text
stringlengths
148
186k
# Turkcell’den bayramda yurt dışı müjdesi ## Özet Turkcell, tarifesi ne olursa olsun Turkcell, 5-18 Ağustos'ta yurt dışında olacak bireysel ve kurumsal faturalı tüm müşterilerine 1GB internetin yanı sıra 60 dakika görüşme veya 60 SMS hediye ediyor ## İçerik Şirketten yapılan açıklamaya göre, müşterilerini sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde en iyi hizmetle buluşturma amacıyla çalışan Turkcell, Kurban Bayramı'nda yurt dışına çıkacak müşterilerine özel bir hediye sunuyor. Bireysel ve kurumsal faturalı tüm Turkcell’liler tarifelerinden bağımsız olarak bayram döneminde yurt dışında yapacakları 1GB’lık internet kullanımının yanı sıra 60 dakika görüşme (arama/aranma) veya 60 SMS’i bayram hediyesi olarak ücretsiz kullanabilecek. 88 ülkeyi kapsayan Kurban Bayramı hediyesiyle, Turkcell’liler rahat bir şekilde iletişim kurabilecek. 5-18 Ağustos'ta yurt dışında bulunacaklara otomatik olarak tanımlanacak olan hediyeyle Turkcell müşterileri sevdikleriyle Türkiye’deki gibi bayramlaşacak. -“Turkcell’liler bayramın coşkusunu yurt dışında da yaşayacak” Açıklamada görüşlerine yer verilen Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Ömer Barbaros Yiş, şunları kaydetti: “Turkcell olarak sadece yurt içinde değil yurt dışında da müşterilerimizin yanındayız. Ülkemiz ve insanlarımızın için son derece manevi anlamlar taşıyan Kurban Bayramı’nda müşterilerimize yakınlarıyla rahatça bayramlaşabilmeleri için bugüne kadar benzeri olmayan bir hediye sunuyoruz. Bu hediyemiz sayesinde Turkcell’liler gerek internet üzerinden gerekse konuşarak bayramın coşkusunu dünyanın dört bir yanına taşıyacak. Bu vesileyle tüm Türkiye’nin bayramını şimdiden kutlarız.” Yurt dışındaki ilk kullanımda devreye girecek ve 1 saat geçerli olacak hediyenin kullanılabileceği ülkeler şöyle: ABD, Almanya, Arnavutluk, Avustralya, Avusturya, Azerbaycan, Bangladeş, Belçika, Beyaz Rusya, Birleşik Arap Emirlikleri, Bosna Hersek, Brezilya, Bruney, Bulgaristan, Cebelitarık, Çek Cumhuriyeti, Çin, Danimarka, Ekvator, Ermenistan, Estonya, Faroe Adaları, Fiji, Filistin, Finlandiya, Fransa, Guatemala, Güney Afrika, Güney Kore, Gürcistan, Hırvatistan, Hollanda, Hong Kong, Irak, İngiltere, İran, İrlanda, İspanya, İsrail, İsveç, İsviçre, İtalya, İzlanda, Kanada, Karadağ, Katar, Kazakistan, Kıbrıs, Kırgızistan, Kosova, Kosta Rika, Letonya, Lihtenştayn, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Makao, Makedonya, Malezya, Malta, Mısır, Moldova, Monako, Montserrat, Nepal, Nijer, Norveç, Panama, Polonya, Portekiz, Porto Riko, Romanya, Rusya, San Marino, Sırbistan, Singapur, Slovakya, Slovenya, Sri Lanka, Suudi Arabistan, Tacikistan, Tayland, Tayvan, Tunus, Ukrayna, Uruguay, Yeni Zelanda, Yunanistan.
# CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ölümünün 27. yılında Özal'ı andı ## Özet CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın "örnek bir siyaset ve devlet adamı olduğunu" belirtti. ## İçerik #### CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın "örnek bir siyaset ve devlet adamı olduğunu" belirtti. ###### Ankara **CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu** , Türkiye'nin **8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal**'ın ölümünün 27. yılı dolayısıyla mesaj yayımladı. Kılıçdaroğlu, Twitter üzerinden paylaştığı mesajında Özal'ın "demokratik siyasi yaşama daima bağlı kalan, devletin kurum ve kurullarını önemseyen, devlet yönetiminde planlamaya ve liyakate önem veren örnek bir siyaset ve devlet adamı" olduğunu vurgulayarak, "8. Cumhurbaşkanımız Turgut Özal'ı aramızdan ayrılışının yıl dönümünde, saygı ve rahmetle anıyorum." ifadelerini kullandı. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Suriye'de 11 muhalif grup birleşti ## Özet Suriye'de Esed rejimine karşı savaşan 11 muhalif grup "Ulusal Özgürleştirme Cephesi" adı altında birleşti. ## İçerik **Suriye** 'de,** Beşşar Esed** rejimine karşı savaşan 11 muhalif grup, **İdlib** 'de "**Ulusal Özgürleştirme Cephesi** " adı altında birleştiğini duyurdu. Muhalif kaynaklardan edinilen bilgiye göre, ülkenin kuzeybatısındaki İdlib ve Hama ilinin kuzeyindeki **Özgür Suriye Ordusu** na (**ÖSO** ) bağlı 11 askeri muhalif grup "**Ulusal Özgürleştirme Cephesi** " adı altında birleşme kararı aldı. Yeni kurulan Ulusal Özgürleştirme Cephesi'ne** Feylak-ı Şam**, **Nasır Ordusu** , **Özgür İdlib Ordusu** , **1. Sahil Tümeni**, **2. Sahil Tümeni**, **1.Fırka**, **2. Ordu**, **Seçkinler Ordusu** , **Şüheda El İslam Dareyya** ,** El Huriyye Tugaye** ve ** 23. Fırka** grupları katıldı. Muhaliflerin sosyal medyada paylaştığı birleşme duyurusunda, "Yeni oluşumun hedefi, Suriye'de İdlib ilindeki Özgür Suriye Ordusu'nun bileşenlerini tek çatı altında birleşmesidir." ifadesi yer aldı. Ulusal Özgürleştirme Cephesi'nin lideri Faylak Şam grubunun komutanlarından **Fadıl Allah El Hacci** , yardımcısı ise Nasır Ordusu'ndan **Suhayp Leyyüş ** oldu. Yaklaşık 30 bin muhalifin birleşmesiyle Suriye'de Beşşar Esed rejimine karşı savaşan en büyük askeri gruplardan biri kurulmuş oldu. Muhabir: Burak Karacaoğlu, Eşref Musa Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# HDP binasında yakalanan terör şüphelisi tutuklandı ## Özet Kadıköy'de, belediyelere kayyum atanmasını, yol kesip çöp konteynerlerini devirerek protesto edenlere tepki gösteren bir vatandaşı bıçakla ağır yaralayan ve kaçtığı HDP İlçe Başkanlığı binasında yakalanan şüpheli tutuklandı. ## İçerik #### Kadıköy'de, belediyelere kayyum atanmasını, yol kesip çöp konteynerlerini devirerek protesto edenlere tepki gösteren bir vatandaşı bıçakla ağır yaralayan ve kaçtığı HDP İlçe Başkanlığı binasında yakalanan şüpheli tutuklandı. ###### İstanbul **Kadıköy** 'de, **3 büyükşehir belediyesine kayyum atanması** nı, yol kesip çöp konteynerlerini devirerek **protesto** edenlere tepki gösteren bir vatandaşı bıçakla ağır yaralayan ve kaçtığı ** HDP Bahçelievler İlçe Başkanlığı** binasında yakalanan şüpheli tutuklandı. Emniyetteki işlemlerin ardından İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edilen şüpheli H.K, savcılık ifadesinin ardından tutuklanması istemiyle hakimliğe sevk edildi. Nöbetçi İstanbul Sulh Ceza Hakimliği, şüpheli H.K'nin tutuklanmasına karar verdi. Kadıköy Bahariye Caddesi Süreyya Operası önünde, 20 Ağustos'ta Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerine kayyum atanmasını yasa dışı şekilde protesto eden gruba müdahale sırasında ara sokaklarda yolları kapatarak çöp konteynerlerini deviren şüphelilere tepki gösteren D.K'yı yaralayan ve terör örgütü PKK ile ilgili suç kaydı da bulunan şüpheli, saklandığı HDP Bahçelievler İlçe Başkanlığında gözaltına alınmıştı. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Seçim yasakları başladı ## Özet Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimlerine ilişkin propaganda dönemi saat 18.00'de sona erdi ve yayın yasakları başladı. ## İçerik **Yüksek Seçim Kurulu** nun (YSK) **seçim takvimi** ne göre, seçimlere yönelik **propaganda serbestliği ** saat 18.00'de bitti. 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'un propaganda serbestliği ve süresini düzenleyen 49. maddesi, propagandanın oy verme gününden önceki 10'uncu günün sabahında başlayacağını ve oy verme gününden önceki gün saat 18.00'de sona ereceğini öngörüyor. Buna göre, oy verme gününden önceki gün (23 Haziran) saat 18.00'den sonra yapılacak yayınlarda, propaganda maksatlı ve oy vermenin tam bir serbestlikle yapılmasına tesir edebilecek mahiyette haber, yorum ve köşe yazısı yayınlanması yasak olacak. Seçim günü 18.00-21.00 saatleri arasında radyolarda ve her türlü yayın organlarında sadece YSK tarafından seçimle ilgili verilecek haber ve tebliğler yayımlanabilecek. Seçim günü saat 21.00'den sonra bütün yayınlar serbest olacak. YSK, gerek görürse yayın yasağını yarın saat 21.00'den önce de kaldırabilecek.
# Altınyıldız Classics giyimde kış tatili için farklı seçenekler sunuyor ## Özet Altınyıldız Classics, her mevsim olduğu gibi kış aylarında da rahat ve konforlu tasarımları ile öne çıkıyor. ## İçerik Altınyıldız Classics'ten yapılan açıklamaya göre, Altınyıldız Classics’in 'soğuklara meydan okuyan' sıcak dokusu, rahatlığı ve renk alternatifleriyle dikkati çeken kadife pantolonları kış tatili bavullarının başrol oyuncuları arasında yer alıyor. Kış kombinlerinin olmazsa olmazı kalın trikolar ise her stile kolayca uyum sağlıyor. Kış aylarında dış giyimin vazgeçilmezleri arasında yer alan kürklü kabanlar ve overcoat montlar soğuk havalar için ideal bir konfor yaratıyor. Kış tatilinin olmazsa olmazlarından atkılar da görünümünü aksesuarlarla zenginleştirmek isteyenler için ideal bir tercih olarak öne çıkıyor.
# Citroen'den yaz kampanyası ## Özet Kampanya kapsamında seçili Citroen modellerine 40 bin TL için 48 ay yüzde 0,92 faiz ile ayda 1.050 TL taksitli kredi imkanı veya 80 bin TL için 24 ay yüzde 0,92 faiz ile sahip olmak mümkün olacak ## İçerik Yapılan açıklamaya göre, seçili Citroen modellerine 40 bin TL için 48 ay yüzde 0,92 faiz ile ayda 1.050 TL taksitli kredi imkanı veya 80 bin TL için 24 ay yüzde 0,92 faiz ile sahip olmak mümkün olacak. Ayrıca Citroen Jumper ağustos ayına özel 20 bin TL için 12 ay yüzde 0 faiz fırsatı ile satışa sunulurken, kredi kullanmak istemeyen müşteriler için seçili modellerde geçerli nakit indirimleri sağlanıyor. Verilen bilgiye göre, yeni Citroen C5 Aircross SUV 40 bin TL'ye özel 48 ay yüzde 0,92 faiz seçeneği ve ayda sadece 1.050 TL taksit imkanı ile satışa sunuluyor. Yeni Citroen C5 Aircross SUV'a 80 bin TL için 24 ay yüzde 0,92 faiz seçeneği ile de sahip olmak mümkün olurken, seçili modellerde geçerli 3 bin TL nakit alım indirimi ile yeni C5 Aircross SUV tüm Citroen yetkili satıcılarında tüketiciyi bekliyor. Berlingo'ya 40 bin TL özel 48 ay yüzde 0,92 faiz seçeneği ve ayda sadece 1.050 TL taksit imkanı ile veya 80 bin TL için 24 ay yüzde 0,92 faiz seçeneği ile sahip olmak mümkün oluyor. Citroen C3 Aircross SUV, 2 bin TL nakit alım indirimi veya 40 bin TL'ye özel 48 ay yüzde 0,92 faiz seçeneği ve ayda 1.050 TL taksit imkanı ile ya da 80 bin TL için 24 ay yüzde 0,92 faiz seçeneği ile müşterilerini bekliyor. Citroen C3 148 bin 500 TL'den başlayan fiyatlarla tüm Citroen yetkili satıcılarında satışa sunuluyor. Kampanya kapsamında Citroen Jumper'a ağustos ayına özel 20 bin TL için 12 ay yüzde 0 faiz fırsatı veya 40 bin TL'ye özel 48 ay yüzde 0,92 faiz seçeneği ve ayda sadece 1.050 TL taksit imkanı ile veya 80 bin TL için 24 ay yüzde 0,92 faiz ile sahip olmak mümkün oluyor. Verimli ve ekonomik BlueHDi motorlarla donatılmış diğer tüm Citroen hafif ticari modellerine ise 131 bin 500 TL'den başlayan fiyatlarla sahip olunabiliyor. Citroen Türkiye, Ağustos ayına özel cazip finansman kampanyalarını kaçırmamak için herkesi en yakın Citroen yetkili satıcısına bekliyor.
# Umman'daki yeni yönetim Türkiye ile daha fazla yakınlaşmaya yöneliyor ## Özet Sultan Heysem bin Tarık döneminde Umman ile Türkiye arasında ilişkilerin geliştiğine dair birçok işaret var. ## İçerik #### Sultan Heysem bin Tarık döneminde Umman ile Türkiye arasında ilişkilerin geliştiğine dair birçok işaret var. ###### Istanbul **Türkiye ile Körfez ülkeleri ** Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn arasındaki ilişkiler gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülmesinden sonra kötüleşse de Umman, Sultan Kabus bin Said döneminde Türkiye'yle ilişkilerini sürdürdü ve şimdiki Sultan Heysem bin Tarık Al Said'in zamanında **ilişkiler daha da gelişti.** Katar, Kuveyt, Umman, Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn'den oluşan Arap Körfez ülkelerinin **Türkiye'nin bölgedeki rolü**ne yönelik farklı bakış açıları bulunuyor. Suudi Arabistan ve BAE, Türkiye'ye yönelik tutumunu kendilerine yakınlaştırması için Umman'a **"yumuşak baskı"** uygulamaya çalışıyor. Umman, Sultan Kabus bin Said'in 1970'ten 2020'ye 50 yıl süren hükümdarlığı döneminde bölgedeki savaşlar ve çatışmalarda tarafsız konumuna bağlı kaldı ve diğer ülkelere karşı herhangi bir uluslararası veya bölgesel ittifaka katılmaktan kaçındı. ### Bölgedeki gerginliklerde Umman tarafsızlığını korudu Yemen'deki İran destekli Husilerin Eylül 2014'te başkent Sana ve bazı bölgelerin denetimini eline geçirmesinden sonra ülkedeki meşru hükümeti desteklemek için Suudi Arabistan öncülüğünde Katar'ın da aralarında bulunduğu 5 Körfez ülkesinin katılımıyla bir koalisyon oluşturulurken Umman tarafsız kalarak koalisyona katılmadı. Bunun yanı sıra Riyad yönetiminin, Suud vatandaşı Şii din adamı Ayetullah Nemr Bakır en-Nemr'i Ocak 2016'da idam etmesinin ardından Tahran Büyükelçiliği ve Meşhed Konsolosluğunun göstericiler tarafından ateşe verilmesi üzerine Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkeleri İran ile diplomatik ilişkilerini keserken, Umman İran ile ilişkilerini sürdürdü. Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn, Haziran 2017'de Katar'la diplomatik ilişkilerini keserek abluka uygulamaya başladıklarında da Umman yine tarafsızlığını korudu ve Kuveyt gibi ara buluculuk yapmaya çalıştı. ### Körfez ülkelerinin dış politikadaki farklı bakış açıları Körfez ülkeleri, **"ortak çıkarlar ve dış tehditlere"** bakış açılarında farklı görüşlere sahipler. Suudi Arabistan yönetimi, Türkiye-Katar ilişkilerine, **Ankara'nın Doha'ya desteği**ne ve oradaki askeri varlığına çok endişeli bakıyor. Riyad yönetimine yakınlığıyla bilinen analistler de sürekli, Türkiye'nin Suudi Arabistan'ın İslam dünyasındaki dini konumunu ve Körfez İşbirliği Konseyindeki önderlik rolünü elinden almaya çalıştığını dillendiriyor. Görünüşe göre, BAE’nin Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Enver Gargaş'ın son açıklamaları ve Bahreyn Meclisindeki Dışişleri, Savunma ve Ulusal Güvenlik Komisyonunun, 4 Ağustos'ta "Türkiye'nin Arap ülkelerine müdahalesine karşı Arap ve Körfez ülkeleri olarak ortak tutum sergileme" bağlamında Türkiye ile ekonomik faaliyetlerin durdurulması çağrısı yapmasından sonra Türkiye'ye yönelik düşmanlık tutumunda bir artış var. İran'ın nükleer programı ve İran ile bölge ülkeleri arasındaki gerginliği azaltma gibi çetrefilli konularda ara buluculuk rolü üstlenen bir ülke olarak Umman, ülkede ve dünya genelinde kötüleşen ekonomik koşulları ve kararının bağımsızlığını, egemenliğini ve bölgesel rolünü korumayı dengeleyerek dış politikalarını yeniden şekillendirmede birçok zorlukla karşılaşıyor. Umman, Suudi Arabistan'ın İran ve Katar ile diplomatik ve ticari ilişkilerinin seviyesini düşürme **baskısına boyun eğmedi.** Umman’ın BAE ile ilişkilerinde önemli ölçüde gerileme var gibi görünüyor. Umman Turizm Bakanlığına ait **"OMRAN"** şirketi ile BAE'nin Umman'daki Sultan Kabus Limanı'nın geliştirilmesi gibi uluslararası büyük projeler yürüten "DAMAC" şirketi arasında birkaç milyar dolarlık anlaşmanın iptal edilmesiyle bu durum daha net bir şekilde anlaşıldı. ### Umman-Türkiye ilişkileri gelişiyor Bunlara karşılık önceki döneme göre şimdiki Sultan Heysem bin Tarık Al Said döneminde Umman ile Türkiye arasında ilişkilerin geliştiğine dair **birçok işaret var.** Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal'ın 27 Temmuz'da Umman Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Bedr es-Saidi ile telekonferans aracılığıyla görüşerek iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirme ve geliştirmenin yanı sıra ortak öneme sahip bölgesel ve uluslararası konuları ele alması bu bağlamda değerlendirilecek örneklerden biri. Daha öncesinde de Umman Müftüsü Ahmed bin Hamed el-Halili, 17 Temmuz'da Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Ayasofya'nın ibadete açılmasının Mescid-i Aksa'nın işgalden kurtulması ile yakında yaşanacak büyük sevinçlerin habercisi olması temennisinde bulundu. Gözlemcilere göre Halili'nin bu paylaşımı, Suudi Arabistan ve BAE başta olmak üzere Körfez ülkelerindeki sosyal medya kullanıcılarını öfkelendirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Umman Sultanı Heysem bin Tarık ile Ramazan Bayramı'nda gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde karşılıklı bayram tebriğinde bulunarak, ikili ilişkiler ve bölgesel meseleleri ele aldı. Umman ile Türkiye arasındaki ilişkiler başta ekonomik, ticari ve askeri olmak üzere birçok alanda **net bir şekilde gelişme** gösteriyor. HAVELSAN'ın Umman'a Türk savunma ihracatının hacmini artırmak için 5 Mart'ta başkent Muskat’ta yerli Masirah International şirketiyle ortaklaşa HAVELSAN Technology Oman LLC adlı bir şirket kurması da bu gelişmenin göstergelerinden biri. Bu arada Antalya merkezli Ares Tersanesi de Türkiye'den Umman'a askeri gemi ihracat projesini hayata geçirdi. Umman Sahil Güvenlik Komutanlığı ile imzalanan sözleşme kapsamında geçen yıl üretim faaliyetine başlanan 14 Ares 85 Hercules Süratli Devriye Botu'ndan 2'si 17 Mayıs'ta Antalya'da suya indirilerek daha sonra **Umman'a teslim edildi.** ** Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Bakan Karaismailoğlu: 10 Haziran'dan itibaren kademeli olarak 40 ülkeye uçak seferleri başlıyor ## Özet Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu, 10 Haziran'dan itibaren kademeli olarak 40 ülkeye uçak seferlerini başlatmayı planladıklarını açıkladı. ## İçerik #### Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Karaismailoğlu, 10 Haziran'dan itibaren kademeli olarak 40 ülkeye uçak seferlerini başlatmayı planladıklarını açıkladı. ###### Ankara **Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu** , yazılı açıklamasında, yeni tip **koronavirüs** (Kovid-19) salgınıyla mücadelede dünyanın diğer ülkelerine kıyasla başarıyla atlatan Türkiye'nin "**yeni normalleşme** " çerçevesinde adımlarını teker teker hayata geçirdiğini aktardı. Salgınla mücadele tedbirlerinin en üst seviyede alınarak 1 Haziran'da iç hat uçuşlarının başlatıldığını ve dış hat uçuşları konusunda da 92 ülke nezdinde girişimlere başlandığına dikkati çeken Karaismailoğlu, "10 Haziran'dan itibaren kademeli olarak 40 ayrı ülkeye uçak seferlerini başlatmayı planlıyoruz." ifadesini kullandı. Dış hat uçuşlarının karşılıklı açılmasıyla ilgili ilk aşamada 15 ülkeyle ön mutabakat yapıldığını belirten Karaismailoğlu, şu bilgileri verdi: "Dış hat uçuşlar için 92 ülkeyle iş birliğimiz devam ediyor. Kuruluşlar ve muhatap ülkelerle uçuşların emniyetli bir şekilde yapılması noktasında görüşüyoruz. Halihazırda dış hat uçuşlarının karşılıklı açılması için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Avusturya, Litvanya, Sırbistan, Kazakistan, Arnavutluk, Beyaz Rusya (Belarus), Birleşik Arap Emirlikleri, Moldova, Özbekistan, Ukrayna, Fas, Ürdün, Sudan ve İtalya ile mutabakat sağladık." Salgın döneminde dünyanın bütün ülkelerinde benzer tedbirler alındığını hatırlatan Karaismailoğlu, "Ülkeler dış hat uçuşlarını azaltarak hatta kapatarak salgını önleme çabasına girişti. Ancak tüm dünyada mücadelede önemli bir eşiği geride bıraktığımızı düşünüyoruz. Artık küresel olarak bağlarımıza, ticaretimize devam etmek durumundayız. Yeniden 'bismillah' diyoruz. Yola çıkıyoruz." değerlendirmesinde bulundu. Karaismailoğlu, 10 Haziran'dan itibaren kademeli olarak başlatılacak dış hat uçuşlarını ise şöyle sıraladı: "10 Haziran'da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Bahreyn, Bulgaristan, Katar, Yunanistan; 15 Haziran'da Almanya, Avusturya, Azerbaycan, Çek Cumhuriyeti (Çekya), Hırvatistan, Hong Kong, İsviçre, Japonya, Kuzey Makedonya Cumhuriyeti, Litvanya, Macaristan, Polonya, Romanya, Sırbistan, Singapur, Slovenya, Tacikistan; 20 Haziran'da Hollanda, Kazakistan; 22 Haziran tarihi itibariyle Arnavutluk, Bosna Hersek, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Güney Kore, İrlanda, Karadağ, Kırgızistan, Letonya, Lüksemburg, Norveç, Slovakya; 25 Haziran'da Belçika." ### "Bakanlıklarımızla koordinasyonumuz çok güçlü" Dış hat uçuşlarının yeniden başlatılması konusunda Sağlık, Dışişleri, Kültür ve Turizm bakanlıklarıyla yoğun iş birliği içinde bulunduklarına dikkati çeken Karaismailoğlu, uçuşlarda vatandaşların sağlığının ön planda tutulacağını ve uygulanacak tedbirlerin öneminin hayati olduğunu bildirdi. Karaismailoğlu, Sağlık Bakanlığınca 20 Mayıs'ta alınan karar çerçevesinde yurt dışından planlı uçuşlarla ülkeye gelen vatandaşların 14 günlük izolasyonlarının, havalimanlarında yapılan muayeneleri sonrasında, kendi evlerinde yapılacağını belirterek, şunları kaydetti: "Bu kapsamda, yurt dışından planlı uçuşlarla yeni gelecek kişilerin havalimanı içinde belirlenen alanlarda muayeneleri yapılacak ve semptomları değerlendirilecek. Muayene yapılan kişilerin iletişim ve adres bilgileri Halk Sağlığı Yönetim Sistemi'ne (HSYS) sınır girişi bölümünde kayıt altına alınacak. Havalimanında yapılan muayeneleri sırasında semptom yönünden şüpheli görülen kişiler, havalimanlarında izolasyon alanına alınacak ve 112 aracılığıyla ilgili şehirlerin İl Sağlık Müdürlüğü tarafından belirlenen hastaneye yönlendirilecek. Yapılan değerlendirmede herhangi bir semptom belirlenemeyen kişilere onam formları imzalatılacak ve kendi imkanlarıyla evlerine ulaşmaları, kendi evlerinde 14 günlük izolasyonları sağlanacak. Bu süre zarfında da aile hekimleri tarafından izlemleri yapılacak. 