mrbesher/tr-paraphrase-tatoeba · Datasets at Hugging Face

src stringlengths 13 47	tgt stringlengths 11 64
Tom cesurca bir şey yaptı.	Tom cesur bir şey yaptı.
Tom asla kendinden vazgeçmedi.	Tom kendinden asla vazgeçmedi.
Tom bana bunu sır olarak saklamamı söyledi.	Tom bunu sır olarak saklamamı söyledi.
Hiç bir domates ezdin mi?	Hiç domates ezdin mi?
Bir kitap kaleme almaya başladım.	Bir kitap yazmaya başladım.
Tom bana bunları senin için aldığını söyledi.	Tom bunları senin için aldığını söyledi.
En kısa sürede seni alacağız.	En kısa zamanda seni alacağız.
Bu ilaç günde üç defa alınmalı.	Bu ilaç günde üç kez alınmalı.
Trene yetişmek için bol miktarda zamanın var.	Trene yetişmek için bolca vaktin var.
Şanslı herif az önce piyangoyu kazandı.	Şanslı herif piyangoyu kazandı.
Oğlum o raftaki her kitabı okudu.	Oğlum o raftaki bütün kitapları okudu.
Tom ve Mary birlikte yalnız kalmak istiyordu.	Tom ve Mary yalnız kalmak istedi.
Tom bir üniversite birinci sınıf öğrencisi.	Tom üniversite birinci sınıf öğrencisi.
Nerede yaşadığını bana hiç söylemedin.	Bana nerede yaşadığını hiç söylemedin.
Ben bir kez daha oraya gitmek istiyorum.	Oraya bir kez daha gitmek istiyorum.
Tom dolaptan bir şişe bira çıkardı.	Tom dolaptan bir şişe bira aldı.
Kendime küçük bir araba satın aldım.	Kendime küçük bir araba aldım.
Bu mektubu göndermeni isterim.	Bu mektubu göndermeni istiyorum.
Tom onu yaparsa Mary mutlu olur.	Tom bunu yaparsa Mary mutlu olur.
Uranüs güneşten yedinci gezegendir.	Uranüs, Güneş'ten gelen yedinci gezegendir.
Tom onun bir iyi fikir olduğunu düşündü.	Tom bunun iyi bir fikir olduğunu düşündü.
Raporumuzu bitirmek için zamanımız yok.	Raporumuzu bitirmek için vaktimiz yok.
Dün Güneş tutulmasını gördün mü?	Dünkü güneş tutulmasını gördün mü?
Clive bir elektronik mühendisi olmak istiyor.	Clive elektronik mühendisi olmak istiyor.
Yılanlar sizi korkutuyor mu?	Yılanlar seni korkutuyor mu?
Kutuda ne olduğu sizi ilgilendirmez.	Kutuda ne olduğu seni ilgilendirmez.
O, çıplak elleriyle onu boğdu.	Onu çıplak elleriyle boğdu.
Tom daha önce hiç hasta olmadı.	Tom daha önce hiç hasta olmamıştı.
Tom geçen hafta bunu üç kere yapmıştı.	Tom bunu geçen hafta üç kez yaptı.
Tom bir şapka takıyor muydu?	Tom şapka takıyor muydu?
Tom etrafına bakmaya devam etti.	Tom etrafa bakmaya devam etti.
Tom Mary'nin meşgul olduğunu düşünmedi.	Tom, Mary'nin meşgul olduğunu düşünmüyordu.
Senato bir karar aldı.	Senato bir karar verdi.
Tom iyi notlar almak istedi.	Tom iyi notlar almak istiyordu.
Tom yine Mary'yi arıyor.	Tom yine Mary'i arıyor.
Ben günahkâr bir adamım.	Ben günahkar bir adamım.
Sık sık onunla birlikte sinemaya gider.	Sık sık onunla sinemaya gider.
Ben çok iyi bir sanatçı değilim.	Ben iyi bir sanatçı değilim.
Tom bir ata binebilir.	Tom ata binebilir.
Seni gördüğüm günden beri seni seviyorum.	Seni gördüğüm günden beri seviyorum.
Tom sarı renkli naylon bir iple bağlandı.	Tom sarı naylon iple bağlanmıştı.
Tom kimden söz ediyordu?	Tom kimden bahsediyordu?
Tom Mary'nin onu öpmesini istediğini düşündü.	Tom, Mary'nin onu öpmesini istediğini düşünüyordu.
Polis durmam için işaret etti.	Polis durmam için işaret verdi.
Tom bana odamı temizleyeceğine söz verdi.	Tom odamı temizleyeceğine söz verdi.
Bu portakal gerçekten lezzetlidir.	Bu portakal gerçekten çok lezzetli.
Tom, bunu yapması gerektiğinden emin.	Tom bunu yapması gerektiğine emin.
Neden Tom buraya kendisi gelmedi?	Tom neden buraya kendisi gelmedi?
