input
stringlengths
1
68.2k
output
stringlengths
8
150
“Bir Hülya Avşar Sohbeti”nin dün geceki sezon finali bölümünün konuğu İdo Tatlıses oldu. İbrahim Tatlıses ve Derya Tuna’nın müzisyen oğlu İdo Tatlıses’i programında ağırlayan Hülya Avşar konuğuna “40 yıl düşünsem karşıma seni oturtacağım aklıma gelmezdi” dedi. İdo da Avşar’ın karşısında olduğu için çok stresli olduğunu itiraf etti. “Kazandıktan sonra harcamanın kolay olmadığını anladım. Baba parası yemek daha kolaymış. Çok emek harcayarak para kazandım bu parayı yememem gerekiyor diye düşünüyorum. Babamın müzik kariyerimde bana artısı olduğu kadar, eksisi de var. Bazı radyoların babamla sorunu olduğu için beni de engellediler, o radyolarda şarkılarım çalmadı. Ben gittim konuştum ve sorunu çözdüm. İdo, yıllar sonra ablası Dilan Çıtak’ın ortaya çıkması karşısında ne hissettiğini anlattı. “Dilan’la ilk tanışmamızda hiç yabancılık olmadı, onunla 40 yıldır tanışmışız gibi. İyi ki de çıkmış karşımıza. Benim için her şeyden önemli olan annem ve babam. Benim kardeşlerimle alakalı bir sorunum yok. Bildiğim kadarıyla 7 kardeşim var, bunu kendi aramızda da şaka yollu söylüyoruz. Hülya Avşar’ın 7 kardeş arasında miras tartışmasının çıkabileceği sorusuna ise İdo, 'Babama dedim ki getir bir kağıda imza atayım, senin paranı istemediğime dair...' Kardeşlerim arasında aramızda sorun olmasın istiyorum” diye konuştu. İdo, babası İbrahim Tatlıses’in konuşmalarını ve hareketlerini taklit ederken Hülya Avşar’ı çok eğlendirdi. Hülya Avşar, hayatına bir çok kadının girdiği İbrahim Tatlıses’i oğlu İdo’ya sormak isterken ünlü sanatçı için de ilginç bir tespitte bulundu. Avşar, İbrahim Tatlıses’in çapkın olmasına hak verdiğini söylerken “baban gibi bir adam, ben biliyorum, onun kapısındaki kuyruktan sahneye zor çıkardım. Bu adam birini istemesin, ikisini istemesin ama üçüncüyü de mi istemesin yani”diyerek ünlü sanatçının peşinde çok kadın olduğunu söyledi. İdo ise, babasına aşk hayatını sorduğunu ama cevap alamadığını söylerken, ben bazı şeylerin eksikliğinden olduğunu düşünüyorum” dedi. Bu sözler üzerine Hülya Avşar şok eden bir tespitte bulundu. Avşar, “Baban da bazı şeyler eksik değil bence bazı şeyler fazla” diyerek İbrahim Tatlıses’in çapkınlığını libido fazlalığına bağladı.
Hülya Avşar'dan Tatlıses tespiti
Malatya'da kamyon ile otomobilin çarpışması sonucu 2 kişi öldü, 3 kişi ağır yaralandı. Yakup Yetişkin idaresindeki 21 FU 128 plakalı kargo kamyonu, Malatya-Kayseri kara yolunun Akçadağ ilçesi Kozluca Mahallesi mevkisinde Ramazan Kılınç (41) yönetimindeki 46 F 3625 plakalı otomobille çarpıştı. Kazada otomobil sürücüsü ile oğlu Şevket Kılınç (14) olay yerinde hayatını kaybetti. Otomobilde sıkışan ve Büyükşehir Belediyesi Darende İtfaiye Amirliği ekipleri tarafından bulundukları yerden kurtarılan Rıdvan Ünsal, Gevheri Ünsal ve İhsan Kılınç ise 112 Acil Servis ekiplerince Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Yaralıların hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi.
Kamyonla çarpışan otomobildeki baba oğul öldü
Haziran ayının başında ortaya çıkan olayda, Kudüs'ün Haredi adı verilen aşırı dinci Yahudi toplumunun üyesi anne, çocuğunu bir deri bir kemik hastaneye getirmiş, çocuğun hastanede kaldığı sürede gelişmemesinden kuşku duyan doktorların kurduğu gizli kamera sayesinde, annenin çocuğun beslenme tüplerini çıkarttığı ortaya çıkmıştı. 3 yaşındaki çocuğun, 2 yıldan fazla süredir yeterli beslenmediği de belirlenmişti. Annenin gözaltına alınması, aşırı dindar toplum üyelerinin günlerce süren gösterilerine neden olmuştu. "Bakımı altındaki bir çocuğa kötü davranmaktan" Kudüs'teki mahkemede anne hakkında açılan davanın bugünkü duruşmasında, yargıç Moşe Ravid, anneye isnat edilen suçlarla ilgili bir kanaat edinmek için "yeterli ve sağlam kanıtlar bulunduğunu" belirtirken, çocuğun hastane kameralarındaki görüntülerini izlerken dehşete kapıldığını ifade etti. Yargıç, çocuğun durumunu anlatırken, Yahudilerin Nazı Almanyası döneminde tutulduğu kamplardaki görüntüleri anımsatan, "Auschwitz'den çıkmış gibiydi" ifadesini kullandı. Yargıç, çocuğun bakıldığı Kudüs'teki Hadasa Ein Kerem hastanesine yerleştirilen kameralarla elde edilen görüntülerin, "annenin, beslenmesi için doğrudan çocuğun karnına bağlanan tüpleri çıkardığını ve daha sonra, kimsenin görmemesi için yere akan sıvıları temizlediğini" ortaya koyduğunu vurguladı. Duruşmada savcılık, annenin yaşadığı Mea Şearim mahallesi dışında bir yerde ev hapsinde tutulmasını da istiyor ve buna gerekçe olarak, polis ve sosyal yardım görevlilerinin eve gitmeye çalıştıklarında Haredi üyelerinin saldırılarına maruz kalmalarını gösteriyor. Nitekim, duruşmada olayla ilgili polise yapılan iki şikayet de mahkemeye sunuldu. Bunlardan biri davayla ilgili kamu savcılığı görevlilerinden birine geçen haftalarda yapılan bir tehdide ilişkin. Diğer şikayet ise bir sosyal yardım görevlisi tarafından, anneyi evinde ziyareti sırasında, evdekilerce kendisine yapılan saldırı nedeniyle yapılmış. Savcılık, annenin çocuğunu görebilmesine günde ancak bir saat süreyle izin verilmesini talep ediyor. İddia makamı, annenin kendisine yöneltilen suçlamaların farkında olmadığını ve bunun da annenin tehlikeli olduğuna işaret ettiğini savunuyor. Annenin avukatları ise çocukla annenin ayrılmasının hem anne hem de çocuğunda yeni travmalara yol açabileceğini iddia ediyor.
Çocuğunu aç bırakan dinci anne yargılanıyor
Merkez Bankası'nın faizleri geçen hafta sabit tutması ardından dalgalanan ve cuma günü gelişmekte olan ülke para birimleri genelinde gözlenen değer kaybına paralel yönünü yukarı çeviren 5.40'ın altında yeni haftaya başladı. Bankalararası piyasada dolar/TL 5,38 civarında işlem görüyor. de 6,06'nın üzerinde hareket ediyor. Piyasalar bu hafta Hazine'nin iç piyasadaki döviz, altın ve TL cinsi iç borçlanma sürecini takip edecek. Küresel piyasalarda dünyanın başlıca ekonomilerindeki yavaşlama sinyalleri ABD ile Çin ve başka ülkeler arasındaki ticaret gerilimlerinin ekonomik büyümeye olumsuz yansıdığı endişelerinin canlı kalmasını sağlıyor. Piyasalar ABD Merkez Bankası Fed'in sonuçları çarşamba günü açıklanacak toplantıda politika faizini 25 baz puan artıracağı tahmin ediliyor. Faizlerin gelecekteki seyrine dair açıklama ve sinyaller dolar üzerinde belirleyici olacak.
Dolar kuru bugün ne kadar? (17 Aralık 2018 dolar - euro fiyatları)
LG Beyaz Eşya ve İklimlendirme Çözümleri Bölümü, 4,86 milyar dolarlık ciro ve 647,3 milyon dolarlık işletme karı ile bu bölümün LG’nin tarihinde bir çeyrekte elde ettiği en yüksek ciro ve işletme gelirine ulaştı. Satışlar, özellikle Avrupa ve Asya’da yüksek oranlarda gerçekleşerek bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 11, bir önceki çeyreğe göre de yüzde 26 arttı. Bu büyümenin ardında yatan en büyük nedenlerden biri de üst sınıf ve gelişen ürünlerin özellikle yerel Kore pazarında artan satışları oldu. Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30’dan fazla artan işletme karı, etkili maliyet azaltma çabalarının yanında Styler, kurutucu, hava temizleyici ve elektrikli süpürge gibi hızlı bir şekilde büyüyen ürünlere gösterilen rağbet sayesinde gerçekleşti. LG Ev Eğlence Sistemleri Bölümü, 3,58 milyar dolarlık ilk çeyrek cirosu ve 308,27 milyon dolarlık işletme karı ile geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3 düşüş kaydetti. Bunun ardında yatan neden ise mevsimsel olarak düşen talepler ve küresel çaptaki spor organizasyonlarının fazla olmamasıydı. Daha fazla pazarlama etkinliği ve iyileştirilen maliyet yapısı ile işletme gelirleri bir önceki çeyreğe göre belirgin bir şekilde arttı. OLED TV, NanoCell TV ve büyük ekran Ultra HD TV gibi yeni 2019 üst sınıf ürünlerin piyasaya çıkmasının, ikinci çeyrekte ek satış fırsatları yaratması bekleniyor LG Mobil İletişim Bölümü ilk çeyrekte 1,34 milyar dolarlık satış gerçekleştirerek çeyrek bazındaki işletme kayıplarını 181,05 milyon dolara çekerken LG, akıllı telefon iş kolunu tekrar yapılandırmaya da devam ediyor. Daha güçlü iş yapısı sonucunda işletme sonuçları bir önceki çeyreğe göre iyileşti. Gelecek döneme bakıldığında da LG V50ThinQ 5G akıllı telefonun piyasaya sürülmesinin ikinci çeyrekte olumlu bir ivme yaratması bekleniyor. Ayrıca LG’nin akıllı telefon üretim tesislerini Pyeongtaek / G. Kore’den Haiphong / Vietnam’a taşıması da karlılığın artmasına ve LG’nin yılın ikinci yarısında küresel rekabet yeteneğini geliştirmesine yardımcı olacaktır. LG Araç Yedek Parçaları Bölümü, ilk çeyrekte 1,20 milyar dolar ciro elde ederek geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 61 artış kaydetti. ZKW’da artan satışlar, yükselen hammadde fiyatlarına ve yeni projelerle bağlantılı başlangıç üretim maliyetlerine rağmen, işletme sonuçlarında iyileşmeye yardımcı oldu. LG B2B Ürün Bölümü bir önceki çeyrekten yüzde 5 fazla ama geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3 daha az satış gerçekleştirerek ilk çeyrekte 556,58 milyon dolar ciro elde etti. 49,38 milyon dolarlık işletme karı, bir önceki çeyreğe göre yüzde 272 artarken ABD’nin güneş modülü ithalatına uyguladığı gümrük vergileri ve ana pazarlarda süren belirgin fiyat erozyonunun etkisiyle elde edilen ciro bir önceki yılın aynı döneminin yüzde 3 altında oldu. Bilgi ekranı iş kolu ise üst sınıf ekranların ve LED ürünlerin satışlarını artırarak karlılığı yukarı çekmeyi planlıyor.
LG, 2019 ilk çeyrek sonuçlarını açıkladı
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'na girdikten sonra haber alınamayan gazeteci Cemal Kaşıkçı olayını değerlendirmek üzere Türkiye'ye geldi. Pompeo'yu taşıyan uçak saat 09.40'da Esenboğa Havalimanı'na indi. Pompeo beraberindeki heyetle, şeref salonuna geçti. Pompeo burada, Moldova ziyareti öncesi bulunan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından kabul edildi. Yaklaşık 40 dakika süren görüşmeye, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da katıldı. Daha sonra Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşecek olan Pompeo, ikili ilişkiler ile Suriye krizi gibi bölgesel ve uluslararası konularda da görüş alışverişinde bulundu. Pompeo, Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'na girdikten sonra kaybolmasıyla ilgili görüşmeler yapmak üzere dün Riyad'a gitmişti. ABD'li Bakan burada Kral Selman bin Abdülaziz, Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Dışişleri Bakanı Adil el-Zübeyir ile görüşmüştü. Pompeo, temaslarında ABD'nin olayla ilgili endişelerini yinelemiş ve soruşturma sürecinin önemine dikkati çekmişti. ABD Başkanı Donald Trump'ın kendisinden konuyla ilgili Türkiye'yi ziyaret etmesini istediğini belirten Pompeo, "Türk ve Suudi yetkililerle, incelemelerini bitirip bulunanları açıklayıncaya kadar yakın temasta olmaya devam edeceğiz." demişti. ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun Ankara ziyaretiyle ilgili açıklama geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasında, "Pompeo, Erdoğan'la görüşmede Kaşıkçı'nın kaybolmasıyla ilgili endişelerini dile getirdi.Cemal Kaşıkçı soruşturmasında Türkiye'ye yardıma hazırız" denildi. Suudi Arabistan ziyaretinin ardından bugün Ankara'ya gelen ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 40 dakika, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile de 35 dakika görüşmüştü.
ABD'den 'Kaşıkçı' açıklaması
Prens Halid bin Ferhan resmi sosyal paylaşım sitesinde, Suudi rejiminden ayrıldığını ve yönetim karşıtı İslami Islah Hareketi'ne katıldığını açıklayan bildiri yayınladı. Bildirisinde kendisiyle aynı görüşte olan diğer prenslere de "Allah'ın rızasını gözeterek" sessizliklerini bozma çağrısında bulunan Prens Halid bin Ferhan, kendisinin ve ailesinin halen ülkeye hakim olan aile ile çok acı tecrübelere sahip olduğunu belirtti. Prens, "Suudi Arabistan'ı yöneten Suud ailesinden ayrıldığını onur duyarak açıkladığını" ifade etti. Suudi Prensi Halid bin Ferhan bin Abdulaziz, kendisinin ve ailesinin Suudi rejiminden dolayı yaşadığı acıları muhalif İslami Islah Hareketi'nin televizyonunda açıklayacağını sözlerine ekledi. Ülkede siyasi faaliyetleri yasaklanan Saad el-Fakih'in liderliğini yaptığı İslami Islah Hareketi, 1996'dan bu yana Suudi rejiminin insan hakları ve siyasi özgürlükler alanında reform yapması gerektiğini savunuyor.
Suudi prens muhaliflere katıldı
Almanya 'da yaşayan, dünyaca ünlü sinema yönetmeni Fatih Akın, Gezi Parkı olaylarında polisin direnişçilere şiddetli müdahalesine ilişkin, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 'e ithafen, açık bir mektup yazdı. Fatih Akın'ın Almanya'daki "Hamburger Morgenpost" gazetesinin internet sitesi olan mopo.de adresinde yayınlanan mektubu şöyle: ''Sayın Cumhurbaşkanım, Belki duymamışsınızdır diye düşünerek yazıyorum. Dün akşam saatlerinde yeniden başlayan polis şiddeti sonucunda yüzlerce insan yaralanmıştır. 14 yaşında bir çocuk, polisin attığı biber gazi mermisiyle beyin kanaması geçirdi. Ameliyatın ardından şimdi uyutuluyor. Hayati tehlikesi yüksek. Yaralılara yardım etmek isteyen gönüllü doktorlar, terörist diye gözaltına alınıyor. Revirlere gaz bombalarıyla saldırılıyor. Gözaltına alınanların haklarını savunmak isteyen avukatlar gözaltına alınıyor. Polis, kapalı alanlarda gaz bombası kullanıyor. Bu yetmezmiş gibi, insanların kendilerini korumak için taktığı basit gaz maskelerini çıkarttırıyor. Sularına el koyuyor. Tehdit ve gözdağıyla susturulan medya, belgesel yayınlamaya devam ediyor. Gerekleri göstermeye çalışanlar ağır para cezaları ve baskılarla susturulmaya çalışılıyor. Milletvekilleri de polis şiddetinden payına düşeni alıyor. Göstericilerden, polis kurşunuyla öldürülen Ethem'in cenaze törenine bile izin verilmiyor. Bir bakan çıkıp, Taksim Meydan'da olan herkesi terörist ilan edebiliyor. Polis hiçbir ayırım gözetmeden halka tonlarca biber gazı, gazlı su, plastik mermiyle müdahale etmeye devam ediyor. Ve siz, susuyorsunuz.. Çok değil, on yıl önce, temel hak ve özgürlükleriniz için mücadele eden siz ve sizin partiniz... Bu halkı en iyi sizin anlamanız gerekmez mi? İktidar gömleğini giyen diğerleri gibi vicdanınızı soyunup bir tarafa biraktığınızı düşünmek istemiyorum. Vicdanı olanlara sesleniyorum; bu vahşeti durdurun!'' Fatih Akın
Fatih Akın'dan Cumhurbaşkanı Gül'e mektup
Lice-Kulp karayolunun güvenliğini sağlayan askerlerin geçişi sırasında teröristlerce yola yerleştirilen el yapımı patlayıcı infilak ettirildi. Patlamada bir jandarma uzman çavuş ve bir jandarma onbaşı şehit oldu. Teröristlerin yakalanması için operasyon başlatıldı.
Lice'de patlama: 2 şehit
Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyinin Boşnak üyesi Bakir İzetbegovic, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, AK Parti 3. Olağanüstü Büyük Kongresi'nde, yeniden AK Parti Genel Başkanlığına seçilmesini tebrik etti. İzetbegovic, tebrik mesajında, "Saygıdeğer Başkanım, sevgili dostum, Demokratik Eylem Partisi (SDA) ve kendi adıma, Genel Başkanlığa geri dönüşünüzü kutlar, başarılı bir şekilde sonlanan AK Parti 3. Olağanüstü Büyük Kongresi'nden dolayı tebrik ederim. AK Partideki kardeşlerimize, gelecekte, daha güçlü, daha adil, daha gelişmiş bir Türkiye'nin inşası adına yapacakları çalışmalarında başarılar diliyoruz" ifadelerine yer verdi. "Millete ve halka hizmet edecek demokratik kurumlar inşa edeceğinizden, bugüne kadar olduğu gibi, milletin çıkarlarını aklınızda, vatan sevgisini ise kalbinizde taşıyarak Türkiye’de nizam ve barışı korumak adına verdiğiniz cesur ve yılmaz mücadelenize devam edeceğinizden eminim" ifadesini kullanan İzetbegovic, şöyle devam etti: "Reformlar adına, ekonominin güçlenmesi ve gelişmesi adına, hukuk devleti inşa etmek adına AK Parti'nin verdiği mücadele ve sizin özveriniz, Türkiye'yi dünyanın en güçlü ülkelerinden biri haline getiriyor. Sizleri bu yolda düşüncelerimiz ve dualarımızla destekliyoruz, zira bizler kopmayan bağların temel unsuru olan ortak tarih, ortak kültür ve ortak dine sahibiz."
Boşnak lider İzetbegovic'ten Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tebrik
haberi! CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, olağanüstü kurultay için toplanan imzaların teslim edilmesinin ardından, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Noter onaylı imzaların partinin yazı işleri biriminde tek tek dökümünün yapıldığını vurgulayan Erkek, kesin açıklamanın ise inceleme tamamlandıktan sonra paylaşılacağını aktardı. Muharrem Erkek, şunları söyledi: "İlk incelemelere ve verilen sayılara göre olağanüstü kurultay için tüzüğümüzün öngördüğü yeterli sayının olmadığı görülüyor ama incelemeler devam ediyor. Hukuken ve tüzüğümüz gereği delegelerimizin noter onaylı beyanlarının sunulması ancak hukuki sonuç doğurabilir. Sunulan belgelerin içinde az da olsa fotokopi onaylarının, fotokopilerinin notere onaylatılmış başka bir notere onaylatılmış olduğu da beyan edildi. Biz arkadaşlarımızın beyanlarını incelemek üzere teslim aldık. Şu anda sayım döküm ve inceleme işlemleri, yetkili arkadaşlarımız tarafından talep edenlerin de yetkililerinin de olduğu, birlikte devam ediyor." Erkek, bir soru üzerine CHP'nin kurultay delege sayısının bin 242 olduğunu bildirdi. "Geri çekilen imza sayısı nedir?" sorusu üzerine Erkek, "Geri çekilen imzalar da var, 15 günlük yasal süre içerisinde tüzüğümüzün öngördüğü. Zaten sayım döküm işlemi tamamlandıktan sonra geri çekilen imzalar da düşülecek. Bütün işlemler tüzüğümüze, hukuka uygun bir şekilde yapılacak. Olağanüstü kurultay için yeterli imza varsa kurultayımız yapılır, yoksa yapılmaz." ifadesini kullandı. "Noter kanalıyla size gelen belge sayısı nedir?" sorusunu da yanıtlayan Erkek, "Bir ya da iki. Çünkü noterde beyanda bulunanlar nüshaları kendileri aldıkları için, toplu olarak getirdikleri için o sayı çok düşük ama tüzüğümüzün aradığı 15 günlük yasal süre içinde imzasını çeken delegelerimiz de var. Bunların hepsi değerlendirilecek." dedi. "CHP’nin bu aşamada yönetim olarak kurultay yapma girişimi olur mu?" sorusu üzerine ise Erkek, şunları kaydetti: "Bizim için önemli olan delegelerimizin iradesidir. Geri çekmeler de düşüldükten sonra sayının oldukça aşağılara ineceğini öngörüyoruz. Önemli olan şu, Türkiye’nin ağırlaşan sorunları var, önümüzde yerel seçimler var, bir an önce olağanüstü kurultay sürecini tamamlayıp CHP olarak yapacağız çok önemli çalışmaları yine hep birlikte sürdüreceğiz."
Muharrem Erkek: İlk incelemeye göre noter onaylı yeterli sayıda imza yok
Motorinin litre fiyatı Ankara'da 3,80 liradan 3,87 liraya, İstanbul'da 3,75 liradan 3,82 liraya, İzmir'de 3,77 liradan 3,84 liraya yükselecek. Dağıtım firmalarının belirlediği fiyatlar, rekabet ve serbesti nedeniyle şirketler ve kentlere göre küçük çaplı değişiklikler gösteriyor. 12 Mayıs'ta motorinin litre fiyatına ortalama 11 kuruş zam yapılmıştı.
Motorine 7 kuruşluk zam
İran medyasına göre olay bu sabah saatlerinde Umman Körfezi'nde seyreden 2 petrol tankerinde meydana geldi. Ancak İran kaynakları haberle ilgili yazılı ya da görsel herhangi kanıt paylaşmadı. Öte yandan İngiliz donanmasına bağlı Deniz Ticaret Operasyonları Kurumu da Umman Körfezi'nde kendilerine rapor edilmiş bir olay olduğunu duyurdu. Kurum, "Olayın detayları üzerinde çalışıyoruz" açıklaması yaptı. Geçtiğimiz mayıs ayında ikisi Suudi Arabistan'a, biri Birleşik Arap Emirliklerine ve biri de Norveç'e ait olan toplam 4 petrol tankerine saldırı düzenlenmişti. Birleşik Arap emirlikleri olayın sabotaj olduğunu duyurmuştu. ABD olayının arkasında İran'ın olduğunu açıklamıştı. Tahran yönetimi ise iddiaları reddetmişti.
Umman Denizi'nde iki petrol tankerinde patlama
Gal Gadot’nun başrolde yer aldığı ‘Wonder Woman’ın devam filminin hazırlıkları sürüyor. ‘Wonder Woman 2’de Cheetah adlı kötü karaktere ödüllü oyuncu Kristen Wiig’in hayat vereceği açıklandı. Patty Jenkins’in yeniden yönetmen koltuğunda oturacağı devam halkasında, hikayenin 1980’lerde, Soğuk Savaş döneminde geçeceği öğrenildi. Wiig’in canlandıracağı Cheetah karakteri, insanüstü bir güce ve çevikliğe sahip olmasıyla biliniyor. Daha çok komedi rolleriyle tanınan Wiig, ‘The Skeleton Twins’, ‘Aşk’, ‘Bir Genç Kızın Gizli Defteri’ ve ‘Küçülen Hayatlar’ gibi filmlerde oynadı. ‘Wonder Woman 2’, 1 Kasım 2019’da vizyona girecek.
Kristen Wiig ‘Wonder Woman 2’de
Ordu'da 530 rakımlı Boztepe'den yamaç paraşütüyle tandem uçuşu yaparken teleferik teline takılarak düşen 2 kişiden biri öldü. Alınan bilgiye göre, Altınordu ilçesinde, "kentin seyir terası" olarak adlandırılan Boztepe'ye çıkan Hüseyin İlhan ve Eren Şalcı, uzman pilot ile yolcunun birlikte yaptığı tandem uçuşu gerçekleştirdi. Bir süre havada kalan İlhan ve Şalcı'nın paraşütü, iniş sırasında Şarkiye Mahallesi'ndeki Tayfun Gürsoy Parkı üzerinden geçen teleferik teline takıldı. Teleferik telinde asılı kalan iki kişi, daha sonra yaklaşık 50 metre yükseklikten düştü. Ağır yaralanan İlhan ve Şalcı, olay yerine gelen 112 Acil Sağlık ekiplerince yapılan ilk müdahalenin ardından Ordu Devlet Hastanesine kaldırıldı. Paraşüt eğitmeni olduğu öğrenilen İlhan, müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Diğer yaralının tedavisi sürüyor.
Yamaç paraşütü teleferiğe takıldı: 1 ölü, 1 yaralı
Moda dergisi Vogue'un Hindistan'da yayımlanan bir sayısına kapak olan genç model Rauda Atıf, Bangladeş'te kaldığı okul yurdunda yaşamına son verdi. Bangladeş polisi, yurt odasınının kapısının arkadan kilitli olduğunu belirtti, cenazenin otopsiye gönderildiği açıklandı. İlk belirlemelerin intiharı işaret ettiğinin altı çizildi. Atıf, geleceğin önemli modelleri arasında gösteriliyordu.
