mrbesher/tr-paraphrase-tatoeba · Datasets at Hugging Face

src stringlengths 13 47	tgt stringlengths 11 64
Çocuklar dışarıda karda oynuyorlar.	Çocuklar karda oynuyor.
Hikayeyi bize baştan sona anlat.	Hikayeyi baştan sona anlat.
Para biriktirmeye başlamam gerekiyor.	Para biriktirmeye başlamalıyım.
Tom bir bağış toplama etkinliği düzenliyor.	Tom bir bağış etkinliği düzenliyor.
Şu, oğlu hasta olan kadın.	Bu, oğlu hasta olan kadın.
Biz her pazar kiliseye gittik.	Her pazar kiliseye giderdik.
Tom yemek pişirmede oldukça kötüdür.	Tom yemek pişirmede çok kötü.
Sami bütün kasetleri teslim etti.	Sami tüm kasetleri teslim etti.
Fadil ve Dania bir ilişki başlattı.	Fadil ve Dania bir ilişkiye başladılar.
Yakınlarda herhangi bir banka var mı?	Yakınlarda banka var mı?
Birlikte buz patenine gittiler.	Birlikte buz pateni yapmaya gittiler.
Ben bir aziz değilim.	Ben aziz değilim.
Tom bana bir çocuk gibi davranıyordu.	Tom bana çocukmuşum gibi davrandı.
Tom bize korkmamamızı söyledi.	Tom korkmamamızı söyledi.
Genellikle okula bisikletle giderler.	Genelde okula bisikletle giderler.
Tom bir kız arkadaşı bulmuş gibi görünüyor.	Tom bir kız arkadaş bulmuş gibi görünüyor.
Tom hâlâ yüzüyor, değil mi?	Tom hala yüzüyor, değil mi?
Biz onu bir asistan olarak onu işe aldık.	Onu asistan olarak işe aldık.
Çocuk gibi davranma lütfen.	Lütfen çocuk gibi davranma.
Estonya'da asgari ücret nedir?	Estonya'da asgari ücret ne kadar?
Tom Mary'yi kurtarmaya çalıştı.	Tom Mary'i kurtarmaya çalıştı.
Tom'un karısı boşanma davası açtı.	Tom'un karısı boşanma davası açmış.
Bu yemeği ben kendim yaptım.	Bu yemeği kendim yaptım.
Dün Christine'le tanıştım.	Christine'le dün tanıştım.
Sami asla çocuk sahibi olmak istemiyordu.	Sami asla çocuk sahibi olmak istemedi.
Bu ilaç seni o hastalıktan kurtaracak.	Bu ilaç seni bu hastalıktan kurtaracak.
Tom Mary ile birlikte dünyayı dolaştı.	Tom Mary ile dünyayı dolaştı.
Ona bir toplantıda olduğumu söyle.	Ona toplantıda olduğumu söyle.
Ben bir çocuk değilim.	Ben çocuk değilim.
Tom hâlâ bekar mı?	Tom hala bekar mı?
Mary bir balık yakaladığında Tom şaşırdı.	Mary balık yakaladığında Tom çok şaşırdı.
Tom yeni bir araba almak istediğini söylüyor.	Tom yeni bir araba almak istediğini söyledi.
Bir iş bulmanı öneriyorum.	Sana bir iş bulmanı öneririm.
Hiç Fransızca konuşma yaptın mı?	Hiç Fransızca bir konuşma yaptın mı?
Tom'un sırtında bir yılan dövmesi var.	Tom'un sırtında yılan dövmesi var.
Tom bugün yeni bir bisiklet satın alacak.	Tom bugün yeni bir bisiklet alacak.
Neden kendine bunu yapıyorsun?	Bunu kendine neden yapıyorsun?
Biz genellikle ona Toshi deriz.	Ona genelde Toshi deriz.
O kadar yıl içinde üç kitap yazdı.	Bunca yıl içinde üç kitap yazdı.
Çoğu Japon en az günde bir kez pirinç yer.	Çoğu Japon günde en az bir kez pirinç yer.
Boston'da eski bir arkadaşımla karşılaştım.	Boston'da eski bir arkadaşımla tanıştım.
Arkadaşlarım benim doğum günümü kutladılar.	Arkadaşlarım doğum günümü kutladı.
Eve bir pizza getiriyorum.	Eve pizza getiriyorum.
Onun evine giden yolu bana söyler misin?	Bana onun evine giden yolu söyler misin?
İnekler bize süt, tavuklar da yumurta verir.	İnekler bize süt, tavuk, yumurta verir.
O hem İngilizce hem de Almanca konuşabilir.	Hem İngilizce hem de Almanca konuşabiliyor.
Beni ziyaret etmeye gelmeyecek misin?	Beni ziyarete gelmeyecek misin?
Tüm öğrenciler ücretsiz kabul edilir.	Tüm öğrenciler ücretsiz kabul edildi.
Tom geçen yıldan beri kilo aldı.	Tom geçen yıldan beri kilo alıyor.