Tom Mary'yi arıyor.	Tom Mary'i arıyor.
Bütün gün seni görmedim.	Seni bütün gün görmedim.
Tüm gücümüzle direnmek zorundayız.	Tüm gücümüzle direnmeliyiz.
Bütün hafta çok meşgulüm.	Bütün hafta çok meşguldüm.
Boston son on yılda hızlı büyüdü.	Boston son on yılda hızla büyüdü.
Tom dün gece çok bira içti.	Tom dün gece çok fazla bira içti.
Tom bir vejetaryen olabilir.	Tom vejetaryen olabilir.
San Francisco ne güzel bir şehir!	San Francisco ne kadar güzel bir şehir!
Tom ve Mary'yi işe almak istiyorum.	Tom ve Mary'i işe almak istiyorum.
Benim için biraz safran alır mısın?	Bana biraz safran alır mısın?
Önümüzdeki hafta sonu evde olacak mısın?	Gelecek hafta sonu evde olacak mısın?
Tom Mary'ye yardım etmek zorunda değildi.	Tom, Mary'e yardım etmek zorunda değildi.
Tom küvetin içinde sırılsıklam oldu.	Tom küvette sırılsıklam oldu.
Onun gelişi için sabırsızdım.	Onun gelişi için sabırsızlanıyordum.
Onun yanında oturmak istemiyorum.	Onun yanına oturmak istemiyorum.
Tom kırmızı bir araba satın almaya karar verdi.	Tom kırmızı bir araba almaya karar verdi.
Okumak için sana birkaç kitap ödünç vereceğim.	Okuman için sana birkaç kitap ödünç veririm.
Tom uyanıkmış gibi görünüyordu.	Tom uyanık gibiydi.
Mary için bir şey satın aldık.	Mary için bir şey aldık.
Akşamları, onlar tiyatroya giderdi.	Akşamları tiyatroya giderlerdi.
Kitabı üst rafa koy.	Kitabı en üst rafa koy.
Tom'un benim ki kadar boş vakti yok.	Tom'un benim kadar boş vakti yok.
Annem mutfakta yemek pişiriyor.	Annem mutfakta yemek yapıyor.
Tom bir içki içmek için bara gitti.	Tom bir şeyler içmek için bara gitti.
Babamla çok gurur duyuyorum.	Babamla gurur duyuyorum.
Tom ve ben hâlâ çok meşgulüz.	Tom ve ben hala çok meşgulüz.
Yazın burada çok yağmur yağar.	Yazları burada çok yağmur yağar.
Tom Mary'ye bir çocuk gibi davrandı.	Tom, Mary'e çocuk gibi davrandı.
Tom Mary'ye ne yapmasını söyledi?	Tom, Mary'e ne yapmasını söyledi?
Yarın seni tekrar görmek istiyorum.	Seni yarın tekrar görmek istiyorum.
Kar dışarı çıkmamı engelledi.	Kar dışarı çıkmama engel oldu.
Tom bu öğleden sonra üç kez Mary'yi aradı.	Tom öğleden sonra Mary'i üç kez aradı.
Sana kendim hakkında bir şey söyleyeyim.	Sana kendimle ilgili bir şey söyleyeyim.
Tom kulübeden dışarı çıktı.	Tom kulübeden çıktı.
Bu hafta sonu bir şey yapmak ister misin?	Bu hafta sonu bir şeyler yapmak ister misin?
Bu rahatsızlıktan dolayı özür dileriz.	Bu rahatsızlık için özür dileriz.
Dün şiddetli kar yağdı.	Dün çok kar yağdı.
Onunla tanıştığını söyledi, bu bir yalandı.	Onunla tanıştığını söyledi, ki bu bir yalandı.
Fırtına yüzünden yakındaki bir ahıra sığındık.	Fırtınadan yakınlardaki bir ahıra sığındık.
Roosevelt savaş bitmeden önce öldü.	Roosevelt savaşın bitiminden önce ölür.
Kolombiya'da İspanyolca konuşurlar.	Kolombiya'da İspanyolca konuşuyorlar.
Tom lobide bizi bekliyor olacak.	Tom bizi lobide bekliyor olacak.
Petro bir kitap okumuyor.	Petro kitap okumuyor.
Onu bir daha asla görmedi.	Onu bir daha hiç görmedi.
Çok, çok sıcak olacak.	Çok ama çok sıcak olacak.
Tom iyi bir çocuk gibi görünüyordu.	Tom iyi bir çocuğa benziyordu.
Tom Mozart tarafından bir şey dinlemek istiyor.	Tom Mozart'tan bir şeyler dinlemek istedi.
Tom tuhaf görünümlü bir şapka takıyor.	Tom garip bir şapka takıyor.
Tom konuşunca insanlar dinler.	Tom konuştuğunda, insanlar dinler.
Burada bir asansör var mı?	Burada asansör var mı?
Tom her gün aynı yemeği yer.	Tom her gün aynı yemeği yiyor.
Paltosunu çıkarıp yere attı.	Paltosunu çıkardı ve yere attı.

