siir
stringlengths 171
74.5k
| siir_uzunlugu
int64 31
9.7k
|
---|---|
B A Y R A M O L s a
Toz pembe dünyayı herkes arzular,
Birbirini sarar ana kuzular,
Üzücü haberle yürek sızılar,
Hayat bayram olsa acı yaşanmaz.Orta doğu bile kan gölü sanki,
İşkence, katliam arttı inan ki,
Çözüm sürecine uyulur belki,
Hayat bayram olsa acı yaşanmaz.Kin, nefret, öfkeyle dolduruyorlar,
Açan çiçekleri sol duruyorlar,
Kardeşi kardeşe vurduruyorlar,
Hayat bayram olsa acı yaşanmaz.Barış güvercini uçsa da gelse,
Zalim yumuşasa canlıyı sevse,
Zaman hızlanması yerinde kalsa,
Hayat bayram olsa acı yaşanmaz.Atayı üzenler beddua alır,
İşleri bozulur şaşırır kalır,
Zekice düşünen gerçeği bilir,
Hayat bayram olsa acı yaşanmaz.4-10-2014
| 95 |
Ayrılık çiçekleri
Canım ülkem!
Her yani ne güzeldir
Her şeyi paha her şeyi özeldir
Biliyorum göze geldi
Açtı ayrılık çiçekleri
Baharı bir başka güzeldir
Yağmuru yaşı özeldir
Pınarları coşkulu serindir
Açtı ayrılık çiçekleri
Her rengi hayattır
Armonisi ile berattır
Ebrulisi Türkiye’min candır
Açtı ayrılık çiçekleri
Kıyılarında kırmızı gelincik
Orta yerinde beyaz papatya
Güneyde yeşil-sarı telcik
Açtı ayrılık çiçekleri
İstemem bitsin bu sevda 28.9.2010 İST
| 64 |
Yürüyorum
Yürüyorum...
Bir akdeniz akşamı
Nisan yağmurun da Kırık dökük hayallerim
İçimde küçük bir umut olsa da Yürüyorum...
Bir dağın yamacında
üstümde kara kara bulutlar yalnızlık,hüzün,hayaller
hepsi de yan yana olsa da 8 Nisan 2017
| 35 |
Kurumuş Düş Kanatları
Pazar günleri içinizin sıkılması ne kötü,
ne kötü sararmış perdeler, gizli aşk,
televizyon taksitleri.
Hem kocanız bile anlıyormuş artık sizi...
Benimse uzun süren ergenliğim
henüz bitmedi...
oysa çoktan yitirmişim kadınlık nüansını
kauçuk yastıklarla sevişmekten...Ve yıllardır
o uzun öğle sonları
annemin çamaşırdan kurumuş ellerine
dokununca ellerim,
parçalanmış hayatımızı aydınlatırdı
hüznümüz...Pazar günleri içinizin sıkılması ne kötü,
ne kötü sürmenaj, yağlı saçlar, takıntılar.
Hem artık kocanız bile anlıyormuş sizi
benimse uzun süren ergenliğim birtürlü
bitmedi...Ruhumda kanadı kırık bir kartal,
kurumuş düş kanatlarıOysa geç kaldım, yoruldum,
karıştırdım birbirine yalnızlıklarla,
kadınlarıArtık bir başka iklimde üşüyorum
| 93 |
Asır Hasta İns Hasta
Etti durum tebeyyün; asır hasta ins hasta!
Sanman illet münferit; külli insi cins hasta!
İşin daha vahimi; lakayt buna hekimler!
Millet manen ölürken, yok endişe havasta! Abdullah Toroslu
14.05.2013-İzmir
| 33 |
Uzaylı Yalanlamak İçin Başka Yollar Uydurun 5
Alın teri dökmeden icatlar yaparsınız,
Zaman yolculuğunu bugün başarmışsınız…Bu 21 Aralık lafı deneyin sonucudur,
Uzaylıdan alınmış zaman yolculuğudur…Çok erken kapılmıştır, sezyum gazı misali,
Atom parçacıkları aşmıştır kul emsali…(2001)
| 35 |
Din Tacirleri
Ne kul, ne komşu hakkı bilmezler
Arayıp sormazsan, halin sormazlar
Kendinden olmayana selam vermezler
Hizmete koşarlar(!) din tacirleri.Mahalledeki açı, toku bilmezler
Evinde ekmeği yoku bilmezler
Balığı tanırlar, foku bilmezler
Bilgelik taslarlar din tacirleri.Marka takılırlar, pazar gezmezler
Bir giydiklerini daha giymezler
Evden çıktılar mı kolay girmezler
Sohbete koşarlar din tacirleri.Fakir fukarayla işleri yoktur
Açlık bilmezler, karınları toktur
Fitre, zekat sorsan ihtiyaç çoktur
Cennete koşarlar din tacirleriÇoluğu, çocuğu sokağa salıp,
Ukbaya giderler, dünyada kalıp,
Hizmet eder bunlar, sohbete dalıp,
Cenneti umarlar din tacirleri.Yalana, hileye kılıf bulurlar
Hadis uydururlar, delil bulurlar
Kendinden gayrıyı zelil bulurlar
Cennet ehlidirler din tacirleri 25.05.2014 Bilecik
| 100 |
Sağ olsaydın Keşke Baba
Sağ olsaydın keşke baba,
Dursaydın hep başımızda.
Göğüs gererdik birlikte,
Sıkıntıya,zorluklara.Sağ olsaydın keşke baba,
Otursaydın soframızda.
Yediğimiz şu lokmalar,
Dizilmezdi boğazlara.Sağ olsaydın keşke baba,
Dertleşirdik ara sıra,
Yüreklendirirdin bizi,
Kararsızlık anlarında.Sağ olsaydın keşke baba,
Daraldığım zor anlarda,
Hızır gibi sen her zaman,
Yetişirdin hep imdada.Sağ olsaydın keşke baba,
Sevinçli anlarımızda,
Ortak olup sevincimize,
Gurur duyardın bizimle.Sağ olsaydın keşke baba,
Bayramlarda,seyranlarda,
Elini öperek sana,
Sarılırdık doya doya.Sağ olsaydın keşke baba,
Kalmazdık yalnız başımıza.
Kavuşmak için huzura,
Sığınırdık limanına.Sağ olsaydın keşke baba,
Eleştirsen de,kızsan da,
Rehber olurdun sen bize,
Yaptığın tavsiyelerle.Sağ olsaydın keşke baba,
Otursaydın yanımızda,
Farkında olmadan seni,
Kırdıysak bizi bağışla.
| 104 |
E peki kim
Barış demişsiniz
barış demişiz dargın kalma
barış demişizoturmuş kalkmış
barış demişiz
ee peki kim kimler savaşı isteyenler
çocukluğunda
doyamamış savaş oyunlarına
arka bahçede esir aldıklarına
bir türlü öfkesi
kinine hıncına yenildiği
hasta kafasıyla
kim bu savaşları isteyen
yangına körükle gidipateşine maşa arayan korkak
sen
sen ayağa kalk
bunca kanın hesabını vergök mavi demişiz
deniz mavi güneş doğdu bak
gün batışı ne güzelhak demişiz hukuk demişiz
hak Allahın adıdır
cenabı hak
haksızlığa arsızlığa dayanmaz
korur mağdurugün gelir koparttırır yılanın başınıbak işte yılan yakışmadı bu şiire
adam olana yalanın yakışmadığı gibiyalan da yakışmıyor bize
hangi yüzle
bakacağız yaradana
ne oldu verdiğimiz söze
ruhlar alamindeykenbir kere doğru bir yola girmişiz
tüfeklerden çiçek
toplardan renkli parlak
bilyeler üretmişiz çocuklarahakkıdır hakka tapan
bize emreden yüce Allahın izniylehakka tapmışız
barış demiş
barış oturup barış kalkmışıze peki
kim kimler
bu kirli savaşların esiri
öyle bir çorap örer ki başınıza
barışın piriçıkar biri
Atatürk gibi14/Kasım/2011/Pazartesi/Bodrum
| 150 |
Kalpsiz Yaşamak
Bebekler bile doğarken ağlar ama içten ağlarlar
Anneleri babaları ile kurulur yaşama ilk bağlar
İlk eğitimler iyi veya kötü insan olmasını sağlar
Deniz mavi orman yeşil insanca insan olmalı nesilKaranlıkta yalan ile yaşamaksa ölümdür sana baz
Yalan ve dolandan bir toplum almağa başlarsa haz
Kanunları istediğin kadar iyisinden yaz gelmez yaz
Deniz mavi orman yeşil yürekli insan olmalı nesilKanunları el yapar bazıları tapar diğeri ise sapar
Dil istediğini söyler gözler bakar zaman daima akar
Sende bende yok ise yürek çekmeyelim boşuna kürek
Deniz mavi orman yeşil duyarlı insan olmalı bu nesilYaşarken ölmek bu demektir toplumu ikiye bölmek
İyilikleri kalbinden silme kişisel çıkarı iyi dost bilme
İyilik ve adaletten acı da olsa şaşma aksın tatlı diline
Deniz mavi orman yeşil çok eğitimli olmalı bu nesilKanlar akmaz ise asil temiz sonra kirlenir mavi deniz
Karanlıktan beslenirde perişan olursa insan olan nesil
Asil ve adaletli yaşama vermez olur gelecekteki nesil
Deniz mavi orman yeşil yalansız dürüst olmalı bu nesilBireysel çıkar en iyi toplumları bile acımasızca yıkar
Birisi yer birisi bakar mevkilere biri iner diğeri çıkar
Duyarlı olmalısın yoksa senin ocağını yıkar bu çıkar
Deniz mavi orman yeşil yalansız adaletli olmalı bu nesilSelim Temiz; 07/12/1960 Mersin doğumluyum; Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde şef memur olarak görev yapıyorum; 27 yıldır şiir yazarım bu şiirimi yürekten adaletli yaşamaya çalışan insanlarımıza armağan ediyorum.
| 218 |
Geç Gelen Duygular
Tutuşsak el-ele bir yaz sabahı
Çıksak Şardağı'nın yücelerine
Kovsak saatleri, dakikaları
Baksak Elbistan'ın gecelerine.Donsa şekillerin, renklerin izi
Zaman bir noktada unutsa bizi
Çiçek sular gibi saf sevgimizi
Döksek türkülerin hecelerine.Göklere çekilse göz uykuları
Dolunay uzanıp öpse suları
Her yağmur öncesi dost duyguları
Eksek cümle gönül bahçelerine.
| 49 |
Doğa
Doğa, şarkısını söylemeye başladı
Yeşillere büründü ormanlar
Mavi elbisesini giydi sevgili denizDoğa, ilahisini dilllendirmeye başladı
Çeşit çeşit türde hayvan
Renkli renkli yerde bitkiDoğa, kavuşmak için açtı bağrını
Sevdiğini barındırdı yüzyıllarca
Sevmediğini ezdi geçti bir çırpıdaDoğa, verilen gucleri sahiplendi
Kabul edeni yaşattı sorunsuzca
Resti çekenin, bakmadı gözyaşınaDoğa, sevda yüklü analar gibiydi.
Yeri geldi, merhametini gösterdi
Yeri geldi, kırdı, yıktı, geçirdi.Doğa, İlah'ın kurduğu eşsiz mekan
Milyonlarca yıldır devam eden hazine
Kim yaşadı, kim yaşıyor, kim yaşayacak?
| 75 |
Bayram Olur
Yar sevdası can özüme
Aksa bana bayram olur
Yüzünü dönüp yüzüme
Baksa bana bayram olurKüstürdüm gonca gülümü
Gelip de sormaz halimi
Usulca tutup elimi
Sıksa bana bayram olurSürmeler çekmiş gözüne
Sanki ay doğmuş yüzüne
Siyah saçların omzuna
Yıksa bana bayram olurServi boylar ince beller
Görüp kıskanmasın eller
Saçlarına gonca güller
Taksa bana bayram olurGöllerde yüzer sunalar
Neler doğurmuş analar
Ak ellere al kınalar
Yaksa bana bayram olurİbrahim’im bak halime
Kuş konmaz oldu dalıma
Ayda yılda bir yoluma
Çıksa bana bayram olur
| 83 |
01 Beynimdir Hıçkıran Ben Değilim ki
Beynimdir Hıçkıran Ben Değilim ki
1/:
Gündüzü büzülüyor o ilk gecemin
Al sayfalar duruluyor üstüme
Rüyam çalıyor uykularımı
Ruhum hıçkırıyor ağlıyor dudaklarım
Küf yağıyor hüznün ekseriyetine
Bölünüyor aynası yekpare ızdırabın
Kandan ter ağlıyor nisancıl saçlarım
Ellerim hıçkırıyor ağlıyor avuçlarım
2/:
Ayrılık gülüyor yarım ağzıyla
Yıl sallıyor ardımdan kudurgan ömür
Fışkırıyor hışımla yitik düğünlerim
Kollarım hıçkırıyor ağlıyor bileklerim
Dünümü kaplıyor titrek endişe
Gölgeler acıkmış yutuyor canı
Bel bağlar tuzaklara kurtuluşu beklerim
Beynim hıçkırıyor ağrıyor göz bebeklerim
***
| 82 |
Aşk için
El koynunda durma öyle
Aşk
Yakına gel.Acıları deşme böyle
Aşk
Elimden tut.Ahlarımı alma ne olur
Aşk
Yolundan dönYüreğime kürek kürek
Aşk
Külünü serpCan yareme basma tuzu
Aşk
İnsafa gelArkalarda soluklanma
Aşk
Yanımda kal.Nerdeysen aşk
Oyalanma
Postunu ser.
| 39 |
İstanbul Yanlızlıkları...
En kara deniz yalnızlıklarını yaşıyorum bu gece!
Kulağımda ağaçların en kızgın uğultuları.
Kaybolan ufuk çizgisinin haykırışı hala kulaklarımda.
Kamçılanan sandalların yerlerinde durmak,
İştemeyişleri ayrı bir kaygı içimde... En heybetli deniz yalnızlıklarını yaşıyorum bu gece!
Doğa çıldırmış gibi kıskıvrak,
Deniz kumları, teker teker boğazıma sarılıyorlar.
Nereye baksam bulanık!
İhtişamıyla deniz yüzüme çarpıyor,
Kan köpüklü beyaz dalgalarılıyla...En kaybolmuş deniz yalnızlıklarını yaşıyorum bu gece!
Belki sen geldin aklıma,
Belki de doğanın hırçınlığı hatırlattı ayrılığı.
Ama herşeye rağmen bir deniz feneri,
Durup durup çalışmakta...
Yıldızlar senin yokluğundan habersiz,
Ve ayrılığı tatmamış kadar güzel ve sakin...
Ve sen;
Bana Istanbul yalnızlıklarını yaşatan sen!
Bu menfaatler dünyasında sevginle,
Beni baştan...
Beni baştan yaratan sen...
| 110 |
Başarının Sırları.
BAŞARININ SIRLARI Akıl, gönül antenin öğretmene ayarla
Başarı sağlamanın olmazsa olmazları.
Bir araya gelmeli söylenen şu unsurlar
Başarı sağlamanın olmazsa olmazları. Annemizin ketesi, babamızın kesesi
Öğretmenin nefesi, öğrencinin hevesi. Bir itici güç yoksa tersine su akar mı?