'Evde Kovid-19 Hastası/Temaslısı İzlem (Karantina) Bilgilendirme ve Onam Formu'nun da doldurulması gerekecek." Havalimanlarında yolculara uygulanacak testlerin, ücret durumu ve sonuçları pozitif çıkan yolculara ilişkin işlemler ve süreçler Sağlık Bakanlığı Hudut ve Sahiller Genel Müdürlüğü, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü ve İl Sağlık Müdürlüklerinin koordinasyonunda gerçekleştirileceğini belirten Karaismailoğlu, ülke olarak küresel salgına karşı verilen milli mücadelenin takdire şayan olduğunu vurguladı. Karaismailoğlu, Bakanlığın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde durmadan, yılmadan, yorulmadan, kesintisiz olarak çalışmalarına devam edeceğine değinerek, "Güçlü Türkiye için el birliğiyle üreteceğiz." ifadesini kullandı. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Bayern Münih kaleci Alexander Nübel ile 5 yıllık sözleşme imzaladı ## Özet Almanya Birinci Futbol Ligi (Bundesliga) şampiyonu Bayern Münih, Schalke 04'te forma giyen Alexander Nübel ile 5 yıllık sözleşme imzaladı. ## İçerik Alman kulübünden yapılan açıklamada, 23 yaşındaki **Nübel** ’in bugün sağlık kontrolünden geçtiği belirtilerek genç kaleci ile 30 Haziran 2025 tarihine kadar bir sözleşme imzalandığı ifade edildi. Bayern Münih’in sportif direktörü Hasan Salihamidzic, Nübel’in Bayern’e gelmesinden dolayı mutlu olduğunu aktararak, "Alexander Nübel en büyük kaleci yeteneklerden biridir ve Bayern Münih’te gelişme sağlayarak yoluna devam edecek. Bu konuda onu destekleyeceğiz." ifadesini kullandı. Kaleci Nübel de, sürekli gelişmeyi hedeflediğini belirterek, "Bayern Münih ile başarılar elde etmek istiyorum." şeklinde konuştu. 2015’ten beri Schalke 04’te forma giyen Nübel Bundesliga'da 46 maçta forma giydi. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Peşmerge sayısı 150'ye indirildi ## Özet Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kobani'ye gönderilecek Peşmerge sayısının 200'den 150'ye indirildiğini belirterek, ÖSO'dan 1300 kişinin geçiş güzergahının da müzakere edildiğini söyledi. ## İçerik Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Estonya Cumhurbaşkanı Toomas Hendrik Ilves ile başbaşa ve heyetler arası görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında soruları yanıtladı. Erdoğan, peşmerge güçlerinin Kobani'ye geçişiyle ilgili soru üzerine, şunları söyledi: "Daha önce de ifade ettiğim gibi biz Sayın Obama'ya 'Özellikle burada tercih edilmesi gereken Hür Suriye Ordusu olabilir birinci derecede, ikinci derecede de peşmergeler olabilir demiştik. Daha sonraki gelişmelerde tabii bir kaç gün geçtikten sonra peşmergelerden PYD bir grubun gelmesini ki 200 kişi kadar kabul etti. Az önce aldığım bilgiye göre bu sayı şimdi 150'ye indirilmiş. Hür Suriye Ordusu'ndan ise bin 300 kişiyi şu anda PYD kabul ettiğini ifade etmiş ve konuyla ilgili ilgili olarak da şu anda ilgili birimlerimiz bu geçiş güzergahının nasıl olması gerekir, bunu müzakere ediyorlar. Hür Suriye Ordusu'nun bizim tarafımızdan ilgili bölgeye geçmesi noktasında zaten bir sıkıntımız yok. Buna olumlu yaklaştığımızı daha önçce de söylemiştik." **"Rusya'nın attığı adımı tanımıyoruz"** Kırım'daki Tatarlara ilişkin soru üzerine de Erdoğan, Kırım Tatarlarına yönelik Rusya'nın attığı adımı tanımadıklarını başından bu yana söylediklerini ve bunu şu anda da tanımadıklarını belirtti. Kırım Tatarlarına her türlü desteği vermeye devam ettiklerini dile getiren Erdoğan, "Estonya'ya da Kırım Tatarlarına vermiş olduğu destekten dolayı ayrıca teşekkür ediyorum. Bunları en üst düzeyde görüşmeye başta Sayın Putin olmak üzere kendileriyle devam ediyoruz. Çünkü artık bu asırda bu tür olayları diplomatik yollarla bir barış güvencesi içerisinde sürdürmek ve çözmekten yanayız" diye konuştu. Soruları yanıtlamadan önce Ilves’e gösterdiği ev sahipliği nedeniyle teşekkür eden Erdoğan, Türkiye ve Estonya arasındaki diplomatik ilişkilerin başlamasının 90’ıncı yılında bu ülkeye gerçekleştirdiği ziyaretin, iki ülke arasındaki ilişkilerin daha da güçlenmesine vesile olacağını söyledi. İkili ilişkilerin temelini 1 Aralık 1924 tarihinde imzalanan Dostluk Anlaşması’nın oluşturduğunu ifade eden Erdoğan, “Türkiye, Estonya’ya yönelik hiçbir işgali, hiçbir ilhakı bugüne kadar tanımamıştır. Avrupa Atlantik kurumları arasında ülkelerimizin paylaştıkları evrensel insani ve demokratik değerler, aramızdaki dostluğun da temelini oluşturmaktadır” dedi. Ilves ile gerçekleştirdiği baş başa ve heyetlerarası görüşmelerde siyasi, askeri, ekonomik ve ticari tüm konuları değerlendirdiklerini belirten Erdoğan, Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecinde Estonya’nın verdiği destekten dolayı da Ilves’e teşekkürlerini bildirdi. Görüşmelerde bölgesel konular ile başta Ukrayna, Irak ve Suriye konularını ele aldıklarını, terör örgütlerine karşı alınması gereken tedbirlerin neler olabileceği konularını görüştüklerini anlatan Erdoğan, uluslararası barışın, güvenliğin ve istikrarın korunmasına ilişkin neler yapabileceklerini konuştuklarını kaydetti. “İki NATO üyesi ülke olarak Afganistan'dan tutunuz diğer sorumluluk alanlarımızı görüştük. NATO üyesi müttefik ülkeler olarak dayanışmanın önemini bir kez daha değerlendirme imkanımız oldu” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Talin’de bulunan NATO Siber Savunma Mükemmeliyet Merkezine olumlu bakışımız devam ediyor ve kısa sürede bunu değerlendireceğiz. Bu katılımı neticelendirmek suretiyle buradaki birlikteliğimizi de güçlendirmiş olacağız” değerlendirmesinde bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Estonya arasındaki ticaret hacminin 2013 yılı sonu itibarıyla 456 milyon dolar olarak gerçekleştiğine işaret ederek, bu hacmi kısa sürede 1 milyar dolara çıkarma iradesini Ilves’te gördüğünü belirtti. Estonya’dan Türkiye’ye gelen turist sayısının şu an 50 bin civarında olduğunu, İstanbul – Talin arasında haftada 6 uçak seferi gerçekleştirildiğini anlatan Erdoğan, Estonyalıların önemli bir tatil destinasyon merkezi olarak gördükleri Antalya’nın Alanya ilçesindeki Gazi Paşa Havalimanı’ndan da Talin’e gelecek yazdan itibaren seferlerin başlayacağını, bunun da 2015 yılının yaz mevsimi çok daha hareketli hale getireceğini söyledi. Erdoğan, “Aramızdaki vize konularını da hallettiğimiz andan itibaren Türkiye’den de Talin’e ve Estonya’nın güzel destinasyon merkezlerine gelen vatandaşlarımızın artacağına inanıyorum. Bu, halklarımız arasındaki güveni çok daha artıracaktır” dedi. **Cumhurbaşkanı Ilves'in sözleri** Estonya Cumhurbaşkanı Ilves de Erdoğan’ın cumhurbaşkanı olarak Estonya’yı ziyaret etmesinden büyük memnuniyet duyduklarını ifade ederek, yakın ve olumlu seyir izleyen ikili ilişkilerin bu ziyaretle daha da artacağına olan inancını dile getirdi. Estonya’nın uzun solukla NATO’ya üyelik sürecinde Türkiye’nin desteğini hep hissettiklerini, kendilerinin de Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini destekledikleri belirten Ilves, Erdoğan’ın ziyaretinin olumlu ve kuvvetli olan ilişkileri daha da pekiştirmek olarak özetlenebileceğini söyledi. Ilves, Türkiye’nin, Estonya vatandaşlarının 1 numaralı turizm destinasyonu haline geldiğini de kaydetti. Ilves, içinde bulunulan çağda çevre ve güvenlikle ilgili manzaranın sürekli değiştiğine işaret ederek, NATO çerçevesinde birbirine sınırı olmayan iki ülke olmalarına rağmen Türkiye ve Estonya’nın çevresinde güvenlik manzarasının dramatik şekilde değiştiğini vurguladı. Ilves, “Diğer ülkelerdeki ve sınırımız olmayan ülkelerdeki bu çetrefilli süreçler devam ederken bu ittifaka her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Bu çerçevede Türkiye ile olan işbirliğimiz daha da önem kazanıyor” dedi. Türkiye ve Estonya tarafından terör örgütü kabul edilen IŞİD’in faaliyetlerinden de iki ülkenin derin endişe duyduğunu ifade eden Ilves, “Kobani’deki gelişmeleri iki ülke olarak yakından takip etmekteyiz ve bu alanlardaki işbirliğine değerlendirmeye açığız. Bütün bu olup biten çetrefilli senaryolar Türkiye’nin hemen sınırının ötesinde gerçekleşiyor. Kobani’de cereyan eden olaylar hem Avrupa hem de NATO üye devletleri için büyük ve eşi benzeri olmayan bir tehdide işaret ediyor” diye konuştu. Estonya Cumhurbaşkanı Ilves, Kırım'ın yasa dışı olarak ilhak edilmesinin de Helsinki 1971 Çerçeve Anlaşması'nın bütün ilkelerini neredeyse geçersiz, kadük bıraktığına işaret ederek, "Kırım’ın ilhak edilmesi bizim ortak anlayışa vardığımız hususların tamamıyla geçersiz ve kadük kalmasına yol açmıştır. Avrupa’da sınır değişiminin artık mümkün olmadığını düşündüğümüz bir çağda özellikle güç kullanımı aracılığıyla ya da güç kullanımı ile tehdit edilmek suretiyle böyle bir sınır değişikliğine zorlanması hiçbirimizin tahmin etmediği, beklemediği bir gelişmeydi. NATO üye devletleri olarak hepimiz, sınırları içerisinde ve sınırlarımız ötesinde çok değişen, dramatik olarak değişen bir güvenlik ortamında bulunuyoruz. Helsinki Kurucu Anlaşması’nın bütün ilkelerinin bu bağlamda geçersiz olması bizleri şaşırtmış ve anlayışımızın bu noktaya gelmiş olması bizleri üzmüştür" değerlendirmesinde bulundu. Ilves, Estonya ve Türkiye'nin güvenlik noktasındaki işbirliğinin de derin ve kuvvetli olduğuna işaret ederek, özellikle siber savunma alanındaki işbirliğinin takdire şayan olduğunu söyledi. Siber savunmanın ne kadar önemli olduğunun iki ülke tarafından gayet iyi anlaşıldığını belirten Ilves, Türkiye’nin siber savunma çerçevesine resmi olarak dahil olmasının memnuniyet verici olduğunu belirtti. Türkiye'yi, AB üye devletleri için stratejik öneme haiz bir ortak niteliğinde gördüklerine işaret eden Ilves, "Bu ay Avrupa Komisyonu tarafından yayınlanmış olan ilerleme raporunda da gerçek anlamda çok önemli ilerlemeler kaydedildiğini görmek bizi çok mutlu ediyor. Hem Estonya için hem de Türkiye için kilit öneme haiz noktalarda ilerleme kaydedilmiş olması bizleri mutlu ediyor. Türkiye ve Estonya aynı sayfada, aynı yöne bakan, aynı ufku paylaşan iki ülkedir, bu sebepten dolayı bu ilerlemeden dolayı sizleri tebrik ediyorum" diye konuştu. Ilves, Estonya ve Türkiye arasındaki Dostluk Anlaşması'nın 1 Aralık 1924te İstanbul'da imzalandığını tahmin ettiğini belirterek, bu anlaşmanın Rusya'nın Estonya'yı ilhak ettiği günlerde imzalanmış olmasının da ayrı bir öneme haiz olduğunu söyledi. Muhabir: Ferdi Türkten, Selma Bıyıklı Adabaş, Kadir Karakuş Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Irak'ın kuzeyinde terör saldırısı: 2 şehit, 2 yaralı ## Özet Irak'ın kuzeyindeki Kani Rash bölgesinde bulunan TSK unsurlarına, bölücü terör örgütü mensuplarınca düzenlenen saldırıda iki asker şehit oldu, iki asker yaralandı. ## İçerik #### Irak'ın kuzeyindeki Kani Rash bölgesinde bulunan TSK unsurlarına, bölücü terör örgütü mensuplarınca düzenlenen saldırıda iki asker şehit oldu, iki asker yaralandı. ANKARA **Genelkurmay Başkanlığından** , **Irak** 'ın kuzeyindeki **Kani Rash** bölgesinde bulunan ** Türk Silahlı Kuvvetleri** (**TSK** ) unsurlarına, bölücü terör örgütü mensuplarınca düzenlenen saldırıda **iki askerin şehit** olduğu, **iki askerin yaralandığı** bildirildi. Genelkurmay Başkanlığından yapılan açıklamada, Irak'ın kuzeyindeki Kani Rash bölgesinde bulunan TSK unsurlarına, bölücü terör örgütü mensuplarınca düzenlenen saldırıda iki askerin şehit olduğu, iki askerin yaralandığı belirtildi. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu saldırıda hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Allah'tan rahmet, şehitlerimizin kederli ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile yüce Türk milletine başsağlığı ve sabır, yaralanan kahraman silah arkadaşlarımıza acil şifalar dileriz. Türk Silahlı Kuvvetleri, asil Türk milletinden almış olduğu güçle tüm terör örgütleriyle mücadelesine en son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar azim ve kararlılıkla devam edecektir." Muhabir: Sinan Uslu Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Karmod, Almanya’da Müzik Eğitim Merkez binası kurdu ## Özet Brandenburg eyaletinin başkenti Potsdam şehrinde Yeni Nesil Konteyner modeliyle kullanıma hazır olarak hazırlanan yapı grubu toplam bin 575 metrekare büyüklüğe sahip ## İçerik Şirketten yapılan açıklamaya göre, Almanya'nın kuzeydoğusunda Brandenburg eyaletinin başkenti Potsdam şehrinde Yeni Nesil Konteyner modeliyle kullanıma hazır olarak hazırlanan yapı grubu toplam bin 575 metrekare büyüklüğe sahip. Karmod açıklamasında görüşlerine yer verilen Dış Ticaret Müdürü Taner Öztürk, son dönemde Almanya, Fransa gibi Avrupa’nın öne çıkan ülkelerinde ofisten eğitim binalarına önemli projeler gerçekleştirdiklerini belirtti. Yapılarına olan ilginin artışında üretimlerini bu ülke standartizasyonlarına uygun hale getirmelerinin en önemli etken olduğuna dikkati çeken Öztürk şunları kaydetti: "Avrupa'da iş yapmak için standartlar önemli etken ve o pazara giriş kapısı ama şunu da vurgulamak gerekir ki şu ana kadar tamamladığımız yapıları kullanan müşterilerimizin memnuniyeti önümüzü daha da açıyor. Yeni Nesil Konteynerimizin uzun ömürlü yapısıyla beraber sunduğu en önemli avantajlardan biri de demonte özelliğin verdiği kolaylıkla sevk edildiği ülkede çok kısa zaman diliminde kullanıma hazır kurulum yapılabilme özelliğine sahip olması.Geride bıraktığımız ağustos ayında Fransa’da teslim ettiğimiz 17 derslikli Simone Veil okulunu 40 gün gibi çok kısa bir zaman diliminde tamamlama başarısı göstermiştik. Bu projeden memnuniyet adına güzel dönüşler aldık. İlk etapta 5 yıllık kullanım için projelendirilen okul yapı ortaya çıktığında kalıcı olarak kullanılma kararı alınmıştı. Almanya Müzik Eğitim Merkezi projemiz tek katlı planda birleşimli yapı grubunda tasarlandı. Müzik eğitimi esnasında oluşacak yüksek ses düşünülerek duvar panellerine iç kısımda ekstra ses yalıtımına özel perdeleme uygulaması gerçekleştirildi. Türkiye’de ön üretimli hazırladığımız yapılarımızı kara yolu ile demonte sevk ederek ekiplerimizle yerinde kurulumunu gerçekleştirdik. Kullanılan tüm malzemeler ülkemizden gönderildi. Proje 56 adet 3x7 metre, 14 adet 3x9 metre ünite olmak üzere toplam 70 adet Yeni Nesil Konteyner ünitesi kullanılarak tamamlandı."
# Belçika'nın 'imtiyazlı' terör örgütü: PYD/PKK ## Özet Belçika, PYD/PKK terörüne ayrıcalık tanıyan kararlar almaya devam ediyor. Son olarak Belçika Yargıtayı, terör örgütünün ülkede "rahatça" hareket edebilmesine imkan sağlayan skandal bir karara imza attı. ## İçerik **Belçika** , PYD/PKK terörüne yönelik ayrıcalık tanıyan kararlar almaya devam ediyor. Terörün finansmanı başta olmak üzere, gerek eleman devşirme gerekse de** PYD/PKK**’ya ait STK’lar bağlamında terör propagandasının sürmesi Belçika Yargıtayı tarafından bir sorun olarak görülmedi. Ariadna ismiyle tanınan dava kapsamında alınan bu karar bağlamında aralarında kırmızı bültenle aranan Zübeyir Aydar ve Remzi Kartal gibi 36 teröristin bulunduğu ve 2006’dan beri devam eden dava yeniden PYD/PKK lehine sonuçlandı. PYD/PKK terörünün Belçika’da “rahatça” hareket edebilmesine olanak sağlayan bu sürüncemeli davaya yönelik sorulması gereken iki soru söz konusu. PYD/PKK ve Belçika arasındaki bağın boyutları ilk soruya işaret etmektedir. İkinci soru Belçika’nın PYD/PKK yapılanmasına neden bir terör örgütü nazarıyla bakması gerektiğiyle alakalıdır. ### Belçika ve PYD/PKK "ittifakı" 28 Ocak 2020 itibarıyla açıklanan ve PKK lehine sonuçlanan kararla birlikte, PYD/PKK terörü Belçika’da “yasal” bir zemine oturtulmuş oldu. 28 Ocak 2020 tarihli karar ile 2006’da başlayan ve PYD/PKK’ya mensup 36 kişinin bulunduğu dava terör örgütü lehine sonuçlandı. Bu dava ile PYD/PKK’nın Belçika’daki unsurlarının, Belçika hükümeti ve oluşumlarını hedef almadığı, Türkiye’de yaşanan terör olaylarının “iç savaş” olduğu; ayrıca PYD’nin zaten ABD ile hareket eden bir yapı olduğu gerekçesiyle PKK ile “bağının olmadığı” vurgulandı. PYD/PKK’nın Belçika’da 1970’lerden bu yana devam eden "imtiyazı" hukuki olarak gerekçelendirilmiş oldu. Esasında davaya yönelik gerekçeler, bazı Belçikalı resmi kişi ve oluşumların ve PKK unsurlarının 1970’lerden bu yana beraber hareket ettiğini tasdikler nitelikte. Örneğin, PKK terörünün 1978 itibarıyla Belçika uzantısı olarak hareket eden Kürt İşçi ve Öğrenciler Birliği (TEKOŞER) Belçika’nın Flaman bölgesinde sol-milliyetçi parlamenter ve yapıların desteğiyle ortaya çıkmıştı. 1980’ler boyunca PKK müzahiri yapılar tarafından Türkiye’ye yönelik üretilen karşıt söylemler üzerinden beraber hareket eden ilgili Belçikalı oluşumlar, 1990’larda bu desteği sürdürmüştür. Bu bağlamda TEKOŞER’in yerine 1989’da kurulan Brüksel Kürt Enstitüsü “Biz PKK’yı, diyalog için fazla bir alan bırakılmadığı için silaha sarılan kurtuluş hareketi olarak görmeye devam ediyoruz” mottosuyla PYD/PKK propagandasına “Belçika Dernekler Yasası” altında bulunan “Kar Amacı Gütmeyen Kuruluşlar” adlı “yasal” düzenleme ile devam etmektedir. Ayrıca Brüksel Kürt Enstitüsü’nün Belçika Kültür, Gençlik ve Medya Bakanlığı tarafından her yıl fonlandığı bilinmekle beraber bu miktarın 2019 yılı için 135 bin avro olduğu resmi kayıtlarda mevcuttur. 1993’te KON-KURD olarak adlandırılan ve şimdiki ismi KCDK-E olan PYD/PKK’nın sözde Belçika merkezli STK yapılanması da aynı yasadan faydalanarak terör örgütü propagandasına devam etmektedir. 2012-2017 arasında bilinen yaklaşık 200 PYD/PKK müzahiri gösteri KCDK-E’ye bağlı NAVBEL, PYD Brüksel vb. yapılar tarafından gerçekleştirilmiş olup halen daha sürmektedir. Türkiye’nin 1991-1999 arasında yürüttüğü etkin terörle mücadele operasyonları neticesinde PKK, gerçekleştirdiği terör saldırılarının artık aleyhine döndüğünü anlayarak, terör örgütü çatı yapılanması KCK’nın sözde uluslararası temsilciliği olan KNK adlı yapıyı yine Belçika merkezli yürütmeye başlamıştı. Halen bu yapı içinde üst düzey görevler Zübeyir Aydar ve Remzi Kartal tarafından yürütülmekle birlikte KCK’nın sözde üst düzey yöneticileri Murat Karayılan ve Cemil Bayık gibi terör örgütünün sözde üst düzey mensuplarının KNK üyeleri arasında yer alması söz konusudur. KNK başta Belçikalı parlamenterler olmak üzere kimi Avrupa Parlamentosu (AP) mensupları ile de kamuya açık ve kapalı toplantılar düzenleyerek, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılması, PKK’nın Avrupa Birliği (AB) terör örgütleri listesinden çıkarılmasını desteklemekle birlikte PYD/YPG terör unsurları ile beraber hareket etmektedir. ### Türkiye, Irak ve Suriye'ye terör ihracında Belçika'nın rolü Terör örgütünün Belçika ve AB genelinde elde ettiği kazanımlara bakıldığında, bir “iç savaş”ta taraf olan aktör gibi değil aksine bir terör örgütü ve organize suç yapılanması gibi hareket ettiği açıktır. PYD/PKK Belçika’da “siyasi ve hukuki yapı” dahilinde “fırsat” bularak; uyuşturucu kaçakçılığı, para aklama, insan ticareti, kaçakçılık, propaganda, Kürt diasporasının bir kısmının radikalleştirilmesi sonucu “terör kitlesi” ortaya çıkarabilmiştir. Bu bağlamda Türkiye başta olmak üzere Irak ve Suriye’ye yönelik “terör ihracı” Belçika üzerinden sürmektedir. Bu bağlamda terör örgütünün Belçika ve AB genelinde elde ettiği kazanımlara bakıldığında, bir “iç savaş”ta taraf olan aktör gibi değil aksine bir terör örgütü ve organize suç yapılanması gibi hareket ettiği açıktır. Örneğin 1980’lerden günümüze değin terör örgütünün dağ kadrosuna mensup kişiler uzun süre Belçika ve civarında eğitim gördükten sonra Irak ve Türkiye’ye dönmüş ve çok sayıda terör eylemi gerçekleştirmiştir. Halen KCDK-E ve KNK gibi yapılar etrafında toplanan Kürt kökenli gençlerin PYD/YPG üzerinden radikalleştirilmesi, öte yandan Belçika merkezli olarak kimi akademisyenlerin Suriye’de bulunan PYD/YPG saflarına terör örgütü eşliğinde “ziyareti” söz konusudur. Ortaya çıkan radikalleşme örnekleri 1990’ların başında görünürlük kazanmaya başlamıştır. Bu bağlamda PKK mensupları AB ülkelerindeki ilk açlık grevini 1992’de Belçika’da gerçekleştirebilmesinin yanı sıra çok sayıda Türk misyonunu ve vatandaşını hedef aldığı bilinmektedir. Örneğin; Belçika’da 2011 yılında Ergün Top’un PKK’lılar tarafından darp edilmesi, 2013 yılında Anvers belediyesine yönelik PKK’lıların taşlı sopalı saldırıları, 2017’de “Apocu Gençlik İnisiyatifi” adlı PKK’lı yapının Türk vatandaşlarına organize bir şekilde Anvers bölgesinde saldırması, 2018’de Zeytin Dalı Harekâtını protesto etmek maksadıyla Türk Kültür Derneklerine yönelik şiddet içeren terör eylemleri ve nihayetinde 2019 yılında 2 Türk vatandaşının hayatını kaybettiği silahlı saldırılar; PKK’nın şiddet içeren terör saldırılarından sadece bazılarıdır. ### Türkiye'nin muhtemel adımları Belçika’nın terör örgütünü bir bakıma yasal statüye taşıyan bu kararına karşı Türk resmi makamlarının sadece hukuki değil aynı zamanda “diaspora güvenliği” bağlamında gerekli platformları kurması ve geliştirmesi önem arzediyor. 