siir
stringlengths 171
74.5k
| siir_uzunlugu
int64 31
9.7k
|
---|---|
Doğa Adında Bir Ermiş
Toprak ana kız doğurmuş
Adını da ağaç koymuş
Yazın giydirmiş onu
Kış gelince soymuşNere gitsin nasıl etsin
Şaşırıp kalmış ağaçcık
Hem üşümüş hem ağlamış
Her bir yerleri apaçıkDoğa adında bir ermiş
Ağaçları çok severmiş
Kurmuş gizli tezgahını
Renkler kokular eğirmişKumaş dokumuş ışıktan
Gelinlik kıza giydirmiş
Alıp götürmüş sarayına
Oğlu ile evlendirmiş
| 55 |
Mahpus Damı Utanmıyor
MAHRUS DAMI UTANMIYOR
Biz insana değer verdik suçlandık
Yürek buna katlanmıyor güzel dost
Dostluğun sırrına erdik taçlandık
Mahpus damı utanmıyor güzel dost
-
Doğru dedik dokuz köyden kovdular
Gece gündüz sabah akşam soydular
Bizi ac bırakıp onlar doydular
Mahpus damı utanmıyor güzel dost
-
Odalar ışıksız her bir yan boştu
Güzellikten kaçan kötüye koştu
Yürekler sızladı ihanet coştu
Mahpus damı utanmıyor güzel dost
-
Ne canlar vermişiz yarınlar için
Geceler hiç bitmez bilmem ki niçin
Derler ki bize de kötüyü seçin
Mahpus damı utanmıyor güzel dost
-
Güzeli sevmesi suç imiş meğer
Korkarsan bitersin sinersen eğer
Doğruluk yücedir, bin cana değer
Mahpus damı utanmıyor güzel dost
-
Yıllara böylece meydan okudum
Günü geldi ben de çile dokudum
Yüreğim yangında güya uyudum!
Mahpus damı utanmıyor güzel dost
-
Yıkılsa duvarlar gün yüzü görsem
Gönül bahçesine bir yatak sersem
Canan el uzatsa ben de gül versem
Mahpus damı utanmıyor güzel dost
-
Elbette tükenir bunlar da geçer
Gün gelir onlar da ektiğin biçer
Dosteli bunları bilerek içer
Mahpus damı utanmıyor güzel dost
-
| 174 |
Gül Güneşçe
Gül yüzlüm, bir gün de gül yüzüme, bir gül güneşçe
Her gün güller açsın gün yüzünde, her gül güneşçeGönül gözlüm, şu yüreğime bir bak, odları gör
Bengisuyunu coşturup, güller der, gül güneşçeGönül evimi gül bahçesine döndür ne olur
Toz pembe rüyalarıma güller ser, gül güneşçeGüzelliğini gizleme gözümden, göynür özüm
Yüz göster, güllerle bezensin her yer, gül güneşçeGözüm gönlüm açılsın, salınarak gel bahçeme
Mahzûn bülbüle gizli bir selam ver, gül güneşçe
| 72 |
Ağlamasın Aşk
Hep anılar kaldı, sensiz gönlümde
Bom boş çerçeveydi, yüreğimde aşk
Hayallerdin gece, bitmez ömrümde
Dolmadı gözlerim, ağlamasın aşkAvuçladım sensiz, doğan güneşi
Sebebi senmiydin, bitmez o eşi
Hüzünlere kattım, sardım telaşı
Dolmadı gözlerim, ağlamasın aşkSen dönesin diye, kalpten ağlarım
İmkansıza karşı,tüm kavgalarım
Gelmeyeceksen de, yarsiz bağlarım
Dolmadı gözlerim, ağlamasın aşkHer zaman canımın,parçası saydım
Gece rüyalarda,hep sensiz kaydım
Aşk dolu kadehi,içince baydın
Dolmadı gözlerim, ağlamasın aşkDolup taştı senle, seven kıyılar
Yüzündeki bende,kaldı sayılar
Unutacak sandı,sensiz dayılar
Dolmadı gözlerim, ağlamasın aşkSevdanı ruhumdan atamadım yar
Seni bensiz ne çok,sevenlerin var
Özüme yazılıp, çizilenler kar
Dolmadı gözlerim, ağlamasın aşkBahattin’im hala,içerim sızlar
İzmir’in umudu, tükenmez kızlar
Burnumda tütüyor, sevdalı sazlar
Dolmadı gözlerim, ağlamasın aşk
Bahattin Tonbul
27.7.2012
| 113 |
Bayram Yeri
Anne, bugün bayram
Haydi giydir yeni esvaplarımı!
Saçımı tara, mendilimi ver!
Bugün çok güzel olmalıyım,Elini öpeceğim babamın, amcamın
Sonra bayram yerine gideceğim! Görsen neler var bayram yerinde,
Beş kuruşa atılan tüfekler,
Hele o salıncaklar, horoz şekerleri.
Sıra sıra dizilmiş oyuncaklarAtlı karıncalar üstünde
Dönüp duruyor çocuklar!
| 47 |
Tanrı böyle de seviyor beni
Ben bir Akdeniz dağ keçisiyim
Bir ucum Toroslar’da
Bir ayağım Ilgaz’da
Olur, olmaz soğuklara aldırmam zemheriye de
En sarp köşesinden dağların
Yıldızları sayarım gün batımı
Kurtlar benim düşmanımsa
Anlarım
İnsanların dost olmayışınaysa yanarım
Ben de ormanların düşmanıyım çünkü
Tanrı bu yüzden hiç sevmiyor beni
Ben bir çöl devesiyim
Sıcağa da aldırmam
Susuzluğa da
Başım kerbela ‘da
Kuyruğum tih’te
Ne eşarp taktım
Ne çarşafa büründüm
Böyle Mekke’ye gittim
Doğduğum gibi çırılçıplak
Tanrı böyle de seviyor beni
Ellerimi kendine doğru tutarak
| 84 |
Aşk; Saldı Rüzgâra Aşkı’nı
Göçebe kuşlar gibiydi aşkSonbaharda elinden uçuverdi…Kuşun ömrü geri dönmeye yetebilirOnu öldüren; yolun zor şartlarıdır…Her göç seneye bir umuttur amaDönse de aynı dalı bulamazBulsa da başka kuşlar vardır oradaAşk ise Sonbaharla göç ederken Dönemeyeceğini zaten biliyorduBu yüzden dalın yerini bellemediHem daha şanslıydı kanatlılardanÖnünde başka mevsimler vardı…Aşk da saldı rüzgâra aşkı’nıİsteyen alsın kullansın dedi…(Bojidar Çipof 9 Kasım 2014 Yeşilköy)
| 61 |
Dost Dost Diye (Yahyalı Kerem)
Dost dost diye hayalına yeldiğim
Dostusa ayırmış özünü benden
Çatık kaşlı benlerini saydığım
Dostusa ayırmış özünü bendenHani dost uğruna can baş verenler
Hasletin söylesin gözle görenler
Şimdi bizden yüz çevirmiş yarenler
Evvel kekitmezdi gözünü bendenGözüm yaşı döner mi ola sellere
Bu ayrılık har düşürür güllere
Evvel aşinaydım her bir hallere
Şimdi sakınıyor sözünü benden
| 59 |
Akşam Çöküğü
Renklerin ışıltılı kavgası sukuta erdi
Gölgeler uzadıkça uzadı tükenişe
Gün batımı balı süzme saltanatında
Gecenin sessizliğine tünüyor kuşlar
Kızılı emziren, sabrı tüketen gül sunuşlar
Akşam çöküğü, buğulu mercan yamaçlar
At gölgeleri, yeleler toz duman altında
Ufka yuvalanan düşler, mor sevişmeler…Ebruli gönül danteli, ürpertili zaman
Gözler gecenin büyüsünü sürmelemekte
Ateş böcekleri sevda çekenlerin sırdaşı
Buhurdanlıkta tüten tütsü aşkın kokusu
Tende gül yangınları, usu bitiren ferman
Aşk ateşiyle belenen, kundaklanan sevda.
Kim bilir kaç akşam çöküğüyle uyuyacak
Kaç şafak söküğüyle yeniden uyanacak sevda...
| 83 |
123 GÖZYAŞI. i
Gözyaşı,
Aşk ve sevda fırtınasının gönül denizinde meydana getirdiği dalgalardan şehadet âlemine sıçrayan inci damlalarının adı olsa gerektir. Gözyaşı,
Rahmet denizinin bencillik toprağını merhamet ile sulayıp bereketli kıldığı pınardır. Gözyaşı,
Yanlış, hata ve kusurlarının farkına varan,
onurlu ve akıllı insanların, cezayı büyük güne bırakmama endişesinden kaynaklanan arınma hadisesinin sonucu olarak günah kirlerinin dünyada temizlenmesi için akıttıkları Havzı kevser mai zülalidir. Gözyaşı,
Büyük talep ve beklenti içinde olanların,
hacetlerinin kabulü için ortaya koydukları samimiyet sermayesi, arz mektubunun talebi red edilmeyen acz ve fakrı ilan eden naz makamında yazılan dilekçenin solmayan ve silinmeyen mübarek mürekkebidir. Evet,
Gözyaşı,
Rahmet pınarının aşkı ilan, aczi izhar, hatadan nedamet, acıyı ifade, derde deva, cihan paha, gönül defterine ruh kalemi ile yazılacak mualla manalarının su damlalarına dönüşmüş çölleri gülzara, çemenzara çeviren mübarek damlalarıdır.
| 129 |
Hayat Masalı
Sevdalar bilirdim,yalın,gerçek,saf alabildiğine.
Şimdi yaşanılan aşklardan uzak.
Bir gökyüzü bilirdim baktığımız,umutlu,mutlu.
Şimdi ne gökyüzü var,ne umutlar
Aynalar bilirdim yüzümüze gülen gençliğimizin
Şimdi mutsuz,yaşlı gözler geriye kalan.
Yürekler bilirdim yağmur gibi sağnak sevdalara yağan.
Şimdi yağmurların yerini kara bulutlara bırakan.
Nice hayatlar bilirdim acı ve gözyaşlarıyla yoğrulmuş,
Yinede ayakta dimdik durmuş.
Ve bir ben bilirdim sensiz,kimsesiz.
Seni sevmiş,kaybetmiş,hayat masalı hazin bitmiş bir ben bilirdim.
Şimdi o da yok artık....
| 70 |
Ebe - Ebe Hemşire
Biri iki yapan, bazen üç
Bazen dört yapar, zor güç
Dünyaya bebek getiren kişi
Ebe veya ebe-hemşiredir ismiAnne ve bebekle ilgilenen
Adı, anneyle birlikte söylenen
‘Ebe-Ana, Ebe-Anne’ denilen
Ebe veya ebe-hemşire, çok sevilenAnne ve bebek sağlığıdır işi
Sevecen, şefkatli, merhametli
24 saat çalışır, özverili
Ebe veya ebe-hemşire, kutsal kişiDoğumda doktora yardımcı
Doktor olmayan yerde doğumcu
Elleri şifalı sağlık çalışanı
Ebe veya ebe-hemşiredir adı
| 67 |
Olmasaydı
Hasret mi tanırdım dert mi bilirdim,
Baştan aşağı kin, gurur, kibirdim,
Böylesi ne sever ne sevilirdim,
Boynumu büktüren yâr olmasaydı…Tatmamış olsaydım hiç bu duyguyu,
Bendim yine cümle âlemin toyu,
Sevdası uğruna geceler boyu,
Göz yaşı döktüren yâr olmasaydı…Ekmeğimi suyuma banar mıydım hiç,
Hiç aldanır mıydım, kanar mıydım hiç,
Bilir miydim nârı, yanar mıydım hiç,
Böyle dert çektiren yâr olmasaydı? ..
| 61 |
KUVAYİ MİLLİYE CEPHELERİ: 2-GÜNEY CEPHESi
1919 yılı Eylülünde İngilizler, işgal ettikleri Adana, Urfa ve Antep’i Fransızlara teslim ederek çekildiler. Maraş’ı da işgal eden Fransızlar civarlarındaki Ermenilerden yardım alarak halka çok ağır davranışlarda bulundukları için bu bölge halkı ayaklandı, örgütlenip, 1920 Nisan ve Mayıs aylarında Adana’yı kuşattılar.Antep, Urfa; Maraş Savunmaları:
Mondros Mütarekesinden sonra Antep’te Cemiyet-i İslâmiye kuruldu, Sivas Kongresinden sonra, Anadolu ve Rumeli Müdafaa -i Hukuk Cemiyeti’nin Antep şubeleri, Antep’i işgal eden Fransızlara karşı şehir halkını mücadeleye davet etti.Fransızlar, Antep’ten takviye kuvvet getirmeye kalkınca, Şahin lâkaplı Teğmen Sait onları yolda karşılayıp, iki defa püskürttü, şehit olana kadar savaştı. Kılıç Ali Bey, Mustafa Kemal’in emriyle Antep’e gelerek, Kuvayi Milliye Komutanı olarak görev almış, bir yıl kadar Fransızlarla savaşmıştı. Fransızlar, Türk Mevzilerini altı ay kadar muhasara ettiler ama açlık, susuzluk ve cephanesizliğe daha fazla dayanamadılar. 7. Şubat 1921. Antepte sokak sokak savaşıp, pek çok Antepli şehit oluğu için Antep’e Türkiye Büyük Millet Meclisi Gazi ünvanını verdi.Mustafa Kemal’in görevlendirdiği Ali Saip (Ursavaş) komutasında Kuvayi Milliyeciler, iki ay içerinde Fransızları memleketlerinden çıkardılar.