Çizen mimarda olsa hiç çizene bakar mı?
Bir cetvel ki eğriyse doğru çizgi çıkar mı?
Başarı sağlamanın olmazsa olmazları. Annemizin ketesi, babamızın kesesi
Öğretmenin nefesi, öğrencinin hevesi… Bâtılları bırakıp Hak yola gelmeliyiz
Nereden, niçin geldik; biz onu bilmeliyiz?
İyi bir eğitimle fert fert düzelmeliyiz
Başarı sağlamanın olmazsa olmazları. Annemizin ketesi, babamızın kesesi
Öğretmenin nefesi, öğrencinin hevesi… Rastgele atılan ok hedefini bulur mu?
Ecel gelmemiş ise hiç bir canlı ölür mü?
Düşün çürük iplikten sağlam kumaş olur mu?
Başarı sağlamanın olmazsa olmazları. Annemizin ketesi, babamızın kesesi
Öğretmenin nefesi, öğrencinin hevesi… Doğru yol ortadayken yanlış yola gidilmez
Kendinden emin olan gütmek varken güdülmez
İlgi, merak yok ise ilim elde edilmez
Başarı sağlamanın olmazsa olmazları. Annemizin ketesi, babamızın kesesi
Öğretmenin nefesi, öğrencinin hevesi… Âlim olmadan kişi cehâleti yırtar mı?
Okuma yok, yazma yok; ilim, bilgi artar mı?
Bozuk ise bir kantar o hiç doğru tartar mı?
Başarı sağlamanın olmazsa olmazları… "Annemizin ketesi, babamızın kesesi
Öğretmenin nefesi, öğrencinin hevesi…"(*) Hanifi KARA (*) Abdullah SARAÇOĞLU
Eski Kayseri Müftüsü
| 202 |
Anne
Onu şiirlerle anlatmak zormuş
Anne, gönüllerde sönmeyen güneş.
Varlığı yürekte harlanan kormuş
Anne, gönüllerde sönmeyen güneş! Bizleri dünyaya getiren anne
Kendisi yemeyip yediren anne
Hayatı paylaşıp sevdiren anne
Anne, gönüllerde sönmeyen güneş! Üstümüzde şahince kanat geren
Hızır gibi imdadımıza eren
Bize karşılıksız ömrünü veren
Anne, gönüllerde sönmeyen güneş! Anne! Ne kutsaldır elbette bu söz
Önümüzde yıldız olur iki göz
Onadır sevgiler kalbimizde köz
Anne, gönüllerde sönmeyen güneş! Yokluğu, kalbimde feryadı bülbülün
Bahçede hep eğik boynu sümbülün
Ev önünde yaprakları solmuş gülün
Anne, gönüllerde sönmeyen güneş! Öldüğünde, birden karardı dünyam
Akşam sabah onun içindir duam
Geceleri onsuz geçmiyor rüyam
Anne, gönüllerde sönmeyen güneş!
| 103 |
Düğün(Yiğenim Uğur Enç'e itafen)
Ana, baba, kardeş
El ele.
Yürekler bir başka çarpar,
Bu günde.
Kız evi, oğlan evi,
Hiç fark etmez.
Tatlı bir telaştır,
Koşuşturma hiç bitmez.
Yemekler yapılır,
Takılar takılır,
Halaylar çekilir.
Bir sevgi selidir asıl olan,
Her şey gelin damat,
Mutlu olsun diye.
Dilekler sunulur
Düğün kutlu olsun diye.
Ana babaların muradıdır,
Çocuklarının, mürüvvetini görmek.
Baldan tatlı, torunlarını sevmek.
Davulcu aşk ile çalar,
Zurnacı türlü nameler salar,
Bahşişler verilir,
Üç beş gün önceden
Çeyiz serilir,
Akşamdan kınaya gidilir.
Gelin alayı düşer yola,
Kız anası ağlar,
Gelin hem ağlar hem de oynar ya.
Düğün kutlu olsun,
Yeni çiftler mutlu olsun...
1.ŞUBAT.2008.İSTANBUL
| 103 |
Ayrılık Değil mi
Sevdanın rengi uçmuş gözlerin terazisinde
Beni sana kul köle eden ayrılık değil mi?
Kandıkça şaşkın gözlerim yalancı çehrelere
Başlayan şu sevdanın sonu ayrılık değil mi? Kavuşunca sakın biter sanma ayrılık
Vuslatlar bile hasretten ayrılık değil mi?
Gözümdeki gözyaşına yazılmasın ayrılık
Gözümden taşan damlaların sonu ayrılık değil mi? Ayrılık insanın kaderinde var
Şu dünya bile insana gurbet değil mi?
Seven yoktur bilirim, ama ölümde var
Ayrılık sanılsa da ölüm vuslat değil mi?
| 74 |
Öylesine10
Anarşist yanlarından tutarak, ince belli düşlerimin, peşinden koştuğum onca yarını düne serdim şimdi. Düş kırığı işporta düşünceler bize dair bende biriken, olağandışı birşey istemişimde nasıl olmaz diye kenetlendiğim, sıkı sıkıya bağlandığım paranoyalarımdan, bölük börçük sızıntılar halinde mazgal aralığı boşluklara imgeleniyor sevdalar ve sen akıp gidersin sonu denize varan yollardan...
| 50 |
Vatan
vatan vatan dediniz.
vatanı satıpta yediniz.
vatanı çiftliğiniz gibi gördünüz.
böyle vatan sevgisi olurmu beyler. peşkeş çektiğiniz alın teridir.
hepside halkımızın öz yeridir.
fabrikalar tarlalar bizim eserimizdi
böyle vatan sevgisi olurmu dustlar.köylümüzdür, işçimizdir toprağı işleyen.
güneşin altından kuru ekmeği dişleyen.
emperyelist uşağıdır halkımızı nişleyen.
böyle halk sevgisi olurmu dostlar.mis gibi havayı içimize çekemez olduk. tarlamızı bahçemizi ekemez olduk.
bir taşımızı yerinden sökemez olduk.
mis gibi havayı çekemez olduk.
böyle topraqk sevgisi olurmu beyler.yer altından medenlerimiz çoktur.
bu hazinelerimizizn sahibi yoktur.
hasta olmuşuz bakmıyor doktor..
böyle hasta sevgisi olurmu beyler. imam sürensoy
| 92 |
Dost Diye Diye
Ben gönlümü kul eyledim ehli irfana
Kamil insana
Dost elinden çekmem eli gitmem yabana
Durdum divana
Dost diye diyeDüştüm mürşit kemendine sardım özümü
Verdim özümü
Mürşit bana ayna oldu gördüm özümü
Serdim özümü
Dost diye diyeTutuştu gönlüm elinden sönmez bir daha
Dönmez bir daha
Dosttan başka gerek mi var bir kıblegaha
Girdin dergaha
Dost diye diyeOturmuş gerçek erenler sohbette sazda
Demde niyazda
İçirdi deminden saki bize birazda
Gönlüm avazda
Dost diye diyeDaimi'yim her an arar gözlerim seni
Özlerim seni
Alır gönül köşesine gizlerim seni
İzlerim seni
Dost diye diye
| 92 |
Türk Vatandaşı olmak
Yüce dağların başında.Karlı dağların başında diye devam eden bir KÖROĞLU türküsü vrdır. onu dinledim içimden gelenleri kaleme aldım1940 Yılında ERZURUM ayazpaşa mahallesinde doğdum. DİN ,VATAN,BAYRAK sevdalısı hatta aşığıyım.Buradan hekese ERZURUMMU ERZURUMLUYU,tanımayanlara anlatayım. Varsın bu topraklarda kar altı ay kalkmasın,bağrında sakladığıYESEVİ ,İBRAHİM HAKKI,SOLAK ZADE.HACI AHMET BABA, ALVARLI EFE,ABDURRAHMAN GAZİ, NENE HATUN,LARIN torunlarıyla,VATAN İÇİN toprağa düşme sırrına eren şehitleriyle,daha ismini sayamadığım binlerce manevi büyükleriyle, ERZURUMUN toprakları sıcaktır. hele DADAŞLARI dahada sıcaktır. İşte bu ecdada sahip bir memeleketin çocuklarıyız biz. Bu mübarek alem içinde dünyaya gelmişiz.....Bu hayatın içinde kötülük kolay kolay yer bulamaz,barınamaz.Kucak kucağa muhabbet,inançların insanı kardeş ettiği kıskançlığın,hasedin haramın barınamadığı hayattır bizim hayatımız.Bunun için bize DADAŞ demişler. DADAŞlık ulvi bir mertebedir.DADAŞlık kutsal bir mertebedir.DADAŞlıkyüce bir mertebedir. Benim cihana nam salmış ülkemin ,her şehrinin her bölgesinin ayrı ayrı bir birinden üstün özellikleri mutlaka mevcut.DADAŞ,DADAŞLIĞIYLA, GAKKOŞ GAKKOŞLUĞUYLA KAHRAMANI KAHRAMANLIĞIYLA GAZİ GAZİLİĞİYLE EFE EFELİĞİYYLE,YİĞİDO YİĞİDOLUĞUYLA NAM SALMIŞTIR.Benim ülkemin her karış toprağı şehit kanıyla yoğrulmuştur.biz TÜRKÜYLE LAZIYLA ACEMİYLE KÜRDÜYLE ÇERKEZİYLE ABAZASIYLA OMUZ OMUZA SAVAŞMIŞ.DOĞU CEPHESİYLE BATI CEPHESİYLE ÇANAKKALESİYLE CİHANA NAM SALMIŞ BU ÜLKENİN ÇOCUKLARIYIZ BİZ. Gelin bir olalım birlik olalım.gerçek kimliyimizin icaplarını yaşıyalım çocuklarımıza torunlarımıza yaşatalım ,ki onlarda bu yüce mertebeyi kişiliğinde gururla taşısın.DİNİNİ, NAMUSUNU, ŞANLI TÜRK BAYRAĞINI,VATANINI, ÖZÜNDEN,KENDİNDEN, CANINDAN ÇOOOOK ÇOOOK.SEVENLER.HEPİNİZE EN DERİN SAYGILARIMLA ALLAHIMA EMANET OLUNUZ ALLAHIM YAR VE YARDIMCINIZ OLSUN......
| 210 |
Hasretim, Hasret
Pencereler demir duvarlar yüksek
Ay ile güneşe hasretim, hasret
Günleri sayarak çizerim tek, tek
Bacıya, kardeşe hasretim, hasret Kapanır kapılar gece açılmaz
Girdimi hücreye kaçsan kaçılmaz
Serden geçilirde yardan geçilmez
Anne, baba, eşe hasretim hasret Gardiyan gelince saymaya bir, bir
Yazdığın mektubu edersin tehir
Yediğin, içtiğin olmaz mı zehir
Soframda bir aşa hasretim, hasret Bura da geceler uzun mu uzun
Geçmiyor mevsimler ne kış ne yazın
Yüreğinde bitmez ince bir sızın
Ağrımayan döşe hasretim, hasret Ne sabahlar güler ne akşam sana
Fareler dost olur düşsen zindana
Güneşi görmezsin, girmez odana
Gök de uçan kuşa hasretim, hasret Sigaranın tadı başkadır, başka
Çay ile gelirsin dertlenip aşka
Vurmasaydım dersin vurmasam keşke
Kâbussuz bir düşe hasretim, hasret Herkesin cezası olsa da ayrı
Koğuşlarda vardır ağalık devri
Zayıfsan girersin hizmete gayri
Ağırca bir başa hasretim, hasret Ne kadar yazsam da az gelir bura
Necati düşmüştür bir kere dara
Bir ömür yedik dize vura, vura
Dışarda bir işe hasretim, hasret Necati KEÇELİ
İZMİR 23.02.2015
| 161 |
Med cezirine muhtacım Ay
Nerdesin Ay! Hani nerde senin meşhur gel gitin med cezirin
Al beni de yanına vazgeçmişim inan bu yola hazırım
Hani insan mı var? Herkes temmuzda bile dolu kar
Çaresizim yalnızım al benide yanına al ne ne olur ay! ! Şiirler sana yazılır senden gelir aşıklara ilham
Gece sen olgunlaştırırsın sebze meyveyi olsada ham
O kadar olgun olmayan insan varki ölsemde yemem gam
Çaresizim yalnızım al benide yanına al ne ne olur ay! !
| 77 |
Şehir İnsanı
Toplayıp bavulu vurup kendini asvaltsız yollara, şehirden kaçmalı. Kuş sesleriyle uyanmalı, deniz kokmalı her sabah. Başak tarlaları arasında gelincik toplamalı çocuklugumuza götüren. Bahçe sohbetleri, semaverde çay, gramofonda eski şarkılar. Derin bir nefes almalı yaşama dair. Daralttıkca daraltıyor bu şehir insanı...
| 42 |
En yakın dostun bile düşman olur
Sakın hiç bir kimseye verme aman,
En yakın dostun bile düşman olur.
Mal para araya girdiği zaman,
En yakın dostun bile düşman olur.İnsanların hali üzüyor beni,
Bu anlattığım siz sanmayın yeni.
Adam zengin olursa sormaz seni,
En yakın dostun bile düşman olur.Hayat büküyor insanın belini,
Kimseler sana uzatmaz elini.
Bir de sen düşersen sorma halini,
En yakın dostun bile düşman olur.Fakir olanın kapısından girmez,
Adam bakar ama kimseyi görmez.
Menfaati olmayan selam vermez,
En yakın dostun bile düşman olur.Yusuf nabar diyene göz kıparsın,
Kötü olana gözünü kaparsın.
Devir böyle gardaş devir naparsın?
En yakın dostun bile düşman olur.
| 104 |
--Bayramlaşalım gel
Uzat ellerini dost kavuşalım
Barışalım, bayram gelmiş düşmanlık tezatKutlayalım bayramı dostça
Tüm dünya! BayramlaşalımGelin bir olalım bayram diye
Hediye müslümanlara, kıymetini bilinEngel olsa da dağlar sıra sıra
Arada kalma dost, toplan gelBayramı bayram edelim dön gel
El ver, barış sarsın dünyayıAllah’ın lütfudur bize bayram
Duysam irkilirim ah! Dese kulların
25.12.2007 nuray ülker
| 54 |
Alıkoyan
Alıkoyan şeyler, aşk olsa gerek
İnsan alıkoysa, kaybolan nedir
Hayır dendiğinde, desturu verek
Hayat bir gezinti, sızlayan nedirZaman akıp gider, hayatı yaşa
Yaşın gibi değil, vurulmaz taşa
Hissettiğin aşkı, verseler başa
Hayat bir gezinti, sızlayan nadirBeklersen fırsatı, yakalar insan
Sevenlerle yaşar, dolaşır insan
Toprağa karışır, düşerse insan
Hayat bir gezinti, sızlayan nedirSevmek için neden, sakın arama
Gönül Harman olmuş, yari sar ama
Saçlar ıslandıkça, onu tarama
Hayat bir gezinti, sızlayan nedirKartanesi güzel, güzel anlatır
Zarar vermez sana, kimi daraltır
Yollar kapanmışsa, ruhu parlatır
Hayat bir gezinti, sızlayan nedirBahattin nefretin, sebebi yeri
Zulme boyun eğme, akandır teri
Merhamet hoşgörü, Allah’ın eri
Hayat bir gezinti, sızlayan nedir
Bahattin Tonbul
15.12.2014
| 109 |
Nurlu Peygamberimiz
'İnsanlığın son kurtarıcısı efendimizin doğum günü anısına'Senin için yaratıldı bu kâinat,
Selâm verdi; melekler, semâvat,
Şefâat eyle ümmetine ey Resûl!