2006 yılında Belçika’da başlayan PYD/PKK terör yapılanmasına yönelik davada 37 kişi yargılanıyordu. Terör örgütünün sözde üst düzey sorumlularından Fidan Doğan’ın ölümüyle, aralarında Zübeyir Aydar ve Remzi Kartal’ın da bulunduğu 36 kişi hakkında karar 9 yıl gecikmeyle Kasım 2016’da nihayete erdirilmişti. PKK’nın "terör örgütü” olmadığı; aksine Türkiye’de "iç savaşa" taraf olan aktörlerden biri olduğu vurgusu üzerinden, terör örgütü lehine karar ortaya çıkmıştı. Akabinde Türk tarafı ve Belçika Federal Savcılığı’nın karara itiraz etmesi sonucu Mart 2019’da yeniden PKK lehine bir karar çıkmış ve taraflar çıkan kararı Mart 2019 itibarıyla yeniden temyize götürmüştü. 28 Ocak 2020 itibarıyla açıklanan ve PKK lehine sonuçlanan kararla birlikte, PYD/PKK terörü Belçika’da “yasal” bir zemine oturtulmuş oldu. Böylece hukuki ve siyasi zeminiyle terör örgütü mensuplarının radikalleştirilmesi için gerekli “fırsat” PYD/PKK unsurlarına sunulmuş oldu. Belçika’nın terör örgütünü bir bakıma yasal statüye taşıyan bu kararına karşı Türk resmi makamlarının sadece hukuki değil aynı zamanda “diaspora güvenliği” bağlamında gerekli platformları kurması ve geliştirmesi önem arzediyor. Nitekim karar sonrasında PYD/PKK’lıların gerçekleştireceği her türlü şiddet içeren terör saldırısı veya propaganda/gösteri vb. eylemler Türk vatandaşları için tehdit olma özelliğini haizdir. Öte yandan Belçikalı ve AB’li siyasi ve hukuki organların ilgili kararın meşru olmadığına yönelik bilgilendirilmesi gerekmektedir. Buna ilave olarak, FETÖ terör oluşumu yapılanması ve PYD/PKK doğrultusunda hareket eden kişilerin Belçika’dan iadesine yönelik tedbirler alınması da önemli. Aksi takdirde diğer terör örgütleri PYD/PKK’nın elde ettiği fırsatlar üzerinden Belçika’da ve dolayısıyla AB’de tehdit unsuru oluşturabilecek bir faaliyeti “kolayca” gerçekleştirebilecektir. Netice olarak Ariadna Davası sonucunda Belçika, önümüzdeki yıllarda gerek AB müktesebatı gerekse de uluslararası hukuk nezdinde, dolaylı da olsa “teröre destek verme” suçlamaları ile karşılaşabilir. [Doktora eğitimini Polis Akademisi Uluslararası Güvenlik bölümünde sürdüren Ümit Tetik SETA’da güvenlik araştırmalarına devam etmektedir] Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Hilafet tahtının sultanı: Yavuz Sultan Selim ## Özet Hükümdarlığı döneminde hilafeti ve kutsal emanetlerin büyük bölümünü ülkeye getiren, 498 yıl önce 22 Eylül'de Çorlu'da vefat eden Yavuz Sultan Selim'in sekiz yıllık yönetimi, Osmanlı tarihinde önemli dönüm noktalarını teşkil ediyor. ## İçerik #### Hükümdarlığı döneminde hilafeti ve kutsal emanetlerin büyük bölümünü ülkeye getiren, 498 yıl önce 22 Eylül'de Çorlu'da vefat eden Yavuz Sultan Selim'in sekiz yıllık yönetimi, Osmanlı tarihinde önemli dönüm noktalarını teşkil ediyor. İSTANBUL - Mücahit Türetken **Hilafeti Osmanlı** 'ya getirerek İslam dünyasının tek bir çatı altında toplanmasını sağlayan ve 498 yıl önce 22 Eylül'de **Çorlu** 'da vefat eden Yavuz Sultan Selim, sekiz yıldan fazla süren yönetiminde, Osmanlı tarihinde dönüm noktası teşkil eden olaylara imza attı. Babası II. Bayezid'in sancak beyi olarak bulunduğu Amasya'da doğan** Yavuz Sultan Selim** , küçük yaşlardan itibaren birçok laladan eğitim aldı. Babasının tahta çıkmasının ardından Şehzade Selim, 1487 yılından 1510 yılına kadar Trabzon sancak beyliği yaptı. Şehzade Selim'in Trabzon'daki idarecilik yılları ona ileride kısa sürecek saltanatı için çok iyi bir tecrübe kazandırdı. Burada iken sınır boylarındaki gelişmeleri, özellikle Gürcü prensliklerinin ve Osmanlı Devleti için büyük bir siyasi-dini mesele oluşturacak olan Şah İsmail'in faaliyetlerini dikkatle takip etti. ### 24 Nisan 1512'de dokuzuncu Osmanlı hükümdarı oldu Annesi Ayşe Hatun 1506'da vefatına kadar onun yanında bulunurken, oğlu Süleyman da 1494'te Trabzon'da dünyaya geldi. Yine burada doğan Şehzade Salih, 1499'da ve Kamerşah Sultan ise 1503'te küçük yaşta vefat etti. Şehzade Selim, Sultan II. Bayezid'in kendisi ve Korkut yerine kardeşi Ahmed'i tahta geçirmeye hazırlandığını öğrenince babasına sert ifadeler içeren mektup kaleme aldı. Babasının hastalığının artması ve divandaki vezirlerin çoğunun onun aleyhinde bulunarak padişahı Ahmed lehine teşvik etmesi üzerine o da önce oğlu Süleyman'ın yanına Kefe'ye ardından 3 bin kişiyle babasının yanına Edirne'ye gitti. Çukurçayır denilen yerde babasıyla karşı karşıya geldi. Burada babası tarafından yatıştırıldı ve kendisine Semendire sancağı verildi, Macarlar'la savaşması için izin çıktı. Şehzade Selim, ağabeyi Ahmed'in saltanat makamına çağrıldığını haber alınca Edirne'ye girdi, ardından babasına yetişerek Çorlu'ya geldi. Uğraşdere mevkisinde II. Bayezid'in kuvvetleri ani bir saldırıyla Selim'i geri çekilmeye zorladı. Bununla birlikte İstanbul'da yeniçeriler Şehzade Ahmed'i istemediklerini ve Selim'i desteklediklerini açıkça ilan ettiler. Üsküdar'a kadar gelen Ahmed şehre giremedi, Kefe'de bulunan Selim'e destek mektupları yollandı. Bazı vezir ve paşaların da baskısı sonucu II. Bayezid, tahtından Selim lehine feragat etmek zorunda kaldı. Böylece Selim 24 Nisan 1512'de dokuzuncu Osmanlı hükümdarı olarak tahta çıktı. ### İlk hedefi dini ve siyasi tehdit oluşturan Şah İsmail oldu Saltanatını terk eden II. Bayezid ise Dimetoka'ya gitmek üzere İstanbul'dan çıkışının ardından 10 Haziran 1512'de Abalar köyünde vefat etti. Yavuz Sultan Selim'in ilk hedefi ise Osmanlı Devleti için ciddi bir dini ve siyasi tehdit oluşturan Şah İsmail oldu. Yavuz Sultan Selim, 20 Mart 1514'te Edirne'den İran seferi için yola çıktı. Beş ay süren oldukça zorlu seferin sonunda 23 Ağustos 1514 çarşamba günü Çaldıran'da yapılan savaşta Sultan Selim, düşmanına üstünlük kurdu ve Şah İsmail geri çekilmek zorunda kaldı. Yavuz Sultan Selim, harekatını sürdürerek 6 Eylül Cuma günü Tebriz'e girerek adına hutbe okuttu. Bölgede bazı imar hareketlerinde bulundu ve sayıları bine ulaşan ilim ve sanat erbabını İstanbul'a sevk etti. ### Memlük Ordusunu bozguna uğratıp Kasr-ı Yusuf'ta Mısır tahtına oturdu Tarihçi İdris-i Bitlisi'yi bölgeye göndererek civardaki Sünni/Şafii aşiretlerini Safeviler'e karşı örgütlemeye çalıştı, mahalli Kürt beylerini de kendi tarafına çekti. Yavuz Sultan Selim, 5 Haziran 1516'da Doğu seferi için İstanbul'dan ayrıldı. Sünni Memlük sultanının Safevilerle ortak hareket ettiğini öğrenerek Malatya'dan Halep'e doğru ilerledi. 24 Ağustos'ta Mercidabık Ovası'nda yapılan savaşta Memlük ordusunu dağıttı. Daha sonra Mısır seferine karar veren Yavuz Sultan Selim'in ordusu önce Şam'ı ardından Kudüs'ü ele geçirdi. 9 Ocak'ta Gazze'den Mısır'a doğru yola çıkan Yavuz Sultan Selim ve ordusu, zorlu çöl yolculuğunun ardından 22 Ocak'ta Ridaniye'de yeniden toparlanan Memlük ordusunu bozguna uğrattı. 15 Şubat'ta görkemli bir törenle Kahire'ye girdi ve Kasr-ı Yusuf'ta Mısır tahtına oturdu. İçlerinde Abbasi Halifesi Mütevekkil-Alellah ve yakınlarıyla öldürülen Memlük sultanı Kansu Gavri'nin oğlu Muhammed'in bulunduğu bazı önde gelen kimseleri, ulemayı, sanatkarları, bir kısım tacirleri, mukaddes emanetleri ve ele geçirilen malzemeleri donanmayla İstanbul'a sevk eden Yavuz Sultan Selim, geldiği yolu takip ederek geri döndü. Şam'a vardığında Muhyiddin İbnü'l-Arabi'nin mezarını buldurarak buraya bir türbe, yanına da bir cami ve tekke yaptırdı. ### Rodos seferinden vazgeçti Yavuz Sultan Selim, iki yıl bir ay süren seferin ardından 25 Temmuz 1518'de İstanbul'a döndü. 1519 yılının nisan ayında Rodos seferi için donanmaya yeni gemiler tedarik ettirip, toplar döktürdü. Ulemanın Şah İsmail'e karşı seferin daha önemli olduğu görüşü sonrası Rodos seferinden vazgeçti. Sultan Selim, İstanbul'da çıkan veba salgını sonrası 18 Temmuz 1519'da Edirne'ye gitti. Sırtında çıkan bir büyük ur yüzünden Çorlu'dan ileri gidemedi. Hekimlerin müdahalesine rağmen hastalığı giderek ağırlaştı ve iki ay kadar burada ümitsiz bir tedavi gördükten sonra 21-22 Eylül 1520'de yanında yakın adamı Hasan Can varken sabaha karşı vefat etti. Yavuz Sultan Selim'in vefatı oğlu Süleyman'ın Manisa'dan İstanbul'a gelişine kadar gizli tutuldu. 1 Ekim'de İstanbul'a getirilen naaşı oğlu ve devlet adamları tarafından şehir girişinde karşılandı ve Fatih Camisi'ne indirildi. Burada kılınan namazdan sonra bugünkü türbesinin bulunduğu Mirza Sarayı denilen yerde defnedildi. Üzerine geçici olarak bir çadır kuruldu, daha sonra oğlu Süleyman tarafından buraya bir türbe ile Sultan Selim Camisi ve külliye yaptırıldı. ### Osmanlı tarihi için bir dönüm noktası teşkil etti Yavuz Sultan Selim'in sekiz yıldan biraz fazla süren saltanatı dönemi, Osmanlı tarihi için bir dönüm noktası teşkil etti. Özellikle Doğu meselelerini ele alışı ve bunlara kesin çözüm bulma çabalarıyla dikkat çekti. Safevi tehdidini önlemesi ve onlara karşı ileride Osmanlı dini düşüncesinin sınırlarını tayin edecek ölçüde Sünni anlayışı öne çıkarması aynı zamanda siyasal ve sosyal hayatta da önemli bir dönüşümün habercisi oldu. Yavuz Sultan Selim'in İslam dünyası üzerinde bütünleştirici bir lider sıfatını haiz olması "hilafet tahtının sultanı" şeklinde anılmasına yol açtı. Resmi belgelerde ise Mekke ve Medine'nin koruyucusu anlamına gelen Hadimü'l-Haremeyn unvanıyla zikredildi. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Barış Pınarı Harekatı'na kara propagandadan 24 kişi tutuklandı ## Özet Barış Pınarı Harekatı'na ilişkin sosyal medyada kara propaganda yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alınan 186 kişiden 24'ü tutuklandı. ## İçerik AA muhabirinin güvenlik kaynaklarından aldığı bilgiye göre, İçişleri Bakanlığı koordinesinde siber birimlerin, devletin, ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğüne, anayasal düzene, devletin yapısına, genel güvenliğe yönelik önleyici ve koruyucu tedbirleri almak amacıyla gerçekleştirdiği sanal devriye faaliyetleri, ülke genelinde 7 gün 24 saat esasına göre sürüyor. Bu kapsamda, 9 Ekim'de başlayan **Barış Pınarı Harekatı** 'na ilişkin sosyal medya hesaplarından **kara propaganda ** yapan, güvenlik güçlerinin itibarını zedelemek için kaynaksız ve yalan paylaşımlarda bulunan, terör örgütü propagandası yapan kullanıcılara yönelik çalışmalara da hız verildi. ### 839 kişi suç içerikli paylaşımlarda bulundu Çalışmalar sonucu, 839 kişinin sosyal medya hesaplarından suç içerikli paylaşımlarda bulunduğu tespit edildi. Söz konusu hesaplardan 62'sinin Almanya, İngiltere ve Fransa'dan yönetildiği belirlendi. Yapılan operasyonlarda, 186 şüpheli gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen zanlılardan 24'ü tutuklanırken, 40'ı adli kontrol şartıyla olmak üzere 78 şüpheli serbest bırakıldı. Diğer zanlılarla ilgili adli işlemlerin devam ettiği öğrenildi. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Kağıt kartellerine karşı yerli üretim talebi ## Özet Selüloz ve Kağıt Sanayi Vakfı Başkanı Sükan, kağıt ve kağıdın ham maddesi olan selüloz fiyatlarındaki gelişmeleri değerlendirdi. ## İçerik Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Kağıt ve Kağıt Ürünleri Sanayi Meclisi Başkanı **Erdal Sükan** , **beyaz kağıt** sektörünün yurt dışından selüloz alımına bağımlı olduğunu belirterek, "Dünyadaki selüloz fiyatları da zaten bizim elimizde olmuyor. Her sene kartellerin istediği şekilde artıp iniyor. Selülozun yerli olarak üretilmesi için buna uygun üretim modeline geçilmesi ve endüstriyel orman alanlarının belirlenmesi gerekiyor." dedi. Selüloz ve Kağıt Sanayi Vakfı Başkanı da olan Sükan, AA muhabirine kağıt ve kağıdın ham maddesi olan selüloz fiyatlarındaki gelişmeleri değerlendirdi. Sektörde uzun süredir yaşanan sorunların, döviz kurundaki artış gibi bazı dönemlerde gün yüzüne çıktığını belirten Sükan sorunlarının çözümünün de uzun vadeli olduğunu aktardı. Sükan, kağıt sektörünün iki temel ham maddesi bulunduğunu ve ikisinde de sıkıntı yaşadıklarına işaret ederek, "Birinci ham madde, geri dönüştürülmüş ambalaj kağıtlarından elde ediliyor. İkincisi de selüloz denen ağaçtan elde edilen ham madde. Geri dönüşüm kağıtlarındaki sorunumuz, ülkedeki toplama sisteminin istediğimiz gibi verimli olmaması. Bu nedenle atık kağıtlar dışarıdan ithal ediliyor. Selüloz da ormana dayalı bir ham madde. Türkiye'de bu kaynak rekabet edilebilir maliyetle üretilmiyor." diye konuştu. Atık kağıtların üretimde maksimum derecede kullanıldığını belirten Sükan, Türkiye'de atık kağıtların toplanması ve ayıklanması konusuna belediyelerin yeterince sahip çıkmamasından yakındı. Sükan, "Kağıt atıklarının ayrı toplanması gerekirken biz çöpe atıyoruz. Sonra sokak toplayıcıları ile toplanarak ayıklanmaya çalışılıyor." ifadesini kullandı. Selülozun yerli üretilmesi için de Orman Genel Müdürlüğünün (OGM) buna uygun üretim modeline geçmesi gerektiğini bildiren Sükan, yaşanan üretim sıkıntıları nedeniyle selülozda Türkiye'nin tamamen dışa bağımlı olduğuna dikkati çekti. Sükan, Türkiye'de endüstriyel ormanların üretimi, kesimi, dikimi ve fabrikaya getirilmesi süreçlerinin maliyetinin yurt dışıyla rekabet edemeyecek kadar yüksek olduğunu aktararak, metreküp başına maliyetin yurt dışında 50 dolar iken, Türkiye'de 150 doları bulduğunu bildirdi. Sükan, selüloz üretimi için gereken ağaç türlerinin üretimi için ülke ikliminin uygun olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti: "Kağıt sektörü için gereken ağaçlar, 12 yılda istenen noktaya geliyor. 12 sene sonra ağaçlar kesilirken, o sırada yeni ağaçların da tekrar dikilerek bir çevrim yaratılması lazım. Ancak bu yapılırsa kağıt ham maddesi sorunumuz ortadan kalkar. Ancak bunu özel sektörden beklemem mümkün değil. OGM'nin endüstriyel orman yerlerini belirlemesi gerekiyor. Kurulacak fabrikaların kapasitesine göre de ekim yapılması lazım." ### "KDV sorunu finansman yükünü etkiliyor" Sükan, selülozun yurt dışındaki kartellerce üretilerek fiyatının da yine bu kartellerce belirlendiğine işaret ederek, "Beyaz sektör dediğimiz temizlik, yazıcı, gazete kağıtları maalesef yurt dışından selüloz alımına bağımlı. Selüloz, Arjantin, Brezilya, Kuzey Avrupa ülkeleri ve Rusya tarafından üretiliyor. Ton başına fiyatı sene başında 600 dolarlarla başlıyordu, şu anda 950 dolarlara çıktı. Bu nedenle fiyatları tüketiciye yansıtma problemi yaşıyoruz. Bir süre sonra karınızı bırakıp zarar etmeye başlıyorsunuz. Dünyadaki selüloz fiyatları da zaten bizim elimizde olmuyor. Her sene kartellerin istediği şekilde artıp iniyor." değerlendirmesinde bulundu. Selülozun ithal edilmesi ve kur farkından dolayı kağıt fiyatlarının çok yükseldiğini belirten Sükan, "Sektör, ikilem içinde ve zor durumda. Bu konunun devlet politikası olması gerekiyor. Selülozu yüzde 8 KDV ile alıyoruz ancak ürünü satarken yüzde 18 KDV ödüyoruz. Bu aradaki farkın ödenmesi zaman aldığı için bu da firmaların finansman yükünü çok fazla etkiliyor." dedi.
# 15 Temmuz gazisi polise Devlet Övünç Madalyası ve Beratı ## Özet Sivas'ta 15 Temmuz gazisi polis memuru Sevinç'e Devlet Övünç Madalyası ve Beratı verildi. ## İçerik **Sivas Valiliği** nin internet sitesinde yer alan açıklamaya göre, Vali Davut Gül, makamında düzenlenen törende,** 15 Temmuz gazisi polis memuru Yakup Sevinç** 'e Devlet Övünç Madalyası ve Beratı'nı teslim etti. Gül, Devlet Övünç Madalyası ve Beratı'nın çocuklara bırakılacak en güzel miras olduğunu belirterek, "Bu millet, şehit ve gazilerine minnettardır ve asla onları unutmayacaktır. Bu beratta onun bir nişanesidir." ifadesini kullandı. Törene, İl Jandarma Komutanı Sinan Şen, İl Emniyet Müdür Yardımcısı Arif Emekli ile Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdür Vekili Harun Tan katıldı. Muhabir: Merve Topuz
# Vodafone TV'den hazirana özel yeni içerikler ## Özet Vodafone TV’de mayıs ayının en çok izlenen içerikleri arasında “Doğu”, “Hayal Adası” ve “Jumanji: Yeni Seviye” gibi yapımlar yer aldı ## İçerik Vodafone'dan yapılan açıklamaya göre, her ay 1,3 milyon abone tarafından kullanılan Vodafone TV’de mayıs ayında en çok izlenen dizi Vodafone TV ve BluTV iş birliğiyle hayata geçirilen 'Doğu' olurken, en çok izlenen filmler arasında 'Hayal Adası', 'Jumanji: Yeni Seviye', 'Avengers: Endgame' ve 'Terminatör: Makinelerin Yükselişi' yer aldı. Mayısta en çok izlenen kanallar ise ATV HD, Fox HD, TV8 HD, TRT1 HD ve Kanal D olarak sıralandı. Vodafone TV, haziran ayında da müşterileri için birbirinden keyifli içerikler sunacak. Vodafone TV kullanıcıları, başrolünde Brad Pitt’in oynadığı, insanların makinelerle mücadelesini anlatan 'World War Z'yi, ünlü aktör Tom Cruise’un imkansızlıklar peşinde koştuğu ve zorlu mücadeleler verdiği 'Mission Impossible' serisini, senaristliğini ve yönetmenliğini Greta Gerwig’in üstlendiği, kostümleriyle Akademi’den tam not alan, Oscarlı film 'Little Women'i ve sinemanın dahi çocuğu Christopher Nolan’ın yönettiği, 2020 yapımı aksiyon filmi 'Tenet'i izleyebilecek. Kullanıcılar ayrıca, haziran ayında Türk sinemasının en güzel örneklerini de izleme imkanı bulacak. Drama kategorisinde “Nergis Hanım”, “Bizi Hatırla”, “İkimizin Yerine” ve “Martıların Efendisi”, komedi kategorisinde ise “Züğürt Ağa”, “Yedi Bela Hüsnü”, “Deli Aşk” ve “Kara Bela”, Vodafone TV takipçilerine keyifli anlar yaşatacak. Açıklamada görüşlerine yer verilen Vodafone Türkiye Pazarlama Direktörü Berna Kulaksız, şunları kaydetti: 'Vodafone TV servisimizle Türkiye’nin dört bir yanında müşterilerimize kaliteli TV ve video içeriğini kesintisiz olarak ve uygun fiyatla sunmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda, sinemasever müşterilerimiz için haziran ayına özel zengin bir portföy hazırladık. Hem yabancı hem de yerli yapımlarla izleyicilerimizin evlerde daha kaliteli zaman geçirmesine katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Vodafone olarak, müşterilerimizin hayatını kolaylaştıran ürün ve servislerle her zaman yanlarında olmaya devam edeceğiz.'
# CarrefourSA, P&G ve Bir Dilek Tut Derneği sosyal sorumluluk kampanyası ## Özet Kampanya kapsamında tüketiciler, CarrefourSA marketlerinden, Carrefoursa.com veya CarrefourSA Online Market üzerinden yapacakları her Head&Shoulders ve Pantene alışverişinde Make-A-Wish Türkiye'ye (Bir Dilek Tut Derneği) katkıda bulunacak ## İçerik CarrefourSA'dan yapılan açıklamaya göre, kampanya kapsamında tüketiciler, CarrefourSA marketlerinden, Carrefoursa.com veya CarrefourSA Online Market üzerinden yapacakları her Head&Shoulders ve Pantene alışverişinde Make-A-Wish Türkiye'ye katkıda bulunacak. Make-A-Wish Türkiye, 3 ila 18 yaşları arasında çocukluk çağı kanseri, organ yetmezliği, bağışıklık sisteminin çökmesi gibi zor ve travmatik tedavi süreçleri olan hastalıklar ile mücadele eden çocukların, gerçekleşmesini imkansız olarak düşündükleri bir hayallerini gerçekleştirmek için destek oluyor. Araştırmalara göre, dileği yerine gelen çocukların yüzde 42'si arkadaşlarıyla daha sağlıklı ilişkiler kuruyor, yüzde 72'sinin enerji seviyesi ve canlılığı, yüzde 64'ünün de hayata tutunma arzusu artıyor. Yüzde 39'unun da tedavi sebebiyle yaşadığı fiziksel sıkıntılar azalıyor. CarrefourSA, çocukların eğitim, oyun ve benzeri haklarının korunarak devam ettirilmesi amacıyla uzun yıllardır birçok projeye destek verip düzenlediği kampanyalarla müşterilerini de bu projelere dahil ediyor.
