poes
stringlengths 13
158k
| poe_length
int64 1
20.9k
|
---|---|
Çıplak Geceye Düşen Cesetsin
geldim....kaldım gördüm...öldüm.....yırtılmış gökyüzünden düşen ay... sevginin ne olduğunu öğrendim.... ama üzülerek söylüyorum ki hazırdeğilim.... sevmeyi beceremeyecek kadar boş bir kağıdım...üzerime sarılmaya yetmez kelimelerin...son böyle yazıldı hikayeye.... gönlümün ucundaki yarayı dile döktüm... geceden uzak uykularda kayıtlı. düşlerin içinde.... senden uzak sevişmelerde.... yırtılmış gökyüzünden düşen ay..... ilk ay sisli bulutların gölgesinde.....bir fahişenin gündüz düşleri gibisin.... ne varlığını inkar edebiliyorum... nede yokluğuna alışabiliyorum.......öldürmeliyim bir katilin zerafetinde seni...katil kelimelerimin içinde sensizkalacak şehirde..... sesimi kaybediyorum bilinmezliklerinde....yırtılmış gökyüzünden düşen ay.... ilk ay vakti düştün geceme.... uzak yolların yakın kelimelerinde..... yeniden yazıyorum silinmişleri..... gecenin veda saatlerinde...kanıyor düşlerin..... sancılı yalnızlıklar sinmiş içine..... cığlıklar geçiyor üstünden... öldürdüğün ruhların yarım kalmış suretlerinde....bilinmez kimsesizliklerimde... sarılıyorum geceye.... ellerin dolaşıyor beynimde.... terkedilmiş uykunun kopmuş noktalarında..ruhum senden cok uzak cehenneminde.....
geçmişinde hapis kaldın çoçuk........ yırtılmış haritanın kayıp parçası..... Eski bir saat durmuş aşkın en olmadık yerinde......... mavi yelkovan; kalbi kırık akrep arabozucu gece..... Mütemadiyen uzatmaları oynayan.....bir karanlık belki de....bir kuş uçumunda gecede.... pencereler taş örülü...... korkuların boğuyor hayallerini..... sarmaşık misali sarıyor hayatını...... seni kundaklayıp.... kaza süsü veriyorum....çıplak gelen geceye düşen cesetsin artık.....
| 172 |
Orta şekerli kahve
Senin durakların benim yolumun üzerindeydi
otobüslerin benim güzergahımdan geçerdi
seneler seneler öncesiydigünlerden Cumartesi
izlediğimiz savaş filmiydi siyah beyaz
bütün ışıklar sönüktü
gecenin bi vakti
kör karanlıkta
sana doğru yola çıktımbu şehirden de kendimden de sana göç ettim
çıktım yola sana geliyordumücra bir kasabanın ücra istasyonundan kalktı trenim
düdük sesi geceyi baştan sona yırttı
oysa ben
gizlenerek sessiz sedasız bu şehirden ve
ve kendimden kaçmak istiyordum
her bir köşesinde ne çok şey vardı
senden konakladığım kasabaların köylerinsana kendim diyorum
yapışık yaralı yüreklerimizle ben sendim
sense benkendimden göç ettim
kelimelere haber saldım göçmeden önce
dedim ki
hece heceher gece
kulaklarına fısıldayın onu sevdiğimi
orta şekerli kahvem
her ruh halinde
göz rengi değişenimkulağına fısıldanırsa belki unutmazsın
seni ne çok sevdiğimiartık cümlelerden de uzağım şimdi
kısaca iki kelime yetiyor seni seviyorum demeye
seni seviyorumbenim orta şekerli kahvemuykuyu da kendime yasakladım haram ettim
haram olsun uyku bana
seninle birlikteliğin saatlerini çalıyorum diye
suçlu ilan ettim benikendime kahrettim vazgeçtim benden
ah kendim dedim
bir daha asla
asla olmaz beni benden vazgeçirdim demek istedim
senden vazgeçer miyim hiççünkü senin adın
bundan böyle kendim
caanım efendiminan inan ki seni hafsalanın almayacağı kadar
dünya kadar seviyorum yollarda telgrafın telleri vardı
kuşlar konmuştu
buz gibiydi hava
belki de kuşlar donmuştuevlerin bacalarında da duman
bu iyiydi herkes ölmemişti
bu dumanlar hayat belirtisiydiakşam güneşiyle şehir yanıyorduhala savaş devam ediyormuş gibi korku içindeydimher evin ocak başına
ya da kor kor ateşleriyle külleriyle
içimi ısıtan bir mangal başına
seni oturtuyordum
ve orta şekerli kahve pişiriyordun banaani bir kararla tutup elini
hadi dedim taşadursun kahve
hadi gidelim
kavrayıp belinden göç ettik birlikte yeniden
göç ettik birlikte kendimle kendim
süzülüverdik gök yüzüne
kuşlar konmuştu telgrafın tellerine
bir göğe baktım
bir gözlerine
en maviydi senin gözlerinhülyalardan ayrıldığımda
sinemanın en arka sıralarının birinde elin ellerimdeydi
izlediğimiz siyah beyaz bir savaş filmiydi
göç üstüne
güç ve güçler üstüne29/Ekim/2011/Cumartesi/Bodrum
| 302 |
Unuturum
Bir gün unutursa güneş doğmayı,
Yıldızlar parlamayı unutursa.
Şelaleler akmayı,
Dereler çağlamayı unutursa.Rüzgar susup,esmeyi unutursa,
Fırtına dinip,yıkmayı.
Yağmur durup,unutursa yağmayı,
Şimşekler çakmayı unutursa.Gök gürlemeyi,
Güneş batmayı unutursa.
Dünya dönmeyi,
Ay parlamayı unutursa.Anlaki o zaman dünya durmuş,
Güneş sönmüş,ve işte o zaman.
Güneşin sönüp,dünyanın karardığı zaman,
Bende seni unuturum. yağmurmah 2000
| 51 |
Aç bağrını
gün olur susar ayrılığın acısı
buğulanır yatak / yanar su...
alevinde
aşka dinelir toprak,
yayılır kantronların kokusu...
anladım
bu rüzgar durmayacak
aç bağrını / tenin karışsın lodosa...
bilsen,
ne zamandır yıkanmadı saçlarım!
bahar geliyordu alçaklara
sen dağlardaydın / apak...
şimdi güz zamanı
ağaçlar sarardı sararacak...
nerdeyse
ateş donacak gece ayazlarında...
ve ben,
çok üşüyorum birtanem!
ellerin çıkagelse kırağılarda
ellerimi yakacak...
| 62 |
B o ş v e r
Sınırlı düzeyde dostların olsun,
Sadık olanları gurupta kalsın,
Seninle birlikte hayale dalsın,
Girene, çıkana boş ver aldırma.Farklı görüşleri ortaya koyar,
Seni hiç çekemez iftira yayar,
Artılı,eksili yapınız ayar.
Hatırı yıkana boş ver aldırma.Böyle bir zamanda fesat üredi,
Şuurları bozan virüs türedi,
Sözüm burdan ırak herrşeyi dedi,
Yan gözle bakana boş ver aldırma.Başarı durumun artık ortada,
Boğaza takılır kalsan voltada,
Haberler farklıdır medya,cuntada,
Acayip kokana boş ver aldırma.Düşünüp üzülme bozma sağlığı,
Ortama ayarla Zeki kılığı,
Yaradana karşı yap sen kulluğu,
Canını sıkana boş ver aldırma.12-11-2009
| 90 |
Yalnızlığım
Apansızca bir korku düşer yüreğime
Ses verir seda verir yokluğun
Bir sancı gibi ağrıdır içimde
Büyür, büyür gözlerimde
Sonra, bir okyanus olur yalnızlığım....
| 24 |
Silinesiz Sevdayı
yarını yarına ek
eline yaz sevdayı
çizgiye çizgiyi çek
diline diz sevdayıözlemi düşür düşe
işinde kalın kuşe
yerin yüzüne neşe
yeline sez sevdayıtamı güne çalışır
kuşlarıyla alışır
sevgi dolu dolaşır
seline ez sevdayıboşuna değil işte
oynaşıra sevişte
ara sıra gevişte
iline çiz sevdayıozan efe didişe
şaşılası gidişe
çizikleri endişe
silinesiz sevdayı 140511ankara
| 54 |
Can
dün geceyi bir rüya ile
yaşayıp sabah ettim
misafirim bir üstat
konusu üç harf
ben hemen söyledim
'aşk'
o 'ben' dedi
yapma usta aşk
o 'sen' dedi
ben yine 'aşk'
'biz' dedi
çok ısrar ettim
ustam 'aşk' dedim 'aşk'
kızar gibi oldu 'git' dedi
ben mi diye sordum
kendini işaret etti
koca Can
aşk öldürür be aşk öldürür
biz neden gittik
bilmezmisin dedi
ben sözümdeyim ustam aşk
öldürürse o öldürsün
Can oda üç harf
aynı aşk gibi utandım
ver elin öpeyim
vermedi elini dönüp gitti
| 86 |
°°°.S.e.m.a.°°°
Dalgalarin denizlerin ardinda
Bulutlarin yildizlarin ardinda
Ufugun ve semanin kucaginda
Yarim bir gözyasi sevdayaYüreginin seni dagladiginda
Kalbinin umudu yandiginda
Ufugun semaya bagladiginda
Yarim bir gözyasi sevdayaBaliklarin yunuslarin yollunda
Kelebeklerin kuslarin yollunda
Ufugun semanin boyunda
Yarim bir gözyasi sevdayaDalgalar denizde durulsada
Bulutlar yildizlarin önünü acsada
Yüregim sen sen diye yalvarsada
Kalbime de tahtin san olsada
Baliklar yunuslar sana aglasada
Kelebekler kuslar kanadlari kirilsadaUfugun sevama yolu göründü
Yarim bir gözyasi yetmez semaya....
| 71 |
Hasretinden Prangalar Eskittim
Seni anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.
Ard- arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu
Dışarda gürül- gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana
Bir bu yana...
Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara.
Akan yıldıza.
Bir kibrit çöpüne varana.
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
Yitirmiş öpücükleri,
Payı yok, apansız inen akşamdan,
Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni...
Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini...
Ahmed Arif
| 100 |
Ayrılık Türküsü
uzaklık değil
ayrılığı acı yapan
uzaklık ayrılık değil
basit bir aracı o
varlığını acımasızca alıkoyan
ayrılık yokluğun
bin kilometrede
ya da bir metredeayrılık
dokunamamak değil
seni seviyorum demeyişimiz
basit bir aracı o
varlığını acımasızca alıkoyan
ayrılık birbirimizi düşünmeyişimiz
bin kilometrede
ya da bir metrede
| 46 |
Beklemek
Gün batarken yorgun, ışıklarıyla ıssız.
Kara taşlar ardınde erirde usul ve fersiz
Benden sana akarken geceye dönerken sessiz
Beklerim düş kokunu, yıldızlardan habersiz... Gecenin sahibidir kara gökler, bulutlar.
Baykuşlara arkadaş zifirle sarmaş dolaş.