Dökülüyor dudaklarımızdan salâvat...
Hep ümmetine rehberlik ettin,
Yüce Allah’ın yoluna sevk ettin
Şefâat eyle ümmetine ey Resûl!
Kalbimizi, ruhumuzu sen serinlettin...
Cennet ile müjdeledin müminleri
Ateş ile korkuttun münkirleri,
Şefâat eyle ümmetine ey Resûl!
Seni arzular hakikat erleri...
Mübarek dilinden okudun Yüce Kur’ân’ı,
Aydınlattın; ufukları, bütün cihanı,
Şefâat eyle ümmetine ey Resûl!
Senin yoluna verelim bu canı...
(Nisan 1991-Erzurum)
| 81 |
Dost Bağı
Ben dostları, dost yolunda tanıdım
Otağ kurup, tahta beyler atadım
Dost bağımı, kardeşlikle donattım
Gel kardeşim, dost bağına gel heleMevlana’nın düsturudur rehberim
Yunus’umun sevgisidir emelim
Mecnun gibi, yâr aşkını çekerim
Gel kardeşim, dost bağına gel heleDostlar için, Kerem olur yanırım
Aslı olur, dağda sular ararım
Dostlarımı, dost deminde tadarım
Gel kardeşim, dost bağına gel heleKarun olup, tacı tahtı istemem
Dost gönlünde, ufak sızı istemem
Sevgi yüce! kalp kırmayı istemem
Gel kardeşim, dost bağına gel heleKulcan der ki! dosta feda bu kânım
Şükür dilde, vuslat amaç, ol vârım
Kavuşmazsam, toprak olsun bu canım
Gel kardeşim, dost bağına gel heleHalit Demir / 07.07.2004 / Erzincan
| 105 |
Yeğenim İsmail Atalay,a
Futbolla Geçti Yılların
Ayrıldı evden Yolların
Okulla Yoktu Pek Aran
Futboldu Sana Saran
Futboldan Geldi Paran
Yapabilmek İçin iyi Bir Transfer
Her Sezon Bekledin Telefon
Edindin Kendine göre İmkan
Bittince Futbol Hazır mekan
Yoktu Dünya Malında Gözün
Hep Derdin Adam Gibi Geçim
Tubiş da Senin İçin İyi Seçim
Var Onumla Verilmiş bir Sözün
Ona Gitmek İçin Yolda Gözün
İşler için Lazım Zaman
Sakın ola Yılma Aman
Dünya,da Mekan Ahret,te İman
Verir İnşallah Sana Yüce Yaratan
Dayından Sana Slm
| 81 |
Isınmıyor Düşlerim
Buz gibi gökyüzü buz
Sen yoksun ya şimdi yanımda
Yazdan gece olsada herşey buzDemir çaydanlıktan çay içsem neye fayda
Yokluğun üşütür ağustos gecelerimi
Daha dün gece şuracıktaydın ya
Şimdiden çok özledim seniBuz gibi gökyüzü buz
Yıldızlar sensiz sanki birer kristal
Buzul memleketler içindeyim
Yakmaz ki beni şu mevsim
Sensiz olmuyor,
Isınmıyor düşlerim
| 54 |
Anlayamadım
Şu bilim asrında hala kanarız
Bu saflık nedendir anlayamadım.
Dolduruşa gelir sonra yanarız
Yangına su olup damlayamadım…Aziz nesin haklı gibi görünür
Çok mu? Safım aklım is’e bürünür
Şan, şerefim yer de durur sürünür
Hep bam landım, ben hiç banlayamadım…Gelen giden çizik attı üstüme
Komşum bile çok! Su kattı sütüme
Kör’ce öldü badem kondu büstüme
Sesimi kıstılar çın’layamadım…Ak’ı kara, kara’yı ak yaptılar
Soframdan somunu bütün kaptılar
Bilemedim kaç kırat kaç çaptılar
Anlasam da korktum tın’layamadım…Uyuşturdu futbol, mut bol beynimi
Öcü gibi gösterdiler dinimi
Melek diye yutturdular cinimi
Doldum-doldum taştım, Sın’layamadım…Biniyorlar bu gün yine dalıma
Bırakmazlar asla beni halıma
Garibi uyan da gelme çalıma
Çektim Kılıç’ımı kın’layamadım…
| 106 |
Gel Sevelim
Gel sevelim sevileni seveni
Sevgisiz suratlar gülmüyor canım
Nice gördüm dizlerini döveni
Giden ömür geri gelmiyor canımÖzü gülmeyenin yüzü güler mi
Sevgisiz muhabbet Hakk'a değer mi
Seven insan kaşlarını eğer mi
Zorunan güzellik olmuyor canımSevgi haktır seven alır bu hakkı
İçi güler dıştan görünür farkı
Sevmeyene akmaz sevginin arkı
Boş lafla oluklar dolmuyor canımBir zaman aşıkken sen de sevmiştin
O anda dünyayı nasıl görmüştün
Sanki cennetin bağına girmiştin
Çokları bu hakkı bilmiyor canımAşkın ateşine yandım alıştım
Bu ateş içinde aşkla tanıştım
Doğru mu yanlış mı deyi danıştım
Sevgisiz hakka kul olmuyor canımSevenin içinde yanar ışıklar
Kaybolur karanlık tüm dolaşıklar
Garibim sevenler bunca aşıklar
Boş hayale boşa yelmiyor cenım
| 110 |
Mutluluğun Dört Hali
Ne mutlu inleyen kalbe, hisseden öze
Ne mutlu kızaran yüze, ağlayan göze.*
Dostlardan gelenler: Rabbim karayı değil renklileri bağlatsın,
Seni kederden değil, mutluluktan ağlatsın........(İrfan Yılmaz) *
Ağlayın ki yıkansın suya hasret benizler
Ağlayın ki yükselsin kifayetsiz denizler............(E.Yalbuz) *
Gülümse çatma kaşını çatana inat
Gülümse ayna misali gülsün kâinat...............(Ümran Tokmak) *
Birikir her kem bakış, göze barikat olur
Gözyaşı gözü yıkar, esma hakikat olur..................(E.Yalbuz) *
Gözlerim utanmadan ağlayan gözü özler
Gözyaşların yanarken, gözüm özünü gözler……(Nuray Alper) *
Kelimesiz ve harfsiz dildir gözyaşı,
Eli boş dönmeyen eldir gözyaşı..........................(E. Yalbuz) *Hakikatlı gözyaşı gönülden göze taşır
Ona râm olan gönül, yaşla Ona ulaşır......(Y.Ziya Karahasanoğlu) *
Cennet seyre gelir bir damla inse
Gönüller taşa döner gözyaşı dinse.....................(E.Yalbuz) *
Ne dendi mutluluk için, ne dendi söyle,
O gönlün duasız ise, dur mutsuz öyle.............(Çağlar Karataş) *
Bir pınar ki kurumuş; sittin sene kim özler
Ancak anlayabilir, ağlayabilen gözler.............(Gençosman Denizci) *
Pınarsız bir belde, yangın çölüdür
Gözlerde yaş yoksa, ruhlar ölüdür..................(E.Yalbuz) *
Ne mutlu o pak gönül’e, hamd eden dile
Ne mutlu sabreden hale, zikreden dile.........(Âşık Gürkani) *
Huzurun anahtarı; sebat, ihlas ve şükür,
Nefsini dizginleyip melun şeytana tükür.........(Fesih Aktaş) *
Dökülmezse gözyaşı, kalbi çöle döndürür
Hak için düşen damla, cehenne mi söndürür........(Yener Sezgi) *
Yoksa bir insanda şefkat, haya, merhamet
Neye yarar ferasetsiz kalıp ve kamet.............. S. Karahocagil
| 214 |
Barış Güllerı
BARIŞ GÜLLERİ Kekik kokan dağların
Yılan çıyan dolmuş
Kan revan olmuş her yanı
Başaklar kanla sulanmış
İrinle dolmuş meyveler
Halklar birbirine düşman
Kardeş kardeşi vurmuş
Barış gülleri solmuş
Savaş gülleri açmış
Her yanı ateş almış
Barut kokusu sarhoş etmiş
İnsanların aklı başından gitmiş...
| 45 |
Özlem, hasret ciğerimi çok yakar gardaş
KARDEŞLERİMEGözlerimden yaş boşanıyor yavaş yavaş
Geçmişe götürdün beni ağlattın gardaş
Ah bu hasretlik var ya canım karındaş
Özlem, hasret ciğerimi çok yakar gardaşHepiniz benim nazlı çiçeklerimsiniz
İçiniz bal dolu peteklerimsiniz
Derdime derman sizler ilaçlarımsınız
Özlem, hasret ciğerimi çok yakar gardaşGönlüm hep sizinle cismim sizdende uzak
Kaderimizmiş, ayrılık, hasretlik bize tuzak
Ne zaman sona erecek gece olacak şafak
Özlem, hasret ciğerimi çok yakar gardaşHalil’i gözyaşına boğdun can gardaşım
Acınızı bana göstermesin Allahtan niyazım
Sizlerden uzak kalmakmış da alınyazım
Özlem, hasret ciğerimi çok yakar gardaşHalil ÇOLAK 14.02.2015
KAYSERİ
| 92 |
Güneş
Erzurum'a güneş doğdu
İşte Dursun işte Güneş
Karanlığı nura boğdu
İşte Dursun işte GüneşMaşuğuna gündür aşık
Gecelere hilal beşik
Gökyüzüne vurur ışık
İşte Dursun işte GüneşNuru Hakk'tan Hay'ım Dursun
Yıldız olan Pay'ım Dursun
Garip Metin Ay'ım Dursun
İşte Dursun işte GüneşGARİP METİNİ
| 43 |
Doğum Günün Kutlu Olsun Gül Yürek.
Gül yüreğin doğum günü yarınmış,
Dünyada hoş sedan varsa karınmış,
Bir yaş daha olgunluğa sarınmış,
Doğum günün kutlu olsun gül yürek.Şiirler yaz durma sevgi çağlattır,
Dostları güldür düşmanı ağlattır,
Sevmeyenin yüreğini dağlattır,
Yeni yaşın kutlu olsun gül yürek.Mutlu olun evlat ile torunla,
Karşılaşmayın tatsız bir sorunla,
Dünya geçer hayat denen oyunla,
Doğum günün kutlu olsun gül yürek.Mevlam nice sağlık afiyet versin,
Binlerce nimeti sofrana sersin,
Gül yüzüne gonca gülleri dersin,
Yeni yaşın kutlu olsun gül yürek.
| 82 |
Depresyon
Keder dilim dilim beynimi yuttu
Acıdan acıya daldım böylece
Gördüm ki ilaçta tedavim yoktu
Depresyon azaptan ağır işkenceYaktı beni hatalarımın yarası
Tükenmedi doğum ile ölüm arası
Bilen varsa gelsin bana söylesin
Bir hatanın kaçtır bedel parasıKimi zaman sıhhatli kimi zaman hasta
Bazen kederdeyim bazen da yasta
Ağrılı acılı bitkin düştü beynim
Düşüncem kaynıyor bir kemik tasta.HAZİRAN 1999
| 58 |
Birazdan Doğacak Güneş
tan vakti yaklaşıyor
birazdan doğacak güneş
birazdan
hayallere bir adım daha yaklaşabilme olanağıyla
yeni bir gün doğacak tan vakti yaklaşıyor
birazdan düşecek odama ilk ışık tanecikleri
penceremin camını geçerek
birazdan
birazdan belirecek gözlerin
en saf bakışlarıyla tam karşımda
ve alacakaranlığa son veren güneş
doğacak ortasına yalnızlığınbirazdan doğacak güneş
birazdan yüreğimin en temiz sularından
ırmaklar dökülecek okyanuslara
ve sen o okyanuslarda yüzen
küçük bir balık olacaksın birazdan doğacak güneş
birazdan
tan vakti dolmadan
| 75 |
Hasta İken
Bir gün yine biçâre kadın hasta uzanmış
Tüllerde…
Uzaklıkları bir sâye-i müthiş
Bir dul gibi örterdi dumanlarla, elemle,
Hep gölge adımlar bir âheng-i ademle
Vâdileri kaplardı serâpa gece sessiz.
Eb’âdı boğan reng-i tehassüs gibi bir sis,
Bir lerziş-i sâkinle günün na’şını örter…Titrek, karışık, hasta, hayâlî, sarı gözler
Yerlerde açılmıştı; semâlar ölü, durgun,
Olmuştu bütün hâb ü hâyâlât ile meskûn.
Bir vâlide, bir zevc-i mükedder, sonu mübhem
Bir ince çocuk çehresi, ben muzlim ü ebkem
Bi-his uzanan hastayı durmuş düşünürken
Akşam mütemâdi dolarak pencerelerden
Vermişti o sâkin odanın hüznüne bir renk,
Bir reng-i küdûret ki eder bizleri dil-tenk.Zulmet o kadar doldu ki âfaak silindi
Elvâha, mesâfâta, yere gölgeler indi.
Solmuştu o gölgeyle o sâkit ser-i müşfik,
Tüllerde yatan hastayı sarmıştı karanlık;
Gözler, ölü gözler gibi bî-lem’a ü hâlî,
Olmuştu bütün mevt-i mûhîtat ile mâlî…
Lâkin o zaman doğdu senin çehre-i lâlin,
Ey mâh ki tüllerde yatan rûh-ı melâlin,
Bir hemser-i ulvî-i semâvîsi idin sen,
Bir safha-i rü’yâ gibi bî-renk idi çehren!
