file_name
stringlengths 10
17
| text
stringlengths 739
42.9k
|
---|---|
2024_8041.pdf | 9. Hukuk Dairesi 2024/8041E. , 2024/10495K.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1773 E., 2024/452 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : İskenderun 1. İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/543 E., 2021/226K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın
kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile
İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen
kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer
usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde alt işveren Şirketler nezdinde
çalışmaktayken 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) ile kadroya
geçirildiğini ve hâlen davalıya ait işyerinde kadrolu işçi olarak çalışmaya devam ettiğini, davacı ile davalı
Bakanlık arasında, davacın kadroya geçişi sırasında imzalanan bireysel iş sözleşmesinin 9 uncu maddesinde,
ücretinin brüt asgari ücretin 9660 oranında fazlası olarak belirlendiğini; ancak davalı Kurumun 01.01.2019
tarihinden itibaren sadece çerçeve toplu iş sözleşmesinde öngörülen 964 oranındaki zammı uygulayıp 060
oranındaki sözleşme zam oranını uygulamayarak eksik ücret ödediğini, buna bağlı olarak ikramiye ve ilave
tediye alacaklarının da eksik ödendiğini ileri sürerek fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye
alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, 696 sayılı KHK
kapsamında kadroya geçirildiğini, ücretinin toplu iş sözleşmesi hükümleri dikkate alınarak mevzuata uygun
biçimde belirlendiğini, davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını ve bu nedenle ödenmeyen ücret alacağının
bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
II. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 696 sayılı KHK ile 375 sayılı
Kanun Hükmünde Kararname'ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü madde gereğince sürekli işçi
kadrosuna geçiş yaptığı, alacakların zamanaşımına uğramadığı, geçiş işlemleri tamamlanan işçilere
idarelerce uygulanmak üzere, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve 31.10.2020 tarihine
kadar uygulanacak olan toplu iş sözleşmesinin ücret, mali ve sosyal haklara ilişkin hükümlerinin
uygulanması gerektiği, dosya içeriğinde bulunan ücret bordrolarının incelenmesinden geçici 23 üncü madde
uyarınca 01.01.2018-30.06.2018 ve 01.07.2018-31.12.2018 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde 904
oranında zam yapıldığı; ancak davacının 01.01.2019 tarihinden itibaren başlayan çalışma dönemi yönünden
belirsiz süreli iş sözleşmesinde öngörülen artış oranın uygulanmadığının anlaşıldığı, bu durumda davacının
fark ücret ve buna bağlı olarak fark ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarına hak kazandığı, hükme elverişli
bilirkişi raporu ile dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafından ödenmesi gereken ücret,
ikramiye ve ilave tediye alacaklarının eksik ödendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
ikramiye ve ilave tediye alacaklarının eksik ödendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; belirsiz alacak davası açılamayacağını, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi
gerektiğini, müvekkili Kurumun pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun
denetime elverişli olmayıp rapora karşı yaptıkları itirazların karşılanmadığını, müvekkili tarafından mevzuata
uygun biçimde uygulama yapıldığını, davacıya eksik ücret ödemesi yapıldığı iddiasının gerçeği
yansıtmadığını, zira toplu iş sözleşmesinde ücret zammına ilişkin olarak her dönem için 9064 oranında zam
yapılacağının ve bunun da bir önceki dönemde yer alan ücret üzerinden uygulanacağının belirtildiğini, işçinin
tâbi olduğu iş sözleşmesinde yer alan ücrete ilişkin hükümlere herhangi bir atıf yapılmadığını, iş
sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünde de ücret zammı, ikramiye ve sosyal yardımlar hususunda
sözleşmenin eki sayılan (EK-A) toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanacağının düzenlendiğini, ayrıca
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 36 ncı maddesinde; toplu iş sözleşmesinde aksi
belirtilmedikçe iş sözleşmelerinin toplu iş sözleşmesine aykırı olamayacağının ve iş sözleşmelerinin toplu iş
sözleşmesine aykırı hükümlerinin yerini toplu iş sözleşmesindeki hükümlerin alacağının düzenlendiğini,
davacının hiçbir hak ve alacağı bulunmadığını, kamu kurumu olan müvekkilinin harçtan muaf olduğu
hususunun gözetilmediğini, parasal değerler ve faizlerin türü ile başlangıç ve bitiş tarihleri, yargılama gideri
ve vekâlet ücreti ile harçların hesaplama tutarlarının hatalı belirlendiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi
kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın belirsiz alacak davası olarak
açılmadığı, davacı işçinin kadroya geçişi aşamasında işverenle imzalanan iş sözleşmesinde açıkça asgari
ücretin 060 fazlasının ödeneceğinin kararlaştırıldığı, kadroya geçiş aşamasında işverenle imzalanan iş
sözleşmesinde asgari ücretin belli bir oranda fazlasının ödeneceği kararlaştırılmışsa sözü edilen kuralın, her
asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlayacağı, bu nedenle iş sözleşmesinin açık hükmü gereği ücret
farkı ile diğer fark işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasında isabetsizlik bulunmadığı, ancak dava
tarihine kadar yapılan hesaplama üzerinden hüküm kurulmasının hatalı olduğu, zira arabuluculuk son
tutanak tarihi olan 23.07.2020 tarihi ile dava tarihi olan 14.09.2020 tarihi arasında kalan talep dönemi için
arabuluculuk dava şartı yokluğu sebebiyle usulden ret kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle 6100 sayılı
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin
(2) nci alt bendi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü
ortadan kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar
verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde
bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf başvurusundaki sebeplerle benzer sebepleri tekrar etmiş ve inceleme sırasında resen
gözetilmesi gereken sair nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna
başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KAK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte
düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile buna bağlı olarak fark
alacaklarının bulunup bulunmadığı hususuna ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen
geçici 23 üncü madde.
3. Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde
sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin
hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş
sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş
öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde,
bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler
yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer
taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine
yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin
ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.
2. Somut uyuşmazlıkta sürekli işçi kadroya geçiş aşamasında işverenle imzalanan bireysel iş sözleşmesinin
“Ücret” başlıklı 9 uncu maddesinde “ İşçinin aylık Brüt ücreti; Asgari ücretin 9060 ı olup hafta tatili bu ücrete
dahildir. Ücret anlaşmalı bankaca açılacak olan hesaba işverence yatırılarak ödenir. Belirlenen ücrete;
haftalık çalışma süresi içerisinde bulunan ve gece çalışmalarına rastlayan sürelere ilişkin ücret dâhildir.
İşçinin ücrel zammı, ikramiye, sosyal yardımlar, çocuk, yemek, taşıt, yakacak, öğrenim, ..., hastalık,
evlenme, doğum, ölüm, sözleşmenin EK-A'sında bulunan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre yürütülür.”
hükmü bulunmaktadır.
3. Şu hâlde davacı işçinin kadroya alınması ile birlikte işverenle imzalanan iş sözleşmesinde; açıkça her
dönem geçerli asgari ücretin belli bir oranı seviyesinde ücret ödeneceği öngörülmediğinden, bireysel iş
sözleşmesinin 9 uncu maddesinde asgari ücretin belli bir oranda fazlası olarak belirlenen tutarın işçinin
kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni
ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmelidir. Buna göre davacının dava
konusu dönem bakımından bireysel iş sözleşmesinden kaynaklı fark işçilik alacağı bulunmamaktadır.
4. Belirtilen maddi ve hukuki olgular gözetilmeden davanın reddi yerine kısmen kabulüne karar verilmesi
hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
|
2024_7886.pdf | 9. Hukuk Dairesi 2024/7886E. , 2024/10485K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1974 E., 2024/603 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 55. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/353 E., 2023/440 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın
kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan
reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer
usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön
incelemede; incelenmesine gerek görülen aşağıda belirtilen belgelerin, dava dosyası içerisinde ve UYAP ile
oluşturulan elektronik ortamda bulunmadığı belirlenmiştir.
Bu kapsamda davacının daha önce çalıştığı ve dosya kapsamında çalışma belgesi bulunan
işyeri/işyerlerinden davacının çalıştığı toplam sürenin, yaptığı işin mahiyetinin ve görev tanımının açık ve
tereddüte mahal bırakmayacak biçimde temin edilmesi ve ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumundan davacının
sigortalı hizmet cetveli ile hizmet cetvelinde yer alan işyeri/işyerlerini gösteren eklerin, işe giriş ve işten
ayrılış bildirgelerinin istenilerek gelecek cevabi yazı ve eklerinin dosyaya eklenmesi gerekmektedir .
Bu itibarla sözü geçen eksiklikler giderildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Daireye
gönderilmesi gerekir.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Belirtilen işlemlerin yerine getirilmesi için dosyanın hükmü veren Bölge Adliye Mahkemesine GERİ
ÇEVRİLMESİNE,
03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
|
2024_7890.pdf | 9. Hukuk Dairesi 2024/7890E. , 2024/10489K.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1980 E., 2024/609 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 55. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/359 E., 2023/446K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın
kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan
reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer
usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön
incelemede; incelenmesine gerek görülen aşağıda belirtilen belgelerin, dava dosyası içerisinde ve UYAP ile
oluşturulan elektronik ortamda bulunmadığı belirlenmiştir.
Bu kapsamda davacının daha önce çalıştığı ve dosya kapsamında çalışma belgesi bulunan
işyeri/işyerlerinden davacının çalıştığı toplam sürenin, yaptığı işin mahiyetinin ve görev tanımının açık ve
tereddüte mahal bırakmayacak biçimde temin edilmesi ve ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumundan davacının
sigortalı hizmet cetveli ile hizmet cetvelinde yer alan işyeri/işyerlerini gösteren eklerin, işe giriş ve işten
ayrılış bildirgelerinin istenilerek gelecek cevabi yazı ve eklerinin dosyaya eklenmesi gerekmektedir .
Bu itibarla sözü geçen eksiklikler giderildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Daireye
gönderilmesi gerekir.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Belirtilen işlemlerin yerine getirilmesi için dosyanın hükmü veren Bölge Adliye Mahkemesine GERİ
ÇEVRİLMESİNE,
03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
|
2024_8039.pdf | 9. Hukuk Dairesi 2024/8039E. , 2024/10493K.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1765 E., 2024/451 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kısmen kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : İskenderun 1. İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/541 E., 2021/225K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın
kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile
İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen
kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer
usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde alt işveren Şirketler nezdinde
çalışmaktayken 02.04.2018 tarihinde 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) ile kadroya
geçirildiğini ve hâlen davalıya ait işyerinde kadrolu işçi olarak çalışmaya devam ettiğini, davacı ile davalı
Bakanlık arasında, davacın kadroya geçişi sırasında imzalanan bireysel iş sözleşmesinin 9 uncu maddesinde,
ücretinin brüt asgari ücretin Y660 oranında fazlası olarak belirlendiğini; ancak davalı Kurumun 01.01.2019
tarihinden itibaren sadece çerçeve toplu iş sözleşmesinde öngörülen 964 oranındaki zammı uygulayıp 060
oranındaki sözleşme zam oranını uygulamayarak eksik ücret ödediğini, buna bağlı olarak ikramiye ve ilave
tediye alacaklarının da eksik ödendiğini ileri sürerek fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye
alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, 696 sayılı KHK
kapsamında kadroya geçirildiğini, ücretinin toplu iş sözleşmesi hükümleri dikkate alınarak mevzuata uygun
biçimde belirlendiğini, davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını ve bu nedenle ödenmeyen ücret alacağının
bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
111. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacının 696 sayılı KHK ile 375 sayılı
Kanun Hükmünde Kararname'ye (375 sayılı KHK) eklenen geçici 23 üncü madde gereğince sürekli işçi
kadrosuna geçiş yaptığı, alacakların zamanaşımına uğramadığı, geçiş işlemleri tamamlanan işçilere
idarelerce uygulanmak üzere, Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanan ve 31.10.2020 tarihine
kadar uygulanacak olan toplu iş sözleşmesinin ücret, mali ve sosyal haklara ilişkin hükümlerinin
uygulanması gerektiği, dosya içeriğinde bulunan ücret bordrolarının incelenmesinden geçici 23 üncü madde
uyarınca 01.01.2018-30.06.2018 ve 01.07.2018-31.12.2018 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde 904
oranında zam yapıldığı; ancak davacının 01.01.2019 tarihinden itibaren başlayan çalışma dönemi yönünden
belirsiz süreli iş sözleşmesinde öngörülen artış oranın uygulanmadığının anlaşıldığı, bu durumda davacının
fark ücret ve buna bağlı olarak fark ikramiye ve fark ilave tediye alacaklarına hak kazandığı, hükme elverişli
bilirkişi raporu ile dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafından ödenmesi gereken ücret,
ikramiye ve ilave tediye alacaklarının eksik ödendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili; belirsiz alacak davası açılamayacağını, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi
gerektiğini, müvekkili Kurumun pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunun
denetime elverişli olmayıp rapora karşı yaptıkları itirazların karşılanmadığını, müvekkili tarafından mevzuata
uygun biçimde uygulama yapıldığını, davacıya eksik ücret ödemesi yapıldığı iddiasının gerçeği
yansıtmadığını, zira toplu iş sözleşmesinde ücret zammına ilişkin olarak her dönem için W4 oranında zam
yapılacağının ve bunun da bir önceki dönemde yer alan ücret üzerinden uygulanacağının belirtildiğini, işçinin
tâbi olduğu iş sözleşmesinde yer alan ücrete ilişkin hükümlere herhangi bir atıf yapılmadığını, iş
sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünde de ücret zammı, ikramiye ve sosyal yardımlar hususunda
sözleşmenin eki sayılan (EK-A) toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanacağının düzenlendiğini, ayrıca
6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 36 ncı maddesinde; toplu iş sözleşmesinde aksi
belirtilmedikçe iş sözleşmelerinin toplu iş sözleşmesine aykırı olamayacağının ve iş sözleşmelerinin toplu iş
sözleşmesine aykırı hükümlerinin yerini toplu iş sözleşmesindeki hükümlerin alacağının düzenlendiğini,
davacının hiçbir hak ve alacağı bulunmadığını, kamu kurumu olan müvekkilinin harçtan muaf olduğu
hususunun gözetilmediğini, parasal değerler ve faizlerin türü ile başlangıç ve bitiş tarihleri, yargılama gideri
ve vekâlet ücreti ile harçların hesaplama tutarlarının hatalı belirlendiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi
kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın belirsiz alacak davası olarak
açılmadığı, davacı işçinin kadroya geçişi aşamasında işverenle imzalanan iş sözleşmesinde açıkça asgari
ücretin “060 fazlasının ödeneceğinin kararlaştırıldığı, kadroya geçiş aşamasında işverenle imzalanan iş
sözleşmesinde asgari ücretin belli bir oranda fazlasının ödeneceği kararlaştırılmışsa sözü edilen kuralın, her
asgari ücret artış dönemi için işvereni bağlayacağı, bu nedenle iş sözleşmesinin açık hükmü gereği ücret
farkı ile diğer fark işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasında isabetsizlik bulunmadığı, ancak dava
tarihine kadar yapılan hesaplama üzerinden hüküm kurulmasının hatalı olduğu, zira arabuluculuk son
tutanak tarihi olan 23.07.2020 tarihi ile dava tarihi olan 14.09.2020 tarihi arasında kalan talep dönemi için
arabuluculuk dava şartı yokluğu sebebiyle usulden ret kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle 6100 sayılı
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin
(2) nci alt bendi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü
ortadan kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar
verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde
bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf başvurusundaki sebeplerle benzer sebepleri tekrar etmiş ve inceleme sırasında resen
gözetilmesi gereken sair nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna
başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KAK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte
düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile buna bağlı olarak fark
alacaklarının bulunup bulunmadığı hususuna ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen
geçici 23 üncü madde.
3. Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve 2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde
sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin
hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş
sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş
öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde,
bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler
yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer
taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine
yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin
ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.
2. Somut uyuşmazlıkta sürekli işçi kadroya geçiş aşamasında işverenle imzalanan bireysel iş sözleşmesinin
“Ücret” başlıklı 9 uncu maddesinde “ İşçinin aylık Brüt ücreti; Asgari ücretin 9060 Iı olup hafta tatili bu ücrete
dahildir. Ücret anlaşmalı bankaca açılacak olan hesaba işverence yatırılarak ödenir. Belirlenen ücrete;
haftalık çalışma süresi içerisinde bulunan ve gece çalışmalarına rastlayan sürelere ilişkin ücret dâhildir.
İşçinin ücrel zammı, ikramiye, sosyal yardımlar, çocuk, yemek, taşıt, yakacak, öğrenim, ..., hastalık,
evlenme, doğum, ölüm, sözleşmenin EK-A'sında bulunan toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre yürütülür.”
hükmü bulunmaktadır.
3. Şu hâlde davacı işçinin kadroya alınması ile birlikte işverenle imzalanan iş sözleşmesinde; açıkça her
dönem geçerli asgari ücretin belli bir oranı seviyesinde ücret ödeneceği öngörülmediğinden, bireysel iş
sözleşmesinin 9 uncu maddesinde asgari ücretin belli bir oranda fazlası olarak belirlenen tutarın işçinin
kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler yönünden işvereni
ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmelidir. Buna göre davacının dava
konusu dönem bakımından bireysel iş sözleşmesinden kaynaklı fark işçilik alacağı bulunmamaktadır.
4. Belirtilen maddi ve hukuki olgular gözetilmeden davanın reddi yerine kısmen kabulüne karar verilmesi
hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
|
2024_7887.pdf | 9. Hukuk Dairesi 2024/7887E. , 2024/10486K.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1981 E., 2024/610K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 55. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/360 E., 2023/447K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın
kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan
reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer
usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön
incelemede; incelenmesine gerek görülen aşağıda belirtilen belgelerin, dava dosyası içerisinde ve UYAP ile
oluşturulan elektronik ortamda bulunmadığı belirlenmiştir.
Bu kapsamda davacının daha önce çalıştığı ve dosya kapsamında çalışma belgesi bulunan
işyeri/işyerlerinden davacının çalıştığı toplam sürenin, yaptığı işin mahiyetinin ve görev tanımının açık ve
tereddüte mahal bırakmayacak biçimde temin edilmesi ve ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumundan davacının
sigortalı hizmet cetveli ile hizmet cetvelinde yer alan işyeri/işyerlerini gösteren eklerin, işe giriş ve işten
ayrılış bildirgelerinin istenilerek gelecek cevabi yazı ve eklerinin dosyaya eklenmesi gerekmektedir .
Bu itibarla sözü geçen eksiklikler giderildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Daireye
gönderilmesi gerekir.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Belirtilen işlemlerin yerine getirilmesi için dosyanın hükmü veren Bölge Adliye Mahkemesine GERİ
ÇEVRİLMESİNE,
03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
|
2024_7888.pdf | 9. Hukuk Dairesi 2024/7888E. , 2024/10487K.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1978 E., 2024/607 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 55. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/357 E., 2023/444K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın
kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan
reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer
usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön
incelemede; incelenmesine gerek görülen aşağıda belirtilen belgelerin, dava dosyası içerisinde ve UYAP ile
oluşturulan elektronik ortamda bulunmadığı belirlenmiştir.
Bu kapsamda davacının daha önce çalıştığı ve dosya kapsamında çalışma belgesi bulunan
işyeri/işyerlerinden davacının çalıştığı toplam sürenin, yaptığı işin mahiyetinin ve görev tanımının açık ve
tereddüte mahal bırakmayacak biçimde temin edilmesi ve ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumundan davacının
sigortalı hizmet cetveli ile hizmet cetvelinde yer alan işyeri/işyerlerini gösteren eklerin, işe giriş ve işten
ayrılış bildirgelerinin istenilerek gelecek cevabi yazı ve eklerinin dosyaya eklenmesi gerekmektedir .
Bu itibarla sözü geçen eksiklikler giderildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Daireye
gönderilmesi gerekir.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Belirtilen işlemlerin yerine getirilmesi için dosyanın hükmü veren Bölge Adliye Mahkemesine GERİ
ÇEVRİLMESİNE,
03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
|
2024_7891.pdf | 9. Hukuk Dairesi 2024/7891€E. , 2024/10490K.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1975 E., 2024/604 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 55. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/354 E., 2023/441K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın
kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan
reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer
usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön
incelemede; incelenmesine gerek görülen aşağıda belirtilen belgelerin, dava dosyası içerisinde ve UYAP ile
oluşturulan elektronik ortamda bulunmadığı belirlenmiştir.
Bu kapsamda davacının daha önce çalıştığı ve dosya kapsamında çalışma belgesi bulunan
işyeri/işyerlerinden davacının çalıştığı toplam sürenin, yaptığı işin mahiyetinin ve görev tanımının açık ve
tereddüte mahal bırakmayacak biçimde temin edilmesi ve ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumundan davacının
sigortalı hizmet cetveli ile hizmet cetvelinde yer alan işyeri/işyerlerini gösteren eklerin, işe giriş ve işten
ayrılış bildirgelerinin istenilerek gelecek cevabi yazı ve eklerinin dosyaya eklenmesi gerekmektedir .
Bu itibarla sözü geçen eksiklikler giderildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Daireye
gönderilmesi gerekir.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Belirtilen işlemlerin yerine getirilmesi için dosyanın hükmü veren Bölge Adliye Mahkemesine GERİ
ÇEVRİLMESİNE,
03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
|
2024_7893.pdf | 9. Hukuk Dairesi 2024/7893E. , 2024/10492K.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1979 E., 2024/608 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 55. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/358 E., 2023/445 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın
kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan
reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer
usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön
incelemede; incelenmesine gerek görülen aşağıda belirtilen belgelerin, dava dosyası içerisinde ve UYAP ile
oluşturulan elektronik ortamda bulunmadığı belirlenmiştir.
Bu kapsamda davacının daha önce çalıştığı ve dosya kapsamında çalışma belgesi bulunan
işyeri/işyerlerinden davacının çalıştığı toplam sürenin, yaptığı işin mahiyetinin ve görev tanımının açık ve
tereddüte mahal bırakmayacak biçimde temin edilmesi ve ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumundan davacının
sigortalı hizmet cetveli ile hizmet cetvelinde yer alan işyeri/işyerlerini gösteren eklerin, işe giriş ve işten
ayrılış bildirgelerinin istenilerek gelecek cevabi yazı ve eklerinin dosyaya eklenmesi gerekmektedir .
Bu itibarla sözü geçen eksiklikler giderildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Daireye
gönderilmesi gerekir.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Belirtilen işlemlerin yerine getirilmesi için dosyanın hükmü veren Bölge Adliye Mahkemesine GERİ
ÇEVRİLMESİNE,
03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
|
2024_7892.pdf | 9. Hukuk Dairesi 2024/7892E. , 2024/10491kK.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1977 E., 2024/606 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 55. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/356 E., 2023/443K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın
kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan
reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer
usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön
incelemede; incelenmesine gerek görülen aşağıda belirtilen belgelerin, dava dosyası içerisinde ve UYAP ile
oluşturulan elektronik ortamda bulunmadığı belirlenmiştir.
Bu kapsamda davacının daha önce çalıştığı ve dosya kapsamında çalışma belgesi bulunan
işyeri/işyerlerinden davacının çalıştığı toplam sürenin, yaptığı işin mahiyetinin ve görev tanımının açık ve
tereddüte mahal bırakmayacak biçimde temin edilmesi ve ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumundan davacının
sigortalı hizmet cetveli ile hizmet cetvelinde yer alan işyeri/işyerlerini gösteren eklerin, işe giriş ve işten
ayrılış bildirgelerinin istenilerek gelecek cevabi yazı ve eklerinin dosyaya eklenmesi gerekmektedir .
Bu itibarla sözü geçen eksiklikler giderildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Daireye
gönderilmesi gerekir.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Belirtilen işlemlerin yerine getirilmesi için dosyanın hükmü veren Bölge Adliye Mahkemesine GERİ
ÇEVRİLMESİNE,
03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
|
2024_6835.pdf | 9. Hukuk Dairesi 2024/6835E. , 2024/10499K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 41. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1042 E., 2024/128K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/269 E., 2022/22K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın
kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece mahkemesi
hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda
gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının
altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre 08.09.2021 tarihinde imzalanan 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük süreli toplu iş
sözleşmesindeki taban ücret uygulaması sebebiyle davacının bireysel iş sözleşmesinde belirlenen ücretinin,
asgari ücretle olan bağının 01.01.2021 tarihi itibarıyla kesildiği görülmekle; somut davadaki ücret tespitinin
ileriye yönelik bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarı ile
kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL'nin altında kalmaktadır.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine
gönderilmesine,
03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
|
2024_8462.pdf | 9. Hukuk Dairesi 2024/8462E. , 2024/10535K.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/545 E., 2024/235 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında
verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8.
Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar
verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen
kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer
usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde hizmet alım sözleşmesi
kapsamında çalışmaktayken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) hükümlerine göre
02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, davalı Bakanlık ile davacı arasında sürekli işçi
kadrosuna geçirilirken imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde asgari ücretin belirli bir oran fazlasının
davacının ücreti olarak öngörüldüğünü, sözleşme hükmüne göre ücretin her yıl asgari ücretin belirli bir oran
fazlası olarak belirlenmesi gerekmesine karşın sözleşmeye aykırı olarak davacının ücretinin asgari ücret
seviyesine çekilmek ve bu ücrete 964 oranında zam uygulanmak suretiyle eksik ödendiğini ileri sürerek
davacının eksik ödemeden kaynaklı fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline
karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, kadroya geçiş sonrası
Yüksek Hakem Kurulu kararı ile uygulamaya konulan toplu iş sözleşmesi dikkate alınarak ücretin
belirlendiğini, hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
HI. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ankara 26. İş Mahkemesinin 20.12.2022 tarihli kararı ile; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz
süreli iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına
dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve toplu iş sözleşmesinin ilgili
hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 27.04.2023 tarihli kararı ile; kadroya geçiş sırasında
imzalanan sözleşmede davacının ücretinin asgari ücretin belli bir oranda fazlası olarak belirlendiği,
hesaplamada 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KAK) geçici 23 üncü maddesi uyarınca
esas alınacak toplu iş sözleşmesi ve Türk Ağır Sanayi ve Kamu İşverenleri Sendikası ile Öz Sağlık ve Sosyal
Hizmet İşçileri Sendikası arasında 08.09.2021 tarihinde imzalanan 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük süreli
toplu iş sözleşmesi hükümlerinin dikkate alındığı, fark ücretin arabuluculuk başvuru tarihi de dikkate
alınarak belirlendiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
toplu iş sözleşmesi hükümlerinin dikkate alındığı, fark ücretin arabuluculuk başvuru tarihi de dikkate
alınarak belirlendiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde
bulunmuştur.
2. Dairemizin 18.10.2023 tarihli kararı ile; 2022 yılı itibarıyla işçiye ödenmesi gereken ücret tespit edilirken
08.09.2021 imza tarihli ve 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin 33 üncü
maddesine göre işçinin 31.12.2021 tarihindeki günlük çıplak brüt ücreti üzerine toplu iş sözleşmesinde
kararlaştırılan şekilde zamların yürütülmesi gerekmekte iken ücretin bireysel iş sözleşmesinde kararlaştırılan
asgari ücret oranı ile bağlantısının kesildiği göz önünde bulundurulmaksızın söz konusu zamlara iş
sözleşmesinde öngörülen asgari ücret oranına ilişkin zam miktarının eklenmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle
Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına
karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı doğrultusunda dosyanın
bilirkişiye tevdi edildiği, tanzim edilen ek bilirkişi raporundaki hesaplamaların Yargıtay bozma kararına,
dosya kapsamına uygun ve gerekçeli ve denetime elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne
karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde
bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının 2018 yılı ücreti korunarak bu ücrete “4 oranında zam yapıldığını, ücretin
düşürülmesinin söz konusu olmadığını, davacı işçinin bir yandan bireysel iş sözleşmesindeki günlük brüt
ücretinin esas alınmasını, diğer taraftan da toplu iş sözleşmesi ile öngörülen ücret kriterlerinin
uygulanmasını istemesinin mümkün olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına ve
davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının 2022 yılına
ait ücretin bozmaya uygun şekilde tespiti ile buna göre fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye
alacaklarının yeniden hesaplanmasına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile
370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen
geçici 23 üncü madde, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması
ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd.
maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.
3. 696 sayılı KAK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş
sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve
2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:
2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde
sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin
hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş
sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş
öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde,
bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler
yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer
taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine
yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin
ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.
