ctoraman's picture
Upload 1656 files
bae28f1
raw
history blame
11.4 kB
'Sokak dibi görünmeyen bir kuyudur'. Halkın önününde 3 aşamalı, geleceklerini belirleyecek bir süreç bulunduğunu, provokasyonlara dikkat edilmesi gerektiğini belirten Bahçeli, "Her türlü provakasyonlar yapıyor. Benim dava arkadaşlarıma, genç kardeşlerime söylüyorum. Sokak karanlıktır, sokak kirlidir, sokak kanlıdır, sokak dibi görümeyen bir kuyudur. Orada işiniz yok. Çözüm ... Halkın önününde 3 aşamalı, geleceklerini belirleyecek bir süreç bulunduğunu, provokasyonlara dikkat edilmesi gerektiğini belirten Bahçeli, "Her türlü provakasyonlar yapıyor. Benim dava arkadaşlarıma, genç kardeşlerime söylüyorum. Sokak karanlıktır, sokak kirlidir, sokak kanlıdır, sokak dibi görümeyen bir kuyudur. Orada işiniz yok. Çözüm sokakta değil, demokrasi içresindedir, demokrasinin unsuru sandıktır. Sandığa gitmek lazım" dedi. Kırıkkale'de partisinin belediye başkan adayı Mustafa Pekdoğan'ın seçim bürosunun açılışına katılan Bahçeli, halkın önünde yerel yönetim, Türkiye'de ilk kez cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ve 2015 yılında 25'inci dönem milletvekilliği seçimleri olduğunu söyledi. Bu sürecin iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirten Bahçeli, şöyle dedi: "Ne yapmamız gerektiğini iyi tartışmalıyız, herkesi dinlemeliyiz. Bunun için sandığa gitmek, hiçbir mazereti ileri sürmeden kiminiz varsa, kiminle beraber gidecekseniz, o insanlarla beraber sandığa gitmek ve 30 Mart'ta Türkiye'nin geleceğini şekillendiren olaylar zincirinde ilk aşamayı gerçekleştirmeniz gerekiyor." AKP'nin 11 yıllık yönetim sürecinin, yakın bir siyasi tarihte hiçbir siyasi partiye nasip olmadığını, Meclis'te 326'yı bulan bir sayısal çoğunluk ve onunla birlikte tek başına iktdirarın yakın zamanda görülmediğini kaydeden Bahçeli, şöyle devam etti: "Adalet ve Kalkınma Partisi milletimizin kendisine verdiği bu tarihi fırsatı iyi değerlendirememiştir. 11 yılı heba etmiştir. Ancak, bu uygulamalar esnasında bazı konular vardır ki, bunları bilmemiz gerikiyor. 11 yılın fotoğrafını çektiğimiz zaman, bu kareler içinde hangi sosyal ve siyasal olaylar var, onu bir hatırlamakta yarar var. Bu süreçte en başta, bu fotoğrafta işsizlik görülüyor, aynı zamanda açlık var, aynı zamanda adaletsizlik var, asayişsizlik var ve ahlaksızlık var. Fotoğrafın bir tarafına baktığınız vakit orada yokluk var, yoksulluk var, yozlaşma var, yabancılaşma var. AKP işte budur değerli arkadaşlarım. Bu iktidar, AKP'ye oy vermiş kardeşlerime soruyorum. Ekonmik sbıkıntılar içirsinde yaşanan siyasi krizler eşliğinde dara, bunalıma düştünüz, bir kurtarcı aradınız, 2002 yılı Kasımı'nda AKP'ye çok büyük destek verdiniz. Sebebi, bu darlıktan kurtulma, daha güvenli, çoluğu ile, çocuğu ile yaşamayı arzu ettiniz. Aradan 11 yıl geçti, ama AKP'li olarak bir de sen düşün. Yoksulluğu giderebildin mi?, kızına ve oğluna eğitimini yaptırdıktan sonra bir iş bulabildin mi? sağlık sorunlarını eğitim sorunlarını tamamen çözebildin mi? O zaman 11 yıl senin için ne olmuştur. AKP'ye verdiğin oylar sana ne olarak dönmüştür?" DİKTATÖR OLMANIN HEVESİNE KAPILMIŞ Öncelikle AKP'ye oy verenlerin düşünme mecburuyetinde olduğunu belirten Bahçeli, herkesin istediği partiye oy verebileceğini, bunun en demokratik hakkı olduğunu ancak olayları da yakından izleyerek bir vicdan muhasebesi yapılması gerektiğini ifade etti. MHP lideri Devlet Bahçeli, şöyle konuştu: "Sayın Başbakan çok yanlış bir yola girmiştir. Partisinin içerisinde 3-5 milletvekili ve danışmanı ile her türlü politikayı üretmeye