Genç model intihar etti
Ülker Stadı’ndaki kritik derbi için geri sayıma geçen Galatasaray’da, yönetimin takım motivasyonunu artırma çalışmaları devam ediyor. Sarı-Kırmızılı yönetim, Fenerbahçe karşısında galibiyet primini tam 1 milyon Lira olarak belirledi. Eğer Cim Bom 17 yıl aradan sonra Saracoğlu’nda kazanmayı başarırsa, bu para 18 kişilik kadro ve teknik ekip arasında pay edilecek. Başkan Dursun Özbek ve Futbol Şube Sorumlusu Levent Nazifoğlu’nun müjdeli haberi takıma da ilettiği ve Florya’da bayram havası yaşandığı öğrenildi. (Fanatik)
Galatasaray'da derbi primi 1 milyon TL
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Kemal Kılıçdaroğlu dün akşam saatlerinde istifasını sunan Özçelik'le ilgili kararını verdi. İstifa dilekçesini işleme alan Kılıçdaroğlu'nun, İşveren Sendikaları ve Kuruluşlarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak'a, Özçelik'in yürüttüğü "Dış İlişkiler" görevini de verdiği kaydedildi. Öztrak'ın, bu iki görevi birlikte yürüteceği belirtildi.
Kemal Kılıçdaroğlu istifayı kabul etti
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) öncülüğünde, TEPAV ve AllWorld Network işbirliğinde yapılan Türkiye'nin en hızlı büyüyen şirketleri yarışmasınn sonuçları açıklandı. Küresel ölçekte dikkati çekmek için yürütülen 'Türkiye 100 Yarışması'nın birincisi, 2011-2013 döneminde satış gelirlerini yüzde 8 bin 754 oranında artıran Maren Maraş Elektrik oldu. Maren Maraş Elektrik'i, satış gelirlerini yüzde 2 bin 501 artıran Karbil Yazılım, yüzde 2 bin 361 artıran Emza Enerji, yüzde bin 722 artıran Lokman Hekim Sağlık Hizmetleri ve yüzde bin 196 artıran PAYTR Ödeme ve Elektronik Para Hizmetleri izledi. Yarışmanın birincisinin Kahramanmaraş'tan çıkmasına karşın şirket sayısı sıralamasında ilk sırayı 45 şirket ile İstanbul aldı. İstanbul'u 12 şirket ile Ankara, 7'şer şirket ile Kocaeli ve İzmir, 5 şirket ile Kahramanmaraş, 3'er şirket ile de Gaziantep, Konya ve Antalya takip etti. Yarışmayı kazanan şirketlerin sektörel dağılımını bakıldığında "Bilgi hizmet faaliyetleri" 15 şirket ile ilk sırayı aldı. "Gıda ürünlerinin imalatı" 8 şirket ile, "Bilgisayar programlama, danışmanlık ve ilgili faaliyetler" 7 şirket ile, "Diğer imalatlar" 7 şirket ile, "Tekstil ürünlerinin imalatı" 6 şirket ile, "Başka yerde sınıflandırılmamış makine ve ekipman imalatı" 6 şirket ile, "İnsan sağlığı hizmetleri" 4 şirket ile sıralamaya girdiler. - Söz konusu 100 şirketin toplam cirosun 2,7 milyar dolar, ortalama şirket cirosu 25 milyon dolar, - Şirketlerin, 2011-2013 döneminde ortalama büyüme oranı yüzde 358, şirketlerin büyüme hızı Türkiye ekonomisi milli gelir artış hızından 15 kat daha yüksek. - Bu şirketlerde toplam çalışan sayısı yaklaşık 18 bin, şirket başına ortalama çalışan sayısı 165. Toplam çalışan sayısı 2011-2013 döneminde yüzde 88 arttı. Şirketler bu dönemde 8 binden fazla kişiye yeni iş sağladılar. - "Türkiye 100" şirketlerini kuran girişimcilerin, şirketlerini kurduklarındaki ortalama yaşları 32. Girişimcilerin şu anki yaş ortalaması ise 43.  - 8 şirket kadın girişimciler tarafından kurulmuş, "Türkiye 100" şirketlerinin kurucularının yüzde 85'i en az bir yeni şirket kurmuş. "Türkiye 100" şirketlerinin CEO'larının kurduğu toplam şirket sayısı da 600.
Türkiye'nin en hızlı büyüyen şirketi Maraş'tan
Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı ekipleri tarafından sürdürülen proje kapsamında Mersin Sinema Derneği'nin bulunduğu sokağın duvarlarına Rıfat Ilgaz'ın ünlü eseri 'nın 'Mahmut Hocası Münir Özkul, Hafize Anası, Adile Naşit, Badi Ekrem'i Şener Şen, Damat Ferit'i Tarık Akan ve İnek Şaban'ı Kemal Sunal'ın da aralarında bulunduğu 'ın ünlü simalarının portreleri çizildi. Mersin Sinema Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Gürhan Ötün, sosyal ve kültürel alanda çalışma yürüttükleri dernek binasında ve sokakta boş alanlarının var olduğunu ifade ederek, "Bu boş alanları ne yapabiliriz diye düşünürken Büyükşehir Belediyesi'nden bu konuda yardım istedik. Teklifimiz olumlu bulununca proje hayata geçti" dedi.
Yeşilçam'ın efsane karakterleri duvarlarda hayat buldu
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Dünya Su Konseyi Başkanı Lois Fauchon ve Marsilya Belediye Başkan Yardımcısı Martine Vassal'ı belediyenin Saraçhane'deki binasında kabul etti. Kabulün ardından bir gazetecinin “Bir gazetede, Zeytinburnu'nda özel bir firmaya ait inşaatı devam eden binaların İstanbul'un siluetini bozduğu yönünde bir haber ve fotoğraf var. Bu bina ile ilgili bir girişimde bulunuldu mu?” diye sorduğu Topbaş, binanın maalesef hoş olmayan bir görüntü oluşturduğunu ve konuyu takip ettiklerini söyledi. İnşaatı devam eden binanın İstanbul'un gravürü denilen Salacak'tan bakılan şeklini etkilemediğini, başka noktalardan bakıldığında ise siluete giren noktaları olduğunu belirten Topbaş, şöyle konuştu: “Özellikle İmar Daire Başkanlığımız var, ilgili birimdeki arkadaşlarımıza yeni bir çalışma verdik. İstanbul'un bütün topografik alanlarında yeni bir kodlama, mevcut topografik yapı genelinde kodlarla yeniden belirlemeler yapacağız. Bundan sonra asla böyle bir olumsuzluğun ortaya çıkmaması için gerekli çalışmalar yapılacak. Bu, bundan sonrası için. Bununla ilgili de farklı girişimlerimiz var. Bunu da daha sonra açıklarız. Bu çalışma yapılıyor. Bizim arzu ettiğimiz, özellikle İstanbul'da yüksek yapılar yapılabilecek alanlar var ama Tarihi Yarımada'yı etkileyen ve özellikle bizim miras yapılarına baktığımız alanları etkileyen yapılar olmaması gerekiyor. Bütün bu siluetler, doğal siluetin dışındaki yapılar insanlar tarafından yapılan yapılardır. Doğu Roma'dan, Bizans'tan, Osmanlı'dan, ecdattan kalan gravüre giren bu hattın bozulmaması lazım. Bu konuda hassasiyetimiz var.” Bir gazetecinin “Binaya ruhsat verilirken öngörülememiş mi?” diye sorduğu Topbaş, “Öngörülememiş demek ki... Orada bir çalışma yapılıyor. Bundan sonra bir daha böyle bir şey olmaması açısından da İstanbul'un topografik kodları, yükseklikleri ile o yükseklik noktalarındaki yapıların yeniden gözden geçirilmesi için bir çalışma yapılmakta” dedi. Topbaş, “Zeytinburnu'nda inşaatı devam eden bina ile ilgili ne yapılacak?” sorusuna “Bir çalışma yapılıyor, sonra açıklayacağız. Burada maalesef bir eksiklik oluşmuş, bunu görmekteyiz” yanıtını verdi.
'Bundan sonra böyle bir şey olmayacak'
İşverenin çalışanların kurumsal mail hesaplarını kontrol etmesi hak ihlali değil; çalışanların kurumsal mail hesabından özel amaçlı yazışmaları işten atma sebebi sayılır...  İfadeler, bir işten atılma davasını değerlendiren Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) kararına ait. AYM, iki çalışanın, kurumsal mailleri delil gösterilerek, işten atılması sonucundaki başvurularını karara bağladı. Hürriyet'in haberine göre AYM, kurumsal mail hesaplarının işveren tarafından incelenmesini, özel hayata saygı ve haberleşmenin gizliliği hakkının ihlali olmadığına hükmederek başvuruyu reddetti. Kararda, bilgilerin işe iade davasında delil olarak kullanılması da hukuka uygun bulundu.  Kararla ayrıca çalışanların kurumsal maillerini özel yazışmalarında kullanmasının işten çıkarmaya delil sayılmasına da vize verildi.
AYM'den kurumsal mail kararı
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, 2019 ve 2020 küresel büyüme tahminini düşürdü. Moody’s küresel büyüme beklentisini gelecek yıl için yüzde 3,3'ten yüzde 2,9'un altına indirdi. Moody's yatırım servisi tarafından hazırlanan raporda, gelişmiş ülkelerdeki büyümenin 2019 yılında yavaş ancak kesintisiz olacağı açıklandı. Kuruluş, G-20 ülkeleri arasında bulunan Türkiye ve Arjantin ekonomilerininse önümüzdeki yıl daralacağını duyurdu. Raporda ayrıca, ticaret savaşlarının sadece ABD ve Çin değil, Japonya, Güney Kore ve Almanya gibi açık ekonomileri de etkileyeceği kaydedildi.
Moody's küresel büyüme tahminini düşürdü
Erdoğan, Dubai'de 3 ayrı inşaat taahhütleri olduğunu ve 6 aydır bu projelerin hakedişlerinin karşılanmamasından dolayı durduğunu bildirdi.   Abu Dabi'de devam eden 6 projelerinin daha olduğunu belirten Erdoğan, burada herhangi bir sorun olmadığını, gerçekleştirdikleri taahhütlerin hakedişlerini alabildiklerini ifade etti.   Erdoğan, Dubai'deki alacaklarını da almaya çalıştıklarını dile getirerek, şöyle konuştu:
Dubai'de 6 aydır sıkıntı var!
Nazım Kaynak'ın yaş haddinden emekliye ayrılmasıyla boşalan Yargıtay Birinci Başkanlığı için Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nca seçim yapıldı. Seçimin ilk turunda başkanlığa Onüçüncü Hukuk Dairesi Başkanı Ali Alkan ilk turda 201 üyenin oyuyla seçildi. Diğer adaylar Üçüncü Hukuk Dairesi Başkanı Kemalettin Yüksel 39, Beşinci Ceza Dairesi Başkanı Ahmet Ceylani Tuğrul 92 oyda kaldı. Yargıtay Başkanı Ali Alkan, başkanlık seçiminin ardından, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda düzenlediği basın toplantısında, kökleri Osmanlı İmparatorluğu'na dayanan, Cumhuriyet'in kurulmasının ardından Cumhuriyet ve demokrasinin teminatı haline gelen Yargıtay'ın başkanı seçilmekten duyduğu gururu dile getirdi. Bu görevin büyük bir sorumluluğu da omuzlarına yüklediğinin farkında olduğunu belirten Alkan, seçimde ''Çok değerli iki sınıf arkadaşıyla'' yarıştığını söyledi. Yargıtay Büyük Genel Kurulu'na teşekkür eden Alkan, ''Yargıtay Başkanı olarak yüksek mahkememizin ve yargının bütün sorunlarına sahip çıkarak el birliğiyle çözümü konusunda elimden gelen gayreti göstermeyi taahhüt ediyorum'' dedi. Çözüm için sorunların önceden tespit edilmesi gerektiğini ifade eden Alkan, sorunların farkında olduğunu, çözümü için önceki dönemlerde başlatılan hizmetleri sürdüreceklerini anlattı. Alkan, ''Başkanlığım döneminde Yargıtay'ın misyonuna ve ilkelerine sahip çıkarak belirlenmiş olan vizyonuna ulaşma ve sorunları çözme yolunda daha etkin ve verimli çalışmasını sağlayacağım. Bu kapsamda kendisini yönetenlere göre misyon, vizyon, ilke, amaç, hedef ve strateji değiştiren değil, tüm bu hususları kurumsal kimliğinin parçası haline getirmiş, hizmette kalite, istikrar ve devamlılığı temel ilke haline getirmiş bir Yargıtay hedefliyoruz'' diye konuştu. Bunu sağlamak adına en kısa zamanda 1 ve 3 yıllık eylem planlarını oluşturacaklarını kaydeden Alkan, daha önceki eylem planında yer alan hedeflere ulaşmak adına başlatılan çalışmalara da devam edeceklerini bildirdi. Yargının hızlandırılması ve iş yükünün azaltılmasının öncelikleri arasında olduğunu vurgulayan Alkan, bu alandaki çalışmaların hız kesmeden sürdürüleceğini kaydetti. Alkan, ''Yargıtay'ın halkın adil yargılanma hakkı beklentilerini gerçekleştirebilmek için bahane üretmeden olumsuzluklara aldırmadan, bütün arkadaşlarımla el ele, gönül gönüle çalışmaya devam edeceğime, ve bu konuda hiçbir fedakarlıktan kaçınmayacağıma huzurunuzda söz veriyorum'' diye konuştu. İnsan hakları ihlallerinin önlenmesi ve insana verilen değerin Yargıtay kararlarının ruhuna nakşedilmesinin sağlanması için gayret sarf edeceğini dile getiren Alkan, Yargıtay'ın bu dönemde de Cumhuriyet ve demokrasinin teminatı olacağını söyledi. Alkan, Cumhuriyetin kurucusu Ulu Önder Atatürk'ü bu vesileyle saygı ve şükranla andığını belirtti. Alkan, demokratik hukuk devletine ve hukukun üstünlüğüne olan inançları gereği sivil ve demokratik bir anayasa için TBMM'ye her türlü desteği vereceklerini de bildirdi. Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Alkan, ''Yargıtay kulislerinde bazı adayların Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı kastederek, 'Beyefendinin de desteği var' dediği, bunun karşısında yeni üyelerin başka bir grubu temsilen kulis çalışmaları yaptığı şeklinde iddialar var. Bu iddiaları nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna şu yanıtı verdi: ''Yargıtay'da hiç kimse belli bir grubun, belli bir düşüncenin ve belli bir inancın temsilcisi durumunda değildir. Yargıtay'daki bütün arkadaşlarımız hukukun ve hukukun üstünlüğünün temsilcisi durumundadırlar ve bu amaçla çalışmalarını sürdürmektedirler. Bu şekildeki düşünceleri kınıyorum.'' ''Yeni seçilen 160 üyenin sürekli blok oy kullandığı ve onlar kime oy verirse onun başkan seçildiği şeklinde bir algı oluştu. Blok oy iddialarını nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine Alkan, seçimlerin gizli oyla yapıldığını, kimin hangi yönde oy kullandığını söylemenin mümkün olamayacağını belirtti. Alkan, ''Bunların yakıştırma olduğunu düşünüyorum'' dedi. Alkan, ''Yeni üyeler seçilmeden önce Daire Başkanı seçilmiştiniz. O seçimde kaç oy almıştınız? Bu dönemle o dönem ki performansınızı nasıl kıyaslarsınız?'' sorusuna, ''Performansımın aynı şekilde devam ettiğini düşünüyorum. Geçen dönemde de 200 küsur oyla seçildiğimi hatırlıyorum. Geçmiş dönemle yeni dönem kıyaslaması yapılması doğru değil. Yargıtay Yüksek Genel Kurulu'nun teveccühü eskiden olduğu gibi şimdi de devam ediyor'' yanıtını verdi. Yargıtay üyelerinin en önemli taleplerinin maaş konusu olduğu belirtilerek, bu konudaki çalışmaların sorulması üzerine Alkan, Yargının özlük haklarıyla ilgili önemli adımlar atıldığını ancak nihai kararın yürütme tarafından verileceğini söyledi. Ali Alkan, 9 Şubat 1950 tarihinde Kızılcahamam'da doğdu. Ankara Yıldırım Beyazıt Lisesi'ni bitiren Alkan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 1973 yılında mezun oldu. Ankara'da hakim adayı olarak mesleğe başlayan Alkan, sırasıyla Pervari, Çayıralan, Haymana Hakimliği, Ankara Ticaret Mahkemesi Üyeliği ve Başkanlığı ile Ankara Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanlığı görevlerinde bulundu. 26 Mayıs 1997 tarihinde Yargıtay Üyeliğine seçilen Ali Alkan, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nca 14 Eylül 2009 tarihinde Yargıtay Onüçüncü Hukuk Dairesi Başkanlığı'na seçildi. Alkan, evli ve bir çocuk babası.
Yargıtay'ın yeni başkanı Ali Alkan
Geçtiğimiz ay, beş yıl aradan sonra "Yedinci Gün" adlı romanını yayımlayan Türk Edebiyatının usta kalemlerinden İhsan Oktay Anar, 1995 yılında PKK'ya karşı düzenlenen, Korgeneral Hasan Kundakçı komutasındaki operasyonda tim komutanı olarak görev yaptığını söyledi. Anar askerlik günleriyle ilgili şunları anlattı: "Okulda asistanken, 1994’te, yazdığım üç kitabı gönderdim İletişim Yayınları’na: Puslu Kıtalar Atlası, Kitab-ül Hiyel ve daha sonra yayımlamaktan vazgeçtiğim Tamu. 10 gün sonra arayıp ‘Basacağız’ dediklerinde sevinçten havalara uçtum. Sonra askere gittim. Okulda kimsenin benim yokluğumun farkında olmadığını döndüğümde anladım. Bana ‘Sen neredeydin’ dediler. O yıllarda hepsi o bursla, bu bursla yurtdışına gidiyordu. Benim de öyle gittiğimi sanmışlar. Oysa ben, gidilebilecek en uzak yerdeydim: 1995’te, Kuzey Irak’ta, Çelik Harekâtı’nda..." Habertürk gazetesinden Kürşad Oğuz'a konuşan İhsan Oktay Anar, PKK’ya karşı düzenlenen, Korgeneral Hasan Kundakçı komutasındaki 40 günlük sınır ötesi operasyonda tim komutanı olarak görev yaptığını söyledi. Bir anti-tank mayını temizleme göreviyle ilgili de şunları anlattı: "Biz sınırda ilerlerken, tankların yolunun üzerinde bir mayınlı alan olduğu söylendi... Biliyorsun, anti-tank mayını sen üzerine basarsan patlamaz. 145 kilo ağırlık lâzım onu patlatmak için. Bu yüzden onu kara mayınıyla tuzaklarlar. Temizlemeye giden üzerine basıp patlatsın diye. O bölgeye geldiğimizde 10 kişilik timimi tepenin arkasına gönderdim. Patlarsa zarar görmesinler diye. Elime bir tornavida alıp mayın olduğu söylenen yere ulaştım. Toprağı kazdım kazdım, ama mayın çıkmadı..." Geçen yıl Ege Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden emekli olan Anar, Cem Yılmaz'a çok güldüğünü ve çok başarılı bulduğunu söyledi.
Anar: Çelik Harekatı'nda TİM komutanıydım
Çin'in önümüzdeki beş yıldaki siyasi ve ekonomik yol haritasını belirleyecek Komünist Parti kongresi başkent Pekin'de başlıyor. Kongreye iki binden fazla delege katılacak. Kongrede ülkenin önümüzdeki döneme dair politikaları oluşturulacağı gibi ülke yönetimi de belirlenecek. Xi Jinping, 2012 yılında ülkenin başına geçmişti. Devlet Başkanı Xi'nin bu görevine devam edeceği tahmin ediliyor. Kongrede Polit Büro Daimi Komitesi de seçilecek. Kongrenin gelecek hafta sona ermesi bekleniyor. Kongre nedeniyle Pekin'de güvenlik önlemleri artırıldı. Hafta başında, artırılan aramalar nedeniyle tren istasyonlarında uzun kuyruklar oluştu. Güvenlik önlemleri nedeniyle kent merkezinde bazı restoran, spor salonu, gece kulübü ve karaoke barların kapatıldığı; Airbnb gibi sitelerin oda rezervasyonlarını durdurduğu aktarılıyor. Xi, göreve başlamasından sonra, özellikle yolsuzluğun üzerine gitmesiyle parti içindeki konumunu güçlendirmişti. Xi'nin yönetimi süresince sansür artarken avukatların ve siyasi eylemcilerin tutuklanması vakalarında da artış yaşandı. Bununla birlikte Xi'nin Çin halkı arasında büyük bir desteğe sahip olduğu belirtiliyor.