Sen gözlerinde yeşertirken çölleri
Gecede meçhul yolcu, besliyor gönülleri. Nasıl tutunur sevda, kökleri yok olurken,
Sabahlar beklenirken, gecede düş solurken,
Hatıralar yırtılırken, sessizlik boğulurken,
Sessizlik ağlıyorken,ben bende değil iken
| 63 |
Benedıct Blues
Ben Benedict; bir uzun şiirin alınyazısı...Sabahlardan uzak bir davetinde Harzemşah'ın
engerek yolları sondan başa almış
vakitlerin sapkınlığında çok çocukları
okşayasız ellerime doğurup, Fransız mekteplerinin
kesme taşlı kagir-i funoun katlarında
kadınoğlankadın boğmuşum.Ben Benedict; yani upuzun bir aşkın en kısa metrajıYanisiz sokaklarında Galata'nın, Fatih'e kıçüstü bakan
bir azınlık küfrü ve her daim Haliç baladıyken
barmenler babası Kosti sütünü sek içermiş
ki eski ahit Yahuda'sı
bunu akl-ı selim söylemiştir...Şiirin kefen kepenek mezarı Aşiyan'da
bir küçümen otuzüçlüğün koynunda
Ne diyorsun be, diyerek aksak düzen bağırır
Bu minval üzre ölmüş edep baytarı sümüklü ve koşaraktan
Bir simküllah yılbaşı menzile varır.Oysa ben Benedict; yani ağır dönen bir kısa metrajın
Siyah-beyaz ve sinemaskop adı...
| 109 |
Hayat Bir Uğraşı
hayat bir uğraşı bazen
bazen ise bir eziyet
bazen de sevinç04-08-1998
| 14 |
Seni-2
Yine bir yol göründü gözüme
Gam, keder uğradı özüme
Canım gel benim sözüme
İnan kji mavi gözlü anıyorum sneiBir şair gibi uğradım dillere
Kaybettim yolumu, yoldan yollara
Aldılar beni elden ellere
İnan ki mavi gözlü, arıyorum seniÇok özledim mavi gözlerini
Yıllardır aynıyım, görmüyorum gözlerini
Sevimli saçlarının renkli gözünü
İnan ki mavi gözlü anıyorum seniCanım böyle yaşamak olur mu?
Gözlerim bir gün seni görür mü?
Kollarımı uzatsam, ellerim seni bulur mu?
İnan ki mavi gözlü arıyorum seni08.04.1979
Seyhan/ADANASevginin Bedeli Olmaz kitabımdan
| 81 |
Kıyamam Gözyaşına
Susadım su içmeye geldim pınar başına
Görür görmez vuruldum çıktığında karşıma.
Sözlerin baldan tatlı hayranım bakışına
Kurban olurum canım siyah kalem kaşına.Ağlama dayanamam kıyamam gözyaşına
Kurban olurum canım siyah kalem kaşına.
Vurdun beni gönülden oldum sana aşina
Kurban olurum canım kıyamam gözyaşına......................09.11.2012...Beylikdüzü/İstanbul...
| 44 |
Karanfil Delisi
Eğer bu şehir yaşıyorsa
Martıların özgür çığlıklarında
Ve şehir hatları vapurlarının
Nihavent şarkılarında
Ve Anadolu'dan gelen çaresiz gölgelerin
Ayak seslerinde
Bir kırmızı karanfil vermek içindir
Geçmişten geleceğeEğer ışıklar yakıyorsa bu şehir
Tükenmiş ömürlerin karanlık gecelerine
Menzile uzanan yolların en acı kıvrımlarında
Ve nasırlı ellerin hıçkırık seferlerinde
Bir kırmızı karanfil dermek içindir
Umut bahçelerindenEğer için için yanıyorsa bu şehir
Sevdamın kül een yangınlarında
Susamış dudakların en derin çatlaklarında
Ve güneşi kıskandıran hasret türkülerinde
Bir kırmızı karanfil sunmak içindir
Karanfil delilerine
| 81 |
Karanlıklar Ülkesi
Çöller ülkesinde, ölüler gölünün yakınında,
sessizliğin aysı ufkunda
bu tuz kıyıları sokuluyor düşünceme.
Neden bu gri sudan aynaya
kurşun ve ceset rengi aynaya süzülüyor ruhum.
Bazı çığlıklar duyulmalıydı. Çığlıklar ise yok.
Çadırlara vurulmalıydı,
develer yüklenmeliydi alacakaranlıkta.
Ama her şey sessiz.
Çöl yaklaşıyor ölüm kıyılarıyla usuldan.
Kımıldamıyor durgun su.
Yalnız ruhum göz atıyor bu cüzamın,
bıkmak bilmeyen yorgun kanatların
gri enginliğine.Çeviri: Aytekin KARAÇOBAN
| 64 |
DÜNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLERİ
"Bana çiçek getirin, dünyanın bütün
çiçeklerini buraya getirin!"
Köy öğretmeni Şefik Sınığ'ın son sözleri.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum
Bütün çiçekleri getirin buraya,
Öğrencilerimi getirin, getirin buraya,
Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer
Bütün köy çocuklarını getirin buraya,
Son bir ders vereceğim onlara,
Son şarkımı söyleyeceğim,
Getirin getirin...ve sonra öleceğim.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Kır ve dağ çiçeklerini istiyorum,
Kaderleri bana benzeyen,
Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları,
Geniş ovalarda kaybolur kokuları...
Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri,
Hepinizi hepinizi istiyorum, gelin görün beni,
Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Afyon ovasında açan haşhaş çiçeklerini
Bacımın suladığı fesleğenleri,
Köy çiçeklerinin hepsini, hepsini,
Avluların pembe entarili hatmisini,
Çoban yastığını, peygamber çiçeğini de unutmayın.
Aman Isparta güllerini de unutmayın
Hepsini, hepsini bir anda koklamak istiyorum.
Getirin, dünyanın bütün çiçeklerini istiyorum.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum.
Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım,
Ben bir bahçe suluyordum, gönlümden,
Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden,
Ne güller fışkırır çilelerimden,
Kandır, hayattır, emektir, benim güllerim,
Korkmadım, korkmuyorum ölümden,
Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Baharda Polatlı kırlarında açan,
Güz geldi mi Kopdağına göçen,
Yörükler yaylasında Toroslarda eğleşen.
Muş ovasından, Ağrı eteğinden,
Gücenmesin bütün yurt bahçelerinden
Çiçek getirin, çiçek getirin, örtün beni,
Eğin türkülerinin içine gömün beni.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
En güzellerini saymadım çiçeklerin,
Çocukları, öğrencilerimi istiyorum.
Yalnız ve çileli hayatımın çiçeklerini,
Köy okullarında açan, gizli ve sessiz,
O bakımsız, ama kokusu eşsiz çiçek.
Kimse bilmeyecek, seni beni kimse bilmeyecek,
Seni beni yalnızlık örtecek, yalnızlık örtecek.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Ben mezarsız yaşamayı diliyorum,
Ölmemek istiyorum, yaşamak istiyorum.
Yetiştirdiğim bahçe yarıda kalmasın,
Tarümar olmasın istiyorum, perişan olmasın,
Beni bilse bilse çiçekler bilir, dostlarım,
Niçin yaşadığımı ben onlara söyledim,
Çiçeklerde açar benim gizli arzularım.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum,
Okulun duvarı çöktü altında kaldım,
Ama ben dünya üstündeyim, toprakta,
Yaz kış bir şey söyleyen sonsuz toprakta,
Çile çektim, yalnız kaldım, ama yaşadım,
Yurdumun çiçeklenmesi için daima, yaşadım,
Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bilir.
Şimdi sustum, örtün beni, yatırın buraya,
Dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya.
| 330 |
**Dudaklarımı Dudaklarınla Kapat Bu Gece
Yoksun yine yanımda, çok yalnızım bu gece
Kadehle dudak dudağayım gene bu gece
N'olur çık gel ansızın, sevindir beni delice
Al elimden, kır kadehi, dökülsün gözyaşlarım
Dudaklarımı dudaklarınla kapat bu gece
_____________Âlimoğlu___________
| 37 |
Seni Gören Gözü Gördüm Bu Bayram
Gözlerinin izi kalmıştı sanki
Seni gören gözü gördüm bu bayram
Çok sevindim mutlu oldum inanki
Seni gören gözü gördüm bu bayram
Geçip gittim derelerden nehirden
Arefe gün köye vardım şehirden
Yüreğimin başı cız etti birden
Seni gören gözü gördüm bu bayram
Oldumu hiç önce söz ver cay sonra
Seni seven bir yiğide kıy sonra
On iki yıl sekizbuçuk ay sonra
Seni gören gözü gördüm bu bayram
Halen yanmaktayım sevdanla yandım
Seni soracaktım ama utandım
Gözlerim dolunca sırtımı döndüm
Seni gören gözü gördüm bu bayram
Beni görüp derin derin düşündü
Bir anda maziye gitti taşındı
O yabancı değil öz gardaşındı
Seni gören gözü gördüm bu bayram
Sevdan ile geze geze yoruldum
Bulanıktım biraz olsun duruldum
Görür görmez sıkı sıkı sarıldım
Seni gören gözü gördüm bu bayram
Bayram namazından çıkmıştım yeni
Görür görmez hemen tanıdı beni
ŞENER der görmeye gerek yok seni
Seni gören gözü gördüm bu bayram
| 152 |
Düşümdeki O Yer
Açtığımda penceremi;
Çayırlar görmeliyim yeşil giysili.
Uçurtmalar nazlı nazlı dans etmeli.
Duyabilmeliyim serçe sesine karışmış,
Kaybolan misketine ağlayan çocuğun sesini.
Gök mavi,yer toprak olmalı,
Gülebilmeli bana güneş,
Koklamalıyım yağmur sonrası toprak kokusunu.
Tenimde kar soğuğunu,
İçimde insanımın sıcaklığını hissetmeliyim.
Kurtulmalıyım bu yerden,
Bu şehirden gitmeliyim.Özgürce uzanmalıyım çimlere,
Koşmalıyım yalınayak bir kelebeğin peşinde.
İzlemeliyim kızıl gün batımını
Kuzu meleşmeleri melodi olmalı kulağımda
Dalından yemeliyim,elmanın kırmızısını
Ayvanın sarısını
Yolumdan her geçen selam vermeli bana
Sormalı bana anamın hastalığını
Kurtulmalıyım bu yerden
Bu şehirden gitmeliyim.Yıldızlar sırdaşım olmalı
Zifiri gece karanlığında
Ürkütmeli beni köpek havlamaları
Çocuk oyunları seyretmeliyim
Çekerken sarma cigaramı
Bir başka iştahla yemeliyim annemin yemeğinden
Çayım közde fokurdamalı,tavşan kanı olmalı
İçerken çorbamı kekik kokmalı dört yanım
Terletirken duvarı sobam
Dumanını görmeliyim ayrılırken bacadan
Kurtulmalıyım bu yerden
Bu şehirden gitmeliyim.Uzun kış gecelerinde
Mehmet dedenin anılarını dinlemeliyim
Gençlerle toplanıp
Gece açılmalıyım buğday tarlalarına
Beni görünce ötmeli kuşlar
Kaplumbağa korkmamalı benden
Yaz sıcağında deremin suyuyla serinlemeliyim
Kurtulmalıyım bu yerden
Bu şehirden gitmeliyim.