"
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden
birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın
gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında temyiz edenin sıfatına göre bir isabetsizlik
bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise
yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler
kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın
ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
|
2024_8407.pdf | 9. Hukuk Dairesi 2024/8407E. , 2024/10473K.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1330 E., 2024/1544 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 54. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/250 E., 2024/12 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın
kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan
reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda
gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının
altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Somut uyuşmazlıkta fazla çalışma ücreti alacağının yürürlükteki toplu iş sözleşmesi hükümlerine uygun
şekilde ödenmediği iddiasının mevcut olduğu, hüküm altına alınan bu alacağın dönemsel özellik gösterdiği
ve kesinlik sınırını aşacak mahiyette ileriye yönelik bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve davalı tarafından temyize konu edilen toplam miktar, Bölge
Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL'nin altında kalmaktadır.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine
gönderilmesine,
03.07.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
|
2024_8408.pdf | 9. Hukuk Dairesi 2024/8408 E. , 2024/10474K.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1329 E., 2024/1543 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 54. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/249 E., 2024/11K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın
kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan
reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda
gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının
altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Somut uyuşmazlıkta fazla çalışma ücreti alacağının yürürlükteki toplu iş sözleşmesi hükümlerine uygun
şekilde ödenmediği iddiasının mevcut olduğu, hüküm altına alınan bu alacağın dönemsel özellik gösterdiği
ve kesinlik sınırını aşacak mahiyette ileriye yönelik bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve davalı tarafından temyize konu edilen toplam miktar, Bölge
Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL'nin altında kalmaktadır.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine
gönderilmesine,
03.07.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
|
2024_8460.pdf | 9. Hukuk Dairesi 2024/8460E. , 2024/10533K.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/547 E., 2024/236 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında
verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8.
Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar
verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen
kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer
usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde hizmet alım sözleşmesi
kapsamında çalışmaktayken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) hükümlerine göre
02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, davalı Bakanlık ile davacı arasında sürekli işçi
kadrosuna geçirilirken imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde asgari ücretin belirli bir oran fazlasının
davacının ücreti olarak öngörüldüğünü, sözleşme hükmüne göre ücretin her yıl asgari ücretin belirli bir oran
fazlası olarak belirlenmesi gerekmesine karşın sözleşmeye aykırı olarak davacının ücretinin asgari ücret
seviyesine çekilmek ve bu ücrete 904 oranında zam uygulanmak suretiyle eksik ödendiğini ileri sürerek
davacının eksik ödemeden kaynaklı fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline
karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, kadroya geçiş sonrası
Yüksek Hakem Kurulu kararı ile uygulamaya konulan toplu iş sözleşmesi dikkate alınarak ücretin
belirlendiğini, hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
111. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ankara 26. İş Mahkemesinin 20.12.2022 tarihli kararı ile; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz
süreli iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına
dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve toplu iş sözleşmesinin ilgili
hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 27.04.2023 tarihli kararı ile; kadroya geçiş sırasında
imzalanan sözleşmede davacının ücretinin asgari ücretin belli bir oranda fazlası olarak belirlendiği,
hesaplamada 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KAK) geçici 23 üncü maddesi uyarınca
esas alınacak toplu iş sözleşmesi ve Türk Ağır Sanayi ve Kamu İşverenleri Sendikası ile Öz Sağlık ve Sosyal
Hizmet İşçileri Sendikası arasında 08.09.2021 tarihinde imzalanan 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük süreli
toplu iş sözleşmesi hükümlerinin dikkate alındığı, fark ücretin arabuluculuk başvuru tarihi de dikkate
alınarak belirlendiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
toplu iş sözleşmesi hükümlerinin dikkate alındığı, fark ücretin arabuluculuk başvuru tarihi de dikkate
alınarak belirlendiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde
bulunmuştur.
2. Dairemizin 18.10.2023 tarihli kararı ile; 2022 yılı itibarıyla işçiye ödenmesi gereken ücret tespit edilirken
08.09.2021 imza tarihli ve 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin 33 üncü
maddesine göre işçinin 31.12.2021 tarihindeki günlük çıplak brüt ücreti üzerine toplu iş sözleşmesinde
kararlaştırılan şekilde zamların yürütülmesi gerekmekte iken ücretin bireysel iş sözleşmesinde kararlaştırılan
asgari ücret oranı ile bağlantısının kesildiği göz önünde bulundurulmaksızın söz konusu zamlara iş
sözleşmesinde öngörülen asgari ücret oranına ilişkin zam miktarının eklenmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle
Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına
karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı doğrultusunda dosyanın
bilirkişiye tevdi edildiği, tanzim edilen ek bilirkişi raporundaki hesaplamaların Yargıtay bozma kararına,
dosya kapsamına uygun ve gerekçeli ve denetime elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne
karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde
bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının 2018 yılı ücreti korunarak bu ücrete 4 oranında zam yapıldığını, ücretin
düşürülmesinin söz konusu olmadığını, davacı işçinin bir yandan bireysel iş sözleşmesindeki günlük brüt
ücretinin esas alınmasını, diğer taraftan da toplu iş sözleşmesi ile öngörülen ücret kriterlerinin
uygulanmasını istemesinin mümkün olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına ve
davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının 2022 yılına
ait ücretin bozmaya uygun şekilde tespiti ile buna göre fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye
alacaklarının yeniden hesaplanmasına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile
370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen
geçici 23 üncü madde, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması
ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd.
maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.
3. 696 sayılı KAK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş
sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve
2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:
2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde
sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin
hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş
sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş
öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde,
bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler
yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer
taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine
yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin
ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.
"
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden
birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın
gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında temyiz edenin sıfatına göre bir isabetsizlik
bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise
yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler
kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın
ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
|
2024_8409.pdf | 9. Hukuk Dairesi 2024/8409E. , 2024/10475K.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1328 E., 2024/1542 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 54. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/248 E., 2024/10K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın
kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan
reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda
gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının
altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Somut uyuşmazlıkta fazla çalışma ücreti alacağının yürürlükteki toplu iş sözleşmesi hükümlerine uygun
şekilde ödenmediği iddiasının mevcut olduğu, hüküm altına alınan bu alacağın dönemsel özellik gösterdiği
ve kesinlik sınırını aşacak mahiyette ileriye yönelik bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve davalı tarafından temyize konu edilen toplam miktar, Bölge
Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL'nin altında kalmaktadır.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine
gönderilmesine,
03.07.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
|
2024_8410.pdf | 9. Hukuk Dairesi 2024/8410E. , 2024/10476K.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1334 E., 2024/1548 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 54. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/254 E., 2024/16K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın
kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan
reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda
gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının
altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Somut uyuşmazlıkta fazla çalışma ücreti alacağının yürürlükteki toplu iş sözleşmesi hükümlerine uygun
şekilde ödenmediği iddiasının mevcut olduğu, hüküm altına alınan bu alacağın dönemsel özellik gösterdiği
ve kesinlik sınırını aşacak mahiyette ileriye yönelik bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve davalı tarafından temyize konu edilen toplam miktar, Bölge
Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL'nin altında kalmaktadır.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine
gönderilmesine,
03.07.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
|
2024_8411.pdf | 9. Hukuk Dairesi 2024/8411E. , 2024/10477K.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1333 E., 2024/1547 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 54. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/253 E., 2024/15 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın
kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan
reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda
gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının
altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Somut uyuşmazlıkta fazla çalışma ücreti alacağının yürürlükteki toplu iş sözleşmesi hükümlerine uygun
şekilde ödenmediği iddiasının mevcut olduğu, hüküm altına alınan bu alacağın dönemsel özellik gösterdiği
ve kesinlik sınırını aşacak mahiyette ileriye yönelik bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve davalı tarafından temyize konu edilen toplam miktar, Bölge
Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL'nin altında kalmaktadır.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine
gönderilmesine,
03.07.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
|
2024_8413.pdf | 9. Hukuk Dairesi 2024/8413E. , 2024/10479K.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1331 E., 2024/1545 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 54. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/251 E., 2024/13K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın
kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan
reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda
gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının
altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Somut uyuşmazlıkta fazla çalışma ücreti alacağının yürürlükteki toplu iş sözleşmesi hükümlerine uygun
şekilde ödenmediği iddiasının mevcut olduğu, hüküm altına alınan bu alacağın dönemsel özellik gösterdiği
ve kesinlik sınırını aşacak mahiyette ileriye yönelik bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve davalı tarafından temyize konu edilen toplam miktar, Bölge
Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL'nin altında kalmaktadır.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine
gönderilmesine,
03.07.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
|
2024_8412.pdf | 9. Hukuk Dairesi 2024/8412E. , 2024/10478K.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1332 E., 2024/1546 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 54. İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/252 E., 2024/14 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın
kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan
reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda
gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının
altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Somut uyuşmazlıkta fazla çalışma ücreti alacağının yürürlükteki toplu iş sözleşmesi hükümlerine uygun
şekilde ödenmediği iddiasının mevcut olduğu, hüküm altına alınan bu alacağın dönemsel özellik gösterdiği
ve kesinlik sınırını aşacak mahiyette ileriye yönelik bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dosya içeriğine göre hüküm altına alınan ve davalı tarafından temyize konu edilen toplam miktar, Bölge
Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL'nin altında kalmaktadır.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine
gönderilmesine,
03.07.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
|
2024_8516.pdf | 9. Hukuk Dairesi 2024/8516E. , 2024/12940K.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi
KARAR : Davacının istinaf başvurusunun esastan reddi, davalının istinaf başvurusunun kesinlikten reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 6. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın
kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf
başvurusunun esastan reddine; davalı vekilinin istinaf başvurusunun ise İlk Derece Mahkemesi kararının
miktar itibarıyla kesin mahiyette olması sebebiyle kesinlikten reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer
usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı ... Hizmetler Bakanlığı ile dava dışı alt işverenler arasında
imzalanan hizmet alım sözleşmesine göre alt işveren işçisi olarak davalı Bakanlığa ait işyerinde belirsiz süreli
iş sözleşmesi ile çalışırken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KAK) kapsamında sürekli işçi
kadrosuna geçirildiğini, sürekli işçi kadrosuna geçirildikten sonra ücretinin düşürüldüğünü, bundan dolayı
ücret farkı, ikramiye farkı, ilave tediye farkı alacaklarının bulunduğunu ayrıca davacının pandemi döneminde
davalı Bakanlık tarafından yayımlanan Genelge çerçevesinde 7, 10 ve 15'er günlük nöbetler ile gece gündüz
yirmi dört saat kapalı sistem çalıştığını, bu çalışma şeklinde fazla çalışma yaptığını ve ulusal bayram ve
genel tatil günleri ile hafta tatili günlerinde çalıştığını, gece çalışması da yaptığını; ancak bu çalışmalara
ilişkin zamlı ücretlerin ödenmediğini ileri sürerek fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacakları ile fazla
çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ve gece zammı ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline
karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; ücret politikasının hukuka uygun olduğunu ve davacının ödenmeyen
alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
111. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının sürekli işçi kadrosuna geçiş
sürecinde imzalanan sözleşmede asgari ücretin belirli bir oran fazlasına yönelik bir düzenleme
bulunmadığından ücret farkı alacağına hak kazanamayacağı; ücret bordroları, puantaj kayıtları ile mevzuat
dikkate alınarak hazırlanan bilirkişi raporunun dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davanın kısmen
kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda
bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; davacının çalıştığı Kurumun bakıma muhtaç kişilerden oluştuğunu, bu kişilerin 7/24 bakım
ihtiyaçlarının devam ettiğini, davacının günde 11, gece çalışmasında 7,5 ve yılda 270 saati aşan fazla
çalışmalarının ödenmediğini, pandemi döneminde 7, 10 ve 1'er günlük çalışmalarla aralıksız çalışmalarının
devam ettiğini ancak fazla çalışma, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödenmediğini,
hesaplamada mahsup işleminin hatalı yapıldığını, davacının ihale şartnamesine göre asgari ücretin belirli bir
oranda fazlası ile çalışırken aynı şartlar ile kadroya geçtiğini, buna rağmen ücretinin tek taraflı olarak davalı
Kurumca düşürüldüğünü, fark alacak taleplerinin reddinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi
kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; davacının fazla çalışma yaptığını kabul etmediklerini, fazla çalışma yaptığı kabul edilmiş olsa
dahi en fazla günlük üç saat fazla çalışma yapacağının kabulü gerektiğini, davacının hafta tatili ücretine de
hak kazanamadığını, diğer alacak kalemlerinin de eksiksiz ödendiğini belirterek davanın reddine karar
verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
hak kazanamadığını, diğer alacak kalemlerinin de eksiksiz ödendiğini belirterek davanın reddine karar
verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının 02.04.2018 tarihinde
kadroya geçirildiği, kadroya geçiş sırasında imzalanan sözleşmede davacının ücretinin asgari ücretin belli bir
oranda fazlası olarak belirlenmediği, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli ve denetime elverişli
olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; davalı aleyhine hüküm altına
alınan alacak miktarının karar tarihi itibarıyla istinaf kesinlik sınırının altında kaldığı gerekçesiyle de davalı
vekilinin istinaf başvurusunun kesinlikten reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde
bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü gerekçelere dayanarak ve resen dikkate alınacak nedenlerle
davanın kabulüne karar verilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve İlk Derece
Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 696 sayılı KAK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte
düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti ile talep edilen fark alacaklarının
bulunup bulunmadığı ve fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ile gece zammı ücreti
alacaklarının ispatı ve hesaplanması hususundadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 696 sayılı KHK ile 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye eklenen geçici 23 üncü madde, 4857 sayılı
İş Kanunu'nun 22, 32, 41, 42, 44, 46, 47 ve 68 inci maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş
Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.
3. 696 sayılı KHK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş
sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve
2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı ilâmında şu şekilde açıklanmıştır:
2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde
sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin
hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş
sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş
öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde,
bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler
yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer
taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine
yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin
ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması
gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz
olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz
itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 23. Maddesi Uyarınca İdarelerce Sürekli İşçi
Kadrolarına Geçirilen İşçilerin Ücret ile Diğer Mali ve Sosyal Haklarının Belirlenmesinde Esas Alınacak Toplu
İş Sözleşmesi'nde saat 20.00-06.00 arasında yapılan çalışmaların gece çalışması olduğu, güvenlik görevlileri
hariç bu saatlerde çalıştırılan işçilere ücretlerinin “510 zamlı ödeneceği düzenlenmiştir. Mahkemece hükme
esas alınan bilirkişi raporunda puantaj kayıtları ve diğer belgelere göre davacının gece zammı alacağının
hesaplanacağı bordrolar ile ödenen kısımlar varsa mahsup edileceği açıklandığı hâlde gece zammı alacağına
ilişkin herhangi bir hesaplama yapılmadığı görülmüştür.
