poes
stringlengths
13
158k
poe_length
int64
1
20.9k
Çıplak Geceye Düşen Cesetsin geldim....kaldım gördüm...öldüm.....yırtılmış gökyüzünden düşen ay... sevginin ne olduğunu öğrendim.... ama üzülerek söylüyorum ki hazırdeğilim.... sevmeyi beceremeyecek kadar boş bir kağıdım...üzerime sarılmaya yetmez kelimelerin...son böyle yazıldı hikayeye.... gönlümün ucundaki yarayı dile döktüm... geceden uzak uykularda kayıtlı. düşlerin içinde.... senden uzak sevişmelerde.... yırtılmış gökyüzünden düşen ay..... ilk ay sisli bulutların gölgesinde.....bir fahişenin gündüz düşleri gibisin.... ne varlığını inkar edebiliyorum... nede yokluğuna alışabiliyorum.......öldürmeliyim bir katilin zerafetinde seni...katil kelimelerimin içinde sensizkalacak şehirde..... sesimi kaybediyorum bilinmezliklerinde....yırtılmış gökyüzünden düşen ay.... ilk ay vakti düştün geceme.... uzak yolların yakın kelimelerinde..... yeniden yazıyorum silinmişleri..... gecenin veda saatlerinde...kanıyor düşlerin..... sancılı yalnızlıklar sinmiş içine..... cığlıklar geçiyor üstünden... öldürdüğün ruhların yarım kalmış suretlerinde....bilinmez kimsesizliklerimde... sarılıyorum geceye.... ellerin dolaşıyor beynimde.... terkedilmiş uykunun kopmuş noktalarında..ruhum senden cok uzak cehenneminde..... geçmişinde hapis kaldın çoçuk........ yırtılmış haritanın kayıp parçası..... Eski bir saat durmuş aşkın en olmadık yerinde......... mavi yelkovan; kalbi kırık akrep arabozucu gece..... Mütemadiyen uzatmaları oynayan.....bir karanlık belki de....bir kuş uçumunda gecede.... pencereler taş örülü...... korkuların boğuyor hayallerini..... sarmaşık misali sarıyor hayatını...... seni kundaklayıp.... kaza süsü veriyorum....çıplak gelen geceye düşen cesetsin artık.....
172
Orta şekerli kahve Senin durakların benim yolumun üzerindeydi otobüslerin benim güzergahımdan geçerdi seneler seneler öncesiydigünlerden Cumartesi izlediğimiz savaş filmiydi siyah beyaz bütün ışıklar sönüktü gecenin bi vakti kör karanlıkta sana doğru yola çıktımbu şehirden de kendimden de sana göç ettim çıktım yola sana geliyordumücra bir kasabanın ücra istasyonundan kalktı trenim düdük sesi geceyi baştan sona yırttı oysa ben gizlenerek sessiz sedasız bu şehirden ve ve kendimden kaçmak istiyordum her bir köşesinde ne çok şey vardı senden konakladığım kasabaların köylerinsana kendim diyorum yapışık yaralı yüreklerimizle ben sendim sense benkendimden göç ettim kelimelere haber saldım göçmeden önce dedim ki hece heceher gece kulaklarına fısıldayın onu sevdiğimi orta şekerli kahvem her ruh halinde göz rengi değişenimkulağına fısıldanırsa belki unutmazsın seni ne çok sevdiğimiartık cümlelerden de uzağım şimdi kısaca iki kelime yetiyor seni seviyorum demeye seni seviyorumbenim orta şekerli kahvemuykuyu da kendime yasakladım haram ettim haram olsun uyku bana seninle birlikteliğin saatlerini çalıyorum diye suçlu ilan ettim benikendime kahrettim vazgeçtim benden ah kendim dedim bir daha asla asla olmaz beni benden vazgeçirdim demek istedim senden vazgeçer miyim hiççünkü senin adın bundan böyle kendim caanım efendiminan inan ki seni hafsalanın almayacağı kadar dünya kadar seviyorum yollarda telgrafın telleri vardı kuşlar konmuştu buz gibiydi hava belki de kuşlar donmuştuevlerin bacalarında da duman bu iyiydi herkes ölmemişti bu dumanlar hayat belirtisiydiakşam güneşiyle şehir yanıyorduhala savaş devam ediyormuş gibi korku içindeydimher evin ocak başına ya da kor kor ateşleriyle külleriyle içimi ısıtan bir mangal başına seni oturtuyordum ve orta şekerli kahve pişiriyordun banaani bir kararla tutup elini hadi dedim taşadursun kahve hadi gidelim kavrayıp belinden göç ettik birlikte yeniden göç ettik birlikte kendimle kendim süzülüverdik gök yüzüne kuşlar konmuştu telgrafın tellerine bir göğe baktım bir gözlerine en maviydi senin gözlerinhülyalardan ayrıldığımda sinemanın en arka sıralarının birinde elin ellerimdeydi izlediğimiz siyah beyaz bir savaş filmiydi göç üstüne güç ve güçler üstüne29/Ekim/2011/Cumartesi/Bodrum
302
Unuturum Bir gün unutursa güneş doğmayı, Yıldızlar parlamayı unutursa. Şelaleler akmayı, Dereler çağlamayı unutursa.Rüzgar susup,esmeyi unutursa, Fırtına dinip,yıkmayı. Yağmur durup,unutursa yağmayı, Şimşekler çakmayı unutursa.Gök gürlemeyi, Güneş batmayı unutursa. Dünya dönmeyi, Ay parlamayı unutursa.Anlaki o zaman dünya durmuş, Güneş sönmüş,ve işte o zaman. Güneşin sönüp,dünyanın karardığı zaman, Bende seni unuturum. yağmurmah 2000
51
Aç bağrını gün olur susar ayrılığın acısı buğulanır yatak / yanar su... alevinde aşka dinelir toprak, yayılır kantronların kokusu... anladım bu rüzgar durmayacak aç bağrını / tenin karışsın lodosa... bilsen, ne zamandır yıkanmadı saçlarım! bahar geliyordu alçaklara sen dağlardaydın / apak... şimdi güz zamanı ağaçlar sarardı sararacak... nerdeyse ateş donacak gece ayazlarında... ve ben, çok üşüyorum birtanem! ellerin çıkagelse kırağılarda ellerimi yakacak...
62
B o ş v e r Sınırlı düzeyde dostların olsun, Sadık olanları gurupta kalsın, Seninle birlikte hayale dalsın, Girene, çıkana boş ver aldırma.Farklı görüşleri ortaya koyar, Seni hiç çekemez iftira yayar, Artılı,eksili yapınız ayar. Hatırı yıkana boş ver aldırma.Böyle bir zamanda fesat üredi, Şuurları bozan virüs türedi, Sözüm burdan ırak herrşeyi dedi, Yan gözle bakana boş ver aldırma.Başarı durumun artık ortada, Boğaza takılır kalsan voltada, Haberler farklıdır medya,cuntada, Acayip kokana boş ver aldırma.Düşünüp üzülme bozma sağlığı, Ortama ayarla Zeki kılığı, Yaradana karşı yap sen kulluğu, Canını sıkana boş ver aldırma.12-11-2009
90
Yalnızlığım Apansızca bir korku düşer yüreğime Ses verir seda verir yokluğun Bir sancı gibi ağrıdır içimde Büyür, büyür gözlerimde Sonra, bir okyanus olur yalnızlığım....
24
Silinesiz Sevdayı yarını yarına ek eline yaz sevdayı çizgiye çizgiyi çek diline diz sevdayıözlemi düşür düşe işinde kalın kuşe yerin yüzüne neşe yeline sez sevdayıtamı güne çalışır kuşlarıyla alışır sevgi dolu dolaşır seline ez sevdayıboşuna değil işte oynaşıra sevişte ara sıra gevişte iline çiz sevdayıozan efe didişe şaşılası gidişe çizikleri endişe silinesiz sevdayı 140511ankara
54
Can dün geceyi bir rüya ile yaşayıp sabah ettim misafirim bir üstat konusu üç harf ben hemen söyledim 'aşk' o 'ben' dedi yapma usta aşk o 'sen' dedi ben yine 'aşk' 'biz' dedi çok ısrar ettim ustam 'aşk' dedim 'aşk' kızar gibi oldu 'git' dedi ben mi diye sordum kendini işaret etti koca Can aşk öldürür be aşk öldürür biz neden gittik bilmezmisin dedi ben sözümdeyim ustam aşk öldürürse o öldürsün Can oda üç harf aynı aşk gibi utandım ver elin öpeyim vermedi elini dönüp gitti
86
°°°.S.e.m.a.°°° Dalgalarin denizlerin ardinda Bulutlarin yildizlarin ardinda Ufugun ve semanin kucaginda Yarim bir gözyasi sevdayaYüreginin seni dagladiginda Kalbinin umudu yandiginda Ufugun semaya bagladiginda Yarim bir gözyasi sevdayaBaliklarin yunuslarin yollunda Kelebeklerin kuslarin yollunda Ufugun semanin boyunda Yarim bir gözyasi sevdayaDalgalar denizde durulsada Bulutlar yildizlarin önünü acsada Yüregim sen sen diye yalvarsada Kalbime de tahtin san olsada Baliklar yunuslar sana aglasada Kelebekler kuslar kanadlari kirilsadaUfugun sevama yolu göründü Yarim bir gözyasi yetmez semaya....
71
Hasretinden Prangalar Eskittim Seni anlatabilmek seni. İyi çocuklara, kahramanlara. Seni anlatabilmek seni, Namussuza, halden bilmeze, Kahpe yalana. Ard- arda kaç zemheri, Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu Dışarda gürül- gürül akan bir dünya... Bir ben uyumadım, Kaç leylim bahar, Hasretinden prangalar eskittim. Saçlarına kan gülleri takayım, Bir o yana Bir bu yana... Seni bağırabilsem seni, Dipsiz kuyulara. Akan yıldıza. Bir kibrit çöpüne varana. Okyanusun en ıssız dalgasına Düşmüş bir kibrit çöpüne. Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin, Yitirmiş öpücükleri, Payı yok, apansız inen akşamdan, Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene, Seni anlatabilsem seni... Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır Üşüyorum, kapama gözlerini... Ahmed Arif
100
Ayrılık Türküsü uzaklık değil ayrılığı acı yapan uzaklık ayrılık değil basit bir aracı o varlığını acımasızca alıkoyan ayrılık yokluğun bin kilometrede ya da bir metredeayrılık dokunamamak değil seni seviyorum demeyişimiz basit bir aracı o varlığını acımasızca alıkoyan ayrılık birbirimizi düşünmeyişimiz bin kilometrede ya da bir metrede
46
Beklemek Gün batarken yorgun, ışıklarıyla ıssız. Kara taşlar ardınde erirde usul ve fersiz Benden sana akarken geceye dönerken sessiz Beklerim düş kokunu, yıldızlardan habersiz... Gecenin sahibidir kara gökler, bulutlar. Baykuşlara arkadaş zifirle sarmaş dolaş. Sen gözlerinde yeşertirken çölleri Gecede meçhul yolcu, besliyor gönülleri. Nasıl tutunur sevda, kökleri yok olurken, Sabahlar beklenirken, gecede düş solurken, Hatıralar yırtılırken, sessizlik boğulurken, Sessizlik ağlıyorken,ben bende değil iken
63
Benedıct Blues Ben Benedict; bir uzun şiirin alınyazısı...Sabahlardan uzak bir davetinde Harzemşah'ın engerek yolları sondan başa almış vakitlerin sapkınlığında çok çocukları okşayasız ellerime doğurup, Fransız mekteplerinin kesme taşlı kagir-i funoun katlarında kadınoğlankadın boğmuşum.Ben Benedict; yani upuzun bir aşkın en kısa metrajıYanisiz sokaklarında Galata'nın, Fatih'e kıçüstü bakan bir azınlık küfrü ve her daim Haliç baladıyken barmenler babası Kosti sütünü sek içermiş ki eski ahit Yahuda'sı bunu akl-ı selim söylemiştir...Şiirin kefen kepenek mezarı Aşiyan'da bir küçümen otuzüçlüğün koynunda Ne diyorsun be, diyerek aksak düzen bağırır Bu minval üzre ölmüş edep baytarı sümüklü ve koşaraktan Bir simküllah yılbaşı menzile varır.Oysa ben Benedict; yani ağır dönen bir kısa metrajın Siyah-beyaz ve sinemaskop adı...
