comment
stringlengths
1
30.8k
film_name
stringlengths
1
72
point
stringclasses
16 values
Ailenin kız çocuğuna karşı vermiş olduğu aşırı tutucu davranışlar karşısında,13 yaşında bir kızın cinsel hayatı bariz ve yanlış yoldan öğrenip keşfetmesi üzerine çekilmiş komik,dramatik ve zeki bir film.Bir konu hakkında ne kadar katı-tutucu olunursa,o konuya o kişinin daha çok ilgi duyacağı çok iyi anlatılmış.Cinselliğin aile yardımıyla çocuğa zamanında öğretilmesi gerekirken,tam tersine sanki o çocuğun bir cinsel organı yokmuşçasına yapılan hatalı aile eğitimi yüzünden 13 yaşındaki bir kızın,sorunlu bir cinsel yaşam sürmesini anlatan film,öğretici bir unsur da taşımakta.Bunun yanında film,çeşitli insan ırklarını,bundan doğan karşıt görüşleri,ilginç ilişkileri ve birçok bariz,sıradışı olayları da bir banliyö ortamında konu almakta.Başroldeki karakterlerden 13 yaşındaki kızı canlandıran aktris iyi bir performans sergilemiş.(Alan Ball,ismini duymak-görmek bile yeter.Bu film izlenmeli.)
Tabu
5,0
Alan Ball'dan bir Amerikan banliyö hikayesi daha.On üç yaşında,tutucu ve baskıcı babasıyla yaşayan bir kızın cinselliği keşfetmesini anlatırken ne katı ahlakçı bir tavır alıyor,ne de duygu sömürüsüne başvuruyor.İyiyle kötü çizgisinin bulanıklaştığı özenle oluşturulan karakterleri,korkusuz ve cesur haliyle rahatsız edici olmaktan çekinmeyen nitelikli bir drama.
Tabu
4,0
Türkçe karşılığı "Havlukafa" aslında Amerikan argosunda başı türbanlı kadınları aşağılamak için türetilmiş bir kelime. Aaron Eckhart'ı ilk defa antipatik bir rolde izliyoruz. Jasira rolünde izlediğimiz Summer Bishil mükemmele yakın bir oyunculuk sergilemiş. 19 yaşında olmasına rağmen rol icabı 13 yaşında bir kızı canlandırması süperdi. Ergenlik çağındaki Lübnan asıllı Jasira; toplumun Ortadoğululara karşı yabani davranmasında kendine düşen payı maalesef alıyor. İkilem içinde kalan karakter davranışları ile biz izleyicileri şaşırtmayı başarıyor. Ailecek izlenilecek bir tarzı olmadığını belirtmekte fayda var.
Tabu
3,0
açıkçası porno fılm ızlemıs gıbı oldum... 13 yasındakı kızın cınsellıge bu denlı aç olması kabul edılemez..babası sımdı kotu mu oluyor _?? komsusu eve erkek sokmaya ızın verırken ıyı kadın oluyor..ne olursa olsun aıle her zaman en ıyısını dusunur...en azından kızının namusunu koruyan bır baba vardı ortada...gercı 25 yasındakı kızın 13 yasında rolu komık olmus..crossıng overda kızı unıversıtelı goruyoruz.turkıye olarak nımet bır ulkedeyiz..acaba bızım kadar saygılı ulke var mıdır ??? çekımler oyunculuklar fena değil. bayagı ıyı oyuncular var fılmde..ama cınsellık dozu abartılmıs..muzık yoktu ve maalesef asırı amerıkancı fıldı..babasının amerıkan vatanseverı olmasıda rezıllık ...7 dıyorum.
Tabu
2,5
İçerisinde birden fazla klişe olay ve olay örgüsü barındıran, oyunculukların maalesef kötü olduğu bir film. En gereksiz sahneler çok fazla uzatılırken, filmin ana temasını yansıtan ve izleyiciye keyif verecek sahneler çok çabuk geçiliyor. Jason Sudeikis'e rağmen ortalamayı aşamayan bir film olduğunu düşünüyorum.
Başımın Belası
3,0
Boş bir 113 dakika..Eminim yapabilecek daha iyi şeyleriniz vardır..4/10
Rachel Evleniyor
1,0
Genel itibariyle alanında iyi bir film sayılabilir ama diğer bazı yorumcuların da dediği belirttiği gibi eksikler var. İki kız kardeşin arasındaki tartışmalar bana yavan geldi, bir sonuca bağlanmıyor. Bir barışık oluyor bir tartışıyorlar. Dışarıdan anlayışlı birer kardeş gibi görünüyorlar ama bu duyguyu da veriyor değiller. Tabiki bu normal ama başlama bitirme noktalarında kopukluklar var seyrederken beni pek etkilediğini söylemeyem. Yine de seyredilmesi gereken ilginç bir yapım.
Rachel Evleniyor
4,0
Oyunculuklar dışında beğendiğim birşey yok. Son derece ağır ilerleyen bir film ve de sıkan bir film. Bu tarz filmleri izlerken az çok kafanızdan bişeyler geçer ve kafanızdan geçene yakın şeyler olur. Ama bu filmde öyle birşey olmuyor. Kendinizi kasıyorsunuz, düşündüğünüz şeyler olmadıkça iyice sıkılıyorsunuz. Bence ama genel kültür olsun diyorsanız izleyin :)
Rachel Evleniyor
2,5
nichole kidman ın kız kardeşim evleniyor filmine ne kadar benziyor konu olarak.Acaba biri birindenmi esinlendi.Filmi dün aldım ama henüz izlemedim.