Tom cesurca bir şey yaptı.

Tom cesur bir şey yaptı.

Tom asla kendinden vazgeçmedi.

Tom kendinden asla vazgeçmedi.

Tom bana bunu sır olarak saklamamı söyledi.

Tom bunu sır olarak saklamamı söyledi.

Hiç bir domates ezdin mi?

Hiç domates ezdin mi?

Bir kitap kaleme almaya başladım.

Bir kitap yazmaya başladım.

Tom bana bunları senin için aldığını söyledi.

Tom bunları senin için aldığını söyledi.

En kısa sürede seni alacağız.

En kısa zamanda seni alacağız.

Bu ilaç günde üç defa alınmalı.

Bu ilaç günde üç kez alınmalı.

Trene yetişmek için bol miktarda zamanın var.

Trene yetişmek için bolca vaktin var.

Şanslı herif az önce piyangoyu kazandı.

Şanslı herif piyangoyu kazandı.

Oğlum o raftaki her kitabı okudu.

Oğlum o raftaki bütün kitapları okudu.

Tom ve Mary birlikte yalnız kalmak istiyordu.

Tom ve Mary yalnız kalmak istedi.

Tom bir üniversite birinci sınıf öğrencisi.

Tom üniversite birinci sınıf öğrencisi.

Nerede yaşadığını bana hiç söylemedin.

Bana nerede yaşadığını hiç söylemedin.

Ben bir kez daha oraya gitmek istiyorum.

Oraya bir kez daha gitmek istiyorum.

Tom dolaptan bir şişe bira çıkardı.

Tom dolaptan bir şişe bira aldı.

Kendime küçük bir araba satın aldım.

Kendime küçük bir araba aldım.

Bu mektubu göndermeni isterim.

Bu mektubu göndermeni istiyorum.

Tom onu yaparsa Mary mutlu olur.

Tom bunu yaparsa Mary mutlu olur.