109
Hayat Bir Uğraşı hayat bir uğraşı bazen bazen ise bir eziyet bazen de sevinç04-08-1998
14
Seni-2 Yine bir yol göründü gözüme Gam, keder uğradı özüme Canım gel benim sözüme İnan kji mavi gözlü anıyorum sneiBir şair gibi uğradım dillere Kaybettim yolumu, yoldan yollara Aldılar beni elden ellere İnan ki mavi gözlü, arıyorum seniÇok özledim mavi gözlerini Yıllardır aynıyım, görmüyorum gözlerini Sevimli saçlarının renkli gözünü İnan ki mavi gözlü anıyorum seniCanım böyle yaşamak olur mu? Gözlerim bir gün seni görür mü? Kollarımı uzatsam, ellerim seni bulur mu? İnan ki mavi gözlü arıyorum seni08.04.1979 Seyhan/ADANASevginin Bedeli Olmaz kitabımdan
81
Kıyamam Gözyaşına Susadım su içmeye geldim pınar başına Görür görmez vuruldum çıktığında karşıma. Sözlerin baldan tatlı hayranım bakışına Kurban olurum canım siyah kalem kaşına.Ağlama dayanamam kıyamam gözyaşına Kurban olurum canım siyah kalem kaşına. Vurdun beni gönülden oldum sana aşina Kurban olurum canım kıyamam gözyaşına......................09.11.2012...Beylikdüzü/İstanbul...
44
Karanfil Delisi Eğer bu şehir yaşıyorsa Martıların özgür çığlıklarında Ve şehir hatları vapurlarının Nihavent şarkılarında Ve Anadolu'dan gelen çaresiz gölgelerin Ayak seslerinde Bir kırmızı karanfil vermek içindir Geçmişten geleceğeEğer ışıklar yakıyorsa bu şehir Tükenmiş ömürlerin karanlık gecelerine Menzile uzanan yolların en acı kıvrımlarında Ve nasırlı ellerin hıçkırık seferlerinde Bir kırmızı karanfil dermek içindir Umut bahçelerindenEğer için için yanıyorsa bu şehir Sevdamın kül een yangınlarında Susamış dudakların en derin çatlaklarında Ve güneşi kıskandıran hasret türkülerinde Bir kırmızı karanfil sunmak içindir Karanfil delilerine
81
Karanlıklar Ülkesi Çöller ülkesinde, ölüler gölünün yakınında, sessizliğin aysı ufkunda bu tuz kıyıları sokuluyor düşünceme. Neden bu gri sudan aynaya kurşun ve ceset rengi aynaya süzülüyor ruhum. Bazı çığlıklar duyulmalıydı. Çığlıklar ise yok. Çadırlara vurulmalıydı, develer yüklenmeliydi alacakaranlıkta. Ama her şey sessiz. Çöl yaklaşıyor ölüm kıyılarıyla usuldan. Kımıldamıyor durgun su. Yalnız ruhum göz atıyor bu cüzamın, bıkmak bilmeyen yorgun kanatların gri enginliğine.Çeviri: Aytekin KARAÇOBAN
64
DÜNYANIN BÜTÜN ÇİÇEKLERİ           "Bana çiçek getirin, dünyanın bütün            çiçeklerini buraya getirin!"            Köy öğretmeni Şefik Sınığ'ın son sözleri. Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum Bütün çiçekleri getirin buraya, Öğrencilerimi getirin, getirin buraya, Kaya diplerinde açmış çiğdemlere benzer Bütün köy çocuklarını getirin buraya, Son bir ders vereceğim onlara, Son şarkımı söyleyeceğim, Getirin getirin...ve sonra öleceğim. Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum, Kır ve dağ çiçeklerini istiyorum, Kaderleri bana benzeyen, Yalnızlıkta açarlar, kimse bilmez onları, Geniş ovalarda kaybolur kokuları... Yurdumun sevgili ve adsız çiçekleri, Hepinizi hepinizi istiyorum, gelin görün beni, Toprağı nasıl örterseniz öylece örtün beni. Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum, Afyon ovasında açan haşhaş çiçeklerini Bacımın suladığı fesleğenleri, Köy çiçeklerinin hepsini, hepsini, Avluların pembe entarili hatmisini, Çoban yastığını, peygamber çiçeğini de unutmayın. Aman Isparta güllerini de unutmayın Hepsini, hepsini bir anda koklamak istiyorum. Getirin, dünyanın bütün çiçeklerini istiyorum. Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum. Ben köy öğretmeniyim, bir bahçıvanım, Ben bir bahçe suluyordum, gönlümden, Kimse bilmez, kimse anlamaz dilimden, Ne güller fışkırır çilelerimden, Kandır, hayattır, emektir, benim güllerim, Korkmadım, korkmuyorum ölümden, Siz çiçek getirin yalnız, çiçek getirin. Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum, Baharda Polatlı kırlarında açan, Güz geldi mi Kopdağına göçen, Yörükler yaylasında Toroslarda eğleşen. Muş ovasından, Ağrı eteğinden, Gücenmesin bütün yurt bahçelerinden Çiçek getirin, çiçek getirin, örtün beni, Eğin türkülerinin içine gömün beni. Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum, En güzellerini saymadım çiçeklerin, Çocukları, öğrencilerimi istiyorum. Yalnız ve çileli hayatımın çiçeklerini, Köy okullarında açan, gizli ve sessiz, O bakımsız, ama kokusu eşsiz çiçek. Kimse bilmeyecek, seni beni kimse bilmeyecek, Seni beni yalnızlık örtecek, yalnızlık örtecek. Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum, Ben mezarsız yaşamayı diliyorum, Ölmemek istiyorum, yaşamak istiyorum. Yetiştirdiğim bahçe yarıda kalmasın, Tarümar olmasın istiyorum, perişan olmasın, Beni bilse bilse çiçekler bilir, dostlarım, Niçin yaşadığımı ben onlara söyledim, Çiçeklerde açar benim gizli arzularım. Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum, Okulun duvarı çöktü altında kaldım, Ama ben dünya üstündeyim, toprakta, Yaz kış bir şey söyleyen sonsuz toprakta, Çile çektim, yalnız kaldım, ama yaşadım, Yurdumun çiçeklenmesi için daima, yaşadım, Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bilir. Şimdi sustum, örtün beni, yatırın buraya, Dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya.  
330
**Dudaklarımı Dudaklarınla Kapat Bu Gece Yoksun yine yanımda, çok yalnızım bu gece Kadehle dudak dudağayım gene bu gece N'olur çık gel ansızın, sevindir beni delice Al elimden, kır kadehi, dökülsün gözyaşlarım Dudaklarımı dudaklarınla kapat bu gece _____________Âlimoğlu___________
37
Seni Gören Gözü Gördüm Bu Bayram Gözlerinin izi kalmıştı sanki Seni gören gözü gördüm bu bayram Çok sevindim mutlu oldum inanki Seni gören gözü gördüm bu bayram Geçip gittim derelerden nehirden Arefe gün köye vardım şehirden Yüreğimin başı cız etti birden Seni gören gözü gördüm bu bayram Oldumu hiç önce söz ver cay sonra Seni seven bir yiğide kıy sonra On iki yıl sekizbuçuk ay sonra Seni gören gözü gördüm bu bayram Halen yanmaktayım sevdanla yandım Seni soracaktım ama utandım Gözlerim dolunca sırtımı döndüm Seni gören gözü gördüm bu bayram Beni görüp derin derin düşündü Bir anda maziye gitti taşındı O yabancı değil öz gardaşındı Seni gören gözü gördüm bu bayram Sevdan ile geze geze yoruldum Bulanıktım biraz olsun duruldum Görür görmez sıkı sıkı sarıldım Seni gören gözü gördüm bu bayram Bayram namazından çıkmıştım yeni Görür görmez hemen tanıdı beni ŞENER der görmeye gerek yok seni Seni gören gözü gördüm bu bayram
152
Düşümdeki O Yer Açtığımda penceremi; Çayırlar görmeliyim yeşil giysili. Uçurtmalar nazlı nazlı dans etmeli. Duyabilmeliyim serçe sesine karışmış, Kaybolan misketine ağlayan çocuğun sesini. Gök mavi,yer toprak olmalı, Gülebilmeli bana güneş, Koklamalıyım yağmur sonrası toprak kokusunu. Tenimde kar soğuğunu, İçimde insanımın sıcaklığını hissetmeliyim. Kurtulmalıyım bu yerden, Bu şehirden gitmeliyim.Özgürce uzanmalıyım çimlere, Koşmalıyım yalınayak bir kelebeğin peşinde. İzlemeliyim kızıl gün batımını Kuzu meleşmeleri melodi olmalı kulağımda Dalından yemeliyim,elmanın kırmızısını Ayvanın sarısını Yolumdan her geçen selam vermeli bana Sormalı bana anamın hastalığını Kurtulmalıyım bu yerden Bu şehirden gitmeliyim.Yıldızlar sırdaşım olmalı Zifiri gece karanlığında Ürkütmeli beni köpek havlamaları Çocuk oyunları seyretmeliyim Çekerken sarma cigaramı Bir başka iştahla yemeliyim annemin yemeğinden Çayım közde fokurdamalı,tavşan kanı olmalı İçerken çorbamı kekik kokmalı dört yanım Terletirken duvarı sobam Dumanını görmeliyim ayrılırken bacadan Kurtulmalıyım bu yerden Bu şehirden gitmeliyim.Uzun kış gecelerinde Mehmet dedenin anılarını dinlemeliyim Gençlerle toplanıp Gece açılmalıyım buğday tarlalarına Beni görünce ötmeli kuşlar Kaplumbağa korkmamalı benden Yaz sıcağında deremin suyuyla serinlemeliyim Kurtulmalıyım bu yerden Bu şehirden gitmeliyim. Öğretmen bize gelmeli öğle yemeğinde Akşam yemeği Ali emmide yemeliyim Ekin toplamalıyım kavururken tenimi Rüzgar saçlarımı okşamalı Omzumda tüfeğim ava çıkmalıyım Elimle bölmeliyim sıcacık tandır ekmeğini Soğanı yumruklamalıyım Kurtulmalıyım bu yerden Bu şehirden gitmeliyim.Haykırmalıyım kırlarda En yüksek ses tonumla Sesim gökkubbede yankılanmalı Bölmemeli uykumu motor sesleri Gün aydınlanırken horoz uyandırmalı beni Her çiçeği koklamalıyım arıya eş Yürüyerek gitmeliyim komşu köye Aşağı köy futbol maçına gelmeli İçmeli çayımdan sigaramdan Gün batımında koyunların dönüşünü görmeliyim Elinde asası çobanı görmeliyim Heybesinde yeni doğmuş kuzuyla selam vermeli “Kolay gelsin” demeliyim Kurtulmalıyım bu yerden Bu şehirden gitmeliyim.Ceviz ağacına yapmalıyım salıncağımı Selvinin gölgesinde uyumalıyım Otururken çimlerde Komşum soğuk ayran getirmeli Yusuf dayı okuma yazma bilmez Alamanya’dan mektubu gelmiş okumalıyım Genç-yaçlı çoluk çocuk toplanmalıyım Koyu sohbetler yapmalıyım Komşunun çocuğu hasta bakmalıyım Kurtulmalıyım bu yerden Bu şehirden gitmeliyim Gitmeliyim düşümdeki o yere.