Çin'in yeni yol haritasını belirleyecek Komünist Parti kongresi başlıyor
haberi!  Bursa'da bir okuldaki silahlı saldırıda, müdür ve müdür yardımcısı yaralandı. Olay, merkez Nilüfer ilçesi Hasanağa Şehit Piyade Er Kadir Çavuşoğlu ilkokulunda meydana geldi. Polis memuru İlhan Ö, henüz belirlenemeyen nedenle okul müdürü Tülay Taş ve müdür yardımcı Sinan Delibaş'ı ayaklarından silahla vurdu. Yaralı eğitmenler hastaneye kaldırıldı. Polis memuru ise meslektaşları tarafından gözaltına alınarak emniyete götürüldü.  Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Polis memuru veli müdür ve müdür yardımcısını vurdu
Frank’in kardeşi Larry (Andrew Robinson),ikinci eşi Julia (Clare Higgins) ile eski bir eve gelir. İkili, oranın çatı katında garip bir yaratık ile karşılaşır. Bu varlık aslında Julia’yla yasak ilişkiye giren hedonist Frank’in (Oliver Smith) ta kendisidir. Aynı zamanda kadının eski sevgilisi olan bu karakterin katkısıyla bir anda cenobitler, şeytanlar, çivikafalılar ve daha nicesiyle dolu bir evrenle karşılaşırız. Ancak bunların hepsi gerçek midir yoksa bir çatı katı hayali mi? Clive Barker’dan “Elm Sokağı Kabusu” (“A Nightmare on Elm Street”, 1984),“Kurtların Saati” (“Vargtimmen”, 1968),H.P. Lovecraft’ın ‘kosmik korku’ edebiyatı ve Todd MacFarlane’in çizgi romanlarıyla akrabalık kurarken B filmi dokusuyla yoğrulan bir ‘metafiziksel okült korku’ ya da ‘karanlık fantezi’ efsanesi... ‘Hellraiser’, ‘cehennemde büyüyen’ dört cenobitin, yani manastırdaki tarikat üyesinin hafif ‘punk-goth’ çizgileriyle yoğrulmuş temsilini sunar. Dini kıyımla, aile boyu ahlaksızlıklarla ve evlilik kurumu ile derdi olan bir korku omurgasının orta yerinden seslenir. Filmin bu özellikleriyle “Candyman” (1992) gibi tutulup seriye dönüşmesi ise önemlidir. Zira bu Stephen King’in bile övgüyle söz ettiği İngiliz yazarın tabanında gerçek bir ‘korku’ kimliği saklanmaktadır. “Hellraiser” da kan, renk ve fantezi gibi konularda sınır tanımayan kötüsüyle bunları aşılar. Adeta ‘metafiziksel ruhlu okült bir şiddet fantezisi’nin orta yerinden seslenir.     Korku tam da ayaklarının üzerine basmaya başlayıp belli eğilimlere girdiği süreçte, İngiliz Clive Barker da bu duruma hem edebiyat hem de sinema eserleriyle el atmıştır. Öyle ki onun filmlerinde 80’lerin “Elm Sokağı Kabusu” ile başlayan ‘fantezi ile korku iç içe’ geleneğinin daha karmaşık ve serbest versiyonunu ‘karanlık fantezi’ etiketiyle izleriz. “Hellraiser” da bu durumun ilk önemli örneğidir. Dışarıdan bakınca ‘ultra karmaşık bir füzyon’ sunar gibi yapan Barker, birçok eser ve yaratıcıdan etkilenmiştir. Yaratıcının esin kaynakları arasında katıksız B filmleri olsa da, yönetmen olarak Lucio Fulci ve Dario Argento gibi belirsizlikten ya da gerçeküstücülükten güç alan isimler vardır. Bunlardan da İngiliz kültürüne yeni bir şeyler uyarlamaya çalışır. Onun ‘eser’leri, başlangıcından sonuna kadar bir masalın mı, alternatif bir gerçekliğin mi, yoksa reel bir hayatın mı içinde olduğumuzu anlamadığımız bir karışım sunar. “Hellraiser”ın rahatlıkla ‘Terry Gilliam korku filmi çekse nasıl olurdu?’ sorusunu harekete geçiren bir yapıt olarak da anılması mümkün. Zira Barker’ın ‘Devil’s Toy Box’ adlı şehir efsanesinden etkilenen mitolojik pazıl kutusu objesinden başlayarak bambaşka bir sine-evrene giriş yaptığı kesindir. O dünyada ise ölüm, işkence, ahlaksızlık, korku, gerilim, din ve fantezi kat sayısı yüksektir. Bunun masal olduğuna dair bir keskinlik görmesek de fark yaratma açısından bu tanım bizi değişik alt metinlere doğru yola çıkarır. Aslında yönetmenin, sinema tarihinde slasher filmlerinin ‘saf gerçeklik’ten güç alarak hareket ederken 80’lerde dönüşüm geçirmesiyle birlikte devreye girdiği söylenebilir. Bu tartışma da Wes Craven’ın eğilimini farklı bir zemine oturtmasına kadar götürülebilir rahatlıkla. Bu doğrultuda hem slasher filmi atılımından, hem de eski Hollywood’un perili ev filmi mantığından bolca beslenerek karşımıza karmaşık bir dünya çıkartır adeta. Filmin temelinde ortaya çıkan Bergman’ın yamyam filmi “Kurtların Saati”nin ‘katil’ etkisi ise şaşırtıcı değildir. Barker, metafizikle yani öte dünyayla bağlantısında da tekinsiz karakterleri ‘orta plan’la kavraması bir tarafa ‘güç platformu’nu doldurmasıyla da dikkat çeker. Öncelikle ‘cenobit’ adlı yaratıkların ‘öteki’ olarak belirlenmesiyle kendini korkunun Tarkovsky’si ya da Pasolini’si konumuna yerleştirir. Zira mistisizmi; bu ‘komünleşme’ düşüncesiyle açığa çıkarırken, bolca ayin yapan tarikat bireylerinin katkısıyla bir ‘istismar’ gösterisine dönüştürür. Bunların zamanla ‘splatterpunk’ adlı bir bileşim oluşturması da, Barker’ın alt kültürlerle ilişkisini ortaya koyar. Yaratıcı-yönetmen de esasen splatter film geleneklerini, cinsel istismar filmi ile sarıp bir anlamda bu duruma bir ‘metafiziksel okült grup’ yerleştirmeyi tercih etmiştir. Çivikafa (pinhead),tereyağtop (butterball),dırdır (chattering) ve kadın cenobitler arasından da bir şiddet resitalini bizlere çekinmeden izlettirir. Dinin ‘keskin bir inat’la katlettiği insanları, biraz da Jess Franco ve Alejandro Jodorowsky dünyalarını hatırlatarak karşımıza çıkarır. Bu fantezi noktasında devreye giren işkence düşüncesi de bir anlamda ‘keserek’ bir şeyler yapan ötekilerin ‘devri’ni başlatmaya yarayacaktır. Aynı zamanda budizmde ve hıristiyanlıkta görülen bu tarz monastır keşişlerinin ‘şeytan’ odaklı bir şiddet algısının katkısıyla bir anlamda dinin soykırıma yol açacak kadar tavizsiz bir ahlaki tabanı olduğu anlatılacaktır.   “Hellraiser”, Türkçe sesler duyduğumuz bir mekanda satın alınan pazıl kutusunun içinden başlar yolculuğuna... Bunun devamında ise zincirlerle parçalara ayrılan bir karakter görürürüz. Böylece katıksız bir istismar filmine açılırız. Bunun etrafının mumlarla yapılan bir ayinle sarılması ise tesadüf değildir. Ancak bu kişinin parçalara ayrılmasını sağlayan da kutudan gelen ‘metafiziksel cenobitler’dir. Öyle ki ‘pinhead’ adı altındaki kültleşmiş bir tipleme başta olmak üzere bu ötekiler, bir şekilde işkence resitali yaparlar. Bir tarikat grubunun tanımını karşılarlar. Kendi isteklerini yerine getirmeyenleri parça pinçik ettikten sonra zombiye çevirme veya başka insanın içine sokma yetisine sahiptirler. Yani hem telekinetik güçleri vardır, hem şeytana benzemektedirler, hem de canavar mantığını açığa çıkaracak şekilde tasarlanmışlardır. Yani bir şekilde tersine bir zombi filminin başlamasına sebep olurlar. Öyle ki kardeşinin eşi ile cinsel ilişkiye giren adamın cezalandırıcı bir güç ile zombiye dönüştürülüp, evin tavan arasına atılması buradaki ‘korku’ duyusunu harekete geçirir. Aslında bu durum ‘ahlaksızlığı cezalandırma’ gibi bir slasher filmi temasını devreye sokarken, bir diğer taraftan da ailelerdeki ikiyüzlülük ve sadakat sorununu ele almış olur. Ama gerçek anlamda hedef Leatherface için ‘derin Amerika’dan fışkıran öteki’nin yerine burada ‘bağnazlık ve dini inanış’ sorunsalının geçmesidir. Buradaki kadın karakterin rahatlıkla kendinden olmayan bir çocuk ve bir başka adamla yaşayışında bir konformizm sıkıntısı çektiği apaçık ortadadır. Ancak ilginçtir yönetmen, burada perili ev filminin ‘tavan arası’ motifini devreye soktuğu ve bu alt türün eski malikanelerini akla getirdiği anda atmosfere yüklenmez. Aksine karşımıza porno filmlerde görebileceğimiz keskinlikte seks sahneleri ve splatter filmlerde iğretiyle bakacağımız düzeyde kan oranı yüksek sahneler anları verir. Bir şekilde o zombinin beslenip insanlaşma sürecinde ise onun aşığı kadın ‘çekiç ile öldüren slasher katili’ moduna girer. Sonucunda tüm bunların ‘gerçek’ olmadığının ortaya çıkması da manidardır bir bakıma. Yani yönetmen işin içine bütün majör korku alt türlerini dahil ederken bu durumdan gocunmaz. Zira kendisinin ‘karanlık fantezi’ alt türünde bunları yoğurma arzusu, keskin bir özgünlüğü beraberinde getirir. Dili, görselliği ve yönetmenliği ile birlikte B filmlerinin dokusunu canlandırma düşünceli bir değişimdir bu aslında. Bu noktaya ulaşırken Aladdin’in meşhur sihirli lambasının etkisi keskin bir şekilde hissedilir. Öyle ki oradaki hikaye yapısında gördüğümüz ‘cinden dilek dilemezsen cin peşini bırakmaz’ görüşü burada cehennem zebanileri yani cenobitler için geçerli hale gelir. Böylece masalsı doku da korku atmosferine transfer olur. Ancak Barker’ın amacı H. P. Lovecraft’ın dünyadaki bütün düzenlere karşı gelen ‘metafiziksel dünya’sını yansıttığı ‘kosmik korku’ alt türüyle akrabalık kurmaktır. Onun özelinde de Herschell Gordon Lewis’in anlayışını, klasik perili ev filmlerinin içine soktuktan sonra Jess Franco’nun ucuz bellek dünyalarını ve İtalyan korku sinemasının melez gerçeküstücülük-bilinmezlikle yoğrulan yönetmenlerinin düşüncesine odaklanmaktır. Bu doğrultuda da efektlerin dengeli halini gözlemlemek mümkündür. Filmin gerçek-kurmaca arasındaki çizgide gidip gelmesi de buradaki şiddeti grafiksel bir dokuya transfer eder. İdeolojik duruşunu şiddet karşıtı hale getirir. Ancak ana kadın karakterin bir anda ‘cadı’ kılıklı bir Argento tiplemesi halini alıp katile dönüşmesinden Randy Quaid’in sesine kadar bütün öğeleri ‘tekinsiz’ bir dokuya da yerleştirdiği görülebilir bir diğer yandan da. Eserin esas yapısal gücü ise bu doğrultuda akan gizem duygusunun izinde gitmesidir zaten. “Hellraiser”ın türler arası yolculuğunda ‘işkenceci yaratıklar’ın peşinde seyirciyi sürekli bir sürprizle yüzleştirirken özündeki mistik özgünlükten çekinmemesi de değerini perçinler. Nihayetinde metafiziksel bir sadomazoşist fantezide kendi kurallarına göre ötekiler koyan bir dünyadır bu. Perdede görmediğimiz tavizsiz ve korkusuz bir ‘karanlık fantezi’ ürününün adresidir. Kendisi için Stephen King’in ‘korku edebiyatı emin ellerde’ dediği bir isim. ‘Kan Kitabı’ serisindeki kısa hikayeleriyle ünlüdür. Clive Barker 1980’lerde “Rawhead Rex” ve “Underworld” gibi uyarlamalarını başka yönetmenlere devretse de esas başarısını sekiz filmlik bir seriye dönüşen, ‘Hellbound Heart’ uyarlaması “Hellraiser” ile yaptı. Burada yönetmenliği bu ‘korku auteur’ünün bizzat kendisi üstlenmesi, fantezi ile gerçeklik arasında gidip gelen, B filmine hakimiyet gerektiren evreninin kusursuz bir versiyonunu çıkarmasını sağladı. Onun filmleri metafizik denilen olguyu içlerine transfer ederken, gerçeküstücü öğelerle ve fantastik dünyayla da haşır neşir olarak yaşam sürer. Genelde de B filmi mantığında üretilse de Batı toplumunun gerçekleriyle ilgili derin alt metinler içerirler. Kendisi de bir eşcinsel olan Barker, alt kültürlerin bakış açısını yansıtır perdede. ‘Karanlık fantezi’ adlı bir korku edebiyatı alt türünü sinemaya geçirmeyi hedefler. Bunun ‘bellek’ dünyasında ‘farklı yaratık’larla kurduğu bağlarla bir anlamda Guillermo Del Toro’nun kimi filmleriyle etkileşime girdiği de (Bkz. “Pan’ın Labirenti”) söylenebilir. Akrabalık ise büyük oranda H.P. Lovecraft’ın ‘kosmik korku’ adlı daha ‘ateist’ metafiziksel korku evreninin altında şekillenir. Barker’ın 1989’da Hellraiser ile başlayan çizgi roman çizerliği kariyeri de ayrı bir ‘kendine özgü’lüğe sahiptir ve ‘splatterpunk’ düşüncesini açığa çıkarmaya yarar. 1992’de sinemaya uyarlanan metafiziksel slasher filmi “Candyman”, yönetmenlik koltuğunda Barker’ı bulundurmasa da onun evreninin en sadık temsilcisidir. “Elm Sokağı Kabusu”ndan cesaret alsa da her eserindeki ‘siyasi söylem’ düşüncesini devam ettirir. Filmin iki de devam filmiyle temsillerini fazlalaştırması ise tesadüf değildir. Barker, alt türleri yeni baştan konumlandırmayı severken gore dozajı yüksek öğeleri-tasarımları-motifleri de bolca kullanır. ‘Karanlık fantezi’ alt türünün tek temsilcisi olan “Nightbreed” (1990) ve “Lord of Illusions” (1995) gibi kendi çektiği eserlerle de dikkatleri cezbetmeyi becermiştir. Ancak bunların sinema evrenleri çok kişisel durmuştur. Çünkü B filmi dünyası daha kült bir kitleye hitap etmektedir. Alt kültür korkusunu birazcık ‘punk’ bir duruşla taçlandırmasının devamında kendine özgü yaratıkları ve makyaj efektleriyle özel bir yere oturmuştur yönetmen. Alt türlerin adları bir ‘yaklaşım’ olarak kalmıştır bu eserlerde. Esas olan ana motifler üzerinden farklı şeyler yapmak ve eleştirel bir yapı oluşturmaktır. Her şeye rağmen kısa hikayelerinden uyarlanan “Dehşet Treni” (“Midnight Meat Train”, 2008),“Kan Kitabı” (“Book of Blood”, 2009) ve “Korku” (“Dread”, 2009) yine onun ruhunu hissettirmeyi becermiştir. Yaratıcı öğeler içeren, evrenleriyle ters köşeye yatıran ve hakim alt türlere abone olmayan eserlerdir bunlar. Şu sıralar bir ‘Hellraiser’ yeniden çevrimi için hazırlıklar yapılması üstadın safkan hayranlarını rahatsız edebilir. Ama biz her daim ‘Barker’ın özelllikli ötekileri’ ve ‘Barker etiketli korku evreni’ni görmekten keyif alıyoruz. Onu takip eden bir film veya yönetmen söylemek çok kolay değil. Bu sebeple de daha ziyade 2000’lerin Fransız korku sineması kuşağının istismar filmleriyle yakın ilişki kuran isimleriyle (Bkz. Pascal Laugier, Alexandre Bustillo-Julien Maury, Xavier Gens) bu defteri kapatabiliriz. Ülkemizde DVD’si çıkmadı. Amazon.com ve amazon.co.uk’den temin edilebilecek arşivlik ‘pazıl kutulu sekiz filmlik box set’ini öneririz. Hellraiser Yapım yılı: 1987 Yönetmen: Clive Barker Oyuncular: Andrew Robinson, Clare Higgins, Ashley Laurence, Sean Chapman, Oliver Smith, Robert Hines Senaryo: Clive Barker Önemli Ödülleri: Fantasporto Film Festivali’1988: Eleştirmenler Ödülü Bütçe: $ 1.000.000
Sinemaya yön veren filmler: Hellraiser
Avustralya'nın Yeni Güney Galler (NSW) eyalet hükümeti, 36 yıl önce kaybolduktan sonra ölü bulunan Roxlyn Bowie'nin öldürülmesiyle ilgili bilgi sağlayana, 725 bin ABD doları (1 milyon Avustralya doları) ödül verecek. NSW hükümeti tarafından yapılan açıklamaya göre, Walgett kasabasında yaşayan iki çocuk annesi Roxlyn Bowie, 1982'de evinden çıktıktan sonra kayboldu. Daha sonra eyalet savcısı, cesedi bulunamasa da Bowie'nin cinayete kurban gittiğine hükmetti. Hükümet, Bowie'nin öldürülmesi hakkında enformasyon sağlayana 725 bin ABD doları (1 milyon Avustralya doları) ödül verecek. NSW Polis ve Acil Durum Hizmetleri Bakanı Troy Grant, cinayeti soruşturan ekiplerin işini kolaylaştırmak için bu karara vardıklarını belirterek, "Eski bir polis olarak en ufak bir bilginin soruşturmada ekiplere yardımcı olacağını biliyorum. Biliyoruz ki mağdurun ailesi ve toplum sorulara cevap ve adaletin yerini bulmasını istiyor" ifadelerini kullandı. Bowie’nin kızı Brenda Boyd, ödülün, cinayetle ilgili bilgi sahiplerini cesaretlendirmesini umduklarını vurgulayarak, "Doğum günleri, tatiller ve özel günler, 36 yıldır annemsiz geçti. Erkek kardeşim Warren vefat etti. Maalesef o sevgili annemize ne olduğunu hiçbir zaman öğrenemeyecek" dedi.
36 yıllık cinayeti çözecek bilgiye 725 bin dolar ödül
Selçuk Bayraktar'ın paylaştığı fotoğraflarda İHA'nın füzesi üzerine 15 Temmuz darbe girişiminde Ankara Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda darbeci komutanı öldürdükten sonra şehit olan Astsubay Ömer Halis Demir'in ismi yazılarak '7/24 izindeyiz' ifadesi yeri aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın damadı paylaştı
Burhaniye’de geçtiğimiz perşembe akşamı yapılan çekilişte 24 milyon 541 bin 46 lira 65 kuruşluk ikramiyeyi kazanan talihlinin ortaya çıkmaması, ilçede merak konusu olmaya devam ediyor. Şans oyunları bayisinin telefonları susmazken, müşteri sayısı da arttı. 6 rakamı da bilerek büyük ikramiyenin sahibi olan talihlinin kuponunu oynadığı Hürriyet Meydanı’ndaki bayinin önü, hem meraklılar hem de şansını bu bayide denemek isteyenlerle dolup taşıyor. İlçeye Süper Loto çıktığı yönündeki haberden birinin altına talihlinin belediyede işçi olarak çalışan Ali Kayman olduğu yazılınca Kayman’ın hayatı değişti. Kayman, tebrik edenler ve kendisine ulaşanlara ikramiyenin kendisine çıkmadığını anlatmaya çalışsa da başarılı olamadı. Bir banka da Kayman'a görevliler göndererek kendilerini tercih etmelerini stedi. Söylentinin hayatını olumsuz etkilediğini belirten Ali Kayman, “Bir arkadaşımız, Süper Loto’nun Burhaniye’ye çıktığı yönündeki haberlerden birinin altına paranın bana çıktığını yazmış. Bir anda telefonlarımız susmaz olurken, herkes beni kutlamaya geldi. Bir anda dostlarım arttı. Günlerden ikramiyenin bana çıkmadığını anlatmaya çalışıyorum. Bunun şakası bile kötü. Mesai arkadaşlarıma bile anlatamıyorum. Sokakta yürüyemez hale geldim. Bir banka şubesi de bana memurlarını gönderdi. Ben şans oyunları oynayan bir insanım ancak ikramiye bana çıkmadı. Bunun bilinmesini istiyorum” dedi.
Süper Loto talihlisi olduğu söylentisi yaşamını zorlaştırdı
Büyükşehir Belediyesi (İBB),üniversitede okuyan ve üniversiteye giriş sınavlarına hazırlanan öğrencilerden gelen talep üzerine, İBB'nin şehir genelinde yoğun ilgi gören 17 kütüphanesini ramazan ayı boyunca saat 24.00'e kadar açık tutacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesinden yapılan yazılı açıklamaya göre, Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü, şehir genelinde 22 halk ve bir çocuk kütüphanesi ile hizmet veriyor. İstanbul'un çeşitli ilçelerinde faaliyet gösteren kütüphanelerden 2017 yılında 1,5 milyondan fazla kişi yararlandı. AA'nın haberine göre; İBB Kütüphaneler Müdürlüğü'nün müdavimi olan üniversite öğrencileri ve üniversite sınavına hazırlanan öğrenciler, kütüphanelerin çalışma saatlerinin daha geç saatlere kadar uzatılmasını talep etti. Gelen talepleri dikkate alan İstanbul Büyükşehir Belediyesi, yoğun ilgi gören 17 kütüphanenin ramazan boyunca saat 24.00'e kadar hizmet vermesini kararlaştırdı. Ramazan boyunca 09.00-24.00 saatleri arasında açık olacak kütüphaneler şöyle: "Beyoğlu İBB Atatürk Kitaplığı Beyoğlu , Eyüpsultan İBB Eyüp Sultan Kütüphanesi, Fatih İBB Ahmet Kabaklı Halk ve Çocuk Kütüphanesi, Alibeyköy İBB Erdem Beyazıt Halk ve Çocuk Kütüphanesi, Bağcılar İBB Nasrettin Hoca Halk ve Çocuk Kütüphanesi, Başakşehir İBB Rasim Özdenören Halk ve Çocuk Kütüphanesi, Esenler İBB Barış Manço Halk ve Çocuk Kütüphanesi, Güngören İBB Osman Nuri Ergin Halk ve Çocuk Kütüphanesi, Bahçelievler İBB Metin And Halk ve Çocuk Kütüphanesi, Sultangazi İBB Hacı Bektaş-i Veli Halk ve Çocuk Kütüphanesi, Ümraniye-Atakent İBB Nail-Nimet Bayraktar Halk ve Çocuk Kütüphanesi, Ümraniye İBB A. Süheyl Ünver Halk ve Çocuk Kütüphanesi, Çekmeköy İBB Fatma Aliye Halk ve Çocuk Kütüphanesi, Beykoz İBB Osman Akfırat Halk ve Çocuk Kütüphanesi, Tuzla İBB İdris Güllüce Halk ve Çocuk Kütüphanesi, Sultanbeyli İBB Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Halk ve Çocuk Kütüphanesi, Kartal İBB Muallim Cevdet Halk ve Çocuk Kütüphanesi, Orhantepe-Kartal İBB Prof. Dr. Halil İnalcık Halk ve Çocuk Kütüphanesi."
İBB, 17 kütüphanenin çalışma saatlerini uzattı
Öncelikle belirtelim, emeklilikten ümidi kesip 8-10 yıllık primi topluca Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan (SGK) almak isteyenler hayal kırıklığı yaşar. Çoğu kişi, e-devlet üzerinden hizmet dökümlerinde gördükleri kazançları alacağını düşünüyor. Oysa, orada görünen yatırdıkları prim değil, prime esas kazançtır. Dolayısıyla, toplu ödeme, sistemde görünen prime esas kazancın yüzde 20’si üzerinden yapılır. SSK’lıların (4/a) 15 yıl sigortalılık, 50/55 yaş ve 3600 prim günü ile emekli olabilmesi için kademeli yaş uygulanıyor. Sigortalı olarak ilk işe giriş tarihi 8 Eylül 1999'dan önce olan erkek ve kadınlar üç şarttan sonuncusunu yerine getirdikleri tarihteki yaştan emekli olabiliyor. Bu üç koşulun yerine getirildiği tarihe göre emeklilik yaşı şöyle: Bu tabloya göre, 1 Eylül 1961 doğumlu bir kadın 8 Ağustos 1999 tarihinde 4/a statüsünde sigortalı olmuş ve 28 Şubat 2019 tarihi itibarıyla 3500 gün prim ödemişse, prim gününü 3600’e tamamlayarak 58 yaşını dolduracağı 1 Eylül 2019 tarihinde emekliliğe hak kazanır. 15 yıl sigortalılık, 3600 prim günü ve erkeklerde 55, kadınlarda 50 yaş şartından en son hangisi yerine gelirse, o tarihteki kademeli yaş esas alınıyor. Örneğin, 15 Temmuz 1965 tarihli bir erkek 1990 yılında SSK’lı olarak işe başlamış ve 2011 yılında 3600 prim gününü doldurmuş ancak o tarihten sonra hiç çalışmamışsa, önce 55 yaşını doldurduğu tarihe bakılması gerekiyor. Bu kişi 55 yaşını 2020 yılında dolduracak. Üç koşulu yerine getirdiği tarih 24 Mayıs 2014 tarihinden sonra olduğu için, 60 yaşını dolduracağı 15 Temmuz 2025 tarihinde emekli olabilecek. Prim şartını yerine getirmek için borçlanma yapmak mümkün. Kadınlar, sigortalı olarak çalışmaya başladıktan sonra doğan 3 çocukları için borçlanma yapabilir. Her bir çocuk için 2 yıl olmak üzere 6 yıla kadar, yani 2 bin 160 güne kadar prim borçlanması yapma hakkı bulunuyor. Stajyer olarak sigorta girişi yapıldıktan sonra doğan çocuklar için de borçlanma hakkı var. Erkek sigortalılar ise eksik günlerini askerlik borçlanması yaparak tamamlayabilir. İşe giriş tarihi 8 Eylül 1999’dan sonra olup da askere daha önce gitmiş olanlar, normalde hakkı olmamasına rağmen, 3600 gün ile emeklilik hakkına kavuşur. Gerek askerlik, gerekse doğum borçlanmasında ihtiyaca kadar borçlanma yapmak mümkün bulunuyor. En düşük tutardan borçlanma yapmak isteyenler 2019 yılı için günlük 27.29 TL prim ödüyor. Askerlik için 540 günün tamamını borçlananlar 14 bin 720 lira ödemek zorunda. Bir çocuk için iki yıl borçlanma yapan kadının ise 19 bin 650 lira prim ödemesi gerekiyor. 8 Eylül 1999’dan önce sigortalı olan BAĞ-KUR’luların eksik prim günüyle emekli olabilmeleri için 5400 gün prim yatırmaları gerekiyor. Kadınlarda 50, erkeklerde 55 yaş ve 5400 prim günü koşulunu yerine getirdikleri tarihteki yaş üzerinden emekli olabiliyorlar. Yukarıdaki örnekte anlattığımız 1 Eylül 1961 doğumlu kadın 8 Ağustos 1999 tarihinde başladığı 4/a statüsünde 2000 gün prim yatırdıktan sonra isteğe bağlı sigorta ile eksik günlerini tamamlama yoluna gitseydi emekli olabilmek için daha fazla prim ödemek zorunda kalacaktı. 2008 yılından sonra isteğe bağlı sigorta primleri Bağ-Kur statüsünde kabul ediliyor. 1 Ekim 2008 tarihinden önce sigorta başlangıcı olanların emeklilik işlemlerinde son 7 yılda en fazla hangi statüde çalışılmışsa o statünün kurallarına göre emekli aylığı bağlanıyor. Dolayısıyla örnekteki kadın sigortalı, isteğe bağlı olarak 1261 gün ve daha fazla prim yatırdığında 3600 gün ile emeklilik şansını kaybeder. Emekli olabilmesi için ya 5400 günü tamamlaması, ya da yeniden 4/a statüsüne dönerek en az 3.5 yıl daha prim yatırması gerekir. Bu dönemde işe başlayan SSK (4/a) statüsündeki sigortalılar, eksik prim günüyle 25 yıl sigortalılık + 4500 gün prim ve kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurarak emekli olabiliyor. BAĞ-KUR (4/b) kapsamındaki sigortalılar ise en az 5400 prim günü ve kadın ise 60, erkek ise 62 yaşını doldurarak emekliliğe hak kazanabiliyor. 1 Mayıs 2008 tarihinden sonra sigortalı olan herkes, normal emeklilik yaşlarına 3 yıl eklenmek suretiyle 5400 prim günüyle emekli olabilir. Örneğin, 1969 doğumlu bir erkek, ilk defa çalışmaya 1 Mayıs 2008 tarihinden sonra başlayıp kesintisiz olarak çalıştığında 2023 yılında 5400 günü tamamlamış olacak. Ancak, bu kişi emekli olabilmek için 63 yaşını dolduracağı 2032 yılını bekleyecek. Eğer örneğimizdeki kişi bir kadın ise 61 yaşını dolduracağı 2030 yılında emekli olabilecek.
Eksik prim günüyle yaştan nasıl emekli olunur?
Varto-Hınıs Karayolu'nda devriye görevi yapan zırhlı polis aracının geçişi sırasında, teröristlerce yola döşenen patlayıcı uzaktan kumandayla infilak ettirildi. Patlayıcının, zırhlı aracın geçişinden sonra infilak etmesinin ardından teröristler, güvenlik güçlerine uzun namlulu silahlarla ateş açtı. Güvenlik güçlerinin karşılık verdiği olayda, karanlıktan yararlanan teröristler kırsala kaçtı. Patlamada can kaybı yaşanmadı. Kaçan teröristlerin yakalanması için bölgede operasyon başlatıldı.
Muş'ta zırhlı polis aracına bombalı saldırı
Nathan Jawai, Galatasaray Liv Hospital'da... Beko Basketbol Ligi’nde şampiyon olarak 23 yıllık hasretine son veren Galatasaray, gelecek sezon Turkish Airlines Euroleague için iddialı bir kadro kurmayı planlıyor. Bu kapsamda transfer çalışmalarına hız veren sarı-kırmızılı kulüp, Barcelona forması giyen 26 yaşındaki Avustralyalı pivot Nathan Jawai ile 2 yıllık anlaşma sağladı. Kariyerinde NBA ekipleri Toronto Raptors ve Minnesota Timberwolves gibi takımlar olan Jawai, 2.08 boyunda. Avustralyalı pivot geçtiğimiz sezon Barcelona'da 30 maçta 7.1 sayı - 4.1 ribaund ortalaması ile görev yaptı.
