik açılım siyasetini eleştiren Baykal, açılım sürecinin sorunu çözmeyeceğini ileri süren Baykal, ''Türkiye'yi tekrar etnik bir ayrıştırmaya çekmek isteyen açılımlar ve arayışlar Türkiye'de hiçbir sorunu çözmez, tam tersine Türkiye'yi çok daha büyük sorunlarla karşı karşıya bırakır'' şeklinde konuştu. "Bugünkü Cumhuriyet'in yıldönümü törenlerinde bu temeli anımsamak ve birbirimize anımsatmak, Cumhuriyetimizin, iç barışımızın, istikrarımızın bu temel anlayışa dayandığını bir kez daha çok açık bir biçimde ortaya koymak durumundayız" diyen Baykal, "Biz bu anlayışı özenle sahipleniyoruz. Elbette Türkiye'de herkesin etnik kimlikleri vardır, böyle olması çok doğaldır. Herkesin kendi etnik kimliğiyle iftihar etmesi temel hakkıdır. Herkesin kendine göre bir ana dili, bir sosyal çıkış noktası, bir etnik kimliği olabilir. Etnik kimliğini herkes sahiplenebilir, ana dilini öğrenebilir, yaşayabilir, yayın yapabilir, öğretebilir. Etnik kimlik mutlak bir özgürlüğe sahip olacaktır, ama insanlarımızın belli bir etnik kimliğe sahip olmasını bir ulusal ayrıştırmanın çıkış noktası haline dönüştürmeyi hiçbir şekilde kabul etmek mümkün değildir'' diye konuştu. ''Türk milletini oluşturan insanların önemli bir kısmı Çerkez, Çeçen, Gürcü, Arnavut, Arap, muhacirdir, Makedonya, Yunanistan kökenlidir. Elbette onlar kendi aileleriyle iftihar edeceklerdir, ama onların birbirinden farklı etnik kökene sahip olmaları, hepimizin aynı milletin, Türk milletinin parçası olmamıza engel değildir. Oradaki 'Türk' kelimesi etnik bir nitelemeyi ifade etmez. Bir kültür kimliğini ortaya koyar. Dünyanın bize bakarken başvurduğu bir değerlendirmedir'' diyen Baykal, şunları söyledi: ''Türkiye'nin barışı, istikrarı, tarihin içinde şekillenmiştir. Kimliğimiz tarihin içinde şekillenmiştir. Dünyanın gözü önünde şekillenmiştir. Kendi gözümüzde şekillenmiştir. Buna sahip çıkmak, bizim bu coğrafyaya, bu coğrafyanın barışına, istikrarına, kalkınmasına, ilerlemesine yapabileceğimiz en büyük katkıdır. Türkiye'de bir etnik ayrıştırma gerçekleştirilmek istenmesinin, milletimizin bu konudaki bir talebinden kaynaklanmadığını çok iyi biliyoruz. Toplumumuzda her etnik kesimden insanların ezici çoğunluğu, Kürt kökenli vatandaşlarımızın tamamına yakını, bizim milli kimliğimizin bir parçası olarak, eşit vatandaşlar halinde Türkiye'nin bütünlüğü içinde yaşamayı karara bağlamış insanlardır. Bunu herkesin çok iyi anlaması lazımdır. Türkiye'ye bir terör dayatması, etnik ayrıştırma dayatması çok büyük ölçüde dışarıdan kaynaklanmaktadır. Terörü kendi bölgesel amaçları için, Türkiye'yi ayrıştırmayı, atomize etmeyi, değiştirmeyi, parçalamayı kendi stratejik hedefleri için uygun görenlerin bu oyununa inanıyorum ki Türkiye'de kimse düşmeyecektir. Türkiye'de halkımızın bu tuzağa düşmediğini görüyorum. Türkiye'yi yönetenlerin de bu tuzağa düşmemesini sağlamak hepimizin ortak görevidir.'' Baykal konuşmasının ardından kültür merkezinin yapımında emeği geçen eski Maltepe Belediye Başkanı Fikri Köse'ye plaket takdim etti. Yapılan açılış töreninde bu yıl ilk kez düzenlenen ''Prof. Dr. Türkan Saylan Onur Ödülleri'' de sahiplerini buldu. Yayın tarihi: 29 Ekim 2009 Perşembe
620026
Türkiye'de yüzde 17,2 pazar payı ile ikinci olduk
Mastandrea, önümüzdeki yıl mobil bilgisayar satışlarında yüzde 24'lük, masaüstü bilgisayar satışlarında da yüzde 5'lik bir büyüme beklediklerini ifade ederek, Türkiye'yi, teknoloji alanında gelişmekte olan pazarlar içinde gördüklerini aktardı. Gelişmekte olan 10 ülkede bilgisayar pazarında birinci sırada yer aldıklarını dile getiren Mastandrea, "Türkiye'de ise ikinci çeyrek rakamlarına göre yüzde 17,2'lik pazar payıyla ikinci sırada yer alıyoruz." açıklamasını yaptı. Giuseppe Mastandrea, 2008'de milyon masaüstü, 20 milyon notebook ve 300 milyon projeksiyon satışı yaptıkları bilgisini verdi. Acer Notebook Kategori Müdürü Sinan Kender ise ürünler hakkında bilgi vererek, 'Scuderia' amblemini taşıyan Ferrari One mini netbook'un, kırmızı yarış temalı kapağıyla dikkati çektiğini aktardı. EKONOMİ SERVİSİ
619869
‘Angolagate’ depremi
‘Angolagate’ depremiSABETAY VAROL 29.10.2009Fransa yakın tarihinin önemli figürlerinden Pasqua’nın adı ayrı skandalda daha geçiyor. Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’da ‘’ diye bilinen eski İçişleri Bakanı Pasqua, eski Cumhurbaşkanı Mitterrand’ın oğlu ve 34 kişiye yasadışı silah satışından ceza yağdı. Pasqua, ‘Herkes haberdardı’ diyerek dönemin siyasilerini suçladı ’da, 1990’lı yıllarda, ülkelerinden eski sömürgesi ’ya yasadışı yoldan silah satışıyla ilgili açılan ve kamuoyunda “Angolagate” olarak bilinen davada yargılananlara ceza yağdı. Aralarında Fransız kamuoyunun yakından tanıdığı siyasilerin de bulunduğu 36 kişinin mahkûm olması geniş yankı uyandırdı. Mahkeme tarafından suçlu bulunarak, yılı tecilli yıl ile 100 bin euro para cezasına çarptırılan eski İçişleri Bakanı Charles Pasqua, 1995’in sonundan itibaren görevdeki cumhurbaşkanı, başbakan ve bazı bakanların Angola’ya silah satışından haberdar olduklarını ileri sürdü. “France2” televizyonuna konuşan Pasqua (82), “Artık bazı konuların açıklığa kavuşturulması gerekiyor. Bu silah satışını dönemin Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, Başbakan Alain Juppe ve bakanların çoğu biliyordu” dedi. Şimdiki Cumhurbaşkanı de 1993-1995 arasında hükümette bütçe bakanı olarak görev yapıyordu. Fransız “derin devletinin adamı” olarak bilinen Pasqua’nın adı farklı skandala daha karışmış bulunuyor. Gizlilik zehirliyor Muhalefetteki sağcı “MoDem” Partisi Başkanı Francois Bayrou, “siyaset yaşamının temizlenebilmesi için devlet savunma sırrının özellikle bu dava için kaldırılmasını” istedi. Bayrou, “’a firkateyn satışı, Angola ve Karaçi’ye yapılan silah satışları konusunda çok şüphe ve şüpheli var. Bunlar yıllardır siyaset yaşamını zehirliyor” diye konuştu. Sosyalist Parti milletvekilleri ise dün silah satışları konusunda devlet sırrının kaldırılmasına ilişkin başlattı. Mahkemesi, eski Cumhurbaşkanı François Mitterrand’ın oğlu Jean-Christophe Mitterrand’ı, babasının Afrika danışmanı olarak görev yaptığı dönemde yasadışı satıştan milyon komisyon aldığı gerekçesiyle yıl tecilli hapis, 375 bin euro para cezasına çarptırmıştı. 1993-1998 yılları arasında, ayrılıkçılarla savaşan Angola Cumhurbaşkanı Eduardo ’a, Fransa silah ambargosuna rağmen 790 milyon dolarlık silah satışı yapmıştı. Davada Fransa’nın önemli silah tüccarlarından Pierre Falcone ve Rus kökenli vatandaşı Arkady Gaydamak yasadışı silah satışı, vergi kaçakçılığı ve kara para aklamak suçlarından yıl hapis cezasına çarptırıldı.
621000
İpek: Kupa maçı moral oldu
İpek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Denizlispor'un Süper Ligin en iyi ekiplerinden birisi olduğunu tekrarlayarak, ''Lig başladığından bugüne kadar söylüyorum, bizim çok kaliteli bir ekibimiz var. Ancak yaşadığımız şansızlıklar nedeniyle bir türlü istenen performansı gösteremiyorduk. Bu galibiyet, bize çok güzel bir bayram hediyesi oldu'' dedi. Alınan galibiyetin arkasının gelmesi gerektiğini belirten İpek, hafta sonunda Denizli'de oynayacakları İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçını da mutlaka kazanmaları gerektiğini vurguladı. Takımın başına getirdikleri Hakan Kutlu'nun hırslı ve çalışkan bir teknik adam olduğunu dile getiren İpek, ''Yeni hocamızla yepyeni bir heyecan içinde önümüzdeki maçlara çok ciddi bir şekilde hazırlanarak, ilk yarıda puanlar toplamamız lazım. Kupa maçındaki galibiyetin arkası lig maçlarında da gelirse, Denizlispor çok iyi yerlere gelecektir'' diye konuştu. AA
620815
Yurtta Cumhuriyet coşkusu
Cumhuriyet'in 86. yıl dönümü ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle yurdun çeşitli yerlerinde törenler düzenlendi. Erzurum Erzurum'da, Türkiye Cumhuriyeti'nin 86. yıl dönümü düzenlenen törenlerle kutlandı. Hastaneler Caddesi'nde, Erzurum Valisi Sebahattin Öztürk, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler ve 9. Kolordu Komutanı Korgeneral Tevfik Özkılıç'ın halkı selamlayarak bayramını kutlamasıyla başlayan tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla devam etti. Halk oyunları gösterileriyle devam eden buradaki kutlamalar, askeri birliklerin ve öğrencilerin tören geçişiyle sona erdi. Eskişehir Eskişehir Valisi Mehmet Kılıçlar, Atatürk Bulvarı'ndaki törende, Cumhuriyetin Atatürk ve Türk halkının fedakarlıklarıyla kurulduğunu belirtti. Daha sonra, tören geçişi yapıldı. Bu sırada 1. Hava Kuvvet Komutanlığına ait uçaklar da tören alayının üzerinden geçti. Törenin son bölümde, askeri bando eşliğinde yurttaşlar ve protokoldekiler 10. Yıl Marşı'nı söyledi. Öte yandan, tören öncesinde Büyükşehir Belediyesi Türk bayrağı, Eskişehir Ticaret Odası da üzerinde ay-yıldız bulanan şapka dağıttı. Burdur Burdur Valisi İbrahim Özçimen, Cumhuriyet Meydanı'ndaki törende, Türkiye'nin, Cumhuriyetin ilanıyla dünya ulusları arasındaki onurlu yerini aldığını söyledi. Öğrencilerin şiirler okumasının ardından Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla düzenlenen şiir, kompozisyon, satranç, masa tenisi ve Atatürk koşusunda dereceye girenlere ödülleri verildi. Tören, Suna Uzal İlköğretim Okulu halk oyunları ekibinin gösterisi ve resmi geçitle sona erdi. Diyarbakır Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 86. kuruluş yıl dönümü, Diyarbakır'da etkinliklerle kutlandı. Valilik önündeki törenden önce kurulan platformun üzerinde biriken yağmur suyu, Büyükşehir Belediyesi ekiplerince temizlendi. Daha sonra Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ve 7. Kolordu Komutanı Korgeneral Salih Zeki Çolak, halkı selamlayarak bayramlarını kutladı. Şiirlerin okunması ve folklor gösterilerinin ardında tören resmi geçitle sona erdi. Törenin ardından platformun önüne gelen çok sayıda çocuk Mutlu, Baydemir ve diğer yetkililere sevgi gösterisinde bulundu. Törene DTP'li Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, Yenişehir Belediye Başkanı Selim Kurbanoğlu da katıldı. Şanlıurfa Cumhuriyet Bayramı, Şanlıurfa'da çeşitli etkinliklerle kutlandı. Valilikteki ilk törende Vali Nuri Okutan, tebrikleri kabul etti. Daha sonra Atatürk Bulvarı'nda devam eden törende Vali Okutan, 20. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Taci Kurul ve Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba, üstü açık bir araçla halkın ve öğrencilerin bayramını kutladı. Törene DTP İl Başkanı İbrahim Ayhan da katıldı. Konya Konya'da Feritpaşa Caddesi'nde düzenlenen törenler, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Karaman'da ise Kemal Kaynaş Stadyumu'nda tören düzenlendi. Hatay Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz, Garnizon Komutanı Piyade Albay Recep Orhan Bakırcı ve Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Atatürk Caddesi'nde düzenlenen törende halkın bayramını kutladı. Lekesiz, burada yaptığı konuşmada, Cumhuriyet'in 86. yılını huzur, güven içerisinde, gurur ve onurla kutlamanın coşkusunu yaşadıklarını söyledi. Törene, CHP Hatay Milletvekili Fuat Çay, Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Rektörü Prof. Dr. Şerefettin Canda, Cumhuriyet Başsavcısı Enis Yavuz Yıldırım, Jandarma Alay Komutanı Kıdemli Albay Vedat Çolak, Milli Eğitim Müdürü Şenol Genç, kurum müdürleri ile sivil toplum örgütü temsilcileri ve yurttaşlar katıldı. İskenderun İskenderun ilçesinde Atatürk Caddesi'ndeki tören, Kaymakam Cemil Aksak, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Gürsel Öztürk ve Belediye Başkanı Yusuf Civelek'in halkı selamlamasıyla başladı. Sağanak yağış altında yapılan resmi geçit töreninden sonra şiirler okundu. Törene CHP Hatay Milletvekili Abdülaziz Yazar, İskenderun Deniz Üs Komutanı Tuğamiral Turgay Erdağ, Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Ercan ile çeşitli sivil toplum kuruluşlarının, siyasi partilerin temsilcileri de katıldı. Elazığ Elazığ Valisi Muammer Erol, ''Anayasal bir demokrasi olan Türkiye Cumhuriyeti, temel niteliklerini, hedeflerini,ilkelerini, sistemini koruyarak ve hür ve serbest bir ülke olarak yoluna devam edecektir'' dedi. Erol, Cumhuriyetin ortak tarih, kader ve amaç birliği ile vatandaşlık kimliği ilkelerine dayanan temeller üzerinde yükseldiğin belirtti. Konuşmanın ardından öğrenciler şiir okudu, halk oyunları gösterisi sunuldu. Mehteran takımının konser verdiği tören, resmi geçitle sona erdi. Sıvas Cumhuriyet Bayramı, Sıvas'ta törenlerle kutlandı. Cumhuriyet Meydanı'ndaki tören öncesinde, Vali Ali Kolat, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Muammer Bayram ve Belediye Başkanı Doğan Ürgüp, Valilik binasında tebrikleri kabul etti. İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından halk oyunları ekipleri gösteri sundu. Program, tören geçişiyle sona erdi. Öğrenciler, askeri birlikler ve muharip gaziler ile kamu kurum ve kuruluşlarının personel ve araçlarının geçişi sırasında renkli görüntüler yaşandı. Protokol üyeleri, muharip gaziler ve askeri birliklerin geçişini ayakta alkışladı. Gaziler ve askerlere sevgi gösterisinde bulunan ilköğretim öğrencileri de ellerindeki Türk bayraklarını sallayarak, ''Şehitler ölmez, vatan bölünmez'', ''Türkiye sizinle gurur duyuyor'', ''Her Türk asker doğar'', ''Her şey vatan için'' sloganları attı. Töreni, Sıvas Behrampaşa İlköğretim Okulunun, Comenius Okullar Arası Ortaklık Projesi kapsamında hazırladığı AB projesi çerçevesinde İtalya ve Romanya'dan kente gelen öğrenciler de ilgiyle izledi. Kayseri Cumhuriyetin kuruluşunun 86. yıl dönümü, Kayseri'de törenlerle kutlandı. Mustafa Kemal Paşa Bulvarı'ndaki tören, Vali Mevlüt Bilici, Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki ve Garnizon Komutanı Hava Pilot Tümgeneral Özden Bayram Argüz'ün askeri araçla halkı selamlamasıyla başladı. Vali Bilici, törende yaptığı konuşmada, bugün fertleri köle yapılmak istenen, vatanı parsellenen bir milletin, esareti asla kabul etmeyeceğini, vatanını asla düşmana teslim etmeyeceğini bütün dünyaya haykırdığı ve yedi düveli yurdundan kovduğu günü kutladıklarını söyledi. Bilici, ülke ve millet olarak daha da kuvvetli olmak ve karşılarına çıkan engelleri aşabilmek için için ihtiyaçları olan en önemli hususun birlik ve beraberlik olduğuna dikkati çekti. Tören, öğrenciler, bazı sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumları ile askeri birlikler ve emniyet güçlerinin katıldığı geçit töreniyle sona ererken Cumhuriyetin kuruluşunun 86. yıl dönümü nedeniyle Erciyes Dağı'na ''13. Uluslararası 29 Ekim Cumhuriyet Tırmanışı'' gerçekleştirildi. Dağcılık İl Temsilcisi İsmail Yılmaz'ın, tırmanışla ilgili verdiği bilgilere göre, Cumhuriyet Tırmanışı, 76 sporcuyla Erciyes Kayakevi'nden başladı. Çobanini, Şeytanderesi'nin sol kulvarı ve Hörgüçkaya bölgesinin arka tarafından tırmanan sporcular, saat 11.15'te zirveye ulaştılar. Zirveye 63 sporcunun ulaştığını bildiren Yılmaz, burada saygı duruşunda bulunulduğunu ve İstiklal Marşı'nın okunduğunu kaydetti. Tırmanışa, Yunanistan'dan da sporcu katıldı. Adana Adana'da Cumhuriyet Bayramı nedeniyle düzenlenen törenler sırasında bir grup, terör örgütü PKK üyelerinin teslim oluşu sırasında yaşanan görüntüleri protesto etti. Uğur Mumcu Meydanı'ndaki törenler sabah saatlerinde başlarken, Çelik-İş Sendikası üyesi oldukları belirtilen bir grup, terör örgütü aleyhinde sloganlar atarak tören alanına yürüdü. Ellerinde Türk bayrakları ile ''Şehitler ölmez, vatan bölünmez'' ve ''Türk milleti uyan, vatanına sahip çık'' diye slogan atan grup, tören geçidi yapılan yola girmek isteyince çevik kuvvet ekipleri tarafından kordon altına alınarak engelledi. Tören alanının girişinde seyircilere ayrılan bölümde bekletilen grubun çevresinde geniş güvenlik önlemi alındı. Etkinlikler, güvenlik önlemleri altında sürdürülüyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 86. yıl dönümü, Adana ve ilçelerinde törenle kutlandı. Adana kent merkezinde törene katılan gaziler yakalarına taktıkları siyah kurdele ile tören geçişine katıldı. Hakkari Hakkari Valisi Muammer Türker, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 86. yıl dönümü dolayısıyla makamında ağırladığı, Cumhuriyet ile yaşıt olan yaşlılara Cumhuriyet altını hediye etti. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları, sabah Valilik makamında tebriklerin kabulü ile başladı. Valilikteki törende Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Lokman Ekinci ve DTP'li Belediye Başkanı Fadıl Bedirhanoğlu'nun birbirleri ile ilk kez tokalaşması dikkat çekti. Kutlamalara, şehir stadyumunda yapılan resmi geçit töreninin ardından devam ediliyor. Muğla Muğla'nın Marmaris ilçesinde düzenlenen ''20. Uluslararası Yat Yarışları Haftası''na katılan 18 ülkeden 136 yat, Türk bayrakları ve Atatürk posterleriyle ''Cumhuriyet'e Saygı'' geçişi yaptı. Marmaris Uluslararası Yat Kulübü tarafından düzenlenen yarışlara katılan yatlar, Marmaris Netsel Marina'dan sırayla çıkış yaptıktan sonra yat limanından geçip, Atatürk Anıtı karşısında toplanarak, ''sevgi çemberi'' oluşturdu. Kıyıda bulunan yurttaşlar ve turistler tarafından ilgiyle izlenen yatlar, Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri dolayısıyla Marmaris Körfezi'nde bulunan TCG Gelibolu ve TCG Gaziantep gemileriyle birlikte güzel görüntüler oluşturdu. Yatların, yurttaşların ve turistlerin, ziyarete açılan donanma gemilerini, geçişi sırasında selamlamaları da dikkati çekti. Cumhuriyet Bayramı kutlamaları nedeniyle bu etkinliği gerçekleştirdiklerini belirten Marmaris Uluslararası Yat Kulübü yetkilileri, kutlamalara renk kattıkları için mutlu oldukları söyledi. Yarışlara katılan yabancılara, bu günün Türkler için önemli olduğunu anlattıklarını ifade eden yat kulübü yetkilileri, bunun üzerine yabancı yatçıların kendi istekleriyle bu geçişe katıldıklarını kaydetti. Bu arada, kutlamalar kapsamında Marmaris Su Sporları Kooperatifine bağlı sürat tekneleri ve jet-skiler denizde gösteri yaptı. Parasailing ile gök yüzüne yükselen bir kişi, büyük bir Türk Bayrağı açarak, bir süre Körfez üzerinde dolaştı. Marmaris Belediyesince yurttaşlara dağıtılan bine yakın Türk bayrağı ve üzerinde Atatürk resmi bulunan ay yıldızlı bayraklar ilçe merkezindeki iş yerleri ve evleri süsledi. Atatürk Meydanı'na asılan dev Türk Bayrağı da kutlama törenlerinin ayrı bir rengi oldu. Samsun Samsun, Ordu ve Giresun'daki, Beetle tipi klasik Volkswagen otomobil sahipleri etkinlikler kapsamında müze gemi Bandırma Vapuru önünde buluştu. Türkiye Cumhuriyeti'nin 86. kuruluş yıl kutlamalarına destek vermek amacıyla bir araya gelen 30 otomobil sahibi, Doğu Park'taki Bandırma Vapuru önünde buluştu. Daha sonra kent turu atan katılımcılar, halk arasında ''Vosvos'' olarak bilinen Beetle tipi klasik Volkswagen otomobilleri ile kutlamalara destek vermek istediklerini, bu amaçla da bir araya geldiklerini söylediler. ''Vosvos'' sevenlerin hem çevreci, hem de insana saygılı bireyler olduğunu ifade eden katılımcılar, ''Amacımız böyle bir günde birlik mesajı verebilmek. Birlik, bütünlük içinde Cumhuriyetinin kuruluşunu kutlamak istedik'' diye konuştular. Rize Rize'de Cumhuriyet Meydanı'ndaki kutlamalara Vali Seyfullah Hacımüftüoğlu, İl Garnizon Komutanı Kıdemli Albay Turhan Talu, Belediye Başkanı Halil Bakırcı, Cumhuriyet Başsavcısı İsmet Özkorul, daire amirleri ve öğrenciler ile yurttaşlar katıldı. Öğrencilerin şiirler okuduğu, halk oyunları ekibinin gösteriler sunduğu törende, ildeki bir grup dağcı kulübü üyesi de Cumhuriyet Meydanı'ndaki Şeyh Cami minaresine Türk bayrağı astı. Kutlamalar geçit töreniyle tamamlandı. Kahramanmaraş Kahramanmaraş'ta ilk tören Kahramanmaraş Valisi Mehmet Niyazi Tanılır'ın makamında tebrikleri kabul etmesiyle başladı. Ardından, Trabzon Bulvarı'nda yapılması planlanan ancak yağmur nedeniyle Batıpark Spor Salonu'nda gerçekleştirilen kutlamalara geçildi. Vali Tanılır, Garnizon Komutanı Albay Sezai Akgün ve Belediye Başkanı Mustafa Poyraz, öğrencilerin ve halkın bayramını kutladı. Daha sonra kürsüye gelen Vali Mehmet Niyazi Tanılır, uzun ve yorucu bir yolculuğun sonunda kurulan Cumhuriyetin 19. yüzyılda başlayan Osmanlı modernleşmesinin son halkası olduğunu söyledi. Halk oyunları gösterisi ve öğrencilerin şiir okumasının ardından ilköğretim okulları arasında düzenlenen futbol müsabakasında dereceye giren okullara kupaları verildi. Bu arada yağmur nedeniyle ertelenen resmi geçit töreninin Kasımda yapılacağı bildirildi. Tekirdağ Tekirdağ'da Cumhuriyetin 86. kuruluş yıl dönümü törenleri valilikte, Vali Zübeyir Kemelek, 8. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral İsmail Gümüştekin, Belediye Başkanı Adem Dalgıç'la birlikte protokole mensup kişilerin tebriklerini kabul etmesiyle başladı. Orduevi önünde düzenlenen törende Vali Kemelek ve beraberindeki 8. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Gümüştekin, Belediye Başkanı Dalgıç, askeri araçla, törene katılan öğrencilerin, askeri birliklerin ve halkın bayramını kutladı. İstiklal Marşı'nın okunmasından sonra Tekirdağ Valisi Kemelek, konuşmasında 29 Ekim 1923 tarihinin, büyük Türk Milletinin şanlı geçmişinde en önemli noktalarından biri olduğunu söyledi. Konuşmanın ardından, öğrenciler tarafından okunan şiirlerden sonra, Cumhuriyet konulu resim, afiş, şiir ve kompozisyon yarışmalarında derece alanlara ödülleri Vali Kemelek, Tugay Komutanı Tuğgeneral Gümüştekin ve Belediye Başkanı Dalgıç tarafından verildi. Halk oyunları gösterilerinin ardından tören resmi geçitle sona erdi. Isparta Cumhuriyetin 86. yılı Isparta'da da büyük coşkuyla kutlandı. Her yaştan katılımın olduğu törende, Türk Bayrağı ellerden inmedi. Şehit aileleri de çocuklarının fotoğraflarıyla geçit törenine katıldı. Hükümet Meydanı'nda düzenlenen tören Vali Ali Haydar Öner, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Mehmet Şahingöz ve Belediye Başkan Vekili Adnan Taşdelen'in askeri araç üzerinden halkın ve öğrencilerin bayramını kutlamasıyla başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından konuşmalara geçildi. Konuşmaların ardından geçit törenine geçildi. Geçit töreninde şehit ailelerinin çocuklarının fotoğraflarıyla yürüyüşe katılmaları duygulu anların yaşanmasına neden oldu. Şehit aileleri ayakta alkışlandı. Antalya Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Antalya'da düzenlenen resmi törende, Türkiye Harp Malulü, Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneğinin pankartını taşıyan bir üye, Türk Bayrağı açarak, şeref platformu önünde protesto gösterisi yaptı. Antalya'daki Cumhuriyet Caddesi'nde düzenlenen bayram kutlamasına yurttaşlar, ellerinde Türk bayrakları ile katıldı. Konuşmaların ardından başlayan geçit töreninde, ön sıralarda gaziler ve şehit yakınlarının üye olduğu derneklere yer verildi. Türkiye Muharip Gaziler Derneği Antalya Şubesi ile Türkiye Harp Malulü, Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği üyeleri törende peşpeşe yürüdü. Geçit töreni sırasında, Türkiye Harp Malulü, Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği adına Atatürk'ün, ''Cumhuriyeti biz kurduk. Onu yükseltecek ve sürdürecek olan sizlersiniz'' sözlerinin yer aldığı pankartı taşıyan dernek üyesi Murat Kat, pankartı bırakarak elindeki Türk Bayrağı'nı şeref platformunun önünde açtı. Tören geçişlerini selamlayan Antalya Valisi Alaaddin Yüksel, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ile Garnizon Komutanı Tuğgeneral Zafer Çelikin'in önüne, elinde Türk bayrağı ile gelen Kat, diğer eliyle bir gazeteyi açarak, bu gazetedeki haberlere tepki gösterdi. Polisler tarafından gözaltına alınan Kat, gözaltına alınış şekline de tepki göstererek, ''Terörist gibi götürülüyorum. AK Parti'nin açılımını protesto ediyorum. Tatar ve Dadaş'ım. Ben de açılım istiyorum'' dedi. Alanya Tipi Ceza İnfaz Kurumu'nda, Cumhuriyet Bayramı'nın 86. yıl dönümü kutlamaları kapsamında, Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Geleneksel Türk Müziği Bölümü öğrencileri tarafından ''Cumhuriyet Konseri'' verildi. Gaziantep Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 86. yıl dönümü, yurtta çeşitli törenlerle kutlandı. Gaziantep'te ilk tören, Vali Süleyman Kamçı'nın valilikte tebrikleri kabul etmesiyle başladı. Sakarya Sakarya Valisi Hüseyin Atak, Adapazarı Kültür Merkezi önündeki törende, cumhuriyetin Atatürk'ün önderliği ve teklifiyle Türkiye Devleti'nin idare şekli olarak kabul edildiğini söyledi. Çanakkale Çanakkale Valisi Abdülkadir Atalık, 18 Mart Stadyumu'ndaki törende, bağımsız devletlerin dörtte üçünün Cumhuriyet, dörtte birinin monarşiyle yönetildiğini belirtti. Daha sonra resim, şiir, kompozisyon ve spor yarışmalarında dereceye giren öğrencilere ödülleri verildi. Tören, halk oyunları ekiplerinin gösterileri ve geçit töreniyle sona erdi. Bolu Bolu Valisi Halil İbrahim Akpınar, Atatürk Stadı'ndaki törende, ''Ne mutlu bize ki milletimiz, birlik ve beraberlik içinde Cumhuriyetimizi bütün değer ve kurumlarıyla özümsemiş, Türkiye'yi çağdaş dünya devletleri içinde hak ettiği saygın konuma yükseltmek için gerekli iradeyi her zaman ortaya koymuştur'' dedi. Abant İzzet Baysal Üniversitesi halk oyunları ekibinin gösterisinin ardından program, tören geçişiyle son buldu. Uşak Uşak Valisi Özdemir Çakacak, Atatürk Anıtı önündeki törende, Cumhuriyet'in kuruluşunun 86. yıl dönümünün tüm yurtta coşkuyla kutlandığını söyledi. Programda, halk oyunları gösterisinin ardından resmi geçit töreni yapıldı. Bayburt Bayburt Valisi Kerem Al, Cumhuriyet Caddesi'ndeki törende, Türk milletinin, tarihe altın harflerle kayıt düştüğü, kahramanlık destanlarıyla yüklü bir mücadelenin sonunda kurduğu Cumhuriyet'in 86. yıl dönümünün büyük coşku ve sevinçle kutlandığını söyledi. Şiirlerin okunması ve halk oyunları gösterisiyle devam eden tören, resmi geçitle sona erdi. Mersin Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 86. yıl dönümü, Mersin'de törenlerle kutlandı. Cumhuriyet Alanı'ndaki törende, Vali Hüseyin Aksoy, Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan ile Akdeniz Bölge ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Karasabun yurttaşları selamladı. Şiirlerin okunduğu ve çeşitli gösterilerin yapıldığı töreni, gaziler ile şehit aileleri alanın dışına yakın bölümde, Mustafa Kemal Atatürk'ün deyişlerinin yer aldığı pankartlar açarak ve ellerinde Türk bayraklarıyla sessizce izledi. Geçiş töreni sırasında, önlerinde güvenlik güçlerinin sık aralıklarla görev almasına tepki gösteren gaziler ile şehit aileleri, daha sonra alanı terk etti. Trabzon Trabzon'da, Cumhuriyetin kuruluşunun 86. yıl dönümü kutlamaları, yağış nedeniyle 19 Mayıs Spor Salonu'nda yapıldı. Törene, Trabzon Valisi Recep Kızılcık, Garnizon Komutan Vekili Kurmay Albay Cumur Koskos, Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, İl Emniyet Müdürü Feridun Boz, diğer kurum ve kuruluşların temsilcileri, gaziler ve öğrenciler katıldı. Giresun Giresun'da Vali Mustafa Yaman, kent merkezindeki Atatürk Stadı'nda yapılması planlanmasına rağmen yağış yüzünden 19 Eylül Spor Salonu'nda düzenlenen törendeki konuşmasında, Cumhuriyet'in Türk milletine bırakılmış en büyük miras ve vazgeçilmez bir değer olduğunu belirtti. Artvin Artvin'de Hükümet Konağı önünde gerçekleştirilen törene, Artvin Valisi Mustafa Yemlihalıoğlu, Belediye Başkanı Emin Özgün, Garnizon Komutanı Albay Mustafa Erdem ile Cumhuriyet Başsavcısı Cafer Güven Kara, öğrenciler ve yurttaşlar katıldı. Öğrencilerin şiirler okuduğu tören, folklor gösterileri sonrası yapılan geçitle sona erdi. Ordu Ordu'daki törenler Bahçelievler Mahallesi'ndeki tören alanında gerçekleştirildi. Vali Orhan Düzgün, Garnizon Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Celal Çürek ve Belediye Başkanı Seyit Torun halkı selamladı. Vali Düzgün'ün konuşmasının ardından kutlamalar halk oyunları gösterisi, şiirlerin okunması ve tören geçişi ile son buldu. Bu arada, sağanak yağış altında yapılan kutlamalarda Vali Düzgün'ün isteği doğrultusunda öğrenciler kortej yürüyüşünden çıkarıldı. Bingöl Bingöl'deki törenlerde soğuk ve yağışlı hava etkili oldu. Bingöl Şehir Stadı'nda düzenlenen törende konuşan Vali İrfan Balkanlıoğlu, 1920'li yıllarda Türkiye'nin bütün topraklarının işgal altında olduğunu anımsatarak, Büyük Önder Mustafa Kemal'in komutasındaki kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, Türk Milletini adeta ''yoktan var ederek', yeniden dünya sahnesine çıkartarak Cumhuriyeti ilan ettiğini söyledi. Törende daha sonra Cumhuriyet Haftası etkinliklerinde resim, şiir, kompozisyon ve spor yarışmalarında dereceye girenlere ödülleri verildi. Soğuk ve yağışlı hava altında törenin bitmesini bekleyen öğrencilerin, yağmurdan korunmak için taşıdıkları bayrak ve okul afişlerini şemsiye niyetine kullandıkları gözlendi. Tören sırasında 49. Motorlu Piyade Tugay Komutanlığı'ndan kalkan helikopterler stadyumunun üzerinde gösteri uçuşu yaptılar. Iğdır Iğdır'da Vali Saim Saffet Karahisarlı, Belediye Başkan Vekili Ahmet Güven, Garnizon Komutanı Kıdemli Albay Ernail Keleş ile birlikte yurttaşların bayramını kutladı. Zübeyde Hanım Bulvarı'ndaki törende, Vali Karahisarlı, Türk milletinin Cumhuriyetle birlikte ulusal bir devletin onurlu, özgür düşünen ve eşit haklara sahip yurttaşları haline geldiğini belirtti. Törende daha sonra şiirler okunurken, Halk Eğitimi Merkezi halk oyunları ekibi de folklor gösterisi sundu. Bu arada, Iğdır Kız Meslek Lisesi'nin hazırladığı kolbastı gösterisi büyük ilgi gördü. Töreni izlemeye gelen öğrenciler ile yurttaşlar kendi aralarında kol bastı oynadı. Cumhuriyet koşusunda dereceye girenlere ödüllerinin verilmesinin ardından tören geçit resmiyle sona erdi. Kars Kars'taki törende, Vali Ahmet Kara, Belediye Başkanı Nevzat Bozkuş ve Tugay Komutanı Tuğgeneral Mete Salt ile birlikte yurttaşların bayramını kutladı. Konuşmaların ardından, Cumhuriyet koşusunda dereceye girenlere ödül verildi. Gül Ahmet Aytemiz Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin müzik dinletisi ve şiirlerin okunmasıyla devam eden tören, halk oyunları gösterisi ve geçit resmiyle sone erdi. Bu arada, tören alanının karşısına asılan ''Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye'' pankartı da yurttaşların ilgisini çekti. Muş Muş Valisi Erdoğan Bektaş'ın makamında tebrikleri kabul etmesi ile başlayan kutlamalara hava muhalefeti nedeniyle Muş Atatürk Spor Salonu'nda devam edildi. Vali Bektaş, burada Belediye Başkanı Necmettin Dede, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Burhanettin Aktı ile birlikte yurttaşların bayramını kutladı. Günün anlam ve önemi üzerine konuşan Bektaş, vatanın bütünlüğünü ve milletin bağımsızlığını tehlikede gören Ulu Önder Atatürk'ün önderliğinde yüce ulusun giriştiği var olma mücadelesinden zaferle çıkışın ardından kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nin 86. kuruluş yıl dönümünü kutlamanın büyük coşku ve sevincinin yaşandığını belirtti. Törende daha sonra öğrenciler tarafından Cumhuriyetin anlam ve önemini belirten şiirler okundu. Tören, halk oyunları ekiplerinin gösterilerinin ardından şiir ve kompozisyon yarışmasında dereceye giren öğrenciler ile Cumhuriyet koşusunda dereceye giren sporculara ödüllerinin verilmesiyle sona erdi. Erzincan Erzincan'da Ordu Caddesi üzerinde başlayan törenlerde geniş güvenlik önlemleri alındı. Protokole yakın bir alana Jammer cihazı yerleştirildi. Vali Abdulkadir Demir, törende yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, Cumhuriyet'in ilanıyla, milletin ise Atatürk'ün aydınlattığı yolda, O'nun gösterdiği hedef doğrultusunda ilerlemesini sürdürdüğünü söyledi. Demir, Türk Milleti'nin Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte başka milletlere de yol gösteren, dünyada hayranlık uyandıran, saygın ve güçlü kılan yönüyle, tarihteki yerini aldığını dile getirdi. Törende Türkiye'nin Cumhuriyet öncesi ve sonrası konulu küçük tiyatro gösterisi düzenlendi. Öğrencilerin şiir okumaları, halk oyunları ekiplerinin gösterilerinden sonra tören geçit resmiyle sona erdi. Sarıkamış Kars'ın Sarıkamış ilçesinde, soğuk ve yağışlı hava nedeniyle kutlama töreni Gençlik Spor İlçe Müdürlüğü'ne ait spor salonunda düzenlendi. Sarıkamış Kaymakamı Ahmet Altunbaş, Cumhuriyet'in ilanının 86. yılını birlikte kutlamanın mutluluğu, coşku ve heyecanını yaşadıklarını belirterek, olumsuz hava koşullarından dolayı töreni spor salonunda yapmak zorunda kaldıklarını söyledi. Konuşmanın ardından, şiirler okundu, halk oyunları gösterileri yapıldı. Cumhuriyet Bayramı etkinliklerinde Kaymakam Altunbaş ve Belediye Başkanı İlhan Özbilen, öğrencilerle birlikte davul zurna eşliğinde halay çekti. Edirne Trakya Üniversitesi (TÜ) Rektörlüğünün bulunduğu bölgedeki Lozan bahçesine, 86. yıl ''Cumhuriyet fidanı'' dikildi. TÜ Rektörü Prof. Dr. Enver Duran, Cumhuriyet'in 86. kuruluş yıl dönümü nedeniyle düzenlenen etkinlikte, törene katılanlarla çok anlamlı bir günde bir araya geldiklerini belirtti. Daha sonra Edirne Valisi Mustafa Büyük, 54. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Paşa Özden, Belediye Başkan Vekili Namık Kemal Döleneken ve Edirne Emniyet Müdürü Mehmet Yazıcı Lozan Anıtı'nın da bulunduğu bahçeye Cumhuriyet fidanı dikti. Karabük Karabük Necmettin Şeyhoğlu Stadı'ndaki tören, Vali Nurullah Çakır, Belediye Başkanı Rafet Vergili ve Garnizon Komutanı Jandarma Albay Ufuk Nayır'ın, halkı selamlamasıyla başladı. Çakır, törende yaptığı konuşmada, cumhuriyet idaresinin, Türk milletine bırakılmış en büyük miras ve vazgeçilmez bir değer olduğunu söyledi. Etkinlikler, öğrenciler, bazı sivil toplum kuruluşları, kamu kurumları, askeri birlik ve emniyet güçlerinin katıldığı tören geçidi ile sona erdi. Bartın Bartın'da Davut Fırıncıoğlu Caddesi'ndeki tören, Vali İsa Küçük, Garnizon Komutanı Deniz Kıdemli Albay Salih Armağan Kurgan ve Belediye Başkanı Cemal Akın'ın, askeri araçla halkı selamlamasıyla başladı. Daha sonra, şiir ve kompozisyon yarışmalarında dereceye giren öğrencilere protokol tarafından ödülleri verildi. Tören alanının önünden geçmek isteyen simit satıcısı Dursun Şener ile zabıta görevlisi arasında kısa süreli arbede yaşandı. Öğrenci ve askeri birliklerin yanı sıra kamu kurum ve kuruluşların araçları da bayraklarla tören geçişinde bulundular. Balıkesir Balıkesir'deki etkinlikler, Vali Yılmaz Arslan, Belediye Başkanı İsmail Ok ve Garnizon Komutanı Korgeneral Adem Huduti'nin Valilik'te tebrikleri kabul etmesiyle başladı. Atatürk Stadyumu önündeki kutlamalara ise binlerce yurttaş eşlik ederek, Cumhuriyet coşkusuna ortak oldu. Vali Arslan, törende yaptığı konuşmada, Türkiye Cumhuriyeti'nin 86 yıllık serüveninin, bir başarı ve uygarlaşma öyküsü olduğunu belirterek, Türkiye'nin, İslam dünyasının tek laik ve gerçek anlamda demokrat ülkesi olduğunu vurguladı. Yalova Yalova'da, Atatürk Stadyumu'ndaki törende, Vali Yusuf Erbay, Belediye Başkanı Yakup Koçal ve Karamürselbey Eğitim Merkezi Komutanı Tuğamiral Şükrü Korlu, yurttaşları selamladı. Vali Erbay, törende yaptığı konuşmada, her zamankinden daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Öğrenciler tarafından okunan şiirler ve halk oyunları gösterilerinin ardından kutlamalar, tören geçişiyle sona erdi. Bu arada, Karamürselbey Eğitim Merkezi Komutanlığı Deniz Astsubay Meslek Yüksek Okulu'na bağlı askerler tören geçişi yaptığı sırada, Belediye Başkanı Yakup Koçal'ın gözyaşlarına hakim olamadığı gözlendi. Kocaeli Kocaeli'de, Vali Gökhan Sözer, Muharebe Hizmet Destek Eğitim ve Garnizon Komutanı Korgeneral Selahattin Uğurlu ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu Valilikte tebrikleri kabul etti. Daha sonra Doğukışla Parkı'nda devam eden törende saygı duruşu yapıldı, İstiklal Marşı okundu. Vali Sözer, Korgeneral Uğurlu ve Belediye Başkanı Karaosmanoğlu askeri birlikler, öğrenciler ve yurttaşların bayramını kutladı. Öğrenciler tarafından düzenlenen halk oyunları ve oratoryo gösterileriyle devam eden kutlamalarda konuşan Sözer, 29 Ekim 1923'ün bir ülkenin yeniden kurtuluşunun, kuruluşunun kutlu tarihi olduğunu belirterek, Atatürk'ün ''en büyük eseri'' olarak kurulan, çağların büyük devrimi ve en büyük atılımı olduğunu söyledi. Manisa Manisa Valisi Celalettin Güvenç, ''Birlik ve beraberliğimizi ve güçlendirdiğimiz müddetçe, bizi hiçbir millet ve ülkenin, özgürlüklere giden yolumuzdan döndüremeyeceğini bilmeliyiz'' dedi. Tören öncesi Vali Güvenç, makamında Tugay Komutanı Tuğgeneral Mustafa Şenol ve Belediye Başkanı Vekili Azmi Açıkdil ile tebrikleri kabul etti. Daha sonra Valilik önündeki törenlere geçildi. Ödül törenin ardından çeşitli okullarda öğrenciler günün anlam ve önemini belirten şiirler okudular. Törende askeri bandonun yerini almasının ardından, öğrenciler ellerinde Türk bayraklarıyla resmi geçit yaptı. 29 Ekim 2009
620658
Rumlardan Türkiye'ye suçlama
İBRAHİM KARAGÜL AKİF EMRE Rumlardan Türkiye'ye suçlama BRÜKSEL () Kıbrıs Rum Kesimi Dışişleri Bakanı Markos Kyprianou bugün Brüksel'de Avrupa Politika Merkezi'nin (EPC) konuğu olarak bir panelde yaptığı konuşmada adadaki müzakerelerde ikincil konularda anlaşmalar sağlandığını ancak birincil konularda hala görüş ayrılıkların sürdüğüne işaret ederek Türkiye'yi yapıcı bir rol oynamamakla suçladı. Konfederasyon yaklaşımına karşı olduklarını yineleyen Kyprianou, federasyon temelinde uzlaşılırsa gelecek sene kapsamlı bir uzlaşı olabileceğini belirtti. "AB--Türkiye ilişkileri" başlıklı konferansın konuşmacısı olan Kyprianou Türkiye'nin AB üyeliği konusunda engelleme yapmadıklarını tersine bu konuda bir planına sahip olmadıklarını ve Türkiye'yi AB'de görmek istediklerini ifade ederek, "İstesek defalarca engelleyebilir her noktada sorun çıkarabilirdik. Tersine biz hep yapıcı olduk. Ancak Türkiye'nin ekstra ayrıcalıklar beklememesi gerekli. AB'nin Türkiye'ye değil Türkiye'nin AB'ye göre kendisini ayarlaması ve uyarlaması gerekli. AB'nin Türkiye'ye Türkiye'nin AB'ye olduğundan daha fazla ihtiyacı olduğu doğru değil. Unutmayın ki AB'ye üye olmak isteyen Türkiye'dir. Türkiye komşularıyla ve AB üyesi devletlerle ilişkilerini uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde ilerletmelidir. Hiçbir aday ülke kendi standartlarını ve koşullarını AB'ye dayatamaz. Aralık 2004'te varılan karar üyelik sürecinin başlamasıdır, üyeliğin kendisinin başlaması değil. Top artık Türkiye'dedir. Türkiye teknik nedenlerle değil politik neden ve istekle süreçteki sorumluluklarını yerine getirmemektedir. Biz Kıbrıs olarak Türkiye'yi cezalandırmaya çalışmıyoruz çünkü bundan bir kazancımız olamaz. Ancak Türkiye'ye ayrıcalık göstermemiz de beklenemez. Biz Avrupalı bir Türkiye istiyoruz. Avrupalı Türkiye herkesin menfaatinedir" diye konuştu. Aralık ayına kadar Türkiye'nin Kıbrıs konusundaki yükümlülüklerini yerine getirmesini beklediklerini dile getiren Kyprianou bunun olmamasının çeşitli sonuçlar doğacağını belirterek bu sonuçların ne olduğu sorusuna ise net bir yanıt vermekten kaçındı. AB üyeliğe ile ilgili bir yaptırımın kastedilmediğini söylemekle yetinen Kyprianou, değişen Türk dış politikasına da atıfta bulunarak Ermeniler ve Kürtlerden sonra Kıbrıs konusunun da doğal olarak sırada olduğunu düşündüklerini kaydetti. Güney Kesimi'nin sınır problemleri olmasına karşın AB üyeliğine alınmasını ayrıcalık olarak nitelendirip nitelendirmediği sorusunu ise Kyprianou, "Kıbrıs adası AB'ye bir bütün olarak üye olmuştur. Adada ulaşılamayan bölgeler vardır. Bu nedenle de sınır sorunundan kaynaklanan herhangi bir ayrıcalık söz konusu değildir" diyerek cevapladı. 29.10.2009 DÜNYA
620649
Cem Garipoğlu Silivri Cezaevi'nde
: Cem Garipoğlu Silivri Cezaevi'nde Yayına Giriş: 29.10.2009 12:14:09 Güncelleme: 29.10.2009 12:14:09 Münevver Karabulut'un katil zanlısı Cem Garipoğlu, tutuklandığı 17 Eylül günü, yaşı 18'den küçük olduğu için Maltepe Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ne konulmuştu. 43 gün çocuk cezaevinde kalan Garipoğlu, burada yeni koğuşuna yerleştirildi.