Rachel Evleniyor
2,5
Gençken yapilan hatalar ilerde hiç bir zaman unutulmayacak izler birakir insan hayatinda. Bu hatalari unutmak istesenizde çevrenizde yasananlar, insanlarin tedirgin ve korku dolu bakislari sizi her yerde yakalayiverir. Kendi iç dünyasina çekilmis, kendini ailesinden ve arkadaslarindan soyutlamis yalniz bir insanin yapacagi çok sey vardir aslinda. Bazilari bu sikintili dönemden güçlü iradeleri sayesinde siyrilirken bazilarida kendilerini hiç ummadiklari hatalarin arasina sikismis, çevresindekilere beni kurtarin diyemeyecek kadar sesi kisik ve pismanliklarla dolu bir sekilde çikar o hayattan. Zaman akip gider ama o yasananlar hiç silinmez hafizalardan, en mutlu günlerde ufak bir tebessümün ardindan gözyasina dönüsür o insanin içini sizlatan aci. Nasil bir filmle karsilasacaginizi yukaridaki paragraftan sanirim anlamissinizdir az çok. Ama filmlerden herkesin böyle anlamlar çikarmasini bekleyemeyiz. Benim bu filmden en büyük beklentim benim anlamis oldugum bu duyguyu diger izleyicilerinde tatmasi. Film aile dramasi üzerine kurulu son dönemlerde izledigim en naif ve içten bir film diyebilirim. Yeni bir hayata hazirlik asamasindan küçük bir bölüm izliyoruz. Herkes için için yeni bir hayata baslarken aslinda bunun o kadar da kolay olmadigini anliyoruz. Yeni baslangiçlar bir zamanlar insanlarin yaptigi yanlislarla karsilasilmasina sebeb olur ne yazik ki. Bu durumda insanlarla iletisime geçerken aynaya bakarak konusur gibi söylediklerimiz ve hissettiklerimiz kadarinin bize yansimasini isteriz. Kym'in kardesiyle geçirdigi kaza sonucunda tedavi altina alinmasini ve epey bir zaman sonrada ablasinin rachel'in dügün töreninde(belkide hayata yeniden merhaba diyecegi en iyi zaman bu) yeniden bir araya gelislerini izliyoruz. Bu karsilasma taraflarin birbirine verdigi hayattaki en önemli sinavlardan biriydi süphesiz. "Annelerde tokat yer!" Hatalari her zaman küçükler yapmaz. Belkide bu hatalarin tüm sorumlusu anne ve babalarin ilgisizligi vede çocuklarina olan isteksizligi sonucu kendi hallerine birakilan, sevgisiz büyüyen çocuklarin en sadik arkadaslari sigara, alkol ve uyusturucu olur. Insan o zaman o kadar çaresiz ve umutsuzdur ki teselliyi edindigi zararli aliskanliklarda bulurken kendisine verdigi zarari algilayamaz çünkü o anda "kafasi güzeldir" ama bir sekilde uyandirilmasi lazim. Buda kafasi güzel olan Kym'in kardesiyle birlikte araba kullanirken düstügü buz gibi ama uyan artik dedirtecek kadarda manidar olan denizin aldigi bir can. Burada tek suçlu uyusturunun esiri olmus bir ablaya kardesini emanet eden bir anne, yillar sonra kizindan s.ktir diyerek yiyecegi bir tokat da çabasi. Öte yandan aile içi yabancilasma kavramida çok güzel islenmis. Gerçektende gözün görmedigi her birey karsisindaki yakinina karsi bir sogukluk besliyor içinde. Hele birde taraflar arasinda kötü seyler yasanmissa o zaman sogukluk yerini az önce bahsini ettigim yabancilasmaya birakiyor. Kym'in ablasi rachel'in dügün töreninde kizlarina erkenden veda edip dügünden ayrilmak isteyen annenin bunu dile getirisinden sonra kym'in yarali kalbi bir kez daha sizliyor ve "sigarami bulamiyorum" diyerek hizla ortamdan uzaklasmak istiyor. Böyle durumlar zaman zaman basimiza gelmistir farkli sekillerde o an bulundugumuz yer yarilsada içine girsek diye içimizden dua ederiz. Var olmakta böyle birsey, bazen aci verir, bazende mutluluk. Anne Hathawey, son yillardaki basari dolu sinema kariyerine oynadigi en saglam dramasiyla hafizalarda yer edinirken yaptigi isin mükafatinida iki sene önce katildigi ödül törenleri ve son olarak aldigi oscar adayligiyla kanitlamis oldu. Rosemarie Dewit(kendisini bu filmle kesfettim) filmdeki dogalligi filme ayri bir anlam katiyor. Rolüne bu kadar konsantre olan bir kadin, film biterken jenerik çalarken ki sahnesiyle bile göz dolduruyor. Rachel getting married; Jonathan Demme'in yönettigi Philadelphia ve Manchurian candidate projelerinden sonraki en iyi filmi olarak gösteriliyor. Filmin hüzünlü ve naif havasini basarili bir sekilde yansitan müzikleri çok basarili kimi zaman eglendiriyor kimi zaman ise duygulandiriyor. Kapanis sahnesindeki keman sesleri insanin resmen ruhuna isliyor. Herseye ragmen keske bütün aileler sorunlarini çözmek için birbirini dinlese, birbirlerine olan sevgi ve saygisini yitirmeden sorunlarin üstesinden gelmek için çaba harcasa. Bu bizim klasik türk aile yapimizin hiç bir zaman basaramacagi bir olay ne yazik ki. Iki yüzlülügü ve dedikoduyu yasam felsefesi olarak algilayan bir toplumdan da baska bir sey beklemek dogru olmaz. Uzun lafin kisasi bazi seylerden sonra artik suçlu aramak yerine bundan sonrasi için çaba göstermek ve hayatin geri kalanini daha mutlu bir sekilde yasamaya çalismanin umuduyla sona eriyor film.
Rachel Evleniyor
3,5
Başarılı buldum ve etkilendim.Bunda en büyük etken kendini bu filmle sanıyorum resmen kanıtlamış olan Anne Hathaway in harika performansıydı.Gerçekçi, istenmeyen, vurucu bir aile dramı.7.5/10
Rachel Evleniyor
4,0
Kızkardeşim Evleniyor bize ne anlatmaya çalışıyor acıba?...Bir kızın piskolojik sorunlarını mı?..Uyuşturucuya olan bağımlılığınımı?...Yoksa ailesiyle yaşadığı problemleri mi?..Bu film her neyi anlatmaya çalışyorsa,ki bilemiyorum her insan mutlaka birşeyler çıkarcaktır kendince.Benim de bir çok anlam çıkardığım,fakat memnun kalmadığım bir film...Mançuryalı aday,Kuzuların sessizliği,Philadelphia gibi kaliteli pskolojik gerilimlere imza atan usta yönetmen,bence bu filmde seyirciyi etkileyecek hiç bir çaba harcamamış.Yada çaba harcamış ama başaramamış.Kötü kamera çekimlerinimi anlatsam,bir evin içine doluşan yirmi insanın sırdan sohbetinimi anlatsam.Yoksa,yemekte yaptıkları o sıkıcı ve bunaltıcı 15-20 dakikalık konuşmalarımı anlatsam.Doğrusu nerden başlayacağımı bilemiyorum.Film için,iyi diyecek birşey bulamıyorum.Sadece Anne Hathawayın gösterdiği performans beni biraz memnun etti diyebilirim.Ancak,yaklaşık iki saatlik bir film için,Anne Hathawayın gösterdiği iyi performans yeterli olur mu bilemiyorum tabi.İyi bir senaroyaya sahip olan film,yönetmen ve çekimlerin kurbanı olmuş bence.6/10
Rachel Evleniyor
1,0
guzel ama ağır bir film.7/10
Rachel Evleniyor
4,0
Müthiş bir oyunculuk izleyeceksiniz Anneden ..Basit bir düğün gibi görmeyin aile içi sorunların ele alınışı çok güzel...