Maraş’ı ele geçiren Fransızlar burada da Ermenilerle birleşerek halka akla gelmeyecek kötü davranışlarda bulununca Maraşlılar ocak ayında ayaklandılar, şubat ortalarına kadar kuşattıkları Fransızlarla mücadele ettiler. Fransızlar zorla bir yol bulup, kaçtılar.
| 198 |
Kardelen
Geride kalan sadece vedâ’ n mı olacaktı sevdiğim
Kardelen misali zalimlerin soğuğuna direnmiştik oysa
Ve en çok senin için mücadele etmiştim
Böyle mi olacaktı sevdiğim umutluydum oysaGeceler sadece birer hatıra mı kalacak ömrümüzde
Hüznümü kimler alacak bilmem sensiz bu şehirde
Sonumu bilmem ama kız kulesi şahit olacak
Seni seve seve, ciğerimi sökercesine bir son olacak
| 56 |
Yanıktır Benim Sevdamın Sesi
Sar sevdanı umudun battaniyesine
Sımsıcak uyusun yüreğimde
Ninnidir ona duyumsadığın sevdam
Bir ninnide sen söyle gönlüme
Aşkın nağmeleri olsun bana güzel sesinle
Gönül bahçemdeki güllerin dibinde
Damlasın tüm melodiler umut çeşmesinde
Bülbülün eşidir güle duyulan sevdanYanıktır sesi yüreğimin
Sarp kayalara vurur yankısı,
Bin bir melodi tınısı
Sevdamın dilde can bulmasıdır
Gözlerinde kayboluşumSer sevdanı gönül gergefime
İlmek ilmek dokunsun yüreğimde
Nice renkler yelpazesiyle
Gökkuşağını kıskandırsın
Sevgi dolu müzik eşliğindeNakış nakış işlerim seni kanaviçe gibi
Renk renk resmederim seni tablolar misali
Yüreğime gölgen düştü
Gökteki dolunay gibi
Işıl ışıl aydınlattı gecemi
Yıldızlar, atlas yorgan misali
Aklım başımdan uçup gitti
Deli divane aşık misali..
| 105 |
DÜNYA GENELİNDE BARIŞ SAĞLANsın...
DÜNYA GENELİNDE BARIŞ SAĞLANSIN... Selamlar size saygıdeğer gönül dostlarım. İnsanlık adına dünya genelinde barış sağlanmasını arzu ediyorum. Ülkeler arası diyaloglar kuruldukça, barış görüşmeleri yapıldıkça hayırlı sonuç çıkması elbette her vatandaşın arzusudur. Toprak hırsına kapılıp, petrol yataklarına göz diken süper güç devletler maalesef Müslüman ülkelerin birbirlerini kırmaları için her türlü silahı pazarlayarak karlı çıkmaktadırlar. Ülke yönetiminin zayıflığından istifade eden terörist gruplar gafil vatandaşları da avlayarak sayılarını artırmaktadırlar. Geçmişte bazı ülkelerde yaşanan sağ,sol siyasi kavgaları yerini mezhep çatışmasına bırakmıştır. Şu örgüt veya bu örgüt güçlü diyerek basının haberleri abartmaları örgüt mensuplarında işine gelmektedir. Orta doğuda gelişen olaylardan tüm dünyanın rahatsızlık duyduğu da bilinmektedir. Zalim diktatörlerin masum halka toplu katliamlar yapmaları yürek burk maktadır. Yazılı ve görsel basından izlediğimiz görüntüler, duyduğumuz haberler hiç de iç açıcı değildir. Kimim kimi niçin öldürdüğü belirsiz bir hal almaktadır. Son zamanlarda güya Müslümanmış gibi görünen asil niyetinin ne olduğu, görüşünün ne olduğu yeterince bilinmeyen ISIT örgütün Irak, Suriye de bir çok bölgeyi işgal etmesi, ülkenin bazı gelir kaynaklarına el koyması gerçekten düşündürücüdür. Daha düne kadar İsrail devletinin Müslüman Filistin halkına havadan, karadan orantısız güçle yapılan saldırılar sonucu 2000 den fazla masum halkın ölmesine sebebiyet vermesi, binlerce vatandaşın yaralanmasına sebebiyet vermesi binlerce Filistinlinin evlerini, iş yerlerini tahrip edip zor durumda bırakması insanlık suçudur. Yaklaşık iki aya yakın yapılan bombardımanın tahribatı beş yılda zor tamir olur. Hayırsever ülkelerin desteği bile yetersiz kalmaktadır. İsrail kendini tüm dünyaya vahşiliğini kanıtlamıştır. Keşke hiçbir bölgede savaş olmasa da barışık yaşayabilsek. Suriye devleti liderinin halkına yapmış olduğu kıyım affedilir gibi değil. Milyonlarca vatandaşı mülteci durumundadır. Koltuk sevdası uğruna ülkesini harabeye çeviren gözü dönmüş insandan ne beklenebilir ki. Irak devletinin parçalanmasına da fırsat verilmemelidir. Aksi halde komşu ülkelerinde sorunlarının artmasına vesile olabilir. Afganistan da, Pakistan da, Somali de, Mısır da, Lübnan da, Tunus ta, Kas ova da, Bosna herkeste, Doğu Türkistan da, Azerbaycan da ismi şu an aklıma gelmeyen bir çok Müslüman ülkesinde zaman zaman yapılan iç ve dış çatışmalarda milyonlarca Müslüman vatandaş şehitlik mertebesine ulaşmıştır. Ülkelerin tahrip olması, can ve mal kaybının yaşanması mevcut idarecileri de zor duruma düşürüyor. Konu başlığında belirttiğim gibi şayet dünya genelinde barış sağlanırsa ülkelerin de menfaatine olacaktır. Masum vatandaşların kanının akmasından zevk alan kim olursa olsun Allah'ın azabından kurtulamadığı gibi kul hakkının da hesabını er geç verecektir. Aslında insanlar yaradılış gayesini algılamış olsalar bir ömür nefsiyle savaşarak Yaratana layık kul olmayı, Resule layık ümmet olmayı düşünebilirler. Konuyla ilgili barış sağlansın şiirimle, ölüm kol geziyor şiirimi paylaşıma sundum. Maalesef dünyanın bir çok yerinde ölüm kol geziyor basit sebepler yüzünden kan akmaya devam ediyor. Sanatımın gereği vermiş olduğum barış mesajım İnşallah yetkili kişilerce algılanır. Barış içinde yaşayabilmek arzusuyla Allah Türkiye Cumhuriyeti devletimizi her türlü felaketlerden korusun. Hoşça ve dostça kalınız.***** BARIŞ SAĞLANSIN *****Dünya genelinde gözyaşı dinmez,
Ülkenin sembolü her bayrak inmez,
Zaman ilerliyor geriye dönmez,
Savaşı bırakın barış sağlayın.Sevgi aşılayın, nefret saçmayın,
Yardımcı olmaktan asla kaçmayın,
Şeytana uyup ta şirki seçmeyin,
Savaşı bırakın barış sağlayın.İnsanlık adına zalim olmayın,
Kin, öfke artırıp, saçı yolmayın,
Hakkınız değilse toprak almayın,
Savaşı bırakın barış sağlayın.Her çeşit silahı üret meyiniz,
Nesiller yetişsin tüketmeyiniz,
Diyalog yolunu kapatmayınız,
Savaşı bırakın barış sağlayın.Süper güç devletler öncülük etsin,
Vicdani duygular hepsine yetsin,
Zekice düşünen imzayı atsın,
Savaşı bırakın barış sağlayın.***** KOL GEZER *****Gençliğin gücüne sakın güvenme,
Kurtuluşun yoktur fazla direnme,
Gurura kapılıp nefsi beğenme,
Ölüm kol geziyor haberin var mı? .Pilotu, yolcuyu bulur havada,
Kazayı artırır deniz, karada,
Tedbirini artır, kal sen duada,
Ölüm kol geziyor haberin var mı? .Dün gördüğün bugün toprak altında,
Kokundan bulurlar çatı katında,
Rahat edemezsin villa,yatında,
Ölüm kol geziyor haberin var mı? .Azrail meleği görev üstlenmiş,
Kuran kelamıyla bize seslenmiş,
Şeytan cahillerle yeyip beslenmiş,
Ölüm kol geziyor haberin var mı? .Toplu katliamlar çok ülkede var,
Yöreni, haneni ediyorlar dar,
Zekiden uyarı yeter bu kadar,
Ölüm kol geziyor haberin var mı? .Ispartalı Zeki Çelik TÜRKİYE İLESAM il temsilcisi.
| 626 |
Sadakat
korkuya geçiş önceliği tanıyan bir yüzle karşılayacaktık
sadakati!
elimizde isminin yazılı olduğu kartonlar, kadehler ve aşklar;
-uzun bir arkadaşlık havaalanında-
ulaşmaya, hep bulmaya çalıştık onu sanki durmadan
bir endişe, bir hüzün, bir ihtimal'ler kalabalığında! [hiç değilse zarif olmaya çalışan çocuklardık oybirliğiyle]çünkü
bir kimlikti bizim için içimizde boy veren çam ağaçlarının kokusu
yeni demlenmiş çayın rengine karışan yaralarımız
tarihe malolmuş kaygan sevgililer
'sevgilim! ' diyemediğimiz sevgililer
bir ameliyat izi gibi taşıdığımız çocukluğumuz
çünkü
bir kimlikti bizim için içimizde saklanan
gizli yolculuklardan kalma gizli yorgunluğumuz! ne sadakat, ne teselli ne de bir vicdan muhasebesi!
bir sabah hepimiz uyandık baktık ki apayrı yataklarda:
yalnız bir uyurgezer tarafından taranmış saçlarımız geceleyin
ve hiç değişmemiş yıllar geçse de
bir dişi, paraya dönüşsün diye yastığın altına yerleştirircesine
mutluluğa dönüşsün diye
hayatımızın bir yanına mutlaka koyduğumuz umutsuzluğumuz!
| 131 |
Bu Güzellik Gerçek mi?
Güzelliği görünce şehla oldu gözlerim
Dilim ise lal oldu, dökülmüyor sözlerim.
Akıl serden fırladı, tutmaz oldu dizlerim.
__Benim için bir başka biçime bürünüyor
__Bu güzellik gerçek mi, bana mı görünüyor. Bakışlarda giz saklı, kamer bile puslanır
Kaşlarla kirpik farklı, mücevhere yaslanır
Gülünce güller açar, gerçek güller kıskanır
__ Bukle olmuş saçları yerlerde sürünüyor
__Bu güzellik gerçek mi, bana mı görünüyor. Endamı boyu posu her bir yanda büst olur
Gözleri zümrüt yeşil, kalbim sanki test olur
Hangi yana dönersem, tüm benliğim mest olur
__Bütün orda olanlar, ruhumda korunuyor
__Bu güzellik gerçek mi, bana mı görünüyor. Ben düştüm bir girdaba, döndükçe batıyorum
Senden kalan her şeyi, gönülden atıyorum
Yıldızın şavkısıyla, sarılıp yatıyorum
__ Olumsuz düşünceyle, duygular kürünü yor
__Bu güzellik gerçek mi, bana mı görünüyor. Rüzgâr türkü söylüyor, dinle bak sessiz, sessiz
Mahir artık duymuyor, göz görmez kulak hissiz
Raks eden yıldızlar var, burası neden ıssız
__El ayak titreyince, yerlerde yürünüyor
__Bu güzellik gerçek mi, bana mı görünüyor.Mahir Başpınar_________________________________
................DOST KALEM.......................
_________________________________ Aşk denilen iksiri yüreğim hiç tatmazken
Lezzetini ömrümce bakışlara katmazken
Tükenip de dermanım artık nefes yetmezken
__El ayak titreyip te,yüreğim dürünüyor
__Bu güzellik gerçek mi,bana mı görünüyor_______Burhanettin Akdağ*-siyahbeyazSensiz boş bir bedendim, ruhuma anlam geldi,
Senden önce hiç'misim, bu gönül yeni bildi...
Duygularim hislerim dolu dizgin bir seldi
__Varlığınla bedenim paklanıp arınıyor
__Bu güzellik gerçek mi, bana mı görünüyor________Türcan Demirel Bir büyü ki ömrüme nevbaharlar getirdi
Bozkıra çalan ruhum mor sümbüller bitirdi
Sensiz geçen her günüm fırtınalar estirdi
__Kalbimin kapısından boran kış kürünüyor
__Bu güzellik gerçek mi, bana mı görünüyor_________ESMA ÖZAN
| 254 |
Günaha Açtı Çiçekler
Gökyüzünün rengi değişti önce
Sonra doğa’ nın, denizlerin
Felâket ulağı düştü yağmurlar
Yapraklar kavruldu tazeliğinde
Akıp gitti yeşili, gelmeden güzler.Ölümleri tezden oldu kelebeklerin
Gölgeler ağırlaştı mevsimlerin hüznünde,
Günaha açtı çiçekler
Küsüp kaderlerine;
Bu bir isyandır, dercesine
İsyan edercesine.
| 41 |
Ulan Gurbet..
Gözkapaklarım yorgun düşüyor bugün,
Hasretlik insana koyuyor gün be gün,
İyi niyet, güler yüz yetmiyor gücüm,
Ulan gurbet canımı sıkmaya başladın.Yıldızlar bize uzak, bizde sılaya,
Uzak durdum yanaşmadım belaya,
Katlandım durdum her türlü olaya,
Ulan gurbet canımı sıkmaya başladın.Beyim dedik, abi dedik olmadı,
Sabır bitti bıçak kemiğe dayandı,
Ofiste olnlar adam yerine saymadı,
Ulan gurbet canımı sıkmaya başladın..Ağlamak istesem gurban akmaz gözyaşım,
Her gün hasretle pişer ekmeğim aşım,
Birtek bana yoldaştır bilirim mezartaşım,
Ulan gurbet canımı sıkmaya başladın...Hacı Öztürk LİBYA/ 21-01-2003KAYDEDEN Hacı Öztürk
| 85 |
Uzaylı Yaratık Kardeşim 10
ALLÂH(c.c.) mesul tutmuşsa, Rab’bimi tanırsınız,
O, yerde ve gökte tek, karşı da çıkmazsınız… Biz, insan fitne ile resulleri dışladık,
Kitaplar mahvedip, batılı hazırladık… Rab’be inananlarda din değişmez ve tekdir,
Hak’ta yürümek gerek tevhit Rab’den emirdir… Siz uzaylılar için mutlaka din de vardır,
Şuur dinsiz olmuyor yaşamın kuralıdır… Ya da aşmışsınızdır ta merhamete kadar,
Rab’bin emirlerine tam dinleyecek kadar… (1999)
| 63 |
Cennet vatanım
Eşin yoktur dünyada cennet vatanım
Seninle yeşerdi dalım yaprağım
Şehit kanlarıyla sulandı her yer
Bölemez hiç kimse seni CENNET VATANIM Uğrunda döküldü hep kanlarımız
Vermeyiz kimseye gitse de canımız
Göğsümüz siperdir sana ey cennet vatan Vermeyiz, bölmeyiz, bu cennet vatanı
Nice şehitler verdik bir karış toprağına
Dönmek yakışmaz asla Türk 'ün şanına
Şehitler ölmez yiğidim asla unutma
Canlar kurbandır bu cennet vatana
| 64 |
Baba Dağdan atla özgürlüğe uç
Paraşüt ile atlamak için git,
Baba Dağdan atla özgürlüğe uç.