294
BİR GÜNÜN DÖKÜMÜ 1.saat otur dizimin dibine ıssızlık tanrısı ben sana yarım kalmış aşklardan bahsedeyim sen bana yaratamadığın güzelliklerden bahset otur dizimin dibine ıssızlık tanrısı gözyaşın var mı senin, varsa dök de git 2.saat severim yarıgeceleri yarıgeceler suskundur, konuşkandır yerinde hüzünler yağdırır, hüzünler yağdırır, hüzünler yağdırır derinlerden hissetmesini bilenlerin üstüne 3.saat bünyamin, nerde senin belâ çiçeğin sen onsuz yaşayamazsın, düşük kalır sol omzun içine yağan karın haddi hesabı olmaz giremezsin bir şiire ferahfeza giremezsin kurtlar basar ormanını, boynundan devrilirsin bünyamin, nerde senin belâ çiçeğin 4.saat taş yerinde ağırdır onu bilirim her yerde ağırdır aşk onu da 5.saat bir damlasısın sen yaşamak ırmağının yaşamak ırmağının diyorum, anlıyor musun? 6.saat tek yıldız yok gecenin sonsuzluğunda dışarda çıt yok kalbim dayanamaz bunlara üstelik uykum kaçmış can çekişen aşklara kaçmış ağır bir yenilginin dumanı üstünde sıcaklığına allah yorulmaz demeyin, allahın yorgunluğuna kaçmış ben senin sözcüklerden arınmış aykırılığına kaçmışım 7.saat ağlayacağım başka çarem yok dostlarımın beni birer ikişer terketmesi var ağlayacağım ağladığımı sonbahar ağaçlarına anlatacağım 8.saat kimi güzellikleri savsaklasam da iyi kötü yaşadım işte yaşıyorum kazık atmadım kimseye harama uçkur çözmedim didiştim dövüştüm seviştim en çok kendi karanlığımla öpüştüm 9.saat gece: fokur fokur kaynayan bir cehennemdi gözlerimi kapatsam gövdemin üstünde binlerce zebani 10.saat ey acı, beni bekle sana yaz yağmurlarından selâm getireceğim çocukluğumun akide şekerlerinin ayartıcı kokusunu leblebi tozlarını ve panayır şenliklerini sana guguk kuşlarının ötüşlerini ey acı, beni bekle beklemezsen söker atarım kalbimi 11.saat senin ömrün: yağsa bir türlü yağmasa bir türlü bir uzun yağmur devlet ricali tarafından soldurulmuştur 12.saat gidersin, giderken dağları da sürüklersin ardından kelimelerin gücünü de götürürsün, güçsüzlüğünü de eli böğründe kalmaların) ben anlarım ya, başka kimseler anlamasa olmaz mı ben anlarım ya, başka kimseler anlamasa olmaz mı senin ayrılıklardan ziyade kavuşmalarda yandığını 13.saat ben bu kadar üşümezdim ölümden ve şiirden düşmeseydim hayat'a hayat beni mukayese etmeseydi yolların yolların telâşıyla ben bu kadar üşümezdim 14.saat saklandığın yerden sen kolay kolay çıkmazsın kelebekleri sıkmazsın parmaklarının arasında terörle mücadele şubesi'nin önünde ağlak ağlak oturmazsın aman sevgilim, yaman sevgilim, zaman sevgilim -takla attırıyorum bak kelimelere- armut dersem çık, elma dersem çıkma! 15.saat ne vakit havalandırmaya kalksam odamı bir serçe sürüsü içeri hurraaa bir söyleşiye koyuluyoruz ki canıma minnet: karl marks'ın öğretisini konuşuyoruz muhammed ali cinnah'ı, deniz gezmiş'i sevişmesi bir cehennem kadınları da elitist erkekler cumhuriyeti'ni unutmuyoruz kralları ve dalkavukları, dolayısıyle dolup dolup taşıyoruz, gülten akın şiiri'yle 16.saat aşk: o mümkünsüz diyar! içi de, dışı da, yaz'ı da, kış'ı da kapanına kıstırdığını yakar 17.saat jean paul sartre ne demiş: "çiçek çiçekliğini kendi oluşturmaz insan insanlığını kendi oluşturur" jean paul sartre, demiş de ahmaklar dünyasında iyi halt etmiş 18.saat her eşitlik bir özdeşliktir ama her özdeşlik bir eşitlik değildir ben sana özdeş olayım razıyım buna da 19.saat internetten hazzetmez de, ne etsin ahmet erhan tutmuş bir e-posta göndermiş geçende şöyle yazmış irikıyım bir incelikle: (başka birşeycik de yazmamış zaten) "bünyamin, doğru kardeşim benim" gözlerine perde inmiş: ben imalât hatasıyım ah ahmet erhan, yanlış kardeşim benim! 20.saat hep söylerim de kim dinler beni: bu dünya, aşk mekânı değildir dostlar çenemi tutsam biraz iyi olacak: - babam, doğum günümde ölmüştü benim- ibret-i âlem için göreceksiniz beni doğum günümde vuracaklar 21.saat bir bok gelirmiş gibi sanki elimden dert küpü kesildim başkalarının kendi söküğümü dikemem oysa iki kadeh rakıyı bir kenara bırakın sevdaya tutulmuşsam bir damla su içemem 22.saat muhayyilem bitpazarı örneği üçüncü cihan harbi saçım-sakalım tırnaklarım uzadıkça uzuyor benden adam olmayacak, anladım can bu tenden çıkmadıkça 23.saat çiçekçi bir çingene kızının söylediği türküden düzelecektir dünya düzelecektir düzelmesine ben göremem ya! 24.saat sevgilim, ölmek istiyorum, ört beni söylencesel "otuz kuş"un kanat çırpışlarıyla.  
582
Sazım Feryadımı bildir yâre. Sarı sazım telli sazım. Dert dökmeye sensin çare. Sarı sazım telli sazım.İçimde kalmasın efkâr. Dağıt tüket olmasın zar. Kat sesimi duysun o yar. Sarı sazım telli sazım.Kurtulalım bu hasretten. Eser kalmasın bir dertten. Ses verip kurtar namertten. Sarı sazım telli sazım.Sığırtmaç’ı yak inceden. Duygu kat gündüz geceden. Kurtar beni her acıdan. Sarı sazım telli sazım.Hüseyin SIĞIRTMAÇ 04 Şubat 2016 Antalya
64
Nerden bilirdim. Nerden bilirdim, Gözlerinden süzülen, Sıcak bir bakışın, Cemre olup yüreğime düşeceğini.Nerden bilirdim, Dudağından dökülen gülüşün, Volkanlara dönüşüp, Bedenimi yakacağını.Nerden bilirdim, Adına türküler yakılan, Uğruna gurbete çıkılan, Sevda ateşinin saracağını.Nerden bilirdim, Seni düşünmenin, Seni sensiz yaşamanın, Sonsuz kaderim olacağını.Ya o kara gün, Yedi dağın ardında, Yetmiş kilit altında tutulan, Ayrılıklar dünyasının gurur savaşçıları, Dalga dalga gelip, Sardılar dünyamızı, Esir aldılar tabiatı. Ne bir güneş, Ne bir gül, Ne bir yol, Yok yok yok. Yok olup, Yedi kat yerin dibine girdiler. Düşüncelerim, Dünyamla birlik, Ağır ağır esir olurken, Gurur fırtınasının, Kahrolası bir silaha dönüşüp, Umutlarımızı, Bir bir vuracağını, Nerden bilirdim.Nerden bilirdim, Gül bahçemizin ışıksız zindanlara döneceğini, Nerden bilirdim. İki yüreğin yaşarken öleceğini.
112
Çay çayımın son yudumu, bardakta ki renkleri anlatsam, dizelere sığmaz.bir öpük kadar masum, batan güneş kadar sessiz.o sigara dumanları yok mu? sırtından yedi kurşunu, yeşile ortak oldu kırmızı, alev alev, kaynaşma çıngışma, göğsünde şarapnel parçası bir diğerinin.bir bebek pörsük memelerden süt çekiyor, eli kırbaçlı bir kopuk, yükleniyor kapıya, kapı, bana ne deyip çekilince geriye, paldır küldür ortasında odanın. bebek sarılıyor bedene, gözler cıbıl cıbıl kocaman, kafesteki kuşun feryadına, duruluyor çayımın son yudumcuğu, sigaramın oynak dumanı...1982
75
Nasıl hesap verecekler iki üç kuruşa çalıştıranlar emneğe saygı duymayanlar insanlıktan nasibini almayanlar nasıl hesap verecekler
16
Analar Kaş çattığın hergün ona gecedir, Sorarmısın bazen hali nicedir, Bir güne sığmaz ki kutsal yücedir Cennet ayağının bastığı yerdir.Dokuz ayın hakkı ayrı bir hesap, Uykusunun hakkı ayrı bir hesap, Ak sütünün hakkı ayrı bir hesap, Cennet ayağının bastığı yerdir.Sağ ise hatrını sormalı bence, Değilse kabire varmalı bence, Hayır duasını almalı bence, Cennet ayağının bastığı yerdir.Yüreğinde kızıl kor yetiştirdi, Yoklukla çileyle zor yetiştirdi, Asker ocağına er yetiştirdi Cennet ayağının bastığı yerdir,
71
Evim İçi dışı tertemiz, Bahçe var orman gibi, Her tarafa ayrı bölüm var, Say say bitemez.Çocuklara bir yuva, Çok güzel olur, Seni çok severiz, Canım evim.