Rachel Evleniyor
2,5
hevesle izlemek istemiştik ama....beğendiğimi söyleyemeyeceğim.tabi ki anne hattaway in oyunculuğuna diyecek yok ama öykü akmıyor bir şekilde.ne zaman bitecek diye dakikaları saydım.
Rachel Evleniyor
1,0
Mamma mia ya benzemesin de :)
Rachel Evleniyor
4,0
Filmin konusu harika bir şekilde işlenmiş gerçekten. Birçok festivalde eni iyi kadın oyuncu rolünü sonuna kadar haketmiş Anne Hathaway.Filmin müzikleri ise kusursuz soundtrackınıda mutlaka dinleyin.
Rachel Evleniyor
4,0
Uyuşturucu bagımlılıgı yüzünden 10 yıldır sürekli rehabilitasyona gidip gelen kym,kız kardeşi rachell in güğünü içinde tekrar eve döner.Düğün hazırlıkları sırasında geçmişte yaptıkları,ailesi arasında bazen sert tartışmalara yol açar.Aile içi dramalardan hoşlananlar izleyebilir.Anne Hathaway gitgide yükselen grafiğini bu filmde de gösteriyor.Amerika kendine sürekli yeni starlar yaratır.Anne Amerikaın yeni starı ve ilerde oscarı verecegi kişi.Bu filmlede oscara aday oldu ama bence oscara aday olmayı hak edecek kadar iyi bir oyunculuk yoktu.İleride daha iyi işler yapacagı kesin.
Rachel Evleniyor
2,5
filmde anne hathaway ın oyunculuğu dışında pek birşey bulamadım..sıkıcı düğün hazırlıkları dışında,ve kötü diyaloglarla ,oldukça yavaş ilerleyen bir film..zamanınızı kaybetmeyin derim..10/4
Rachel Evleniyor
1,0
psikolojik drama ağır basıyo romantizm adına birşey bulmanız zor ona göre izlemeyi tercih edin yani ve psikolojik filmleri seven biri olarakta çok beğenerek izlediğim söylenemez bi kopukluk var çok yapay geldi.. iyi seyirler../5
Rachel Evleniyor
2,5
özellikle oyunculuklar çok etkileyici. filmi beğenmeyenler olacaktır ama izlediğim en iyi filmlerden. koleksiyonuma ekledim.
Rachel Evleniyor
4,0
konu saçma ama oyunculuk mükemmel...
Rachel Evleniyor
3,5
Arkadaşlar,bu film adı hariç ilk 2 filmin yanına bile yaklaşamaz.Konu nedir?Cuervo'nun çete ile ilgisi nedir?Çete ne diye o kızcağızın peşine düşmüştür?Maden işçileri ve kumarhanenin filmle ilgisi nedir?Satanist törenin nasıl yapılması gerektiği çetenin buna ne zaman karar verdiği gibi detaylar gökten zembille mi inmiştir?Ve bunun gibi daha tonlarca eksiklik yüüznden kanımca çok zengin olduğunu düşündüğüm bir konu heba olup gitmiş.Kaldı ki oyuncular hiç te fena oyuncular değil (başta Dennis Hopper olmak üzere,Boreanaz,Furlong,Reid hiç te boş bir kadro değil en azından bu tarz bir film için) yazık etmişler,3.nün uğradığı hezimetten sonra bari daha ince eleyip ilk filme saygı duruşu yapabilecek iyi bir yapım yapsalardı ya da hiç çekmeselerdi.Buna para verip seyredeceğinize ilk 2 bölümü alıp tekrar seyredin derim.Paranıza yazık.Saygılarımla
Karga 4
1,0
hiç ama hiç begenmedim karga 1’in bırak eline su dökmeyi 100 km ötesinden geçemez
Karga 4
0,5
çok yaratıcı hayatımın en etkileyici filmlerinden biriydi.bu kadar güzel anafikre sahip bi film nasıl bu kadar yarım aktarılmış anlayamadım.sanki senaryo sıradan birine verilmiş gibi.sonuc olarak crow 1 bence izlenmesi gereken tek film.kalanlara takılmaya gerek yok.
Karga 4
2,5
filmi beğendim çok güzeldi.....bence izleyinnnn.......
Karga 4
5,0
Dünya disindan gelen varliklarin mikrodalga firinla öldürülmesi uykumu getirdi.
Karanlık Saat
0,5
film fena değil.. çok kötü bir film değil.. bazı yerleri saçma gelse de değişikti.. izlenebilir.....
Karanlık Saat
2,5
Mekan seçimi güzel, dünyali olmayan yaratiklar yaratici , oyuncu performanslari ve diyaloglarin filmi mahvetmis olmasi çok üzücü
Karanlık Saat
3,0
Kafa dagitmak için iyi bir film ama daha fazlasi degil. Izleniyor , 3D çok gereksiz . B serisi bir hikaye ama yeterince orijinal
Karanlık Saat
3,0
Teknik açıdan bakıldığında bir kusuru yok aslında.Hatta görüntü yönetmenliğinin çok başarılı olduğunu söyleyebilirim.Ama filmden elde kalan başka hiç bir şey yok ne yazık ki.Vizyon zamanında 3-D hatrına seyredilebilirdi belki ama şu an için evde vakit ayırmaya değeceğinden şüpheliyim.
Karanlık Saat
1,5
Bence güzel bir film , oyuncular biraz vasat ama sonunda bu dünyanin disindan orijinal bir durum var . Özel efektler iyi sikilinmiyor. Aksiyon Mokskova'da geçiyor ve rus amibyansini güzel buluyorum
Karanlık Saat
4,0
Darkest Hour,her sahnesiyle ben 3.sınıfım diye avaz avaz bağıran bir film.Kurgu ve senaryo hataları,anlamsız diyaloglar;herşey vasatın çok altında.Aslında iyi kullanabilseler,Moskova bu tarz bir film için çok uygun bir şehir.Ama başaramamışlar...4/10
Karanlık Saat
2,0
Bu filmle ilgili akilda tutulabilecek tek iyi sey çirkin E.T'lerin dogasi. Karanlik saat ciddi olmaya çalismis , argo bir film . Komedinin kendini heryerinde gösterdigi diyaloglar ve Moskova'nin tüm sokaklariyla , parodi dalinda ödüllere aday olabilir. Emile Hirsch'in kariyerini böyle havaya atarak ne yapmaya çalistigini sormadan edemiyor insan.