Tom Mary'nin kazanacağını düşündü.	Tom, Mary'nin kazanacağını düşünüyordu.
Tom çok daha fazla kalmayacak.	Tom fazla kalmayacak.
Gerçekten yapmak istediğim biraz uyumak.	Gerçekten yapmak istediğim şey biraz uyumak.
Tom Mary'ye hastaneye gitmesini söyledi.	Tom, Mary'e hastaneye gitmesini söyledi.
Sana geç kalmış mutlu bir doğum günü diliyorum.	Sana geç kalmış bir doğum günü diliyorum.
Tom olağanüstü biçimde bencil.	Tom olağanüstü derecede bencil.
Burası oynamayı sevdiğimiz yer.	Oynamayı sevdiğimiz yer burası.
Kamp yeri tamamen terk edilmişti.	Kamp alanı tamamen terk edilmişti.
Tom ağlamaya başladığında ben de ağladım.	Tom ağlamaya başladığında ben de ağlamıştım.
Öğle yemeği yemek için vaktim yok.	Öğle yemeği için vaktim yok.
Tom ve Mary hakkında biliyorum.	Tom ve Mary'i biliyorum.
Tom da bir taksi şoförüydü.	Tom aynı zamanda taksi şoförüydü.
Tom kruvasan satın aldı.	Tom kruvasan aldı.
Geçen yaz epeyce yağmur yağdı.	Geçen yaz çok yağmur yağdı.
İşe gidecek kadar iyi olduğundan emin misin?	İşe gidecek kadar iyi olduğuna emin misin?
Gökkuşağı doğal bir olaydır.	Gökkuşağı doğal bir fenomendir.
Okul Festivali için bir kız gibi giyindim.	Okul festivali için kız gibi giyindim.
Tom burada haftada bir öğle yemeği yer.	Tom haftada bir öğle yemeğini burada yer.
İlk adın nasıl telaffuz edilir?	İlk adın nasıl telaffuz ediliyor?
Bu eğlencenin bir parçası.	Bu da eğlencenin bir parçası.
Tom, Dünya Kupası finalini seyrediyor.	Tom Dünya Kupası Finali'ni izliyor.
Bu çok fazla zaman alıyor.	Bu çok zaman alıyor.
Ramazan Kuran'ın ayıdır.	Ramazan, Kur'an ayıdır.
Tom kendini evindeymiş gibi hissetti.	Tom kendini evinde hissetti.
Sami asla yalnız yürümedi.	Sami hiç yalnız yürümedi.
Bizimle yemek yemek ister misin?	Bizimle yemek ister misin?
Bir kadına kaç yaşında olduğunu sormamalısın.	Bir kadına kaç yaşında olduğunu asla sormamalısın.
Esperanto uluslararası planlanmış bir dildir.	Esperanto uluslararası planlı bir dildir.
Annem TV izlemeyi sevmez.	Annem televizyon izlemeyi sevmez.
Yemek hayattaki büyük zevklerden biridir.	Yemek hayattaki en büyük zevklerden biridir.
Tom bunun bekleneceğini söyledi.	Tom bunun bekleneceğini söylemişti.
Kimse kitap çaldığımı görmedi.	Kitabı çaldığımı kimse görmedi.
İki kez Boston'a gittim.	Boston'a iki kez gittim.
Helga bir İsveçli adıdır.	Helga bir İsveç ismidir.
Dil, insan düşüncesinin bir aracıdır.	Dil insan düşüncesinin aracıdır.
Mary gözlerini önlüğüyle sildi.	Mary önlüğüyle gözlerini sildi.
Tom bana özel hissettiriyor.	Tom beni özel hissettiriyor.
Tom harika bir iş yapacak.	Tom harika bir iş çıkaracak.
İşte bir bardak su.	Bu bir bardak su.
Tom ve Mary birlikte bir fincan kahve içti.	Tom ve Mary birlikte kahve içtiler.
Bu müstehcen bir sitedir.	Burası müstehcen bir site.
Sanırım o bir gün olacak.	Sanırım bir gün olacak.
Tom Noel için tam zamanında geri gelecek.	Tom Noel için tam zamanında dönecek.
Web sitemi neden kimse ziyaret etmiyor?	Neden kimse web sitemi ziyaret etmiyor?
Tom seni almak için geliyor.	Tom seni almaya geliyor.
Büyük bir siyah köpeğim var.	Büyük siyah bir köpeğim var.
Çocuklar görülmelidir ve duyulmamalıdır.	Çocuklar görülmeli ve duyulmamalı.
Hepimiz Tom'dan bir şey öğrenebiliriz.	Hepimiz Tom'dan bir şeyler öğrenebiliriz.
Tom hâlâ Fransızca bilmiyor.	Tom hala Fransızca bilmiyor.
Tom Mary'nin geç kalacağını düşünüyordu.	Tom, Mary'nin geç kalacağını düşündü.
Neden bunu ona söylemedin?	Bunu ona neden söylemedin?