# Yıldız Kenter hayatını kaybetti ## Özet Ünlü tiyatro oyuncusu Yıldız Kenter, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. ## İçerik Akciğer rahatsızlığı nedeniyle bir süredir tedavi gören **tiyatro oyuncusu Yıldız Kenter,** fenalaşmasının ardından Amerikan Hastanesine kaldırıldı. **Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Yıldız Kenter için taziye mesajı****CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: Kenter'in vefatından dolayı derin üzüntü duydum****Bakan Ersoy: Yıldız Kenter'in bıraktığı iz Türk tiyatrosunun ufkunda daima duracak** Kenter, hastanede yaşamını yitirdi. Devlet sanatçısı unvanı da bulunan sanatçı, çok sayıda tiyatro oyunu, film ve dizide rol almıştı. ### Kariyeri boyunca 100'ün üzerinde tiyatro oyunu, film ve dizide rol aldı Sanatçı Kenter, 1928'de İstanbul'da dünyaya geldi. Asıl adı Ayşe Yıldız olan Kenter, İngiliz kökenli Olga Cynthia (Nadide) ile Ahmet Naci Bey'in çocuğu olarak dünyaya geldi. Ablası Güner, ağabeyleri Nedim ve Mahmut ile küçük kardeşi Müşfik'ten oluşan 7 kişilik bir ailede büyüyen Kenter, Ankara Devlet Konservatuvarını bitirdikten sonra, Ankara Devlet Tiyatrosunda çalıştı. Kenter, ABD ve İngiltere'de oyunculuk öğretiminde yeni teknikler üzerine de çalışmalar yaptı. Usta sanatçı, 1956-1959'da çalıştığı Devlet Tiyatrosundan ayrıldıktan sonra bir yıl Muhsin Ertuğrul ile çalıştı, daha sonra kardeşi Müşfik Kenter ve eşi Şükran Güngör ile Kent Oyuncuları topluluğunu kurdu. ### 3 kez Altın Portakal ödülünün sahibi oldu Ankara Devlet Konservatuvarı, İstanbul Belediye Konservatuvarı ve İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümünde bölüm başkanlığı da yapan usta sanatçı, üç kez Altın Portakal ödülünün sahibi oldu. Sanatçı ayrıca, Sovyetler Birliği, ABD, İngiltere, Almanya, Hollanda, Danimarka, Kanada, Yugoslavya ve Kıbrıs'ta İngilizce ve Türkçe oyunlar sergiledi. Shakespeare, Çehov, Brecht, Inoesco, Pinter, Albee, Tenessee Williams, Alan Ayckbourn, Arthur Miller, Brian Freil, Neil Simon, Athol Fugard, Sergey Kokovkin gibi uluslararası yazarların yanı sıra Melih Cevdet Anday, Necati Cumalı, Güner Sümer, Adalet Ağaoğlu, Zeki Özturanlı, Güngör Dilmen, Muzaffer İzgü'nün oyunlarını da sahneye koyan Kenter, 1981’de "Devlet Sanatçısı" unvanı aldı. Yıldız Kenter, kariyeri boyunca ulusal ve uluslararası birçok festivalde "En İyi Kadın Oyuncu” ödülünü kazanırken, 1995'te Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tiyatro sanatına katkılarından ötürü Onur Ödülü'ne layık görüldü. Sanatçı ayrıca, 1998'de Cumhurbaşkanlığı Büyük Kültür ve Sanat Ödülü, 1999 ve 2000'de Afife En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü aldı. Kariyeri boyunca 100'den fazla tiyatro oyunu, film ve dizide rol alan usta sanatçı, yaşamı boyunca sahnelediği roller ve sahneye koyduğu eserlerdeki başarısıyla dikkati çekti. ### DDT Genel Müdürü Kurt'tan başsağlığı mesajı Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt, sanatçı Yıldız Kenter'in vefatı dolayısıyla başsağlığı mesajı yayımladı. Kurt, mesajında, "Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli sanatçılardan, hocamız, Türk Tiyatromuzun değerli ismi ve kurumumuz eski sanatçılarından Yıldız Kenter hanımefendinin vefat haberini büyük bir üzüntüyle öğrenmiş bulunuyorum. Kendisine Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve sanat dünyamıza başsağlığı diliyorum." ifadesini kullandı. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# İsrailli bakanda koronavirüs tespit edildi ## Özet İsrail hükümetinde Kudüs İşleri Bakanı Peretz, yeni tip koronavirüse yakalandığını duyurdu. ## İçerik **KORONAVİRÜS HABERLERİ** - KORONAVİRÜS NEDİR: **Bir bakışta koronavirüs salgını** - NE YAPMALIYIZ: **Koronavirüsten nasıl korunuruz** - A'DAN Z'YE KOVİD-19 REHBERİ: **Koronavirüsle ilgili aradığınız tüm cevaplar** - RAKAMLARLA: **Ülke ülke koronavirüs istatistikleri** - SAĞLIK BAKANLIĞI VERİLERİ: **Türkiye günlük ve genel koronavirüs tablosu** - ŞÜPHELERİNİZ Mİ VAR: **Sağlık Bakanlığı online koronavirüs kontrol uygulaması** Twitter hesabından açıklama yapan **Kudüs İşleri Bakanı Rafi Peretz** , "Cuma günü yaptırmış olduğum** koronavirüs** testi maalesef pozitif çıktı" ifadelerini kullandı. Sağlık durumunun iyi olduğunu dile getiren Peretz, "Tüm İsrailli hastalara şifa temenni ederim" dedi. Öte yandan İsrail devlet televizyonu Kan'da verilen haberde, İsrail İstihbarat Bakanı Eli Cohen ve iki milletvekilinin koronavirüse yakalanan kişilerle aynı ortamda bulunmalarından dolayı kendilerini karantinaya aldıkları belirtildi. ### 4 bakan karantinaya girdi İsrail'de İbranice yayın yapan Maariv Gazetesinin haberine göre, Sağlık Bakanlığının talebinin ardından, İsrail Yüksek Eğitim Bakanı Zeev Elkin, Din İşleri Bakanı Yaakov Avitan, Kalkınma ve Toplumu Güçlendirme Bakanı Orly Levy ile İstihbarat Bakanı Eli Cohen kendilerini karantinaya aldı.İsrail Parlamentosu (Knesset) üyeleri Avi Dichter, Osnat Mark ve 3 danışmanları aynı nedenden dolayı karantinaya girdiklerini duyurmuştu. Bakanlar ile vekillerin 9 Ağustos'a kadar karantinada kalmaları bekleniyor. İsrail'de virüs kaynaklı can kaybı 531'e, vaka sayısı da 72 bin 315'e yükseldi. Salgında ikinci dalganın etkili olduğu İsrail'de, mayıs ayında 2 binin altına düşen aktif vaka sayısı da hızla artmaya devam ediyor. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. **Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# İstanbul'da 4 hastadan alınan Kovid-19 virüsünün genomu dizilendi ## Özet İstanbul Medeniyet Üniversitesi tarafından yapılan çalışma kapsamında 4 hastadan alınan ve izole edilen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) örnekleri dizilenerek, gen haritaları çıkarıldı. ## İçerik #### İstanbul Medeniyet Üniversitesi tarafından yapılan çalışma kapsamında 4 hastadan alınan ve izole edilen yeni tip koronavirüs (Kovid-19) örnekleri dizilenerek, gen haritaları çıkarıldı. ###### İstanbul **İstanbul Medeniyet Üniversitesi **tarafından ** Kovid-19 **örneklerinin düzenli sekanslanması, viral **genom mutasyonlarının izlenmesi,** mutasyonlara karşı tanı testlerinin performansının gözden geçirilmesi ve aynı zamanda aşı geliştirilmesi gibi konulara katkı amacıyla proje geliştirildi. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sadrettin Pençe'nin yürütücülüğünde geliştirilen proje kapsamında, Kovid-19'lu 4 hastadan izole edilen virüs örneklerinin genom dizilemesi TÜBİTAK Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Enstitüsünde gerçekleştirildi. Genom sekansları değerlendirildiğinde ülkede görülen Kovid-19 virüsünün Avrupa'da görülen tip ile benzer olduğu belirlendi. ### "Çalışmada 4 virüs örneğine ait tüm genom sekans bilgileri oluşturuldu" Prof. Dr Sadrettin Pençe, konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada Kovid-19'un daha fazla hastaya bulaştıkça daha fazla varyant biriktireceğine dair endişeler olduğunu, bu nedenle virüsün varyantlarını, hasta profillerini, coğrafi konumlarını, semptomlarını ve tedavi yanıtlarını izlemenin ve karakterize etmenin önemli olduğunu söyledi. Pençe, "Çalışmamızda Kovid-19 genomunu dizilemeyi ve Türkiye'de görülen Kovid-19'un genomik varyasyonlarını, tiplerini, bugüne kadar sekanslanmış genomlar ile filogenetik ilişkilerini ve varyasyonların viral protein modellemelerini etkileyip etkilemediğini belirlemeyi amaçladık. Ülkemizde 4 Kovid-19 hastasından izole edilen 4 adet Kovid-19 virüsüne ait izolatın genomları, son nesil yüksek veri çıkışlı dizileme platformları kullanılarak yüksek derinlikte sekanslandı. Dizileme işlemleri sonucunda oluşturulan büyük veriler son nesil biyoenformatik araçlar kullanılarak birleştirildi ve her bir virüs örneğine ait genom sekans bilgileri oluşturuldu. Bu sayede virüs örneklerinin genom dizilemesini gerçekleştirdik." diye konuştu. Kovid-19 virüsüne ait referans genom büyüklüğünün 30 bin nükleotid civarında olduğunu, gerçekleştirilen çalışma kapsamında referans genom ile karşılaştırılmak üzere tam bir genom sekansı elde edilmesinin başarıldığını anlatan Pençe, bu durumun bilimsel literatüre önemli bir katkı sağlayacağını söyledi. ### "Bu çalışmalar virüsün göç yollarını anlatan bir resim ortaya çıkarıyor" Pençe, dünyanın en büyük genom veri depolama platformlarına bugüne kadar Avrupa, Amerika ve Asya orijinli, tüm genom düzeyinde 92 Kovid-19 genom sekansı verisi eklendiğini aktararak, şöyle devam etti: "Biz de 4 adet yeni genom verisini NCBI veri bankasına ekleyeceğiz ve genom veri sayısı 96'ya yükselecektir. Bu çalışmalar ülkemizde izole edilen bu 4 viral genomun dünyanın hangi bölgesine daha çok benzediği, yani hangi ülke kaynaklı olabileceğine dair bizlere bilgiler vermektedir. Ayrıca Vuhan kaynaklı referans virüs genomu ile yapılan karşılaştırmalar virüsün geçirdiği mutasyonlar ve bu mutasyonların virüsü nasıl etkilediği noktasında bizlere bilgiler vermektedir. Yapılan filogenetik çalışmalar sonucu ülkemizde bulunan bu 4 viral genomun Avrupa kaynaklı viral genomlara benzediğine ve çalışılan izolatların Avrupa kaynaklı bulaşmalar olabileceğine dair önemli kanıtlar sunduğu görülmüştür. Bu durum virüsün dünya üzerinde izlediği göç yollarını da bizlere anlatabilecek bir resim ortaya çıkarmaya başlamıştır." Çalışmanın sonucunda virüsün mutasyon geçirdiğinin gözlemlendiğini ve bu mutasyonların olası protein fonksiyonlarına etki edip etmediğinin protein modelleme çalışmalarıyla tespit edildiğini anlatan Pençe, gözlemlenen mutasyonların "ORF1ab", "N" ve "S" proteinlerinde gerçekleştiğini kaydetti. Prof. Dr. Pençe, "Modellemeler ve fonksiyonel analizler sonucu oluşan mutasyonlarda Kovid-19 virüsünün virülans etkisini arttıracak herhangi bir fonksiyonel değişimin meydana gelmediği görülmüştür. Sonuç olarak eldeki verilerin ışığında Kovid-19 virüsünde oluşan mutasyonların gerek virülansın artması gerekse azalması yönünde herhangi bir etkisinin henüz olmadığı görülmüştür. Viral genom dizisini çeşitli bilimsel platformlarda ve uluslararası literatürde yakın zaman içinde paylaşacağımızı da belirtmek isterim." değerlendirmesinde bulundu. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# 'Sivilleri katletmek PKK'nın sicilidir' ## Özet AK Parti Sözcüsü Çelik, "PKK/YPG/PYD'nin karanlık operasyonlarının propagandası eş zamanlı olarak HDP tarafından yapılıyor. TSK, sivillerin korunması konusunda dünyanın en hassas ordusudur. Sivilleri katletmek PKK'nın sicilidir" ifadelerini kullandı. ## İçerik #### AK Parti Sözcüsü Çelik, "PKK/YPG/PYD'nin karanlık operasyonlarının propagandası eş zamanlı olarak HDP tarafından yapılıyor. TSK, sivillerin korunması konusunda dünyanın en hassas ordusudur. Sivilleri katletmek PKK'nın sicilidir" ifadelerini kullandı. ###### Ankara **AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik** , Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, HDP'nin kara propagandaya ve yalan haber üretmeye devam ettiğini ve "Türkiye'nin Suriyeli Hristiyanların yaşadığı bir mahalleyi vurduğu" iddiasında bulunduğunu belirtti. PKK/YPG/PYD’nin karanlık operasyonlarının propagandası eş zamanlı olarak HDP tarafından yapılıyor. TSK, sivillerin korunması konusunda dünyanın en hassas ordusudur. Sivilleri katletmek PKK’nın sicilidir. — Ömer Çelik (@omerrcelik) October 9, 2019 Söz konusu mahallenin Türkiye'nin harekat ve operasyon bölgesinin dışında olduğunu vurgulayan Çelik, şunları kaydetti: "Tipik bir PKK taktiğidir bu. Batı kamuoyunu etkilemek için özel hedef seçerler ve Türkiye'nin üstüne atmaya çalışırlar. Türkiye'nin operasyon bölgesinin dışında Hristiyanların yaşadığı bu mahallenin PKK/YPG/PYD unsurları tarafından hedef alındığı açıktır. PKK/YPG/PYD'nin karanlık operasyonlarının propagandası eş zamanlı olarak HDP tarafından yapılıyor. TSK, sivillerin korunması konusunda dünyanın en hassas ordusudur. Sivilleri katletmek PKK'nın sicilidir." Kim ne derse desin operasyon bölgesindeki tüm mazlumların koruyucusunun Türkiye olduğunu vurgulayan Çelik, Müslümanlar gibi Hristiyanların da terör zulmünden Türkiye sayesinde kurtulacağını belirtti. Türkiye'nin tüm dini grupların güvenliğini sağlayacağının altını çizen Çelik, "Suriye'de YPG/PYD'nin zulmettiği tüm kardeşlerimiz gibi Kürt kardeşlerimizin zulümden kurtuluşu da TSK'nın terörle mücadelesi sayesinde olacaktır. Barış pınarları, tüm etnik ve dini grupları terör örgütlerinin zulmünden kurtaracaktır." ifadelerini kullandı. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Mardin ve Hakkari'de polise saldırı: 5 şehit ## Özet Mardin ve Hakkari'de terör örgütü PKK'nın yola döşediği patlayıcının polis araçlarının geçişi esnasında infilak ettirilmesi sonucu 5 polis şehit oldu, 3 polis yaralandı. ## İçerik Mardin ve Hakkari'de terör örgütü PKK'nın yola döşediği patlayıcının zırhlı polis araçlarının geçişi esnasında infilak ettirilmesi sonucu 5 polis şehit oldu, 3 polis yaralandı. Mardin'in Nusaybin ilçesinde terör örgütü PKK tarafından yola döşenen patlayıcı, zırhlı polis aracının geçişi esnasında infilak ettirildi. Saldırıda 3 polis memuru şehit oldu, 1 polis memuru yaralandı. Alınan bilgiye göre, Barış Mahallesi'nde teröristlerce yola döşenen el yapımı patlayıcı, Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü'ne ait zırhlı aracın geçişi esnasında patlatıldı. Olayda, araçta bulunan bir komiser ile polis memurlarından 2'si şehit oldu, 1'i yaralandı. Yaralı polis, kaldırıldığı Nusaybin Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Teröristlerin yakalanması için bölgede operasyon başlatıldı. **Hakkari'de 2 polis şehit 2 polis yaralı** Hakkari'de de terör örgütü PKK tarafından yola döşenen patlayıcı, zırhlı polis aracının geçişi esnasında infilak ettirildi, 2 polis şehit oldu, 2 polis yaralandı. Alınan bilgiye göre, Hakkari-Van karayolunun 30. kilometresinde teröristlerce yola döşenen el yapımı patlayıcı, zırhlı polis aracının geçişi esnasında patlatıldı. Olayda, araçta bulunan polis memurlarından 2'si şehit oldu, 2'si yaralandı. Yaralı polisler, Hakkari Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Teröristlerin yakalanması için bölgede operasyon başlatıldı. **"Saldırı iki zırhlı araca gerçekleştirildi"** Hakkari Valiliği'nden yapılan açıklamada, Yüksekova Adliyesi'nce tutuklanan hükümlü A.K'nin cezaevine nakledilmesi amacıyla Yüksekova Emniyet Müdürlüğü'nce görevlendirilen iki zırhlı araca terör örgütü mensupları tarafından saldırı gerçekleştirildiği belirtildi. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Yüksekova Adliyesi tarafından tutuklanan hükümlü A.K. isimli şahsın Hakkari Kapalı Cezaevi’ne nakledilmesi amacıyla Yüksekova Emniyet Müdürlüğünce görevlendirilen iki zırhlı aracın, Hakkari-Van karayolunun 35. kilometresi civarında, bölücü terör örgütü mensupları tarafından önceden yol kenarına yerleştirilen mayının saat 17.30 sıralarında zırhlı araçların geçişi esnasında patlatılması neticesi 2 polis memurumuz şehit olurken, 2 polis memurumuz yaralandı, hükümlü A.K. ise vefat etmiştir." Saldırının ardından yaralıların Hakkari Devlet Hastanesi'ne kaldırıldığı kaydedilen açıklamada, "Bölgeye takviye kuvvet gönderilmiş olup bölücü terör örgütüne yönelik başlatılan operasyon devam etmektedir. Şehitlerimize ve vatandaşımıza Allah'tan rahmet, şehitlerimizin ve vatandaşımızın değerli ailelerine ve emniyet teşkilatımıza başsağlığı ve sabırlar, yaralılarımıza ise acil şifalar diliyoruz. Aziz milletimizin başı sağ olsun" denildi. **Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Coca-Cola İçecek'in net satış geliri 12,25 milyar lira oldu ## Özet Coca-Cola İçecek Üst Yöneticisi Burak Başarır, "2019'da başarılı pazar uygulamalarımız ve dengeli ürün portföyümüzü etkin kullanmamız sayesinde üst üste üçüncü yılımızda da kaliteli büyümemizi sürdürmekten memnunuz" dedi ## İçerik Anadolu Grubu'nun ana hissedarı CCI'nın açıklamasına göre, Türkiye, Orta Doğu, Orta Asya ve Pakistan'da 10 ülkede toplam 26 fabrika ve 8 bin 500'e yakın çalışanıyla faaliyet gösteren şirketin satış hacmi 2019'da 1,3 milyar ünite kasa olarak gerçekleşti. Net satış geliri yüzde 15 yükselerek 12,25 milyar liraya ulaşan Coca-Cola İçecek, FAVÖK'te yüzde 19 ile gelirlerin üzerinde artış yakalayarak 2,28 milyar TL'yi gördü. Coca-Cola İçecek Üst Yöneticisi (CEO) Burak Başarır, finansal sonuçlara ilişkin yaptığı değerlendirmede, 2019'da zorlu makroekonomik koşulların şirketin faaliyet gösterdiği ülkelerde de etkili olduğunu, ancak başarılı pazar uygulamaları ve ürün portföyünün etkin kullanımı sayesinde üst üste 3 yıldır kaliteli büyüme hedeflerine ulaştıklarını bildirdi. Türkiye'de gazlı içecek kategorisindeki büyümeyi tekrarladıklarının altını çizen Başarır, CCI'nın ikinci büyük pazarı Pakistan'da zorlayıcı makroekonomik koşullara rağmen daralan gazlı içecekler pazarında paylarını artırdıklarını, Orta Asya'da ise Kazakistan ve Azerbaycan'ın sonuçlara önemli katkı sunduğunu anlattı. Başarır, güvenlik ve politik dalgalanmanın devam ettiği Orta Doğu'da da tüm olumsuzluklara rağmen büyüme başarısı gösterdiklerini kaydederek, şu bilgileri verdi: "2020'ye baktığımızda, sağlıklı gelir büyümesi ve disiplinli maliyet tasarrufu yoluyla kaliteli büyümeyi sürdürmeyi planlıyoruz. Sermaye yatırım getirisini artırırken, güçlü bilanço yönetimi ve serbest nakit akımı oluşturmaya odaklanmaya devam edeceğiz. Operasyonlarımızı yürüttüğümüz pazarların yeni risklere açık olduğunu biliyoruz, ancak zorlu koşullara karşı artan bağışıklıkla birlikte daha etkin, etkili ve ihtiyatlı olmak için önlemler alıyoruz."
# Türk araştırmacılar Kovid-19 bulaşma riskini hesaplayan yeni yöntem geliştirdi ## Özet Gazi Üniversitesi araştırmacıları, kapalı alandaki havalandırma durumu, kişi sayısı, bulaştırıcı kaynak sayısı, ortamda bulunma süresine göre Kovid-19'un bulaşma riskini ve yeni vaka sayısını hesaplayabilen bir yöntem geliştirdi. ## İçerik #### Gazi Üniversitesi araştırmacıları, kapalı alandaki havalandırma durumu, kişi sayısı, bulaştırıcı kaynak sayısı, ortamda bulunma süresine göre Kovid-19'un bulaşma riskini ve yeni vaka sayısını hesaplayabilen bir yöntem geliştirdi. ###### Ankara **KORONAVİRÜS HABERLERİ** - A'DAN Z'YE KOVİD-19 REHBERİ: **Koronavirüsle ilgili aradığınız tüm cevaplar** - KORONAVİRÜSE NASIL YAKALANIYORUZ: **Bulaşma riskini artıran ortamlar** - RAKAMLARLA: **Ülke ülke koronavirüs istatistikleri** - SAĞLIK BAKANLIĞI VERİLERİ: **Türkiye günlük ve genel koronavirüs tablosu** Buna göre, havalandırması olmayan 35 metrekarelik kapalı alanda 30 kişinin 1 saat boyunca bir arada bulunması, 1 kişinin bulaştırıcı olması halinde bulaş riski yüzde 47 olarak hesaplanırken, bu sürenin sonunda 14 yeni vakanın olacağı öngörüldü. Doğal havalandırma yani mekandaki pencerelerin açık olması halinde aynı koşullarda risk yüzde 30'a yeni vaka sayısı ise 9'a düşüyor. Mekanik havalandırma durumunda ise aynı koşullarda risk yüzde 2'ye düşüp, yeni vaka sayısı ise 0,6 olarak tahmin ediliyor. Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zeki Yılmazoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hesaplama aracının belirsizlikler nedeniyle kesin bir enfeksiyon riski sonucu veremeyeceğini ancak bulunulan ortamdaki değişkenlere bağlı olarak bir tahmin yapabileceğini ifade etti. Yılmazoğlu, hesaplama yönteminde kapalı alanın havalandırma durumu, ortamdaki kişi sayısı, bulaştırıcı kaynak sayısı, ortamda bulunma süresi, saatte verilen enfeksiyon dozu miktarının baz alındığını belirterek, "Hesaplama aracında birim zamanda havaya katılan enfeksiyon doz miktarı kullanıcı tanımlı olarak bırakılmıştır ve örnek hesaplamalarda 48 kuanta/saat olarak değerlendirilmiştir. Literatürde ise **yeni tip koronavirüs ** (**Kovid-19**) için bu değerin kişilerin yüksek sesle konuşma, şarkı söyleme gibi aktivite durumlarına göre 300 kuanta/saat arasında değiştiği gösterilmiştir." ifadesini kullandı. Kapalı alanların havalandırmalarında 3 farklı durumu dikkate alarak, risk yüzdesini hesapladıklarını dile getiren Yılmazoğlu, bunları "havalandırma olmaması", "mekanik havalandırma" ve "doğal havalandırma" olarak sıraladı. Yılmazoğlu, bu havalandırma durumlarına ve maruz kalma süresine göre, risk oranını hesaplayarak risk yüzdesinin ve yeni vaka sayısının tahmin edilebileceğini söyledi. ### "Süper yayıcılar sonuçları etkiliyor" Yılmazoğlu, tüm değişkenlerin risk faktörlerini dikkate alarak hesaplama yaptıklarına işaret ederek, şu bilgileri verdi: "Elde edilen sonuçlar başlığı altında olasılık yüzdesi ve olası yeni vaka sayıları gösterildi. Hesaplamalar erişkin birey solunum özellikleri dikkate alınarak gerçekleştirildi. Ortamda bir süper yayıcının olması durumunda da birim zamanda ortama verilen doz miktarı değişeceği için sonuçlar da etkilenecektir. Bu hesaplama aracı, maske, fiziksel mesafe, hijyen koşuluyla bir yaklaşımı ortaya koymaktadır ve salgının önlenmesinde havalandırmanın önemini göstermektedir. Havalandırması olmayan 35 metrekarelik alana ve 2,6 yüksekliğe sahip bir kapalı alanda 30 kişinin 1 saat boyunca bir arada olması ve 1 kişinin bulaştırıcı olması halinde bulaş riski yüzde 47 olarak hesaplanırken, bu sürenin sonunda 14 yeni vakanın olacağı öngörüldü. Doğal havalandırma yani mekandaki pencerelerin açık olması halinde aynı koşullarda risk yüzde 30 olarak hesaplanarak, 1 saat sonra 9 yeni vakanın olabileceği tahmin edildi. Mekanik havalandırma durumunda ise aynı koşullarda risk yüzde 2'ye düşüp, yeni vaka sayısı ise 0,6 olarak hesaplandı." ### Öngörü için kullanılabilir Yılmazoğlu, hesaplama aracının kapalı alanda Wells-Riley modellerine göre enfeksiyon riski yüzdesi ve yeni vaka sayısı için bir öngörüde bulunmak adına kullanılabileceğini belirtti. Teknik kullanılırken, hesaplama aracının limitlerinin olduğu, ortamda süper yayıcının bulunması, duyarlı kişilerin durumu gibi birçok etkenin göz önünde bulundurulması gerektiğini vurgulayan Yılmazoğlu, "Çalışma, kapalı alanlarda bulaşı önlemek için havalandırmanın önemini bir kez daha ortaya çıkardı. 40 dakikada sadece sızıntı durumunda (pencereler kapalı) risk yüzde 30 dolayında iken mekanik havalandırma ile bu risk yüzde 1'lere kadar düşürülmektedir. " dedi. Hesaplama aracında farklı mekanlar ve bu mekanlar için gerekli olan havalandırma debileri seçilebildiğine işaret eden Yılmazoğlu, ek olanak mekanik havalandırma durumunda filtrasyon tutma veriminin risk yüzdesi ile ilişkilendirilmesinin filtre seçimi için de bir öngörüde bulunmayı sağladığını belirtti. Hesaplama aracına Gazi Üniversitesi ve Türk Tesisat Mühendisleri Derneği internet sayfaları üzerinden erişilebiliyor. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Kerkük'te DEAŞ saldırısı: 6 ölü ## Özet Terör örgütü DEAŞ'ın Irak'ın Kerkük kentinde Federal Polis Gücüne yönelik düzenlediği iki ayrı saldırıda 6 polis öldü. ## İçerik **Terör örgütü DEAŞ** 'ın Irak'ın **Kerkük **kentinde Federal Polis Gücüne yönelik düzenlediği** iki ayrı saldırı** da 6 polis öldü. Kerkük Operasyonlar Komutanı Korgeneral Saad Harbiye, AA muhabirine yaptığı açıklamada, DEAŞ'ın güvenlik güçlerine düzenlediği iki ayrı saldırıda** 6 polisin yaşamını yitirdiği** ni söyledi. İlk saldırıda, Kerkük'ün güneyindeki Riyad kasabasının Aleviye köyü yakınında bir polis devriyesinin pusuya düşürüldüğünü aktaran Harbiye, otomatik silahların kullanıldığı saldırıda 4 polisin öldüğünü ifade etti. Saad Harbiye, Kerkük'ün Reşad kasabasına bağlı Telsuse köyü yakınındaki ikinci saldırıda ise polis devriyesinin geçtiği güzergahta pusuya yatan teröristlerin açtığı ateş sonucu 2 polisin hayatını kaybettiğini kaydetti. Harbiye, saldırıların yapıldığı bölgede geniş çaplı operasyon başlatıldığını kaydetti. Terör örgütü DEAŞ, Haziran 2014'te Musul başta olmak üzere Irak topraklarının üçte birini ele geçirmişti. Irak güvenlik güçleri, Aralık 2017'de söz konusu toprakları büyük oranda geri almıştı. DEAŞ'ın kent merkezleri ve diğer yerleşim alanlarındaki saldırı tehdidi en aza indirilmesine rağmen, örgüt kırsal bölgelerde zaman zaman eylemler gerçekleştirmeye devam ediyor. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Gelir ve kurum geçici vergi beyannamelerinde süre uzatıldı ## Özet Ekim-Kasım-Aralık 2017 dönemine ait gelir ve kurum geçici vergi beyanname verilme süresi 19 Şubat Pazartesi günü sonuna kadar uzatıldı. ## İçerik Geçen yılın 4. geçici vergi dönemine (ekim-kasım-aralık) ait gelir ve kurum geçici vergi beyannamelerinin verilme süresi 19 Şubat Pazartesi günü sonuna kadar uzatıldı. Konuya ilişkin duyuru, Gelir İdaresi Başkanlığının (GİB) internet sitesinde yayımlandı. Buna göre, 14 Şubat sonuna kadar verilmesi gereken 2017 yılı 4. geçici vergi dönemine ait gelir ve kurum geçici vergi beyannamelerinin süreleri 19 Şubat Pazartesi sonuna kadar uzatıldı. Muhabir: Zeynep Akyıl
# Kuveyt Türk Fikrinn Platformu, trendlerde araştırma raporu hazırladı ## Özet Fikrinn Platformu tarafından yayınlanan ilk 3 araştırma raporu, "Kripto paralar", "Metaverse" ve "No-Code ve Low-Code" konularına ışık tutuyor ## İçerik Kuveyt Türk açıklamasına göre, Fikrinn Platformu tarafından yayınlanan ilk 3 araştırma raporu, 'Kripto paralar', 'Metaverse' ve 'No-Code ve Low-Code' konularına ışık tutuyor. Kuveyt Türk'ün Fikrinn Platformu'ndan yayınladığı No-Code ve Low-Code Araştırma Raporu, trend kavramları arasında yer alan No-Code (kodsuz) ve Low-Code (düşük kod) konularını derinlemesine inceliyor. Çeşitli ortamlarda kod yazmadan uygulama geliştirmeyi sağlayan görsel yazılım geliştirme metodu No-Code'u ve klasik kodlama metodlarına göre daha az kod yazılan Low-Code uygulamalarını odağına alan rapor, No-Code ve Low-Code platformlarının özellikleri, farkları ve finans alanındaki kullanımları hakkında detaylı bilgi veriyor. Raporda ayrıca bu alanda Kuveyt Türk'teki uygulamalara yer veriliyor. Ayrıca, 'Kod Üreten Platformlar', 'Uygulama ve Web Sitesi Oluşturan Platformlar', 'Otomasyonu Sağlayan Platformlar', 'Pazarlama Sağlayan Platformlar' ve 'Analitik Desteği Sağlayan Platformlar' gibi ortak platformlar da raporda derinlemesine inceleniyor. - Kripto Paralar Araştırma Raporu Kripto Paralar Araştırma Raporu da blokzinciri tabanlı kripto paraların ortaya çıkışından günümüze kadar gelişen süreci tüm detaylarıyla ele alıyor. Raporda, kripto paraların faydaları, riskleri, kullanım alanları, önde gelen kripto paralar ve yasal mevzuatlar derinlemesine inceleniyor. Raporda, 'Kripto Para Nedir?', 'Önde Gelen Kripto Paralar', 'Mevzuat ve Yasal Gelişmeler', 'Merkez Bankası Dijital Para Birimi ve Türkiye'den Diğer Genel Bilgiler' ile 'Bankacılık ve FinTech Sektöründeki Gelişmeler' gibi önemli konu başlıkları okuyuculara sunuluyor. Metaverse Araştırma Raporu ise bankaların ve büyük şirketlerin metaverseye ilişkin dünya çapındaki hamlelerini ve neler yaptığını aktarırken aynı zamanda hem yeni başlayanlar hem de profesyoneller için bir kaynak işlevi görüyor. Blokzincir ve kripto para birimleri, yapay zeka (AI), nesnelerin interneti (IoT) gibi kavramların metaverse ile ilişkisinin sunulduğu raporda, metaverse ile bugün ve gelecekte neler yapılabileceğine ilişkin çeşitli araştırmalar ve sonuçları da yer alıyor. Büyük şirketlerin hangi metaverse kullanım alanlarına yöneldiği, günümüzün en önemli metaverse oyuncuları ve bugüne kadar elde edilen ilerlemeler sunuluyor. Metaverse ile ilgili Türkiye'deki son gelişmelere de yer verilen rapor, şirket ve kurumların bu alanda aldığı çeşitli aksiyonlara değiniyor. - 'Dünya çapında gelişen trendleri ve yenilikçi teknolojileri izliyor, rapor olarak sunuyoruz' Açıklamada görüşlerine yer verilen Kuveyt Türk Strateji ve İnovasyon Grup Müdürü Selman Ortaköy, katılım finans hizmetlerinin geniş kitlelere ulaşması için teknoloji ve insan odaklı çalışmaları aralıksız sürdürdüklerini belirterek, şunları kaydetti: 'Sadece katılım finans hizmetleriyle ilgili değil aynı zamanda dünya çapında gelişen trendleri ve yenilikçi teknolojileri radarımıza alıyor, çalışmalarımıza dahil ediyoruz. Bu konular özelinde oluşturduğumuz raporları yayınlayarak hem kullanıcılarımızın hem de bu konulara ilgi duyan, merak eden herkesin kullanımına sunuyoruz. Bu yılın başında kurmamıza rağmen Fikrinn Platformu’nda üç rapor yayınladık. Kuveyt Türk olarak, bir taraftan inovatif teknolojilere yönelik yatırım ve çalışmalarımızı sürdürürken, diğer taraftan metaverse, blok zincir ve kripto para gibi kavramların yanı sıra trend konulara yönelik inceleme ve araştırmalar yapmaya devam edeceğiz.'
