siir
stringlengths
171
74.5k
siir_uzunlugu
int64
31
9.7k
Doğa Adında Bir Ermiş Toprak ana kız doğurmuş Adını da ağaç koymuş Yazın giydirmiş onu Kış gelince soymuşNere gitsin nasıl etsin Şaşırıp kalmış ağaçcık Hem üşümüş hem ağlamış Her bir yerleri apaçıkDoğa adında bir ermiş Ağaçları çok severmiş Kurmuş gizli tezgahını Renkler kokular eğirmişKumaş dokumuş ışıktan Gelinlik kıza giydirmiş Alıp götürmüş sarayına Oğlu ile evlendirmiş
55
Mahpus Damı Utanmıyor MAHRUS DAMI UTANMIYOR Biz insana değer verdik suçlandık Yürek buna katlanmıyor güzel dost Dostluğun sırrına erdik taçlandık Mahpus damı utanmıyor güzel dost - Doğru dedik dokuz köyden kovdular Gece gündüz sabah akşam soydular Bizi ac bırakıp onlar doydular Mahpus damı utanmıyor güzel dost - Odalar ışıksız her bir yan boştu Güzellikten kaçan kötüye koştu Yürekler sızladı ihanet coştu Mahpus damı utanmıyor güzel dost - Ne canlar vermişiz yarınlar için Geceler hiç bitmez bilmem ki niçin Derler ki bize de kötüyü seçin Mahpus damı utanmıyor güzel dost - Güzeli sevmesi suç imiş meğer Korkarsan bitersin sinersen eğer Doğruluk yücedir, bin cana değer Mahpus damı utanmıyor güzel dost - Yıllara böylece meydan okudum Günü geldi ben de çile dokudum Yüreğim yangında güya uyudum! Mahpus damı utanmıyor güzel dost - Yıkılsa duvarlar gün yüzü görsem Gönül bahçesine bir yatak sersem Canan el uzatsa ben de gül versem Mahpus damı utanmıyor güzel dost - Elbette tükenir bunlar da geçer Gün gelir onlar da ektiğin biçer Dosteli bunları bilerek içer Mahpus damı utanmıyor güzel dost -
174
Gül Güneşçe Gül yüzlüm, bir gün de gül yüzüme, bir gül güneşçe Her gün güller açsın gün yüzünde, her gül güneşçeGönül gözlüm, şu yüreğime bir bak, odları gör Bengisuyunu coşturup, güller der, gül güneşçeGönül evimi gül bahçesine döndür ne olur Toz pembe rüyalarıma güller ser, gül güneşçeGüzelliğini gizleme gözümden, göynür özüm Yüz göster, güllerle bezensin her yer, gül güneşçeGözüm gönlüm açılsın, salınarak gel bahçeme Mahzûn bülbüle gizli bir selam ver, gül güneşçe
72
Ağlamasın Aşk Hep anılar kaldı, sensiz gönlümde Bom boş çerçeveydi, yüreğimde aşk Hayallerdin gece, bitmez ömrümde Dolmadı gözlerim, ağlamasın aşkAvuçladım sensiz, doğan güneşi Sebebi senmiydin, bitmez o eşi Hüzünlere kattım, sardım telaşı Dolmadı gözlerim, ağlamasın aşkSen dönesin diye, kalpten ağlarım İmkansıza karşı,tüm kavgalarım Gelmeyeceksen de, yarsiz bağlarım Dolmadı gözlerim, ağlamasın aşkHer zaman canımın,parçası saydım Gece rüyalarda,hep sensiz kaydım Aşk dolu kadehi,içince baydın Dolmadı gözlerim, ağlamasın aşkDolup taştı senle, seven kıyılar Yüzündeki bende,kaldı sayılar Unutacak sandı,sensiz dayılar Dolmadı gözlerim, ağlamasın aşkSevdanı ruhumdan atamadım yar Seni bensiz ne çok,sevenlerin var Özüme yazılıp, çizilenler kar Dolmadı gözlerim, ağlamasın aşkBahattin’im hala,içerim sızlar İzmir’in umudu, tükenmez kızlar Burnumda tütüyor, sevdalı sazlar Dolmadı gözlerim, ağlamasın aşk Bahattin Tonbul 27.7.2012
113
Bayram Yeri Anne, bugün bayram Haydi giydir yeni esvaplarımı! Saçımı tara, mendilimi ver! Bugün çok güzel olmalıyım,Elini öpeceğim babamın, amcamın Sonra bayram yerine gideceğim! Görsen neler var bayram yerinde, Beş kuruşa atılan tüfekler, Hele o salıncaklar, horoz şekerleri. Sıra sıra dizilmiş oyuncaklarAtlı karıncalar üstünde Dönüp duruyor çocuklar!
47
Tanrı böyle de seviyor beni Ben bir Akdeniz dağ keçisiyim Bir ucum Toroslar’da Bir ayağım Ilgaz’da Olur, olmaz soğuklara aldırmam zemheriye de En sarp köşesinden dağların Yıldızları sayarım gün batımı Kurtlar benim düşmanımsa Anlarım İnsanların dost olmayışınaysa yanarım Ben de ormanların düşmanıyım çünkü Tanrı bu yüzden hiç sevmiyor beni Ben bir çöl devesiyim Sıcağa da aldırmam Susuzluğa da Başım kerbela ‘da Kuyruğum tih’te Ne eşarp taktım Ne çarşafa büründüm Böyle Mekke’ye gittim Doğduğum gibi çırılçıplak Tanrı böyle de seviyor beni Ellerimi kendine doğru tutarak
84
Aşk; Saldı Rüzgâra Aşkı’nı Göçebe kuşlar gibiydi aşkSonbaharda elinden uçuverdi…Kuşun ömrü geri dönmeye yetebilirOnu öldüren; yolun zor şartlarıdır…Her göç seneye bir umuttur amaDönse de aynı dalı bulamazBulsa da başka kuşlar vardır oradaAşk ise Sonbaharla göç ederken Dönemeyeceğini zaten biliyorduBu yüzden dalın yerini bellemediHem daha şanslıydı kanatlılardanÖnünde başka mevsimler vardı…Aşk da saldı rüzgâra aşkı’nıİsteyen alsın kullansın dedi…(Bojidar Çipof 9 Kasım 2014 Yeşilköy)
61
Dost Dost Diye (Yahyalı Kerem) Dost dost diye hayalına yeldiğim Dostusa ayırmış özünü benden Çatık kaşlı benlerini saydığım Dostusa ayırmış özünü bendenHani dost uğruna can baş verenler Hasletin söylesin gözle görenler Şimdi bizden yüz çevirmiş yarenler Evvel kekitmezdi gözünü bendenGözüm yaşı döner mi ola sellere Bu ayrılık har düşürür güllere Evvel aşinaydım her bir hallere Şimdi sakınıyor sözünü benden
59
Akşam Çöküğü Renklerin ışıltılı kavgası sukuta erdi Gölgeler uzadıkça uzadı tükenişe Gün batımı balı süzme saltanatında Gecenin sessizliğine tünüyor kuşlar Kızılı emziren, sabrı tüketen gül sunuşlar Akşam çöküğü, buğulu mercan yamaçlar At gölgeleri, yeleler toz duman altında Ufka yuvalanan düşler, mor sevişmeler…Ebruli gönül danteli, ürpertili zaman Gözler gecenin büyüsünü sürmelemekte Ateş böcekleri sevda çekenlerin sırdaşı Buhurdanlıkta tüten tütsü aşkın kokusu Tende gül yangınları, usu bitiren ferman Aşk ateşiyle belenen, kundaklanan sevda. Kim bilir kaç akşam çöküğüyle uyuyacak Kaç şafak söküğüyle yeniden uyanacak sevda...
83
123 GÖZYAŞI. i Gözyaşı, Aşk ve sevda fırtınasının gönül denizinde meydana getirdiği dalgalardan şehadet âlemine sıçrayan inci damlalarının adı olsa gerektir. Gözyaşı, Rahmet denizinin bencillik toprağını merhamet ile sulayıp bereketli kıldığı pınardır. Gözyaşı, Yanlış, hata ve kusurlarının farkına varan, onurlu ve akıllı insanların, cezayı büyük güne bırakmama endişesinden kaynaklanan arınma hadisesinin sonucu olarak günah kirlerinin dünyada temizlenmesi için akıttıkları Havzı kevser mai zülalidir. Gözyaşı, Büyük talep ve beklenti içinde olanların, hacetlerinin kabulü için ortaya koydukları samimiyet sermayesi, arz mektubunun talebi red edilmeyen acz ve fakrı ilan eden naz makamında yazılan dilekçenin solmayan ve silinmeyen mübarek mürekkebidir. Evet, Gözyaşı, Rahmet pınarının aşkı ilan, aczi izhar, hatadan nedamet, acıyı ifade, derde deva, cihan paha, gönül defterine ruh kalemi ile yazılacak mualla manalarının su damlalarına dönüşmüş çölleri gülzara, çemenzara çeviren mübarek damlalarıdır.
129
Hayat Masalı Sevdalar bilirdim,yalın,gerçek,saf alabildiğine. Şimdi yaşanılan aşklardan uzak. Bir gökyüzü bilirdim baktığımız,umutlu,mutlu. Şimdi ne gökyüzü var,ne umutlar Aynalar bilirdim yüzümüze gülen gençliğimizin Şimdi mutsuz,yaşlı gözler geriye kalan. Yürekler bilirdim yağmur gibi sağnak sevdalara yağan. Şimdi yağmurların yerini kara bulutlara bırakan. Nice hayatlar bilirdim acı ve gözyaşlarıyla yoğrulmuş, Yinede ayakta dimdik durmuş. Ve bir ben bilirdim sensiz,kimsesiz. Seni sevmiş,kaybetmiş,hayat masalı hazin bitmiş bir ben bilirdim. Şimdi o da yok artık....
70
Ebe - Ebe Hemşire Biri iki yapan, bazen üç Bazen dört yapar, zor güç Dünyaya bebek getiren kişi Ebe veya ebe-hemşiredir ismiAnne ve bebekle ilgilenen Adı, anneyle birlikte söylenen ‘Ebe-Ana, Ebe-Anne’ denilen Ebe veya ebe-hemşire, çok sevilenAnne ve bebek sağlığıdır işi Sevecen, şefkatli, merhametli 24 saat çalışır, özverili Ebe veya ebe-hemşire, kutsal kişiDoğumda doktora yardımcı Doktor olmayan yerde doğumcu Elleri şifalı sağlık çalışanı Ebe veya ebe-hemşiredir adı
67
Olmasaydı Hasret mi tanırdım dert mi bilirdim, Baştan aşağı kin, gurur, kibirdim, Böylesi ne sever ne sevilirdim, Boynumu büktüren yâr olmasaydı…Tatmamış olsaydım hiç bu duyguyu, Bendim yine cümle âlemin toyu, Sevdası uğruna geceler boyu, Göz yaşı döktüren yâr olmasaydı…Ekmeğimi suyuma banar mıydım hiç, Hiç aldanır mıydım, kanar mıydım hiç, Bilir miydim nârı, yanar mıydım hiç, Böyle dert çektiren yâr olmasaydı? ..
61
KUVAYİ MİLLİYE CEPHELERİ: 2-GÜNEY CEPHESi 1919 yılı Eylülünde İngilizler, işgal ettikleri Adana, Urfa ve Antep’i Fransızlara teslim ederek çekildiler. Maraş’ı da işgal eden Fransızlar civarlarındaki Ermenilerden yardım alarak halka çok ağır davranışlarda bulundukları için bu bölge halkı ayaklandı, örgütlenip, 1920 Nisan ve Mayıs aylarında Adana’yı kuşattılar.Antep, Urfa; Maraş Savunmaları: Mondros Mütarekesinden sonra Antep’te Cemiyet-i İslâmiye kuruldu, Sivas Kongresinden sonra, Anadolu ve Rumeli Müdafaa -i Hukuk Cemiyeti’nin Antep şubeleri, Antep’i işgal eden Fransızlara karşı şehir halkını mücadeleye davet etti.Fransızlar, Antep’ten takviye kuvvet getirmeye kalkınca, Şahin lâkaplı Teğmen Sait onları yolda karşılayıp, iki defa püskürttü, şehit olana kadar savaştı. Kılıç Ali Bey, Mustafa Kemal’in emriyle Antep’e gelerek, Kuvayi Milliye Komutanı olarak görev almış, bir yıl kadar Fransızlarla savaşmıştı. Fransızlar, Türk Mevzilerini altı ay kadar muhasara ettiler ama açlık, susuzluk ve cephanesizliğe daha fazla dayanamadılar. 7. Şubat 1921. Antepte sokak sokak savaşıp, pek çok Antepli şehit oluğu için Antep’e Türkiye Büyük Millet Meclisi Gazi ünvanını verdi.Mustafa Kemal’in görevlendirdiği Ali Saip (Ursavaş) komutasında Kuvayi Milliyeciler, iki ay içerinde Fransızları memleketlerinden çıkardılar. Maraş’ı ele geçiren Fransızlar burada da Ermenilerle birleşerek halka akla gelmeyecek kötü davranışlarda bulununca Maraşlılar ocak ayında ayaklandılar, şubat ortalarına kadar kuşattıkları Fransızlarla mücadele ettiler. Fransızlar zorla bir yol bulup, kaçtılar.