Öğretmen bize gelmeli öğle yemeğinde
Akşam yemeği Ali emmide yemeliyim
Ekin toplamalıyım kavururken tenimi
Rüzgar saçlarımı okşamalı
Omzumda tüfeğim ava çıkmalıyım
Elimle bölmeliyim sıcacık tandır ekmeğini
Soğanı yumruklamalıyım
Kurtulmalıyım bu yerden
Bu şehirden gitmeliyim.Haykırmalıyım kırlarda
En yüksek ses tonumla
Sesim gökkubbede yankılanmalı
Bölmemeli uykumu motor sesleri
Gün aydınlanırken horoz uyandırmalı beni
Her çiçeği koklamalıyım arıya eş
Yürüyerek gitmeliyim komşu köye
Aşağı köy futbol maçına gelmeli
İçmeli çayımdan sigaramdan
Gün batımında koyunların dönüşünü görmeliyim
Elinde asası çobanı görmeliyim
Heybesinde yeni doğmuş kuzuyla selam vermeli
“Kolay gelsin” demeliyim
Kurtulmalıyım bu yerden
Bu şehirden gitmeliyim.Ceviz ağacına yapmalıyım salıncağımı
Selvinin gölgesinde uyumalıyım
Otururken çimlerde
Komşum soğuk ayran getirmeli
Yusuf dayı okuma yazma bilmez
Alamanya’dan mektubu gelmiş okumalıyım
Genç-yaçlı çoluk çocuk toplanmalıyım
Koyu sohbetler yapmalıyım
Komşunun çocuğu hasta bakmalıyım
Kurtulmalıyım bu yerden
Bu şehirden gitmeliyim
Gitmeliyim düşümdeki o yere.
| 294 |
BİR GÜNÜN DÖKÜMÜ
1.saat
otur dizimin dibine ıssızlık tanrısı
ben sana yarım kalmış aşklardan bahsedeyim
sen bana yaratamadığın güzelliklerden bahset
otur dizimin dibine ıssızlık tanrısı
gözyaşın var mı senin, varsa dök de git
2.saat
severim yarıgeceleri
yarıgeceler suskundur, konuşkandır yerinde
hüzünler yağdırır, hüzünler yağdırır, hüzünler yağdırır
derinlerden hissetmesini bilenlerin üstüne
3.saat
bünyamin, nerde senin belâ çiçeğin
sen onsuz yaşayamazsın, düşük kalır sol omzun
içine yağan karın haddi hesabı olmaz
giremezsin bir şiire ferahfeza giremezsin
kurtlar basar ormanını, boynundan devrilirsin
bünyamin, nerde senin belâ çiçeğin
4.saat
taş yerinde ağırdır
onu bilirim
her yerde ağırdır aşk
onu da
5.saat
bir damlasısın sen yaşamak ırmağının
yaşamak ırmağının diyorum, anlıyor musun?
6.saat
tek yıldız yok gecenin sonsuzluğunda
dışarda çıt yok
kalbim dayanamaz bunlara
üstelik uykum kaçmış
can çekişen aşklara kaçmış
ağır bir yenilginin dumanı üstünde sıcaklığına
allah yorulmaz demeyin, allahın yorgunluğuna kaçmış
ben senin sözcüklerden arınmış aykırılığına kaçmışım
7.saat
ağlayacağım
başka çarem yok
dostlarımın beni birer ikişer terketmesi var
ağlayacağım
ağladığımı sonbahar ağaçlarına anlatacağım
8.saat
kimi güzellikleri savsaklasam da
iyi kötü yaşadım işte yaşıyorum
kazık atmadım kimseye
harama uçkur çözmedim
didiştim dövüştüm seviştim
en çok kendi karanlığımla öpüştüm
9.saat
gece:
fokur fokur kaynayan bir cehennemdi
gözlerimi kapatsam gövdemin üstünde binlerce zebani
10.saat
ey acı, beni bekle
sana yaz yağmurlarından selâm getireceğim
çocukluğumun akide şekerlerinin ayartıcı kokusunu
leblebi tozlarını ve panayır şenliklerini
sana guguk kuşlarının ötüşlerini
ey acı, beni bekle
beklemezsen söker atarım kalbimi
11.saat
senin ömrün:
yağsa bir türlü yağmasa bir türlü bir uzun yağmur
devlet ricali tarafından soldurulmuştur
12.saat
gidersin, giderken dağları da sürüklersin ardından
kelimelerin gücünü de götürürsün, güçsüzlüğünü de eli böğründe kalmaların)
ben anlarım ya, başka kimseler anlamasa olmaz mı
ben anlarım ya, başka kimseler anlamasa olmaz mı
senin ayrılıklardan ziyade kavuşmalarda yandığını
13.saat
ben bu kadar üşümezdim
ölümden ve şiirden düşmeseydim hayat'a
hayat beni mukayese etmeseydi yolların
yolların telâşıyla
ben bu kadar üşümezdim
14.saat
saklandığın yerden sen kolay kolay çıkmazsın
kelebekleri sıkmazsın parmaklarının arasında
terörle mücadele şubesi'nin önünde ağlak ağlak oturmazsın
aman sevgilim, yaman sevgilim, zaman sevgilim
-takla attırıyorum bak kelimelere-
armut dersem çık, elma dersem çıkma!
15.saat
ne vakit havalandırmaya kalksam odamı
bir serçe sürüsü içeri hurraaa
bir söyleşiye koyuluyoruz ki canıma minnet:
karl marks'ın öğretisini konuşuyoruz
muhammed ali cinnah'ı, deniz gezmiş'i
sevişmesi bir cehennem kadınları da
elitist erkekler cumhuriyeti'ni unutmuyoruz
kralları ve dalkavukları, dolayısıyle
dolup dolup taşıyoruz, gülten akın şiiri'yle
16.saat
aşk:
o mümkünsüz diyar!
içi de, dışı da, yaz'ı da, kış'ı da
kapanına kıstırdığını yakar
17.saat
jean paul sartre ne demiş:
"çiçek çiçekliğini kendi oluşturmaz
insan insanlığını kendi oluşturur"
jean paul sartre, demiş de ahmaklar dünyasında
iyi halt etmiş
18.saat
her eşitlik bir özdeşliktir ama
her özdeşlik bir eşitlik değildir
ben sana özdeş olayım
razıyım buna da
19.saat
internetten hazzetmez de, ne etsin ahmet erhan
tutmuş bir e-posta göndermiş geçende
şöyle yazmış irikıyım bir incelikle:
(başka birşeycik de yazmamış zaten)
"bünyamin, doğru kardeşim benim"
gözlerine perde inmiş: ben imalât hatasıyım
ah ahmet erhan, yanlış kardeşim benim!
20.saat
hep söylerim de kim dinler beni:
bu dünya, aşk mekânı değildir dostlar
çenemi tutsam biraz iyi olacak:
- babam, doğum günümde ölmüştü benim-
ibret-i âlem için göreceksiniz
beni doğum günümde vuracaklar
21.saat
bir bok gelirmiş gibi sanki elimden
dert küpü kesildim başkalarının
kendi söküğümü dikemem oysa
iki kadeh rakıyı bir kenara bırakın
sevdaya tutulmuşsam bir damla su içemem
22.saat
muhayyilem bitpazarı örneği
üçüncü cihan harbi saçım-sakalım
tırnaklarım uzadıkça uzuyor
benden adam olmayacak, anladım
can bu tenden çıkmadıkça
23.saat
çiçekçi bir çingene kızının söylediği türküden
düzelecektir dünya
düzelecektir düzelmesine
ben göremem ya!
24.saat
sevgilim, ölmek istiyorum, ört beni
söylencesel "otuz kuş"un kanat çırpışlarıyla.
| 582 |
Sazım
Feryadımı bildir yâre.
Sarı sazım telli sazım.
Dert dökmeye sensin çare.
Sarı sazım telli sazım.İçimde kalmasın efkâr.
Dağıt tüket olmasın zar.
Kat sesimi duysun o yar.
Sarı sazım telli sazım.Kurtulalım bu hasretten.
Eser kalmasın bir dertten.
Ses verip kurtar namertten.
Sarı sazım telli sazım.Sığırtmaç’ı yak inceden.
Duygu kat gündüz geceden.
Kurtar beni her acıdan.
Sarı sazım telli sazım.Hüseyin SIĞIRTMAÇ
04 Şubat 2016 Antalya
| 64 |
Nerden bilirdim.
Nerden bilirdim,
Gözlerinden süzülen,
Sıcak bir bakışın,
Cemre olup yüreğime düşeceğini.Nerden bilirdim,
Dudağından dökülen gülüşün,
Volkanlara dönüşüp,
Bedenimi yakacağını.Nerden bilirdim,
Adına türküler yakılan,
Uğruna gurbete çıkılan,
Sevda ateşinin saracağını.Nerden bilirdim,
Seni düşünmenin,
Seni sensiz yaşamanın,
Sonsuz kaderim olacağını.Ya o kara gün,
Yedi dağın ardında,
Yetmiş kilit altında tutulan,
Ayrılıklar dünyasının gurur savaşçıları,
Dalga dalga gelip,
Sardılar dünyamızı,
Esir aldılar tabiatı.
Ne bir güneş,
Ne bir gül,
Ne bir yol,
Yok yok yok.
Yok olup,
Yedi kat yerin dibine girdiler.
Düşüncelerim,
Dünyamla birlik,
Ağır ağır esir olurken,
Gurur fırtınasının,
Kahrolası bir silaha dönüşüp,
Umutlarımızı,
Bir bir vuracağını,
Nerden bilirdim.Nerden bilirdim,
Gül bahçemizin ışıksız zindanlara döneceğini,
Nerden bilirdim.
İki yüreğin yaşarken öleceğini.
| 112 |
Çay
çayımın son yudumu, bardakta ki
renkleri anlatsam,
dizelere sığmaz.bir öpük kadar masum,
batan güneş kadar sessiz.o sigara dumanları yok mu?
sırtından yedi kurşunu,
yeşile ortak oldu kırmızı,
alev alev, kaynaşma çıngışma,
göğsünde şarapnel parçası bir diğerinin.bir bebek pörsük memelerden süt çekiyor,
eli kırbaçlı bir kopuk,
yükleniyor kapıya,
kapı, bana ne deyip çekilince geriye,
paldır küldür ortasında odanın.
bebek sarılıyor bedene,
gözler cıbıl cıbıl kocaman, kafesteki kuşun feryadına,
duruluyor çayımın son yudumcuğu,
sigaramın oynak dumanı...1982
| 75 |
Nasıl hesap verecekler
iki üç kuruşa çalıştıranlar
emneğe saygı duymayanlar
insanlıktan nasibini almayanlar
nasıl hesap verecekler
| 16 |
Analar
Kaş çattığın hergün ona gecedir,
Sorarmısın bazen hali nicedir,
Bir güne sığmaz ki kutsal yücedir
Cennet ayağının bastığı yerdir.Dokuz ayın hakkı ayrı bir hesap,
Uykusunun hakkı ayrı bir hesap,
Ak sütünün hakkı ayrı bir hesap,
Cennet ayağının bastığı yerdir.Sağ ise hatrını sormalı bence,
Değilse kabire varmalı bence,
Hayır duasını almalı bence,
Cennet ayağının bastığı yerdir.Yüreğinde kızıl kor yetiştirdi,
Yoklukla çileyle zor yetiştirdi,
Asker ocağına er yetiştirdi
Cennet ayağının bastığı yerdir,
| 71 |
Evim
İçi dışı tertemiz,
Bahçe var orman gibi,
Her tarafa ayrı bölüm var,
Say say bitemez.Çocuklara bir yuva,
Çok güzel olur,
Seni çok severiz,
Canım evim.
| 26 |
GİTTİN
Gittin/camlar kırıldı
Gökyüzünde çarmıha gerildi yıldızlar
Sözcükler mahzundu.
Bu yük çok ağır hayatın kollarında
Ve çok küçük anlarda
Saklı, yenik, ezik ve kırgın
Nasıl taşınır bu yük
Ağır ve kötü bir ur
Her gün tıkarken hayatın atardamarını
Sensiz/nasıl bulunur izi kaybolmuş bir yol.
Gittin/bu şehir şimdi
Terkedilmiş bir köy, harebe
Bir mumun son alevinde.
Dağınık yataklara benzeyen odalarda
Ölüm kokuyor ajanslar, açlık, çığlık, cinnet
İz düşümü bir deli gözün
Ki o tutmuş ucundan, küfre dönük her sözün
Zaman, dönp dolaşıp
Aynı yerde biriktiriyorken kirli kanını
Sensiz/ışığı firar geceler nasıl biter
Gittin/yabanıl bir hasret takvimlerde
Yaralı gözlerin düer yollarıma
Alır basarım dudaklarıma
Ne zaman ölümü düşünsem
Ellerin ateş olup düşüyor ellerime
Sesim bir yenilgiden dönüyor
Saçımın her telinde
Yanlış bir işgal
- gözlerimde sızı-
sensiz/depremlerde dünya. Nasıl döner.