Karanlık Saat
1,0
çok klasik
Dracula 2000
2,5
dracula deyince karşımda kont strahd von zarovich gibi karizmatik bir vampir bekliyordum ve biraz olsun gerileceğimi umuyordum ama bizim draculamız sanki defileye çıkarmış gibi yürüyüp komik hal ve tavırlarıyla eğlendirdi bizi .gerçekten korkunç komik rezilimsi bir filmdi
Dracula 2000
1,0
bence diğer dracula filmlerinden güzel. en azından bu filmde dracula genç biri diğerlerinde olduğu gibi yaşlı değil. izlemenizi tavsiye ederimç
Dracula 2000
5,0
Dracula efsanesine ilgi duyanlar beğenecektir bence.Sonuçta Dracula..
Dracula 2000
3,5
Off ya çok kötü.Bunun yerine Angel izleyin daha iyi...
Dracula 2000
2,5
"Dracula 2000" standard Drakula filmlerine orjinal boyut getirmeye calisirken, "Scream" ile ilginc bir dalga olan genclik korku filmlerinede goz kirpiyor. Herkesin karsi cikmasi cok komik geldi ama oncelikle filmin senaryosunun orjinal oldugu birkac nokta var (ornek: Drakula'nin gercek kimligi, Drakula-Isa arasinda gunumuze kadar suregelen ama bir turlu anlatilmayan iliski, Drakula'nin Hristiyan ogelere karsi duydugu sevgisizligin nedeni gibi), bunuda bence sadece Drakula filmlerini gunumuze kadar takip eden ve uzerine birkac kitap okuyan arkadaslar anlayabilir. Ayrica film, su ana kadarki en guzel ve seksi Vampir Gelinleri'de seyre cikartmayi basarabiliyor. Muzikler, gunumuz pop kulturu'nun yansimalari ve bu kulture yollanan ince elestiriler, karizma bir Drakula'da filmin diger nimetlerinden. Ole cok pohpohlanmicak ama seyrederken eglendirecek, korku'dan ote gizem vaddeden ilginc bir film "Dracula 2000". Bi adindan kaybediyo ama o kadar da olsun :)
Dracula 2000
3,5
dracula karakteri için daha etkileyici ve daha yakışıklı bir aktör bulunabilseydi bu halinden daha güzel olabilirdi.
Dracula 2000
2,5
Seyrettiğim en kötü filmlerden biri. Senaryosu çok tutarsız. Korkuyla pek de alakası yok. Efektleri çok yapay.
Dracula 2000
1,0
bu tür filmlerden hoşlananlar izlemeli. çok çok kötüleri var. diğer yorumlarada aldanmayın gayet başarılı, efektleride bir o kadar kaliteli.
Dracula 2000
4,0
İlk filmi izleyenler bilir başarılı bir yapımdı. Yani farklı bir tarzdı ve hatta şahsen çok beğenmiştim. Fakat serirsi sıradan bir tür olarak aldı başını gidiyor. Ve bence seri olarak üzerinde durulsaydı yani ilk filmdeki gibi bir hava kazanılsaydı başarı elde ederdi. Ama gel gör ki cık cık cık...
Karga 4
1,0
ilk crow nasıl bu nasıl ? allahım filmin sadece 40 dk tahammul ettim ! edwird Furlong nasıl böyle bir filmde oynar bilmeme çünkü kendisi American History X edward Norton kardeşini canlandiriyordu nerden nereye işte ! Tara Raid yazmama gerek yok herhalde !
Karga 4
1,5
crow bir dışında hepsini izledim.ve en güzeli dörttü hikayesi 2,3 den farklıyda ve bence en kötüsü üç
Karga 4
2,5
Hiç beklediğim gibi bir film çıkmadı. Bugüne kadar hiç Crow filmi izlememiştim. Umutlarım boşa gitti diyebilirim. Film iyi bi başlangıç yapsa da devamı hiç ama hiç gelmedi. Heyecandan uzak, aksiyon sahneleri kötü bir film olmuş. Çok basit ve boş bir film olmuş. Edward Furlong’da bu role bence gitmemiş.Crow serisini sevenler dışındakilerin uzak durması gereken bir yapt. 5/10
Karga 4
2,0
bu ne ya bu ne Crow gibi bir efsaneyi yıkmak isteyen her kargadan bir crow filmi olur diye düşünenler sizlere yazık bir efsaneyi yokediyorsunuz
Karga 4
1,0
bu serinin ilk filmini izlediyseniz diğerlerini izlemeyin derim çünkü ilk filmdeki hava diğer bölümlerde yok bir tatminsizlik,bir eksiklik hissediliyor şu son filmin de sadece adı var gerisi boş... kolay yoldan cepleri doldurmak için "The Crow" adını kullanıyorlar yazıktır
Karga 4
1,0
Şüphesizki serinin en kötü filmi.Tamamen vakit kaybı bence.
Karga 4
3,5
wrecked prayer kardeş diyosunki ilk film harim hepsini izledim en iyisi 4 en kötüsü 3! yahu bir serinin ilk filmi izlenmeden diğer filmler izlenirmi? şuan ne yapıyorsan bırak ve koşa koşa dvd kiralayan bi yere git ilk filmi al evde kendini odana kilitle perdeleri kapat ve dünyanın en iyi filmlerinden birini izlemeye hazır ol ;)
Karga 4
4,0
satanist cetelerinin ne yapacağı mağlum lily ve jimmy acımasızca öldürülüşü satanist cetesinin bir kişi mezarında rahat edemiyorsa karganın kişiyi tekrar hayata getireceğine inanmamaları crow filmlerini satanistlikle suçlayanlara cevap olmuştur bnce.Kötülüğe Çağrı filmindeki aşk ,jimmy nin elinde kanlı çiceklerle lily nin yanına gitmesi en etkileyici sahne tekrar tekrar izlemek istıyorum
Karga 4
4,0
crowların yüz karası.