Uranüs güneşten yedinci gezegendir.

Uranüs, Güneş'ten gelen yedinci gezegendir.

Tom onun bir iyi fikir olduğunu düşündü.

Tom bunun iyi bir fikir olduğunu düşündü.

Raporumuzu bitirmek için zamanımız yok.

Raporumuzu bitirmek için vaktimiz yok.

Dün Güneş tutulmasını gördün mü?

Dünkü güneş tutulmasını gördün mü?

Clive bir elektronik mühendisi olmak istiyor.

Clive elektronik mühendisi olmak istiyor.

Yılanlar sizi korkutuyor mu?

Yılanlar seni korkutuyor mu?

Kutuda ne olduğu sizi ilgilendirmez.

Kutuda ne olduğu seni ilgilendirmez.

O, çıplak elleriyle onu boğdu.

Onu çıplak elleriyle boğdu.

Tom daha önce hiç hasta olmadı.

Tom daha önce hiç hasta olmamıştı.

Tom geçen hafta bunu üç kere yapmıştı.

Tom bunu geçen hafta üç kez yaptı.

Tom bir şapka takıyor muydu?

Tom şapka takıyor muydu?

Tom etrafına bakmaya devam etti.

Tom etrafa bakmaya devam etti.

Tom Mary'nin meşgul olduğunu düşünmedi.

Tom, Mary'nin meşgul olduğunu düşünmüyordu.

Senato bir karar aldı.

Senato bir karar verdi.

Tom iyi notlar almak istedi.

Tom iyi notlar almak istiyordu.

Tom yine Mary'yi arıyor.

Tom yine Mary'i arıyor.

Ben günahkâr bir adamım.

Ben günahkar bir adamım.

Sık sık onunla birlikte sinemaya gider.

Sık sık onunla sinemaya gider.

Ben çok iyi bir sanatçı değilim.

Ben iyi bir sanatçı değilim.

Tom bir ata binebilir.

Tom ata binebilir.

Seni gördüğüm günden beri seni seviyorum.

Seni gördüğüm günden beri seviyorum.

Tom sarı renkli naylon bir iple bağlandı.

Tom sarı naylon iple bağlanmıştı.

Tom kimden söz ediyordu?

Tom kimden bahsediyordu?

Tom Mary'nin onu öpmesini istediğini düşündü.

Tom, Mary'nin onu öpmesini istediğini düşünüyordu.

Polis durmam için işaret etti.

Polis durmam için işaret verdi.

Tom bana odamı temizleyeceğine söz verdi.

Tom odamı temizleyeceğine söz verdi.

Bu portakal gerçekten lezzetlidir.

Bu portakal gerçekten çok lezzetli.

Tom, bunu yapması gerektiğinden emin.

Tom bunu yapması gerektiğine emin.

Neden Tom buraya kendisi gelmedi?

Tom neden buraya kendisi gelmedi?

Tom Mary'yi arıyor.

Tom Mary'i arıyor.

Bütün gün seni görmedim.

Seni bütün gün görmedim.

Tüm gücümüzle direnmek zorundayız.

Tüm gücümüzle direnmeliyiz.

Bütün hafta çok meşgulüm.

Bütün hafta çok meşguldüm.

Boston son on yılda hızlı büyüdü.

Boston son on yılda hızla büyüdü.

Tom dün gece çok bira içti.

Tom dün gece çok fazla bira içti.

Tom bir vejetaryen olabilir.

Tom vejetaryen olabilir.

San Francisco ne güzel bir şehir!

San Francisco ne kadar güzel bir şehir!

Tom ve Mary'yi işe almak istiyorum.

Tom ve Mary'i işe almak istiyorum.

Benim için biraz safran alır mısın?

Bana biraz safran alır mısın?

Önümüzdeki hafta sonu evde olacak mısın?

Gelecek hafta sonu evde olacak mısın?

Tom Mary'ye yardım etmek zorunda değildi.

Tom, Mary'e yardım etmek zorunda değildi.