Gittin/bütün asmalar bağ bozumunda şimdi
Tek bir gül diktim toprağa
Gülü boyuyoruz çocuklarla
Sen giderken de yanıyordu yıldızlar
Bir bardak çay avuçlarımızda
Bölüşüyorduk cinneti. Dağlanırken
Gözpınarlarımızdaki yaş
Bu yük çok ağır kollarımda.
Yüzümü camlara dayıyorum
Yüzüm yitiyor. Yüzümü bulamıyorum
Sensiz/nasıl çıkılır hayatın çukurundan
Gittin/ankara yağmur ışıdı
Kil rengi bir ay gözlerinden çatırdadı
Gecenin bütün tonları ağladı.
Kitaplarıma da yasak koydum artık
İçli bir rapsodi gibi hayat anlatmayın
Suskuya inat bir eylem yapacağım
Yenilgilerini diyorum yaşanmışlığın
Kızılay meydanında yakacağım
Çoğalacağım...çoğalacağım...çoğalacağım
Tabansız bir dünyayı yokederken
Sensiz/bu zafer nasıl kutsanır...
Gittin/ıssız duvarları okşadım usulca
Bir kuş geçti içimden bozkıra
Kefilim şimdi gecenin bütün suçlarına
Bir haritalara gökkuşağı çizerdik
Maskelerdiz buza kesmiş her bir sabahı
Kırağılar çiçeklenirdi dağ başlarında
Renklerinden hasret armağandı analara
Ki o çocuklar:
Ömürsüz hayata dönük yüreklerin deseniydi
Gülüşlerini öper
Arındırırdık onlarla gövdelerimizi
Sensiz/nasıl takılır saçlarım bulutlara
Gittin/biliyorum dönüşünden tanıyacağım
Yaşanmamış düşler benim yanılgım olsun
Çığlık, deprem; cinnet: biraz durun
Ah çarpan bir yüreğin gezgin acıları
Usta alıcı-toy satıcı
Koşturuyor şimdi atını kavuşmalara
Bıçağın ucunda bilenirken hayat
Dedindi "Hezaren çiçeğini tanır mısın?
Güzeliğinde zehir yazgılı"
Her güzellik bedeliyle (mi) gelir?
Ödenir aşkın da bedeli...
| 311 |
......Daha Erken
Uyanma şimdi ne olur,
Uyanma üzülürsün.
Milliyetçiyiz,
İstediğince...
Sosyal adaletçiyiz,
Arzu ettiğince...
Liberaliz özgürlüklerinde...
Laikiz,
Enginliklerinde...
Müslümanız,
Temizliğinde,,,
Devrimciyiz,
Liderliğinde...
Ama yine de uyanma,
Üzülürsün...Paylaşıldı kavramların,
Her biri parti oldu,
Liderler çıktı ortaya,
Milleti bölmecesine.
Dedim ya,
Uyanma,
Üzülürsün...Utanırız,
Görme irticayı,
Devleti soyanları,
Kandırılan işçiyi,
Kullanılan öğrenciyi,
Güdümlü üniversiteyi,
Enflasyon kanserini,
Yarattığın paranın,
Şimdiki değerini,
Görme,
Üzülürsün...Her şeyi üretiyoruz,
Varız dünyada,
İstediğin şekilde.
Ürküyor Avrupa,
Titriyor Ortadoğu,
Kotalarla önlüyor,
Bizleri Amerika.
Demokrat,
Vatansever,
İşadamı, sanatçı, aydın,
Sığamıyoruz kabuğumuza,
Ama naylon aydınlarla,
İşadamları,
Ayaklarımıza dolaşıyorlar.
Kısır politika,
Kahrediyor hepimizi.
Ulaşamadık ülküne,
Uyanma,
Üzülürsün...Türküm, doğruyum diyerek,
Oturduk sıralarda,
Övünerek okuduk,
Yüce tarihimizi,
Hasret türküleri,
Vatan şarkıları,
El, ele millet,
Barışık toplum,
Beraberlik ruhu,
Tek vücut güç,
Ve yumruk.
Osmanlıyı sorgulamadan,
Osmanlı,
Türk'ü sorgulamadan,
Türk,
İnsanlığı sorgulamadan,
İnsan.
Bunları istiyordun,
Biliyorum.
Sana yalvarıyorum,
Daha erken,
Uyanma,
Üzülürsün....
| 136 |
Şımartmışlar Bir Kere
Seni şımartmışlar bir kere.
Sana karşı düşündüklerime ihanet ettim.
Bayan ukala sen git değerlerinle savaş.
İstemiyorum artık senin gözlerini
Bakmıyorum o yeşil gözlerine
Kimse bakmasın bundan sonra...
Senin üzdüğün kadar yoksulluk bile üzmedi.
Şimdi bilsem öleceğim aşkından.
Bilsem...
Seni görsem kurdulacağım bütün dertlerimden,
Sana dönmeyeceğim...
Geçiceğim senin olduğun sokaktan
Belki sen çoktan uyumuş olacaksın.
Ben seni aklıma bile getirmeyeceğim.
Sen sana değer verenleri sevmediğini
Anladım...
Şimdi akşam işten eve gülerek yürüyorum,
İnsanlara bakıyorum.
Evlere bakıyorum daha sonra ağlıyorum.
Kalbim şimdi rahat sensizlik acı.
| 86 |
Tanrının nimeti
Kaybetmeden bilemeyiz kıymetini ama Tanrı nimetidir
Yemek içmek gibi, nefes almak gibi, yaşamak gibi
Birde yaşarken kazandığımız nimetler var
Sevmek gibi, sevilmek gibi ve tabi sevgili gibi Kendin bulursun onları tabi tanrıda yardım eder
Rastlantılar yumağı ile diğer adı da kader
İşte sen bana hayatın bir lütfusun bir hediyesisin
Kıymetini bilmek bana düşer tanrının bir nimeti gibisin
| 59 |
Asker Anası
ASKER ANASIDivane anneyim yaşlıdır gözüm.
İki yıl hasrete dayanmaz özüm.
Senide mi asker ettiler kuzum
Deyip de ağlıyor anneler size.Arabalar gelip düt düt ettiler,
Kuzucuğumu bindirdiler gittiler.
Yavrularım sizi asker mettiler
Deyip de ağlıyor anneler size.Ben yavrumun valizini indirdim
Elim ile arabaya bindirdim.
Uğurlayıp gurbet ele gönderdim.
Deyip de ağlıyor anneler size.Göz yaşıma bakma anayım ana,
Bekçi yolluyorum aziz vatana.
Hakkım, hukukum helâldir sana,
Deyip de ağlıyor anneler size.
İrfan’ım yakışır Türk’ün şanına,
Yiğitleri saldık er meydanına,
Dağıldılar yurdun dört bir yanına,
Deyip de ağlıyor anneler size.
1982 - KATRANLIK
| 92 |
Evet Madam Gözleriniz
başı boş tomurcuk sağanağı ile başlamıştı
ıhlamur uykulara uzandığım yaz
maviye dönüşürken gök - deniz
evet madam gözleriniz
bir darbesi ile kesip içimdeki düğümleri
-aşk deyip de alıp başımı gittiğim-
yaza hakim renk gözleriniz
ve kırlangıç fırtınası kirpikleriniz
sür atını demişlerdi
sür sevda dağlarına
kaç aşka sığar ki bir ömür mine çiçeklerine sığındığım anlardı
göğsümdeki durağan ağrılardan
yaz ökselerle doluydu / geceler de...
siz de öyleydiniz
evet madam öyleydiniz
kirpiklerinizin çevikliği fırtına kuşlarıydı
bal köpüğü / eflatuni / ıslak
içimdeki müzik kutusuna sakladığım gözleriniz
usumun acıyla irkilişi / ya da
çeliğin akkor çekilişi yürekte
şakaklarımdaki turuncu sıcak gözlerim madam gözlerinize adak
| 104 |
Mutluluk Yakışır Sana
Beyaz bir sayfa aç, kaplasın beni
Her yer olsun ak ak, sarsın bedeni
Resimli halinle, beğendim seni
Mutluluk yakışır, senin şanına..İstersen hayatın, değişir şansın
Görmek istersen sen, kederli bahtın
Ağlama üzülme, sendeki kahrın
Mutluluk yakışır, senin namına..Anlamak istersen, ben varım senle
His etmek elinde, sen varsan benle
Haykırmak isterim, yaşamayı bekle
Mutluluk yakışır, senin bahtına..Duydum ya sesini, tutuldu dilim
Sen ne güçlüsün be, sen bana ilim
Ben sana olamam, rehber ve bilim
Mutluluk yakışır, senini hanına...Neyleyim bu gönül sevdiyse seni
Dertten derde attın, bu sevdam yeni
Bana ' yar ' demiştin, bir tanem hani
Kurbanlar olurum senin canına...Sen bana yar oldun, ben sana hayran
Dertlerin derdime, sen bana kurban
Eyle gönül eyle, eyleme candan
Kurban olsun bu can, senin uğruna..
| 123 |
Ferace 4
gel gelelim
tam o son çiviyi çakacakken,
…..
yeşil feraceli bi hatun,
karşıdan geçiyordu
ister-istemez gözüm ona takıldı
o arada çiviyi kaydırmış olmalıyım
sağlam olsun diye çok çivi kullandığımdan
başka da çivi kalmamıştıo yeşil feraceli hatun;
yeşil feraceyi giymeseydi
o gün, o saat, oradan geçmeseydi
çivi yanlış çakılmayacaktı
balkon korkuluklarında da
bir gusur olmayacaktı
vatandaş düşüp
ayağını kırmayacaktı
o yüzden bir suçlu varsa
o da o yeşil feraceli kadındır”“-tiz bulun o yeşil feraceli hatunu
ne menem bir şeydir”
koşmuş zaptiyeler alıp gelmişler
yeşil feraceli hatunu
kadı efendi ona da esmiş yağmış
suçunu usulen anlatmış“-… bak yavrum, nur-a aynım
şayet
sen bu göz gamaşdırıcı yeşil feraceye bürünüp
Aziz Ağanın konağının
oradan geçmeseydin
o çivi sağlam çakılacaktı
vatandaş düşüp sakatlanmayacaktı
şimdi ben kendi elcağızımla
seni demir parmaklıkların arkasına
nasıl göndereyim
bu bana yapılır mı,
benim ne günahım var
ne edeyin ben hinci”
…
| 143 |
*Gör yetimi öksüzü*
Hele başını okşa gör yetimi öksüzü,
Neşe ile sevinçle nasıl gülüyor yüzü
Hasret kaldığı şeydir bir ömür arayıp ta
Her dilden beklediği bir kaç çift tatlı sözü.En büyük yetim öksüz en büyük yük sırtında
Âlemlere efendi o da bunun farkında
Sahip çıkmış yetime garibe guruba ya
Biz de sahip çıkalım kalıp İslam arkında…
| 56 |
Yarım Çember
Bulmak için o yitik dizeyi
lanetli bir yaşamla
takas ettim kendimi
tuzdan duvarlar ördüm denize
bir adım iki göz evime
yoksul kazılar yaptım som kaleler
ölümü sağ gözüme gömdüm
dirimi sığdıramadım yerin yüzüne
sihirli sulardan içtim, yüzdüm de...
bu yüzden bulanıktır aklım
Yazmak için o dizeyi
lanetli bir aşkla ödeştim
çirkinleştiğim oldu gece yarıları
çirkef sözcüklerle seviştiğim
ilişkiler dokudum pamuk ipliği
kimi çizsem kırılmadım, koptum
kime dokunduysam yaralı
bir yarım çemberin üstünde
geçtim içdenizlerini sevginin
bir yanım hep yarımdır bu yüzden
| 83 |
Ay Karanlık
ay karanlık gel yıldızım ol bu gece
sen orda çığlık çığlığa
ben burda suskunlardayım
gönül düştü bir yangına
gül dalında diken misali
al batır beni canınaay karanlık
ıssız gecelerdeyim
sen yoksun ki
sen gelmedin ki
kış baharı neyleyim
ay bakışlım sevdiceğim
dilimde türkü oldun
ay ışığım yıldızımsın
sevdam oldun içime doldun
sen nerdesin ben nerdeyimay karanlık
penceremde yoksun sen
| 61 |
Rüya
Dün gece bir rüya gördüm;
Aylar sonra ilk kez sen.