620168
Türkiye Kupası'nda tur atlayan takımlar
Futbolda Ziraat Türkiye Kupası'nda bugün 14 karşılaşma oynandı. Bugün oynanan karşılaşmalar sonucunda Galatasaray, Ankaragücü, Denizlispor, İstanbul Büyükşehir Belediyespor, Manisaspor, Kasımpaşa, Antalyaspor, Eskişehirspor, Bursaspor, Tokatspor, Denizli Belediyespor, Tarsus İdmanyurdu, Orduspor ve Konya Şekerspor kupada gruplara kalan takımlar oldu. Kupada yarın Altay-Samsunspor ve Kasım Çarşamba günü Giresunspor-Çaykur Rizespor karşılaşmaları yapılacak. Ziraat Türkiye Kupası'nda bugün oynanan karşılaşmalarda alınan sonuçlar şöyle: Galatasaray-Bucaspor......................................(2 1) Diyarbakırspor-Tursus İdmanyurdu..........................(0 1) Ankaragücü-Karşıyaka......................................(3 2) Denizlispor-Gaziantepspor.................................(4 1) İstanbul Büyükşehir Belediyespor Gençlerbirliği........ (5 3) Kayserispor Manisaspor..................................(2 4) Kasımpaşa Kayseri Erciyesspor:..........................(4 1) Mersin İdmanyurdu Antalyaspor...........................(6 7) Yalovaspor Eskişehirspor................................(1 3) Güngören Belediyespor Bursaspor.........................(0 1) Tokatspor Ankaraspor....................................(3 2) Denizli Belediyespor Kastamonuspor......................(2 1) Orduspor Belediye Vanspor...............................(1 0) Konya Şekerspor Adanaspor...............................(3 2) TOKATSPOR: ANKARASPOR: 2 Stat: Gaziosmanpaşa Hakemler: Adem Sarıtaş xx, Özgür Ertem xx, Mehmet Kaan Bülbül xx Tokatspor: Ergin xx, Taner xxx, Gökalp xx, Fatih Ciminli xxx, Arif xx (Dk. 83 Yasin ?), Adem xxx, Aşkın xxx, Ogün xx, Şahin xxx, Kerem xx (Dk. 90 Oğuz?), Yaşar xx (Dk. 90 Mert ?) Ankaraspor: Süleyman xx, Serdar xx (Dk. 65 Aytaç xx), Abdullah xx, Emre xx, Volkan xx, Orhan xx, Uğur xx (Dk. 66 Mustafa xx), Mehmet xx (Dk. 78 Burak x), Anıl xx, Umut xx, Neca xxx Goller: Dk. ve 80 Neca (Ankaraspor), Dk. 24 Yaşar, Dk. 55 Kerem (penaltıdan), Dk. 61 Fatih Ciminli (Tokatspor) Sarı kart: Dk. 44 Fatih Ciminli (Tokatspor) ORDUSPOR: BELEDİYE VANSPOR: Stat: 19 Eylül Hakemler: Zafer Koçbay xxx, Gökmen Arda xxx, Fahri Aksoy xxx Orduspor: Onur xx, Jerrry xxx, Hakan xx, Erol xx, Emre xx, Alaattin xx, Fatih Şen xx, Mehmet Ayaz (Dk. 58 Rıza Şen x), Müslüm xx, Murat xx (Dk. 67 İrfan xx), Günay xx (Dk. 90 Hüsamettin ?) Belediye Vanspor: Özcan xx, Gökhan xx, Cem xx, Murat x, İlhan x, Turan xx, Erkan xx, Burhan xx, Yavuz (Dk. 76 Kadir x), Serdar xx, Ali xx (Dk. 82 Evren ?) Gol: Dk. 71 Müslüm (Orduspor) Sarı Kart: Dk. 21 Alaattin, Dk. 29 Müslüm x, Dk. 85 Jerry (Orduspor) Kırmızı Kart: Dk. 80 Müslüm (Orduspor) KONYA ŞEKERSPOR: ADANASPOR: Stat: Recep Konuk Hakemler: Mete Kalkavan xx, Sedat Etik xx, Erkan Akbulut xx Konya Şekerspor: Ziya xx, Kadir xxx (Dk. 65 Samed Maviş xx), Gökhan x, Onur Akbay xxx, Hasan xxx, Samet Gören xxx, Rıdvan xx, Serkan xxx, Muhammet xxx, Cafercan xx (Dk. 90 Ahmet Turan ?), Murat xxx (Dk. 80 Anıl x) Adanaspor: Zülküf xxx, Koray xx, Ersan x, Oğuz xx, Anıl xxx, Onur Acar xx (Dk. 65 İlyas x), İlhan xx (Dk. 46 Marc xxx), Fevzi xxx, Sinan (Dk. 33 Recep xx), Metin x, Emre xx Goller: Dk. 22 Emre, Dk. 70 Marc (Adanaspor), Dk. 64 ve Dk. 77 Murat, Dk. 83 Muhammet (Konya Şekerspor) Sarı Kartlar: Dk. 20 Sinan, Dk. 31 Emre, Dk. 45 İlhan, Dk. 55 Onur (Adanaspor), Dk. 49 Cafercan, Dk. 90 Samet Gören, Dk. 90 Samed Maviş (Konya Şekerspor) Kırmızı Kart: Dk. 31 Ersan (Adanaspor) YALOVASPOR: ESKİŞEHİRSPOR: Stat: Atatürk Hakemler: Hakan Ceylan xx, Alper Ulusoy xx, Şenol Ersoy xx Yalovaspor: Erşen xxx, Mülayim xx (Dk. 66 Osman x), Mustafa xx, Ramazan xx (Dk. 56 Ferit x), Tevfik xxx, Volkan xxx, Polat xx, Ozan xxx, Haluk xx, Bilal xx, Cemal (Dk. 46 Tunahan x) Eskişehirspor: Atilla xx, Sezgin xx, Vucko xx, Saffet x, Koray (Dk. 46 Doğa x), Volkan xxx, Bülent Ertuğrul xx, Ragıp xx (Dk. 98 Adem xxx), Bülent Kocabey xx (Dk. 69 Murat xx), Burak Yılmaz xxx, Mehmet Yılmaz xx Normal Süre: 1-1 Goller: Dk. 89 Ozan (Yalovaspor), Dk. 12 Burak Yılmaz, Dk. 109-118 Adem (Eskişehirspor) Sarı Kart: 34 Tevfik (Yalovaspor) GÜNGÖREN BELEDİYESPOR: BURSASPOR: Stat: Mimar Yahya Baş Hakemler: Nihat Akman xx, Mehmet Şahan Yılmaz xx, Şeref Basmacı xx Güngören Belediyespor: Harun xxx, Celal xx, Seçkin xx, Abdullah xx, Mustafa x, Ersin x, İlkay xx, Hakan xx, Turan xx, Cüneyt (Dk. 60 Bülent x), Hamza Bursaspor: Yavuz xx, Ramazan xx (Dk. 46 Ali xxx), Tuna xx, İbrahim xx, Mustafa xxx, Veli xxx, Kirita xx, Bekir Ozan xxx, Ozan xx, Batalla (Dk. 46 Turgay xx), Tadeu xx (Dk. 87 Volkan x) Gol: Dk. 83 Tadeu (Penaltıdan) (Bursaspor) Sarı Kartlar: Dk. 19 Mustafa, Dk. 40 Abdullah, Dk. 84 Ersin (Güngören Belediyespor) KASIMPAŞA: KAYSERİ ERCİYESSPOR: Stat: Recep Tayyip Erdoğan Hakemler: Çağatay Şahan xx, Serhat Malkoç xx, Engin Erdem xx Kasımpaşa: Fırat xx, Ali Güneş xxx (Dk. 54 Murat xx), De Souza xx, Barış xx, Ergün xx, Keller xxx, Yekta xxx, Sedat xx, Erhan xx (Dk. 70 Şahin xx), Gökhan xxx, Cenk xx (Dk. 77 Moritz xxx) Kayseri Erciyesspor: Ali x, Kamil x, Kemal x, Oğuzhan (Dk. 60 Mangoung x), Rıdvan xx (Dk. 68 Erhan x), Selçuk xx, Altan xx (Dk. 76 Emre x), Ümit xx, Mehmet xx, Aytek x, Halim xx Goller: Dk. 12 ve 31 Gökhan, Dk. 80 ve 89 Moritz (Kasımpaşa), Dk. 34 Halim (Kayseri Erciyesspor) Sarı Kart: Dk. 90 artı Keller (Kasımpaşa) MERSİN İDMANYURDU: ANTALYASPOR: Stat: Tevfik Sırrı Gür Hakemler: Hüseyin Sabancı xxx, Ali Saygın Ögel xxx, Birol Güldane xxx Mersin İdmanyurdu: Levent xxx, Aytekin xxx, Nurullah xxx, Ahmet xxx, Tunç xx (Dk. 110 Caner x), Mehmet xx (Dk. 79 Sami xx), Ozan xxx, Zafer xx, Can xx, Faruk x, Sertaç xx (Dk. 78 Ramazan xx) Antalyaspor: Polat xx, Şenol xx, Musa xx, Balili (Dk. 86 Djıehoua xx), Sedat xx, Jedinak xxx, Ahmet (Dk. 60 Ali Zitouni xx), Veysel xx, Ertuğrul xx, Tita xxx, Korhan (Dk. 70 Hakan xx) Goller: Dk. 57 Ahmet, Dk. 71 Tunç (Mersin İdmanyurdu), Dk. 16 ve 75 Jedinak (Antalyaspor) Sarı Kartlar: Dk. 71 Tunç, Dk. 84 Nurullah (Mersin İdmanyurdu), Dk. 49 Ahmet, Dk. 64 Korhan, Dk. 90 Djıehoua (Antalyaspor) DENİZLİ BELEDİYESPOR: KASTAMONUSPOR: Stat: Doğan Seyfi Atlı Hakemler: Hasan Kılıçoğlu xx, Gökhan Osman Yamar xx, Murat Temel xx Denizli Belediyespor: Sofu xxx, Cengiz xx, Ersin xx, Hasan xx, Ahmet xx, Cem xx, Ali Helvacı xx (Dk. 69 Deniz x), Fatih xx (Dk. 77 İsmail Baydil x), Barış xxx, Burak Küçüköner xx (Dk. 59 Çağrı x), Ali Kemal Kastamonuspor: Doğan xx, Uygar xx, Onur x, Fırat xx, Göktuğ xx (Dk. 88 Volkan xx), Aykut xx, Çağatay xx, Vedat xx (Dk. 73 Serhat x), Timur xx, Sinan xx, Uğur xx (Dk. 63 Selahattin x) Goller: Dk. Fatih (penaltıdan), Dk. 115 Barış (Denizli Belediyespor), Dk. 90 Volkan (Kastamonuspor) Sarı Kartlar: Dk. Onur, Dk. Fırat, Dk. Göktuğ, Dk. 118 Sinan ve Doğan (Kastamonuspor), Dk. Cem, Dk. 10 Ali Kemal, Dk. 49 Burak, Dk. 65 Çağrı, Dk. 75 Ersin, Dk. 90 Cengiz, Dk. 90 Sofu, Dk. 90 Ahmet (Denizli Belediyespor) Kırmızı Kart: Dk. 49 Ali Kemal (Denizli Belediyespor) KAYSERİSPOR: MANİSASPOR: Stat: Kadir Has Hakemler: Zafer Demir xx, Alpaslan Dedeş xx, Süleyman Özay xx Kayserispor: Souleymanou xxx, Durmuş xx (Dk. 77 Bilal Aziz xx), Merter xx, Cangele (Dk. 46 Olembe x), Makukula xx, Troisi xx, Aydın xxx, Hakan xx, Serdar xx, Mehmet Eren xx, Furkan (Dk. 58 Savaş x) Manisaspor: İlker xxx, Yiğit İncedemir x, Mehmet x, Kalabane xxx, Yiğit Gökoğlan xx (Dk. 97 Fatih x), Ouedraogo xxx, Kemal, Dilaver xxx (Dk. 63 Güven), Hüseyin xx, Ergin xx (Dk. 103 Isaac x), Yaser xx Goller: Bilal Aziz, Aydın (Kayserispor), Isaac, Fatih, Yiğit İncedemir, Kemal (Manisaspor) Sarı kartlar: Dk. Durmuş, Dk. 32 Mehmet Eren, Dk. 90 Aydın (Kayserispor) Dk. 70 Yiğit İncedemir, Dk. 95 İlker (Manisaspor) DENİZLİSPOR: GAZİANTEPSPOR: Stat: Atatürk Hakemler: Fethi Serkan Koçak xx, Fatih Kalaycı xx, Muharrem Yılmaz xx Denizlispor: Cenk xxx, Burak xx, Roberts xxx, Bangoura (Dk. 66 Emin xx), Braga xxx, Mehmet xx, Güray xxx, Koffi xxx, Fatih xx (Dk. 74 Berberoviç xx), Çağlar xx (Dk. 55 Murat xxx), Angelov xxx Gaziantepspor: Recep x, Murat xx, Zurita xx, Serdar xx (Dk. 97 Linz x), Erman xx (Dk. 70 Hakan x), Beto (Dk. 23 Jorginho x), Tolga xx, Olcan xx, Ivan De Souza xx, Julio Cesar Correa xx, Julio Cesar De Souza Goller: Dk. 94, Roberts, Dk. 100 Koffi, Dk. 101 ve 103 Angelov(Denizlispor), Dk. 105 Olcan(Gaziantepsor) Sarı Kartlar: Dk 29 Angelov Dk. 45 Burak, Dk. 90 Braga, Dk. 105 Berberoviç(Denizlispor), Dk. 31 Tolga, Dk. 111 Zurita(Gaziantepsor) ANKARAGÜCÜ: KARŞIYAKA: Stat: 19 Mayıs Hakemler: Erbay Aldemir xx, Neşet Merdin xx, Volkan Akçit xx Ankaragücü: Senecky x, Elyasa xx, Ediz xx, Koray x, Broggi xx, Theo xx, Hürriyet xx, Murat xx, Ceyhun xx (Dk. 60 Mehmet x), Meye xxx, Metin xx (Dk. 38 Vassell x) (Dk. 80 Emre x) Karşıyaka: Necati x, Ayhan xx, Saffet xx, Fuat xx, Serkan xx, Erçağ (Dk. 53 Köksal x), Kıvanç xx, Aykut xx (Dk. 65 Mutlu xx), Taha x, Emrah xxx (Dk. 80 Tisdell x), Okan xx Goller: Dk. ve 82 Meye, Dk. 22 Metin (Ankaragücü), Dk. 25 ve 66 Emrah (Karşıyaka) Sarı kartlar: Dk. 26 Elyasa, Dk. 30 Ceyhun, Dk. 49 Ediz, Dk. 87 Koray (Ankaragücü), Dk. 84 Serkan, Dk. 90 Fuat (Karşıyaka) DİYARBAKIRSPOR: TARSUS İDMANYURDU: Stat: Atatürk Hakemler: Mustafa Öğretmenoğlu xx, Hüseyin Fidan xx, Serkan Çimen xx Diyarbakırspor: Gökhan xx, Erdinç xx, Ümit xx, Ersin xx, Larsen xx, Ayman xx, Burak xxx, Erhan Şentürk xx, Erhan Şen xx, Desire xx, İbrahim xx (Erdal xx) Tarsus İdmanyurdu: Abdulkadir xx, Nedim xx, Fikret xx, Gökhan xx, Ömer Faruk xx (Dk. 83 Ferhat ?), Fatih xx, Özcan xx, Yusuf xx (Dk.80 Şenol ?), Sinan xx (Dk. 46 İsmail xx), Ali xx, Kadir xx Gol: Dk. 89 Şenol (penaltı) (Tarsus İdmanyurdu) Sarı Kartlar: Dk. 26 Nedim, Dk. 69 Kadir (Tarsus İdmanyurdu), Dk. 76 Erhan Şentürk (Diyarbakırspor) AA
619920
Islak imzalı belge Lahika 1'in ana planı
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER Islak imzalı belge Lahika 1'in ana planı İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nının içinde yeralan “Genel Durum Değerlendirmesi” başlıklı rapor, daha önce yayınlanan Lahika adlı raporun ana metni çıktı. ERGUN ÇOLAKOĞLU MURAT AKSOY İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nı savcılara gönderen subayın, bu belge ile birlikte gönderdiği 1700-07 HRK sayı başlığı ile hazırlanan 'Genel Durum Değerlendirmesi'nin eklerinde ilginç bir ayrıntı ortaya çıktı. Mektuba eklenen bilgiler arasında yer alan EK-A (Bilgi Destek Planı)'nın daha önce Lahika adıyla yayınlanan “Bilgi Destek Planı” olduğu belirlendi. Genelkurmay Başkanı'nın emri ve Harekat Başkanı Korgeneral Nusret Taşdeler imzasıyla, 1700-07 HRK sayı başlığı ile hazırlanan “Genel Durum Değerlendirmesi”nin eklerinde yer alan EK-A (Bilgi Destek Planı)'nın daha önce yayınlanan Lahika adıyla yayınlanan “Bilgi Destek Planı” olduğu ortaya çıktı. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın emri ile hazırlanan “Genel Durum Değerlendirmesi” raporunda, 22 Temmuz 2007 seçimlerinin Türkiye için bir milat olduğu belirtilmiş ve TSK'nın inandırıcılığını yitirdiği, gücünü kaybettiği tespitleri yer almıştı. 29.10.2009 GÜNDEM
621055
Askeri tören aracı arızalanınca...
Cumhuriyet'in 86. kuruluş yıl dönümü, tüm yurtta olduğu gibi Edirne'de de coşkuyla kutlandı. Törenler sabah saatlerinde Atatürk Anıtı'na çelenklerin konulmasıyla başladı. Ardından kutlamaların Talatpaşa Bulvarı üzerindeki bölümünü geçildi. Edirne merkezde bulunan bütün okulların tören anında yerini almasıyla birlikte protokol üyeleri gelmeye başladı. Edirne Valisi Mustafa Büyük, Belediye Başkanvekili Namık Kemal Döleneken ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Paşa Özen törendeki yerini aldı. Daha sonra halkın bayramını selamlama kısmına geçildi. Ancak burada bir aksilik yaşandı. Tören öncesinde alana getirilen askeri araç Vali, Belediye Başkanvekili ve Garnizon Komutanı'nın halkı selamlayacağı sırada arızalandı. Askerler ve polisler tarafından alandan itilen resmi tören aracındaki sorun giderilmeye çalışıldı. Törendeki programın aksamaması için yedekte bekletilen başka bir askeri araç getirildi. Tamir edilen araç çalıştırılarak tekrar alana getirildi. Ancak protokolün bineceği sırada tekrar arıza yaptı. Araç aynı şekilde alandan bir kere daha çekildi. Vali, Belediye Başkanvekili ve Garnizon Komutanı alana getirilen başka bir araçla halkı selamladı. Kutlamalarda günün anlam ve önemini belirten konuşmaların ardından öğrenciler tarafından şiirler okundu. Değişik dallarda derece alan öğrencilere ödüller verildi, öğrenci halk oyunları gösterisi yapıldı. Tören, öğrencilerin resmi geçidinin ardından sona erdi.
620142
Başbuğ’un mesajı ve son hamlenin hedefi
Fikret Bila YönBaşbuğ’un mesajı ve son hamlenin hedefi 29 Ekim Perşembe 2009 Önce Başkanı Orgeneral ’un Cumhuriyet Bayramı mesajına bakalım. Başbuğ, ’nin (TSK) duruşunu pekiştirdiği 29 Ekim mesajında dört vurgu yapıyor: 1- milli bir ordudur, toplumun her katmanını aynı ortamda buluşturur, 2- Vatandaşlık esasına dayalı Atatürk’ün milliyetçilik anlayışıyla ulus devlet yapısı sonsuza dek yaşatılacaktır, 3- Üniter devlet yapısıyla Türk milletinin ve yurdunun bölünmez bütünlüğünün teminatı olmaya devam edecektir, 4- Devleti’nin bölünmez bütünlüğüne ve ulusal birliğine kasteden çabalar karşısında, daima çelikten bir duvar gibi yükselecektir. Org. Başbuğ’un mesajı, kuşkusuz yaşanan son gelişmelerle ilintili. Yaptığı vurgular, son gelişmeler ışığında değerlendirildiğinde şunlar söylenebilir: 1- 29 Ekim mesajı da 30 Ağustos mesajı gibi TSK açısından “açılımın sınırları”nı belirliyor. 2- TSK içinde kamplaşmaya izin verilmeyeceği ve orduyu hedef alan kampanyaların ulusal birliğe, bütünlüğe yönelik “çabalar” olarak görüldüğü ve bu çabalara karşı durulacağını duyuruyor. Belgenin ve ihbarın hedefi İhbar mektubu ve ıslak imzalı olduğu öne sürülen belgenin savcılığa ve belli basın organlarına yansıması, genellikle, gündem değiştirme çabası olarak değerlendirildi. Bu değerlendirme, “Hükümet Habur’dan yansıyan manzaralarla tıkandı, toplumda çok büyük tepki oluştu, bu durumda, gündemi değiştirmek ve hedef tahtasına yeniden TSK’yı koymak için belge ve ihbar hamlesi yapıldı” görüşüne dayandırıldı. Belgenin ve ihbarın hükümete ve iktidar partisine “can simidi” olduğu yorumları yaygınlaştı. Acaba öyle mi? Bu ihbar ve belge iddiaları gerçekten Başbakan ’ı memnun eder mi? Başbakan Erdoğan, çok büyük bir siyasi risk alarak için düğmeye bastı. Habur’daki giriş ve sonrasında ise toplumda çok geniş ve sert bir tepki ortaya çıktı. Buna rağmen devam edileceğini belirtti. Böyle bir projeyi yaşama geçirmek ve Türk kamuoyuna kabul ettirmenin zorlukları ortada. Böyle bir ortamda Başbuğ’u ve TSK’yı hedef alan bir hamle Başbakan Erdoğan’ı neden memnun etsin ve neden can simidi olsun, sorusu akla geliyor. TSK toplumun en çok güven duyduğu kurumların başında geliyor. Özellikle ulusal birlik ve bütünlük konusunda TSK’ya güvendiği de açık. Hükümet, açılım gibi hassas bir konuda TSK’nın desteğini yanında hissettiği ve kamuoyuna hissettirdiği ölçüde ikna gücünü artıracağını bilmiyor olamaz. Bunu tahmin etmek için stratejist olmaya gerek yok. Bu durumda, eğer bu son hamle, “Açılım tıkandı, gündemi ve hedefi değiştirelim, hükümeti rahatlatalım” diye yapıldıysa yanlış bir hesaptır. Bu hamle böyle bir rahatlama sağlamaz. Amaç bu değilse, zaman, lideri ’ın söylediği gibi onu da aşan çok daha büyük bir hesaplaşma kararının yansımasıdır. Bir taşla üç kuş mu? Belge ve ihbar mektubuyla ilgili olarak askeri ve sivil soruşturma sürüyor. İşin hukuki boyutu yargı süreci sonunda ortaya çıkacaktır. Belge gerçek çıkarsa sorumluları hakkında yasaların ve yargı kararının gereği kuşkusuz yapılacaktır. Siyasi boyutuna baktığımızda ise bu hamlenin kimin işine yarayacağı sorusuna yanıt aramak gerekir. Bu hamlenin Org. Başbuğ’u sıkıştırarak, son dönemde uyumlu görünen sivil-asker ilişkilerini zedelemesi, Başbakan Erdoğan’ın arzu edeceği bir sonuç olmasa gerekir. Ayrıca belgesiz şekilde CHP’yi de darbe hazırlıkları içinde göstermeye çalışan birkaç cümlenin ihbar mektubuna sokuşturulmuş olması CHP lideri Baykal’ın hedef alındığını gösteriyor. Acaba “bir taşla üç kuş mu” sorusu da akla geliyor. (507 yazı)
620526
Liderler arasında soğuk rüzgar
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM'de kutlamaları kabul etti. Törene TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve kuvvet komutanları, Anamuhalefet Lideri Deniz Baykal, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Bakanlar Kurulu üyeleri, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Danıştay Başkanı Mustafa Birden ve çok sayıda milletvekili katıldı. Notlar Tören salonuna ilk önce Askeri kanat geldi. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve Kuvvet Komutanları tam kadro tören saatinden yaklaşık 15 dakika önce salonda hazır bulundular. Orgeneral Başbuğ ve kuvvet komutanları basına bir süre birlikte poz verdiler. Başbakan Erdoğan Meclis'e gelen ilk lider oldu. Ancak, tören salonuna girme yerine Meclis'teki makam odasına geçti. Başbakan'ın ardından CHP Genel Başkanı Deniz Baykal geldi. Baykal da tören alanına girmeden dışarıda bir süre CHP'li milletvekilleriyle sohbet etti. Sadece Baykal ve Başbuğ tokalaştı Liderlerin törene başlama saatinden erken gelmelerine rağmen, protokol yerlerine geçmediler. Başbakan Erdoğan törenin başlamasına birkaç dakika kala geldi. Hiç kimseyle tokalaşmadan direk protokoldeki yerine geçti. Orgeneral Başbuğ, Baykal ve Bahçeli'ye uzaktan yüzlerine bakmadan başıyla selamladı. Başbakan Erdoğan hiç kimseyle sohbet etmezken Orgeneral Başbuğ ile çok kısa bir sohbet etti. Siyasi liderlerin yüzlerinin asık olması dikkatlerden kaçmadı. Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezi Tören Alanı'ndaki 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına katılmak üzere TBMM'den ayrıldı. Tokalaşan tek siyasi lider Baykal oldu. Baykal ile Orgeneral Başbuğ törende tokalaşan tek isimler oldu. DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'ün katılmadığı törene DTP'den Sırrı Sakık, Hasip Kaplan ise tören salonunda hazır bulundular. "Cumhuriyet'i ileriye taşımakta kararlıyız" Öte yandan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM kutlamaları kabul ettikten sonra Meclis'ten ayrılırken gazetecilerle kısa bir sohbet etti. Herkesin bayramını kutlayan Gül, doğum gününü kutlayan gazetecilere de teşekkür etti. Gül, "Özel güne dair neler söylemek istersiniz" diye soran gazetecilere, "Cumhuriyet bayramı en büyük bayram dolayısıyla gururluyuz, bugün mutluyuz, Cumhuriyeti yakışır bir şekilde ileri taşımakta da kararlıyız" dedi. Gül, gazetecilerin domuz gribi salgınını hatırlatarak, "Bugünlerde tokalaşmak riskli ama siz epeyce tokalaştınız" sözlerine yanıt vermedi sadece gülümseyerek geçiştirdi. Gül, hipodroma geçti Cumhuriyet Bayramı'nın Hipodrom'daki kutlama töreni başladı. Saat 11.00'da Atatürk Kültür Merkezi tören alanındaki kutlamalarda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, tören kıtasını denetledi. Tören birliklerini denetlemesinin ardından Cumhurbaşkanı Gül, şeref tribünündeki yerini aldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yerini almasından sonra bayrak göndere çekildi ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından tören başladı. 29 Ekim 2009
621178
Erdoğan-Başbuğ görüşmesi sona erdi
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bugün saat 18.30'da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Sayın İlker Başbuğ'u kabul ederek, haftalık olağan görüşmesini gerçekleştirdi. Görüşme sonrası şu açıklama yapıldı: "Görüşmede ülke güvenliğine ilişkin konuların yanı sıra gündemde yer alan "İrticayla Mücadele Eylem Planı"na yönelik tartışmalar da değerlendirilmiştir. İddia edilen "Eylem Planı"na ilişkin soruşturma süreci, adli ve askeri yargı makamları tarafından, kendi görev ve yetki alanları kapsamında yürütülmektedir. Bu sürecin en kısa zamanda gerçeği ortaya çıkarması beklenmektedir. Bu süreçte herkese düşen görev, sürecin sonuçlanmasını beklemek; kişi ve kurumları hedef alan davranış ve yorumlardan kaçınmaktır." Başbakan Erdoğan ve Org. Başbuğ'un Başbakanlık Resmi Konutu'nda saat 18.20'de başlayan görüşmesi yaklaşık saat 20 dakika sürdü. Erdoğan ve Başbuğ'un haftalık görüşmesi, birkaç gün önce 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' üzerinde Albay Dursun Çiçek'in ıslak imzasının bulunduğu iddia edilen bir belge ve bir subay tarafından yazılan İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na gönderilen ihbar mektubuyla daha da önemli hale gelmişti. Genelkurmay Başbuğ, görüşme tamamlandıktan sonra saat 19.45 sıralarında Resmi Konut'tan ayrılarak Etiler Orduevi'ndeki resepsiyona geçti.