Jawai Galatasaray'da
İstanbul'da dengesini kaybederek denize düşen bir kişi, sahil güvenlik ekiplerince kurtarıldı. Sahil Güvenlik Komutanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, bir kişi sabah saatlerinde Sarıyer ilçesi İstanbul Boğazı’nda dengesini kaybederek denize düştü. Çevredekilerin ihbarı üzerine 2 Sahil Güvenlik botuyla arama kurtarma faaliyeti başlatıldı. Olay yerine kısa sürede ulaşan Sahil Güvenlik ekipleri, denizde soğuk nedeniyle şoka giren kazazedeyi sağ olarak kurtardı. Kurtarma operasyonuna Emniyet Genel Müdürlüğü Deniz Liman Şube Müdürlüğünce de destek sağlandı.
Sarıyer'de denize düşen kişiyi sahil güvenlik kurtardı
Alınan bilgiye göre, Doktor Halil Bey Caddesi'nde, Hüseyin Balcı idaresindeki 16 ABJ 351 plakalı otomobil, Mehmet Çoban yönetimindeki 16 KGN 57 plakalı otomobille çarpıştı. Çarpmanın etkisiyle savrulan Balcı'nın kullandığı araç, Ethem Şahin'e ait mobilya atölyesine girdi. Kazada yaralanan Balcı ve diğer araçta bulunan Fatma Çoban, olay yerine gelen sağlık ekiplerince hastaneye kaldırıldı. Yaralıların sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Kaza anını anlatan iş yeri sahibi Ethem Şahin, "Bir şey anlamadım. İşlerimi bitirdim tam dükkandan çıkmak isterken birden araba içeri girdi. Korktum tabii. Ben bir şey anlamadım, kazanın nasıl olduğunu görmedim. Arabanın içeri girdiğini gördüm." diye konuştu.
Bursa'da otomobil iş yerine girdi: 2 yaralı
, 11 yıldır Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen galerilerinin, sanatçılarının, kurum ve kuruluşlarının yanı sıra, koleksiyonerleri ve sanatseverleri İstanbul’da bir araya getiriyor. Çağdaş sanatı odak noktasına alarak Türk sanatını dünya sanatıyla buluşturan Contemporary İstanbul, bu yıl geçtiğimiz senelerden farklı olarak Kasım ayı yerine 15'inci İstanbul Bienali ile birçok sanat kurumunun ve galerisinin sergileriyle eş zamanlı olarak tarihleri arasında gerçekleştiriliyor. Akbank desteği ve Ferko ortak sponsorluğunda İstanbul Kongre Merkezi ve İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenecek olan fuar, pek çok yenilikle yerli ve yabancı sanatseverlerin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Cİ, 12'nci edisyonunda bölgedeki önde gelen genç ve köklü galerilerin yanı sıra birçok yeni galeri ve temsilci ülkeyi ağırlıyor. Cİ 2017 seçici kurul üyelerin isimleri şöyle: "Kamiar Maleki (CI Fuar Direktörü), Marc-Oliver Wahler(Michigan Eyalet Üniversitesi Eli ve Edythe Broad Sanat Müzesi Müdürü), Nathalie Mamane Cohen (Koleksiyoner), Haldun Dostoğlu (Galeri Nev İstanbul’un Kurucusu ve Yönetim Kurulu Başkanı), Yeşim Turanlı (Pi Artworks İstanbul & Londra’nın Kurucusu), Alexander Heller(LeilaHeller Gallery New York ve Dubai’nin Kurucu Ortağı) ve Kemal Has Cıngıllıoğlu (Koleksiyoner) ve Simon de Pury (Koleksiyoner ve Küratör)." Cİ 2017 katılımcı galerilerin isimleri şu şekilde: " 55Bellechasse, Paris & Miami/ Ab Anbar, Tahran/ Ab Gallery, Seul/Acaf, Şangay/ Alan Istanbul, İstanbul/ Andakulova, Dubai/ Anna Laudel Gallery, İstanbul/ Archeus Post-modern, Londra/ Aria Art Gallery, Floransa/ Art On Istanbul, İstanbul/ Aureus Contemporary, Wakefield/ Bozlu Art Project, İstanbul/ C.A.M, İstanbul/ C24, New York/ Cep Gallery, İstanbul/ Dastan's Basement, Tahran/ Dix 9, Paris/ Dirimart, İstanbul/ Eastwards Prospectus, Bükreş/ Flowers Gallery, Londra/ Gaia Gallery, İstanbul/ Galeri Miz, İstanbul/ Galeri Nev, İstanbul/ Galeria Continua, San Gimignano & Beijing/ Galerist, İstanbul/ Galeri̇ 77, İstanbul/ Galeri Baraz, İstanbul/ Galeri Binyil, İstanbul/ Galeri Siyah Beyaz, Ankara/ Gallery 1957, Gana/ Gallery One, Ramallah/ Gama Gallery, İstanbul/ Gazelli Art House, Londra & Bakü/ Heavenlymade, İzmir/ Inda Gallery, Budapeşte/ Isabel Bernheimer, Berlin/ Isabel Croxatto, Santiago/ Joan Gaspar, Barselona/ Karavil Contemporary, Londra/ Krank Art Gallery, İstanbul/ Kristen Hjellegjerde, Londra/ Leila Heller, New York & Dubai/ Licht Feld, Basel/ Liquid Art, Capri/ Magic Beans, Berlin/ Mark Hachem, Paris & Beyrut/ Marlborough, New York/ Maximilian William, Londra/ Merkur, İstanbul/ Michael Schultz, Berlin/ Mixer Gallery, İstanbul/ N2 Gallery, Barselona/ Nicodim Gallery, Bükreş & Los Angeles/Olcay Art, İstanbul/ Öktem & Aykut, İstanbul/ Parasite Gallery, Tel Aviv/ Pg Art Gallery, İstanbul/ Pi Artworks, İstanbul & Londra/ Pilevneli Gallery, İstanbul/ Piramid Sanat, İstanbul/ Plan B, Cluj, Berlin/ Project Artbeat, Ti̇blis/ Red Art Galeri, İstanbul/ Sanatorium, İstanbul/ ShirinGallery, Tahran & New York/ Smac Gallery, Cape Town/ SophiaContemporary, Londra/ Triangle Gallery, Tel Aviv/ Victor Lope, Barselona/ Victoria Miro, Londra/ Vigo Gallery, Londra/ Villa Del Arte, Barcelona/ X-ist, İstanbul/ Zilberman Gallery, İstanbul & Berlin." "CI Dialogues: Contemporary İstanbul 10 yıldır sanatın iletişimi, aracılığı ve eğitimi için uluslararası bir platform olarak sürdürülüyor. 10 yıldır düzenlenen CI Dialogues bu yıl 'MOVEMENT'-'HAREKET' ana temasıyla yola çıkıyor. 'Hareket'e sanatsal bir bakış açısıyla yaklaşan CI Dialogues programı, günlük hayatın temelinde yer alan Teknoloji, Mimari, Mekân, Tasarımkonularını işliyor.'Movement in Space', 'TheInterconnected Art of Taste', 'Human Estetics in Future Technologies' ekseninde gerçekleşecek paneller ile; program boyunca, uluslararası alanda önde gelen mimar, tasarımcı, akademisyen, teorisyen, sanat profesyoneli, sanatçı ve koleksiyonerleri bir araya getiriyor. 2016 yılında 11'nci yaşını Collectors’ Stories isimli heyecan verici projeyle karşılamış olan CI, bu yıl 12. yaşını ise CI Yayınları’nın ilk kitabı olan Collectors’ Stories ile kutluyor. Türkiye’nin önde gelen 60 çağdaş sanat koleksiyonundan 120 eseri CI sırasında ilk kez bir araya getiren Collectors’ Stories projesi kapsamında Türkiye’nin önde gelen koleksiyonerlerinin kendi koleksiyonlarından seçtiği eserler geçen yıl fuar alanında bin 500 metrekareyi aşan bir alanda sergilenmiş ve büyük ilgi görmüştü. Barbaros Reserve Bodrum Projesi’nin desteğiyle hayata geçecek olan Collectors’ Stories kitabının ön lansmanı, Barbaros Reserve Bodrum’da düzenlenecek bir yaz etkinliği ile kutlanacak. Kitabın lansmanı ise fuar ile eş zamanlı olarak Eylül ayında fuar alanında gerçekleşecek. Türkiye’de koleksiyonerlerin kişisel estetik anlayışlarını sunmalarına olanak sağlayan ve sanat koleksiyonerliğinin geçirdiği dönemsel değişimleri ve bugününü de sunan Collectors’ Stories projesinin kitabının uluslararası öncü sanat kurum ve kuruluşlarına dağıtımı gerçekleştirilecek. Bilim ve teknolojinin kesişim noktasında yer alan güncel sanat eserlerini sergilemeye adanmış Plugin, beşinci senesinde yeni medya sanatının dikkat çeken eserlerine ev sahipliği yapıyor. Ceren ve Irmak Arkman’ın üçüncü kez küratörlüğünü üstlendiği Plugin, Siemens Ev Aletleri sponsorluğunda Contemporary İstanbul’un geleceği kucaklayan bir uzantısını oluşturuyor. Fuarın mimari konsept tasarımı, dünya çapında başarılı projelere imza atmış, ödüllü mimarlık firması Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından kurgulanıyor. Contemporary İstanbul’un iç mekan tasarımı, -özellikle açık havada yer alan- kamusal alanlara yapılan vurguyla, bir kent parkı çeşitlemesi olarak özgün bir anlayışla gerçekleştiriliyor.CI Mimari Konsept Sponsoru Tabanlıoğlu Mimarlık,galerilerin yer aldığı sergi mekânının ‘tasarı bir topoğrafya’ya dönüştürülmesi ile aynı zamanda yerel kaynakları ve ihtiyaçları vurgulamayı amaçlıyor. Yapay olarak düzenlenmiş fuar iç mekanı, aynı zamanda, etkinlik sırasında açık havada heykellerin sergileneceği fuar alanına bitişik Sanatçılar Parkı’nın bir uzantısı olarak da ele alınıyor ve İstanbul’un nadide ve değerli yeşil mekânlarından biri olan Maçka Parkı’na bağlanıyor." ‘Beşinci Element toprağa, havaya, suya, ateşe ve insana, çağlar ötesinden gelen ve madde ve zaman ötesine geçen, devam eden serüvenle bir yüzleşme: bir hesaplaşma! Ve hepsinin ötesinde: madde ve düş gücü!’–Prof. Hasan Bülent Kahraman Tabanlıoğlu Mimarlık’ın Cİ 2017 mimari konsept tasarımından hareketle Sanatçılar Parkı’nda gerçekleştirilecek olan Beşinci Element heykel sergisinin küratörlüğünü Prof. Hasan Bülent Kahraman üstleniyor.Şişli Belediyesi ile birlikle İstanbul’da bir park alanında ilk defa gerçekleşecek olan çağdaş heykel sergisinin katılımcı sanatçı listesinde ise Erdağ Aksel, FabianMarcaccio, Genco Gülan, Günnür Özsoy, Jan Fabre, JannisKounellis, JohanTahon, MagdelenaAbakanowicz, Osman Dinç , TonyCragg, WimDelovoie ve Yaşam Şaşmazer bulunuyor. İstanbul’un gastronomik tatlarını da sunuyor. Bugün yeme-içme sektöründe Türkiye’de ve uluslararası platformda, yönetiminde olduğu işletme adedi ve çeşidi ile benzersiz bir konumda olan d.ream fuar süresince yeni VIP salonunda ve yemek alanlarında ziyaretçilere keyifli bir fuar tecrübesi yaşatıyor. d.ream 2012 senesinde yeme-içme sektörüne değer katmak, sektörde kurumsal bir yapılanma oluşturmak ve sektöre yeni bir vizyon getirmek amacıyla kuruldu.
12. Contemporary İstanbul'un etkinlik detayları ve katılımcıları açıklandı
Lawrence Berkeley Ulusal Laboratuarı’nda görevli araştırmacılar son günlerde ilginç bir proje üzerinde çalışıyorlar... İklim değişikliğine neden olan karbondioksit kirliliğinden enerji elde etmeyi hedefliyorlar... Bu konudaki araştırmalarını genişletebilmek için 5 milyon Amerikan doları destek aldılar. Eğer başarılı olabilirlerse normal koşullarda atmosfere bırakılan karbondioksiti toprağın derinliklerinde depolayacaklar... Bu derinliklerde sıcaklık yaklaşık 125 derece. Buradaki sıcaklıkla karbondioksit türbinlere aktarılacak. Bu türbinler de karbondioksiti enerjiye dönüştürecek... Bu sayede hem iklim değişikliğine neden olan karbondioksit azalacak hem de enerji elde edilebilecek...
İklim değişikliğine çözüm bulundu mu?
Fenerbahçe Doğuş, THY Avrupa Ligi'nin 26. haftasında Rus temsilcisi CSKA Moskova'ya, Nando De Colo'nun son saniye basketiyle 81-79 yenildi. Bu sonuçla 4 maçlık galibiyet serisi biten Fenerbahçe Doğuş, 8. yenilgisini aldı ve 3. sırada kaldı. Lider CSKA Moskova ise üst üste 4. toplamda ise 21. galibiyetini elde etti. Karşılaşmaya Nunnaly ve Wanamaker'ın sayılarıyla başlayan Fenerbahçe Doğuş, ilk 3 dakikayı 9-2 önde geçti ve CSKA Moskova'ya molayı aldırdı. Nunnaly'nin üst üste basketleriyle 7. dakika içinde farkı 8'e çıkaran (17-9) Fenerbahçe Doğuş'a CSKA Moskova, 11-0'lık seriyle karşılık verdi ve çeyreğin sonunda 20-17 öne geçti. CSKA Moskova ilk çeyreği 25-23 önde tamamlarken, Fenerbahçe Doğuş'ta Melli'nin son saniyede kendi yarı sahasından gönderdiği 3 sayılık basket taraftarlardan büyük alkış aldı. İkinci çeyrekte Fenerbahçe Doğuş hücumda basit top kayıpları yaptı. Rodriguez'in etkili oyunuyla CSKA Moskova, 14. dakikada 8 sayılık üstünlük yakaladı: 26-34. Rus temsilcisi soyunma odasına 44-40 üstün gitti. Üçüncü çeyreğe 6-0'lık seriyle başlayan Fenerbahçe, 22. dakika içinde 46-44 öne geçti. Çeyreğin sonuna kadar üstünlüğünü koruyan Fenerbahçe Doğuş, final periyoduna 58-54 önde girdi. Son çeyrek büyük bir çekişmeye sahne oldu. Final periyoduna 7-0'lık seriyle başlayan CSKA Moskova, 32. dakikada 61-58'lik üstünlük yakaladı. Vesely'nin pota altındaki etkinliği ve arkadaşlarına yaptığı asistlerle Fenerbahçe Doğuş, 36. dakika içinde tekrar öne geçti: 68-67. Yaklaşık 1 dakikada 7-0'lık seri bulan CSKA Moskova, bitime 3,5 dakika kala 74-68 üstünlük kurdu. Higgins'i durdurmakta zorlanan Fenerbahçe Doğuş, son 38 saniyeye 79-77 geride girdi. Sarı-lacivertliler, Sloukas'ın serbest atıştan bulduğu sayılarla bitime 11 saniye kala maça eşitliği getirdi: 79-79. Fenerbahçe Doğuş, son topu kullanan De Colo'nun basketine engel olamadı ve CSKA Moskova sahadan 81-79 galip ayrıldı. Ülker Spor ve Etkinlik Daniel Hirrezuelo (İspanya), Damir Javor (Slovenya), Carmelo Paternico (İtalya) Wanamaker 11, Nunnaly 10, Kalinic 7, Thompson 4, Vesely 13, Melli 18, Sloukas 6, Datome 8, Guduric 2 Rodriguez 10, Clyburn, Kurbanov 4, Vorontsevich 17, Hines 15, De Colo 13, Rudd, Antonov, Higgins 15, Hunter 7, Westermann 23-25  40-44 58-54 33.14 Hunter (CSKA Moskova), 38.31 Vesely (Fenerbahçe Doğuş)
Fenerbahçe Doğuş son topta kaybetti!
Binlerce doktoru ilgilendiren tam gün uygulaması resmi gazetede yayımlandı. Ancak uygulamaya ilişkin düzenlemeler Adalet Bakanlığı'nın teşkilat ve görevleri hakkındaki kanun hükmündeki kararnamenin içine gizlendi. Meslek dernekleri bile resmi gazetedeki düzenlemeyi dün akşam saatlerinde fark edebildi. Kararnameye göre, üniversite öğretim üyesi, muayenehane açması durumunda kendi üniversitesinde sadece eğitim ve araştırma faaliyetlerinde bulunabilecek, hasta bakamayacak ve ameliyat yapamayacak. Kendi üniversitesi dışında özel bir hastane ya da kendi muayenehanesinde çalışan öğretim üyesine döner sermaye payı verilmeyecek. Önceden sadece devlet hastaneleri başhekimlerine getirilen bir yasak, üniversitelere de yaygınlaştırıldı. Buna göre başhekimin yanında, rektör, dekan, enstitü, bölüm, anabilim ve bilim dalı başkanları da muayenehane açamayacak. Söz konusu yasaklar bu kararname ile GATA'daki doktorlar için de geçerli kılınıyor. Kararname ile önceki yargı kararlarının ortadan kaldırıldığını savunan Türk Tabipleri Birliği ise iptal davası açmaya hazırlanıyor. Tam Gün Yasası, devlet ve üniversite hastanelerinde çalışan doktorlara "ya hastane ya muayenehane" seçme zorunluluğu getiriyordu. Ancak CHP'nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi yasanın bazı maddelerini iptal edince üniversitede çalışan doktorlara 8 saatlik mesainin ardından muayenehane ya da özel hastanelerde çalışma yolu tekrar açılmıştı.
‘Tam Gün’ gizlice geldi
nin doğumuna girmeyi kabul etmeyen doktorlarla gündeme gelen nden yapılan açıklamada, HIV pozitif hastanın doğumuna girmeyen personelin tıbbi etik kurallara uymadığı vurgulandı. Sağlık Bakanlığı ise gerekli adımların atılacağını belirtti. Geçen hafta yaşanan olayın ardından ameliyatı yapmayan doktorlar hakkında soruşturma başlatıldı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, medyada, “HIV’li olduğu için ameliyat edilmedi” başlığıyla yer alan haberleri Bakanlığın yakından takip ettiği vurgulanarak, "Bakanlığımız söz konusu iddialarla ilgili olarak Sağlık Meslekleri Kurulumuzun görev, sorumluluk ve yetkileri çerçevesinde gerekli adımları atacaktır. Ancak Kurulumuzun çalışma usulleri gereği öncelikle ilgili üniversite tarafından gerekli inceleme ve soruşturmalar yapılarak sonucun, Sağlık Meslekleri Kurulumuza intikal ettirilmesi gerekmektedir. Sağlık Meslekleri Kurulumuz, bu safhaların tamamlanmasının ardından gerekli çalışmaları yapacaktır. Sağlık Bakanlığı olarak, tedaviden imtina etmek veya hasta seçmek gibi hekim meslek etiğiyle bağdaşmayan davranışları tasvip etmiyor; bu ve benzer davranışların tespiti halinde gerekli yaptırımların uygulanacağının kamuoyunca bilinmesini istiyoruz" denildi. Dicle Üniversitesi Hastanesi Başhekimi , “Defansif davranan ve hastayı kabul etmeyen klinikteki bazı hekimlerle ilgili hastane bazı tutanaklar tutmuştur ve bunlar tıp fakültesi dekanına gönderilmiştir. Öncelikli konumuz, ‘ben bu hastaya bakmam’ şeklindeki bir davranışı kabul etmiyoruz” dedi. Doktor ve asistanlar ameliyata girmeyince bir kadın doktor ile 2 ay önce göreve başlayan asistan operasyonu yaptı. Ancak ameliyatta eline iğne batan asistan doktora HIV bulaşma ihtimali bulunuyor. Hastaneden yapılan açıklamada, tedaviye zamanında başlandığı belirtildi. Prof. Kadiroğlu, “İlk 24 saat içinde ilaca başlanması gerekiyor. Bir saati dolmadan tedaviye başlandı, bir aylık tedavi uygulanacak” diye konuştu. Bir başka iddia da hastalık bulaşmasını engelleyen bariyerli eldivenin hastanede olmadığı yönündeydi. Hastane yönetimi, gerekli koruyucu malzemenin bulunduğunu, bariyerli eldivenin ise doğuma giren doktorun ısrarı üzerine getirildiğini belirtti. Bariyerli eldivenin iğne batmasına karşı koruyucu olmadığı uygulamalı gösterildi. Bariyerli eldivenin iğne batmasını engellemediği, bariyerli eldiven kullanılmasının ise duyarlılığı azalttığı için çok önerilmediği belirtildi. Doğumun ardından HIV taşıyıcısı anne Ç.K ile bebek için de tedaviye başlandı.
"HIV pozitif olduğu için ameliyat edilmedi” iddiasına Bakanlık ve hastaneden açıklama
Sakatlığı süren Galatasaraylı Burak Yılmaz, sarı-kırmızılıların bugünkü idmanında takımla çalışamadı. Uzun süredir formasından uzak kalan Semih Kaya da Burak gibi karabükspor maçında forma giyemeyecek. A Milli Takım’ın Hollanda ile Amsterdam’da 1-1 berabere kaldığı maçta sakatlık yaşayan Galatasaraylı Burak Yılmaz, sarı-kırmızılı ekibin Karabükspor ile oynayacağı karşılaşmada forma giyemeyecek. Sol arka adalesinde sorun yaşayan Burak, Galatasaray’ın akşam gerçekleştirdiği idmanda takımla birlikte çalışamadı. Riske edilmeyen Burak'ın önümüzdeki günlerde takımla beraber çalışıp tamamen hazır hale gelince yeniden formasına kavuşabileceği belirtildi. Uzun zamandır takımdan uzak kalan Semih Kaya da koruma programı dahilinde hazırlıklarına devam ediyor. Semih kademeli olarak takıma döndürülecek. Hamza Hamzaoğlu, iyileşen ve takımla çalışan Sabri’yi savunmanın sağında görevlendirmeyi düşünüyor. Son haftalarda performansından memnun olduğu Telles'i yine savunmanın solunda oynatmayı planlayan Galatasaray Teknik Direktörü, Olcan Adın’ı ise orta sahanın sağında sahaya sürecek. Sarı kırmızılılarda Melo ve Sinan Gümüş'un ise tedavileri devam ediyor. Brezilyalı futbolcu, fizyoterapist eşliğinde saha calışmalarını sürdürüyor.
Burak Yılmaz ve Semih Kaya'dan kötü haber
Samsun'un Terme ilçesinde şarampole devrilen minibüsteki 16 kişi yaralandı. Alınan bilgiye göre, Rize'de katıldıkları düğünden dönenlerin bulunduğu, sürücüsünün kimliği henüz belirlenemeyen minibüs, eski hastane kavşağı yakınlarında yoldan çıkarak şarampole devrildi. Kazada yaralanan 16 kişi, 112 Acil Servis ekiplerince Terme, Çarşamba ve Samsun'daki hastanelere kaldırıldı.
Samsun'da düğün dönüşü kaza: 16 yaralı
Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus'a suikast girişiminde bulunuldu. Çek Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Radim Ochvat, Chrastava kentindeki bir köprünün açılış törenine katıldığı sırada saldırıya uğrayan Klaus'un, olaydan yara almadan kurtulduğunu söyledi. Polis sözcüsü Stepanka Zatloukalova, mermi olarak küçük plastik toplar atan plastik tabancayla yakın mesafeden Klaus'a ateş açan 26 yaşındaki saldırganın, saldırının hemen ardından tutuklandığını belirtti. Zatloukalova, olay hakkında daha ayrıntılı bilgi vermezken, Klaus'un korumalarının niçin olaya zamanında müdahale etmediği konusunda da bir açıklamada bulunulmadı.
Çek Cumhurbaşkanı'na suikast girişimi
Yavaş adımlarla da olsa, internetteki videolar televizyonlarımızda 'standart' gale gelmeye başlıyor. Öncü firmalardan Sony, yeni nesil Bravia televizyonlarını 'Internet TV' olarak nitelendirerek ilk iddialı çıkışı yapan firmalar arasında yerini aldı. İstanbul'da tanıtılan yeni nesil Bravia televizyon serisinin tamamı 'internete bağlanma' ve YouTube gibi sitelerde gezinmeye imkan veren 'tarayıcı' özelliklerini barındırıyor. 2D ve 3D’de Full HD görüntü kalitesi sunan seri, firmanın cümleleriyle, "tamamen aktif bir TV izleme deneyimi" sunuyor. Türkiye pazarında satışa sunulacak tam 27 yeni Bravia modeli var. Toplantıda konuşan Sony Avrupa Teknik Pazarlama Kıdemli Yöneticisi Tim Page, “İnternet içeriği, akıllı teknoloji ve özellikler, endüstri lideri 3D ile Sony BRAVIA 2011 TV serisi, insanların TV hakkındaki düşüncelerini değiştirecek. Şimdi televizyonunuz ev eğlencenizin gerçekten merkezi haline geliyor ve televizyon deneyimi yeniden tanımlanıyor” diyor. Yeni serinin dört ana bileşeni şöyle belirlenmiş: görüntü kalitesi, 3D, bağlanabilirlik (internet) ve tasarım. Önceklikle 2010'u sallayan Bravia Engine 3'den sonra bu yıl yeni süper işlemci X-Reality oyuna katılıyor ki görüntü kalitesindeki en önemli güncelleme bu. Yeni işlemcinin görüntü kalitesinin hiç olmadığı kadar arttırdığı, düşük çözünürlükteki videoların bile son derece başarılı şekilde 'yükseltilerek' keyifli bir seyir sağladığı belirtiliyor. Serinin 3D ürünleri, beklendiği üzere 3D Active Shutter gözlüklerle geliyor. Bu gözlükler, nihayet, hafiflemiş (sadece 59 gram) ve USB'den şarj edilebilir hale getirilmiş. Üstelik 3 dakika şarjla 3 saat çalışabiliyor. Yeni Bravia'ların internet menüsünde YouTube, Facebook ve DailyMotion dahil 20’nin üzerinde ağ ve servis bulunuyor. Sonu Eurasia yetkilileri, Türk,iye'den içeriğin de çok yakında menüye ekleneceğini, bunun için çeşitli görüşmelerin sürdüğünü belirtti.