Tam yanına yaklaştım ki,
Rüya bitti aniden.
İster istemez düşündüm;
Acaba yaşananlar mı rüyaydı?
Yoksa rüyalarım mı gerçek?
Uykumda bile süründüm,
Senden kaçamadım.
| 34 |
Fotoğrafta Gördüm Yüzünü
Bu gönül sevdanın doruklarına koşar
Çıktıkça zirvelere hasretim artar
Bir duygu seli ki gönlümden taşar
Ölümsüzlük yudumlayıp şairde yaşar Özlemek bile güzel seni ey Yar
Bazen hasretin görsen nasıl boğar
Özledim derim yar gelir fotoğraftan kaçar
Şairin doğumu analara lutfedilmez Yar’dan doğar Yar manzara güzel diye baktığım fotoğrafa durur
Endamın yeter durduğun her yer güzel olur
Fotoğrafına bile razıyım görünce özlem boğulur
Başımı anam okşar ilhamımı Yar doğurur
| 71 |
Bir Bayram Olsun
Bir bayram olsun; Çocukların yüreği kuş gibi hür ve özgür
Mutluluk, sevinç, huzur, neşe aksın ırmaklar gür gür
Savaştan bombadan uzak, Olmasın kin, nefret, pusu, tuzakBir bayram olsun;
İnsanlık kendini bulsun özüne dönsün
Dünya savaşlar için değil hep barış için dönsün
Aydınlansın şafaklar, Dağılsın bütün karanlıkar
Kavuşmalar bol olsun, olmasın sakın ayrılıklar
Bir bayram olsun;
Umut için hak için adalet için doğsun güneş.
Herkes tüm güzelliklerle olsun eş.Bir bayram olsun;
Olmasın katliamlar, dursun!
Yalnızlığından kurtulsun taş ve yosun
Barış kardeşlik tüm kin ve nefreti boğsun
Barışa kanat çırpalım, kan ve gözyaşı bir daha semtimize uğramasın Bir bayram olsun;
Aç ve fakir olmasın
Karlı dağlarımızda açan çiçekler solmasın
Doğruluktan, haktan, yürekler şaşmasın
O'nun yolunda yürümekten yürekler yorulmasın
Sevmekten sevilmekten hiç kimse bir tek kaygı duymasın
Kırgınlar küskünler dargınlar kucaklaşıp barışsın.Öyle bir bayram olsun ki adıyla değil; tüm yaşanmışlığıyla gerçek bir bayram olsun...
08.08.2013
| 145 |
T'nin Sonu
Tutmak;başlangıç,önemli.....
Tutunmak;hayati,zor........................
| 4 |
Mevsim Huylu Dost
Güz rüzgarının tavrı, her güle serttir.Bülbüle, Gül'le veda ayrı bir derttir.Mevsim Huylu Dostlar, az değil elbetVay O merdin haline, dostu namerttir.
| 24 |
Türk Milleti tek oldu
Az kaldı Millî Takım
Ha gayret gayret biraz
Hiçbir zaman bitmesin
Daima sürsün bu yaz
Türk Milleti tek oldu
Yüreğe sevgi doldu
Her maçta futbolcular
Oynuyor daha güzel
Birbirine cesaret
Veriyorlar daim el
Türk Milleti tek oldu
Yüreğe sevgi doldu
Bir tarih yazılıyor
Türk genci koşun çağa
İşte o yarı final
Esenlik verin bağa
Türk Milleti tek oldu
Yüreğe sevgi doldu
Rüya gerçekleşiyor
Düzeliyor bütün hâl
Birlikte kalk ayağa
Daim mutlulukla kal
Türk Milleti tek oldu
Yüreğe sevgi doldu
Sevinçliyiz mutluyuz
En Büyüktür Türkiye
Enerji ve ruh geldi
Yurtta yaşayan beye
Türk Milleti tek oldu
Yüreğe sevgi doldu
Şampiyon olmalıyız
Budur Türkler' in hakkı
Allah kelâmı dilde
Söylemeliyiz Hâkkı
Türk Milleti tek oldu
Yüreğe sevgi doldu
Kaliteli bir ekip
Nefesleri kestiler
Futbolcular sahada
Rüzgâr gibi estiler
Türk Milleti tek oldu
Yüreğe sevgi doldu
Başkan Haluk Ulusoy
Canım Şenol Güneş'i
Futbolcularımızı
Kutlar anne ve eşi
Türk Milleti tek oldu
Yüreğe sevgi doldu
Hiç mucize değildir
Bileğinin gücüyle
Hepten coştuk eğlendik
Senegal'in maçıyla
Türk Milleti tek oldu
Yüreğe sevgi doldu
Dünya şampiyonluğu
Yakışır yurdumuza
Cesaret huzur sevgi
Geliyor merdimize
Türk Milleti tek oldu
Yüreğe sevgi doldu
Bu duyguyu verene
İnan biz minnettarız
Öğretmen Hasan söyler
Dün bugün yarın varız
Türk Milleti tek oldu
Yüreğe sevgi doldu
| 208 |
Öğretmenim
Bir çocuk masumiyetiyle
Uzattım sana ellerimi
Gecemde ay tazelenir
Ruhumu kaplar bir saflık
ABC kuşatır dillerimiMasmavi göklerim her dem mavilenir
Nerde görsem kara göklerin yıldızını
Bir zambak kokusu hep burcu burcu
Ürperir içimde ney tazelenir
Çırpınır yüreğim bir saç telinde
Seni sevmek boyun borcuHece hece çözsem ne çıkar
En kalabalık caddenin muammasını
Bu yollar götürmez, iletmez beni
Engin bakışların şefkatlısına
Bu sokak getirmez bana
Çocukça koşuştuğum okul bahçesini
Ve bana bin harf öğretenimin,
Dünyalar güzeli öğretmenimin
O tatlı, berrak sesini.
(1997)
| 82 |
Uzak Sevdam
Yalnizim. Duygularim beni dinlemekte, sekeri elinden çalinan Bir çocuk gibi, üzgün ve dertliyim. Sana olsa gerek bunca yazdigim siir'ler, herdaim bu siir´lerimi sayiklamaktayim, yalanda olsa içimden bir bulut akip geçiyor, yalanda olsa mutluyum bu bana Yeter.. Ask günah olmayacak kadar masum, köle olmayacak kadar özgür, ulasilmayacak kadar derin, unutulmayacak kadar yakin seninle yasanacak kadar özeldir yazdigim siir'ler. Seni anlatirlar herdaim..... Denizlerde yakomoz senin gülen gözlerin. Mehtap, deniz, dalgalar, birde sirin gözlerin. Firtinalar kopsada benim deli gönlümde inan ki ne yapsam yine seni özlerim. Elimde denizden çaldigim bir midye var. Denize o kadar uzak ki senle ben gibi, ama aramizda bir fark var o denize sen bana aitsin.Hele bir isiklar sönsün..Sular durulsun. Biçak atacagIm Dagin dikine Kisa devre yapsin kalbim.. Ellerim inatla dökülsün sigaraya.. Sen beni o zaman Gör.. Hele küssün meydanlar Kaldirimlara yagmur dökülsün Dagilsin Dislerimde gülüsler..Kaybettiklerim bi dönsün.. Sen beni o zaman gör....Isyankar gecelerin isyankari. Adnan....
| 149 |
Sırdaş...
Ey dağ,
Söyle derdin nedir?
Nedir senin,
İçinde bulunan keder ?
Bir volkanın lavları gibi sıcak olan,
Patlamak üzere,
Dışarıya çıkmak isteyen şey,
Nedir ey dağ ?
Yılların içinde bir sır misali,
İnatla bekleyen,
Yeryüzünle sohbet etmek isteyen şey,
Nedir ey dağ ?
Kavrulsam da varlığının ateşiyle,
Sıcağında erisem de,
Varlığında ölümsüzlüğü tatsam da,
Söyle derdini ey dağ! ! ! Mehmet Aydemir
| 63 |
Derbeder
Alevler içinde
kalmış çocuğumGeçmişe hesap sorar
hesabın tutmazBir yürek sever
herşeyi terkeder
şehirler ayrılır
gönüller uymazKırmızı gün dünden beter
Ah bu keder, ah bu kederNe can durur, ne yollar biter
Dünyam artık derbeder
| 34 |
Seni Anlatan Bir Şiir...
Bir iki damla güzel harf,
kar yağan kışa bürünen beyaz kelimeler,
ve soğuktan titreyen yeni uyanmış ürkek mısralar,
sıcaklığın kadar manidar olmalı terleyen kıtalar,
seni anlatan, en güzel şiiri yaz bana.Sen olmalısın içinde,
yazdığın her kelimenin hecesinde,
her şeyi yaşatmıyorsa güpegündüz bakışlar,
karanlığın duvarına sırtı dönük bir gecede,
seni anlatan, en yıldızlı şiiri yaz bana.
Perondan saat başı kalkan otobüsler,
her şeyi beraberinde götüren yolculuklar,
kilometrelerin rüzgarında kaybolup süzülen anılar,
dönüşü olmayan, zula sırların cam kenarlarında,
seni anlatan, en çocuksu şiiri yaz bana.
Bindirme hazırlığında bütün yürekler,
unutulmuş utkuların doğum günü uykusuna,
bir sevgi çıkarması kazanmanın arifesinde,
demir atmış tüm beklentilerin bir başınalığında,
seni anlatan, en yalnız şiiri yaz bana.Bir başka zaman değil,
bir başka mekan hiç değil,
bir başkası bu kadar yakın değil,
ve hiçbir şiir
asla anlatamayacak bunu bil.
seni hiçbir şiir...
seni hiçbir şiir...
| 141 |
Hasan’ım
Hasan’ım
Allah yolunda
Secde kıldım can elim de
Açtım Fatıma dalında
Nalan’dım Nalanım’da 30 / 11 / 2006
| 19 |
Gurbet Kuşu
Göç etme vakti geldi
Gurbet kuşuSevdiklerim eski dostlar şimdi
Ağlasalarda arkamdanGöç etme vakti geldi
Gurbet kuşu18/01/2008
| 18 |
Her yer karanlık
Her yer karanlık, üşüyorum
..ruhum üşüyor, karanlık gözümü alıyor, ürküyorum
yere düşen gölge benim mi, yoksa insanlık mı ayaklar altındaki
her yer kan, her yer karanlık, üşüyorum...
vicdanım titriyor.
soruyorum neden diye?
neden, bu acı gözyaşı ve hüzün, neden?
paylaşılamayan ne? her yer karanlık, üşüyorum.sil gözyaşımı, ısıt, önce ellerimi
sonra gözlerimi, ısıt...
