siir
stringlengths
171
74.5k
siir_uzunlugu
int64
31
9.7k
B A Y R A M O L s a Toz pembe dünyayı herkes arzular, Birbirini sarar ana kuzular, Üzücü haberle yürek sızılar, Hayat bayram olsa acı yaşanmaz.Orta doğu bile kan gölü sanki, İşkence, katliam arttı inan ki, Çözüm sürecine uyulur belki, Hayat bayram olsa acı yaşanmaz.Kin, nefret, öfkeyle dolduruyorlar, Açan çiçekleri sol duruyorlar, Kardeşi kardeşe vurduruyorlar, Hayat bayram olsa acı yaşanmaz.Barış güvercini uçsa da gelse, Zalim yumuşasa canlıyı sevse, Zaman hızlanması yerinde kalsa, Hayat bayram olsa acı yaşanmaz.Atayı üzenler beddua alır, İşleri bozulur şaşırır kalır, Zekice düşünen gerçeği bilir, Hayat bayram olsa acı yaşanmaz.4-10-2014
95
Ayrılık çiçekleri Canım ülkem! Her yani ne güzeldir Her şeyi paha her şeyi özeldir Biliyorum göze geldi Açtı ayrılık çiçekleri Baharı bir başka güzeldir Yağmuru yaşı özeldir Pınarları coşkulu serindir Açtı ayrılık çiçekleri Her rengi hayattır Armonisi ile berattır Ebrulisi Türkiye’min candır Açtı ayrılık çiçekleri Kıyılarında kırmızı gelincik Orta yerinde beyaz papatya Güneyde yeşil-sarı telcik Açtı ayrılık çiçekleri İstemem bitsin bu sevda 28.9.2010 İST
64
Yürüyorum Yürüyorum... Bir akdeniz akşamı Nisan yağmurun da Kırık dökük hayallerim İçimde küçük bir umut olsa da Yürüyorum... Bir dağın yamacında üstümde kara kara bulutlar yalnızlık,hüzün,hayaller hepsi de yan yana olsa da 8 Nisan 2017
35
Kurumuş Düş Kanatları Pazar günleri içinizin sıkılması ne kötü, ne kötü sararmış perdeler, gizli aşk, televizyon taksitleri. Hem kocanız bile anlıyormuş artık sizi... Benimse uzun süren ergenliğim henüz bitmedi... oysa çoktan yitirmişim kadınlık nüansını kauçuk yastıklarla sevişmekten...Ve yıllardır o uzun öğle sonları annemin çamaşırdan kurumuş ellerine dokununca ellerim, parçalanmış hayatımızı aydınlatırdı hüznümüz...Pazar günleri içinizin sıkılması ne kötü, ne kötü sürmenaj, yağlı saçlar, takıntılar. Hem artık kocanız bile anlıyormuş sizi benimse uzun süren ergenliğim birtürlü bitmedi...Ruhumda kanadı kırık bir kartal, kurumuş düş kanatlarıOysa geç kaldım, yoruldum, karıştırdım birbirine yalnızlıklarla, kadınlarıArtık bir başka iklimde üşüyorum
93
Asır Hasta İns Hasta Etti durum tebeyyün; asır hasta ins hasta! Sanman illet münferit; külli insi cins hasta! İşin daha vahimi; lakayt buna hekimler! Millet manen ölürken, yok endişe havasta! Abdullah Toroslu 14.05.2013-İzmir
33
Uzaylı Yalanlamak İçin Başka Yollar Uydurun 5 Alın teri dökmeden icatlar yaparsınız, Zaman yolculuğunu bugün başarmışsınız…Bu 21 Aralık lafı deneyin sonucudur, Uzaylıdan alınmış zaman yolculuğudur…Çok erken kapılmıştır, sezyum gazı misali, Atom parçacıkları aşmıştır kul emsali…(2001)
35
Din Tacirleri Ne kul, ne komşu hakkı bilmezler Arayıp sormazsan, halin sormazlar Kendinden olmayana selam vermezler Hizmete koşarlar(!) din tacirleri.Mahalledeki açı, toku bilmezler Evinde ekmeği yoku bilmezler Balığı tanırlar, foku bilmezler Bilgelik taslarlar din tacirleri.Marka takılırlar, pazar gezmezler Bir giydiklerini daha giymezler Evden çıktılar mı kolay girmezler Sohbete koşarlar din tacirleri.Fakir fukarayla işleri yoktur Açlık bilmezler, karınları toktur Fitre, zekat sorsan ihtiyaç çoktur Cennete koşarlar din tacirleriÇoluğu, çocuğu sokağa salıp, Ukbaya giderler, dünyada kalıp, Hizmet eder bunlar, sohbete dalıp, Cenneti umarlar din tacirleri.Yalana, hileye kılıf bulurlar Hadis uydururlar, delil bulurlar Kendinden gayrıyı zelil bulurlar Cennet ehlidirler din tacirleri 25.05.2014 Bilecik
100
Sağ olsaydın Keşke Baba Sağ olsaydın keşke baba, Dursaydın hep başımızda. Göğüs gererdik birlikte, Sıkıntıya,zorluklara.Sağ olsaydın keşke baba, Otursaydın soframızda. Yediğimiz şu lokmalar, Dizilmezdi boğazlara.Sağ olsaydın keşke baba, Dertleşirdik ara sıra, Yüreklendirirdin bizi, Kararsızlık anlarında.Sağ olsaydın keşke baba, Daraldığım zor anlarda, Hızır gibi sen her zaman, Yetişirdin hep imdada.Sağ olsaydın keşke baba, Sevinçli anlarımızda, Ortak olup sevincimize, Gurur duyardın bizimle.Sağ olsaydın keşke baba, Bayramlarda,seyranlarda, Elini öperek sana, Sarılırdık doya doya.Sağ olsaydın keşke baba, Kalmazdık yalnız başımıza. Kavuşmak için huzura, Sığınırdık limanına.Sağ olsaydın keşke baba, Eleştirsen de,kızsan da, Rehber olurdun sen bize, Yaptığın tavsiyelerle.Sağ olsaydın keşke baba, Otursaydın yanımızda, Farkında olmadan seni, Kırdıysak bizi bağışla.
104
E peki kim Barış demişsiniz barış demişiz dargın kalma barış demişizoturmuş kalkmış barış demişiz ee peki kim kimler savaşı isteyenler çocukluğunda doyamamış savaş oyunlarına arka bahçede esir aldıklarına bir türlü öfkesi kinine hıncına yenildiği hasta kafasıyla kim bu savaşları isteyen yangına körükle gidipateşine maşa arayan korkak sen sen ayağa kalk bunca kanın hesabını vergök mavi demişiz deniz mavi güneş doğdu bak gün batışı ne güzelhak demişiz hukuk demişiz hak Allahın adıdır cenabı hak haksızlığa arsızlığa dayanmaz korur mağdurugün gelir koparttırır yılanın başınıbak işte yılan yakışmadı bu şiire adam olana yalanın yakışmadığı gibiyalan da yakışmıyor bize hangi yüzle bakacağız yaradana ne oldu verdiğimiz söze ruhlar alamindeykenbir kere doğru bir yola girmişiz tüfeklerden çiçek toplardan renkli parlak bilyeler üretmişiz çocuklarahakkıdır hakka tapan bize emreden yüce Allahın izniylehakka tapmışız barış demiş barış oturup barış kalkmışıze peki kim kimler bu kirli savaşların esiri öyle bir çorap örer ki başınıza barışın piriçıkar biri Atatürk gibi14/Kasım/2011/Pazartesi/Bodrum
150
Kalpsiz Yaşamak Bebekler bile doğarken ağlar ama içten ağlarlar Anneleri babaları ile kurulur yaşama ilk bağlar İlk eğitimler iyi veya kötü insan olmasını sağlar Deniz mavi orman yeşil insanca insan olmalı nesilKaranlıkta yalan ile yaşamaksa ölümdür sana baz Yalan ve dolandan bir toplum almağa başlarsa haz Kanunları istediğin kadar iyisinden yaz gelmez yaz Deniz mavi orman yeşil yürekli insan olmalı nesilKanunları el yapar bazıları tapar diğeri ise sapar Dil istediğini söyler gözler bakar zaman daima akar Sende bende yok ise yürek çekmeyelim boşuna kürek Deniz mavi orman yeşil duyarlı insan olmalı bu nesilYaşarken ölmek bu demektir toplumu ikiye bölmek İyilikleri kalbinden silme kişisel çıkarı iyi dost bilme İyilik ve adaletten acı da olsa şaşma aksın tatlı diline Deniz mavi orman yeşil çok eğitimli olmalı bu nesilKanlar akmaz ise asil temiz sonra kirlenir mavi deniz Karanlıktan beslenirde perişan olursa insan olan nesil Asil ve adaletli yaşama vermez olur gelecekteki nesil Deniz mavi orman yeşil yalansız dürüst olmalı bu nesilBireysel çıkar en iyi toplumları bile acımasızca yıkar Birisi yer birisi bakar mevkilere biri iner diğeri çıkar Duyarlı olmalısın yoksa senin ocağını yıkar bu çıkar Deniz mavi orman yeşil yalansız adaletli olmalı bu nesilSelim Temiz; 07/12/1960 Mersin doğumluyum; Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde şef memur olarak görev yapıyorum; 27 yıldır şiir yazarım bu şiirimi yürekten adaletli yaşamaya çalışan insanlarımıza armağan ediyorum.