Zirveden kendini aşağıya it,
Baba Dağdan atla özgürlüğe uç.Zirveye varıp yolunu seçersin,
Kuşlar gibi paraşütü açarsın.
Gökte sen kartal misali uçarsın,
Baba Dağdan atla özgürlüğe uç.Atladığın vakit korkup sinersin,
İstersen pervane gibi dönersin.
Süzülerek aşağıya inersin,
Baba Dağdan atla özgürlüğe uç.Aşağıda deniz benzer kuğuya,
Bakarsan dağı görürsün doğuya.
Kuş gibi süzülürsün aşağıya,
Baba Dağdan atla özgürlüğe uç.Yusuf paraşüte binersin,
Bu olayı ömür boyu anarsın.
Sonunda Ölüdeniz'e konarsın,
Baba Dağdan atla özgürlüğe uç.
| 87 |
Gül Güneşçe
Gül yüzlüm, bir gün de gül yüzüme, bir gül güneşçe
Her gün güller açsın gün yüzünde, her gül güneşçeGönül gözlüm, şu yüreğime bir bak, odları gör
Bengisuyunu coşturup, güller der, gül güneşçeGönül evimi gül bahçesine döndür ne olur
Toz pembe rüyalarıma güller ser, gül güneşçeGüzelliğini gizleme gözümden, göynür özüm
Yüz göster, güllerle bezensin her yer, gül güneşçeGözüm gönlüm açılsın, salınarak gel bahçeme
Mahzûn bülbüle gizli bir selam ver, gül güneşçe
| 72 |
Cennet Vatan İçin
Ey nefsim eğer ölebilmezsen bu cennet vatan için,
Söylüyorum herkesten çok sana olur benim kinim,
Elhamdilüllah müslüman yaratılmışım, İslam dinim,
Ey nefsim eğer ölebilmezsen bu cennet vatan için,
Söylüyorum herkesten çok sana olur benim kinim...
| 38 |
Belkide bu halimden ben çok korkuyorum!
Yaşadığımın bir anlamı yok sanki son günlerde. Hayat her gün yerine getirilmesi gereken bir vazife sanki. Ne tadı var, ne de adı. Bir günün diğerinden farklı olmasını geçtim. Günler ve onu kovalayan haftalar bile benzer oldu birbirine. Pencereden bir damla ışığa bile tahammül edemez haldeyim. Depresyon uykuma sarılıyorum büyük bir şevkle. Çare onda sanıyorum. Sanki kalkınca herşey değişecekmiş gibi geliyor insana. Kokusu sarmış odamı, dolu bıraktığım kül tablası..Zorla aralıyorum gözlerimi ve bir sigara daha yakıyorum! Oysa beni bunca bunalıma sokan şey, gözlerimin önünde yerle bir olan hayallerim. Yapmak istediklerim, yapmayı dilediklerim… Öyle uzak geliyor ki şuan bana uzansam tutamam, eğilsem alamam. Belki de hayallerimden uzaklaştım, uzaklaştırıldım. ” Kimse beni anlamıyor” diye kaçmayacağım işin içinden.Herkesin sizi anladığı ama ” Yapacak bir şey yok” deyip görmemezlikten geldiği bir durum bu. İşte bu daha çok acıtıyor içimi. Öyle dengesiz ki ruhum, öylesine çaresiz, bir sabah uyandığımda ” asla vazgeçmek yok, buda geçer” diyorum, ertesi gün kendimi yine anlamsız çaresizliğin kollarında buluyorum. Bana sıkıcasına sarılmış. İşin içinden çıkamıyorum, üzülüyorum kahroluyorum.Belkide bu halimden ben çok korkuyorum!
| 177 |
Uyan Yiğit Şehitim Uyan
Vatan dedik……bölünmez dedin
Bayrak dedik……,,,,,inmez dedin
Bu kutsal değerler için can verdin
Uyan Vatanımın gerçek sahibi uyan
Uyan yiğit şehitim uyanSen ulaşılmaz dağların yiğit yolcusu
Soysuzların,namertlerin en büyük korkusu
Tek sıkıntısı var; oda unutulmak kaygusu
Uyan vatanımın gerçek sahibi uyan
Uyan yiğit şehitim uyanAl bayrağım kanından almış rengini
Vatansızlar ne bilir,senin değerini
Sana dil uzatan soysuz hazırlasın kefenini
Uyan Vatanımın gerçek sahibi uyan
Uyan yiğit şehitim uyanKöhne dağlarda sökerken şafak
Yiğidime olmuş otlar,çalılar,taşlar yatak
Sen dalından düşen bir yaprak
Uyan Vatanımın gerçek sahibi uyan
Uyan yiğit şehitim uyanÖlüm uykusunu revamı gördüler sana
Vatanseverler minnettar tüm yaptıklarına
Ne olur hakkını helal et bu cennet vatana
Uyan Vatanımın gerçek sahibi uyan
Uyan yiğit şehitim uyanSen gideli hiç bir şey degişmedi
Soysuzlar emellerinden asla vazgeçmedi
Daha nice yiğitler şehadet şerbeti içti
Uyan Vatanımın gerçek sahibi uyan
Uyan yiğit şehitim uyanHadi kalk…Vatanına yeniden sevdalan
Bayrak olda yurdumun her yerinde dalgalan
Seninle gurur duyuyor bak… bu cennet vatan
Uyan Vatanımın gerçek sahibi uyan
Uyan yiğit şehitim uyan
| 166 |
Sen Yıkılasın
Dertler verdin bana derman arattın
Hançer vurdun yüreğimi dağlattın
Gece gündüz sen hep beni ağlattın
Kahrolasın dünya sen yıkılasınÇok gülmek istedim amma olmadı
Çok çileler çekdim vadem dolmadı
Bu dünyada güzel günüm olmadı
Kahrolasın dünya sen yıkılasınDünyaya geleli bahtım gülmedi
Hep ağladım gözyaşımı silmedi
Bu dünyada gayrı çilem dolmadı
Kahrolasın dünya sen yıkılasınYalan dünya sana nasıl gönül bağladım
Hançer vurdum yüreğimi dağladım
Geçe gündüz ben her zaman ağladım
Kahrolasın dünya sen yıkılasınYeter be dünya bıkmışım senden
Ağlasam sızlasam ne gelir elden
Halden bilmeyenler anlamaz dilden
Kahrolasın dünya sen yıkılasınİsteyerek dünya sana gelmedim
Gelmişim bir kere gelmez olaydım
Senin düzenini görmez olaydım
Kahrolasın dünya sen yıkılasınDünya sende adaletten iz mi var
Senin sözünün üstüne söyle söz mü var
Yersin insanları doymak bilmezsin
Kahrolasın dünya sen yıkılasınDünya hilebazsın bilen olmamış
Senin hilelerin gören olmamış
Sana bağlanmışlar gülen olmamış
Kahrolasın dünya sen yıkılasınUğraşmam seninle başa çıkılmaz
Kurmuş sun çarkını geri yıkılmaz
Hep sen kazanırsın kaybetmek yoktur
Kahrolasın dünya sen yıkılasınUtanmak ne allanmak ne bilmezsin
Zulüm edersin güldürmek ne bilmezsin
Kahredersin öldürmekde bilmezsin
Kahrolasın dünya sen yıkılasınÇok çekdirdin bana bende yazarım
Benim sende artık yoktur nazarım
Senelerdir dertlerimi yazarım
Kahrolasın dünya sen yıkılasınATEŞOĞLUNU sen her zaman ağlattın
Hançer vurup yüreğini dağlattın
Göz yaşların hep sel gibi çağlattın
Kahrolasın dünya sen yıkılasın
| 209 |
Ayrılık Yazar
Yazdığım şiirler huzur bilmiyor
Elimde ki, kalem ayrılık yazar
Gurbet eller bana mesken olmuyor
Yolladığım selam ayrılık yazar Bir ozan olsaydım girerdim söze
Dökerdim içimi, vururdum saza
Mektublar yazdığım o nazlı kıza
Dilimde ki kelam ayrılık yazar Yıllarımı verdim şu gurbet ele
İnsanlara oldum bende bir köle
Karlar yağdırdıkça başımda tele
İçimde ki elem, ayrılık yazar Kesseler ayrılık akar kanımdan
Her gün bir şeyleri alır canımdan
Çocuklar gittikçe bir, bir yanımdan
Yanıp tozan külüm ayrılık yazar Umutsuz yolların yoldaşı oldum
Yattığım yatağın sırdaşı oldum
Gurbetin can ciğer kardeşi oldum
Seyrettiğin filim ayrılık yazar Boğazıma durur ekmek ile aş
Yandıkça, yanıyor gönülde ateş
Terk edip gidince koynumdaki eş
Can dediğim gülüm ayrılık yazar Yüksekten uçsa da gurbet kuşları
Yoluna çıkarmış hasret taşları
Necati döktükçe gözden yaşları
Konuştuğum dilim ayrılık yazar Necati KEÇELİ
İZMİR 01.09.2012
| 135 |
Mısralarda gizlenen güzel bir güldün…
Sen benliğimde yeşeren bir filizken
Kuraklığı yaşayan bu sinem hederdi
Gülü bilmeyen, şefkatten habersizdi
Seninle bereketlendi, bu bir hakikattiNasıl söylesem ki, sevda haznesinden
Aşkın çekim kuvvetinden habersizdim
Yaşadığını zanneden, ne garip sefildim
Mana ahenginden yoksun derbederdimSen birden dikkatimi çektin, cezbedendin
Mısraların da gizlenen ne güzel bir güldün
Erdemli olmayı seçendin süzülen kelebektin
Rengârenk bir neşeydin, sevinci yeşertendinİşte ben ancak o zaman estetikle tanıştım
Nezaketi anladım, naifliği kokladım yaşadım
Hakikate seninle yaklaştım, irfanla tanıştım
Kimliğimden utandım, şimdi faniliği anladımOysa herkes gibi nihayet bende bir candım
Aşkı evlilik sanırdım, sevdalananlara acırdım
Ağlayanı kınardım, nağmeden hiç anlamazdım
Sanki şehrin kirlerinden beslenen bir kuraktımSen beni yeniledin, hazzın demine kandırdın
Ahengi keşfettim, meşke meylettim, sezdim
Seninleyken kendinden geçen bir fakir haldim
Senin tahayyülün karşısında eriyen bir candım
| 127 |
Karlı Dağların Ardından
Karlı dağların ardından
Yel olup estiğin var mı
Tek başına bu çöllerde
Ordular bastığın var mıKargıyı ucundan salla
Düşman deme eyvallah
Her taraftan üç beş kelle
Terkiden astığın var mıKöroğlu söyle sanından
Kuş uçurmaz divanından
Avuçla düşman kanından
Doldurup içtiğin var mı
| 45 |
Mevsimlerden Bahar
Toprak kokusu yok etrafta. Ne çocuk gülüşmeleri ne de kadın çağırmaları işitilmemekte. Yaşamak güzel kokudur, bakışların parlamasıdır oysa. Mevsimlerden bahar... Bağırmalar, çağırmalar, küfürler, sövmeler havada uçuşmakta. Kelebekler yok. Herkes bir örümcek galiba. Kim dünyayı bu hale getirmekte. Sebzelerde ve meyvelerde eski tatlar yok. Toprak adeta taş, kaya, uçurum. Her şey intihar etmiş sanki. Hayaletler var sadece ortalıkta. Dünya büyük devletlerin, küçük devletlere yağdırdığı insan felaketlerinin bombardımanı altında. Küçük bir ülkede yaşamak, küçülmek gibi. Dünyadaki toprak ağalarının kurduğu savaşta bütün bombalar süslü olsa da, sonuçta kan akıtmakta ve can yakmakta. Tüm bombalar elle yapılmakta. Sıkılan eller, sıkılan kurşunlar aynı anda olmakta. Nezaket ve kabalık el sıkışmakta. Mevsimlerden bahar... Eski ağaçlar bardak olmakta. Bardaklar su dolu olsa da, yanmakta. Dünya kanayan bir yara. Tüm insanlık hasta. İyileşme başka bahara kalmakta. Savaş, üstünlük kurmanın bir yolu. Yollar araba leşleriyle dolmakta. Her yerde baskı, şiddet bir oyun adeta. Çocuklar barışa doğru yürümek istese de, mayınlar ayakları parçalamakta. İnsanlar iyiliğe ve doğruluğa gitmeye korkmakta. Dünya Tanrının en büyük mabedi. Tanrı dünyayının kubbesinde ışıltılı bir avize. Herkes avizeye saldırmakta. Dünya karanlığa mahkum olmakta. Mevsimlerden bahar... Bütün çiçekler plastikten. Gül endamında kadınlar yok ortalıkta. Çalı çırpı toplamakta rüzgarlar. Ortada tozu dumana katan insanlık kalmakta. Aşk için bol para karcanmakta. Yatak odaları, rezidanslar, kral daireleri bir martının yuvası kadar bile değerli değil. Çünkü o yuvalarda kimse mutluluğa uçmamakta. Kanat çırpan sevişmeler yok artık. İki taşın ya da iki kayanın üst üste çıkması gibi sevişmeler. Kadın ve erkek sevişmenin farkına varamamakta. Bir bardak bir bardağın içine girince alttakine su girmemesi gibi, alt üst sevişmelerde insanın içine boşluk dolmakta. Mevsimlerden bahar... Yağmur yağsa da, güneş vursa da değişen bir şey yok. Toprak eskisi gibi değil artık. Nerede o yabani çilekler, organik erikler? Artık bu baharda, gitar çalanlar robot... Ses, koku, heyecan bir metal tadında.
| 296 |
Bu Gece
Kokuya bürünsün bu gece söylediklerimiz
Savrulup uçmasın yelin önü sıra
Türkü olsun aşıkların bütün çığlığı
Bakışları sahibinin olsun
Işıkları yeter bize
Kirpiklerinden süzülen
Şehvetli bir bakış gibi doğsun ay bu gece
Buğusu üstünde tüten sevgili olsun
Körmen’de batan al yanaklı güneş
Angut kuşu olmalıyız bu gece
Dibimize yanaşan çatal dilli ihanetten habersiz Köpürsün bu gece yüreğimize vuran dalgalar
Gülden köprüler döşensin
Dikenler yârenlik yapsın bu gece
Şaha kalkmış öfkeler otursun
Halaya gelsin kadife gülüşler
Gamzenin tam orta yerine
Bir çift kumru olmalıyız şimşekler üstünde
Kavrulup düşmeliyiz öpüşürken
İbadetten sayılsın sevişmemiz bu gece
Aşkın selamı varmış desinler
Ezbere söylensin unuttuğumuz bütün şiirler 15/ 03/ 2007 Datça
| 107 |
C - Cennet Perisi -09-Turkish
C - Cennet Perisi -09-TurkishBiliyormusun...