621072
Filistin Bakü'de elçilik açacak
İBRAHİM KARAGÜL AKİF EMRE Filistin Bakü'de elçilik açacak BAKÜ Azerbaycan'a resmi temaslarda bulunan Filistin yönetimi Dışişleri Bakanı Riyad El Malik, Bakü'de büyükelçilik açacaklarını söyledi. Riyad El Malik, iki günlük temasları çerçevesinde Bakü'de Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov'la görüştü. Görüşmeden sonra iki bakan, basın açıklaması düzenledi. Memmedyarov ve El Malik iki ülke arsında diplomatik ilişkilerin başlatılması konusunda anlaştıklarını ifade etti. Filistinli Bakan bu çerçevede Bakü'de büyükelçilik açacaklarını aktardı. Azerbaycan'la Filistin'in benzer sorunlarının olduğunu söyleyen Filistinli Bakan, Azeri meslektaşını ülkesine davet etti. Riyad El Malik, "Azerbaycan'ın işgal altındaki toprakların geri verilmesi süreci uluslararası örgütler düzeyinde sağlanmalıdır" dedi. El Malik, "Azerbaycan'ın da Filistin gibi topaklarının bir kısmı işgal edildi. Problemlerin çözümü için Hem BM, hem İKÖ, hem de başka uluslar arası örgütler düzeyinde birlikte çalışmalıyız." diye konuştu. Azeri Dışişleri Bakanı Memmedyarov da Bakü'nün bağımsız Filistin devletinin kurulmasını desteklediğini ve Orta Doğu'daki sorunların çözümüne katkı sağlamaya hazır olduğunu söyledi. 29.10.2009 DÜNYA
620514
K. Kore'nin füze denemesi başarısız
ABD tarafından finanse edilen "Radio Free Asia"nın kimliği açıklanmayan bir istihbarat kaynağına dayandırdığı haberde, kısa menzilli KN-02 tipi füzelerden ikisinin fırlatılışından kısa bir süre sonra denize düştüğü, diğer ikisinin hedeflerini şaşırdığı ve sonuncusunun da düzgün olarak fırlatılmadığı belirtildi. Güney Koreli askeri ve istihbarat yetkililerinin, bu bilgi hakkında yorum yapmak istemedikleri kaydedildi. Menzili 120 kilometre olan KN-02 tipi füzeler Sovyet yapımı SS-21 tipi füzelerin modifiye edilmiş bir versiyonu. Güney Kore Dışişleri Bakanlığı daha önce, Kuzey Kore'nin bu denemelerini kınamış ve denemelerin balistik füzelerle ilgili her türlü faaliyeti yasaklayan BM Güvenlik Konseyinin 1695, 1718 ve 1874 sayılı karalarına aykırı olduğunu açıklamıştı. Yonhap haber ajansı da, adı açıklanmayan Güney Kore hükümet kaynaklarına dayandırdığı haberinde, Kuzey Kore'nin doğu sahillerinden kısa menzilli füze fırlattığını duyurmuştu. AA
620761
Adıyaman'da kişide domuz gribi şüphesi
Adıyaman'da kişide domuz gribi virüsüne rastlandı. Adıyaman Sağlık Müdürü Mehmet Emin Taş, gazetecilere yaptığı açıklamada, hastanelerde domuz gribinden yatan hasta bulunmadığını, ancak domuz gribi şüphesi ile 82. Yıl Devlet Hastanesine gelen hastanın tahlil sonuçlarının pozitif çıkması nedeniyle tedavi altına alındığını, bu hastaların evlerinde dinlendiklerini söyledi. Adıyaman'da şu ana kadar domuz gribi şüphesiyle kişinin kan örneklerinin alındığını söyleyen Taş, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Test yapılan kişiden 2'sinde domuz gribi virüsüne rastlandı. Bu hastalara gerekli tedaviler uygulandı ve şu anda sağlık durumları iyi evlerinde istirahat ediyor. İl genelinde bütün hastanelerimizde domuz gribine karşı bütün önlemlerimiz aldık. Sağlık Bakanlığının talimatları doğrultusunda hastanelere girişlerde hastalara gerekli dezenfekte uygulanarak önlemlerimiz sürdürüyoruz. Adıyaman Valiliği, Sağlık Müdürlüğü ve İl Milli Eğitim Müdürlüğünün ortaklaşa yaptıkları çalışmalar sonrasında bugün okullar tatil ve ilaçlama çalışmaları devam ediyor. Sağlık çalışanlarımıza yapılmak üzere Bakanlıktan bin 600 adet aşı geldi ve ilk olarak bakanlığın talimatları doğrultusunda personellerimiz aşılanacak. Daha sonra kalan aşılar, ihtiyaç ve bakanlığın talimatları doğrultusunda kullanılacak. İlimizde endişe edilecek bir durum yok. Hastalığın tespit edildiği iki vakaya gerekli tedavileri yapıldı ve sağlık durumları şu anda çok iyi. Evlerinde istirahat ediyor.'' AA
620730
Gaziantep'te komşu kavgası: ölü, yaralı
Gaziantep'te, komşular arasında çıkan kavgada, 65 yaşındaki baba öldü, iki oğlu da yaralandı. Alınan bilgiye göre, Esentepe Mahallesi 30 Nolu Sokak üzerinde, aralarında bir süredir husumet bulunduğu öğrenilen Küçük ile Güneş aileleri arasında tartışma çıktı. Kavgaya dönüşen tartışmada, pompalı tüfekle Küçük ailesinin fertlerinin üzerine rastgele ateş açıldı. Açılan ateş sonucu, baba Musa Küçük (65) ile oğulları Cevdet (37) ile Ali Küçük (24) vücutlarının çeşitli yerlerinden yaralandı. Yaralılardan Musa Küçük, Gaziantep Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesine götürülürken yolda yaşamını yitirdi. Küçük'ün iki oğlu ise aynı hastanede tedavi altına alındı. Küçük ve oğullarına ateş ettiği iddia edilen Hüseyin G. ile eniştesi Menderes T, olayda kullanılan pompalı tüfekle birlikte yakalanarak gözaltına alındı. Olayla ilgili soruşturmanın sürdüğü bildirildi. AA
621011
Tüzmen Mersin'de dalış yaptı
Mersin'de, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 86. yıl dönümü kutlamalarına katılan Tüzmen, daha sonra AK Parti İl Başkanı Fatih Kısa ve yönetim kurulu üyeleriyle Atakent'teki Altınorfoz Oteli'ne gelerek, dalgıç elbiselerini giydi ve amatör dalgıçla birlikte denize daldı. Tüzmen, dalmadan önce gazetecilere yaptığı açıklamada, dalışla yorgunluk ve stresini atacağını belirterek, ''Dertleri denizde bırakacağım ve hava kabarcığı haline getireceğim. Biz devamlı açılım içindeyiz, deniz açılımımız ise hiç kapanmadı'' dedi. Akdeniz sahilinin batıya doğru, ileride en fazla gelişeceği yerin Mersin olacağını ifade eden Tüzmen, şunları söyledi: ''Mersin, önümüzdeki dönemde Türkiye'nin en önemli turizm merkezi haline gelecek. Kültürel ve tarihi değerler, coğrafi özellikler ve bütün doğal güzelliklerin en güzel parçasını Allah buraya bahşetmiş. Bize düşen, alt ve üst yapısını hazırlayıp, en iyi yere getirmek. Bunu gerçekleştireceğiz. Basının da katkısıyla, Mersin hizmet sektörü ve turizmde çok önemli noktalara gelecektir. 10-15 yataktan, milyon yatağa doğru yol alacağız. Bu iş seneler alacak ama bizler öncüleri olacağız.'' Mersin'in dalış merkezi olması yönünde de çalışmalar yapacaklarını kaydeden Tüzmen, ''Profesyonel dalgıçları getireceğiz. Burada dalış turizmini geliştireceğiz. Dalış turizmi için Türkiye'nin en temiz kıyıları ve Akdeniz'in en temiz sahili Mersin'de diyebiliriz'' dedi. Tüzmen, ''dalmak mı zor, siyaset yapmak mı zor'' sorusu üzerine, ''Denizin altı oldukça kolay, denizin üstünde kalmak zor. Denizin altı güvenli ancak denizin üstü kadar güvenli değil. Bana sorarsanız siyaset dalmaktan daha zor'' dedi. AA
620173
Kurtlar Vadisi'nin laneti mi?
Şebnem ÖZCAN yazdı... Didem Taslan, Nefise Karatay, Seray Sever, Yasemin Öztürk, Begüm Kütük, Sema Öztürk, İpek Tenolcay, Esra Harmanda, Hande Kazanova, Müge Ulusoy ve Tatyana bir zamanlar 'Kurtlar Vadisi'nin sivri dişli, yırtıcı dişi kurtlarıydı. "Ölümü her canlı tadacaktır" mantığıyla mürekkepli kalem yerine kanla yazı yazan senarist Raci Şaşmaz'ın kurbanı olduktan sonra adeta lanetlendiler. illet uğursuzluk, kara bir bulut gibi dişi kurtların üzerine çöküverdi. Aradan geçen yıllar içinde oynadıkları diziler tutmadı, zirvede kalamadılar. Şimdi çoğu işsiz, parasızlıktan inim inim inliyor. Biri arasa da iş teklif etse diye telefon başından ayrılmıyorlar. Bana kalırsa Tutankhamon'un laneti bile Kurtlar Vadisi'ninkinin yanında solda sıfır kalır. Hiç olmazsa Firavun Tutankhamon, mezarında kendisini rahat bırakmayanlardan öldürerek öç alıyor. Vadi'nin lanetiyse daha beter; öldürmüyor açlıktan süründürüyor. Dilerseniz, dişi kurtları birlikte hatırlayalım: Didem Taslan Memati'nin sevgilisi Gamze'yi canlandıran Didem Taslan, diziden kazandığı 40 milyardan olmamak için, üç yaz üst üste bikini giymedi, hatta gazeteciler fotoğrafını çekmesin diye, denize, ayaklarını bile sokmadı. Yine de ölümden kaçamadı. Diziden sonra yok oldu gitti. Nefise Karatay Necati Şaşmaz'ın sevgili kontenjanından diziye dahil olan Nefise Karatay uzun bir süre Vadi'de dişi kurtluk yaptı. Miladı dolunca da Raci Bey'in "Katli vaciptir!" fermanıyla katledildi. Vadi'den sonra 'M.A.T' adlı bir dizide oynadı fakat da yayından kaldırıldı. Nefise oyunculukta tutunamadı, uzun bir bekleme sürecinden sonra, sevgilisinin kanalında sanat programı sunmaya başladı. Yasemin Öztürk Yasemin Öztürk de torpille Vadi'deydi! Dizinin rüzgârıyla daha sonra 'Ezo Gelin', 'Havva Durumu', 'Yemin' ve 'Binbir Gece' adlı dizilerde oynadı ama hayal ettiği çıkışı bir türlü yakalayamadı. Şimdi ne mi yapıyor; valla bir gören varsa bana da söylesin? Sema Öztürk Vadi'de Jülide Toros olarak karşımıza çıktı. Bir süre sonra da ecelle tanıştı. Kurtlar Vadisi'nden sonra 'Gurbet Kuşları' adlı bir dizide oynadı, beğenilmedi. Seray Sever Seray, Kurtlar'ın lanetini iliğine kadar hissetti. Süleyman'ın bacısı 'Derya Çakır'ı canlandırmıştı. Derya da bir kumarhane baskınında öldü. Sever, dizinin ardından 'ABD'nin Yolları Taştan', 'Erkeksen Seyret', 'Sıkı Dostlar' ve 'Yalancı Romantik' adlı dizilerde oynadı, performansları fark edilmedi bile. Piyasadan şu anda çok uzakta, oyunculuğu bıraktı. Halkla ilişkiler yapıyor. İpek Tenolcay İpek Tenolcay da Süleyman Çakır'ın eşi Laz Ziya'nın kızı 'Nesrin Çakır' kimliğiyle epey sükse yapmıştı. Hatta gerçek hayatta Nesrin karakterinin Dündar Kılıç'ın kızı Alaaddin Çakıcı'nın eşi Uğur Çakıcı'yı anlattığı iddia edilmişti. Kimi oynarsa oynasın İpek'in canlandırdığı Nesrin de toprağa verildi. Tenolcay bu dizinin ardından altı yeni televizyon dizisinde oynadı, hiçbiri izlenmedi ve bitti. İpek Tenolcay da şimdilerde iş arıyor. BUGÜN
619709
Şans topu çekildi
Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünce düzenlenen Şans Topu oyununun bu haftaki çekilişinde, artı bilen kişi, 135 bin 31 TL 95'er Kr ikramiye kazandı. Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamaya göre, bilen 25 kişi bin 964 TL 55'er Kr, artı bilen 250 kişi 196 TL 90'ar Kr, bilen bin 946 kişi 16 TL 60'ar Kr, artı bilen bin 542 kişi 11 TL 15'er Kr, bilen 113 bin 553 kişi 2'şer TL, artı bilen 65 bin 430 kişi TL 60'er Kr, artı bilen 214 bin 462 kişi de TL 80'er Kr ikramiye alacak. Büyük ikramiye kazanan talihlilerden ikisinin, kuponlarını Ankara-Altındağ, diğerlerinin İstanbul-Bakırköy ve Bursa-Osmangazi'deki bayilerden yatırdıkları bildirildi. Bu haftaki çekilişte milyon 636 bin 749 TL 21 Kr ikramiye dağıtıldı. Hasılattan Türkiye'nin tanıtımı, Çocuk Esirgeme Kurumu, Olimpiyat Oyunları, Savunma Sanayi ile Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumuna 982 bin 49 TL 53 Kr, KDV olarak 652 bin 74 TL Kr, Şans Oyunları Vergisi olarak da 363 bin 722 TL Kr aktarılacak. 28 Ekim 2009
620962
Saddam Hüseyin'in kaçış planı
Saddam Hüseyin'in kaçış planı 29.10.2009 16:54Saddam Hüseyin'in avukatlarından Halil Duleymi, yayımlanan kitabında, "Saddam Hüseyin'in kaçış planının, Iraklı direnişçilerin ve korumalardan oluşan özel bir gücün yardımıyla 2006 yazında uygulanmasının planlandığını" yazdı. Kitapta, bu planın, Saddam Hüseyin'in tutulduğu Bağdat havaalanı yakınlarındaki Cropper kampı cezaevi yakınında meydana gelen silahlı bir olay nedeniyle gerçekleşmediği, bu olayın ardından güvenlik önlemlerinin artırıldığı belirtildi. Kitapta, "kaçış planına göre, Iraklı direnişçilerin, cezaevine saldırı düzenlemeden önce, "yeşil bölgeye" ve havaalanındaki Amerikan askerlerinin karargahına saldırı talimatı alacakları" ifade edildi. Her şeyi yazarak not ettiğini söyleyen Duleymi, cezaevindeki "arkadaşları ile diğer mahkumların da serbest kalmalarını isteyen Saddam Hüseyin'in, El Anbar bölgesine gidip en kısa sürede Irak'taki direniş gruplarını bir araya getirerek Bağdat'a saldırı başlatmayı öngördüğünü" belirtti. AA
620300
Obama, Afgan liderler roporu istedi
İBRAHİM KARAGÜL AKİF EMRE Obama, Afgan liderler roporu istedi ABD Başkanı Barack Obama'nın, Afganistan'daki üst düzey yardımcılarından, Afganistan'ın 34 vilayetindeki yerel liderler hakkında yaptıkları analizleri içeren bir rapor hazırlamalarını istediği bildirildi. WASHINGTON (A.A) Washington Post gazetesi Obama'nın danışmanlarının, Obama'nın hangi bölgelerin yerel liderler tarafından etkili olarak yönetildiğini belirlemek amacıyla hazırlattığı ayrıntılı raporun, Afganistan'a gönderilecek ABD askerlerinin sayısını belirlemek konusunda yol gösterici olacağı yönündeki sözlerine yer verdi. Gazetede yer alan makalede, ABD yönetimi yetkililerinin, her bir vilayeti içeren analizin, Obama'nın askeri yetkililerle Beyaz Saray'da yarın düzenleyeceği toplantıdan önce hazır olacağını söyledikleri belirtildi. Obama'nın söz konusu rapor hakkındaki isteğini, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ile kendisine savaşı genişletip genişletmemek konusunda yardımcı olan az sayıdaki üst düzey danışmanlarıyla yaptığı toplantıda ilettiğini kaydeden gazete, Afganistan'daki yerel liderler arasında ABD'nin potansiyel müttefiklerini ortaya çıkarmasına yardımcı olacak söz konusu isteğin, ABD Savunma Bakanı Robert Gates ile güvenlik danışmanı James Jones tarafından da desteklendiğine dikkati çekti. Obama ve üst düzey danışmanlarının, Afganistan'daki Amerikan kuvvetlerinin komutanı Orgeneral Stanley McChrystal'ın savaş hakkındaki değerlendirmelerini okumalarının ardından, ABD ne kadar asker gönderirse göndersin Taliban'ın askeri ve politik bir güç olarak ortadan kaldırılamayacağı sonucuna vardıklarını yazan gazete, Obama'nın bu nedenle Afganistan'ın hangi vilayetlerinin yerel liderlere bırakılabileceğini belirlemek amacıyla bu raporu hazırlattığı ileri sürüldü. 29.10.2009 DÜNYA
621019
Gül, Erdoğan ve Başbuğ resepsiyonda biraraya geldi
17.49 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Gül, Erdoğan ve Başbuğ resepsiyonda biraraya geldiANKA Cumhurbaşkanı ’ün Cumhuriyet Bayramı nedeniyle Köşk’te verdiği resepsiyonda devletin zirvesi biraraya geldi. Muhalefet liderlerinin katılmadığı resepsiyonda Başbakan Erdoğan, Başkanı Orgeneral ile 20 dakika sohbet etti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı resepsiyonlarının ilkini protokole verdi. Devletin zirvesinin biraraya geldiği ilk resepsiyonda, Gül konuklarını tek başına karşıladı. Resepsiyona, Başkanı Başbakan Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Başkanı Başkanı Kuvvet komutanları, kabine üyelerinin de aralarında bulunduğu yaklaşık bin kişi katıldı. Bu arada Başbakan Erdoğan ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ, karşılama sırasında ayak üstü yaklaşık 20 dakika sohbet ettiler. Erdoğan ve Başbuğ’un sohbetine daha sonra TBMM Başkanı Şahin’de iştirak etti. Davetli olmalarına rağmen muhalefet liderlerinin katılmadığı resepsiyonda, ’den Milletvekili Bayram Meral, ’den ise Milletvekili Behiç Çelik yer aldı. Cumhurbaşkanı Gül, gazetecilerin Cumhuriyet Bayramını kutladıktan sonra resepsiyona katılan Dünya Güreş Şampiyonasında dereceye giren milli sporcularla hatıra fotoğraf çektirdi.(
620277
Google'ın tartışma yaratan Cumhuriyet logosu
İnternetin en popüler arama sitesi 'ın Türkiye sayfasında bugün yayımladığı Cumhuriyet bayramı logosu "yeşil" rengiyle tartışma yarattı. -- Kimileri "doodle" denilen logoyu jest olarak algılarken kimileri de kırmızı-beyaz dururken logonun yeşil yapılmasını manidar buldu. Logoya tıklandığında 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ile ilgili arama sonuçlarına ulaşılıyor. Nedir bu Doodle? "Doodle" olarak nitelendirilen özel tasarımlı logolar, 1999 yılından itibaren 'nin kurucuları Larry Page ve Sergey Brin tarafından kullanıldı. Doodle uygulamaları, tüm dünya ülkeleri için önemli gün ve tatillere, kültürel olaylara ve tarihte yer alan önemli kişilere bu platformda yer vererek, dikkati çekmeyi amaçlıyor. Ayrıca kullanıcıları bu özel tasarımlı logonun üstüne tıklayarak, güne/kişiye/konuya özel daha ayrıntılı bilgiye erişebiliyorlar.
620629
"F.Bahçe'yi yine yenebiliriz"
"F.Bahçe'yi yine yenebiliriz" Tolunay Kafkas, "Fenerbahçe'yi daha önce yenmeyi başarmıştık, bunu yine yapabiliriz" dedi. 29/10/09 12:47 Ziraat Türkiye Kupası'na hiç beklemediği bir şekilde veda eden Kayserispor, rotasını Fenerbahçe maçına çevirdi. 2007-2008 sezonunun Türkiye Kupası Şampiyonu olan Kayserispor, bu sezon da kupayı müzesine götürebilmek için koyduğu hedefe, play-off maçlarında veda etmek zorunda kaldı. Manisaspor karşısında penaltı atışları sonrasında elenen sarı kırmızılı ekip, tekrar lige döndü. Ligde haftadır yenilmeyerek iyi bir çıkış yakaladıktan sonra geçen hafta Trabzonspor'a yenilen Kayserispor, bu hafta sahasında konuk edeceği Fenerbahçe ile yapacağı maça hazırlanmaya başladı. Teknik direktör Tolunay Kafkas, gazetecilere yaptığı açıklamada, Manisaspor maçında net pozisyonlar bulmalarına rağmen, bunları değerlendiremediklerini ve dramatik bir şekilde kupaya erken veda ettiklerini belirtti. Bundan sonra lige ağırlık vereceklerini ifade eden Kafkas, şunları söyledi: ''Bundan sonra hedeflerimize ulaşmak için yolumuza ligde devam edeceğiz. Kupayı çok istemiştik, ama futbolda her türlü sonuç var. Bu sonucun Fenerbahçe maçına yansımasını istemiyoruz. Çünkü öyle de olsa, böyle de olsa bu ligde var olmak zorundayız. Bu maçı en kısa zamanda unutup kaldığımız yerden yolumuza devam edeceğiz. Ligde iyi bir konumdayız, bu konumumuzu sürdürmek istiyoruz. Fenerbahçe'yi daha önce yenmeyi başarmıştık, bunu yine yapabiliriz. Biz zaten her maça kazanmak düşüncesiyle çıkıyoruz.'' Fenerbahçe'nin son dönemde çok formda olduğunu belirterek, ancak kendilerinin ortaya koyacağı futbolunun önemine işaret eden Kafkas, en iyi şekilde mücadele edip, Fenerbahçe'den puan ya da puanlar alarak yollarına devam etmek istediklerini sözlerine ekledi. A.A.
621052
Adıyaman'a ilk doğalgaz verildi
Doğalgaz açılışını Adıyaman Valisi Ramazan Sodan ile Belediye Başkanı M.Necip Büyükaslan gerçekleştirdi. Adıyaman'ın doğalgaz'a kavuşmasından duyduğu memnuniyeti dile getiren Vali Sodan, "İlimizin doğalgaza kavuşması çok sevindirici bir durum. 28 abonenin kayıtı yapıldı. Ay sonunda 500 aileye hizmet verilmeye başlanacak. 2010'da ise herkese hizmet vermeye başlanacak. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum." dedi. Belediye Başkanı Büyükaslan ise, 2007 yılında ihaleye çıkarttıkları doğalgaz işletmesini bugün hizmet vermeden gurur duyduklarını söyledi. Doğalgaz'ın büyük nimet olduğunu belirten Başkan Büyükaslan, "Böyle bir yatırımın meyvesini yemek büyük sevinç kaynağı. Doğalgaz ile vatandaşlarımız ucuz yakıt kullanacak. Bu da maddi olarak vatandaşlarımızı rahatlatacak. Ayrıca doğalgaz ile hava kirliliğinde önüne geçeceğiz. Bu çalışmada emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum." diye konuştu. Proje Müdürü Sait Ağar da, doğalgaz ile hava kirliliği gibi birçok zararın önüne geçtiklerini belirterek, çalışmaların yoğun bir şekilde sürdüğünü söyledi.
619840
Ortak görüş: Darbe suçu sivil savcılığın işi
CMK 250. maddedeki suçlarla ilgili soruşturma ve kovuşturma yetkisi tartışmaya meydan vermeyecek şekilde sivil yargıya geçti. Şu anki uygulamada Anayasa Mahkemesi iptal etmedi henüz. Kanun bunun için değişti zaten. Bu kanuni düzenlemeyi Genelkurmay tanımıyor. Sivil savcılar askerleri istiyor, Genelkurmay vermiyor, ne yapacaksınız? Rejimin varlığına ilişkin mesele haline gelmiş durumda. Hiç inandırıcılıkları yok Askerî savcılık, Albay Dursun Çiçek imzalı İrticayla Mücadele Eylem Planı konusunda yürüttüğü ilk soruşturmada iyi sınav verememişti. Çiçek'le ilgili gözaltı kararı verilmezken, evi gün sonra ancak aranabildi. Askerî savcılığın soruşturmasının inandırıcılığı yoktu. Bu şekilde ortaya çıkmış oldu. Askerî savcılığın durumunu hukuken izah etmek mümkün değil. İhbar mektubundaki iddialar sabit olursa, askerî savcılar hakkında soruşturma açılması gerekir. Doğruları araştırmayan askerî savcı görevi suistimal ve ihmal suçu işlemiş olur. Anayasâ'yı ihlal suçu var ortada Anayasa'yı ihlal suçu Askerî Ceza Kanunu'nda yazılı değil. 353 sayılı Askeri Mahkemelerin Kuruluş Kanunu'na da girmiyor. Hiçbir zaman askeri suç sayılamaz; eylem planı TBMM ve meşru hükümeti hedef aldığı için görev sivil savcılıkların. Askeri savcılığın bu olay hakkında esastan vereceği bir karar yoktur. Neye bakacaktır? Soruşturma işi sulandırmak, uzatmak, 'zulada dursun' düşüncesinin ürünü müdür sormak lazımdır. Askeri savcı 'bu basına nasıl sızmıştır' diye araştıracaktır. Bu da idari soruşturmada ortaya çıkar. Hukuk devleti testten geçiyor Türkiye'de hukuk ve demokrasi varsa bugün için vardır. Hukuk herkese eşit uygulanıyor mu ortaya çıkacak bir süreçtir. Türkiye'nin test edildiği günler bu günler. Türkiye 21. asırda, 19. asrın standartlarıyla mı sorunu çözecek yoksa yürürlükteki evrensel hukuk ilkelerine göre mi? CMK'nın 250. maddesindeki değişiklik açık yoruma imkan tanımıyor. Bundan büyük skandal, darbedir Ordu içerisinde daha büyük bir skandal olamaz, bundan büyüğü darbenin kendisidir. Askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasıyla ilgili son düzenleme olmasa bile soruşturma TCK'nın 312. maddesi kapsamında ele alınmalıdır. Adli soruşturmayı küçümsercesine Albay Dursun Çiçek bir üst göreve atanmış, generalliğe yükseltilmeme sebebi olarak 'kadrosuzluk' gösterilmiştir. Bu durumda Başbuğ'un bu hamlesi ve Hasan Iğsız'ın "Dursun Çiçek'in arkasındayız." ifadeleri 'görevi ihmal' gerekçesiyle soruşturulmalıdır. Darbe, askerî suç değil Hükümeti yıkmaya yönelik bir darbe planı bu. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmeyi, kargaşa çıkarmayı amaçlıyor. Bu noktada asker, olması gereken tavrı sergilemiyor. Darbe yapmak, kaos oluşturmak gibi suçlar askerî nitelikli değildir. Askerî yargı ancak disiplin suçları bakımından yargılama yapmalıdır. TSK böyle bir oluşuma kendi içinden çıktığı için karşı koyamıyorsa bile bir köşeye çekilip en azından müdahale etmemelidir. Siyasi iktidar, bu noktada yargıya gerekli desteği vermelidir. Nihayetinde TSK iktidara bağlıdır. Şüpheden de öte cunta Belgesi Türkiye, uygar bir ülke olma yolunda yol ayrımındadır. Hem asker hem sivil toplum hem de siyasetçiler yani Türkiye'de yönetim erkinde olan her kurum en sık şunu söylüyor: Türkiye bir hukuk devletidir. Öyleyse Genelkurmay Başkanlığı başta olmak üzere herkes bunu ispat etmelidir. Türkiye artık hukuk dışı eylemlerden kurtulmalıdır. Şu anda varlığı şüpheden de öte olan bir cunta belgesi var ortada. Genelkurmay, bu olayda taraflı davranıyor. Türkiye'de artık şundan emin olabiliriz ki; mızrak çuvala sığmıyor.
621085
Adanaspor'da sakatlar sıkıntı yarattı
OSMAN TANBURACI AVNİ TARHAN Adanaspor'da sakatlar sıkıntı yarattı ADANA (A.A) Bank Asya 1. Lig takımlarından Adanaspor'da, hafta sonu yapılacak Gaziantep Büyükşehir Belediyespor maçının hazırlıkları, oyuncunun sakatlığı nedeniyle sıkıntılı başladı. Kulüpten yapılan yazılı açıklamada, Ziraat Türkiye Kupası maçını kaybeden takımda, cumartesi günü oynayacak lig maçının hazırlıklarının başladığı kaydedildi. Maçta, sakatlıkları devam eden Onur Demirtaş, İzzet, Mbilla ve Emre Hızarcı'nın forma giymelerinin zor olduğu açıklanırken, kupa maçında sakatlanan Koray ve Emre Aktaş da takımdan ayrı çalıştı. Kart cezalıları Ersan ve Tolgahan da zorlu maçta takımdaki yer alamayacak olan diğer isimler. Teknik direktör Kemal Kılıç, kupa maçının geride kaldığını belirterek, sadece ligi düşündüklerini kaydetti. Sakat ve cezalı oyuncular nedeniyle kadro kurmakta zorlandıklarını vurgulayan Kılıç, 'Ne olursa olsun kazanmak istiyoruz. Rakibimiz kendi evinde iyi sonuçlar alan bir takım. Şampiyonluk yolunda önemli bir karşılaşma oynayacağız. Mutlaka puan veya puanlar almalıyız' dedi. 29.10.2009 SPOR
619814
Google'a tepki
03.36 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, 'a tepki'de önemli gün ve haftalarda logosunu Türkiye ile özdeşleştiren 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için hazırladığı çalışmayla tepki topladı. Daha önce, 23 Nisan, 29 Ekim gibi özel günlerde Türkiye bayrağının bulunduğu çalışmalar hazırlayan bu geleneğini 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için de devam ettirdi. Google'ın 29 Ekim için hazırladığı ve Atatürk'ü bir at üzerinde gösteren çalışma için seçilen renk ve Atatürk'ü temsil eden insanın küçük bir çocuğu andırması tepkilere neden oldu. Anneler yanından ayıramayacak. ...
619797
Kök hücreden, sperm ve yumurta hücreleri elde edildi
Bu buluş sayesinde, erkek sperm ve dişi yumurta hücrelerinin üretimi ile başlayan insan gelişiminin, şimdiye kadar sır olarak kalmış bir çok noktası aydınlatılabilecek. Bu sayede genetik hastalıkların çocuğa geçiş süreci daha iyi anlaşılabilecek ve önleminin alınmasının farklı yolları bulunabilecek. ABD'nin Stanford Üniversitesinden Dr. Renee Riejo Pera, Nature dergisinde yayımlanan çalışmalarıyla ilgili yaptığı açıklamada, "tam kaynağına giderek, insanın normal ve anormal gelişiminin kökenlerine ulaşmaya çalışıyoruz" dedi. Yumurta ve sperm hücrelerinin üretilimin sağlayan germ hücrelerinin bunu nasıl yaptıklarının, bunun yapılması sırasında hangi genlerin ve yolların kullanıldığının bilinmediğini belirten Pera, genetik yapıların farklı olmasından ötürü, bu gelişimi hayvan germ hücrelerinden anlamanın da mümkün olmadığını ifade etti. Çalışmaya katılan, Birleşik Krallık Kent Üniversitesinden Darren Griffin, "buluşun sağlayacağı olanaklar devasa boyutlarda. Genetik araştırmalardan, kirlilik dahil, çevre koşullarının hamileliğe etkisine kadar bir çok konu araştırılabilecek" dedi.
620498
Marmara'da sıcaklar düşüyor
12.08 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Marmara'da sıcaklar düşüyor Hava sıcaklıkları kuzey ve iç kesimlerde ila derece azalacak, diğer kesimlerde önemli bir değişiklik yaşanmayacak. Genel Müdürlüğü’nce yapılan son değerlendirmelere göre; Marmara’nın batısı ve Kıyı Ege dışında tüm bölgelerimizde aralıklarla görülecek olan yağışların; Doğu kıyılarında (Giresun, Hopa) kuvvetli olması bekleniyor. Bu bölgelerde yaşanabilecek olumsuz şartlara karşı (Ani ulaşımda aksamalar, yıldırım düşmesi vb.) vatandaşların dikkatli ve tedbirli olunması istendi. Hava sıcaklığı kuzey ve iç bölgelerde ila derece azalacak, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacak. Rüzgar genellikle kuzey ve kuzeydogu, kesimler ile zamanla kıyılarında güney ve güneybatı yönlerden hafif arasıra orta kuvvette, alan yerlerde yağış anında kuvvetli olarak esecek. -BÖLGELERE GÖRE Bölgelere göre hava durumu ise şöyle tahmin ediliyor: MARMARA Parçalı ve çok bulutlu, doğusu (Kocaeli, Bilecik) aralıklı, ve çevreleri gece saatlerinden itibaren yağışlı geçecek. EGE: Parçalı bulutlu, ve çevreleri öğleden sonra hafif sağanak yağışlı geçecek. AKDENİZ: Parçalı çok bulutlu, Batı Akdeniz’de hafif olmak üzere, bölge geneli aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. İÇ ANADOLU: Parçalı çok bulutlu, doğusu aralıklı, batısı (Eskişehir, Ankara) öğle saatlerinden itibaren hafif sağanak yağışlı geçecek. BATI KARADENİZ: Parçalı çok bulutlu, ve çevrelerinde hafif olmak üzere, bölge geneli aralıklı sağanak yağışlı geçecek. ORTA ve DOĞU KARADENİZ: Parçalı çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Yağışların; Trabzon, Rize ve Hopa çevrelerinde kuvvetli olması bekleniyor. Parçalı ve çok bulutlu, kuzeydoğusunda (Ardahan, Muş, Ağrı, Iğdır) hafif olmak üzere, bölge geneli aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Parçalı çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gökgürültülü sağanak yağışlı geçecek. Anneler yanından ayıramayacak. ...
621045
Ünlü modacıdan Türk tasarımcıya dava
Hamburg'un Eppendorf semtinde "Millions&Millions" adında bir mağazası olan Can, kişiye özel tasarladığı "Millions&Millions" isimli parfümün, Paco Rabanne'ın erkek parfümü "1 Million"ı çağrıştırması sebebiyle tasarımcının avukatları tarafından uyarıldı. Avukatların ürününü geri çekmesi yönündeki talebine sert tepki gösteren Can, düzenlediği basın toplantısında, "Millions&Millions" markasının yıllardır üzerine tescilli olduğunu ve bütün ürünlerinin bu marka ismiyle anıldığını söyledi. Söz konusu parfümün, müşterinin cilt, doku ve hormon dengesi incelenerek kişiye özel üretildiğini ve parfümün Rabanne'ın ürününden tamamen farklı bir kokuya sahip olduğunu belirten Can, "Paco Rabanne'ın parfümü bizimkinin yanından bile geçemez. Rabanne'ın parfümünün 50 ml'lik şişesi 48 Avro. Bizim ürettiğimiz parfümün aynı ölçekli şişesi ise 676 Avro" diye konuştu. Can, Paco Rabanne'ın ürünün geri çekilmesi yönündeki talebini reddettiğini belirterek, tasarımcının kendisi üzerinden reklam yapmak istediğini ileri sürdü. Almanların yanı sıra Türk, Rus, Arap ve Amerikalı müşterilere de hizmet verdiğini ifade eden Can, tasarladığı en ucuz giysinin fiyatının 1000 Avro'dan başladığını, çok özel müşterileri için İstanbul, ve Monte Carlo gibi kentlere seyahat ettiğini de kaydetti. Can, Paris, Roma ve New York'ta yeni moda tasarım evleri açma hazırlığında olduğunu da belirtti. AA
620225
Alışveriş Merkezleri Eylül'de ciro rekoru kırdı
09.05 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Alışveriş Merkezleri Eylül'de ciro rekoru kırdı Alışveriş merkezleri cirolarının, son yıldaki en yüksek verilerine Eylül 2009'da ulaştığı bildirildi. Yatırımcıları Derneği (AYD) tarafından yapılan yazılı açıklamada, AYD ile Akademetre Research işbirliğiyle oluşturulan Alışveriş Merkezi (AVM) Endeksi Eylül ayı sonuçlarına yer verildi. Açıklamada, sonuçlara göre, 2009 yılının Eylül ayı ciro endeksi verilerinin 2008 yılı Aralık ayına göre yüzde 12 artış gösterdiği ve 2008 Eylül ayına göre ise yüzde 17 artışla yeni bir rekor kırdığı belirtildi. Açıklamada, 2008 ve 2009 ilk çeyrek ciro endeksi verileri karşılaştırıldığında 2009'un üçüncü çeyreğinin bir önceki seneye oranla yüzde daha yüksek gerçekleştiği vurgulanarak, Eylül ayında ziyaretçi sayısı endeksinin 2009 yılının en yüksek değerine ulaştığının altı çizildi. Açıklamada, 'nın Eylül ayına denk gelmesi ve aynı zamanda okulların açılması ile ziyaretçi sayılarında geçen yıla oranla yüzde artış gözlendiği bildirildi. Aynı açıklamada görüşlerine yer verilen AYD Başkanı "Nisan ayından bu yana cirolardaki toparlanma krizden çıkışın habercisi idi. Eylül ayı ise Ramazan Bayramı ve okulların açılması ile birlikte rekoru getirdi. Ekim ayında daha düşük olması beklenen ciroların Kasım ve Aralıkta yeni rekorlar kırmasını bekliyoruz" dedi ...
620381
Es Es sevgisi bando oluşturdu
10.38 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Es Es sevgisi bando oluşturdu Deniz Açık ’de astsubay, doktor, mühendis gibi çeşitli meslek gruplarından 21 kişinin yer aldığı "Bando Es-Es", her maçta tribünlerini coşturuyor. Bando Es-Es’in sözcüsü Uğur Kürkçüoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Temmuz 2006’da kurdukları grubun Eskişehirspor sevgisiyle yıldır tribünlerde yer aldığını kaydetti. Eskişehirspor’un her maçında takımın arkasında bir itici güç olmaya çalıştıklarını ifade eden Kürkçüoğlu, şöyle konuştu: "Bandoyu kurma hayalimiz Güney ’daki taraftarları kıskanarak başladı. Onlar, maça değil sanki karnavala gider gibi maça hazırlanıyorlar. Biz de tribünlere renk getirmek ve yeni tezahüratlar kazandırabilmek için çalışıyoruz. Şanlı Eskişehirspor taraftarından övgüyle söz ettirebilmek istiyoruz. Amaçlarımız arasında Eskişehir ve Eskişehirspor’un tanıtımına katkıda bulunmak da var. Eskişehirspor tribünlerinde birliğinin sağlanmasına katkıda bulunabilmek için takımı destekliyoruz. Tribün terörünün yaşandığı ülkemizde, maçların aslında bir karnaval havasında da geçebileceğini göstererek, Eskişehirspor taraftarı olarak ülkeye bir örnek olmak istiyoruz. En büyük isteğimiz tribünlerde küfürü yok etmektir. Tribündeki kötü tezahüratı engellemeyi amaçlıyoruz." -"ENSTRÜMANLAR TARAFTARLAR ARASINDAKİ İMECEYLE ALINDI"- Kürkçüoğlu, bandoda çalanların tamamının gönüllerden oluştuğunu belirterek, bandodaki herkesin Eskişehirspor’a manevi destek dışında hiçbir menfaat gözetmediğini bildirdi. Bir süre yakınlarından aldıkları emanet enstrümanlarla bandoda çalmaya başladıklarını anlatan Kürkçüoğlu, şöyle devam etti: "Daha sonra enstrümanlarımız taraftarlar arasında yapılan imeceyle alındı. Artık bandomuz kendi enstrümanlarına kavuştu. Her maçtan bir gün önce Eskişehir ’nda bir araya gelip repertuvar çalışması yapıyoruz. Deplasmanlara gittiğimizde emniyet güçleri güvenlik gerekçesiyle enstrümanlarımızı stadın içine almıyor. Emniyet güçlerinin bu uygulamadan vazgeçmesini istiyoruz. Deplasmanlarda enstrümanlarımız stada alınmadığından Es-Es’e istediğimiz desteği veremiyoruz. Bu yüzden ve Süper Lig’deki takımlardan duyarlı olmalarını bekliyoruz. Destek veren Eskişehirspor taraftarlarına, Büyükşehir Belediyesine ve sponsorumuz Espark’a teşekkür ediyoruz." Kürkçüoğlu, Türkiye Futbol Federasyonu’nun isteği üzerine Türkiye Milli Futbol takımının her maçında da tribünlerdeki yerlerinde görev alabileceklerini sözlerine ekledi. .. ...