26
GİTTİN Gittin/camlar kırıldı Gökyüzünde çarmıha gerildi yıldızlar Sözcükler mahzundu. Bu yük çok ağır hayatın kollarında Ve çok küçük anlarda Saklı, yenik, ezik ve kırgın Nasıl taşınır bu yük Ağır ve kötü bir ur Her gün tıkarken hayatın atardamarını Sensiz/nasıl bulunur izi kaybolmuş bir yol. Gittin/bu şehir şimdi Terkedilmiş bir köy, harebe Bir mumun son alevinde. Dağınık yataklara benzeyen odalarda Ölüm kokuyor ajanslar, açlık, çığlık, cinnet İz düşümü bir deli gözün Ki o tutmuş ucundan, küfre dönük her sözün Zaman, dönp dolaşıp Aynı yerde biriktiriyorken kirli kanını Sensiz/ışığı firar geceler nasıl biter Gittin/yabanıl bir hasret takvimlerde Yaralı gözlerin düer yollarıma Alır basarım dudaklarıma Ne zaman ölümü düşünsem Ellerin ateş olup düşüyor ellerime Sesim bir yenilgiden dönüyor Saçımın her telinde Yanlış bir işgal - gözlerimde sızı- sensiz/depremlerde dünya. Nasıl döner. Gittin/bütün asmalar bağ bozumunda şimdi Tek bir gül diktim toprağa Gülü boyuyoruz çocuklarla Sen giderken de yanıyordu yıldızlar Bir bardak  çay avuçlarımızda Bölüşüyorduk cinneti. Dağlanırken Gözpınarlarımızdaki yaş Bu yük çok ağır kollarımda. Yüzümü camlara dayıyorum Yüzüm yitiyor. Yüzümü bulamıyorum Sensiz/nasıl çıkılır hayatın çukurundan Gittin/ankara yağmur ışıdı Kil rengi bir ay gözlerinden çatırdadı Gecenin bütün tonları ağladı. Kitaplarıma da yasak koydum artık İçli bir rapsodi gibi hayat anlatmayın Suskuya inat bir eylem yapacağım Yenilgilerini diyorum yaşanmışlığın Kızılay meydanında yakacağım Çoğalacağım...çoğalacağım...çoğalacağım Tabansız bir dünyayı yokederken Sensiz/bu zafer nasıl kutsanır... Gittin/ıssız duvarları okşadım usulca Bir kuş geçti içimden bozkıra Kefilim şimdi gecenin bütün suçlarına Bir haritalara gökkuşağı çizerdik Maskelerdiz buza kesmiş her bir sabahı Kırağılar çiçeklenirdi dağ başlarında Renklerinden hasret armağandı analara Ki o çocuklar: Ömürsüz hayata dönük yüreklerin deseniydi Gülüşlerini öper Arındırırdık onlarla gövdelerimizi Sensiz/nasıl takılır saçlarım bulutlara Gittin/biliyorum dönüşünden tanıyacağım Yaşanmamış düşler benim yanılgım olsun Çığlık, deprem; cinnet: biraz durun Ah çarpan bir yüreğin gezgin acıları Usta alıcı-toy satıcı Koşturuyor şimdi atını kavuşmalara Bıçağın ucunda bilenirken hayat Dedindi "Hezaren çiçeğini tanır mısın? Güzeliğinde zehir yazgılı" Her güzellik bedeliyle (mi) gelir? Ödenir aşkın da bedeli...
311
......Daha Erken Uyanma şimdi ne olur, Uyanma üzülürsün. Milliyetçiyiz, İstediğince... Sosyal adaletçiyiz, Arzu ettiğince... Liberaliz özgürlüklerinde... Laikiz, Enginliklerinde... Müslümanız, Temizliğinde,,, Devrimciyiz, Liderliğinde... Ama yine de uyanma, Üzülürsün...Paylaşıldı kavramların, Her biri parti oldu, Liderler çıktı ortaya, Milleti bölmecesine. Dedim ya, Uyanma, Üzülürsün...Utanırız, Görme irticayı, Devleti soyanları, Kandırılan işçiyi, Kullanılan öğrenciyi, Güdümlü üniversiteyi, Enflasyon kanserini, Yarattığın paranın, Şimdiki değerini, Görme, Üzülürsün...Her şeyi üretiyoruz, Varız dünyada, İstediğin şekilde. Ürküyor Avrupa, Titriyor Ortadoğu, Kotalarla önlüyor, Bizleri Amerika. Demokrat, Vatansever, İşadamı, sanatçı, aydın, Sığamıyoruz kabuğumuza, Ama naylon aydınlarla, İşadamları, Ayaklarımıza dolaşıyorlar. Kısır politika, Kahrediyor hepimizi. Ulaşamadık ülküne, Uyanma, Üzülürsün...Türküm, doğruyum diyerek, Oturduk sıralarda, Övünerek okuduk, Yüce tarihimizi, Hasret türküleri, Vatan şarkıları, El, ele millet, Barışık toplum, Beraberlik ruhu, Tek vücut güç, Ve yumruk. Osmanlıyı sorgulamadan, Osmanlı, Türk'ü sorgulamadan, Türk, İnsanlığı sorgulamadan, İnsan. Bunları istiyordun, Biliyorum. Sana yalvarıyorum, Daha erken, Uyanma, Üzülürsün....
136
Şımartmışlar Bir Kere Seni şımartmışlar bir kere. Sana karşı düşündüklerime ihanet ettim. Bayan ukala sen git değerlerinle savaş. İstemiyorum artık senin gözlerini Bakmıyorum o yeşil gözlerine Kimse bakmasın bundan sonra... Senin üzdüğün kadar yoksulluk bile üzmedi. Şimdi bilsem öleceğim aşkından. Bilsem... Seni görsem kurdulacağım bütün dertlerimden, Sana dönmeyeceğim... Geçiceğim senin olduğun sokaktan Belki sen çoktan uyumuş olacaksın. Ben seni aklıma bile getirmeyeceğim. Sen sana değer verenleri sevmediğini Anladım... Şimdi akşam işten eve gülerek yürüyorum, İnsanlara bakıyorum. Evlere bakıyorum daha sonra ağlıyorum. Kalbim şimdi rahat sensizlik acı.
86
Tanrının nimeti Kaybetmeden bilemeyiz kıymetini ama Tanrı nimetidir Yemek içmek gibi, nefes almak gibi, yaşamak gibi Birde yaşarken kazandığımız nimetler var Sevmek gibi, sevilmek gibi ve tabi sevgili gibi Kendin bulursun onları tabi tanrıda yardım eder Rastlantılar yumağı ile diğer adı da kader İşte sen bana hayatın bir lütfusun bir hediyesisin Kıymetini bilmek bana düşer tanrının bir nimeti gibisin
59
Asker Anası ASKER ANASIDivane anneyim yaşlıdır gözüm. İki yıl hasrete dayanmaz özüm. Senide mi asker ettiler kuzum Deyip de ağlıyor anneler size.Arabalar gelip düt düt ettiler, Kuzucuğumu bindirdiler gittiler. Yavrularım sizi asker mettiler Deyip de ağlıyor anneler size.Ben yavrumun valizini indirdim Elim ile arabaya bindirdim. Uğurlayıp gurbet ele gönderdim. Deyip de ağlıyor anneler size.Göz yaşıma bakma anayım ana, Bekçi yolluyorum aziz vatana. Hakkım, hukukum helâldir sana, Deyip de ağlıyor anneler size. İrfan’ım yakışır Türk’ün şanına, Yiğitleri saldık er meydanına, Dağıldılar yurdun dört bir yanına, Deyip de ağlıyor anneler size. 1982 - KATRANLIK
92
Evet Madam Gözleriniz başı boş tomurcuk sağanağı ile başlamıştı ıhlamur uykulara uzandığım yaz maviye dönüşürken gök - deniz evet madam gözleriniz bir darbesi ile kesip içimdeki düğümleri -aşk deyip de alıp başımı gittiğim- yaza hakim renk gözleriniz ve kırlangıç fırtınası kirpikleriniz sür atını demişlerdi sür sevda dağlarına kaç aşka sığar ki bir ömür mine çiçeklerine sığındığım anlardı göğsümdeki durağan ağrılardan yaz ökselerle doluydu / geceler de... siz de öyleydiniz evet madam öyleydiniz kirpiklerinizin çevikliği fırtına kuşlarıydı bal köpüğü / eflatuni / ıslak içimdeki müzik kutusuna sakladığım gözleriniz usumun acıyla irkilişi / ya da çeliğin akkor çekilişi yürekte şakaklarımdaki turuncu sıcak gözlerim madam gözlerinize adak
104
Mutluluk Yakışır Sana Beyaz bir sayfa aç, kaplasın beni Her yer olsun ak ak, sarsın bedeni Resimli halinle, beğendim seni Mutluluk yakışır, senin şanına..İstersen hayatın, değişir şansın Görmek istersen sen, kederli bahtın Ağlama üzülme, sendeki kahrın Mutluluk yakışır, senin namına..Anlamak istersen, ben varım senle His etmek elinde, sen varsan benle Haykırmak isterim, yaşamayı bekle Mutluluk yakışır, senin bahtına..Duydum ya sesini, tutuldu dilim Sen ne güçlüsün be, sen bana ilim Ben sana olamam, rehber ve bilim Mutluluk yakışır, senini hanına...Neyleyim bu gönül sevdiyse seni Dertten derde attın, bu sevdam yeni Bana ' yar ' demiştin, bir tanem hani Kurbanlar olurum senin canına...Sen bana yar oldun, ben sana hayran Dertlerin derdime, sen bana kurban Eyle gönül eyle, eyleme candan Kurban olsun bu can, senin uğruna..
123
Ferace 4 gel gelelim tam o son çiviyi çakacakken, ….. yeşil feraceli bi hatun, karşıdan geçiyordu ister-istemez gözüm ona takıldı o arada çiviyi kaydırmış olmalıyım sağlam olsun diye çok çivi kullandığımdan başka da çivi kalmamıştıo yeşil feraceli hatun; yeşil feraceyi giymeseydi o gün, o saat, oradan geçmeseydi çivi yanlış çakılmayacaktı balkon korkuluklarında da bir gusur olmayacaktı vatandaş düşüp ayağını kırmayacaktı o yüzden bir suçlu varsa o da o yeşil feraceli kadındır”“-tiz bulun o yeşil feraceli hatunu ne menem bir şeydir” koşmuş zaptiyeler alıp gelmişler yeşil feraceli hatunu kadı efendi ona da esmiş yağmış suçunu usulen anlatmış“-… bak yavrum, nur-a aynım şayet sen bu göz gamaşdırıcı yeşil feraceye bürünüp Aziz Ağanın konağının oradan geçmeseydin o çivi sağlam çakılacaktı vatandaş düşüp sakatlanmayacaktı şimdi ben kendi elcağızımla seni demir parmaklıkların arkasına nasıl göndereyim bu bana yapılır mı, benim ne günahım var ne edeyin ben hinci” …
143
*Gör yetimi öksüzü* Hele başını okşa gör yetimi öksüzü, Neşe ile sevinçle nasıl gülüyor yüzü Hasret kaldığı şeydir bir ömür arayıp ta Her dilden beklediği bir kaç çift tatlı sözü.En büyük yetim öksüz en büyük yük sırtında Âlemlere efendi o da bunun farkında Sahip çıkmış yetime garibe guruba ya Biz de sahip çıkalım kalıp İslam arkında…
56
Yarım Çember Bulmak için o yitik dizeyi lanetli bir yaşamla takas ettim kendimi tuzdan duvarlar ördüm denize bir adım iki göz evime yoksul kazılar yaptım som kaleler ölümü sağ gözüme gömdüm dirimi sığdıramadım yerin yüzüne sihirli sulardan içtim, yüzdüm de... bu yüzden bulanıktır aklım Yazmak için o dizeyi lanetli bir aşkla ödeştim çirkinleştiğim oldu gece yarıları çirkef sözcüklerle seviştiğim ilişkiler dokudum pamuk ipliği kimi çizsem kırılmadım, koptum kime dokunduysam yaralı bir yarım çemberin üstünde geçtim içdenizlerini sevginin bir yanım hep yarımdır bu yüzden
83
Ay Karanlık ay karanlık gel yıldızım ol bu gece sen orda çığlık çığlığa ben burda suskunlardayım gönül düştü bir yangına gül dalında diken misali al batır beni canınaay karanlık ıssız gecelerdeyim sen yoksun ki sen gelmedin ki kış baharı neyleyim ay bakışlım sevdiceğim dilimde türkü oldun ay ışığım yıldızımsın sevdam oldun içime doldun sen nerdesin ben nerdeyimay karanlık penceremde yoksun sen
61
Rüya Dün gece bir rüya gördüm; Aylar sonra ilk kez sen. Tam yanına yaklaştım ki, Rüya bitti aniden. İster istemez düşündüm; Acaba yaşananlar mı rüyaydı? Yoksa rüyalarım mı gerçek? Uykumda bile süründüm, Senden kaçamadım.