218
Geç Gelen Duygular Tutuşsak el-ele bir yaz sabahı Çıksak Şardağı'nın yücelerine Kovsak saatleri, dakikaları Baksak Elbistan'ın gecelerine.Donsa şekillerin, renklerin izi Zaman bir noktada unutsa bizi Çiçek sular gibi saf sevgimizi Döksek türkülerin hecelerine.Göklere çekilse göz uykuları Dolunay uzanıp öpse suları Her yağmur öncesi dost duyguları Eksek cümle gönül bahçelerine.
49
Doğa Doğa, şarkısını söylemeye başladı Yeşillere büründü ormanlar Mavi elbisesini giydi sevgili denizDoğa, ilahisini dilllendirmeye başladı Çeşit çeşit türde hayvan Renkli renkli yerde bitkiDoğa, kavuşmak için açtı bağrını Sevdiğini barındırdı yüzyıllarca Sevmediğini ezdi geçti bir çırpıdaDoğa, verilen gucleri sahiplendi Kabul edeni yaşattı sorunsuzca Resti çekenin, bakmadı gözyaşınaDoğa, sevda yüklü analar gibiydi. Yeri geldi, merhametini gösterdi Yeri geldi, kırdı, yıktı, geçirdi.Doğa, İlah'ın kurduğu eşsiz mekan Milyonlarca yıldır devam eden hazine Kim yaşadı, kim yaşıyor, kim yaşayacak?
75
Bayram Olur Yar sevdası can özüme Aksa bana bayram olur Yüzünü dönüp yüzüme Baksa bana bayram olurKüstürdüm gonca gülümü Gelip de sormaz halimi Usulca tutup elimi Sıksa bana bayram olurSürmeler çekmiş gözüne Sanki ay doğmuş yüzüne Siyah saçların omzuna Yıksa bana bayram olurServi boylar ince beller Görüp kıskanmasın eller Saçlarına gonca güller Taksa bana bayram olurGöllerde yüzer sunalar Neler doğurmuş analar Ak ellere al kınalar Yaksa bana bayram olurİbrahim’im bak halime Kuş konmaz oldu dalıma Ayda yılda bir yoluma Çıksa bana bayram olur
83
01 Beynimdir Hıçkıran Ben Değilim ki Beynimdir Hıçkıran Ben Değilim ki 1/: Gündüzü büzülüyor o ilk gecemin Al sayfalar duruluyor üstüme Rüyam çalıyor uykularımı Ruhum hıçkırıyor ağlıyor dudaklarım Küf yağıyor hüznün ekseriyetine Bölünüyor aynası yekpare ızdırabın Kandan ter ağlıyor nisancıl saçlarım Ellerim hıçkırıyor ağlıyor avuçlarım 2/: Ayrılık gülüyor yarım ağzıyla Yıl sallıyor ardımdan kudurgan ömür Fışkırıyor hışımla yitik düğünlerim Kollarım hıçkırıyor ağlıyor bileklerim Dünümü kaplıyor titrek endişe Gölgeler acıkmış yutuyor canı Bel bağlar tuzaklara kurtuluşu beklerim Beynim hıçkırıyor ağrıyor göz bebeklerim ***
82
Aşk için El koynunda durma öyle Aşk Yakına gel.Acıları deşme böyle Aşk Elimden tut.Ahlarımı alma ne olur Aşk Yolundan dönYüreğime kürek kürek Aşk Külünü serpCan yareme basma tuzu Aşk İnsafa gelArkalarda soluklanma Aşk Yanımda kal.Nerdeysen aşk Oyalanma Postunu ser.
39
İstanbul Yanlızlıkları... En kara deniz yalnızlıklarını yaşıyorum bu gece! Kulağımda ağaçların en kızgın uğultuları. Kaybolan ufuk çizgisinin haykırışı hala kulaklarımda. Kamçılanan sandalların yerlerinde durmak, İştemeyişleri ayrı bir kaygı içimde... En heybetli deniz yalnızlıklarını yaşıyorum bu gece! Doğa çıldırmış gibi kıskıvrak, Deniz kumları, teker teker boğazıma sarılıyorlar. Nereye baksam bulanık! İhtişamıyla deniz yüzüme çarpıyor, Kan köpüklü beyaz dalgalarılıyla...En kaybolmuş deniz yalnızlıklarını yaşıyorum bu gece! Belki sen geldin aklıma, Belki de doğanın hırçınlığı hatırlattı ayrılığı. Ama herşeye rağmen bir deniz feneri, Durup durup çalışmakta... Yıldızlar senin yokluğundan habersiz, Ve ayrılığı tatmamış kadar güzel ve sakin... Ve sen; Bana Istanbul yalnızlıklarını yaşatan sen! Bu menfaatler dünyasında sevginle, Beni baştan... Beni baştan yaratan sen...
110
Başarının Sırları. BAŞARININ SIRLARI Akıl, gönül antenin öğretmene ayarla Başarı sağlamanın olmazsa olmazları. Bir araya gelmeli söylenen şu unsurlar Başarı sağlamanın olmazsa olmazları. Annemizin ketesi, babamızın kesesi Öğretmenin nefesi, öğrencinin hevesi. Bir itici güç yoksa tersine su akar mı? Çizen mimarda olsa hiç çizene bakar mı? Bir cetvel ki eğriyse doğru çizgi çıkar mı? Başarı sağlamanın olmazsa olmazları. Annemizin ketesi, babamızın kesesi Öğretmenin nefesi, öğrencinin hevesi… Bâtılları bırakıp Hak yola gelmeliyiz Nereden, niçin geldik; biz onu bilmeliyiz? İyi bir eğitimle fert fert düzelmeliyiz Başarı sağlamanın olmazsa olmazları. Annemizin ketesi, babamızın kesesi Öğretmenin nefesi, öğrencinin hevesi… Rastgele atılan ok hedefini bulur mu? Ecel gelmemiş ise hiç bir canlı ölür mü? Düşün çürük iplikten sağlam kumaş olur mu? Başarı sağlamanın olmazsa olmazları. Annemizin ketesi, babamızın kesesi Öğretmenin nefesi, öğrencinin hevesi… Doğru yol ortadayken yanlış yola gidilmez Kendinden emin olan gütmek varken güdülmez İlgi, merak yok ise ilim elde edilmez Başarı sağlamanın olmazsa olmazları. Annemizin ketesi, babamızın kesesi Öğretmenin nefesi, öğrencinin hevesi… Âlim olmadan kişi cehâleti yırtar mı? Okuma yok, yazma yok; ilim, bilgi artar mı? Bozuk ise bir kantar o hiç doğru tartar mı? Başarı sağlamanın olmazsa olmazları… "Annemizin ketesi, babamızın kesesi Öğretmenin nefesi, öğrencinin hevesi…"(*) Hanifi KARA (*) Abdullah SARAÇOĞLU Eski Kayseri Müftüsü
202
Anne Onu şiirlerle anlatmak zormuş Anne, gönüllerde sönmeyen güneş. Varlığı yürekte harlanan kormuş Anne, gönüllerde sönmeyen güneş! Bizleri dünyaya getiren anne Kendisi yemeyip yediren anne Hayatı paylaşıp sevdiren anne Anne, gönüllerde sönmeyen güneş! Üstümüzde şahince kanat geren Hızır gibi imdadımıza eren Bize karşılıksız ömrünü veren Anne, gönüllerde sönmeyen güneş! Anne! Ne kutsaldır elbette bu söz Önümüzde yıldız olur iki göz Onadır sevgiler kalbimizde köz Anne, gönüllerde sönmeyen güneş! Yokluğu, kalbimde feryadı bülbülün Bahçede hep eğik boynu sümbülün Ev önünde yaprakları solmuş gülün Anne, gönüllerde sönmeyen güneş! Öldüğünde, birden karardı dünyam Akşam sabah onun içindir duam Geceleri onsuz geçmiyor rüyam Anne, gönüllerde sönmeyen güneş!