Cennet perisi...
Yüreğim volkan sanki....
Yataklara düştüm....
Eridim bittim tükendim....
Kor alevlerde yandım....
Göz yaşlarım sel oldu....
Seller toplandı göl oldu....
Göllerde taştı. ..
Okyanuslara ulaştı....
Baksana bir muma döndüm....
Çaresizim kapına geldim....
Aç kapıyı içeri al...
Olmaz diyorsan...
Cehennem beni bekler...
Vakit geçirmeden gideyim....
Anlıyormusun beni...
Cennet perisi....Mersin 09.05.1981 Bilal Geniş
| 62 |
Sen Vurdunda Ben Ölmedim mi?
Yokluğunda ne ateşleri hasretimle yaktım da
Bir seni yakamadım, beni yaktığın gibi
Çölde su, mahpusta gün, oruçta ekmek gibi bekledim seni
Sense araya korkular koydun.
Yasaklar koydun...
Bitmez tükenmez engeller koydun
Şimdi nerdesin diye sakın sorma
Sen çağırdın da ben gelmedim mi? Sen varken darılmazdım çiçeksiz baharlara,
Yağmurlu havalara...Bu kasvetli akşamlara
Sen varken
Bakıp içlenmezdim tren istasyonlarına
Otobüs duraklarına...
Sen varken ayrılanlara ağlamazdım...
Yıkılmazdım biten sevdaların ardından
Gidenlere küsmezdim
Kalanlara acımazdım...
Sen varken böyle üşümezdim-titremezdim
Masumdum, çocuklar gibi
Böyle delirmezdim-küfretmezdim...
Hele ölmeyi hiç düşünmezdim.
Şimdi soruyorum sana
Adı sevdaysa bu cehennemin
Sen yaktın da ben yanmadım mı? Biliyorsun
Bütün acılarına 'yeşil ışık' yaktım olmadı
Bütün korkularına'arka çıktım'olmadı
Dağlara merdiven dayadım olmadı
Haziranda kar oldum yağdım avuçlarına olmadı
Sevdim olmadı -yandım olmadı-taptım olmadı
Benden artık pes
Bu aşkın biletini istediğin gibi kes
Nasılsa gidiyorsun
Biliyorum git...
Ama ardında
Ağlayan bir çift göz
Paramparça bir yürek
Ve yıkılmış bir dağ görmek istemiyorsan
Çek silahını-daya sırtıma
Titrersem namerdim...
Sen vurdun da ben ölmedim mi?
| 166 |
Deniz türküsü
Kaşlarının üstüne kar yağmış
Kaşlarının üstüne kış
Kaşlarının üstünde bir dağ resmi
Bir liman kaşlarında
Ve bir deniz akıyor gözlerinde
Bir tuzlu, dalgalı
Ve martılı deniz
Kumsalda yürüyen çocuklar
Bir anne bebeğiyle oynuyor
Bir bebek suda ağlıyor
Bir kaçak kovalayan sahil polisi
Orda her şey var
Gemilerin rıhtımında insanların anlamsızlığı
Bir balığın bir başka balığı yutuşu
Bir insan kanı var balinanın ağzında
Bir yunus balığının sevinci var
Ve bu sevinçte bir insanın kaderi var
Deniz kızlarının türküsü var orada
Deniz türküsü var
Denizcilerin söylediği
Şu denizin boğduğu insanların söylediği
Ve denizcilerin küfürleri var ağların altında
En çokta
Bir denizcinin sarhoşluğu var yıllardır sallanan
| 105 |
Bebek
Göbek bağın kesildiyse,
Ağla coşa coşa bebek.
Alnına ne yazıldıysa,
Elbet gelir başa bebek.Doğduğun an ters tutarlar,
Baş aşağı sarkıtırlar.
Ağlamazsan, ağlatırlar,
İnat etme boşa bebek.Evirirler çevirirler,
Ya kız ya da oğlan derler.
Sana da bir ad verirler,
Adın gider hoşa bebek.İnsan doğar doğmaz ağlar,
Her zorluğa uyum sağlar.
Yaşamın bir anlamı var,
Bak şu uçan kuşa bebek.Bu dünyada şartlar ağır,
Ses vermezsen herkes sağır.
Ağla, sızlan, bağır, çağır,
Dök derdini dışa bebek.Hiç üzülme tez büyürsün,
Bir ekmeği bölüşürsün.
Hem terlersin hem üşürsün,
Alış yaza, kışa bebek.İnanılmaz bir öyküyle,
Çırılçıplak geldin böyle.
Agularla türkü söyle,
Hep gönlünce yaşa bebek.
| 100 |
Güzel dost.
Güzel dostYaradan şahidim olsun
Onda gönlüm var güzel dost.
Ben yandım o sefa bulsun
Koca dünyam dar güzel dost.Bir defa gördüm cismini
Ruhuma çizdim resmini
Elden saklarım ismini
Dile düşmek ar güzel dost.Sevdam uzak ele düştü
Yüreğime çile düştü
Gönül harlı güle düştü
Aşkın gözü kör güzel dost.Dostum unut deme böyle
Sadık isen yardım eyle
Bir çıkar yol varsa söyle
Unutmak mı zor güzel dost.Bu sevdadan dönsün diye
Umutlarım sönsün diye
Acılarım dinsin diye
Bana kardeş der güzel dost.Hzan o deli esmese
Kırılıp bana küsmese
Birde selamın kesmese
Çoktan derdim yar güzel dost.
| 95 |
Sevda Bir Hasretse
Sevda Bir HasretseSen yaşanılmamışsın gizemli bebek
Hayatımda kimseye söylemediğimi
Sana haykırıyorum
Seninle gurur duyuyorumBir nefes yaşamaksa kollarında
Seninle olmaksa özlemek
Seni hissetmekse hasret
Gözlerinin içinde yaşamaksa sevmek
Ben gözlerinin içinde hapis olmak istiyorumSevda bir hasretse HASRETİM
Hissetmek özlemekse ÖZLÜYORUM
Sevmek gözde yaşamaksa YAŞIYORUM
SENİNLE GURUR DUYUYORUM
SENİ ÇOK SEVİYORUM MELEĞİMHerdem
06/06/2005
17:20
| 55 |
Hep Olacak
Bu ayrılık bitecek bir tanem elbette bitecek
Aşklar ve umutlar yeniden taze filiz verecek
Bizi ayıran zalım gurbet elbette birgün bitecek
Gökyüzünde dolunay ve samanyolu hep olacakAlev alev tutuşan yüreğim seninle küllenecek
Kavuşacağız bir tanem gönül sende yeşerecek
Tadını çıkar ilkbahar yaz sonbahar kışı doya doya
Gökyüzünde dolunay ve samanyolu hep olacakSusmasın umut rüzgarları hiç bitmesin arzuların
Kalbim sevdanla dolu dolu aşkına bade kaldırsın
Ömründe ayrılık rüzgarı olmasın kara sevdamsın
Gökyüzünde dolunay ve samanyolu hep olacaksın10 Ocak 2015 Almanya
| 81 |
Gaziantep Şehitleri
GAZİANTEP ŞEHİTLERİGazi ey büyük gazi şanın var ünvanın var
Şehit Gövmehmet çavuş ölmez bir mazisi var.
O maziki kendisi kahramanlıkla dolu
Şehitliğe erişen damarı Türk kan dolu.Bize derler Antepli gazileriz gaziler
Şehit oğlu torunu hiç korkmayan şehitler.Tarihlere bak sorun Şahinlerle gazili
Gazilik destanları altın harfle yazılı,
Bunca şehit ve gazi yetiştiren Antepli
Geçmişleri hep şehit kalanları gazili.Bize derler Antepli gazileriz gaziler
Şehit oğlu torunu hiç korkmayan şehitler.Korkmayan kahramanlar mütavazi dururken
Şehitlik için gazi durmadan ilerlerken,
İstila etmek için düşmandı o saldıran
Kahramanlar önünde durmadı kaçtı düşman.Bize derler Antepli gazileriz gaziler
Şehit oğlu torunu hiç korkmayan şehitler.
- 16.10.1960 – Gaziantepİsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul
| 106 |
Ölüm Gelmeden Sev Doğayı
Ölüm gelmeden sev doğayı
Onda ölümsüz güzelliklerÖlüm gelmeden sev doğayı
Doğa da bir annedir
Eğitir ve büyütürÖlüm gelmeden sev doğayı
Sev ve dinle şu doğayı
Doğa da bir öğretmendirÖlüm gelmeden sev doğayı
Doğa da bir kitaba benzer
Açar okursan içini sana"Karınca kadar bir gerçek bulsan
Tut kaldır düştüğü yerden...
Der gibi yerde binlerce karınca..."Ölüm gelmeden sev doğayı
Ağaçlara bak bir sayfa
Doğa da okunmak içindir
Dertlidir doğa açar derdini derddaş olanaÖlüm gelmeden sev doğayı
Ve doğanın davetlerini duy
Büyüyen ağaçta büyümem için davet var
Ve denizi arayan derede...sana davet var
Kendine bir çeki düzen vermelisin
Hayat çığlıklarla dolu
İnce ve dar hayat yolu
Al bir bir bu fidan sesleri büyüt Ölüm gelmeden sev doğayı
Güneşi bile duyduğun yok
Gözlerin yaşlı
Güneş kelimeleri var güneşin
Ölüm gelmeden ölmelisin
Kendine bir çeki düzen vermelisin alnında güneş olmalı
Uzun bir yol değil hayat
Sarmaşık kelimeler çiçek açsın gözlerinde
Kelebekler sarı ve siyah nokta olsun yüzündeÖlüm gelmeden sev doğayı
Doğa da konuşur yıldız yıldız
Dağılsın gecen
Dinle sessiz harfsiz konuşan bu dostu
Kuşlarda özgürlüğe davet var...
Her gece yıldızlar sana seslendi
Yıldızlar yıldız gibi dost
Sıcak ve nazlı yaz gecelerinde
"Kimler oturmamış " bu ağacın altında
Kelebek kadar ömrün...
Alnına en gül resim çizebilirsin Ölüm gelmeden sev doğayı
"Bak boşa geçiyor ömür"
En pak nehir akıp gidiyor evinin önünden
Seccadeler gibi temiz...Ölüm gelmeden sev doğayı
Aklına kendine bir çeki düzen verebilirsin
Bir güneş olabilir alnında
Sabaha öğleye akşama...
Geceye yıldızlar bırakıp gidebilirsin Ölüm gelmeden sev doğayı
Dinlemelisin yıldızların dost sesini
Secdede boşalsın bulutlar toprağa
Toprak dediğin çok mu kıymetsiz
Değmez mi öpülmeye ölüm gelmeden alnın
En pak nehir akıp gidiyor evinin önünden Güneşin anlattıklarına kulak vermelisin
Güneş güneş gibi dost
Karanlık ölebilir güneşli ellerinde
Göklerin ışığını emebilirsin büyür gözlerin
Ölüm gelmeden sev doğayıGüneşler açsın göğsünün bahçesi
Çiçek için yarışsın dilin
Çiçekler çiçek gerçekleri anlatıyor
Fanisin bu dünyada...
En pak nehir akıp gidiyor evinin önünden
Ölüm gelmeden sev doğayıNe kadar hassas olmalı ellerin terazi tutarken
Sıkı sarıl yunusun ilahilerine ellerim...
Ellerim kendine daha bir çeki düzen verebilirsin
Yıldızlarla örebilirsin bir duvar gönlün haritasına
Diyeceksin
Ölüm gelmeden sev doğayıDürüstlüğü öğretir doğa
Güneş kelimeleri var doğanınGerçekler gönülde çiçektir...
Bir doğa var senin içinde
Ey fani
Ölüm gelmeden sev doğayı
Ve
Dolaş içinde ki gerçek evreniBurası gurbet...
Der gibi gelip geçiyor göçmen kuşlar...
Ölüm gelmeden sev doğayı
| 383 |
aaaa111Günaydın 2
Günaydın
Eylül sabahlarına,
Umut yüklü gönüllere
Günaydın
Hüznüme
Gün aydın olsun
Gözyaşı yüklü yüreklere
Yarından ümit kesenlere Gün aydın olsun
Gecenin aydınlı yüzüne,
Seherin yıldızına,
Umutlu çocuk yüreklere Günaydın
Göğüme, denizime,
Ayıma, yıldızıma
ATATÜRK’ÜME Günaydın
Karnı yırtılan dağlarıma,
Bedeni kesilen
Ağaçlarıma,
Yüzü soyulan
Tarlama, bahçeme,
Betonlaşan dünyama Günaydın
Rahmete kavuşan
Anneme, babama,
Sevdiklerime sevenlerime
Şehidime gazime Günaydın
Gurbete gidene
Sılaya kavuşana
Hasret çekenlere
Günaydın
Gönül birliğine
Barışa sevgiye inanana Günaydın
Cümle aleme
Aydın yüreklere beyinlere
Günaydın 04.09.2007 08:29:46
| 80 |
Bisiklet İzleri
daha dün müydü eli yüzü toprak
resimdeki o mahzun,esmer çocuk
oyun bitti ama içinde ukde kalmış
neylersin,serde yoksulluk derdizahire pazarında bir hurdacı
pas yemiş her yanı ve kırk yama
olsun,uzaktan bisiklet işte
hem binince dünyalar seninCici Ferhat,o zamanlar çırak
haftalıklar birikince mavi bisiklet
bir hava bir hava sorma gitsin
futbol sahasını kesip biçiyorarkadaşım,gel etme eyleme
gözümüz kaldı yeter bu zulüm
birazcık da biz binelim bisiklete
olmaz der,çiğner geçer çimenleri
| 71 |
Ölümün Sessizliği
Ölümün SessizliğiNaftalinli resimleri çıkarıyorum artık sandıklardan
Bakıyorum geçmişe
Gençliğin haylazlığı var kırık resimlerde
Naftalinli resimleri çıkarıyorum sandıklardan
Geçmişin özlemimi gelecekten zevk alamamak mı?