34
Fotoğrafta Gördüm Yüzünü Bu gönül sevdanın doruklarına koşar Çıktıkça zirvelere hasretim artar Bir duygu seli ki gönlümden taşar Ölümsüzlük yudumlayıp şairde yaşar Özlemek bile güzel seni ey Yar Bazen hasretin görsen nasıl boğar Özledim derim yar gelir fotoğraftan kaçar Şairin doğumu analara lutfedilmez Yar’dan doğar Yar manzara güzel diye baktığım fotoğrafa durur Endamın yeter durduğun her yer güzel olur Fotoğrafına bile razıyım görünce özlem boğulur Başımı anam okşar ilhamımı Yar doğurur
71
Bir Bayram Olsun Bir bayram olsun; Çocukların yüreği kuş gibi hür ve özgür Mutluluk, sevinç, huzur, neşe aksın ırmaklar gür gür Savaştan bombadan uzak, Olmasın kin, nefret, pusu, tuzakBir bayram olsun; İnsanlık kendini bulsun özüne dönsün Dünya savaşlar için değil hep barış için dönsün Aydınlansın şafaklar, Dağılsın bütün karanlıkar Kavuşmalar bol olsun, olmasın sakın ayrılıklar Bir bayram olsun; Umut için hak için adalet için doğsun güneş. Herkes tüm güzelliklerle olsun eş.Bir bayram olsun; Olmasın katliamlar, dursun! Yalnızlığından kurtulsun taş ve yosun Barış kardeşlik tüm kin ve nefreti boğsun Barışa kanat çırpalım, kan ve gözyaşı bir daha semtimize uğramasın Bir bayram olsun; Aç ve fakir olmasın Karlı dağlarımızda açan çiçekler solmasın Doğruluktan, haktan, yürekler şaşmasın O'nun yolunda yürümekten yürekler yorulmasın Sevmekten sevilmekten hiç kimse bir tek kaygı duymasın Kırgınlar küskünler dargınlar kucaklaşıp barışsın.Öyle bir bayram olsun ki adıyla değil; tüm yaşanmışlığıyla gerçek bir bayram olsun... 08.08.2013
145
T'nin Sonu Tutmak;başlangıç,önemli..... Tutunmak;hayati,zor........................
4
Mevsim Huylu Dost Güz rüzgarının tavrı, her güle serttir.Bülbüle, Gül'le veda ayrı bir derttir.Mevsim Huylu Dostlar, az değil elbetVay O merdin haline, dostu namerttir.
24
Türk Milleti tek oldu Az kaldı Millî Takım Ha gayret gayret biraz Hiçbir zaman bitmesin Daima sürsün bu yaz Türk Milleti tek oldu Yüreğe sevgi doldu Her maçta futbolcular Oynuyor daha güzel Birbirine cesaret Veriyorlar daim el Türk Milleti tek oldu Yüreğe sevgi doldu Bir tarih yazılıyor Türk genci koşun çağa İşte o yarı final Esenlik verin bağa Türk Milleti tek oldu Yüreğe sevgi doldu Rüya gerçekleşiyor Düzeliyor bütün hâl Birlikte kalk ayağa Daim mutlulukla kal Türk Milleti tek oldu Yüreğe sevgi doldu Sevinçliyiz mutluyuz En Büyüktür Türkiye Enerji ve ruh geldi Yurtta yaşayan beye Türk Milleti tek oldu Yüreğe sevgi doldu Şampiyon olmalıyız Budur Türkler' in hakkı Allah kelâmı dilde Söylemeliyiz Hâkkı Türk Milleti tek oldu Yüreğe sevgi doldu Kaliteli bir ekip Nefesleri kestiler Futbolcular sahada Rüzgâr gibi estiler Türk Milleti tek oldu Yüreğe sevgi doldu Başkan Haluk Ulusoy Canım Şenol Güneş'i Futbolcularımızı Kutlar anne ve eşi Türk Milleti tek oldu Yüreğe sevgi doldu Hiç mucize değildir Bileğinin gücüyle Hepten coştuk eğlendik Senegal'in maçıyla Türk Milleti tek oldu Yüreğe sevgi doldu Dünya şampiyonluğu Yakışır yurdumuza Cesaret huzur sevgi Geliyor merdimize Türk Milleti tek oldu Yüreğe sevgi doldu Bu duyguyu verene İnan biz minnettarız Öğretmen Hasan söyler Dün bugün yarın varız Türk Milleti tek oldu Yüreğe sevgi doldu
208
Öğretmenim Bir çocuk masumiyetiyle Uzattım sana ellerimi Gecemde ay tazelenir Ruhumu kaplar bir saflık ABC kuşatır dillerimiMasmavi göklerim her dem mavilenir Nerde görsem kara göklerin yıldızını Bir zambak kokusu hep burcu burcu Ürperir içimde ney tazelenir Çırpınır yüreğim bir saç telinde Seni sevmek boyun borcuHece hece çözsem ne çıkar En kalabalık caddenin muammasını Bu yollar götürmez, iletmez beni Engin bakışların şefkatlısına Bu sokak getirmez bana Çocukça koşuştuğum okul bahçesini Ve bana bin harf öğretenimin, Dünyalar güzeli öğretmenimin O tatlı, berrak sesini. (1997)
82
Uzak Sevdam Yalnizim. Duygularim beni dinlemekte, sekeri elinden çalinan Bir çocuk gibi, üzgün ve dertliyim. Sana olsa gerek bunca yazdigim siir'ler, herdaim bu siir´lerimi sayiklamaktayim, yalanda olsa içimden bir bulut akip geçiyor, yalanda olsa mutluyum bu bana Yeter.. Ask günah olmayacak kadar masum, köle olmayacak kadar özgür, ulasilmayacak kadar derin, unutulmayacak kadar yakin seninle yasanacak kadar özeldir yazdigim siir'ler. Seni anlatirlar herdaim..... Denizlerde yakomoz senin gülen gözlerin. Mehtap, deniz, dalgalar, birde sirin gözlerin. Firtinalar kopsada benim deli gönlümde inan ki ne yapsam yine seni özlerim. Elimde denizden çaldigim bir midye var. Denize o kadar uzak ki senle ben gibi, ama aramizda bir fark var o denize sen bana aitsin.Hele bir isiklar sönsün..Sular durulsun. Biçak atacagIm Dagin dikine Kisa devre yapsin kalbim.. Ellerim inatla dökülsün sigaraya.. Sen beni o zaman Gör.. Hele küssün meydanlar Kaldirimlara yagmur dökülsün Dagilsin Dislerimde gülüsler..Kaybettiklerim bi dönsün.. Sen beni o zaman gör....Isyankar gecelerin isyankari. Adnan....
149
Sırdaş... Ey dağ, Söyle derdin nedir? Nedir senin, İçinde bulunan keder ? Bir volkanın lavları gibi sıcak olan, Patlamak üzere, Dışarıya çıkmak isteyen şey, Nedir ey dağ ? Yılların içinde bir sır misali, İnatla bekleyen, Yeryüzünle sohbet etmek isteyen şey, Nedir ey dağ ? Kavrulsam da varlığının ateşiyle, Sıcağında erisem de, Varlığında ölümsüzlüğü tatsam da, Söyle derdini ey dağ! ! ! Mehmet Aydemir
63
Derbeder Alevler içinde kalmış çocuğumGeçmişe hesap sorar hesabın tutmazBir yürek sever herşeyi terkeder şehirler ayrılır gönüller uymazKırmızı gün dünden beter Ah bu keder, ah bu kederNe can durur, ne yollar biter Dünyam artık derbeder
34
Seni Anlatan Bir Şiir... Bir iki damla güzel harf, kar yağan kışa bürünen beyaz kelimeler, ve soğuktan titreyen yeni uyanmış ürkek mısralar, sıcaklığın kadar manidar olmalı terleyen kıtalar, seni anlatan, en güzel şiiri yaz bana.Sen olmalısın içinde, yazdığın her kelimenin hecesinde, her şeyi yaşatmıyorsa güpegündüz bakışlar, karanlığın duvarına sırtı dönük bir gecede, seni anlatan, en yıldızlı şiiri yaz bana. Perondan saat başı kalkan otobüsler, her şeyi beraberinde götüren yolculuklar, kilometrelerin rüzgarında kaybolup süzülen anılar, dönüşü olmayan, zula sırların cam kenarlarında, seni anlatan, en çocuksu şiiri yaz bana. Bindirme hazırlığında bütün yürekler, unutulmuş utkuların doğum günü uykusuna, bir sevgi çıkarması kazanmanın arifesinde, demir atmış tüm beklentilerin bir başınalığında, seni anlatan, en yalnız şiiri yaz bana.Bir başka zaman değil, bir başka mekan hiç değil, bir başkası bu kadar yakın değil, ve hiçbir şiir asla anlatamayacak bunu bil. seni hiçbir şiir... seni hiçbir şiir...