103
Düğün(Yiğenim Uğur Enç'e itafen) Ana, baba, kardeş El ele. Yürekler bir başka çarpar, Bu günde. Kız evi, oğlan evi, Hiç fark etmez. Tatlı bir telaştır, Koşuşturma hiç bitmez. Yemekler yapılır, Takılar takılır, Halaylar çekilir. Bir sevgi selidir asıl olan, Her şey gelin damat, Mutlu olsun diye. Dilekler sunulur Düğün kutlu olsun diye. Ana babaların muradıdır, Çocuklarının, mürüvvetini görmek. Baldan tatlı, torunlarını sevmek. Davulcu aşk ile çalar, Zurnacı türlü nameler salar, Bahşişler verilir, Üç beş gün önceden Çeyiz serilir, Akşamdan kınaya gidilir. Gelin alayı düşer yola, Kız anası ağlar, Gelin hem ağlar hem de oynar ya. Düğün kutlu olsun, Yeni çiftler mutlu olsun... 1.ŞUBAT.2008.İSTANBUL
103
Ayrılık Değil mi Sevdanın rengi uçmuş gözlerin terazisinde Beni sana kul köle eden ayrılık değil mi? Kandıkça şaşkın gözlerim yalancı çehrelere Başlayan şu sevdanın sonu ayrılık değil mi? Kavuşunca sakın biter sanma ayrılık Vuslatlar bile hasretten ayrılık değil mi? Gözümdeki gözyaşına yazılmasın ayrılık Gözümden taşan damlaların sonu ayrılık değil mi? Ayrılık insanın kaderinde var Şu dünya bile insana gurbet değil mi? Seven yoktur bilirim, ama ölümde var Ayrılık sanılsa da ölüm vuslat değil mi?
74
Öylesine10 Anarşist yanlarından tutarak, ince belli düşlerimin, peşinden koştuğum onca yarını düne serdim şimdi. Düş kırığı işporta düşünceler bize dair bende biriken, olağandışı birşey istemişimde nasıl olmaz diye kenetlendiğim, sıkı sıkıya bağlandığım paranoyalarımdan, bölük börçük sızıntılar halinde mazgal aralığı boşluklara imgeleniyor sevdalar ve sen akıp gidersin sonu denize varan yollardan...
50
Vatan vatan vatan dediniz. vatanı satıpta yediniz. vatanı çiftliğiniz gibi gördünüz. böyle vatan sevgisi olurmu beyler. peşkeş çektiğiniz alın teridir. hepside halkımızın öz yeridir. fabrikalar tarlalar bizim eserimizdi böyle vatan sevgisi olurmu dustlar.köylümüzdür, işçimizdir toprağı işleyen. güneşin altından kuru ekmeği dişleyen. emperyelist uşağıdır halkımızı nişleyen. böyle halk sevgisi olurmu dostlar.mis gibi havayı içimize çekemez olduk. tarlamızı bahçemizi ekemez olduk. bir taşımızı yerinden sökemez olduk. mis gibi havayı çekemez olduk. böyle topraqk sevgisi olurmu beyler.yer altından medenlerimiz çoktur. bu hazinelerimizizn sahibi yoktur. hasta olmuşuz bakmıyor doktor.. böyle hasta sevgisi olurmu beyler. imam sürensoy
92
Dost Diye Diye Ben gönlümü kul eyledim ehli irfana Kamil insana Dost elinden çekmem eli gitmem yabana Durdum divana Dost diye diyeDüştüm mürşit kemendine sardım özümü Verdim özümü Mürşit bana ayna oldu gördüm özümü Serdim özümü Dost diye diyeTutuştu gönlüm elinden sönmez bir daha Dönmez bir daha Dosttan başka gerek mi var bir kıblegaha Girdin dergaha Dost diye diyeOturmuş gerçek erenler sohbette sazda Demde niyazda İçirdi deminden saki bize birazda Gönlüm avazda Dost diye diyeDaimi'yim her an arar gözlerim seni Özlerim seni Alır gönül köşesine gizlerim seni İzlerim seni Dost diye diye
92
Türk Vatandaşı olmak Yüce dağların başında.Karlı dağların başında diye devam eden bir KÖROĞLU türküsü vrdır. onu dinledim içimden gelenleri kaleme aldım1940 Yılında ERZURUM ayazpaşa mahallesinde doğdum. DİN ,VATAN,BAYRAK sevdalısı hatta aşığıyım.Buradan hekese ERZURUMMU ERZURUMLUYU,tanımayanlara anlatayım. Varsın bu topraklarda kar altı ay kalkmasın,bağrında sakladığıYESEVİ ,İBRAHİM HAKKI,SOLAK ZADE.HACI AHMET BABA, ALVARLI EFE,ABDURRAHMAN GAZİ, NENE HATUN,LARIN torunlarıyla,VATAN İÇİN toprağa düşme sırrına eren şehitleriyle,daha ismini sayamadığım binlerce manevi büyükleriyle, ERZURUMUN toprakları sıcaktır. hele DADAŞLARI dahada sıcaktır. İşte bu ecdada sahip bir memeleketin çocuklarıyız biz. Bu mübarek alem içinde dünyaya gelmişiz.....Bu hayatın içinde kötülük kolay kolay yer bulamaz,barınamaz.Kucak kucağa muhabbet,inançların insanı kardeş ettiği kıskançlığın,hasedin haramın barınamadığı hayattır bizim hayatımız.Bunun için bize DADAŞ demişler. DADAŞlık ulvi bir mertebedir.DADAŞlık kutsal bir mertebedir.DADAŞlıkyüce bir mertebedir. Benim cihana nam salmış ülkemin ,her şehrinin her bölgesinin ayrı ayrı bir birinden üstün özellikleri mutlaka mevcut.DADAŞ,DADAŞLIĞIYLA, GAKKOŞ GAKKOŞLUĞUYLA KAHRAMANI KAHRAMANLIĞIYLA GAZİ GAZİLİĞİYLE EFE EFELİĞİYYLE,YİĞİDO YİĞİDOLUĞUYLA NAM SALMIŞTIR.Benim ülkemin her karış toprağı şehit kanıyla yoğrulmuştur.biz TÜRKÜYLE LAZIYLA ACEMİYLE KÜRDÜYLE ÇERKEZİYLE ABAZASIYLA OMUZ OMUZA SAVAŞMIŞ.DOĞU CEPHESİYLE BATI CEPHESİYLE ÇANAKKALESİYLE CİHANA NAM SALMIŞ BU ÜLKENİN ÇOCUKLARIYIZ BİZ. Gelin bir olalım birlik olalım.gerçek kimliyimizin icaplarını yaşıyalım çocuklarımıza torunlarımıza yaşatalım ,ki onlarda bu yüce mertebeyi kişiliğinde gururla taşısın.DİNİNİ, NAMUSUNU, ŞANLI TÜRK BAYRAĞINI,VATANINI, ÖZÜNDEN,KENDİNDEN, CANINDAN ÇOOOOK ÇOOOK.SEVENLER.HEPİNİZE EN DERİN SAYGILARIMLA ALLAHIMA EMANET OLUNUZ ALLAHIM YAR VE YARDIMCINIZ OLSUN......