198
Kardelen Geride kalan sadece vedâ’ n mı olacaktı sevdiğim Kardelen misali zalimlerin soğuğuna direnmiştik oysa Ve en çok senin için mücadele etmiştim Böyle mi olacaktı sevdiğim umutluydum oysaGeceler sadece birer hatıra mı kalacak ömrümüzde Hüznümü kimler alacak bilmem sensiz bu şehirde Sonumu bilmem ama kız kulesi şahit olacak Seni seve seve, ciğerimi sökercesine bir son olacak
56
Yanıktır Benim Sevdamın Sesi Sar sevdanı umudun battaniyesine Sımsıcak uyusun yüreğimde Ninnidir ona duyumsadığın sevdam Bir ninnide sen söyle gönlüme Aşkın nağmeleri olsun bana güzel sesinle Gönül bahçemdeki güllerin dibinde Damlasın tüm melodiler umut çeşmesinde Bülbülün eşidir güle duyulan sevdanYanıktır sesi yüreğimin Sarp kayalara vurur yankısı, Bin bir melodi tınısı Sevdamın dilde can bulmasıdır Gözlerinde kayboluşumSer sevdanı gönül gergefime İlmek ilmek dokunsun yüreğimde Nice renkler yelpazesiyle Gökkuşağını kıskandırsın Sevgi dolu müzik eşliğindeNakış nakış işlerim seni kanaviçe gibi Renk renk resmederim seni tablolar misali Yüreğime gölgen düştü Gökteki dolunay gibi Işıl ışıl aydınlattı gecemi Yıldızlar, atlas yorgan misali Aklım başımdan uçup gitti Deli divane aşık misali..
105
DÜNYA GENELİNDE BARIŞ SAĞLANsın... DÜNYA GENELİNDE BARIŞ SAĞLANSIN... Selamlar size saygıdeğer gönül dostlarım. İnsanlık adına dünya genelinde barış sağlanmasını arzu ediyorum. Ülkeler arası diyaloglar kuruldukça, barış görüşmeleri yapıldıkça hayırlı sonuç çıkması elbette her vatandaşın arzusudur. Toprak hırsına kapılıp, petrol yataklarına göz diken süper güç devletler maalesef Müslüman ülkelerin birbirlerini kırmaları için her türlü silahı pazarlayarak karlı çıkmaktadırlar. Ülke yönetiminin zayıflığından istifade eden terörist gruplar gafil vatandaşları da avlayarak sayılarını artırmaktadırlar. Geçmişte bazı ülkelerde yaşanan sağ,sol siyasi kavgaları yerini mezhep çatışmasına bırakmıştır. Şu örgüt veya bu örgüt güçlü diyerek basının haberleri abartmaları örgüt mensuplarında işine gelmektedir. Orta doğuda gelişen olaylardan tüm dünyanın rahatsızlık duyduğu da bilinmektedir. Zalim diktatörlerin masum halka toplu katliamlar yapmaları yürek burk maktadır. Yazılı ve görsel basından izlediğimiz görüntüler, duyduğumuz haberler hiç de iç açıcı değildir. Kimim kimi niçin öldürdüğü belirsiz bir hal almaktadır. Son zamanlarda güya Müslümanmış gibi görünen asil niyetinin ne olduğu, görüşünün ne olduğu yeterince bilinmeyen ISIT örgütün Irak, Suriye de bir çok bölgeyi işgal etmesi, ülkenin bazı gelir kaynaklarına el koyması gerçekten düşündürücüdür. Daha düne kadar İsrail devletinin Müslüman Filistin halkına havadan, karadan orantısız güçle yapılan saldırılar sonucu 2000 den fazla masum halkın ölmesine sebebiyet vermesi, binlerce vatandaşın yaralanmasına sebebiyet vermesi binlerce Filistinlinin evlerini, iş yerlerini tahrip edip zor durumda bırakması insanlık suçudur. Yaklaşık iki aya yakın yapılan bombardımanın tahribatı beş yılda zor tamir olur. Hayırsever ülkelerin desteği bile yetersiz kalmaktadır. İsrail kendini tüm dünyaya vahşiliğini kanıtlamıştır. Keşke hiçbir bölgede savaş olmasa da barışık yaşayabilsek. Suriye devleti liderinin halkına yapmış olduğu kıyım affedilir gibi değil. Milyonlarca vatandaşı mülteci durumundadır. Koltuk sevdası uğruna ülkesini harabeye çeviren gözü dönmüş insandan ne beklenebilir ki. Irak devletinin parçalanmasına da fırsat verilmemelidir. Aksi halde komşu ülkelerinde sorunlarının artmasına vesile olabilir. Afganistan da, Pakistan da, Somali de, Mısır da, Lübnan da, Tunus ta, Kas ova da, Bosna herkeste, Doğu Türkistan da, Azerbaycan da ismi şu an aklıma gelmeyen bir çok Müslüman ülkesinde zaman zaman yapılan iç ve dış çatışmalarda milyonlarca Müslüman vatandaş şehitlik mertebesine ulaşmıştır. Ülkelerin tahrip olması, can ve mal kaybının yaşanması mevcut idarecileri de zor duruma düşürüyor. Konu başlığında belirttiğim gibi şayet dünya genelinde barış sağlanırsa ülkelerin de menfaatine olacaktır. Masum vatandaşların kanının akmasından zevk alan kim olursa olsun Allah'ın azabından kurtulamadığı gibi kul hakkının da hesabını er geç verecektir. Aslında insanlar yaradılış gayesini algılamış olsalar bir ömür nefsiyle savaşarak Yaratana layık kul olmayı, Resule layık ümmet olmayı düşünebilirler. Konuyla ilgili barış sağlansın şiirimle, ölüm kol geziyor şiirimi paylaşıma sundum. Maalesef dünyanın bir çok yerinde ölüm kol geziyor basit sebepler yüzünden kan akmaya devam ediyor. Sanatımın gereği vermiş olduğum barış mesajım İnşallah yetkili kişilerce algılanır. Barış içinde yaşayabilmek arzusuyla Allah Türkiye Cumhuriyeti devletimizi her türlü felaketlerden korusun. Hoşça ve dostça kalınız.***** BARIŞ SAĞLANSIN *****Dünya genelinde gözyaşı dinmez, Ülkenin sembolü her bayrak inmez, Zaman ilerliyor geriye dönmez, Savaşı bırakın barış sağlayın.Sevgi aşılayın, nefret saçmayın, Yardımcı olmaktan asla kaçmayın, Şeytana uyup ta şirki seçmeyin, Savaşı bırakın barış sağlayın.İnsanlık adına zalim olmayın, Kin, öfke artırıp, saçı yolmayın, Hakkınız değilse toprak almayın, Savaşı bırakın barış sağlayın.Her çeşit silahı üret meyiniz, Nesiller yetişsin tüketmeyiniz, Diyalog yolunu kapatmayınız, Savaşı bırakın barış sağlayın.Süper güç devletler öncülük etsin, Vicdani duygular hepsine yetsin, Zekice düşünen imzayı atsın, Savaşı bırakın barış sağlayın.***** KOL GEZER *****Gençliğin gücüne sakın güvenme, Kurtuluşun yoktur fazla direnme, Gurura kapılıp nefsi beğenme, Ölüm kol geziyor haberin var mı? .Pilotu, yolcuyu bulur havada, Kazayı artırır deniz, karada, Tedbirini artır, kal sen duada, Ölüm kol geziyor haberin var mı? .Dün gördüğün bugün toprak altında, Kokundan bulurlar çatı katında, Rahat edemezsin villa,yatında, Ölüm kol geziyor haberin var mı? .Azrail meleği görev üstlenmiş, Kuran kelamıyla bize seslenmiş, Şeytan cahillerle yeyip beslenmiş, Ölüm kol geziyor haberin var mı? .Toplu katliamlar çok ülkede var, Yöreni, haneni ediyorlar dar, Zekiden uyarı yeter bu kadar, Ölüm kol geziyor haberin var mı? .Ispartalı Zeki Çelik TÜRKİYE İLESAM il temsilcisi.
626
Sadakat korkuya geçiş önceliği tanıyan bir yüzle karşılayacaktık sadakati! elimizde isminin yazılı olduğu kartonlar, kadehler ve aşklar; -uzun bir arkadaşlık havaalanında- ulaşmaya, hep bulmaya çalıştık onu sanki durmadan bir endişe, bir hüzün, bir ihtimal'ler kalabalığında! [hiç değilse zarif olmaya çalışan çocuklardık oybirliğiyle]çünkü bir kimlikti bizim için içimizde boy veren çam ağaçlarının kokusu yeni demlenmiş çayın rengine karışan yaralarımız tarihe malolmuş kaygan sevgililer 'sevgilim! ' diyemediğimiz sevgililer bir ameliyat izi gibi taşıdığımız çocukluğumuz çünkü bir kimlikti bizim için içimizde saklanan gizli yolculuklardan kalma gizli yorgunluğumuz! ne sadakat, ne teselli ne de bir vicdan muhasebesi! bir sabah hepimiz uyandık baktık ki apayrı yataklarda: yalnız bir uyurgezer tarafından taranmış saçlarımız geceleyin ve hiç değişmemiş yıllar geçse de bir dişi, paraya dönüşsün diye yastığın altına yerleştirircesine mutluluğa dönüşsün diye hayatımızın bir yanına mutlaka koyduğumuz umutsuzluğumuz!
131
Bu Güzellik Gerçek mi? Güzelliği görünce şehla oldu gözlerim Dilim ise lal oldu, dökülmüyor sözlerim. Akıl serden fırladı, tutmaz oldu dizlerim. __Benim için bir başka biçime bürünüyor __Bu güzellik gerçek mi, bana mı görünüyor. Bakışlarda giz saklı, kamer bile puslanır Kaşlarla kirpik farklı, mücevhere yaslanır Gülünce güller açar, gerçek güller kıskanır __ Bukle olmuş saçları yerlerde sürünüyor __Bu güzellik gerçek mi, bana mı görünüyor. Endamı boyu posu her bir yanda büst olur Gözleri zümrüt yeşil, kalbim sanki test olur Hangi yana dönersem, tüm benliğim mest olur __Bütün orda olanlar, ruhumda korunuyor __Bu güzellik gerçek mi, bana mı görünüyor. Ben düştüm bir girdaba, döndükçe batıyorum Senden kalan her şeyi, gönülden atıyorum Yıldızın şavkısıyla, sarılıp yatıyorum __ Olumsuz düşünceyle, duygular kürünü yor __Bu güzellik gerçek mi, bana mı görünüyor. Rüzgâr türkü söylüyor, dinle bak sessiz, sessiz Mahir artık duymuyor, göz görmez kulak hissiz Raks eden yıldızlar var, burası neden ıssız __El ayak titreyince, yerlerde yürünüyor __Bu güzellik gerçek mi, bana mı görünüyor.Mahir Başpınar_________________________________ ................DOST KALEM....................... _________________________________ Aşk denilen iksiri yüreğim hiç tatmazken Lezzetini ömrümce bakışlara katmazken Tükenip de dermanım artık nefes yetmezken __El ayak titreyip te,yüreğim dürünüyor __Bu güzellik gerçek mi,bana mı görünüyor_______Burhanettin Akdağ*-siyahbeyazSensiz boş bir bedendim, ruhuma anlam geldi, Senden önce hiç'misim, bu gönül yeni bildi... Duygularim hislerim dolu dizgin bir seldi __Varlığınla bedenim paklanıp arınıyor __Bu güzellik gerçek mi, bana mı görünüyor________Türcan Demirel Bir büyü ki ömrüme nevbaharlar getirdi Bozkıra çalan ruhum mor sümbüller bitirdi Sensiz geçen her günüm fırtınalar estirdi __Kalbimin kapısından boran kış kürünüyor __Bu güzellik gerçek mi, bana mı görünüyor_________ESMA ÖZAN
254
Günaha Açtı Çiçekler Gökyüzünün rengi değişti önce Sonra doğa’ nın, denizlerin Felâket ulağı düştü yağmurlar Yapraklar kavruldu tazeliğinde Akıp gitti yeşili, gelmeden güzler.Ölümleri tezden oldu kelebeklerin Gölgeler ağırlaştı mevsimlerin hüznünde, Günaha açtı çiçekler Küsüp kaderlerine; Bu bir isyandır, dercesine İsyan edercesine.