141
Hasan’ım Hasan’ım Allah yolunda Secde kıldım can elim de Açtım Fatıma dalında Nalan’dım Nalanım’da 30 / 11 / 2006
19
Gurbet Kuşu Göç etme vakti geldi Gurbet kuşuSevdiklerim eski dostlar şimdi Ağlasalarda arkamdanGöç etme vakti geldi Gurbet kuşu18/01/2008
18
Her yer karanlık Her yer karanlık, üşüyorum ..ruhum üşüyor, karanlık gözümü alıyor, ürküyorum yere düşen gölge benim mi, yoksa insanlık mı ayaklar altındaki her yer kan, her yer karanlık, üşüyorum... vicdanım titriyor. soruyorum neden diye? neden, bu acı gözyaşı ve hüzün, neden? paylaşılamayan ne? her yer karanlık, üşüyorum.sil gözyaşımı, ısıt, önce ellerimi sonra gözlerimi, ısıt... üşüyorum her yer karanlık, sonsuz yalnızlık.27 Eylül 2009 Pazar/Bursa
64
Şehidin Duası Ağlama güzel anam Gözyaşına kurban olamİçin ferah olsun, Sırtımdan değil alnımdan vurulmuşum Bizi ayıran bu kahpe kurşun İnan benim övünç madalyam Ağlama güzel anam Gözyaşına kurban olamBu toprağa döktüğümüz her damla kan Kurtarır bizi belki Al bayrağın rengine kan vermişim ben ne büyük bir şeref Vatan uğruna ölmek bize yakışır elbet Ağlama güzel anam Gözyaşına kurban olam Hadi gül biraz Yiğidim asker oldu, Şehit oldu de, gül biraz Söylemiştim sana orası asker ocağı Gitmek var, boş dönmek yok Hakkını helal et evladına Ağlama güzel anam Gözyaşına kurban olam Hadi… Kaldır ellerini gökyüzüne Gör beni orada Gördükçe bu günlere şükür et.17.08.2000 Gölcük Depremi Şehitleri Anısına
106
Emanet gençliktedir-kollayın emaneti Türk Milleti affetmez-yapılan ihaneti Üzerinde yaşanan-bu Cennet vatanımız Atamızdan emanet-toprakta yatanımız Ellerinden geleni-hepsi yaptı erleşti Ruh kalbi bedeniyle-içimize yerleşti Emanet gençliktedir-kollayın emaneti Türk Milleti affetmez-yapılan ihaneti Bütün bu coğrafyayı-hepsi edindi vatan Canlarından oldular-olmasın asla yatan Düşman hâlâ kolluyor-el altından çalışır Plânları kurarlar-cehalet hırsını kır Emanet gençliktedir-kollayın emaneti Türk Milleti affetmez-yapılan ihaneti Ansızın saldırdılar-düşman yedi cepheden Anayurt paylaşıldı-önce öğren bunu sen Aziz millet şahlandı-önde Mustafa Kemal Hürriyet bayrak için-hemen tedbirini al Emanet gençliktedir-kollayın emaneti Türk Milleti affetmez-yapılan ihaneti O 29 Ekim-1923 Yeni devlet kuruldu-doğdu o anda bir güç O günlerden bu güne-çoğunluk esasına Dayanmaktadır bilin-zevk verir bütün cana Emanet gençliktedir-kollayın emaneti Türk Milleti affetmez-yapılan ihaneti İnsan düşüncesini- hep anlatır özgürce Birlik beraberlikle-çalışın gündüz gece Güzel idare şekli-onun önemini bil Sakın kötülük yapma-gerçeği konuşsun dil Emanet gençliktedir-kollayın emaneti Türk Milleti affetmez-yapılan ihaneti Görevimiz çok büyük-hep yaşamak yaşatmak Her dakika saniye-etrafını kuşatmak Gayesini saptırma-yükselt öğren çabala Gençliğine sahip çık-erkenden çıkın yola Emanet gençliktedir-kollayın emaneti Türk Milleti affetmez-yapılan ihaneti Mukaddes emaneti-gelecek nesillere Aktarmak görevimiz-başlar düşmesin yere Sevgimiz ve coşkumuz-ömür boyu bitmesin Söyleyen Hasan Sancak-vatanımdan gitmesin Emanet gençliktedir-kollayın emaneti Türk Milleti affetmez-yapılan ihaneti
181
Alıverin Feracemi Geyeyim Alıverin feracemi geyeyim Geyeyim de mahkemeye varayım Sen şöyle dur ben davamı göreyim Al feracem mor feracem yaşmağıAlıverin martinimi açayım Açayım da karlı dağa kaçayım Sen şöyle dur ben al kanlar saçayımAğlayı ağlayı y....................
37
Reha Midilli Anadolu Lisesi Elinde tutarsın meşaleyi, Dinlersin yüreğimizin sesini, Foça'nın umudu, gururu, Reha Midilli Anadolu LisesiÇıkartırsın solistleri, yazarları, şairleri Toplarsın hepimizi bir aile gibi. Atatürk’ün yolunda ilerletirsin bizi, Reha Midilli Anadolu LisesiBizim farklılığımız olursun, Hayattaki boşluğu doldurursun, Neşemiz, ümidimiz, bir tanemiz Reha Midilli Anadolu LisesiManzaranla etkilersin herkesi, Bir gören tekrar görmek ister seni, Kültürle doğayla iç içe Reha Midilli Anadolu LisesiBatının tarzı içinde, Doğunun tazeliği biçiminde, Şarkılar gibi duygulu, ince Reha Midilli Anadolu LisesiAile şefkatiyle kucaklar bizleri, Disiplindir en büyük ilkesi, Hayatımızdaki nefes misali. Reha Midilli Anadolu Lisesi
89
Her Oda da Bir Yalnızlık Ben her gece düşlerimde sana doğru koşuyorum, Zamanın en sonsuzunda yokluğunu yaşıyorum.. Bir beden de iki kahır yükünü bir taşıyorum, Her oda da bir yalnızlık dört duvarlar sır vermiyor; Ölü müyüm, diri miyim.. hala akıl sır ermiyor.Gel demekle gelinmiyor yolsuz, ıssız bir gurbet de, Yuvarlanıp gidiyorum bilinmez bir akıbet de, Ödenirse öde haydi.. çektiğimi hesap et de. Her oda da bir yalnızlık dört duvarlar sır vermiyor; Ölü müyüm, diri miyim.. hala akıl sır ermiyor.Pranga’yı boynumuza elimizle taktırdılar, Kurduğumuz hayalleri yine bize yıktırdılar., Bizi bu genç yaşımızda yaşamaktan bıktırdılar! Her oda da bir yalnızlık dört duvarlar sır vermiyor; Ölü müyüm, diri miyim.. hala akıl sır ermiyor.Kabûlü zor hâkikât’ler hayallerle avutulur, O yeminler, o vaât’ler söyle nasıl unutulur? Seven gönlüm el-alemle şimdi nasıl bir tutulur! Her oda da bir yalnızlık dört duvarlar sır vermiyor; Ölü müyüm, diri miyim.. hala akıl sır ermiyor.Zaman henüz geçmiş değil mahşere dek süresi var; Yeter ki sen candan iste, çözümü var, çaresi var; Bilsen seni gözlerimin ne kadar çok göresi var! Her oda da bir yalnızlık dört duvarlar sır vermiyor; Ölü müyüm, diri miyim hala akıl sır ermiyor. 26.051996Mehmet Yaş - Şair/Şarkı sözü yazarı Tlf. Ev: 0 368 261 85 84 Cep : 0 530 512 73 76
206
Yaşıyoruz Şükür Anlık nefeslerde, günlük beslenmelerde, Değişen uykularda, ömürlük sevgilerde, Bir düzelen, bir bozulan iklim değişiminde, Yaşıyoruz şükür, yeryüzü hapisanemizde.Aile sevgisi ve birliği içinde serpildik bahçeye, Okulda okuduk, işte çalıştık, hep öğrenmeye, Bir aile kurduk, mutlu olmak ve mutlu etmeye, Yaşıyoruz şükür, ailemiz, işimiz ülke sevgisiyle.Çocuklar yetiştirdik, hala yetiştiriyoruz hayata, Çalışıyoruz işlerimizde, aş, kazanıp paylaşmaya, Adalete ihtiyaç duyarız, kanunlara başvurmaya, Yaşıyoruz şükür, sevgi, iş, ilişkilerde adil olmaya. Hastanelere yolumuz düşer, ziyarete, sağlığa, Çalışma haklarımız, vergilerimiz resmi kayıtlarda, İçte düzene kolluk, dıştakine karşı hep hazırlıkta, Yaşıyoruz şükür, sağlıklı, huzurlu olma haklılığında.Şükür, iyi kötü yanlarıyla, keyif, sıkıcı zamanlarıyla, Yaşıyoruz hayatta, çalışıyoruz varolmayı korumaya, Büyüyüp, gelişmeye, varlıklı, güçlü, herşeye hükme, Yaşıyoruz şükür, ümit, umutlarla yer hapisanemizde.
113
Ölüm Meleği Ölüm meleğim Kanatların ne kadar beyaz Benim bedenim sana yaramaz Git başımdanHem biraz tatil yap istersen Yorgun düşeceksin bir gün İşlerinizi kim yapacak Dinlenin birazBırakın kendimiz seçelim Ölümümüzü Doğal seçilimden Siz karışmayın biraz.
35
Zanaatı Veya Bilgisi Kemikli et Kesmeye yarar Küçük balta. Birlikte çalışan Birkaç aşçının başı. Bir lokanta Veya evde uzay Yemek pişirmekle Görevli kimse. Aşçıbaşı olma durumu, Aşçıbaşının görevi. Aşçı olma durumu. Aşçının görevi. Yemek pişirmes...
35
Sırça Köşk Evimdi sırçadan saray yerine Sancağı burçlara sargın fütûhât Erkenden seherde pazar yerine Koyuldum yoluna, bitmez seyâhat . Felâha meyletmez derin çıkmazım Çürüyüp te düştüm artık olmazım . Kuyusuna saldı güler ağzında Karanlık andırır gün yağızında Gül açar çiçekler buncağızında Nem kapmazsa toprak kurmaz ittihât . Yıllandı benliğim artık yılmazım Cismim mey’e kadeh bir ayılmazım . Güneş; batımını, kırk kez düşünsün Özrü yüzüm suyu neden dokunsun İbrişim ip atkı atkı dokunsun Tezgah sahibesi, sormaz kabahat . Kaçkınlık diyor ki bir utanmazım sıyrılmış boş kınım, bel tanımazım . Şu sinemi yaktı kastın kavurdu Bir nebze endamın kastıkavurdu Esen rüzgarından şahika vurdu Sürgünlere rahmet yetişti heyhat . İnsan bedeninde inanılmazım Yolumu çavdırıp koptum aymazım . Gönlünün hatrına vur acıma vur Olanca gücünle; vur acı’ma vur Olur ya rahmettir kıraçıma gür Yâr kucağında çöl; olur sefâhat . Yoksul’un sırtlarında taşınmazım Yaşlı dehre inat hiç aşınmazım
143
Kan Davası Cahiliyeden Kalma Adet 19 Günümüze uğramış, hain ve kalleşçe iş, Neden çözülememiş, neden gelenekleşmiş? Kültürümüz mü düşük, eğitim mi kısıtlı? Tüm Dünya’da görülür, olsa da tam yasaklı… İnsan ki çok değerli, bu niçin kavranamaz? Yuvalar yıkılırken, Hak mı anlatılamaz? (2013)
42
Atilla, Ömrünün baharında henüz çok gençti, Kalbi sevgi dolu yüzü güleçti, Ebedi alemi ne çabuk seçti. Ateş oldun yüreğime düştün Atilla, Yıldız oldun semadan uçtun Atilla.Açık penceremden,seni gözlerim, Samimi, içten sözün özlerim, Hayalimde hurilerle sözlerim. Ateş oldun yüreğime düştün Atilla, Yıldız oldun semadan uçtun Atilla.Kabrine toprağı atarken kürek, Bu acıya nasıl dayanır yürek? Erenler diyor ki:sanki bir melek. Ateş oldun yüreğime düştün Atilla, Yıldız oldun semadan uçtun Atilla.Kevser ırmağında bir çiçek açtı, Misk gibi kokusun etrafa saçtı, Üzerinde hülleler,başında taçtı. Ateş oldun yüreğime düştün Atilla, Yıldız oldun semadan uçtun Atilla.