Yaşlanıyor muyuz yüreğim
Yoksa seherde bekleyen ölümün sessizliğimiHani eskiye rağbet olsa
Bit Pazarına nur yağar
Rüya olsa kalemin yazdıkları
Bu kadar uzun metrajlı olmaz
Naftalinli resimler çıkıyor bir, bir ortaya
Sararan gün batımı gibi
Naftalinli resimleri çıkarıyorum sandıktan
Yaşlanıyor muyuz yüreğim
Yoksa seherde bekleyen ölümün sessizliği mi? HERDEM
06/10/2010
01:00
| 75 |
Kazın Mezarımı..! !
Yâr senin sevdana düştüm düşeli
Çile yorgan oldu,hasret\’se yastık
Ben\’den başka herkes hep dört köşeli
Çile yorgan oldu hasret\’se yastıkEller yâr\’in alıp sürerken sefa
Ben senden uzakta çekerim cefa
Görmedim inan\’ki hiç senden vefa
Çile yorgan oldu, hasret\’se yastıkBu halime Mecnun bile şaşırdı
Firkat\’ın özlem\’in dağlar aşırdı
Bu kadar ayrılık sabrım taşırdı
Çile yorgan oldu, hasret\’se yastıkEser durur başta özlemin yeli
Çağlayarak akar gözümün seli
Uzatmadın bir\’gün o müşvik eli
Çile yorgan oldu, hasret\’se yastıkBu sevdayı çekmek zul oldu bana
Yıllarca yalvardım yakardım sana
Hep eziyet verdin,bu garib cana
Çile yorgan oldu, hasret\’se yastıkBırakmadın beni kendi halıma
Hep bindikçe bindin gelip dalıma
Ne günahım varsa yükle salıma
Çile yorgan oldu, hasret\’se yastıkDURAK\’ım der böyle halım yazarım
Vefasız elin\’den gayri bi-zarım
Kalmadı mecalim kazın mezarım
Çile yorgan oldu, hasret\’se yastıkDurak YİĞİT
Gönüllerin Şairi
KOCAELİ
| 136 |
Depresyon ruhumuzu-darmadağınık eder Yakaladığı canı-yere vurup mahveder
En sık karşılaşılan-hastalıktır depresyon
Kadını ve erkeği-yakalanır olsun son
Belirgin özelliği-defresif bir duygudur
Sakın geçit vermeyin-önlerinde sağlam dur
Depresyon ruhumuzu-darmadağınık eder
Yakaladığı canı-yere vurup mahveder
Suçluluk ve intihar-en belirgin özellik
Dikkat etmek gerekir-yok olmasın gazellik
Belirtilere dikkat-ilgi istek zevk kaybı
Hiçbir tat duyamama-ortadadır ayıbı
Depresyon ruhumuzu-darmadağınık eder
Yakaladığı canı-yere vurup mahveder
İştahsızlık süreci-vücuttaki değişme
Yorgunluk ve bitkinlik-insanı yapar seme
Kararsızlık ve ölüm-karmakarışık acı
Biliniz yere atar-başta bulunan tacı
Depresyon ruhumuzu-darmadağınık eder
Yakaladığı canı-yere vurup mahveder
Sorumluluk düşmekte-hasta yakınlarına
Değişmeleri gözle-eller düşmesin yana
Önlemi almalıyız-bütün işlerimizde
Çaresine bakmazsak-biz oluruz krizde
Depresyon ruhumuzu-darmadağınık eder
Yakaladığı canı-yere vurup mahveder
Manasını kavrayın-oturmayın boş yere
Bilin yazık olacak-can çekişen şu ere
Toplumu sarar ise-içinden çıkılamaz
Yere düşen canlara-karşıdan bakılamaz
Depresyon ruhumuzu-darmadağınık eder
Yakaladığı canı-yere vurup mahveder
Sesime ses vermeli-şiirimi okuyan
Bir araya gelelim-sakın kalmayın yayan
Bu dörtlükleri yazan-Öğretmen Hasan Sancak
Birlik aşkı olursa-başarırız hep ancak
Depresyon ruhumuzu-darmadağınık eder
Yakaladığı canı-yere vurup mahveder
| 154 |
İdare-i Maslahat
Artık Devlet-i Ali Osman'ın son yılları,
Paramparça olmuştur, ülkenin her sınırı.Diyarıbekr valisi, kulakları dikmişti,
Zira celaliler hep orada birikmişti.Padişah'a gönderdi, adamını mektupla;
“Celali eşkiyası, şehre büyük bir bela,Bize asker gerekir, belayı ezmek için,
Sayıları da vardır, en az yedi sekiz bin.”Cephelere gitmişti tüm cephane ve nefer,
Başkentte kalmamıştı, ne ordu ne de asker.Çaresiz ferman etti, mağdur vali kuluna,
Buyurdu ki; “İdare-i maslahat oluna! ”Eşkıya çapulcusu ferman falan dinler mi?
Talan eder, idare-i maslahat anlar mı? Vali fermanın arka yüzüne hali yazar,
Vaziyeti bildirir, ulak gönderip tekrar,Arzeder ki:“Hünkarım, şehrimiz oldu teslim,
Eşkiya zorbasına, gücüm yetmedi benim.İdarei maslahat oluna; buyurdunuz;
Mecburen idareyi, teslim etti kulunuz.Maslahat’ı kurtardık, halen elimizdedir,
Bekleriz ne yapalım, acaba ferman nedir.? ”(İstanbul:19.10.2005)
www.ekremsama.com
| 116 |
Bayrağa Uzanan Eller Kırılsın
Bu bayraktır benim namusum arım
Bayrağa uzanan eller kırılsın
Ben o soysuzlardan hesap sorarım
Bayrağa uzanan eller kırılsın
Vatan haininden hesap sorulsun‘Bu vatan vatanım’ demeyen gitsin
Dağdaki çakala uşaklık etsin
Vurun soysuzlara kökü de bitsin
Bayrağa uzanan eller kırılsın
Vatan haininden hesap sorulsunDilerim Al Bayrak göklerde kalır
Bu bayrak sevgisi yürekten gelir
Bayrak kıymetini soysuz ne bilir
Bayrağa uzanan eller kırılsın
Vatan haininden hesap sorulsunBayrağın rengine bizler kan verdik
Bu vatan uğruna nice can verdik
Baş tacı eyledik şeref şan verdik
Bayrağa uzanan eller kırılsın
Vatan haininden hesap sorulsunMuzaffer’im her dem hakka yürürüm
Bu yoldan ayrılmam canım veririm
Bu bayrak bu vatan benim gururum
Bayrağa uzanan eller kırılsın
Vatan haininden hesap sorulsun
Muzaffer PARLAK
16.02.2008
| 119 |
İbrahim’in İsyanı
Acar Köyde bir düğün var,
Düğün de Hamide oynar,
İbo çekilmiş kenara
Düşünür düşünür ağlar.Düğün köylünün düğünü,
Sevilenin neşe günü,
Sevip sevilmiyor diye
İbrahim’in zindan günü.
Bu düğünde kimi güler,
Kimi ağlar feryat eder,
Başlık ödenmiyor diye
Kimi bekâr isyan eder.İbrahim diyor sevdim ben,
Yalvarırım yardım et sen,
Tam on yıldır seviyorum
Sevilmedim hala neden? İbrahim Akbaş
08 10 1991 salı (1)
Yer: Karanfil Elektrik MARDİN
| 68 |
Intizar ettim
Intizar ettim
ay aman ay aman ay aman aman amanahimi alma benim tutunamasin
cekip gitmek ile kurtulamazsin
bir gun olur yol bulamazsin
aglaya aglaya intizar ettimvay aman vay aman vay aman aman amandokersin gozunden inci mercani
hani dost bildiklerimiz hanidir hani
unutmaki bu dunya fanidir fani
aglaya aglaya intizar ettimley aman ley aman ley aman aman aman aman bir garip kisi idim alem icinde
bin kere yakildim bin kere gunde
bu askin cezasini soyleseydin sende
aglaya aglaya intizar ettimay aman ay aman ay aman aman amanhasret acisinin eser yelleri
koynumda kuruttum gonca gulleri
zehir ettin yasadigim gunleri
aglaya aglaya intizar ettim23-11-2005 yasar gurlek
rotterdam hollanda
| 107 |
Bu Gurbet Ellerde Bayram Sabahı
Ağlarım ağlarım gözlerim şişer
Bu gurbet ellerde bayram sabahı
Memleketim yurdum aklıma düşer
Bu gurbet ellerde bayram sabahı Ne anne ne baba yolları gözler
Ne kalem muktedir ne kafi sözler
Gurbetçi sılayı, soyunu özler
Bu gurbet ellerde bayram sabahı Anneler hazırlar baklava börek
Bayram var bayrama hazırlık gerek
Öyle bir hasret ki dayanmaz yürek
Bu gurbet ellerde bayram sabahıEn mübarek günde, hasret çekeriz
İki büklüm olup boyun bükeriz
Ateş sönsün diye yaşlar dökeriz
Bu gurbet ellerde bayram sabahı Gurbet elde gurbetçiler buluşur
Vatan hasretiyle keder bölüşür
Bayrama hürmeten söyler gülüşür
Bu gurbet ellerde bayram sabahı Mikdat der gurbette bayramlar böyle
Hasretiz, uzağız burda her şeyle
İrtibat kesilmiş vatanla köyle
Bu gurbet ellerde bayram sabahı
| 119 |
Akdenizimin Sıcak Kışı
Akdeniz im, siyaha boyar bulutlarını,
Ardından; sicim gibi yağmur dökülür, artık kıştır.
Sonra nazlı, nazlı çıkıverir güneş uzatır başını,
Mis kokar yediveren limon çiçekleri, sanki mevsim ilkbahar.
Gerinir hepten uyanan güneş, yansıtır sıcak ışıklarını,
Ter basar; atılır palto ve ceketler, sanmayın gelen yaz.
Birde bakarsın patlar gökyüzü, salıverir acı poyrazını,
Dökülür; çıtır, çıtır kuruyan dallar sanki mevsim sonbahar.Demeyin ki;
Bu, ressamın tuvaline işlediği bir resim,
Akdeniz in bir günlük kışı, sanki yaşanan dört mevsim
| 77 |
Dört Nisan...
Ülkemin topraklarında dalgalanır
Ha Al bayrak, ha gök bayrak
Her nisan kar yağar böğrüme
En önde ben varım gardaşım
Ha elimde al bayrak, ha gök bayrakMekanı cennet olsun…04.04.2015 - Ankara - 20:00
| 34 |
Ağıt
Yok gayri bizlere uyku dünek vay
Kime bel bağlayak kime dönek vay
Vay amansız ecel alçak felek vay
Türklük yüreğini dağlasın gayrı
Cihan da bizimle ağyasın gayrı
Ağla gözüm ağla yaşlar dil olsun
Kurumuş dereler baştan sel olsun
Çiçek kara açsın çayır kül olsun
Türklük yüreğini dağlasın gayrı
Cihan da bizimle ağlasın gayrı
En büyük en güzel en yiğit kayıp
Dereler denizler çağlar ağlayıp
Rabbim de gözyaşı dökmezse ayıp
Türklük yüreğini dağlasın gayrı
Cihan da bizimle ağlasın gayrı
Her gittiği yerde o şan verirdi
Aslan bakışını görse erirdi
Kaşları yeleden nişan verirdi
Türklük yüreğini dağlasın gayrı
Cihan da bizimle ağlasın gayrı
Bakışları şimşek gibi çakardı
Yarını görürdü düne bakardı
Kürsüye çıktı mı, arşa çıkardı
Türklük yüreğini dağlasın gayrı
Cihan da bizimle ağlasın gayrıHer belâyı önler arda atardı
Dermandı her dalda hemen yeterdi
Babamızdı elimizden tutardıTürklük yüreğini dağlasın gayrı
Cihan da bizimle ağlasın gayrıKaybını yıldızlar bile bileler
Kırıla kanatlar sola yeleler
Kurt kuş duyup cenazene geleler
Türklük yüreğini dağlasın gayrı
Cihan da bizimle ağlasın gayrıMillet Atan gitti başın sağ olsun
Ölümü devr açsın yeni çağ olsun
Dağlar birer birer yanar dağ olsun
Türklük yüreğini dağlasın gayrı
Cihan da bizimle ağlasın gayrı
Gitti her ocağın söndü alevi
Yeryüzü dediğin bir ölü evi
Cihan türbe olsa almaz o devi
Türklük yüreğini dağlasın gayrı
Cihan da bizimle ağlasın gayrıDönmüş denizler gözyaşı taşına
Dünya ortak çıkmış Türk'ün yasına
Her evden bir ölü çıkmışcasına
Türklük yüreğini dağlasın gayrı
Cihan da bizimle ağlasın gayrıGökler ağıtlardan titriyor kat kat
Düştü üstümüze gerilen kanat
Onsuz dünya yarım, insanlık sakatTürklük yüreğini dağlasın gayrı
Cihan da bizimle ağlasın gayrı
O hep dolu tuttu boş atmadıydı
Söz verince yaptı aldatmadıydı
On beş yıl tek burun kanatmadıydı
Türklük yüreğini dağlasın gayrı
Cihan da bizimle ağlasın gayrıBizdendi sevinci bizdendi derdi
Biz uyurduk o bizleri beklerdi
Uyudu nöbeti bizlere verdiTürklük yüreğini dağlasın gayrı
Cihan da bizimle ağlasın gayrıKuru yapraklara benzedik bu güz
Her göz kan içinde sapsarı her yüz
Milyonlarız bir babadan öksüzüz
Türklük yüreğini dağlasın gayrı
Cihan da bizimle ağlasın gayrıGök düşsün toprağa toza belensin
Mezarına gece yıldız elensin
Şehitler doğrulsun nöbet dolansın
Türklük yüreğini dağlasın gayrı
Cihan da bizimle ağlasın gayrı
Dünya hem kahr olur hem onu gömer
Yıldızlar kandildir semalar kemer
Sus boğulayazdın sus Aşık Ömer
Türklük yüreğini dağlasın gayrı
Cihan da bizimle ağlasın gayrı
| 374 |
Bir Gençlik Bekliyoruz.