41
Ulan Gurbet.. Gözkapaklarım yorgun düşüyor bugün, Hasretlik insana koyuyor gün be gün, İyi niyet, güler yüz yetmiyor gücüm, Ulan gurbet canımı sıkmaya başladın.Yıldızlar bize uzak, bizde sılaya, Uzak durdum yanaşmadım belaya, Katlandım durdum her türlü olaya, Ulan gurbet canımı sıkmaya başladın.Beyim dedik, abi dedik olmadı, Sabır bitti bıçak kemiğe dayandı, Ofiste olnlar adam yerine saymadı, Ulan gurbet canımı sıkmaya başladın..Ağlamak istesem gurban akmaz gözyaşım, Her gün hasretle pişer ekmeğim aşım, Birtek bana yoldaştır bilirim mezartaşım, Ulan gurbet canımı sıkmaya başladın...Hacı Öztürk LİBYA/ 21-01-2003KAYDEDEN Hacı Öztürk
85
Uzaylı Yaratık Kardeşim 10 ALLÂH(c.c.) mesul tutmuşsa, Rab’bimi tanırsınız, O, yerde ve gökte tek, karşı da çıkmazsınız… Biz, insan fitne ile resulleri dışladık, Kitaplar mahvedip, batılı hazırladık… Rab’be inananlarda din değişmez ve tekdir, Hak’ta yürümek gerek tevhit Rab’den emirdir… Siz uzaylılar için mutlaka din de vardır, Şuur dinsiz olmuyor yaşamın kuralıdır… Ya da aşmışsınızdır ta merhamete kadar, Rab’bin emirlerine tam dinleyecek kadar… (1999)
63
Cennet vatanım Eşin yoktur dünyada cennet vatanım Seninle yeşerdi dalım yaprağım Şehit kanlarıyla sulandı her yer Bölemez hiç kimse seni CENNET VATANIM Uğrunda döküldü hep kanlarımız Vermeyiz kimseye gitse de canımız Göğsümüz siperdir sana ey cennet vatan Vermeyiz, bölmeyiz, bu cennet vatanı Nice şehitler verdik bir karış toprağına Dönmek yakışmaz asla Türk 'ün şanına Şehitler ölmez yiğidim asla unutma Canlar kurbandır bu cennet vatana
64
Baba Dağdan atla özgürlüğe uç Paraşüt ile atlamak için git, Baba Dağdan atla özgürlüğe uç. Zirveden kendini aşağıya it, Baba Dağdan atla özgürlüğe uç.Zirveye varıp yolunu seçersin, Kuşlar gibi paraşütü açarsın. Gökte sen kartal misali uçarsın, Baba Dağdan atla özgürlüğe uç.Atladığın vakit korkup sinersin, İstersen pervane gibi dönersin. Süzülerek aşağıya inersin, Baba Dağdan atla özgürlüğe uç.Aşağıda deniz benzer kuğuya, Bakarsan dağı görürsün doğuya. Kuş gibi süzülürsün aşağıya, Baba Dağdan atla özgürlüğe uç.Yusuf paraşüte binersin, Bu olayı ömür boyu anarsın. Sonunda Ölüdeniz'e konarsın, Baba Dağdan atla özgürlüğe uç.
87
Gül Güneşçe Gül yüzlüm, bir gün de gül yüzüme, bir gül güneşçe Her gün güller açsın gün yüzünde, her gül güneşçeGönül gözlüm, şu yüreğime bir bak, odları gör Bengisuyunu coşturup, güller der, gül güneşçeGönül evimi gül bahçesine döndür ne olur Toz pembe rüyalarıma güller ser, gül güneşçeGüzelliğini gizleme gözümden, göynür özüm Yüz göster, güllerle bezensin her yer, gül güneşçeGözüm gönlüm açılsın, salınarak gel bahçeme Mahzûn bülbüle gizli bir selam ver, gül güneşçe
72
Cennet Vatan İçin Ey nefsim eğer ölebilmezsen bu cennet vatan için, Söylüyorum herkesten çok sana olur benim kinim, Elhamdilüllah müslüman yaratılmışım, İslam dinim, Ey nefsim eğer ölebilmezsen bu cennet vatan için, Söylüyorum herkesten çok sana olur benim kinim...
38
Belkide bu halimden ben çok korkuyorum! Yaşadığımın bir anlamı yok sanki son günlerde. Hayat her gün yerine getirilmesi gereken bir vazife sanki. Ne tadı var, ne de adı. Bir günün diğerinden farklı olmasını geçtim. Günler ve onu kovalayan haftalar bile benzer oldu birbirine. Pencereden bir damla ışığa bile tahammül edemez haldeyim. Depresyon uykuma sarılıyorum büyük bir şevkle. Çare onda sanıyorum. Sanki kalkınca herşey değişecekmiş gibi geliyor insana. Kokusu sarmış odamı, dolu bıraktığım kül tablası..Zorla aralıyorum gözlerimi ve bir sigara daha yakıyorum! Oysa beni bunca bunalıma sokan şey, gözlerimin önünde yerle bir olan hayallerim. Yapmak istediklerim, yapmayı dilediklerim… Öyle uzak geliyor ki şuan bana uzansam tutamam, eğilsem alamam. Belki de hayallerimden uzaklaştım, uzaklaştırıldım. ” Kimse beni anlamıyor” diye kaçmayacağım işin içinden.Herkesin sizi anladığı ama ” Yapacak bir şey yok” deyip görmemezlikten geldiği bir durum bu. İşte bu daha çok acıtıyor içimi. Öyle dengesiz ki ruhum, öylesine çaresiz, bir sabah uyandığımda ” asla vazgeçmek yok, buda geçer” diyorum, ertesi gün kendimi yine anlamsız çaresizliğin kollarında buluyorum. Bana sıkıcasına sarılmış. İşin içinden çıkamıyorum, üzülüyorum kahroluyorum.Belkide bu halimden ben çok korkuyorum!
177
Uyan Yiğit Şehitim Uyan Vatan dedik……bölünmez dedin Bayrak dedik……,,,,,inmez dedin Bu kutsal değerler için can verdin Uyan Vatanımın gerçek sahibi uyan Uyan yiğit şehitim uyanSen ulaşılmaz dağların yiğit yolcusu Soysuzların,namertlerin en büyük korkusu Tek sıkıntısı var; oda unutulmak kaygusu Uyan vatanımın gerçek sahibi uyan Uyan yiğit şehitim uyanAl bayrağım kanından almış rengini Vatansızlar ne bilir,senin değerini Sana dil uzatan soysuz hazırlasın kefenini Uyan Vatanımın gerçek sahibi uyan Uyan yiğit şehitim uyanKöhne dağlarda sökerken şafak Yiğidime olmuş otlar,çalılar,taşlar yatak Sen dalından düşen bir yaprak Uyan Vatanımın gerçek sahibi uyan Uyan yiğit şehitim uyanÖlüm uykusunu revamı gördüler sana Vatanseverler minnettar tüm yaptıklarına Ne olur hakkını helal et bu cennet vatana Uyan Vatanımın gerçek sahibi uyan Uyan yiğit şehitim uyanSen gideli hiç bir şey degişmedi Soysuzlar emellerinden asla vazgeçmedi Daha nice yiğitler şehadet şerbeti içti Uyan Vatanımın gerçek sahibi uyan Uyan yiğit şehitim uyanHadi kalk…Vatanına yeniden sevdalan Bayrak olda yurdumun her yerinde dalgalan Seninle gurur duyuyor bak… bu cennet vatan Uyan Vatanımın gerçek sahibi uyan Uyan yiğit şehitim uyan
166
Sen Yıkılasın Dertler verdin bana derman arattın Hançer vurdun yüreğimi dağlattın Gece gündüz sen hep beni ağlattın Kahrolasın dünya sen yıkılasınÇok gülmek istedim amma olmadı Çok çileler çekdim vadem dolmadı Bu dünyada güzel günüm olmadı Kahrolasın dünya sen yıkılasınDünyaya geleli bahtım gülmedi Hep ağladım gözyaşımı silmedi Bu dünyada gayrı çilem dolmadı Kahrolasın dünya sen yıkılasınYalan dünya sana nasıl gönül bağladım Hançer vurdum yüreğimi dağladım Geçe gündüz ben her zaman ağladım Kahrolasın dünya sen yıkılasınYeter be dünya bıkmışım senden Ağlasam sızlasam ne gelir elden Halden bilmeyenler anlamaz dilden Kahrolasın dünya sen yıkılasınİsteyerek dünya sana gelmedim Gelmişim bir kere gelmez olaydım Senin düzenini görmez olaydım Kahrolasın dünya sen yıkılasınDünya sende adaletten iz mi var Senin sözünün üstüne söyle söz mü var Yersin insanları doymak bilmezsin Kahrolasın dünya sen yıkılasınDünya hilebazsın bilen olmamış Senin hilelerin gören olmamış Sana bağlanmışlar gülen olmamış Kahrolasın dünya sen yıkılasınUğraşmam seninle başa çıkılmaz Kurmuş sun çarkını geri yıkılmaz Hep sen kazanırsın kaybetmek yoktur Kahrolasın dünya sen yıkılasınUtanmak ne allanmak ne bilmezsin Zulüm edersin güldürmek ne bilmezsin Kahredersin öldürmekde bilmezsin Kahrolasın dünya sen yıkılasınÇok çekdirdin bana bende yazarım Benim sende artık yoktur nazarım Senelerdir dertlerimi yazarım Kahrolasın dünya sen yıkılasınATEŞOĞLUNU sen her zaman ağlattın Hançer vurup yüreğini dağlattın Göz yaşların hep sel gibi çağlattın Kahrolasın dünya sen yıkılasın
209
Ayrılık Yazar Yazdığım şiirler huzur bilmiyor Elimde ki, kalem ayrılık yazar Gurbet eller bana mesken olmuyor Yolladığım selam ayrılık yazar Bir ozan olsaydım girerdim söze Dökerdim içimi, vururdum saza Mektublar yazdığım o nazlı kıza Dilimde ki kelam ayrılık yazar Yıllarımı verdim şu gurbet ele İnsanlara oldum bende bir köle Karlar yağdırdıkça başımda tele İçimde ki elem, ayrılık yazar Kesseler ayrılık akar kanımdan Her gün bir şeyleri alır canımdan Çocuklar gittikçe bir, bir yanımdan Yanıp tozan külüm ayrılık yazar Umutsuz yolların yoldaşı oldum Yattığım yatağın sırdaşı oldum Gurbetin can ciğer kardeşi oldum Seyrettiğin filim ayrılık yazar Boğazıma durur ekmek ile aş Yandıkça, yanıyor gönülde ateş Terk edip gidince koynumdaki eş Can dediğim gülüm ayrılık yazar Yüksekten uçsa da gurbet kuşları Yoluna çıkarmış hasret taşları Necati döktükçe gözden yaşları Konuştuğum dilim ayrılık yazar Necati KEÇELİ İZMİR 01.09.2012
135
Mısralarda gizlenen güzel bir güldün… Sen benliğimde yeşeren bir filizken Kuraklığı yaşayan bu sinem hederdi Gülü bilmeyen, şefkatten habersizdi Seninle bereketlendi, bu bir hakikattiNasıl söylesem ki, sevda haznesinden Aşkın çekim kuvvetinden habersizdim Yaşadığını zanneden, ne garip sefildim Mana ahenginden yoksun derbederdimSen birden dikkatimi çektin, cezbedendin Mısraların da gizlenen ne güzel bir güldün Erdemli olmayı seçendin süzülen kelebektin Rengârenk bir neşeydin, sevinci yeşertendinİşte ben ancak o zaman estetikle tanıştım Nezaketi anladım, naifliği kokladım yaşadım Hakikate seninle yaklaştım, irfanla tanıştım Kimliğimden utandım, şimdi faniliği anladımOysa herkes gibi nihayet bende bir candım Aşkı evlilik sanırdım, sevdalananlara acırdım Ağlayanı kınardım, nağmeden hiç anlamazdım Sanki şehrin kirlerinden beslenen bir kuraktımSen beni yeniledin, hazzın demine kandırdın Ahengi keşfettim, meşke meylettim, sezdim Seninleyken kendinden geçen bir fakir haldim Senin tahayyülün karşısında eriyen bir candım
127
Karlı Dağların Ardından Karlı dağların ardından Yel olup estiğin var mı Tek başına bu çöllerde Ordular bastığın var mıKargıyı ucundan salla Düşman deme eyvallah Her taraftan üç beş kelle Terkiden astığın var mıKöroğlu söyle sanından Kuş uçurmaz divanından Avuçla düşman kanından Doldurup içtiğin var mı
45
Mevsimlerden Bahar Toprak kokusu yok etrafta. Ne çocuk gülüşmeleri ne de kadın çağırmaları işitilmemekte. Yaşamak güzel kokudur, bakışların parlamasıdır oysa. Mevsimlerden bahar... Bağırmalar, çağırmalar, küfürler, sövmeler havada uçuşmakta. Kelebekler yok. Herkes bir örümcek galiba. Kim dünyayı bu hale getirmekte. Sebzelerde ve meyvelerde eski tatlar yok. Toprak adeta taş, kaya, uçurum. Her şey intihar etmiş sanki. Hayaletler var sadece ortalıkta. Dünya büyük devletlerin, küçük devletlere yağdırdığı insan felaketlerinin bombardımanı altında. Küçük bir ülkede yaşamak, küçülmek gibi. Dünyadaki toprak ağalarının kurduğu savaşta bütün bombalar süslü olsa da, sonuçta kan akıtmakta ve can yakmakta. Tüm bombalar elle yapılmakta. Sıkılan eller, sıkılan kurşunlar aynı anda olmakta. Nezaket ve kabalık el sıkışmakta. Mevsimlerden bahar... Eski ağaçlar bardak olmakta. Bardaklar su dolu olsa da, yanmakta. Dünya kanayan bir yara. Tüm insanlık hasta. İyileşme başka bahara kalmakta. Savaş, üstünlük kurmanın bir yolu. Yollar araba leşleriyle dolmakta. Her yerde baskı, şiddet bir oyun adeta. Çocuklar barışa doğru yürümek istese de, mayınlar ayakları parçalamakta. İnsanlar iyiliğe ve doğruluğa gitmeye korkmakta. Dünya Tanrının en büyük mabedi. Tanrı dünyayının kubbesinde ışıltılı bir avize. Herkes avizeye saldırmakta. Dünya karanlığa mahkum olmakta. Mevsimlerden bahar... Bütün çiçekler plastikten. Gül endamında kadınlar yok ortalıkta. Çalı çırpı toplamakta rüzgarlar. Ortada tozu dumana katan insanlık kalmakta. Aşk için bol para karcanmakta. Yatak odaları, rezidanslar, kral daireleri bir martının yuvası kadar bile değerli değil. Çünkü o yuvalarda kimse mutluluğa uçmamakta. Kanat çırpan sevişmeler yok artık. İki taşın ya da iki kayanın üst üste çıkması gibi sevişmeler. Kadın ve erkek sevişmenin farkına varamamakta. Bir bardak bir bardağın içine girince alttakine su girmemesi gibi, alt üst sevişmelerde insanın içine boşluk dolmakta. Mevsimlerden bahar... Yağmur yağsa da, güneş vursa da değişen bir şey yok. Toprak eskisi gibi değil artık. Nerede o yabani çilekler, organik erikler? Artık bu baharda, gitar çalanlar robot... Ses, koku, heyecan bir metal tadında.