3. Somut olayda, dosya içerisinde yer alan puantaj kayıtları, iş sözleşmesi, özlük dosyası ve tüm diğer
belgelere göre davacının bakım görevlisi olarak çalıştığı ve 24 saat esasına dayalı olarak çalıştığı günler
olduğu gibi 22.00-08.00 veya 21.00-09.00 saatleri arasında olacak şekilde gece vardiyasına denk gelen
çalışmalarının olduğu günlerin de bulunduğu sabit olup ilgili toplu iş sözleşmesi hükmü gereğince gece
zammı alacağına hak kazandığı açıktır. Bu itibarla davacı talebi de göz önünde bulundurularak 02.04.2018
tarihinden toplu iş sözleşmesinin sona erdiği 31.10.2020 tarihine kadar davacının gece çalışma dönemine
denk gelen ücretlerinin toplu iş sözleşmesi hükmü gereği W10 zamlı hesaplanarak ve bordrolarda yapılan
gece zammına ilişkin tahakkuklar varsa hesaplamada dikkate alınarak sonuca gidilmesi gerekirken eksik
inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge
Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye
Mahkemesine gönderilmesine,
03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
|
2024_7814.pdf | 10. Hukuk Dairesi 2024/7814E. , 2024/8971kK.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
SAYISI : 2021/45 E., 2023/380K.
KARAR : Ret
Taraflar arasında Mahkemesinde görülen itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz
incelemesi sonucunda, Dairece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul
eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve
Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği
düşünüldü:
I. DAVA
Davacı Kurum vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı ...'ın dava dışı ...'ın iş yerinde hizmet akti ile
çalışmadığını, iş yerindeki çalışmalarının gerçek olmadığını, Kurum müfettişleri tarafından bu hususun
25.11.2009 tarih ve 93211/İnc/25 sayılı rapor ile tespit edildiğini, ilgili raporda, fiili çalışmaya dayanmayan
gerçek dışı sigortalılara kısa vadeli sigorta kollarından yapılan yardımların yasal faizi ile geri alınması
gerektiğinin tespitinin de yapıldığını, gerçek dışı çalışmaya dayanan ilgili eylemler ile ilgili dava dışı şahıslar
ile ilgili Savcılığı suç duyurusunda bulunulduğunu, davalının da söz konusu iş yerinde gerçeğe aykırı sigortalı
olarak bildirildiği dönemler içerisinde kısa vadeli sigorta kollarından yararlandığını, davacı Kurum tarafından
davalıya ve ailesine 4.609,20 TL asıl alacak tutarında tedavi, ilaç gider ödemesinin yapıldığını, meydana
gelen Kurum zararını karşılamak amacıyla davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, ancak davalının söz
konusu takibe itiraz ettiğini, davalının itirazının haksız olduğunu, bu nedenle davalı tarafından ilgili takibe
haksız olarak yapılan itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalıya usulüne uygun meşruhatlı çağrı tebliğ edilmiş, taraf teşkili sağlanmış ve davalı duruşmaları takip
ederek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 15.03.2016 tarihli ve 2013/146 Esas, 2016/81
Karar sayılı kararıyla;
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 03.03.2021 tarihli ve 2020/11350 Esas, 2021/2554
Karar sayılı bozma kararında; dosya içindeki kayıt ve belgelerden; davalının, dava dışı ... ünvanlı iş yerindeki
çalışmalarının fiili olmadığının Kurum Müfettişinin 25.11.2009 tarihli raporu ile tespit edilmesi üzerine,
sigortalının bu iş yerindeki 26.10.2006-15.02.2007 tarihleri arasındaki hizmetlerinin iptal edilmesi üzerine,
01.10.2006-15.02.2007 döneminde davalı sigortalıya yapılan tedavi gideri ödemelerinin tahsili amacıyla
başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine takibin durduğundan bahisle iş bu davanın açıldığı,
Mahkemece, davanın reddine karar verildiği anlaşılmış ise de söz konusu hüküm eksik araştırma ve
incelemeye dayalıdır.
Mahkemece, davanın reddine karar verildiği anlaşılmış ise de söz konusu hüküm eksik araştırma ve
incelemeye dayalıdır.
Mahkemece, çalışmanın geçtiği iddia edilen işyerinden bildirimi bulunan bordrolu tanıkların yeteri kadarının
beyanlarına başvurulmalı, ilgili işyerinin hangi tarihten itibaren faal olduğu ile çalışma ruhsatı alıp almadığı
araştırılmalı, vergi kayıtları getirtilip incelenmeli, yapılan sigortalı bildirim ile işyerinin faaliyeti
karşılaştırılmalı, çalışmanın geçtiği iddia edilen işyerine komşu işyeri bordrolu tanıkları tespit edilip
beyanlarına başvurulmalı, varsa savcılık soruşturması ve devamında ceza dosyası irdelenmeli, böylelikle
uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep
birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerekeceğinden bahisle
karar bozulmuştur.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile talimat yolu ile dinlenilen bordro tanıkları tarafından
davalının işyerinde çalıştığı hususunda beyan verdikleri, celp edilen vergi dairesi kaydında 2004-2006
yıllarında faal bir işletmenin bulunduğu, iş kolu olarak bildirilen işler ile davalının çalıştığı işlerin birbirini
doğrular nitelikte olduğu, İstanbul 5.Ağır Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararında dava dışı Erol Kocaman
yönünden beraat kararı verildiği de göz önüne alındığında; davalının çalışmasının gerçek olduğu, gerçek
nitelikteki çalışma nedeniyle, davacı Kurum tarafından yersiz ödeme yapılmadığı, davalının icra takibine
itirazının yerinde olduğuna kanaat edilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı Kurum vekili temyiz isteminde
bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı Kurum vekili; davanın kabulünün gerektiğini belirterek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, itirazının iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370
ve 371 inci maddeleri, 506 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesi ile 5510 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesi ile İcra
İflas Kanunu hükümleridir.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden
birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk
kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf
yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân
bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek
nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna
uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
|
2024_7502.pdf | 10. Hukuk Dairesi 2024/7502E. , 2024/9058K.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2714 E., 2024/308 K.
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 1. İş Mahkemesi
SAYISI : 2019/172 E., 2021/262 K.
Taraflar arasındaki Kurum işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece
Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan
reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı
ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar
verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip
gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkillerine tahsis talep tarihi itibariyle bağlanması gereken 4/a
aylığının tespit edilmesini, bağlanması gereken 4/a aylığı ile bağlanan 4/b aylığı arasındaki farkın tespitini,
ödeme işlemi Kurum hatasından kaynaklandığı için sadece geriye yönelik beş yıllık ödemenin (Bağ-Kur aylığı
olarak ödenen) mahsup edilerek müvekkillerine iadesi gereken alacağın olup olmadığının belirlenmesini, var
ise ödenmesi gereken tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı Kurumdan tahsilini, Kurum tarafından
davacı ... hakkında tesis edilen 56270185- 855.02-E7722885 sayılı, diğer davacı ... hakkında tesis edilen
56270185-855.02-E.7711910 işlemlerinin iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; müvekkili Kurumca yapılan işlemin usul ve yasaya uygun olduğunu,
haksız ve hukuka aykırı olarak dava açıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
111. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "Davanın kısmen kabulü ile,
1- Kurumun 4/1-a dan aylık bağlanması işleminde aykırılık olmadığının tespitine,
2- 4/1-a dan aylık bağlanması işlem nedeni ile Kurumca yapılan toplam ödeme nedeniyle,
a) Davacı ...'nın Kuruma 37.649,65 TL borçlu olduğunun tespitine, bu miktarı aşan Kurum talebinden
Kuruma borçlu olmadığının tespitine,
b) Davacı ...'nin Kuruma 19.674,03 TL borçlu olduğunun tespitine, bu miktarı aşan Kurum talebinden
Kuruma borçlu olmadığının tespitine,
3-Fazla ödemeler Kurum hatasından kaynaklandığından yersiz ödeme nedeniyle 96/1-b maddesi gereği
Kurumca tahsil işlemi yapılması gerektiğinin tespitine" karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda
bulunmuşlardır.
o a
bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde, bilirkişi raporunun yeterli olmadığını, fazla ödemelerin Kurumun
hatası nedeniyle gerçekleştiğini, davalı Kurum tarafından müvekkillerine ödenmesi gereken 4-a aylıklarının
toplu olarak ödendiğini ancak eksik ödendiğini ileri sürmüştür.
2. Davalı Kurum vekili istinaf dilekçesinde, Kurumca yapılan işlemler karar gereğince de mevzuata uygun
olduğundan davanın tamamen reddi gerekmekte iken kısmen kabulünü kabul etmenin mümkün olmadığını,
davacıların 4/a aylıkları başlangıçtan itibaren bağlandığından Genel Müdürlük talimatı ile aylığın 5 yıl
öncesine ait manuel borç oluşturulduğunu ve faizsiz olarak talep edildiğini, 4/b kapsamında ödenen tüm
aylıklar için borç oluşturulduğunu, 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekili ve davalı Kurum vekilinin
istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz
isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili, istinaf dilekçesi ile benzer nedenlerle eksik incelemeye dayalı kararın bozulmasını
istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacılara 4/a kapsamında bağlanması gereken ölüm aylığının sehven 4/b kapsamında
bağlanan aylığın geriye dönük olarak iptal edilip edilmeyeceği ve bu nedenle borç çıkarılıp çıkarılamayacağı
hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci
maddeleri, 5510 sayılı Kanun'un ilgili maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer
alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa
uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve
ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup dosyada yer alan tüm bilgi
ve belgelerin incelenmesinde davalı Kurum vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın
bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası
uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
|
2024_7722.pdf | 10. Hukuk Dairesi 2024/7722E. , 2024/9018kK.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/209 E., 2024/333 K.
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Adıyaman 2. İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/436 E., 2023/62 K.
Taraflar arasındaki ölüm aylığı bağlanması, menfi tespit ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama
sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan
reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer
usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve
Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği
düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, eşi üzerinden ölüm aylığı aldığını, babası üzerinden de
ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini, yapılan kesintilerin iadesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; Kurum tarafından yapılan işlemin yasa ve mevzuata uygun
olduğunu, iptalini gerektirir bir durumun söz konusu olmadığını beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
HI. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda
bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin eksik ve yetersiz inceleme neticesinde vermiş olduğu
karar usul ve Kanun'a aykırı olup verilen kararın istinaf incelemesi sonucu kaldırılarak davanın kabulüne
karar verilmesi gerektiğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının babası üzerinden hak
sahipliği sıfatının eşinin vefat ettiği 19.06.2013 tarihinde kazanıldığı ve bu tarihte yürürlükte olan 5510 sayılı
Kanun'un 54 ncü maddesi gereğince davanın reddi kararının yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf isteminin
reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde
bulunmuştur.
m—-. e. 4...
bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili özetle; kararın emsal yargı kararlarıyla çeliştiğini, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini
belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacıya çift ölüm aylığı bağlanıp bağlanamayacağına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370
ve 371 inci maddeleri, 5510 sayılı Kanun'un 54 ncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer
alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa
uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve
ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve Kanun'a uygun olup davacı vekili tarafından
temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası
uyarınca ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
|
2024_7894.pdf | 10. Hukuk Dairesi 2024/7894E. , 2024/9041kK.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/762 E., 2024/457 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 2. İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/222 E., 2023/120 K.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği'nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön
incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı vekili tarafından temyiz edildiği, ilgili davalı vekili
tarafından yatırılması gereken toplam nispi temyiz harcının, kabul edilen miktarın binde 68,31'inin dörtte biri
oranında olduğunun gözetilmediği, dolayısıyla temyiz eden davalı yönünden nispi temyiz harcının eksik
yatırıldığı belirlenmiştir.
Temyiz eden davalının yargı harçlarından istisna veya muafiyetinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 32 nci maddesi uyarınca; yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe
müteakip işlemler yapılmaz.
Bu itibarla;
1. Kararı veren Mahkeme tarafından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 366 ncı maddesi atfıyla
aynı Kanun'un 344 üncü maddesi uyarınca;
a) Temyiz harçlarının bir haftalık kesin süre içerisinde tamamlanması, aksi hâlde temyiz başvurusundan
vazgeçmiş sayılacağı hususunun başvurana yazılı olarak bildirilmesi,
b) Verilen kesin süre içinde temyiz harçları tamamlanmadığı takdirde temyiz başvurusunun yapılmamış
sayılmasına karar verilerek başvurana tebliğ edilmesi,
2. Verilen kesin süre içinde;
a) Temyiz harçlarının tamamlanması hâlinde,
b)Temyiz harçlarının tamamlanmaması sebebiyle temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair verilen
kararın tebliğ tarihinden itibaren bir hafta içinde temyiz edilmesi durumunda ise temyiz harç ve giderleri de
yatırıldıktan sonra, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Daireye gönderilmesi gerekir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Belirtilen işlemlerin yerine getirilmesi için dosyanın hükmü veren Bölge Adliye Mahkemesine GERİ
ÇEVRİLMESİNE,
25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
|
2024_7826.pdf | 10. Hukuk Dairesi 2024/7826E. , 2024/9118kK.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2457 E., 2024/668 K.
KARAR : Esastan Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 4. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/95 E., 2022/122K.
Dava, sigorta primine esas kazancın tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı
Kurum ve davalı Şirket vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye
Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın davalı SGK vekili tarafından temyiz
edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen
raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava dosyası her ne kadar temyiz incelemesi için Dairemize gönderilmiş ise de aşağıda belirtilen hususlarda
noksan bulunduğu anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK'nın 81 inci maddesinin birinci fıkrasında “İstifa eden vekilin vekâlet görevi, istifanın
müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam eder.” ve 361 inci maddesinin birinci fıkrasında
“Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinden verilen temyizi kabil nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali
talebi üzerine verilen kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabilir.”
düzenlemeleri yer almaktadır.