üşüyorum her yer karanlık,
sonsuz yalnızlık.27 Eylül 2009 Pazar/Bursa
| 64 |
Şehidin Duası
Ağlama güzel anam
Gözyaşına kurban olamİçin ferah olsun,
Sırtımdan değil alnımdan vurulmuşum
Bizi ayıran bu kahpe kurşun
İnan benim övünç madalyam
Ağlama güzel anam
Gözyaşına kurban olamBu toprağa döktüğümüz her damla kan
Kurtarır bizi belki
Al bayrağın rengine kan vermişim ben
ne büyük bir şeref
Vatan uğruna ölmek bize yakışır elbet
Ağlama güzel anam
Gözyaşına kurban olam Hadi gül biraz
Yiğidim asker oldu,
Şehit oldu de, gül biraz
Söylemiştim sana orası asker ocağı
Gitmek var, boş dönmek yok
Hakkını helal et evladına
Ağlama güzel anam
Gözyaşına kurban olam
Hadi…
Kaldır ellerini gökyüzüne
Gör beni orada
Gördükçe bu günlere şükür et.17.08.2000
Gölcük Depremi Şehitleri
Anısına
| 106 |
Emanet gençliktedir-kollayın emaneti Türk Milleti affetmez-yapılan ihaneti
Üzerinde yaşanan-bu Cennet vatanımız
Atamızdan emanet-toprakta yatanımız
Ellerinden geleni-hepsi yaptı erleşti
Ruh kalbi bedeniyle-içimize yerleşti
Emanet gençliktedir-kollayın emaneti
Türk Milleti affetmez-yapılan ihaneti
Bütün bu coğrafyayı-hepsi edindi vatan
Canlarından oldular-olmasın asla yatan
Düşman hâlâ kolluyor-el altından çalışır
Plânları kurarlar-cehalet hırsını kır
Emanet gençliktedir-kollayın emaneti
Türk Milleti affetmez-yapılan ihaneti
Ansızın saldırdılar-düşman yedi cepheden
Anayurt paylaşıldı-önce öğren bunu sen
Aziz millet şahlandı-önde Mustafa Kemal
Hürriyet bayrak için-hemen tedbirini al
Emanet gençliktedir-kollayın emaneti
Türk Milleti affetmez-yapılan ihaneti
O 29 Ekim-1923
Yeni devlet kuruldu-doğdu o anda bir güç
O günlerden bu güne-çoğunluk esasına
Dayanmaktadır bilin-zevk verir bütün cana
Emanet gençliktedir-kollayın emaneti
Türk Milleti affetmez-yapılan ihaneti
İnsan düşüncesini- hep anlatır özgürce
Birlik beraberlikle-çalışın gündüz gece
Güzel idare şekli-onun önemini bil
Sakın kötülük yapma-gerçeği konuşsun dil
Emanet gençliktedir-kollayın emaneti
Türk Milleti affetmez-yapılan ihaneti
Görevimiz çok büyük-hep yaşamak yaşatmak
Her dakika saniye-etrafını kuşatmak
Gayesini saptırma-yükselt öğren çabala
Gençliğine sahip çık-erkenden çıkın yola
Emanet gençliktedir-kollayın emaneti
Türk Milleti affetmez-yapılan ihaneti
Mukaddes emaneti-gelecek nesillere
Aktarmak görevimiz-başlar düşmesin yere
Sevgimiz ve coşkumuz-ömür boyu bitmesin
Söyleyen Hasan Sancak-vatanımdan gitmesin
Emanet gençliktedir-kollayın emaneti
Türk Milleti affetmez-yapılan ihaneti
| 181 |
Alıverin Feracemi Geyeyim
Alıverin feracemi geyeyim
Geyeyim de mahkemeye varayım
Sen şöyle dur ben davamı göreyim
Al feracem mor feracem yaşmağıAlıverin martinimi açayım
Açayım da karlı dağa kaçayım
Sen şöyle dur ben al kanlar saçayımAğlayı ağlayı y....................
| 37 |
Reha Midilli Anadolu Lisesi
Elinde tutarsın meşaleyi,
Dinlersin yüreğimizin sesini,
Foça'nın umudu, gururu,
Reha Midilli Anadolu LisesiÇıkartırsın solistleri, yazarları, şairleri
Toplarsın hepimizi bir aile gibi.
Atatürk’ün yolunda ilerletirsin bizi,
Reha Midilli Anadolu LisesiBizim farklılığımız olursun,
Hayattaki boşluğu doldurursun,
Neşemiz, ümidimiz, bir tanemiz
Reha Midilli Anadolu LisesiManzaranla etkilersin herkesi,
Bir gören tekrar görmek ister seni,
Kültürle doğayla iç içe
Reha Midilli Anadolu LisesiBatının tarzı içinde,
Doğunun tazeliği biçiminde,
Şarkılar gibi duygulu, ince
Reha Midilli Anadolu LisesiAile şefkatiyle kucaklar bizleri,
Disiplindir en büyük ilkesi,
Hayatımızdaki nefes misali.
Reha Midilli Anadolu Lisesi
| 89 |
Her Oda da Bir Yalnızlık
Ben her gece düşlerimde sana doğru koşuyorum,
Zamanın en sonsuzunda yokluğunu yaşıyorum..
Bir beden de iki kahır yükünü bir taşıyorum,
Her oda da bir yalnızlık dört duvarlar sır vermiyor;
Ölü müyüm, diri miyim.. hala akıl sır ermiyor.Gel demekle gelinmiyor yolsuz, ıssız bir gurbet de,
Yuvarlanıp gidiyorum bilinmez bir akıbet de,
Ödenirse öde haydi.. çektiğimi hesap et de.
Her oda da bir yalnızlık dört duvarlar sır vermiyor;
Ölü müyüm, diri miyim.. hala akıl sır ermiyor.Pranga’yı boynumuza elimizle taktırdılar,
Kurduğumuz hayalleri yine bize yıktırdılar.,
Bizi bu genç yaşımızda yaşamaktan bıktırdılar!
Her oda da bir yalnızlık dört duvarlar sır vermiyor;
Ölü müyüm, diri miyim.. hala akıl sır ermiyor.Kabûlü zor hâkikât’ler hayallerle avutulur,
O yeminler, o vaât’ler söyle nasıl unutulur?
Seven gönlüm el-alemle şimdi nasıl bir tutulur!
Her oda da bir yalnızlık dört duvarlar sır vermiyor;
Ölü müyüm, diri miyim.. hala akıl sır ermiyor.Zaman henüz geçmiş değil mahşere dek süresi var;
Yeter ki sen candan iste, çözümü var, çaresi var;
Bilsen seni gözlerimin ne kadar çok göresi var!
Her oda da bir yalnızlık dört duvarlar sır vermiyor;
Ölü müyüm, diri miyim hala akıl sır ermiyor. 26.051996Mehmet Yaş - Şair/Şarkı sözü yazarı
Tlf. Ev: 0 368 261 85 84
Cep : 0 530 512 73 76
| 206 |
Yaşıyoruz Şükür
Anlık nefeslerde, günlük beslenmelerde,
Değişen uykularda, ömürlük sevgilerde,
Bir düzelen, bir bozulan iklim değişiminde,
Yaşıyoruz şükür, yeryüzü hapisanemizde.Aile sevgisi ve birliği içinde serpildik bahçeye,
Okulda okuduk, işte çalıştık, hep öğrenmeye,
Bir aile kurduk, mutlu olmak ve mutlu etmeye,
Yaşıyoruz şükür, ailemiz, işimiz ülke sevgisiyle.Çocuklar yetiştirdik, hala yetiştiriyoruz hayata,
Çalışıyoruz işlerimizde, aş, kazanıp paylaşmaya,
Adalete ihtiyaç duyarız, kanunlara başvurmaya,
Yaşıyoruz şükür, sevgi, iş, ilişkilerde adil olmaya. Hastanelere yolumuz düşer, ziyarete, sağlığa,
Çalışma haklarımız, vergilerimiz resmi kayıtlarda,
İçte düzene kolluk, dıştakine karşı hep hazırlıkta,
Yaşıyoruz şükür, sağlıklı, huzurlu olma haklılığında.Şükür, iyi kötü yanlarıyla, keyif, sıkıcı zamanlarıyla,
Yaşıyoruz hayatta, çalışıyoruz varolmayı korumaya,
Büyüyüp, gelişmeye, varlıklı, güçlü, herşeye hükme,
Yaşıyoruz şükür, ümit, umutlarla yer hapisanemizde.
| 113 |
Ölüm Meleği
Ölüm meleğim
Kanatların ne kadar beyaz
Benim bedenim sana yaramaz
Git başımdanHem biraz tatil yap istersen
Yorgun düşeceksin bir gün
İşlerinizi kim yapacak
Dinlenin birazBırakın kendimiz seçelim
Ölümümüzü
Doğal seçilimden
Siz karışmayın biraz.
| 35 |
Zanaatı Veya Bilgisi
Kemikli et
Kesmeye yarar
Küçük balta.
Birlikte çalışan
Birkaç aşçının başı.
Bir lokanta
Veya evde uzay
Yemek pişirmekle
Görevli kimse.
Aşçıbaşı olma durumu,
Aşçıbaşının görevi.
Aşçı olma durumu.
Aşçının görevi.
Yemek pişirmes...
| 35 |
Sırça Köşk
Evimdi sırçadan saray yerine
Sancağı burçlara sargın fütûhât
Erkenden seherde pazar yerine
Koyuldum yoluna, bitmez seyâhat
.
Felâha meyletmez derin çıkmazım
Çürüyüp te düştüm artık olmazım
.
Kuyusuna saldı güler ağzında
Karanlık andırır gün yağızında
Gül açar çiçekler buncağızında
Nem kapmazsa toprak kurmaz ittihât
.
Yıllandı benliğim artık yılmazım
Cismim mey’e kadeh bir ayılmazım
.
Güneş; batımını, kırk kez düşünsün
Özrü yüzüm suyu neden dokunsun
İbrişim ip atkı atkı dokunsun
Tezgah sahibesi, sormaz kabahat
.
Kaçkınlık diyor ki bir utanmazım
sıyrılmış boş kınım, bel tanımazım
.
Şu sinemi yaktı kastın kavurdu
Bir nebze endamın kastıkavurdu
Esen rüzgarından şahika vurdu
Sürgünlere rahmet yetişti heyhat
.
İnsan bedeninde inanılmazım
Yolumu çavdırıp koptum aymazım
.
Gönlünün hatrına vur acıma vur
Olanca gücünle; vur acı’ma vur
Olur ya rahmettir kıraçıma gür
Yâr kucağında çöl; olur sefâhat
.
Yoksul’un sırtlarında taşınmazım
Yaşlı dehre inat hiç aşınmazım
| 143 |
Kan Davası Cahiliyeden Kalma Adet 19
Günümüze uğramış, hain ve kalleşçe iş,
Neden çözülememiş, neden gelenekleşmiş? Kültürümüz mü düşük, eğitim mi kısıtlı?
Tüm Dünya’da görülür, olsa da tam yasaklı… İnsan ki çok değerli, bu niçin kavranamaz?
Yuvalar yıkılırken, Hak mı anlatılamaz? (2013)
| 42 |
Atilla,
Ömrünün baharında henüz çok gençti,
Kalbi sevgi dolu yüzü güleçti,
Ebedi alemi ne çabuk seçti.
Ateş oldun yüreğime düştün Atilla,
Yıldız oldun semadan uçtun Atilla.Açık penceremden,seni gözlerim,
Samimi, içten sözün özlerim,
Hayalimde hurilerle sözlerim.
Ateş oldun yüreğime düştün Atilla,
Yıldız oldun semadan uçtun Atilla.Kabrine toprağı atarken kürek,
Bu acıya nasıl dayanır yürek?
Erenler diyor ki:sanki bir melek.
Ateş oldun yüreğime düştün Atilla,
Yıldız oldun semadan uçtun Atilla.Kevser ırmağında bir çiçek açtı,
Misk gibi kokusun etrafa saçtı,
Üzerinde hülleler,başında taçtı.