Karga 4
1,0
Yazıklar olsun. Bu filmi izlerken içim sızladı.Bir film bu kadar kötü olabilir.Oyunculuk sıfır.Senaryo sıfır.Edward Furlong bu efsanevi rolün altında resmen ezilmiş.Brandon Lee’nin kemikleri sızlıyor.Ama hala kötü crow filmleri çekmeye devam ediyorlar.Kesinlikle izlemeyin.Zamanınıza yazık.Eğer hiç Crow Filmi izlemeyip merak ediyosanız ilk filmi izleyin.Gerisi yalan.10/0
Karga 4
1,0
Filmi tesadüfen The Crow'u yani Brandon Lee'nin Crow'unu arşivime eklemek isterken Dvdcinin azizliğine uğrayarak izledim.Filmi aldım ve bir kaç hafta sonra The Crow'u tekrar izlemek isterken Crow 4 le karşılaştım ve tabii ki büyük hayal kırıklığı yaşadım.İlk filmin yanından bile geçemeyecek bir yapım.Olaylar,çekim teknikleri,oyunculuklar.. Herşey çok vasattı.The Crow gotik havasıyla güzeldi ama bu filmde kayda değer hiç bir şey yok.Aslı dururken sureti ne kadar kıymetli olabilir ki.. Eğer The Crow olmasa belki izlenebilir ama kaydadeğer bir şey bulamadım ben bu filmde.
Karga 4
2,5
oyunculuk senaryo kurgu ses görüntü rezalet ötesi 0/10
Karga 4
0,5
İzlediğim en iyi korku efektlerine sahip film .. Ben korkmam ❗❗ demeden önce izleyin 😱 sonra karar verin 💚💚
Marid
5,0
Kesinlikle zaman kaybı en saçma korku filmi izledim diyebilirim zamana yazık oldu ..........................
Marid
0,5
Tüm yıldızları al yönetmenin dekorun kostümün müziklerin kralını al. Ama senaryo zayıfsa film çöp oluyor bunu gördük
Bir Zamanlar... Hollywood'da
0,5
Kelebek etkisi formatında yapılmış bir film,benim hoşuma gitti ama daha da güzel işlenebilirdi..
Ölüm Bekçisi
4,0
Mike Figgis için Timecode ve Hotel’den sonra atılabilecek en doğru adam böyle bir popüler sinema örneğine yönelmekti bence. daha uç noktalara gitmesi zordu ve ondan ille bunu beklemek de doğru değildi sanırım.hakkında çıkan eleştiriler çok olumsuz olsa da fragmanlar benim hoşuma gitti. Türünün iyi bir örneği olacağına inanıyorum.
Kabus
4,0
Ben böyle saçma sapan,flash tv oyunculuğundan daha kötü bir film izlemedim. Mimik yok, yere düşme rolünü yapamıyor,düz yolda 10 kez düştü. Hiçbirinde korku ifadesi yok yüzünde. Aklınız varsa kesinlikle gitmeyin. Filmin tümünde kahkaha attık. Çıksak mı diye düşündük filmin yarısında parası da kalsın falan dedik.
Marid
0,5
Hayatım boyunca izledigim en iğrenç film kimse gitmesin paranıza yazık yeminle hiç korkmak için gittim ama hiç korkmadım sıkıntıdan patladım resmen
Marid
0,5
film cidden berbat hele final sahnesi saçmanın da saçması resmen komediydi tek korktuğum şarkı verdiklerin de bir anda bir şeyin ortaya çıkması yüzünü dönmesi falan cinleri suratlarını görmekten öldüm zaten
Marid
1,0
Beklediğimin üzerinde güzeldi , şöför Hasan çok ilginçti.! Nereden tanıdığımı bir türlü çıkaramadım. Net de de bulamadım
Marid
5,0
Gerçekten hayatımda izlediğim en kötü korku filmiydi ne konusu doğru düzgün belliydi ne başka bişey bir anda bitti film çok saçmaydı tavsiye etmiyorum.
Marid
0,5
Film gerçekten berbat çok yavaş. Sakın gitmeyin. Flash tv oyunculuğu ile film yapmışlar. Korktuğum tek bir sahne bile yoktu. 1 saat 26 dakika geçmek bilmedi parama acıdığım icin çıkmadım izledim. Aklınız varsa girmezsiniz. Cini yaratık gibi göstermişler oda bir şeye benzemiyor korkutucu değil hatta bazı sahnelerde güldüm.
Marid
0,5
Filmi dün akşam izledim öncelikle şunu belirteyim buradaki olumsuz yorumlara hayretle bakıyor ve şaşıyorum. Bu başka filmlerde de yapılmış şaşkınlıkla takip ediyorum adeta nefret kusan insanlar sıraya girmişler. En çok üzüldüğümde bir Flash TV oyunculuğu var furyası neden bu insanları aşağılıyorsunuz veya küçük görüyorsunuz? Sanırım bu arkadaşlar ya sinemaya ilk defa gidiyorlar yada en son Avatar falan izlemişler. Eleştirinin ya anlamını bilmiyorlar yada bundan zevk alıyorlar Filme gelince, son zamanlarda Türk korku filmleri arasında izlediğim en iyi filmlerden biriydi fakat gerilim olarak sınıflandırılması daha uygun olacaktır diye düşünüyorum. Eleştiri olarak olaylar çok hızlı gelişmiş ve bitmiş oyunculuklarda bir iki kişi hariç gayet performansı iyiydi.izlediğim filmler arasında Ses ve görüntü kalitesi gerçekten çok iyi diyebilirim. Sonuç olarak gerilim tadında film seviyorsanız gönül rahatlığıyla izleyebilirsiniz.
Marid
4,0
Korku flim sever birisi olarak hiç hoşuma gitmedi konusu gerçekten çok saçma yapılmak için yapılmış bir flim olmuş sinemada izlediim açıkcası verdiğim ücrete acıdım doğrusu
Marid
0,5
Film gerçekten sıra dışı. İzlerken her anınızı gerilim içinde geçiriyor korku severlerin kaçırmaması gerektiğini düşünüyorum tavsiye ederim
Marid
5,0
OLUMLU YORUMLARA BAKARAK GİTTİM. SONUNDA GÜZEL Bİ KORKU FİLM ÇIKTI HERHALDE DİYİP PİŞMAN OLDUM. OLUMLU YORUM YAZANLAR KESİN YA OYUNCULARDIR YA AKRABALARIDIR. BAŞKA KİMSE BU FİLME GÜZELDİ DİYEMEZ
Marid
0,5
3 saatimi boşa harcadım. Çok kötü bir film. Dağınık hersey. Oyuncular kaliteli diye paranızı boşa harcamayın. Sırf oyuncu isimleriyle seyirci cekmeye calısılan boş bir film. Birde komedi yazmıslar. 1 kere bile salonda güleni duymadım. Saçmasapan.