çalışıyor. Ama uygulamalarda görlüyor ki Recep Tayyip Erdoğan tükeniyor, bitiyor. Ama 'her şeyi sen çok iyi yapıyorsun' diyorlar. Bazı sıfatlar veriyorlar, başbakan diyorlar 'devlet başkanı olman lazım' diyor, o da etkileniyor başkanlık sistemini getiriyor. Son günlerde takılan sıfatların haddi hesabı yok, ayağı yerden kesilmiş, ya havada, ya havaalanında uçmaya da her an hazır. O sebepten dolayı Başbakan kendisine oy vermiş kardeşlerini unutmuş, sıkıştığı anda herkesi eleştirirken, milli iradenin yüzde 51'i ile geldi, her şeyi yaparız, diyor, yüzde 49'u yok farzediyor. Rüzgar o kadar kendisini etkilemiş ki, son günlerdeki olaylarla başkesen olmuş. Ama şimdi ise Cumhurbaşkanlığını düşünmesi sebebiyle de onu garanti altına alabilecek uygulamalara geçmiş. Yani diktatör olmanın hevesine kapılmış." YARGIYI DA DENETİMİ ALTINA ALMAYA ÇALIŞIYOR Anayasada demokraritk hayatımızı belirleyen kuvvetler ayrılığı olarak yasama, yürütme ve yargı olduğunu hatırlatan Bahçeli, 11 yıl içerisinde yasamanin TBMM'de yapıldığını ve orada çoğunluğunun bulunduğunu söyledi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 'Devletin başına devlet gelecek' sloganları aarasında şöyle konuştu: "Dolayısı ile yasama Recep Tayyip Erdoğan'ın egemenliği altında. O çoğunluktan dolayı hükümeti kurma hakkı var. Dolayısı ile 59, 60, 61'inci hükümetler Recep Tayyip Eroğan'ın kurdurduğu ve kurduğu hükümetlerdir. Yasama ve yürütme kendi egemenliği ve kontrolü altına girmişse, o zaman üçüncüsü olan yargıyı da denetimi altına almaya çalışıyor. Son günlerdeki yargı üzerinde yapılan tartışmalar bunu gösteriyor. Bir de dördüncü kuvvet dediğimiz basın ve medya var. Bu konu üzerinde de uzun yıllar yandaş medya, yanaşmış medyalarla kendisinie önemli bir alan oluturdu. Şimdi bu alan diktatörlüğe gitmeye bir alan." İŞ ADAMLARINA SALMA GÖNDERİYOR Başbakan Erdoğan'ın ayeyhinde bir yazı varsa, 'bunu kaldırın' diye talimatlar verdiğini hatırlatan Bahçeli, şöyle devam etti: "Bu mevcut televizyonlar ve medyanın kendisine sağladığı güçle yetinmiyor, işbirliği yaptığı kişilere diyor ki, atv ve Sabah diye televizyon ve gazete var, bunu almamız lazım. Onun için bir salma gönderiyor bir bakan vasıtası ile. Kime, kendi döneminde çok büyük servet kazamış olan işadamlarına. Sen diyyor 100 milyon dolar, öbürüne sen de100 milyon dolar vereceksin diyor. Bir tanesi 'Efendim 100-150 milyon dolar ben de vereyim diyor, ama filan tarihte yapılacak ihaleden pay alayım' diyor. Böylelikle 630 milyon dolar bir havuzun içerisinde toplanmış. Şimdi bu 630 milyon dolar nasıl verilmiş?. Veren iş adamları televizyon ve basında yer alan çok şımarık, kendisini beğenmiş bugünkü iktidarın sömürmeye karar vermiş bir iş adamı topluluğu Sayın Başbakan bu topluluğun içinden bunları alıyor. Arkasından 'bu işadamları havuza girip de ıslanacak adamlar değil' diyor. 630 milyon doları hangi havuza koyarsanız koyun, oradaki havuzun içindeki doların üzerine yatınca adam ıslanır mı be kardeşim, bu nasıl iş?" Böyle bir tablornun yıllardan beri devam ettiğini söyleyen Bahçeli, 17 Aralık tarihinde 06.30- 07.30 saatleri arasında bir savcının kolluk kuvvetleri ile beraber bazı ev aramaları kararı olduğunu bildirirken şöyle dedi: "4-5 bakanın adı, 4 tanesinin çocukları, 1 genel müdür, belediye başkanı, bürükrat ve işadamları var. Bunlar nedir, ne yapıyor dendiği sırada birisi rant, birisi imar yolsuzluğu, biri ihalelere fesat, diğeri kara para aklama, öbürü İran'dan gelmiş 29 yaşında 4 tane bakanı emrine almış bir çocuk. Şimdi böyle bir durum ortaya çıkar çıkmaz Recep Tayyip Erdoğan'da