Sony Bravia'da internet artık 'standart'
yapılan açıklamada, bankanın dijital kanallarında gerek bilgilendirme amaçlı, gerekse döviz alım satım işlemlerinde kullanılmak üzere yayınlanan kurların sisteme aktarılmasında kullanılan dış veri kaynağında meydana gelen sistemsel ve operasyonel hata nedeniyle, 31 Ağustos akşamı piyasa kapanışı sonrasında, kısa bir süre için bankanın döviz kurlarının olması gerekenden daha düşük seviyelerden yayınlanmaya başladığı hatırlatıldı. Açıklamada, "Yapılan ilk incelemede, sorunun bankamıza veri sağlayan dış veri kaynağından otomatik olarak alınan kura esas verilerin hatalı olmasından kaynaklandığı anlaşılmıştır. Bazı müşterilerimiz, dijital kanallardan yaptıkları döviz alım satımlarını kısa bir süre ile bu hatalı kurlar üzerinden gerçekleştirmiştir. Sorunun tespiti üzerine, döviz alım satım işlemleri geçici olarak kapatılmış, kısa sürede alınan tedbirlerle sistemde doğru kurların uygulanması sağlanmıştır." ifadelerine yer verildi. "Piyasa koşullarının tamamen dışında, teknik bir hatadan kaynaklandığı görülen bu işlemler nedeniyle banka dışına herhangi bir döviz ya da lira kaynak çıkışı olmamıştır." denilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Toplam bin 256 müşterimizin 3,3 milyon dolar, 124 müşterimizin 539 bin avro, 383 müşterimizin ise diğer döviz cinslerinde 689 bin dolar eş tutarda döviz alım satım işlemi gerçekleştirdiği anlaşılmıştır. Bu işlemlerin dolar cinsinden toplam büyüklüğü 4,6 milyon dolar civarındadır. Yapılan detaylı incelemeler sonrasında, hatalı kurlardan yapılan işlemler iptal edilmiştir. Gerçekleştirilen düzeltme çalışmaları sonucunda bankamızın ya da müşterilerimizin mali anlamda mağduriyeti oluşmamıştır. Bankamız, hatanın tekrar etmemesi için gerekli hukuki ve teknik tedbirleri almış olup, hatalı veri sağlayıcı kuruluş hakkında her türlü yasal haklarını saklı tutmaktadır. Ayrıca konunun yetkili kurumlar tarafından incelenmesi amacıyla gerekli girişimler başlatılmıştır. Ayrıca, bazı yazılı ve görsel medya kuruluşları ile sosyal medya hesaplarında, bankamızın güven ve itibarını sarsıcı, kamuoyunu ve yatırımcıları yanıltıcı nitelikte haber ve yorumların yapıldığı da görülmektedir. Gerçekle bağdaşmayan bu haber ve yorumlara itibar edilmemesini kamuoyunun bilgilerine saygıyla sunarız."
Halkbank'tan yeni açıklama
CNBC-e Dergi’yi sadece okumakla kalma... Oyna, izle, keşfet! Game of Thrones’un olaylı sezonunu rakamlarla değerlendir. Çizgi roman uyarlamaları Arrow ile Smallville’i karşılaştır, kazananı belirle. Rizzoli & Isles oyununu oyna, nasıl bir dedektif olduğunu öğren. Erkekler en çok hangi süper güce sahip olmak isterdi? Teen Wolf hayranları sevgilerini ispatlamak için neler yapıyor? The Walking Dead’in kamera arkasında ne ilginçlikler oluyor? Dünya üzerindeki herkes The Following’in başrol oyuncusu Kevin Bacon ile altı adımda nasıl bağlantılı olabiliyor? Hepsinin cevabı CNBC-e Dergi’de. Yabancı dizi meraklıları son haberleri Temmuz ayında yine CNBC-e Dergi ile takip edecek, ayın önemli bölümlerini ve filmlerini kaçırmayacak. CNBC-e Dergi, ücretsiz olarak Google Play, App Store ve cnbce.tv adresinde. Şimdi de tüm akıllı telefonlarda. İndir: Apple Appstore ( ) , Google Play ( ) İnternette oku: cnbce.tv ( )
CNBC-e Dergi daha interaktif!
Dün 5,63 - 5,67 bandında dalgalanan ekim ayının ilk gününe de bu aralıkta başladı. Kur, şu dakikalarda yükselişe geçerek 5,73 civarında seyrediyor. ise 6,24 seviyesinde işlem görüyor. Haftanın devamında eylül ayı enflasyon verisi takip edilecek. açıkladığı Yeni Ekonomi Programı'nda, yıl sonu TÜFE tahmini yüzde 15.9'dan yüzde 12'ye revize edilmişti. Yeni Ekonomi Programında büyüme hedefleri, 2019 yılı için yüzde 0,5, sonraki 3 yıl için yüzde 5'er olarak belirlendi, işsizlik oranı hedefleri bu yıl için yüzde 12,9, 2020 için yüzde 11,8, 2021 için yüzde 10,6, 2022 için yüzde 9,8 oldu. Uzmanlar, bugün dünya genelinde açıklanacak imalat sanayi PMI verilerinin takip edileceğini belirterek, ABD ve İngiltere'deki siyasi gelişmeler ile ticaret müzakerelerine ilişkin açıklamaların piyasaların yönü üzerinde belirleyici olacağını hatırlattı ve teknik açıdan dolar/TL'de 5,6430'un destek, 5,7180'in direnç konumunda olduğunu kaydetti.
Dolar kuru bugün ne kadar? (1 Ekim 2019 dolar - euro fiyatları)
İspanyol devi Barcelona'nın ardından Real Madrid de Şampiyonlar Ligi'ne veda etti. Şampiyonlar Ligi Yarı Final maçında Real Madrid, Santiago Bernabeu'da Bayern Münih'i ağırladı. Almanya'da oynanan ilk maçı 2-1 kaybeden Real Madrid, karşılaşmanın normal süresini 2-1 önde tamamladı. Uzatmalarda skor değişmeyince penaltılara gidildi. Penaltı atışları sonucunda gülen taraf 3-1 ile Bayern Münih oldu. Bayern Münih bu skorla dünkü maçta sürpriz bir şekilde Barcelona'yı eleyen İngiliz ekibi Chelsea'nin rakibi olmayı başardı. Devler liginde final 19 Mayıs'ta Bayern Münih'in de sahası olan Allianz Arena'da oynanacak.
Bir dev daha yıkıldı
PEKİN - Çin'in güneyindeki Hunan eyaletinde bir otobüsün yanıcı madde yüklü kamyonetle çarpışması sonucu meydana gelen kazada 38 kişinin öldüğü, beş kişinin yaralandığı bildirildi. Şinhua ajansının haberine göre, Şangay-Kunming otoyolunun Şaohuay kesiminde sabaha karşı 53 kişiyi taşıyan yolcu otobüsü, yanıcı madde yüklü kamyonetle çarpıştı ve çarpışma sonucunda şiddetli patlama meydana geldi. Patlamada ilk belirlemelere göre 38 kişi öldü, beş kişi yaralandı. Patlama sırasında bölgede bulunan toplam beş araç ise tamamen yandı. Yetkililer, yaralıların bölgedeki hastanelere kaldırılarak tedavi altına alındığın belirtti.
Katliam gibi kaza
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Yatırım Destek Ajansı'nın kahvaltılı toplantısına katıldı. Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada Türkiye'nin yatırımcılar nezdinde cazibe merkezi haline dönüştüğünü belirterek, ''Bunu sizlerle paylaşmak isterim. 2002 yılında sadece 43 milyar lira olan özel sektör yatırımları, 2010 yılında 164 milyar liraya çıkmıştır. Bu yılın ilk çeyreğinde de özel sektör yatırımları, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 50 gibi çok yüksek bir oranda artmıştır. Dünyada kriz söylentileri dolaşmasına rağmen, özel sektör yatırımlarının bu kadar artması, Türkiye gerçeğini açıkça göstermektedir'' diye konuştu. Hükümet olarak, Türkiye'de yatırımların hem nicelik hem de nitelik olarak artmasına büyük önem verdiklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: ''Mesela 2003 yılında, Doğrudan Yabancı Yatırımlar Yasasını çıkarttık. Ki, ben yabancı kelimesinden de hoşlanmıyorum. Bu nedenle küresel sermaye veya uluslararası yatırımcı kavramını kullanıyorum. Ve bu yerli ve uluslararası yatırımcı ayrımına son verdik. Bugün Türkiye'de yerli girişimcilerin yararlandıkları her türlü teşvikten uluslararası sermaye de aynı şekilde yararlanabilmektedir, ayrım yok. Önümüzdeki dönemde özellikle sektör ve işletme bazlı mikro reformlar uygulayarak, rekabet gücümüzü artırmaya devam edeceğiz. Türkiye'nin özellikle ileri teknolojili ve yüksek katma değerli sektörlerinde de bir sıçrama yaşatacağız. Onun için bu yatırım destek ajansını direkt şahsıma bağlı olarak oluşturduk. Ki özel sermaye, uluslararası sermaye herhangi bir yatırım yapacaksa bürokratlarla, onları muhatap etmeyelim. Direkt yatırım destek ajansıyla muhatap olsun, onların dosyalarını ajansımız takip etsin, işi bitirsin ve ondan sonra müracaat eden uluslararası sermaye mensuplarına dosyayı bitmiş olarak teslim etsin ki zamandan kazanalım. Çünkü, geldiğimden beri en büyük kavgam bürokratik oligarşiyledir. Bürokratik oligarşinin neler yaptığını, ne tür ıstıraplar yaşattığını çok iyi bilen birisiyim. Henüz dört dörtlük bunu aşabildik mi? Hayır. Daha yapılması gereken çok şeyler var. Ama aşıyoruz ve aşacağız. Çünkü, bürokratın havası hep şudur. 'Bugün git yarın gel', alır dosyayı koyar rafa. Yani bir kere şu olmuş, bu olmuş yatırımcı geliyor, gelecekmiş, umurunda değil. Ve bir de özel bağlantılar kurma gayreti içerisine girerler. Onun için yola çıkarken '3 Y' ile mücadele diye bizim bir başlığımız oldu. Bunun birincisi yolsuzluk, ikincisi yasaklar, üçüncüsü yoksulluk ve yola böyle çıktık. Ve 3 dönemdir seçimleri kazanmamızın altında yatan gerçek de halkımızın bize olan bu güvenidir. İşte siz değerli uluslararası sermaye mensuplarını ülkemizde gördükçe halkımızın bizlere ve size olan güveni çok daha farklı bir şekilde artacaktır.''
'En büyük kavgam bürokratik oligarşiyle'
Japonya’nın ünlü müzik grubu AKB48’in üyelerinden Minami Minegishi, erkek arkadaşı olduğu için hayranlarından özür dileyen bir video yayımladı. Minegishi, erkek arkadaşıyla çekilmiş fotoğraflarının bir dergide yayımlanması üzerine hazırladığı videoda “Grubun kıdemli bir üyesi olarak, benden genç üyelere örnek olmam gerekirdi. Yaptığım düşüncesiz ve toy bir hareketti” dedi. Genç şarkıcı, gözyaşları içinde gruptan atılmak istemediğini belirterek, “Tüm kalbimle özür dilerim” dedi. YouTube üzerinden yayınlanan videoda Minegishi, sözleriyle olduğu kadar görüntüsüyle de dikkat çekti. 20 yaşındaki genç şarkıcı, hayranlarının karşısına, daha önce omuzlarına kadar uzanan saçlarını kazıtarak çıktı. Bu, Japon geleneğinde bir pişmanlık göstergesi olarak sayılıyor. Minami Minegishi’nin özür videosu, Youtube’da 7 milyondan fazla izlendi. Hayranları, Minegishi’ye sosyal medya üzerinden destek oldu. Guardian gazetesinin haberine göre; AKB48 yönetimi, olaydan sonra Minegishi’nin gruptaki rütbesini indirdi. Miegishi’nin gruptaki akıbeti henüz bilinmiyor. Genç şarkıcıyı böylesi bir pişmanlığa iten üyesi olduğu AKB48’in katı kuralları. Japonya’da sevimlilik ve masumiyetin simgesi olarak görülen grup, kuralları gereği üyelerinin erkek arkadaş edinmelerini yasaklıyor. Grup üyelerinin aşk yaşama cezası ise gruptan atılmak. Ancak Minegishi, kendisi için böyle bir son istemiyor. 13-20 yaşları arasında 90 genç kadından oluşan grup, 2005 yılında Tokyo’da kurulmuştu. Japonya’da oldukça popüler olan grubun CD ve DVD’leri 20 milyondan fazla sattı. Grup, sadece 2011 satışlarından 200 milyon dolar gelir elde etti.
Japon stardan ‘erkek arkadaş’ özrü
'dan geçtiğimiz pazar günü çekildi ve bir bebeğin anne karnındaki amniyotik kesesi ile birlikte doğuşunu gösteriyor. Ancak daha enteresan olan birkaç dakika önce bu bebeğin ikizi tamamen normal şekilde dünyaya geldi. Maviye dönmüş kordonu boynuna dolanmak üzere görülen yenidoğan buradan nefes almaya devam ederken, amniyotik kesenin bebeğin vücudunu sıkıca sardığı görülüyor. Amniyotik kese normalde annenin doğum öncesi suyunun gelmesi ile çatlar ve hararetli doğum sürecinde tamamen yok olur. Bu inanılmaz görüntüler çok kısa sürede internette 7 milyon insan tarafından izlendi.
Bu durum 80 binde bir görülüyor
Eski CHP milletvekili Barış Yarkadaş'ın yaptığı açıklamaya göre Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski CHP milletvekili Eren Erdem, "devlet büyüklerine hakaret" suçlamasıyla hapis cezası aldı. Yarkadaş'ın yaptığı açıklama şu şekilde: 20 gündür Silivri'de tutulan CHP PM Üyemiz; eski milletvekilimiz ve arkadaşımız Eren Erdem, "Devlet büyüklerine hakaret" suçlamasından hapis cezası aldı. Erdem'e verilen ceza para cezasına çevrildi. Avukatları yedi bin TL'lik ceza tutarını yatırdı. Eren Erdem yalnız değildir! 20 gündür Silivri'de tutulan CHP PM Üyemiz; eski milletvekilimiz ve arkadaşımız Eren Erdem, "Devlet büyüklerine hakaret" suçlamasından hapis cezası aldı. Erdem'e verilen ceza para cezasına çevrildi. Avukatları yedi bin TL'lik ceza tutarını yatırdı. Eren Erdem yalnız değildir! 25. ve 26. dönem İstanbul CHP Milletvekili halen CHP PM üyesi olan Eren Erdem, “silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek”, “gizli tanığı deşifre etmek” ve “soruşturmanın gizliliğini ihlal” suçlarından hakkında 9,5 yıldan 22 yıla kadar hapis cezası istemiyle açılan dava nedeniyle tutuklanmıştı.
Eren Erdem'e hapis cezası
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ile Türkiye Kalite Derneği (KalDer) tarafından, 17-18 Kasım'da İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen KalDer 24. Kalite Kongresi, 2015 Türkiye Mükemmellik Ödülleri Töreni ile sona erdi. Ödül töreninde konuşan derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Doğan, TÜSİAD ile çıktıkları yolculukta Türkiye'ye ve her biri ekonominin önemli birer mihenk taşı olan kurum ve kuruluşlara kattıkları değerin, her geçen yıl katlanarak büyüdüğünü söyledi. Doğan, 23. yılını dolduran organizasyonun, kurumların sürdürülebilir büyümesinde, stratejik planlama süreçlerinde ve verimli iş modelleri oluşturmalarında etkin rol oynadığını belirterek, şöyle konuştu: "KalDer olarak yolculuğumuz her zaman mükemmelliğe doğru. Cumhuriyetimizin 100. yılında sürdürülebilir kalkınma yaklaşımı çerçevesinde, ülkemizi, çağdaş yaşam düzeyine ulaştırmak amacıyla, Türkiye'nin tüm bölgelerinde mükemmellik kültürünü içselleştirmiş, rekabetçi kurum ve kuruluşlar yaratılmasına katkıda bulunmak, yolculuğumuzun kilometre taşlarından biridir. Varlığımızı sürdürebildiğimiz sürece ülkemizin yaşam ve refah seviyesini daha da yükseltmek için yol katedeceğiz." Törende, jüri tarafından yapılan değerlendirmede küçük ve orta ölçekli işletmeler kategorisinde finale kalan Damla Su Sapanca Fabrikası, küçük ve orta ölçek kamu yönetimi ve toplum hizmetleri kategorisinde finale kalan Antalya Muratpaşa Sabiha Gökçen Anaokulu ve büyük ölçek kamu yönetimi ve toplum hizmetleri kategorisinde yarışa katılan İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü "Türkiye Mükemmellik Büyük Ödülü"ne layık görüldü. İETT Genel Müdürü Mümin Kahveci, ödülü alırken yaptığı konuşmada, "Sabırla, kararlılıklaarkamızda duran, bize destek veren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Kadir Topbaş'a, bu heyecanı bütün kurumumuzda yaşatan başta şoförlerimiz olmak üzere tüm paydaşlarımıza teşekkür ederim. İstanbullu yolcularımızı daha güvenli, daha konforlu taşımaya devam edeceğiz" dedi. İGDAŞ İstanbul Gaz Dağıtım A.Ş.'ye ise "Türkiye Mükemmellikte Süreklilik Ödülü" verildi. Ödülü alan İGDAŞ Genel Müdürü Mehmet Çevik şöyle konuştu: "2011 yılında Büyük İşletmeler kategorisinde aldığımız KalDer Ulusal Kalite Büyük Ödülü, bugün Türkiye Mükemmellikte Süreklilik Ödülü ile perçinleniyor. Azimle ve kararlılıkla uyguladığımız İGDAŞ Entegre Yönetim Sistemi sayesinde kalite standartlarımız her geçen yıl yükselmeye devam ediyor... Bugün tüm Türkiye'de toplam 10 milyon doğalgaz abonesi var bunun 6 milyonu İstanbul'da. Aldığımız bu ödülde İstanbul'daki her bir abonemizin katkısı var. Bu ödülle mükemmelliğe yolculuğumuz hız kesmeden sürecek. Hedefimiz İstanbul için çıtayı her daim daha da yükseltmek. Bu ödül İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki İGDAŞ'ın kalite yolculuğunda göstermiş olduğu başarının kanıtıdır. İstanbul'da yaptığımız çalışmalarla, oluşturduğumuz yüksek kalite standartlarıyla tüm Türkiye için hem öncü hem de örnek kurum olduk. İGDAŞ, bugün İstanbul'un, dünyanın en temiz havasına sahip şehirlerden biri olmasını sağlamakla kalmadı, ortaya koyduğu yönetim uygulamalarıyla ve hizmet anlayışıyla da kalite yolculuğunda önemli başarılara imza attı. Bu başarılarda en büyük pay sahibi olan Büyükşehir Belediye Başkanımız Kadir Topbaş'a bugüne kadar bizden desteklerini esirgemediği için şükranlarımı sunuyorum. Çalışmalarımızı aynı mükemmellikte yürüterek, abonelerimizi yeni uygulamalar, yeni teknolojilerle tanıştırmaya devam edeceğiz.'' Toplam 27 firmanın da "Mükemmellilikte Kararlılık ve Mükemmellilikte Yetkinlik Belgesi" aldığı ödül töreni, toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.
"2015 Türkiye Mükemmellik Ödülleri" sahiplerini buldu
SCX şirketinin X-Cor Lynx Uzay Roketi'nin Türkiye temsilciliğini üstlenen VIP Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Ceylan Pirinçcioğlu, yaptığı açıklamada, 4 yıl önce planlanan uzay yolculuğunun ilk uçuşunun bu yılın sonunda yapılmasının öngörüldüğünü ancak bazı eksiklikler nedeniyle 2015'in ilk yarısına ertelendiğini söyledi. Uzaya gönderilecek roketin çok farklı bir teknolojiye sahip olduğunu belirten Pirinçcioğlu, "Yerden roket olarak kalkıyor ve kendisi iniyor. Bu, uzay turizminin birinci adımı" dedi. Uzaya gideceklerin yaklaşık 7 dakika yer çekimsiz ortamda kalacağını aktaran Pirinçcioğlu, "Yerküreden hareket, dönüş toplam bir saatlik heyecan. Çok ilgi duyuluyor. Uzay turizmi için şu anda dünyada bin kişi bunu talep etmiş ve parasını vermiş. Uzaya yolculuk yapmak isteyen on binlerce kişi daha var. Türkiye'den de gitmek isteyenler var. Parasını yatıran 8 kişi bulunuyor. Bir seyahatin bedeli 100 bin dolar" diye konuştu. Fırlatılacak rokette bir kişinin uzay yolculuğuna çıkacağını ifade eden Pirinçcioğlu, "X-Cor Lynx Uzay Roketi" adı verilen özel araçla uzay yolculuğuna gideceklerin, bir mucizeye tanıklık edeceklerini dile getirdi. Uzay programının toplam bir saatlik adrenalin dolu uçuşu kapsadığını, roketin kalkıştan 4 dakika sonra saniyede 3 bin 564 kilometre hıza ulaştığını anlatan Pirinçcioğlu, şöyle konuştu: "58'inci kilometrede motorlarını kapatıyor ve itme gücü ile 100 kilometre yükseğe tırmanmaya devam ediyor. 100 kilometre yüksekliği aştığınız anda da resmi olarak astronot kabul ediliyorsunuz. Yer çekimsiz ortamda yaklaşık 7 dakika kalınıyor. Daha sonra düşüş başlıyor ve tam bu sırada 4G kuvveti ile adrenalin seviyeniz maksimuma çıkıyor. Lynx, bunların hepsini bir yardımcı pilot olarak deneyimleme şansının yanı sıra uluslararası bilimsel araştırmalarda yer alma imkanı sunuyor. Lynx Uzay Roketi'nin kalkış ve inişi için Karayipler'in Curacao Adası'na özel olarak inşa edilen bir liman kullanılacak."
‘Uzay turizmi 2015’te başlıyor’
Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün verilerine göre, bu yılın ekim ayı ülkenin büyük bölümünde yağışsız geçti. 2016 yılı ekim yağış ortalaması 20,5 mm olurken, uzun yıllar ortalamasının (49,2 mm) yüzde 58,3 ve geçen yılın aynı dönemine göre ise (83,1 mm) yüzde 75,3 azalma yaşandı. Marmara Bölgesi, uzun yıllar ortalamasının yüzde 58,4, Ege Bölgesi yüzde 85,6, Akdeniz Bölgesi yüzde 90,6, İç Anadolu Bölgesi yüzde 89, Doğu Anadolu Bölgesi yüzde 49,3, Güneydoğu Anadolu Bölgesi yüzde 67,6'nın altında yağış aldı. Bu bölgelere geçen yılın ekim dönemine göre de çok az yağış düştü. Sadece Karadeniz Bölgesi'nde, uzun yıllar ortalamasının yüzde 86,2 üzerinde yağış gerçekleşti. "Normalin Yüzdesi Metodu"na göre 2016 ekim ayı kuraklık analizinde ise ülkenin büyük bölümünde "şiddetli kuraklık" tespiti yapıldı. Güneydoğu ve Doğu Karadeniz'in sınırlı bölümleri ile Kırklareli dışında ülkenin tamamı ekimi kurak geçirdi. Kırklareli, Hakkari, Van, Iğdır, Giresun, Trabzon, Rize ve Artvin, uzun yıllar ortalamasında ve üzerinde yağış alırken, ülkenin büyük bölümü ekim ayını "şiddetli kurak", bir kısmı da "kurak" yaşadı.
Meteoroloji açıkladı: Ekim ayı ''şiddetli kurak'' geçti
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan açıklamaya göre Türkiye'de enflasyon Eylül'de yıllık yüzde 24.52, aylık yüzde 6.30 seviyelerinde gerçekleşerek beklentileri aştı. Üretici fiyatlarıysa aynı dönemde yıllık yüzde 46.15, aylık yüzde 10.88 arttı. Çekirdek enflasyon yüzde 24.05 oldu. Enflasyon verisi sonrasında yükselen dolar/TL kuru, geçtiğimiz haftanın kapanış fiyatına göre fazla değişmedi.
Dolar "enflasyon" sonrasında sert yükseldi
Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün Marmara Bölgesi için uyarıların ardından, İstanbul’da şiddetli yağış etkili oldu. Şehirde birçok kavşak ve viyadük sular altında kalırken, çok sayıda araç da sulara gömüldü. Su altında kalan araçlarda büyük çapta maddi hasar meydana geldi. Peki, sel mağdurlarının hasarları kasko sigortası tarafından karşılanacak mı? Uzmanlar, araç zarar gördüğünde kasko sigortasının öncelikle "aracın gördüğü hasarın sürücünün veya sigortalının kontrolü altında ve iradesi dahilinde gerçekleşip gerçekleşmediği" olduğunu belirtiyor. Aracın su altında kalmasına neden olan olay, sigorta poliçesi kapsamındaysa araçta oluşan zarar sigorta tarafından karşılanıyor. Araçta oluşan hasar, sel veya su baskını nedeniyle meydana gelmişse burada ek teminatlar devreye giriyor. Hasarın karşılanması için, ek teminatın sigorta poliçesi dahilinde olması gerekiyor.  Bilinçli bir şekilde yüksek seviyedeki su içerisinde yapılan sürüşler ise kapsam dışı tutuluyor.
Sel nedeniyle zarar gören araç kaskodan para alabilir mi?
Eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Cevat Ayhan (80), memleketi Sakarya'da son yolculuğuna uğurlandı. Beyin kanaması sonucu 2010'dan bu yana yatağa bağlı tedavisi süren ve önceki gün akşam saatlerinde Bayındır Hastanesi'nde vefat eden Ayhan'ın cenazesi, dün Hacı Bayram Camisi'nde ikindi namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından Sakarya'ya getirildi. Adapazarı ilçesindeki Orhan Camisi'nde düzenlenen cenaze töreninde, Cevat Ayhan'ın oğulları Ömer ve Nihat Ayhan ile yakınları, taziyeleri kabul etti. Ayhan'ın cenazesi, burada öğle vakti Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın kıldırdığı cenaze namazı sonrası, Akyazı ilçesine bağlı Çıldırlar Mahallesi Mezarlığı'nda toprağa verildi. Cenaze namazına 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Sakarya Valisi İrfan Balkanlıoğlu, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, Sakarya Emniyet Müdürü Fatih Kaya, eski Devlet Bakanı Nevzat Ercan, eski Tarım ve Köy İşleri Bakanı Sami Güçlü, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Ali Çelik, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, milletvekilleri, belediye başkanları, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. Bu arada, Ayhan'ın naaşının bulunduğu tabuta omuz veren 11. Cumhurbaşkanı Gül, cenaze namazı sonrası vatandaşlarla el sıkıştı. Makam aracına geçen Gül'e, bu sırada bir kişi, Rabia işareti yaparak tepki gösterdi. Polis tarafından bölgeden uzaklaştırılan kişi, "eski Cumhurbaşkanı'na hakaret ettiği" gerekçesiyle ifadesi alınmak üzere emniyete götürüldü. Neden tepki gösterdiği sorulan kişi "Reisime ihanet ettiği için" yanıtını verdi. Akyazı'da 1938'de doğan Ayhan, İTÜ Makina Mühendisliği Fakültesi'ni bitirdi. Aynı fakültede master derecesi alan Ayhan, DPT Uzmanlığı, Aliağa Rafinerisi Tevsi Projesi Makina Grubu Şefliği, Petkim Tesisleri Tevsi Projesi Proje Müdürlüğü, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı, Türkiye Zirai Donatım Kurumu Genel Müdürlüğü görevlerinde bulundu. Kapatılan Refah Partisi'nde 19, 20 ve 21'inci Dönem Sakarya Milletvekilliği yapan Ayhan, "REFAHYOL" olarak adlandırılan 54. Hükümet'te Bayındırlık ve İskan Bakanlığı görevini üstlendi.
Cenazede Abdullah Gül'e tepki
Hastanın beyninden çıkarılan 5 santimetre uzunluğundaki doktorları şaşkına çevirdi. Tenyayı inceleyen Cambridge Sanger Enstitüsü'nden bilim insanları, parazitin hastanın Asya gezisinde çiğ olarak yediği kurbağa etinden gelmiş olabileceğini açıkladı. Cambridge Sanger Enstitüsü görevlisi Neuropatalog Andrew Dean, önce baş dönmesi ve kramp şikayeti ile hastaneye başvuran hastada tenyanın tesadüfen bulunduğunu söyledi. DHA'nın Focus dergisine dayanarak yaptığı haberde, adamın beyninde dört yıl boyunca büyüyen ’Spirometra erinacei europaei’ tipi tenyanın, İngiltere’de ilk kez ortaya çıktığı belirtildi. Ameliyat sonrası sıhhatine kavuşan ve adı açıklanmayan hastanın Cambridge Üniversitesi Kliniği’nden taburcu olduğu belirtildi.
Beyninden 5 santimlik tenya çıktı
Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ), yayımladığı "Dünya Sağlık İstatistikleri" raporuna göre, 2000-2016 arasında ortalama yaşam süresi 5,5 yıl artarak, 66,5'ten 72'ye yükseldi.  Ortalama yaşam süresinde kişi başına düşen gelir, belirleyici rol oynamaya devam ederken, düşük gelirli ülkelerdeki ortalama yüksek gelirli ülkelere göre 18,1 yıl daha düşük. 2019'da 73 milyonu erkek, 68 milyonu kız 141 milyon çocuğun doğmasının öngörülen raporda, erkeklerin ortalama 69,8, kızların da 74,2 yıl yaşayacağı tahmininde bulunuldu. DSÖ'nün raporunda, son 16 yılda özelikle Sahra Altı'nda olmak üzere sıtma, kızamık ve diğer bulaşıcı hastalıklara karşı ilerleme kaydedildiği için 5 yaş altı çocukların ölüm oranlarında çarpıcı düşüş olduğu kaydedildi. Afrika'yı etkisi altına alan AIDS ile mücadelede gelinen nokta yaşam süresinin artmasını sağlarken, tüm ilerlemelere rağmen gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki ortalama yaşam süresi arasındaki ciddi fark varlığını korudu. Küresel intihar oranı 2016'da erkeklerde kadınlara göre yüzde 75 daha fazla gerçekleşirken, trafik kazalarında yaralanan erkeklerin sayısı kadınların iki mislinden fazla oldu. Ülkeler arasında ortalama yaşam süresi Japonya'da 84, İsviçre'de 83 ile en yüksek olarak dikkati çekerken, Lesotho ve Orta Afrika Cumhuriyeti gibi ülkelerde ise ortalama 52-53 yıl olarak gerçekleşti. İç savaşın hüküm sürdüğü Suriye'de 2000 yılında 73 olan ortalama yaşam süresi ise 2016'da 63,8'e düştü. İlk defa cinsiyete dayalı ortalama yaşam süresinin ele alındığı raporda, başta gelişmiş ülkelerde olmak üzere kadınların erkeklere göre daha uzun yaşadığının altı çizildi. Raporda kadınların, erkeklere göre sağlık hizmetlerine erişiminin daha yüksek oranda gerçekleştiği, erkeklerin önlenebilir ve tedavi edilebilir bulaşıcı olmayan hastalıklarla, trafik kazalarından ölme olasılığının kadınlara göre daha fazla olduğu kaydedildi.
Ortalama yaşam süresi 5,5 yıl uzadı
Afrika başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde uygulanan havadan petrol sismik araştırmalarının ilk uygulaması, Türkiye'de de hayata geçirildi. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, Doğu ve Güneydoğu'da sismik çalışmaları havadan yapmaya başladı. Bir İngiliz firmasıyla yapılan anlaşmayla 10 kişilik uzman petrol ekibinin görev yaptığı Türkiye Petrolleri'ne ait uçak, Batman Havalimanı'ndan güneşin ilk ışıklarıyla birlikte havalanarak bölgeyi karış karış kayıt altına alıyor. Yerçekimi farklılıklarını tespit eden uçak, olası yeni petrol sahaların belirliyor. Jeolojik yüzeysel çalışmaların yanı sıra sismik çalışmayı da kolaylaştıran uçağın yaklaşık 1,5 ay süreyle Doğu ve Güneydoğu'daki birçok bölgeyi kayıt altına alacağı belirtildi. Datalara yüklenen veriler, Türkiye Petrolleri'nin Ankara'daki Arama Daire Başkanlığı'nca değerlendirilerek, yeni açılacak petrol kuyuları için sondaj alanları tespit ediliyor. Yerden yaklaşık 200 metrede uçan uçak, bulutlu havalarda ise çalışmalarına ara veriyor. Türkiye Petrolleri'nin bugüne kadar yerden yapamadığı sismik çalışmalar yeni yöntemle gerçekleştirebiliyor.
Türkiye'de petrol sahaları, artık havadan tespit ediliyor
Irak'ın Musul kentinde yayın yapan IŞİD'e ait radyo istasyonunda Fransız dergisine yönelik saldırıya ilişkin yayımlanan haberde, "Kahraman cihatçılar, Peygamberimiz Hz. Muhammed'i desteklemek amacıyla Fransız Charlie Hebdo dergisinde 12 gazeteciyi öldürdü, 10'dan fazla kişiyi yaraladı" denildi. Haberde ayrıca, "Adı geçen dergi, 2003 yılından beri Peygamberimizin (SAV) şahsına yönelik saldırılarda bulunuyordu. Ölenlerin arasında İslam ile alay eden karikatüristler de var" ifadeleri kullanıldı. Operasyon yapan militanlarını, "Aslanlar, İslam Devleti'nin aslanları ya da mücahitler" şeklinde tanımlayan  'in, bu saldırıyı gerçekleştirenlerden "kahraman cihatçılar" olarak söz ettiği görüldü. Haberde, saldırının üstlenildiğine dair herhangi bir ifade kullanılmadı. Charlie Hebdo'nun ofisine önceki gün düzenlenen silahlı saldırıda 2'si polis 12 kişi yaşamını yitirmişti. Saldırıdan sonra ülke genelinde güvenlik önlemleri arttırıldı.
IŞİD'den Paris saldırganlarına destek!
Meteoroloji'den yapılan son değerlendirmelere göre, yurtta iç ve doğu kesimlerinin çok bulutlu, yerel olmak üzere sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı, diğer yerlerin parçalı ve az bulutlu geçeceği tahmin ediliyor. İç ve batı bölgelerde 2 ila 6 derece artacağı, diğer yerlerde önemli bir değişiklik olmayacağı tahmin ediliyor. Rüzgarın kuzeyli yönlerden hafif ara sıra orta kuvvette esmesi bekleniyor. Parçalı ve az bulutlu, doğusu yer yer çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra Sakarya çevreleri kısa süreli ve yerel olmak üzere sağanak yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Bu sabah saatlerinde doğusunda yer yer sis görülecek. BURSA Parçalı ve çok bulutlu, zamanla az bulutlu 21 ÇANAKKALE Az bulutlu 21 EDİRNE Az bulutlu 26 ISTANBUL Parçalı, zamanla az bulutlu 18 A.KARAHISAR Parçalı bulutlu 16 DENİZLİ Parçalı ve az bulutlu 21 İZMiR az bulutlu 23 KÜTAHYA Parçalı bulutlu 18 ADANA Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı 23 ANTALYA Parçalı, zamanla az bulutlu 23 ISPARTA Parçalı, zamanla az bulutlu 18 MERSİN Parçalı ve çok bulutlu 23 ANKARA Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra yerel olmak üzere sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı 18 CANKIRI Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra yerel olmak üzere sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı 17 ESKİŞEHİR Parçalı ve çok bulutlu 18 KONYA Parçalı ve çok bulutlu, yerel olmak üzere aralıklı sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı 18 BARTIN Parçalı çok bulutlu 20 BOLU Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra yerel olmak üzere sağanak yağışlı 19 KASTAMONU Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra yerel olmak üzere sağanak yağışlı 19 ZONGULDAK Parçalı çok bulutlu 18 BARTIN Parçalı çok bulutlu 20 BOLU Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra yerel olmak üzere sağanak yağışlı 19 KASTAMONU Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra yerel olmak üzere sağanak yağışlı 19 ZONGULDAK Parçalı çok bulutlu 18 ARDAHAN Parçalı çok bulutlu, kısa süreli ve yerel olmak üzere aralıklı sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı 14 BİNGÖL Parçalı çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra kısa süreli ve yerel olmak üzere sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı 18 ELAZIĞ Parçalı çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra kısa süreli ve yerel olmak üzere sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı 18 ERZURUM Parçalı çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra kısa süreli ve yerel olmak üzere sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı 14 ADIYAMAN Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı 18 BATMAN Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı 19 DIYARBAKIR Parçalı ve çok bulutlu, öğle saatlerinden sonra sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı 18 GAZIANTEP Parçalı ve çok bulutlu, aralıklı sağanak ve yer yer gök gürültülü sağanak yağışlı 15
Meteoroloji'den 16 ile sağanak yağış uyarısı
Dünya Müslüman Alimler Birliği 4. Dönem Toplantısının bugünkü oturumunda birliğin yeni başkanı belirlendi. Üyelerin üzerinde fikir birliğine vardığı mevcut genel başkan Yusuf el-Karadavi, tek aday olarak katıldığı seçimde yeniden başkanlığa getirildi. Birliğin başkan yardımcılığı görevlerine de Faslı Şeyh Dr. Ahmed Raysuni, Umman Başmüftüsü Şeyh Ahmed el-Halili ve Malezyalı Şeyh Abdulhadi getirildi. Dünya Müslüman Alimler Birliği'nin 4. dönem toplantısı çok sayıda alimin katılımıyla Çarşamba günü başlamıştı. Bünyesinde dünyanın farklı noktalarından çok sayıda alimi barındıran Dünya Müslüman Âlimler Birliği, 2004 yılında kuruldu. Mısırlı alim Şeyh Yusuf el-Karadavi (87) birliğin kuruluşundan bu yana başkanlığını yürütüyor.
Kardavi yeniden Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis Grup Toplantısı'nda Cumhur İttifakı'nın bittiğini, MHP'nin yerel seçimlerde kendi yolunu çizeceğini belirtti. Bahçeli'nin konuşması sırasında, son günlerde düşme eğiliminde olan dolar da yükselişe geçti. Güne 5.68'le başlayan dolar, Bahçeli'nin konuşmasının ardından 5.82'ye yükseldi.
Bahçeli konuştu dolar uçtu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, özel uçak "CAN" ile TSİ 23.50'de Amerika Birleşik Devletleri'nin başkenti Washington'a gitti. Erdoğan, Andrews Hava Üssü'ne gelişinde ABD Protokol Genel Müdür Vekili Rosemerie Pauli ile Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç tarafından karşılandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile Milli Savunma Bakanı Fikri Işık da Washington'a gitti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Trump’la yapacağı kritik görüşme Türkiye saatiyle bugün Türkiye saati ile 19.40’ta gerçekleşecek. Beyaz Saray’da törenle karşılanacak olan Erdoğan, daha sonra Roosevelt Salonu’nda Şeref Defteri’ni imzalayacak. Erdoğan ile Trump arasında Oval Ofis’te gerçekleşecek görüşmenin taslak programa göre 20 dakika sürmesi planlanıyor. İki lider görüşmenin ardından Roosevelt Salonu’nda ortak basın toplantısı düzenleyecek. Erdoğan, Trump’un onuruna vereceği öğle yemeğinin ardından, Büyükelçilik Konutu’nda ABD’li kanaat önderlerini kabul edecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan, temasları kapsamında ABD’nin önde gelen şirketlerinin CEO’larıyla da buluşacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD'de
İzmir’in Dikili ilçesinde bu yıl 7. kez düzenlenen Öğrenci Kolektifleri Yaz Kampı’na katılan öğrencilerin aileleri büyük bir şok yaşadı. Milliyet gazetesinde yer alan habere göre; kampa katılan öğrencilerin aileleri telefonla emniyete çağrılarak uyarıldı. Kocaeli Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü 1. sınıf öğrencisi Tolga Köse (20), 23 Temmuz’da evlerinin aranarak İstanbul’da yaşayan ailesinin emniyete davet edildiğini söyledi. Tolga Köse şöyle konuştu: “Arayan kişi, neyle ilgili olduğunu söylememiş ancak annemle babamı emniyete davet etmiş. Babam gittiğinde kendisine ‘gizli bir soruşturma’ yürütüldüğü için ana kapıdan giremeyeceğini, arka kapıdan alacaklarını söylemişler. Babam kapıda 1 saat bekledikten sonra cebinden aranarak arka girişten içeri alınmış. ‘Oğlunuz terör kampına gitti. Bir hafta orada kaldı. Arkadaşlarından uzak dursun’ diyerek kamp ile Kocaeli’nde katıldığım eylem fotoğrafları göstermişler. ‘Oğlunuz böyle giderse içeri alınır haberiniz olsun, sonra sürpriz olmasın’ demişler. Ailemle henüz yüz yüze görüşemedim. Çok kızdılar. Kolektif’in ‘Okumuş insan halkının yanındadır’ projesi için Kocaeli’ndeyim. Ailem kampanyayı bırakıp eve dönmemi istedi. Halen de tartışma halindeyiz. Onları yatıştırmak için döneceğim.” Kocaeli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi 4. sınıf öğrencisi Aykut Günel’in ablası Zümre Günel de (23), “Annem polisin 22 Temmuz’da evi aradığını söyledi. ‘Oğlunuz farklı yerlerde bulunuyor, ne iş yaptığını biliyor musunuz’ diyerek emniyete ‘sorgu değil, görüşme amaçlı’ çağırmış. Ancak ikisi de gerek görmeyerek gitmedi. Arayan kişi kampı sorunca annem, ‘Geçen sene ablasıyla gitmişti. Konser, seminer oluyor’ diyerek haberinin olduğunu söylemiş” dedi. Kocaeli Üniversitesi Halkla İlişkiler Bölümü 2. sınıf öğrencisi Fatih Daşgın da (21), ailesinin kampa gittiğini polisten öğrendiğini belirterek şunları anlattı: “Ailem İstanbul’da yaşıyor. Kampa gittiğimi bilmiyorlardı. Geçen hafta salı günü evi arayarak babamı emniyete çağırmışlar. Babam kampa gittiğimi onlardan öğrendi. ‘Çocuğunuz Kolektif diye bir terör örgütüne üye’ diyerek bir sene boyunca katıldığım eylem fotoğraflarını dosya halinde göstermişler. İzmir’de kampa gitmiş demişler. Kampa katılanları ‘bağlamak’ için erkeklere kız arkadaş ayarlandığını söylemişler. ‘Çocuğunuza dikkat edin’ denilmiş. Annem açınca ona bilgi vermemişler, ‘Eşinizle görüşmek istiyoruz’ demişler. Evde bayağı problem oldu. ‘Uzak dur, okul bitsin sonra ilgilenirsen böyle işlerle’ gibi şeyler söylediler. Şimdi İzmit’e yaz okuluna gidemiyorum. Bir hafta katıldım ama ailem istemiyor artık.” Bu arada, Öğrenci Kolektifleri’nin Halkevleri ile yürüttüğü “Okumuş İnsan Halkın Yanındadır” kampanyasına katılan Körfez Yaz Okulu’na kayıtlı üç çocuğun ailelerinin de arandığı iddia edildi. Kocaeli Üniversitesi Gazetecilik Bölümü 1. sınıf öğrencisi Hüseyin Karaboğa, konuyla ilgili olarak, “Halkevleriyle yaptığımız ortak çalışma ile çocuklara dersler veriyoruz. Derse gelen çocukların ailelerini de aramaya başlamışlar. ‘Çocuğunuzun nasıl eğitim aldığını bilin’ diyerek tedirgin etmeye çalışıyorlar” dedi. Dikili ilçesinde 30 Haziran-6 Temmuz tarihleri arasında Öğrenci Kolektifleri Yaz Kampı düzenlendi Bu yıl 7. kez düzenlenen kampa 800’den fazla üniversite ve lise öğrencisi katıldı. Kampta gençler, kamp boyunca sinema, gazetecilik, fotoğrafçılık gibi 20 fazla atölye çalışması yaptı. Kampa katılan ünlü simalar arasında oyuncu Altan Gördüm, gazeteci Ertuğrul Mavioğlu da yer aldı.
‘Çocuğunuz örgüt üyesi olmuş’
Hollanda Kraliyet Futbol Federasyonu (KNVB) tarafından yapılan açıklamada, Hiddink’in sözleşmesinin karşılıklı olarak 1 Temmuz’dan itibaren sonlandırılması kararı alındığı bildirildi. Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan KNVB Genel Direktörü Bert van Oostveen, yaşanan gelişmeyi üzücü bulduğunu belirterek, Hiddink’e bugüne kadar yaptıkları için teşekkür etti. Hiddink de milli takımda görev yapmanın gururunu yaşadığını ifade etti. Guus Hiddink, kendisinden sonra göreve gelecek ekibe Fransa’da düzenlenecek EURO 2016 yolunda başarılar diledi. KNVB, milli takımı çalıştıracak ismin daha sonra açıklanacağını duyururken, Hollanda medyası Hiddink’in yerine görevi yardımcısı Danny Blind’in üstlenmesinin beklendiğini yazdı. KNVB, daha önce 2016 yılından itibaren milli takımda teknik direktörlüğe Danny Blind’in getirilmesinin planlandığını bildirmişti. Geçen yıl Brezilya’da düzenlenen 2014 Dünya Kupası’ndan hemen sonra Louis van Gaal’ın yerine Ağustos ayında milli takımın başına geçen Hiddink, görev yaptığı 11 aylık süre zarfında sert eleştirilere maruz kaldı. Milli takımdaki ikinci dönemine İtalya yenilgisiyle başlayan Hiddink, özellikle EURO 2016 grup maçlarında aldığı kötü sonuçlardan sonra ülkede eleştirilerin hedefi haline geldi. EURO 2016 Elemeleri A Grubu’nda şimdiye kadar oynadığı 6 maçta 3 galibiyet, 2 mağlubiyet ve 1 beraberlik alan Hollanda, İzlanda ve Çek Cumhuriyeti’nin ardından 10 puanla 3. sırada bulunuyor. Türkiye ise 2 galibiyet, 2 beraberlik, 2 mağlubiyetin ardından 8 puanla 4’üncülükte yer alıyor. Daha önce 1994-1998 yılları arasında da Hollanda Milli Takımı’nda görev yapan tecrübeli hoca, Türkiye’nin yanı sıra Rusya, Güney Kore ve Avustralya milli takımlarını da çalıştırdı.
Hiddink, Hollanda A Milli Takımı’ndaki görevinden ayrıldı
Otomobil sektörü iç pazarda her alanda kan kaybediyor.  Otomobil ve hafif ticari araç satışları bu yılın ocak-kasım döneminde 2017'nin aynı dönemine göre yüzde 33 azaldı, kasımda ise oran yüzde 42 oldu.  Ancak pazarda en büyük kayıp kamyon tarafında yaşandı. Dünya gazetesinden Aysel Yücel'in haberinde, 16 ton ve üzeri kamyon satışlarının kasımda yüzde 80 daraldığı belirtildi. 11 aylık kaybın yüzde 50 olduğunun ifade edildiği haberde, satışlardaki düşüşün ana nedenleri, mega projelerin bitmesi ve kentsel dönüşümün yavaşlaması gösterildi.  2019'da daha büyük kayıp gören sektörün, ilk toparlanmayı 2020'de beklediği kaydedildi.
Herkesin gözü otomobilde, ya kamyon! (Büyük daralma)
Sarı-lacivertliler, Kjaer transferi konusunda Sevilla ile anlaşmaya vardığını Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) bildirdi. Yapılan açıklama şöyle: "Profesyonel futbolcumuz Simon Thorup Kjaer'in transferi konusunda Sevilla kulübü ile anlaşmaya varılmıştır. Sözleşmede anlaşılan transfer bedeli brüt 13.157.894,74 EUR olup %5 dayanışma katkı payı tutarı kesildikten sonra kalan 12.500.000 EUR net bedel Sevilla kulübü tarafından şirketimize ödenecektir. Ayrıca, futbolcunun sözleşme süresi içinde Sevilla kulübünün 2017-2018 sezonu sonrası UEFA Şampiyonlar Ligi grup aşamasına katılması durumunda 250.000 Euro net tutar ek ve bir defaya mahsus olarak tarafımıza ödenecektir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur."
İşte Kjaer'in bonservis bedeli!
Tekirdağ Çerkezköy'de bir inşaat firmasında işçi olarak çalışan ve bir süre önce eşinden boşanan 1 çocuk babası 32yaşındaki Armağan Kuru, bir süre eski eşi ve çocuğuyla görüştü. Akşam saatlerinde bir arkadaşının işyerine uğrayıp kablo alan Kuru, ardından yalnız yaşadığı evine gitti. Kuru, cep telefonu ile Facebook hesabından canlı yaparken, helallik isteyerek, doğalgaz borusuna kablo ile kendisine astı. Bu sırada canlı yayını gören ve intiharı saniye izleyen arkadaşlarından biri durumu polise bildirip, hemen Kuru'nun evine koştu. Olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edilirken, apartman yöneticisinden alınan yedek anahtarla eve giren sağlık ve polis ekipleri Kuru'nun hayatını kaybettiğini belirledi. Olay yerine gelen Cumhuriyet savcısı Güray Ateş'in ilk incelemesinin ardından Kuru'nun cesedi otopsi işlemleri için İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Polis, Kuru'nun intiharı sırasında canlı yayın yaptığı cep telefonuna el koyup incelemeye aldı. Kuru'nun intiharından önce sosyal medya hesabından, "İçim insan mezarlığı en çok da ben ölmüşüm kuklacı. Adım başı mezar taşım var. Katillerim en sevdiğim insanlar" ve "Her şeyin bir bedeli var!!! Yaptıklarınız da yapamadıklarınız da" şeklinde paylaşımlar yaptığı görüldü.