Her zaman ve mekânda, gücünü Hak’tan alan
Hem çağdaş, hem de dindar, bir gençlik bekliyoruz.
Siyâsi ferâsetle, resmi doğru okuyan
Hem çağdaş, hem de dindar, bir gençlik bekliyoruz.Hafif bir sarsıntıda, dâvâsından kopmayan
Hakk ortada dururken, puta/muta tapmayan
Kur’an’a tam sarılan, sağa/sola sapmayan
Hem çağdaş, hem de dindar, bir gençlik bekliyoruz.Dünden beri herkese, gösterdin doğru yolu
Her yönden güçlü ol ki, kimse bükmesin kolu
Elinde bilgisayar, ilim, irfanla dolu
Hem çağdaş, hem de dindar, bir gençlik bekliyoruz.Üzerinde hırkası, bürdesi Kâbe olan
Çölde, dağda, bayırda, ibresi Kâbe olan
Doğu/Batı değil de, kıblesi Kâbe olan
Hem çağdaş, hem de dindar, bir gençlik bekliyoruz.Çınar ağacı gibi, dallı, budaklı, köklü
At üstünden inmedi, çizme giydi körüklü
O ecdâdın yolunda, şefkât, merhamet yüklü
Hem çağdaş, hem de dindar, bir gençlik bekliyoruz.Gül yazmalı ninenle, aksakallı ol deden
Dünden beri bu böyle, oldular nefsi güden
Emirlere yapışıp, harama isyan eden
Hem çağdaş, hem de dindar, bir gençlik bekliyoruz.Olan tüm bâtılları, elin tersiye iten
Yalan, yanlış ne varsa, birer birer düzelten
Adâletten şaşmayan, hak/hukuku gözeten
Hem çağdaş, hem de dindar, bir gençlik bekliyoruz…
| 177 |
Akışına Bırak
Akışına bırak aksın herşey gönlünce
Ama salıverme ahengi yıpratırsın
Bak dünya ışıl ışıl , pırıl pırıl
Akışına bırak herşeyi
Aşk'a düş yar’a düş
Yaradan’a düş
Akışında güzel herşey farkına var
Çiçeğe donanırsın kuşa ağaca
Olmaz sandıkların oluverir
Akışta kal.....15-10-2014 İzmir
| 42 |
Bu günün gençliği
Aşk böyle başlar insanın hayatında
Bir gecenin zifiri karanlığında
En parlağı sendin yıldızlar arasında
Şimşekler çaktı gözgöze bakıştığımızda
Sanki gök kubbe yere eğildi karşımızda
Bu nasıl sevda ateş oldu bağrımızda
Sonra kara bulutlar dolaştı aramızda
Aşk sevda vürüs oldu çağımızda
Sevda çabuk bitti sünger çekildi sayfamıza
Gençlik derki önemli değil bizim mantığımızda
Birisi biter diğeri başlar hayatımızda
Her şey normalmış suçlu yok Tanrı huzurunda
Önemli deyilmiş ilk aşkıymış gençlik yıllarında
Ben onu tanımıştım lise sıralarında
Sonra konu oldu asmalı mescit konaklarında
Çocuklarımız dizilerde yetişiyor ekran başında
Suçluluk duygusu yok her şey normal aralarında
Ne diyeyim suç onlardamı yoksa anne babalarında
Görüyoruz bu yaşta kafelerde barların arka sokaklarında
03/07/2006
| 111 |
Kolyeni
Taşırım demiştin,sen diye,hani,
Baktım çıkarmışsın,artık kolyeni.
Bakacaktın,özlem yaktıkça teni,
Baktım çıkarmışsın,artık kolyeni.Sevgililer günü,yolladığım gül,
Kayıp etmediysen,haydi ara bul,
Aşkınla yanıyor,aldattığın kul,
Baktım çıkarmışsın,artık kolyeni.Hatırklatır diye,belki dününü,
Engelliyor diye,belki gününü,
İyi demiyorlar,hiç te ününü
Baktım çıkarmışsın,artık kolyeni.Dönsen yanlış yoldan,çok geç olmadan,
Dönülmesi artık çok güç olmadan,
Yüreğin yollarda göç göç olmadan,
Baktım çıkarmışsın,artık kolyeni.
| 54 |
Çiğdem Der Ki Ben Elayım
Çiğdem der ki ben elayım
Yiğit başına belayım
Hepisinden ben alayım
Benden ala çiçek var mıAl baharlı mavi dağlar
Yarim gurbet elde ağlarLale der ki behey Tanrı
Neden benim boynum eğri
Yardan ayrı düştüm gayrı
Benden ala çiçek var mıAl baharlı mavi dağlar
Yarim gurbet elde ağlarNevruz der ki ben nazlıyım
Sarp kayalarda gizliyim
Mavi donlu gökyüzlüyüm
Benden ala çiçek var mıAl baharlı mavi dağlar
Yarim gurbet elde ağlarSümbül der ki boynum uzun
Yapraklarım düzüm düzüm
Beni ak gerdana dizin
Benden ala çiçek var mıAl baharlı mavi dağlar
Yarim gurbet elde ağlar
| 97 |
Aşk benim mabedimdi..
Aşk sağ yanımdı
Aşk bir omuzdu yaslandığım
Aşk yanında ağladığım
Gittin bitti...Aşk küçük çocuktu içimde
Aşk aldığım soluktu
Aşksız ellerim soğuktu
Gittin bitti...Aşk gözyaşımdı
Aşk senle doğmam
ve Aşk beş yaşımdı
Gittin bittiAşk özlemimdi
ve Aşk sana hasretimdi
ah Aşk sanki nefesimdi
Gittin bittiAşk sana şarkımdı
Aşk sensiz ahımdı
ve Aşk benim aklımdı
Gittin bittiAşk dünüm, bugunumdü
ve Aşk her gece düğünümdü
Aşk içimde yaşattığım çocuk
Gittin bittiAşk sarhoşluktu
Aşk senle varolmuştu
Aşk bir bakışındı
Gittin bittiAşk benim mahremimdi
ve Aşk benim mabedimdi
ki Aşk sevgimin sırrıydı
Gittin bittiAşk benim sevincimdi
Aşk benim ümidimdi
Aşk benim için sendin
Gittin bitti...Aşk sonsuz diyen sendin
Aşk ölmez diyen sendin
Aşkı öldüren de sendin
Gittin bittiAşk umuttu, yaşamdı
Aşk saat 8'de, seni aramamdı
Aşk sensiz yalnızlık kokan sokaklardı
Gittin bittiAşk ilk merhabamızdı
Aşk elimi tutuşundu
ve Aşk yanımda uyuyuşun
Gittin bittiAşk unutulmaz mutluluktu
ve Aşk bulunmaz bir konuktu
Aşkı ben kovmadım ki
Gittin bittiAşk masum bir heyecan
ve Aşk sevecen olgunlaşan
hani Aşk asla eskimezdi
Gittin bittiAşk bendeki bir yürek
ki Aşk bendeki sen demek
ve Aşk kanıyor şimdi ya
Gittin bittiAşk adının her harfi
ve Aşk her hücremdeki sen
Aşk sensiz ağlıyor
Gittin bitti Aşk bir deniz içimde
Aşk bir gökyüzü sen gibi
Aşk sana hasret şimdi bu gözlerde
Gittin bitti
| 212 |
Şu ev kirası
Allah kiracıya kolaylık versin,
Yoksulu ezdirir şu ev kirası.
Yemezsin, içmezsin 'Al sen ye! ' dersin,
Canından bezdirir şu ev kirası.Her türlü yokluğa göğsümü gerdim,
Zam geldi, katlandım, kirayı verdim,
Ev bulup taşınsam, bitmez ki derdim,
Ruh gibi gezdirir şu ev kirası.El gülüp oynarken, ben mahzun baktım,
Şansıma hüzünlü türküler yaktım,
Verdiğim parayı aklıma taktım,
Fikrimi bozdurur şu ev kirası.Ne dikili bir taşım var ne yerim,
Bir ev hayaliyle yanıp tüterim,
Öyle bir dert ki bu, sabır çekerim,
Bazen çok kızdırır şu ev kirası.Ne eğlence bildim, ne sefa sürdüm,
Çilem yumak oldu, dert ağı ördüm,
Nice ev sahibi,nice ev gördüm,
Destanlar yazdırır şu ev kirası.Zeki Çalar der ki: Şansım gülmedi,
Anam, babam bile kıymet bilmedi,
İki yakam bir araya gelmedi,
Derdimi azdırır şu ev kirası. 4 Haziran 1999
| 131 |
Ey Anam!
Karnında taşıdın verdin sütünü
Son nefeste gördüm nurlu yüzünü
Yaşattın bizlere acı hüzünü
Son durağın Cennet olsun ey anam! Gözün açık bakar gibi durmuştu
Hiç konuşmayışın bağrım yakmıştı
Yaş gözümden değil kalpten akmıştı
Son durağın Cennet olsun ey anam! Şimdi evde yoksun ışıklar sönmüş
Her taraf karanlık, zindana dönmüş
Sensizlik dünyada meğer ne zormuş
Son durağın Cennet olsun ey anam! Hayalimde taşır unutmam seni
Çileyle büyüttün ben yaptın beni
Yolculuğa çıktın gidiyor gemi
Son durağın Cennet olsun ey anam!
Peygamber’im komşun olsun ey anam! (27.04.2009.İst.)
| 87 |
Allah Allah Din Gaziler
Allah Allah din gaziler
Gaziler deyin şah menem
Karşu gelün secde kılun
Gaziler deyin şah menemUçmakta tuti kuşuyam
Ağır leşker er başıyam
Men sufiler yoldaşıyam
Gaziler deyin şah menemNe yerd'ekersen biterim
Handa çağırsan yeterim
Sufiler elin dutarım
Gaziler deyin şah menemMansur ile darda idim
Halil ile narda idim
Musa ile Tur'da idim
Gaziler deyin şah menemTahkıyk ile şahı tanun
Nevruz edin şaha yetün
Hey gaziler secde kılun
Gaziler deyin şah menemKırmızı taclu boz atlu
Ağır leşkeri nisbetlü
Yusuf Peygamber sıfatlu
Gaziler deyin şah menemHatai'yem al atluyam
Sözü şekerden datluyam
Murtaza Ali zatluyam
Gaziler deyin şah menem
| 100 |
Göçerken Dostlar
Resimlere bakar, hasretler gider
Aramızdan bir, bir, göçerken dostlar
Ecel ani gelir, alır da gider
Elbet bir gün bize, göç gelir dostlarÖlenlerin yeri, hem cennet olsun
Edilen dualar, onları bulsun27.11.2014
| 32 |
Ulu Hakan
O ki Kostantiniye’yi kutlu Türk’e bağışlayan;
Osman Gazi oğlu,
Orhan Gazi oğlu,
Murad Hüdavendigar oğlu,
Yıldırım Beyazid oğlu,
Mehmed Çelebi oğlu,
İkinci Murad oğlu
Ulu Hakan Fatih Sultan Mehmet Han! Orçun~
| 33 |
Vatan Sağolsun
Askere giderken ellere yakılır kına,
Asker yetiştirir Türk anaları vatana.
Savaşta şehit düşerse şayet evlatları,
Vatan sağ olsun der; yüce şehit anaları.Hiçbir millet yetiştiremez böyle bir ana,
O Türk anası sahiptir güçlü bir imana,
Bu vatan için yüreklerine taş basarlar,
Şehit analığının şerefiyle yaşarlar.En ulu asker, onun yetiştirdiği asker,
O askerin her adımında sarsılır gök, yer,
Mehmetçik hak ve adalet için savaş eder,
Allah Allah diye saldırınca, yer, gök inler.Hiç kimsenin ırzına namusuna bakmazlar,
Şahsi menfaatleri için savaş yapmazlar,
Türkler kimsede haklarını da bırakmazlar,
Allah'tan başka asla hiç kimseden korkmazlar.Türk genci asker ocağına koşarak gelir,
Askerliğin namus borcu olduğunu bilir,
Türk'ün vatan aşkını hiçbir şey söndüremez,
Vatan borcu bitmeden hayatına yön vermez.ISBN
975-270-337-2
DUYGULARIM TAHLİYE OLDU
ADLI KİTABIMDANMehmet Ali Yapıcı
| 122 |
Dikkat Etmezsen
Ruh tuzağa düşer mi? .. Düşer dikkat etmezsen
Can bedenden taşar mı? .. Taşar dikkat etmezsen
Gidip uzak yerlerde can düşmanı arama
Düşman sende yaşar mı? .. Yaşar dikkat etmezsen.
| 32 |
Yıllar
Daha henüz aşkıma-baharıma doymadan
O günler arasından, nasıl geçtiniz yıllar?
Bir gençlik rüyasına ben başımı koymadan
Ömrümü yudum yudum nasıl içtiniz yıllar? Bir gözleri ahunun hayaline dalmışım
Gönlümü ne olmadık sevdalara salmışım
Yazık! Kış ortasında yapayalnız kalmışım
Siz! Bir başka bahara doğru uçtunuz yıllar
| 45 |
Mahşer
Sözlerimde anlam yüklü, kafa karıştırmak değil işim
Silahları ateşleyin, ben zaten bitmişim
Dualar avutmaz beni, bak ne sessiz gidişim
Sevdiğime söyleyin; ağlamasın bir hiç için…
Toplanır kalabalık… sanırsın bir düğün.
Ben onun gözünde, zaten bir ölüyüm,
Kavuşmak kısmetse, ayrılık mı kader?