619896
Siyasi iradenin üzerinde iradeyi kabul etmeyiz
FEHMİ KORU TAMER KORKMAZ Siyasi iradenin üzerinde iradeyi kabul etmeyiz Suriye ile İsrail arasında arabuluculuk istenirse buna hazır olduklarını belirten Erdoğan, sert bir uyarıda bulundu: İsrail ile her zaman münasebetlerimizi devam ettiririz. Ama hiçbir zaman Türkiye'nin siyasi iradesi üzerinde iradeyi kabul etmeyiz. TAHRAN İran'da temaslarda bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye ve İsrail Türkiye'den yeniden arabuluculuk isterse çalışmalara katılmaya hazır olduklarını söyledi. İran'a yaptığı ziyaretin arabuluculuk amaçlı olmadığını belirten Erdoğan, "Ziyaretimiz, herhangi bir arabuluculuk düşüncesiyle değil, ikili ilişkiler ve bölgesel sorunları değerlendirmeye yönelik bir ziyarettir" dedi. Türkiye'nin bir taraftan Batı'nın, bir taraftan da Doğu'nun girişi olduğunu ifade eden Başbakan Erdoğan ayrıca, "Herhangi bir olay, bir yerden kopup bir yere bağlanmamız olarak algılanmamalıdır" diye konuştu. TÜRKİYE VE İRAN KİLİT ÜLKELER İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Rahimi'nin daveti üzerine İran'a gelen Başbakan Erdoğan, Tahran'daki Türk Büyükelçiliği'nde gazetecilerle biraraya geldi. Buradaki konuşmasında, "İran'da dün ve bugün çok verimli görüşmeler gerçekleştirdik. Türkiye ile İran ilişkileri yüzyıllardır barış merkezli olarak tarihi derinliğe sahip örnek ilişkilerdir. Bu süreci kararlı bir şekilde devam ettirmenin gayreti içerisindeyiz. Bir zamanlar savaşın eşiğine geldiğimiz komşularımızla çok güzel dostluklar kurduk. Enerjimizi, zekamızı, doğal zenginliklerimizi ve maddi kaynaklarımızı insanların huzur ve refahı için harcamamız gerekiyor" diye konuştu. GÖKTEN İNENE HAYIR DEMEYİZ İran'a yaptığı ziyaretin arabuluculuk amaçlı olmadığına dikkat çeken Erdoğan, "Ziyaretimiz, herhangi bir arabuluculuk düşüncesiyle değil, ikili ilişkiler ve bölgesel sorunları değerlendirmeye yönelik bir ziyarettir. Çünkü bölgede İran ile birlikte yapacağımız çok şey var. yıl içerisinde dış ticaret hacmi neredeyse 1'e artan iki ülke durumundayız. Bunu yeterli bulmadığımızı söyledik. 2011 yılı için 20 milyar dolarlık bir hedef belirlemiştik. Rahimi 'Neden 30 milyar dolar olmasın?' diyerek yeni bir hedef belirledi. Biz de kendilerine 'Gökten ne yağar ki yer kabul etmez?' dedik. Ziyaretimizin ana esprisi budur" ifadelerini kullandı. ROTAMIZI KENDİMİZ BELİRLERİZ İran'da gerçekleştirdiği ziyaretlerin çok verimli geçtiğini ifade eden Erdoğan, "Çok verimli görüşmelerimiz oldu. Bunu bir takvim içerisinde hayata geçireceğiz. Müşterek olarak bölgesel sorunlar üzerinde atmamız gereken adımları görüştük. Neler yapılabileceğini anlattım ve bizim dış politikayla ilgili ana ilkemiz 'Düşman kazanma, dost kazan' bunun üzerine siyasette uluslararası da ulusal bazda da. Kaybetmek, intihar, çok kolaydır ama kazanmak çok zordur. Biz bunları yakın siyasi tarihte de geçmişte de gördük. İsrail-Türkiye ilişkileri zaten malum. Hakkaniyet ölçüleri içerisinde her zaman münasebetlerimizi devam ettiririz. Türkiye kendi siyasetini kendisi belirler. Bu istikamette de adımını atar" diye konuştu. ARABULUCU OLABİLİRİZ Erdoğan, İsrail-Suriye görüşmeleri konusunda ise, "İsrail-Suriye görüşmelerinde Türkiye olarak bu işin içerisine atılmadık. Suriye'nin ve İsrail'in bizden dolaylı da olsa arabuluculuk talebi üzerine bu işe girdik. 5'inci roundda başbakanlar olarak Ankara'da biraraya geldik. Biz hafta başı görüşmemizi yaptık. Bir cümlede bir sıkıntı vardı, hafta sonu cuma gününe kadar ara verilsin denildi. Maalesef cuma günü görüşme gerçekleşmeden cumartesi günü Gazze'de bombalar patladı. Gazze sürecini yeniden gündeme getirmeyeceğim. konudaki tavrımız belli. Eğer Suriye ve İsrail tekrar Türkiye'den böyle bir şey isterse göreve, çalışmalara katılmaya yine hazırız. Yeter ki bölgenin barışına katkımız emeğimiz olsun" ifadelerini kullandı. Bu arada Erdoğan dün İran dini lideri Ali Hamaney'le de yaklaşık yarım saat süreyle bir görüşme gerçekleştirdi. Hamaney, görüşmede Erdoğan'a hitaben “Burada kardeşlerinizin arasındasınız” ifadelerini kullandı. Kışkırtmaya karşı sıkıca kenetlenelim Başbakan Erdoğan, Cumhuriyet Bayramı nedeniyle yayımladığı mesajda “Kışkırtma ve tahrikler karşısında birbirimize daha sıkı kenetlendiğimiz sürece şer ve nifak odakları asla amacına ulaşamayacaktır” dedi. Başbakan Erdoğan, Cumhuriyet'in 86'ncı yılı nedeniyle bir mesaj yayımladı. Erdoğan mesajında "Kışkırtma ve tahrikler karşısında birbirimizden şüphe duymak yerine birbirimize daha sıkı kenetlendiğimiz sürece şer ve nifak odakları asla amacına ulaşamayacaktır" dedi. "Tek bayrak, tek devlet, tek vatan" vurgusu yapan Erdoğan, "Beyhude bir çaba içinde olan şer ve nifak odaklarına milletçe tek yürek olarak en güzel cevabı veriyoruz" ifadesini kullandı. Erdoğan, etnik kökeni, inancı, yaşama biçimi ne olursa olsun herkesin devletine, milletine, bayrağına, vatanına ve Cumhuriyet değerlerine sadakatle bağlı olduğunu belirtti. Barışcıl nükleer hepimizin hakkı Nükleer silahlanma konusuna da değinen Erdoğan, "64. BM Genel Kurulu'nda geçici üye olarak yaptığım konuşmada 15 ülkenin bir tanesi olarak nükleer silahların yayılmasının engellenmesi konusunda daimi üyelerin ilk adımları atması gerektiğini söyledim. İnsani amaçlı olarak nükleer enerjiyi kullanmak her ülkenin en doğal hakkıdır. İran'ın da, Türkiye'nin de hakkıdır" dedi. Türkiye'nin de bu yönde çalışmaları olduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Rusya ile başlatılan bir süreç var. Onu takip ediyoruz" diye konuştu. 29.10.2009 POLİTİKA
620089
Ali Bayramoğlu: Cumhuriyet, asker ve demokrasi
Ali Bayramoğlu 29 Ekim 2009 PerşembeCumhuriyet, asker ve demokrasi Bugün Cumhuriyet Bayramı. 86 yıl geride kaldı. 86 yılda her konuda ciddi yol almış bir ülke burası. Ama şu da açık: Bu ülkenin, bu cumhuriyetin demokrasi ayağı hep eksik kaldı. Son yıllar bu konuda dev bir gayretle geçti, geçiyor, ama gayretler kadar dirençleri, köhne yapıların güç gösterileri de hayatımızdan eksik olmuyor. Son tartışmalara bakın. İyi tarafından ele alırsanız, siyasi rolü açısından artık sıkışmış, panikleyen bir ordu var, darbecilik toplumun gözünde her geçen gün kabul edilmez bir suç haline dönüşüyor, güç gösterileri, kalıbına uydurulan türlü kanuni gerekçeler bu yeni durum karşısında anlam taşımaz hale geliyor. Bunlar önemli gelişmeler Ama madalyonun diğer yüzü de var. Bu cumhuriyet hala seçim sonuçlarını beğenmeyip müdahale etmeye çalışan, devlet başkanının kim olacağına karar vermek isteyen, hükümeti yıpratma ve devirme planları yapan, hatta bu girişimlerde bulunan subayları ve orduyu barındırıyor. Hala cumhuriyet bu konuda demokrasi fikrinin yanına bile yaklaşamamış durumda. Hala bu cumhuriyet şu son skandalda olduğu gibi ordunun bu politikalarını savunan CHP gibi siyasi partilerle, olup biteni “zamanı mıydı”, “ordu yıpratılıyor”, nidalarıyla sulandırmaya, sıradanlaştırmaya, üstünü örtmeye çalışan sivillerle, gazetecilerle kaynıyor Önümüzdeki günler cumhuriyet-demokrasi ilişkisi açısından sıcak geçecek buna şüphe yok Dikkat edin asker hala direniyor, görev sivil makamlarda olduğu halde askeri savcılık devreye giriyor, soruşturmayı uhdesine almaya çalışıyor. Sivil makamların talep ettiği asker kişilerin, erlerin ifade vermesini engelliyor. Gelişmelerin ne istikamette seyredeceği, başbakanın nasıl bir tutum izleyeceği ortadaki soru işaretleri Zira mesele sadece bir albay ve bir belgeyle sınırlı değil. 2007 yılında askeri karargâh tarafından Genelkurmay Başkanı'nın emriyle hazırlanan bir iktidar devirme belgesi daha var ortada. Daha vahimi de var Cumhuriyetin 86. Yıldönümüne ışık tutan ihbar mektubunda şu ifadeler yer alıyor: “Medyanın bilmediklerini ben ve benim gibi Genelkurmay Bilgi Destek Daire Başkanlığı bünyesinde görev yapan arkadaşlar yani bu faaliyetleri bizzat planlayan ve icra eden kişiler çok yakından biliyoruz. Bilgi destek personeli olarak bizzat olayların içerisinde (Aktütün'de, Dağlıca'da, Poyrazköy'de, Çukurca'da ve daha birçok yerde) olduğumuz için gerçekler tüm çıplaklığıyla bilinmektedir” Onlarca erin şehit düştüğü, ordunun baskın yediği Aktütün, Dağlıca'da ne oldu? İddialar ordunun saldırıları bildiği halde yeterli önlem almadığı yönündeydi Ne demek istiyor ihbar eden subay? Dev bir sorudur bu. Peki Poyrazköy neresi? Gömülü lav silahlarının çıktığı askeri alan Başa dönelim Bugün cumhuriyet demokrasiyi arıyor ve ona her geçen gün yaklaşıyor. Kavgayla, itiş kakışla Belki bu da bizim değişim modelimiz Ama ilkeler her zaman önemlidir, itiş kakış onları boğar. Zira tüm yaşananlara rağmen geride hala devasa bir yapı ve zihniyet var, en azından bunların tortuları var. Adı askeri vesayet düzenidir bunun. Buna göre Türkiye'de asker, askeri konudan tüm güvenlik konularını, güvenlik konularından ise neredeyse tüm siyasi konuları anlar. Ama bunları siyasi mesele olarak değil, devlet meselesi olarak adlandırır. Devlet meseleleriyle ilgili kararların çerçevesini çizer ve bunları siyasi tartışmadan uzak tutmaya çalışır. Bunu ve siyasetin tam merkezinde yer alışını da bu çerçevede siyaset dışılık olarak tanımlar. Buna, bunlara itiraz edenleri bertaraf eder Artık her yönüyle, her zerresiyle son verilmesi, uzak durulması, hiçbir şekilde doğrulanmaması gereken mantık budur Cumhuriyet bayramınız kutlu olsun
620212
Başbuğ'un okuması gereken kitap
Sontag'ın bu olayı hatırlatmasının nedeni ise Bosna savaşı sırasında Sırpların ünlü Çarşı katliamını da aslında Bosnalıların yaptığını iddia etmelerini mantığını anlamamız içindir. Kara propagandaya örnektir. Benzeri psikolojik harp yöntemleri Irak'ta da bir çok kez uygulanmıştır. Onlarca sivil Iraklının ölümüyle sonuçlanan bombalı saldırıların sorumlusunun bizzat Irak'lı milis güçler olduğu iddia edilmiştir bir çok kez. Ordular bunu yapar, çünkü adları zaman zaman değiştirilse de bu amaçla kurulmuş birimleri, bunun için yetiştirilmiş, bu yüzden maaş alan, mesleği bu olan personeli vardır. Ancak Orduların bu kara propaganda yöntemlerini kendi halkına karşı ve dahası bağlı bulunduğu Hükümeti devirmek için yapması nadir görülen olaylardandır. Guernica'yı yerle bir edip sonra da bunu Bask'ların üzerine yıkmaya çalışan zihniyetin bizdeki zihniyetten hiç farkı yoktur. Sayın İlker Başbuğ yaptığı konuşmalarda yabancı yazar ve kitap adlarına atıf yapmayı seviyor. Şimdi kendisine bir kitap adı vermek istiyorum. Adı How The Mighty Fall...Jim Collins tarafından yazılan bu kitap devasa şirketlerin nasıl hiç farkında bile olmadan tepetaklak oluşlarını bilimsel bir yöntemle masaya yatıran bir kitaptır. Collins bir gün bir telefon alır. Telefonun diğer ucundaki Frances Hesselbein'dır. Hesselbein Amerika'nın en önemli liderlerine vizyon kazandırmaya çalışan bir kurumun en tepe yöneticisidir. Hesselbein, Collins'e bir grup öğrenciye konferans vermesini ister. Öğrenciler 12 üst düzey general, 12 CEO ve 12 sosyal sektör lideridir. 6'şarlı gruplar halinde bir konuyu tartışacaklardır. Konu Amerika'nın geleceğidir. İçlerinden bir kısmı son derece rasyonel analizler de bulunurken, bazıları da romantik bir şekilde Amerika'nın sonsuza kadar payidar olacağını savunur. Oysa Collins kitabında büyük güçlerin çöküşe giden süreçlerini evrede incelemektedir. Çöküşün en önemli işaretlerinden biri ise kurumların güçlerine olan aşırı güvenleridir. Bu güce olan inanç ve tapınım kısa süre sonra bu kurumlara hatalar büyük hatalar yaptırır ve engellenemez son da günün birinde gelir çatar. TSK'nın sadece generallerin okuması için belli başlı yabancı yayınları kendi iç bünyelerinde tercüme etiğini hatırlıyorum. Bence bu kitabı da mutlaka tercüme ettirip önce de kendisi okumalı sayın Başbuğ. Zira Başbuğ'un maalesef telafisi mümkün olmayan bazı hatalar yaptığını gözlemledik hep birlikte. Birincisi, belgenin günün birinde ortaya çıkma olasılığını biliyor olmasına rağmen inanılmaz bir risk alarak, belge için 'kağıt parçası' ifadesini kullandı. Albay Çiçek'e görülmemiş bir kurumsal destek vermesi, kuşkusuz bu faaliyetin arkasında durduğu şeklinde de algılandı. Albay Dursun Çiçek'in belgeye ıslak imzasını atmış olması, kurumun bu konuda sabıkası olduğu da bilindiğinden, Çiçek'in çalışmayı kurumsal bir faaliyet kapsamında emir komuta zinciri içinde yapmış olduğunu düşündürecektir elbette. Albay Dursun Çiçek konuşur mu bilmiyorum. Belki de Dursun Çiçek bu faaliyeti yürütenlerin en masumu. Bağlı bulunduğu kurumun 2. Başkana, 2. Başkanın da Genelkurmay Başkanı'na sormadan adımını atamayacağını da kesin olarak biliyoruz. Sayın Başbuğ güç dengelerinde yaşanan değişimi algılayamadı, düşman olarak algıladığı güçleri yeterince analiz edemedi. Başbuğ'un beden dilini incelediğiniz zaman herşeye hakim, çok güçlü, agresif, buyurgan bir görüntü verdiğini görüyorsunuz. Oysa önemli olan güçlü görünmek değil gerçekten güçlü olabilmektir. Ve aslolan insanın gücünü göstermeden de güçlü olabilmesidir. Daha 28 Şubat sürecinde andıç belgelerini sızdıran bir karargahta böyle bir çalışmanın yapılabilmesi işte bu güç yanılsamasının ve bu zihniyetin artık son bulacağının da işaretidir. İhbar mektubu dikkatli bir gözle incelenirse belgenin ucunun 2. Başkan üzerinden bizzat Genelkurmay Başkanı'na kadar uzandığı anlaşılacaktır. Bizzat Genelkurmay Başkanı tarafından yazıldığı anlaşılan açıklama bu panik havasının yansıması gibi gözükmektedir. Ve anlaşılan odur ki ihbar mektubunu yazan subay gerekirse kamuoyunun önüne çıkıp konuşmayı göze alabilmiştir. Belgenin neden şimdi ortaya çıktığı bence bu subayın psikolojisinde gizlidir. Bu subayın motivasyonunda son terfilerde yaşadığı tatminsizlik bile etkili omuş olabilir. Aylar önce 'o belge kimdeyse Türkiye'nin hakimi o' başlıklı bir yazı yazmıştım. subay belki çok sıkıntı çekecek.Ama Türkiye'nin de kaderini değiştireceği ve Türkiye'nin yakın tarihinde mutlaka yerini alacağı da muhakkak. Kanımca konuşacaktır. Konuşmalıdır. Genelkurmay Başkanı bu ihtimali görmüştür. İstifa mı? Görevden alınma mı? Yoksa hiçbiri mi? Sonuç ne olursa olsun bu işin karakolda biteceği anlaşılıyor. Hükümet bu işin üzerine sonuna kadar gidebilmeli. Kararlı olduğu da Başbakan'ın vugularından net bir şekilde anlaşılıyor. Hep birlikte göreceğiz. Aydoğan VATANDAŞ Haber7 29 Ekim 2009 08:19 yorum 967 okunma
621172
Mardin'de çocuk kaçırmaya suçüstü
Edinilen bilgilere göre, Nusaybin'e bağlı Girmeli beldesinde oturan bir aile, dört yaşındaki oğullarını kaçırmaya teşebbüs ettikleri iddiasıyla M.G., K.G, ve H.G. hakkında Jandarmaya suç duyurusunda bulundu. İlçe Jandarma ekipleri 2'si kadın kişiyi gözaltına aldı. Aile, şahısların kendilerini gördükten sonra çocuklarını araçtan atarak kaçmaya çalıştığını ileri sürdü. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.
619872
Küba'dan ABD'ye Zetin Dalı
: Küba'dan ABD'ye Zetin Dalı Küba Dışişleri Bakanı Rodriguez: "Washington yönetimiyle görüşmelere hazırız." Yayına Giriş: 29.10.2009 03:10:39 Güncelleme: 29.10.2009 03:10:39 Küba, Amerika Birleşik Devletleri'ne yeşil ışk yaktı. Küba Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez, Washington yönetimiyle, iki ülke arasındaki sorunları her düzeyde görüşmeye hazır olduklarını söyledi. Rodriguez, Küba ve Amerika Birleşik Devletleri arasında genişletilmiş bir zeminde sorunları ele almaya hazır olduklarını bildirdi. Terörizm ve uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele, doğal afetlerde işbirliği gibi konuları da kapsayacak temaslar için Temmuz ayında teklif yaptıklarını hatırlatan Rodriguez, ABD'den yanıt beklediklerini söyledi. Küba Dışişleri Bakanı, Obama yönetiminin, ülkenin geleneksel hasımları ile diyaloğu genişletme yönündeki tutumunu memnuniyetle karşıladıklarını da ifade etti.
620884
'Köpeğime mama aldım'
Karakter boyutu 'Köpeğime mama aldım' 29.10.2009 15:09 EMEL Sayın, önceki gün İstinye Park içindeki pazarda alışverişe çıktı. Aslında kendisi için değil köpeği için alışverişe çıktığını belirten Sayın, bir restorandan köpeği için yiyecek aldı. Biftekleriyle ünlü mekândan elinde bir torbayla çıkan Emel Sayın, paketi arkasına saklamaya çalıştı, ama bunu başaramayınca “Aaa çocuklar köpeğim için mama aldım” diyerek evinin yolunu tuttu. -Barış ENGİN
620031
Memurun fazla mesaisine kuruş zam
2010 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'na göre, memurların saat başı fazla çalışma ücreti, yeni yılda yüzde 4,5 oranında artış görecek. Halen lira 10 kuruş olan fazla mesai ücreti, Ocak 2010'dan itibaren lira 15 kuruş olarak ödenecek. Bakanlıkların özel kalem müdürlüklerinde çalışan personele ve makam şoförlerine ayda 90 saati, genel müdürlüklerin merkez teşkilatlarında görevli şoförlere de yeni yılda ayda 60 saati aşmamak üzere 1,20 lira yerine 1,25 lira fazla mesai ücreti verilecek. Harcırah Kanunu uyarınca verilecek gündelik ve tazminat tutarlarına da Ocak 2010'dan itibaren yüzde ile 6,66 arasında zam yapılacak. Buna göre yeni yılda TBMM Başkanı ve Başbakan'a 41 lira yerine 43 lira yurtiçi gündeliği ödenecek. Genelkurmay Başkanı ve milletvekillerinin yurtiçi gündeliği de 37,5 liradan 39 liraya yükselecek. Bu arada Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı eğitim kurumlarının pansiyon ücretleri de yeni yılda yüzde 5,44 ile arasında artış görecek. Pansiyon ücretleri ilköğretim ve ortaöğretim okulları, yetişkinler teknik eğitim merkezleri, çıraklık eğitim merkezleri ve pratik sanat okulları ile Anadolu ve fen liselerinde 79 lira artacak. Artış miktarı, meslekî ve teknik ortaöğretim okulları ve meslekî ve teknik Anadolu liselerinde ise 97 lira olacak. ANKARA AA
620845
Turizm Gelirleri Azaldı
: Turizm Gelirleri Azaldı Yayına Giriş: 29.10.2009 14:23:50 Güncelleme: 29.10.2009 14:23:50 Yurtdışından Türkiye'ye gelen turistler daha az para harcıyor. Turizm geliri geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde azaldı. 2009 yılı 3'üncü dönem turizm gelirleri açıklandı. Buna göre, turizm gelirleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4,6 oranında azalarak milyar 526 milyon 319 bin 833 dolar oldu. Turizm giderleri ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 38,3 arttı. Kişi başı turizm harcaması da ortalama 720 dolar oldu.
620299
Mermi yerine dolar yağmuru
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER Mermi yerine dolar yağmuru ŞANLIURFA () Şanlıurfa'da İzol Aşireti mensuplarından Mustafa İzol ile İslim Kökmer'in düğününde davetliler bir birileriyle dolar atma yarışına girdi. Davetliler gelin ve damadın yanı sıra geceye katılıp halay çeken diğer davetlilerin başlarına da dolar yağdırdı. Kentin ileri gelen aşiretlerinden İzol Aşiretine mensup Avukat Mustafa Edip İzol ile Avukat İslim Kökmer'in düğünü yıldızlı Harran Oteli'nde yapıldı. İzol Aşireti'nin düğününe Şanlıurfa Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba, İzol Aşireti Reisi Mehmet İzol ve İzol aşireti mensupları katıldı. Davetliler çiftin düğün salonuna girmesi ile birlikte dolar atma yarışını başlattı. Türkçe ve Kürtçe türküler eşliğinde halay çeken davetlilerin başına da sürekli dolar atıldı. Yaklaşık 500 kişinin katıldığı düğünde, davetliler hem genç çiftin hem de halay çeken aşiretin önde gelen isimlerinin başına dolar atmak için bir birileriyle yarıştı. Yerlerden toplanan dolarlar, orkestra ekibinin yanında getirdikleri büyük çantalara doldurularak, burada sayılarak destelendi. Düğünde yerden toplanarak orkestranın bulunduğu bölümdeki çantalara doldurulan dolarlar, yeniden TL karşılığında satıldı. Bazı davetliler daha heyecanlı olsun diye otelin bir üst katına çıkarak gökten yağmur yerine dolar yağdırdı. Dolar yağmuru altında geçen düğünde çiftin nikahını Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba kıydı. Damadın babası ve İzol Aşireti reisi Mehmet İzol, örf ve adetlerine göre düğünü kır çadırlarında yapılması gerektiğini fakat, silahların korkusundan düğünü otelde yaptıklarını belirtti. İzol, "Silahların gölgesinde düğünlerin yapılmaması için biz dolar atmayı tercih ettik. Düğünümüzü kırsalda yapsaydık, bunun 20 katı daha insan gelecekti. Yemekler kazanlarda pişecekti. Tek temennimiz olan silahlar patlamasın insanlar ölmesin diye düğünlerimizde dolar atmayı terci ettik. Yukarıda Allah aşağıda halk var. Biz ona güveniyoruz. Silaha falan güvenmiyoruz. Silah olan yerde adalet olmaz, silah olan yerde huzur olmaz, silah olan yerde güven olmaz. Bizde bunu ortadan kaldırmak için mecburiyetten düğünümüzü burada yaptık. Mermi yerine doları tercih ettik" dedi. Daha sonra davetliler şarkılar eşliğinde gecenin ilerleyen saatlerine kadar gönüllerince eğlendiler. 29.10.2009 GÜNDEM
619974
Kazandık ve toparlandık
Kazandık ve toparlandık 29.10.2009 Derbideki mağlubiyetin ardından kazanmalarının önemli olduğunu belirten Rijkaard, 'Toparlandık' dedi Türkiye Kupası'nda adını gruplara yazdıran G.Saray'da Rijkaard, 90 dakika sonrası şöyle konuştu: "Bizim için çok önemli bir maçtı. İlk 11'i hak eden ve bunu ispatlayan bir çok oyuncumuz vardı. İlk yarıda maçı domine ettik. 10 kişi kaldık ve bu takımı etkiledi. Takımımız galibiyet için savaştı. Son 15-20 dakika bazı oyuncularımız yoruldu. Linderoth'un dönmesi sevinç verici. Takımımı tebrik ediyorum. Toparlandığını düşünüyorum. F.Bahçe Stadı'nda provokasyon vardı ama artık önümüze bakmamız lazım. Artık kararları federasyon verecek." Yayın tarihi: 29 Ekim 2009 Perşembe
620347
Bartholomeos, BM Genel Sekreteri ile görüştü
Patrik, BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon ile görüşmesinin ardından açıklamada bulundu. Bartholomeos ziyaretinin ilk olmadığını önceki Genel Sekreter Kofi Annan ile de bir araya geldiğini hatırlattı. Basın açıklamasına Yunanca başlayan ardından Türk gazetecilerinin Türkçe konuşması isteğine de olumlu yanıt veren Bartholomeos, Ki-moon ile görüşmelerinde özellikle medeniyetler arası ittifak konusunu ele aldıklarını kaydetti. Bartholomeos şunları kaydetti; "Özellikle Başbakanımızın ve İspanya başbakanının inisiyatiflerinden (Medeniyetler İttifakı) bahsettik ve Genel Sekreter bu inisiyatifi büyük takdirle karşıladığını söyledi. Pek yakında Londra'ya gidip medeniyetler arası bir toplantıya katılacaklarını söyledi." Bartholomeos ayrıca Genel Sekreterin önümüzdeki aralık ayında Danimarka'ya gidip iklim değişikliği üzerinde yapılacak olan toplantıya da katılacağını ve Ki-moon'un Yunanistan'ın başkenti Atina'yı da ziyaret edeceğini dile getirdi. Yunanlı gazetecilerin Genel Sekreterle görüşmesinde Kıbrıs ve AB konularının gündeme gelip gelmediğini sormaları üzerine Patrik'in de Yunanca yaptığı açıklamada iki konunun da görüşmede gündeme gelmediğini söylediği öğrenildi. CLİNTONLAR VE JOE BİDEN'LA DA GÖRÜŞECEK 20 Ekim'de Amerika'ya gelen Bartholomeos'un programı oldukça yoğun. Geçtiğimiz hafta başında New Orleans'a gelen ve burada bir dizi programlara katılan Fener Rum Patriği, bu hafta başında New York'a geldi. Kasım'a kadar Amerika'da kalması planlanan Bartholomeos, çarşamba günü Ban Ki-moon ile yaptığı görüşmenin ardından aynı günün akşam saatlerinde New York'ta Amerika'nın eski Başkanlarından Bill Clinton ile bir araya geldi. Önümüzdeki hafta Washington'da ABD Başkan yardımcısı Joe Biden ile bir araya gelecek olan Bartholomeos'un onuruna Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'da akşam yemeği verecek. Bartholomeos'un Washington programında ayrıca kendi onuruna Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Nabi Şensoy'un vereceği öğle yemeğine de katılması bekleniliyor. Bartholomeos onuruna Atlanta'da da Coca Cola'nın CEO'su Muhtar Kent de bugün akşam yemeği veriyor.
619857
Vodafone Çağrı Merkezi'ne çifte ödül
Bu yıl dördüncüsü düzenlenen İstanbul Çağrı Merkezi Ödülleri 2009'da Vodafone Türkiye, Sesli İmza" uygulama çözümü ile "En İyi Çağrı Merkezi Teknoloji Çözümü" ve "Log-in Test" uygulaması ile "En Övgüye Değer Çağrı Merkezi" ödüllerini kazandı. Vodafone Türkiye'ye "En İyi Çağrı Merkezi Teknoloji Çözümü" ödülünü, Vodafone'nun tüm dünyada ilk kez Türkiye'de sunduğu ve aynı zamanda Türkiye'de sadece Vodafone'nun çağrı merkezinde sunulan "Sesli İmza" uygulaması kazandırdı. Sesli İmza Uygulaması müşterilere Vodafone çağrı merkezini aradıklarında daha hızlı, güvenli ve basit işlem yapma imkânı sunuyor. Müşteriyi biyometrik ses analiziyle tanıyan Sesli İmza uygulaması parmak izinden bile daha güvenli bir sonuç ortaya koyuyor. Vodafone Türkiye'ye, "En Yaratıcı Çağrı Merkezi" kategorisinde "En Övgüye Değer Çağrı Merkezi" ödülünü ise, müşteri temsilcilerinin bilgi seviyelerinin artırılmasında, eğitim ihtiyaçlarının tespit edilmesinde ve performans değerlendirme sisteminin bir parçası olarak kullanılmasında iş süreçlerine entegre ettiği "Log-in Test" uygulaması kazandırdı. Bu uygulama ile her gün işe başlayan müşteri temsilcilerine, çağrı aldıkları müşterilerden gelebilecek muhtemel farklı soru sorularak 90 saniye içerisinde cevaplamaları isteniyor. Performans sisteminin parçası haline gelen uygulama sayesinde müşteri temsilcilerinin bilgileri güncel tutuluyor ve çağrı merkezi çalışanları arasında bilgi paylaşımı teşvik ediliyor. Vodafone Türkiye Ürün ve Hizmetlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Phil Patel konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "İnsan sesi, parmak izi ve retinada olduğu gibi sadece kişiye özel ve taklit edilemez. Sesli İmza Uygulaması, çağrı merkezini arayan kişinin biyometrik ses analizini yaparak müşterimizi sesinden tanıyor. Uygulama sayesinde müşterilerimiz kimlik bilgisi gibi kritik bilgileri paylaşmak ve şifre/parola gibi bilgileri yanlarında taşımak ya da ezberlemek zorunda kalmıyorlar. Böylece bilgi doğrulama adımlarıyla zaman kaybetmeden, daha hızlı ve güvenli biçimde işlemlerini yapabiliyorlar. İlk defa Vodafone Türkiye tarafından hayata geçirilen Sesli İmza uygulaması ile çağrı süreleri ortalama 15 azalırken, müşteri memnuniyeti 85, çalışan memnuniyeti ise 97 artırıldı. Phatel, Vodafone Grubu içerisinde Deneyim Merkezi olarak kabul gören uygulamanın Vodafone İtalya'da devreye girmesi için Vodafone Türkiye'nin danışmanlık desteği verdiğinin altını çizdi ve ekledi: "Müşterilerimizin memnuniyetini artırmaya öncülük edecek bu tür yenilikçi ve yaratıcı uygulamaları Vodafone olarak geliştirmeye ve sunmaya devam edeceğiz". İMİ Eğitim Yönetim ve Organizasyon tarafından düzenlenen "İstanbul Çağrı Merkezi Ödülleri 2009" ödül töreni, 27 Ekim Salı akşamı İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleştirildi. Müşterilerine çağrı merkezi hizmeti sunan kuruluşların başvurduğu yarışmada toplam 11 kategoride ödül verildi. Ödüller, çağrı merkezi sektörünün üst düzey yöneticilerinden oluşan 23 kişilik jürinin aylarca süren yoğun gözlem ve değerlendirmeleri sonucunda belirlendi.
620445
İsrail de Suriye ile barışa ilerlemenin yollarını aramaya hazır
11.20 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, de ile barışa ilerlemenin yollarını aramaya hazır ülkesinin ile barışa ulaşmanın yollarını aramaya hazır olduğunu bildirdi. İsrail Savunma Bakanı Barak, “İsrail ile geçen aralık ayında askıya alınan barış görüşmelerine yeniden başlanmasından yana olduğunu” söyleyen Suriye Devlet Başkanı ’ın bu açıklamasına cevaben bir bildiri yayımladı. Barak, açıklamasında, “Suriye ile barış, bölgede istikrarlı çözümün temel unsurlarından birini oluşturuyor. İsrail, Suriye ile barışa ilerlemenin yollarını geçmişte de aramıştır, gelecekte de aramaya devam edecektir” ifadesini kullandı. Barak, “görüşmelerin yeniden başlaması için, Suriye’nin ve ’ın bölgedeki durumun kötüye gitme tehlikesine karşı sorumlu bir tavır takınmaları gerektiğine” dikkat çekti. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, İsrail ile geçen aralık ayında askıya alınan barış görüşmelerine yeniden başlanmasından yana olduğunu söylemiş, Suriye halkının kendilerine İsrail ile barış görüşmelerine başlanması konusunda destek verdiğini, ancak İsrail’in de bu görüşmelerin yapılmasını istemesi gerektiğini ifade etmişti. Şıklık ve fonksiyonellik ona özgü.. ...
621270
Akdeniz'de orta şiddette deprem
2009-10-30 00:23:12 tahminci adam 4.5 ile 5.5 arasında olur demişti....zaten eger deprem hareketlerini izlerseniz akdenizde sürekli boyle ufak caplı depremler oluyor bunlar gayet normal ..adam simdilik tutturamadı ama daha suresi dolmadı bakalım ne olacak ismail 2009-10-30 00:10:37 hatırlarsanız geçen gün bi haber vardı bir adam var ya karınca besleyen akdenizde 48 saat içinde 3-5 arası bi deprem olacak demişti acaba bu onu doğruluyomu mehmet ercan 2009-10-30 00:07:46 bunu haber yapacaksan hic olmasa denizdekini degilde konyada aynı büyüklükte oldu onu haber yap daha fazla tıklanır millet merak eder ismail 2009-10-29 23:48:27 sinek uçsa haber yapacaksınız bu depremler hergün oluyor ama bizim ruhumuz duymuyor birakın artık in altındaki depremleri.. 3.3 lük paniğe gerek yok... mubarek bayramımızı zehir etmeyin..kardeşim deli hüsnü bile yapmıyor sizin yaptığınızı.. Yitik Şehrin Figüranları
619908
Aracı bağlanan kadın polisin kulağını ısırdı
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER Aracı bağlanan kadın polisin kulağını ısırdı KOCAELİ Kocaeli'nde aracı bağlanan kadın trafik polisinin kulağını ısırınca gözaltına alındı. İddiaya göre, İzmit Gazenfer Bilge Bulvarı civarında alkol uygulaması yapan trafik polisleri Fatma D'ye (40) ait olan ancak başkası tarafından kullanılan 41 FD 216 plakalı aracı durdurdu. Ekipler, sigortası olmadığı ortaya çıkınca aracı bağlamak istedi. EHLİYETİNE EL KONULDU Aynı araçla 16 Haziran'da "Alkollü araç kullanmak" nedeniyle ehliyetine el konulan, ay sonra da “ehliyetsiz araç kullanmak”tan aynı polisler tarafından işlem gören Fatma D. bu kez de arabası alınmak istenince öfkelendi. Alkollü olduğu iddia edilen Fatma D, araçtan inerek trafik polisleriyle tartışmaya başladı. Daha önce ehliyetine el koyan trafik polisi Yakup Y'yi görünce hakaret etmeye başladığı öne sürülen Fatma D, araca binerek kaçmak istedi. Çıkan arbede sırasında trafik polisi Ramazan S'nin kulağını ısıran Fatma D, olay yerinde bulunan karakol ekipleri tarafından güçlükle sakinleştirildi. Fatma D'nin İzmit'te bulunan bir masaj salonunun sahibi olduğu öğrenildi. 29.10.2009 GÜNDEM
620304
Mobesse çalışmasında kaza: ölü
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER Mobesse çalışmasında kaza: ölü Bursa'da mobesse sistemi için kablo döşeyen vince arkadan çarpan otomobildeki Büyükşehir Belediyesi İmar Uygulama Şube Müdürü Rüstem Aktaş ile kuzeni olan Emek eski Belediye Başkanı Yakup Aktaş'ın oğlu Hakan Aktaş hayatını kaybetti. BURSA () Bursa'da mobesse sistemi için kablo döşeyen vince arkadan çarpan otomobildeki Büyükşehir Belediyesi İmar Uygulama Şube Müdürü Rüstem Aktaş ile kuzeni olan Emek eski Belediye Başkanı Yakup Aktaş'ın oğlu Hakan Aktaş hayatını kaybetti. Mudanya karayolunda gece yarısı sol şeritte kablo döşeyen vincin dubayla tedbir aldığı ancak tedbirlerin yeterli olmadığı, vincin altına giren otomobilin ise hayli süratli olduğu ileri sürüldü. Alınan bilgiye göre, kaza dün gece 02.00 sıralarında Mudanya yolu Hamitler Metro istasyonu yakınlarında meydana geldi. 31 yaşındaki bir çocuk babası Hakan Aktaş, şehir dışından terminale gelen kuzeni İmar Uygulama Şube Müdürü Rüstem Aktaş'ı alarak Emek'teki evlerine doğru yola çıktı. Hakan Aktaş'ın kullandığı 16 RA 428 plakalı otomobil, yolun solunda kablo döşemesi yapan 16 AZ 276 plakalı vince arkadan çarptı. Süratli olduğu belirlenen otomobil vincin altına girince Hakan Aktaş ve Rüstem Aktaş sıkışarak olay yerinde hayatını kaybetti. Cenazeler sıkıştığı yerden itfaiye ve sivil savunma ekiplerinin uzun süren çalışması sonucu çıkarılabildi. Eski Belediye Başkanı, geçtiğimiz dönem DP'den Osmangazi Belediye Başkan olan Yakup Aktaş, acı haberi alınca gözyaşlarına boğuldu. Yakınları olay yerine gelen Aktaş'ı teselli etmeye çalışırken, 112 Acil Servis ambulansında eski başkana sakinleştirici vuruldu. Mühendis olan İmar Uygulama Şube Müdürü Rüstem Aktaş ve kuzeninin yarın Adnan Menderes Camii'nden Cuma namazına müteakip kılınacak cenaze töreniyle toprağa verileceği öğrenildi. Trafik ekipleri ve Cumhuriyet Savcılığı kazayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlattı. 29.10.2009 GÜNDEM
620874
Öztan'tan birlik çağrısı!
Öztan'tan birlik çağrısı! 29/10/09 16:03 Tahir tekin Öztan, yaptığı açıklamada, kentin Süper Lig'deki tek temsilcisinin bu gidişle küme düşürüleceğini, gönlünün buna razı olmayacağını söyledi. ''Herkes elele vermeli ve Gaziantepspor'un geleceğini kurtarmak için elini taşın altına koymalıdır'' diyen Öztan, ''Bu hareket için elimi taşın altına ilk olarak ben koyuyor ve 'Gaziantepspor'un geleceğini kurtaralım' diyorum. Bunu şimdi yapmazsak yarın çok geç olacaktır'' diye konuştu. Çağrısına destek verilmesini isteyen Tahir Tekin Öztan, kentle barışık olmayan bir kulüp başkanının Gaziantepspor'u her geçen gün batağa sapladığını öne sürdü. Bu olumsuzluğun teknik kadroya ve futbolculara da yansıdığını savunan Öztan, lig ve kupada alınan kötü sonuçların Gaziantepspor'u maddi ve manevi büyük bir kayba uğrattığını söyledi. Öztan, ''Bunun hesabı sorulmalıdır. Bu kentte yaşayan ve Gaziantepspor'luyum diyen herkes takımına sahip çıkmalıdır. Yıllardır kulübü keyfi biçimde yönetenlere artık dur denilmesinin zamanı gelmiştir'' dedi. Tahir Tekin Öztan, kendisi dahil spora yıllardır hizmet verenlerin kulübe üye yapılmadığından yakınarak, ''Gaziantepspor kimsenin babasının malı değildir. Üç kardeş oturmuşlar, kendi yöneticilerine bile saygıları olmadan, onları hiçe sayarak kararlar alıyorlar. Şehrimizin saygın isimlerini üyelikten çıkartıyorlar. Kulübün gelir giderleri konusunda kendi yöneticisine dahi bilgi vermiyorlar. Tüzük ve mali kongreleri gizlice yapıyorlar. Boş yere transferler yaparak kulübü borçlandırıyorlar'' iddialarında bulundu. Şu anda şehrin takıma küsmüş durumda olduğunu savunan Öztan, ''Bu nedenle ben küsme yerine ellerimizi taşın altına koyalım diyor ve herkese gelin birlikte hareket edelim çağrısı yapıyorum. Gaziantepspor asla sahipsiz değildir. Kulüpten ellerini çeksinler. Ben, Gaziantepli olarak bu sorumluluğu taşıdığımın bilinmesini istiyorum'' dedi. A.A.