Somut olayda Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın davalı ... vekili olarak görev yapan Av.... 'a
elektronik tebligat ile tebliğ edildiği; (3 Nisan 2024 tarihinde tebligat alanına başarılı olarak konulduğu, 8
Nisan 2024 tarihinde okundu sayıldığı), buna karşılık Av. ... tarafından 4 Nisan 2024 tarihinde UYAP
üzerinden gönderilen dilekçe ile “Yukarıda belirtilen dosya numarası ile görülmekte olan davayı; her ne
kadar davalı vekili olarak takip etmiş isek de müvekkil ile yapılan anlaşma gereği vekalet ilişkimiz sona
ermiştir. Dosyaya istifa dilekçesi sunulmuş ancak tebligat tarafımıza yapılmıştır. Bu yüzden gönderilen istinaf
kararının iade alınarak dosyaya vekalet sunan yeni vekile gönderilmesine ve UYAP kayıtlarından
çıkarılmamıza karar verilmesini talep ederiz” denildiği ve vekillikten istifa dilekçesinin ise 19 Temmuz 2022
tarihinde UYAP üzerinden Mahkeme dosyasına sunulduğu anlaşılmakla; Bölge Adliye Mahkemesi kararının
elektronik tebliğ suretiyle davalı asile tebliğ edilmesi, elektronik tebliğ suretiyle tebliğ yapılamaması halinde
ise davalı Şirketin adresi olan “Atatürk Mah. Bahariye Cad. No:7/3 .../... ” adresine tebliğ edilmesi, temyiz
için geçerli süre geçtikten sonra dosyanın tebligat parçaları da dosyaya eklendikten sonra temyiz incelemesi
için Daireye gönderilmesi gerekir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Belirtilen işlemlerin yerine getirilmesi için dosyanın hükmü veren Bölge Adliye Mahkemesine GERİ
ÇEVRİLMESİNE,
26.09.2024 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|
2024_8484.pdf | 10. Hukuk Dairesi 2024/8484E. , 2024/9291kK.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/325 E., 2024/799 K.
KARAR : Kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 19. İş Mahkemesi
SAYISI : 2018/463 E., 2021/90 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen aksi Kurum işleminin
iptali ile çakışan sigortalılık nedeniyle iptal edilen 4/1-a çalışmalarının hizmet süresinden sayılması
davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi
kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne
karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı SGK Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre,
temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin
kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki
belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I.DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 05.02.1988 tarihinde 4/a sigortalısı olarak çalışmaya
başladığını ancak sigortalılık süresinin Kurum kayıtlarında eksik göründüğünü, gerekli itirazlar yapılmasına
rağmen kayıtların düzeltilmediğini, hizmet döküm cetvelinde belli dönemlerde 4/b sigorta kolunda prim
tahakkuk ettiği görülse de bu kayıtların hatalı olduğunu, ekte sunulan iş bırakma yoklama fişinden de
anlaşılacağı üzere davacının ortaklığı bulunan ... Dekorasyon İnş. Tic. Ltd. Şti.'nin 2003 yılı Ocak ayından
itibaren gayri faal olduğunu, Kurumca davacının kayden ortak olarak görüldüğü dönemlerde 4/a
çalışmalarının iptal edilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, Kurum işleminin iptali ile 4/a sigortalılık
çalışmalarının hizmet süresinden sayılması gerektiğinin ve Kurum kayıtlarının buna göre düzeltilmesine
karar verilmesini istemiştir.
II.CEVAP
Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; hak düşürücü sürenin geçtiğini, Kurum kayıtlarının tetkikinde
davalı şirketin 30.04.2005 tarihi itibari ile mükellefiyetinin resen terk ettirildiğini, yapılan işlemlerde usul ve
yasaya aykırı herhangi bir yön bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
HI.İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile davacının iptal edilen 4/1a kapsamındaki
sigortalılık sürelerinin hizmet sürelerinden sayılarak Kurum kayıtlarının bu şekilde düzeltilmesine, aksine
Kurum işleminin iptaline karar verilmiştir.
IV.İSTİNAF
A.İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı SGK Başkanlığı vekili
tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
B.İstinaf Sebepleri:
Davalı SGK Başkanlığı Vekilinin İstinaf Sebepleri
Davalı SGK Başkanlığı vekili istinaf dilekçesinde; Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu, davanın
bilirkişi raporunun b bendi gözetilerek reddinin gerektiğini belirterek, hüküm kurmaya elverişli olmayan
Davalı SGK Başkanlığı vekili istinaf dilekçesinde; Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu, davanın
bilirkişi raporunun b bendi gözetilerek reddinin gerektiğini belirterek, hüküm kurmaya elverişli olmayan
tanık beyanları ile usul ve yasaya aykırı verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 15.03.2023 tarih ve 2021/905 E.-2023/494 K. sayılı kararı ile dosya
kapsamındaki 31.08.2005 tarihli İş Bırakma Yoklama Fişinde, şirketin ortakları ... ve ... şirketin 2003 yılı
Ocak ayından itibaren gayri faal olduğunu beyan ettiklerinin belirtildiği, yine Mecidiyeköy Vergi Dairesi
Müdürlüğünün 16.11.2018 tarihli yazısı ile davacının ortağı olduğu ... Dekorasyon İnş. Tic. Ltd. Şti. ünvanlı
şirketin 30.04.2005 tarihi itibariyle mükellefiyetinin resen terkin ettirildiğinin tespit edildiğinin bildirildiği,
diğer yandan davacının iddialarına ilişkin olarak beyanlarına başvurulan davacı tanıklarının ortak mahiyetteki
ifadelerinde, ekonomik nedenlerle ve diğer ortağın rahatsızlanması üzerine davacının ortağı olduğu şirketin
bürosunu kapatarak 2002 yılında şirketin faaliyetlerine son verdiklerini ve davacının ekonomik nedenlerle
farklı işverenler yanında çalıştığını beyan ettikleri, bu durumda tanık beyanları da nazara alınarak davacının
ekonomik yönden geçimini sağladığı çalışmasının tespitinde, davacının limited şirket ortaklığı nedeni ile
zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı ile çakışan 506 sayılı Kanun kapsamındaki çalışmalarının baskın çalışma olarak
kabulü ile davacının iptal edilen 02.06.2003-10.03.2008 tarihleri arasında 506 sayılı Kanun kapsamındaki
(5510 sayılı Kanun 4/1-a) sigortalılık sürelerinin geçerli sayılarak, aksi yöndeki davalı Kurum işleminin
iptalinin gerektiği, bu kabule göre de 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun'un 28.02.2011
tarihine kadar geçerli olan 53/1 inci maddesi kapsamında davacının 12.11.2008-11.01.2011 tarihleri
arasında önce başlayan Bağ-Kur (4/I-b) kapsamında sigortalı olması nedeni ile davalı Kurum işleminin bu
dönemler yönüyle yerinde olduğu gerekçeleriyle, İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak, davanın esası
hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle, davalı Kurumun istinaf başvurusunun kabulü ile İstanbul 19.
İş Mahkemesinin 2018/463 Esas 2021/90 Karar sayılı 16.02.2021 tarihli kararının kaldırılmasına, davanın
kısmen kabulüne, davacının iptal edilen 02.06.2003-10.03.2008 tarihleri arasında 506 sayılı Kanun
kapsamındaki sigortalılık sürelerinin geçerli sayılarak Kurum kayıtlarının bu şekilde düzeltilmesine, aksine
Kurum işleminin iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.
V.BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı SGK Başkanlığı vekili
temyiz isteminde bulunmuşlardır.
2. Daire kararında; "... Dosya kapsamından, davacının kurucu ortağı olduğu dava dışı ... Dekorasyon İnş.
Ltd. Şti. vergi kaydının 30.04.2005 tarihinde re'sen terkin ettirildiği, davacının şirket ortaklığının da bu
şekilde sona erdiği, 05.02.1988 tarihinde başlayan 4/a sigortalılığının, 02.06.2003-11.01.2011 tarihleri
arasında dava dışı başka işyerlerinde hizmet aktine dayalı olarak devam ettiği, çakışan bu dönemde baskın
sigortalılığının 4/a sigortalılığı olduğu anlaşılmakla, 01.10.2008 sonrası dönem yönünden de davacının 4/a
kapsamında sigortalı olduğu gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu
belirtilerek, hüküm bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin 06.05.2024 tarih ve 2024/325 E.-2024/799 K. sayılı kararı ile Yargıtay bozma
ilamına uyularak, davanın kabulüne, davalı Kurum işlemin iptali ile davacının iptal edilen 4/a kapsamındaki
sigortalılık sürelerinin geçerli sayılması gerektiğinin tespitine, karar verilmiştir.
VI.TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı SGK Başkanlığı vekili
temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı SGK Başkanlığı Vekilinin Temyiz Sebepleri
Davalı SGK Başkanlığı vekili; Kurum işlemlerinin yerinde olduğunu, itirazlarının nazara alınmadığını
belirterek, usul ve yasaya aykırı verilen hükmün temyiz incelemesi sonucu bozulmasını istemiştir.
C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacının 02.06.2003-11.01.2011 tarihleri arasındaki 4/1-a sigortalılık statüsünden bildirilen
hizmetlerinin Kurumca zorunlu Bağ-Kur (Kanun'un 4/I-b) kapsamındaki sigortalığı ile çakışması nedeni ile
iptaline yönelik işlemin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2.İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370
ve 371 inci maddeleri,
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer
alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın
gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya
uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine
hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı SGK Başkanlığı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen
nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı SGK Başkanlığı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan
Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
|
2024_7845.pdf | 9. Hukuk Dairesi 2024/7845E. , 2024/12860K.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 1. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın
kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan
reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda
gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının
altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre somut uyuşmazlıkta; 01.01.2023-31.12.2024 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesindeki
taban ücret uygulaması sebebiyle davacının bireysel iş sözleşmesinde belirlenen ücretinin, asgari ücretle
olan bağının 01.01.2023 tarihi itibarıyla kesildiği görülmekle; somut davadaki hükmün, ücret tespiti
bakımından temyiz kesinlik sınırını aşacak şekilde ileriye yönelik bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla
kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL'nin altında kalmaktadır.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine
gönderilmesine,
02.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
|
2024_7844.pdf | 9. Hukuk Dairesi 2024/7844E. , 2024/12859K.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 1. İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın
kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvurunun esastan
reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda
gereği düşünüldü:
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının
altında kalması hâlinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci
fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre somut uyuşmazlıkta; 01.01.2023-31.12.2024 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesindeki
taban ücret uygulaması sebebiyle davacının bireysel iş sözleşmesinde belirlenen ücretinin, asgari ücretle
olan bağının 01.01.2023 tarihi itibarıyla kesildiği görülmekle; somut davadaki hükmün, ücret tespiti
bakımından temyiz kesinlik sınırını aşacak şekilde ileriye yönelik bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktar, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibarıyla
kesinlik sınırı olan 378.290,00 TL'nin altında kalmaktadır.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine
gönderilmesine,
02.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
|
2024_7599.pdf | 10. Hukuk Dairesi 2024/7599E. , 2024/8720K.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2019/294 E., 2023/239 K.
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen rücuen tazminat
davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi
kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen
kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve
diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar
verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip
gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı Kurum vekili dava dilekçesinde, davalıya ait işyeri sigortalılarından ...'ın 22.06.2010 tarihinde
geçirdiği iş kazası sonucu “546 oranında sürekli iş göremez duruma girdiğini, sigortalı tarafından işveren
aleyhine açılan Bakırköy 20. İş Mahkemesinin 2013/255 E. sayılı dosyasında işverenin “070 kusurlu
olduğunun tespit edildiğini, Kurumca sigortalıya 192.574,85-TL peşin sermaye değerli gelir bağlandığını,
24.223,69-TL geçici işgöremezlik ödeneği ödendiğini, 1.403,08-TL tedavi masrafı yapıldığını, toplam zararın
218.201,62-TL olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak üzere şimdilik 109.100,81-
TL'nin tahsis-onay, sarf ve ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline
karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı Kurum vekili, 01/06/2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini toplam 152.59,36 TL olarak artırmıştır.
II. CEVAP
1.Davalı vekili cevap dilekçesinde, dava konusu iş kazasının 22.06.2010 tarihinde meydana geldiğini, talep
edilen miktarların zamanaşımına uğradığını, iş kazasını kapsayan dönemde şirketin ... Sigorta A.Ş. nezdinde
işveren mali mesuliyet sigortası bulunduğunu, sigortalı tarafından davalı şirket aleyhine açılan maddi ve
manevi tazminat davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, kazanın sigortalının kendi dikkatsizliği ve
kusuru neticesinde gerçekleştiğini, müvekkili şirketin kazanın meydana gelmesinde kusur, ihmal veya
dikkatsizliğinin bulunmadığını, sigortalıya gerekli eğitimlerin verildiğini ve koruyucu malzemelerin teslim
edildiğini, maddi manevi tazminat davasında alınan kusur raporundaki kusur oranını kabul etmediklerini
beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.İhbar olunan sigorta şirketi dilekçesinde özetle; davalı adına tanzim edilmiş 12003197-5 no.lu
20.01.2010-20.01.2011 vadeli işveren mali sorumluluk sigorta poliçesi bulunduğunu, poliçeye göre iş
kazaları sonucunda vaki bulacak tazminat taleplerinin kişi başına toplam 100.000 $ limitle tazminata dahil
olduğunu, işveren aleyhine açılan tazminat davasında İstanbul 4. İcra Müdürlüğünün 2014/21828 Esas sayılı
dosyasına toplam 289.996,75-TL ödeme yapıldığını, azami tazminat ödendiğinden sigorta şirketinin başkaca
bir sorumluluğunun bulunmadığını beyan etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 11.10.2016
tarihli ve 2014/300 Esas, 2016/263 Karar sayılı ALAY; davaya konu olayla ilgili < olarak görülen tazminat
İL. a a a <a YY “Ye a a m İN a a
Mahkemenin 11.10.2016
tarihli ve 2014/300 Esas, 2016/263 Karar sayılı kararıyla, davaya konu olayla ilgili olarak görülen tazminat
davasında sigortalının W 30, davalı-işverenin “670 kusur oranına göre hesap yapıldığı, anılan dosyada alınan
kusur raporuna göre Mahkeme dosyasında hesap incelemesi yapıldığı ve buna göre rapor sonrası davacı
Kurumca 01.06.2016 tarihinde ibraz edilen ıslah dilekçesinin de göz önününe alındığı belirtilerek, davanın
kabulü ile 134.802.39 TL sürekli iş göremezlik gelirinin gelir onay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile
birlikte,16.874,81 TL geçici iş göremezlik ödemelerinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile
birlikte, 982,16 TL tedavi giderinin sarf tarihi olan 13.08.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile
birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesi kararının süresi içerisinde taraf vekillerinin istinafı üzerine Bölge Adliye
Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V.BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde
bulunmuştur.