İntiharını sosyal medyadan canlı yayınladı
Türk Pop Müziği’nden arabeske, fanteziden Türk Halk Müziği ve Türk Sanat Müziği’ne kadar müziğin her türüne ve her tarzına yer veren Kral, yayınladığı klip ve programlarla 25 yıldır kendi kulvarında lider olarak ilerliyor. Kral televizyonları, güçlerini birleştirerek tüm kanallarını aynı çatı altında topluyor. Böylece her tarza hitap eden popüler müzik içerikleriyle büyük bir boşluğu dolduruyor. Müzikseverler artık HD yayın kalitesine kavuşuyor. Kaliteli program, klip ve içerikleriyle müzikseverlerin ilk adresi olan kanal, HD yayına geçerek yüksek çözünürlük kalitesiyle de müzikseverlere ulaşacak. Kurulduğu günden bugüne hem radyo hem de televizyonda tek adres olan Kral, 25. yılında da müziğin kalbi olmaya devam edecek. Kral Grubu Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akbay Instagram hesabından birleşmeyi duyurdu.  Akbay, "Çeyrek asırdır Müziğin Kalbinde yer alan Kral, sektörden gelen talebe duyarsız kalmayarak gücünü tek bir çatı altında birleştiriyor.  Kral televizyon kanalları 1 Mayıs itibariyle her tarzın en iyilerini ve en popülerlerini tek bir kanalda HD kalitesinde sunmaya devam edecek.  Radyoları, televizyonu ve digital platformuyla müziğin Kalbi 25 yıldır olduğu gibi bundan sonra daha da güçlü şekilde Kral’la atmaya devam edecek." mesajını paylaştı. (@gezegenmehmett)'in paylaştığı bir gönderi ( )
Kral artık tek çatı altında
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Anayasa reformuyla ilgili olarak, “Türkiye'de son dönemlerde anayasa değişiklik girişimleri birçok gerginliğe yol açtı. Ülkenin ciddi anayasal reforma ihtiyacı yok mu,var. Ama bunun tam uzlaşma ile sağlanması gerekir. Yoksa tüm değişiklik girişimleri ve zorlamalar sonunda bize geliyor. Korkum bu yargı reformu ve anayasa değişikliğinin de bize geleceği yönünde, öyle de olur zaten” dedi. Hürriyet gazetesine konuşan Kılıç, anayasa değişikliği için uzlaşma çağrısında bulundu. "Ben de, Cumhurbaşkanı , Başbakan ve Genelkurmay Başkanı da bulunduğu makamın emanet olduğunu asla unutmamalı. 'Ben yaptım oldu, ben söylediysem daha ötesi yoktur' gibi yaklaşımlar yanlış" diyen Kılıç, soruşturmalarda yaşanan usul hatalarına da dikkat çekti. Anayasa Mahkemesi Başkanı soruşturmalarda yapılan tutuklamalara da dikkat çekerek, “Soruşturmalarda hiçbir şey söylenmeden aylardır içerde yatanlar var. Bu eleştirilerde ciddi haklılık payı olanlar var. Hepimiz için gerekli olan, hukukta önemli olan, tutuklamanın cezalandırılma aracı olarak kullanılmamasıdır. Eğer delil karartma ve kaçma gibi bir durum sözkonusu değilse aylarca kimseyi sadece tutuklu olarak tutamazsınız. Sonra da ‘pardon’ diyemezsiniz” yorumunu yaptı. Kılıç parti kapatmalarla ilgili düzenleme yapılmasına da şartlı destek verdi.
Kılıç: Ben yaptım oldu anlayışı yanlış
Kocaeli’nde Arızlı Irak Konutları'ndan çıkartılma kararını protesto protesto ettikleri sırada polise fiili mukavemette bulunan 3 depremzede 7 ay 15'er gün hapis cezasını çarptırıldı. Mahkeme, hükmün açıklanmasını geride bıraktı. Kocaeli 2. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, polise fiili mukavemette bulunduğu iddia edilen ve tutuksuz yargılanan depremzedeler Orçun Demir, Recep Uğur, Recep Or ve Canan Yamak ile avukatı Mehmet Ümit Erdem katıldı. Savunma yapan avukatlar, sanıkların beraatlerini talep etti. Verilen aranın ardından kararını açıklayan hakim, sanıklar Recep Uğur, Recep Or ve Canan Yamak'ın normal tepkinin dışına çıkmak suretiyle görevli polis memurlarına slogan dışında fiili mukavemette bulunduklarına hükmederek sanıkların 9'ar ay hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Sanıkların duruşmadaki iyi hallerini göz önünde bulunduran hakim, cezayı 7 ay 15 güne indirdi. Hükmün açıklanmasını geri bırakılmasına karar veren hakim, ayrıca sanıkların 5 yıl adli denetime tabi tutulmasına hükmetti. Sanıklardan Orçun Demir ise polis memurlarına karşı mukavemette bulunduğuna dair yeterli delil bulunmadığından beraat etti. 12 Nisan 2010'da Kocaeli Valiliğinin Arızlı Irak Konutları'nda kalan depremzedeler için verdiği tahliye kararını protesto eden aralarında depremzedelerin de bulunduğu bir grup, polise mukavemette bulunmuş, olaylarda bir polis memuru ile bazı eylemciler yaralanmıştı.
Üç depremzedeye 7’şer ay hapis
İran'da düşen te hayatını kaybeden 11 kişiden 9'u son yolculuklarına uğurlandı. Cenazelerden 8'i İstanbul'da, 1'i ise Konya'da toprağa verildi. İran’daki kazanın kurbanları arasında olan Liana Hananel için Ulus'taki Arnavutköy Musevi Mezarlığı'nda cenaze töreni düzenlendi. Hananel'in cenazesi burada toprağa verildi. Jasmin Baruh Siloni için de Ulus'taki Aşkenaz Musevi Cemaati Mezarlığı'nda cenaze töreni yapıldı. Törenin ardından Siloni'nin cenazesi burada toprağa verildi. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı cenaze törenlerine Hananel ile Siloni'nin aileleri ve yakınlarının yanı sıra Türkiye Hahambaşı İsak Haleva da katıldı. Ayşe And ve Aslı İzmirli'nin cenazeleri de Zincirlikuyu Mezarlığı içinde bulunan camiye getirildi. Cenazelerin camiye getirilmesi sırasında, And ve İzmirli'nin aileleri ile yakınlarını gözyaşına boğdu.  Cenaze aracından indirilen Ayşe And'ın tabutuna annesi Ayşıl Eke de gözyaşları içinde omuz verdi. Tabutu musalla taşına kadar taşıyan anne, uzun süre tabuta sarılarak ağladı. Aslı İzmirli'nin Lübnanlı nişanlısı Bassam Houssami, ailesiyle birlikte Zincirlikuyu Mezarlığı gasilhanesine gelerek cenazeyi teslim aldı. Houssami burada taziyeleri kabul etti. Bu yaz evlenmeyi planlayan Aslı İzmirli'nin tabutuna beyaz tülbent örtüldü. Öğle namazına müteakip kılınan cenaze namazının ardından Ayşe And ve Aslı İzmirli Zincirlikuyu Mezarlığı'ndaki aile mezarlıklarında toprağa verildi. Kabin memuru Eda Uslu'nun cenaze namazı Beylikdüzü Fatih Sultan Mehmet Camisi'nde kılındı. Cenaze namazına Uslu'nun annesi Bedia Uslu, kardeşi Ela Uslu, Ercan Uslu, Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve aile yakınları, sevenleri katıldı.  Yakınları ve ailesi tabutun başında dua edip, taziyeleri kabul etti.  Öğlen namazını takiben kılınan cenaze namazının ardından Uslu'nun cenazesi Esenyurt İstiklal Mezarlığı'nda toprağa verildi. Mina Başaran, Sinem Akay ve Burcu Gündoğar Urfalı için ise İstanbul Ataköy 5. Kısım Camisi'nde ikindi namazına müteakip cenaze töreni düzenlendi. Cenaze törenine, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Valisi Vasip Şahin, CHP Genel Sekreteri Akif Hamzaçebi, CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz, eski bakanlar Mehmet Ağar, Faruk Özak, TFF Başkanı Yıldırım Demirören, Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş, Trabzonspor Başkanı Muharrem Usta ve aile yakınları katıldı. Mina Başaran 27 yaşındaydı. Mina'nın babası Hüseyin Başaran ve annesi Beril Başaran kızlarının tabutu başında gözyaşlarına boğuldu. Mina'nın 14 Nisan'da evleneceği nişanlısı Murat Gezer tabutun başından bir an olsun ayrılmadı. Burcu Gündoğar Urfalı bekarlığa veda organizasyonu için Mina Başaran'ın yanında Dubai'ye giden isimlerdendi. Burcu Gündoğar Urfalı, Sinan Urfalı ile evliydi ve üniforma üreten bir şirketin kurucusuydu. Sinan Urfalı, törene boynunda eşinin şalıyla katıldı. 34 yaşındaki Sinem Akay özel bir tasarım şirketinin kurucusuydu. Sinem Akay'ın annesi Gamze Akay, babası Çetin Akay ve kardeşi Seda Akay, Sinem için taziyeleri kabul etti. Mina Başaran'ın cenazesi, Kemercountry'deki Göktürk Mezarlığı'nda bulunan aile kabristanına, Akay ve Urfalı'nın cenazeleri ise Edirnekapı Şehitliği içerisindeki aile mezarlıklarına defnedildi. Pilot Melike Kuvvet için, Konya'nın Karatay ilçesindeki Hacı Veyis Camii'nde tören düzenlendi. Törene Kuvvet'in yakınları ve meslektaşları katıldı. Melike Kuvvet, 2014 yılında FETÖ kumpasıyla ''yüzbaşı'' rütbesindeyken ordudan atılmış ancak verdiği hukuk mücadelesiyle yeniden Hava Kuvvetleri'ne "binbaşı" olarak katılmaya hak kazanmıştı. Bu yüzden cenaze töreninde Melike Kuvvet için şehit prosedürü uygulandı. Tabutunun üzerine binbaşı rütbeli pilot tulumu koyuldu, saygı nöbeti tutuldu. Anne Emine Umman ve ablası İlknur Kuvvet Çelik tabuta sarılarak gözyaşı döktü. Melike Kuvvet'in naaşı, törenin ardından Üçler Mezarlığı'nda toprağa verildi. Zeynep Coşkun'un naaşı yarın Bursa'da defnedilecek. Düşen jette hayatını kaybeden kaptan pilot Beril Gebeş'in cenazesi için kimlik tespit çalışmaları ise İran'da sürüyor. İstanbul'a gelmek üzere Birleşik Arap Emirlikleri'nden havalanan Başaran Holding'e ait özel jetin, İran'ın güneydoğusundaki Çaharmahal ve Bahtiyari eyaletinin Şehrikürd kentine bağlı Durk Enar Köyü yakınlarına düşmesi neticesinde 3'ü mürettebat toplam 11 kişi hayatını kaybetmişti.
İran'daki jet faciasında ölen 11 kişiden 9'u son yolculuklarına uğurlandı
1 milyar 158 milyon dolar düzeyinde gerçekleşirken, 12 aylık cari işlemler hesabı 4 milyar 445 milyon dolar fazla verdi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından temmuz 2019 dönemine ilişkin ödemeler dengesi verileri açıklandı.  Söz konusu gelişmede, ödemeler dengesi tablosundaki dış ticaret açığının bir önceki yılın aynı ayına göre 2 milyar 421 milyon dolar azalarak 2 milyar 524 milyon dolara gerilemesi ve hizmetler dengesi kaynaklı girişlerin 959 milyon dolar artarak 4 milyar 277 milyon dolara yükselmesi etkili oldu. Altın ve enerji hariç cari işlemler fazlası ise, bir önceki yılın temmuz ayına göre 2 milyar 430 milyon ABD doları artarak 4 milyar 585 milyon dolar olarak gerçekleşti. Hizmetler dengesi altında seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler, bir önceki yılın aynı ayına göre 637 milyon dolar tutarında artarak 3 milyar 297 milyon dolara yükseldi. Birincil gelir dengesi kalemi altında yatırım geliri kaleminden kaynaklanan net çıkışlar, bir önceki yılın aynı ayına göre 145 milyon dolar artarak 665 milyon dolar oldu. İkincil Gelir Dengesi kalemi kaynaklı girişler, bir önceki yılın aynı ayına göre 73 milyon dolar artarak 138 milyon dolara ulaştı. Öte yandan, haziran ayı cari açık verisi 548 milyon dolardan 523 milyon dolara revize edildi. AA Finans'ın gerçekleştirdiği ankete katılan ekonomistler ise temmuzda cari işlemler dengesinin 1 milyar 110 milyon dolar fazla vermesini bekliyordu.
Temmuz ayı cari denge rakamları açıklandı
MHP’de olağünüstü kurultay tarihiyle ilgili tartışmalar devam ediyor. Çağrı Heyeti, kurultayın 19 Haziran 2016 Pazar günü saat 10.00'da Ankara Büyük Anadolu Otel'de toplanacağını açıkladı. Çağrı Heyeti’nden yapılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Gelinen süreçte kongrenin toplantıya çağrılması ve icrasına ilişkin Çağrı Heyetimiz tek yetkili ve görevli organ sıfatıyla Olağanüstü Büyük Kongrenin 19 Haziran 2016 tarihinde saat 10.00'da, Ankara Büyük Anadolu Hotels Esenboğa Thermal ve Kongre ve Kültür Merkezi Tesisleri'nde yapılması hususunda karar almıştır. Bundan sonraki süreç içerisinde Çağrı Heyetimiz tarafından bu görev yerine getirilirken kongrenin toplantıya çağrılması ve icrası hususunda Milliyetçi Hareket Partisi Genel Merkezi'miz ile tüm iletişim kanallarımız açık olacaktır. Alınan kararın ve yapılacak Olağanüstü Büyük Kongre Toplantısı'nın Türk milletine ve Milliyetçi Hareket Partisi camiasına hayırlı olmasını diler, kamuoyuna saygıyla bildiririz." Eski MHP milletvekili Sinan Oğan, Çağrı Heyeti’nin açıklamasına ilişkin şöyle konuştu: “Çağrı Heyetimizin vermiş olduğu bu tarih geçerli bir tarihtir. Onun dışındaki tarih geçerli değildir. Tüzük kurultayını 19 Haziran'da yapacağız. Tüzüğümüze göre, arada 15 gün bir vakite ihtiyaç var. Dolayısıyla sabah tüzük değiştirelim, öğleden sonra seçimli kurultay yapalım, bu hukuken geçerli değil.  Genel Merkezimizin yapması gereken şey, Sayın Genel Başkan'ın sözünü yerine getirmektir. Sayın Genel Başkanımız demiştir ki 'evet, biz Yargıtayın bu kararına saygı göstereceğiz' demiştir. Yargıtayın kararında görevlendirilen Çağrı Heyeti'nin kararına da saygı göstermek lazım. Çağrı Heyeti, '19 Haziran'ı kararlaştırdık' diyorsa, bu bizi de bağlar, Genel Merkezi de bağlar ve bütün ülkücüleri bağlar." Konuyla ilgili NTV'ye de açıklama yapan Sinan Oğan, "Genel başkan katılmazsa geçersizdir diye bir şey yok. Çağrı heyetinin çağrısına herkesin uyması gerekir. Tüzük kurultayının ardından oturulur konuşulur. Germeye gerek yoktur. Bu kurultayı hep beraber yapalım. Mahkeme kararı hepimizi bağlıyor. Buyursunlar gelsinler, kurultayımızı beraber yapalım. 19 Haziran’dan sonra seçimli kurultay için konuşabilir. Genel merkezin yetkisini aşıp bir kurultay toplaması durumunda suç işlemiş olur. Çağrı heyetinin tarihi resmi bir nitelik taşıyor. Ortada hukuki bir zorunluluk var. Genel merkez, arada 15 gün hukuki süreyi bıraksın, başka bir tarih söylesin. Tarihi hukuka uygun bir şekilde belirliyoruz" diye konuştu. MHP genel başkan adaylarından Meral Akşener de yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullandı: "Allah'ın izniyle 19 Haziran'da tüzük kongremiz, daha sonra da seçimli kongre olacak ve Milliyetçi Hareket Partisi iktidara yürüyecek. Tüzük kongresinin kesinlikle o değişimi yapacağına inanıyorum. Üst kurul delegeleri gelecek ve bunu yapacak. Seçimli kongrelerde şöyle şeyler olur; ilk turda herkes yarışır, ondan sonra delege döner, o alınan oy oranına göre, oy sayısına göre döner der ki size 'başka türlü yan yana gelinemez', der ki 'kardeşim hadi bakayım, yan yana gelin.' Bu yan yana gelişi dediğim gibi üst kurul delegelerimiz sağlar. Üst kurul delegelerinin talimatına da herhangi bir adayın uymaması söz konusu olamaz. En azından ben o talimata uyacağımı başından beri söylüyorum. Yani 'çekil kardeşim' dendiği takdirde elbette ki çekileceksiniz, bunu anlatmaya çalışıyorum. Erken seçim, mesela başkanlık sistemi, bizdeki değişim başkanlık sisteminin önüne geçecektir. Bizdeki değişim ağustos, eylül, ekim gibi bir baskın seçimin önüne geçecektir. Yapılacak olan etkin muhalefet, iktidar partisini çatlatacaktır. Kendi içlerinde sorun yaratacak diye düşünüyorum. Sebebi de şu, yani hedefim iktidarı parçalamak, çatlatmak değil, bugüne kadar hep muhalefet partilerini tanzim etmeye gayret eden ve bir ölçüde başarılı olan bir oyun planıyla siyasi oyun planıyla karşılaştık ve hep Sayın Cumhurbaşkanı ve onun partisinin öne koyduğu konuları tartıştık." Çağrı Heyeti'nin açıklamasının ardından değerlendirme yapan MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, ise bu tarihe karşı çıktıklarını söyledi. Yalçın, "19 Haziran'ı tanımıyoruz. MHP kurultayı 10 Temmuz'da" ifadelerini kullandı. Yargıtay, MHP'de Olağanüstü Kurultay kararını onamıştı. Bunun üzerine parti yönetimi, 10 Temmuz'da kurultay yapılması kararı almıştı. Ancak muhalifler, Çağrı Heyeti'nin tarih belirlemesi gerektiğini ifade etmişti.
Çağrı Heyeti: 19 Haziran, MHP yönetimi: 10 Temmuz
İnsanlık, bundan tam 64 yıl önce tarihin en korkunç silahlarından biriyle yüzleşti. İkinci Dünya Savaşı’nın son döneminde, Amerika Birleşik Devletleri, savaşı bitireceği iddiasındasıyla ilk atom bombasını 6 Ağustos 1945’te Japonya’nın Hiroşima kentine attı. Yerel saatle 08.15’de ‘Enola Gay’ adındaki B-29 uçağı tarafından atılan ilk atom bombası, 15 bin TNT’nin patlayıcı gücüne eşitti. ‘Little Boy-Küçük Çocuk’ adı verilen ilk atom bombasının patlaması sonucu ilk anda resmi rakamalara göre 140 bin kişi hayatını kaybetti, kentin yüzde 60’ı haritadan silindi ve kent üzerinde 13 kilometrelik bir radyasyon bulutu oluştu. Radyasyondan etkilenen on binlerce kişinin tam sayısı ise hiç bir zaman belirlenemedi. Saldırının 64’üncü yıl dönümünde atom bombasının kurbanları , Hiroşima’da anıldı. Anma törenine Japonya Başbakanı Taro Aso ve 60 kadar ülkeden temsilcilerinin de yer aldığı yaklaşık 50 bin kişi katıldı. Büyük hasar görmesine rağmen ayakta kalan tek bina olan ‘Genbaku’ binasının önünde düzenlenen törende konuşan Japonya Başbakanı Ato, nükleer silahsız bir dünyanın ancak bütün gezegendeki nükleer bombaların birden bire yok olmasıyla mümkün olabileceğini söyledi. Normal koşullarda nükleer silahsızlanmanın hayal edilemez olduğunu söyleyen Aso, "Çünkü bir ülke tek taraflı olarak nükleer silahlarından vazgeçerse öbür ülkelerin de aynı şeyi yapacağını düşünmek yanlış olur" diye konuştu. Aso ayrıca Japon halkına ülkemizin dünyayı nükleer silahlardan arındırma ve sonsuz barış için yapılan çalışmaların başını çekeceği konusunda söz verdi. Hiroşima Belediye Başkanı Akiba da, nükleer silahların olmadığı bir dünya çağrısında bulundu. Akiba, konuşmasında "nükleer silahların ortadan kaldırılması sadece Hibakuşalar'ın (atom bombasından kurtulanlar) değil, bu gezegendeki halkların ve ulusların çoğunluğunun dileğidir" dedi. Belediye Başkanı, sözlerine "nükleer silahların 2020'ye kadar ortadan kaldırılması için tüm dünyayı bize katılmaya çağırıyoruz" diyerek devam etti. ABD, Hiroşima’dan üç gün sonra 9 Ağustos 1945’te bir başka Japon kenti olan Nagazaki’ye ikinci atom bombasını atmış ve bu ikinci saldırıda da 100 bin kişi hayatını kaybetti. Amerikan hükümeti, atom bombasının kurbanları için şimdiye dek özür dilemedi. ABD Başkanı Barack Obama, 5 Nisanda Prag'da yaptığı bir konuşmada, atom bombasını kullanmış tek nükleer güç olarak ABD'nin nükleer silahlardan arınmış bir dünya yaratılmasında önemli bir ahlaki sorumluluğu bulunduğuna işaret etmişti.
Hiroşima kurbanları anıldı
Bursa'da, büyük ve güçlü köpek türlerinden biri olan Tibet Mastifi yetiştiren Evsin Şentürk (42), kurduğu Avrasya Tibet Mastifi Irk Derneği'nde köpekleri eğitip, satışa sunmaya başladı. Tibet Mastifleri'nin dünyanın en pahalı köpek türlerinden biri olduğunu söyleyen Şentürk, "Fiyatları 10 bin liradan başlayıp 150 bin liraya kadar çıkıyor. Yani bir otomobil veya daireyle köpeğimizi takas yapabiliyoruz" dedi. Safkan ırk köpek yetiştirmek için girişimlerde bulunan Evsin Şentürk, Çin'den Tibet Mastifi satın aldı. 2017 yılında Nilüfer'de Avrasya Tibet Mastifi Irk Derneği'ni kurarak Tibet Mastifi cinsi köpekleri eğitmeye başlayan Şentürk, köpeklerden yavru alarak sayılarını da artırmaya başladı. Çalı Mahallesi'ndeki dernek binasında köpekleri yetiştirmeye devam eden Şentürk, gün geçtikçe bu hayvanlara olan ilginin arttığını söyledi. Tarih boyunca çeşitli devletlerin Tibet Mastifleri'ni savaş köpeği olarak kullandığını belirten Şentürk, "Bu köpekler tarih boyunca insanları koruma amaçlı ve aile dostu köpek olarak kullanılmıştır. Aynı zamanda savaş köpeğidir. Cengiz Han, 30 bin kişilik bir ordu kurarak ordunun en önünde Tibet Mastiflerini kullanmıştır. Erkekler 80 ile 100 kilo arasında olur. Ortalama 90 kilodur. Dişiler ise 70 ile 90 kilo arasındadır" dedi. Yavruyken eğitilmeye başlanan köpeklerin iyi bir aile dostu olduğunu dile getiren Şentürk, "Kendinden zayıf olan hiçbir canlıya tepki göstermez ve saldırıda bulunmaz. Zeka seviyesi çok yüksek bir köpektir. İnsanlarla karşılaştığı zaman önce vücut dilini okur, analiz eder ve suratını görmek ister. Karşısındaki tehditkar ya da art niyetli biriyse bunu anlar ve sahibini koruma moduna geçer. Karşısındaki tehditkar değilse sahibiyle birlikte gayet sakin bir şekilde oturur, karşıdan gelen kişi bunu sever. Agresifliği sadece ailesini korumaya yöneliktir. Tamamen aile köpeğidir. Çocuklarla çok iyi anlaşırlar" diye konuştu. Fiyatlarının lüks bir otomobil veya ev fiyatına denk olduğunu söyleyen Şentürk, "Türkiye'de ürettiğimiz için fiyatı makul tutmaya çalıştık. O yüzden yavru fiyatlarımız 10 bin liradan başlıyor. Yetişkinlerin fiyatı ise 10 bin liradan başlayıp 150 bin liraya kadar çıkıyor. Yani bir otomobil veya daireyle köpeğimizi takas yapabiliyoruz" ifadelerini kullandı.
Otomobil ve daire fiyatına köpek
'nda 3-3 beraberlikle tamamlanan son hafta maçında, oyuna girdikten 6 dakika sonra yere yığılan ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden için birçok futbolcu sosyal medya üzerinden başsağlığı mesajı paylaştı. 'un Kamerunlu eski futbolcusu , vatandaşının ölümü için "Kamerun futbolu bir kardeşini kaybetti. İnanamıyorum. Ailesine başsağlığı diliyorum." diye yazdı. 'un Kamerunlu golcüsü , "Bu trajik ölümü görmekten dolayı üzüntü duyuyoruz." mesajını gönderdi. 'ın Kamerunlu savunma oyuncusu , "Kelimeler yetersiz kalıyor. Bir aslan asla ölmez. Huzur içinde yat." şeklinde duygularını aktardı. 'ın İspanyol oyuncusu , "Sevdiğimiz oyunu oynarken ölen bir başka futbolcuyu görmek üzüntü verici." yorumunda bulundu. 'ın Fransız golcüsü , Ekeng'in ölümünden duyduğu üzüntüyü aktararak, "Huzur içinde yat Ekeng." mesajını paylaştı. Kamerun Futbol Federasyonundan yapılan açıklamada, "Ekeng'in kaybından dolayı duyduğumuz üzüntüyü açıklamak için kelime bulamıyoruz." ifadeleri kullanıldı. Bu arada Romanya Futbol Federasyonu da yaşanan ölümden dolayı ülkedeki tüm futbol organizasyonlarının ertelendiğini duyurdu. Rumen basınında yer alan haberlerde, Ekeng'in ölümünde ihmal bulunduğu yorumları üzerinde duruldu. Haberlerde ambulansın, Ekeng'in yere düşmesinden yaklaşık 3 dakika sonra sahaya girebildiği ileri sürüldü. Ekeng'in hastaneye sevk edildiği ambulansta yeterli sağlık malzemesinin bulunmadığı, Kamerunlu futbolcuya gerekli müdahalenin zamanında yapılmadığı da iddia edildi.
Ekeng'in ölümü futbol dünyasını yasa boğdu
Genel Sekreteri , "Milliyetçi hareket sahipsiz değildir. Okyanus ötesinden beslenen kökü içerideki dış mihraklar, bedeli ne olursa olsun amaçlarına ulaşamayacaklardır." değerlendirmesinde bulundu Büyükataman, yazılı açıklamasında, son günlerde bazı çevreler tarafından, "Gölcük ilçe teşkilatı yönetimi ve üyelerinden 410 kişi, Bursa'nın Yenişehir ilçesinde 215 kişi istifa etti." şeklinde asılsız haberlerin yayıldığını belirtti. Söz konusu rakamların gerçeği yansıtmadığını ve istifa edenlerin sayısının bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az olduğuna vurgu yapan Büyükataman, "Aramızda bulunuyorken partimizin lehine hiçbir hayırlı çalışma ve gayret göstermeyenlerin, şimdilerde istifa etmeleri nezdimizde hiçbir anlam ifade etmez." ifadesini kullandı. Yapılan bütün yorumların, uygulanan algı yönetimi metotlarının arkasında kirli bir hesabın yattığını bildiren Büyükataman, MHP'nin tüm bunlara rağmen, Türk milletinin dimdik ayakta kalmış son kalesi olduğunu kaydetti. Büyükataman, "Milliyetçi hareket sahipsiz değildir. Okyanus ötesinden beslenen kökü içerideki dış mihraklar, bedeli ne olursa olsun amaçlarına ulaşamayacaklardır." açıklamasını yaptı.