Bir Zamanlar... Hollywood'da
0,5
Filmi sağolsunlar kaçak olarak izledim. İzlemez olaydım. Size şöyle söyleyeyim hayatımdan çalınmış 2.30 saati geri istiyorum. Filmi izlerken sürekli "eee" dedim ve bir şey olmasını, kişilerin bağlanmasını bekledim ama sonuç hüsran. Hele inal sahnesindeki çığlıkları duyarken içimden yönetmene sövdüm. Bu filmi izlemeye vereceğiniz para ile gidin sevdiklerinizi sevindirin çünkü o bileti alırsanız pişman olacaksınız.
Bir Zamanlar... Hollywood'da
0,5
Rezalet. İnanılmaz boş ve sıkıcı bir senaryo. 2 dev ismin tüm filmlerini izlemiş birisi olarak bunun en kötüsü olduğunu söyleyebilirim. Keşke siccine gitseymişiz dedirtecrk kadar kötü.
Bir Zamanlar... Hollywood'da
0,5
Sakın paranıza zamanınıza yazık oyunculara kanmayın yönetmen son flimden önce ne yapmaya çalışmış.
Bir Zamanlar... Hollywood'da
1,0
+18 nedir ya? Macera değil, komedi yada korku değil. Keşke pazar para yapsaydım. Bol sigara içilen sahneler o kadar.
Bir Zamanlar... Hollywood'da
1,0
Normalde Tarantino Cin Aliyi çekse izlerim. Ama bu kadroyla, bu kadar kötü bir iş çıkarmayı nasıl becerdi bilemiyorum. Resmen uzun süren işkence gibiydi. Tamam vasat filmleri oldu bu yönetmenin ama bu çok çok kötüydü yazık etmiş resmen kendini eğlendirmiş..
Bir Zamanlar... Hollywood'da
1,0
Kadrosu yüzünden uzun zamandır beklediğim bir filmdi kalite görüntüsü çok güzel 1960lar güzel yansıtılmıştı ama onun dışında verdiğim para dahil günümün 2,45 dakikasını çalan bu filmi hiç beğenmedim zaman zaman uyuya bile kaldım sırf sonunu merak ettiğim için filmden çıkmadım ! O kadar dağınık bir film ki hemen hemen aktörlerin ortak sahnesi bile yok çok kopuk bir film Eğer gidecekseniz bile büyük beklentiye girmeyin bu kadronun daha güzel filmlerde yer almasını isterdim .
Bir Zamanlar... Hollywood'da
0,5
Filmin en güzel yanı film arasıydı. İkinci bölüm mü? Seyretmeden çıktık ki. Brad pitt bile filmi kurtaramamış.
Bir Zamanlar... Hollywood'da
0,5
Her çektiği filmden sonra söylenen ve artık kulak tırmalayan, klişe bir kalıp vardır "tam bir Tarantino filmi" diye. Sinema tarihinde aslında çok az yönetmen için söylenebilir bu cümle. Hala hayatta olanlardan Woody Allen mesela, veya sadece filmlerine eşlik eden müziklerden bile kendisini tanıyabileceğimiz Christopher Nolan sayılabilir. Son filmi için de aynı kalıbı kullanmamak elde değil. Neredeyse tüm filmlerinde Hollywood ile, B filmleri ile, Western ile, sinema veya genel olarak popüler kültür ile uğraşan, filmleri sayısız göndermeler ve saygı duruşları içeren Tarantino, bu defa bunu çok daha ileri taşımış. Seyircinin her şeyden önce 1969 Los Angeles'ına bir nebze de olsa hakim olması gerekiyor. Mesela detaylı sanat tasarımına hakkını teslim edebilmek için bu son derece önemli bir ön koşul. Bir arkadaşım Rick Dalton'ın evinde yalnızca bir saniyeliğine ve uzaktan görünen ses sistemini özel ilgisi de olduğu için hemen tanıdı ve bunların 1968'de piyasaya sürüldüğünü söyledi mesela. Bu gibi detayları yakalamak kuşkusuz filmden alınan keyfi arttıracaktır. Ve tabii gerçekten yaşanan bazı olaylar da filmin merkezinde yer alıyor ve onlar ile ilgili de geçmişten gelen bir bilgi birikimi şart. Aslında şart demeyeyim, sonuçta herkes istediği filmi izleme özgürlüğüne sahip, ama en azından filmdeki olayları, karakterleri veya göndermeleri hiç bilmeyip, anlamayıp da filmden çıktıktan sonra '2.5 saatlik bir vakit kaybı' yorumları yapmamak gerekir. Senenin görülmeyi hak eden birkaç filminden biri. Bir daha Leo ve Brad'i yan yana görememe ihtimali bile tek başına filmi izlenmeye değer kılıyor.