Çocuklar dışarıda karda oynuyorlar.

Çocuklar karda oynuyor.

Hikayeyi bize baştan sona anlat.

Hikayeyi baştan sona anlat.

Para biriktirmeye başlamam gerekiyor.

Para biriktirmeye başlamalıyım.

Tom bir bağış toplama etkinliği düzenliyor.

Tom bir bağış etkinliği düzenliyor.

Şu, oğlu hasta olan kadın.

Bu, oğlu hasta olan kadın.

Biz her pazar kiliseye gittik.

Her pazar kiliseye giderdik.

Tom yemek pişirmede oldukça kötüdür.

Tom yemek pişirmede çok kötü.

Sami bütün kasetleri teslim etti.

Sami tüm kasetleri teslim etti.

Fadil ve Dania bir ilişki başlattı.

Fadil ve Dania bir ilişkiye başladılar.

Yakınlarda herhangi bir banka var mı?

Yakınlarda banka var mı?

Birlikte buz patenine gittiler.

Birlikte buz pateni yapmaya gittiler.

Ben bir aziz değilim.

Ben aziz değilim.

Tom bana bir çocuk gibi davranıyordu.

Tom bana çocukmuşum gibi davrandı.

Tom bize korkmamamızı söyledi.

Tom korkmamamızı söyledi.

Genellikle okula bisikletle giderler.

Genelde okula bisikletle giderler.

Tom bir kız arkadaşı bulmuş gibi görünüyor.

Tom bir kız arkadaş bulmuş gibi görünüyor.

Tom hâlâ yüzüyor, değil mi?

Tom hala yüzüyor, değil mi?

Biz onu bir asistan olarak onu işe aldık.

Onu asistan olarak işe aldık.

Çocuk gibi davranma lütfen.

Lütfen çocuk gibi davranma.

Estonya'da asgari ücret nedir?

Estonya'da asgari ücret ne kadar?