Yükseldin ufuklarda ağır, mübhem ü mahmûr;
Zulmette ipek, ince dumanlar gibi bir nûr,
Âfa’aka yayarken mütedmâdi sarı bir fer,
Birden o donuk gözlerle dolmuştu kamerler…
(Piyale, 1926)
| 189 |
Kar Yağmaz Filistin'e
Kar yağmaz Filistin’e
İklimden değildir bu
Taneler yer bulamaz
Bombaların suçu buZalimler güneş sanır
Gafletle kendisini
Düşünmeden yakarlar
Bütün bir Filistin’iOnlar güneş değiller
Kendini bilmez balçık
Kar olsa da erimez
Gazzeli özgür çocukGüneş sanılan bomba
Eritemez bir halkı
O halk kardan olsa da
Hep diktir boyunlarıEy kendini bilmez balçık
Geldiğin yere dön artık
Eritmek istediğin halk
Kardan değildir dangalakEtten kemikten olanlar
Güneşi balçıkla sıvatmaz
Unutma zorba İsrail
Zulüm balçıkla sıvanmaz(30 ARALIK 2008 20:26)
| 76 |
Yollar
merhaba kader dostum
dinle hele şu adamın
dil yarası sözlerini
ben anlatırken arada bir
kafa salla yeter
aman sislendirme gözleriniyıllarca direksiyon başında
bir lokma ekmek için
yollara serdim canımı
gönül sevdasındanmıdır bilmem
hayata ortak ettim şimdiki hanımı
kıt kanaat geçiniyordum işte
bu yollar bitmez dedim hep
ama kader kesti yollarımı
bir kaza geçirdim
yirmilik alyazmalım yuvarlanıverdi
ve patlayıverdi kaderimin lastiği
derelerde bir mezar buldum sanki
kefensiz yatıverdim
baktım tekerlek fıldır fıldır dönüyor tepemde
başım ha keza
bastona düştü şu bedenim
hastaneye kaldırmışlar beni
anam gelmiş baş ucuma
tanıyamışım
bu herif bir daha iflah etmez demişler
karımın yakınları
haftası gelmeden
karım boşanma davası açmış
aklı sıra benden kaçıyorlar
kaderi hesaba katmadankader dedim ya dostum
bir vakit geldi
madalyonun ters yüzünü de
gösterdi bana
işler tıkırına girdi
kader rüzgarı arkadan esince
yollarım uzadıkça uzadı
daireler yapıp
sıfır komyon aldım,
al yazmalıya inat
dört evlilik yaptım beşinci yolda...
ondan sonra
hiç bir kadına yüz vermedim
muhabbetine takıldım sadece
vur patlasın çal oynasın
şimdi o bar senin bu bar benim
keyfini sürüyorum
bana yapılan bir kalleşliğin,
cumartesi pazar hafta tatilim
kıran tuvalet giyiniyorum
altımda iki taksi var
üstü açık bir tosba
ve sıfırından bir mercedes,
üzerimdeki kıyafetime bakma
bunlar cenk elbiselerim
direksiyon salladığım zaman giyerim,
bazen aklıma gelirde
o efasızın çekip gidişi
damarlarım tıkanır
senle çözerim dostum
dökerim içimi tane tane
senide yorduysam
kusura kalma dostum...
| 223 |
Pet Şişelerimizi Denizlere Atma Görgüsüzlüğümüz
Eğitim konusunda, hâlen düzelemedik,
Bunlar yanlış davranış, Hakk’ı edinemedik…Deniz kirletme huyu zevk mi kazandırıyor?
Attığın pet şişeler, bir tür son hazırlıyor…Balıklarımız ölür, kulun aldığı zevkten,
Artık Rab’bi dinlesek, çekilsek ihanetten…(2014)
| 35 |
Deniz
Deniz
Yüzerdi
Derdimi yüklenen taşlar
Dalgalar dinlerdi
Yalnızlığımı
Köpüğünde ayak izimDeniz
Parmağımda yüzük
Midye kesiği
Martılar kıskanınca
Yıldız kayardı aramızdan
Bölerdi sohbetimiziDeniz
Ay ışığında
Koynuna alır
Açardın gizlerini
Sahilinde büyüttün
Gözüm kadar seviyorum
Gözümdeki mavini20.10.2004
| 36 |
Hasret
Hasret olmadan olmuyor
Hasretsiz gözler dolmuyor
Hasretinle yandı gönlüm
Hasretin yeri dolmuyorHasret sarar ve kucaklar
Hasretle titrer dudaklar
Hasret ile ağlar gözler
Hasret aşka ilmek katarHasret canı canda eder
Hasreti hep onda eder
Hasret ona öylebir yar
Hasret maşukta var ederHasret aşığın burağı
Maşuka giden durağı
Hasret ile yanan aşık
Hasretiyle deler dağı
| 54 |
Kal Bu Gece
Ne olur kal bu gece benimle
Beraber ağlarız
Beraber güleriz
Aşkımızı tazelerizAcılar dinsin bu gece
Gurbet sılası bitsin bu gece
Ayrılık acıları dinsin
Ne olur kal bu gece benimle
| 32 |
Zina Eğitim Seçim
Onlar,
bir zinakar erkek yahut kadın
olsa olsa eğitim zayıflığı ve yoksulluğun kurbanları
yahut zekaları kıt
ve kollanmaya ihtiyaç duyan özürlülerdir!
Veya tedaviye muhtaç düpedüz deliler....üç olasılık hali ve iki seçenek olanağı değil sadece bu:
tolerans, Tanrı aşkıyla yeşeren akıl ürününden konuşmak....
Üstelik
bu bilinç ile
sergilenebileceklerden! Kaldı ki
yarın çocuklarının kendi seçimleri ile
kendilerini eğitmeyi öğrenme çağına bile
habersizlik ve hazırsızlıkta direniştir bu.Haziran 1978 (zina edenlere bilmem kaç deynek dayak atıldığını okuduğum
..........................zamanlara hitaben)
| 78 |
=====Kalbin Sesi=====
(1997) Her zaman geceydi
acı bir karanlık...
için de feryat göz kırpıyordu.........
kimsesiz odalarda yalnızlık.......
haykırıyordu hep gözleri ağlayarak.
uğramıyordu bir türlü aydınlık.........Kırılmıştı artık tüm umut dalları,
bir kuru yaprak misali geçiyordu zaman...
anıyordu o heyecanı yaşayacak kulları
ama ilk güneşin yerini tutmuyordu hiçbiri..........
| 46 |
Yazık
Bir tarafta, düğün, dernek,
Öbür yanda, yanan yürek.
Bir gün gelir, biter elbet,
Bu acı, dert, sürmeyecek.Bak gencecik, bu şehitler.
Aynı yaşta, teröristler.
Hiç teselli olmayacak,
Bağrı yanık, o anneler.Aynı safta, savaştılar,
Cumhuriyet kazandılar.
Canileri durduramaz,
Cennetteki vatandaşlar!
| 39 |
Ezik Büzük Asilsiziga Sahtekarlanan Dayali Döselilikler
Yoksunluk yitiklik yabancilasma yilginlik yipranmislik bezginlik bikkinlik cöküntü cürüme yozlasma ihmal kayitsizlik karamsarlik kararsizlik siddet kusku körlük karanlik korku kabus kiyim yikim sarmallari icerisinde bogulmus bunalmis soygun talan vurgun taciz kiskac sömürü ölüm zulüm carkina kusatilan kulluk kölelik kilitlenmisligi, kelepcesine kundaklandigi esareti özgürlük esitlik ve insan haklari olarak bilip görmenin afyon akintilariyla bilenir beslenirken, harami hirsizligi hukuksuzlugu haksizligi rezilligi onursuzlugu helal kilip din-imandan sayan sekilsel gösterisliligin MARKALASTIRDIGI bagnazliktan gecim kaynakli hüner, tezgah,kilif, örtü, paravan, maske marifetliligi SAHTEKARLANIR…
Bu sebepten dolayi nasilki VIYANA önlerinden geri dönen hizli cöküsün tüm altyapisinda mevcutlu yozlasma korku karanlik kirim desise entrika bencillik haram harami eskiyaligini neredeyse günübirlik PADISAH HANCERLEME suikastciligiyla dilediklari yagmayi ganimetciligi haksizligi bozgunu haydutlugu yoksullugu caresizligi adaletsizligi sefilligi itaati kullugu köleligi devamli ve daim kilan asiretler agalar beyler esraflar ayanlar umumlar hinlik hainlik ortakcikarcilari, eldeki `padsahim cok yasa ` harami helal saydirtan sorgusuz sualsiz dokunulmazlik zirhiyla adeta kendilerini erisilmezin en erisilmeszi yetki kullanim kutsiyetine TANRILASTIRMISCASINA ve osmanli diye diye….(sorun sarmalinin dibine inip kökünden halletmeye kalkisan yenilikci padisahlari bile diledikleri uygun ortam adami oldurtma hancerlemeleri sayesinde) Osmanli`nin mahfini hazirlayip sonunu getirdi…
Simdi….
Simdi hesabi kitabi seri sayisi belirsiz üretmeden tüketen ve egitim, güvenlik, sevgi, ahlak, onur, ilgi, ilim, bilim, inanc, özgürlük, paylasim, ulasim, imar, sanat, düsünce, fikir, huzur, aile, brey, toplum katinda inanilmasi güc büyük yikim yagma kokusma kirlilik ve cöküslerin yasandigi yere gecmisin bütün hazir yiyiciligini sürükleyip getiren ve bütün kanun nizam düzen korunakli dokunulmmazliklara ISTANBUL model BOGAZiCi sarayli villali kösklü yalili kayigi ve kaymagi kiyakliligi dengeleyip tartan MILYARDER sevicilik…
Sanat tarih kültür onur özgürlük huzur hak hukuk Türkiye Cumhuriyeti mirasini ADNAN MENDERES her mahallede bir milyoner yaratma hayranligiyla yagalayip yerle bir ede ede….
Demirel takma kafali her mahallede bir kücük amerika yapip yaratma vurgum sömürü gasp harami haydutlulugunu ekonomiklenip endüstrilestirmenin sürsavrum celsesinden evirip cevirerek…
Özal aile boyu halayikli usakli seyisli dalkavuklu yagci yalakaciligin havalandirip ucurdugu HANEDAN HEVESLILiLiGiNi (bütün bölgesel- küresel BOP isgalcilik sömürücülük basbayisi olma paha borcuna) Türkiye´ye imar ve iskan etti…
Simdi bu denli onursuz haysiyetsiz densiz dengesiz ihanet israfinda her türlü ülke, devlet, millet yikim yagmalarinin getiri karsiligina servetli sarayli malli mülklü saltanatli bosalarin bankalarin mafyalarin tarikatlarin etnik mezhepsel HEMSERICiLIK BÖLGECiLIK yüklü bagnaz-YOBAZ tüm kirli köhne karanlikli TOPLUMSAL bozulmuslugunu hak huzur hukuk özgürlük esitlik balgami olarak yedirip yutturup yalatip yerlesik sapkinliklarda yasataya calisan TÜRKIYE CUMHURIYETI özeli BOP yikim ihaleciligi…
Iftar vakti caddelere sokaklara salonlara mahlelere sigmayan masrafi devletten milletten sofralarini bir yozlastirma yobazlama ve bagnazlik kirli karanlikli piyasa pazari MARKASI olarak servisleyip sunan devri daimliligi kendine en kolayci sahtekarlilk kaynagi saymakta…
Bol pirimli bütün kültür fikir düsünce ve sanat Akil adamlilik tasinmaz malciligi yine ayni piyasaya ayni uyusturma etkinlikli MARKADAN…
Futbol spor cemaat camia yüz surat suret langirti tezahürat acik kapali oturm seansliligi ayni niyete ayni MARKADAN…
Dizi furya fuhus model müzik moda sehvet siddet nefret catisma endise süphe güvensizlik caresizlik sefillik yolsuzluk yoksulluk süper hiperlik zincirlesmesi ayni MARKADAN….
Araba telefon kart bankomatik borc harc haciz taciz tehdit tecavüz rehin alip verme INSANLIK kul köle pazarliligi ayni MARKADAN….
Fasulye büber portakal zeytin bugday süt yag darbogaz gezi kelek kamci kiskirtma köpürtme gaz süs sütyen selüloz ayna cimbiz tarak tarz yüz balddir bacak boya badana avans avantaj ajans tüy yitmac kulp kuyruk….evlenir evlenmez bosanma derdiyle kivranip bogusan avukatlik doktorluk felaketler facialiligi ayni MARKADAN…
Herkese bakip kendine ceki düzen veren ve herkese bakip kendini ancak adam yerine koydurtma gecesini gündüzünü sapip sasirma dangalagi ÖREN VERANLASMA güldür güldürcük kafa bosaltim baz istasyonculugu ayni MARKADAN…
Yazin sayisiz kayboluslar arasinda hice sayilmaya gevsedikce gevseyip güzden sonra hizla ve heryerde heran yenilip soguyup yittigi hayatla daha büyük katmanlasmis dertler sorunlar bataginda kendini bulan bulusturan YENI TÜRKiYE Bop Anayasama siparisciligi ayni MARKADAN….
Sayisi yüelli adayi gecmis, Topcu Kislasi`ni her türlü toplumsal tarihsel ekonomik siyasi felsefi dini ahlaki cöküntüler üstüne programlayip güncelleme gündemleriyle Yeni Osmanlicilik oynayarak tüm devlet millet iradesizliginin PEKAKA acilimlari BOP kafadarlik ortakligiyla FETHULMETAL tutkalindan yapip yapistirip kaybettikce kazandigini sanan sarayli villali BOp Esbaskanlik tesisatinin yunanlilara verip yükünden kurtulmayi marifet bildigi EGE sahillerindeki TÜRKIYE CUMHURIYETi topraklari…
Ayni marka BOP sürsavrum uluslsrarasi ve yerli yagma talan rant haram hirsizlik yolsuzluk vurgun soygun sömürü isgal ve yikim cok ortaklik tasaronculugu, OSLO´dan Dolmabahce`ye gerek kin yüklü Ermeni`lere yahut gerek ayni kirli iin ve yikim katilligine kirali Kürt etnik kafa tasciligina veyahut bin türlü özgürlük hukuk haksizlik inanc güven özgüven adalet huzur sevgi saygi ilim bilim dayanisma paylasim katilimcilik cesaret fedakarlik degerleriyle topragini nsanini yurdunu yuvasini kurmus kurtarmis TÜRKIYE CUMHURIYETi yikim ajan eleman unsurlari namina en azgin BOP ESBASKANLIGI ortagi durumundaki Fethul-Metal hinlik hainlik cetesine `ne istediniz de vermedik ` mayin imha tünel hendek makam mevki mevzi dayatip döserken, PEKAKA devlet Yuro-aerikan emrine tabi koridorunu bizzat kendi eliyle esrar eroin ticaret masulü silahlanip ayaklanmaya yetmedigi yerde özel Belediye ödenekleriyle egitip donatip örgütlemeye göz yummayi saglama alirken; ve milyonlarca Suriye`li mülteciyi tüm toplumsal belirsizlik ve geleceksizligiyle Türkiye Cumhuriyeti yikim esabina ve Bop plan projeler kazanc karina basa bela diye sardi…
Bu bakimdan nice ve sayisiz kirmizi cizgilerini özgürlügü onuru cesareti fedakarligi devlet iradesini yurt askini ve millet sevgisini topragiyla bulusturan `yurtta sulh cihanda sulh ` Atatürk, Türklük ve Türkiye Cumhuriyeti degerler toplamina karsi güdüklendikleri düsmanliklarini hemserilik yobazlik yoksulluk yolsuzluk yitiklik etnik ve mezhepsel kirli kanli karanlik ayagindan hizmetine kiralandiklari bütün hinlik hainligin her türlü ahlaki siyasi kültürel felsefi dini iktisadi dengeleri cökerten yozlastiran ve cürüten SAHTEKARLIGA kaliplastirip kusatip, bu statikocu kafayla bu devirde (yurtta sulh cihanda sulh) hicbiryere varilamayacagini alip satan `ver kurtulcu` veya `yetmez ama evetci ` yerel ve küresel harami helal diye kutsayan BOP ajan piyon tasaronlariydi…
Sonuc olarak eger bütün zamanlar boyunca ülke kirmizi cizgilerini önce tespit edip sonra üc koyup bes alma ugruna banka mafya holding borsa müsiad tüsiad arsa arazi soygun avanta sanal - sivil kisiliksiz karaktersizlikler sahsi cikarina silip süpüren (devleti milleti hakki hukuku ilimi onuru özgürlügü ahlaki hukuku hice sayan ve herzaman devleti yagmalayip her firsatta milleti toplumu yikan) irade yoksunu yazbozculuk; servet saltanat esasli BASKANLIK SiSTEMI denen bütün BOP ihale emirvakiligini Türkiye Cumhuriyeti yikim Anayasalamaciligina israrla dayattigi sürecte, karsiligi her zaman devletin milletin toplumun ekonominin özgürlügün onurun bagimsizligin üretimin güvenligin cesaretin hakkin hukukun huzzurun egitimin iletisimin ilimin bilimin aklin düsüncenin kültürün sanatin emegin paylasimin sevginin saygini kültürün inancin deger can kan toprak varlik birlik dirlik ve insanligini kaybettigiyle beraber yerine ardi arkasi kesilmedik yalani talani hinligi hainligi tükenmisligi korkuyu siddeti nefreti caresizligi karanligi bölünmeyi parcalanmisligi öreni verani haksizligi hukuksuzlugu sürgünü sefaleti koyup yerlestirip alisilmis ögretilmis HAYAT TARZI seklinde kulluk köleige imar ve imal eden cehennen calkantilari olacaktir..