Ateş oldun yüreğime düştün Atilla,
Yıldız oldun semadan uçtun Atilla.
| 90 |
Göremiyorlar
Ölümü yok saymak gibi bir şey değilmi bu
Dipdiri bir bedene kar beyaz bir kefen biçmek gibiKurban etmemek için bendeki seni, agızlarından çıkan küstah sözlere. Aptalca bir çırpınışla direm direm direnen mevcudiyetimle varlığımı kimselere teslim etmedim anneBilmeden anne olduğum günden beri, hemde daha ben ana kuzusuyken, mücadele ettim hep şuursuzca yerden yere vuran insanlarla. Tüktük kokusuyla bezenmiş, hosnutsuzlugun agırırlıgını yüklenmis bir hayatta.Evet, ölümü yok saymak gibi diyorum. çünkü ölümün ne olduğunu bilmeyen onlar beni diri diri öldürdüklerin ide göremiyorlar. Göremiyorlar dipdiri bir bedene kar beyaz bir kefen biçtiklerini
Göremiyorlar aslında senden mahrum bir benin, ne kadar dik durmaya çalıssada küçücük yüreğimdeki sevgi dilenişlerimi.Göremiyorlar çalesizligin,yanlızlıgın ölüme ne kadar benzediğini
| 109 |
Kardeş Sorsun Kardeşini
Dünya yalan, insan fani
Kardeş sorsun kardeşini
Şu dünyada kalan hani?
Kardeş görsün kardeşiniHerkes işe güzel baksın
Yeşerecek ağaç diksin
Tarlaya tohumu eksin
Kardeş sarsın kardeşiniAramasın kimse çıkar
Bencil duygu bizi yıkar
Sular hep argından akar
Kardeş dersin kardeşiniÇobanoğlu kardeşim der
Sırdaş bilir, yardım eder
Hak yolunda doğru gider
Kardeş sorsun kardeşini(18.11.2000)
| 55 |
Hüzün Sandalı
Hüzün yüklü sandalı
Küreği dert...
Küreği hasret..
Küreği nefret..
Kime dokunsa dibe vurur
Hangi yöne çekse
Akıntıya kaptırır sandalı..
Damla denizinde yüzdürür
Gözyaşı özlem..
Gözyaşı ümit..
Gözyaşı yanlızlık..
Gözden denize akar tuzlar..
Ummanlarda adadır aradığı
Okyanusta kaya..
Hayatın rotasında açılır sandal
Dalgası yetim..
Dalgası küskün..
Dalgası yutar sonsuzluğun ufkunda...
| 51 |
Yeşil Kubbem.
Yeşil Kubbem.
.
Ne zaman mahzun olsam,
Çökse dünya mihneti, solsam,
Nice olur halim deyû sorsam,
Serilir önüme yeşil seccadem..
Serilir gönlüme yemyeşil Kubbem..
| 26 |
Yağmur
Çöl olan toprağı yeşerten yağmur,
Yanan gönülleri söndüren yağmur,
Mevsimine uygun yağarsın yağmur,
Sen aptal aşıkları ıslatan yağmurBazen sel olursun çevreni de yıkarsın,
Damla,damla yağar denizlere dolarsın,
Rahmet olur bahçeyi tarlayı da sularsın,
Bin bir bereketin kaynağısın sen yağmur. Toprağın vazgeçilmez aşkısın yağmur,
Çiftçiyi mutlu edip, yüz güldüren yağmur,
Kara bulutların rahmeti gazabı yağmur,
Cehennem ateşlerini söndüren yağmurHalil ÇOLAK 12.08.2008
ANKARA
| 62 |
Dört ekim
On beş ocak söndü
Dört ekim sabahı
Yirmi üç köpek öldü
Dört ekim sabahıKudurdular azdılar
Tadımızı bozdular
Ciğerimizi yaktılar
Dört ekim sabahıNe oldu vurdunuz
Vatanımı böldünüz
Geberdiniz öldünüz
Dört ekim sabahıDöndü ocaklar küle
Anaların göz yaşları sele
Kıydılar onbeş güle
Dört ekim sabahıMezar olsun size dağlar
Sizinde ananız ağlar
Bu gün ağlamazsa ergeç ağlar
Dört ekim sabahı
| 59 |
Yılbaşı Geceleri
Bu gece beklemedim on ikiyi
Ne anlamı var ki yeni veya eski
Yıllar, uğrunda yaşanacak
Birileri varsa kıymetli
Ben ki karanlıklar içinde
Karanlık bir serseri
Doğmadan batırmışım güneşlerimi
Çocukluğumda kaldı
Portakal kokan yılbaşı geceleri
| 36 |
Beyit-1
Gönül, varlık dağında bir kuş, yandıkça büyür;
Kevni öpüş, âlemi zülüf sandıkça büyür.
| 14 |
Hey Sen
Gök kuşağı olmak istermiydin?
Gökyüzü ile yeryüzü arasındaki,
O ahengi bulan renk cünbüşü gibi.
Yoksa kasırgamı olmak isterdin?
Gökyüzü ile yeryüzü arasındaki bir çıban gibi.
Hey sen yağmur olmak istermiydin?
Gökyüzünden yeryüzüne düşen bereket senbolü gibi.
Yoksa şimşekmi olmak isterdin?
Gökyüzünden yeryüzüne düşen bir karabasan gibi.
Sahi kar olmak istermiydin?
Gökyüzünden yeryüzüne düşen mutluluk timsali.
Yoksa hortummu olmak isterdin?
Gökyüzündenelini dünyaya uzatan
Bütün düzeni bozan yaramaz bir çocuk gibİ.
Evet sen neolmak isterdin?
| 75 |
Kutsal Görüntü
İnsaf, Merhamet, Barış ve Aşk için
Dua eder insan başı dardayken,
Verdiği bu güzel nimetler için
Tanrıya teşekkürlerini sunar.
İnsaf, Merhamet, Barış ve de Aşk
Tanrımızın, babamızın adıdır.
İnsaf, Merhamet, Barış ve de Aşk
İnsandır, O'nun çocuğu, tasasıdır.
İnsaf insanın yüreğindedir,
Merhamet ise kişinin yüzüdür,
Aşk insanın kutsal suretidir,
Barış ise giydiği giysidir.
Yani insan nerde olursa olsun,
Dua eder başı derde girince,
Dua eder kutsal suretine insanın
İnsafa, Merhamete, Barışa ve Aşka.
Bu kutsal sureti sevmeli herkes,
Dinsiz de olsa, Yahudi de, Türk de
İnsaf, Merhamet, Barış ve Aşk vardır
Tanrının olduğu her yerde.
| 97 |
Aşkımız
Sevgilim hatirlarmisin askimizi
Neler anlatirdi dünyaya
Sevdani yildizlara asmistin
Gecelerde toplardim onlari
dirhem dirhem
Hatirlarmisin askimizi
Karanlikta korkan insana isik olacak
Askimiz dolunay
Ölümlere çaredir
Askimiz abi hayat
Yalniz bir dagcinin sevinci
Askimiz kardelen çiçegi
Kisaca sevgilim
Askimiz Efsane olacak
Sevgimiz sonsuzluk,
sonsuzluk sevgimiz olacak ...
| 47 |
Can Bedene Mülk Olmaz
Allah'ın kesin hükmü; her can tadacak onu
Can bedene mülk değil,Hak'ka ulaşır sonu
Ölüm; ölmemek üzere,yen baştan dirilmek
Vuslat sırrında; ölümü doğum günü bilmek
| 28 |
Gider
Yar yarden ayrilsa vefasi gider
Ev eger bo? olsa sefasi gider
bo? kaldi cennetin insani yoktur
üzülse umutlar senasi gider
| 21 |
Cennet vatan!
Sen cenneti bilirmisin?
cennet bize gerçek vatan,
Kevser suyun içermisin,
Odur cana canlar katan.Tuba ağacı sallanır,
Mü'min cennette allanır,
Arı misali ballanır,
Tuba sana canlar kurban.Hakkın rızası bu cennet,
kafirler getirir cinnet,
Mümin hakka eder minnet,
Olur cennet'te bir sultan,
| 42 |
Elbet Şehidim
Çanakkale geçilmez dedin geçemediler
Göğsündeki imanla boğdun elbet şehidim
Bu mukaddes vatana kefen biçemediler
Sen ölmedin yeniden doğdun elbet şehidimAdım adım yaklaştı toprağıma kefere
Boğazı geçmek için çıkmış güya sefere
Gücü yetmez bilmez mi senin gibi nefere
Ateş olup üstüne yağdın elbet şehidimDünyayı dar eyledin anzağa ingilize
İmanınla getirdin azgın düşmanı dize
Aslan gibi kükredin sürgün ettin denize
Önlerinde aşılmaz dağdın elbet şehidimCennette yerin hazır peygamber gölgesinde
Sahabe evliyalar veliler bölgesinde
Allah için can veren şehitler ülkesinde
Mis kokulu gülistan bağdın elbet şehidimLatif sana imrenir kolunda fer olaydım
O tertemiz alnında damlayan ter olaydım
Şahadet getirdiğin düştüğün yer olaydım
Gönlüme hasretini yığdın elbet şehidim18 MART 2006 SAAT: 08:00
| 110 |
Tutku değildi
Hayallerimin yıkıldığı gün kan yağıyordu gök yüzüne
Şiirler yazarken okyanuslar kurudu kağıt üstünde
Dost doğru yollar vardı umutla giden sevgiliye
Sevildiğimi sandığımda ağlatan vardı Bursa yeşilindeSesini duyupta güldüm gecenin zifiri karanlığında
Bir akşam vakti seyrine hayran kaldım marurluğuna
Endamınla ruhum uçarken meleklerin kanadında
Sana duygularım tutku değildi akan göz yaşlarımda
| 52 |
Bebek
Günaydın bebek
Aç mısın
Aglama dayanamamAglama dayanamam
Düsün hoş vakitlerini
Aglama dayanamamCanım bebegim
Aglama dayanamam
| 16 |
Siyah Beyaz Fotoğraflar
Albümlerde üçer beşer
Siyah beyaz fotoğraflar
Derince bir yara deşer
Siyah beyaz fotoğraflarAlır götürür dünlere
Acı tatlı bir günlere
İz bırakır gönüllere
Siyah beyaz fotoğraflarÇok bilirler söylemezler
Ağlar ise gülemezler
Çağırsanız gelemezler
Siyah beyaz fotoğraflarGüzel yüzler tatlı diller
Küçük büyük güzel eller
Kimi ağlar kimi güler
Siyahbeyaz fotoğraflarKimler geldi kimler geçti
Zaman tırpan gibi biçti
Yüreğime yara açtı
Siyah beyaz fotoğraflarKulfani bir resim aldı
Aldı hülyalara daldı
Geçmişten bir anı kaldı
Siyah beyaz fotoğraflarÜnyeli Kulfani
| 78 |
Güzellik
bu sabah serinliğinde
ne gün etkiliyor ne de doğacak güneş
güzellik var ya gülüm güzellik
oyuna çağırır sevgileri paylaşımları
tüketir yavaş yavaş
delirtir insanı da
yaşamın tadını bilmeden
boşuna çalıştırılırken
ve güzellik dururken karşıda
hey gidi özgürlük...
neden boynunu bükmüşsün
yoksa güzellik seninde mi başına bela
duymuşsun duymuşsun
geliyorlar... 1.10.85.Reyhanlı
| 51 |
Renklerin dili
pembeye deriz ya gönlüm sende,
ama bir de moru sorun bize.
etrafa saçıl lütfen yeşil.
seninle ferahlar tüm il.
gök rengi maviye ne demeli
seni her zaman semeli.
zafer rengidir sarı
aydınlatır etrafı.
işte ateş rengi kırmızı
bordonun en büyük kızı.
ve iç rahatlatan turuncu
seni unutmak olur mu?
renklerin hepsi ayrı ayrı anlamlıyken
hayatı renkleriyle yaşayalım lütfen.