210
Hasretim, Hasret Pencereler demir duvarlar yüksek Ay ile güneşe hasretim, hasret Günleri sayarak çizerim tek, tek Bacıya, kardeşe hasretim, hasret Kapanır kapılar gece açılmaz Girdimi hücreye kaçsan kaçılmaz Serden geçilirde yardan geçilmez Anne, baba, eşe hasretim hasret Gardiyan gelince saymaya bir, bir Yazdığın mektubu edersin tehir Yediğin, içtiğin olmaz mı zehir Soframda bir aşa hasretim, hasret Bura da geceler uzun mu uzun Geçmiyor mevsimler ne kış ne yazın Yüreğinde bitmez ince bir sızın Ağrımayan döşe hasretim, hasret Ne sabahlar güler ne akşam sana Fareler dost olur düşsen zindana Güneşi görmezsin, girmez odana Gök de uçan kuşa hasretim, hasret Sigaranın tadı başkadır, başka Çay ile gelirsin dertlenip aşka Vurmasaydım dersin vurmasam keşke Kâbussuz bir düşe hasretim, hasret Herkesin cezası olsa da ayrı Koğuşlarda vardır ağalık devri Zayıfsan girersin hizmete gayri Ağırca bir başa hasretim, hasret Ne kadar yazsam da az gelir bura Necati düşmüştür bir kere dara Bir ömür yedik dize vura, vura Dışarda bir işe hasretim, hasret Necati KEÇELİ İZMİR 23.02.2015
161
Med cezirine muhtacım Ay Nerdesin Ay! Hani nerde senin meşhur gel gitin med cezirin Al beni de yanına vazgeçmişim inan bu yola hazırım Hani insan mı var? Herkes temmuzda bile dolu kar Çaresizim yalnızım al benide yanına al ne ne olur ay! ! Şiirler sana yazılır senden gelir aşıklara ilham Gece sen olgunlaştırırsın sebze meyveyi olsada ham O kadar olgun olmayan insan varki ölsemde yemem gam Çaresizim yalnızım al benide yanına al ne ne olur ay! !
77
Şehir İnsanı Toplayıp bavulu vurup kendini asvaltsız yollara, şehirden kaçmalı. Kuş sesleriyle uyanmalı, deniz kokmalı her sabah. Başak tarlaları arasında gelincik toplamalı çocuklugumuza götüren. Bahçe sohbetleri, semaverde çay, gramofonda eski şarkılar. Derin bir nefes almalı yaşama dair. Daralttıkca daraltıyor bu şehir insanı...
42
En yakın dostun bile düşman olur Sakın hiç bir kimseye verme aman, En yakın dostun bile düşman olur. Mal para araya girdiği zaman, En yakın dostun bile düşman olur.İnsanların hali üzüyor beni, Bu anlattığım siz sanmayın yeni. Adam zengin olursa sormaz seni, En yakın dostun bile düşman olur.Hayat büküyor insanın belini, Kimseler sana uzatmaz elini. Bir de sen düşersen sorma halini, En yakın dostun bile düşman olur.Fakir olanın kapısından girmez, Adam bakar ama kimseyi görmez. Menfaati olmayan selam vermez, En yakın dostun bile düşman olur.Yusuf nabar diyene göz kıparsın, Kötü olana gözünü kaparsın. Devir böyle gardaş devir naparsın? En yakın dostun bile düşman olur.
104
--Bayramlaşalım gel Uzat ellerini dost kavuşalım Barışalım, bayram gelmiş düşmanlık tezatKutlayalım bayramı dostça Tüm dünya! BayramlaşalımGelin bir olalım bayram diye Hediye müslümanlara, kıymetini bilinEngel olsa da dağlar sıra sıra Arada kalma dost, toplan gelBayramı bayram edelim dön gel El ver, barış sarsın dünyayıAllah’ın lütfudur bize bayram Duysam irkilirim ah! Dese kulların 25.12.2007 nuray ülker
54
Alıkoyan Alıkoyan şeyler, aşk olsa gerek İnsan alıkoysa, kaybolan nedir Hayır dendiğinde, desturu verek Hayat bir gezinti, sızlayan nedirZaman akıp gider, hayatı yaşa Yaşın gibi değil, vurulmaz taşa Hissettiğin aşkı, verseler başa Hayat bir gezinti, sızlayan nadirBeklersen fırsatı, yakalar insan Sevenlerle yaşar, dolaşır insan Toprağa karışır, düşerse insan Hayat bir gezinti, sızlayan nedirSevmek için neden, sakın arama Gönül Harman olmuş, yari sar ama Saçlar ıslandıkça, onu tarama Hayat bir gezinti, sızlayan nedirKartanesi güzel, güzel anlatır Zarar vermez sana, kimi daraltır Yollar kapanmışsa, ruhu parlatır Hayat bir gezinti, sızlayan nedirBahattin nefretin, sebebi yeri Zulme boyun eğme, akandır teri Merhamet hoşgörü, Allah’ın eri Hayat bir gezinti, sızlayan nedir Bahattin Tonbul 15.12.2014
109
Nurlu Peygamberimiz 'İnsanlığın son kurtarıcısı efendimizin doğum günü anısına'Senin için yaratıldı bu kâinat, Selâm verdi; melekler, semâvat, Şefâat eyle ümmetine ey Resûl! Dökülüyor dudaklarımızdan salâvat... Hep ümmetine rehberlik ettin, Yüce Allah’ın yoluna sevk ettin Şefâat eyle ümmetine ey Resûl! Kalbimizi, ruhumuzu sen serinlettin... Cennet ile müjdeledin müminleri Ateş ile korkuttun münkirleri, Şefâat eyle ümmetine ey Resûl! Seni arzular hakikat erleri... Mübarek dilinden okudun Yüce Kur’ân’ı, Aydınlattın; ufukları, bütün cihanı, Şefâat eyle ümmetine ey Resûl! Senin yoluna verelim bu canı... (Nisan 1991-Erzurum)
81
Dost Bağı Ben dostları, dost yolunda tanıdım Otağ kurup, tahta beyler atadım Dost bağımı, kardeşlikle donattım Gel kardeşim, dost bağına gel heleMevlana’nın düsturudur rehberim Yunus’umun sevgisidir emelim Mecnun gibi, yâr aşkını çekerim Gel kardeşim, dost bağına gel heleDostlar için, Kerem olur yanırım Aslı olur, dağda sular ararım Dostlarımı, dost deminde tadarım Gel kardeşim, dost bağına gel heleKarun olup, tacı tahtı istemem Dost gönlünde, ufak sızı istemem Sevgi yüce! kalp kırmayı istemem Gel kardeşim, dost bağına gel heleKulcan der ki! dosta feda bu kânım Şükür dilde, vuslat amaç, ol vârım Kavuşmazsam, toprak olsun bu canım Gel kardeşim, dost bağına gel heleHalit Demir / 07.07.2004 / Erzincan
105
Yeğenim İsmail Atalay,a Futbolla Geçti Yılların Ayrıldı evden Yolların Okulla Yoktu Pek Aran Futboldu Sana Saran Futboldan Geldi Paran Yapabilmek İçin iyi Bir Transfer Her Sezon Bekledin Telefon Edindin Kendine göre İmkan Bittince Futbol Hazır mekan Yoktu Dünya Malında Gözün Hep Derdin Adam Gibi Geçim Tubiş da Senin İçin İyi Seçim Var Onumla Verilmiş bir Sözün Ona Gitmek İçin Yolda Gözün İşler için Lazım Zaman Sakın ola Yılma Aman Dünya,da Mekan Ahret,te İman Verir İnşallah Sana Yüce Yaratan Dayından Sana Slm