620296
Yaprak Dökümü'nde şok etkisi yaratan olaylar!
Yaprak Dökümü'nde şok etkisi yaratan olaylar! 29.10.2009 10:02İzlenme rekorları kıran Yaprak Dökümü'nde bu hafta yine hüzün vardı. Cem'in ölümü Ali Rıza Bey ve ailesini sarsarken; Cem'in annesi ile babası yıkıldı. Cenazeye sürpriz isimlerin gelmesi izleyicide daha da heyecan yarattı. Cem'in cenazesine Yaman Bey'den, Mithat Bey'e; Ferhunde'nin eski sevgilisinden, Ferhunde'nin en yakın arkadaşı Gülşen ile eşine kadar herkes hazır bulundu. Cenazede herkes birbiriyle yüzleşti. Mithat Bey'in cenazeye katılması aile üzerinde büyük bir şok etkisi yarattı. Mithat Bey'i karşısında gören Hayriye Hanım ilk önce "Bunun ne işi var burada" dese de sesini çıkarmadı. Levent ve Şevket'in göz göze geldiği sahne şüphesiz ki büyük heyecan yarattı. Ama cenazenin iki sürpriz konuğu daha vardı. Leyla ve Oğuz... Cevriye Hanım'ın "Ölüm günüdür, kardeşine destek ol" sözleri üzerine Leyla konuşmadığı Necla'ya destek olmak için cenazeye gitti. Genç kadın caminin dışından içeride olanları izledi. Bir diğer konuk ise Oğuz'du. Ancak Oğuz da hiç kimseye görünmedi. Necla ve Leyla cenaze arabası kalkmadan önce göz göze geldi ancak hiç konuşmadılar. Yani iki kardeş arasındaki husumet yine bitmedi. Dizinin en etkileyici bölümlerinden biri de cenazeden sonra Ali Rıza Bey'in bahçeye çıkıp hıçkıra hıçkıra ağlamasıydı. Bir diğer ilginç olay ise Ali Rıza Bey ve ailesi hakkında sürekli iğneleyici olarak konuşan Cevriye Hanım'ın insafa gelmesiydi. Yaşlılık yüzünden Ali Rıza Bey'in evinden çıkamayan Cevriye Hanım, yeni komşulara aileyi övmesi, gelini hakkında hep iyi sözler saretmesi izleyiciyi epeyce şaşırttı. Hele ki Fikret'e söylediği "Kızım sen iki canlısın, kendini düşünmüyorsan bebeğini düşün" sözleri "Cevriye Hanım'ın başına taş mı düştü?" sorularını da beraberinde getirdi. Bu arada Cem'in ailesi kendi evlerinde cenaze için dua okuturken, Necla'nın evinde de ayrı bir dua düzenlendi. Duadan sonra cenaze evlerinde rutin olan hem gülüp hem ağlamak durumu bu evde de gerçekleşti ancak yanlış zamanda. Cevriye Hanım'ın sohbetine gülen ev ahalisi karşılarında Cem'in babasını görünce ne yapacağını şaşırdı. Kemal Bey ise, 'Oğlum öldü, bu aile gülüyor' düşüncesine kapıldı. Bölümde en yaralı kişi Necla ile Cem'in ailesiydi. Necla sık sık geçirdiği sinir krizleriyle başa çıkmaya çalışırken, Cem'in anıları onu hiç yalnız bırakmadı. Cem'in ailesi ise hala Necla'yı suçlarken, gelinlerini dışladılar. Necla Cem'in kabrine gittiğinde kayınvalidesi Suzan ile karşılaştı ve yıkıcı cümle orada geldi: "Cem'in yerine sen ölseydin" Bu arada Ferhunde ve Ceyda pişmanlıktan birbirlerini suçlarken, Şevket'in içinde inanılmaz bir intikam ateşi yandı. Ve Ferhunde'den intikam almaya yemin etti. Ferhunda vicdan azabıyla Şevket'in telefonuna "ok üzgünüm başın saolsun" şeklinde mesaj attı. Şevket de ona karşılık olarak "ok ihtiyacım vardı buna" şeklinde yazdı. Ferhunde bunun üzerine Şevket'in inşaatına gitti ve bölüm bu şekilde sonlandı. Şimdi merak konusu olan Şevket'in neler yapacağı, Leyla ve Necla'nın aralarındaki husumetin dinip dinmeyeceği, Cevriye Hanım'ın aynı iyi niyetli tavrının sürüp sürmeyeceği, Necla'nın Cem'in ailesiyle aralarındaki sorunları halledip halledemeyeceği konusu oldu. HABERTURK.COM MAGAZİN SERVİSİ
619740
"Hedefimiz terörü bitirmek"
"Hedefimiz terörü bitirmek" CN Giriş Saati 28.10.2009 22:57 Güncelleme 28.10.2009 22:58 İçişleri Bakanı Beşir Atalay, terörün artık bitmesi gerektiğini belirterek, çocuğunu her askere gönderenin kaygıyla beklemeyeceğini söyledi. Bakan Atalay "25 yıldır yaşadığımız terör sorunun minimize etmek terörü önlemek için çalışıyoruz. Sürekli acı mı yaşayalım. Yöntemde hatalar olabilir. Zaman zaman bu uzun yolda, zorlu bir süreçte istenmeyen safhalar olabilir. Ama AK Parti olarak Sayın Başbakanımız ile birlikte hepimiz, halisane, samimiyetle ülkemizi bu sorundan kurtarmak istiyoruz." dedi. İçişleri Bakanı Beşir Atalay AK Parti Genel Merkez Binasında düzenlenen Siyaset Akademisinde "Demokratik Açılım ve Mili Birlik Süreci" konulu bir ders verdi. Atalay konuşmasının başında yarın 29 Ekim Cumhuriyet bayramı ile Türkiye Cumhuriyetinin 86. yılının kutlanacağı hatırlatarak salonda bulunanlardan alkış istedi. Atalay, "Nice yılları birlikte kutlayalım Cumhuriyet ve Demokrasi birbirinden ayrılmasın, ilelebet yaşasın" dileğinde bulundu. Konuşmasında 'Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ne değinen Atalay, Temmuz ayının sonunda başlayan çalışmanın hedeflerini şöyle anlattı: "Ülkenin demokrasi standardını yükseltmek, insanın bireyin özgürlüklerini artırmak, bu alanda eksiklikleri gidermek, demokrasi sahasını derinleştirmek. Herkesin birbirine saygı içinde ülkede özgürce, kardeşçe yaşamasına katkı sağlamak için yola çıktık. 25 yıldır yaşadığımız terör sorunun minimize etmek terörü önlemek için çalışıyoruz. BAĞIMSIZ İNSAN HAKLARI OLUŞUMU Neden Demokratik açılık dedikleri konusuna açıklık getiren Atalay, "Bunun üzerinde epeyce çalıştık. Birilerinin sandığı gibi bir anda ortaya çıkmadı. Oturduk arkadaşlarla çalıştık. Başbakanımıza arz ettik. Böyle bir isimlendirmeyi uygun bulduk. En geniş manada biz bunu düşündük. Evet, şu anda yoğunlaştı alan, Kürt sorunu ve terör sorunu ile yakından irtibatlı. Ama esas bizim buradaki bakışımı daha geniş. Şu anda bağımsız bir insan hakları oluşumu üzerindeyiz veya bağımsız sivil, güvenlik birimlerindeki şikâyetleri ele alacak yeni bir mekanizma üzerinde çalışıyoruz. Bunların hepsi demokrasi alanındaki çalışmalarımız." dedi. SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNDE DEMOKRATİK SÜREÇ EN BAŞARILI YÖNTEMDİR Günümüz toplumlarında çağdaş demokrasilerde bütün sosyal sorunların çözümünde demokratik sürecin en başarılı yöntem olduğunun altını çizen Atalay, "Daha fazla demokrasi, daha fazla özgürlük, daha fazla insan hakları pek çok sorunun çözümü kolaylaştırır. Biz iktidara geldiğimiz günden beri bu sorunların çözümünde demokrasinin alanını genişlettik. Sadece baskı ile güvenlik tedbirleri ile sorunları çözemezsiniz. İnsan faktörü orda varsa, insanı öne alarak insana ve toplumu mesajlar vererek sorunlar daha kolay çözülür. İnsana değer vererek diyalogla, demokrasiyi yükseltmek çözümü kolaylaştırır." diye konuştu. YÖNTEMDE HATALAR OLABİLİR Ülkemizde sürekli bir terör olayı yaşandığını anlatan Bakan Atalay, "Ülkemizin dışından Kuzey Irak'tan terör örgütü geliyor. Askerimiz, polisimiz, vatandaşlarımız şehit oluyor. Biz bunu yıllardır yaşıyoruz. Bir gün birileri bu bitsin artık demiyor mu? Bu bitsin artık. Çocuğunu askere gönderen kaygı ile beklemeyecek. Sürekli şehitler, bu ülkede sürekli acı mı yaşayalım. Yöntemde hatalar olabilir. Zaman zaman bu uzun yolda, zorlu bir süreçte istenmeyen safhalar olabilir. Ama AK Parti olarak Sayın Başbakanımız ile birlikte hepimiz, halisane, samimiyetle ülkemizi bu sorundan kurtarmak istiyoruz." dedi. AK Parti'nin birçok sorunu çözdüğünü belirten Bakan Atalay, konuşmasını şöyle sürdürdü; "Yıllardır tıkanan AB sürecini biz açtık. Bu sorun çözümü bekleyen en acılı sorunlarından birisidir. Bu güne kadar gelen tüm hükümetler herkes bu sorunun böyle gitmesini uygun bulmuş. Bir şey yapılmamış. Güvenlik güçleri ellerinden geldiğince terörlü mücadele ediyor. Verilen tezkerelerle yapılan sınır ötesi operasyon düzenlendi ama terör bitmiyor." "AK Parti bir bölgenin partisi değil, tüm Türkiye'nin partisidir." diyen Atalay, "AK Parti Türkiye'nin her yerinden oy aldı. Bu kardeşliği ve bütünlüğü, biz sağlarız. İnşallah ülkemizin birliğinin bütünlüğünün kardeşliğinin garantisi biz oluruz." ifadelerini kullandı. Bakan Atalay, daha sonra konuşmasına basına kapalı olarak devam etti. ERDOĞAN'IN SEVDİĞİ ŞARKIYI SÖYLEDİLER Bu arada AK Parti Siyaset Akademisi, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın çok sevdiği şarkılar arasıda yer alan ve seçim çalışmalarında sık sık söylediği 'Beraber yürüdük biz bu yollarda' şarkısı ile başladı. Siyaset Akademisine ders vermek için gelen İçişleri Bakanı Beşir Atalay ve katılımcılar hep birlikte Erdoğan'ın sevdiği şarkıyı söyledi. Programa AK Parti Ankara İl Başkanı Murat Alparslan, AK Parti Yönetim Kurulu üyesi Hayri Çağır, Siyaset Akademisi Ankara Koordinatörü Ercan Demirci ve öğrenciler katıldı. AK Parti Siyaset Akademisi Demokrasi, 'Uluslararası İlişkiler ve Ekonomi' başlığı altında 19 Ekim eğitim faaliyetine başladı. 32 il merkezinde düzenlenen 15 Ocak'ta sona erecek olan eğitim faaliyetlerine 7500 kişinin katıldığı belirtildi. Yayın tarihi: 29 Ekim 2009 Perşembe
620975
Talat: Kıbrıs’ta çözüm treninin lokomotifi biziz
17.10 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Talat: ’ta çözüm treninin lokomotifi biziz Cumhurbaşkanı ’ta barış için, sadece Türk tarafının değil, tarafının da yeni bir dil kullanması, yeni bir yaklaşım benimsemesi ve yeni açılımlar yapması gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Talat, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları çerçevesinde Lefkoşa Dr. Fazıl Küçük Bulvarı’nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada, ile ilişkilerini dostluk ve karşılıklı yarar esasları üzerine temellendirmesinin, Kıbrıs Rum halkının da çıkarına olduğunu kaydetti. hükümetinin Kıbrıs sorununa çözüm bulma çabalarını kararlı bir şekilde desteklemesinden dolayı müteşekkir olduklarını belirten Talat, şöyle devam etti: “Umarız ki, Kıbrıs Rum liderliği de Türkiye’ye karşı aynı sağduyulu yaklaşımı benimser. Artık, Türkiye’ye ve Türklere karşı içi boş bir diliyle konuşmayı bırakır. Çünkü Kıbrıs’ta barış için, sadece Türk tarafının değil, ama Rum tarafının da yeni bir dil kullanması, yeni bir yaklaşım benimsemesi, yeni açılımlar yapması gerekir.” Kıbrıs’ta çözüm arayışlarına Türkiye’nin verdiği desteğe bütün dünya şahit olduğunu ve Türkiye’nin bu aktif ve samimi desteğinin bütün dünya takdirle karşılandığını belirten Talat, “Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar olarak bunun kıymetini bilmeliyiz” dedi. AKIL YOLU... Türkiye’nin Kıbrıs sorununun devamından hiçbir çıkarı olmadığını, büyük bölgesel bir güç haline dönüşen Türkiye Cumhuriyeti’nin gibi yıllanmış meselelerin adil ve kalıcı çözüme kavuşturulmasını arzuladığını kaydeden Talat, Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıs Türk halkını hegemonya altına almayı hesaplamadığı sürece, Türkiye’nin bölgesel sorunların çözümünde öncü rol üstlenerek küresel etkinliğini artırmasından rahatsızlık duymasına hiç gerek olmadığını söyledi. “Sorun, Rumların bizi, Kıbrıs’ın eşit ortakları olarak içlerine sindirmesidir” diyen Talat, şunları söyledi: “Bu güzel adanın egemenlik, yönetim ve zenginliklerini Kıbrıslı Türklerle paylaşmayı benimsediği sürece, Rum kesiminin Türkiye’den çekineceği hiçbir şey olamaz, olmamalıdır. Kıbrıslı Türkler için olduğu kadar, Kıbrıslı Rumlar için de güvenlik garantisi teşkil edebilecek akıl yolu budur. Türkiye ile karşılıklı yarara dayanan kalıcı bir dostluk kurmaktır.” RUM HALKINA “KANMAYIN” ÇAĞRISI Konuşmasında, “Kıbrıs Rum tarafındaki sağduyulu, iyi niyetli, çözüm ve barış yanlısı insanlara seslenmek istiyorum” diyen Talat, şöyle devam etti: “Bazı Kıbrıs Rum siyasi liderlerinin, çözümsüzlüğün yükünü Türkiye’ye yıkma çabalarına kanmayınız. Bu Türk karşıtı propagandalar gerçek değildir. İnandırıcı da değildir. Biz Kıbrıslıların böyle bir karşılıklı suçlama yarışıyla elde edebileceğimiz hiçbir şey yoktur. Bu kör dövüşünü sürdürenler, çözüm çabalarını etkisizleştirmekten başka bir şey yapmıyorlar. Kıbrıs’ta çözüm istiyorsak, adamızın kesin şekilde bölünmesi yerine, şimdi birleşmesini tercih ediyorsak gerçeklerle yüzleşelim. Türkiye’nin, sürecini kullanarak, Kıbrıs’ta sadece Rum tarafına göre bir antlaşma dayatma çabaları boşunadır. Bir zaman kaybından, kaybından başka bir şey değildir.” “TAVİZ VEREBİLECEĞİ HAYALİ ŞAŞIRTICI”Türkiye’nin AB üyesi olmak için Kıbrıs Türkü’nün varlığından veya gelecek güvencesinden taviz verebileceğinin hayal edilmesinin şaşırtıcı olduğunu ifade eden Talat, “1950’lerin, 1960’ların en kötü koşullarında bile, dışarıdan yardım görmeksizin direnen Kıbrıslı Türklerin, şimdi kendi haklarından vazgeçeceklerinin hayal edilmesi daha da şaşırtıcıdır” dedi. Talat, şöyle devam etti: “Zaten Rum tarafının başına ne gelmişse, hep ham hayallerden geldi. Artık böyle olmadık hayallerle, önümüzdeki gerçek çözüm şansını kaçırmak lüksü Rum tarafı için de yoktur. Türkiye, bu tür baskılara boyun eğmeyecek kadar güçlü bir ülkedir. Kaldı ki, Türkiye Cumhuriyeti, şimdiye kadar, Kıbrıs Türk halkının varlığı için bundan çok daha büyük bedeller ödemiştir.” “ÇÖZÜM TRENİNİN LOKOMOTİFİ...” “Kıbrıs’ta çözüm treninin lokomotifi biziz” diyen Talat, Cumhurbaşkanlığı dönemi boyunca, Kıbrıs’ta bir çözüme ulaşmak için sadece Türk tarafının değil, Rum tarafının da rayına girmesi için iki kat çaba harcamak gerektiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Talat, ham hayaller peşinde koştuğu için, Kıbrıs Rum liderliğinin görüşme sürecine yoğunlaşamadığını ve anlaşmazlık noktalarını halletmek yerine, “Acaba Türk tarafını dünyada nasıl köşeye sıkıştırırız?” diye kafa yorduğunu belirterek, şunları söyledi: “Rum tarafındaki muhataplarımız, zamanlarını, akıllarını, enerji ve kapasitelerini görüşmelerden çok böyle hiçbir netice getirmeyecek ham hayallere harcamasalardı, şimdiye kadar çoktan bir çözüme varmış olurduk. İşte bu nedenledir ki, görüşme sürecini ilerletme, Kıbrıs’ta yarım yüzyıla yakın bir süredir devam eden soruna kalıcı bir çözüm bulma sorumluluğunu neredeyse bütünüyle Türk tarafı üstlenmiş bulunuyor.” Talat, bu sorumluluğun, Türkiye’nin bölgesel sorunların çözümünde üstlendiği sorumluluklarla büyük bir benzerlik gösterdiğinin altını çizerek, şu anda Kıbrıs’ta, önder rol üstlenen tarafın Türk tarafı olduğunu vurguladı. KKTC Cumhurbaşkanı, kimilerinin sandığının tersine esasen güçlü olan tarafın da Kıbrıslı Türkler olduğunu, Kıbrıs Türk halkının bu gücünü hem dünyada artan itibar ve güvenilirliğinden, hem de Türkiye Cumhuriyeti’nden, Türkiye’nin barışsever halkından aldığını söyledi. TÜRKİYE İLE KADER BİRLİĞİ Kıbrıs Türk halkının ana vatan olarak benimsediği Türkiye ile olan ilişkilerine, gönül bağına ve kader birliğine dikkati çeken Talat, “Kıbrıslı Türklerin Türkiye ile bağlarını, Türk ulusuna karşı duygularını ve bu duygudan kaynaklanan tutumlarını dikkate almayan hiçbir yaklaşım, Kıbrıs sorununun çözümüne katkı sağlamadı, sağlayamaz.” dedi. Kıbrıs sorununa doğrudan taraf olan Türkiye ile ’ın ve diğer ilgili uluslararası güçlerin de etkin katılımını sağlayacak bir çözüm stratejisinin gerekliliğini dile getiren Talat, “Avrupalı Çözüm, Kıbrıslı Çözüm” gibi kulağa hoş gelen, ama içi boş ve işe yaramayacağı belli laf cambazlıklarının olsa olsa çözümsüzlüğü besleyeceğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Talat, “Biz, Birleşmiş Milletler parametrelerine uygun, Türkiye’nin garantörlüğü ve güvencesi altında, iki toplumlu, iki kesimli, siyasi eşitliğe, kendi kendimizi yönetme hakkımıza dayalı bir ortaklık istiyoruz” diye konuştu. Kıbrıslı Türklerin, yarım yüzyıldan beri kendi vatanında kendi kendini yönetme hakkımız için mücadele ettiğini, ’nin kuruluşundan beridir de, Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlüğü ve güvencesi altında olduğunu ifade eden Talat, “Bugün, elde ettiğimiz mevcut haklarımızdan geri dönmek için herhangi bir neden yoktur” diyerek şöyle devam etti: “Yaşadığımız ekonomik zorluklar veya sosyal çalkantılar, böylesi bir geri dönüşü gerektirmez. Kıbrıs sorununun çözümünün ekonomik ve sosyal sorunlarımıza da çözüm bulmamızı kolaylaştıracağı elbette bir gerçektir. Ama ekonomik ve sosyal sorunlarla karşılaşıyoruz diye, bunca yıldan beri uğruna mücadele ettiğimiz, eşitlik, kendimizi yönetme, toplumsal varlığımızı koruma gibi temel haklarımızdan vazgeçebileceğimizi bekleyen varsa, büyük bir yanılgı içindedir.” Kıbrıs soruna kararlılıkla kesin bir çözüm aradıklarını ifade ederek, çözüm konusundaki bu kararlı arayışlarını “zaafmış” ve “teslimiyetmiş” gibi algılayanların tam bir yanılgı içerisinde olduğunu kaydeden Talat, Kıbrıs Türk halkının ezici çoğunluğunun bir çözümün gerekliliği konusunda hemfikir olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Talat, “Bir çözüm için ise, tıpkı Türkiye hükümetinin uluslararası ilişkilerinde yaptığı gibi, hep birlikte elimizi taşın altına koymamız gerekir” dedi. Şıklık ve fonksiyonellik ona özgü.. ...
620846
Amerikalıdan Biri Yoksul
: Amerikalıdan Biri Yoksul Dünyanın en zengin ülkesi ABD'de ekonomik krizin etkisiyle yoksulluk artıyor. Ülkede gıda yardımından yararlananların sayısı 32 milyonu aştı. Yayına Giriş: 29.10.2009 14:31:13 Güncelleme: 29.10.2009 14:32:31 Amerika Birleşik Devletleri'nde yoksulluğun sanılandan fazla olduğu bildirildi. Küresel kriz dolayısıyla işsizliğin de arttığı ülkede yoksulların sayısının 47,5 milyona ulaştığı belirtildi. Her Amerikalıdan 1'i yoksulluk içinde yaşıyor. 65 yaş ve üzerindeki Amerikalıların yüzde 18'si, 18-64 yaş arasındaki Amerikalıların yüzde 15'i yoksulluk çekiyor. Ülkede açlıkla mücadelenin en etkin yollarından biri olan bedava yiyecek kuponu programından faydalananların sayısı 32 milyonu aştı. Yani, her 10 Amerikalı'dan biri, artık bu programa kayıtlı. Kriz en fazla orta sınıf ve yoksulları etkilerken, işten çıkarmalar yüzünden zenginlerle yoksullar arasındaki gelir uçurumu daha da büyüdü. Evsizlerin sayısı her geçen gün artıyor, 46 milyon Amerikalının ise hiçbir sosyal güvencesi bulunmuyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde yaş altındaki 3,5 milyon çocuğun da, açlık riskiyle karşı karşıya olduğu bildiriliyor.
620050
ŞAHİN ALPAY Neden 'İkinci Cumhuriyet'?
Bunlar arasında "Turkey: Modern History" (3. Basım 2004) Zürcher'in kuşkusuz konuyla ilgili herkesin okuması gereken kitabı. (İletişim Yayınları'nın "Modernleşen Türkiye'nin Tarihi" başlığıyla yayımladığı Türkçesi 22 kez basıldı.) Dışişleri Bakanlığı, 2005'te çok yerinde bir kararla, Zürcher'i "Türkiye ile ilgili yanlış algılamaları ve önyargıları sorgulayan" çalışmalarından dolayı Üstün Hizmet Madalyası ile ödüllendirdi. Profesör Zürcher 14 Ekim günü Arı Hareketi'nin İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde düzenlediği bir toplantıda "Modern ve uygar bir toplum: Kemalistlerin yeni cesur dünyası" başlıklı bir konuşma yaptı. 1934-41 ve 1947-48 yılları arasında hükümet tarafından, Cumhuriyet Türkiye'sinin Batı'ya yönelik propagandasını yapmak amacıyla, iki ayda bir Fransızca olarak yayımlanan "La Turquie Kemalist" dergisinden hareketle, tek parti dönemi modernleşme projesinin özelliklerini şöyle sıraladı: Sovyet modernleşmesinden esinlenen, sanayileşmeye, eğitime, uygulamalı bilim ve teknolojiye, insan aklına ve iradesine vurgu. Kadınların toplumsal rolünün modernleşmenin esas ölçüsü olarak anlaşılması. Anadolu'nun bir "tabula rasa" (üstüne yazılmayı bekleyen boş bir levha) olarak görülmesi. Tarihten ve gerçek insanlardan soyutlanmış bir bakış açısı. Kitlelere güvensizlik ve onlar üzerinde denetim kurulması gereği. Siyasete hiç yer tanınmayışı. Devletin tek partinin bir uzantısı olarak görülmesi. Pozitivist, bilimin mutlak ve şaşmaz gerçeği temsil ettiği anlayışı. Dinden hiç söz edilmeyişi, vs. Zürcher konuşmasını şöyle tamamladı: 1930'larda uygulanan modernleşme projesi, günün Avrupa uygarlığını Türkiye'ye taşımayı amaçlıyordu, ama geleceğe dönük bir yönü yoktu. Kemalizm'in "altın çağı" ("asrı saadet"i) olarak görülen yılların modernlik anlayışı, 21. yüzyılın başındaki Türkiye için bir "yol haritası" olamaz. Ben de söz aldım ve Zürcher'e tümüyle katıldığımı ifade ettim. Evet, 1930'ların modernlik anlayışı kesinlikle geleceği inşa için bir rehber olamaz. Neden? Her şeyden önce, günümüzün uygarlık anlayışı 80 yıl öncesine göre çok farklı olduğu için... Çağdaş modernlik ya da (dilerseniz post-modern, modernlik-sonrası) uygarlık anlayışı, her şeyden önce çoğulculuk ve farklılığa saygı temel ilkelerine dayanır. İnsan haklarına, yani bireyin temel hak ve özgürlüklerine, öncelikle de ifade ve inanç (din) özgürlüğüne mutlak saygıyı içerir. Özgürlükçü ve çoğulcu demokratik rejimi öngörür. Bilim anlayışı, pozitivizm değil eleştirel rasyonalizmdir. Bilim bize en güvenilir bilgileri sağlar, ama bilimsel teoriler ancak aksi ispat edilene kadar geçerlidir. Bilim teorilerin yanlışlığının gösterilmesiyle ilerler ve ilerledikçe ne kadar az bildiğimizin farkına varırız. Din ile bilim rakip değildir; biri diğerinin yerine konamaz. Bugün asker-sivil bürokraside yaygın şekliyle Cumhuriyetçilik ya da Kemalizm anlayışı, sadece farklılığa saygısız bir kültür anlayışını içermekle kalmıyor, bürokratik vesayet altında olan türden bir demokrasiyi öngörüyor. Genelkurmay'da birileri tarafından hazırlanan "AKP ve Gülen'i bitirme planı"nın en açık bir şekilde ortaya koyduğu üzere, sadece ülke güvenliğini sağlamakla görevli ve tümüyle siyasi otoriteye bağlı olması gereken orduyu, millet iradesinin üzerinde silahlı bir siyasi parti haline getiriyor. Böylesi bir Cumhuriyetçilik, günümüzün uygarlık anlayışı ile kesinlikle bağdaşmıyor. Evet, "Birinci Cumhuriyet", Türkiye'nin 18. yüzyıl sonunda Osmanlı ile başlayan modernleşme hamlesinde önemli bir aşamaydı. Ama artık çağdaş uygarlıkla bağdaşan (Mehmet Altan'ın koyduğu adla) "İkinci Cumhuriyet"e ihtiyacımız var. s.alpay@zaman.com.tr
621059
Erbakan'dan AK Parti'yi kızdıracak açıklamalar
Akar Otel'deki sempozyumda konuşan kapatılan Refah Partisinin eski Genel Başkanı ve eski Başbakanlardan Necmettin Erbakan, Milli Görüş'ün 40 yılda yaptığı hizmetleri ve bundan sonra yapması gerekenleri anlattı. AK Parti ve Saadet Partisinin artık farklı partiler olduğunun halka anlatılması gerektiğini ifade eden Erbakan, ''Altın başka, paslı teneke başka. Bunu halka anlatacağız'' dedi. Erbakan, Milli Görüş'ün farklı bir dünya görüşü olduğunu, 40 yılda birçok büyük hizmeti yaptığını, ''birbirinden farkları olmayan siyasi partilerin'' ise ''milleti aldattığını'' iddia etti. Erbakan, konuşmasında AK Parti'yi de eleştirerek, ''Bunlardan hayır gelmez. Hiçbir şey yapamazlar. AKP'nin yöneticisi çocuklar bizim çocuklardı. Bunların ne yapıp ne yapamayacaklarını biz biliriz'' diye konuştu. AK Parti'nin, mayınlı araziler, Irak ve İsrail ile ilgili politikalarını eleştiren Erbakan, ''Bunların hesabını ne bu dünyada ne öbür dünyada verebilirler'' dedi. Erbakan, ''Yanlış yoldasınız, aslınıza dönün'' çağrısında bulundu. Bu arada, sempozyumda, doğum günü 29 Ekim olduğu belirtilen Erbakan'a, üzerinde Arapça yazılar bulunan büyük bir pano hediye edildi. Hediyeye teşekkür eden Erbakan, Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla tüm yurtta düzenlenen törenlere atıfta bulunarak, ''Benim için bu kadar kutlamaya ne gerek vardı'' diye espri yaptı. ''TÜRKİYE'DEKİ SİYASETİ FORMATLAMALIYIZ'' Saadet Partisi Genel Başkanı Numan Kurtulmuş da sempozyumda Milli Görüş'ün fikri temelleriyle ilgili konuştu. Türkiye'de adında sol ve halk bulunan CHP'nin, Türkiye'deki işsizlik, neoliberal politikalar, sendikalaşma, hak ve emekle ilgili tek kelime söylemediğini, milliyetçi bir parti olan MHP'nin ekonominin milleştirilmesiyle ilgili, liberal partilerin de başörtüsü özgürlüğüyle ilgili çözüme yönelik tavırlar sergilemediğini öne süren Kurtulmuş, Saadet Partisi'nin böyle bir ortamda yapması gerekenin ''Türkiye'deki siyaseti formatlamak, safları berraklaştırmak'' olduğunu kaydetti. Kurtulmuş, Saadet Partisi olarak milli çözümlerden yana olduklarını, Türkiye üzerinden olmayan hiçbir çözümden yana olmadıklarını vurguladı. Saadet Partisinin, anti-emperyalist ve Türkiye'de yaşayan herkesin partisi olduğunu belirten Kurtulmuş, herkesin huzur ve refahını sağlamaya dönük çaba gösterdiklerini bildirdi. Sempozyuma, eski Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan'ın yanı sıra bazı akademisyen ve siyasetçiler de katıldı.
619976
Kupansuman
Kupansuman Kupansuman YAŞAR YALÇIN 29.10.2009 Derbi gazisi G.Saray, Kupa'da Bucaspor'u 2-1 ile geçip yara sardı! Rijkaard'ın rotasyon neşterini vurduğu Aslan tat vermedi. Elano 34'te atıldı. Golleri Kewell ve Arda kaydetti F.Bahçe mağlubiyeti sonrası Ali Sami Yen Stadı'nın da keyfi iyice kaçmış. Taraftarlar belli ki futbolculara bir hayli kırgın. Onları tribünlere bile çağırmayarak tepkilerini de belli ettiler. Buca karşısına da bozuk moralle çıkan sarı- kırmızılı futbolcular, bir yerde geçen sezon ligi beşinci bitirmelerinin acısını da yaşıyorlardı. İlk dörde kalsalar direk guruplarda mücadele etmeye başlayacaklardı. Bu arada Rijkaard bazı futbolcularını da dinlendirerek, hafta sonu ligde oynayacakları Sivasspor karşılaşmasını da düşünüyordu. Maça hızlı başlayan Galatasaray 10. dakikada sağdan Uğur'un getirdiği topu bomboş durumda üstten auta atan milyon dolarlık Elano ile ilk golü kaçıran oldu. 17. dakikada ise Arda'nın pası ile sol çaprazda buluşan büyücü Kewell sert vurdu top ağlarla buluştu. Bu golle rahatlayan ev sahibi takım 32.dakikada ise Kewell'ın Arda'ya ilk goldeki teşekkürünü sunarak verdiği pas, bu defa Arda tarafından sert bir vuruşla gol olunca fark 2'ye çıktı. 34. dakikada ise Dunga'nın akrabası olduğu yönünde iddialar bulunan Elano acemice bir faul yapınca son adam değerlendirmesi ile maçın hakemi tarafından direk kırmızı kartla takımını 10 kişi bıraktı. Rakip de 10 kişi kalan Galatasaray karşısında 40. dakikada Muhammed ile önemli bir fırsatı kaçırınca ilk yarı 2-0 bitti. İkinci yarı da rakip Bucaspor Serkan ile 62.dakikada gole çok yaklaştı ama top yan direkten geri geldi. Bu yarı misafir takım biraz daha etkili gözükürken, sarıkırmızılılarda ise durgunluk vardı. Taraftar "Her zaman, her yerde en büyük Cim-bom'' diye bağırırken sahada ise büyük takımı gören yoktu. 10 kişi de kalsalar bu kadar etkisiz olmaları gerçekten düşündürücüydü. İkinci yarıdaki en önemli pozisyonları ise 77. dakikada Kewell'ın az farkla auta giden şutu oldu. ECEL TERLERİ... 78. dakikada ise Emre Güngör ceza sahası içinde Yunus'u düşürünce maçın hakemi penaltı noktasını gösterdi ancak atışı Mehmet Batdal çok kötü vuruşla üstten auta attı. Ancak 86'da Kenan'ın güzel vuruşuyla konuk ekip skoru 2-1'e taşıdı. Bucaspor son dakikayı da tek kale oynayarak Galatasaray'a ecel terleri döktürdü ancak skor değişmedi. Cam adamlar döndü G.SARAY'IN müzmin sakatları Tobias Linderoth ve Emre Güngör, dün gece ilk 11'deydi. Ağustos'taki Maccabi Netanya maçında oynayan Linderoth, 83 gün sonra ilk maçına çıkarken, 17 Eylül'de UEFA Avrupa Ligi'nde oynanan Panathinaikos karşılaşmasında sakatlanan Emre Güngör de 41 günlük bir aranın ardından formasına kavuştu. Zoru başardı! G.SARAY'DA Elano, dün gece de hayal kırıklığı yarattı. Takımı zayıf rakibi karşısında 2- öndeyken, kendi ceza sahası önünde topu kaptıran ve gole giden rakibini düşüren Brezilyalı 34'de gördüğü kırmızı kartla takımını 10 kişi bıraktı. Formasıyla yüzünü kapatarak sahayı terkeden Elano'ya kaptan Arda moral verdi. Arda depresyonda! G.SARAY taraftarı, F.Bahçe derbisini 3-1 kaybeden futbolcularını 90 dakika öncesinde tribüne çağırmayarak tepkilerini ortaya koydu ve süreki olarak kulübün efsane ismi Metin Oktay lehine tezahüratla takımı protesto etti. Taraftarın bu tepkisiyle morali bozulan Arda Turan, 36 dakika kaldığı oyunda attığı gol dahil hiçbir pozisyonda gülümsemedi. Kupansuman Yayın tarihi: 29 Ekim 2009 Perşembe
619720
İslami grup lideri baskında öldürüldü
Savcılık yetkilileri, Detroit yakınındaki Dearborn kasabasındaki bir depoda olan Lokman Amin Abdullah ile federal ajanlar arasında silahlı çatışma çıktığını, çatışmada Amin Abdullah'ın öldürüldüğünü kaydetti. Amin Abdullah ile ilgili hazırlanan dosyada, hakkında çeşitli suçlamalar bulunduğu ve önceki adının Christopher Thomas olduğu ifade edilerek, Abdullah'ın liderliğindeki grubun öncelikli amacının ABD'de İslami bir devlet kurmak olduğu kaydedildi. Federal soruşturma bürosu FBI yetkilileri de, Abdullah ve 10 adamının çeşitli suçlardan arandığını, bunların arasında hırsızlık, yasa dışı silah alış satış işleri olduğunu söyledi. FBI'ya göre, çevresindekilerin bir bölümü cezaevindeyken müslüman olan kişilerden oluşan Abdullah, konuşmalarında genellikle hükümet aleyhinde söylemler dile getiriyordu. AA
620057
Taksicilerle ilgili yönerge yürürlükte
Toplu ulaşımda hizmet kalitesini ve ulaşımın etkinliğini artırmak için, taksilerin trafikte boş gezerek trafik yoğunluğunu artırmalarını önlemenin planlandığı çalışmayla umumi taksi durak yerlerinin tesisi de sağlanacak. Taksi durağı kurmak isteyen ilgili tüm esnaf, Taksiciler Esnaf Odası aracılığıyla Toplu Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü'ne başvuruda bulunacak. Ticari Taksi ve Taksi Dolmuş Yönergesi, İstanbul'da taksi ve taksi dolmuş olarak hizmet veren araçların ruhsat sahipleri ile şoförlerinin hak ve yükümlülüklerini düzenliyor. Araçların taşıması gereken şartları, uyması gereken kuralları, taksi duraklarının standart, teknik özellik ve işletim sistemlerini, yapılması, açılması, tadil edilmesi, indirme, bindirme ve bekleme yerlerinin düzenlenme kurallarını belirliyor. Esnaf odasıyla birlikte tüm taksi ve taksi dolmuş esnafına yönerge kitapçıkları dağıtılacak. İstanbul ilinde taksilerin %40'ı bir durağa bağlı çalışırken, %60'ı bir durağa bağlı olmaksızın kent içinde sürekli dolaşarak çalışıyor. Bu sırada boş olarak km yaparak trafik yoğunluğunu gereksiz yere artırıyor. Trafik yoğunluğuna sebep olmanın yanı sıra yaydıkları zararlı emisyonlar çevre kirliliğine sebep oluyor. Yapılan gözlemler yanında taksi sürücüleri ile yapılan konuşmalar sonucu İstanbul'daki taksilerin bir günde yaptıkları km'nin yaklaşık 1/3'ünü boş olarak yaptıkları belirlendi. Bu, günde ortalama 250 km, ayda 7.500 km yapan bir taksi için ayda 2.500 km'ye tekabül ediyor. Projenin tamamlanması ile kayıpların önüne geçilmesi ve 2010 kültür başkenti İstanbul'a yakışır, düzenli, etkin bir ulaşım sisteminin kurularak, toplu ulaşım hizmetlerinde kalitesinin arttırılması amaçlanıyor.
620455
G.Saray'ı görünce çıldırıyor
11.28 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, G.Saray'ı görünce çıldırıyorDev derbide Keita'nın yumruğu ile yere yıkılan G.Saray'ı görünce kendini bir boğa gibi güçlü hissettiğini söyledi... F.Bahçe'nin Brezilyalı yıldızı samimi açıklamalarda bulundu. Derbide G.Saray'ın en önemli silahı olan Keita'ya adeta adım attırmayan ve sonunda görmesini sağlayan Carlos, "G.Saray'la oynamak ve onları yenmek müthiş bir duygu. formasıyla 'yı yendiğimizde bile bu kadar büyük keyif almıyordum" diye konuştu. G.Saray galibiyetlerinde tarifsiz bir mutluluk yaşadığını belirten ve maçtan sonra çılgınlar gibi eğlendiğini söyleyen Carlos şöyle konuştu: "Duygu yoğunluğu olarak F.Bahçe-G.Saray derbisi, Real Madrid-Barcelona derbisinden daha önemli. G.Saray maçlarında sahada adeta çıldırıyorum, kendimi 20 yaşındaki gibi genç ve bir boğa gibi güçlü hissediyorum." .. ...
620085
Cumhuriyetin 86.yılı kutlanıyor
Yenişehir Kültür Merkezi'ndeki konserde Biret, Beethoven, Bach, Schumann ve Chopin'in eserlerini seslendirdi. İki bölümden oluşan konserin sonunda Biret, izleyiciler tarafından uzun süre ayakta alkışlandı. Konseri, Karabük Valisi Nurullah Çakır ve protokol üyeleri de izledi. Konserin ardından Biret'e Karabüklüler adına çiçek takdim eden Çakır, ''Cumhuriyet kenti Karabük'te kendisini ağırlamaktan onur duyduklarını'' söyledi.