Hukukuna hakkina kültürüne duygusuna düsüncesine aklina fikrine ahlakina inancina özgürlügüne ilgisine iletisimine bellegine bilincine irzina namusuna sorumluluguna duyarliligina egitimine izine yoluna soyuna asaletine onuruna huzuruna ailesine devletine milletine ülkesine yurduna hor bakarak yalnizca terkettigi insanlik yikimlarindan kulluk kölelik sadakatliligi kadar kirinti kopardigini hayatin özü esasi herseyi sayan VERIP KURTULMALAR yorgun yilgin bitkin bezginligi, zaten kodlanip disipline edildigi azmis sapmisligin bütün OLUMSUZ eksik gedik ekseninde kin nefret ayrisma hirs yaris catisma siddet küslük korku karanlik calkantilari kurtarip kotarma zindan zehir kuyulasmasinda berbat, batak, mutsuz, umutsuz ören veran MARKALASMASI kapisip tüketmektedir…
Bu bakimdan PEKAKA kiralik katilligi temelinde gün evirip ceviren Mehepe bir markadir..
Bankalar bir markadir…
Hedepe bir markadir…
Karakterindeki alti oku silip süpürten PEKAKA özerkcisi Cehepe bir markadir…
Bop dayali döselisi Akepe bir markadir…
Tüsiad bir Markadir…
Güldür güldüs schow bir markadir…
Yemek mutfak takim tezgahlatma bir markadir…
Doktorculuk otculuk baharatcilik tanzim danismanciligi bir markadir…
Fikirsiz fikir yürütme tarafgirlik acik oturumlasmasi bir markadir…
Akil adam-kadinlik bir markadir…
Roky bir markadir…
Terminatör bir markadir…
Che guara cocokola bir markadir….
Afyon gevisi gettirtiren toplum tecavüzcüsü diziler bir markadir…
Sütyen saat terlik corap don kolye blezik bir markair…..
Isid bir markadir….
Kibleyi konusup söyyleyen seccade bir markadir…
Apartuman pahasina esarp turban bir markadir….
Kibris dahil ver de kurtullara ayni ihanet MARKA mahsülü gibi hormonlandirilip Birlesik Milletler keyfine küresel isgal yagmaciligin elkonulmus GASP ünitesi yapilmak istendigi KIBRIS….
Balkanlar Kafkaslar ARAPLAR dahil, sözde YENi OSMANLICILARIN ümmet hayrani BOP özel kilifinda sanki bizdenmis gibi tarz giyip sekilden sekillere bürünerek her türlü yozlasmayi soguklugu bagnazligi bilgisizligi caresizligi yabancilasmayi yedirip yalatip yutturup aliskanlik haline getiren degersizlestirme kirli akintilarindan sinip saldirarak Atatürk`ü silip, Türkiye Cumhuriyeti`ni yikip ve Türklügü geldigi tarihin ezeli göcerligine yeniden savip sürgün etme köktenciligine eslik ve refakatcilik edercesine hicbirinin devlet diye tanimadigini(yuro- amerikaya karsi ve yuroamerika dahil) , tek basina savasini verip DEVLET diye (halen henüz ayni onurla ayakta durup yasayan fakat Bop Esbaskanligi`nin israrla ver kurtullara yüzelli Ege adasinin üstüne üstlük kiyagimiz olsun diye eklemek istercesine tavir durum ve tutum takindigi) ilan etmisti KIBRIS´i Türkiye….
Bu bakimdan tüm güvenlik güclerimizin hayatini hice sayma pahasina ülke varlik yokluguyla esdeger tüm uluslararasi oyun kurgu isgal sömürü soygun yikim yagma bölme parcalama plan projeler kiralik katilligi odakli PEKAKA´ya karsi verilen onurlu mücalele, Baskanlik sisteminden vazgecilmedigi sürece ve Yepege baglantili Suriye kuzey sinirboyu Kürt Kafatascisi devletlesmeye en az Türkiye Cumhuriyeti sinirlari icerisinde yürütülen mücadele yogunlugunda derhal dolaysiz ve hemen devreye sokulmadigi müddetce, ne yazikki ESBASKANLIKTAN tek baskanliga servetlenip saltanatlanma hacizi, yahut Bop isi rehin takasi, veya delikten süpürülmemesantaj noktasinda kilitlesmis ` kirmizi cizgi silme süpürme ` tanzim teslimiyet dayali döseli borsa banka medya mafya siyaset tarikat holding sahsi cikarina ülkeyi devleti milleti soyup sömürüp satip savuran ihanet ihaleciligine kalite artirip, süreklilik saglayacaktir.Seyfi Karaca……………Haziran / 16
| 1,505 |
Gül Güneşçe
Gül yüzlüm, bir gün de gül yüzüme, bir gül güneşçe
Her gün güller açsın gün yüzünde, her gül güneşçeGönül gözlüm, şu yüreğime bir bak, odları gör
Bengisuyunu coşturup, güller der, gül güneşçeGönül evimi gül bahçesine döndür ne olur
Toz pembe rüyalarıma güller ser, gül güneşçeGüzelliğini gizleme gözümden, göynür özüm
Yüz göster, güllerle bezensin her yer, gül güneşçeGözüm gönlüm açılsın, salınarak gel bahçeme
Mahzûn bülbüle gizli bir selam ver, gül güneşçe
| 72 |
72. Genel Kültür Yarışması - 04.05.2015
- Ülkemizi temsil eden Milli sporcularımız en son hangi branşta
Avrupa Şampiyonu olmuşlardır...? 1. Basketbol
2. Futbol
3. Güreş
4. Boks
5. Halter
6. Karate
| 31 |
Kirpiler Katledilmiş
Yaşasın istenmemiş, bahçe içerisinde,
Hunharca katledilmiş, tam cahillik içinde…Bahçe şahsımın değil, korumam gerekirdi,
Fakat koruyamadım, şahsım evde değildi…Kırkayakları bulsa, yese hiç olmaz mıydı?
Bahçe temizlenirdi, denge sağlayıcıydı…Dengeleri bozmasak, kırkayaklar gelir mi?
Evlerimiz içinden, bu böcekler geçer mi? Anlattım günler, aylar, aydınlatmak gerekir,
Cehalet aydınlanmaz, kültürle dengelenir…Tüm zehirli böcekler, tırtıl ve de fareler,
Bazı küçük yılanlar, birtakım haşereler…Akrepler, kırkayaklar, kirpilerce yenilir,
Rab'bim böyle emretmiş, tabiat dengelenir…(1998)
| 67 |
Gül Bülbül
Durmaz dili aşkı söyler,
Bülbül muhabbette güle...
Kendi halin onu dinler,
Gülde sanki güle güle....
.Söylenir kendi ile,
Sen gül bülbül,gül bülbül...
Bir gül,bir bülbül haliyle,
Güller bülbül,bülbüller gül...
| 31 |
Ölüm Yenilir Aşka
Doldurabilmeye çalışıyorum boşluğunu
Her defasında daha geçerli mazeretler uydurarak...
Gün batımı ya da saatin soluk sesi uyarıyor özlemi
Bir oluyor sevginle yıkıyor kentlerimi.
Beton yığınları arasında sessiz bekliyorum
Karabasanlar tutunuyor soluklarıma
Mezarlaşıyor duvarlar daha da yükseliyor binalar
Trafik sıkışıyor dilimde,
Sözcükler yaralı, yorgun gözlerimden okunuyor.
Ölüm; ardında hiç kimsenin olmadığı kapı...
Kenti de saklıyor
Kendim atıyorum toprağı mezarıma
Susarak kendim ağrıtıyorum herkesin acısını
Telaşla uyanıyorum kabuslardan
Senin hala benim olduğunu hatırlayarak,
Her defasında böylece saygıyla alıyorum nefesimi.
Sonra ölüm diriliyor alışarak yokluğuna
Sevmeyi de daha da öğrenerek...
| 90 |
Her haline razıyken
Yar…
Efkârıma ver
Aczi yetim ve zafiyetim
Olarak gör
Sitem etme,
Hor görüp aşağılama
Nazarların, nefesin
Ele veriyor seni
Ben senin
Her haline razıyken
Sende bende
Razı ol diyemiyorum
Senin tercihlerine
Saygı duyuyor
Ve sabrediyorum
Sükût eden bir nefes olarak
Zaten çekiniyorum
Seni endişe içinde
Bırakmamak için çalışıyorum
Elimden gelen gayreti
Hiçbir an esirgemiyorum
Ama yine de seni
Memnun edemiyorum
Her ne yapsan suçlanıyor
Ve endişe ediyorum
Senin gözlerinde
Kaybolmaktan korkuyorum
Çünkü seni çok seviyorum
Önem veriyorum
Senin kalbinde özlenen
Olmak için yaşıyorum
Bazen suskun sokakların
Davetine icabet ediyorum
| 92 |
Yalnızım
Bugün yine yalnızım
Gecenin ortasında zifiri bir ıssızım
Dolunay boşluğunda mekansızım
Yıldız aydınlığında yine ışıksızımBugün yine yalnızım
Dünya devletinde kayıtsızım
Zaman aleminde ansızım
Sema genişliğinde kanatsızımBugün yine yalnızım
Seni istedim sabırsızım
Seni sevdim artık sırsızım
Beni benden alan güzel hırsızım
Sen yoksan arttıkça artar sızımBugün yine yalnızım
Mezarımda topraksızım
Kefenimde yakışıksızım
Ey elam mezarıma bir nur yak ışıksızım
| 59 |
Ey aşk
Ey aşkEy aşk
sen yokken acıydı hayat
Ey aşk
sen yokken kabustu hayat
Ey aşk
sen yokken yaşamak zor zanaat
ve Ey aşk
sen yokken ızdıraptı hayatEy aşk
Sen varsın artık
Ey aşk
karşımdasın
Ey aşk
hayatımdasın
ve Ey aşk
işte tam buradasınama Ey aşk
bu hayat bana niye hala ızdırap
ama Ey aşk
bu hayat bana niye hala acı
ama Ey aşk
bu hayat bana niye hala kabus
ve Ey aşk
bu hayat bana niye hala pervasızEy aşk satılmış turgay karabacak
saturka73@hotmail.com
| 85 |
Gülgeç
Gönül başın derde düşer
Dost sandığın yaran deşer
Dost ayrılır üçer beşer
Dost bildiydim sende gülgeçSinem dost aşkıyla yandı
Gönül her denene kandı
Her gördüğünü dost sandı
Dost bildiydim sende gülgeçHer baharın vardır yazı
Gönül her telden çal sazı
Gör oynadıkları kozu
Dost bildiydim sende gülgeçDilim söyler yaralardan
Eylediğin karalardan
O çirkin naralardan
Dost bildiydim sende gülgeçDostluk er sözlülük mertlik
Senin yaptığın namertlik
İyi sözüne hep sertlik
Dost bildiydim sende gül geçDerd uyandırır acıyla beni
Avare aklın başına geldi yeni
İyi birşey sanırdım bende seni
Dost bildiydim sende gül geç1982
| 91 |
Elbiseler Gibi İçi De Eskir İnsanın;
Bir süre sonra, insanlar pekde umrunda olmamaya başlıyor. Kimin ne düşündüğünü ne yaptığını umursamıyorsun bile, yorulunca kendi kabuğuna çekilip, o küçük dünyanda yalnız yaşamayı öğreniyorsun artık.Gözyaşını kendi ellerinle silmeyi, ve derin hüzünleri tek başına atlatmayı öğrendiğin vakit, birdaha kimseye ihtiyacında olmuyor.Siz buna yanlızlık diyorsunuz, ben ise huzur.Eğer hala yüreğinizde bir ağrı hissediyorsanız, değerini bilin. Sezen dinleyin, Ahmet dinleyin, sigara yakın, dolsun gözleriniz, silmeyin.. Unutmayı düşünmeyin bile, sarılın acılarınıza. Gün gelir, sığınacak bir acınız bile kalmaz. Benim gibi.. Neden mi anlatıyorum bunları? Ben artık hiçbir şey hissetmiyorum. Ne sevgi, ne de nefret.. Ben de umutluydum, çok güzel hayallerim vardı. Hepsi kursağımda kaldı.. Çok uğraştım iyi bir insan olarak kalabilmek için, olmadı.. 'Kimi sevdiysem bana düşman oldu' diyor ya şair, aynen öyle. Umut dolu uyandığım her yeni gün, bir şeylerin yoluna girmesini beklemekle geçti. Eksildim, azaldım, tükendim.. Her şey daha da kötüye gitti. İçimden ne geliyorsa yazmak istedim her seferinde. Yazamadım.. Hayata olan kırgınlığım, kelimelerle anlatılmayacak kadar büyüktü.. Eğer hala yüreğinizde bir ağrı hissediyorsanız, değerini bilin. Ben artık hiçbir şey hissetmiyorum..
"Herkes yaşlanır, bense eskiyorum."
| 179 |
Ay Yüzlüm'e Dua
Kör olsun sana kem bakan tüm gözler
Fitneden fesattan korun ay yüzlüm
İncitmesin seni hiç kötü sözler
Her zaman övgüler duy sen ay yüzlümGeçmişe kalınca bir sünger çekip
Haksızı Allah'a şikayet edip
Evinde her zaman şükürler edip
Rabbim'e emanet ol sen ay yüzlümMutlu bir yuva nasibin olsun
Oğlun da kızın da sana can olsun
Harama bakmasın gözlerin sakın
Eşini ömrünce sev sen ay yüzlüm
| 67 |
Kadınlara değer veren din islam dinidir
Eski zamanda kadın mal gibi satılırdı,
Kadınlara değer veren din islam dinidir.
Kadın ordan oraya itilip atılırdı,
Kadınlara değer veren din islam dinidir.Kızlar uğursuz sayılır öyle bilirlerdi,
Çoğu kız beş yaşına gelmeden ölürlerdi.
Araplarda kızlar toprağa gömülürlerdi,
Kadınlara değer veren din islam dinidir.Çok yerde kadına nefretle kin güderlerdi,
Sevmediği kadını bırakıp giderlerdi.
Avrupada kadına eziyet ederlerdi,
Kadınlara değer veren din islam dinidir.Kadınlar çabuk alınır yapısı içlidir,
Çoğu toplumda kadınlar her zaman suçludur.
Kadınlar insanlığı Peygambere borçludur,
Kadınlara değer veren din islam dinidir.Yusuf kadın olmasa idi bizi kim tanır?