# Türkiye'nin ilk silahlı deniz aracı ULAQ, Mavi Vatan ile buluştu ## Özet Denizdeki tecrübe seyirlerine başlayan Türkiye'nin ilk silahlı deniz aracı ULAQ'ın, deniz testlerinin ardından bu yılın ilk çeyreği sonunda atış testlerinin gerçekleştirilmesi planlanıyor. ## İçerik #### Denizdeki tecrübe seyirlerine başlayan Türkiye'nin ilk silahlı deniz aracı ULAQ'ın, deniz testlerinin ardından bu yılın ilk çeyreği sonunda atış testlerinin gerçekleştirilmesi planlanıyor. ###### Ankara Türk savunma sanayisi şirketlerinin iş birliğiyle geliştirilen **silahlı insansız deniz aracı** ** ULAQ** suya indirildi. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, ARES Tersanesi ve Meteksan Savunma, birkaç yıldır sürdürdükleri araştırma-geliştirme çalışmaları sonunda Türkiye'nin ilk insansız muharip deniz aracı çözümünü hayata geçirdi. Prototip üretimi tamamlanan ve "ULAQ" serisinin ilk platformu olan **Silahlı İnsansız Deniz Aracı ** (**SİDA** ) denize indirildi ve tecrübe seyirlerine başlandı. SİDA, 400 kilometre seyir menziline, saatte 65 kilometre sürate, gündüz/gece görüş kabiliyetine, milli kriptolu haberleşme altyapısına sahip ve gelişmiş kompozit malzemeden üretildi. SİDA, keşif, gözetleme ve istihbarat, su üstü harbi, asimetrik harp, silahlı eskort ve kuvvet koruma, stratejik tesis güvenliği gibi görevlerin icrasında karadan mobil araçlarla ve karargah komuta merkezinden veya yüzer platformlardan kullanılabilecek. Türkiye'nin ilk silahlı insansız deniz aracı ULAQ, milli füze sistemleri üreticisi ROKETSAN'ın ürünleri 4'lü lazer güdümlü füze Cirit podu ve 2'li Lazer Güdümlü Uzun Menzilli Tanksavar Füze Sistemi (L-UMTAS) lançeri ile donatıldı. 8 kilometrelik menziliyle sınıfının lideri konumundaki Cirit, kara ve deniz platformlarının yanı sıra helikopter, sabit kanatlı uçak ve insansız hava araçlarına (İHA) entegre edilebiliyor. Hassas güdümlü tanksavar füze sistemi L-UMTAS ise 8 kilometrelik menzili, lazer güdüm yeteneği ve zırh delici tandem harp başlığıyla sabit ve hareketli kara ve deniz hedeflerine karşı etkin bir silah sistemi olarak öne çıkıyor. Cirit ve L-UMTAS silah sistemleri, kara araçları, sabit platformlar ve deniz platformlarında da kullanılan ROKETSAN'ın stabilize taret sistemi ve gemi üstü ekipmanlarıyla birlikte ULAQ üzerinde yer alıyor. Deniz testlerinin tamamlanmasının ardından bu yılın ilk çeyreği sonunda atış testlerinin gerçekleştirilmesi planlanıyor. ### SİDA'yı farklı araçlar izleyecek SİDA, farklı operasyonel harekat ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde füze sistemlerinin yanı sıra elektronik harp, jamming (karıştırma) gibi farklı tiplerde faydalı yükler ve farklı haberleşme ve istihbarat sistemleri ile donatılabilecek. Bununla birlikte, araç, kendisiyle eş veya farklı yapıya sahip diğer SİDA'larla operasyon yapma, İHA, SİHA, TİHA'lar ve insanlı hava araçları ile müşterek harekat kabiliyetlerine sahip olabilecek. Diğer yandan SİDA sadece uzaktan kontrol edilen bir insansız deniz aracı olmanın haricinde, yapay zeka ve otonom davranış özellikleriyle üstün ve çağın ilerisinde yeteneklerle donatılacak. İnsansız deniz araçları alanında ARES Tersanesi ve Meteksan Savunma tarafından başlatılan projenin ilk fazı olan ve prototipi denize indirilen SİDA'nın ardından istihbarat toplama, mayın avlama, denizaltı savunma harbi, yangın söndürme ve insani yardım/tahliye amaçlı insansız deniz araçlarının da üretime hazır olacağı bildirildi. ### "Önemli ilgiyle karşılaştık" ARES Tersanesi Genel Müdürü Utku Alanç ve Meteksan Savunma Genel Müdürü Selçuk Alparslan, ULAQ'a ilişkin ortak değerlendirmede bulundu. Türkiye'nin ilk silahlı insansız deniz aracı ULAQ-SİDA'nın denize indirilmesi ve deniz testlerine başlamasından büyük bir gurur ve mutluluk duyduklarını belirten Alanç ve Alparslan, şunları kaydetti: "Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin Mavi Vatan savunmasının, deniz kıta sahanlığımızın ve münhasır ekonomik bölge korunmasının ne kadar önemli olduğunun hepimiz farkındayız. Bu kapsamda bizler de iki özel şirket bir araya gelerek, milli menfaatlerimizi ön planda tutup tamamen öz sermaye yatırımları ile ULAQ projesine başladık ve yoğun faaliyetlerimizi devam ettiriyoruz. Bunun savunma sanayisinde de bir örnek olduğunun bilincinde olarak büyük bir iş birliği halinde gece gündüz demeden çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bundan sonra hedefimiz deniz testlerini tamamlayıp, güdümlü mermi atış testlerini icra etmek olacak. ULAQ'ın ilk tanıtımını gerçekleştirdiğimiz tarihten itibaren hem ülkemizden hem de dost ve müttefik ülkelerden önemli ilgiyle karşılaştık. Bu ilgi bizlerin de dünyanın en iyi insansız deniz araçlarını tasarlamak ve üretmek üzere büyük bir motivasyonla çalışmamızı sağlıyor. ULAQ'ın ilk tanıtımından itibaren desteklerini esirgemeyen Milli Savunma Bakanlığımıza, Savunma Sanayii Başkanlığımıza, Deniz Kuvvetleri Komutanlığımıza ve tüm vatandaşlarımıza şükranlarımızı sunarız." Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# 2019 yılı Yatırım Programı açıklandı ## Özet 2019 yılı Yatırım Programı'nda, proje tutarı 977 milyar lira, 2018 sonu kümülatif harcaması 409 milyar lira olan 2 bin 964 proje yer aldı. ## İçerik **2019 Yılı Yatırım Programının **Kabulü ve Uygulanmasına Dair **Cumhurbaşkanı Kararı** , Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlandı. Buna göre, program, 2019-2021 Orta Vadeli Program ile 2019 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı'nda öngörülen hedefler doğrultusunda hazırlandı. Yatırım Programı'nda, proje tutarı 977 milyar 750 milyon 95 bin lira, 2018 sonu kümülatif harcaması 409 milyar 220 milyon 247 bin lira, 2019 başlangıç ödeneği 65 milyar 388 milyon 723 bin lira olan 2 bin 964 proje yer alıyor. Programda, genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, özel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, kamu payı yüzde 50'nin üzerindeki iktisadi devlet teşekkülleri ve kamu iktisadi kuruluşları ile bunların bağlı ortaklıkları, özelleştirme kapsamına alınan kuruluşlar, sosyal güvenlik kurumları, döner sermayeli kuruluşlar, İller Bankası, dış proje kredisi kullanan büyükşehir belediyeleri ile diğer belediyeler tarafından gerçekleştirilecek yatırım projeleri sektörel bazda düzenlendi. Yatırım projeleri; "etüd proje işleri", "devam eden projeler" ve "yeni projeler" olarak tasnif edildi. Her proje için, proje numarası, adı, yeri, karakteristiği, başlama ve bitiş yılı, proje tutarı, 2018 sonuna kadar tahmini harcama miktarı ve 2019 yılı ödeneği ayrı ayrı gösterildi. Kuruluşların 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nda yer alan sermaye transferi ödeneklerinden sadece kamu yatırımı niteliğini taşıyanlar kuruluş ve sektör yatırım ödeneği toplamına dahil edildi. Kamu yatırımı niteliğinde olmayıp kamu sektörü dışına transfer niteliğinde olan ödeneklerin bir kısmı ise kuruluş ve sektör yatırım toplamına dahil edilmeden 2019 Yılı Yatırım Programı ile ilişkilendirildi. Genel ve özel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinin yatırım ödeneklerine yatırımlarla ilgili personel giderleri, gayrimenkul alımı ve kamulaştırma ödenekleri ile şehir hastanelerinin kira ödemeleri dahil edilmedi. Düzenleyici ve denetleyici kurumların gayrimenkul alımı ve kamulaştırma ödenekleri hariç olmak üzere, yatırım nitelikli projelerine bilgi amacıyla 2019 Yılı Yatırım Programı'nda yer verildi. 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nda, Köylerin Altyapısının Desteklenmesi Projesi (KÖYDES) kapsamında köylerin altyapı ihtiyaçları için il özel idareleri ve/veya köylere hizmet götürme birliklerine kullandırılmak üzere Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesinin ilgili tertibinde 1 milyar 496 milyon 700 bin lira ödenek tahsis edildi. Söz konusu ödenek Yatırım Programı toplamına dahil edilmedi. Bu ödenek ile ihtiyaç halinde yıl içinde aktarılacak ilave ödeneğin il ve ilçe bazında dağılımı, kullandırılması, izlenmesi ve denetimine ilişkin esas ve usuller Cumhurbaşkanı tarafından karara bağlanacak. Bütçe kanununda, Su Kanalizasyon ve Altyapı Projesi (SUKAP) kapsamında belediyelerin içme suyu ve atıksu projelerini gerçekleştirmek üzere İller Bankası Anonim Şirketine tahakkuk ettirilmek üzere Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesinin ilgili tertibinde 836 milyon 511 bin lira ödenek tahsis edildi. Söz konusu ödenek Yatırım Programı toplamlarına dahil edilmedi. SUKAP için tahsis edilen bu ödeneğin belediyeler bazında dağılımı, kullandırılması, izlenmesi ve denetimine ilişkin esas ve usuller Cumhurbaşkanı tarafından karara bağlanacak. ### Kamu yatırımlarında aslan payı ulaştırmanın AA muhabirinin 2019 Yılı Yatırım Programı'ndan yaptığı derlemelere göre, bu yıl gerçekleştirilecek 65,4 milyar lira tutarındaki kamu yatırımının 13,3 milyar lirası yeni projelere, 51,1 milyar lirası devam eden projelere ve 980,6 milyon lirası etüt projelere harcanacak. Kamu yatırımlarının yüzde 31'i ulaştırma ve haberleşme sektörüne tahsis edilecek. Programda, ulaştırma ve haberleşme sektörünün yatırım harcaması bu yıl 20,3 milyar lira oldu. Söz konusu bütçenin 2,9 milyar lirası yeni projelerden, 17 milyar lirası devam eden projelerden, 400 milyon lirası da etüt projelerden oluştu. Ulaştırma sektörü için ayrılan tutarın 7,5 milyar lirası demir yolu, 6,7 milyar lirası karayolu, 4,3 milyar lirası kent içi ulaşım, 1 milyar lirası hava yolu, 344 milyon lirası otoyollar, 321,6 milyon lirası deniz yolu, 151,8 milyon lirası haberleşme yatırımlarına tahsis edildi. Bu yılki kamu yatırımlarında, ulaştırmadan sonra en yüksek payı 12,9 milyar lira ile iktisadi ve sosyal alanlarda yapılacak diğer kamu hizmetleri aldı. Bunu 10,8 milyar lira ile eğitim, 7,7 milyar lira ile enerji, 5 milyar lira ile sağlık ve 4,9 milyar lira ile tarım, 2,1 milyar lira ile madencilik, 841,1 milyon lira ile imalat, 406,2 milyon lira ile konut, 343,5 milyon lira ile turizm sektörleri takip etti. Öte yandan kamu yatırımlarına ayrılan 65,4 milyar liralık kaynağın, 13,8 milyar lirası KİT'ler, 85,2 milyon lirası özelleştirme kapsamındaki kuruluşlarca kullanılacak. Mahalli idarelere ise 52,8 milyar liralık kaynak ayrıldı.- ### Yatırımların 7 milyar 713 milyon 110 bin lirası enerji sektörüne Bu yıl gerçekleştirilecek kamu yatırımlarının 7 milyar 713 milyon 110 bin lirası enerji sektöründeki 104 projeye, 2 milyar 104 milyon 322 bin lirası ise madencilikteki 49 projeye ayrıldı. Enerji yatırımlarında en fazla payın sahibi Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ) oldu. Kuruma, devam eden ve bu yıl başlanacak projeler için toplam 3 milyar 700 milyon lira yatırım bütçesi tahsis edildi. BOTAŞ'a sağlanan bu rakam içinde yeni projelere ayrılan pay, 72 milyon 560 bin lira olurken, kurum toplamda 15 proje yürütecek. Enerjide kamu yatırımlarından en fazla payı alan ikinci kuruluş, 31 projeyle Türkiye Elektrik İletim AŞ (TEİAŞ) oldu. TEİAŞ'a toplam 1 milyar 995 milyon lira kaynak ayrıldı. Enerji yatırımlarına ayrılan kaynaktan üçüncü en fazla payı ise Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) aldı. DSİ'nin 11 projesi için toplam 1 milyar 122 milyon 100 bin lira kaynak tahsis edildi. ### Madencilikte en fazla kaynak TPAO'ya Madencilik sektöründe en fazla kaynak Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına (TPAO) ayrıldı. Kuruma, 2019'da devam eden ve yeni başlanacak projeleri için 1 milyar 260 milyon lira yatırım bütçesi ayrılması kararlaştırıldı. Toplamda 13 proje yürütecek TPAO'ya sağlanan kaynak içinde yeni projeler için ayrılan pay 661 milyon 604 bin lira olarak belirlendi. Madencilikte kamu yatırımlarından en fazla ikinci payı ise Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) aldı. Kuruma, yürüteceği 6 proje için 315 milyon 494 bin lira tahsis edildi. MTA'nın ardından madencilikte kamu yatırımlarından en fazla pay ayrılan üçüncü kuruluş ise Elektrik Üretim AŞ oldu. Kuruma, bu alandaki 8 proje için ayrılan toplam kaynağın 168 milyon 266 bin lira olması kararlaştırıldı. Geçen yıl enerji ve maden sektörlerine toplam 8 milyar 512 milyon lira kaynak ayrılmıştı. Muhabir: Deniz Çiçek Palabıyık, Murat Temizer, Ayşe Böcüoğlu Bodur **Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Pentagon'a göre Birleşik Arap Emirlikleri Libya'daki paralı Rus askerlerini destekliyor ## Özet ABD Savunma Bakanlığı, Birleşik Arap Emirliklerini, Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Libya hükümetine karşı savaşan Halife Hafter öncülüğündeki gayrimeşru silahlı güçlere destek veren paralı Rus askerlerini finanse ettiğini ileri sürdü. ## İçerik #### ABD Savunma Bakanlığı, Birleşik Arap Emirliklerini, Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Libya hükümetine karşı savaşan Halife Hafter öncülüğündeki gayrimeşru silahlı güçlere destek veren paralı Rus askerlerini finanse ettiğini ileri sürdü. ###### Ankara **ABD Savunma Bakanlığı ** (**Pentagon** ),** Birleşik Arap Emirlikleri** nin (**BAE** ), Birleşmiş Milletler (**BM** ) tarafından tanınan** Libya** hükümetine karşı savaşan **Halife Hafter **öncülüğündeki gayrimeşru silahlı güçlere destek veren paralı **Rus askerleri** ni finanse ettiğini ileri sürdü. Foreign Policy'de yer alan habere göre, Pentagon'un Afrika'daki terörle mücadele operasyonlarından sorumlu başmüfettişi tarafından hazırlanan raporda, BAE'nin Rus güvenlik şirketi Wagner Grubu'na bağlı güçlere para sağladığı tespitinde bulunuldu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e yakınlığıyla bilinen iş insanı Yevgeniy Viktoroviç Prigojin'in kurucusu olduğu güvenlik şirketi, Rus ordusu ve istihbaratıyla bağlantılı olarak, istikrarsızlık bölgelerinde Rusya'nın çıkarları doğrultusunda operasyonlar yürütmekle suçlanıyor. Kremlin, şirketin devletle bağı olduğunu reddediyor. Pentagon raporu, ABD'nin Körfez'deki müttefiki BAE ile de ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. ABD Kongresindeki Demokratlar, Başkan Donald Trump yönetiminin Abu Dabi yönetimine 23 milyar dolarlık F-35 savaş uçağı satışını durdurmak için kampanya yürütüyor. BAE'nin Libya'daki çatışmalardaki rolünü gizlemek için paralı Rus askerleri kullandığı iddiası uzun zamandır ülkedeki gözlemciler tarafından dile getiriliyordu, iddia Pentagon'un raporuyla ABD yönetimi tarafından ilk kez resmi olarak tanındı. **Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Vodafone FreeZone, genç yeteneklere destek olmaya devam ediyor ## Özet Türkiye’nin yeni genç sesini belirlemek üzere düzenlenen "Vodafone FreeZone Online Müzik Yarışması: Ünkapanı Edition"da sanatçı Mustafa Sandal yarı finalistlere canlı yayında koçluk yaptı ## İçerik Vodafone açıklamasına göre, Vodafone’un gençlik markası Vodafone FreeZone, hayalinde müzik olan ve sesini geniş kitlelere duyurmak isteyen genç yeteneklere destek olmaya devam ediyor. Bu yıl farklı bir konseptle üçüncüsü düzenlenen yarışma kapsamında, Mustafa Sandal’ın kendi Instagram hesabı üzerinden Chaby Han ile birlikte düzenlediği canlı yayına yarı finalistler tek tek bağlanarak performanslarını sergiledi ve Mustafa Sandal’dan koçluk aldı. 70 bin görüntülenmeye ulaşan yayın esnasında freezonestudyo.com adresi üzerinden izleyiciler oylarını kullandı. Halk oylaması 29 Mayıs’a kadar devam edecek. Canlı yayına katılan yarı finalistlerden Alara Cihan, Alicia Keys’in "Girl on Fire"; Berkan Ökten, Mor ve Ötesi’nin "Ayıp Olmaz mı?"; Dilşah Satıroğlu, Kadebostany’nin "Castle in the Snow"; Gülşah Kömür, Sezen Aksu’nun "Masum Değiliz"; İrem Özcivan, Levent Yüksel’in "Bu Gece Son"; Muhammetcan Otu, Labrinth’in "Let It Be"; Müge Köymen, Işın Karaca’nın "Uyanış"; Yağmur Elisa, Ayna’nın "Ölünce Sevemezsem Seni", Mustafa Örs, Aşkın Nur Yengi’nin "Karanfil" isimli şarkılarını, Furkan Uluoğlu ise kendi şarkısı "Kim Kimdir"i seslendirdi. Açıklamada görüşlerine yer verilen Mustafa Sandal, şunlar kaydetti: "Gençlerimizin müzikle ilgili büyük bir coşkusu var. Kendini ifade etmekten çekinmeyen bir nesil var. Bu yeteneklerin ortaya çıkması için FreeZone gibi doğru platformlarda kendilerini ifade edebiliyor olmaları lazım. Vodafone FreeZone’a bizi bu yetenekli gençlerle buluşturduğu için teşekkür ediyorum. FreeZone, yetenekleri ortaya çıkarma konusunda çok başarılı. Yarı finale kalan yarışmacılara baktığımızda bunu görüyoruz. Şimdiden tüm yarı finalistleri tebrik ediyorum." Chaby Han ise "Yarışmacı arkadaşların hepsi çok başarılı. Seslerini Mustafa Sandal’a dinletmek onlar için büyük bir şans. Muazzam bir deneyim olacak bence hepsi için. Heyecanla bekliyorum ben de." ifadelerini kullandı. - Büyük final için geri sayım başladı Öte yandan açıklamaya göre, Vodafone FreeZone Online Müzik Yarışması: Ünkapanı Edition’da final için geri sayım başladı. Yarı finalistlerin Vodafone FreeZone YouTube kanalı ve Acunn.com’da yayınlanacak performansları halk oylaması ve Mustafa Sandal puanı ile değerlendirildikten sonra 3 finalist belirlenecek. 18 Haziran’da Mustafa Sandal’ın da katılımıyla yapılacak büyük final, Vodafone FreeZone YouTube kanalından canlı yayınlanacak. Eşzamanlı olarak Acunn.com üzerinden canlı oylama yürütülecek ve Türkiye’nin yeni genç sesi bir kez daha halk oylamasıyla seçilecek. Yarışmanın birincisi, Vodafone FreeZone desteğiyle, single ve klip çıkarma, ayrıca kendi YouTube kanalını açmak için gerekli danışmanlığı alma şansına sahip olacak. Yarışma hakkında ayrıntılı bilgiye "freezonestudyo.com" internet adresinden ulaşılabiliniyor.