296
Bu Gece Kokuya bürünsün bu gece söylediklerimiz Savrulup uçmasın yelin önü sıra Türkü olsun aşıkların bütün çığlığı Bakışları sahibinin olsun Işıkları yeter bize Kirpiklerinden süzülen Şehvetli bir bakış gibi doğsun ay bu gece Buğusu üstünde tüten sevgili olsun Körmen’de batan al yanaklı güneş Angut kuşu olmalıyız bu gece Dibimize yanaşan çatal dilli ihanetten habersiz Köpürsün bu gece yüreğimize vuran dalgalar Gülden köprüler döşensin Dikenler yârenlik yapsın bu gece Şaha kalkmış öfkeler otursun Halaya gelsin kadife gülüşler Gamzenin tam orta yerine Bir çift kumru olmalıyız şimşekler üstünde Kavrulup düşmeliyiz öpüşürken İbadetten sayılsın sevişmemiz bu gece Aşkın selamı varmış desinler Ezbere söylensin unuttuğumuz bütün şiirler 15/ 03/ 2007 Datça
107
C - Cennet Perisi -09-Turkish C - Cennet Perisi -09-TurkishBiliyormusun... Cennet perisi... Yüreğim volkan sanki.... Yataklara düştüm.... Eridim bittim tükendim.... Kor alevlerde yandım.... Göz yaşlarım sel oldu.... Seller toplandı göl oldu.... Göllerde taştı. .. Okyanuslara ulaştı.... Baksana bir muma döndüm.... Çaresizim kapına geldim.... Aç kapıyı içeri al... Olmaz diyorsan... Cehennem beni bekler... Vakit geçirmeden gideyim.... Anlıyormusun beni... Cennet perisi....Mersin 09.05.1981 Bilal Geniş
62
Sen Vurdunda Ben Ölmedim mi? Yokluğunda ne ateşleri hasretimle yaktım da Bir seni yakamadım, beni yaktığın gibi Çölde su, mahpusta gün, oruçta ekmek gibi bekledim seni Sense araya korkular koydun. Yasaklar koydun... Bitmez tükenmez engeller koydun Şimdi nerdesin diye sakın sorma Sen çağırdın da ben gelmedim mi? Sen varken darılmazdım çiçeksiz baharlara, Yağmurlu havalara...Bu kasvetli akşamlara Sen varken Bakıp içlenmezdim tren istasyonlarına Otobüs duraklarına... Sen varken ayrılanlara ağlamazdım... Yıkılmazdım biten sevdaların ardından Gidenlere küsmezdim Kalanlara acımazdım... Sen varken böyle üşümezdim-titremezdim Masumdum, çocuklar gibi Böyle delirmezdim-küfretmezdim... Hele ölmeyi hiç düşünmezdim. Şimdi soruyorum sana Adı sevdaysa bu cehennemin Sen yaktın da ben yanmadım mı? Biliyorsun Bütün acılarına 'yeşil ışık' yaktım olmadı Bütün korkularına'arka çıktım'olmadı Dağlara merdiven dayadım olmadı Haziranda kar oldum yağdım avuçlarına olmadı Sevdim olmadı -yandım olmadı-taptım olmadı Benden artık pes Bu aşkın biletini istediğin gibi kes Nasılsa gidiyorsun Biliyorum git... Ama ardında Ağlayan bir çift göz Paramparça bir yürek Ve yıkılmış bir dağ görmek istemiyorsan Çek silahını-daya sırtıma Titrersem namerdim... Sen vurdun da ben ölmedim mi?
166
Deniz türküsü Kaşlarının üstüne kar yağmış Kaşlarının üstüne kış Kaşlarının üstünde bir dağ resmi Bir liman kaşlarında Ve bir deniz akıyor gözlerinde Bir tuzlu, dalgalı Ve martılı deniz Kumsalda yürüyen çocuklar Bir anne bebeğiyle oynuyor Bir bebek suda ağlıyor Bir kaçak kovalayan sahil polisi Orda her şey var Gemilerin rıhtımında insanların anlamsızlığı Bir balığın bir başka balığı yutuşu Bir insan kanı var balinanın ağzında Bir yunus balığının sevinci var Ve bu sevinçte bir insanın kaderi var Deniz kızlarının türküsü var orada Deniz türküsü var Denizcilerin söylediği Şu denizin boğduğu insanların söylediği Ve denizcilerin küfürleri var ağların altında En çokta Bir denizcinin sarhoşluğu var yıllardır sallanan
105
Bebek Göbek bağın kesildiyse, Ağla coşa coşa bebek. Alnına ne yazıldıysa, Elbet gelir başa bebek.Doğduğun an ters tutarlar, Baş aşağı sarkıtırlar. Ağlamazsan, ağlatırlar, İnat etme boşa bebek.Evirirler çevirirler, Ya kız ya da oğlan derler. Sana da bir ad verirler, Adın gider hoşa bebek.İnsan doğar doğmaz ağlar, Her zorluğa uyum sağlar. Yaşamın bir anlamı var, Bak şu uçan kuşa bebek.Bu dünyada şartlar ağır, Ses vermezsen herkes sağır. Ağla, sızlan, bağır, çağır, Dök derdini dışa bebek.Hiç üzülme tez büyürsün, Bir ekmeği bölüşürsün. Hem terlersin hem üşürsün, Alış yaza, kışa bebek.İnanılmaz bir öyküyle, Çırılçıplak geldin böyle. Agularla türkü söyle, Hep gönlünce yaşa bebek.
100
Güzel dost. Güzel dostYaradan şahidim olsun Onda gönlüm var güzel dost. Ben yandım o sefa bulsun Koca dünyam dar güzel dost.Bir defa gördüm cismini Ruhuma çizdim resmini Elden saklarım ismini Dile düşmek ar güzel dost.Sevdam uzak ele düştü Yüreğime çile düştü Gönül harlı güle düştü Aşkın gözü kör güzel dost.Dostum unut deme böyle Sadık isen yardım eyle Bir çıkar yol varsa söyle Unutmak mı zor güzel dost.Bu sevdadan dönsün diye Umutlarım sönsün diye Acılarım dinsin diye Bana kardeş der güzel dost.Hzan o deli esmese Kırılıp bana küsmese Birde selamın kesmese Çoktan derdim yar güzel dost.
95
Sevda Bir Hasretse Sevda Bir HasretseSen yaşanılmamışsın gizemli bebek Hayatımda kimseye söylemediğimi Sana haykırıyorum Seninle gurur duyuyorumBir nefes yaşamaksa kollarında Seninle olmaksa özlemek Seni hissetmekse hasret Gözlerinin içinde yaşamaksa sevmek Ben gözlerinin içinde hapis olmak istiyorumSevda bir hasretse HASRETİM Hissetmek özlemekse ÖZLÜYORUM Sevmek gözde yaşamaksa YAŞIYORUM SENİNLE GURUR DUYUYORUM SENİ ÇOK SEVİYORUM MELEĞİMHerdem 06/06/2005 17:20
55
Hep Olacak Bu ayrılık bitecek bir tanem elbette bitecek Aşklar ve umutlar yeniden taze filiz verecek Bizi ayıran zalım gurbet elbette birgün bitecek Gökyüzünde dolunay ve samanyolu hep olacakAlev alev tutuşan yüreğim seninle küllenecek Kavuşacağız bir tanem gönül sende yeşerecek Tadını çıkar ilkbahar yaz sonbahar kışı doya doya Gökyüzünde dolunay ve samanyolu hep olacakSusmasın umut rüzgarları hiç bitmesin arzuların Kalbim sevdanla dolu dolu aşkına bade kaldırsın Ömründe ayrılık rüzgarı olmasın kara sevdamsın Gökyüzünde dolunay ve samanyolu hep olacaksın10 Ocak 2015 Almanya
81
Gaziantep Şehitleri GAZİANTEP ŞEHİTLERİGazi ey büyük gazi şanın var ünvanın var Şehit Gövmehmet çavuş ölmez bir mazisi var. O maziki kendisi kahramanlıkla dolu Şehitliğe erişen damarı Türk kan dolu.Bize derler Antepli gazileriz gaziler Şehit oğlu torunu hiç korkmayan şehitler.Tarihlere bak sorun Şahinlerle gazili Gazilik destanları altın harfle yazılı, Bunca şehit ve gazi yetiştiren Antepli Geçmişleri hep şehit kalanları gazili.Bize derler Antepli gazileriz gaziler Şehit oğlu torunu hiç korkmayan şehitler.Korkmayan kahramanlar mütavazi dururken Şehitlik için gazi durmadan ilerlerken, İstila etmek için düşmandı o saldıran Kahramanlar önünde durmadı kaçtı düşman.Bize derler Antepli gazileriz gaziler Şehit oğlu torunu hiç korkmayan şehitler. - 16.10.1960 – Gaziantepİsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul
106
Ölüm Gelmeden Sev Doğayı Ölüm gelmeden sev doğayı Onda ölümsüz güzelliklerÖlüm gelmeden sev doğayı Doğa da bir annedir Eğitir ve büyütürÖlüm gelmeden sev doğayı Sev ve dinle şu doğayı Doğa da bir öğretmendirÖlüm gelmeden sev doğayı Doğa da bir kitaba benzer Açar okursan içini sana"Karınca kadar bir gerçek bulsan Tut kaldır düştüğü yerden... Der gibi yerde binlerce karınca..."Ölüm gelmeden sev doğayı Ağaçlara bak bir sayfa Doğa da okunmak içindir Dertlidir doğa açar derdini derddaş olanaÖlüm gelmeden sev doğayı Ve doğanın davetlerini duy Büyüyen ağaçta büyümem için davet var Ve denizi arayan derede...sana davet var Kendine bir çeki düzen vermelisin Hayat çığlıklarla dolu İnce ve dar hayat yolu Al bir bir bu fidan sesleri büyüt Ölüm gelmeden sev doğayı Güneşi bile duyduğun yok Gözlerin yaşlı Güneş kelimeleri var güneşin Ölüm gelmeden ölmelisin Kendine bir çeki düzen vermelisin alnında güneş olmalı Uzun bir yol değil hayat Sarmaşık kelimeler çiçek açsın gözlerinde Kelebekler sarı ve siyah nokta olsun yüzündeÖlüm gelmeden sev doğayı Doğa da konuşur yıldız yıldız Dağılsın gecen Dinle sessiz harfsiz konuşan bu dostu Kuşlarda özgürlüğe davet var... Her gece yıldızlar sana seslendi Yıldızlar yıldız gibi dost Sıcak ve nazlı yaz gecelerinde "Kimler oturmamış " bu ağacın altında Kelebek kadar ömrün... Alnına en gül resim çizebilirsin Ölüm gelmeden sev doğayı "Bak boşa geçiyor ömür" En pak nehir akıp gidiyor evinin önünden Seccadeler gibi temiz...Ölüm gelmeden sev doğayı Aklına kendine bir çeki düzen verebilirsin Bir güneş olabilir alnında Sabaha öğleye akşama... Geceye yıldızlar bırakıp gidebilirsin Ölüm gelmeden sev doğayı Dinlemelisin yıldızların dost sesini Secdede boşalsın bulutlar toprağa Toprak dediğin çok mu kıymetsiz Değmez mi öpülmeye ölüm gelmeden alnın En pak nehir akıp gidiyor evinin önünden Güneşin anlattıklarına kulak vermelisin Güneş güneş gibi dost Karanlık ölebilir güneşli ellerinde Göklerin ışığını emebilirsin büyür gözlerin Ölüm gelmeden sev doğayıGüneşler açsın göğsünün bahçesi Çiçek için yarışsın dilin Çiçekler çiçek gerçekleri anlatıyor Fanisin bu dünyada... En pak nehir akıp gidiyor evinin önünden Ölüm gelmeden sev doğayıNe kadar hassas olmalı ellerin terazi tutarken Sıkı sarıl yunusun ilahilerine ellerim... Ellerim kendine daha bir çeki düzen verebilirsin Yıldızlarla örebilirsin bir duvar gönlün haritasına Diyeceksin Ölüm gelmeden sev doğayıDürüstlüğü öğretir doğa Güneş kelimeleri var doğanınGerçekler gönülde çiçektir... Bir doğa var senin içinde Ey fani Ölüm gelmeden sev doğayı Ve Dolaş içinde ki gerçek evreniBurası gurbet... Der gibi gelip geçiyor göçmen kuşlar... Ölüm gelmeden sev doğayı
383
aaaa111Günaydın 2 Günaydın Eylül sabahlarına, Umut yüklü gönüllere Günaydın Hüznüme Gün aydın olsun Gözyaşı yüklü yüreklere Yarından ümit kesenlere Gün aydın olsun Gecenin aydınlı yüzüne, Seherin yıldızına, Umutlu çocuk yüreklere Günaydın Göğüme, denizime, Ayıma, yıldızıma ATATÜRK’ÜME Günaydın Karnı yırtılan dağlarıma, Bedeni kesilen Ağaçlarıma, Yüzü soyulan Tarlama, bahçeme, Betonlaşan dünyama Günaydın Rahmete kavuşan Anneme, babama, Sevdiklerime sevenlerime Şehidime gazime Günaydın Gurbete gidene Sılaya kavuşana Hasret çekenlere Günaydın Gönül birliğine Barışa sevgiye inanana Günaydın Cümle aleme Aydın yüreklere beyinlere Günaydın 04.09.2007 08:29:46
80