Bilmezler ki kadının yaptığı ekmek yenir.
Kuran-ı Kerim'de kadın erkek eşit denir,
Kadınlara değer veren din islam dinidir.
| 112 |
Hasretim Sana
Özlemim var sevgi dolu kucağa
Aksaray yoluna hasret yollarım
Kaç yıl oldu gelmeyeli ocağa
Anamın dizine hasret çekerimYürekten yaşadım zalim gurbeti
Yalnızlık içinde çektim hasreti
Kavuşmak uğruna verdim serveti
Eline değmeye hasret çekerimGökkuşağı gibi açar çiçeği
Ağustos’ta öter cırcır böceği
Ne hoşta kokardı tandır böreği
Aşına, taşına hasret çekerimEkin tarlasında terin atarlar
Ay ışığında harmanda yatarlar
Pazar yerlerinde sebze satarlar
Helal kazançlara hasret çekerimUlu ırmak boz bulanık akar mı
Sel gelince duvarları yıkar mı
Hasan dağı Ekeceğe bakar mı
Eyleyin bir haber hasret çekerimAdı gibi büyük yeşil Aksaray
Tarih derininde var beyaz saray
Ne dağında, ne taşında yoktur fay
Yaşamın tadına hasret çekerimYaz ayında eser serin, serin yel
Aza razı, çoğa bağlamaz ki bel
Şükür dergahında, nimeti helâl
Can ciğer dostlara hasret çekerimTozlu yollarını severim candan
Et ayrılmaz güzel bilinen yardan
Vazgeçemem ayrı olsam da serden
Yeşil tepelere hasret çekerimÖzütürk, bu özlem yakıp yıkmadan
Gurbet elde can bedenden çıkmadan
Mücadele ver ki kazan, bıkmadan
Bitsin bu ayrılık, hasret çektiğim
| 161 |
Ne Akıl Ama
Dünya ne güzeldi vaktiyle,
Mozaik görünümündeydi,
Yönetim biçiminden müziğe kadar
Her şeyleri farklıydı ülkelerin,
Çok renkliydi gezegenimiz.
Ama birilerine battı bu güzellik,
Bozmaya soyundular onu,
Her ülkeye demokrasi dayatarak
Dünyayı tek renk yapmaya giriştiler,
Sonra ‘Eurovision Müzik Yarışması’ adı altında
Deli kızın çeyizi gibi
Hep bir örnek parçalar çıkardılar ortaya.
Şimdi de istiyorlar ki,
Her ülkedeki tüm azınlıklar
Kendi yönetimlerini kursun
Ve kendi kafalarına göre takılsınlar,
Yani ülkesel renklilik ile
Küresel tek tiplilik yayılsın dünyaya
Ve yani bir zıtlık,
Perhiz ile turşu zıtlığı bir arada olsun.
Ne akıl değil mi?
Vaktiyle dünyadaki her milletin
Diğerlerinden farklı birer azınlık olduğunu
Ve onlardan oluşan mozaiğin
Yeterince güzellik taşıdığını göremeyerek,
Hem o manzarayı renksizleştirerek
Ve hem de ülkeleri çok renkli yaparak
Marifet sergilediğini zanneden akıl…
| 125 |
Beko Oluverir
Herşey mem û zîn kadar yaşama
yelken açacak kadar sevdalıyken
Beko oluverir çevrendekiler...
Sonra dengesi bozulmuş doğada inatçılığın.
Bir mezar taşı bırakıverir anılara.
Birde kimisine süzülen bir göz yaşı.Doğum günü ile ölüm anı arasında,
Bir ömürlük sevdadır
Seni şiirlere kurmak...
Ansızın patlayıverirsin gözlerimde.
Bana kalan kağıt parçaları...
| 49 |
İzmir'in Dağ Çiçekleri
Gün onbeş mayıs bin dokuzyüz ondokuz:
Hasan Tahsin İzmir'in Konak meydanında..
Elinde tabanca..
Sesinde bir kurtuluş muştusu var.
Çanakkale'de toprağın örtemediği,
Dedem uyanmıştır.Gün yirmi altı ağustos bin dokuzyüz yirmiiki:
Mustafa Kemal Afyon Kocatepe'de.
Al bir atın üstünde..En önde..
Parmağı kurtuluş yolunu gösterir.
"Ordular! ..İlk hedefiniz Akdenizdir.İleri! ..
O yolda, dünyanın durduramadığı
Anam, babam, bacım yürümüştür.Gün dokuz eylül bin dokuzyüz yirmi iki:
Kulağımda atların ayak sesleri..
Toz duman..
Atılır, o ayaklar altına
İzmir'in dağ çiçekleri.Ve coşkulu insanların göz bebeklerinde;
Bir bayrak indirilir çıkmamacasına.
Bir bayrak çıkarılır inmemecesine.
| 89 |
Bowling
Spor deyince futbol gelse de akla,
Oynayacağın birçok spor dalı var,
Her sporda yarıştığın zaman hakla,
Sevip başaracağın çok spor dalı var…Bizim İnsanımız alışmış hep futbola,
Tabi futbol koşarak oynanır ayakla,
Topun sihirbazı olup rakipten sakla,
Her spor kazanılır başta inanmakla…
…………………………………………………
…………………………………………………
………………………………………………….
Bowling; birey ve ekip olarak oynanır,
Ağır top yerden hızlı şekilde yuvarlanır,
Top gidip çok lobutu devirdiği zaman,
On lobuttan çoğunu deviren kazanır… 26.05.2017Eğitimci-şair-Yazar
| 69 |
Dünya
bir yokluğun içinde kaygıdır dünya
yaşamak denen suça yargıdır dünyaistemeden geldiğin isteyerek kaldığın
konak dünya
unutur birden seni hayallerine daldığın
bunak dünyaen sevilen yalandır yalan dünya
en zehirli yılandır yılan dünyasen ne dersen de boşa
döner dünya
aldanma ışığına biter bu şaşa
söner dünya
| 45 |
Sen haklısın usta!
Kesin olarak doğum günü bilinmeyen ve
15 Haziran 1879 tarihi doğum günü olarak kabul edilen
Neyzen Tevfik için bir anma…Türkü yine o türkü, sazlarda tel değişti,
Yumruk yine o yumruk, bir varsa el değişti!
Neyzen TevfikNeyzen sözünü çok önceden söylemiş,
Ama gösterişli bir kürkü olmadığından,
Burnu havada olanlar, gülüp geçmiş.
Sözlerdeki acı gerçeği anlamadan.Tepeden tırnağa delirmiş bir ülkede,
Hayat şehirler arası otobüs gibi…
göstermeyince, satın alınmış bileti
Kimse Neyzen’i durup dinlemedi.Kelimeler değişiyor, sesler değişiyor,
Gelenekçi, modern, asri, pos-modern
Hastalık değişmiyor, ilaç değişmiyor,
özür dilemenin faydası da yok Neyzen’den.
| 91 |
Yaşamama Sensin Neden
YAŞAMAMA SENSİN NEDENSen olmasaydın
ne ayın şavkı düşerdi karanlık sulara
ne de gün ışınlarıyla
yekinip yürürdü yaşamın suyu,
Sen olmasaydın
çoktan gelmişti Mehmedin ebedi uykusu...
Canım
yaşam kaynağım
kutsal maralım,
Eğer bugün ben
adım atabiliyorsam daha gelecek günlere,
Tutup saçlarını bayrak bayrak
savurabiliyorsam rüzgarda sevgilimin,
Tüm bunların ilhamı sendendir
Sana olan ateşten tutkum
sona ermez umudum
senin yüreğimde
durmadan filizlenen sevgindendir...17/9/13
KÖLN
| 65 |
Zor Bir Aksam
Zor Bir Aksam Bana Bu Gece
Uyku Girmez Oldu Gözlerime
Bakin Saat iki Olmus Gece
Zor Bir Aksam Bana Bu Gece
--
Cektigim Bunca Cile Bosmus
insan Düsünce Dostu Yokmus
Hanim Bile Sorunlu Olmus
Zor Bir Aksam Bana Bu Gece
--
Yatsam Gözüme Uyku Girmez
Bu Dertler Beni Hic Güldürmez
Süründürür Belki de öldürmez
Zor Bir Aksan Bana Bu Gece
--
Bogazimda Dügümlendi Heceler
istemem Gelsin Böyle Geceler
Derdim Bir Deyil Desem Gecerler
Zor Bir Aksam Bana Bu Gece
---
| 83 |
Hayat...
Yorgundu beden yılların acılarını yükünü taşımıştı tek başına …hayat çok yormuştu bu bedeni bu yüreği acılarla yoğurmuş daima mücadeleyle geçirmişti ömrünü…bazen yenildim dereken yeniden tutunmaya çalışmış bazende sessizce karanlıklarda kan akıtmıştı… ey hayat sen benden çocukluğumu aldın yaşamadan bense senden canlarımı aldım … sen benden gençliğimi aldın bense senden en değerli şeyi sevdayı aldım… geri alamıcan benden iki şeyim var.. biri canlarım biride sevdam sevgim yüreğimde yaşattığım ve daima yaşatacağım sonsuz sevgilerim… yorulduğum her anımda onları getiriyorum aklıma. hasta bedenim çaresizlikle kıvranırken onların sevgisiyle duruyorum ayakta …belki, sen çok şeyimi aldın geri vermedin hiç birini..kim bilir belki şans verilse silerdim keşkelerimi.. olmadı hayat sen kazanmaya devam ederken öyle bir noktada senin önüne geçiyorum ki inadına yaşamak gibi sen bile şaşıyorsun bazen … şimdi mevsim ilk bahar ama ben sevemedim hiç ben hep kış ayazını ben hep sonbaharı yaşadım ve onları sevmeyi öğrendim gazel olmuş yapraklar gibi düştüm bazen dalımdan bazen savruldum rüzgarda bazende karda çiçek açtım imkansızı başardım bazen zoru seçen karçiçeği kardelen gibi….haksızlıklılara göğüs gerdim acıyan yanımı kimselere göstermedim tutundum hayata canlarım pahasına can verdiğim sevgilerim pahasına en değerli varlıklarıma adadım ömrümü onlarla ağladım onlarla güldüm … birde birde sevdim aşkı yaşadım hiç bilmediğim ve hiç bilmeyeceğimi sandığım duygu sevgi aşk …oda acıydı oda kanattı oda bazen gidenler kervanına yol aldı yada sen git diyenlerden oldu …ama ben can verdim sevgime kanayan yüreğim olsada sevgim kanım gibi kırmızı bir güldü yüreğimde açıcaktı daima ve hiç soldurmayacaktım ben onu asla ister onlu hayat ister onsuz varlığı yetecekti yorgun yüreğime …onu da aldım çile heybeme onuda kattım acıyan yanıma onada yer verdim ….hayat..canlarım gibi canımda kanımda artık yorgun bedenim onlar için dayanacaktı senin ağrı yükünü taşıyan çile heybemde omzumda … sakıncaktım onları haksızlıklardan acıtanlardan onları kimseler üzemeycekti ben varken kimseler dokunup acıtamayacaktı onları çünkü onlar benim canımda can kanımda kandı…sakınıcaktım onları senin umutsuzluklarından aşkımı hoyratca harcatmayacaktım kimselere.. o sevgili beni harcasada ben onu gözümden bile sakınarak sevecek ve saklayacaktım ağrıyan kanayan yanımda… çünkü hayat yaşam gücüm yok artık senle kavgalarım hiç bitmedi bitmeyecekte belki …oysa sevgim beni yaşatacak kadar kuvvetli canlarım beni ayakta tutacak kadar değerli idi benim için..şimdi yine gece yine yorgun bedenim ve birazda hasta..sessizce bir köşede yine göz yaşlarım ve yine suskunluğumla baş başa bu güne kadar savunduğum tüm ilkelerimi şimdi yüreğimdeki sevgili yoluna harcadım yıktım inançlarımı sevgiye dair ne kadar güvenim varsa savurdum inandığım tüm inançlarımı rüzgara..gecenin karanlığında ama yinede sevgi en değerli duygu aşk gerçekti bende bir kez sevdim ve ötesi yoktu….. bir gün bulursam ben gibi seven sevdiği uğruna her şeye göğüs geren işte o gün sevgili seni terk ederim işte o gün senide yüreğimde kabul eden bir sevenim olursa eğer koşar giderim ona …işte koca yalan yüreğim söylediğin kendin bile inanmadığın bir koca yalan kimseler sevemez ben gibi kimseler anlayamaz sevgili seven yüreğim gibi..canlarım birde sevdam işte benim bütün dünyam …acım sürecek acılarım yıllara eklenecek ben acılarımla yaşamayı sevdim be hayat seni artık ben değil seni acımadan harcayanlar güldürecek çünkü sen bana çile vermekten bıkmadın bende senin verdiklerini heybeme atıp omzumda taşımaktan hiç bıkmadım ve bıkmayacağımda… harca bozdur bozdur şimdi kendini sana inat sevdiklerim için bende seni bozdurup harcayacağım bundan sonra var mı ötesi haydi sen söyle şimdi….Karçiçeği nazarHepimizin bireysel bir alanı vardır bilirsiniz ve o alan korunaklıdır....biz izin verdiğimiz sürece, bizim dışımızda birileri o alana girebilir.... Sadece güvendiğimiz, dostluğunu ispat etmiş, zarar vermeyeceğine inandığımız kimseler girebilir... Ancak çoğu insan, o alanı korumayı bilemediği için zarar görür, hatta kötü sonuçlarla karşı karşıya kalır... Bazılarımız bundan ders alır, tecrübe edinir... Bazıları ise yüreğini bile bile yağmaya açar...tabii, bedel ödemeyi göze alarak... İşte bir gün içimden bağırdığım, yakındığım anların birinde,o hiç bilmediğim, sesini duymadığım kişi bana şöyle yazmıştı: 'yüreğini kolayca açıveren biri, aldanmaya en müsait olandır aynı zamanda'nazardan
| 613 |
Eskiden
ESKİDEN ÇOK ESKİDEN! ! ! ! Eskiden sevgi taşardı yuvalardan bahçelere,şimdi yorgunluk ve mutsuzluk! İnsanların gözlerinde yıldızlar barınırdı.Neşe saçardı gülüşler,kahkahalar savrulurdu,şebboyları kıskandırırcasına.Sadakat vardı,sevgi vardı,huzur vardı.Şimdi hayata bezginlik ve hep şikayet.Bir kişi çalışır,bin kişiye bakardı.Bolluk ve bereket taşardı yuvalardan.Şimdi bir bereketsizlik,bir fakirlik ve sevgi açlığı.Yuvalardan gelen çocuk sesleri,çocuk acılarına ve çığlıklarına dönüştü.Yuvalarda yetimlik,öksüzlük kol gezmeye başladı! İslam dininin mükemmelliği unutulur oldu! Allah korkusu,peygamber aşkı,kuran sevgisi yaşanır olmalı yuvalarda! Sevgi öğretilmeli çocuklara! Öksüz büyümemeli hiç bir çocuk! Dinimiz güzel yaşanmalı ve yaşatılmalı! Sabır erdem olmalı! Sadakat ve sevgi ölümsüz! Bir kalbe bir sevda sığdırılmalı! Yuvalardan mutluluk ve sevinç çığlıkları taşmalı! Kadınlar ağlamamalı! Dudaklar beddua,için değil,dualar mırıldanmak için aralanmalı! Çocuk şarkıları yayılmalı bahçelere,kuşlar,ağaçlar,çiçekler,bulutlar ve gökyüzü şahit tutulmalı mutluluğa! Aşk ve sevda yaşatılmalı sonsuza dek! Mutluluk var olmalı! ....şair Hülya Kaya
| 128 |
Bir Gel Sevdiğim
Haber salmış o yar gelirim diye,
Sen gel de bahar gelsin sevdiğim.