2.Dairemizin 16.10.2019 tarihli ve 2017/1562 E. 2019/7491
K. sayılı kararıyla, dosya üzerinden bir kusur raporu alınması gerektiği, tazminat dosyasındaki kusur
raporunun hükme esas alınmasının isabetli bulunmadığı, ayrıca olayın oluş biçimine göre sigortalı kusurunun
daha fazla olması gerektiği de belirtilerek karar bozulmuştur.
B. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Yargıtay bozma kararı doğrultusunda kusur raporu
alındığı, söz konusu iş kazasının meydana gelişindeki kusur oran ve aidiyetinin belirlenmesi için alınan
13.03.2023 tarihli kusur bilirkişi heyeti raporunda, davalı işveren ...nin 9660 oranında, kazalı sigortalının
“40 oranında kusurlu olduğunun değerlendirildiği, Mahkemece de 13.03.2023 havale tarihli bilirkişi
raporundaki kusur oranlarının benimsendiği, bu kusur oranlarına göre alınan 17.07.2023 havale tarihli
hesap raporunun da hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olduğu, öte yandan davacı vekilinin
05.09.2023 havale tarihli talep azaltım dilekçesi ile 115.544,91-TL sürekli iş göremezlik gelirinin gelir onay
tarihinden, 14.464,13.-TL geçici iş göremezlik ödemelerinin ödeme tarihlerinden, 841,85-TL tedavi giderinin
sarf tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği, davacı
vekilinin talep azaltım dilekçesinin ise sonradan talebin daraltılması mümkün olmadığından, talebin
daraltılması hususunun kısmen feragat olarak değerlendirildiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile
115.544,91-TL ilk peşin sermaye değerli gelir alacağının onay tarihinden itibaren, 14.464,13- TL geçici iş
göremezlik ödeneği alacağının ödeme tarihlerinden itibaren, 841,85-TL tedavi gideri alacağının sarf
tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte davalı şirketten alınarak davacı Kuruma verilmesine,
fazlaya ilişkin istemin reddine
karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı SGK vekili temyiz isteminde
bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı Kurum vekili temyiz dilekçesinde, iş kazasının davalı işverenin gerekli iş güvenliği ve işçi sağlık,
tüzük ve yönetmeliklerine uygun güvenlik önlemlerine almamasından kaynaklandığını, sigortalıya yüklenen
kusur oranının fahiş olduğunu, talep azaltım dilekçesine göre davanın kabulü yerine kısmen kabulüne karar
verilerek Kurum aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderinin yüklenmesinin usul ve yasaya aykırı
olduğunu belirterek, kararın temyizen bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile
370 ve 371 inci maddeleri ile
2.5510 sayılı Kanun'un 21 inci ve 76 ncı maddesi hükümleridir.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden
birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın
gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya
uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine
hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler
kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davacı Kurum vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan
kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine
gönderilmesine,
18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
|
2024_7517.pdf | 10. Hukuk Dairesi 2024/7517E. , 2024/8788K.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/378 E., 2022/96K.
KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın
kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine yapılan temyiz incelemesi sonucunda,
Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi tarafından bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulüne
dair verilen karar davalı ... tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:
5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 8 inci maddesinin 1. fıkrasına göre karar tarihi itibariyle iş
mahkemelerinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları hariç miktar veya değeri bin
lirayı geçmeyen davalar hakkındaki nihai kararlar kesindir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 06.06.1975 gün ve 1975/6-8 sayılı içtihadında,
HUMK'un 427 nci maddesindeki kesinlik sınırının iş mahkemelerinde verilen kararlarda da uygulanması
gerektiği belirtilmiştir.
1 Ekim 2011 tarihinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) yürürlüğe girmiş, anılan Kanunun
450 inci maddesiyle de 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ek ve değişiklikleriyle birlikte
tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır. Bununla birlikte yasa koyucu uygulamada birtakım sorunların ortaya
çıkmasını engellemek için, Hukuk Muhakemeleri Kanununda geçiş hükümlerini ayrıca düzenlemiştir.
Bu bağlamda 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3 üncü maddesinde, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama
tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086
sayılı Kanunun 26.09.2004 tarih ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454 üncü madde
hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı açıkça düzenlenmiştir.
16.07.1981 gün ve 2494 sayılı Kanunun geçici maddesi ile temyiz ve karar düzeltme sınırlarına ilişkin
değişikliklerin, Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra verilecek nihai kararlara yönelik temyiz ve karar
düzeltme istemleri hakkında uygulanacağı belirtilmiş; dolayısıyla, dava hangi tarihte açılmış olursa olsun,
temyiz ve karar düzeltme sınırlarının saptanmasında, hakkında bu yollara başvurulan hükmün verildiği
tarihteki yasal durumun esas alınacağı kabul edilmiştir.
Temyiz kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır
malın veya alacağın değeri dikkate alınır.
Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde temyiz (kesinlik) sınırının saptanmasında alacağın
tamamının gözetilmesi, tümü dava konusu yapılan bir alacağın kısmen kabulünde ise temyiz (kesinlik)
sınırının belirlenmesinde kabul ve reddedilen miktarların esas alınması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanununu Geçici 3 üncü maddesi gereğince 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 427 nci
maddesi hükmü gereğidir.
21.07.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri
yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı "Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına
Dair Kanun" ve ayrıca 5236 sayılı Kanun; katsayı artışı da uygulanmak suretiyle bu kanunların yürürlük
tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 2022 yılı için 1086 sayılı Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanunu'nun 427 nci maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını 5.810,00 TL olarak değiştirmiştir.
e şş NAM İri A#MRKVRr 0 il are an benin
tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 2022 yılı için 1086 sayıl Hukuk Usulü
Muhakemeleri Kanunu'nun 427 nci maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını 5.810,00 TL olarak değiştirmiştir.
Dosya içeriğine göre temyiz eden davalı aleyhine hükmedilen tutar 2.509,73 TL olup temyize konu edilen
toplam miktar İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 5.810,00 TL'nin altında
kalmaktadır.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı ...'in temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
19.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
|
2024_8591.pdf | 10. Hukuk Dairesi 2024/8591€E. , 2024/8840K.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/261 E., 2024/95 K.
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen hizmet tespiti
davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi
kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabul
kısmen reddine dair karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı, davalı ve fer'i müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik,
süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin
kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki
belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davacının 21.10.2013 ile 24.05.2017 tarihleri arasında davalı işyerinde kesintisiz olarak
çalıştığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Fer'i müdahil Kurum vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı cevap dilekçesinde; açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu belirterek davanın reddine karar
verilmesini talep etmiştir.
II. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 17.05.2018 tarihli ve 2017/276 Esas, 2018/329 Karar sayılı kararıyla davanın
kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davalı ve fer'i müdahil Kurum vekilleri tarafından
istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 30.09.2021 tarihli ve 2018/2300 Esas, 2021/609 K. sayılı kararıyla davalı ve
fer'i müdahil Kurum vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı ve fer'i müdahil Kurum
vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Daire kararında; sair hususlar incelenmeksizin, hükmün HMK 297 üzerinde durulması gerektiği
gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne dair karar
o ea. ene.
B. Ilk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kısmen kabulüne dair karar
verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı ve fer'i müdahil Kurum
vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı ve fer'i müdahil Kurum vekilleri temyiz dilekçesinde; eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulduğunu
belirterek İlk Derece Mahkemesince verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, hizmet tespitine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci
maddeleri, 5510 sayılı Kanun'un 86 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden
birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın
gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya
uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine
hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; fer'i müdahil Kurum ve davalı vekilleri tarafından temyiz
dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı ve fer'i müdahil Kurum vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve
kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
|
2024_8551.pdf | 10. Hukuk Dairesi 2024/8551€E. , 2024/8848K.
e
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2022/230 E., 2024/92 K.
KARAR : Davanın Kabulüne
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen Kurum işlemi iptali
davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi
kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne dair
karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve
diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar
verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip
gereği düşünüldü:
1. DAVA
Davacı vekili; Kurum işleminin iptali ile davacıya babasının sigortalılığı nedeniyle 01.12.2015 tarihinden
itibaren ölüm sigortası kolundan aylık bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava
etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde; açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu belirterek davanın reddine karar
verilmesini talep etmiştir.
111. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 07.09.2021 tarihli ve 2020/74 Esas, 2021/208 Karar sayılı kararıyla; davanın
reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda
bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 03.02.2022 tarihli ve 2021/2079 E. 2022/145 K. sayılı kararıyla davacı vekilinin
istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davacı vekili temyiz isteminde
bulunmuştur.
2.Daire kararında; eksik araştırma gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne dair karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, davalı Kurum vekili tarafından
temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde; eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulduğunu belirterek İlk Derece
Mahkemesince verilen kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Kurum işlemi iptali ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci
maddeleri, 5510 sayılı Kanun'un 56 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden
birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın
gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya
uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine
hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler
kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı Kurum vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve Kanun'a uygun olan
kararın ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
23.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
|
2024_7476.pdf | 10. Hukuk Dairesi 2024/7476E. , 2024/8728K.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2020/223 E., 2021/225 K.
KARAR : Davanın Reddine
Taraflar arasında görülen Kurum işleminin iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi
sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar
verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre,
temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin
kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki
belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin ... Mah. ... Cad. No:54 Bakırköy adresindeki bulunan
Şubesine 21.8.2013 tarihinde ... SGK Bağcılar Sosyal Güvenlik Merkezinin bildirge konulu .../5.8.2013 ve
12873370/... numaralı işlemleri tebliğ edilmiş olduğu, dava konusu işbu işlemlerin tebligat zarflarında
müvekkilinin ünvanı ve adresi yazılmasına rağmen bu işlemlerle müvekkil şirketin herhangi bir ilgisi
bulunmadığını, işlemlerim davacı ... Bilimleri Eğitim Yay. Tur. Hiz. A.Ş. yönünden iptal edilmesi gerektiğini;
dava konusu olan işyeri 2.8531.01.01. 1001803.034.02.49 sayılı işlem sureti belirtilen işyeri sicil
numarasının müvekkiline ait olmadığını, ... Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Bağcılar Sosyal Güvenlik Merkezi
bildirge konulu B.13.2.SGK.4.34.10.01/13-
4/01.1001803.034say11112872985/05.08.2013ve12873370/05.08.013 numaralı işlemlerin davacı ... Bilimleri
Eğitim Yay. ve Turizm Hizmetleri A.Ş. yönünden durdurulmasını, SGK Bağcılar Sosyal Güvenlik Merkezi
tarafından bildirge konulu B.13.2.SGK.4.34.10.01/13-4/01.1001803.034 sayılı e ve
128.73.370/0508.2013 numaralı işlemlerin davacı ... Bilimleri Eğitim Yayıncılık ve Turizm Hizmetleri
yönünden iptalini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi sunmamış, aşamalardaki
beyanında asıl davanın reddini talep etmiştir.
HI. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 19.01.2016
tarihli ve 2013/628 Esas 2016/6 Karar sayılı kararıyla davanın Kurum işleminin yerinde olması nedeniyle
reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Mahkeme kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 23.09.2020 tarih ve 2019/3879 Esas 2020/4779 Karar sayılı bozma ilamında; 1001803.34 sicil
no'lu, dersane işyerinin davacı ... Bilimleri Eğitim Yay. ve Tur. Hizm. Ltd. Şti. tarafından dava dışı ... Özel
Eğitim Hizmetleri Ltd. Şti.'den 02.02.2006 tarihli devir sözleşmesiyle devraldığı belirtilmekle birlikte devir
sözleşmesinin dosya kapsamına alınmadan eksik inceleme ve değerlendirmeye göre hüküm kurulduğu,
Mahkemece, Kurumun 22.12.2006 tarihli genel denetim raporunun ek-1 kayıt inceleme tutanağı başlıklı
kısmının 5.6 no'lu maddesinde de bir fotokopisinin tutanak ekine eklendiği, belirtilen söz konusu devir
sözleşmesinin davalı Kurumdan celbi ile devir sözleşmesi incelenmek suretiyle devir olgusunun
a W 4. ge Le A ee 89 e A AL LA a.
kısmının 5.6 no'lu maddesinde de bir fotokopisinin tutanak ekine eklendiği, belirtilen söz konusu devir
sözleşmesinin davalı Kurumdan celbi ile devir sözleşmesi incelenmek suretiyle devir olgusunun
değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek, karar bozulmuştur.
B.Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 02.02.2006 tarihli Dershane Devir sözleşmesi
dosya içine alınarak anılan devir sözleşmesi değerlendirildiğinde, dava dışı Özel... ... Dershanesinin davalı
... Bilimleri Eği. Yay. Tur. A.Ş.'ye devir edildiği ve devir olgusunun var olduğu, sözleşmenin devir unsurlarını
taşıdığı, bu itibarla SGK Bağcılar Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından raporda tespit edilen aylık ek prim ve
belgelerinin davacı ... Bilimleri Eğitim Yay. Tur. Hiz. A.Ş.'den talep edilmesinde 5510 sayılı Kanun'un 86 ncı
maddesi ve 89 maddeleri ve SGİY'nin 112/8 bendi uyarınca yapılan işlemde yasaya aykırı bir durum
olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ile davalı Kurum vekili
tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı vekili devir sözleşmesi ile personel devrinin olmadığını belirterek kararın temyizen bozulmasını
talep etmiştir.
2.Davalı Kurum vekili, Kurum lehine 610 tazminata hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek kararı
temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin atfı ile 1086 sayılı Kanun'un 428,
439 uncu maddeleri,
2. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 86 ıncı ve 89 uncu maddesi
hükümleridir.
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası
atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci
maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk
kurallarının somut olaya uygulanmasında temyiz nedenlerine göre bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya
uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine
hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını
gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan nedenlerle,
Tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan mahkeme kararının ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
|
2024_7746.pdf | 10. Hukuk Dairesi 2024/7746E. , 2024/8721kK.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/113 E., 2021/180 K.