# Yunanistan'da refakatsiz çocuk sığınmacı sayısı 4 bin 779'a ulaştı ## Özet Yunanistan genelinde refakatsiz çocuk sığınmacı sayısının 4 bin 779'a ulaştığı, bunlardan yaklaşık 2 binin kayıp olduğu bildirildi. ## İçerik #### Yunanistan genelinde refakatsiz çocuk sığınmacı sayısının 4 bin 779'a ulaştığı, bunlardan yaklaşık 2 binin kayıp olduğu bildirildi. ###### Atina Yunanistan Çalışma Bakan Yardımcısı **Domna Mihailidou** , düzenlediği basın toplantısında, ülkede 4 bin 779 refakatsiz çocuk sığınmacı bulunduğunu söyledi. Söz konusu çocuklardan yaklaşık 2 bininin çeşitli sebeplerden dolayı kaldıkları yerlerden kaçtığını belirten Mihailidou, onların nerede ve hangi koşullar altında hayatlarını devam ettirdiklerinin bilinmediğini, bu çocukların bulunmaları için Yunan polisi tarafından arama çalışmalarının devam ettiğini vurguladı. Ülke genelinde refakatsiz çocuk sığınmacıların yüzde 43'ünün Afganistan, yüzde 25'inin Pakistan ve yüzde 9'unun Suriye uyruklu olduğuna dikkati çeken Mihailidou, ayrıca, yüzde 93,8'inin erkek, yüzde 6,2'sinin kız ve yüzde 7'sinin 14 yaşından küçük olduğunu belirtti. Mihailidou, Almanya ve Sırbistan da dahil olmak üzere birçok ülkenin büyükelçileriyle görüşmeler yapıldığını, refakatsiz çocuk sığınmacıların bu ülkelerden bazılarına transfer edilme ihtimali olduğunun altını çizdi. Söz konusu çocukların barınma problemini çözmek için çeşitli faaliyetler üzerinde çalıştıklarını anlatan Mihailidou, Avrupa Komisyonu'na bu çocuklardan bazılarının kaldığı otellerin finansmanını sürdürme talebinde bulunulduğunu aktardı. Mihailidou, ülkedeki refakatsiz çocuk sığınmacı sayısında yıl sonuna kadar artış yaşanacağı değerlendirmesinde bulundu. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Venezuela'dan Türkiye 'hami devlet olsun' teklifi ## Özet Venezuela'nın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Moncada, ülkesinin Washington Büyükelçiliğinin korunması için Türkiye'nin "hami devlet" olmasını teklif ettiklerini söyledi. ## İçerik **Venezuela** 'nın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Samuel Moncada, ülkesinin **Washington Büyükelçiliğinin korunması ** için Türkiye'nin "**hami devlet** " olmasını teklif ettiklerini söyledi. Moncada, BM Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında ABD yönetiminin, Venezuela'nın Washington Büyükelçiliğinin boşaltılması kararına ilişkin açıklamalarda bulundu. ABD ile Venezuela arasında diplomatik ilişkilerin kesildiğini ve Viyana Sözleşmesindeki diplomatik ilişkiler kapsamında ABD'nin başkent Caracas'taki büyükelçiliği için üçüncü bir ülke olan İsviçre'yi "koruyucu devlet" olarak seçtiğini belirten Moncada, "Biz de **Türkiye'yi hami devlet olarak önerdik**. Teklifimize (ABD) 'biz sizi tanımıyoruz' diyerek hayır dediler, Guaido'yu tanıdıklarını söylediler." dedi. ABD yönetimi, protestocu ve aktivistlerin içinde bir süredir nöbet tuttuğu Venezuela'nın Washington Büyükelçiliğini boşaltmak için yasal süreç başlattığını açıklamıştı. ABD Dışişleri Bakanlığı, büyükelçiliğin Venezuela'da kendini geçici devlet başkanı ilan eden muhalif Ulusal Meclis Başkanı Juan Guaido yönetimine ait olduğunu savunarak, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'yu tanımadıklarını, bu nedenle Maduro'ya destek veren protestocuların elçilikte bulunmasının "yasa dışı" olduğunu ileri sürmüştü. Bakanlık, Guaido tarafından Washington'a büyükelçi olarak atanan Venezuelalı diplomat Carlos Vecchio'nun büyükelçiliğin boşaltılmasını talep ettiğini belirterek, protestoculara gönüllü şekilde elçilikten çıkmaları çağrısında bulunmuştu. ### Protesto devam ediyor Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'ya destek veren, kadın aktivist grubu CodePink'in başını çektiği protestocular, yaklaşık bir aydır bina içinde eylemlerini sürdürürken, Guaido destekçileri bina dışında nöbet tutuyor. Venezuela hükümeti çalışanları tarafından binaya davet edildiklerini belirten göstericiler, polisin kendilerini zorla çıkarmaya hakkı olmadığını savunuyor. Washington DC polisi ile gizli servis polislerinin nezaret ettiği eylemlerde zaman zaman taraflar arasında gerginlik yaşanırken, büyükelçilikteki eylemcilerin dışarıdan yemek temin etmesine dahi izin verilmiyor. Öte yandan, geçen hafta eylemcileri dışarıya çıkmaya zorlamak için büyükelçilik binasının elektrik ve suyunun kesilmesi sosyal medyada büyük tepkiye neden olmuştu. ABD ile Venezuela arasındaki kriz devam ederken ABD yönetimi, ocak ayında Birleşmiş Milletleri söz konusu krizi görüşmek için toplanmaya davet etmiş, bu davetin ardından Maduro, ABD ile diplomatik ilişkileri kestiklerini ve bu ülkedeki büyükelçilik ve konsoloslukları kapatma kararı aldıklarını açıklamıştı. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Şok Marketler'den 2018'de 66,6 milyon TL net kar ## Özet Şirket, 2018'i yüzde 35 büyüyerek 12,1 milyar TL konsolide satış geliri ve 4 bin yeni istihdamla kapattı ## İçerik Şok Marketler'den yapılan açıklamaya göre, şirketin 31 Aralık 2018'de sona eren döneme ilişkin 4. çeyrek sonuçları ve 2018 rakamları Kamuyu Aydınlatma Platformu’nda (KAP) yer aldı. Şok Marketler, 2018’de konsolide satışlarını bir önceki yıla göre yüzde 35,2 artırarak 12,1 milyar TL’ye çıkardı. Şirket, geçen yıl konsolide bazda 66,6 milyon TL ana ortaklık payı net dönem karı gerçekleştirdi. - Türkiye’nin 81 ilinde 6 bin 364 mağaza 2015 yılından bu yana devam ettirdiği "her gün 3 mağaza" sözünü 2018'de de sürdüren Şok Marketler'in toplam mağaza sayısı, geçen yıl bin mağaza artarak, 264 Şok Mini mağazasıyla birlikte 31 Aralık 2018 itibarıyla 6 bin 364'e yükseldi. Şirket, çalışan sayısını 27 binin üzerine çıkardı. 2017 sonundaki 2,2 milyar TL tutarındaki net borç rakamına karşılık şirket, halka arzdan elde ettiği gelirlerle borçlarını kapattı ve 31 Aralık 2018 itibarıyla 12,1 milyon TL’lik net nakit pozisyonuna geçti. - "Yüksek performans kültürünü odağımıza alarak büyümemizi devam ettiriyoruz" Açıklamada görüşlerine yer verilen Şok Marketler Üst Yöneticisi (CEO) Uğur Demirel, 2018'in ilk yarısında 2,3 milyar TL ile son 10 yılın Türkiye'deki en büyük birincil halka arzlarından birini gerçekleştirdiklerini, Türkiye'ye tam da ihtiyaç olan bir dönemde yabancı sermaye girişi sağladıklarını kaydetti. Demirel, yüksek performans kültürünü odağa alarak büyümelerini devam ettirdiklerini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu: "2018'de yeni açılan mağazalarımız, başarılı iş modelimiz, piyasadaki konumumuz, yetkin çalışan kadromuz ve dinamik iş yapımızla performansımızı artırmayı sürdürdük. Üreticilerden doğrudan alım yaparak, taze olarak sunduğumuz meyve ve sebzede fiyatlarımızı sabitleyerek tüketicilerimizin yanında olduğumuzu bir kere daha gösterdik. Hizmete açtığımız bin yeni Şok mağazası ve 264 Şok Mini mağazasıyla birlikte Türkiye'nin 81 ilinde toplamda 6 bin 364 mağazaya ulaştık. Her yıl ortalama 4 bin kişiye istihdam sağlama politikamız, açtığımız yeni mağazalarla bu yıl da devam etti ve 2019 yılına toplamda 27 binin üzerinde çalışanımızla girdik."
# Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Mercan, AA'nın 101'inci kuruluş yıl dönümünü kutladı ## Özet Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Hasan Murat Mercan, Anadolu Ajansının (AA) 101'inci kuruluş yıl dönümünü kutladı. ## İçerik #### Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Hasan Murat Mercan, Anadolu Ajansının (AA) 101'inci kuruluş yıl dönümünü kutladı. ###### Washington DC **Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Hasan Murat Mercan, Anadolu Ajansının (AA) 101'inci kuruluş yıl dönümü**yle ilgili olarak yazılı açıklama yaptı. Mercan, açıklamasında, “ 'Anadolu'nun sesini dünyaya duyurmak' maksadıyla Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla 6 Nisan 1920 tarihinde faaliyete başlayan Anadolu Ajansının (AA) 101. kuruluş yıl dönümünü kutluyoruz. O günden bugüne, doğru, güvenilir ve ilkeli yayın anlayışıyla, milletimizi ve ülkemizi dünya kamuoyunda bilgilendirme görevini üstlenen bu köklü kurumumuzun başarılarının devamını diliyoruz. Türk yazılı ve görsel basınının mihenk taşı olan Anadolu Ajansı’nın başta ABD’deki görevlileri olmak üzere, tüm çalışanlarını bu vesileyle tebrik ediyoruz." ifadelerini kullandı. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun: TRT'nin bundan sonra da güçlü projeleri hayata geçireceğine inanıyorum ## Özet Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, "TRT'nin, sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı 'iletişim seferberliği' çağrısı doğrultusunda bundan sonra da yenilikçi ve güçlü projeleri hayata geçireceğine inanıyorum." ifadelerini kullandı. ## İçerik #### Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, "TRT'nin, sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı 'iletişim seferberliği' çağrısı doğrultusunda bundan sonra da yenilikçi ve güçlü projeleri hayata geçireceğine inanıyorum." ifadelerini kullandı. ###### Ankara **Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, ****Türkiye Radyo Televizyon Kurumunun (TRT) kuruluş yıl dönümü **dolayısıyla TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Eren'e mesaj gönderdi. Mesajında, kamu yayıncılığının gerektirdiği hassasiyetle 57 yıldır ülkenin görsel ve işitsel hafızasını oluşturan Türkiye Radyo Televizyon Kurumunun kuruluş yıl dönümünü kutlayan Altun, temel yayıncılık ilkelerinden ve milletin değerlerinden taviz vermeden, yayın çeşitliliğini ve kalitesini her geçen gün artıran TRT'nin tüm mecralarda merkezine insanı koyan bir anlayışla dikkati çeken yayınlara imza attığını belirtti. Bugüne kadar hem altyapı hem de içerik anlamında medya sektöründe yeniliklerin öncülüğünü yapan TRT'nin yayıncılık alanında bir okul olma özelliğini de devam ettirdiğini vurgulayan Altun, şunları kaydetti: "TRT, güvenilir habercilikteki başarısını kültür, sanat, spor, eğitim ve çocuk kanallarıyla pekiştirirken, farklı dillerde gerçekleştirdiği uluslararası yayınlarla da tüm dünyaya ülkemizin gücünü anlatmakta, milletimizin sesini duyurmaktadır. TRT'nin tarihi, kültürel ve insani değerlerimizin hakkaniyetli şekilde yansıma bulduğu kaliteli yapımlarının hem vatandaşlarımızdan hem de Avrupa'dan Asya'ya, Balkanlar'dan Afrika'ya dünyanın dört bir yanındaki ülkelerden gördüğü yoğun ilgiden de memnuniyet duyuyoruz. TRT'nin, sayın Cumhurbaşkanımızın her platformda hakikat için yaptığı 'iletişim seferberliği' çağrısı doğrultusunda bundan sonra da yenilikçi ve güçlü projeleri hayata geçireceğine inanıyorum. Uluslararası etki ve dijitalleşme vizyonu doğrultusunda yaptığı yatırımlarla bir dünya markası olacağına inandığım TRT'yi, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak bütün imkanlarımızla desteklemeyi sürdüreceğiz. Bu vesileyle kuruluşundan bugüne kadar TRT'ye emek veren herkese şükranlarımı sunuyor, vefat etmiş kurum mensuplarına Allah'tan rahmet temenni ediyor, büyük TRT ailesinin her bir ferdinin başarılı çalışmalarının devamını diliyorum." Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# ABD'de görevi sona eren Trump'ın yargılanmasının anayasal olup olmadığı tartışılıyor ## Özet Cumhuriyetçi Senatör Rand Paul'ün sunduğu "Trump'ın azil yargılamasının anayasal olmadığına" ilişkin tasarı reddedildi. ## İçerik #### Cumhuriyetçi Senatör Rand Paul'ün sunduğu "Trump'ın azil yargılamasının anayasal olmadığına" ilişkin tasarı reddedildi. ###### Washington Eski ABD Başkanı **Donald Trump** 'ın 6 Ocak'taki Kongre baskını nedeniyle "**isyana teşvik** " suçlamasıyla yargılanacağı Senatoda "görevi sona ermiş bir başkanın **azil yargılaması** nın anayasal olup olmadığı" tartışılıyor. 8 Şubat haftasında başlaması beklenen Trump'ın azil yargılamasına hazırlanan ABD Senatosu, azil sürecine ilişkin kuralların belirlenmesi gündemiyle toplandı. Trump'ın azil yargılamasına ilişkin tartışmaların damga vurduğu Senato Genel Kurulundaki oturumda, Cumhuriyetçi Kentucky Senatörü Rand Paul'ün konuşması gündem oldu. Paul, "Anayasamız bu konuda açıktır ancak görevdeki bir başkan için azil yargılaması ve oylaması yapılabilir. Halbuki Demokratlar görevi sona ermiş olan bir kişiyi yargılamak istiyor. Bunun adı siyasal intikamdır. Bu mahkeme bir tiyatrodur." değerlendirmesini yaptı. Trump'ın azil istemiyle yargılanmasının anayasal olmadığını savunan Paul, kendisi gibi düşünen Cumhuriyetçi senatörlerle bu konudaki çabalarını sonuna kadar sürdüreceklerini belirtti. Konuşmanın ardından Paul'ün sunduğu "Trump'ın azil yargılamasının anayasal olmadığına" ilişkin tasarı ise 45 evet oyuna karşı 55 hayır oyu ile reddedildi. 50 sandalyeye sahip olan Demokratların tamamı aleyhte oy kullanırken, Cumhuriyetçi senatörler Susan Collins, Lisa Murkowski, Mitt Romney, Pat Toomey ve Ben Sasse de Demokratlara katılarak hayır oyu verdi. ### Senatörler yemin etti Öte yandan, Senato Genel Kurulundaki oturumda Trump'ın azil yargılamasında Anayasaya göre "jüri" görevi görecek senatörler, bu görevleri için yemin etti. ABD Senatosu Çoğunluk Lideri Demokrat Chuck Schumer, önceki gün yaptığı açıklamada, Trump'ın Senatodaki yargı sürecinin 8 Şubat haftasında başlayacağını duyurmuştu. Schumer'in açıkladığı takvime göre, Trump'ın kendisine yönelik azil maddesine cevap vermesi için 2 Şubat'a kadar, Temsilciler Meclisinin de ön duruşma dosyasını sunması için aynı güne kadar vakti bulunuyor. Trump'ın ön duruşma dosyasına cevap vermesi içinse 6 günü daha olacak. Trump'ın ön duruşma dosyasına ilişkin tüm belge ve delillerini 8 Şubat'a kadar sunmuş olmasını gerektiren takvime göre, Trump'ın azil istemiyle Senatodaki yargılanmasına 9 Şubat Salı günü başlanabilecek. Trump'ın suçlu bulunabilmesi için 100 sandalyeli Senatoda en az 3'te 2 çoğunluğun, yani 67 senatörün, Trump aleyhinde oy kullanması gerekiyor. Her iki partinin de 50'şer sandalyeye sahip olduğu Senatoda Trump'ın suçlu bulunmasına oldukça düşük ihtimal olarak bakılıyor. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# YPG/PKK, DEAŞ'lıların kaçması için kampta yangın çıkardı ## Özet Terör örgütü YPG/PKK, Suriye'nin kuzeyindeki Ayn İsa beldesinde, daha önce ele geçirdiği DEAŞ'lı teröristler ile aileleri tuttuğu bir kampı ateşe vererek içeridekilerin kaçışını hazırladı. ## İçerik #### Terör örgütü YPG/PKK, Suriye'nin kuzeyindeki Ayn İsa beldesinde, daha önce ele geçirdiği DEAŞ'lı teröristler ile aileleri tuttuğu bir kampı ateşe vererek içeridekilerin kaçışını hazırladı. ###### Ayn İsa **Terör örgütü YPG/PKK**, Suriye'nin kuzeyindeki Ayn İsa beldesinde, daha önce ele geçirdiği **DEAŞ'lı teröristler** ile aileleri tuttuğu bir kampı ateşe vererek içeridekilerin kaçışını hazırladı. Rakka iline bağlı Ayn İsa belde merkezinin batısında yer alan kampta adının açıklanmasını istemeyen bir sivil çalışanı, yaşananlara ilişkin AA muhabirine, şunları söyledi: "Bugün 11.00 sularında örgüt yöneticileri gelip biz sivil çalışanların tümünü kamp alanından çıkardı. Yalnızca kendileri içeride kaldı. 13.30 sularında kamp alanında yangın başladığını ve dumanların yükseldiğini gördük. Arkadaşlarımız ne olduğuna bakmak için gittiklerinde bizim kullandığımız ofislerin yandığını gördü. Bu yangını tutuklular ve aileler kendi bulundukları yerde çıkarmış olsaydı bizim ofislerimize zarar gelmezdi. Bizim ofis alanımız DEAŞ'lılar ve ailelerinden farklı bir noktada. Bu yangını örgütün kendisi çıkardı. Bizi bu yangını başlatmadan önce oradan çıkarmaları da bunun kanıtı." ### "Kampa herhangi bir bombardıman olmadı" Görgü tanığı, kampa herhangi bir hava saldırısı ya da bombardıman olmadığını ifade etti. Yangının başlamasıyla, kampın DEAŞ'lı teröristler ve aileleri ile daha önce yerinden edilip bölgeye sığınmış sivillerin yaşadığı her iki bölümünden binlerce kişinin kaçtığı görüldü. Yangın nedeniyle boşalan kampta yaklaşık 5 bin kişi bulunuyordu. Bunların yaklaşık 2 binini DEAŞ'lı teröristler ile çocuk ve kadınlardan oluşan aile mensupları oluşturuyordu. Kalan 3 bin kişi ise Suriye'nin farklı bölgelerinde çatışmalardan kaçarak Ayn İsa'ya sığınan sivillerden meydana geliyordu. Ayn İsa, Türkiye sınırına yaklaşık 35 kilometre uzaklıkta yer alıyor. ### Türkiye, DEAŞ'lıların gözetimini üstleneceğini açıklamıştı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde, Barış Pınarı Harekatıyla terörden arındırılacak alanlardaki alıkoyma merkezlerinde bulunan DEAŞ unsurlarının ve yine harekat alanındaki kamplarda bulunan ailelerinin gözetimini Türkiye'nin üstleneceğini bildirmişti. Dışişleri Bakanlığı da Türkiye tarafından gözetim altına alınacak DEAŞ mensupları ve ailelerinin, bu aşamada, Suriye içinde terörden arındırılmış bölgelerde tutulması yönünde çalışmalar yapılacağını duyurmuştu. Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekatı'nı engellemek isteyen terör örgütü YPG/PKK, uzun süredir Batı dünyasını DEAŞ'lı teröristler ve ailelerini serbest bırakmakla tehdit ediyor. YPG/PKK, ele geçirdiği DEAŞ'lı teröristleri ve ailelerini Rakka ve Haseke'deki cezaevlerinde de tutuyor. Ancak bu kişilerin sonradan salıverilmesi için anlaşmalar yapıyor. Para karşılığı DEAŞ'lı teröristleri salan YPG/PKK, bunu zaman zaman koz olarak kullanıyor. Örgüt, Rakka kent merkezinde kuşattığı DEAŞ'lı teröristlerle anlaşmaya vararak bölgeden tahliye etmiş, bunların önemli bir bölümü Türkiye’ye sızmak üzere sınır hattına yönelmişti. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# İdlib şehitlerine veda ## Özet İdlib'de, rejim unsurlarının saldırısı sonucu şehit olan Piyade Uzman Çavuş Özdemir ile Piyade Uzman Onbaşılar Gülaştı, Çankaya ve Yılmaz düzenlenen törenlerle son yolculuklarına uğurlandı. ## İçerik #### İdlib'de, rejim unsurlarının saldırısı sonucu şehit olan Piyade Uzman Çavuş Özdemir ile Piyade Uzman Onbaşılar Gülaştı, Çankaya ve Yılmaz düzenlenen törenlerle son yolculuklarına uğurlandı. ###### Ankara **Suriye'nin İdlib **kentinde **rejim unsurlarının hava saldırısı **sonucu **şehit olan ** Piyade Uzman Onbaşı Halil Çankaya da Ankara'da son yolculuğuna uğurlandı. Şehit Çankaya için Ahmet Hamdi Akseki Camisi'nde cenaze töreni düzenlendi. Cami avlusuna kortej eşliğinde getirilen şehidin naaşının başında askerler nöbet tuttu. Şehidin annesi Kezban Eldemir, babası Mehmet Çankaya ile yakınları taziyeleri kabul etti. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ın öğle namazını müteakip kıldırdığı cenaze namazının ardından şehidin naaşı, törene katılan protokol üyeleri ile yakınlarının omuzlarında top arabasına taşındı. "İhtiram yürüyüşü"nde Buhuri̇zade Mustafa Efendi̇'nin (Itri) "Tekbir" adlı eseri çalındı. Top arabasına alınan ve yakınlarınca asker selamıyla uğurlanan şehidin naaşı, toprağa verilmek üzere Cebeci Askeri Şehitliği'ne götürüldü. Törene şehidin yakınlarının yanı sıra Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Vali Vasip Şahin, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, bazı milletvekilleri ile ilgililer katıldı. ### Şehit Piyade Uzman Çavuş Hasan Hüseyin Özdemir **Şehit Piyade Uzman Çavuş Hasan Hüseyin Özdemir'in **cenazesi, memleketi Yozgat'ın Akdağmadeni ilçesinde toprağa verildi. Akdağmadeni Devlet Hastanesi morgundan alınan 24 yaşındaki şehit Özdemir'in naaşı, Arpalık Köyü Camisi'nin önüne getirildi. Burada şehidin kardeşleri tabuta sarılarak gözyaşı döktü, anne Emine Özdemir oğlu için ağıtlar yaktı. Köy camisinde öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından şehidin naaşı, köy mezarlığında defnedildi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, aileye başsağlığı diledi. Törene, şehidin ailesi ve Bakan Kurum'un yanı sıra Yozgat Valisi Kadir Çakır, AK Parti Yozgat Milletvekili Yusuf Başer, Yozgat Belediye Başkanı Celal Köse, askeri erkan ve çok sayıda vatandaş katıldı. ### Şehit Piyade Uzman Onbaşı Eyüp Gülaştı **Şehit Piyade Uzman Onbaşı Eyüp Gülaştı'nın **cenazesi de memleketi Samsun'un Çarşamba ilçesinde toprağa verildi. Askeri uçakla dün akşam Samsun Çarşamba Havalimanı'na getirilen ve Çarşamba Devlet Hastanesi morguna konulan şehidin Türk bayrağına sarılı naaşı, buradan alınarak Orta Mahalle Rıdvan Paşa Camisi'ne götürüldü. Şehidin babası İsa, annesi Nuray Gülaştı ve kardeşleri, şehidin naaşının başında gözyaşı döktü. Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Enver İskurt ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, taziyelerini ilettikleri aileyi teskin etmeye çalıştı. Öğle namazının ardından kılınan cenaze namazı sonrası askerlerin omuzunda top arabasına konulan şehidin naaşı, yaklaşık bir kilometre top aracında taşındıktan sonra cenaze aracıyla şehitliğe götürüldü. Şehit Piyade Uzman Onbaşı Eyüp Gülaştı, burada son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze törenine, şehidin yakınları ile Vali Osman Kaymak, Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı İskurt, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Karaaslan, AK Parti Samsun milletvekilleri Ahmet Demircan, Orhan Kırcalı, CHP Samsun Milletvekili Kemal Zeybek, İYİ Parti Samsun Milletvekili Bedri Yaşar, Samsun Bağımsız Milletvekili Erhan Usta, Garnizon Komutanı Topçu Albay Recep Ali Üstün, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, ilçe protokolü ile çok sayıda vatandaş katıldı. ### Şehit Piyade Uzman Onbaşı Muhammed Yılmaz Şehit olan Piyade Uzman Onbaşı Muhammed Yılmaz'ın cenazesi, memleketi Kütahya'da toprağa verildi. Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi morgundan alınan 27 yaşındaki şehidin naaşı, Yunus Emre Mahallesi'ndeki babaevinin önünde helallik alınmasının ardından Ulu Cami önündeki meydana getirildi. Şehidin annesi Hatice, babası Hüseyin, kardeşleri Emre ve İbrahim Yılmaz, tabuta sarılarak gözyaşı döktü. Törene katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, şehidin ailesine başsağlığı diledi. Şehit Muhammed Yılmaz'ın naaşı, İl Müftüsü Hüseyin Hazırlar tarafından öğle vakti kıldırılan cenaze namazını müteakip Kütahya Hava Şehitliği'ne götürülerek defnedildi. Törene, Kütahya Valisi Ömer Toraman, AK Parti Kütahya milletvekilleri İshak Gazel, Ahmet Tan ve Ceyda Çetin Erenler, MHP Kütahya Milletvekili Ahmet Erbaş, CHP Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap, Hava Er Eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Necati Gündüz, Afyonkarahisar İkmal ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Osman Alp, Kütahya Belediye Başkan Vekili Salih Özden, Kütahya Cumhuriyet Başsavcısı Evren Akbey, Adli Yargı ve Adalet Komisyonu Başkanı Celal Yücel, İl Emniyet Müdürü Necmettin Koç, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Mustafa Çekiç, askeri ve mülki erkan ile vatandaşlar katıldı. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Borsa güne yükselişle başladı ## Özet Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, açılışta yüzde 0,50 artışla 116.426,14 puana yükseldi. ## İçerik Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, açılışta yüzde 0,50 artışla 116.426,14 puana yükseldi. Açılışta BIST 100 endeksi, 583,13 puan ve yüzde 0,50 değer kazanarak 116.426,14 puana çıktı. Bankacılık endeksi yüzde 0,78 ve holding endeksi yüzde 0,56 yükseliş kaydetti. Tüm sektör endeksleri güne yükselişle başlarken, en fazla kazandıran yüzde 1,06 ile elektrik oldu. Dün açıklanan ekonomik güven endeksinin, haziranda aylık bazda yüzde 19,1 yükselmesi ve bankacık sektörü karlılığındaki artıştan destek bulan Borsa İstanbul'da, yüzde 1,02 değer kazanan BIST 100 endeksi, günü 115.843,01 puandan tamamladı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından dün yayımlanan verilere göre, bankacılık sektörünün net karı mayıs itibarıyla 27 milyar 328 milyon liraya ve sermaye yeterliliği standart oranı da yüzde 19,44'e yükseldi. Analistler, bugün yurt içinde dış ticaret dengesi, yurt dışında ise Avro Bölgesi'nde enflasyon başta olmak üzere veri gündeminin takip edileceğini belirterek, ABD Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell'ın Temsilciler Meclisi'nde yapacağı sunumun da yatırımcıların gündeminde olduğunu söyledi. Teknik açıdan BIST 100 endeksinde 116.000 üzerinde kalıcılık sağlanması durumunda 118.000 ve 120.000 seviyelerinin gündeme gelebileceğini ifade eden analistler, olası düşüşlerde ise 114.000 puanın destek konumuna geldiğini kaydetti. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# '2019'un yargıya güven yılı olmasını hedefliyoruz' ## Özet Adalet Bakanı Gül, "Biz, 2019'un yargıya güven yılı olmasını hedefliyoruz. Ne olursa olsun insanımızın adalete yaslanması gerektiğini bilmesi gerekir. Yalnızca adalet huzur getirir." dedi. ## İçerik #### Adalet Bakanı Gül, "Biz, 2019'un yargıya güven yılı olmasını hedefliyoruz. Ne olursa olsun insanımızın adalete yaslanması gerektiğini bilmesi gerekir. Yalnızca adalet huzur getirir." dedi. ###### Ankara **Adalet Bakanı Abdulhamit Gül** , Best FM'de gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı. Yargı Reformu Strateji Belgesini hakkında bilgi veren Gül, yargı reformuna çok önem verdiklerini, "yargıya güven nasıl duyulurun" üzerinde durduklarını ifade etti. Üçüncü olacak bu çalışmanın 5 yıllık bir süreye yayılacağını belirten Gül, şunları söyledi: "Herkesin ihtiyacı adalettir. İnsanlar aç kalır, susuz kalır ancak adaletsiz kalamaz. Yeni dönemde hangi hususlarda eksiklik var, işte bunları ortaya koyacağız. Hem bunlar hem de ceza adaleti açısından, özellikle toplumu rahatsız eden bir çok konuda cezaları artırma konusunda ne gerekiyorsa, adaletin hızlı tecellisi konusunda ne gerekiyorsa bunların tamamı çalıştığımız ve çok önem verdiğimiz bir konu. Devletin temeli adalet, adaletin temeli ise hukuktur. FETÖ'nün tahrip ettiği yargıda, birçok kumpasın yapıldığı noktada neler yapılması gerekiyor, hepsini ortaya koyuyoruz." Adalete güven konusunun önemine işaret eden Gül, "Özellikle biz, 2019'un yargıya güven yılı olmasını hedefliyoruz. Bu konuda önemli mesafeler aldık. Kimsenin elinde sihirli değnek yok. Bunları görerek çözeceğiz. Ancak ne olursa olsun insanımızın, adalete yaslanması gerektiğini bilmesi gerekir. Zengin olsun, fakir olsun, herkesin adalete ihtiyacı vardır. Statü, para huzur getirmez. Yalnızca adalet huzur getirir." diye konuştu. Bu konuda, insan odaklı bir yargı hedefi koyduklarını vurgulayan Gül, "Mahkeme neden soğuk geliyor? Çünkü, süreç başlıyor, ne zaman biteceği belli değil. İşte biz, özellikle de hızlı sonuç alan bir yargılama sürecini hedefe koyduk. Geciken adalet, adalet değildir." ifadelerini kullandı. ### "Makul süreyi tespit ettik" Bakan Gül, adaletin hızla sonuca varabilmesi için hedef süre uygulaması başlattıklarını hatırlatarak, bu kapsamda özellikle soruşturma ve kovuşturma konusunda bazı davalarda çalışma yaptıklarını anlattı. Yaklaşık 2 bin dosya üzerinde çalışarak başlıklar çerçevesinde, savcının önüne gelen bir konunun ne kadar sürede tamamlanması gerektiğine baktıklarını belirten Gül, şu değerlendirmede bulundu: "Makul süreyi tespit ettik. Bir dosya örneğin ne kadar sürede bitmeli, 100 gün veya 150 gün. 1 Ocak'tan itibaren vatandaşa adliyelerde ne veriliyor? 'Senin davadan şu kadar sürede bitecek.' Vatandaş da 'En fazla bu kadar sürede bitecek' diyor. Önünü görebiliyor. Bu süreler, azami sürelerdir. Daha kısa da sürebilir. Elbette, dosyaya yeni delil girer ise uzayabilir. Ancak temel hedef, vatandaşa bildirilen hedef süredir. Biz, bunun denetimini de yapacağız. Gerekçesi yok ve vatandaşa belirlenen sürede bitmemiş. Bunu da denetleyip, hatayı tespit edeceğiz. Biz, bunu sıfır hata ile tamamlayacağız. Bu konuyu istinaflar için de belirleyeceğiz. Hem Yargıtay hem Danıştay hızlanacaktır. Örneğin, cinayet davasının şu anda 753 gün ortalama görülme süresi. Hedefte ise 300-390 günde tamamlanacak. Elbette, bu hedef sürelere laboratuvar gibi bakılacak." ### "OHAL Komisyonu bağımsız" OHAL Komisyonuna da değinen Gül, bu mekanizmanın, bir kişi bile olsa haksızlığa uğrayanların tespiti için bağımsız bir şekilde kurulduğunu söyledi. Bu komisyonun verdiği kararda da haksızlığa uğradığını düşünenlerin, mahkemeye itiraz haklarının bulunduğunu anımsatan Gül, "Tüm bu haksızlıkları giderebiliyoruz. Ancak OHAL Komisyonu hem bakanlığımız hem de hükümetimizden bağımsız hareket etmektedir." dedi. "Nöbetçi noter" uygulaması ile ilgili çalışmaların devam ettiğini bildiren Gül, "Noter uygulamasını tüm kurumlarla entegre etmek adına çalışıyoruz. Bu her aktör tarafından büyük bir teveccüh ile karşılandı. Bu konuda çok gecikmeden uygulamaya geçeceğiz. Bu, vatandaş, kamu çalışanı, işveren, işçi açısından hayatı kolaylaştıracak. Çok gecikmeyeceğiz. Baharda bunu halledeceğiz. Yaza kalmayacak. Burada makul süreler önemli. Her uygulamada makul ve adil süreler çok önemli." diye konuştu. ### "Yeni personel alımı gerçekleşecek" Gül, FETÖ ile mücadelede sosyal medya veya farklı mecralarda masum kişileri lekelemeye yönelik art niyetli davranışların olduğuna dikkati çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Gerçek olan hukuk ve adalettir. Biz, bunu sağlıyoruz. FETÖ'cüler hukuk veya yasa dinlemezlerdi. Şu veya bu sebeple birilerine iftira atılıyordu. İftira olunca ne oluyordu? Örneğin bir vatandaşın evine polis geliyordu. Sosyal çevresinde artık etiketlenmiş oluyordu. Sonra mahkeme takipsizlik kararı veriyor. Ancak verse de bunun dedikodusu devam ediyor. Yeri geliyor kira alacağını alamayan iftira atıyor. Bu durumlarda savcı, hiç şüpheli sıfatı vermeden, kapısına polis göndermeden hakkında soruşturma yapmamak üzere bir ihbar kararı veriyor. Kişinin eşinin, çocuğu veya komşusunun haberi olmadan bu iş araştırılarak, çözülüyor. Devlet bu adamı koruyor. Bir yılı aşkındır bunu uyguluyoruz. Şu ana kadar 55 bin kişi böylelikle savcının, emniyetin önüne çıkmadan, kimsenin haberi olmadan aklandı. Masum vatandaşın lekelenmesine izin vermiyoruz." Yakın bir zaman içerisinde yeni personel alımı gerçekleşeceğini belirten Bakan Gül, hem adliyeler hem de ceza infaz kurumlarında personele ihtiyacı olduğunun altını çizdi. ### "Artık nitelik olarak atılım yapıyoruz" Gül, şunları ifade etti: "Çok önemli adliye binaları ve hizmetler yaptık. Nicelik olarak artırdık. Artık, nitelik olarak bir atılım yapıyoruz. Meslek öncesi ve meslek içi eğitime önem veriyoruz. Savunma hususunun eksik gitmesinin önüne geçiyoruz. Yakın zamanda açıklayacağımız reform paketimiz var. Örneğin, avukatlık sınavı getiriyoruz. Fakülteden mezun olunca, hemen avukatlık yapmak mümkün olmayacak. Bu sınav gelince ne olacak, fakültelerde eğitimin kalitesi artacak. Bu sınavı ÖSYM yapacak. Şu anda fakültelerde olan öğrencileri kapsamayacak. Çünkü onlar, fakülteye girerken bu sınav gündem de yoktu. Bundan sonra tercih edenleri kapsayacak. Niteliği arttırmak için garklı uygulamaları da devreye sokacağız. Yakın bir zamanda bunları da kamuoyu ile paylaşacağız." Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, hakim ve savcılık makamlarında ihtisaslaşmaya yönelik çalışmaların da yapılacağını kaydetti. **Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# İş Bankası "Altın Gençleri" ödüllendirdi ## Özet Türkiye İş Bankası, Altın Gençler uygulaması ile 2018 üniversite sınavında üstün başarı gösteren 120 öğrenciyi ödüllendirdi ## İçerik Bu yıl YKS'de dereceye giren ve Türkiye'nin önde gelen üniversitelerinde eğitim hakkı elde eden öğrencilere ödülleri, İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali'nin de katılımıyla düzenlenen törende verildi. Genel Müdürlük binasındaki törene, öğrencilerin yanı sıra aileleri ve öğretmenleri de katıldı. Törende konuşan Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Bali, ailelerin evlatlarının eğitimine verdiği önemden bahsederek, "ceketimi satar yine seni okuturum" sözünün çok anlam ifade ettiğini anlattı. Öğrenciler ile onların başarılarında katkısı bulunan ailelerini ve öğretmenleri kutlayan Bali, 2 milyondan fazla öğrencinin girdiği sınavda böyle bir başarıya ulaşmanın çok önemli olduğunun altını çizdi. Bali, "Bu başarının kolay edilemeyeceğini hepimiz biliyoruz. Sınava hazırlanırken gösterilen çabayı, gayreti, ailelerin ve çevrenin verdiği desteği unutmak mümkün değil. Disiplinli bir şekilde azimle çalışan sizlerin başarısı da tabii ki bunlarla kıyaslanmayacak kadar büyük." dedi. - "Sadece iktisadi kalkınmaya değil toplumsal gelişmeye de katkı sağlıyoruz" Bali, sürdürülebilirliğin ve istikrarın karşılığı olan İş Bankası'nın, kuruluş misyonu gereği sadece iktisadi kalkınmaya değil toplumsal gelişime de katkı sağladığını vurguladı. Bu kapsamda eğitim, kültür-sanat ve çevre alanlarında toplumun bütün kesimlerini kapsayacak şekilde uzun soluklu ve yaygın projeler yürüttüklerini dile getiren Bali, kalkınmanın en önemli sacayaklarından biri olarak gördükleri eğitime özel bir önem verdiklerini bildirdi. Bali, bu alanda Türkiye Satranç Federasyonu ana sponsorluğunun yanı sıra Darüşşafaka ile "81 İlden 81 Öğrenci" projesine devam ettiklerini, ayrıca "Karneni Göster Kitabını Al" kampanyası ile milyonlarca öğrenciyi kitapla buluşturduklarını anlattı. Bali, "1971 yılından bu yana 'Altın Gençler' uygulaması ile de şimdiye kadar 3 binin üzerinde öğrenciyi ödüllendirdik. Uygulamanın ilk yıllarında ödül alanlar 60 yaşını geçti." diye konuştu. - "Sosyal sorumluluk projelerimiz sürecek" Bali, İş Bankası'nın her zaman olduğu gibi sosyal sorumluluk alanındaki faaliyetlerine uzun soluklu şekilde devam edeceğini belirterek, sözlerini şu şekilde tamamladı: "Bu kurum, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün belirli bir misyonla Cumhuriyet'ten sadece bir yıl sonra, iktisadi bağımsızlık olmadan siyasi bağımsızlığın sürdürülemeyeceği misyonuyla, ülkeye her alanda hizmet vermek üzere kuruldu. 1924 yılında 2 şube, 37 çalışan ve 1 milyon Türk lirası gibi çok mütevazı bir sermaye ile yola çıkan bu müessese, bugün Türkiye'nin en büyük özel bankası. Uzun dönemdir de çizgisini değiştirmeden topluma hizmet etmeye devam etmektedir. Ben İş Bankası’nın kurumsal başarı hikayesinin, bireysel başarı gösteren gençlerimize çok özel bir örnek oluşturduğunu düşünüyorum." Konuşmadan sonra Bali tarafından 120 öğrenciyi temsilen iki öğrenciye plaketleri verildi. Tören boyunca çok mutlu oldukları gözlenen öğrenciler, etkinlik sonrası Bali ile fotoğraf çektirdi.
# Irak'ta etkisiz hale getirilen terörist sayısı 38'e yükseldi ## Özet Irak'ın kuzeyinde TSK tarafından düzenlenen operasyonda etkisiz hale getirilen terörist sayısı 38'e yükseldi. ## İçerik **Türk Silahlı Kuvvetleri** nce Irak'ın kuzeyindeki **terör örgütü PKK** kamplarına yönelik operasyonda saldırı hazırlığındaki 8 **terörist etkisiz hale getirildi** . Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, Hakkari'nin Yüksekova ilçesindeki 3. Piyade Tümen Komutanlığına bağlı 34. Hudut Tugay Komutanlığı ile Dağ ve Komando Tugay Komutanlığınca 10 Mart'ta PKK'lı teröristlerin sınırın Irak tarafındaki kamplarına yönelik başlatılan hava destekli operasyon kararlılıkla devam ediyor. Güvenlik güçlerince Irak'ın kuzeyindeki Hakurk bölgesinde yürütülen operasyonda, İnsansız Hava Aracı (İHA) ile tespit edilen saldırı hazırlığındaki 8 PKK'lı terörist, gerçekleştirilen hava harekatıyla etkisiz hale getirildi. Böylelikle 10 Mart'tan bu yana devam eden operasyonda etkisiz hale getirilen terörist sayısı 38'e yükseldi. ### Depo olarak kullanılan mağara imha edildi Operasyonda, PKK'lı teröristlerce depo olarak kullanılan mağara güvenlik güçlerince tespit edildi. Mağarada yapılan aramada, 500 kilo tuz, 10 kilo sumak, 6 çuval çay, 1 ton şeker, 250 kilo bulgur, bin paket makarna, 30 çuval un, 250 litre sıvı yağ, 50 teneke peynir, 20 teneke zeytin, 800 kutu helva, 100 teneke salça, 15 jelikan mazot, 10 takım beyaz kar kıyafeti, 10 şemsiye, 3 hilti, 50 lamba, eski fotoğraf makinası, 8 gaz maskesi, telsiz düzeneği, 400 fünye, 2 sıhhi çanta, 1 uydu alıcısı, televizyon, 100 CD, 2 çuval örgütsel doküman, 5 çuval kadın pedi, 4 tüp, 300 metre kablo, 4 akü ve mühimmat bulundu. Ele geçirilen malzemeler, söz konusu bölgede imha edildi. Operasyon bölgesinde şimdiye kadar teröristlerce kullanılan 15 mağara ve 30 barınak kullanılmaz hale getirildi. Muhabir: Yılmaz Kazandıoğlu Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Vaniköy Camisi'nin Bursa'daki benzeri Mehmed Vani Camisi 346 yıldır ayakta ## Özet Yangın sonucu kullanılamaz hale gelen Vaniköy Camisi'ni yaptıran Vani Mehmed Efendi tarafından 1674'te Bursa'nın Kestel ilçesinde benzer mimari özelliklerle inşa ettirilen Mehmed Vani Camisi'nden yüzyıllardır ezan sesi yükseliyor. ## İçerik #### Yangın sonucu kullanılamaz hale gelen Vaniköy Camisi'ni yaptıran Vani Mehmed Efendi tarafından 1674'te Bursa'nın Kestel ilçesinde benzer mimari özelliklerle inşa ettirilen Mehmed Vani Camisi'nden yüzyıllardır ezan sesi yükseliyor. ###### Bursa İstanbul'da yangın sonucu kullanılamaz hale gelen **Vaniköy Camisi** 'ni yaptıran Vani Mehmed Efendi tarafından 1674'te Bursa'nın Kestel ilçesinde benzer mimari özelliklerle inşa ettirilen Mehmed Vani Camisi özenle korunuyor. Kestel'de bir dönem yaşayan Vani Mehmed Efendi'nin, Vaniköy Camisi'ne benzer ahşap ve bazı yapı malzemeleriyle ilçeye yaptırdığı kendi adını taşıyan cami zamana meydan okuyor. Doğum tarihi bilinmeyen ancak 1685'te vefat eden Vani Mehmed Efendi'nin kabrinin de giriş kısmında bulunduğu cami, yansıttığı tarihi birikimiyle dikkati çekiyor. Caminin kuzeyindeki giriş kapısı üzerinde yer alan kitabede 1674 yılında "Şeyh Mehmet Vani" tarafından yaptırıldığı belirtiliyor. İlçe Müftüsü Arif Yeşiloğlu, AA muhabirine, Van doğumlu olan Vani Mehmed Efendi'nin Kestel'de yaşamaya başlamasının ardından Vani Mehmed Camisi'ni yaptırdığını söyledi. Caminin etrafında imaret, hamam, medreseler ve Vani Mehmed Efendi'nin de ikamet ettiği evin yapıldığını anlatan Yeşiloğlu, "Kestel'in manevi kurucularından önemli bir zat. Camimiz, tek minareli olup, çatılı bir yapıda, Vakıflar Genel Müdürlüğüne aittir mülkiyeti. Vani Mehmed Efendi, Kestel'de vefat ettikten sonra caminin girişine defnedilmiştir. Kestel'imize ziyarete gelen vatandaşlarımız, Vani Mehmed Efendi'yi ziyaret etmekte ve ruhlarına fatiha okumaktadır." diye konuştu. Yeşiloğlu, caminin 2012 yılında restore edildiğini aktararak, şunları kaydetti: "İstanbul'daki caminin ve müştemilatının yanmasından dolayı çok müteessir oldum. İnşallah devletimiz, Vakıflar Genel Müdürlüğümüz, en kısa sürede o camimizin yapımını, yeniden yapılmasını tamamlayacak ve ibadete açılacaktır. Kestel'deki cami ile İstanbul'daki cami aynı kişiler adına yaptırılan camilerdir. İki yapının da minarelerinin birbirlerine benzemesi, çatılı olması ve büyüklük itibariyle birbirine yakın olması hasebiyle bakıldığında ikizi gibi bir görüntü vermektedir. Bizim için en önemli husus, iki caminin de Vani Mehmed adına yaptırılmış olması. Hatta bir de Erzurum'da adına bir cami bulunmaktadır." Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Arel öğrencileri, baharı FestivArel'le şenlendirdi ## Özet Arel Üniversitesi bahar şenlikleri kapsamında gerçekleştirilen FestivArel'de öğrenciler, DJ performansları, outdoor oyunları ve konserlerle eğlendi ## İçerik Arel Üniversitesi açıklamasına göre, 2 Mayıs Perşembe günü gerçekleşen FestivArel’de Eypio, Deniz Tekin, Son Feci Bisiklet ve Ece Seçkin sahne aldı. Erken saatlerde kampüsü dolduran öğrenciler, konserler öncesi DJ performansı ve outdoor oyunlarıyla eğlendi. Binlerce kişinin katıldığı etkinliklerde, yalnızca Arel Üniversitesi öğrencileri değil, dışarıdan bilet alarak katılan yüzlerce kişi de yer aldı. Saat sabah 10.00’dan itibaren aktivitelerle başlayan FestivArel, sahne performanslarının ardından gece 01.30 sularında sona erdi. FestivArel’in tüm etkinlikleri Kemal Gözükara Yerleşkesi içerisinde gerçekleştirildi. Outdoor oyunlar Ar-Ge merkezlerinin de yer aldığı çim alanda gerçekleştirilirken, yine yerleşke içerisine dev bir sahne kuruldu. - "FestivArel geleneksel hale geliyor"Konserlere kısa bir ara verilmesiyle sahneye çıkan İstanbul Arel Üniversitesi Vekil Rektör Prof. Dr. Ali Argun Karacabey, öğrencilere bir müjde verdi. İstanbul Arel Üniversitesi’nde uzun süredir festival yapılmadığını hatırlatan Karacabey, “Bundan sonra geleneksel olarak yapmaya devam edeceğimiz FestivArel’in ilkinde bulunuyoruz diyebiliriz” ifadelerini kullandı. Öğrencilerin festival hazırlıklarında daha fazla etken olmalarını da isteyen Karacabey, “Bundan sonraki festivalleri öğrenciler yapacak, biz sizlere yardımcı olan taraf olacağız” ifadesini kullandı. - Sosyal medyada da izlendi FestivArel, sosyal medya mecralarından canlı yayınla binlerce kişiye ulaştı. Henüz sanatçılar sahnedeyken, onlar için hazırlanan özel klipler binlerce sosyal medya kullanıcısıyla buluşturuldu. Sanatçıların kampüse giriş ve sahneye hazırlıklarını ve sahne performanslarını içeren klipler, büyük beğeni topladı.
# Suzuki, denizlerden mikro-plastik atık toplama ünitesi geliştirdi ## Özet Suzuki tarafından geliştirilen ünite, su yüzeyindeki mikro-plastik atıkların sadece tekne ile dolaşarak toplanabilmesini sağlıyor ## İçerik Şirketten yapılan açıklamaya göre, denizlerdeki plastik atıkların ekolojik sistem üzerindeki etkileri endişe verici boyutlara ulaştı. Denizlerdeki atıkların doğru bir şekilde toplanmaması ve söz konusu atıkların doğal ortamında mikro plastik parçacıklara ayrılması söz konusu sorunun daha da ilerlemesine neden oluyor. Suzuki, denizlerde ve kıyılarda meydana gelen söz konusu çevre kirliliğinin önüne geçmek adına 10 yıldır Suzuki Temiz Okyanus Projesi’ni devam ettirirken, bu yıl ise öncelikli olarak motoru soğutmak için tonlarca deniz suyunu pompalayan ve ardından okyanusa geri gönderen dıştan takma motorun yapısına odaklandı. Soğutma işlevini gördükten sonra denize geri dönen suyu kullanan Suzuki, bu kapsamda mikro plastik atıkları toplayan bir toplama ünitesi geliştirdi. Bu ünite sayesinde su yüzeyindeki mikro-plastik atıkların sadece tekne ile dolaşarak toplanabilmesi sağlandı. Proje kapsamında dıştan takma motorların kullanıldığı denizleri, nehirleri, gölleri ve göletleri gönüllü olarak temizleme faaliyetleri de Suzuki'nin yürüttüğü çalışmalar arasında yer alıyor. 2010 yılında başlatılan çalışmalar, 2011 yılından itibaren küresel bir boyuta taşındı. Bugün gelinen noktada 26 ülkeden toplam 8 binin üzerinde kişi söz konusu çalışmalara katıldı. Su dönüş hortumuna kolaylıkla monte edilebilen ünite, yalnızca motoru soğutmak için kullanılan ve ardından denize geri dönen suyu kullandığı için motor performansına da olumsuz etki etmiyor. Japonya’da yapılan gözlem araştırmalarında, filtreden toplanan maddelerin içinde mikro plastik atık bulundu. Sistemin, Japonya dışında da yürütülen araştırmadan elde edilecek sonuçlara göre daha da geliştirilmesi amaçlanıyor. Suzuki, söz konusu üniteyi 2021'den itibaren motorlarında isteğe bağlı donanım olarak sunmayı, ilerleyen yıllarda da standart özellik olarak devreye almayı planlıyor. - Plastik tüketimi her yıl yaklaşık 2,3 ton azalacak Suzuki, bu hedefi kapsamında dıştan takma motor ürünlerinin plastik ambalajlarını azaltarak harekete geçti. Haziran ayından itibaren bazı ürünlerde alternatif ambalaj malzemeleri kullanan şirket, geri bildirimleri de değerlendirerek söz konusu çalışmalarına devam ediyor. Bu kapsamda, Suzuki Marine orijinal parçalarının bir kısmının sevkiyatlarında ekim ayından itibaren de plastik yerine kağıt ambalaj kullanılmaya başlandı. Suzuki Marine orijinal parçaların tamamının ambalajında çevre dostu malzemelerin kullanılması halinde plastik tüketiminin her yıl yaklaşık 2,3 ton azalması hedefleniyor. Suzuki Temiz Okyanus Projesi’nin ilerletilmesi, şirketin sürdürülebilir gelişme hedeflerinden sosyal sorunları çözme girişimleri arasında yer alıyor. Suzuki Marine Ekibi, okyanusu temizlemek için tüm dünyadaki ortakları ve tekne kullanıcıları ile birlikte Suzuki Temiz Okyanus Projesi’ni tanıtmayı planlıyor.