Tom Mary'yi kurtarmaya çalıştı.

Tom Mary'i kurtarmaya çalıştı.

Tom'un karısı boşanma davası açtı.

Tom'un karısı boşanma davası açmış.

Bu yemeği ben kendim yaptım.

Bu yemeği kendim yaptım.

Dün Christine'le tanıştım.

Christine'le dün tanıştım.

Sami asla çocuk sahibi olmak istemiyordu.

Sami asla çocuk sahibi olmak istemedi.

Bu ilaç seni o hastalıktan kurtaracak.

Bu ilaç seni bu hastalıktan kurtaracak.

Tom Mary ile birlikte dünyayı dolaştı.

Tom Mary ile dünyayı dolaştı.

Ona bir toplantıda olduğumu söyle.

Ona toplantıda olduğumu söyle.

Ben bir çocuk değilim.

Ben çocuk değilim.

Tom hâlâ bekar mı?

Tom hala bekar mı?

Mary bir balık yakaladığında Tom şaşırdı.

Mary balık yakaladığında Tom çok şaşırdı.

Tom yeni bir araba almak istediğini söylüyor.

Tom yeni bir araba almak istediğini söyledi.

Bir iş bulmanı öneriyorum.

Sana bir iş bulmanı öneririm.

Hiç Fransızca konuşma yaptın mı?

Hiç Fransızca bir konuşma yaptın mı?

Tom'un sırtında bir yılan dövmesi var.

Tom'un sırtında yılan dövmesi var.

Tom bugün yeni bir bisiklet satın alacak.

Tom bugün yeni bir bisiklet alacak.

Neden kendine bunu yapıyorsun?

Bunu kendine neden yapıyorsun?

Biz genellikle ona Toshi deriz.

Ona genelde Toshi deriz.

O kadar yıl içinde üç kitap yazdı.

Bunca yıl içinde üç kitap yazdı.

Çoğu Japon en az günde bir kez pirinç yer.

Çoğu Japon günde en az bir kez pirinç yer.

Boston'da eski bir arkadaşımla karşılaştım.

Boston'da eski bir arkadaşımla tanıştım.

Arkadaşlarım benim doğum günümü kutladılar.

Arkadaşlarım doğum günümü kutladı.

Eve bir pizza getiriyorum.

Eve pizza getiriyorum.

Onun evine giden yolu bana söyler misin?

Bana onun evine giden yolu söyler misin?

İnekler bize süt, tavuklar da yumurta verir.

İnekler bize süt, tavuk, yumurta verir.

O hem İngilizce hem de Almanca konuşabilir.

Hem İngilizce hem de Almanca konuşabiliyor.

Beni ziyaret etmeye gelmeyecek misin?

Beni ziyarete gelmeyecek misin?

Tüm öğrenciler ücretsiz kabul edilir.

Tüm öğrenciler ücretsiz kabul edildi.

Tom geçen yıldan beri kilo aldı.

Tom geçen yıldan beri kilo alıyor.

Tom Mary'nin kazanacağını düşündü.

Tom, Mary'nin kazanacağını düşünüyordu.

Tom çok daha fazla kalmayacak.

Tom fazla kalmayacak.

Gerçekten yapmak istediğim biraz uyumak.

Gerçekten yapmak istediğim şey biraz uyumak.

Tom Mary'ye hastaneye gitmesini söyledi.

Tom, Mary'e hastaneye gitmesini söyledi.

Sana geç kalmış mutlu bir doğum günü diliyorum.

Sana geç kalmış bir doğum günü diliyorum.

Tom olağanüstü biçimde bencil.

Tom olağanüstü derecede bencil.

Burası oynamayı sevdiğimiz yer.

Oynamayı sevdiğimiz yer burası.

Kamp yeri tamamen terk edilmişti.

Kamp alanı tamamen terk edilmişti.

Tom ağlamaya başladığında ben de ağladım.

Tom ağlamaya başladığında ben de ağlamıştım.

Öğle yemeği yemek için vaktim yok.