KARAR : Karar verilmesine yer olmadığına
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen haczin kaldırılması
davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İlk Derece Mahkemesi
kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davan konusuz
kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve
diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar
verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip
gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının eşi muris ...'in Sosyal Güvenlik Kurumuna olan borcu nedeniyle
Kurum tarafından davacının murisi adına Kocaeli ili, İzmit ilçesi Tapu Müdürlüğünde kayıtlı ... Mahallesi 354
ada, 37 no.lu parselde bulunan 8 no.lu bağımsız bölüm üzerine haciz konulduğunu; bu taşınmazın
müvekkilinin çocuk ve torunları ile birlikte yaşadığı taşınmaz olduğunu, murisin borcu karşılayacak başkaca
gayri menkulleri olmasına rağmen hacizde tertip ilkesi gözetilmeksizin müvekkilinin barınma hakkına saldırı
niteliğindeki haciz ve satış işlemlerinin durdurulmasını ve tedbiren satış işlemlerinin durdurulmasına karar
verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde, davacı tarafın usulüne uygun tebligat yapılmadığına dair iddialarının
yerinde olmadığını, davacının gelir ve aylıklarının kesilmesi işleminin 6183 sayılı Kanun'un 71 inci maddesine
uygun olarak yapıldığını, davacının meskeniyet iddiasının ve haczin kaldırılmasına ilişkin taleplerinin yerinde
olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HI. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 22.06.2018 tarihli 2018/58 Esas 2018/170 Karar sayılı kararıyla; davanın kabulü
ile davacının murisi ... adına kayıtlı İzmit ... Mah. 354 ada 37 parsel sayılı taşınmazda bulunan 8 no.lu
bağımsız bölüm üzerine Sigorta İl Müdürlüğünün 15.03.2004 tarih ve 34135 sayılı yazısı ile konulan haczin
kaldırılmasına karar verilmiştir.
IV. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusu hakkında, Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine karar
verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili tarafından
temyiz isteminde bulunulmuştur.
2.Dairemizin, 07.04.2021 tarihli ve2020/4359 E. 2021/4866 K. sayılı kararıyla murisin, mirasını
reddetmeyen başkaca mirasçı olup olmadığının araştırılması gerektiği,dava dilekçesinde bahse konu ve
20.03.2012 tarihinde usulsüz tebliğ edildiği iddia olunan 2003/705 sayılı ödeme emri ile 25 takip dosyasının
birleştirilmesi ile aynı tarihte davacıya tebliğ edilen ödeme emirlerinin iptaline yönelik bir dava bulunup
A © a YY a YY © Y '
20.03.2012 tarihinde usulsüz tebliğ edildiği iddia olunan 2003/705 sayılı ödeme emri ile 25 takip dosyasının
birleştirilmesi ile aynı tarihte davacıya tebliğ edilen ödeme emirlerinin iptaline yönelik bir dava bulunup
bulunmadığının araştırılması ve davacının dava dilekçesinde belirttiği hacze konu ödeme emrinin usulsüz
tebliğ iddiası üzerinde de durulmak suretiyle bu iddianın da irdelenmesi, davacıya gönderilen ödeme emrinin
iptaline yönelik bir davanın bulunmadığının anlaşılması halinde ise, eldeki davanın sadece haline münasip ev
üzerindeki haczin kaldırılması istemine yönelik olup olmadığı hususunda davacı tarafın beyanı da alınmak
suretiyle dava konusu istemin belirlenmesi gerektiği, ayrıca mahcuz gayrimenkulün değer tespiti yönünden
de, davacının sosyal ve ekonomik durumu ile haciz konulan bağımsız bölümde ikamet edip etmediği
hususları kolluk vasıtasıyla, davacı adına başka mesken niteliğinde taşınmaz olup olmadığı hususu da Tapu
ve Kadastro Genel Müdürlüğü vasıtasıyla araştırılmalı, haczedilen evin haline münasip ev olup olmadığının
tespiti ile içinde emlakçılık yapan kişilerin bulunduğu bilirkişilerden mahcuzun bulunduğu yer ve konumlarını
irdeler şekilde ve emsal konumda olan taşınmazların satışları hakkında da araştırma yapılmak suretiyle
mahcuzun değerini irdeleyen rapor alınarak, davaya konu taşınmazın bulunduğu yerde aileyi oluşturan
kişiler dikkate alındığında haline münasip evi alabileceği değerin tespit edilmesi gerektiği belirtilerek karar
bozulmuştur.
B.İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilinin 01.07.2021 tarihli
duruşmada, müvekkilinin borcun tamamını ödediğini ve davanın konusuz kaldığını beyan etmesi üzerine
Mahkemece yazılan müzekkereye Sosyal Güvenlik Kurumunun 09.07.2021 tarih ve E-88699458-206.16.99-
27728578 sayılı cevabi yazısında; ..., ... sicil sayılı dosyada işlem gören işyeri işvereni ... Kereste ve
Ambalaj ...'in ödenmeyen prim borçlarından dolayı mirasçı ...'in 7256 sayılı Kanun kapsamında yapılandırma
müracaatında bulunduğu ve borcun tamamını ödediği, davanın konusuz kaldığının belirtildiği ve
yapılandırma formu ile ödemeye ilişkin belgelerin yazı ekinde gönderildiği, her ne kadar davalı kurum
tarafından davacının murisi adına kayıtlı Kocaeli ili, İzmit ilçesi, ... Mahallesi, 354 ada, 37 parselde bulunan
8 no.lu bağımsız bölüm üzerine haciz konulmuş ise de, söz konusu prim borcunun davacı tarafından
ödendiği Sosyal Güvenlik Kurumunun 09.07.2021 tarih ve E-88699458-206.16.99-27728578 sayılı cevabi
yazısından anlaşıldığından davanın konusuz kaldığı ancak dava tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı
olduğu anlaşılmakla, davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle,
dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek, davacı
taraf lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde
bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Kurum vekili, davacının 7256 sayılı Kanun kapsamındaki yapılandırma kapsamında ödeme yapması
nedeniyle konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesine
karşın Mahkemece davacının davasını açmakta haklı olduğu gerekçesiyle davacı taraf lehine vekalet ücreti
ve yargılama giderine hükmetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, Mahkemece verilen bu kararda haklılığın
ortaya konulmasının mümkün olmadığını belirterek kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taşınmaz üzerine konulan haczin meskeniyet olması nedeniyle iptaline karar verilmesi istemine
ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile
370 ve 371 inci maddeleri, 200 ve 202 nci maddeleri,
2-6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 70/1-11 maddesi hükümleri
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması
gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz
olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki
temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 7256 sayılı Kanun kapsamında yapılan yapılandırma sonucu işbu davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla,
anılan Kanun'un 3 üncü maddesinin 13 üncü bendi (ç) alt bendinde düzenlenen; "Bu Kanun hükümlerinden
yararlanılmak üzere vazgeçilen davalarda verilen kararlar ile hükmedilen yargılama gideri, avukatlık ücreti
ve fer'ileri talep edilmez ve bu alacaklar için icra takibi yapılamaz. Vazgeçme tarihinden önce ödenmiş olan
yargılama giderleri ve avukatlık ücretleri geri alınmaz." düzenlemesi gereği taraflar lehine ya da aleyhine
yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi
usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un
370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca kararın düzeltilerek onanması gerekir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı Kurum vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine,
2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge
Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
Davalı Kurum vekilinin temyiz itirazının kabulü ile
İlk Derece Mahkemesi hükmünün
1-3 üncü bendinin tamamen silinmesine,
2-4 üncü bendinin silinerek yerine,"Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üstlerinde bırakılmasına"
ibarelerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
|
2024_7965.pdf | 9. Hukuk Dairesi 2024/7965E. , 2024/10521kK.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1034 E., 2024/682 K.
KARAR : İstinaf başvurularının esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tavşanlı İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/225 E., 2022/47K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın
kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine
karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer
usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten
ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği
düşünüldü:
1. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Türkiye Kömür İşletmeleri ( TKİ) Genel Müdürlüğüne bağlı
linyit kömür üretiminde faaliyet gösteren ... Elektrik Madencilik Sanayi ve Ticaret AŞ (... Şirketi) çalışanı
olduğunu, en başından beri davalının asıl işçisi olmasına rağmen muvazaalı olarak alt işveren işçisiymiş gibi
gösterilerek haklarının kısıtlandığını, toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanması gerektiğini, davacının
işyerinde imzalanan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan sendikaya üye olduğunu ileri sürerek ilave tediye
alacağı, ücret farkı alacağı, toplu iş sözleşmesi ikramiyesi alacağı, prim alacağı, kömür yardımı alacağı,
bedelsiz yemek iaşe bedeli alacağı, sabun ve aydınlatma bedeli alacağı, koruyucu malzeme ve giyim bedeli,
sosyal yardım zammı, kuru katık bedeli ve vardiya zammı alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini
talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı def'i ve husumet itirazında bulunduklarını, müvekkilinin işi
anahtar teslim iş olarak verdiğini, ihale makamı olan Kurumun herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını,
çalışanların emir ve talimatları ihaleyi alan firmadan aldıklarını, davacının Kurum işçisi olmadığını ve
Kurumun tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanmak istediğine dair bir talebi bulunmadığını
savunarak davanın reddini istemiştir.
2. İhbar olunan ... Şirketi vekili cevap dilekçesinde, zamanaşımı def'inde bulunduklarını müvekkilinin İdare
tarafından açılan ihaleleri kazanarak kömür üretim işi yaptığını, davalı ile müvekkili Şirket arasındaki ilişkinin
ihale usulü ile hizmet alımı işi olduğunu ve muvazaanın söz konusu olmadığını, davacının müvekkili Şirket
çalışanı olduğunu, davacının Maden-İş Sendikası ile müvekkili arasında imzalanmış olan toplu iş sözleşmesi
hükümlerinden yararlandığını ve herhangi bir hak kaybının söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini
isteniştir.
111. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının Maden-İş Sendikasına üye
olduğu, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun sabit olduğu, davalı Kuruma yazılan
müzekkere cevabında davacının sendika üyeliğinin davalı Kuruma bildirilmediğinin, Maden-İş Sendikasına
yazılan müzekkere cevabında ise işçinin sendika üyeliğinin asıl işverene bildirilmesi usulünün
uygulanmadığının belirtildiği, buna göre davacının sendika üyeliğinin davalı Kuruma bildirilmediğinin
anlaşıldığı gerekçesiyle davacının toplu iş sözleşmesinden ... alacak taleplerinin reddine; ancak davacı 6772
sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212
anlaşıldığı gerekçesiyle davacının toplu iş sözleşmesinden ... alacak taleplerinin reddine; ancak davacı 6772
sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması ve 6452 Sayılı Kanunla 6212
Sayılı Kanunun 2 nci Maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun (6772 sayılı Kanun) gereği ilave tediye
alacağına hak kazandığından dava konusu ilave tediye alacağının hüküm altına alınmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda
bulunmuşlardır.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili; toplu iş sözleşmesi imza tarihinde işyerinde örgütlü Maden-İş Sendikasına üye olan
müvekkilinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan fark ücret alacaklarının reddinin yasal dayanaktan yoksun
olduğunu, toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanmak için imza tarihinde işyerinde örgütlü sendikaya
üye olmanın yeterli olduğunu, İlk Derece Mahkemesi gerekçesinde belirtilen yüksek yargı kararlarının hatalı
yorumlandığını, üyeliğin işverene bildirimi yükümlülüğünün imza tarihinde sendika üyesi olmayan ancak
sonradan üye olan işçiler için olduğunu, aynı işyerinde çalışan işçilerin toplu iş sözleşmesi farkları da dâhil
tüm haklarını aldıklarını, müvekkilinin ücretinden sendika aidatı kesildiğini ve davalı Kurumun bu durumu
bildiğini, vekâlet ücretinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması
istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
2. Davalı vekili; zamanaşımı def'inde bulunduklarını, işverenin asıl işverene göre gerek kullanılan teknoloji
gerekse araç ve gereçler bakımından daha üstün olması gerektiğinin söylenemeyeceğini, bu nedenle
muvazaa tespitini kabul etmediklerini, davacının ilave tediye ücretine hak kazanamadığını hesabın da hatalı
olduğunu, fiilen çalışılan günlere göre kıstelyevm hesabı yapılması gerektiğini, brüt ücret üzerinden karar
verilmesinin hatalı olduğunu, faiz talebi ile faiz başlangıç tarihleri ve faiz türlerinin hukuka aykırı olduğunu,
harç, yargılama giderleri, arabuluculuk ücreti ve vekâlet ücreti bakımından aleyhe olan kısımları kabul
etmediklerini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar
verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dosya kapsamına göre davalı
Kurumun hizmetin yürütülmesine ilişkin teknolojik imkânları, araç, gereç ve ekipmanları itibarıyla alt
işverenden daha üstün durumda olduğu, asıl işin alt işverene verilebilmesinin en önemli şartının verilen işin,
işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerden olması şeklinde belirlenebileceği ancak
somut uyuşmazlık bakımından 4857 sayılı İş Kanunu'na (4857 sayılı Kanun) uygun bir asıl işveren alt
işveren ilişkisi kurulmadığından davacının başlangıçtan itibaren TKİ Genel Müdürlüğü işçisi olarak kabulünün
doğru olduğu, buna göre İlk Derece Mahkemesinin ilave tediye alacağının kabulüne dair kararının isabetli
bulunduğu, davacının toplu iş sözleşmesinden yararlandırılması talebi yönünden ise Yargıtay 9. Hukuk
Dairesinin 23.06.2021 tarihli ve 2021/6396 Esas, 2021/10706 Karar sayılı ilâmının dikkate alınması
gerektiği, dosya kapsamına göre davacının sendika üyeliğinin Kuruma bildirilmediğinin anlaşıldığı, bu
nedenle toplu iş sözleşmesinden yararlanmasının mümkün olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporunun
denetime elverişli olduğu, 30.06.2016 ödeme tarihli ilave tediye alacağının zamanaşımına uğradığı ve bunun
İlk Derece Mahkemesince gözetildiği, alacağa hükmedilen faiz, faiz başlangıç tarihleri ve hükmün fer'i
sonuçlarına ilişkin harç, yargılama gideri ve vekâlet ücreti düzenlemeleri ile alacağın brüt olarak hüküm
altına alınması konularında isabetsizlik bulunmadığı gerekçeleriyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının
esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde
bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrarla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak
in nlen dn müslimin sn ane seminer annanadı manik ln Üreme nemle sn si Üsmünmendi Bü German sisi ammÜünesmnm Ünen mn mim enler sen
viLdaUali Kaiuiililidol VE YdvVdiliii CUUIie RKdidi VCİİHMCDEİ İSLİM ME LLİPIYIZ yululld Ud gvulliluşLul,
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı ile talep konusu alacakların hesabına
esas alınacak ücret ile hesaplama yöntemi, dava türü, zamanaşımı, faiz, yargılama gideri ve vekâlet ücreti
noktalarındadır.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ve
371 inci maddesi.