Tom küvetin içinde sırılsıklam oldu.

Tom küvette sırılsıklam oldu.

Onun gelişi için sabırsızdım.

Onun gelişi için sabırsızlanıyordum.

Onun yanında oturmak istemiyorum.

Onun yanına oturmak istemiyorum.

Tom kırmızı bir araba satın almaya karar verdi.

Tom kırmızı bir araba almaya karar verdi.

Okumak için sana birkaç kitap ödünç vereceğim.

Okuman için sana birkaç kitap ödünç veririm.

Tom uyanıkmış gibi görünüyordu.

Tom uyanık gibiydi.

Mary için bir şey satın aldık.

Mary için bir şey aldık.

Akşamları, onlar tiyatroya giderdi.

Akşamları tiyatroya giderlerdi.

Kitabı üst rafa koy.

Kitabı en üst rafa koy.

Tom'un benim ki kadar boş vakti yok.

Tom'un benim kadar boş vakti yok.

Annem mutfakta yemek pişiriyor.

Annem mutfakta yemek yapıyor.

Tom bir içki içmek için bara gitti.

Tom bir şeyler içmek için bara gitti.

Babamla çok gurur duyuyorum.

Babamla gurur duyuyorum.

Tom ve ben hâlâ çok meşgulüz.

Tom ve ben hala çok meşgulüz.

Yazın burada çok yağmur yağar.

Yazları burada çok yağmur yağar.

Tom Mary'ye bir çocuk gibi davrandı.

Tom, Mary'e çocuk gibi davrandı.

Tom Mary'ye ne yapmasını söyledi?

Tom, Mary'e ne yapmasını söyledi?

Yarın seni tekrar görmek istiyorum.

Seni yarın tekrar görmek istiyorum.

Kar dışarı çıkmamı engelledi.

Kar dışarı çıkmama engel oldu.

Tom bu öğleden sonra üç kez Mary'yi aradı.

Tom öğleden sonra Mary'i üç kez aradı.

Sana kendim hakkında bir şey söyleyeyim.

Sana kendimle ilgili bir şey söyleyeyim.

Tom kulübeden dışarı çıktı.

Tom kulübeden çıktı.

Bu hafta sonu bir şey yapmak ister misin?

Bu hafta sonu bir şeyler yapmak ister misin?

Bu rahatsızlıktan dolayı özür dileriz.

Bu rahatsızlık için özür dileriz.

Dün şiddetli kar yağdı.

Dün çok kar yağdı.

Onunla tanıştığını söyledi, bu bir yalandı.

Onunla tanıştığını söyledi, ki bu bir yalandı.

Fırtına yüzünden yakındaki bir ahıra sığındık.

Fırtınadan yakınlardaki bir ahıra sığındık.

Roosevelt savaş bitmeden önce öldü.

Roosevelt savaşın bitiminden önce ölür.

Kolombiya'da İspanyolca konuşurlar.

Kolombiya'da İspanyolca konuşuyorlar.

Tom lobide bizi bekliyor olacak.

Tom bizi lobide bekliyor olacak.

Petro bir kitap okumuyor.

Petro kitap okumuyor.

Onu bir daha asla görmedi.

Onu bir daha hiç görmedi.

Çok, çok sıcak olacak.

Çok ama çok sıcak olacak.

Tom iyi bir çocuk gibi görünüyordu.

Tom iyi bir çocuğa benziyordu.

Tom Mozart tarafından bir şey dinlemek istiyor.

Tom Mozart'tan bir şeyler dinlemek istedi.

Tom tuhaf görünümlü bir şapka takıyor.

Tom garip bir şapka takıyor.

Tom konuşunca insanlar dinler.

Tom konuştuğunda, insanlar dinler.

Burada bir asansör var mı?

Burada asansör var mı?

Tom her gün aynı yemeği yer.

Tom her gün aynı yemeği yiyor.

Paltosunu çıkarıp yere attı.

Paltosunu çıkardı ve yere attı.