Gönlümdeki yerin aynı mı? diye,
Üzülme,gönül tahtım senin sevdiğim..Dön sevdiğim; kuşlar görsün nasıl dönülür,
Çiçekler görsünler ruhlarda nasıl açılır,
Cennet yok iken henüz,cennet nasıl yaşanır,
Gel ki dünya görsün sevdiğim...
| 45 |
Güven
Ağladım gecelerce,
Gözyaşlarım oldu deniz…
Mutluyduk hâlimizce,
Niye ayrıldık böyle biz? ..Ayrılmanın olmaz hayrı,
Kalamam kızımdan ayrı,
Yaşayamam bundan gayrı,
Güzel kızım Ahsen’siz…Sarılmadı yaralar,
Bozuldu gitti aralar,
Kafamda cevapsız sorular,
Yürümez evlilik güvensiz…5 Aralık 2001, Burhaniye
| 37 |
SAĞLIĞINI HİÇE SAYDIĞIN YETEr...
SAĞLIĞINI HİÇE SAYDIĞIN YETER... Merhaba saygıdeğer gönül dostlarım. Dünyada bir çok insan para, döviz, altın, elmas, mal, mülk olursa yaşanır diye kendine teselli arıyor. Oysa sağlık olmadıkça varlık olmaz, varlık olmadıkça da dirlik olmaz, inanç olmadıkça da birlik olmaz. Bu duygularla yola çıkarak sağlığınızı hiçe saymayın bence diyorum. Bir çok arkadaşıma kötü alışkanlıkların esiri oldukları için uyarılarda bulunuyorum. Karşılığı olarak kimi sitem ediyor kimi haklısın diyor ama yinede pisliklerden vazgeçmiyorlar. Sadece sigara ve içki içtiğinden dolayı akciğer kanserinden kaybettiğim çok merhum arkadaş vardı. bunları gerçekten yaşarken uyarmıştım ama sözümü dinletemedim. Beni en çok üzen zararlı mikrobu, maddeyi savunmaya geçmeleridir. Son zamanlarda kalp krizinden de çok vatandaşımız ölüyor sebebi malumdur. Sizlere doktorların sunacağı bilgileri sunacak kapasite de değilim ama şiirlerime duygumu yansıtacak marifetim var. Sağlığını hiçe sayanlara yeter diyorum, çünkü insanlığın insanca yaşamasını arzu etmekteyim. Hastalara şifalar diliyorum. Hoşça kalınız.***** HİÇTE *****Şu gurbet eline gelişin belli,
Beyninde ur olmuş hayatın biter,
Olamadın asla sen tatlı dilli,
Sağlığını hiçe saydığın yeter.Yalın ayak, başın, gerdanın açık,
Depresyon, stresle şuurun kaçık,
Dişler dökülüyor dudaklar uçuk,
Sağlığını hiçe saydığın yeter.Sigara, içkide yasaktır sana,
Fakat inanmadın çok küstün bana,
Habersiz gidersin sen her bir yana,
Sağlığını hiçe saydığın yeter.Gece uyumazsın gündüz yatarsın,
Kredin tükenir borca batarsın,
Uyarı yaptıkça sirke satarsın,
Sağlığını hiçe saydığın yeter.Düzenli değildir yediğin gıda,
Zeki'de canını ediyor feda,
Kendine dikkat et er sen murada,
Sağlığını hiçe saydığın yeter.***** BİTEN HAYAT *****Zenginde, fakirde ömür tüketir,
İster taze yiyin, istersen bayat,
Vade azalırken salavat getir,
Öylede, böylede bitiyor hayat.Ekşide, turşuda gıda içinde,
Acısı, tatlısı farklı biçimde,
İtina göstersen bile seçimde,
Öylede, böylede bitiyor hayat.Kimi çekmek ister uzaklara hat,
Kimi ahşap ister kimileri kat,
Denize açılır villa türü yat,
Öylede, böylede bitiyor hayat.Pahalı kumaş çok bedeni örter,
Vücudun içinden hastalık dürter,
Amelini artır, kendini kurtar,
Öylede, böylede bitiyor hayat.Zekice düşünen çok konu yazar,
Kimi esnaf olmuş geziyor pazar,
Her canlı toprağa gününde sızar,
Öylede, böylede bitiyor hayat.***** AMELİYAT VAR ****Kemik erimesi sebebi kanser,
Doktor Savaş Güngör damadı kurtar,
Onkoloji bunu elbet benimser,
Koldan ve bilekten ameliyat var.Organ nakli oldu yine kırıldı,
Takılan platin birden ayrıldı,
Gerek kalmayınca alçı sıyrıldı,
Koldan ve bilekten ameliyat var.Ankara başkentte neler oluyor,
Hekimler hastaya çözüm buluyor,
Kötü hücreleri bir bir alıyor,
Koldan ve bilekten ameliyat var.Isparta şehrimden çıkmıştı yola,
Afyon, Polatlı'da verildi mola,
İki bin on yediye bir ay kala,
Koldan ve bilekten ameliyat var.Zeki'nin evladı oldu Süleyman,
Dilek kızım mutlu olmalı aman,
Arif oğlum ona ayırdı zaman,
Koldan ve bilekten ameliyat var.***** BİTTİ Mİ? *****Saçım ağarıyor dişler çürüdü,
Çocukluk kalmadı, gençlik gitti mi? ,
Vücuda sınırsız dertler yürüdü,
Acaba benimde pilim bitti mi? Gözlerim bulanık, kulağım sağır,
İletişim için birazcık bağır,
Bacak seke seke yürüyor ağır,
Acaba benimde pilim bitti mi? Mide hazmetmiyor, gırtlağım kurum,
Ciğerler çürüdü çok feci durum,
Gece uyanığım, uykumda yarım,
Acaba benimde pilim bitti mi? İlaçla dinmiyor ağrı ve acım,
Bakmaktan usandı anne,eş, bacım,
Aşk, meşk hayal oldu terk etti cicim,
Acaba benimde pilim bitti mi? Dünyalık hevesler henüz bitmeden,
Zekice dostları memnun etmeden,
Bir çok başarıya imza atmadan,
Acaba benimde pilim bitti mi? Ispartalı Zeki Çelik TÜRKİYE İLESAM il temsilcisi.
| 509 |
Bulutun Kaderi Rüzgar
Güneşi büyüktü kuraklığın toprağına gül dedim
Alemde kahkahalar masumca içime yayıldı
Gölgenin duvara vurmaması gecenin kaderiydiEy sevgili hatıra diye sende bir ben olsaydı
Bende ki sen ler toz toprak içinde kalmazdı
Rüzgarın zorbalığı say ki bulutunun kaderiydiMarifet gül de değil güneşi doğuran yürekteydi
Hazzına çekilen acılar bilmem sevinir mi eğlenir mi
Yüreğin gizinde beslenen sevda sevenin kaderiydi....
| 60 |
Düş bozumu
Sözün asaletidir, yalnızlığı düş yapan Yüzyıllık bağ evini bekleyen genç bir anı
tapusu kimindir bilmez; o yaşlı bahçe
böğürtlen dikeninde gecekondu bir hüzün
müşkülünde asmanın sessizlik kırıntısıGelincikler gece siyahtır; gök kuşağı aklım
ayrık otları gül imasında hemen her sabah
ya üzülürsün dalga geçmesine çalı çırpının
ya sevinirsin karıncanın ekmek kavgasına
| 52 |
Senin İçimde
Her yerde her zaman
her yaz her kış her batış çıkış.Her yakarış yokoluş
her gülüş benliğin
her ölüm kördüğüm
her düğün geldiğin. Hep üstümde sevdiğim gökyüzü sarıldığın
ve içimde gözyaşı aynada göl sandığın.
| 35 |
Deniz
Deniz mavi bir balık yazıyor,
siliyor gri bir balığı.
Deniz alev alan bir kruvazör yazıyor,
siliyor kötü yazılmış bir kruvazörü.
Şairlerden daha şair
müzisyenlerden daha müzisyen
benim yorumcumdur,
eski deniz,
geleceğin denizi,
taçyaprak taşıyıcısı
kürk taşıyıcısı.
Yerleşiyor içimin derinliğine:
yeşil bir güneş yazıyor,
siliyor eflatun bir denizi.
Yarı açık bir güneşi yazıyor deniz
kaçıp giden bin köpekbalığı üzerine.
| 59 |
Kurban Bayramı
Kan akıtmak bayram oldu
Cana kıyıp bayram dedik
İki rekat namaz kıldık
Cana kıyıp bayram dedikKurbanlıklar inek, koyun
Söylen kimler kurdu oyun
Doyun açlar haydi doyun
Cana kıyıp bayram dedikMektup yazdım zarfı pulsuz
Savunmasız hayvan dilsiz
Can havliyle düştü halsiz
Cana kıyıp bayram dedikDer Yusuf ‘um vahşet dursun
Zincir halkasını kırsın
Adam gibi bayram olsun
Cana kıyıp bayram dedikYusuf Ter 11.12.2008
Saat 17:23 İsviçre
| 66 |
Ayrilik
gidiyorum
bastirdi yine
ayrilik sancisi
gun pesimden
kovaliyor beni
dilimde bir ayrilik sarkisi
gece gunduz demeden
sana bir kelime
olsun soyleyemeden
ben gidiyorum bu ilden
gozu kor olasi ayrilik
yuz yilin sarkisi
gibi kulaklarimda
ben
gunun tozlarina karisirken
seni buralarda birakmak
yelkenimi yanliz açmak
bir sila ruzgari
beni senden alan
gidiyorum
elveda
bir daha gelmeyecegim
bu ellere.Ataturk Hava Limani mayis 2003
| 62 |
Sözlerim
Ağlarsan ağlayanın yanında olursan cennette gülersin, güleni ağlatırsan yalnızlığa itersen cehennemde feryat ederken bağırarak kıçını yırtarak sessizce feryat edersin yalnız kalırsın, ama anlayamazsın seni duyan olmaz, ne verirsen elinle oda gelir seninle. Ağlayanı güldürmek bu dünyada gülmek için değil, ahirette gülmek içindir. Yani bir taşla dört kuş yakalamaktır. Kaybolma karanlıkların koynunda, gönlünde olan sevgiden merhametten bir parça dağıt, yık parçala karanlıkları, ışıklar içinde gönüllerde huzurla yaşa. Sen sustukça damarlarında yalnızlık haksızlık zulüm akar, sessizliğe ses olmak yalnızlığa düşene dost, zulüm yapanın suratına okkalı bir tokat sözle vurmak gerek. Acılarla yanmak önemli değil, acılarla yananın halinden anlamak, yarasına merhem olmak, tatlı bir sözle teselli etmek gerek. Yoksa Yüce Allah bu acıyı kuluna boşuna vermemiştir, anlaması koşması yaraları sarması için vermiştir. Bir mızrak gibi saplanmasın yalnızlık kalbine, yalnızlıkları insan seçer, ya çok bencildir ya da çok çıkarcıdır ya da hiçbir şeyi kabullenmez elleri ile iter yok eder, kendi eliyle yalnızlığın mızrağını kalbine kendi elleriyle saplar.
Mehmet Aluç
| 156 |
Bowling
Spor deyince futbol gelse de akla,
Oynayacağın birçok spor dalı var,
Her sporda yarıştığın zaman hakla,
Sevip başaracağın çok spor dalı var…Bizim İnsanımız alışmış hep futbola,
Tabi futbol koşarak oynanır ayakla,
Topun sihirbazı olup rakipten sakla,
Her spor kazanılır başta inanmakla…
…………………………………………………
…………………………………………………
………………………………………………….
Bowling; birey ve ekip olarak oynanır,
Ağır top yerden hızlı şekilde yuvarlanır,
Top gidip çok lobutu devirdiği zaman,
On lobuttan çoğunu deviren kazanır… 26.05.2017Eğitimci-şair-Yazar
| 69 |
Gurbet Geceleri
Bekçisiyim, bu serin
Bu siyah gecelerin
Gurbetten daha derin
Bir yara yok içimde! Korku bilmez ölümden
Her gün yeniden ölen
Bir bade gibi neden
Biteyim bir içimde! Ne aşkım, ne emelim
Soluk bir karanfilim
Ben gurbette değilim
Gurbet benim içimde!
| 42 |
Dağlar Merttir
Dağlar merttir,serttir hep yerinde
Kar’ı erimez kalır onun tepesinde
Güneşte saygı duyar ondaki kar’a
İnsanı yaralar bitirir içindeki yara Her dağın bir yarası vardır kanar
Dağ da dağ gibi kalacağını sanar
İcindeki köz bir gün ateş,kor olur
Birgün dumanı bütün obayı sarar Ovalar hayrandır onda ki heybete
Hep onlar yüksekte bekler nöbete
İci kan ağlar ama söyleyemez söz
Doktor bile yazamaz ki ona recete Kimine yol verir, kiminede vermez
Ona neden böylesin ki, hic denmez
Bazen yeşillenir, acar kucağını bize
Bir kızdın mı o, orduları getirir dize
| 89 |
Rastgele Açılan Kurşunlar Nedeniyle
Mahallemde düğün var şahsım gidememiştir,
Her elde bir silah ki ateş edilecektir…Düğün ki yakınımda Tevfik Bey evleniyor,
Silahlar ateş almış şahsımızsa ürküyor…Sevmem hiçbir silahı hele eğlencelerde,
O ölüm sebebimiz bazen yüreklerde…(2012)
| 35 |
Babaannem ile Hasbıhaller - 1 -
Rahmetli babaannem çok sağlıklı bir insandı zamanında. Sekiz on yaşlarında namaza başlamış ve de ömrünün sonuna kadar; son bir iki senesi hariç beş vakit namazını kılmıştır. Dedem rahmetli, biz doğmadan çok seneler önce vefat etmiş, biz görmedik.Bizim apartman üç katlı aile apartmanı, bu sebeple zırt pırt birbirimize girer çıkarız. Babannem de sıra ile birer ay üç oğlunda kalır. Bir ay biz de, bir ay küçük amcam da, bir ay büyük amcamlarda...Arada anlatır durur bize eskileri, eski günleri; bazen hafif gözleri nemlenir, bazen iç çeker inceden. Kendi düğününü anlatmış bize, çocuklarına torunlarına zamanında. Küçük amcam da, ben de kafaya not etmişiz, düğünün nasıl yapıldığını, neler olduğunu, nasıl olayların geliştiğini...Mezeretlik, zibidilik amcamda da var bende de var biraz. Daha önce konuştuk küçük amcamla, babaanneyi kafalayacağız bu gece...Neyse uzatmayalım amcam bize geldi,kaş göz işaretlerinden sonra, ben sazı aldım elime, başladım konuşmaya.''Yav babaanne, senin düğünün ne kadar güzeldi, ya dillere destan bir düğündü.''gözleri parladı birden, ''he he'' dedi, sonra biraz kendisi anlatır oldu, daha sonra küçük amcam girdi lafa...''Seni ata bindirdiler ya anne, hepimiz oradaydık, Cevdet ağa, Cemal ağa(babamla büyük amcam)ben torunlar,Ahmet, Mahmut, Murat, Dilek, Adnan, amcam hızını alamadı pasa sayıyor. Babaannede jeton düşmedi henüz, kafa sallayıp duruyor. ''He ula he''dedi...