Bisiklet İzleri daha dün müydü eli yüzü toprak resimdeki o mahzun,esmer çocuk oyun bitti ama içinde ukde kalmış neylersin,serde yoksulluk derdizahire pazarında bir hurdacı pas yemiş her yanı ve kırk yama olsun,uzaktan bisiklet işte hem binince dünyalar seninCici Ferhat,o zamanlar çırak haftalıklar birikince mavi bisiklet bir hava bir hava sorma gitsin futbol sahasını kesip biçiyorarkadaşım,gel etme eyleme gözümüz kaldı yeter bu zulüm birazcık da biz binelim bisiklete olmaz der,çiğner geçer çimenleri
71
Ölümün Sessizliği Ölümün SessizliğiNaftalinli resimleri çıkarıyorum artık sandıklardan Bakıyorum geçmişe Gençliğin haylazlığı var kırık resimlerde Naftalinli resimleri çıkarıyorum sandıklardan Geçmişin özlemimi gelecekten zevk alamamak mı? Yaşlanıyor muyuz yüreğim Yoksa seherde bekleyen ölümün sessizliğimiHani eskiye rağbet olsa Bit Pazarına nur yağar Rüya olsa kalemin yazdıkları Bu kadar uzun metrajlı olmaz Naftalinli resimler çıkıyor bir, bir ortaya Sararan gün batımı gibi Naftalinli resimleri çıkarıyorum sandıktan Yaşlanıyor muyuz yüreğim Yoksa seherde bekleyen ölümün sessizliği mi? HERDEM 06/10/2010 01:00
75
Kazın Mezarımı..! ! Yâr senin sevdana düştüm düşeli Çile yorgan oldu,hasret\’se yastık Ben\’den başka herkes hep dört köşeli Çile yorgan oldu hasret\’se yastıkEller yâr\’in alıp sürerken sefa Ben senden uzakta çekerim cefa Görmedim inan\’ki hiç senden vefa Çile yorgan oldu, hasret\’se yastıkBu halime Mecnun bile şaşırdı Firkat\’ın özlem\’in dağlar aşırdı Bu kadar ayrılık sabrım taşırdı Çile yorgan oldu, hasret\’se yastıkEser durur başta özlemin yeli Çağlayarak akar gözümün seli Uzatmadın bir\’gün o müşvik eli Çile yorgan oldu, hasret\’se yastıkBu sevdayı çekmek zul oldu bana Yıllarca yalvardım yakardım sana Hep eziyet verdin,bu garib cana Çile yorgan oldu, hasret\’se yastıkBırakmadın beni kendi halıma Hep bindikçe bindin gelip dalıma Ne günahım varsa yükle salıma Çile yorgan oldu, hasret\’se yastıkDURAK\’ım der böyle halım yazarım Vefasız elin\’den gayri bi-zarım Kalmadı mecalim kazın mezarım Çile yorgan oldu, hasret\’se yastıkDurak YİĞİT Gönüllerin Şairi KOCAELİ
136
Depresyon ruhumuzu-darmadağınık eder Yakaladığı canı-yere vurup mahveder En sık karşılaşılan-hastalıktır depresyon Kadını ve erkeği-yakalanır olsun son Belirgin özelliği-defresif bir duygudur Sakın geçit vermeyin-önlerinde sağlam dur Depresyon ruhumuzu-darmadağınık eder Yakaladığı canı-yere vurup mahveder Suçluluk ve intihar-en belirgin özellik Dikkat etmek gerekir-yok olmasın gazellik Belirtilere dikkat-ilgi istek zevk kaybı Hiçbir tat duyamama-ortadadır ayıbı Depresyon ruhumuzu-darmadağınık eder Yakaladığı canı-yere vurup mahveder İştahsızlık süreci-vücuttaki değişme Yorgunluk ve bitkinlik-insanı yapar seme Kararsızlık ve ölüm-karmakarışık acı Biliniz yere atar-başta bulunan tacı Depresyon ruhumuzu-darmadağınık eder Yakaladığı canı-yere vurup mahveder Sorumluluk düşmekte-hasta yakınlarına Değişmeleri gözle-eller düşmesin yana Önlemi almalıyız-bütün işlerimizde Çaresine bakmazsak-biz oluruz krizde Depresyon ruhumuzu-darmadağınık eder Yakaladığı canı-yere vurup mahveder Manasını kavrayın-oturmayın boş yere Bilin yazık olacak-can çekişen şu ere Toplumu sarar ise-içinden çıkılamaz Yere düşen canlara-karşıdan bakılamaz Depresyon ruhumuzu-darmadağınık eder Yakaladığı canı-yere vurup mahveder Sesime ses vermeli-şiirimi okuyan Bir araya gelelim-sakın kalmayın yayan Bu dörtlükleri yazan-Öğretmen Hasan Sancak Birlik aşkı olursa-başarırız hep ancak Depresyon ruhumuzu-darmadağınık eder Yakaladığı canı-yere vurup mahveder
154
İdare-i Maslahat Artık Devlet-i Ali Osman'ın son yılları, Paramparça olmuştur, ülkenin her sınırı.Diyarıbekr valisi, kulakları dikmişti, Zira celaliler hep orada birikmişti.Padişah'a gönderdi, adamını mektupla; “Celali eşkiyası, şehre büyük bir bela,Bize asker gerekir, belayı ezmek için, Sayıları da vardır, en az yedi sekiz bin.”Cephelere gitmişti tüm cephane ve nefer, Başkentte kalmamıştı, ne ordu ne de asker.Çaresiz ferman etti, mağdur vali kuluna, Buyurdu ki; “İdare-i maslahat oluna! ”Eşkıya çapulcusu ferman falan dinler mi? Talan eder, idare-i maslahat anlar mı? Vali fermanın arka yüzüne hali yazar, Vaziyeti bildirir, ulak gönderip tekrar,Arzeder ki:“Hünkarım, şehrimiz oldu teslim, Eşkiya zorbasına, gücüm yetmedi benim.İdarei maslahat oluna; buyurdunuz; Mecburen idareyi, teslim etti kulunuz.Maslahat’ı kurtardık, halen elimizdedir, Bekleriz ne yapalım, acaba ferman nedir.? ”(İstanbul:19.10.2005) www.ekremsama.com
116
Bayrağa Uzanan Eller Kırılsın Bu bayraktır benim namusum arım Bayrağa uzanan eller kırılsın Ben o soysuzlardan hesap sorarım Bayrağa uzanan eller kırılsın Vatan haininden hesap sorulsun‘Bu vatan vatanım’ demeyen gitsin Dağdaki çakala uşaklık etsin Vurun soysuzlara kökü de bitsin Bayrağa uzanan eller kırılsın Vatan haininden hesap sorulsunDilerim Al Bayrak göklerde kalır Bu bayrak sevgisi yürekten gelir Bayrak kıymetini soysuz ne bilir Bayrağa uzanan eller kırılsın Vatan haininden hesap sorulsunBayrağın rengine bizler kan verdik Bu vatan uğruna nice can verdik Baş tacı eyledik şeref şan verdik Bayrağa uzanan eller kırılsın Vatan haininden hesap sorulsunMuzaffer’im her dem hakka yürürüm Bu yoldan ayrılmam canım veririm Bu bayrak bu vatan benim gururum Bayrağa uzanan eller kırılsın Vatan haininden hesap sorulsun Muzaffer PARLAK 16.02.2008
119
İbrahim’in İsyanı Acar Köyde bir düğün var, Düğün de Hamide oynar, İbo çekilmiş kenara Düşünür düşünür ağlar.Düğün köylünün düğünü, Sevilenin neşe günü, Sevip sevilmiyor diye İbrahim’in zindan günü. Bu düğünde kimi güler, Kimi ağlar feryat eder, Başlık ödenmiyor diye Kimi bekâr isyan eder.İbrahim diyor sevdim ben, Yalvarırım yardım et sen, Tam on yıldır seviyorum Sevilmedim hala neden? İbrahim Akbaş 08 10 1991 salı (1) Yer: Karanfil Elektrik MARDİN
68
Intizar ettim Intizar ettim ay aman ay aman ay aman aman amanahimi alma benim tutunamasin cekip gitmek ile kurtulamazsin bir gun olur yol bulamazsin aglaya aglaya intizar ettimvay aman vay aman vay aman aman amandokersin gozunden inci mercani hani dost bildiklerimiz hanidir hani unutmaki bu dunya fanidir fani aglaya aglaya intizar ettimley aman ley aman ley aman aman aman aman bir garip kisi idim alem icinde bin kere yakildim bin kere gunde bu askin cezasini soyleseydin sende aglaya aglaya intizar ettimay aman ay aman ay aman aman amanhasret acisinin eser yelleri koynumda kuruttum gonca gulleri zehir ettin yasadigim gunleri aglaya aglaya intizar ettim23-11-2005 yasar gurlek rotterdam hollanda
107
Bu Gurbet Ellerde Bayram Sabahı Ağlarım ağlarım gözlerim şişer Bu gurbet ellerde bayram sabahı Memleketim yurdum aklıma düşer Bu gurbet ellerde bayram sabahı Ne anne ne baba yolları gözler Ne kalem muktedir ne kafi sözler Gurbetçi sılayı, soyunu özler Bu gurbet ellerde bayram sabahı Anneler hazırlar baklava börek Bayram var bayrama hazırlık gerek Öyle bir hasret ki dayanmaz yürek Bu gurbet ellerde bayram sabahıEn mübarek günde, hasret çekeriz İki büklüm olup boyun bükeriz Ateş sönsün diye yaşlar dökeriz Bu gurbet ellerde bayram sabahı Gurbet elde gurbetçiler buluşur Vatan hasretiyle keder bölüşür Bayrama hürmeten söyler gülüşür Bu gurbet ellerde bayram sabahı Mikdat der gurbette bayramlar böyle Hasretiz, uzağız burda her şeyle İrtibat kesilmiş vatanla köyle Bu gurbet ellerde bayram sabahı
119
Akdenizimin Sıcak Kışı Akdeniz im, siyaha boyar bulutlarını, Ardından; sicim gibi yağmur dökülür, artık kıştır. Sonra nazlı, nazlı çıkıverir güneş uzatır başını, Mis kokar yediveren limon çiçekleri, sanki mevsim ilkbahar. Gerinir hepten uyanan güneş, yansıtır sıcak ışıklarını, Ter basar; atılır palto ve ceketler, sanmayın gelen yaz. Birde bakarsın patlar gökyüzü, salıverir acı poyrazını, Dökülür; çıtır, çıtır kuruyan dallar sanki mevsim sonbahar.Demeyin ki; Bu, ressamın tuvaline işlediği bir resim, Akdeniz in bir günlük kışı, sanki yaşanan dört mevsim
77
Dört Nisan... Ülkemin topraklarında dalgalanır Ha Al bayrak, ha gök bayrak Her nisan kar yağar böğrüme En önde ben varım gardaşım Ha elimde al bayrak, ha gök bayrakMekanı cennet olsun…04.04.2015 - Ankara - 20:00
34
Ağıt Yok gayri bizlere uyku dünek vay Kime bel bağlayak kime dönek vay Vay amansız ecel alçak felek vay Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağyasın gayrı Ağla gözüm ağla yaşlar dil olsun Kurumuş dereler baştan sel olsun Çiçek kara açsın çayır kül olsun Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrı En büyük en güzel en yiğit kayıp Dereler denizler çağlar ağlayıp Rabbim de gözyaşı dökmezse ayıp Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrı Her gittiği yerde o şan verirdi Aslan bakışını görse erirdi Kaşları yeleden nişan verirdi Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrı Bakışları şimşek gibi çakardı Yarını görürdü düne bakardı Kürsüye çıktı mı, arşa çıkardı Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrıHer belâyı önler arda atardı Dermandı her dalda hemen yeterdi Babamızdı elimizden tutardıTürklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrıKaybını yıldızlar bile bileler Kırıla kanatlar sola yeleler Kurt kuş duyup cenazene geleler Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrıMillet Atan gitti başın sağ olsun Ölümü devr açsın yeni çağ olsun Dağlar birer birer yanar dağ olsun Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrı Gitti her ocağın söndü alevi Yeryüzü dediğin bir ölü evi Cihan türbe olsa almaz o devi Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrıDönmüş denizler gözyaşı taşına Dünya ortak çıkmış Türk'ün yasına Her evden bir ölü çıkmışcasına Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrıGökler ağıtlardan titriyor kat kat Düştü üstümüze gerilen kanat Onsuz dünya yarım, insanlık sakatTürklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrı O hep dolu tuttu boş atmadıydı Söz verince yaptı aldatmadıydı On beş yıl tek burun kanatmadıydı Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrıBizdendi sevinci bizdendi derdi Biz uyurduk o bizleri beklerdi Uyudu nöbeti bizlere verdiTürklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrıKuru yapraklara benzedik bu güz Her göz kan içinde sapsarı her yüz Milyonlarız bir babadan öksüzüz Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrıGök düşsün toprağa toza belensin Mezarına gece yıldız elensin Şehitler doğrulsun nöbet dolansın Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrı Dünya hem kahr olur hem onu gömer Yıldızlar kandildir semalar kemer Sus boğulayazdın sus Aşık Ömer Türklük yüreğini dağlasın gayrı Cihan da bizimle ağlasın gayrı