Bir Zamanlar... Hollywood'da
4,5
Sizlere bugün ‘once upon a time in hollywood’ filmini biraz eleştirel biraz bilgi verici birazda hayranlıkla yorumlamak istiyoruz. Öncelikle, sizlerle Quentin Tarantino’nun film evrenine küçük bir seyahat yapmak istiyorum. 1992 Rezervuar Köpekleri, 1994 Ucuz Roman, 1997 Jackie Brown ile başlayan, sonrasında Kill Bill ile hızını iyiden iyiye artıran Sin City, The Hateful Eight ile hız limitlerimizi zorlayan bir evren. Tabi bu arada Katil Doğanlar filmini, Dehşet Gezegenini, Gün Batımından Şafağa filmlerini de bu yolculukta anmamak olmazdı. Tüm bu evladiyelik filmlere bir de Bir Zamanlar Hollywood’da filmi eklendi. Peki, izleyici olarak bizler yani yıllardır Quantin Tarantino filmi bekleyenler tatmin olacak mı? Hadi olduk ‘’Offf yine ne film yapmış bu adam!’’ dedirtecek mi? Gelin soruların cevabını ufak ufak cevaplamaya başlayalım. Öncelikle iki efsane aynı filmde. Brad Pitt ve Leonardo Dicaprio. Yönetmen, Quantin Tarantino. Konu Charles Manson. (Dünya üzerinde en çok tanınan ve sempati duyulan seri katildir kendileri.) Bir dizi oyuncusunun film sektörüne geçiş için verdiği mücadele vs… Film tamı tamına 161 dakika ve pek fazla aksiyonluk sahnesi yok. Geriye kalan süre oyuncu-yönetmen-yapımcı ve çok iyi sinema kritiği yapabilen, setlerde vakit geçirmiş, gecenin bilmem kaçında sete gidenlerin anlamlandırabileceği bir yapıt. Yani, işin mutfağına daha çok hitap edilmek istendiğini ve mutfaktakilere ‘off bu nasıl bir film olmuş. Keşke benim olsa.’’ Dedirtebilmek istendiğini hissettim. Ve Bir kere daha yani ‘bakkal Mehmet abiyle gideyim izleyeyim çıkıştada iki çay içip filmden bahsedelim.’ diyebileceğiniz bir film değil. Filmin ana sekanslarından birini ise batı ile uzak doğunun amansız dövüşünün galibinin değişmesi üzerine kurgulandığını belirtmek gerek. Özellikle 70’s-80’s kuşağının kahvelerde video kasetten izlediği yüzlerce filmin ana argümanı olan (Bruce Lee ile büyüyen nesil) batılının alaycılığı ile başlayıp, zamanla şaşkınlığa dönüşen dövüşmenin az zaman sonra (sinema izleyicisinin nabzına göre şerbetin ayarlandığı bir süre dâhilinde, sıkmadan ve de incitmeden) çaresizliğe bırakan ve batılının kaybetmesi ile sonuçlanması olayının bu film ile aksi bir sonla bitmesidir. Aslında bu sömürülen insanlardan küçük bir özür ile başının okşanması olayıdır. Fakat Quantin Tarantinonun Bruce Lee’ye aptal Hollywood setinde dayak yedirtmesinin ardında yatan gerçek işte budur. Amerika’nın 70’s-80’s kuşağı bu sürekli dayak yeme olayını çok içerlemiş anlaşılan. Film her şeye rağmen (şey her zaman önündeki kelimeden ayrı yazılır. ‘ayrı yazılan ‘de ‘ye selam olsun) olağan üstü bir sanatsal yönetimle izleyicilere sunuluyor ve ‘alın işte sizler film yıldızlarını göklere çıkarsanız da (ayrı yazılan ‘de ‘nin kardeşi) dublörlerin evreni olmasaydı hollywood’un başka bir yere varacağını gösteriyor. Not: filme gidecekler için bir adet yastık tavsiyemdir. Özellikle son yarım saat iyi bir uyku çekebilirsiniz, eğer dandik dizilerle mayhoş bir kafa ile gidiyorsanız. Timur KOHEN
Bir Zamanlar... Hollywood'da
5,0
Uyudum. Resmen ve ciddi ciddi uyudum. Bi ara gözümü açmışım. Sağıma doğru bir baktım eşimde uyuyor. Oda gitmiş...Film arası oluncada arkamıza bakmadan kaçtık sinemadan. Her filmini izlediğimde aynı soruyu soruyorum. Bu adam nasıl bu kadar ünlü olmuş !!!
Bir Zamanlar... Hollywood'da
1,5
Bu filme gitmeden önce keşke biri bana gitme deseydi. Onun yerine boş bir duvara baksam daha eğlenceli olurdu herhalde. Hayatımda izlediğim en kötü 10 film arasına adını paslı metal harflerle yazdırdı. Bu filme bilet alacağıma parayı yere atsaydım daha heyecanlı olurdu. Puanım 0.5 berbat bir film.
Bir Zamanlar... Hollywood'da
0,5
Tarantino'nun 9. uzun metraj filmini büyük beklentilerle izledim. Dahi yönetmene bu filmi Cannes'da sorulduğunda "en kişisel filmi" olmakla cevap vermişti. Sanırım son derece doğru bir tespit. Tarantino sinemasına son derece saygı duyan bir sinemasever olarak maalesef beklentilerimin altında kalan bir yapım oldu. Tarantino bu filminde de tekniğini konuşturmuş, bunun ötesinde görüntü yönetmenliği, kostümler, dekorlar, özellikle western temasının işlendiği sahnelerdeki o ufacık ayrıntılarla kalitesini konuşturmuştu...Sanat yönetimi son derece başarılı olmakla birlikte senaryo için ve özellikle kurgu için aynı şeyi söylemem mümkün değil ne yazık ki. Tarantino filmlerinde genelde görülen karakter odaklı anlatım, diyalogların ve tiplemelerin kusursuzluğu bu filmde de var fakat "hikaye" yok. Yani çok basit b sınıfı filmlerde oynayan bir aktör ve onun dublörü üzerinden yürüyen, yan taraftan da Polanski üzerinden desteklenen ve hippi kültürü üzerinden de beslenerek yolunu bulmaya çalışan bir olay örgüsü var. "Bir zamanlar Hollywood" baştan sona görüntülerle izlettiriliyor, hatta araba sahnelerinden tutun ışıklı neon tabelalara kadar resmen gözümüze sokuluyor. Los Angeles'ın sokaklarında gezintilere sürükleniyoruz. Dönemsel ayrıntılar Hollywood ile sınırlı kalıyor. Vietnam savaşına yönelik eleştirilerde de yönetmen gereken duyarlılığı tam olarak gösterebilmiş değil. Tarantino filmlerinde özellikle son filmlerinde, bu film içinde geçerli olan bir şeydir ki film gidişatında herhangi bir sahneyi çıkardığınızda filmin bütünü olumsuz etkilenmiyor hatta filme bir etkisini de hissetmiyorsunuz. Çünkü anlatmaya çalıştığı, derdi olan bir hikayesi yok. Bu film Tarantino sevenler için merak uyandıracak, sıradan sinema izleyicisi için de sürükleyici olacak bir konuya sahip değil. Sahneler birbirinden o kadar kopuk ki her şey son 15 dakikalık sahnede cereyan ediyor ve bütün düğüm çözülüyor. Düğümün çözüldüğü sahnenin filmin genel havası ile de alakası yok. Final ile film genelinde bağlantı kurabilmek de pek mümkün değil. Fakat "bize öldürmeyi öğretenleri öldürelim" gibi filme etki edecek derecede önemli bir replik o şekilde mi tamamlanmalıydı? Bence olmamış. Bruce Lee eleştirileri kısmen, Charles Manson'ın gerçek hayatta yaptıklarına yönelik filmde vicdanları rahatlatacak alternatif bir sahne sunulması ise oldukça iyiydi. Döneme ait sinema ve tv sektöründeki önemli filmler, unutulmaz müzikler de Tarantino'nun kişisel zevki katılarak süzgeçten geçirilerek filme dahil edilmiş olsa gerek. Kurgu, özellikle filmin ilk yarısında katlanılacak gibi değildi akıcılığı zayıftı. Sahneler arasındaki geçişler basit ve sıradandı. Her üç karakterin kendilerine ait sahnelerini kurgu ortak bir yere bağlayamadığı gibi maalesef filmin odak noktalarını kaçırmanıza da sebebiyet verebiliyor. Oyunculuklarda DiCaprio her zamanki gibi yine pürüzsüz bir oyunculuk sergilemiş, Brad Pitt de keza dramatik sahnelerde farkını belli etmiş. Tarantino özellikle Bruce Lee sahnelerinde dalga geçmenin ayarını kaçırarak fazla amerikan milliyetçisi bir duruma soktu sanki kendini. Buna ek olarak hippi sahnelerindeki nefretin dozajı da ayarlanamamış bence. Kariyerindeki filmlere bakıldığında radikal tarzını ve eleştirel mizahını düşüşe sokmuş gereksiz yere. Tamamen kişisel bir film olmuş bu. Senaryo sadece karakterler ve diyaloglardan ibaret değil. Tarantino bu anlamda zaten muazzam bir senarist Coenler gibi ama son filmlerinde bilhassa bu filmde konu yok, konu bütünlüğü haliyle yok... Artık olası ödül törenlerinde de Tarantino, senaryo yerine bence sanat yönetimi, oyunculuk, kostüm vb dallarında ödüllendirilirse daha doğru olacaktır. Tarantino usta bir yönetmen ama ne yazık ki son birkaç filminin senaryoları son derece yavan ve eksik. 7/10
Bir Zamanlar... Hollywood'da
4,0
Harika bir filmdi tam bir Quentin Tarantino filmi kan şiddet Rasyonel Çok Salt, ilik gibi işlenmiş. Filmi izlerken ben her sahnesinden keyif aldım Sanat bu dedirtiyor, ayrıca Robert Richardson En iyi Görüntü Yönetmenliği Oscar ödülünü alacak. Seneye dönüp bakarım :)
Bir Zamanlar... Hollywood'da
5,0
İlave olarak bir Drama çerçevesinde Aksiyonla bir hikaye ilerleyişi şeklinde sıradan bir film bekliyorsanız net bir şekilde bu size hitap etmiyor.