''Ben dodopal idim ata bindirdiler, silah milah da attılarıdı'' tekrar ben girdim lafa''Horon filan oynadık ya babanne senin düğününde,Adnan ağa akordeon çaldı''yine devamla''Senin begin Mahmut ağa oğlanlarla, torunlarla sancı ilacı(Rakı) içtiydi...Babannede yine jeton düşmedi, öbür taraftanda annem ile babam ve diğer amca çocukları renk vermeye başlayınca biraz, rahmetli işletildiğini anlar gibi oldu. ''Siz nerdeydiniz ula o zaman benim düğünümde, daha doğmamıştınız zibidiler''dedi...Tabi biz makaraları koyverdik sülalecek. Allah rahmet eylesin babanneme yad ettik...Dodopal:Gelin
| 275 |
Bekliyor
Bekliyor Hem yol vermiş hemde selam
Özlem dolu dostla gelem
Hem ağlayıp hemde gülem
Dost dediyim dost bekliyorUmmanlar var yolumuzda
Sevgi denen ruhumuzda
Umud denen solumuzda
Dost dediyim dost bekliyorDost selamın aldık dostum
Dost Şerefi bulduk dostum
Güneş gibi doğduk dostum
Dost dediyim dost bekliyorDost Şeref
28.03.2010
| 48 |
Aşkın Deryası Sabırla Dolu Sırdır
Aşkın deryası sabırla dolu sırdır
Sabır eden varınca kapısı açılır
Aşk açılır gönüle gülümsemesi serpilir
Aşk ile seven sabırla cennet bahçesine varır
Bu âlemde olmazsa ahrette kavuşur
Aşk işte böyledir sabır eden kul bahçesinde buluşur
Gelecek olan cennet güzelini bekler kavuşurSabırla aşk olmazsa varılmaz hiçbir sırra
Yusuf sabırla sultan olmadı mı mısıra
Sabırsız kul ermez varamaz huzura
Yola devam edemez düşer her bir çukura
Aşk işte böyledir sabır eden kul bahçesinde buluşur
Gelecek olan cennet güzelini bekler kavuşurÂşık Gülveren’im ben aşk kapımı her gün çala vura
Aşk ile beni seven cennet güzeli halimi her gün sora
Aşk ile olunca gönül düşse de yakmaz ki ateşten kora
Aşk bir nurdur her kula nasip olmaz varamaz ki bu nura
Aşk işte böyledir sabır eden kul bahçesinde buluşur
Gelecek olan cennet güzelini bekler kavuşur
| 136 |
Geçmişe özlem
Dün geçmiş tarihimin sayfalarına şöyle göz attım
Okudukça üzüldüm şuan ki halimiz üzdü derinden
Kafilelerle geçiyordum sayfalar arasından Tuna’dan
Yaşamak istiyordum ihtişamlı günlerimizi yeniden
Geçtim dün eski Meriç nehri üzerindeki köprüden Ecdat ayrılalı o topraklara kanlı gözyaşları dolmuş
O güzelim camim, han, hamamım yerle bir olmuş
Son demde bu mevsim gibi benzim de kül olmuş
Düşman yeniden Plevne’yi dört yandan kuşatmış
Gazi Osman paşa geçiyordu, gözümün önündenHalil ÇOLAK 27.02.2010
ANKARA
| 72 |
Arkadaşım
Yıllar önce coşkuyla çıktığımyolda,
Hiç bitöez mi bu çile bilemiyorum.
Her köşebaşında bir garip durur,
Gün batımı sessizlikler içerisinde.
Bunca sızı,acı neyin nesi ki,
Düşen her yaprakta ayrılık bir esinti,
Her aşkın sonunda elem tasa bana mı,
her poyraz esintisinde.
Düşen kar mıdır saçında aklar,
Ellerin tutmaz olmuş,ayazdan korkar,
Gözlerinden yaşlar sel olur coşar,
Her bahar esintisi savrulduğunda.
| 59 |
Sevgiliye Mektuplar SEN BABAMDıN, TANRISIZ ODALAR KORUNAĞIM
B en ölüm hikâyeleri okurdum
A ttığın bana doğru adımlarda
B en ölürdüm, sen ki;
A cırdın ağları bozulan örümceklere.........Suyu delerdi küfürlerin, iki adım ötede mevsimsel renkleri yaşamlarına serperdi insanlar, dört mevsim kara kıştı iklimimiz tipiler serpilirken üzerine... Aman vermiyordu güneş, bildik tek yıldız olmuyordu gecelerde, her cisim yabancı, her insan taciz kardı sence... Gözlerimi hayata açtığım günden bugüne yarattığın, yaşattığın şiddetin alfabesinden ansiklopediler yazacak yetkinliğe eriştim onulmaz katkılarınla (baba!) ............Eğreti yaşamından yansıyan serçelerin ürkekliği, kırılgan çocukluğun mahcup ve utangaç gözyaşlarıydı ama yasal olmayan tüm yollardan onurumla reddederken dünyaya gözlerini açan her bebeğin babası olmak istemem saplantısından kurtulamıyorum... Doğan her çocuğun potansiyel şiddet mağduru olma düşüncesi ne acı... Sayende her çocuğa acımak ne güzel (baba) değil mi? Senden değil bisiklet basit bir futbol topu isteme cesaretim bile olmadı, olamazdı da zaten ayağının altında top gibi oynar, anneme sabah akşam küfrederdin beni doğurduğu için... Oysa doğduğum evin yakınından bile leylekler geçmez g e ç e m e z d i, küfürlerin, bağırtından tüm mahalle bıkmış, senden sinmişlerdi... Rüyalarımı süslerdi bisiklet, benim dışımda hemen tüm çocuklar pedal çevirirken sen saçlarımdan başımı çevirirdin, pedal çeviren çocuklar düşse de en fazla dizleri kanar, benim ise başımdan kanlar akardı duvara vura vura... Bisikletim olsa sanki Devrim yapacak gibiydim, şimdi yılda bir devrim yapan oğlum var, ne acı hiç göremedin (baba!) ............Vakur bir çocukluk sergilemek ister katkılarınla beceremezken komşu bahçelerden erik, hindi inciri çalarken bir keresinde yakalayan ev sahibi tokat atmış, aklıma sen gelmiştin, bu tokat öyle evcil ve yumuşaktı ki... Bisiklet ve futbol toplu bütün çocuklar sayende gizli rakiplerimdi ve maçlarında beni takımlarına almazlar o anda seni anar, kulaklarını çınlatırdım... Tanrısal sorunlarımın nedeni olmuştun bir kez namaz kılmaz, bir kez oruç tutmazken beni her Cuma camiye, yaz tatillerinde camideki kuran kursuna zorunlu tutardın ama bir kez bile gitmedim gider gibi yapmışlığımda hep kaçtım ve senin aran iyi diye çocuk aklımla geceleri Tanrıyla gizlice söyleşir ve kavga ederdim... Yıllar sonra tüm dinleri reddetmiştim çünkü bir yerlerde savaşlar oluyor çocuk ve kadınlar ölüyordu, bir yerlerde çocuklar açlıktan ve hastalıklardan ölüyordu, bir yerlerde insanlar din-iman pazarlayarak yalılarda oturuyor ve birileri bunları görmüyor muydu? .........Tarif edilmez acı çekmiş sabaha kadar ağlamış, sabah sen gidince öldürüp çöpe attığın minicik fare yavrusuna sembolik mezar yapmıştım bahçenin görünmez bir köşesinde... Kimse görmeden her gün gözyaşı dökerdim gizlice minik mezarın yanında ve bahçenin her tarafına hayali kale yapmış korunağım olmuştu kalelerim, düşlerimi burada kurar ama seni görür görmez kale ve düşlerim yıkılır gül solar, serçeler kaçar, güneş batmadan önceki saatlerde gölgeler bile anında yok olurdu... Her çocuk geleceğe dair hayalindeki mesleği söyler kenarından tutardı sanki umutlarının, oysa ben çocuk yetilerimi dahi yitirmeye başlamıştım umutlarımın kör kuyusunda... Her koşulda destek olan annem sayesinde okulda mahallede, her yerde azda olsa dik durabiliyordum ve onun kazandırdığı alt yapım sayesinde Uluslar arası İlişkiler bölümünden birincilikle mezun oldum............Annem öldüğünde hıçkırıklarım azgın nehir gibi çağlıyordu, definden sonra evde de ağlamaya devam ediyorum diye tekme ve yumrukların olmayan gemileri yakmamı sağladı...
Öyle utanmaz
Öyle şerefsiz ve acımasızdın... Hastalığı nedeniyle otuz altı kiloya düşen yine de soframızdaki aşımızı suyumuzu eksik etmeyen ayakta dahi durmakta zorlanan o melek kadına, o anneme yağmurlu bir gecede defalarca, hayvanca, canını yaka yaka, bağırtarak tecavüz ederek ağlatmıştın ya yan odada ablamla sarılıp annemizin gözyaşına yoldaşlık, yarenlik ediyorduk titreyerek, korkarak... Sabah utanmadan kahvaltıya oturduğunda geceden ablamı yitirmiştin, uğurlar ola şimdi öyle huzurlu, öyle hüzünlü, öyle de iyi anne ki uzaklarda da olsa hemen her gün ses-leşiyoruz... .........Paradokslarım inançsızlığımdan değil ama öylede olsa davranışlarım değişmeyecekti ve senin birinci derece akrabalarını bile sınırlarımdan, iç ülkemden def ettim... Hadi beni boş ver ablama anneme bir kez bile sahip çıkmadılar ve şimdi öyle sefil, çaresiz ve derbeder oldular ki sanki gizli bir güç tepelerine balyoz gibi indi, inmeye de devam ediyor... Sadece izliyorum, üzülmüyorum yaşantımda seyirci kaldığım tek olay da bu biliyor musun? Etme bulma dünyası diyesim gelmiyor da ilahi güç desem uzaktaki yakınım (kardeşiyim artık) tebessüm eder mi? ...Ah bir uyanabilsen, ah bir görebilsen Pazar günü çevrendeki mezarlarda birileri babalarına ağlayacak ama sana ağlayan kimse olmayacak (baba!) ... Rahat uyuyor musun bilmiyorum ama seni rahatlatacaksa dinle; toprağa verileceğin gün ‘oğlu gelmez, öldürsen de gelmez diye konuşuyorlardı... Geldim... Uzaktan izledim... Ağladım... Çok ağladım... Annem kadar ağladım... Babam kere ağladım... ‘Hoşça kal baba dedim sadece kendim duyacağım şekilde... Rahat mısın? Sana ağladım aslında kendime ağlarken... Ve senden kaçarken sığındığım bütün Tanrısız odalarımı o gün orada yıktım... Hoşça kal (baba!) ...B ana masal oku baba
A ğaçlarla konuşma, sus
B en rüyalarımı yaktım
A ğaçlara masal oku baba!
| 742 |
Gurbet 2
GURBETGURBETEşikten sonramıdır,
kapılar ardındamı?
Fersah fersah uzakta,
yabanellerindemi.?
Devleşen özlemdemi,
yoksa kavuşmada mı?
Nerede biter sıla,
gurbet neden sonradır? Oysa mavi hep mavi,
yeşilse aynı yeşil.
Öyleyse nedir gurbet,
Yada; sıla hasreti?
Nerede biter sıla
Gurbet neden sonradır? BİRGÜL KIZILKAYA 2010
| 43 |
Minik Dünya'da
O akşam Minik'in canı çok sıkılıyordu.Yatağına uzanıp pencereden dışarıyı seyrederken düşünmeye başladı.Acaba başka gezegenlerdeki yaşıtları neler yapıyordu? Onların da canları sıkılıyor muydu? Bu soru günlerdir kafasını meşgul ediyordu.Bir ara gökyüzüne baktı.Çok uzakta 'Dünya' adlı masmavi bir gezegen vardı.Bu gezegeni seyretmek onu mutlu ediyordu.Rengi de diğer gezegenlere hiç benzemiyordu.
'Benim gezegenim kırmızı.Acaba o niçin mavi? ' diye düşündü.İyice meraklanmıştı.Bu bulmacayı çözmek istiyordu.
Ve bu gezegen hakkında araştırma yapmaya başladı.Araştırma sonrasında, bu gezegende yaşam olduğunu, orada da su, toprak ve hava olduğunu arıca bu gezegenin adı da 'Dünya' olduğunu bulmuştu.Artık Dünya'ya gitmek orayı daha yakından görmek orada arkadaşlıklar edinmek istiyordu.Bir gün eline bir fırsat geçmişti.Artık istediği gezegene gidebilirdi.Çünkü, ona özel bir araç yapılmıştı.Artık Dünya 'ya gidebilirdi.Çok mutluydu.Hemen aracına binip Dünya 'ya doğru yol almaya başladı.Uzun yolculuktan sonra Dünya 'ya varmıştı.Ailesiyle birlikte çok mutlu bir hayat kurmuşlardı.Minik orada arkadaşlıklar kurdu.Sonsuza kadar Dünya 'da mutlu mutlu yaşadılar.
Minik birden bir ses duydu 'Minik yavrum kalkarmısın okula geç kalacaksın' bu ses ona hiçte yabancı gelmiyordu.Gözlerini açtığında karşısında annesini gördü.Bunların birer rüya olduğunu anlamıştı.Rüya bile olsa çok mutluydu.Ve bu rüyasını sonsuza dek unutmayacaktı.
| 179 |
Konuştu duvar
Her gün gelip geçerdim de önünden
Selamıma selam vermezdin
Dünya alem bilirdi de dilini
Bir kelamıma kelam vermedinBilirdim buzdandı yüreğin
Soğuk gölde donmuştu küreğin
Dünya alem bilirdi de gözlerinin rengini
Bakışlarıma bir bakış vermedinHep merak etmiştim bu sessizliği
Kendimde aramıştım sebeplerini
Öğrendim ki bir sebep ben değilim
Sebeplerime sebeb vermedinHer önünden geçişimde derdim, günaydın!
Kaybolur giderdi boşlukta kelamım
Ne sesin vardı nede selamın
Sesime sesini vermedinSeni tanımaya adadım kendimi
Senin bundan haberin yoktu, belli
Uzaktan seyrettim gizemli halini
Gizemime gizemini vermedinGizlice yüreğine girdim, haberin olmadan
Ruhunda gezindim sabah olmadan
Eremediklerime erdim gün doğmadan
Sırrıma sırrını vermedinYüreğin buzluydu bedenin, etten duvar
Ne korkun nede eyvallahın var
Sesin yoktu sadece görüntün var
Yankılanan sesime cevap vermedin
Günaydın, nasılsın canım
“günaydın iyiyim, hoş geldin”
aaa! ! Bak konuştu duvar
hayır duvar değil karşında insan var
oldu canım hayırlı sabahlar
hala inanamıyorum
valla konuştu duvar....
| 143 |