MHP'den 'istifa' açıklaması
Rusya'nın elinde müstehcen videoları olduğu iddialarını reddeden ABD'nin seçilmiş Başkanı Donald Trump, sızıntının ABD istihbaratı için "kara bir leke" olduğunu söyledi. Trump''ın iddiaları üzerine Ulusal İstihbarat Direktörü James Clapper yazılı bir açıklama yaptı. Bu iddiaların bir süredir gündemde olduğunu belirten Clapper, söz konusu iddiların kongre üyeleri, medya ve istihbarat birimleri tarafından bilindiğini doğruladı. Clapper ABD istihbaratının sızıntıda hiçbir rolü olmadığını savundu. Basına sızan bilgilerin henüz istihbarat birimlerince doğrulanmadığını belirten Clapper, konuyla ilgili hem Başkan Barack Obama'yı hem Trump'ı bilgilendirdiğini, sızıntıdan dolayı "derin bir sıkıntı" duyduğunu yeni Başkan Trump'a ilettiğini söyledi. Rusya'nın elinde Trump'ın müstehcen videoları olduğuna dair iddiaların kaynağının eski ingiliz ajanı Christopher Steele olduğu öne sürüldü. İngiliz dış istihbarat örgütü MI6 adına yıllarca Rusya ve Paris'te casusluk yapan Steele, FIFA skandalının ortaya çıkarılmasında da önemli rol oynadı. İngiliz ajanı Steele görevden ayrıldıktan sonra Amerikan Federal Soruşturma Bürosu FBI'ya FIFA'daki yolsuzluklarla ilgili bilgi sağladı. İngiliz yayın kuruluşu BBC'ye göre Steele ABD seçimlerinde, Trump'ın parti içindeki 16 rakibinden biri olan Jeb Bush ile anlaştı. İgiliz casus temmuz ayından bu yana FBI ile de görüşmeye başladı. FBI'ın ağır hareket ettiğini düşünen Steele görüşmeleri seçimden bir ay önce kesti. Steele'in Trump'la ilgili iddialarının aylardır önde gelen basın kuruşları ve istihbarat birimlerince bilindiği ancak doğrulanamadığı ifade ediliyor.
"Trump'ın seks videosu var" diyen İngiliz ajanın ismi açıklandı
Beşiktaş Kulübü İkinci Başkanı Ahmet Nur Çebi, Spor Toto Süper Lig'deki Galatasaray derbisinde aldıkları 2-1'lik galibiyetin birçok şeye ilaç olduğunu söyledi. Atatürk Olimpiyat Stadı'nda oynanan maçın ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Çebi, "Bu maç bir çok şeye ilaç oldu. Galibiyete ihtiyacımız vardı. Çocuklarımız da çok başarılıydı. Israrlı ve inatçı oynadılar. Maçı çok istediler ve aldılar. Kendilerini ve hocamızı tebrik ediyorum" diye konuştu. Siyah-beyazlı kulübün yöneticisi, "Zirvenin 9 puan gerisinde kalan Galatasaray şampiyonluk yarışından koptu mu?" şeklindeki soru üzerine, "Zannetmiyorum. Onlar büyük takım ama biz daha büyüğüz" ifadelerini kullandı. UEFA Avrupa Ligi'nden elendikleri Sporting Lizbon müsabakasından sonra Galatasaray karşılaşması için bir endişe taşıyıp taşımadıkları sorulan Ahmet Nur Çebi, "Her maç zordur. Her karşılaşmada endişe vardır. Hiçbir maçı kolay göremezsiniz. Derbiler rekabet için önemli ama uzun bir maraton var" şeklinde görüş belirtti. Dostça bir derbi yaşandığını kaydeden Çebi, "Geçmiş geride kaldı. Yeni sayfalar açmada her zaman fayda var. Beşiktaşlıyız, gönlümüz herkese açık" şeklinde konuştu. Kaleci transferiyle ilgili gelen bir soru üzerine ise Çebi, "Bu maçın üzerine bunları konuşmayalım" cevabını verdi.
"Biz Galatasaray'dan daha büyüğüz"
Şişli'nin CHP'li Belediye Başkanı Hayri İnönü'nün eşi Doç. Nazlı İnönü, Şişli Belediyesi'nde yaşananlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Mustafa Sarıgül'ü kendilerini tehdit etmekle suçlayan İnönü, Sarıgül'ün "mafya tutmaktan" söz ettiğini de ileri sürdü. Mustafa Sarıgül, bu iddialara Twitter'dan yanıt verdi. Sarıgül'ün açıklaması şöyle:
Mustafa Sarıgül'den Nazlı İnönü'ye yanıt
BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuşma yaptı. KCK operasyonlarının pervasız şekilde sürdürüldüğünü söyleyen Kışanak, ''JİTEM zihniyeti günümüzde AKP'de yaşıyor'' ifadesini kullandı. Gültan Kışanak, ''AKP'nin yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı ne zaman konuşsa arkasından belediye başkanlarımıza operasyonlar geliyor'' diye konuştu. Gelecek yerel seçimlerde belediye başkanlığı sayısını iki katına çıkaracaklarını söyleyen Kışanak, ''AKP artık yalanla, ajitasyonla, psikolojik harekatla, kişisel karizmayla yol alamaz'' dedi. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması gerektiğini ifade eden BDP Genel Başkan Yardımcısı Kışanak, ''Özel yetkili mahkemeler statükonun bekçisidir. Özel yetkili mahkemeler kayıtsız şartsız, amasız, fakatsız derhal kaldırılmalı. İdeolojik, statükocu yargıya karşı mücadele edeceğiz ve bu zihniyeti yeneceğiz” dedi. Başbakan'ın ''benim Kürt kökenli vatandaşım'' ifadesini kullandığını aktaran Kışanak, ''Ben de Başbakan'a 'Türk kökenli Başbakan' desem olur mu?'' diye sordu. Seçmeli dersin mevcut sistemde ancak yabancı dil olarak verilebileceğini belirten Kışanak, şöyle konuştu: ''Başbakan, bakanlar seçmeli Kürtçe dersi alabilirler. Bundan memnun oluruz. Ama Kürtlere bu zulmü nasıl yapabilirsiniz? 'Kendi ana dilini seçmeli ders olarak alabilirsin' diyorlar. Bu, asimilasyondur. Bu şimdiye kadar gasp ettiğiniz bir hakkın iadesidir. Bunu pazarlık konusu yapmayın. Bu kadar hassas bir konu üzerinde pazarlık eden zihniyet demokratik değil, faşizandır.'' Erdoğan'ın, CHP'nin, ''BDP görüşmek istemiyor'' dediğini dile getiren Kışanak, ''Külliyen yalan. Bunun cevabını CHP vermek zorundadır. CHP'den açık kapalı, resmi gayri resmi hiçbir kanaldan görüşme teklifi gelmedi, biz de hiçbir görüşme teklifini reddetmedik'' dedi. Siyasi partilerin görüşmesinin son derece anlamlı olduğunu belirten Kışanak, ''Bu sürece katkımızı sonuna kadar vermeye hazırız'' diye konuştu.
Kışanak: Seçmeli Kürtçe dersi asimilasyondur
Volvo Trucks’ın alt markası olan Mack Truks, elektrikli çöp kamyonlarının üretimine yakında başlıyor. Bu kamyonların en büyük özelliği 'sessiz' olacak olması. Çöp kamyonlarının sesini kısması beklenen elektrikli sistem, güçlü bir yapıda olacak. Üretilecek bu modelin 496 beygir gücündeki maksimum güç özelliği, en zor görevleri bile yerine getirmesini sağlayabilecek. Ayrıca, kamyonda yer alacak 4 adet lityum iyon bataryalar, 600 volt derecelendirmeyle motorları güçlendirecek ve bu sayede performans artışı sağlanacak. Bu araçların bir diğer öne çıkan özelliği de yağ değişimini gerektirmeyecek olması. Bu da araçla ilgili maliyetleri kısan bir gelişme elbette. Elektrikli çöp kamyonlarının ne zaman üretim bandındaki yerini alacağı ise şimdilik belirsizliğini koruyor.
Elektrikli çöp kamyonu yollara çıkıyor
Artvin'in Hopa ilçesinde meydana gelen trafik kazasında 1 kişi öldü, 2 kişi yaralandı. İrfan Yılmaz idaresindeki 53 EE 398 plakalı otomobil, Hopa-Borçka kara yolunun 8. kilometresinde, köy yolundan çıkış yapan Kadir Aydemir yönetimindeki 08 K 6092 plakalı tır ile çarpıştı. Kazada, sürücü İrfan Yılmaz ile otomobilde bulunan Özden Mazlum (47) ile Özcan Yılmaz (32) Hopa Devlet Hastanesine kaldırıldı. Ağır yaralanan Özden Mazlum, burada yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Tır sürücüsü Kadir Aydemir, kazadan yara almadan kurtuldu.
Otomobil ile tır çarpıştı: 1 ölü
haberi!  da sıfır gümrük vergisinin süresi uzatıldı. Ticaret Bakanlığı, iç piyasa fiyatlarının makul seviyede tutulabilmesi ve spekülatif fiyat hareketlerinin önlenmesi için kuru soğan ithalatında gümrük vergisini sıfırlamıştı. Uygulama süresi bugün sona eriyordu. Resmi Gazete'de yayımlanan yeni kararla gümrüksüz soğan ithalatı süresi 31 Mart'a kadar uzatıldı.
Kuru soğanda sıfır gümrük vergisinin süresi uzatıldı
Ödemiş Sanayi Sitesi ile canlı hayvan borsası arasındaki arsada yer alan eski bir büfe konteynerde, dün saat 21.00'de, yakılan mangaldan yangın çıktı. Büyüyen yangın konteyneri sardı. Yangında büfeyi barınmak için kullandığı belirtilen Kamil Dilsiz yanarak öldü. İhbar üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri, yangını söndürdü. Polis olay yerinde inceleme yaptı. Dilsiz'in cesedi otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Polis, olayla ilgili soruşturmanın sürdüğünü bildirdi.
Konteyner yangınında feci ölüm
Sendika Genel Merkezi'nden yapılan yazılı açıklamada, sendika tarafından Düzce'de görev yapan aile hekimlerinin nöbet ve icap nöbeti tutmak suretiyle adli tıp hizmetlerinde görevlendirilmelerinin iptal edilmesi için Sakarya Nöbetçi İdare Mahkemesinde dava açıldığı belirtildi. Dava dilekçesinde Aile Hekimliği Yönetmeliğinde aile hekimlerinin görevleri arasında nöbet ve icap nöbeti tutmak suretiyle adli tıp hizmetlerini görmek gibi bir göreve yer verilmediği ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ''Dilekçede, aile hekimlerinin yangın, deprem, sel felaketi gibi olağanüstü durumlar hariç çalışma saatleri dışında çalıştırılmalarının mümkün olmadığına dikkat çekildi. Dilekçede, aile hekimlerinin görev tanımlarında yerel sağlık birimlerinde görevlendirilmelerine yönelik bir hükme yer verilmediği gibi idareye de bu yönde bir yetki tanınmadığı belirtildi. Ayrıca dilekçede, aile hekimlerinin kazanç getirici başka bir iş yapmalarının yasak olduğu ifade edilerek, adli tıp hizmetlerinde otopsiye katılan aile hekimleri için bilirkişi ücreti tahakkuk edeceği kaydedildi. Dilekçede, "Bu durumda ödeme yapılırsa ilgili yönetmelik hükmüne aykırı hareket edilmiş olacak ödenmezse de Anayasamızın 18. maddesinde düzenlenen 'Angarya Yasağı' hükmüne aykırı hareket edilmiş olacaktır" denilerek her iki durumda da mevzuat ihlali nedeniyle bir hukuka aykırılık oluşacağı bildirildi. Aile hekimlerinin nöbet ve icap nöbeti tutmak suretiyle Adli Tıp Hizmetlerinde görevlendirilmelerinin iptal edilmesi istendi."
Aile hekimine adli tıp nöbeti davalık oldu
Aydınlık gazetesi yazarı ve Halk TV program yapımcısı gazeteci Mehmet Faraç, bir etkinliğe katılmak üzere geldiği Adana'da kaldığı otelde sabah 05.00 sularında polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. Mehmet Faraç, emniyetteki işlemlerin ardından Adana Adliyesi'ne götürüldü. 9. Asliye Ceza Mahkemesinde hakkındaki "hakaret iddiası" nedeniyle ifade veren Faraç, serbest bırakıldı.
Gazeteci Mehmet Faraç'a gözaltı
Doğuş-GE Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı A.Ş, Doğuş Power Center'daki mevcut kiracıların kiralarının Mart-Haziran 2009 dönemiyle sınırlı olmak üzere kira sözleşmelerinde öngörülen ödeme tarihlerindeki dolar kurlarının 1,60'tan yüksek olmayacak şekilde sabitledi. Doğuş-GEn Gayrimenkul'den İMKB'ye yapılan açıklamada, şirket yönetim kurulunun aldığı karara istinaden; son dönemde finansal piyasalarda yaşanan olumsuz gelişmelerin gayrimenkul piyasasındaki etkilerinin değerlendirilmesi sonucunda Doğuş Power Center'daki mevcut kiracılarımızın kiralarının Mart-Haziran 2009 (4 ay) dönemi ile sınırlı olarak uygulanmak üzere, kira sözleşmelerinde öngörülen ödeme tarihlerindeki dolar kurlarının 1,60 kurundan yüksek olmayacak şekilde sabitleneceğini duyurdu. Açıklamada, kira bedellerinin bu şekilde tespit edilmek suretiyle kiracılardan tahsil edilmesine oybirliği ile karar verildiği kaydedildi.
Doğuş-GE Gayrimenkul kuru sabitledi
'nin Körfez ilçesinde 11 yıl önce kaybolan ve öldürüldüğü ileri sürülen Meryem ve kızı Melike Tahnal'ın bulunmasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında adliyeye sevk edilen aile üyelerinden 6 şüpheli tutuklandı, baba serbest bırakıldı. Bir televizyon kanalındaki programa katılan kayıp Meryem Tahnal'ın eniştesi Tuncer Ustael'in, kadının öldürülerek gömüldüğünü iddia ettiği yeri tarif etmesi üzerine yeniden başlatılan soruşturma kapsamında, Körfez Cumhuriyet Savcılığınca gözaltına alınan 7 kişinin emniyetteki işlemleri tamamlandı. Sağlık kontrolünden geçirilen kayıp kadının ablası Emine ve eniştesi Tuncer Ustael ile babası Harun, annesi Havva, ağabeyi İsa ve diğer kardeşleri Fatih ile Ayşe Palu, yoğun güvenlik önlemi altında Körfez Adliyesine getirildi. Savcılık sorgunun ardından nöbetçi sulh ceza hakimliğine çıkarılan şüphelilerden baba Harun Palu serbest bırakılırken, diğer zanlılar tutuklandı. Körfez ilçesinde yaşayan, aslen Ordulu olan Meryem Tahnal 2008'de, kızı Melike Tahnal da 2009'da kaybolmuş, polis ekipleri kayıp kişilerin bulunması için çalışma başlatmış, herhangi bir bulguya ulaşılamamıştı. Kayıp anne ve kızının öldürülerek gömüldüğü ihtimali üzerinde duruluyor. Bir televizyon kanalındaki programa katılan kayıp Meryem Tahnal'ın eniştesi Tuncer Ustael'in, kadının öldürülerek gömüldüğünü iddia ettiği yeri tarif etmesi üzerine, 3 Ocak'ta, Derince ilçesinin 60 Evler Harikalar sahilinde bulunan ağaçlık ve çalılık alan, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin yapılan arama çalışmasında da yer aldığı belirtilen kadavra dedektör köpeği "Melon"un tepkisi doğrultusunda güvenlik şeridine alınmıştı. Öte yandan, Körfez Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı doğrultusunda 9 Ocak'ta olayla ilgili olarak kayıp kadının ablası Emine ve eniştesi Tuncer Ustael ile babası Harun, annesi Havva, ağabeyi İsa ve diğer kardeşleri Fatih ile Ayşe Palu gözaltına alınmıştı.
Palu ailesi davasında yeni gelişme: 6 tutuklama
KESK'in başlattığı Gezi Parkı grevi bugün de devam etti. Greve bugün Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ile Türk Tabipleri Birliği (TTB) de verdi. KESK ve DİSK'e bağlı sendikalarla, bazı siyasi parti ve dernek ile sivil toplum kuruluşu üyeleri, Kolej Kavşağı'nda toplanarak, Kızılay'a doğru yürüdü. Sendikaların, yürüyüşle başlayan 'Gezi'ye destek grevi, Kızılay'da mitinge dönüştü. Kızılay, yıllar sonra ilk defa bir mitinge ev sahibi oldu. Çeşitli pankartlar taşıyan eylemciler, Kızılay Meydanı'nda şarkılar söyledi, sloganlar attı. Sendika üyelerine, Taksim Gezi Parkı eylemleri için Kızılay'da gösteri düzenleyenler de destek verdi. Ellerinde Türk bayrakları, Atatürk posterleri ve çeşitli flamalar taşıyan kalabalık, taleplerini dile getiren sloganlar attı. Gruba hitap eden KESK Genel Sekreteri İsmail Hakkı Tombul, hükümetin politikalarını eleştirerek, "Sandıkta daha çok oy aldım. Öyleyse ben yaptım oldu" anlayışına halkın tepki gösterdiğini söyledi. Taksim Gezi Parkı olaylarının iktidarın baskısı sonucu ortaya çıktığını ve halkın bu yaklaşıma tepkisini alanlarda gösterdiğini savunan Tombul, "Toprağına, suyuna sahip çıkan halk eşkiya olarak nitelendiriliyor. Eşit, özgür ve demokratik bir toplum isteyenler çapulcu olarak nitelendiriliyor" dedi. Polisin göstericilere mühadalesine tepki gösteren Tombul, polis müdahalesi yapılan illerin vali ve emniyet müdürlerinin görevden alınmasını istedi. Tombul, gösterilerde gözaltına alınanların da biran önce serbest bırakılması çağrısında bulundu. KESK ve DİSK'in iki günlük uyarı grevi başlattığını anımsatan Tombul, "Halkın mücadelesine karşı hiçbir güç ayakta duramaz. Eşit, özgür ve demokratik bir toplum için mücadelemiz sürecek" dedi. Eylem nedeniyle Kızılay Meydanı'na çıkan yollar bir süre trafiğe kapatıldı. Akşam saatlerinde ise polis, 'dağılın' uyarısının ardından gruba müdahalede bulundu. İstanbul'da ise DİSK ve KESK üyeleri, DİSK Genel Merkezi önünde toplandı ve Harbiye'den Taksim'e yürüyüşe geçti. DİSK'ten yapılan açıklamada, ''Direniş şartlarının hayata geçirilmesi için açık destek kararı aldık'' denildi. Sendikalılar Taksim Meydanı'na, "Taksim 1 Mayıs alanıdır" sloganı eşliğinde girdi. Taksim Cumhuriyet Anıtı önünden Kazancı Yokuşu'na gelen sendikalılar, burada bir dakika saygı duruşunda bulundu. Yumruklarını havaya kaldıran DİSK'liler, "Deniz Gezmişler ölümsüzdür", "Her yer direniş, her yer Taksim", "Güneşi zaptedeceğiz, güneşin zaptı yakın" sloganları attı. Sendikalılar daha sonra Gezi Parkı önüne yürüdü. Aralarında Eğitim-İş Sendikası'nın bazı üyelerinin de bulunduğu bir grup ise, Şişli Camisi önünde toplandı, ellerinde Türk bayrağı ve Atatürk posterleriyle yürüdü. Halaskargazi Caddesi'nin bir şeridini trafiğe kapatan gruptakiler, "Her yer Taksim, her yer direniş", "Yine de kazanacağız" sloganları attı. Yüz binler hükümetten 4 talepte bulundu: "Taksim'in Gezi Parkı olarak kalacağı resmen ilan edilsin. Halka uygulanan şiddetin sorumluları hesap versin, istifa etsin. Gözaltına alınan binlerce kişi hakkında soruşturma açılmasın, halktan özür dilensin. Taksim başta olmak üzere tüm meydanlarda uygulanan toplantı ve eylem yasağına son verilsin." DİSK ve KESK'in Taksim Gezi Parkı'ndaki olayları protesto için aldığı iş bırakma eylemi kararına uyan sendika üyeleri, İzmir'de Basmane ve Konak meydanlarında bir araya geldi. Hükümet aleyhinde sloganlar atan gruplar Cumhuriyet Bulvarı güzergahını izleyerek Gündoğdu Meydanı'na kadar yürüdü. Yürüyüş sırasında, işyerlerinin balkon ve camlarına çıkanlar ile seyir halindeki araç sürücülerinin, eyleme alkışlarla ve klakson çalarak destek verdi. Gündoğdu Meydanı'nda buluşan grupların gerçekleştirdiği ortak mitingde, KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü İsmail Akyol tarafından basın açıklaması okundu. Hükümetin istifaya çağırıldığı mitingde, protestolar sırasında yaşamını yitirenler anısına saygı duruşunda bulunularak, olaylarda gözaltına alınanların hiçbir soruşturmaya tabi tutulmadan serbest bırakılmaları istendi. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Adatepe'deki otobüs garajında açıklama yapan DİSK/Genel İş İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Fikret Ocak da, Taksim Gezi Parkı olaylarına karşı tepkinin dalga dalga yayıldığını ve bazı meslek örgütleri ve sendikaların ortak karar alarak 1 günlük iş bırakma eylemi yaptığını hatırlattı. ESHOT şoförlerinin de eyleme katıldığını ve öğle saatlerine kadar çalışmadığını söyleyen Ocak, "AKP Hükümeti'nin antidemokratik uygulamalarına karşı eylem kararı aldık. Mevcut hükümetin çıkardığı yasaları da protesto ediyoruz, eylemlerimiz sürecek" dedi. Eylem kararının kamuoyuna duyurulduğunu ve gerekli tedbirlerin alındığını ifade eden Fikret Ocak, otobüs duraklarında yığılma yaşanmadığını, halkın olumsuz tepkisiyle karşılaşmadıklarını açıkladı. Öte yandan, Türk-İş'e bağlı Belediye-İş Sendikası'nın örgütlü olduğu İZULAŞ şoförleri ise sefere çıkarak ulaşımı sağladı. Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi ve Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde de sabah saatlerinde acil servis dışında hasta kabulü yapılmadı. SES İzmir Şube Başkanı Fahri Demirci, EÜ önünde yaptığı açıklamada, halkın bundan sonra birçok şeyi kabul etmeyeceğini söyleyerek, "Sağlık personeli de oldu bittilere karşı duruşunu sergileyecek ve direnişine devam edecektir" dedi. Açıklamanın ardından eyleme katılan sağlık personeli halay çekti. Eğitim Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Abdullah Tunalı ise, öğretmenlerin de eyleme katıldığını, kamuoyuna yaptıkları duyurular sonucu velilerin çocuklarını okula göndermediğini söyledi.
Sendikalardan 'Gezi' grevi
Bilim insanları; sık sık yemek yiyen iki karakterin rol aldığı 2004 yapımı Harold and Kumar Go to White Castle adlı film üzerinden 147 katılımcının yeme alışkanlıklarını inceledi. Bunu göre; ekran başında oturan izleyicilerin izlidekleri dizi ve filmlerde rol alan ana karakterlerin yemek yeme görüntülerinin ardından daha fazla yemek yemeye açık oldukları tespit edildi. Bilim dergisin Appetite'te yayımlanan araştırmaya göre, medyada yer alan yemek görüntülerinin, izleyicinin yemek yemesini etkileyen önemli bir kaynak olduğunu savundu.
Karakterler yedikçe izleyici de yiyor
Ankara Büyükşehir Belediyesi Basın Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre, Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) Genel Kurulu'nda, başkentteki ulaşım ücretlerinde yeni tarifeler belirlendi. 1 Ocak 2011 tarihinden itibaren uygulanacak olan yeni tarifeye göre, toplu taşım ücretlerine ortalama yüzde 5 oranında zam yapıldı. Açıklamada, EGO otobüsleri, metro ve Ankaray ulaşımında kullanılan tek binişlik kart ücretinin 1,85 liradan 1,65 liraya indirildiği vurgulanırken, çok binişli kartlarda ise tek biniş ücretinin 1,50 liradan 1,65 liraya çıkarıldığı bildirildi. UKOME, uzun zamandır aynı fiyatta olan öğrenciler için indirimli biletlerin de 1,25 lira olmasını kararlaştırdı. Bu arada yeni tarifelere göre özel halk otobüslerinde de tam bilet ücretleri 2 lira olurken, minibüslerde ise kısa mesafe 2 lira, uzun mesafe 2,30 lira olarak belirlendi. EGO, metro ve Ankaray'daki çok binişli tam biletlerde uygulanan transfer ücretlerinin ise 50 kuruştan 55 kuruşa çıkarılmasına, indirimli biletlerden de ücret alınmaması uygulamasına devam edilmesi kararlaştırıldı. UKOME Genel Kurulu'nda görüşülerek karara bağlanan diğer bir ücret tarifesi de Esenboğa Havalimanı'na seferleri bulunan EGO otobüslerine yönelik oldu. Yeni belirlenen tarifeye göre, havalimanına sefer yapan EGO otobüslerinin 2 tam bilet olan taşıma ücretlerinin, tek binişlik tam biletlerde yapılan indirim nedeniyle 3 tam bilete çıkarılmasına karar verildi.
Ankara'da toplu ulaşıma zam
README.md exists but content is empty. Use the Edit dataset card button to edit it.
Downloads last month
8
Edit dataset card