İnanabilirsin artık, bak kuruldu mahşer...
| 47 |
Bebek Bakışlım
sana baktıkça gözlerimi alamam
ayırmasın ellerimizi mevlam
sen olmassan inan nefes bile alamam
bebek bakışlım sensin benim dünyamkader buluşturdu kalplerimizi
ölüm ayırır ancak sevgimizi
ben seninle düşünemem sensizliği
bebek bakışlım sensin benim dünyamumrumda değil dünya dönmese
kalbim gözlerim hep seninle
bir gün olsun seni bu gözler görmesse
yıkılır dünyam bilesin
| 52 |
Günaydın Demek Geçmez Akıllarından
Dostluğun
Temel kuralları
Erirse eğer,
İhtiraslar baskın gelir
Göremezsiniz insanlığı...Irkçılık Şablon olur
İlişkilere.
Pörsür beraberlikler...
Günaydın demek
Geçmez akıllarından...Kapılar kapanır
Şeffaflık kaybolur
Pusulalarında...Görülür
Bütün profillerinden
Kabalıklar...
Çıkarcılık
Ön plana çıkar...
Uzaklarda kalır
Dostluklarının...
Ve arkadaşlık türküleri...
Günaydın demek
Geçmez akıllarından...
| 44 |
Gül Dalında Gülün mü Var
Kar eder mi bülbül zarın
Gül dalında gülün mü var
Yüreğimi dağlar narın
Gül dilinde dilin mi var Gül etrafın diken hardır
Bülbülün her günü zardır
Herkesin bir derdi vardır
Gül elinde gülün mü var Güzün bağlar döker gazel
Hiç okuma boşa gazel
Çirkin olur huysuz güzel
Gül dalında alın mı var Yıldırımı çektin dara
Yar sineme vura vura
Beni koydun bahtı kara
Gül yolunda yolun mu var
| 73 |
Anlasın Diye Beklerken
Ben hiç sıkılmadan düğümlerinle
beni kendine bağlamanı
seni beklerken öğrendim seni beklerken tattım ben olmanın dayanılmaz hazzını Konuşabildim kendimle hayalini gösteren penceremde Hem de kulaklarım hiç kızarmadan! Seni düşünürken yok ettim zaman-mekan ilişkimi Zaman bitmesini istemediğim bir yolculuk Mekan ise cennetinden bir bahçe âdeta...
| 47 |
Karıma
Bir yastıkta kocanım
E tabi sende karım
Sabah kahvaltısında başlıyor evli olduğum hissi
Masanın bi başında sen bi başında ben
Çok daha güzel olacak bu evlilik ahh
ekmek almaya da ben gitmesemevlilikte sevgiler dile vurulmuyor hatunum
yürekte tutuluyor,
ee tabi buda seni sevmediğim demek olmuyor
sana sevgim emek oluyor,
kutsal bir niyet oluyor
ve tüm kutsallığıyla yürekte tutuluyor
değerini koruyor
hiç eskimiyorevet haklısın
ellerini tutarken eskisi gibi heycanlanmıyorum
gözlerine bakarken elim ayağıma dolaşmıyor
öylesine sarmalamışımki seni yüreğimde
ve öylesine dolmuşsun ki içime
ben olmuşum sen
sen olmuşsun bendaha niye heycanlanayımki
elini tuttuğumda huzur buluyorkenve niye dolaşsın elim ayağım
gözlerinin sonsuzluğunda huzurla yüzüyorken…Allah bir yastıkta kocan yaptı beni
Şükürler olsunSen benim karımsın ya
daha ne olsunsabah ekmeklerini dert etme ben alırım
sen yeterki kızma ne olursun… :)
| 127 |
Bayrağım
Bayrağımızla hürüz
Özü sözü hep biriz
Bayrak için savaşıp
Seve seve ölürüz... Bayrak için savaştık
Nice zorluğu aştık
Bayrağımız olmasa
Bir korkuluk,bir taştık... Gönlümdedir bayrağım
Odur damarda kanım
Anlı şanlı bayrağa
Feda olsun bu canım... Bayrak gökte bir kuştur
Ay-yıldızı ne hoştur
Değerini bilmezsen
Senin yüreğin taştır... Göğümün ay-yıldızı
Kanımdan da kırmızı
Sana canını verir
Bu yurdun oğlu-kızı... Cennet benim vatanım
Canıma can katanım
Göklerde dalgalanır
Benim nazlı bayrağım... Hür yaşamak ilkemiz
Cennet bizim ülkemiz
Uygarlık yarışında
Yükseliyor sesimiz... Bayrağa verdik şehit
Melekler buna şahit
Vatan millet için hep
Canın verir her yiğit... Şanlıdır sancağımız
Sönmez hiç ocağımız
Bayraklarla donansın
Dört köşe bucağımız..
| 104 |
Bizim Dağlar 2
Bayrak bayrak hürriyetin
Doruklarda demi vardır
Bu dağlarda hiçbir itin
Ne izi ne, im'i vardırAğustosta kar yatağı
Koyakları pir yatağı
Bu dağlar ki er yatağı
Hazır kıta tim'i vardır Bu dağlar ki alacadır
Nuh nebiden kalacadır
Tek dil bilir sılaca'dır
Bizden başka kimi vardır? Bulutları öpesi var
Koyağı var tepesi var
Ardıç ardıç küpesi var
Şebnemi var nemi vardır Bu dağlara bir hal olur
Yıldız olur hilal olur
Yolun tezen çakal olur
Gökbörü'ye yemi vardır
..........
Taner EKER
| 81 |
Eskısı gıbı degılım
Eskisi gibi degilim Y-AR
Seni bildikce sevdam sevdalandi
Umurumda degil cennet bahceleri
Vede cehennem cukurlari
Dusundukce seni
Vardiginda gonlume
Her yanim cennet Cemalin
Sensizlik her anim ise cehennemden beter
Ey sevdalim son duragin gonlum olsun
Bu gunahkarin bayrami Sen
| 42 |
Dadaşın Senin
Kurban olam sana canım Erzurum,
Beyaza bürünmüş dağların senin.
Kış geçince güzel olur baharın,
Bürünür yeşile bağların senin.Buram buram tarih kokar her yanın,
Şehit gazi dolu toprağın taşın.
Düşman karşısında eğilmez başın,
Tarihe yön verdi Dadaşın senin.Ilimle yoğrulmuş senin insanın,
Allah resulünün yoludur yolun.
Alimle doludur sağ ile solun.
Rabbiyle barışık insanın senin.Abdurrahman gazi yatar bir yanda,
Habip baba yatar şehrin bağrında.
Maneviyat kokar,toprak,taşında,
Evliyalar yatar bağrında senin.Nice şahsiyetler verdin vatana,
Doksanüç harbini asla unutma.
Sahip çık ecdadın nene hatuna,
Çok kahraman yatar bağrında senin.Tarihini yazsam almaz kitaplar,
Can verir vatana bütün dadaşlar.
Mertliğini bilir dostlar düşmanlar,
Niçe canlar yatar bağrında senin.Dostlarına canın verir dadaşlar,
Cebini gönlünü dostuna açar.
Dostun,düşmanından daima kaçar,
Dostuna can verir,insanın senin.
. (25.02.1988)
| 120 |
Rab'bimizi Dinleyemiyoruz
Din, insanlık için hidayet için gerek,
Eksikliklerimiz var din, onlar için destek…Din, doğru yol, hakikat hiç değişmeyen kural,
Din, tanımadığımızdan toplamaktayız nal…Şu Rab’bi dinleyelim gezegen yok olmadan,
O, merhamet emreder olalım candan, kandan…(2012)
| 35 |
Akdeniz Güneşi
Akdeniz güneşi altında doğmuş
Ondan, sıcak gelir güzel bakışı
Sevgi ateşine elini koymuş
Tutunca ısıtır candan yakışıGözü, kanat çırpar aşk yuvasından
Yüzü, çiçek açar gül arasından
Saçlarını toplar O, yarısından
İpekle taçlanır sanki o başıBir güzel tanıdım böyle sevimli
O, baştan aşağı güzel giyimli
Çocuksu duruşu, bebek resimli
Öyle başka hali göstermez yaşıHer gün gelir geçer hayat yolumdan
Tutar o bakışı gönül kolumdan
Akşam, gider sanki O, uçurumdan
Akdeniz güneşi gibi batışı
| 74 |
Vardım Gittim Su Başına
Vardım gittim su başına
Üç kız oturmuş (evlat üç kız oturmuş)
Sağ elini sol elini
Suya batırmış (evlat suya batırmış) Uzun boylu mecidiya feslim
Yazıklar sana evlat yazıklar sana
Haram olsun şimden sonra
Bu yerler sana evlat bu gençlik sanaVardım gittim odasına
Liba döşeli (evlat liba döşeli)
Yanağında güller açmış
Mor menevşeli (evlat mor menevşeli) Uzun boylu mecidiya feslim
Yazıklar sana evlat yazıklar sana
Haram olsun şimden sonra
Bu yerler sana evlat bu gençlik sana
| 79 |
Okumam için okulda bekleyen annem
her gün okula getirip götüren
yaz kış okul bahçelerinde bekleyen annem
ben hasta bir çocuğum
sürekli bayılan okul çantasını taşımakta güçlük çeken
hasta olduğumda hastane hastane gezen
sabahlra kadar baş ucumda bekleyen benim annem
üzülüp benim için gözyaşı döktüğünü biliyorum
annem beş çocuğunu hepsini ayrı ayrı ilgilenen
bizim derlerimizi sevinçlerimizi ortak olan annem
birbirimizden hiç ayırmadan tek başına büyüttü
hepimize destek olup çocukları için elinden geleni yaptı
annem bizleri babasız büyüt me mücadelesi verdi
annem olduğu için gurur duyuyorum
çocuklarını çalışkan topluma saygılı yetiştirdi
canım annemle gurur duyuyorum
demet akkoyun 24mayıs
i.ö.o. 4/b sınıfı sarayköy/denizli
| 100 |
Tebessüm
Bir martısın sen , özgürlüğüne düşkün
ama denizinden kopamayan...
Bir şiirsin sen , herkesin bildiği
ama kimsenin yazmaya cesaret edemediği...
Bilinmedik bir kumsalsın sen ,
Ayak basmak için can atılan...
Bir bebeksin sen ,
Ağladıkça gözlerinin içi gülen...
Herşeyimsin sen ,
Başka hiç birşeye gerek duymadığım...
| 47 |
Kaşınma Komşu
Değiştir o söylettiğin marşını
Sahip ol diline kaşınma komşu
Sıkarız kafana üç beş kurşunu
Sahip ol diline kaşınma komşuBak bir gece başınıza çökeriz
Sağlam dişinizi kökten sökeriz
Hepinizi Marmara'ya dökeriz
Sahip ol diline kaşınma komşuSeni böyle bu yollara kim yitti
Kuyular kurumuş kıredin bitti
Bak dostların dahi bıraktı gitti
Sahip ol diline kaşınma komşuYazarız gerçeği biz hece hece
O rüyanız kâbus olur her gece
Gücünüz eşit mi bizde ki güce
Sahip ol diline kaşınma komşuGün olur bak biz tatile çıkarız
Taş üstünde taş bırakmaz yıkarız
Remzi der ki gırtlağını sıkarız
Sahip ol diline kaşınma komşu
| 97 |
Hazal...
Biliyorum,
Doğum günü pastasının mumlarıyla süslü yüreğin
bazen hüzünlenir,
O an sebepsiz fırtınalardan yara almış yüreğime
bir sızı islenir.
Çünkü seni ben, içimdeki koca gözlü,
yalınayak gezen toprak kokulu çocuğun,
ağzındaki kavun aromalı bir sakızın miras bıraktığı
o nefes kokusunda sevdim...
On bir yaşındaydım ve yeni yıla giriyordum
televizyonların bolca neşe dağıttığı,
o Ocak ayının ilk dakikalarında.
Merhaba demiştin bana,
bense ömrümde ilk defa tattığım
bir duyguyla acemi bir dayı oluvermiştim.
Belkide sevgimi ilk defa parsellediğim
ve kendimi adam gibi adam sandığım
zamanlarındaydım yaşamımın.
Oyunlarla bezediğimiz günlerimiz haftalara,
haftalar aylara ve aylar yıllara çabucak dönüşsede,
O minicik ellerin değişmedi ve bedenin gözlerimde.
Hayat bizi savurdu kaderimize,
ve kocaman gözlerin puslandı zaman zaman
anlamsız hüzünlerle.
Şimdiyse yetişkin kokulu çiçekler ekiyorsun
hep bakir kalan yüreğine.
Ama hiç unutma sen benim yüreğimde
hiç sonlandıramadığım bir şiir olarak kalacaksın,
Ve adının anlamına inat,
ebediyen yemyeşil duracaksın
kalbimin göknarlarında…Seni çok seviyorum.
| 147 |
Bülbül
Ey bülbül yetmedi mi dolaştığın
Arar durursun bahçe bahçe
Yetmedi mi her dalda ağladığın
Belliki gül bulmuş bir bahçe
Ey bülbül yetmedi mi dolaştığın Kendine zülm etmen onu getirmez
Ağlasan vefasız duymaz sesini
Duysada o taş kalbi hissetmez
Başka bülbüle açtı o kalbini
Kendine zülm etmen onu getirmez Artık dar gelir buralar sana
Haykır sen dünyaya gazellerini
Bırak peşini hayır gelmez sana
Başkası tuttu onun ellerini
Artık dar gelir buralar sana Belli başka bahara kaldı vuslat
Hüznünüde al git bu diyarlardan
Git gazelinle başka yürek ağlat
Medet bekleme o vefasız yardan
Belli başka bahara kaldı vuslat
| 97 |
Güneşe göç edenler
sen durabilir misin önünde bu selin.
ördüğün duvarlar durabilir mi.
bugün burada isek yarın kollarındayız güneşin.
içindeyiz yani, hiç olmadığınız kadar hiçbirinizin
halaya duracağız çığlıklarımızla.
sanma ki bir kavganın sonrasındayız
ya da bir düğünün tam içinde.
göç yoluna tutunmuş kuşların kanadındayız.bu bir göç türküsüdür.
sıcak fırınlarda elleri yanarken
yürekleri donanların türküsüdür.
ki onların;
her sabah gün doğarken yeniden açar
demir pasından karanfilleri yüreklerinde.
her günü bir ölüm ağıtı gibi yaşarlar.
ama ölümsüzdür onlar, çocuklar,
ölümsüzdür.
bu bir sevdanın türküsüdür.belki anlayamayacağı kadar uzak
yüreği bir an bile olsun titremeyenlerin
ve hedefini hiç şaşmayan mermilerin.
| 96 |
Uyanış
Sağdan üç sokak saydım ve yola düştüm.