374
Bir Gençlik Bekliyoruz. Her zaman ve mekânda, gücünü Hak’tan alan Hem çağdaş, hem de dindar, bir gençlik bekliyoruz. Siyâsi ferâsetle, resmi doğru okuyan Hem çağdaş, hem de dindar, bir gençlik bekliyoruz.Hafif bir sarsıntıda, dâvâsından kopmayan Hakk ortada dururken, puta/muta tapmayan Kur’an’a tam sarılan, sağa/sola sapmayan Hem çağdaş, hem de dindar, bir gençlik bekliyoruz.Dünden beri herkese, gösterdin doğru yolu Her yönden güçlü ol ki, kimse bükmesin kolu Elinde bilgisayar, ilim, irfanla dolu Hem çağdaş, hem de dindar, bir gençlik bekliyoruz.Üzerinde hırkası, bürdesi Kâbe olan Çölde, dağda, bayırda, ibresi Kâbe olan Doğu/Batı değil de, kıblesi Kâbe olan Hem çağdaş, hem de dindar, bir gençlik bekliyoruz.Çınar ağacı gibi, dallı, budaklı, köklü At üstünden inmedi, çizme giydi körüklü O ecdâdın yolunda, şefkât, merhamet yüklü Hem çağdaş, hem de dindar, bir gençlik bekliyoruz.Gül yazmalı ninenle, aksakallı ol deden Dünden beri bu böyle, oldular nefsi güden Emirlere yapışıp, harama isyan eden Hem çağdaş, hem de dindar, bir gençlik bekliyoruz.Olan tüm bâtılları, elin tersiye iten Yalan, yanlış ne varsa, birer birer düzelten Adâletten şaşmayan, hak/hukuku gözeten Hem çağdaş, hem de dindar, bir gençlik bekliyoruz…
177
Akışına Bırak Akışına bırak aksın herşey gönlünce Ama salıverme ahengi yıpratırsın Bak dünya ışıl ışıl , pırıl pırıl Akışına bırak herşeyi Aşk'a düş yar’a düş Yaradan’a düş Akışında güzel herşey farkına var Çiçeğe donanırsın kuşa ağaca Olmaz sandıkların oluverir Akışta kal.....15-10-2014 İzmir
42
Bu günün gençliği Aşk böyle başlar insanın hayatında Bir gecenin zifiri karanlığında En parlağı sendin yıldızlar arasında Şimşekler çaktı gözgöze bakıştığımızda Sanki gök kubbe yere eğildi karşımızda Bu nasıl sevda ateş oldu bağrımızda Sonra kara bulutlar dolaştı aramızda Aşk sevda vürüs oldu çağımızda Sevda çabuk bitti sünger çekildi sayfamıza Gençlik derki önemli değil bizim mantığımızda Birisi biter diğeri başlar hayatımızda Her şey normalmış suçlu yok Tanrı huzurunda Önemli deyilmiş ilk aşkıymış gençlik yıllarında Ben onu tanımıştım lise sıralarında Sonra konu oldu asmalı mescit konaklarında Çocuklarımız dizilerde yetişiyor ekran başında Suçluluk duygusu yok her şey normal aralarında Ne diyeyim suç onlardamı yoksa anne babalarında Görüyoruz bu yaşta kafelerde barların arka sokaklarında 03/07/2006
111
Kolyeni Taşırım demiştin,sen diye,hani, Baktım çıkarmışsın,artık kolyeni. Bakacaktın,özlem yaktıkça teni, Baktım çıkarmışsın,artık kolyeni.Sevgililer günü,yolladığım gül, Kayıp etmediysen,haydi ara bul, Aşkınla yanıyor,aldattığın kul, Baktım çıkarmışsın,artık kolyeni.Hatırklatır diye,belki dününü, Engelliyor diye,belki gününü, İyi demiyorlar,hiç te ününü Baktım çıkarmışsın,artık kolyeni.Dönsen yanlış yoldan,çok geç olmadan, Dönülmesi artık çok güç olmadan, Yüreğin yollarda göç göç olmadan, Baktım çıkarmışsın,artık kolyeni.
54
Çiğdem Der Ki Ben Elayım Çiğdem der ki ben elayım Yiğit başına belayım Hepisinden ben alayım Benden ala çiçek var mıAl baharlı mavi dağlar Yarim gurbet elde ağlarLale der ki behey Tanrı Neden benim boynum eğri Yardan ayrı düştüm gayrı Benden ala çiçek var mıAl baharlı mavi dağlar Yarim gurbet elde ağlarNevruz der ki ben nazlıyım Sarp kayalarda gizliyim Mavi donlu gökyüzlüyüm Benden ala çiçek var mıAl baharlı mavi dağlar Yarim gurbet elde ağlarSümbül der ki boynum uzun Yapraklarım düzüm düzüm Beni ak gerdana dizin Benden ala çiçek var mıAl baharlı mavi dağlar Yarim gurbet elde ağlar
97
Aşk benim mabedimdi.. Aşk sağ yanımdı Aşk bir omuzdu yaslandığım Aşk yanında ağladığım Gittin bitti...Aşk küçük çocuktu içimde Aşk aldığım soluktu Aşksız ellerim soğuktu Gittin bitti...Aşk gözyaşımdı Aşk senle doğmam ve Aşk beş yaşımdı Gittin bittiAşk özlemimdi ve Aşk sana hasretimdi ah Aşk sanki nefesimdi Gittin bittiAşk sana şarkımdı Aşk sensiz ahımdı ve Aşk benim aklımdı Gittin bittiAşk dünüm, bugunumdü ve Aşk her gece düğünümdü Aşk içimde yaşattığım çocuk Gittin bittiAşk sarhoşluktu Aşk senle varolmuştu Aşk bir bakışındı Gittin bittiAşk benim mahremimdi ve Aşk benim mabedimdi ki Aşk sevgimin sırrıydı Gittin bittiAşk benim sevincimdi Aşk benim ümidimdi Aşk benim için sendin Gittin bitti...Aşk sonsuz diyen sendin Aşk ölmez diyen sendin Aşkı öldüren de sendin Gittin bittiAşk umuttu, yaşamdı Aşk saat 8'de, seni aramamdı Aşk sensiz yalnızlık kokan sokaklardı Gittin bittiAşk ilk merhabamızdı Aşk elimi tutuşundu ve Aşk yanımda uyuyuşun Gittin bittiAşk unutulmaz mutluluktu ve Aşk bulunmaz bir konuktu Aşkı ben kovmadım ki Gittin bittiAşk masum bir heyecan ve Aşk sevecen olgunlaşan hani Aşk asla eskimezdi Gittin bittiAşk bendeki bir yürek ki Aşk bendeki sen demek ve Aşk kanıyor şimdi ya Gittin bittiAşk adının her harfi ve Aşk her hücremdeki sen Aşk sensiz ağlıyor Gittin bitti Aşk bir deniz içimde Aşk bir gökyüzü sen gibi Aşk sana hasret şimdi bu gözlerde Gittin bitti
212
Şu ev kirası Allah kiracıya kolaylık versin, Yoksulu ezdirir şu ev kirası. Yemezsin, içmezsin 'Al sen ye! ' dersin, Canından bezdirir şu ev kirası.Her türlü yokluğa göğsümü gerdim, Zam geldi, katlandım, kirayı verdim, Ev bulup taşınsam, bitmez ki derdim, Ruh gibi gezdirir şu ev kirası.El gülüp oynarken, ben mahzun baktım, Şansıma hüzünlü türküler yaktım, Verdiğim parayı aklıma taktım, Fikrimi bozdurur şu ev kirası.Ne dikili bir taşım var ne yerim, Bir ev hayaliyle yanıp tüterim, Öyle bir dert ki bu, sabır çekerim, Bazen çok kızdırır şu ev kirası.Ne eğlence bildim, ne sefa sürdüm, Çilem yumak oldu, dert ağı ördüm, Nice ev sahibi,nice ev gördüm, Destanlar yazdırır şu ev kirası.Zeki Çalar der ki: Şansım gülmedi, Anam, babam bile kıymet bilmedi, İki yakam bir araya gelmedi, Derdimi azdırır şu ev kirası. 4 Haziran 1999
131
Ey Anam! Karnında taşıdın verdin sütünü Son nefeste gördüm nurlu yüzünü Yaşattın bizlere acı hüzünü Son durağın Cennet olsun ey anam! Gözün açık bakar gibi durmuştu Hiç konuşmayışın bağrım yakmıştı Yaş gözümden değil kalpten akmıştı Son durağın Cennet olsun ey anam! Şimdi evde yoksun ışıklar sönmüş Her taraf karanlık, zindana dönmüş Sensizlik dünyada meğer ne zormuş Son durağın Cennet olsun ey anam! Hayalimde taşır unutmam seni Çileyle büyüttün ben yaptın beni Yolculuğa çıktın gidiyor gemi Son durağın Cennet olsun ey anam! Peygamber’im komşun olsun ey anam! (27.04.2009.İst.)
87
Allah Allah Din Gaziler Allah Allah din gaziler Gaziler deyin şah menem Karşu gelün secde kılun Gaziler deyin şah menemUçmakta tuti kuşuyam Ağır leşker er başıyam Men sufiler yoldaşıyam Gaziler deyin şah menemNe yerd'ekersen biterim Handa çağırsan yeterim Sufiler elin dutarım Gaziler deyin şah menemMansur ile darda idim Halil ile narda idim Musa ile Tur'da idim Gaziler deyin şah menemTahkıyk ile şahı tanun Nevruz edin şaha yetün Hey gaziler secde kılun Gaziler deyin şah menemKırmızı taclu boz atlu Ağır leşkeri nisbetlü Yusuf Peygamber sıfatlu Gaziler deyin şah menemHatai'yem al atluyam Sözü şekerden datluyam Murtaza Ali zatluyam Gaziler deyin şah menem
100
Göçerken Dostlar Resimlere bakar, hasretler gider Aramızdan bir, bir, göçerken dostlar Ecel ani gelir, alır da gider Elbet bir gün bize, göç gelir dostlarÖlenlerin yeri, hem cennet olsun Edilen dualar, onları bulsun27.11.2014
32
Ulu Hakan O ki Kostantiniye’yi kutlu Türk’e bağışlayan; Osman Gazi oğlu, Orhan Gazi oğlu, Murad Hüdavendigar oğlu, Yıldırım Beyazid oğlu, Mehmed Çelebi oğlu, İkinci Murad oğlu Ulu Hakan Fatih Sultan Mehmet Han! Orçun~
33
Vatan Sağolsun Askere giderken ellere yakılır kına, Asker yetiştirir Türk anaları vatana. Savaşta şehit düşerse şayet evlatları, Vatan sağ olsun der; yüce şehit anaları.Hiçbir millet yetiştiremez böyle bir ana, O Türk anası sahiptir güçlü bir imana, Bu vatan için yüreklerine taş basarlar, Şehit analığının şerefiyle yaşarlar.En ulu asker, onun yetiştirdiği asker, O askerin her adımında sarsılır gök, yer, Mehmetçik hak ve adalet için savaş eder, Allah Allah diye saldırınca, yer, gök inler.Hiç kimsenin ırzına namusuna bakmazlar, Şahsi menfaatleri için savaş yapmazlar, Türkler kimsede haklarını da bırakmazlar, Allah'tan başka asla hiç kimseden korkmazlar.Türk genci asker ocağına koşarak gelir, Askerliğin namus borcu olduğunu bilir, Türk'ün vatan aşkını hiçbir şey söndüremez, Vatan borcu bitmeden hayatına yön vermez.ISBN 975-270-337-2 DUYGULARIM TAHLİYE OLDU ADLI KİTABIMDANMehmet Ali Yapıcı
122
Dikkat Etmezsen Ruh tuzağa düşer mi? .. Düşer dikkat etmezsen Can bedenden taşar mı? .. Taşar dikkat etmezsen Gidip uzak yerlerde can düşmanı arama Düşman sende yaşar mı? .. Yaşar dikkat etmezsen.
32
Yıllar Daha henüz aşkıma-baharıma doymadan O günler arasından, nasıl geçtiniz yıllar? Bir gençlik rüyasına ben başımı koymadan Ömrümü yudum yudum nasıl içtiniz yıllar? Bir gözleri ahunun hayaline dalmışım Gönlümü ne olmadık sevdalara salmışım Yazık! Kış ortasında yapayalnız kalmışım Siz! Bir başka bahara doğru uçtunuz yıllar
45
Mahşer Sözlerimde anlam yüklü, kafa karıştırmak değil işim Silahları ateşleyin, ben zaten bitmişim Dualar avutmaz beni, bak ne sessiz gidişim Sevdiğime söyleyin; ağlamasın bir hiç için… Toplanır kalabalık… sanırsın bir düğün. Ben onun gözünde, zaten bir ölüyüm, Kavuşmak kısmetse, ayrılık mı kader? İnanabilirsin artık, bak kuruldu mahşer...