bir panik havası var. Şaşırmış, böyle bir patlamanın olmayacağını düşünerek, bu konu kendisini çok şaşırtmı., panik yaratmış. Ancak ikinci dalga bir operasyon olup, televziyonlarda gördünüz 'bu nasıl savcı?, bildiri dağıtıyor, atın gitsin' dediği adam, önemli araştırmanın bir savcısı. Kim bu savcı, ne yapmış, bu savcı? Eroğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ı, Yasin El Kadı, iş adamları ve büyük yoluzslukların yanında TÜRGEV denen bir vakıf, her tarafta bir şişkinlik." AYAKKABI KUTUSU, PARA SAYMA KASALARI Böyle bir durum karşısında ortaya çıkanların milleti şaşkına döndürdüğünü öne süren Bahçeli, "Bir tane ayakkabı kutusu var, yeşil dolarlar gözüküyor, ayakkabı yok ortalıkta. Bazı bakan çocuklarının evine girilmiş, orada kasalar var. Hadi bir tane ufak tefek şeyleri muhafaza için bir evde bulunabilir. Ama 5 tanesinin ne işi var orada. Kasanın yanına bakıyrolar, şöyle bir para sayma makinesi var. Daha sonra da bir konuşmasında diyor ki, 'baba bizim eve geldiler, arama yapıyorlar. Öbürü de soruyor, 'oğlum para var mı?'. Üç beş kuruş vardı. Oğlum 3-5 kuruş olurmu diyor, Ne varsa söyle didiyor, şimdilik 1 trilyon var diyor. Türkiye, 17 Aralık'tan itibaren bugün 58 gün oldu. Bu yolsuzlukları, kutuları, Yasin El Kadı'ları, Bilal Erdoğan'ı konuşuyor" diye konuştu. YOLSUZLUK VE RÜŞVETİ AĞZINA ALMIYOR Bahçeli, 11 yıl iktidar olan, her gün medyaya çıkan, adaletten, hukuktan, şundan bundan bahseden sayın Başbakanın 17 Aralık sonrası düştüğü panik sonrası herkesi suçlamaya başladığın söyledi. Bahçeli, şöyle konuştu: "Yolsuzluk ve rüşvetin üzerine gideceği yerde, 'bana kim komplo yaptı?, bunu bulmam lazım' diyorsun. Kalkıyorsun bilmem nerde bir havaalanı yapacak, onu, yolsuzluğun üzerini örtmeki çin herkesi suçluyor, masumiyetini anlatmaya çalışıyor. Sayın Başbakan, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin genel başkanı ve Başbakanısın. Birileri seni özetlerken partiyi kısaca AKP olarak tanımladığında yanlış söylüyorsun, partinin adı AKP değil, Ak Parti o. AKP yerine Ak demeyen herkesi azarlıyor. Şimdi Ak Parti ne hale gelmiş. Kazan dibinin karasından daha fazla kara olmuş. Eğer yiğitsen, delikanlılık ayağında isen, çık milletime de ki, 'savcıyı bütün emnieyte güçlerini seferber ediyorum, nereye dayanırsa dayansın bu yolsuzluk, rüşvein üzerine gidin' demesi gerekiken, ağızna yolsuzluk ve rüşveti almıyor. 'Gel Bilalilm, seninle bir karakol gidelim ifade ver' demior. Böylelikle Türkiye'yi televizyonları kullanarak aldatma ve kandırmaya devam ediyor." "SOKAK DİBİ GÖRÜNMEYEN BİR KUYUDUR" Türkiye'de 30 Mart'ta yapılacak seçimin, herkes için fırsat olacağını, milli iradenin tescil edileceğini ifade ederken, "Her türlü provakasyonlar yapıyor. Benim dava arkadaşlarıma, genç kardeşlerime söylüyorum. Sokak karanlıktır, sokak kirlidir, sokak kanlıdır, sokak dibi görümeyen bir kuyudur. Orada işiniz yok, Çözüm sokakta değil, demokrasi içresindedir, demokrasinin unsuru sandıktır. Sandığa gitmek lazım" diye konuştu. "BUGÜNKÜ İKTİDAR ABBAS YOLCUDUR" MHP lideri Devlet Bahçeli konuşmasının sonunda halka seslenirken, şöyle konuştu: "Gücünüz, irade sizdeyken bir başkasının iradesiyle yönlendirmeye müsade etmeyin. Sizden bunu istiyorum. Kırıkkale'de ne kadar 18-25 grubunda olup, bugüne kadar oy kullanmayan kız ve oğlan kardeşlerimize sesleniyor. 30 Mart'ta sandığa gidin. El ele sandığa gidin, Türkiye'de çok şeyi değiştirirsiniz. Milletimizin emaneti olan gençlik, aynı zamanda Türkiye'nin de geleceğisiniz. Sandığa giderseniz, bugünkü ikdidar Abbas yolcudur sevgili kardeşlerim."