81
Isınmıyor Düşlerim Buz gibi gökyüzü buz Sen yoksun ya şimdi yanımda Yazdan gece olsada herşey buzDemir çaydanlıktan çay içsem neye fayda Yokluğun üşütür ağustos gecelerimi Daha dün gece şuracıktaydın ya Şimdiden çok özledim seniBuz gibi gökyüzü buz Yıldızlar sensiz sanki birer kristal Buzul memleketler içindeyim Yakmaz ki beni şu mevsim Sensiz olmuyor, Isınmıyor düşlerim
54
Anlayamadım Şu bilim asrında hala kanarız Bu saflık nedendir anlayamadım. Dolduruşa gelir sonra yanarız Yangına su olup damlayamadım…Aziz nesin haklı gibi görünür Çok mu? Safım aklım is’e bürünür Şan, şerefim yer de durur sürünür Hep bam landım, ben hiç banlayamadım…Gelen giden çizik attı üstüme Komşum bile çok! Su kattı sütüme Kör’ce öldü badem kondu büstüme Sesimi kıstılar çın’layamadım…Ak’ı kara, kara’yı ak yaptılar Soframdan somunu bütün kaptılar Bilemedim kaç kırat kaç çaptılar Anlasam da korktum tın’layamadım…Uyuşturdu futbol, mut bol beynimi Öcü gibi gösterdiler dinimi Melek diye yutturdular cinimi Doldum-doldum taştım, Sın’layamadım…Biniyorlar bu gün yine dalıma Bırakmazlar asla beni halıma Garibi uyan da gelme çalıma Çektim Kılıç’ımı kın’layamadım…
106
Gel Sevelim Gel sevelim sevileni seveni Sevgisiz suratlar gülmüyor canım Nice gördüm dizlerini döveni Giden ömür geri gelmiyor canımÖzü gülmeyenin yüzü güler mi Sevgisiz muhabbet Hakk'a değer mi Seven insan kaşlarını eğer mi Zorunan güzellik olmuyor canımSevgi haktır seven alır bu hakkı İçi güler dıştan görünür farkı Sevmeyene akmaz sevginin arkı Boş lafla oluklar dolmuyor canımBir zaman aşıkken sen de sevmiştin O anda dünyayı nasıl görmüştün Sanki cennetin bağına girmiştin Çokları bu hakkı bilmiyor canımAşkın ateşine yandım alıştım Bu ateş içinde aşkla tanıştım Doğru mu yanlış mı deyi danıştım Sevgisiz hakka kul olmuyor canımSevenin içinde yanar ışıklar Kaybolur karanlık tüm dolaşıklar Garibim sevenler bunca aşıklar Boş hayale boşa yelmiyor cenım
110
Mutluluğun Dört Hali Ne mutlu inleyen kalbe, hisseden öze Ne mutlu kızaran yüze, ağlayan göze.* Dostlardan gelenler: Rabbim karayı değil renklileri bağlatsın, Seni kederden değil, mutluluktan ağlatsın........(İrfan Yılmaz) * Ağlayın ki yıkansın suya hasret benizler Ağlayın ki yükselsin kifayetsiz denizler............(E.Yalbuz) * Gülümse çatma kaşını çatana inat Gülümse ayna misali gülsün kâinat...............(Ümran Tokmak) * Birikir her kem bakış, göze barikat olur Gözyaşı gözü yıkar, esma hakikat olur..................(E.Yalbuz) * Gözlerim utanmadan ağlayan gözü özler Gözyaşların yanarken, gözüm özünü gözler……(Nuray Alper) * Kelimesiz ve harfsiz dildir gözyaşı, Eli boş dönmeyen eldir gözyaşı..........................(E. Yalbuz) *Hakikatlı gözyaşı gönülden göze taşır Ona râm olan gönül, yaşla Ona ulaşır......(Y.Ziya Karahasanoğlu) * Cennet seyre gelir bir damla inse Gönüller taşa döner gözyaşı dinse.....................(E.Yalbuz) * Ne dendi mutluluk için, ne dendi söyle, O gönlün duasız ise, dur mutsuz öyle.............(Çağlar Karataş) * Bir pınar ki kurumuş; sittin sene kim özler Ancak anlayabilir, ağlayabilen gözler.............(Gençosman Denizci) * Pınarsız bir belde, yangın çölüdür Gözlerde yaş yoksa, ruhlar ölüdür..................(E.Yalbuz) * Ne mutlu o pak gönül’e, hamd eden dile Ne mutlu sabreden hale, zikreden dile.........(Âşık Gürkani) * Huzurun anahtarı; sebat, ihlas ve şükür, Nefsini dizginleyip melun şeytana tükür.........(Fesih Aktaş) * Dökülmezse gözyaşı, kalbi çöle döndürür Hak için düşen damla, cehenne mi söndürür........(Yener Sezgi) * Yoksa bir insanda şefkat, haya, merhamet Neye yarar ferasetsiz kalıp ve kamet.............. S. Karahocagil
214
Barış Güllerı BARIŞ GÜLLERİ Kekik kokan dağların Yılan çıyan dolmuş Kan revan olmuş her yanı Başaklar kanla sulanmış İrinle dolmuş meyveler Halklar birbirine düşman Kardeş kardeşi vurmuş Barış gülleri solmuş Savaş gülleri açmış Her yanı ateş almış Barut kokusu sarhoş etmiş İnsanların aklı başından gitmiş...
45
Özlem, hasret ciğerimi çok yakar gardaş KARDEŞLERİMEGözlerimden yaş boşanıyor yavaş yavaş Geçmişe götürdün beni ağlattın gardaş Ah bu hasretlik var ya canım karındaş Özlem, hasret ciğerimi çok yakar gardaşHepiniz benim nazlı çiçeklerimsiniz İçiniz bal dolu peteklerimsiniz Derdime derman sizler ilaçlarımsınız Özlem, hasret ciğerimi çok yakar gardaşGönlüm hep sizinle cismim sizdende uzak Kaderimizmiş, ayrılık, hasretlik bize tuzak Ne zaman sona erecek gece olacak şafak Özlem, hasret ciğerimi çok yakar gardaşHalil’i gözyaşına boğdun can gardaşım Acınızı bana göstermesin Allahtan niyazım Sizlerden uzak kalmakmış da alınyazım Özlem, hasret ciğerimi çok yakar gardaşHalil ÇOLAK 14.02.2015 KAYSERİ
92
Güneş Erzurum'a güneş doğdu İşte Dursun işte Güneş Karanlığı nura boğdu İşte Dursun işte GüneşMaşuğuna gündür aşık Gecelere hilal beşik Gökyüzüne vurur ışık İşte Dursun işte GüneşNuru Hakk'tan Hay'ım Dursun Yıldız olan Pay'ım Dursun Garip Metin Ay'ım Dursun İşte Dursun işte GüneşGARİP METİNİ
43
Doğum Günün Kutlu Olsun Gül Yürek. Gül yüreğin doğum günü yarınmış, Dünyada hoş sedan varsa karınmış, Bir yaş daha olgunluğa sarınmış, Doğum günün kutlu olsun gül yürek.Şiirler yaz durma sevgi çağlattır, Dostları güldür düşmanı ağlattır, Sevmeyenin yüreğini dağlattır, Yeni yaşın kutlu olsun gül yürek.Mutlu olun evlat ile torunla, Karşılaşmayın tatsız bir sorunla, Dünya geçer hayat denen oyunla, Doğum günün kutlu olsun gül yürek.Mevlam nice sağlık afiyet versin, Binlerce nimeti sofrana sersin, Gül yüzüne gonca gülleri dersin, Yeni yaşın kutlu olsun gül yürek.