47
Bebek Bakışlım sana baktıkça gözlerimi alamam ayırmasın ellerimizi mevlam sen olmassan inan nefes bile alamam bebek bakışlım sensin benim dünyamkader buluşturdu kalplerimizi ölüm ayırır ancak sevgimizi ben seninle düşünemem sensizliği bebek bakışlım sensin benim dünyamumrumda değil dünya dönmese kalbim gözlerim hep seninle bir gün olsun seni bu gözler görmesse yıkılır dünyam bilesin
52
Günaydın Demek Geçmez Akıllarından Dostluğun Temel kuralları Erirse eğer, İhtiraslar baskın gelir Göremezsiniz insanlığı...Irkçılık Şablon olur İlişkilere. Pörsür beraberlikler... Günaydın demek Geçmez akıllarından...Kapılar kapanır Şeffaflık kaybolur Pusulalarında...Görülür Bütün profillerinden Kabalıklar... Çıkarcılık Ön plana çıkar... Uzaklarda kalır Dostluklarının... Ve arkadaşlık türküleri... Günaydın demek Geçmez akıllarından...
44
Gül Dalında Gülün mü Var Kar eder mi bülbül zarın Gül dalında gülün mü var Yüreğimi dağlar narın Gül dilinde dilin mi var Gül etrafın diken hardır Bülbülün her günü zardır Herkesin bir derdi vardır Gül elinde gülün mü var Güzün bağlar döker gazel Hiç okuma boşa gazel Çirkin olur huysuz güzel Gül dalında alın mı var Yıldırımı çektin dara Yar sineme vura vura Beni koydun bahtı kara Gül yolunda yolun mu var
73
Anlasın Diye Beklerken Ben hiç sıkılmadan düğümlerinle beni kendine bağlamanı seni beklerken öğrendim seni beklerken tattım ben olmanın dayanılmaz hazzını Konuşabildim kendimle hayalini gösteren penceremde Hem de kulaklarım hiç kızarmadan! Seni düşünürken yok ettim zaman-mekan ilişkimi Zaman bitmesini istemediğim bir yolculuk Mekan ise cennetinden bir bahçe âdeta...
47
Karıma Bir yastıkta kocanım E tabi sende karım Sabah kahvaltısında başlıyor evli olduğum hissi Masanın bi başında sen bi başında ben Çok daha güzel olacak bu evlilik ahh ekmek almaya da ben gitmesemevlilikte sevgiler dile vurulmuyor hatunum yürekte tutuluyor, ee tabi buda seni sevmediğim demek olmuyor sana sevgim emek oluyor, kutsal bir niyet oluyor ve tüm kutsallığıyla yürekte tutuluyor değerini koruyor hiç eskimiyorevet haklısın ellerini tutarken eskisi gibi heycanlanmıyorum gözlerine bakarken elim ayağıma dolaşmıyor öylesine sarmalamışımki seni yüreğimde ve öylesine dolmuşsun ki içime ben olmuşum sen sen olmuşsun bendaha niye heycanlanayımki elini tuttuğumda huzur buluyorkenve niye dolaşsın elim ayağım gözlerinin sonsuzluğunda huzurla yüzüyorken…Allah bir yastıkta kocan yaptı beni Şükürler olsunSen benim karımsın ya daha ne olsunsabah ekmeklerini dert etme ben alırım sen yeterki kızma ne olursun… :)
127
Bayrağım Bayrağımızla hürüz Özü sözü hep biriz Bayrak için savaşıp Seve seve ölürüz... Bayrak için savaştık Nice zorluğu aştık Bayrağımız olmasa Bir korkuluk,bir taştık... Gönlümdedir bayrağım Odur damarda kanım Anlı şanlı bayrağa Feda olsun bu canım... Bayrak gökte bir kuştur Ay-yıldızı ne hoştur Değerini bilmezsen Senin yüreğin taştır... Göğümün ay-yıldızı Kanımdan da kırmızı Sana canını verir Bu yurdun oğlu-kızı... Cennet benim vatanım Canıma can katanım Göklerde dalgalanır Benim nazlı bayrağım... Hür yaşamak ilkemiz Cennet bizim ülkemiz Uygarlık yarışında Yükseliyor sesimiz... Bayrağa verdik şehit Melekler buna şahit Vatan millet için hep Canın verir her yiğit... Şanlıdır sancağımız Sönmez hiç ocağımız Bayraklarla donansın Dört köşe bucağımız..
104
Bizim Dağlar 2 Bayrak bayrak hürriyetin Doruklarda demi vardır Bu dağlarda hiçbir itin Ne izi ne, im'i vardırAğustosta kar yatağı Koyakları pir yatağı Bu dağlar ki er yatağı Hazır kıta tim'i vardır Bu dağlar ki alacadır Nuh nebiden kalacadır Tek dil bilir sılaca'dır Bizden başka kimi vardır? Bulutları öpesi var Koyağı var tepesi var Ardıç ardıç küpesi var Şebnemi var nemi vardır Bu dağlara bir hal olur Yıldız olur hilal olur Yolun tezen çakal olur Gökbörü'ye yemi vardır .......... Taner EKER
81
Eskısı gıbı degılım Eskisi gibi degilim Y-AR Seni bildikce sevdam sevdalandi Umurumda degil cennet bahceleri Vede cehennem cukurlari Dusundukce seni Vardiginda gonlume Her yanim cennet Cemalin Sensizlik her anim ise cehennemden beter Ey sevdalim son duragin gonlum olsun Bu gunahkarin bayrami Sen
42
Dadaşın Senin Kurban olam sana canım Erzurum, Beyaza bürünmüş dağların senin. Kış geçince güzel olur baharın, Bürünür yeşile bağların senin.Buram buram tarih kokar her yanın, Şehit gazi dolu toprağın taşın. Düşman karşısında eğilmez başın, Tarihe yön verdi Dadaşın senin.Ilimle yoğrulmuş senin insanın, Allah resulünün yoludur yolun. Alimle doludur sağ ile solun. Rabbiyle barışık insanın senin.Abdurrahman gazi yatar bir yanda, Habip baba yatar şehrin bağrında. Maneviyat kokar,toprak,taşında, Evliyalar yatar bağrında senin.Nice şahsiyetler verdin vatana, Doksanüç harbini asla unutma. Sahip çık ecdadın nene hatuna, Çok kahraman yatar bağrında senin.Tarihini yazsam almaz kitaplar, Can verir vatana bütün dadaşlar. Mertliğini bilir dostlar düşmanlar, Niçe canlar yatar bağrında senin.Dostlarına canın verir dadaşlar, Cebini gönlünü dostuna açar. Dostun,düşmanından daima kaçar, Dostuna can verir,insanın senin. . (25.02.1988)
120
Rab'bimizi Dinleyemiyoruz Din, insanlık için hidayet için gerek, Eksikliklerimiz var din, onlar için destek…Din, doğru yol, hakikat hiç değişmeyen kural, Din, tanımadığımızdan toplamaktayız nal…Şu Rab’bi dinleyelim gezegen yok olmadan, O, merhamet emreder olalım candan, kandan…(2012)
35
Akdeniz Güneşi Akdeniz güneşi altında doğmuş Ondan, sıcak gelir güzel bakışı Sevgi ateşine elini koymuş Tutunca ısıtır candan yakışıGözü, kanat çırpar aşk yuvasından Yüzü, çiçek açar gül arasından Saçlarını toplar O, yarısından İpekle taçlanır sanki o başıBir güzel tanıdım böyle sevimli O, baştan aşağı güzel giyimli Çocuksu duruşu, bebek resimli Öyle başka hali göstermez yaşıHer gün gelir geçer hayat yolumdan Tutar o bakışı gönül kolumdan Akşam, gider sanki O, uçurumdan Akdeniz güneşi gibi batışı
74
Vardım Gittim Su Başına Vardım gittim su başına Üç kız oturmuş (evlat üç kız oturmuş) Sağ elini sol elini Suya batırmış (evlat suya batırmış) Uzun boylu mecidiya feslim Yazıklar sana evlat yazıklar sana Haram olsun şimden sonra Bu yerler sana evlat bu gençlik sanaVardım gittim odasına Liba döşeli (evlat liba döşeli) Yanağında güller açmış Mor menevşeli (evlat mor menevşeli) Uzun boylu mecidiya feslim Yazıklar sana evlat yazıklar sana Haram olsun şimden sonra Bu yerler sana evlat bu gençlik sana
79
Okumam için okulda bekleyen annem her gün okula getirip götüren yaz kış okul bahçelerinde bekleyen annem ben hasta bir çocuğum sürekli bayılan okul çantasını taşımakta güçlük çeken hasta olduğumda hastane hastane gezen sabahlra kadar baş ucumda bekleyen benim annem üzülüp benim için gözyaşı döktüğünü biliyorum annem beş çocuğunu hepsini ayrı ayrı ilgilenen bizim derlerimizi sevinçlerimizi ortak olan annem birbirimizden hiç ayırmadan tek başına büyüttü hepimize destek olup çocukları için elinden geleni yaptı annem bizleri babasız büyüt me mücadelesi verdi annem olduğu için gurur duyuyorum çocuklarını çalışkan topluma saygılı yetiştirdi canım annemle gurur duyuyorum demet akkoyun 24mayıs i.ö.o. 4/b sınıfı sarayköy/denizli
100
Tebessüm Bir martısın sen , özgürlüğüne düşkün ama denizinden kopamayan... Bir şiirsin sen , herkesin bildiği ama kimsenin yazmaya cesaret edemediği... Bilinmedik bir kumsalsın sen , Ayak basmak için can atılan... Bir bebeksin sen , Ağladıkça gözlerinin içi gülen... Herşeyimsin sen , Başka hiç birşeye gerek duymadığım...
47
Kaşınma Komşu Değiştir o söylettiğin marşını Sahip ol diline kaşınma komşu Sıkarız kafana üç beş kurşunu Sahip ol diline kaşınma komşuBak bir gece başınıza çökeriz Sağlam dişinizi kökten sökeriz Hepinizi Marmara'ya dökeriz Sahip ol diline kaşınma komşuSeni böyle bu yollara kim yitti Kuyular kurumuş kıredin bitti Bak dostların dahi bıraktı gitti Sahip ol diline kaşınma komşuYazarız gerçeği biz hece hece O rüyanız kâbus olur her gece Gücünüz eşit mi bizde ki güce Sahip ol diline kaşınma komşuGün olur bak biz tatile çıkarız Taş üstünde taş bırakmaz yıkarız Remzi der ki gırtlağını sıkarız Sahip ol diline kaşınma komşu
97
Hazal... Biliyorum, Doğum günü pastasının mumlarıyla süslü yüreğin bazen hüzünlenir, O an sebepsiz fırtınalardan yara almış yüreğime bir sızı islenir. Çünkü seni ben, içimdeki koca gözlü, yalınayak gezen toprak kokulu çocuğun, ağzındaki kavun aromalı bir sakızın miras bıraktığı o nefes kokusunda sevdim... On bir yaşındaydım ve yeni yıla giriyordum televizyonların bolca neşe dağıttığı, o Ocak ayının ilk dakikalarında. Merhaba demiştin bana, bense ömrümde ilk defa tattığım bir duyguyla acemi bir dayı oluvermiştim. Belkide sevgimi ilk defa parsellediğim ve kendimi adam gibi adam sandığım zamanlarındaydım yaşamımın. Oyunlarla bezediğimiz günlerimiz haftalara, haftalar aylara ve aylar yıllara çabucak dönüşsede, O minicik ellerin değişmedi ve bedenin gözlerimde. Hayat bizi savurdu kaderimize, ve kocaman gözlerin puslandı zaman zaman anlamsız hüzünlerle. Şimdiyse yetişkin kokulu çiçekler ekiyorsun hep bakir kalan yüreğine. Ama hiç unutma sen benim yüreğimde hiç sonlandıramadığım bir şiir olarak kalacaksın, Ve adının anlamına inat, ebediyen yemyeşil duracaksın kalbimin göknarlarında…Seni çok seviyorum.
147
Bülbül Ey bülbül yetmedi mi dolaştığın Arar durursun bahçe bahçe Yetmedi mi her dalda ağladığın Belliki gül bulmuş bir bahçe Ey bülbül yetmedi mi dolaştığın Kendine zülm etmen onu getirmez Ağlasan vefasız duymaz sesini Duysada o taş kalbi hissetmez Başka bülbüle açtı o kalbini Kendine zülm etmen onu getirmez Artık dar gelir buralar sana Haykır sen dünyaya gazellerini Bırak peşini hayır gelmez sana Başkası tuttu onun ellerini Artık dar gelir buralar sana Belli başka bahara kaldı vuslat Hüznünüde al git bu diyarlardan Git gazelinle başka yürek ağlat Medet bekleme o vefasız yardan Belli başka bahara kaldı vuslat
97
Güneşe göç edenler sen durabilir misin önünde bu selin. ördüğün duvarlar durabilir mi. bugün burada isek yarın kollarındayız güneşin. içindeyiz yani, hiç olmadığınız kadar hiçbirinizin halaya duracağız çığlıklarımızla. sanma ki bir kavganın sonrasındayız ya da bir düğünün tam içinde. göç yoluna tutunmuş kuşların kanadındayız.bu bir göç türküsüdür. sıcak fırınlarda elleri yanarken yürekleri donanların türküsüdür. ki onların; her sabah gün doğarken yeniden açar demir pasından karanfilleri yüreklerinde. her günü bir ölüm ağıtı gibi yaşarlar. ama ölümsüzdür onlar, çocuklar, ölümsüzdür. bu bir sevdanın türküsüdür.belki anlayamayacağı kadar uzak yüreği bir an bile olsun titremeyenlerin ve hedefini hiç şaşmayan mermilerin.