619996
Terörü koruma içtihadı oluştu
Terörü koruma içtihadı oluştu 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Genel Başkanı hükümetinin talimatıyla teröristlere dokunulmazlığı” getirildiğini savundu. Bahçeli, özetle şu mesajları verdi: İLK DARBE: canisi ile kol kola giren Başbakan, ’nin milli birliğinin temellerine ilk darbeyi Habur’da vurmuştur. Hükümet ve devlet görevlileri bu ihanet resmi geçidine nezaret etmiş, bunu adata bir devlet törenine dönüştürmüştür. İLK PROVA: Başbakan’ın teröristlere örtülü af projesinin fiilen hayata geçirilmesinin ilk provası yapılmış, teröristlerin gururunun rencide edilmemesi adına, devletinin onuru ve haysiyeti ayaklar altına alınmıştır. ‘Terörü koruma içtihadı’ oluşturulmuş ve dokunulmazlığı’ getirilmiştir. TAKTİK: İkinci ihanet kafilesinin gelişinin ertelenmesi, sadece taktik bir zamanlama ayarlamasıdır. Başbakan, şimdi zaman kazanarak tepkilerin dinmesini beklemektedir. İLE GÜVEN: Başbakan PKK ile güvene dayalı bir ilişki kurduğunu, bu zeminde bir mutabakata varıldığını kabul etmiştir. BİR KIVILCIM: En küçük bir kıvılcımla patlayacak gerilimler yeterince birikmiştir.
620242
Lufthansa'da zarar 32 milyon Euro
Lufthansa'da zarar 32 milyon Euro 29 Ekim 2009 Perşembe, 09:17 Zararda, ekonomik krizin seyahat talebini zayıflatması etkili oldu. Şirket, geçen yıl ocak-eylül döneminde ise 529 milyon avro net kar açıklamıştı. Bu yıl ayda şirketin gelirleri geçen yılla kıyaslandığında yüzde 13,2 düşerek 19 milyar avrodan 16,2 milyar avroya geriledi. Lufthansa, çeyrek yıla ilişkin sonuç açıklamadı. Şirket, devam eden zayıf talep ve fiyatlara karşılık petrol fiyatlarındaki artışın yenilenmesi tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu kaydetti. AA
620424
Google’dan internet müzik sektörüne yatırım
11.09 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, ’dan internet müzik sektörüne yatırım İnternet devi internette müzik parçası bulmak, dinlemek veya satın almaya yarayan yeni bir hizmet başlatarak, online müzik satışına ilk adımını atmış oldu. Google’ın ’taki Capitol Records müzik şirketinde Lala.com ve iLike online müzik şirketleriyle yaptığı işbirliğinden “Google music search” adlı bu yeni hizmet ortaya çıktı. İnternette özel olarak müzik araması yapan bu yeni aranan şarkının olup olmadığını anlamak için bir şarkıyı tam olarak dinleme olanağı sağlıyor. Şıklık ve fonksiyonellik ona özgü.. ...
620503
Kafkas: "Fenerbahçe maçı farklı olacak"
teknik direktörü Tolunay Kafkas, kupadan elenmelerinin, maçına olumsuz bir etkisi olmayacağını söyledi. Kafkas, Türkiye Kupası'nda finale kadar yükselmeyi amaçlamalarına karşın elendiklerini, bunu kısa sürede unutacaklarını söyledi: "Kupa maçında aklımız fikrimiz 'de değildi. Tur atlamayı çok istedik ama olmadı. Cangele, Furkan, Durmuş gibi sakat oyuncular yüzünden sıkıntıya girdik. maçı, kupa maçına benzemez. Bu maçın sonucu maça yansımaz. Bu ligde var olacağız." 'un bu sezon 'den aldığı Gökhan Emreciksin, ", Gaziantep'e de lider olarak gitmişti ama yenilmişti. Onların yaptığını biz de başarabiliriz. Kayseri'de de biz 'yi yenecek güçteyiz" dedi. Sarı-kırmızılı ekibin defans oyuncularından Aydın, "zor bir maç ama maçına konsantre olacağız. Sahadaki mücadale önemli" diyerek görüşlerini belirtti. 'un file bekçisi Souleymanou, maçı zor olur ama kazanmak için elimizden gelen mücadeleyi vereceğiz. Kupadaki yenilgiyi telafi edeceğiz" demekle yetindi. ve 'a gol atan Ariza Makakula ise, "benim gol atmamdan çok takımın iyi olması en önemlisi. Başarı, takımımızın iyi oynamasıyla gelir. Kupada maalesef kötü performans sergiledik. maçında iyi oynamak istiyorum" dedi.
620963
Honduras, Brezilya'yı şikayet etti
Honduras, Lahey'deki BM mahkemesinde hakkında yasal süreç başlattığı Brezilya'yı suçlayarak, Zelaya ve elçilikteki diğer kişilerin elçiliği siyasi propaganda platformu olarak kullandığını, Honduras'daki kamu düzenini ve barışı tehdit ettiğini savundu. Ordu, devlet başkanlığı görev süresini uzatmaya çalışarak anayasayı ihlal ettiği iddiasıyla 28 Haziranda Zelaya'yı devirerek sürgüne göndermişti. Darbe uluslararası alanda tepkilere yol açarken, Zelaya da ülkesine gizlice girerek Brezilya Büyükelçiliğine sığınmıştı. AA
619969
Yargılamada yetki tartışması
Yargılamada yetki tartışması Yargılamada yetki tartışması Gül KİREKLO Nurdeniz ERKEN /HABER MERKEZİ 29.10.2009 Albay Çiçek'in belgeyle ilgili olarak hangi mahkemede yargılanacağı hukukçuları da ikiye böldü Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek tarafından hazırlanıp imzalandığı öne sürülen "İrtica İle Mücadele Eylem Planı" ile ilgili davanın hangi mahkemede görüleceği tartışması hukukçuları böldü. Ceza Muhakeme Kanunu'nun 250. maddesi; son değişiklikle beraber, askerlerin barış döneminde ağır ceza mahkemelerinin yargı yetkisine giren bir suçu işlemeleri halinde, sivil mahkemelerce yargılanmasını öngörüyor. Ancak bazı hukukçular 250. maddede yapılan değişikliğin Anayasa'ya aykırı olduğunu ve askeri mahkemelerin de yetki iddia edebileceğini öne sürüyor. İşte hukukçuların ağzından yetki karmaşası. Yargılamada yetki tartışması Yayın tarihi: 29 Ekim 2009 Perşembe
620178
Galatasaray kupada tur atladı
Ziraat Türkiye Kupası play off maçında Bank Asya 1. Lig ekiplerinden Bucaspor'u 2-1 yenerek, gruplara kaldı. 10. dakikada Arda ile yaptığı duvar pası sonrası sağdan ceza sahasına giren Uğur'un pasında, Elano'nun gelişine yaptığı plase vuruş sonrası top üsten az farkla auta çıktı. 17. dakikada Bucaspor karşısında 1-0 öne geçti. Arda'nın pasında topu önüne alan Kewell'ın sol çaprazdan ceza sahasına girer girmez yaptığı sert vuruşta, meşin yuvarlak kaleci Cenk'in müdahalesine rağmen filelerle buluştu: 1-0 32. dakikada Bucaspor karşısında farkı 2'ye çıkardı. Sağ kanattan Kewell'ın ortaladığı meşin yuvarlağı kontrol eden Arda, ilk goldekine benzer bir şekilde, ceza sahasına girdikten sonra yaptığı düzgün vuruşla top ağlara gönderdi: 2-0 34. dakikada Galatasaraylı Elano, ceza sahasına girmek üzereyken Sercan'ı ayağından tutarak düşürünce, hakem Abdulah Yılmaz'dan direkt kırmızı kart görerek oyun dışında kaldı. Karşılaşmanın ilk yarısı 2-0 'ın üstünlüğünde sonlandı. 62. dakikada ceza sahası içinde oluşan karambolde, sağ çaprazda topla buluşan Serkan'ın şutu sonrası meşin yuvarlak uzak kale direğine çarparak oyuna döndü ve defansı tehlikeyi uzaklaştırdı. 76. dakikada Aydın'ın pasıyla sol çaprazda hareketlenen Kewell'ın ceza sahası içinden müsait durumda yaptığı sert vuruşta, top yandan az farkla auta çıktı. 78. dakikada ceza sahası içinde Emre Güngör'ün müdahalesi sonrası Yunus yerde kalırken, hakem Abdullah Yılmaz penaltı noktasını gösterdi. Penaltı atışını kullanan Mehmet, topu üstten auta atarak, takımını golden etti. 86. dakikada Bucaspor, karşısında farkı 1'e indirdi. Sağdan Yunus'un ceza sahasına ortaladığı topu, kale önünde Kenan yerden düzgün bir vuruşla ağlara gönderdi: 2-1 Karşılaşmayı 2-1 kazanan grup maçlarına katılmaya hak kazandı.
620275
Olay PKK'lılar kıyafetleri konuştu
09.48 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Olay 'lılar kıyafetleri konuştu 'ye gelen 'lılar günden beri ortada yoktu. Sırra kadem basan PKK'lılar sonunda ortaya çıktı.. Dağdan inen Grubunun sözcücü Gençdal: Devlet yetkilileri elbisenizi çıkarın dese çıkarırdık PKK'lıların kıyafetiyle Türkiye'ye giriş yapmaları çok konuşuldu. Bu manzara devlete meydan okuma olarak algılanmıştı.. Yaklaşık 10 gündür izlerini kaybettiren PKK'lıları buldu.. Gerilla kıyafetleriyle gördümüz PKK'lıların artık sivil kıyafetler giydiği görüldü. Eleştiri odağındaki isimlerden Nurettin Turgut ve Şerif Gençdal Neşe Düzel'e konuştu.. Düzel sordu hedefteki isimler eleştiriler cevap verdi. Neden gerilla elbiseleriyle geldiniz? M. Şerif Gençdal( Kandil): Nasıl gelecektim? Ben dağdan geliyorum. Dağda benim elbiselerim bunlardı. Yıllar sonra ilk defa sivil bir otama girecektim. Biz sayın 'ın yaptığı çağrıya ktılıp Kandil'den buraya geldik. Amacımımız demokratikleşme sürecinin parçası olmak ve barışa katkıda bulunmaktı. Ama barış için iki taraf gerekiyor. Gerilla elbiselerinin bir tepki toplayacağını hiç düşünmediniz mi? Bu elbiseler bizim dağda günlük kıyafetimiz. Dağdan inerken de doğal olarak elbiselerimizle indik. Başka hangi elbiseyle ineceğiz ki... Savcılıktaki sorguda da bizim üzerimizde elbiseler vardı. Türk yetkililerle görüştüğümüz sırada ya da Savcılık'ta bize şu denilseydi belki biz onu yapardık yani.. Çıkarın deseydiler.. Gerilla elbisesiyle gelmek örgüt kararı mıydı yoksa sizin kararınız mıydı? Kendi kararımızdı bizim dağda sivil elbiselerimiz yok. "Amacımız barışa katkı sunmak" diyorsunuz ama gerilla kıyafeti Batı'da büyük tepki ve öfke yarattı. Gerilla elbiseleri, bayraklar, posterler gösteriler aslında gizli bir endişenin sonucu mu? "Biz yenilmedik" mesajı vermeye mi çalışıyorsunuz? Yok biz ne yendiğimizi ne de yenildiğimizi ilan etmeye geldik buraya. Bizim geliş amaçlarımız bambaşka. Bizi bir grişim grubu olarak görün. Biz barış yolunda bir ön adım olmak istedik. Barış isteğimizde samimiyeti göstermek istedik. Yoksa biz batının hassasiyetini anlıyoruz. Eğer amaç barışsa bugün tekrar gelseniz gene aynı şekilde aynı elbiselerle aynı törenlerle mi gelirdiniz yoksa daha başka bir yöntem mi izlerdiniz? Nurettin Turgut (Mahmur): Bu örgütlenmiş bir olay değil. İnsanlar içlerinden geldiği gibi hareket ettiler. Bu halkın yıllardır acılar yaşadığını herkes kabul etmeli. Yıllardır konuşma kendi kimliğiyla yaşamasına fırsat verilmemiş bir halk bu. Elbette kendinden koparılan parçaları karşılamak bu tavrı gösterir. Peki sizce Kürtler Türkler'i anlıyor mu? Hayır yeterince anlamıyorlar. Türklerle Kürtlerin birbirlerinin anlamasının zemini hiç yaratılmadı. Çünkü bunu istemeyen güçler var. Ama şu da var. Bu tepkiler kalıcı olmayacak. Çünkü kendimizi anlattıkça ve karşı tarafı da anladıkça tepkiler azalacak. 'nda kimlerin geleceğine kim karar verdi? Ekimdeki avukat görüşmesinde Kürt halkının önderi sayın Abdullah Öcalan demokratikleşme sürecinin önünün açılması için Türkiye'ye barış gruplarının gelmesini önerdi. Bu öneri PKK yönetim organı olan konsey tarafından da onaylandı ve konsey kendi kadrolarına bir çağrı yaptı. Biz de kendi özgür irademizle başvurduk. Yönetim bu başvurular arasından seçti. Anneler yanından ayıramayacak. ...
620068
Domuz gribi aşısı en az yüzde 98 bağışıklık sağlıyor
İspanya'da 6-36 ay arasındaki bebeklerde yapılan klinik çalışmalardan edinilen ilk sonuçlar da aşının, uluslararası ruhsatlandırma otoritesince belirlenen kriterleri aştığını ortaya koydu. Influenza A/H1N1 virüsünün yol açtığı hastalığın bir pandemiye (ülkeler arası yaygın salgın) dönüşmesini engellemek amacıyla Avrupa'da çalışmalar yoğun bir şekilde sürüyor. Aşı uygulaması İsveç'te 12 Ekim, Belçika ve Fransa'da 20 Ekim, Norveç ve İngiltere'de ise 21 Ekim'de başladı. Aşının güvenilirlik testinden olumlu sonuç alan Türkiye ve birçok ülke, yakında aşıları vurmaya başlayacak. ÇOCUKLARLA İLGİLİ KLİNİK ARAŞTIRMALAR OLUMLU İspanya'da 6-36 ay arasında 200 çocuğun katılımı ile yürütülen klinik araştırmanın ilk sonuçları belli oldu. 51 çocuğun verileriyle yapılan ara değerlendirme; adjuvanlı (bağışıklığı artıran madde) aşının, ilk dozu uygulandıktan 21 gün sonra güçlü bir bağışıklık sağlandığını kanıtladı. Yetkili kurumlarca konulan kriterleri fazlasıyla aştığını da ortaya koydu. Çocuklara vurulan aşıda yetişkin dozdakinin yarısı kadar H1N1 antijeni bulunuyor. GSK Türkiye Genel Müdürü Yiğit Gürçay, sonuçların sevindirici olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: "İspanya'daki ilk sonuçlar, aşı uygulamasının küçük çocuklara etkili korunma sağladığını gösteriyor. Avrupa'da yapılan ilk uygulamalardan alınan sonuçlar da son derece olumlu. Aşının uygulandığı insanların çok büyük bir bölümünün ciddi bir yan etki yaşamadan, H1N1 virüsünün yol açtığı domuz gribine karşı etkili bir korunma kazandığı görülüyor." Sağlık Bakanlığı, Türkiye'ye henüz gelmeyen bu aşıdan 25 milyon doz alacak.
620448
Liderler arasında soğuk rüzgarlar
11.21 29.10.2009büyük halleri için üzerine tıklayın Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Liderler arasında soğuk rüzgarlarANKA29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Cumhurbaşkanı ’de kutlamaları kabul etti. Törene Başkanı Başbakan Başkanı ve kuvvet komutanları, Anamuhalefet Lideri Genel Başkanı üyeleri, Başkanı Başkanı Başkanı Mustafa Birden ve çok sayıda milletvekili katıldı. Cumhuriyet’in 86. Yıldönümü dolayısıyla, Meclis’teki tören Cumhurbaşkanı Gül’ün kutlamaları kabul etmesiyle başladı. -NOTLAR- Tören salonuna ilk önce Askeri kanat geldi. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve Kuvvet Komutanları tam kadro tören saatinden yaklaşık 15 dakika önce salonda hazır bulundular. Orgeneral Başbuğ ve kuvvet komutanları basına bir süre birlikte poz verdiler. Başbakan Erdoğan Meclis’e gelen ilk lider oldu. Ancak, tören salonuna girme yerine Meclis’teki makam odasına geçti. Başbakan’ın ardından Genel Başkanı Deniz Baykal geldi. Baykal da tören alanına girmeden dışarıda bir süre CHP’li milletvekilleriyle sohbet etti. -LİDERLER ARASINDA SOĞUK RÜZGARLAR ESTİ TOKALAŞMADILAR- Liderlerin törene başlama saatinden erken gelmelerine rağmen, protokol yerlerine geçmediler. Başbakan Erdoğan törenin başlamasına birkaç dakika kala geldi. Hiç kimseyle tokalaşmadan direk protokoldeki yerine geçti. Orgeneral Başbuğ, Baykal ve Bahçeli’ye uzaktan yüzlerine bakmadan başıyla selamladı. Başbakan Erdoğan hiç kimseyle sohbet etmezken Orgeneral Başbuğ ile çok kısa bir sohbet etti. Siyasi liderlerin yüzlerinin asık olması dikkatlerden kaçmadı. Tokalaşan tek siyasi lider Baykal oldu. Baykal ile Orgeneral Başbuğ törende tokalaşan tek isimler oldu. Demokratik açılım sürecinde gerilen iktidar ve muhalefet arasında Cumhuriyet Bayramı bile buzları eritemedi. Başbakan Erdoğan, tokalaşmanın ardından Meclis’teki makam odasına geçerken, Baykal ve Bahçeli de Meclis’teki grup odalarına geçtiler. Bir süre orada kaldılar. Genel Başkanı Ahmet Türk’ün katılmadığı törene DTP’den Hasip Kaplan ise tören salonunda hazır bulundular. (ANKA) İLK TÖREN 'DE Cumhuriyet Bayramı kutlamaları kapsamında 'da ilk tören bu sabah Anıtkabir'de yapıldı. Cumhurbaşkanı 'ün başkanlığındaki devlet erkanı, Aslanlı Yol'dan yürüyerek 'nin kurucusu Ulu Önder Atatürk'ün mozolesinin bulunduğu bölüme geçti. Cumhurbaşkanı Gül'ün, Ulu Önder'in mozolesine, üzerinde "Cumhurbaşkanı" yazılı kırmızı-beyaz karanfillerden oluşan çelenk koymasının ardından saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Cumhurbaşkanı Gül ve beraberindekiler, daha sonra Misak-ı Milli Kulesi'ne geçti. Anıtkabir Özel Defteri'ni imzalayan Gül, deftere şunları yazdı: "Aziz Atatürk, Cumhuriyetimizin 86. yıl dönümüne ulaşmasının gururunu ve coşkusunu yaşıyoruz. Milletimizin bağımsızlığından ve hürriyetinden ödün vermeyeceğini tüm dünyaya ilan eden Cumhuriyet, çağdaş dünyada hak ettiğimiz yeri alma kararlılığımızın da göstergesi olmuştur. Cumhuriyet ile yönünü belirleyen ve muasır medeniyetler seviyesini aşma hedefini gerçekleştirmek için 86 yıldır büyük çaba gösteren Türkiye, yoluna kararlılıkla devam etmektedir. Bugün dünyada sözü dinlenir, etkin ve güçlü bir ülke olmanın gururuyla huzurunuzdayız. Türkiye, demokratikleşme, insan hak ve özgürlükleri konusunda büyük mesafe katetmiş, uluslararası başarılar, dünya barışına ve istikrara yaptığı katkılarla tüm dünyanın saygısını kazanmıştır. Türkiye, eksikliklerini hızla tamamlayarak gelişimini kesintisiz sürdürecektir. Cumhuriyeti yeni eserlerle güçlendirmeye, çağdaş dünyadaki gelişmeleri izlemeye, demokratikleşmemizi sürdürmeye ve gelecek nesillere daha müreffeh, daha güçlü bir ülke bırakmaya kararlıyız. Bu süreçte 'yurtta sulh dünyada sulh' ilkeniz bizlere yol göstermeye devam edecektir. Cumhuriyet Bayramı'nda millet olarak aziz hatıranız önünde saygıyla eğiliyor, size minnet duygularımızla birlikte şükranlarımızı ve saygılarımızı sunuyoruz. Ruhunuz şad olsun." Gül'ün, Anıtkabir Özel Defteri'ni imzalamasının ardından tören alanındaki mensupları ve öğrenciler, Atatürk'ün mozolesinin önünden saygı geçişi yaptılar. DTP ve MHP yanyana Anıtkabir'deki törene, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yanı sıra, TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Danıştay Başkanı Mustafa Birden, Bakanlar Kurulu üyeleri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kuvvet Komutanları, Anayasa Mahkemesi Başkanvekili milletvekilleri, Ankara Valisi Kemal Önal, Büyükşehir Belediye Başkanı TBMM İdare Amiri ve DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, bazı siyasi parti temsilcileri ile diğer askeri ve mülki erkan katıldı. Askere alkış Anıtkabir'i ziyaret etmek üzere devlet töreninin tamamlanmasını bekleyen vatandaşlar, törenin ardından Anıtkabir'den ayrılan askerleri alkışladı. Askerler de alkışlara selamla karşılık verdi. Gül, ardından Meclis'e geçerek, kutlamaları kabul edecek. Ankara'da Atatürk Kültür Merkezi tören alanında da geçit töreni yapılacak. Cumhurbaşkanı Gül, vatandaşları ve tören birliklerini selamlayacak. Cumhurbaşkanı, 'nde öğle ve akşam iki ayrı resepsiyon verecek. Öğle saatlerinde verilen ilk resepsiyona devlet erkanı eşsiz katılacak. Akşam verilecek resepsiyona katılacaklar ise eşli davet edildi. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ da Merkez Orduevi'nde, kuvvet komutanları, Ankara Garnizonu'na bağlı, subay ve astsubaylar ile emekli askerlere 29 Ekim resepsiyonu verecek. İstanbul'da kutlamaların adresi ise her yıl olduğu gibi Vatan caddesi. Resmi geçit töreni saat 10.30'da başladı. Akşam da 'nda havai fişek gösterileri gerçekleştirilecek
619816
Efsane son kez sahnede
Pop kralı Michael Jackson'ın son provalarını ve kamera arkası çekimlerini içeren 'This Is It' (İşte Budur) belgeseli, Los Angeles'ta düzenlenen galayla beyaz perdeye taşındı. Los Angeles'ta Nokia Theatre'da düzenlenen galaya katılmak üzere kırmızı halıda Paula Abdul, Will Smith, Paris Hilton, Jennifer Hewitt gibi çok sayıda ünlü ve avukat Thomas Mesereau yürüdü. 'This Is It', 25 Haziran'da yaşamını yitiren Jackson'ın hayranlarına, bu yaz Londra'da O2 Arena'da başlaması planlanan konserlerinin, prova ve kamera arkası görüntülerini izleme fırsatı sunuyor. Yarın Türkiye'de de gösterime girecek film, Nisan-Haziran 2009 döneminde çekilen, 100 saatlik kamera arkası görüntülerinden harmanlandı.
620149
El rezilliko
Uğur Meleke GLOKALEl rezilliko 29 Ekim Perşembe 2009 Sadece ay önce Ali Sami Yen’de aynı futbolcular maç sonunda yumruk yumruğa kavga etmişlerdi, Pazar günü işi bir derece ileri götürdüler ve daha müsabaka başlamadan birbirlerinin boğazına sarıldılar. Yardımcı hakemin başı yarılıp kanlar içinde kaldı ve orta hakemin ’e verdiği röportaja göre “Bu hadiseyi kimse görmediği için” müsabaka tatil edilmedi! göz göre göre “Geliyorum” diyor ve ne yazık ki, bu ülkede hâlâ günü kurtarmaktan öte önlemler alınmıyor. Süper (!) derbinin eksik kalan tarafını da Hukuk Kurulu tamamladı, daha ısınırken birbirlerine giren futbolculardan yalnızca Bilica’yı, ’ya sevk etti. Tabii “dünya derbisi” özelliği kolay kazanılmıyor; bunun için sadece kulüp yöneticilerinin medyanın provokatif, sporcuların eğitimsiz olması yetmez. “El rezilliko” unvanını dünya nezdinde uzun vadede koruyabilmeniz için daha fazlası gerek. Aşağıda derbiyle ilgili isyanımı, hezeyanımı, gözlemlerimi listelemeye çalıştım. Benim gözümden 10 maddede “El Rezilliko”: 10) Aslında spor adamlarından uzun süre önce umudu kestim, Pazardan beri bu konuda hükümet düzeyinde bir açıklama/müdahale bekliyorum. Kentte ve kulüplerde uygun ortamın oluştuğu kanaatine varılıncaya kadar G.Saray-F.Bahçe maçlarının oynatılmayacağı gibi bir açıklama mesela... Henüz iki sene önce İtalyan hükümeti Catania- felaketinin ardından futbola bir hafta ara vermişti, peşinden Yunan Senatosu benzer bir hadisede tüm spor müsabakalarını hafta durdurdu. Önümüzde yaşanmış örnekler varken, önlem almak için ölümlü olayları beklemediğimizi umut ediyorum. 9) Saha kapatmanın çözüme katkı yapmadığı ortada. Öyleyse alternatif çözümler düşünülmeli: Mesela F.Bahçe-G.Saray maçının ardından verilen bir saha kapatma cezasının, bir sonraki F.Bahçe-G.Saray müsabakasında uygulanması gibi. 8) Eğer ceza “seyircisiz oynama” olacaksa, yine bir sonraki F.Bahçe-G.Saray maçında uygulanmak kaydıyla tribünlere sadece kadın ve çocuk seyirciler alınabilir. 7) Ne kadar kontrol yaparsanız yapın, tribünlerden sahaya su şişesi yağmurunu engelleyemiyorsunuz. ’nın çeşitli statlarında bunu tribünlerin önüne “ağ” gererek çözüyorlar. Tel örgü gibi görüşü engellemeyen, sadece yabancı cisimlere duvar olan, küçük hücreli, boydan boya bir ağ. Önerinin son derece medeniyetsiz olduğunun farkındayım, aynen bizim dünya derbimiz gibi. 6) Bir önceki derbide kavgaya karışan futbolcuların bazılarının bu derbide de başrollerde olduğunu görüyoruz. Gerçi ’na sadece Bilica sevk edildiği için bu yazdıklarım anlamsızlaştı, ama derdim, “suçun tekrarında cezanın ağırlaştırılması” idi. 5) Eğer tüm bu önlemler alınmıyorsa, bu rezilliğin içinden çocuklar çıkarılsın. F.Bahçe-G.Saray derbisinde çocukların göreceği türden bir şey yok çünkü... Aileler, 10 dakika önce yumruk yumruğa kavga etmiş sporcuların, çocuklarını ellerinden tutup sahaya çıkarmalarına da izin vermesin. 4) de maçın başına “+13 yaş” ve “Şiddet, korku içerir” şeklindeki logolarından koyarak bir tavır sergilesin. 3) Oyuna gelince... Madem Rijkaard savunmadan topla oyun kurulmasını istiyor, G.Saray’ın devre arasındaki ilk transferi yetenekli bir olacak gibi. Çünkü 4’te 3’ünün topla ilişkisi zayıf olan bir savunmayla geriden oyun kurmak mümkün olmuyor. 2) şut çalışması yapsın. Santrfordaki diri oyunu parmak ısırttı, iki milli ve güçlü stoperi zaman zaman sırtına alıp oyununa devam etti. Ama 4’te şut isabetiyle oynaması sürpriz değil, çünkü topa her seferinde öldüresiye vuruyor. Zlatan gibi bir dâhi, şut atmayı Mihajlovic’ten öğrenebiliyorsa; yıllardır Carlos’la Alex’le idman yapan 86’lı bir gencin vuruş kabiliyeti çoktan gelişmeliydi. 1) Elano rotasyona katılsın. Rijkaard, saha içinde sık sık Arda’nın, Kewell’ın, Keita’nın yerlerini değiştiriyor. Ama Elano’yu hemen hemen hiçbir zaman kanatta denemiyor. Oysa Brezilyalının M.City’de de milli takımda da ciddi bir kanat tecrübesi var. F.Bahçe’de çok sayıda sakatın olduğu Bükreş maçı Özer, M.Topuz ve Kazım’ın farklı pozisyonlarda kazanılmasını sağladı. G.Saray için de aslında Keita ve Baros’un yokluğu Elano, Aydın, Barış gibilerine bir fırsat olabilir. Sorunun cevabı Pazar günü bu köşede yayınladığımız soruya doğru cevap veren sayısız okur dostumuza tebrikler... “Eğer bir serbest vuruşta top doğrudan doğruya takımın kendi kalesine girerse, karar ne olur? Yani örneğin kendi yarı alanında bir serbest atış kullanıyor, topu geri pas olarak kalecisi Valdes’e atıyor. Valdes topu ıskalıyor ve meşin yuvarlak ağlara gidiyor. Hakemin kararı ne olur?” sorusunun doğru cevabı “köşe atışı” olacaktı. (253 yazı)
620210
Bu da 'aşk derbisi'!
08.17 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Bu da 'aşk derbisi'!, tartışmasına noktayı koydu... camiasında kaybedilen derbisinin şoku sürerken, ilginç bir iddia ortaya atıldı. Galatasaray'ın kaptanı 'ın, sunucu 'le aşk yaşadığı için performansının düştüğü öne sürüldü. Tümer'in iddialara yanıtı ise esprili oldu: "Hasta Galatasaray'lıyım, öyle bir gücüm olsa, Arda'yı değil Alex'i seçerdim." 3-1 Fenerbahçe yenilgisine, Galatasaray'ın kaptanı Arda Turan'ın aşk hayatı yüzünden yaşadığı form düşüklüğünün neden olduğu ileri sürüldü. Kulislerde, Turan'ın ünlü sunucu Saba Tümer ile birlikte olduğu, bu ilişki yüzünden de performansının düştüğü söylentisi dolaşmaya başladı. Genç futbolcuyla aşk yaşadığı söylenen 'Bayan kahkaha' lakaplı Saba Tümer ise, iddialara esprili bir yanıt verdi. Koyu bir Galatasaray taraftarı olduğunu belirten Tümer, "Gerçekten bıktım bu dedikodulardan. Ben çok koyu bir Galatasaray'lıyım. Performans düşürecek gücüm olsaydı, maçın sonucu çok farklı olurdu. Arda'yı değil Alex'i tercih ederdim, sonra da Galatasaray maçı 10-0 alırdı! Bu yazılanlara artık neremle güleceğimi bilmiyorum. Bu haberlere bırakın gülmeyi, anırıyorum artık!" dedi. Arda sevdiğim bir arkadaşım Arda Turan'la arkadaş olduklarını belirten Saba Tümer, sözlerine şöyle devam etti: "Arda çok sevdiğim bir arkadaşım ve maalesef aramızda aşk meşk yok. Bu benim kaderim midir nedir, bilemiyorum. Programıma gelen tüm konuklarla aşk yaşadığım söyleniyor. Konuk listesini vereyim de haftalık yazsınlar bu aşkları. Ne kadınmışım ben yahu!" Ünlü sunucu, çıkan haberlerden sonra Arda Turan'ı aradığını ancak ulaşamadığını da söyledi: "Bu aşk söylentileri nedeniyle kendisini aradım ama antrenmandaydı sanırım, telefonu açmadı. Kendisini canlı yayına alıp, gerçek durumu bir de ona soracağız." .. ...
619851
Gemlik’te Öcalan ziyaretine protesto
Gemlik’te Öcalan ziyaretine protestoBURSA DHA 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, İmralı ’nde kalan ’ın kız kardeşi Fatma Öcalan ile savunmasını üstlenen üç avukat dün sabah Gemlik’ten İmralı Adası’na gitti Paylaşım sitesi ’ta buluşup önceki akşam ilçede “’yı Gemlik’te istemiyoruz” diyerek gösterisi yapan 500 kişinin ardından, dün de yaklaşık bin kişi Öcalan’ın avukatlarını protesto etti.Fatma Öcalan ile Öcalan’ın avukatları Meral Atasoy, ve İbrahim Bilmez dün sabah haftalık görüşme için ’dan özel otomobille Gemlik İlçe Jandarma Bölük Komutanlığı’na geldi. İçinde kitap, dergi ve gazeteler bulunan üç poşet taşıyan avukatlar buradan adaya geçti.
621113
Edirne'de Cumhuriyet Bisiklet Turu
: Edirne'de Cumhuriyet Bisiklet Turu Yayına Giriş: 29.10.2009 19:21:42 Güncelleme: 29.10.2009 19:21:42 Edirne'de, vatandaşların katılımıyla Cumhuriyet Bisiklet Turu düzenlendi. Edirne Bisiklet Kulübü Derneğince, Cumhuriyet'in 86. kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında düzenlenen Cumhuriyet Bisiklet Turu'na katılan vatandaşlar ve bisikletseverler Saraçlar Caddesi'nin başında toplandı. Dernek başkanı Sadrettin Alıcı, yarış öncesi yaptığı konuşmada, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, hedef olarak gösterdiği çağdaş, uygar ülke olma yolunda laik, demokratik Cumhuriyet rejiminin, Türk milletine ulus olma, dünya milletlerinin onurlu bir üyesi olma bilincini kazandırdığını belirtti. Türkiye Cumhuriyeti'nin laik ve demokratik anlayıştan taviz vermeden, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün çizdiği çağdaş uygarlık yolunda hızla ilerlemeye devam edeceğini vurgulayan Alıcı, şunları kaydetti: "Buna hiçbir güç engel olamayacak ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti sonsuza kadar yaşayacaktır. Yeter ki bizler, Atatürk'ün mirası olan bilimsel ve akılcı yoldan ayrılmayalım. Edirne Bisiklet Kulübü Derneği olarak 'Cumhuriyet'e Pedal Çevirelim' sloganı ile birincisini düzenlediğimiz bisiklet turunun gelenekselleşmesi dileği ile Cumhuriyetin 86. kuruluş yıldönümünü kutluyoruz. Atatürk ve silah arkadaşlarını, şehitlerimizi rahmetle anıyoruz." Konuşmanın ardından aralarında Gençlik ve Spor İl Müdürü Emin Küçük'ün de bulunduğu yaklaşık 100 kişilik bisiklet grubu, Karaağaç'taki Lozan Anıtı'na kadar kilometre pedal çevirdi.
619843
Felis ödülleri kriz dinlemedi
Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Mediacat Felis Ödülleri'ne ilk yılında 124 proje başvuruda bulunmuşken bu yılki başvuru sayısı 326'ya yükseldi. Gecenin açılışında konuşma yapan Vodafone Türkiye Genel Müdürü ve Jüri Başkanı Serpil Timuray, "Biz reklamverenler olarak akılla kalbi birleştirerek tüketicinin aklında ve kalbinde yer edinmek istiyoruz. Giderek daha kalabalıklaşan medyada reklam ürünlerinin daha fazla olabilmesi için yaratıcılığın artırılması gerekiyor. Bu anlamda Felis ödülleri önem teşkil ediyor. Ekonomik krize rağmen başvuruların artış göstermesi yeniliklerin daha da arttığını gösteriyor." dedi. Toplam 22 kategoride dağıtılan ödüller Four Seasons Otel'de yapılan törenle sahiplerini buldu. Ana sponsorlukları Zaman Gazetesi, Fox ve Ströer Kentvizyon'un üstlendiği Mediacat Felis Ödülleri'nin salı akşamı yapılan ödül törenini Osmantan Erkır ve Seray Sever sundu. 59 ajansın 326 işle katıldığı ödül töreninde 19 proje kategorisi birinci oldu. kategoride de başvuran çalışmalar arasında birinciliğe layık çalışma bulunmadı. Mediacat Genel Yayın Yönetmeni Pelin Özkan da başvuru sayısının artmasından dolayı memnuniyetini bildirdi. Katılım az olunca bir günde seçim işini bitirdiklerini hatırlatan Özkan, yarışmacılar çoğalınca kriterlerde de değişikliğe gittiklerini kaydetti. Pelin Özkan süreci şu şekilde anlattı: "13 kişilik ön jüri oluşturduk. 326 projenin 126 tanesini kısa listeye aldık. Ekim'de toplam 24 kişilik jüri tarafından bunlar değerlendirildi. Bu jüriye Serpil Timuray başkanlık etti. Projelerin 47'si finale kaldı.19'u ödül aldı." Gecede 'En iyi televizyon medya kullanımı' dalında 'Garanti Bankası Bonus Card TV Kullanımlar' ile Cereyan Medya, 'En iyi gazete medya kullanımı' dalında 'Cumhuriyet Gazetesi 'Biz Susarsak... Kim Konuşacak?' reklamıyla Concept Reklâm Ajansı ödüle layık görüldü. Bu kategorilerin dışında Felis 2009 jürisi, tören başlamadan birkaç saat önce son değerlendirmeyi yaparak büyük ödülü belirledi. Büyük ödülü Fortis Bank için hazırladığı Fortis acil kredi çalışması ile Gram/İstanbul aldı. Değerlendirme sonunda en yüksek puanı alan medya ajansı Mindshare 'Yılın medya ajansı büyük ödülü'nü alırken, en yüksek ikinci puanı alan ajans Universal McCann 'Yılın medya ajansı birincilik ödülü'nü, üçüncü olan Cereyan Medya da 'Yılın medya ajansı başarı belgesi'ni almaya hak kazandı. İşte Mediacat Felis Ödülleri'ni kazananlar MECRA KATEGORİLERİ En iyi televizyon medya kullanımı Garanti Bankası (Bonus Card TV kullanımları Cereyan Medya En iyi gazete medya kullanımı Cumhuriyet (Biz susarsak, kim konuşacak?) Consept En iyi dergi kullanımı Ülker (Bir çıtırtı duyuyor musun?) Universal McCann En iyi sinema medya kullanımı Fortis Bank (Fortis acil kredi) Gram/ İstanbul En iyi açıkhava medya kullanımı Vodafone (Vodafone sessizlik alanı) Youth Republic En iyi instore medya kullanımı Exotic (Exotick stand) TBWA/Fusion En iyi radyo medya kullanımı McDonald's (McDonald's kahvaltı radyo sponsorluğu) OMD ve Markom Leo Burnett En iyi internet/interaktif medya kullanımı Unilever (Her şeyi bilen kadın) Rabarba En iyi mobil medya kullanımı Pepsi (Pepsi yaşatır seni) Rabarba En iyi yeni medya kullanımı Efes Pilsen (Kesekâğıdı çalışması) Lowe En iyi çoklu medya kullanımı Greenpeace Akdeniz (Güneş için belediye başkanları: Seyfi Solukal) Wanda Digital ve Grey İstanbul En iyi doğrudan pazarlama kullanımı
620454
Cumhuriyet Kazakistan'da da kutlandı
Başkentteki Şahlan İlköğretim Okulunda Cumhuriyet'in kuruluşunun 86. yıl dönümünde tören düzenlendi. Astana'da yaşayan Türklerin çocuklarının eğitim gördüğü okuldaki törene öğrenciler ve veliler katıldı İstiklal Marşının okunması ve saygı duruşuyla başlayan törende öğrenciler şiir okudu, skeç ve oratoryo sergilendi ve Cumhuriyet'in kuruluşunu anlatan bir video klip gösterildi. AA
620599
Sadece Başbuğ'un elini sıktı
FEHMİ KORU TAMER KORKMAZ Sadece Başbuğ'un elini sıktı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM'de kutlamaları kabul etti. Törene TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve kuvvet komutanları, Anamuhalefet Lideri Deniz Baykal, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Bakanlar Kurulu üyeleri, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Danıştay Başkanı Mustafa Birden ve çok sayıda milletvekili katıldı. Cumhuriyet'in 86. Yıldönümü dolayısıyla, Meclis'teki tören Cumhurbaşkanı Gül'ün kutlamaları kabul etmesiyle başladı. Tören salonuna ilk önce Askeri kanat geldi. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve Kuvvet Komutanları tam kadro tören saatinden yaklaşık 15 dakika önce salonda hazır bulundular. Orgeneral Başbuğ ve kuvvet komutanları basına bir süre birlikte poz verdiler. Başbakan Erdoğan Meclis'e gelen ilk lider oldu. Ancak, tören salonuna girme yerine Meclis'teki makam odasına geçti. Başbakan'ın ardından CHP Genel Başkanı Deniz Baykal geldi. Baykal da tören alanına girmeden dışarıda bir süre CHP'li milletvekilleriyle sohbet etti. Liderlerin törene başlama saatinden erken gelmelerine rağmen, protokol yerlerine geçmediler. Başbakan Erdoğan törenin başlamasına birkaç dakika kala geldi. Hiç kimseyle tokalaşmadan direk protokoldeki yerine geçti. Orgeneral Başbuğ, Baykal ve Bahçeli'ye uzaktan yüzlerine bakmadan başıyla selamladı. Başbakan Erdoğan hiç kimseyle sohbet etmezken Orgeneral Başbuğ ile çok kısa bir sohbet etti. Siyasi liderlerin yüzlerinin asık olması dikkatlerden kaçmadı. Tokalaşan tek siyasi lider Baykal oldu. Baykal ile Orgeneral Başbuğ törende tokalaşan tek isimler oldu. Demokratik açılım sürecinde gerilen iktidar ve muhalefet arasında Cumhuriyet Bayramı bile buzları eritemedi. Başbakan Erdoğan, tokalaşmanın ardından Meclis'teki makam odasına geçerken, Baykal ve Bahçeli de Meclis'teki grup odalarına geçtiler. Bir süre orada kaldılar. DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'ün katılmadığı törene DTP'den Sırrı Sakık, Hasip Kaplan ise tören salonunda hazır bulundular. 29.10.2009 POLİTİKA
620390
Alışveriş merkezi "Forum İstanbul" açıldı
Alışveriş merkezi "Forum İstanbul" açıldı. Bayrampaşa'daki alışveriş merkezinin açılış indiriminden yararlanmak isteyen vatandaşlar, saat 03.00'ten itibaren sıraya girdi. Kapıların saat 06.00'da açılmasıyla birlikte merkezdeki çeşitli mağazalara giren vatandaşlar, yoğun olarak dizüstü bilgisayarlar ve LCD televizyonlara yöneldi. Kampanyalı ürünler stoklarla sınırlı olduğu için bitmeden almak isteyen vatandaşların zaman zaman izdihama yol açtığı ve kasalar önünde uzun kuyruklar oluşturduğu gözlendi. Avrupa'nın önde gelen ürün mağazası "Saturn" de Türkiye'deki ilk mağazasını "Yaşasın Cimrilik" sloganıyla burada açtı.