90
Göremiyorlar Ölümü yok saymak gibi bir şey değilmi bu Dipdiri bir bedene kar beyaz bir kefen biçmek gibiKurban etmemek için bendeki seni, agızlarından çıkan küstah sözlere. Aptalca bir çırpınışla direm direm direnen mevcudiyetimle varlığımı kimselere teslim etmedim anneBilmeden anne olduğum günden beri, hemde daha ben ana kuzusuyken, mücadele ettim hep şuursuzca yerden yere vuran insanlarla. Tüktük kokusuyla bezenmiş, hosnutsuzlugun agırırlıgını yüklenmis bir hayatta.Evet, ölümü yok saymak gibi diyorum. çünkü ölümün ne olduğunu bilmeyen onlar beni diri diri öldürdüklerin ide göremiyorlar. Göremiyorlar dipdiri bir bedene kar beyaz bir kefen biçtiklerini Göremiyorlar aslında senden mahrum bir benin, ne kadar dik durmaya çalıssada küçücük yüreğimdeki sevgi dilenişlerimi.Göremiyorlar çalesizligin,yanlızlıgın ölüme ne kadar benzediğini
109
Kardeş Sorsun Kardeşini Dünya yalan, insan fani Kardeş sorsun kardeşini Şu dünyada kalan hani? Kardeş görsün kardeşiniHerkes işe güzel baksın Yeşerecek ağaç diksin Tarlaya tohumu eksin Kardeş sarsın kardeşiniAramasın kimse çıkar Bencil duygu bizi yıkar Sular hep argından akar Kardeş dersin kardeşiniÇobanoğlu kardeşim der Sırdaş bilir, yardım eder Hak yolunda doğru gider Kardeş sorsun kardeşini(18.11.2000)
55
Hüzün Sandalı Hüzün yüklü sandalı Küreği dert... Küreği hasret.. Küreği nefret.. Kime dokunsa dibe vurur Hangi yöne çekse Akıntıya kaptırır sandalı.. Damla denizinde yüzdürür Gözyaşı özlem.. Gözyaşı ümit.. Gözyaşı yanlızlık.. Gözden denize akar tuzlar.. Ummanlarda adadır aradığı Okyanusta kaya.. Hayatın rotasında açılır sandal Dalgası yetim.. Dalgası küskün.. Dalgası yutar sonsuzluğun ufkunda...
51
Yeşil Kubbem. Yeşil Kubbem. . Ne zaman mahzun olsam, Çökse dünya mihneti, solsam, Nice olur halim deyû sorsam, Serilir önüme yeşil seccadem.. Serilir gönlüme yemyeşil Kubbem..
26
Yağmur Çöl olan toprağı yeşerten yağmur, Yanan gönülleri söndüren yağmur, Mevsimine uygun yağarsın yağmur, Sen aptal aşıkları ıslatan yağmurBazen sel olursun çevreni de yıkarsın, Damla,damla yağar denizlere dolarsın, Rahmet olur bahçeyi tarlayı da sularsın, Bin bir bereketin kaynağısın sen yağmur. Toprağın vazgeçilmez aşkısın yağmur, Çiftçiyi mutlu edip, yüz güldüren yağmur, Kara bulutların rahmeti gazabı yağmur, Cehennem ateşlerini söndüren yağmurHalil ÇOLAK 12.08.2008 ANKARA
62
Dört ekim On beş ocak söndü Dört ekim sabahı Yirmi üç köpek öldü Dört ekim sabahıKudurdular azdılar Tadımızı bozdular Ciğerimizi yaktılar Dört ekim sabahıNe oldu vurdunuz Vatanımı böldünüz Geberdiniz öldünüz Dört ekim sabahıDöndü ocaklar küle Anaların göz yaşları sele Kıydılar onbeş güle Dört ekim sabahıMezar olsun size dağlar Sizinde ananız ağlar Bu gün ağlamazsa ergeç ağlar Dört ekim sabahı
59
Yılbaşı Geceleri Bu gece beklemedim on ikiyi Ne anlamı var ki yeni veya eski Yıllar, uğrunda yaşanacak Birileri varsa kıymetli Ben ki karanlıklar içinde Karanlık bir serseri Doğmadan batırmışım güneşlerimi Çocukluğumda kaldı Portakal kokan yılbaşı geceleri
36
Beyit-1 Gönül, varlık dağında bir kuş, yandıkça büyür; Kevni öpüş, âlemi zülüf sandıkça büyür.
14
Hey Sen Gök kuşağı olmak istermiydin? Gökyüzü ile yeryüzü arasındaki, O ahengi bulan renk cünbüşü gibi. Yoksa kasırgamı olmak isterdin? Gökyüzü ile yeryüzü arasındaki bir çıban gibi. Hey sen yağmur olmak istermiydin? Gökyüzünden yeryüzüne düşen bereket senbolü gibi. Yoksa şimşekmi olmak isterdin? Gökyüzünden yeryüzüne düşen bir karabasan gibi. Sahi kar olmak istermiydin? Gökyüzünden yeryüzüne düşen mutluluk timsali. Yoksa hortummu olmak isterdin? Gökyüzündenelini dünyaya uzatan Bütün düzeni bozan yaramaz bir çocuk gibİ. Evet sen neolmak isterdin?
75
Kutsal Görüntü İnsaf, Merhamet, Barış ve Aşk için Dua eder insan başı dardayken, Verdiği bu güzel nimetler için Tanrıya teşekkürlerini sunar. İnsaf, Merhamet, Barış ve de Aşk Tanrımızın, babamızın adıdır. İnsaf, Merhamet, Barış ve de Aşk İnsandır, O'nun çocuğu, tasasıdır. İnsaf insanın yüreğindedir, Merhamet ise kişinin yüzüdür, Aşk insanın kutsal suretidir, Barış ise giydiği giysidir. Yani insan nerde olursa olsun, Dua eder başı derde girince, Dua eder kutsal suretine insanın İnsafa, Merhamete, Barışa ve Aşka. Bu kutsal sureti sevmeli herkes, Dinsiz de olsa, Yahudi de, Türk de İnsaf, Merhamet, Barış ve Aşk vardır Tanrının olduğu her yerde.
97
Aşkımız Sevgilim hatirlarmisin askimizi Neler anlatirdi dünyaya Sevdani yildizlara asmistin Gecelerde toplardim onlari dirhem dirhem Hatirlarmisin askimizi Karanlikta korkan insana isik olacak Askimiz dolunay Ölümlere çaredir Askimiz abi hayat Yalniz bir dagcinin sevinci Askimiz kardelen çiçegi Kisaca sevgilim Askimiz Efsane olacak Sevgimiz sonsuzluk, sonsuzluk sevgimiz olacak ...
47
Can Bedene Mülk Olmaz Allah'ın kesin hükmü; her can tadacak onu Can bedene mülk değil,Hak'ka ulaşır sonu Ölüm; ölmemek üzere,yen baştan dirilmek Vuslat sırrında; ölümü doğum günü bilmek
28
Gider Yar yarden ayrilsa vefasi gider Ev eger bo? olsa sefasi gider bo? kaldi cennetin insani yoktur üzülse umutlar senasi gider
21
Cennet vatan! Sen cenneti bilirmisin? cennet bize gerçek vatan, Kevser suyun içermisin, Odur cana canlar katan.Tuba ağacı sallanır, Mü'min cennette allanır, Arı misali ballanır, Tuba sana canlar kurban.Hakkın rızası bu cennet, kafirler getirir cinnet, Mümin hakka eder minnet, Olur cennet'te bir sultan,
42
Elbet Şehidim Çanakkale geçilmez dedin geçemediler Göğsündeki imanla boğdun elbet şehidim Bu mukaddes vatana kefen biçemediler Sen ölmedin yeniden doğdun elbet şehidimAdım adım yaklaştı toprağıma kefere Boğazı geçmek için çıkmış güya sefere Gücü yetmez bilmez mi senin gibi nefere Ateş olup üstüne yağdın elbet şehidimDünyayı dar eyledin anzağa ingilize İmanınla getirdin azgın düşmanı dize Aslan gibi kükredin sürgün ettin denize Önlerinde aşılmaz dağdın elbet şehidimCennette yerin hazır peygamber gölgesinde Sahabe evliyalar veliler bölgesinde Allah için can veren şehitler ülkesinde Mis kokulu gülistan bağdın elbet şehidimLatif sana imrenir kolunda fer olaydım O tertemiz alnında damlayan ter olaydım Şahadet getirdiğin düştüğün yer olaydım Gönlüme hasretini yığdın elbet şehidim18 MART 2006 SAAT: 08:00
110
Tutku değildi Hayallerimin yıkıldığı gün kan yağıyordu gök yüzüne Şiirler yazarken okyanuslar kurudu kağıt üstünde Dost doğru yollar vardı umutla giden sevgiliye Sevildiğimi sandığımda ağlatan vardı Bursa yeşilindeSesini duyupta güldüm gecenin zifiri karanlığında Bir akşam vakti seyrine hayran kaldım marurluğuna Endamınla ruhum uçarken meleklerin kanadında Sana duygularım tutku değildi akan göz yaşlarımda
52
Bebek Günaydın bebek Aç mısın Aglama dayanamamAglama dayanamam Düsün hoş vakitlerini Aglama dayanamamCanım bebegim Aglama dayanamam
16
Siyah Beyaz Fotoğraflar Albümlerde üçer beşer Siyah beyaz fotoğraflar Derince bir yara deşer Siyah beyaz fotoğraflarAlır götürür dünlere Acı tatlı bir günlere İz bırakır gönüllere Siyah beyaz fotoğraflarÇok bilirler söylemezler Ağlar ise gülemezler Çağırsanız gelemezler Siyah beyaz fotoğraflarGüzel yüzler tatlı diller Küçük büyük güzel eller Kimi ağlar kimi güler Siyahbeyaz fotoğraflarKimler geldi kimler geçti Zaman tırpan gibi biçti Yüreğime yara açtı Siyah beyaz fotoğraflarKulfani bir resim aldı Aldı hülyalara daldı Geçmişten bir anı kaldı Siyah beyaz fotoğraflarÜnyeli Kulfani
78
Güzellik bu sabah serinliğinde ne gün etkiliyor ne de doğacak güneş güzellik var ya gülüm güzellik oyuna çağırır sevgileri paylaşımları tüketir yavaş yavaş delirtir insanı da yaşamın tadını bilmeden boşuna çalıştırılırken ve güzellik dururken karşıda hey gidi özgürlük... neden boynunu bükmüşsün yoksa güzellik seninde mi başına bela duymuşsun duymuşsun geliyorlar... 1.10.85.Reyhanlı
51
Renklerin dili pembeye deriz ya gönlüm sende, ama bir de moru sorun bize. etrafa saçıl lütfen yeşil. seninle ferahlar tüm il. gök rengi maviye ne demeli seni her zaman semeli. zafer rengidir sarı aydınlatır etrafı. işte ateş rengi kırmızı bordonun en büyük kızı. ve iç rahatlatan turuncu seni unutmak olur mu? renklerin hepsi ayrı ayrı anlamlıyken hayatı renkleriyle yaşayalım lütfen.