2. 6100 sayılı Kanun'un 107 ve 109 uncu maddeleri, 4857 sayılı Kanun'un 2 nci maddesinin yedi ve sekizinci
fıkraları ile 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi, 6098 sayılı Türk
Borçlar Kanunu'nun 19 uncu maddesi ile 146 ila 161 inci maddeleri, karar tarihinde yürürlükte bulunan
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi.
3. 6772 sayılı Kanun'un 1 ve 2 nci maddeleri aşağıdaki şekildedir:
"Madde 1 - Umumi, mülhak ve hususi bütçeli dairelerle mütedavil sermayeli müesseseler, sermayesinin
yarısından fazlası Devlete ait olan şirket ve kurumlarla belediyeler ve bunlara bağlı teşekküller, 3460 ve
3659 sayılı kanunların şümulüne giren İktisadi Devlet Teşekkülleri ve diğer bilcümle kurum, banka, ortaklık
ve müesseselerinde müstahdem olanlardan İş Kanununun şümulüne giren veya girmiyen yerlerde
çalışmakta olan ve İş Kanununun muaddel birinci maddesindeki tarife göre işçi vasfında olan kimselere,
ücret sistemleri ne olursa olsun, her yıl için birer aylık istihkakları tutarında ilave tediye yapılır. (1)(4)
Madde 2 - Birinci maddede sözü geçen işçilerden maden işletmelerinin munhasıran yeraltı işlerinde
çalışanlarına bu işlerde çalıştıkları müddetle mütenasip olarak her yıl için ayrıca birer aylık istihkakları
tutarında bir ilave tediye daha yapılır.(4)
4. Dairemizin 15.09.2021 tarihli ve 2021/7688 Esas, 2021/11983 Karar sayılı; 23.02.2022 tarihli ve
2022/1773 Esas, 2022/2225 Karar sayılı ilâmları.
5. Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesinin 10.11.2016 tarihli ve 2016/26170 Esas, 2016/25527 Karar
sayılı ilâmı.
6. Dairemizin 27.10.2021 tarihli ve 2021/10852 Esas, 2021/15039 Karar sayılı ilâmında zamanaşımı def'ine
ilişkin Dairece benimsenen ilkeler şu şekilde ifade edilmiştir:
Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun
kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece
onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.
Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme
niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.
Zamanaşımı, bir borcu doğuran, değiştiren ortadan kaldıran bir olgu olmayıp, salt doğmuş ve var olan bir
hakkın istenmesini ortadan kaldıran bir savunma aracıdır. Bu bakımdan zamanaşımı alacağın varlığını değil,
istenebilirliğini ortadan kaldırır. Bunun sonucu olarak da, yargılamayı yapan yargıç tarafından yürüttüğü
görevinin bir gereği olarak kendiliğinden göz önünde tutulamaz. Borçlunun böyle bir olgunun var olduğunu,
yasada öngörülen süre ve usul içinde ileri sürmesi zorunludur. Demek oluyor ki zamanaşımı, borcun doğumu
ile ilgili olmayıp, istenmesini önleyen bir savunma olgusudur. Şu durumda zamanaşımı, savunması ileri
sürülmedikçe, istemin konusu olan hakkın var olduğu ve kabulüne karar verilmesinde hukuksal ve yasal bir
engel bulunmamaktadır.
Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr
olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı
nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı
tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava
konusu yapılan miktar için kesilir.
Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu
hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda
yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri
Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 371/2 ve 319. maddeler uyarınca
ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı
definde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan
zamanaşımı define davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa (suskun kalınmışsa)
zamanaşımı defi geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun uygulandığı dönemde
süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi
gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra
ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı defi dikkate alınmaz.
Zamanaşımı definin cevap dilekçesinin ıslahı yoluyla ileri sürülmesi de mümkündür (Yargıtay HGK.
04.06.2011 gün 2010/ 9-629 E. 2011/ 70.K.)...."
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması
gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz
olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin aşağıda yer alan paragrafların kapsamı dışındaki
temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Somut uyuşmazlıkta ilave tediye alacağına ilişkin dava, 6100 sayılı Kanun'un 109 uncu maddesinde
düzenlenen kısmi alacak davası türünde açılmış ve sonuçlandırılmıştır. İlk Derece Mahkemesince hükme esas
alınan bilirkişi raporunda, ilave tediye alacağı bakımından davaya karşı ileri sürülen zamanaşımı def'i dikkate
alınarak hesaplama yapılmıştır. Bundan sonra alacak miktarı ıslah yoluyla artırılmış, davalı Kurum vekili
tarafından ise davacı tarafça sunulan ıslah dilekçesine karşı kanuni süresinde zamanaşımı def'i ileri
sürülmüştür. İlk Derece Mahkemesince ıslaha karşı ileri sürülen zamanaşımı def'i sadece 30.06.2016 tarihi
bakımından dikkate alınmış, Bölge Adliye Mahkemesince ise Bakanlar Kurulu kararı gereğince muacceliyet
tarihinin 26.12.2016 tarihi olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi değerlendirmesinin yerinde olduğu
başkaca zamanaşımına uğrayan alacak olmadığı değerlendirilmiştir. Ne var ki varılan sonuç hatalıdır.
3. Şöyle ki; Bakanlar Kurulunun 11.01.2016 tarihli ve 2016/8372 Karar sayılı kararında; 6772 sayılı
Kanun'un 1 inci maddesine göre ilave tediye ödemesinin ilk yarısının 29.01.2016 tarihinde ve diğer yarısının
30.06.2016 tarihinde, 2 nci maddesine göre yapılacak ilave tediye ödemesinin tamamının 26.12.2016
tarihinde; Bakanlar Kurulunun 22.08.2016 tarihli ve 2016/9120 Karar sayılı kararında ise 6772 sayılı
Kanun'un 3 üncü maddesine göre ilave tediye ödemesinin ilk yarısının 09.09.2016 tarihinde ve diğer
yarısının 26.12.2016 tarihinde yapılacağı belirtilmiştir. Buna göre Bakanlar Kurulu kararında yer alan
"Kanunun 2 nci maddesine göre maden işletmelerinin münhasıran yer altı işlerinde çalışanlara yapılacak
ilave tediyenin tamamının 26.12.2016 tarihinde" şeklindeki ifade, maden işletmelerinin münhasıran yeraltı
işlerinde çalışanlarına yapılacak ek ilave tediye ödemesine ilişkindir. Dolayısıyla kararın, İlgili Hukuk kısmının
(6) numaralı paragrafında açıklanan Dairece benimsenen ilkeler de dikkate alınarak, zamanaşımı def'inin
değerlendirilmesi için bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge
Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye
Mahkemesine gönderilmesine,
an nam anama :nı es ie mW A ,0000 eş ge
|
2024_8461.pdf | 9. Hukuk Dairesi 2024/8461E. , 2024/10534K.
o
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
SAYISI : 2023/549 E., 2024/237 K.
KARAR : Davanın kısmen kabulü
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen alacak davasında
verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8.
Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar
verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen
kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer
usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve
Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı Bakanlığa bağlı işyerinde hizmet alım sözleşmesi
kapsamında çalışmaktayken 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (696 sayılı KHK) hükümlerine göre
02.04.2018 tarihinde sürekli işçi kadrosuna geçirildiğini, davalı Bakanlık ile davacı arasında sürekli işçi
kadrosuna geçirilirken imzalanan belirsiz süreli iş sözleşmesinde asgari ücretin belirli bir oran fazlasının
davacının ücreti olarak öngörüldüğünü, sözleşme hükmüne göre ücretin her yıl asgari ücretin belirli bir oran
fazlası olarak belirlenmesi gerekmesine karşın sözleşmeye aykırı olarak davacının ücretinin asgari ücret
seviyesine çekilmek ve bu ücrete 964 oranında zam uygulanmak suretiyle eksik ödendiğini ileri sürerek
davacının eksik ödemeden kaynaklı fark ücret, ikramiye ve ilave tediye alacaklarının davalıdan tahsiline
karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını, kadroya geçiş sonrası
Yüksek Hakem Kurulu kararı ile uygulamaya konulan toplu iş sözleşmesi dikkate alınarak ücretin
belirlendiğini, hukuka aykırı bir uygulamanın söz konusu olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
HI. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Ankara 26. İş Mahkemesinin 20.12.2022 tarihli kararı ile; davacı ile davalı İdare arasında imzalanan belirsiz
süreli iş sözleşmesinin 7 nci maddesinde, davacının ücretinin asgari ücretin belirli bir oran fazlası olacağına
dair düzenleme olduğundan hareketle belirsiz süreli iş sözleşmesinin ve toplu iş sözleşmesinin ilgili
hükümleri uyarınca yapılan hesaplama doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 27.04.2023 tarihli kararı ile; kadroya geçiş sırasında
imzalanan sözleşmede davacının ücretinin asgari ücretin belli bir oranda fazlası olarak belirlendiği,
hesaplamada 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (375 sayılı KAK) geçici 23 üncü maddesi uyarınca
esas alınacak toplu iş sözleşmesi ve Türk Ağır Sanayi ve Kamu İşverenleri Sendikası ile Öz Sağlık ve Sosyal
Hizmet İşçileri Sendikası arasında 08.09.2021 tarihinde imzalanan 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük süreli
toplu iş sözleşmesi hükümlerinin dikkate alındığı, fark ücretin arabuluculuk başvuru tarihi de dikkate
alınarak belirlendiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
toplu iş sözleşmesi hükümlerinin dikkate alındığı, fark ücretin arabuluculuk başvuru tarihi de dikkate
alınarak belirlendiği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde
bulunmuştur.
2. Dairemizin 18.10.2023 tarihli kararı ile; 2022 yılı itibarıyla işçiye ödenmesi gereken ücret tespit edilirken
08.09.2021 imza tarihli ve 01.01.2021-31.12.2022 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesinin 33 üncü
maddesine göre işçinin 31.12.2021 tarihindeki günlük çıplak brüt ücreti üzerine toplu iş sözleşmesinde
kararlaştırılan şekilde zamların yürütülmesi gerekmekte iken ücretin bireysel iş sözleşmesinde kararlaştırılan
asgari ücret oranı ile bağlantısının kesildiği göz önünde bulundurulmaksızın söz konusu zamlara iş
sözleşmesinde öngörülen asgari ücret oranına ilişkin zam miktarının eklenmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle
Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına
karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; bozma kararı doğrultusunda dosyanın
bilirkişiye tevdi edildiği, tanzim edilen ek bilirkişi raporundaki hesaplamaların Yargıtay bozma kararına,
dosya kapsamına uygun ve gerekçeli ve denetime elverişli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne
karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde
bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; davacının 2018 yılı ücreti korunarak bu ücrete “4 oranında zam yapıldığını, ücretin
düşürülmesinin söz konusu olmadığını, davacı işçinin bir yandan bireysel iş sözleşmesindeki günlük brüt
ücretinin esas alınmasını, diğer taraftan da toplu iş sözleşmesi ile öngörülen ücret kriterlerinin
uygulanmasını istemesinin mümkün olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına ve
davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının 2022 yılına
ait ücretin bozmaya uygun şekilde tespiti ile buna göre fark ücret, fark ikramiye ve fark ilave tediye
alacaklarının yeniden hesaplanmasına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile
370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 22, 32 ve 34 üncü maddeleri, 696 sayılı KHK ile 375 sayılı KHK'ya eklenen
geçici 23 üncü madde, 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması
ve 6452 Sayılı Kanunla 6212 Sayılı Kanunun 2 nci maddesinin Kaldırılması Hakkında Kanun'un 1 vd.
maddeleri, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 39 uncu maddesi.
3. 696 sayılı KAK kapsamında kadroya geçen işçilerin geçiş aşamasındaki ücretlerinin tespiti ile bireysel iş
sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün ileriye etkisine ilişkin ilke ve esaslar, Dairemizin 03.05.2023 tarihli ve
2023/3001 Esas, 2023/6593 Karar sayılı kararında şu şekilde açıklanmıştır:
2. 696 sayılı KHK'nın 127 nci maddesi ile 375 sayılı KHK'ya eklenen geçici 23 üncü madde çerçevesinde
sürekli işçi kadrosuna geçirilen işçiler ile işveren arasında imzalanan iş sözleşmesinin ücrete ilişkin
hükümlerinin doğru değerlendirilmesi son derece önemlidir. Dairemiz uygulamasına göre kadroya geçiş
sırasında düzenlenen iş sözleşmesinde ücretin sadece asgari ücretin belli bir oranda fazlası yahut geçiş
öncesindeki hizmet alım sözleşmesinde öngörülen ücret veya bu ücretin katları olarak belirlenmesi hâlinde,
bu ücretin işçinin kadroya geçiş aşamasındaki ilk (temel) ücreti olduğu, taraflar arasında sonraki dönemler
yönünden işvereni ücret artışı yapmakla yükümlü kılan bir düzenleme olmadığı kabul edilmektedir. Diğer
taraftan iş sözleşmesinde ücretin her ay için asgari ücretin belli bir oranda fazlası şeklinde ödeneceğine
yönelik hükümler ileriye etkili hükümler olarak değerlendirilmeli, bu hükümlerin sonraki dönemlere ilişkin
ücret artışları yönünden işvereni bağlayacağı kabul edilmelidir.
"
3. Değerlendirme
1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden
birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın
gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında temyiz edenin sıfatına göre bir isabetsizlik
bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise
yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler
kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın
ONANMASINA,
Davalı ... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
03.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
|
End of preview. Expand
in Dataset Viewer.
README.md exists but content is empty.
Use the Edit dataset card button to edit it.
- Downloads last month
- 9