Bir Zamanlar... Hollywood'da
0,5
Kadroya ve yönetmene aldanıp gittim, dolandırılmış hissediyorum. Kendinize, zamanınıza ve paranıza yazık etmeyin.
Bir Zamanlar... Hollywood'da
0,5
Doğrusu bence en kötü Tarantino filmi. Kült olmaya çalışıp kült bile olamamış bir enstantane topluluğu. Amerikan toplumuna yönelik bir film sonuçta. Bruce Lee hiç bir zaman soytarılık yapmamıştır filmde komedi malzemesi olarak kullanılması garip ve anlamsız. Ayrıca Bruce Lee gibi yaşamı zorluklarla geçip Amerikada mafya tarafından katledilmiş birinin komedi malzemesi yapılması hoş değil. Polanski kısmı tmamen gereksiz. Hele Polanskinin sevgilisi ne alaka ya kardeşim. Bir zamanın barış ve kardeşlik sembolü hippiler filmde cinayet, sadizm ve dehşet simgesi haline gelmiş. Filmde en çok köpeği beğendim. Filmdeki en anlamlı karakter.
Bir Zamanlar... Hollywood'da
5,0
Beyazperde üyeleri o kadar komik o kadar kültürsüz ki resmen eleştirileri okurken gözlerim kanıyor.Evrenseı olan filmlere bile, internetten filmi izleyip eleştiren insanlarla dolu. Bu film 9.uzun metraj olarak kalmamış, bütün birikmin patlaması olmuş bir film. Kadrosu, çekimler, art direktörün emeği ve müziği geçin senaryoda çok iyi ! Ancak buradaki insanlar "Hateful Eight" içinde aynı yorumları yapmıştı.Film zevki ve kültürü olmayan insanlara daha fazla yorum yapmak istemiyorum, film zaten eleştirmenler tarafından güzelce açıklanmış.
Bir Zamanlar... Hollywood'da
5,0
Normalde bu tarz mecralarda yorum vs yapmam. Ancak burada filmi beğenmeyen 1 yıldız veren hepi topu 30 kişinin, sinemayı marvel, green box ve cgi'dan, oyunculuğuda tayt ve maskeli görünmez halatlar ile uçan şaklabanlardan ibaret sanan ergenler olduğunu hatırlatmak istedim.
Bir Zamanlar... Hollywood'da
3,5
Kurgusu (hikaye pek öyle sayılmaz ama) Üç Dört sene önce izlediğim 'Butterfly Effect' (Kelebek Etkisi) çok benzeyen bir film. İlk başlarda film bayağı heyecanlı gerilim dozu yüksek başlıyor ve hakikaten beni oldukça ümitlendirdi. Ancak dakikalar geçtikçe özellikle film ikinci yarısından itibaren bayağı bir tıkanlık söz konusu (film adeta bitti dedikçe tekrar başlıyor havasında. Son yarım saate film bitsin diye adeta dua ettim. Bana göre az malzemeye çok fazla zaman harcamışlar.
Ölüm Bekçisi
3,0
gençlerin sırayla öldürüldüğü filmlerden değil bu bile izlemeniz için yeterli..Ian Stoneun Ölümü değişik konusuyla arşivimdeki yerini aldı.. İyi seyirler.
Ölüm Bekçisi
4,0
Bu kadar acımasız eleştirileri haketimiyor film..en azından bu tarzları benim kadar cok seviyorsanız pişman olmazsınız..10/7
Ölüm Bekçisi
4,0
süra olarak kısa konu fena deil ama esinlemeleri çok olan aslında daha iyi işlenilebilecek bir film olmuş eh işte...
Ölüm Bekçisi
4,0
bu kadar saçma bir film olamaz. ne senaryo var nede adam gibi bir kurgu. bu zamana kadar seyrettiğim en kötü filmlerden biri. sakın gitmeyin derim, paranıza ve zamanınıza yazık olur...
Ölüm Bekçisi
1,0
kötü film..gerçekten çok kötü..yani öyle böyle değil..berbat
Ölüm Bekçisi
0,5
Saçma sapan bir film arkadaşlar gitmeyin paranıza yazık...
Ölüm Bekçisi
1,0
kesinlikle izleyebileceğiniz en kötü filmlerden biri, tam bi "bitse de gitsek"olayı yaşıyosunuz
Ölüm Bekçisi
2,5
Bu kadar vasat bir film olacağını tahmin etmiyordum.Zamanınıza değmez.
Ölüm Bekçisi
0,5
film konu olarak güzel olabilir yönetmen filmi perdeye yansıtamamış. yine de seyredilmesi gereken bir yapım...
Ölüm Bekçisi
2,5