Öğle yemeği için vaktim yok.

Tom ve Mary hakkında biliyorum.

Tom ve Mary'i biliyorum.

Tom da bir taksi şoförüydü.

Tom aynı zamanda taksi şoförüydü.

Tom kruvasan satın aldı.

Tom kruvasan aldı.

Geçen yaz epeyce yağmur yağdı.

Geçen yaz çok yağmur yağdı.

İşe gidecek kadar iyi olduğundan emin misin?

İşe gidecek kadar iyi olduğuna emin misin?

Gökkuşağı doğal bir olaydır.

Gökkuşağı doğal bir fenomendir.

Okul Festivali için bir kız gibi giyindim.

Okul festivali için kız gibi giyindim.

Tom burada haftada bir öğle yemeği yer.

Tom haftada bir öğle yemeğini burada yer.

İlk adın nasıl telaffuz edilir?

İlk adın nasıl telaffuz ediliyor?

Bu eğlencenin bir parçası.

Bu da eğlencenin bir parçası.

Tom, Dünya Kupası finalini seyrediyor.

Tom Dünya Kupası Finali'ni izliyor.

Bu çok fazla zaman alıyor.

Bu çok zaman alıyor.

Ramazan Kuran'ın ayıdır.

Ramazan, Kur'an ayıdır.

Tom kendini evindeymiş gibi hissetti.

Tom kendini evinde hissetti.

Sami asla yalnız yürümedi.

Sami hiç yalnız yürümedi.

Bizimle yemek yemek ister misin?

Bizimle yemek ister misin?

Bir kadına kaç yaşında olduğunu sormamalısın.

Bir kadına kaç yaşında olduğunu asla sormamalısın.

Esperanto uluslararası planlanmış bir dildir.

Esperanto uluslararası planlı bir dildir.

Annem TV izlemeyi sevmez.

Annem televizyon izlemeyi sevmez.

Yemek hayattaki büyük zevklerden biridir.

Yemek hayattaki en büyük zevklerden biridir.

Tom bunun bekleneceğini söyledi.

Tom bunun bekleneceğini söylemişti.

Kimse kitap çaldığımı görmedi.

Kitabı çaldığımı kimse görmedi.

İki kez Boston'a gittim.

Boston'a iki kez gittim.

Helga bir İsveçli adıdır.

Helga bir İsveç ismidir.

Dil, insan düşüncesinin bir aracıdır.

Dil insan düşüncesinin aracıdır.

Mary gözlerini önlüğüyle sildi.

Mary önlüğüyle gözlerini sildi.

Tom bana özel hissettiriyor.

Tom beni özel hissettiriyor.

Tom harika bir iş yapacak.

Tom harika bir iş çıkaracak.

İşte bir bardak su.

Bu bir bardak su.

Tom ve Mary birlikte bir fincan kahve içti.

Tom ve Mary birlikte kahve içtiler.

Bu müstehcen bir sitedir.

Burası müstehcen bir site.

Sanırım o bir gün olacak.

Sanırım bir gün olacak.

Tom Noel için tam zamanında geri gelecek.

Tom Noel için tam zamanında dönecek.

Web sitemi neden kimse ziyaret etmiyor?

Neden kimse web sitemi ziyaret etmiyor?

Tom seni almak için geliyor.

Tom seni almaya geliyor.

Büyük bir siyah köpeğim var.

Büyük siyah bir köpeğim var.

Çocuklar görülmelidir ve duyulmamalıdır.

Çocuklar görülmeli ve duyulmamalı.

Hepimiz Tom'dan bir şey öğrenebiliriz.

Hepimiz Tom'dan bir şeyler öğrenebiliriz.

Tom hâlâ Fransızca bilmiyor.

Tom hala Fransızca bilmiyor.

Tom Mary'nin geç kalacağını düşünüyordu.

Tom, Mary'nin geç kalacağını düşündü.

Neden bunu ona söylemedin?

Bunu ona neden söylemedin?