Bir gün:sayılar yalan söyleyebilir,
Sesim kendi kulaklarıma bile çok uzaktan gelebilir,
Yaşam büyülüdür.İlk dalgada,kayık,paramparça olur,
Zincirinden boşalır deniz.
Rüzgar da artar,
Ağaçları kökünden sökercesine eğecek kadar.Benim için aşk nedir? henüz ulaşamadım,
Gizli bahçe yok,alacakaranlık kuşağı yok,
Ben olduğum gibiyim; yığınla kusurum var.
Daha ötesine de canımı sıkmıyorum.Eğer uykunuz gelirse bana söyleyin,yana çekerim.
Yalıyarlar,gecenin içinde kara danteller gibi,
Bu yolculuğun sonunda,
Beni başka bir uyanış bekler.
| 73 |
Hanım Ayşe
Her sabah erkenden kalkıp saat tam 7 de kahvaltının hazır olmasını isterdi. Öyle titizdi ki çatalı, kaşığı, bardağı ona özeldi, kimsenin kırdığı ekmeği yemez, ona özel olanlara kimse elini süremezdi. Evdeki tüm hizmetçiler ondan çekinirdi. Aslında zayıf, çelimsiz, kara kuru biriydi “Hanım Ayşe” ama güzelliği dillere destandı.
İnegöl kaymakamının biricik eşiydi. Şayet bir yere oturmaya ya da yemeğe gideceği zaman, özenle giysilerini giyerdi. Misafirliğe gideceği ev için giyeceği elbiseye uygun ev terliklerini de itinayla seçerdi, makyajı, kokusu, duruşuyla zaten o namı hak ediyordu:
Hanım Ayşe.Tüm zamanını değerlendirir, hiçbir şeyin eksik olmasını istemezdi. Her şeyi planlı ve programlıydı, hatayı asla affetmezdi. Ev çalışanlarından birinin en ufak hatası, ya maaş kesintisiyle ya da hatanın büyüklüğüne göre işten çıkarmayla bile sonuçlanabilirdi.1981 yılının ilk ayları gene bir misafirlik durumu vardı ve tüm ev ahalisi seferberlik ilan etmişti. Herkes Hanım Ayşe’nin etrafında fır dönüyor, Hanım Ayşe her yana emirler yağdırıyordu. En çok tekrarladığı cümleyse; - Her şey mükemmel olmalı, her şey mükemmel olmalı, diye gürlemesiydi.Şükür koşuşturmaca bitti de herkes rahatladı, benim elimden tuttuğu gibi atladık arabaya ve şoför bizi gideceğimiz eve bıraktı.
Gittiğimiz ev çok ihtişamlıydı, ama ev sahibi bir o kadar mütevaziydi. Hanım Ayşe ile yakından uzaktan alakası yoktu. Güleç yüzlü, kibar bir ev sahibesiydi. Çaylar içildi, pastalar yenildi, sohbetler olanca hızıyla devam ederken; yapılan kahve servisinde hizmetçi, kahveyi Hanım Ayşe’nin elbisesine boca etmesiyle olanlar oldu. Ortalık hanım Ayşe’nin haykırışlarıyla inledi, öyle bağırıyordu ki, ev sahibesi ne yapacağını şaşırmış, irkilmiş, korkmuştu. Hemen üstünü sildiler, temizlemeye çalıştılar ama nafile, hizmetçi hayatının hatasını yaptığını nerden bilebilirdi. Hanım Ayşe belki de 1 saat hiç durmadan azarladı, bağırdı, inletti ortalığı ve çıkarken de ev sahibesine tembihledi, “ bu kızı hemen işten çıkar ” diye.
O kadar alışmıştım ki bu gibi durumlara, bunlar artık bana normalmiş gibi geliyordu. Her daim devam etti; bu bağrışlar, azarlamalar…Aradan yıllar geçti ve gün geldi Hanım Ayşe yaşlandı, elden ayaktan düştü, yataktan kalkamayacak kadar çöktü. Akli dengesini dahi yitirmeye başlamıştı, bakışlarını hiç unutamıyorum o kadar boş bakıyordu ki, anlamsız, hatta yürürken farkında olmadan idrarını tüm ev boyunca yerlere yapıyordu ve bacaklarından aşağıya doğru süzülüyordu. Bunları gördükçe üzülüyor, kahroluyordum.Ve düşünüyordum Koca Hanım Ayşe böyle miydi? Böyle mi olacaktı.
Yeri göğü inleten, etrafında herkesin el-pençe durduğu Hanım Ayşe! Erimiş, gitmiş, büzülmüş, ufalmış…
Çok yaşamadı öldü!
Çok ağladım arkasından;
Günlerce…
Huysuzda olsa;
O Hanım Ayşe’ydi.
Hükümet gibi kadındı.
Babaannemdi.
| 384 |
Birazdan Gün Doğacak
Nuri Pakdil'eBeton duvarlar arasında bir çiçek açtı
Siz kahramanısınız çelik dişliler arasında direnen insanlığın
Saçlarınız ızdırap denizinde bir tutam başak
Elleriniz kök salmış ağacıdır zamana
O inanmışlar çağının.Zaman akar yer direnir gökyüzü kanat gerer
Siz ölümsüz çiçeği taşırsınız göğsünüzde
Karanlığın ormanında iman güneşidir gözünüz
Soluğunuz umutsuz ceylanların gözyaşına sünger.Gün doğar rüzgar eser bulut dolanır
Rahmet şarkısı söyler yağmurlar
Alnınız en soylu isyandır demir külçelere
Gürültü susar ses donar sevgi tohumu patlar
Sessiz bir bombadır konuşur derinlerde.Ey bizim sabır yüklü toprağımızın kutsal ağacı
Sen bize hayatsın umutsun mezarlar kadar derin
Bizi tutan bir şey varsa dirilten o sensin
Üzerinde uyuduğumuz yavru kuşların tüy renkli sıcaklığı.
Ey damarlarımızda donan buz yüzlü heykeller beldesinden
Yıkıntılar sonrası sığındığım şefkat anası
Ey dağları yerinden oynatan ses ey mermeri toz eden rüzgar
Ey alemi donatan ışık toprağa can veren el.Gün olur toprak uyanır ağaç uyanır uyanır böcekler
Sarı bozkır titrer çıplak ağaçlar yeşerir gök yıkanır kirli dumanlardan
Su coşar deniz kabarır canlanır ölü şehirler
Yemyeşil bir rüzgar eser yıldızlar arasından.Şimdi siz taşıyorsunuz müjdenin kurşun yükünü
Çatlayacak yalanın çelik kabuğu
Sizin bahçenizde büyüyecek imanın güneş yüzlü çocuğu.Güzlek,1966
| 183 |
Vasiyet 9 Nazım Hikmet
Nazım Hikmet Toplumcu düşünceli, Soyalistler yanlısı
Nazım Hikmete derler ‘Stalin hayranlısı’
Babası ittihatçı, anası ressam hanım
Selanik’te yaz günü dünyaya geldi Nazım Galata Lisesinden sonra eğitim gördü
Değişik maceralı aşklı bir hayat sürdü Askerlikte bir teşvik yüzünden mahkum oldu
Affedilince kaçtı, yolu Rusyada buldu Moskova’nın muhteşem görünüşüne kandı
Ta ölünceye kadar vatan közüyle yandı ‘Ülkemden ayrılmakla hata ettim’ Diyordu
İtirafını halka söylemek istiyordu Nazım oğluna dedi ‘Seni ben Memet yavrum
‘Kominist Partisine emanet ediyorum ‘Moskova’da ölmeden Türkiyede ölseydim
‘Koca bir çınarın altına gömülseydim Bin dokuz yüz altmış üç günü Rusyada öldü
Kızlar manastırında mezarlığa gömüldü.
| 100 |
Ay Konçuy
Ay! Ay!
Ay aşina, ay konçuy *
Gidiyor Türk Soyu,
Kalmıyor hep boyu,
Ay aşina, ay konçuy,
Ağlayan sesimi duy…
Gökten gözel,
Aydan arı,
Ay konçuy…
Ülgen’in övdüğü,
Turan’ın sevdiği,
Alp Er’in övüncü,
Tunga’nın sevinci,
İskit-Saka’nın Baş Katun’u,
Evdeşinin eş hatunu…
Ay aşina, ay konçuy,
Beni duy…
Erlik dileme,
Er’in isteme,
Börteçine gele bilemez,
Sen gel,
Ay Demir Yüz,
Ay Tomris,
Ay duy…
Ay aşina, ay konçuy…
Ay konçuy, duy konçuy…
Ay! Ay! ..'Batur Nafiz Tançağlar'
Nafi Çağlar Hacıömerli
24 Mayıs 2008 C.Tesi
Bahçelievler / İstanbul* Konçuy; Bige, Bike, Hatun, Katun, Baş Katun adayı, iffet meleği.
| 98 |
Kargaşalarımızın Nedeni Nefislerimiz 4
Karınlarımız toksa şeytan tetikleyecek,
Hakka ya da Rab’bime kışkırtma düşünecek…Eğitim de yok ise ahlak da az olacak,
Ne ana ne de baba söz duyuramayacak…Günahkâr kullardanız Hakk’ı öğrenemedik,
Rab’bin emirlerini dinlemek istemedik…(2014)
| 35 |
Fısıltı
Bir martı
Soluğunu tuttuğunda geceye
Yakamozlarını döker kıyı taşları
Fısıldar İbrahim Musa’ya
Cennetleri kucaklayan sözlerini
Ve incileriBir martı soluğunu tuttuğunda geceye
Kolay değildir gül koparmak mutluluk devrinden
Taş taş
Bahçe bahçe
Ağlar çocuksuz bir anne
Yol ağzında çürümüş titremeler
Musa seslenir elçiler elçisine
Yani o elçiye
Yani bağrı yakan o sevgiliye
Yalvarışlar şehrinde
İyiden iyiyeElçi taşır kelimeleri
Taştaki yosunu/altındaki karıncayı
Bir sevinç basar ve bir kutsama
Ay yarılır hayretleYakamozlarını döktüğünde kıyı taşları
Devşiririm karanlığında bir gecenin
O kelimeleri yani martıyı
Sıcacık kalbini
Ve soluğunu
Taşırım göğsümde bir ağrı
İncilerden
Fısıldarım
Esirgeyen ve bağışlayan Allah’ın adıyla
Deniz köpüğüne ve zeytine
| 100 |
Çanakkale Şehitleri
Çanakkale Cephesi'nde
Binlerce şehit oldu
Ama bizim milletimiz
Vatan sağ olsun diyorduÖnce Allah sonra vatan diye diye
Şehadete eriyorlardı
Ve sonra sorgusuz sualsiz
Cennete giriyorlardıBir askerin şehit oluşu
Nice yürekler sızlattı nice analar-babalar ağlattı
Ama onlar her şeye göğüs gererek
Bizim için vatanı kurtardıŞartlar o kadar zordu ki
Silah yok para yok, yok yok yok
Türk askeri sağ olsun ki
Düşmana da bu ülkede yer yokDüşman bilinmedik yerden
Hedef belirleyip ateş ediyordu
Bin bir tane askerimiz
Ya gazi ya da şehit oluyorduBilir misiniz çocuklar
Şehit gazi ne demek
Gazi savaşta yaralanan
Şehit hayata gözlerini yumanŞehitlerimize selam olsun
Kalpleri sevgiyle dolsun
Onlara minnettarız
Vatan sağ olsun vatan sağ olsun
| 110 |
Masal
Deniz geceye fısıldar,
Bir uzak
Kaf dağı masalını.
Kavuşamayanların
Acı dolu haykırışlarını
Anlatır geceye deniz.
Gece sessiz sessiz dinler.
Diplerine kadar ürpererek.
Dolar balıkların gözleri.
Martılarda bir telaş
Seyirtirler gecenin içinde
Denizin bereketli yüzüne
Balık balık gagalarlar yüzünü
Deniz dalga dalga
Çarpar geceye
Anlatır hikayesini
Kavuşamayanların
Martılar kavgada
Balıklar hüzünde
Gece sırda
Deniz gecede kalır.
| 56 |
Ben Bir Anayım
Güneşi bile karartacaklar,
Ellerinden gelse,
Yıldızları torbaya dolduracaklar,
Ben daha Müslümanım,diyen Faniler,
Cehaletle beslenen Zalimler;
Orta doğu da kelle keserlerken,
Biricik Oğlum Asker iken,
Nasıl rahat uyuyayım,
Ben Bir Anayım.Nazım,ın dediği;
Kısrak başı misali uzanan,
Asya dan Avrupa`ya,
Anadolunun Ana`sı,
Cumhuriyetin mayasıyım,
Kurtuluş harbinde,bebeğinin örtüsünü,
Top mermillerine örten Ana,
Ben yürek yangınındayım,
Özgürlük kolum,kanadım,
Şimdi Asker Biricik Oğlum.
Nasıl rahat uyuyayım,
Ben Bir Anayım.Nasıl uyuyayım,nasıl yanmayayım,
Kanla sulanırken Dağlarımız,
Kan kokan kekikleri,nasıl koklayayım,
Nene hatun,Edibe,Satı Kadınların
Vekili iken;
Beklemeyin benden,suskunluğu,
Ben Anadoluyum,
Elleri kanlı İmansız Faniler,
Ben, Cumhuriyet Kadınıyım;
Beklerim,Anadolu`mu,ve Biricik Oğlumu,
Beklerim,
Dağda ki Evlatlarımız öpüşmeden,
Nasıl rahat uyuyayım,
Ben bir Anayım..
| 106 |
Güneş gelince
Güneş gelinceTan vakti her yer karanlık
Birazdan her yer olacak aydınlık
Güneş gittiği diyardan kopup gelecek
Sevgiyle doğaya serpilecek
İndikçe inecek kuytu köşelere
Son verecek dertlere ve kederlere
Geceleyin gelen kasveti söküp atacak
Korkuları tamamen silecek
Çocuklara yüksekten göz kırpacak
Hayvanları inlerinde ısıtacak
Kuşları kelebekleri ağaç kovuklarından uçuracak
Sevgi yumağı güneş gelince doğa coşacak
Dünyaya neşe dolacak huzur gelecek
| 61 |