82
Depresyon Keder dilim dilim beynimi yuttu Acıdan acıya daldım böylece Gördüm ki ilaçta tedavim yoktu Depresyon azaptan ağır işkenceYaktı beni hatalarımın yarası Tükenmedi doğum ile ölüm arası Bilen varsa gelsin bana söylesin Bir hatanın kaçtır bedel parasıKimi zaman sıhhatli kimi zaman hasta Bazen kederdeyim bazen da yasta Ağrılı acılı bitkin düştü beynim Düşüncem kaynıyor bir kemik tasta.HAZİRAN 1999
58
Birazdan Doğacak Güneş tan vakti yaklaşıyor birazdan doğacak güneş birazdan hayallere bir adım daha yaklaşabilme olanağıyla yeni bir gün doğacak tan vakti yaklaşıyor birazdan düşecek odama ilk ışık tanecikleri penceremin camını geçerek birazdan birazdan belirecek gözlerin en saf bakışlarıyla tam karşımda ve alacakaranlığa son veren güneş doğacak ortasına yalnızlığınbirazdan doğacak güneş birazdan yüreğimin en temiz sularından ırmaklar dökülecek okyanuslara ve sen o okyanuslarda yüzen küçük bir balık olacaksın birazdan doğacak güneş birazdan tan vakti dolmadan
75
Hasta İken Bir gün yine biçâre kadın hasta uzanmış Tüllerde… Uzaklıkları bir sâye-i müthiş Bir dul gibi örterdi dumanlarla, elemle, Hep gölge adımlar bir âheng-i ademle Vâdileri kaplardı serâpa gece sessiz. Eb’âdı boğan reng-i tehassüs gibi bir sis, Bir lerziş-i sâkinle günün na’şını örter…Titrek, karışık, hasta, hayâlî, sarı gözler Yerlerde açılmıştı; semâlar ölü, durgun, Olmuştu bütün hâb ü hâyâlât ile meskûn. Bir vâlide, bir zevc-i mükedder, sonu mübhem Bir ince çocuk çehresi, ben muzlim ü ebkem Bi-his uzanan hastayı durmuş düşünürken Akşam mütemâdi dolarak pencerelerden Vermişti o sâkin odanın hüznüne bir renk, Bir reng-i küdûret ki eder bizleri dil-tenk.Zulmet o kadar doldu ki âfaak silindi Elvâha, mesâfâta, yere gölgeler indi. Solmuştu o gölgeyle o sâkit ser-i müşfik, Tüllerde yatan hastayı sarmıştı karanlık; Gözler, ölü gözler gibi bî-lem’a ü hâlî, Olmuştu bütün mevt-i mûhîtat ile mâlî… Lâkin o zaman doğdu senin çehre-i lâlin, Ey mâh ki tüllerde yatan rûh-ı melâlin, Bir hemser-i ulvî-i semâvîsi idin sen, Bir safha-i rü’yâ gibi bî-renk idi çehren! Yükseldin ufuklarda ağır, mübhem ü mahmûr; Zulmette ipek, ince dumanlar gibi bir nûr, Âfa’aka yayarken mütedmâdi sarı bir fer, Birden o donuk gözlerle dolmuştu kamerler… (Piyale, 1926)
189
Kar Yağmaz Filistin'e Kar yağmaz Filistin’e İklimden değildir bu Taneler yer bulamaz Bombaların suçu buZalimler güneş sanır Gafletle kendisini Düşünmeden yakarlar Bütün bir Filistin’iOnlar güneş değiller Kendini bilmez balçık Kar olsa da erimez Gazzeli özgür çocukGüneş sanılan bomba Eritemez bir halkı O halk kardan olsa da Hep diktir boyunlarıEy kendini bilmez balçık Geldiğin yere dön artık Eritmek istediğin halk Kardan değildir dangalakEtten kemikten olanlar Güneşi balçıkla sıvatmaz Unutma zorba İsrail Zulüm balçıkla sıvanmaz(30 ARALIK 2008 20:26)
76
Yollar merhaba kader dostum dinle hele şu adamın dil yarası sözlerini ben anlatırken arada bir kafa salla yeter aman sislendirme gözleriniyıllarca direksiyon başında bir lokma ekmek için yollara serdim canımı gönül sevdasındanmıdır bilmem hayata ortak ettim şimdiki hanımı kıt kanaat geçiniyordum işte bu yollar bitmez dedim hep ama kader kesti yollarımı bir kaza geçirdim yirmilik alyazmalım yuvarlanıverdi ve patlayıverdi kaderimin lastiği derelerde bir mezar buldum sanki kefensiz yatıverdim baktım tekerlek fıldır fıldır dönüyor tepemde başım ha keza bastona düştü şu bedenim hastaneye kaldırmışlar beni anam gelmiş baş ucuma tanıyamışım bu herif bir daha iflah etmez demişler karımın yakınları haftası gelmeden karım boşanma davası açmış aklı sıra benden kaçıyorlar kaderi hesaba katmadankader dedim ya dostum bir vakit geldi madalyonun ters yüzünü de gösterdi bana işler tıkırına girdi kader rüzgarı arkadan esince yollarım uzadıkça uzadı daireler yapıp sıfır komyon aldım, al yazmalıya inat dört evlilik yaptım beşinci yolda... ondan sonra hiç bir kadına yüz vermedim muhabbetine takıldım sadece vur patlasın çal oynasın şimdi o bar senin bu bar benim keyfini sürüyorum bana yapılan bir kalleşliğin, cumartesi pazar hafta tatilim kıran tuvalet giyiniyorum altımda iki taksi var üstü açık bir tosba ve sıfırından bir mercedes, üzerimdeki kıyafetime bakma bunlar cenk elbiselerim direksiyon salladığım zaman giyerim, bazen aklıma gelirde o efasızın çekip gidişi damarlarım tıkanır senle çözerim dostum dökerim içimi tane tane senide yorduysam kusura kalma dostum...
223
Pet Şişelerimizi Denizlere Atma Görgüsüzlüğümüz Eğitim konusunda, hâlen düzelemedik, Bunlar yanlış davranış, Hakk’ı edinemedik…Deniz kirletme huyu zevk mi kazandırıyor? Attığın pet şişeler, bir tür son hazırlıyor…Balıklarımız ölür, kulun aldığı zevkten, Artık Rab’bi dinlesek, çekilsek ihanetten…(2014)
35
Deniz Deniz Yüzerdi Derdimi yüklenen taşlar Dalgalar dinlerdi Yalnızlığımı Köpüğünde ayak izimDeniz Parmağımda yüzük Midye kesiği Martılar kıskanınca Yıldız kayardı aramızdan Bölerdi sohbetimiziDeniz Ay ışığında Koynuna alır Açardın gizlerini Sahilinde büyüttün Gözüm kadar seviyorum Gözümdeki mavini20.10.2004
36
Hasret Hasret olmadan olmuyor Hasretsiz gözler dolmuyor Hasretinle yandı gönlüm Hasretin yeri dolmuyorHasret sarar ve kucaklar Hasretle titrer dudaklar Hasret ile ağlar gözler Hasret aşka ilmek katarHasret canı canda eder Hasreti hep onda eder Hasret ona öylebir yar Hasret maşukta var ederHasret aşığın burağı Maşuka giden durağı Hasret ile yanan aşık Hasretiyle deler dağı
54
Kal Bu Gece Ne olur kal bu gece benimle Beraber ağlarız Beraber güleriz Aşkımızı tazelerizAcılar dinsin bu gece Gurbet sılası bitsin bu gece Ayrılık acıları dinsin Ne olur kal bu gece benimle
32
Zina Eğitim Seçim Onlar, bir zinakar erkek yahut kadın olsa olsa eğitim zayıflığı ve yoksulluğun kurbanları yahut zekaları kıt ve kollanmaya ihtiyaç duyan özürlülerdir! Veya tedaviye muhtaç düpedüz deliler....üç olasılık hali ve iki seçenek olanağı değil sadece bu: tolerans, Tanrı aşkıyla yeşeren akıl ürününden konuşmak.... Üstelik bu bilinç ile sergilenebileceklerden! Kaldı ki yarın çocuklarının kendi seçimleri ile kendilerini eğitmeyi öğrenme çağına bile habersizlik ve hazırsızlıkta direniştir bu.Haziran 1978 (zina edenlere bilmem kaç deynek dayak atıldığını okuduğum ..........................zamanlara hitaben)
78
=====Kalbin Sesi===== (1997) Her zaman geceydi acı bir karanlık... için de feryat göz kırpıyordu......... kimsesiz odalarda yalnızlık....... haykırıyordu hep gözleri ağlayarak. uğramıyordu bir türlü aydınlık.........Kırılmıştı artık tüm umut dalları, bir kuru yaprak misali geçiyordu zaman... anıyordu o heyecanı yaşayacak kulları ama ilk güneşin yerini tutmuyordu hiçbiri..........