621029
Irak Parlamentosu seçim yasasını erteledi
Parlamentodaki bir milletvekili, "Kürt milletvekillerinin toplantıyı boykot ettiğini, bugün oylama olmadığını, çünkü yeterli çoğunluğun bulunmadığını" belirtti. Milletvekili, yeter sayının 138 olduğunu, ancak sadece yüz kadar milletvekilinin bulunduğunu kaydetti. Irak Parlamentosu Başkanı İyad El Samarray, "istişarelerin devam edeceğini, yeni parlamento toplantısının Cumartesi günü yapılacağını" söyledi. Samarray, bu toplantıda oylama yapılıp yapılmayacağını belirtmedi. Uzun süredir üzerinde çalışılan Seçim Yasası'nın parlamentodan geçirilememesi, seçimin ertelenmesi riskini beraberinde taşıyor. Bunun yanı sıra uzlaşmazlığın yarattığı gerginliğin şiddeti körüklemesinden kaygı duyuluyor. AA
620918
Antalyaspor, Bursa'ya karşı moralli
Antalyaspor Hasan Subaşı Spor tesisleri'nde, Cumartesi günü oynanacak Bursaspor maçının hazırlıklarını sürdüren kırmızı beyazlı takımın Teknik Direktörü Mehmet Özdilek, antreman sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, Ziraat Türkiye Kupası maçında aldıkları galibiyetin kendileri için çok önemli olduğunu söyledi. Kupa maçlarında deplasmanlarda oynanan maçlarda sürpriz sonuçlar alındığını belirten Özdilek, ''Biz bir sürpriz yaşamak istemedik. Oyunun geneline bakıldığı zaman iki takım da iyi niyet çerçevesinde oynadı. Öne geçtik ama sonra, beklemediğimiz anlarda duran toplardan goller yedik. Beraberliği yakaladıktan sonra 3. gole ulaşamadık ve neticesinde maç penaltılara kaldı'' dedi. Penaltılarda hem kaleci performansı hem de son vuruşların çok önemli olduğunu ifade eden Özdilek, Polat'ın da bu anlamda iyi bir performans gösterdiğini kaydetti. Kupa maçından mutlu şekilde döndüklerini anlatan Özdilek, Cumartesi günü Bursaspor ile önemli bir maça çıkacaklarını anımsattı. Bursaspor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam ile yıllarca Beşiktaş forması altında birlikte oynadıklarını kaydeden Özdilek, şunları söyledi: ''Kupa maçı geride kaldı. Önümüzde çok önemli bir Bursaspor maçı var. Kupa moraliyle Bursaspor maçına çıkacağız. Bizler profesyoneliz. Ertuğrul Sağlam ile aynı takımda mücadele ettik. Profesyonel anlamda teknik direktörlük hayatına başladık. Dolayısıyla dostluk baki. Bundan hiçbir şüphemiz yok. Ancak her ikimiz de kendi kulübümüzün galibiyeti için mücadele verecek. Ben nasıl Antalyaspor'un kazanmasını istiyorsam da Bursaspor'un kazanmasını isteyecektir. Biz kendi cephemizden baktığımız zaman kazandığımızda birçok şeyi halledeceğimize inanıyorum. Ümit ediyorum ki bu hava ve moralle bu maçı kazanacağız.'' Sakatlıklardan şikayet eden Özdilek, Fatih, Batak, Orhan ve Volkan'ın sakatlıklarının sürdüğünü bildirdi. Özdilek, şöyle devam etti: ''Uzun süreli sakatlığı olan bir tek Fatih var. Dizinde bir sorunu var. 10 gün içinde bize katılacağını düşünüyorum. Batak, milli takımda sakatlanıp geldi. Orhan, Manisa maçında ayağına bir darbe aldı. Ödemi var. Şu an koşulara başladı ve sakatlığı uzun sürmeyecek. Hafta sonuna kadar bakacağız. Ümit ediyorum ki oynar. Oynamasa da yerini dolduracak arkadaşımız var. Saha da sakatlıklar da bizi etkiledi. Stat çimlerin eski hale gelmesi bizim için önemli. Çünkü, Volkan'ın sakatlığı ayağının boşa gelmesinden kaynaklandı. Bu tür ince sakatlıklar futbolda olacak tabi ki... Kadromuz 21 kişi. Çok da geniş bir kadro değiliz ama herkesin hazır olması bizim için önemli. Kime görev verirsek elinden gelenin en iyisini yapacaktır.'' AA
620027
‘Kıyamet deneyi’nde 2. perde
‘Kıyamet deneyi’nde 2. perde 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Büyük Hadron Çarpıştırıcısı, yeniden çalıştırıldı. Daha önce dünyanın sonunu getirebileceği olasılığına karşı 20 ülkenin durdurulmasını istediği deneyde şimdilik her şey yolunda... Araştırma Merkezi (CERN) tarafından inşa edilen Büyük Hadron Çarpıştırıcısı, yılı bulan tamirat sürecinin sonunda, geçtiğimiz salı günü ’nin başkenti ’de tekrar çalıştırıldı. Büyük Hadron Çaprıştırıcısı, ilk kez 10 Eylül 2008’de çalıştırılmış, fakat bünyesindeki iki mıknatıs arasındaki hatalı bağlantı sebebiyle gün sonra arızalandığı için durdurulmuştu. Yaklaşık milyar dolarlık maliyetiyle dünyanın en pahalı deneyi olan çarpıştırıcının “iyi planlanmış ve dikkatli bir şekilde çalıştırıldığını” söyleyen fizikçiler, şimdilik her şeyin yolunda olduğunu açıkladı. Komplo teorileriyle birçok insanı dünyanın sonunu getirebileceğine inandıran çarpıştırıcı ile ilgili ayrıntılar ise şöyle: Dünyanın sırrını arıyor Büyük Hadron Çarpıştırıcısı, tarafından, çevresi 27 km uzunluğunda dairesel bir tünelde inşa edildi. ise yerin 50 ila 175 metre altında bulunuyor. Yılda 15 milyon gigabayt veri toplaması beklenen deneyde, çarpıştırıcının içinde parçacıkları büyük bir enerjiyle çarpıştırılıyor. Bu çarpışmaların sonucunda çarpıştırıcının içinde ortaya çıkacak olan ısının güneşin merkezindeki sıcaklığın 100 bin katı olacağı bildiriliyor. Deney başarıya ulaştığı takdirde dünyanın başlangıcına sebep olan büyük sır keşfedilecek ve kütlenin özü olarak kabul edilen Higgs bozonunun varlığı kanıtlanacak. Dünyadaki her şeyin birbiriyle bağlantılı olduğunu öne süren “süpersimetri teorisi” kanıtlanacak. KOMPLO TEORİLERİ YAYGIN DENEYLE ilgili olarak kulaktan kulağa yayılan çok sayıda komplo teorisi var... Bunlardan en yaygını, deneyin dünyanın sonunu getirecek bir kara deliğe yol açacağı teorisi. Hatta 10 Eylül 2008’de çarpıştırıcı çalıştırılmadan önce aralarında ’nin de bulunduğu 20 ülke ’ye dava açarak projenin durdurulmasını istemiş fakat talep reddedilmişti. Kısa bir süre önce de biri diğeri Danimarkalı iki fizikçi dünyanın en büyük komplo teorilerinden birini ortaya attı. Fizikçilere göre, Büyük Hadron Çarpıştırıcısı gelecekten gelenler tarafından dünyanın iyiliği için sabote ediliyordu. İkinci kez başlatılan deneyde herhangi bir aksilik yaşanır ve süreç yeniden durursa bu teori güç kazanacak gibi görünüyor.
621030
Hristofyas'tan çizmeyi aşan ifadeler
Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Dimitris Hristofyas, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecinde kurallara uymadığını ve AB'nin taviz verdiğini öne sürerek, bu durumun kendisine, "İkinci Dünya Savaşı öncesinde daha saldırgan olmaması için Hitler'e taviz verilmesini hatırlattığını" söyledi. Hristofyas, İngiliz Guardian gazetesinin internet sitesinde yayımlanan demecinde, "Türkiye ve Nazi Almanya'sını kıyaslamadığını" belirtmekle birlikte, şu ağır ifadeleri kullandı: "'Kızdırmamak için Türkiye'ye sorun çıkarmayın' demek mantıklı değil. Kurallar var ve Türkiye bunlara uymuyor. Bu durum bana İkinci Dünya Savaşı öncesinde daha saldırgan olmaması için Hitler'e taviz verilmesini hatırlatıyor. Faşizm faşizmdir, Hitler de Hitler'dir." Kıbrıs'taki kapsamlı çözüm müzakerelerinin "beklentilerini karşılamadığını" kaydeden Hristofyas, "Farklılıklarımız ve fikir ayrılıklarımız var. Derin, derin farklılıklar" diye konuştu. Hristofyas, Kıbrıs'ta tıkanıklığın büyük ölçüde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan kaynaklandığını savunarak, "Sayın Erdoğan ile her konuda anlaşamıyoruz" dedi. AA
620222
Obama'dan 2010 savunma bütçesine onay
Başkanı Barack Obama, 680 milyar tutarındaki 2010 savunma bütçesini, kaynakların israfına son verilmesine yönelik çabalarına dikkat çekerek onayladı. Obama, Savunma Bakanlığı bütçesinin onaylanması dolayısıyla Beyaz Saray'da düzenlenen törende yaptığı açıklamada, "Ülkemizin güvenliğini sağlamak için vergi yükümlülerinin milyarlarca dolarını saçıp savurmamız gerektiği düşüncesini her zaman reddettim" diyerek, bu kanun ve bu bütçenin sadece bir başlangıç olduğunu, diğer bütçelerde de aynı uygulamayı yapacaklarını söyledi. Savunma Bakanı Robert Gates de, Obama'nın Pentagon'un kaynaklarının israf edilmesini engellemeye yönelik çabalarına dikkat çekti. Amerikan Temsilciler Meclisi ile Senato'nun uzlaşmasının ürünü ve Pentagon'un isteklerine yakın bir olan 2010 Amerikan Savunma Bakanlığı bütçesi, özellikle 'a yönelik Amerikan askeri yardımında yeni kısıtlamalar yapılmasını öngörüyor. Askeri harcamaların yüzde 3,4 oranında arttırılmasını öngören bütçede, Amerikan askeri yardımında artış isteyen 'ın bu talebine yönelik kısıtlamalar yapılmasını öngörüyor ve İslamabad'a 'la gerginliğe gidebilecek şekilde bölgedeki güç dengesini bozmaması gerektiği uyarısı yapıyor. Yeni ayrıca mayınlara dayanıklı araçların finansmanı için 6,7 milyar Afgan asker ve polisinin ve donanımı için 7,5 milyar ayırıyor. Bütçe ekim başında Temsilciler Meclisi, geçen hafta da Senato tarafından onaylanmıştı.
620081
Özal'ın koltuğuna Cindoruk geçecek Mesut Yılmaz da DP'ye katılıyor
Cindoruk'un genel başkanlığı devam ederken Rize bağımsız milletvekili Mesut Yılmaz da bu partiye katılacak. Böylece merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından kurulan ve 20 yıl boyunca ülkenin kaderinde söz sahibi olan ANAP tarihe karışacak. Bu partinin 11 yıl genel başkanlığını yapan Yılmaz ise Kırat'la yola devam edecek. Yılmaz, 28 Şubat sürecinde Cindoruk'un Demokrat Türkiye Partisi (DTP) ile Anasol-D koalisyonunu kurmuştu. Cindoruk, DTP'yi kurabilmek için Doğru Yol Partisi'nden çok sayıda milletvekili koparmış ve bu partiyi ortadan ikiye bölmüştü. Anasol-D, Cumhuriyet tarihinin gensoruyla düşürülen ilk ve tek hükümeti olarak biliniyor. Bütünleşme kongresi, Ankara Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda yapılacak. Aynı salonda DP 6. olağanüstü büyük kongresini, Anavatan da 10. olağan büyük kongresini gerçekleştirecek. Mesut Yılmaz'ın da katılımıyla DP, Meclis'te temsil edilen beşinci parti olacak. "Türkiye Birleşiyor" sloganıyla toplanacak kongrede, ANAP listesinden 50 isim DP yönetimine girecek. Birleşmenin mimarlarından biri olan Yılmaz, beraberinde bazı isimleri de DP'ye taşımak istiyor. Ajandasındaki isimler arasında CHP'li eski Gaziantep Belediye Başkanı Celal Doğan ile eski İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Meral Gezgin Eriş de var. Yılmaz'ın bazı bağımsız milletvekillerini de DP'ye kazandırmak istediği biliniyor. DP kulislerinde DSP'li Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in ismi de konuşulmaya başlandı. DP'ye ANAP listesinden girecek isimler arasında eski bakanlar Ahat Andican, Nejat Arseven, eski DTP'li Mehmet Ali Bayar da bulunuyor. İsmi bir ara genel başkanlık için de geçen Prof. Dr. Süheyl Batum'un ise DP'ye katılmayacağı belirtiliyor.
620619
Nasihat veren ağabeyini bıçakladı
ALİ BAYRAMOĞLU HAYRETTİN KARAMAN SALİH TUNA MEHMET ŞEKER Nasihat veren ağabeyini bıçakladı KONYA () Konya'da 17 yaşındaki genç, davranışlarını düzeltmesi konusunda kendisini uyaran ağabeyini bacağından bıçakla yaraladı. Olay, saat 21.30'da merkez Meram ilçesi Kurtuluş Mahallesi Yakuthatun Sokak'ta meydana geldi. İddiaya göre, garson olarak çalışan Arif S. (26), davranışlarını düzeltmesi konusunda uyarıda bulunduğu kardeşi E.S. (17) ile tartışmaya başladı. Arif S.'nin "Davranışlarını düzelt, kendine çeki düzen ver" diye uyarıda bulunduğu kardeşi E.S.'nin tepki vermesi üzerine ikili arasında kavga çıktı. Kavgada E.S., ağabeyini bacağından bıçakladıktan sonra kaçtı. Arif S. ambulansla Konya Numune Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Olaydan kısa süre sonra polis tarafından yakalanan şüpheli E.S., ağabeyinin tedavi gördüğü hastaneye getirilerek sağlık kontrolünden geçirildi. Tedavisi tamamlandıktan sonra taburcu edilen Arif S. ile sağlık kontrolünden geçirilen E.S., ifadeleri alınmak üzere ayrı ayrı polis merkezine götürüldü. 29.10.2009 GÜNDEM
620361
Schwarzenegger'den küfürlü veto mesajı
Mesajdaki satırların ilk harflerinin alt alta okunmasıyla ortaya çıkan mesajı meclisin Demokrat üyelerinden biri keşfetti. Gerçekten de mesajın ilk paragrafındaki satırların baş harfleri sırasıyla F-U-C-K, ikinci paragrafınkiler ise Y-O-U şeklinde sıralanıyor. Schwarzenegger’in mesajları yasa tekliflerini gönderen meclis üyelerine gönderiliyor ve Vali’nin internet sitesinde de yayımlanıyor. Bu küfürlü mesajın gönderildiği meclis üyesinin Tom Ammiano olduğu biliniyor. Ammiano bu yıl içinde sekiz yasa teklifinde bulunmuş, Schwarzenegger bu tekliflerin altı tanesini reddetmişti. Bir meclis toplatısında da Ammiano Schwarzenegger’e “yalancı” diye bağırmış ve konuşmasını yuhalamıştı. Schwarzenegger’in sözcüsü Aaron McLear durumla ilgili olarak “Aman Tanrım, ne rastlantı. Bu kadar çok veto kararı alırsanız böyle bir şey olması doğaldır” yorumunu yaptı. McLear daha önceki mesajların satırbaşlarından da şair anlamına gelen “poet” ve sabun anlamına gelen “soap” kelimelerinin çıkarıldığını hatırlattı. hurriyet.com.tr
620001
Pakistan bombalı saldırıyla sarsıldı
Patlama sonucunda aralarında caminin de olduğu bazı binalar çökerken çıkan yangında çevredeki birkaç bina tamamen yandı. Saldırıda omuzundan yaralanan Muhammed Osman, "Kulakları sağır eden bir gürültüyle bomba patladı. Birkaç dakika kör gibi oldum. Kadınların ve çocukların sesleri geliyordu." diyerek olayı aktardı. Saldırının sorumluluğunu henüz üstlenen olmadı. ABD Dışişleri Bakanı Clinton, Pakistanlı meslektaşı ile düzenlediği ortak basın toplantısında saldırıdan duyduğu üzüntüyü dile getirdi ve saldırıyı kınadı. İran ziyareti sırasında konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da olayı "üzüntü verici" olarak niteledi.
620075
Medyada şiddet tartışılacak
31 Ekim'de saat 14.00'te Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilecek 'Medyada Şiddet-Garipoğlu Örneği' başlıklı toplantıya İnternet Haber ve Gazeteciler sitesi yazarı Dilek Savaş, Star Gazetesi yazarı Ergun Babahan, Akşam Gazetesi yazarı Mehveş Evin ve RTÜK İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanı Nurullah Öztürk konuşmacı olarak katılacak. Toplantıda ayrıca Bilgi Üniversitesi'nden Esra Elmas da konu ile ilgili bir sunum gerçekleştirecek. KÜLTÜR SANAT
620931
Taksicilerden yönergeye yürekten destek
Kaçanoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanlığı Toplu Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve UKOME onayıyla yürürlüğe giren ''Ticari Taksi ve Taksi Dolmuş Yönergesi''nin, taksicilerin yıllardır arzu ettiği ve merakla beklediği bir düzenleme olduğunu ve esnaf odası olarak yönergeyi desteklediklerini belirtti. Toplu ulaşımda hizmet kalitesi ve ulaşımın etkinliği için taksilerin trafikte boş gezerek yoğunluğu artırmalarının önlenmesinin amaçlandığı yönergenin ''taksicilerin miladı'' olacağını ifade eden Kaçanoğlu, ''Böyle olması gerekiyordu, böyle de oldu. Biz İstanbul'da 18 bin taksici olarak yönergeye yürekten katılıyoruz'' dedi. İstanbul halkının durak taksilerine daha çok rağbet gösterdiklerine, daha çok güvendiklerine de işaret eden Kaçanoğlu, şunları kaydetti: ''İstanbul'da taksilerin yüzde 40'ı bir durağa bağlı çalışırken, yüzde 60'ı, yani 7-8 bin tanesi durağa bağlı olmaksızın kent içinde sürekli dolaşıyor ve trafik yoğunluğunu gereksiz yere artırıyor. Biz bunları kontrol altına alamıyoruz. Bu nedenle bütün ana arterlere ceplerin kurulmasını, durakların çoğaltılmasını istiyoruz. Bu nedenle yönergeyi, taksiciye zarar gelmeyecek şekilde yürekten destekliyoruz. Bütün İstanbul halkına ve taksicilere hayırlı uğurlu olsun.'' AA
620731
Katalonya'da boğa güreşlerine yasak geliyor
Katalonya'daki boğa güreşleri karşıtı sivil toplum örgütlerinin yasaklama talebiyle 180 bin imza toplaması üzerine yerel parlamento konuyu tartışmayı ve oylamaya karar verdi. İspanya'da boğa güreşleri daha önce 1991 yılında çıkarılan bir yasayla sadece Kanarya Adaları'nda yasaklanmış bulunuyor. Katalonya'da boğa güreşlerinin yasaklanmasına en büyük desteği komünist görüşlü "Birleşik Sol" ile "Yeşiller" partisinden oluşan ittifak ve Katalan milliyetçiliğini savunan "Katalonya Cumhuriyetçi Solu" (ERC) veriyor. Özerk yönetim parlamentosundaki en büyük iki parti olan "Yönelim ve Birlik Partisi" (CIU) ile "Katalonya Sosyalist Partisi" (PSC), üyeleri için bağlayıcı bir karar almazken, sadece "Halk Partisi" (PP) ve "Ciutadans" karşı oy kullanacağını duyurdu. Henüz oylamanın yapılacağı tarih açıklanmamakla beraber, mevcut durumda boğa güreşlerinin yasaklanmasını isteyenlerin az da olsa önde olduğu belirtiliyor. İspanya'nın en eski kültürel etkinliklerinden olan boğa güreşleri 18. yüzyıldan bu yana arenalarda, halen yürürlükte olan kurallarla yapılıyor. Boğa güreşlerinin yasaklanmasını isteyenler, gösteriyi "Vahşet, hayvanlara işkence ve modern çağa uymayan, kaldırılması gereken bir gelenek" olarak yorumluyor. Katalonya'nın en büyük kenti Barcelona'da belediye, yine toplanan imzalarla, kurumsal olarak "hayvan haklarına saygılı ve boğa güreşi karşıtı bir şehir" olduğunu, 2004 yılında yapılan oylamayla ilan etmişti. AA
619958
Demokrasi Arşivi açılıyor
Demokrasi Arşivi açılıyor Gazeteci, Yazar Ali Bayramoğlu'nun sunduğu, Demokrasi Arşivi'nde bu hafta; Türkiye'de Kürt sorunu çerçevesinde “Demokratik Açılım” masaya yatırılacak. Özellikle son günlerde gündeme oturan yurt dışındaki PKK'lıların Türkiye'ye dönüşü ve sürecin bundan sonra nasıl bir yol izleyeceğinin tartışılacağı programda, Demokratik Açılım çerçevesinde bugüne kadar atılan adımlar konuşulacak. Demokrasi Arşivi'nin bu haftaki konukları ise ODTÜ öğretim üyesi Doç. Dr. Mesut Yeğen, Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Mithat Sancar, Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş olacak. 24 20.20 29.10.2009 TELEVİZYON
620685
Komutanlarla el sıkıştılar...
13.20 29.10.2009büyük halleri için üzerine tıklayın Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Komutanlarla el sıkıştılar...VAN, HAKKARİ, BİTLİS, , ve ’te 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları törenlerle kutlandı.İlk kez farklı bir tavır sergileyen 'liler komutanlarla, paşalarla tokalaşırken, Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir İstiklal Marşı'nı okudu. DİYARBAKIR'daki Cumhuriyet Bayramı kutlama törenlerine katılan Büyükşehir Belediye Başkanı 'li Osman Baydemir, kendisine Türk Bayrağı veren Şehit Aileleri Derneği Başkanı Ahmet Büyükburç'un oğlu yaşındaki Muhammet Can Büyükburç'tan bayrağı aldıktan sonra onu alnından öptü. Törene katılan komutanlar da Baydemir ile tokalaştı. Törenler saat 09.30'da Diyarbakır Valiliği önünde başladı. Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, 7'nci Kolordu Komutanı Korgeneral Salih Zeki Çolak, 2'nci Taktik Hava Kuvvet Komutanı Korgeneral Akın Öztürk'ün yanı sıra kentteki Belediye Başkanları, askeri yetkililer katıldı. Halkın yoğun ilgi gösterdiği kutlamalara katılan komutanlar Baydemir ile tokalaştıktan sonra protokoldeki yerlerini aldı. Törene ilk kez Osman Baydemir'in yanı sıra Yenişehir İlçe Belediye Başkanı Selim Kurbanoğlu ile Sur ilçe Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş da katıldı. Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, 7'nci Kolordu Komutanı Korgeneral Salih Zeki Çolak'ın bayrama katılanların bayramını kutladıktan sonra tören başladı. Törende konuşan Diyarbakır Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Türkiye'nin ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh' prensibini korumak ve geliştirmek için ne büyük çaba harcadığını anlatırken şöyle dedi: “72 milyonluk büyük bir ailede Anayasa'nın eşit vatandaşlık haklarıyla donatılmış fertler olarak, Cumhuriyet ve demokrasinin nimetlerinden hep birlikte istifade ediyoruz. Dünyanın pek çok ülkesinde ve özellikle sınırdaşımız olan ülkelerde insanların gıptayla sahip olmak istediği haklar Cumhuriyet'in kuruluşundan bugüne kadar sürekli geliştirilerek tüm vatandaşlarımıza sunuluyor.“ ŞEHİT YAKININDAN BAYDEMİR’E TÜRK BAYRAĞI Tören başlamadan yaklaşık dakika önce protokol tribününe gelen Diyarbakır Şehit Aileleri Derneği Başkanı Ahmet Büyükburç'un oğlu yaşındaki Muhammet Can Büyükburç, kucağında taşıdığı Türk bayraklarından birini önce Başkan Osman Baydemir'e verdi. Türk bayrağı alan Baydemir, Muhammet Can Büyükburç'u öptükten sonra bayrağını katlayıp korumasına verdi. Muhammet Can Büyükburç'un soyadı başka olan amcası Mehmet Peçenek'in 1994 yılında Erzincan'da er olarak askerliğini yaparken PKK'lı teröristlerle girdiği çatışmada çeşit düştüğü öğrenildi. Diyarbakır'da geniş güvenlik önlemleri altında yapılan tören, okulların geçişiyle başladı, asker ve polislerin geçişleri ile sona erdi. ve ’te 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları törenlerle kutlandı. Van ve Hakkari'de tören alanı çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alınırken, törene katılanlar didik didik arandı. Hakkari Valisi Muammer Türker, Cumhuriyet yaşıtı kişiyle sohbet edip, onlara birer Cumhuriyet altını hediye etti. Törende, Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Lokman Ekinci ve Belediye Başkanı DTP'li Fadıl Bedirhanoğlu'nun birbirleri ile ilk kez tokalaştı. Van, Bitlis ve Hakkari'de Cumhuriyet'in 86'ncı Yıldönümü törenle kutlandı. Van'daki törenler, 'na çelenk konulması ile başladı. Günün anlam ve önemine değinen Van Valisi Münir Karaloğlu, gençlere birlik ve beraberlik mesajları verdi. Vali Karaloğlu, 'nı örnek göstererek, “Dün nasıl birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi koruyarak Kurtuluş Savaşımız'ı kazandıysak bugün de önümüze çıkan badireleri aynı kararlılıkla yine birliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi koruyarak aşabiliriz” dedi. CUMHURİYET YAŞITLARINA ALTIN Cumhuriyet Bayramı Hakkari’de de çoşku içinde kutlandı. Hakkari Valisi Muammer Türker, Cumhuriyet ile yaşıt olan yaşlılara Cumhuriyet altını hediye etti. Vali Türker, makamında kabul ettiği 1923 doğumlu Ahmet İrdem, Ahmet Çiftçi ve Ahmet Koç ile bir süre sohbet etti. Daha sonra onlara birer Cumhuriyet altını hediye etti. Vali Türker, “Cumhuriyetimiz ile aynı yaşıtta olan vatandaşımızı kabul etmiş bulunuyoruz. Bu yaşlılarımıza sahip çıkmak bizim boynumuzun borcudur. Bunlar Cumhuriyet ile aynı yaşıtta oldukları için kendilerine birer Cumhuriyet altını hediye ettik” dedi. Yaşlıların maaşı bağlanması isteği üzerine Vali Türker, en kısa sürede bunu yerine getirme sözü verdi. Komutanla yan yana oturan Belediye Başkanı DTP'li Bedirhanoğlu, zaman zaman yaşlılarla konuşup sıkıntılarını dinlemeyi ihmal etmedi. Valilikteki törende Hakkari Dağ ve Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Lokman Ekinci ve Belediye Başkanı Fadıl Bedirhanoğlu ile ilk kez tokalaştı. Kutlamalar, 'nda yapılan resmi geçit tören ardından sona erdi. ÖĞRENCİLER GEÇİRDİ Bitlis Cumhuriyet Meydanı'nda kutlanması planlanan törenler havanın yağışlı olması nedeniyle İsmail Eren Spor Kompleksi'ne alındı. 500 kişilik spor salonunda törenleri yaklaşık 750 kişi izledi. Program sonunda baygınlık geçiren bazı öğrencilere sağlık ekipleri müdahale etti. Bitlis Valisi Nurettin Yılmaz, beraberinde Jandarma Komutanı Jandarma Albay İhsan Sarı ve Bitlis Belediye Başkanı Fehmi Alaydın ile birlikte törene katılan birlikler ve halkın bayramını kutladı. Törende konuşma yapan Bitlis Valisi Nurettin Yılmaz, “Ülkemize, devletimize, demokrasimize ve kendimize güvenelim. Ulu Önder ’ün en büyük emaneti olan Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşatacağız” dedi. Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla düzenlenen sportif faaliyetlerde dereceye giren sporcuların ödülleri verildi.
621096
Haftalık olağan görüşme bugün
Karakter boyutu Haftalık olağan görüşme bugün 29.10.2009 17:36Başbakan Erdoğan ve Genelkurmay Bakanı Orgeneral Başbuğ'un haftalık olağan görüşmesi saat 18.30'da başladı. Başbakanlık Resmi Konutu'nda gerçekleşen görüşmede PKK'Iıların Türkiye'ye gelişinin ardından yaşananlar ve irticayla mücadele eylem planı ile ilgili son gelişmelerin yanı sıra diğer güncel olayların ele alınması bekleniyor.
620404
Jandarma’ya keskin nişancı dürbünleri geliyor
10.55 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, Jandarma’ya keskin nişancı dürbünleri geliyor Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) unsurlarının ihtiyaç duyduğu askeri malzemelerini karşılayan Genel Müdürlüğü “keskin nişancı tüfeği dürbünü” tedariği ile ilgili çalışmaları aşamasına getirdi. MKEK Genel Müdürlüğü tarafından uluslararası düzeyde yapılacak ihaleyle, için ve standartlarına uygun olarak 110 adet keskin nişancı tüfeği dürbünü alınacak. Kasım 2009 tarihinde MKEK Genel Müdürlüğü ikmal daire başkanlığında yapılacak ihale kapsamında alınacak tekliflerin geçerlilik süresi 90 gün süreli olacak. Hazırlanan teknik şartnameye göre, “açık ihale” yöntemi ile yapılacak ihaleye MKEK Genel Müdürlüğünün belirlediği kriterlere sahip olan ve bu konuda kendilerinden istenen tüm belgeleri eksiksiz olarak tamamlayan firmalar katılarak teklif verebilecek. ÖZELLİKLERİ Jandarma birimlerince birlikte hazırlanan teknik şartnameye uygun olarak tedarik edilecek keskin nişancı dürbünlerin tamamı aynı tip marka ve modelde olacak. Dürbünlerde kullanılan metal parçalar paslanmaz ve korozyona dayanıklı malzemeden üretilmiş olacak. Kurum envanterlerine daha sağlıklı bir şekilde kayıt altına alınabilmeleri için de alınacak dürbünlerin üzerinde “imalat yılı”, “seri numarası”, NATO stok numarası (varsa) gibi gerekli olan bilgiler de yer alacak. Keskin nişancı tüfek dürbünleri, objektif mercek ünitesi, Oküler mercek ünitesi olacak dürbünler 3-12 arasında değiştirilebilir büyütme oranlarına sahip olacak. ÇEVREYE DUYARLI OLACAK Olumsuz bazı çevresel etkilere karşı da duyarlı olması istenen keskin nişancı tüfeği dürbünlerinin, “nemli ortam” “titreşim” “daldırma” “toz ve kuma dayanıklılık” “darbe” ve “depolama sıcaklığında” istenilen özelliklerini de taşıması gerekiyor. Son muayyene ve kabul testleri MKEK ile Jandarma Genel Komutanlığının uygun gördüğü personel tarafından yapılacak olan dürbünler, “özel dizayn edilmiş” çantalarda taşınabilir özelliklere sahip olup, beraberindeki aksesuarlarla birlikte yıl süreyle garantili olacak. ...
620985
Saddam cezaevinden kaçma planı yapmış
Saddam Hüseyin'in avukatlarından Halil Duleymi, yayımlanan kitabında, "Saddam Hüseyin'in kaçış planının, Iraklı direnişçilerin ve korumalardan oluşan özel bir gücün yardımıyla 2006 yazında uygulanmasının planlandığını" yazdı. Kitapta, bu planın, Saddam Hüseyin'in tutulduğu Bağdat havaalanı yakınlarındaki Cropper kampı cezaevi yakınında meydana gelen silahlı bir olay nedeniyle gerçekleşmediği, bu olayın ardından güvenlik önlemlerinin artırıldığı belirtildi. Kitapta, "kaçış planına göre, Iraklı direnişçilerin, cezaevine saldırı düzenlemeden önce, "yeşil bölgeye" ve havaalanındaki Amerikan askerlerinin karargahına saldırı talimatı alacakları" ifade edildi. Her şeyi yazarak not ettiğini söyleyen Duleymi, cezaevindeki "arkadaşları ile diğer mahkumların da serbest kalmalarını isteyen Saddam Hüseyin'in, El Anbar bölgesine gidip en kısa sürede Irak'taki direniş gruplarını bir araya getirerek Bağdat'a saldırı başlatmayı öngördüğünü" belirtti. AA
620898
Türkiye Artık Küresel Güç Konumunda
: Türkiye Artık Küresel Güç Konumunda Komşuları ile sıfır sorun politikası ile yola çıkan Türkiye, küresel boyutta da artık izleyen değil, etkileyen bir ülke... Yayına Giriş: 29.10.2009 16:06:29 Güncelleme: 29.10.2009 16:16:43 Türkiye, son yıllarda yürüttüğü aktif dış politika ile artık küresel güç konumunda... Komşuları ile sıfır sorun politikası ile yola çıkan Türkiye, küresel boyutta da artık izleyen değil, etkileyen bir ülke... Kangren haline gelmiş ulusalararası sorunların çözümü için arabuluculuk yapan Türkiye, bölgesinde ve dünyada barış arıyor. Uzmanların Ortak Görüşü "Diyalog Türkiye hem komşuları ile hem de bölgesindeki tüm gruplar ve tüm kesimlerle diyalog kuruyor, sorunlara çözüm, bölgeye barış arıyor. Bu çerçevede Rusya'nın Gürcistan saldırısından sonra Türkiye'nin gündeme getirdiği, Kafkasya İşbirliği ve İstikrar Platformu'ndan, Suriye-İsrail barış görüşmelerine, İran-Irak arasında arabuluculuktan Lübnan'da hükümet kurma çalışmalarına kadar sayısız bölgesel sorunda Ankara hep başrolde.... Hatta bu çabalar komşuları da aşarak Asya ve Avrupa'ya da yayılıyor. Pakistan-Afganistan ihtilafından, Balkanlardaki kritik etnik dengelere kadar Türkiye etken bir politika izliyor, Boşnak ve Sırp dışişleri bakanlarını İstanbul'da buluşturuyor. Afrika açılımı ile de kıtada varlığını etkinleştiren Ankara, Sudan'dan Somali'ye "kriz çözücü" konumunu sürdürüyor. Tüm Komşularla Sorunlara Nokta Bu kapsamda Türkiye kendi komşuları ile de sorunlarına bir bir nokta koyuyor. Bir dönemin terörist ülkesi ilan edilen Suriye ile dostluk temelinde ilişkiler kuruluyor, vizeler kalkıyor, Ermenistan ile tarihi protokol imzalanıyor. Son aylar içinde İran, Irak ve Pakistan'a ziyaretler gerçekleştiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bu durumu "yüzümüzü hem doğuya hem batıya dönüyoruz" diyerek yorumluyor. Başbakan Erdoğan, "Biz Batı'yla da Doğu'yla da ilişkilerini en iyi şekilde devam ettirmeye gayret eden bir ülkeyiz. Türkiye'nin bir yüzü Batı'ya, bir yüzü Doğu'ya bakıyor. Doğu'dan, Batı'ya ve Batı'dan da Doğu'ya girmek için ilk kapıyız" dedi. Dünya Kamuoyu Türkiye'yi Dikkatle İzliyor Edilgenlikten etken bir politikaya adım atan Türkiye'nin küresel güç olma yolundaki hızlı adımları dünya kamuoyu tarafından da dikkatle izleniyor. Amerikan başkanlığına seçilen Obama, ikinci yurtdışı ziyaretini Türkiye'ye gerçekleştiriyor, İMF toplantıları 54 yıl sonra Türkiye'de yapılıyor. Cumhurbaşkanı Gül'ü ülkesinde ağırlayan Sırp Cumhurbaşkanı Boris Tadiç de, önemli bir cümle kullanıyor. Boris Tadiç, ''Türkiye büyük bir devlettir. Bugün dünyanın hiçbir yerinde ve hiçbir noktasında, Türkiye ile barış olmadan barış yapılamaz'' şeklinde konuştu. Türkiye, 46 yıl sonra yeniden Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine seçilmiş olma şansını da iyi kullanırken, enerji koridorunda yer almanın avantajları bu süreçte Ankara'nın elini güçlendiren unsurlardan....
620129
İBRAHİM ÖZTÜRK Şirketler krizden neler öğrendi?