96
Uyanış Sağdan üç sokak saydım ve yola düştüm. Bir gün:sayılar yalan söyleyebilir, Sesim kendi kulaklarıma bile çok uzaktan gelebilir, Yaşam büyülüdür.İlk dalgada,kayık,paramparça olur, Zincirinden boşalır deniz. Rüzgar da artar, Ağaçları kökünden sökercesine eğecek kadar.Benim için aşk nedir? henüz ulaşamadım, Gizli bahçe yok,alacakaranlık kuşağı yok, Ben olduğum gibiyim; yığınla kusurum var. Daha ötesine de canımı sıkmıyorum.Eğer uykunuz gelirse bana söyleyin,yana çekerim. Yalıyarlar,gecenin içinde kara danteller gibi, Bu yolculuğun sonunda, Beni başka bir uyanış bekler.
73
Hanım Ayşe Her sabah erkenden kalkıp saat tam 7 de kahvaltının hazır olmasını isterdi. Öyle titizdi ki çatalı, kaşığı, bardağı ona özeldi, kimsenin kırdığı ekmeği yemez, ona özel olanlara kimse elini süremezdi. Evdeki tüm hizmetçiler ondan çekinirdi. Aslında zayıf, çelimsiz, kara kuru biriydi “Hanım Ayşe” ama güzelliği dillere destandı. İnegöl kaymakamının biricik eşiydi. Şayet bir yere oturmaya ya da yemeğe gideceği zaman, özenle giysilerini giyerdi. Misafirliğe gideceği ev için giyeceği elbiseye uygun ev terliklerini de itinayla seçerdi, makyajı, kokusu, duruşuyla zaten o namı hak ediyordu: Hanım Ayşe.Tüm zamanını değerlendirir, hiçbir şeyin eksik olmasını istemezdi. Her şeyi planlı ve programlıydı, hatayı asla affetmezdi. Ev çalışanlarından birinin en ufak hatası, ya maaş kesintisiyle ya da hatanın büyüklüğüne göre işten çıkarmayla bile sonuçlanabilirdi.1981 yılının ilk ayları gene bir misafirlik durumu vardı ve tüm ev ahalisi seferberlik ilan etmişti. Herkes Hanım Ayşe’nin etrafında fır dönüyor, Hanım Ayşe her yana emirler yağdırıyordu. En çok tekrarladığı cümleyse; - Her şey mükemmel olmalı, her şey mükemmel olmalı, diye gürlemesiydi.Şükür koşuşturmaca bitti de herkes rahatladı, benim elimden tuttuğu gibi atladık arabaya ve şoför bizi gideceğimiz eve bıraktı. Gittiğimiz ev çok ihtişamlıydı, ama ev sahibi bir o kadar mütevaziydi. Hanım Ayşe ile yakından uzaktan alakası yoktu. Güleç yüzlü, kibar bir ev sahibesiydi. Çaylar içildi, pastalar yenildi, sohbetler olanca hızıyla devam ederken; yapılan kahve servisinde hizmetçi, kahveyi Hanım Ayşe’nin elbisesine boca etmesiyle olanlar oldu. Ortalık hanım Ayşe’nin haykırışlarıyla inledi, öyle bağırıyordu ki, ev sahibesi ne yapacağını şaşırmış, irkilmiş, korkmuştu. Hemen üstünü sildiler, temizlemeye çalıştılar ama nafile, hizmetçi hayatının hatasını yaptığını nerden bilebilirdi. Hanım Ayşe belki de 1 saat hiç durmadan azarladı, bağırdı, inletti ortalığı ve çıkarken de ev sahibesine tembihledi, “ bu kızı hemen işten çıkar ” diye. O kadar alışmıştım ki bu gibi durumlara, bunlar artık bana normalmiş gibi geliyordu. Her daim devam etti; bu bağrışlar, azarlamalar…Aradan yıllar geçti ve gün geldi Hanım Ayşe yaşlandı, elden ayaktan düştü, yataktan kalkamayacak kadar çöktü. Akli dengesini dahi yitirmeye başlamıştı, bakışlarını hiç unutamıyorum o kadar boş bakıyordu ki, anlamsız, hatta yürürken farkında olmadan idrarını tüm ev boyunca yerlere yapıyordu ve bacaklarından aşağıya doğru süzülüyordu. Bunları gördükçe üzülüyor, kahroluyordum.Ve düşünüyordum Koca Hanım Ayşe böyle miydi? Böyle mi olacaktı. Yeri göğü inleten, etrafında herkesin el-pençe durduğu Hanım Ayşe! Erimiş, gitmiş, büzülmüş, ufalmış… Çok yaşamadı öldü! Çok ağladım arkasından; Günlerce… Huysuzda olsa; O Hanım Ayşe’ydi. Hükümet gibi kadındı. Babaannemdi.
384
Birazdan Gün Doğacak Nuri Pakdil'eBeton duvarlar arasında bir çiçek açtı Siz kahramanısınız çelik dişliler arasında direnen insanlığın Saçlarınız ızdırap denizinde bir tutam başak Elleriniz kök salmış ağacıdır zamana O inanmışlar çağının.Zaman akar yer direnir gökyüzü kanat gerer Siz ölümsüz çiçeği taşırsınız göğsünüzde Karanlığın ormanında iman güneşidir gözünüz Soluğunuz umutsuz ceylanların gözyaşına sünger.Gün doğar rüzgar eser bulut dolanır Rahmet şarkısı söyler yağmurlar Alnınız en soylu isyandır demir külçelere Gürültü susar ses donar sevgi tohumu patlar Sessiz bir bombadır konuşur derinlerde.Ey bizim sabır yüklü toprağımızın kutsal ağacı Sen bize hayatsın umutsun mezarlar kadar derin Bizi tutan bir şey varsa dirilten o sensin Üzerinde uyuduğumuz yavru kuşların tüy renkli sıcaklığı. Ey damarlarımızda donan buz yüzlü heykeller beldesinden Yıkıntılar sonrası sığındığım şefkat anası Ey dağları yerinden oynatan ses ey mermeri toz eden rüzgar Ey alemi donatan ışık toprağa can veren el.Gün olur toprak uyanır ağaç uyanır uyanır böcekler Sarı bozkır titrer çıplak ağaçlar yeşerir gök yıkanır kirli dumanlardan Su coşar deniz kabarır canlanır ölü şehirler Yemyeşil bir rüzgar eser yıldızlar arasından.Şimdi siz taşıyorsunuz müjdenin kurşun yükünü Çatlayacak yalanın çelik kabuğu Sizin bahçenizde büyüyecek imanın güneş yüzlü çocuğu.Güzlek,1966
183
Vasiyet 9 Nazım Hikmet  Nazım Hikmet Toplumcu düşünceli, Soyalistler yanlısı Nazım Hikmete derler ‘Stalin hayranlısı’ Babası ittihatçı, anası ressam hanım Selanik’te yaz günü dünyaya geldi Nazım Galata Lisesinden sonra eğitim gördü Değişik maceralı aşklı bir hayat sürdü Askerlikte bir teşvik yüzünden mahkum oldu Affedilince kaçtı, yolu Rusyada buldu Moskova’nın muhteşem görünüşüne kandı Ta ölünceye kadar vatan közüyle yandı ‘Ülkemden ayrılmakla hata ettim’ Diyordu İtirafını halka söylemek istiyordu Nazım oğluna dedi ‘Seni ben Memet yavrum ‘Kominist Partisine emanet ediyorum ‘Moskova’da ölmeden Türkiyede ölseydim ‘Koca bir çınarın altına gömülseydim Bin dokuz yüz altmış üç günü Rusyada öldü Kızlar manastırında mezarlığa gömüldü.
100
Ay Konçuy Ay! Ay! Ay aşina, ay konçuy * Gidiyor Türk Soyu, Kalmıyor hep boyu, Ay aşina, ay konçuy, Ağlayan sesimi duy… Gökten gözel, Aydan arı, Ay konçuy… Ülgen’in övdüğü, Turan’ın sevdiği, Alp Er’in övüncü, Tunga’nın sevinci, İskit-Saka’nın Baş Katun’u, Evdeşinin eş hatunu… Ay aşina, ay konçuy, Beni duy… Erlik dileme, Er’in isteme, Börteçine gele bilemez, Sen gel, Ay Demir Yüz, Ay Tomris, Ay duy… Ay aşina, ay konçuy… Ay konçuy, duy konçuy… Ay! Ay! ..'Batur Nafiz Tançağlar' Nafi Çağlar Hacıömerli 24 Mayıs 2008 C.Tesi Bahçelievler / İstanbul* Konçuy; Bige, Bike, Hatun, Katun, Baş Katun adayı, iffet meleği.
98
Kargaşalarımızın Nedeni Nefislerimiz 4 Karınlarımız toksa şeytan tetikleyecek, Hakka ya da Rab’bime kışkırtma düşünecek…Eğitim de yok ise ahlak da az olacak, Ne ana ne de baba söz duyuramayacak…Günahkâr kullardanız Hakk’ı öğrenemedik, Rab’bin emirlerini dinlemek istemedik…(2014)
35
Fısıltı Bir martı Soluğunu tuttuğunda geceye Yakamozlarını döker kıyı taşları Fısıldar İbrahim Musa’ya Cennetleri kucaklayan sözlerini Ve incileriBir martı soluğunu tuttuğunda geceye Kolay değildir gül koparmak mutluluk devrinden Taş taş Bahçe bahçe Ağlar çocuksuz bir anne Yol ağzında çürümüş titremeler Musa seslenir elçiler elçisine Yani o elçiye Yani bağrı yakan o sevgiliye Yalvarışlar şehrinde İyiden iyiyeElçi taşır kelimeleri Taştaki yosunu/altındaki karıncayı Bir sevinç basar ve bir kutsama Ay yarılır hayretleYakamozlarını döktüğünde kıyı taşları Devşiririm karanlığında bir gecenin O kelimeleri yani martıyı Sıcacık kalbini Ve soluğunu Taşırım göğsümde bir ağrı İncilerden Fısıldarım Esirgeyen ve bağışlayan Allah’ın adıyla Deniz köpüğüne ve zeytine
100
Çanakkale Şehitleri Çanakkale Cephesi'nde Binlerce şehit oldu Ama bizim milletimiz Vatan sağ olsun diyorduÖnce Allah sonra vatan diye diye Şehadete eriyorlardı Ve sonra sorgusuz sualsiz Cennete giriyorlardıBir askerin şehit oluşu Nice yürekler sızlattı nice analar-babalar ağlattı Ama onlar her şeye göğüs gererek Bizim için vatanı kurtardıŞartlar o kadar zordu ki Silah yok para yok, yok yok yok Türk askeri sağ olsun ki Düşmana da bu ülkede yer yokDüşman bilinmedik yerden Hedef belirleyip ateş ediyordu Bin bir tane askerimiz Ya gazi ya da şehit oluyorduBilir misiniz çocuklar Şehit gazi ne demek Gazi savaşta yaralanan Şehit hayata gözlerini yumanŞehitlerimize selam olsun Kalpleri sevgiyle dolsun Onlara minnettarız Vatan sağ olsun vatan sağ olsun
110
Masal Deniz geceye fısıldar, Bir uzak Kaf dağı masalını. Kavuşamayanların Acı dolu haykırışlarını Anlatır geceye deniz. Gece sessiz sessiz dinler. Diplerine kadar ürpererek. Dolar balıkların gözleri. Martılarda bir telaş Seyirtirler gecenin içinde Denizin bereketli yüzüne Balık balık gagalarlar yüzünü Deniz dalga dalga Çarpar geceye Anlatır hikayesini Kavuşamayanların Martılar kavgada Balıklar hüzünde Gece sırda Deniz gecede kalır.
56
Ben Bir Anayım Güneşi bile karartacaklar, Ellerinden gelse, Yıldızları torbaya dolduracaklar, Ben daha Müslümanım,diyen Faniler, Cehaletle beslenen Zalimler; Orta doğu da kelle keserlerken, Biricik Oğlum Asker iken, Nasıl rahat uyuyayım, Ben Bir Anayım.Nazım,ın dediği; Kısrak başı misali uzanan, Asya dan Avrupa`ya, Anadolunun Ana`sı, Cumhuriyetin mayasıyım, Kurtuluş harbinde,bebeğinin örtüsünü, Top mermillerine örten Ana, Ben yürek yangınındayım, Özgürlük kolum,kanadım, Şimdi Asker Biricik Oğlum. Nasıl rahat uyuyayım, Ben Bir Anayım.Nasıl uyuyayım,nasıl yanmayayım, Kanla sulanırken Dağlarımız, Kan kokan kekikleri,nasıl koklayayım, Nene hatun,Edibe,Satı Kadınların Vekili iken; Beklemeyin benden,suskunluğu, Ben Anadoluyum, Elleri kanlı İmansız Faniler, Ben, Cumhuriyet Kadınıyım; Beklerim,Anadolu`mu,ve Biricik Oğlumu, Beklerim, Dağda ki Evlatlarımız öpüşmeden, Nasıl rahat uyuyayım, Ben bir Anayım..
106
Güneş gelince Güneş gelinceTan vakti her yer karanlık Birazdan her yer olacak aydınlık Güneş gittiği diyardan kopup gelecek Sevgiyle doğaya serpilecek İndikçe inecek kuytu köşelere Son verecek dertlere ve kederlere Geceleyin gelen kasveti söküp atacak Korkuları tamamen silecek Çocuklara yüksekten göz kırpacak Hayvanları inlerinde ısıtacak Kuşları kelebekleri ağaç kovuklarından uçuracak Sevgi yumağı güneş gelince doğa coşacak Dünyaya neşe dolacak huzur gelecek
61