46
Yazık Bir tarafta, düğün, dernek, Öbür yanda, yanan yürek. Bir gün gelir, biter elbet, Bu acı, dert, sürmeyecek.Bak gencecik, bu şehitler. Aynı yaşta, teröristler. Hiç teselli olmayacak, Bağrı yanık, o anneler.Aynı safta, savaştılar, Cumhuriyet kazandılar. Canileri durduramaz, Cennetteki vatandaşlar!
39
Ezik Büzük Asilsiziga Sahtekarlanan Dayali Döselilikler Yoksunluk yitiklik yabancilasma yilginlik yipranmislik bezginlik bikkinlik cöküntü cürüme yozlasma ihmal kayitsizlik karamsarlik kararsizlik siddet kusku körlük karanlik korku kabus kiyim yikim sarmallari icerisinde bogulmus bunalmis soygun talan vurgun taciz kiskac sömürü ölüm zulüm carkina kusatilan kulluk kölelik kilitlenmisligi, kelepcesine kundaklandigi esareti özgürlük esitlik ve insan haklari olarak bilip görmenin afyon akintilariyla bilenir beslenirken, harami hirsizligi hukuksuzlugu haksizligi rezilligi onursuzlugu helal kilip din-imandan sayan sekilsel gösterisliligin MARKALASTIRDIGI bagnazliktan gecim kaynakli hüner, tezgah,kilif, örtü, paravan, maske marifetliligi SAHTEKARLANIR… Bu sebepten dolayi nasilki VIYANA önlerinden geri dönen hizli cöküsün tüm altyapisinda mevcutlu yozlasma korku karanlik kirim desise entrika bencillik haram harami eskiyaligini neredeyse günübirlik PADISAH HANCERLEME suikastciligiyla dilediklari yagmayi ganimetciligi haksizligi bozgunu haydutlugu yoksullugu caresizligi adaletsizligi sefilligi itaati kullugu köleligi devamli ve daim kilan asiretler agalar beyler esraflar ayanlar umumlar hinlik hainlik ortakcikarcilari, eldeki `padsahim cok yasa ` harami helal saydirtan sorgusuz sualsiz dokunulmazlik zirhiyla adeta kendilerini erisilmezin en erisilmeszi yetki kullanim kutsiyetine TANRILASTIRMISCASINA ve osmanli diye diye….(sorun sarmalinin dibine inip kökünden halletmeye kalkisan yenilikci padisahlari bile diledikleri uygun ortam adami oldurtma hancerlemeleri sayesinde) Osmanli`nin mahfini hazirlayip sonunu getirdi… Simdi…. Simdi hesabi kitabi seri sayisi belirsiz üretmeden tüketen ve egitim, güvenlik, sevgi, ahlak, onur, ilgi, ilim, bilim, inanc, özgürlük, paylasim, ulasim, imar, sanat, düsünce, fikir, huzur, aile, brey, toplum katinda inanilmasi güc büyük yikim yagma kokusma kirlilik ve cöküslerin yasandigi yere gecmisin bütün hazir yiyiciligini sürükleyip getiren ve bütün kanun nizam düzen korunakli dokunulmmazliklara ISTANBUL model BOGAZiCi sarayli villali kösklü yalili kayigi ve kaymagi kiyakliligi dengeleyip tartan MILYARDER sevicilik… Sanat tarih kültür onur özgürlük huzur hak hukuk Türkiye Cumhuriyeti mirasini ADNAN MENDERES her mahallede bir milyoner yaratma hayranligiyla yagalayip yerle bir ede ede…. Demirel takma kafali her mahallede bir kücük amerika yapip yaratma vurgum sömürü gasp harami haydutlulugunu ekonomiklenip endüstrilestirmenin sürsavrum celsesinden evirip cevirerek… Özal aile boyu halayikli usakli seyisli dalkavuklu yagci yalakaciligin havalandirip ucurdugu HANEDAN HEVESLILiLiGiNi (bütün bölgesel- küresel BOP isgalcilik sömürücülük basbayisi olma paha borcuna) Türkiye´ye imar ve iskan etti… Simdi bu denli onursuz haysiyetsiz densiz dengesiz ihanet israfinda her türlü ülke, devlet, millet yikim yagmalarinin getiri karsiligina servetli sarayli malli mülklü saltanatli bosalarin bankalarin mafyalarin tarikatlarin etnik mezhepsel HEMSERICiLIK BÖLGECiLIK yüklü bagnaz-YOBAZ tüm kirli köhne karanlikli TOPLUMSAL bozulmuslugunu hak huzur hukuk özgürlük esitlik balgami olarak yedirip yutturup yalatip yerlesik sapkinliklarda yasataya calisan TÜRKIYE CUMHURIYETI özeli BOP yikim ihaleciligi… Iftar vakti caddelere sokaklara salonlara mahlelere sigmayan masrafi devletten milletten sofralarini bir yozlastirma yobazlama ve bagnazlik kirli karanlikli piyasa pazari MARKASI olarak servisleyip sunan devri daimliligi kendine en kolayci sahtekarlilk kaynagi saymakta… Bol pirimli bütün kültür fikir düsünce ve sanat Akil adamlilik tasinmaz malciligi yine ayni piyasaya ayni uyusturma etkinlikli MARKADAN… Futbol spor cemaat camia yüz surat suret langirti tezahürat acik kapali oturm seansliligi ayni niyete ayni MARKADAN… Dizi furya fuhus model müzik moda sehvet siddet nefret catisma endise süphe güvensizlik caresizlik sefillik yolsuzluk yoksulluk süper hiperlik zincirlesmesi ayni MARKADAN…. Araba telefon kart bankomatik borc harc haciz taciz tehdit tecavüz rehin alip verme INSANLIK kul köle pazarliligi ayni MARKADAN…. Fasulye büber portakal zeytin bugday süt yag darbogaz gezi kelek kamci kiskirtma köpürtme gaz süs sütyen selüloz ayna cimbiz tarak tarz yüz balddir bacak boya badana avans avantaj ajans tüy yitmac kulp kuyruk….evlenir evlenmez bosanma derdiyle kivranip bogusan avukatlik doktorluk felaketler facialiligi ayni MARKADAN… Herkese bakip kendine ceki düzen veren ve herkese bakip kendini ancak adam yerine koydurtma gecesini gündüzünü sapip sasirma dangalagi ÖREN VERANLASMA güldür güldürcük kafa bosaltim baz istasyonculugu ayni MARKADAN… Yazin sayisiz kayboluslar arasinda hice sayilmaya gevsedikce gevseyip güzden sonra hizla ve heryerde heran yenilip soguyup yittigi hayatla daha büyük katmanlasmis dertler sorunlar bataginda kendini bulan bulusturan YENI TÜRKiYE Bop Anayasama siparisciligi ayni MARKADAN…. Sayisi yüelli adayi gecmis, Topcu Kislasi`ni her türlü toplumsal tarihsel ekonomik siyasi felsefi dini ahlaki cöküntüler üstüne programlayip güncelleme gündemleriyle Yeni Osmanlicilik oynayarak tüm devlet millet iradesizliginin PEKAKA acilimlari BOP kafadarlik ortakligiyla FETHULMETAL tutkalindan yapip yapistirip kaybettikce kazandigini sanan sarayli villali BOp Esbaskanlik tesisatinin yunanlilara verip yükünden kurtulmayi marifet bildigi EGE sahillerindeki TÜRKIYE CUMHURIYETi topraklari… Ayni marka BOP sürsavrum uluslsrarasi ve yerli yagma talan rant haram hirsizlik yolsuzluk vurgun soygun sömürü isgal ve yikim cok ortaklik tasaronculugu, OSLO´dan Dolmabahce`ye gerek kin yüklü Ermeni`lere yahut gerek ayni kirli iin ve yikim katilligine kirali Kürt etnik kafa tasciligina veyahut bin türlü özgürlük hukuk haksizlik inanc güven özgüven adalet huzur sevgi saygi ilim bilim dayanisma paylasim katilimcilik cesaret fedakarlik degerleriyle topragini nsanini yurdunu