60
Civânlığını Bâkî Kılan Nefer türkü söylemeye vaktimiz olmadı bizim ma'şûkunu arayan pervâne böceğinin ışığın etrafında dönerken yandığı gibi vatan dedik gündüz ufkuna döküldü gençliğimizin geçtiği gecelerbenzimiz soldu ümîdimiz solmadı bizim gönlümüzde yeşeren peygamber çiçeğinin taştan örülmüş çöllerde susuz kalmadı dibi îmân dedik ebede giderken güldü civânlığını bâkî kılan nefer
49
Boynu Altına Kalsın Evini değerinden fazla kiraya veren Kötü ev sahibinin boynu altına kalsın Olur olmaz her yerde kiracısını yeren Kötü ev sahibinin boynu altına kalsın *** Ekonomik krizde kiraya artış yapan Üç kuruş para için saygınlığından sapan Manevi güçten yoksun hep maddiyata tapan Kötü ev sahibinin boynu altına kalsın *** Kiracıyı hor görüp yoldan çıkmışa sözüm Her ocakta küllenir yandıkça benim közüm İyiye lafım yoktur kötüyü ezer özüm Kötü ev sahibinin boynu altına kalsın *** Olur olmaz zamanda kiracıya çık diyen Darda kalan insanın zor halini bilmeyen Helal haram demeyip kişi hakkını yiyen Kötü ev sahibinin boynu altına kalsın *** Ruhinin dili yandı kötü ev sahibinden Unutmaz çektiğini ölsede kederinden Hiçbir zaman affetmez oynasa yer yerinden İyiye sözü olmaz kötü şeytandan bulsun 16.08.2009/OLTU
124
Kimseler Görmesin GİDECEKSEN..gel de kendi ellerinle öldür,kimseler ardından yas tuttuğumu bilmesin,siyahlar için de görmesinler beni,SENSİZ.. yuvasız kuşlar gibi olurum,bir köşede sızmış halde bulmasınlar beni,SENSİZ..yıkık harabeden beter olurum,dosta düşmana karşı aciz halimde gösterme beni,SENİNLE.. hep cennet bahçesindeydim,yokluğunda viran bağlarda solmuş görmesinler beni,BEN..sensiz zaten ölürüm,yaşadığıma pişman etme beni...
46
Sendemi Bana gönül pencereni açıyorsun, Cilvelenip de kaçıyorsun, Etrafa neşe saçıyorsun, Kız sende mi sevdin yoksa…………………………………. ………………………………. ………………………………. ……………………………….
19
Bitimsiz Güzellik Doğsun Saygı ile ulaşalım hedefe, Herkes gıpta ile baksın bizlere. Gönüllerde umut, sevinç biriksin, Bitimsiz güzellik doğsun yüzlere…Durdu ŞAHİN
21
Git Başımdan Yalnızlık sen attığım sopayı geri getiren bir köpek gibisin, oysa ben senden kurtulmak istiyorum anlamıyor musun?
18
Düş Akşamı Hüzünlerimi geçmişte bırakarak Bu gece aşk yumağı içinde Düşlerinin en güzel yerine Sana doğal, sana yakın ve senin için Benden kopamayacağın en yakın mesafede Çiçeğim nameleri duyulan, o müzik eşliğinde Bizi bütünleştiren bu düş akşamında Geceye kilit vuran, mühürlediğim dudakların Senin çiçeğim olduğunu her fısıldayışında Çoşku seline kapılan duygularımda Yenilenmiş ve geceye kucak açarak Bu düş akşamında sana geldim
61
Doğdum yaşadım öleceğim Doğdum yaşadım öleceğimGüzel be bu hayat Doğdum yaşadım öleceğim Hayat nedir diye bana sor "Gül" derim açar ve solar Dünyaya iki kapılı han dediler Olsun dedimBir ağaca çıktım yedim ham erik Yaş altmış oldu Acısıyla -tatlısıyla güzel hayat "Güle "benziyor oHayat verilmiş bana Tapusu bende değil Olsun Güzel be bu hayatHayat ölür aşktır tabip Gönlüne hayat ver ey hayat Aşk ölünce ölen hayat Acısıyla -tatlısıyla Yine de güzelsin hayatHayat nedir diye bana sor Hayata yakamdan düş dediğim de oldu Hayat sanal,rüya veya düş dediğimde oldu Uçacak bir gün bu kuş dediğim de oldu Hayat kavga hayat savaş dediğim de oldu Yine de güzel hayatHayat nedir diye bana sor Hayata okul dediler okudum Gül halı dediler dokudum Hayat yılan dediler yıldım Sevgilimin eli değse ayıldım Düştüm kalktım bayıldım Yine de güzel hayatHayat nedir diye bana sor Hayat kavgadır dediler Kavga ettik Zalimle kavga değilse Şefkati bayraklaştırmak değilse Neye yarar o hayat...dediler Çürüğüyle -çarığıyla Yine de güzel hayatHayat nedir diye bana sor Hayat pazar yeri dediler Ne alınır ne satılırsa aldık sattık İhtiyarladık Ömrün bu diliminde Diken oldu döşek yastık Yine de güzel hayatHayat nedir diye bana sor İnsan ihtiyarlayınca Rüzğarda savruluyor hayat Ne güzel geçmişti hayatımın çocukluk dilimi... Kışıyla yazıyla Yine de güzel hayatHayat nedir diye bana sor Hayat bizden daha tilki Eskiyor dil eskiyor zikri Gece gündüz gece gündüz Hayat çokça bir akbabadır Zararıyla -faydasıyla Yine de güzel hayatHayat nedir diye bana sor Allah bana bin kere hayat verse Ben yine senin adını yazacağım Sensizlik ölüm diye yazacağım annem...dedim Allah aşkının kapısı anne aşkı... Unuıttum bütün aşkı Yine de güzel hayatHayat nedir diye bana sor Sen öldünya anne Hep sorguluyorum hayatı Sen yoksun ya annem Senden kıymetli ne verdi bana bu hayat Sonunda sensizliği de verdi bu hayat Yine de güzel hayatHayat nedir diye bana sor Suda yıkanan çamaşırlar gibi İnsanlar eskiyor yaşarken hayatı Ölüme koşalım diye vermiş veren Hayat denilen atı Yine de güzel hayat
319
Güz Düşünceleri Bu sabah gökyüzü daha bir yorgun, Daha bir dumanlı, Daha bir derin! Şu anda, omzumdan tanıdık bir el, Tutup silkelese şöyle bir güzel, Kurtulsam yükünden düşüncelerin! ..
29
Sadakat Asla Bulunmaz Paranın açtığı kalbin kapısı, O kalbin bozuktur bil ki yapısı, Kimde para çoksa onda tapusu, Bu kalpte sadakat asla bulunmaz
23
Ağaç Bir ağaç dikelim toprağa Toprak bilir kıymetini Besler onu toprak Ana Anne gibi, anne misaliBir ağaç dikelim toprağa Hava bilir kıymetini Bakar ona bulut Ana Rahmet olur, rahmet misali Bir ağaç dikelim toprağa İnsan bilir kıymetini Korur onu bakar ona Canı gibi, canı misaliBir ağaç dikelim toprağa Dikerken bilelim kıymetini Örnek olalım çocuklara Örnek ana – baba gibi
59
Mavi kirli Mavi kirlidir, öldürür meczûbunu şehrin Soldurur hayalleri, saçakları bozar Savrulur kırlangıçlar kapkara göğün altında Çıkıp gider şapkalı kız aldatılmış olarak masalından...Mavi kirlidir... Ve sanmayın bu bize âit bir kader! Kederleniriz mahsur kalınca aynalarda Mavi sabah, mavi deniz, mavi düş filan yok böyle şeyler! Üstelik, ne kılıcımız var ne de heybemiz! Mavi kirlidir... ihanetin uçurumunda Arsız bir titreme gibi Yapışır kalır tenimize!
63
Anneme Yine sessiz bir gecenin başlangıcıydı, Hüzünlerin start vermesi Çıkmıştık yola sen yorgun ve hasta Ankara ilk kez başkent olmanın dışında Başka bir havayla karşılıyordu sanki. Ankara"daydık,ihtişamlı binalar,yoğun trafik Resmi ve gayri resmi herkesin Ciddi takıldığı kocaman bir kent. Nedense hiç bir anlamı yoktu bunların Sen hasta ben bitkin ve yorgun Senin yorgun inip kalkan gözkapakların Anlamsızlaştırıyordu herşeyi, Hatta araçaların havalı kornaları Vızıltı gibi esiyordu kulaklarımda. Şairin dediğinin tersine Ankara"yı duymuyor ve görmüyordum Gözlerim açık.
75
İsmin kulağımda hatıra İsmin kulağımda hatıra…Hep gözlerimde saklı bahçem sin Gülde leylakta karanfilde sensin O güzel ten kokun mest eder beni Gözümde elimde gönlümde sensin…Boşluğun bir cehennem varlığın cennet Sevginle ummanım sevmezsen bir çöl Dağların sisli zirvesinde uçan bir kartal Seni görmesem nefes alamam, ölürüm inan…Hayal perdem senle açılır, kahramanım olursun Gördüğümde hep seni, gözlerim çalar yüreğime Ruhumda var olan sevgin büyür içimde, dağ olur Sesini duymasam, sağır oldum sanıp suskunlaşırım…Öyle bir yanımsın ki; dört bir yanım sensin san ki, Olmazsan olmazımsın, varlığımsın sen inan, Dalgalar vurdukça kayalara, ismin seker sularda, Ellerimde tutarım boşluğunu, ismin kulağımda hatıra… Oktay ÇEKAL 27.05.2013-22.57
100
Otobiyoğrafi Misali Makamına uymamış bir şarkı yükseliyor ajanstan Sene bin dokuz yüz seksen iki Diyorlarki artık tüm şarkılar makamsız çalınacak Ve sürecek artarak bu çarpıklıklar Bundan sonra doğacak her şey için İşte ben böyle bir senede doğmuşumGenç olan her şey hızla ihtiyarlamakta Sene bin dokuz yüz doksan üç Ben bu senelerde daha çocukmuşum Çünkü büyükler zararlı sayılıp yakılmakta Bense yanmamış daha da büyümüşümSevmenin vakti gelir artık, unutulmaz ilk aşkların Sene bin dokuz yüz doksan beş Süresi hiç bu kadar uzun olmadı akşamların Sağı-solu, okulu ve aşk öğrenmek birden bir arada Ve hatta 'hemen şimdi' diye tercihe zorlayan bir ülkede yaşamak Çocuk iken acilen ihtiyarlamakmış gençliği yaşamadanDevir çok teknolojik; piyasalar ve sofralar elektronik Sene yirmi asırdan sonra bir Halk vurgun yemiş, suçlu ve sefil Aç geziyor sokakta Ankara, İstanbul ve İzmir Ben turizmi öğrenmekteyim Isparta' da canla başla... Bir dolara; bir yemeği, bir denizi ve bir ülkeyi satmak için...İnsan sevilmediği yerde duramaz sevse de kovulur Sene yirmi asırdan sonra üç Burası Maraş yetmiş sekizden sonra destanlar yazdırmış Kalesi de var bize gülizarmış düşmana mezar Düşman bankasından geçilmiyor, düşman barkından, düşman parasından Düşman biz miyiz yoksa ki Maraş' ta biziz aç, sefil ve mezar olan
193