| 60 |
Civânlığını Bâkî Kılan Nefer
türkü söylemeye vaktimiz olmadı bizim
ma'şûkunu arayan pervâne böceğinin
ışığın etrafında dönerken yandığı gibi
vatan dedik
gündüz ufkuna döküldü
gençliğimizin geçtiği gecelerbenzimiz soldu ümîdimiz solmadı bizim
gönlümüzde yeşeren peygamber çiçeğinin
taştan örülmüş çöllerde susuz kalmadı dibi
îmân dedik
ebede giderken güldü
civânlığını bâkî kılan nefer
| 49 |
Boynu Altına Kalsın
Evini değerinden fazla kiraya veren
Kötü ev sahibinin boynu altına kalsın
Olur olmaz her yerde kiracısını yeren
Kötü ev sahibinin boynu altına kalsın
***
Ekonomik krizde kiraya artış yapan
Üç kuruş para için saygınlığından sapan
Manevi güçten yoksun hep maddiyata tapan
Kötü ev sahibinin boynu altına kalsın
***
Kiracıyı hor görüp yoldan çıkmışa sözüm
Her ocakta küllenir yandıkça benim közüm
İyiye lafım yoktur kötüyü ezer özüm
Kötü ev sahibinin boynu altına kalsın
***
Olur olmaz zamanda kiracıya çık diyen
Darda kalan insanın zor halini bilmeyen
Helal haram demeyip kişi hakkını yiyen
Kötü ev sahibinin boynu altına kalsın
***
Ruhinin dili yandı kötü ev sahibinden
Unutmaz çektiğini ölsede kederinden
Hiçbir zaman affetmez oynasa yer yerinden
İyiye sözü olmaz kötü şeytandan bulsun
16.08.2009/OLTU
| 124 |
Kimseler Görmesin
GİDECEKSEN..gel de kendi ellerinle öldür,kimseler ardından yas tuttuğumu bilmesin,siyahlar için de görmesinler beni,SENSİZ.. yuvasız kuşlar gibi olurum,bir köşede sızmış halde bulmasınlar beni,SENSİZ..yıkık harabeden beter olurum,dosta düşmana karşı aciz halimde gösterme beni,SENİNLE.. hep cennet bahçesindeydim,yokluğunda viran bağlarda solmuş görmesinler beni,BEN..sensiz zaten ölürüm,yaşadığıma pişman etme beni...
| 46 |
Sendemi
Bana gönül pencereni açıyorsun,
Cilvelenip de kaçıyorsun,
Etrafa neşe saçıyorsun,
Kız sende mi sevdin yoksa………………………………….
……………………………….
……………………………….
……………………………….
| 19 |
Bitimsiz Güzellik Doğsun
Saygı ile ulaşalım hedefe,
Herkes gıpta ile baksın bizlere.
Gönüllerde umut, sevinç biriksin,
Bitimsiz güzellik doğsun yüzlere…Durdu ŞAHİN
| 21 |
Git Başımdan Yalnızlık
sen attığım sopayı geri getiren bir köpek gibisin,
oysa ben senden kurtulmak istiyorum anlamıyor musun?
| 18 |
Düş Akşamı
Hüzünlerimi geçmişte bırakarak
Bu gece aşk yumağı içinde
Düşlerinin en güzel yerine
Sana doğal, sana yakın ve senin için
Benden kopamayacağın en yakın mesafede
Çiçeğim nameleri duyulan, o müzik eşliğinde
Bizi bütünleştiren bu düş akşamında
Geceye kilit vuran, mühürlediğim dudakların
Senin çiçeğim olduğunu her fısıldayışında
Çoşku seline kapılan duygularımda
Yenilenmiş ve geceye kucak açarak
Bu düş akşamında sana geldim
| 61 |
Doğdum yaşadım öleceğim
Doğdum yaşadım öleceğimGüzel be bu hayat
Doğdum yaşadım öleceğim
Hayat nedir diye bana sor
"Gül" derim açar ve solar
Dünyaya iki kapılı han dediler
Olsun dedimBir ağaca çıktım yedim ham erik
Yaş altmış oldu
Acısıyla -tatlısıyla güzel hayat
"Güle "benziyor oHayat verilmiş bana
Tapusu bende değil
Olsun
Güzel be bu hayatHayat ölür aşktır tabip
Gönlüne hayat ver ey hayat
Aşk ölünce ölen hayat
Acısıyla -tatlısıyla
Yine de güzelsin hayatHayat nedir diye bana sor
Hayata yakamdan düş dediğim de oldu
Hayat sanal,rüya veya düş dediğimde oldu
Uçacak bir gün bu kuş dediğim de oldu
Hayat kavga hayat savaş dediğim de oldu
Yine de güzel hayatHayat nedir diye bana sor
Hayata okul dediler okudum
Gül halı dediler dokudum
Hayat yılan dediler yıldım
Sevgilimin eli değse ayıldım
Düştüm kalktım bayıldım
Yine de güzel hayatHayat nedir diye bana sor
Hayat kavgadır dediler
Kavga ettik
Zalimle kavga değilse
Şefkati bayraklaştırmak değilse
Neye yarar o hayat...dediler
Çürüğüyle -çarığıyla
Yine de güzel hayatHayat nedir diye bana sor
Hayat pazar yeri dediler
Ne alınır ne satılırsa aldık sattık
İhtiyarladık
Ömrün bu diliminde
Diken oldu döşek yastık
Yine de güzel hayatHayat nedir diye bana sor
İnsan ihtiyarlayınca
Rüzğarda savruluyor hayat
Ne güzel geçmişti hayatımın çocukluk dilimi...
Kışıyla yazıyla
Yine de güzel hayatHayat nedir diye bana sor
Hayat bizden daha tilki
Eskiyor dil eskiyor zikri
Gece gündüz gece gündüz
Hayat çokça bir akbabadır
Zararıyla -faydasıyla
Yine de güzel hayatHayat nedir diye bana sor
Allah bana bin kere hayat verse
Ben yine senin adını yazacağım
Sensizlik ölüm diye yazacağım annem...dedim
Allah aşkının kapısı anne aşkı...
Unuıttum bütün aşkı
Yine de güzel hayatHayat nedir diye bana sor
Sen öldünya anne
Hep sorguluyorum hayatı
Sen yoksun ya annem
Senden kıymetli ne verdi bana bu hayat
Sonunda sensizliği de verdi bu hayat
Yine de güzel hayatHayat nedir diye bana sor
Suda yıkanan çamaşırlar gibi
İnsanlar eskiyor yaşarken hayatı
Ölüme koşalım diye vermiş veren
Hayat denilen atı
Yine de güzel hayat
| 319 |
Güz Düşünceleri
Bu sabah gökyüzü daha bir yorgun,
Daha bir dumanlı,
Daha bir derin!
Şu anda, omzumdan tanıdık bir el,
Tutup silkelese şöyle bir güzel,
Kurtulsam yükünden düşüncelerin! ..
| 29 |
Sadakat Asla Bulunmaz
Paranın açtığı kalbin kapısı,
O kalbin bozuktur bil ki yapısı,
Kimde para çoksa onda tapusu,
Bu kalpte sadakat asla bulunmaz
| 23 |
Ağaç
Bir ağaç dikelim toprağa
Toprak bilir kıymetini
Besler onu toprak Ana
Anne gibi, anne misaliBir ağaç dikelim toprağa
Hava bilir kıymetini
Bakar ona bulut Ana
Rahmet olur, rahmet misali Bir ağaç dikelim toprağa
İnsan bilir kıymetini
Korur onu bakar ona
Canı gibi, canı misaliBir ağaç dikelim toprağa
Dikerken bilelim kıymetini
Örnek olalım çocuklara
Örnek ana – baba gibi
| 59 |
Mavi kirli
Mavi kirlidir, öldürür meczûbunu şehrin
Soldurur hayalleri, saçakları bozar
Savrulur kırlangıçlar kapkara göğün altında
Çıkıp gider şapkalı kız
aldatılmış olarak
masalından...Mavi kirlidir... Ve sanmayın bu bize âit bir kader!
Kederleniriz mahsur kalınca aynalarda
Mavi sabah, mavi deniz, mavi düş filan
yok böyle şeyler!
Üstelik, ne kılıcımız var
ne de heybemiz! Mavi kirlidir... ihanetin uçurumunda
Arsız bir titreme gibi
Yapışır kalır tenimize!
| 63 |
Anneme
Yine sessiz bir gecenin başlangıcıydı,
Hüzünlerin start vermesi
Çıkmıştık yola sen yorgun ve hasta
Ankara ilk kez başkent olmanın dışında
Başka bir havayla karşılıyordu sanki.
Ankara"daydık,ihtişamlı binalar,yoğun trafik
Resmi ve gayri resmi herkesin
Ciddi takıldığı kocaman bir kent.
Nedense hiç bir anlamı yoktu bunların
Sen hasta ben bitkin ve yorgun
Senin yorgun inip kalkan gözkapakların
Anlamsızlaştırıyordu herşeyi,
Hatta araçaların havalı kornaları
Vızıltı gibi esiyordu kulaklarımda.
Şairin dediğinin tersine
Ankara"yı duymuyor ve görmüyordum
Gözlerim açık.
| 75 |
İsmin kulağımda hatıra
İsmin kulağımda hatıra…Hep gözlerimde saklı bahçem sin
Gülde leylakta karanfilde sensin
O güzel ten kokun mest eder beni
Gözümde elimde gönlümde sensin…Boşluğun bir cehennem varlığın cennet
Sevginle ummanım sevmezsen bir çöl
Dağların sisli zirvesinde uçan bir kartal
Seni görmesem nefes alamam, ölürüm inan…Hayal perdem senle açılır, kahramanım olursun
Gördüğümde hep seni, gözlerim çalar yüreğime
Ruhumda var olan sevgin büyür içimde, dağ olur
Sesini duymasam, sağır oldum sanıp suskunlaşırım…Öyle bir yanımsın ki; dört bir yanım sensin san ki,
Olmazsan olmazımsın, varlığımsın sen inan,
Dalgalar vurdukça kayalara, ismin seker sularda,
Ellerimde tutarım boşluğunu, ismin kulağımda hatıra… Oktay ÇEKAL
27.05.2013-22.57
| 100 |
Otobiyoğrafi Misali
Makamına uymamış bir şarkı yükseliyor ajanstan
Sene bin dokuz yüz seksen iki
Diyorlarki artık tüm şarkılar makamsız çalınacak
Ve sürecek artarak bu çarpıklıklar
Bundan sonra doğacak her şey için
İşte ben böyle bir senede doğmuşumGenç olan her şey hızla ihtiyarlamakta
Sene bin dokuz yüz doksan üç
Ben bu senelerde daha çocukmuşum
Çünkü büyükler zararlı sayılıp yakılmakta
Bense yanmamış daha da büyümüşümSevmenin vakti gelir artık, unutulmaz ilk aşkların
Sene bin dokuz yüz doksan beş
Süresi hiç bu kadar uzun olmadı akşamların
Sağı-solu, okulu ve aşk öğrenmek birden bir arada
Ve hatta 'hemen şimdi' diye tercihe zorlayan bir ülkede yaşamak
Çocuk iken acilen ihtiyarlamakmış gençliği yaşamadanDevir çok teknolojik; piyasalar ve sofralar elektronik
Sene yirmi asırdan sonra bir
Halk vurgun yemiş, suçlu ve sefil
Aç geziyor sokakta Ankara, İstanbul ve İzmir
Ben turizmi öğrenmekteyim Isparta' da canla başla...
Bir dolara; bir yemeği, bir denizi ve bir ülkeyi satmak için...İnsan sevilmediği yerde duramaz sevse de kovulur
Sene yirmi asırdan sonra üç
Burası Maraş yetmiş sekizden sonra destanlar yazdırmış
Kalesi de var bize gülizarmış düşmana mezar
Düşman bankasından geçilmiyor, düşman barkından, düşman parasından
Düşman biz miyiz yoksa ki Maraş' ta biziz aç, sefil ve mezar olan
| 193 |