Yaşanan son kriz aslında bu konuda belli bir farkındalık oluşturdu. Hatırlanacağı üzere krizden çok önce ve defalarca yazdığımız gibi, KOBİ'ler düzeyinde yüzde 30-40'lara varan bir eleme olacak, kendini işadamı zanneden birçok kişi maalesef işçi olacak. Açıkçası bunun yoğun rekabet ortamında biraz daha tedricen olmasını bekliyordum. Ancak kriz bu elemeyi öne çekti ve fena halde sarstı. Şimdi hâlâ ayakta kalanlar belli ki daha bir öz güvenle yoluna devam edebilirler. Ancak bu farkındalığın henüz içselleştirilemediğini, kurumlaştırılamadığını görüyor ve kriz sonrasında yine 'eski tas eski hamam' hikâyesine dönüleceğinden korkuyorum. Bu toplumsal hafızasızlık bir kader değil. Aşmanın bir yolu da örgütlü yapılar içinde seyirci olarak değil de aktif olarak yer almak. Örneğin kriz ortamını üyeleri için fırsata çevirmek için dernekleri de burada sıkça yazıyorum. Uzun yaz, Ramazan ve bayram rehavetinden sonra geçenlerde yine İstanbullu işadamlarıyla buluştuk. Önceki hafta İkitelli merkezli Dünya Erdemli İşadamı ve Sanayiciler Derneği (DERSİAD)'ın, geçen hafta ise Marmara İşadamları Federasyonu (MARİFED)'e bağlı Avrasya İşadamları Derneği'nin (AVİAD) konuğu idim. Bu arada dernek isimlerindeki iddiaya bakar mısınız? Dünyaya talipler, Avrasya'yı hedeflemekteler. Erdemliler, ahlakı paraya feda etmeyi düşünmüyorlar. Bir kazanabilseler aslında paranın kölesi değil efendisi olmak istiyorlar. Helal ve meşru kazanıp, şımarmadan, gösterişe vurmadan şükretmek ve infak etmek istiyorlar. Belli ki üç kıtanın altı asır süreyle efendisi olan bir büyük milletin hayalleri, külün atlındaki kor gibi dip diri. Belli ki kaderin bu malzeme ile bir büyük muradı da bir milleti büyük randevu için muhafaza etmiş. Keşke davranışlarımız da hayallerimizle örtüşse, keşke seccade üzerindeki dualarımız bilgi ve aksiyon şeklinde fiilî olarak işletmeye yansısa. Krizin en derin olduğu ocak-şubat aylarında AVİAD çok hareketli günler geçirdi. Katılımcı sayısı Beylikdüzü'ndeki şirin konferans salonuna sığmayınca MARİFED'e bağlı diğer derneklerle işbirliği halinde büyük konferanslar tertip ettiler. Hele Yenibosna Sosyal Bilimler Lisesi'nin devasa spor salonunun dolduğu ortamdaki üç saatlik konferans sadece katılımcılarda değil, itiraf edeyim, bende de derin iz bıraktı. Neticede dibe vurmuş bir psikolojiyi tutup ayağa kaldırmak ve insanımızın yarına dair umutlarını kamçılamak için iyi bir dayanışma, iyi bir ekip çalışması ortaya çıkmış oldu. Son konferanslarda durum biraz değişiyor. Artık daha teknik konuşuyoruz. Zira şimdi 'psikoloji kurtarma' zamanı değil. Artık krizden çıkış stratejilerine ve bunun sonrasına odaklanmak gerek. Güzellemeleri bırakıp, sorunları masaya yatırıp, gerçeklere dayalı uygulanabilir somut öneriler getirmek durumundayız. Ancak bir korkum da şu, tam da krizden çıkış sürecine odaklananım derken, yine işadamı spor, demokratik açılım, Ergenekon gibi konulara takılıp kalacak ve ekonomiden kopacak. Ne olur bunu yapmayın. Ayrıca sakın 'kriz oldu böyle oldu' demeyin. Zira gerçeklerden kaçarsınız ve kriz olmasa da zaten ensenizde olan tehlikeleri sektirirsiniz. Değişen pazar şartları, mesela cin gibi (Çin gibi) inanılmaz rakipler; değişen demografik yapı, algı, moda vs. nedeniyle hızla değişen tüketici tercihleri; enerji-emtia ve diğer hammaddeler üzerinden acayip çok artan, ancak yeni teknolojiler sayesinde de acayip düşen maliyetler; yeni reformlara paralel olarak değişen yasalar, mevzuatlar, yeni gelen yasaklar, yeni verilen teşviklerin getirdiği yeni fırsatlar... Baş döndürücü değil mi? Son konferansta sordum: Yeni sanayi teşviklerini, Ar-Ge yasasını, 40 tarım havzası projesini ve bu doğrultuda devletin sunduğu büyük vizyonu inceleyen var mı? Nazarlık biri iki el kalktı sadece. Bir de yabancılara sorun, ağızları kulaklarına geçiyor. Çünkü mezunun ve devranın farkındalar.
621143
Boğaziçi Köprüsü'nde müthiş gösteri
Cumhuriyetin 86. kuruluş yıldönümü münasebetiyle gerçekleştirilen ışık, ses ve havai fişek gösterileri göz kamaştırdı. Gösterinin startı, Dolmabahçe Sarayı'nda valilik tarafından düzenlenen resepsiyonda verildi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, Cumhuriyet Bayramı nedeniyle görkemli bir tören düzenledi. Boğaziçi Köprüsü ve Kız Kulesi arasındaki alanda deniz üzerinde yapılan muhteşem gösteri, İstanbullulara unutulmaz bir görsel şölen sundu. Boğaz'da deniz üzerinde kurulan dev platformda gerçekleştirilen ses ve ışık gösterileri ile havai fişek gösterileri, canlı yayınlarla tüm dünyaya iletildi. Gösterinin startı, Dolmabahçe Sarayı'nda valilik tarafından düzenlenen resepsiyonda verildi. Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu'na İstanbul Valisi Muammer Güler, 1. Ordu Komutanı Hasan Iğsız, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ile çok sayıda davetli katıldı. Resepsiyonda ilk önce dev bir pasta kesildi. Pastanın içinden çıkan, elinde şapkasıyla selam verirken görülen Atatürk heykeli, büyük beğeni topladı. Bir konuşma yapan Vali Güler, "Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün hayatını kaybettiği bu mekanda yapılan organizasyonu çok beğendim. Bu bakımdan gösterileri organize eden İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kadir Topbaş'ı tebrik ediyorum. Burada bu dev pastayı yapan Selahattin Aydın'ı da teşekkür ediyoruz. Büyük Atatürk'ün bize emanet ettiği laik, demokratik, sosyal devletin sonsuza dek izinde olacağız. Birlik ve beraberlik içinde gururla cumhuriyetimize sahip çıkacağız" dedi. Vali Güler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş ve 1. Ordu Komutanı Hasan Iğsız'ın butona birlikte basmalarıyla Cumhuriyet coşkusu gökyüzüne yansıdı. Gösteride Boğaz Köprüsü üzerinde 800 metre uzunluğunda ateş şelalesi oluşturuldu. Gösteriler, yapılan canlı yayınlarla Türkiye ve çok sayıda ülkeden eş zamanlı olarak izlendi. Gösterileri yerinde izlemek isteyen bazı vatandaşlar ellerinde Türk bayraklarıyla sahile akın etti. Vatandaşlar, Boğaziçi Köprüsü ile Kız Kulesi arasındaki ışık, ses, lazer ve havai fişek gösterilerini daha yakından izleme fırsatı buldu. Gösterilerde 16 ayrı noktadan 48 bini aşan sayıda havai fişek atışı yapıldı. Ağırlığı 10 kilogramın üzerinde olan en büyük havai fişek, yaklaşık 250 metre yükseğe çıktı. Boğaziçi Köprüsü üzerinde 42 ateşleme sistemi ile 800 metre ateş şelalesi oluşturuldu. Gösteri öncesinde İstanbul'un ana arterleri, meydanları, sokakları, kamu binaları ve gökdelenleri bayraklarla süsledi. Cadde ve meydanlara yaklaşık 60 bin Türk bayrağı, bin elektrik direğine cumhuriyet flaması ve 50 üst geçide de duyurular asıldı. Öte yandan İstanbul'un birçok ilçesinde Cumhuriyet coşkusu farklı etkinliklerle kutlandı. Bakırköy ve Bağcılar'da bir araya gelen binlerce vatandaş, ellerinde Türk bayrakları ile kortej oluşturarak yürüyüş yaptı. AA- 2009-10-29 21:38:04 Bu cumhuriyeti müslüman askerler canları bahasına kurdu.Çünkü vatan sevgisi İMANDANDIR.Ama ne yazıkki ittihat terakki zihniyetli faşit Cumhuriyetçilerin yüzünden müslüman halk cumhuriyetten soğudu ve birkaç elit dinsiz zümrenin eline kaldı.Tıpkı bayrağımız gibi.tıpkı İstiklal marşımız gibi.Ama artık cumhuriyeti canı bahasına kuran müslümanlar uyandı ve cumhuriyeti demokratik bir cumhuriyet haline, tüm insanların coşkuyla kutlayabileceği hale getiriyor.Bayramı kutlamak önce müslümanların hakkıdır. Mustafa YILMAZ 2009-10-29 21:20:44 yaptığın eylemler ve söylemlerin ile cumhuriyeti eleştirecek cumhuriyetin vermiş olduğu haklarla başa geleceksin.Alttan alttan cumhuriyet rejiminin altını oykacaksın.Sonra iki tane havai fişek patlatıp cumhuriyete bağlılığını göstereceksin.Sizin cumhuriyete bağlılığınız patlatığınız havai fişek gibi 10 saniyelik. ampülü sönmüş vatandaş 2009-10-29 20:55:31 EVET İLK görünüşte insaf gibi algılanabilir. Yorumları okudum kimisi Almanya ile kıyaslamış Kimisi israf demiş kimisi ruhu doyurucu demiş... Bakın bu tür basit birşey gibi görünen bazı eylemler kutlamalar dışarıdan bakıldığında TÜRKİYENİN GÖVDE GÖSTERİSİNE dönüşmektedir. Örneğin bir yabancı bu olayı ızledıgınde ADAMLARA BAK CUMHURIYET BAYRAMLARINI NASILDA KUTLADILAR ADAMLAR NASIL BAGLILAR derler. inanın bunu derler. CUMHURYETIMIZI ATALARIMIZI BIZE BU CENNET VATANI HEDIYE EDEN INSANLARI ... DEVAMI SIMDI Ahmet Kilic 2009-10-29 20:49:53 Hurrian-med Imperator almanya ile ilgili cok sacma yorum yapmiszin, Almanya türkiyemi? almanyayi amerikalilar, fransizlar v.s kurdu. Ama türkiyeyi kim kurdu? Nasil Kurdu? MUSTAFA KEMAL ATATÜRK bu ülkeyi cok zor sartlarda kurdu. Türkiyenin kurulusu kutlanmali, dünya ülkemizin kimseye teslim olmayacagini görmeli. Ne Mutlu Türküm Diyene. Ortadogu Sahini 2009-10-29 19:52:16 size göre her şey israf laleler için de aynısını söylüyorsunuz. bu kadar emek ilgi ve özene karşı çıkıyorsunuz. bize de sadece siz ne anlarsınız ki hepinize üç beş dağıtılsa daha sevinirsiniz ucuz muhabbetler! fatmanur güneş 2009-10-29 19:47:53 Babamın sözleri gibi sözler bunlar ruhu doyurmak bedeni doyurmaktan daha önemlidir. Bırakın insanlar seyretsin fotoğraflarını çeksin, farklı işte ne güzel. Siz stadyumda kutlanan işkenceye dönüşen bayramlara bakın, çocuklar artık kaçıyorlar. Kutlama platformlarını sadece protokol görebiliyor. hakyemez 2009-10-29 19:45:46 gercek ten cok yazık ya harcana parayla kac aile doyar yazık bunlar nasıl insan müslüman yazık sword 2009-10-29 19:41:26 sov yapiyoruz sov. dünyaya gücümüzü gösteriyoruz. dünyaya cumhuriyetimizin gücünü gösteriyoruz.halka topluma her türk asker dogari hatirlatiyoruz. ekonomimizin gücünü gösteriyoruz havai fiseklerle. sov yapioruz sov hurrian-med imperator 2009-10-29 19:25:00 kırılıyor, intihar ediyor. milyonlarca liralık havai fişek de ne oluyor. Bu ne biçim kutlama. Bir kere de bayramı manasına göre kutlasak. Kutlamamız bile ithal. Her gün milyonları çöpe atacağınıza bir keresinde paraları halka dağıtsanız be akıl fakirleri.Hep gösteriş münayiş. ozon onur 2009-10-29 19:23:20 neyi mi kalkınacakmıyız? yoksa tarihle mi övgülenip duracağız (Türk tarihinde önemine çokça inandığım GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ve onun kurduğu TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇOK ÇOK ÖEMLİ. BU TARTIŞMAK ÇOK ANLAMSIZ) bu anlamsızlığı sürdürmek devlet erkanını ip gibi dizip abartıp durmak ne kar anlamlı. GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK 'ü anlamak demek onun devrimlerine sahip çıkmak demek diye anlıyorum... 34 yaşındaki bir rehber öğretmen olarak '' tek bir şeye ihtiyacımız var çalışkan olmak'' deyişini öneriyorum k.ertürk 2009-10-29 19:21:20 almanyanin hicbir milli veya dini bayrami devlet tarafindan böyle abartili bir sekilde kutlanmaz. almanyada bayramlar hicbir sekilde resmi bir sekilde bu kadar sasali abartili bir sekilde kutlanmaz. bayramlar tamamen halk inisiyatifinin elindedir. halk kutlarsa kutlar. hurrian-med imperator 2009-10-29 19:18:32 Neyleyim aç ve evsiz binlerce insanın yaşadığı ülkede patlayan fişekleri ben..Açlar doysun, yaşlılar rahat bulsun, garipler iş bulsun, borçlular edalara kavuşsun, adaletsizlikler son bulsun, neyleyim patlayan fişekleri ben..ödeyemediği faturadan elektriği kesik yüzlerce ev varken..hastalar ağlar, çocuklar korkarken gelecekten... serhat ayvaz 2009-10-29 19:18:26 türkiye demek çok mu zor da tc deme gereği duyuyon.çok soğuk bir tabir. ReReRe RaRaRa 2009-10-29 19:09:35 kafasına sürermiş..misal budurki tc nin parası çok boğaza döküyor... Yitik Şehrin Figüranları 2009-10-29 19:08:21 gercekten yapılanlar boşuna israf olduğuna inanıyorum bilmiyorum ne kadar para harcanmıştır belki güzel olur ama daha açil işler olmasa çöplükten ekmek toplayan insanların olduğu bir ülkede bu yapılanlar israf israf Mustafa BADEMCİ 2009-10-29 18:56:32 Yazık günah israf. İsraf ise haram. empatik OSMANLI 2009-10-29 18:46:17 ne acayiplikler ülkesinde yaşıyoruz..yahu kardeşim ne gerek var milyonlarca lirayı boş işlere akıtmaya.yazık değil mi..başınız göğe mi erecek..kimin kesesinden kimin parasını harcıyorsunuz..milletin binbir zorlukla ödediği verdiği bu paralar neden millete faydalı olacak şekilde kullanılmıyor.. sinan yusuf 2009-10-29 18:34:14 hem iett zarar ediyor ibb'nin asasından yiyor diyorsunuz hem de boş boş masraf yapıyorsunuz. Yok fetih yok yılbaşı yok yok cumhuriyet vs. vs. Siz de para yok ama boş işlere harcamaya çok. satanist KesenMücahitKedi 2009-10-29 18:26:35 Gitti yine trilyonlarca lira; belediye metro için dünya bankasında kredi alıyor, burda trilyonları denize döküyor!!!!!!!!!! ufuk
620080
Baykal'dan Ergenekon sanıklarına ödül
Kültür merkezinin açılışına, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Genel Başkan yardımcıları Bihlun Tamayligil, Yılmaz Ateş, Genel Sayman Mustafa Özdilek, milletvekilleri Kemal Kılıçdaroğlu, Ali Kılıç, Nesrin Bayrak, Mehmet Sevigen, Berhan Şimşek, Maltepe Belediye Başkanı Mustafa Zengin ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Başkanı Aysel Çelikel katıldı. Açılışın ardından Baykal ve beraberindekiler, müzik dinletisi için kültür merkezinin salonuna geçti. Dinleti öncesinde sahneye çıkan CHP lideri, konuşmasında hükümetin demokratikleşme açılımını eleştirdi. Baykal'ın konuşmasından sonra Yılın Kültür Sanat Ödülleri dağıtıldı. Ödüle layık görülen isimler arasında Ergenekon davasının sanıkları Başkent Üniversitesi eski rektörü Mehmet Haberal, Cumhuriyet Gazetesi'nin Başyazarı İlhan Selçuk, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay ile Yargıtay eski Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ve Star Haber Dairesi Başkanı Uğur Dündar da yer aldı.
620297
Zamanın durduğu yer
Zamanın durduğu yer 29 Ekim 2009 Perşembe, 10:04 BURAK TAŞI HABERTURK.COM EKONOMİ SERVİSİ Mardin'e havadan baktığınızda bu kadar verimli araziler, bu kadar düz yollar nasıl olur diye düşünüyorsunuz. Ardından şehrin içine girince kendinizi yıllar öncesinde buluyorsunuz. Şehirden arkanızı dönüp baktığınızda ise ufukta artık vizesiz olarak geçilen Suriye sınırını buluyorsunuz. İstanbul'dan uçakla Mardin'e direkt uçuşlar mevcut. Yaklaşık saat 45 dakika sürüyor. Mardin asıl olarak ikiye ayrılıyor. Eski Mardin ve yeni Mardin. Eski Mardin ağa dizilerinde izlediğimiz konakların bulunduğu, çatısız toprak rengi evlerin bulunduğu, sokaklarında çöp toplama işlerini maaşlı eşeklerin yaptığı, tarihi 1950'lerde sabit tutan güzel mi güzel bir yerleşim yeri. Yeni Mardin denilen yerde ise devlet daireleri bulunuyor. Ağırlıklı olarak betonarme yeni yapılar bulunuyor. Kısıtlı zamandan dolayı Mardin'de sadece birkaç yeri gezebildim. Özellikle Kasimiye Medresesi'ne gitmenizi öneririm. Hem tarihi anlamda hem de uçsuz bucaksız dümdüz topraklara bakarak kendinizi bir boşluğun içerisinde görebiliyorsunuz. Mardin'in çarşısına girdiğinizde ise sağlı sollu olarak gümüşcü ve kuyumcular, kuruyemişciler, meşhur kebapçılar karşılıyor. Gümüş almak için bile gidilesi bir yer. ok uygun fiyatlara iyi işçilikle yapılmış takıları İstanbul'a göre çok ucuza alabilirsiniz. Mardin'de gezip dolaşılacak fotoğraf çekilecek çok yer var. Zamanınız varsa bu mevsimde havalar 28 derecelerde ve bunaltmayan bir havaya sahip. Mevsim itibariyle gezilip görülecek güzel yerlerden biri.
619902
Bir yönüyle Vaka-i Hayriye
FEHMİ KORU TAMER KORKMAZ Bir yönüyle Vaka-i Hayriye ANKARA İstanbul Bağımsız Milletvekili Ufuk Uras, Albay Dursun Çiçek imzalı belgeyi ardından yaşananları skandal olarak nitelendirirken, sorumluların derhal adalet önüne çıkarılarak hesap vermesini istedi. Uras, olup bitenlerden son derece rahatsız olduğunu ifade ederken bir taraftan da umutlu olduğunu söyledi. Bunu bir milat olarak gören Uras, şöyle konuştu: “Bu bir yönüyle Vaka-i Hayriye'dir. Yeniçeri Ocağı'nın yozlaşması karşısında Vaka-i Hayriye diye kurumsal bir yenilenmeye gidilmiştir. Bu işin buna dönüşmesinin yolu, bu kurumları ayakta tutan demokrasiden ve hukukun üstünlüğünden yana olan kimselerin önünü açmaktan geçiyor. Bence Vaka-i Hayriye'ye dönüşebilir. Siyaseten ve bütün toplum örgütleri olarak kararlı durursak.” 29.10.2009 POLİTİKA
620983
Kumlu'da yağış taşkına neden oldu
Hatay'ın Kumlu ilçesinde, etkili şiddetli yağış sonucu Curcurum Deresi'nde taşkın meydana geldi. Kumlu Kaymakamı Mimar Sinan Batmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilçede sabah başlayan sağanak yağışın, Curcurum Deresi'nde su seviyesinin yükselmesine neden olduğunu söyledi. Su baskını nedeniyle Kırıkhan-Reyhanlı kara yolunun da ulaşıma kapandığını ifade eden Batmaz, yağıştan yaklaşık 500 dönümlük pamuk ve mısır arazisi ile Curcurum Piyade Taburu'nun zarar gördüğünü kaydetti. Batmaz, can kaybı yaşanmamasının sevindirici olduğunu belirtti. AA
619827
Cumhuriyet'le doğanlar: Bağımsız Türkiye'nin bugününü hayal edemezdik
Şimdi 86 yaşındalar. 27 Mayıs'tan 12 Mart'a, 12 Eylül'den 28 Şubat'a demokrasiyi sekteye uğratan tüm gelişmelere şahit olmuşlar. Uzun ömürlerinde Atatürk'ü de görmüşler, kıtlığı da. Cumhuriyet'in 86. yılı coşkuyla kutlanırken gözlerini Cumhuriyet'e açanlar, uzun hikâyelerini Zaman'a anlattı. Hepsi kötü günlerin geçmişte kaldığından, yeni nesillerin gözlerini barışa ve huzura açacaklarından emin. Ortak bir ses yükseliyor aralarından: "Cumhuriyet, halktan aldığı güçle sonsuza kadar var olacak." Gelişen, güçlenen ve kendi bölgesinde söz sahibi olan Türkiye'nin bugünlerini hayal bile edemediklerini söylüyorlar. Düşünceleri ise aynı noktada birleşiyor: "Türkiye'nin bu güçlü, aydınlık günlerini gördük ya daha iyisinin olacağına inanmamak için bir sebep yok." Bu topraklarda hiçbir zaman kendilerini azınlık gibi hissetmediklerini söyleyen farklı etnik gruptan vatandaşlar ise her grubun kendi kültürünü doya doya yaşaması gerektiğine vurgu yapıyor: "Her ne kadar atalarımız, isimlerimiz farklı olsa da reddedilemez ortak kimliğimiz var. Bu da Türkiyeli kimliği. Eğer bugün 29 Ekim varsa bu Kafkasyalıların, Trakyalıların, Alevi, Kürt ve diğerlerinin emeği sayesindedir." Top atışları eşliğinde doğmuş 29 Ekim 1923'te doğan nadir insanlardan Ali Kefeli. Cumhuriyet'in ilan edildiği gün, Trabzon'da top atışları eşliğinde dünyaya gelmiş. Patlama seslerini duyan ebesi, "Yine düşman geldi!" diyerek sarılmış silahına. Ancak kısa süre sonra atışların yeni bir ülkenin kuruluşunu kutlamak için ateşlendiği anlaşılmış. Cumhuriyet'i 'hürriyet' olarak tanımlıyor. Türkiye'nin işgalden özgürlüğe hayal edilemeyecek mesafeler kat ettiğini ifade eden Kefeli, barışın hâkim olacağına dair umutlarını hiç yitirmediğini vurguluyor. Allah 60'lı yılları bir daha göstermesin Cumhuriyet'le yaşıt olan Perihan Palasallar, İstanbul'a 1936'da gelmiş. Uzun yıllar Üsküdar'da terzilik yapmış. Şimdi kuytu köşesinde hayatını devam ettiren Perihan Hanım, uzaktan gördüğü Adnan Menderes'i anlatırken heyecanlanıyor. Cumhuriyet tarihinde derin yaralar açan 1960 darbesini hatırlayınca, "Allah günleri bir daha göstermesin." diyor. Cumhuriyet'i mesleğiyle bütünleştirerek tanımlıyor: "Cumhuriyet kırkyamadır. Her renkten kumaş bir araya gelir, ortaya seyrine doyum olmayan bir bütün çıkar." Cumhuriyet'i hep birlikte kurduk Bülent Eken, milli formayı 13 kez giyen ve Cumhuriyet tarihine imzasını futbolla atan başarılı sporcu. 'Cumhuriyet' deyince gözleri dolan Eken, "Cumhuriyet'i Türk'ü, Kürt'ü, Çerkez'i hep birlikte kurduk." diyor. 1923'ten bu yana nice zorluklarla karşılaşıldığını belirten Eken, Cumhuriyet'in tüm yurttaşları kucakladığına dikkat çekiyor: "Çok kan döküldü ancak her zorluğa birlik ve beraberlikle göğüs gerildi. Yahudi de gördüm, Kürt, Ermeni de. Ben de Arnavut'um. Cumhuriyet daha nice 80 yıllar görecek." 29 Ekim'de vatanımıza kavuştuk Hatice Veyzalay, Bursalı bir Cumhuriyet kadını. Eski 29 Ekim'lere dair anılarını, "Çok güzel günlerdi. günleri özlüyorum." sözleriyle dile getiriyor. Cumhuriyet serüvenini ise öz bir şekilde ifade ediyor: "29 Ekim'de vatanımıza kavuştuk. Zamanla sekteye uğrasa da yıllar içerisinde de haklarımıza kavuştuk." Çocukluğundaki bayramları anlatırken de, "Sokaktan bandolar geçerdi, hemen koşardık köşe başına. Marşlar okurduk." şeklinde ifade ediyor. Şemsipaşa'daki kutlama unutulmaz Fatma Aliye Barkın, Cumhuriyet'le birlikte yeni yaşını kutlayacak sayılı kadınlardan. Çocukluk yıllarına dair pek bir şey hatırlamasa da Cumhuriyet'in kadınlara kendilerini ifade etme imkânı sağladığını çok iyi biliyor. Bayramlarda komşularıyla Şemsipaşa'ya çıktıklarını unutamayan Barkın, babasının sadece 29 Ekim kutlamalarına izin verdiğini söylüyor. Yaşlı kadın, gençlere şu tavsiyede bulunuyor: "Ahlaklı, dürüst olun. Değerinizi ayaklar altına düşürmeyin ve en önemlisi Cumhuriyet'e sahip çıkın."
620640
Hido, LeBron'u devirdi
Hido, LeBron'u devirdi Giriş Saati 29.10.2009 10:40 Güncelleme 29.10.2009 10:41 Amerikan Profesyonel Basketbol Ligi'nde (NBA) sezona TSİ sabaha karşı oynanan 12 karşılaşmayla devam edildi. NBA'de normal sezon heyecanı TSİ sabaha karşı oynanan karşılaşmalarla sürdü. Milli basketbolcu Hidayet Türkoğlu'nun formasını giydiği Toronto Raptors evinde LeBron James'in takımı Cleveland Cavaliers'ı mağlup edip sezona galibiyetle başlarken; NBA'deki bir diğer temsilcimiz Mehmet Okur'un takımı Utah Jazz ise deplasmanda Denver Nuggets'a boyun eğdi. Cleveland: 91, Toronto: 101 Geçtiğimiz sezon Orlando Magic'le NBA finali oynadıktan sonra rekor bir ücretle Toronto Raptors'a transfer olan milli basketbolcu Hidayet Türkoğlu takımıyla ilk normal sezon maçına çıktı. Hidayet'li Toronto sahası Air Canada Center'da 20 binden fazla seyircisinin önünde ağırladığı LeBron James'in takımı Cleveland Cavaliers'ı 101-91 mağlup etti. Mücadeleye ilk 5'te başlayan ve 34:09 dakika süre alan milli yıldız Hidayet Türkoğlu, 3/7 genel şut ortalaması ile oynadığı maçı 12 sayı, ribaunt, asist, top kaybı ve blokla tamamladı. sayılık atışlarda ¼ isabet sağlayan Hidayet, kez geldiği serbest atış çizgisinden ise takımına sayı kazandırdı. Toronto'nun İtalyan oyuncusu Andrea Bargnani attığı 28 sayıyla hem takımının hem de maçın en skorer ismi olurken, takımın yıldız isimlerinden Chris Bosh ise 21 sayı, 16 ribauntluk başarımıyla 'double-double' yaptı. Üst üste ikinci maçından da eli boş dönen Cleveland Cavaliers'ta ise 'Kral' lakaplı LeBron James'in 23 sayı, 11 ribaunt, 12 asistlik 'triple-double'ı yenilgiyi engellemeye yetmedi. LeBron kariyerinin 25. 'triple-double'ına imza attı. Mo Williams'ın 16 sayı ürettiği Cleveland'da, Shaquille O'Neal, Anthony Parker ve Daniel Gibson 12'şer sayıyla skora katkı sağladılar. Utah: 105, Denver: 114 NBA'de sezonun ilk maçında Pepsi Center'da Denver Nuggets'ın konuğu olan milli basketbolcu Mehmet Okur'un takımı Utah Jazz rakibine 114, 105 yenilerek sezona yenilgiyle başlamış oldu. Utah Jazz adına maça ilk başlayan Mehmet Okur, 31:02 dakika süre aldığı karşılaşmayı 5/11 genel şut ortalamasıyla tamamladı. Okur, maç boyunca 13 sayı kaydederken, ribaunt topladı, asist yaptı, kez top kaybetti ve kez de blok yaptı. Utah Jazz adına takımının en etkili ismi ise 28 sayı, 13 asistlik başarımıyla Deron Williams'tı. Sezona galibiyetle başlayan Denver Nuggets'ta ise 30 sayı üreten Carmelo Anthony maça damgasını vuran isim oldu. Chauncey Billups'ın 25 sayıyla oynadığı Denver'da oyuna sonradan dahil olan Ty Lawson 17 sayı üretti. Kevin Martin ve Nene ise 16'şar sayıyla maçı tamamladılar. NBA'de gecenin toplu sonuçları ise şöyle: Indiana: 109, Atlanta: 120 Philadelphia: 106, Orlando: 120 Cleveland: 91, Toronto: 101 Charlotte: 59, Boston: 92 New York: 93, Miami: 115 Detroit: 96, Memphis: 74 New Jersey: 93, Minnesota: 95 Sacramento: 89, Oklahoma City: 102 New Orleans: 96, San Antonio: 113 Utah: 105, Denver: 114 Houston: 108, Golden State: 107 Phoenix: 109, LA Clippers: 107 NBA'de normal sezona TSİ sabaha karşı oynanacak San Antonio Spurs Chicago Bulls ve Denver Nuggets Portland Trail Blazers maçlarıyla devam edilecek. Yayın tarihi: 29 Ekim 2009 Perşembe
620004
Sızmayı kim soruşturacak?
Sızmayı kim soruşturacak?MUSA KESLER İstanbul 29.10.2009 Her vatandaş gazeteci,her konuda bir görüş...Buluşma noktasına girin,izlemeyin, “İrticayla Mücadele Eylem Planı” adlı belgenin ıslak imzalı orijinal metniyle birlikte soruşturma savcılarına gönderilen sayfalık mektubun basına sızdırılmasıyla ilgili soruşturmayı hangi savcılığın yürüteceği merak konusu oldu Belgeyle ilgili soruşturmayı yürüten savcılarının bağlı bulunduğu Cumhuriyet Başsavcı Vekili “Gizli soruşturma belgelerini basına verenleri ortaya çıkaracak olan biz değiliz, ilgili savcılıktır. Veya şüpheliler kimse, onlarla ilgilenen savcılıktır” demişti. Çolakkadı’nın bu açıklamasından hangi savcılığın belge sızdırma olayını soruşturacağı net olarak anlaşılamadı. Emekli Basın Savcısı Ali Çakır “Sızdıranı bulmak belgeyle alakalı soruşturmayı yürüten savcılığın görevidir. Bu belgeyi kimin sızdırdığını bulmak basın savcısının görevi değildir” dedi.
621186
Pakistan'da 6,1 büyüklüğünde deprem
İBRAHİM KARAGÜL AKİF EMRE Pakistan'da 6,1 büyüklüğünde deprem İSLAMABAD (A.A) Pakistan'da 6,1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Pakistan Meteoroloji Dairesi Başkanı Karamuz Zaman Çodri, 6,1 büyüklüğündeki depremin TSİ 20.44'de meydana geldiğini belirtti. Yerin 200 km altında meydana gelen depremin merkez üssü Pakistan ve Afganistan arasındaki Hindukuş dağları olarak açıklandı. İslamabad, Peşaver, Muzafferabad ve Lahor kentlerinden de hissedilen, 30 saniye kadar süren deprem paniğe yol açtı. Depremde ölen, yaralanan ya da maddi hasar olup olmadığına ilişkin henüz bilgi verilmedi. Bu arada Amerikan Jeofizik Kurumu, depremin büyüklüğünü 6,0 olarak açıkladı. 29.10.2009 DÜNYA
620473
Erzincan'da 53 kilogram eroin ele geçirildi
Erzincan Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamaya göre, İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri ''Alacakaranlık 24'' adı verilen operasyon düzenledi. Operasyonda, Kamyonetin sürücüsünün tutuklandığı bildirildi. Bu arada, Erzincan Valisi Abdulkadir Demir, eroin ele geçirildiği haberi üzerine, İl Emniyet Müdürü ile birlikte Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Şube Müdürlüğü'ne giderek bilgi aldı. Demir, 2009 yılında Erzincan'da Kaçakçılık Şubesi tarafından 414 uyuşturucu madde vakasının aydınlatıldığını belirterek, gelinen noktanın Erzincan açısından büyük önem arz ettiğini söyledi. Vali Demir, Erzincan Emniyet Müdürlüğü'nün illegal oluşumlarla mücadele ettiğini kaydetti. AA
619986
Ölüm sebebi gribi değil zatürree çıktı
Ölüm sebebi gribi değil zatürree çıktı Ölüm sebebi gribi değil zatürree çıktı Emre SAÇLI Ali FİLİZKAN Erdoğan YAPIK 29.10.2009 Tedavi gördüğü hastanede ölen Manisalı genç, gribi değil zatürree kurbanı çıktı. Babasını çocukken yitiren Yusuf'un amcası, "Yeşil kart süresi dolmuş diye bakmadılar, ihmal var" dedi Manisa'da gribi (domuz gribi) şüphesiyle kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren Yusuf Demirtaş'ın testlerinde gribinden değil zatürreeden öldüğü belirlendi. Babasını erken yaşta kaybeden, çocukluğu ve gençliği okul masraflarını çıkarabilmek için çalışmakla geçen Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü mezunu 28 yaşındaki Demirtaş, Salihli'de gözyaşları arasında toprağa verildi. Talihsiz gencin amcası Şükrü Demirtaş ise yeğeninin ihmal kurbanı olduğunu savunarak şunları söyledi: "Yeğenim Manisa'ya geldiğinde otogarda ben karşıladım. Bana 'Amca bana yaklaşma çünkü gribi olabilirim. İstanbul'da yurtta beraber kaldığım yabancı uyruklu oda arkadaşım S.A.'yı gribi teşhisiyle hastaneye yatırdım. Bende de olabilir diye tedavi olmak istedim. Ama hastane dolaşmama rağmen yeşil kartımın süresi dolduğu için bana bakmadılar. Kartımı yenilemek için geldim' dedi. Bitkindi ve ateşi vardı. Hastaneye kaldırdık. Salihli ve Manisa'da titizlikle bakıldı ama İstanbul'da başvurduğu sağlık kuruluşlarının ihmalinin kurbanı oldu." BADANA İŞÇİSİYDİ Yıllar önce Diyarbakır'dan göç eden ve babası Ramazan Demirtaş'ı 15 yıl önce trafik kazasında kaybeden Yusuf Demirtaş, annesi ve kardeşiyle kaldı. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü'nden bu yıl mezun olan Demirtaş'ın, masraflarını çıkarabilmek için boş zamanlarında boya badana işleri yaptığı belirlendi. Talihsiz genç dün, Salihli'deki Hz. Hamza Camisi'nde düzenlenen cenaze töreninin ardından gözyaşları arasında toprağa verildi. Törene katılan Manisa Valisi Celalettin Güvenç ise ölen Yusuf Demirtaş'tan alınan numuneler üzerinde İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ndeki referans laboratuvarında yapılan tahlillerinde gribi virüsüne rastlanmadığını belirterek, ölüm nedenini "akciğer enfeksiyonu" olarak açıkladı. Ölüm sebebi gribi değil zatürree çıktı Yayın tarihi: 29 Ekim 2009 Perşembe
620806
ABD, Rusya ile İran nükleerini görüştü
Lavrov, görüşmenin başında yaptığı açıklamada, ziyaretin "tam zamanında" yapıldığını belirterek, "Eski anlaşma sona ermeden devlet başkanlarımızın üzerinde anlaştığı yeni anlaşmanın hazırlanmasının bu yoğun çabalarla mümkün olacağına inanıyoruz" diye konuştu. Jones, Lavrov ile görüşmesinin ardından AP ajansına yaptığı açıklamada, Lavrov ile birçok ikili konuda "son derece yararlı" bir değerlendirmede bulunduklarını söyledi. Rusya Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Nikolay Patruşev ile de bugün bir araya gelecek olan Jones, iki ülke arasında bu yıl sonunda süresi sona erecek olan Stratejik Silahların Azaltılmasını (START1) öngören yeni anlaşmayı yıl sonuna kadar sonuçlandırmayı amaçlıyor. Rusya Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev ve ABD Başkanı Barack Obama, Moskova'da yaptıkları zirvede iki ülkenin nükleer savaş başlıklarını yılda 1500 ve 1675 adet azaltma konusunda ilke anlaşmasına varmış, iki ülke yetkili kurullarının bu konudaki bir anlaşmayı bu yıl sonuna kadar tamamlaması talimatı vermişlerdi. Jones'ın Moskova ziyareti, İran'ın nükleer programı konusunda yanıtını vermesi gereken zamana denk gelirken, Jones'ın Moskova'da Rus muhataplarıyla İran'ın nükleer programı ve buna karşı atılabilecek adımlar konusunu da ele alması bekleniyor. AA
620337
Okullar, domuz gribine karşı ilaçlanıyor
Çocukların ortak kullandığı koridorlar özel fırça ve cihazla temizlendi. Sandalyelerden, sınıflardaki çerçevelere kadar titiz bir çalışma yapıldı. Miniklerin kullandığı kreşlerdeki oyuncaklar da tek tek elden geçirildi. Dezenfekte ve temizlik seferberliği ilan edilen Ankara'daki okullarda her türlü ayrıntı dikkate alınarak virüsten arındırılmaya çalışıldı. Bir haftadır süren temizlik hafta sonu da devam edecek.
621077
Balıkçı ağına ayı takıldı
Balıkçı ağına ayı takıldı Kastamonu'da halk arasında yaygın olan "ayı çıkabülü, taş düşebülü" sözü gerçek oldu. KASTAMONU () Kastamonu'nun Cide ilçesinde denizin kıyı kesiminde oluşan yakamozu balık zannederek ağ atan balıkçıların ağına balık yerine ayı takıldı. Denize attıkları ağda ayı gören balıkçılar büyük panik yaşadı. Olay 10 gün önce meydana geldi. Cide'de balıkçılık yapan balıkçı Rafet Türkan, Bartın'dan Cide'ye gelen arkadaşları ile birlikte 10 gün önce balık avlamak amacıyla denize açıldı. Bir süre tekne ile denizde dolaşan balıkçılar, kıyıya yakın bir yerde oluşan yakamozu balık sürüsü zannederek tekneleriyle yöne doğru ilerlediler. Kıyıya yaklaştıklarında yakamoz oluşan bölgeyi ağlarla çeviren Bayramoğlu ve yanındakiler beklemeye başladı. Daha sonra ağları tekneye çıkarmaya çalışan ve ağın ağır olmasından dolayı çok fazla balık yakaladıkları tahmin ederek sevinmeye başlayan balıkçılar ağlarında balık yerine ayı olduğunu görünce şok yaşadılar. Ağlarındaki ayıyı görünce paniğe kapılan balıkçılar ayının takıldığı ağı denize attılar. Yakalandığı ağı parçalayarak kurtulan ayı ise balıkçıların şaşkın bakışları arasında ormanlık alana kaçtı. Yaşadığı olayı şaşkınlıkla anlatan balıkçı Rafet Türkan, yaklaşık 30 yıldır balıkçılık yaptığını belirterek, ilk defa böyle bir olayla karşılaştığını söyledi. Denize atılan balık ağına ayı takılması nedeniyle yanındaki arkadaşlarının da büyük bir şok yaşadığını belirten Türkan, günü ömrü boyunca unutmayacağını sözlerine ekledi. 29.10.2009