# TBMM Başkanı Şentop: Toprak bütünlüğü güvence altına alınmış modern ve müreffeh bir Ukrayna vizyonunu daima destekledik ## Özet TBMM Başkanı Şentop, "Toprak bütünlüğü güvence altına alınmış modern ve müreffeh bir Ukrayna vizyonunu daima destekledik. Bugün de bu yöndeki gayretlerinde Ukrayna makamlarının ve Ukrayna halkının yanındayız." dedi. ## İçerik #### TBMM Başkanı Şentop, "Toprak bütünlüğü güvence altına alınmış modern ve müreffeh bir Ukrayna vizyonunu daima destekledik. Bugün de bu yöndeki gayretlerinde Ukrayna makamlarının ve Ukrayna halkının yanındayız." dedi. ###### TBMM **TBMM Başkanı Mustafa Şentop** , **Kırım Tatarları** 'nın yerli halk statüsünün kabulüyle Kırım Tatar Meclisinin statüsü konusundaki mevzuat çalışmalarına önem atfettiklerini belirterek, "Bu çalışmaların parlamentoya sunulduğunda gereken desteği bularak kanunlaşması Kırım Tatarları'nın temel beklentisidir." dedi. Şentop, **Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Ukrayna Delegasyonu Başkanı Maria Mezentseva** ve beraberindeki heyeti makamında kabul etti. Mezentseva ve heyetin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti ifade eden Şentop, iki ülke arasındaki istişarelerin, Türkiye ile Ukrayna arasındaki iş birliğine yeni bir boyut kazandıracağını söyledi. İki ülke arasındaki iş birliği ruhunun, bölgede barış, istikrar ve refahın tesisi bakımından da sağlam bir temel teşkil ettiğini vurgulayan Şentop, "İki yakın dost olan sayın cumhurbaşkanlarımız, ilişkilerimize her alanda ivme kazandırılması hususunda müşterek iradeye sahiptir." ifadesini kullandı. Bu iradenin bir tezahürü olarak Kovid-19 salgınına rağmen iki ülke arasındaki temasların hız kesmediğine dikkati çeken Şentop, şöyle konuştu: "Stratejik ortaklığımızın önemli bir boyutunu parlamentolarımız arasındaki ilişkiler oluşturmaktadır. Değerli dostum ve mevkidaşım Ukrayna Meclis Başkanı Sayın Dimitro Razumkov'un davetine icabetle mart ayı başında ülkenize gerçekleştirmeyi planladığım ziyaretimi, ülkemizde meydana gelen ve neticesinde maalesef şehitler verdiğimiz elim bir helikopter kazası nedeniyle bir gece öncesinde ertelemek durumunda kalmıştık. Ertelediğimiz bu ziyareti en yakın zamanda gerçekleştirmeyi arzu ediyorum. Bu vesileyle, Meclis Başkanınız Sayın Razumkov'a en iyi dileklerimi ve selamlarımı iletmenizi diliyorum. Meclislerimiz arasında 2013 yılında imzalanan ve ilişkilerimizin altyapısını oluşturan bir İşbirliği Protokolü mevcuttur. Bu protokole milletvekillerimizin karşılıklı katkılarıyla işlerlik kazandırılması önemlidir. Meclis başkanları olarak farklı vesilelerle bir araya geliyor ve istişarelerde bulunuyoruz. Ancak, dostluk gruplarımız ve ilgili komisyonlarımız arasındaki temasların artırılmasında da fayda mülahaza ediyorum. Bilhassa, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) ve Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi (KEİPA) başta olmak üzere üyesi bulunduğumuz parlamenter asamblelerde tesis ettiğimiz yakın ilişkiler ve delegasyonlarımız arasındaki yoğun diyalog memnuniyet vericidir." İki ülke arasında "kazan-kazan" prensibi temelinde devam eden ilişkilerin savunma sanayisinden eğitime, turizmden sağlık sektörüne geniş bir yelpazesi bulunduğunu belirten Şentop, "Kovid-19 salgınının getirdiği zorluklara rağmen ikili ticaret hacmimiz 5 milyar dolara yakın gerçekleşmiştir. Bu rakamı ilerleyen dönemlerde 10 milyar dolara yükseltme hedefimiz bulunmaktadır. Bu hedefe ulaşmak için Serbest Ticaret Anlaşması'nı bir an önce imzalamalıyız." dedi. Mustafa Şentop, iki ülke cumhurbaşkanlarının da 10 Nisan'daki Yüksek Düzeyli Stratejik Konseyin 9. Toplantısı'nda bu yöndeki iradelerini ifade ettiklerini hatırlattı. ### Kırım Tatarları'nın statüsü TBMM Başkanı Şentop, Ukrayna ile ilişkilerin en önemli boyutunu turizmin oluşturduğunu dile getirerek, "Salgının getirdiği tüm şartlara rağmen 2020 yılında yaklaşık 1 milyon Ukraynalı misafiri ülkemizde ağırladık. Bu sayının bu sene daha da artmasını temenni ediyoruz. Ukrayna'nın yakın dostu ve stratejik ortağı olarak, toprak bütünlüğü güvence altına alınmış modern ve müreffeh bir Ukrayna vizyonunu daima destekledik. Bugün de bu yöndeki gayretlerinde Ukrayna makamlarının ve Ukrayna halkının yanındayız. Türkiye olarak, Kırım dahil Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne desteğimizi başta Birleşmiş Milletler olmak üzere uluslararası platformlarda ifade etmeye devam ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu. Bunun Türkiye'nin ilkesel bir duruşu olduğunu vurgulayan Şentop, şunları söyledi: "Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinde görev yapan Türk delegasyonu üyesi milletvekillerimizin bu konuda verdikleri imzaları ve ilkesel duruşumuzu tevsik eden girişimlerini sizler de takip ediyorsunuz. Bildiğiniz gibi Kırım meselesi bizler için soydaşlarımız boyutuyla da ehemmiyet taşımaktadır. Bu çerçevede, Kırım Tatarları'nın yerli halk statüsünün kabulüyle Kırım Tatar Meclis'nin statüsü konusundaki mevzuat çalışmalarına da önem atfettiğimizi vurgulamak isterim. Bu çalışmaların parlamentoya sunulduğunda gereken desteği bularak kanunlaşması Kırım Tatarları'nın temel beklentisidir. Sizlerin de gayretiyle atılacak bu adımlar, Kırım Platformu gibi girişimlerinize uluslararası desteği de şüphesiz artıracaktır." Şentop, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'nin Kırım Tatarları'nı sahiplenici açıklamalarından her zaman memnuniyet duyduklarını söyledi. ### "FETÖ, yeni jenerasyonlu uluslararası bir terör örgütüdür" Kiev'de bir cami ve külliye inşaatı üzerinde çalıştıklarını anlatan Şentop, her iki projenin de süratle tamamlanmasını ümit ettiklerini aktardı. Şentop, 1915 olayları hakkında Ukrayna Meclisi'ne sunulan iki tasarının geri çekilmesinden duyduğu memnuniyeti de ifade ederek, "Ukrayna Meclisinin art niyetli girişimlere mahal vermediğini ve bu konuyu her zaman sağduyulu bir yaklaşımla değerlendirdiğini biliyor ve bu anlayışın devamını arzu ediyoruz." diye konuştu. Darbe teşebbüsünün ardında FETÖ'nün olduğunun mahkeme kararlarıyla tespit edildiğini belirten Şentop, şöyle devam etti: "FETÖ, sivil toplum kuruluşları, eğitim kurumları gibi bazı masum yapılanmaları hain hedeflerinin maskesi olarak kullanmaktadır. Darbe teşebbüsü gecesi Meclisimizi bombalayan pilotların FETÖ okullarında görev yapan öğretmenlerden talimat aldıklarını tespit ettik. Bu terör örgütü FETÖ, yeni jenerasyonlu uluslararası bir terör örgütüdür. İlk hedefi Türkiye olmakla beraber faaliyet gösterdiği tüm ülkelerde risk oluşturmaktadır. Ukrayna'da bazı okullarda faaliyetlerini sürdürdüklerini üzüntüyle takip ediyoruz. Bu konunun Ukrayna açısından bir risk oluşturduğunu tekrar anımsatmak istiyorum." ### "İnanılmaz derecede dayanıklısınız, demokratiksiniz" Mezentseva ise TBMM'de bulunmaktan son derece mutlu olduğunu belirterek, "Meclis Başkanımız Razumkov da size selamlarını iletti, sizinle yüz yüze görüşmek istediğini belirtti." diye konuştu. Mezentseva, 1923'ten beri faaliyet gösteren en büyük demokrasilerden biri olan ülkenin parlamento başkanı olmanın kolay olmadığını dile getirerek, "Meclisiniz hakkında şunları söyleyebilirim: İnanılmaz derecede dayanıklısınız, demokratiksiniz. Burada ortaya çıkan hür fikirleri destekleyerek ilerliyorsunuz." ifadesini kullandı. AKPM ve Ukrayna-Türkiye dostluk grubu kapsamındaki ilişkilerin şimdiden çok verimli sonuçlar vermeye başladığını kaydeden Mezentseva, "Özellikle AKPM çerçevesinde Kırım Platformu geliştirmesiyle ilgili imzalanan belgeyi ilk imzalayan vekiller arasında Türk vekiller vardır. Türk delegasyonu destekleriyle Kırım Tatarları'nın haklarının ihlalleriyle ilgili belgeyi geri değerlendirmeye ekleyebildik. Kırım Tatar halkının yerli halk olarak tanınması yasa tasarısı sunuldu." dedi. Mezentseva, Türkiye ile Ukrayna arasında eğitim ve kültürel faaliyetleri güçlendirmek istediklerini de sözlerine ekledi. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Türkiye'nin Washington Büyükelçiliğinden iftar yemeği ## Özet Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği, Amerikalı Müslüman kanaat önderleri ile Washington'da yerleşik bazı ülke diplomatik temsilcilerine Amerika Diyanet Merkezinde iftar verdi. ## İçerik **Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği** tarafından Amerika Diyanet Merkezinde (DCA) verilen **iftar** a, Amerikalı Müslüman kanaat önderleri ile Washington'da yerleşik bazı ülke diplomatik temsilcileri katıldı. DCA'de organize edilen ve ev sahipliğini Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç'ın yaptığı programa çok sayıda Amerikalı, Türk ve diğer ülkelerden diplomatik temsilciler iştirak etti. İftar yemeğine ABD Müslüman Organizasyonları Konseyi (USCMO) Genel Sekreteri Usame Cemal, Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi (CAIR) Başkanı Nihad Awad ve İslami Yardım kurumu başkanı Enver Han gibi Amerikalı Müslüman toplumun önemli isimlerinin yanı sıra, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Pakistan, Bangladeş ve Gambiya'nın büyükelçileri de katıldı. Büyükelçi Kılıç, yaptığı konuşmada, Amerikalı Müslümanlarla Türk toplumu arasındaki bağların giderek güçlendiğine işaret ederek, bu tür organizasyonların çok özel bir önem taşıdığını vurguladı. ### "İslamofobik söylemlere karşı uyanık olmalıyız" Yeni Zelanda'daki son cami saldırılarına atıf yapan Kılıç, İslamofobik söylemlerin tüm dünyaya verdiği zararın altını çizdi ve bu söylemlere karşı herkesin uyanık olması gerektiğini belirtti. "Terörizmin rengi, ırkı ve dini olmaz; terörün her türlüsü apaçık bir suçtur ve hepimiz bu suçun karşısında olmalıyız." değerlendirmesini yapan Kılıç, ABD'de yaşayan tüm Müslümanların nefret söylemine karşı birlik içinde ve bunun da memnuniyet verici olduğunu kaydetti. Kılıç ayrıca, New Haven'da kundaklanan Diyanet Camisi'ne yapılan saldırıdan duyduğu üzüntüyü dile getirdi ve bu tür saldırıların ABD'de yerinin olmaması gerektiğini ifade etti. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Türkiye'de 76 bin 341 kişinin Kovid-19 testi pozitif çıktı, 174 kişi hayatını kaybetti ## Özet Türkiye'de son 24 saatte 418 bin 427 Kovid-19 testi yapıldı, 76 bin 341 kişinin testi pozitif çıktı, 174 kişi yaşamını yitirdi. ## İçerik Sağlık Bakanlığı, Günlük Koronavirüs Tablosu'nu "covid19.saglik.gov.tr" sitesinden paylaştı. Buna göre, son 24 saatte 418 bin 427 Kovid-19 testi yapıldı, 76 bin 341 kişinin testi pozitif çıktı, 174 kişi yaşamını yitirdi, iyileşenlerin sayısı 82 bin 203 oldu. 18 yaş ve üstü nüfusta ikinci doz aşı uygulananların oranı yüzde 84,26, birinci doz aşı yapılanların oranı yüzde 92,41 olarak kayıtlara geçti. Türkiye'de bugüne kadar uygulanan aşı miktarı 141 milyon 98 bin 118 doza yükseldi. 18 yaş ve üstü nüfusta en az iki doz aşı yaptıranların oranının en yüksek olduğu 10 il Osmaniye, Ordu, Amasya, Muğla, Kırklareli, Çanakkale, Eskişehir, Balıkesir, Zonguldak ve Manisa oldu. En az iki doz aşı uygulananların oranının en düşük olduğu iller ise Şanlıurfa, Batman, Siirt, Diyarbakır, Bingöl, Muş, Mardin, Bitlis, Ağrı ve Elazığ olarak sıralandı. Temizlik, aşı dışında, Covid-19’la mücadelenin üç temel prensibinden biri. Elimizle gayri ihtiyari şekilde yüzümüze dokunmamız virüsün bulaşmasına neden olabiliyor. Temizlikte titiz olalım. Bu “istemsiz” hareketten de kaçınalım. Omicron’a karşı daha dikkatli olmak zorundayız. pic.twitter.com/r3kUM0WCTO — Dr. Fahrettin Koca (@drfahrettinkoca) January 25, 2022 ### "Omicron'a karşı daha dikkatli olmak zorundayız" Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Temizlik, aşı dışında, Kovid-19'la mücadelenin üç temel prensibinden biri. Elimizle gayriihtiyari şekilde yüzümüze dokunmamız virüsün bulaşmasına neden olabiliyor. Temizlikte titiz olalım. Bu 'istemsiz' hareketten de kaçınalım. Omicron'a karşı daha dikkatli olmak zorundayız." ifadelerini kullandı. Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır.**Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**
# Koçtaş pandemi döneminde de ustaların yanında ## Özet Koçtaş Genel Müdürü Devrim Kılıçoğlu, “Pandemi döneminde evlerde dekorasyon değişikliği ve tadilat taleplerindeki artış ile birlikte Ustabilir uygulamamız daha da çok önem kazandı. Haliyle bu da ustalarımız için önemli bir fırsata dönüştü" dedi ## İçerik Şirketten yapılan açıklamaya göre, Koçtaş, ustalara özel sunduğu hizmet ve avantajlarını pandemi döneminde de sürdürüyor. Usta Kart sahiplerine çok özel indirimler, ödeme kolaylığı, telefonla sipariş hizmeti ve nakliye kolaylığı gibi birçok ayrıcalık sunan Koçtaş, ustaya ihtiyaç duyan müşteriler ile ustaları bir araya getirdiği ücretsiz platformu Ustabilir uygulamasının web sitesi “ustabilir.com”u da hizmete açtı. Açıklamada görüşlerine yer verilen Koçtaş Genel Müdürü Devrim Kılıçoğlu, perakende müşterilerinin yanında ustaların da Koçtaş için büyük önem taşıdığını belirterek, şunları kaydetti: “2018 yılı içerisinde hizmete açtığımız ‘Ustabilir’ mobil uygulamamız sayesinde evinde yaptıracağı tadilat için güvenilir bir usta ihtiyacı duyanlar ile ustalarımızın arasında ücretsiz bir köprü oluşturmuştuk. Bu uygulamamızı bir adım ileri taşıyarak ustabilir.com’u da hizmete açtık. Ustabilir’de kullanıcılar, ihtiyaç duyulan hizmet için seçili bölgedeki ustaları kolaylıkla filtreleyebiliyor, aradığı ustayı yorum, sertifika, puan ve referans işleri üzerinden değerlendirebiliyor. Ustalar ise uygulama üzerinden kendilerine profil sayfalarını oluşturup, müşteri ağını genişletebiliyor ve Koçtaş’ın kendilerine sunduğu ek avantajlardan yararlanabiliyor. Pandemi döneminde evlerde dekorasyon değişikliği ve tadilat taleplerindeki artış ile birlikte Ustabilir uygulamamız daha da çok önem kazandı. Haliyle bu da ustalarımız için önemli bir fırsata dönüştü. Salgın döneminde de ustaların çalışırken dikkat etmesi gereken kurallarla ilgili Ustabilir’e eklediğimiz videolar ile onları bilgilendirmeye gayret ettik. Şu an Koçtaş Usta Kart sahibi 58 bine yakın usta, Ustabilir aplikasyonuna kayıtlı ise 8 bini aşkın ustamız bulunuyor. İşimizin belkemiği olarak tanımladığımız ustalarımıza birçok avantaj sağlamak için sürekli çalışıyoruz. Pandemi döneminde de ustalarımızın yanındayız.” - “Pandemi döneminde kullanılmadığı için silinen 217 bin TL değerinde puanı ustalarımızın Usta Kart’larına geri yüklüyoruz” Kılıçoğlu, Usta Kart sahiplerinin alışverişlerinde indirim ve puan kazanmalarına olanak sağladıklarını aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ustalara yönelik ürün gamımızı sürekli artırıp geliştirirken bir yandan da ustalara özel fırsat ve avantajları hayata geçirmeyi sürdürüyoruz. Ustalarımızın, Usta Kartlı alışverişlerine bakarak Bronz Usta, Gümüş Usta ve Altın Usta olarak üç sınıflandırma yapıyoruz. Ustaların, Bronz Usta seviyesinden Altın Usta seviyesine doğru yükseldikçe Usta Kart ile kazandıkları fayda oranları da artıyor. Normal şartlarda belirli dönemlerde silinen, kullanılmamış puanları, pandemi döneminde ustalarımızın mağdur olmamaları için Usta Kart’larına toplamda 217 bin TL değerinde puan geri yüklüyoruz. Son olarak, bu yıl ilk kez düzenlediğimiz ‘Usta Ödülleri’ni de her yıl gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Ustalarımızı, ‘Usta Kart ile En Çok Ciro Yapan’, ‘Usta Kart ile En Çok Sayıda Alışveriş Yapan’, ‘Ustabilir Uygulamasında En Çok İş Tamamlayan’ ve ‘Ustabilir Uygulamasında En Çok İş Tamamlayan ve Puanı En Yüksek Ustalar’ olmak üzere 4 farklı kategoride ödüllendirdik. Her kategoride birinci olan ustalarımız 5 bin TL, ikinci olan ustalarımız 1.000 TL, üçüncü olan ustalarımız ise 500 TL olmak üzere toplam 26 bin TL puan ile ödüllendirildi. Ustaların eğitimine ve gelişimine de ciddi katkı sağlıyoruz. Koçtaş Kampüs’te 2019 yılında inşaat boyacılığı, sıhhi tesisat gibi alanlarda eğitim alan 86 ustamız MEB onaylı sertifikalarına kavuştu. Önümüzdeki dönemde de ustalara yönelik eğitim programlarını sürdüreceğiz.”
# Metro Türkiye çalışanlarından küçük işletmelere 750 bin TL'lik destek ## Özet Kendi İşim Günü'nü kutlayan Metro çalışanları, küçük işletmelere destek olmak için Türkiye'de 750 bin TL'yi aşan alışveriş yaptı ## İçerik Metro'dan yapılan açıklamaya göre şirket, faaliyet gösterdiği ülkelerde Kendi İşim Günü'nü 5'inci kez kutladı. Her yıl Ekim ayının ikinci salı günü, dünyanın farklı yerlerindeki işletme sahipleriyle birlikte Kendi İşim Günü'nü kutlayan Metro çalışanları, bu yıl ki kutlamalarda işletmeleri ziyaret ederek yaptıkları alışverişler ile bu zorlu dönemde onların yanında yer aldı. Açıklamada görüşlerine yer verilen Metro Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Sinem Türüng, Metro Türkiye olarak işletme sahipleriyle güçlü bağlar kurmaya, her gün onların başarısına katkıda bulunmaya çalıştıklarını aktardı. Kendi işinin sahibi işletmecileri desteklemek, küçük işletmelerin bilinirliğini artırmak ve bu işletmelerin ekonomideki yerinin önemi konusunda farkındalık yaratmak için çalışmalar yaptıklarını belirten Türüng, şunları kaydetti: 'Her zaman olduğu gibi Kovid-19 döneminde de bu işletmelerin yanında yer alarak onlara destek olduk. Pandemi döneminde 'Küçük İşletmem İçin' projemizle yeme-içme sektöründeki 1500 küçük işletmeye 8 milyon TL'lik ürün ve hizmet yardımı sağlamıştık. Kendi İşim Günü'nde de işletmelere verdiğimiz desteğin kapsamını genişleterek kuaförler, bakkallar gibi pandemide faaliyetlerini durduran ya da azaltan işletmelerin de yanında olmayı amaçladık. Böylece Türkiye'nin dört bir yanındaki küçük işletmelere 750 bin TL'den fazla maddi destek sağlamış olduk. Çalışanlarımızla birlikte bu zorlu süreçte farklı sektörlerden işletmelerin de yanında olmaktan mutluluk duyuyoruz. 30 yıldır olduğu gibi bundan sonraki süreçte de küçük işletmelerin yanında olmaya devam edeceğiz.' Açıklamada verilen bilgilere göre, Metro Türkiye, 21 şehirde 37 mağazasında görev alan çalışanlarıyla işletmelere destek olmak üzere bir inisiyatife imza attı. Bu kapsamda, 13 Ekim'e özel her çalışana, sık ziyaret ettikleri yeme-içme işletmeleri, bakkallar, kuaförler gibi küçük işletmelerden alışveriş yapmaları için maddi kaynak sağladı. Metro Türkiye'nin 4 bin 200 çalışanı, küçük işletmelerde şirketin ayırdığı 750 bin TL'yi aşan harcama yaparak yerli ekonomiye destek oldu. Dünya genelinde ise 90 bin aşkın Metro çalışanı işletmelerden 2 milyon avroluk alışveriş yaptı.
# Kardiyoloji Uzmanı Dr.Naser Can'dan kalp hastaları koronavirüs uyarısı ## Özet Medicana Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Naser Can,"Dokulara oksijen ulaştırmak için daha çok çalışması gereken hastalıklı bir kalp etkilenecektir.Kalp rahatsızlığınız varsa,Kovid-19 salgını sırasında korunmak için ekstra özen göstermelisiniz"dedi ## İçerik Medicana'dan yapılan açıklamaya göre uzman doktor Can, kalp hastalarında koronavirüs riski hakkında önemli bilgiler verdi. Kovid-19 salgınının kalp sorunları olan insanlar için ciddi endişeler barındırdığını belirten Can, "Koroner kalp hastalığı veya hipertansiyonu olan yaşlı kişilerin enfekte olma ve daha şiddetli semptomlar geliştirme olasılığı daha yüksektir." bilgilerini verdi. - "İnme hastaları ayrıca Kovid-19 alırlarsa komplikasyon riskiyle karşı karşıya kalabilirler" Amerikan Kardiyoloji Koleji'nin şubat ayında, kalp hastalarını potansiyel artan risk konusunda uyararak "ek, makul önlemleri" teşvik etmek için bir bülten yayınladığını aktaran Can, şunları kaydetti: "Erken raporlara dayanarak, bültene göre hastaneye yatırılan Kovid-19 hastalarının yüzde 40'ında kardiyovasküler hastalık veya serebrovasküler hastalık (beyinde inme gibi kan akışını engelleyen durum) vardı. Ülkenin farklı bölgeleri farklı düzeylerde virüs aktivitesi görüyor ve en fazla risk altında olanlara kalabalıktan kaçınmak ve başkalarıyla teması sınırlandırmak için mümkün olduğunca evde kalmalarını tavsiye ediyor. Amerikan Kalp Derneği, kalp hastalığı olan veya inme geçiren insanlar için dikkatli ve hazırlıklı olmalarını tavsiye ediyor. Güncel bilgilere dayanarak, koroner kalp haslığı veya hipertansiyonu olan yaşlı insanların enfekte olma ve daha şiddetli semptomlar geliştirme olasılığı daha yüksektir. İnme hastaları ayrıca Kovid-19 alırlarsa komplikasyon riskiyle karşı karşıya kalabilirler." - "Kalp hastaları daha dikkatli olmalı" Dr. Can, virüsün ana hedefinin akciğerler olduğunu ifade ederek, virüsün kalp dokusuna da saldırıda bulunduğunu ve miyokardit olarak tanımlanan kalp kası ve ileti yollarında hastalık oluşturabildiğini kaydetti. Akciğerlerin tutulumunda kanın yetersiz oksijen içermesini kompanse etmek için, kalbin dolaşım hızını artırmak zorunda kalacağını belirten Can, şunları ifade etti: "Dokulara oksijen ulaştırmak için daha çok çalışması gereken hastalıklı bir kalp etkilenecektir. Bu, kalbin etkin bir şekilde pompalama problemleri yaşadığı kalp yetmezliği olan biri için sorunları daha da kötüleştirebilir. Kalp rahatsızlığınız varsa, Kovid-19 salgını sırasında kendinizi korumak için ekstra özen göstermelisiniz. Altta yatan kalp sorunu olan bir kişinin bağışıklık sistemi daha az olabilir. İnsanların yaşlandıkça bağışıklık sistemlerinin zayıfladığı bilinmektedir. Ve 'kronik tıbbi rahatsızlığı olanlarda, virüslere maruz kaldığında vücudun bağışıklık tepkisi güçlü olmayacaktır.' Böyle bir kişi virüse yakalanırsa, komplikasyonlara maruz kalacaktır. Ayrıca, arterlerinde plak olarak bilinen yağ birikimi olan insanlar için virüsler özel bir risk oluşturabilir. Kanıtlar, benzer viral hastalıkların bu plakları dengesizleştirebileceğini, potansiyel olarak kalbi besleyen bir arterin tıkanmasına neden olarak hastaları kalp krizi riski altına sokabileceğini göstermektedir." - "Hastaysanız işten uzak durun" Dr. Naser Can, bireylerin Kovid-19 salgını ortasında da sağlıklı yaşam tarzını koruması gerektiğini belirterek, evde sağlıklı bir yaşam tarzını sürdürmeye yardımcı olacak egzersizlerin yapılması gerektiğini kaydetti. Can değerlendirmesini şöyle sürdürdü: "Evde devre antrenmanı oluşturun. Atlama krikoları, lunges veya yerinde koşu gibi evde yapabileceğiniz üç veya dört egzersiz seçin. Her egzersizi kısa aralıklarla yapın ve devreyi iki ila üç kez tekrarlayın. Günlük aktivitelerinizin temellerini hatırlayın: sigara içmeyin, dengeli beslenin, uykunuza dikkat edin, ellerinizi en az 20 saniye boyunca sabun ve suyla sık sık yıkayın, öksürüğünüzü veya hapşırmalarınızı bir mendille örtün ve ardından dokuyu atın, hastaysanız işten uzak durun, yüzeylere dokunmaktan kaçının, yüzünüze dokunmamaya çalışın ve gözle görülür hasta görünen insanlardan kaçının."
# Moderna yetişkinlerde Omicron'a karşı takviye dozu denemeye başladı ## Özet ABD ilaç firması Moderna, Kovid-19'un Omicron varyantına karşı takviye dozunu yetişkinlerde denemeye başladı. ## İçerik Moderna'dan yapılan açıklamada, Omicron'a karşı geliştirilen takviye dozun dün ilk kez bir katılımcıya yapıldığı duyuruldu. Açıklamada, Omicron için özel üretilen takviye dozun, Moderna'nın iki dozunu yaptıran ya da iki dozun üstüne üçüncü takviye dozu olan 600 kişilik bir grup üstünde deneneceği belirtildi. New England tıp dergisinde yayımlanan bir çalışma, Omicron varyantını hedef alan antikorların aşının üçüncü takviye dozundan altı ay sonra azaldığını ancak hala tespit edilebilir seviyede kaldığına işaret etti. **Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.**

habanoz/news-tr-90k is split into training and validation splits.

Columns are merged into a single text document using following format:

# {x['Title']}

## Özet

{x['Summary']}

## İçerik

{x['Text']}

A tokenizer is trained on this dataset with an 8K token vocabulary. According to the tokenizer, this dataset contains 62748074 (62.7M) training tokens and 7015414 (7M) validation tokens.

Downloads last month
39
Edit dataset card