yuvasini kurmus kurtarmis TÜRKIYE CUMHURIYETi yikim ajan eleman unsurlari namina en azgin BOP ESBASKANLIGI ortagi durumundaki Fethul-Metal hinlik hainlik cetesine `ne istediniz de vermedik ` mayin imha tünel hendek makam mevki mevzi dayatip döserken, PEKAKA devlet Yuro-aerikan emrine tabi koridorunu bizzat kendi eliyle esrar eroin ticaret masulü silahlanip ayaklanmaya yetmedigi yerde özel Belediye ödenekleriyle egitip donatip örgütlemeye göz yummayi saglama alirken; ve milyonlarca Suriye`li mülteciyi tüm toplumsal belirsizlik ve geleceksizligiyle Türkiye Cumhuriyeti yikim esabina ve Bop plan projeler kazanc karina basa bela diye sardi… Bu bakimdan nice ve sayisiz kirmizi cizgilerini özgürlügü onuru cesareti fedakarligi devlet iradesini yurt askini ve millet sevgisini topragiyla bulusturan `yurtta sulh cihanda sulh ` Atatürk, Türklük ve Türkiye Cumhuriyeti degerler toplamina karsi güdüklendikleri düsmanliklarini hemserilik yobazlik yoksulluk yolsuzluk yitiklik etnik ve mezhepsel kirli kanli karanlik ayagindan hizmetine kiralandiklari bütün hinlik hainligin her türlü ahlaki siyasi kültürel felsefi dini iktisadi dengeleri cökerten yozlastiran ve cürüten SAHTEKARLIGA kaliplastirip kusatip, bu statikocu kafayla bu devirde (yurtta sulh cihanda sulh) hicbiryere varilamayacagini alip satan `ver kurtulcu` veya `yetmez ama evetci ` yerel ve küresel harami helal diye kutsayan BOP ajan piyon tasaronlariydi… Sonuc olarak eger bütün zamanlar boyunca ülke kirmizi cizgilerini önce tespit edip sonra üc koyup bes alma ugruna banka mafya holding borsa müsiad tüsiad arsa arazi soygun avanta sanal - sivil kisiliksiz karaktersizlikler sahsi cikarina silip süpüren (devleti milleti hakki hukuku ilimi onuru özgürlügü ahlaki hukuku hice sayan ve herzaman devleti yagmalayip her firsatta milleti toplumu yikan) irade yoksunu yazbozculuk; servet saltanat esasli BASKANLIK SiSTEMI denen bütün BOP ihale emirvakiligini Türkiye Cumhuriyeti yikim Anayasalamaciligina israrla dayattigi sürecte, karsiligi her zaman devletin milletin toplumun ekonominin özgürlügün onurun bagimsizligin üretimin güvenligin cesaretin hakkin hukukun huzzurun egitimin iletisimin ilimin bilimin aklin düsüncenin kültürün sanatin emegin paylasimin sevginin saygini kültürün inancin deger can kan toprak varlik birlik dirlik ve insanligini kaybettigiyle beraber yerine ardi arkasi kesilmedik yalani talani hinligi hainligi tükenmisligi korkuyu siddeti nefreti caresizligi karanligi bölünmeyi parcalanmisligi öreni verani haksizligi hukuksuzlugu sürgünü sefaleti koyup yerlestirip alisilmis ögretilmis HAYAT TARZI seklinde kulluk köleige imar ve imal eden cehennen calkantilari olacaktir.. Hukukuna hakkina kültürüne duygusuna düsüncesine aklina fikrine ahlakina inancina özgürlügüne ilgisine iletisimine bellegine bilincine irzina namusuna sorumluluguna duyarliligina egitimine izine yoluna soyuna asaletine onuruna huzuruna ailesine devletine milletine ülkesine yurduna hor bakarak yalnizca terkettigi insanlik yikimlarindan kulluk kölelik sadakatliligi kadar kirinti kopardigini hayatin özü esasi herseyi sayan VERIP KURTULMALAR yorgun yilgin bitkin bezginligi, zaten kodlanip disipline edildigi azmis sapmisligin bütün OLUMSUZ eksik gedik ekseninde kin nefret ayrisma hirs yaris catisma siddet küslük korku karanlik calkantilari kurtarip kotarma zindan zehir kuyulasmasinda berbat, batak, mutsuz, umutsuz ören veran MARKALASMASI kapisip tüketmektedir… Bu bakimdan PEKAKA kiralik katilligi temelinde gün evirip ceviren Mehepe bir markadir.. Bankalar bir markadir… Hedepe bir markadir… Karakterindeki alti oku silip süpürten PEKAKA özerkcisi Cehepe bir markadir… Bop dayali döselisi Akepe bir markadir… Tüsiad bir Markadir… Güldür güldüs schow bir markadir… Yemek mutfak takim tezgahlatma bir markadir… Doktorculuk otculuk baharatcilik tanzim danismanciligi bir markadir… Fikirsiz fikir yürütme tarafgirlik acik oturumlasmasi bir markadir… Akil adam-kadinlik bir markadir… Roky bir markadir… Terminatör bir markadir… Che guara cocokola bir markadir…. Afyon gevisi gettirtiren toplum tecavüzcüsü diziler bir markadir… Sütyen saat terlik corap don kolye blezik bir markair….. Isid bir markadir…. Kibleyi konusup söyyleyen seccade bir markadir… Apartuman pahasina esarp turban bir markadir…. Kibris dahil ver de kurtullara ayni ihanet MARKA mahsülü gibi hormonlandirilip Birlesik Milletler keyfine küresel isgal yagmaciligin elkonulmus GASP ünitesi yapilmak istendigi KIBRIS…. Balkanlar Kafkaslar ARAPLAR dahil, sözde YENi OSMANLICILARIN ümmet hayrani BOP özel kilifinda sanki bizdenmis gibi tarz giyip sekilden sekillere bürünerek her türlü yozlasmayi soguklugu bagnazligi bilgisizligi caresizligi yabancilasmayi yedirip yalatip yutturup aliskanlik haline getiren degersizlestirme kirli akintilarindan sinip saldirarak Atatürk`ü silip, Türkiye Cumhuriyeti`ni yikip ve Türklügü geldigi tarihin ezeli göcerligine yeniden savip sürgün etme köktenciligine eslik ve refakatcilik edercesine hicbirinin devlet diye tanimadigini(yuro- amerikaya karsi ve yuroamerika dahil) , tek basina savasini verip DEVLET diye (halen henüz ayni onurla ayakta durup yasayan fakat Bop Esbaskanligi`nin israrla ver kurtullara yüzelli Ege adasinin üstüne üstlük kiyagimiz olsun diye eklemek istercesine tavir durum ve tutum takindigi) ilan etmisti KIBRIS´i Türkiye…. Bu bakimdan tüm güvenlik güclerimizin hayatini hice sayma pahasina ülke varlik yokluguyla esdeger tüm uluslararasi oyun kurgu isgal sömürü soygun yikim yagma bölme parcalama plan projeler kiralik katilligi odakli PEKAKA´ya karsi verilen onurlu mücalele, Baskanlik sisteminden vazgecilmedigi sürece ve Yepege baglantili Suriye kuzey sinirboyu Kürt Kafatascisi devletlesmeye en az Türkiye Cumhuriyeti sinirlari icerisinde yürütülen mücadele yogunlugunda derhal dolaysiz ve hemen devreye sokulmadigi müddetce, ne yazikki ESBASKANLIKTAN tek baskanliga servetlenip saltanatlanma hacizi, yahut Bop isi rehin takasi, veya delikten süpürülmemesantaj noktasinda kilitlesmis ` kirmizi cizgi silme süpürme ` tanzim teslimiyet dayali döseli borsa banka medya mafya siyaset tarikat holding sahsi cikarina ülkeyi devleti milleti soyup sömürüp satip savuran ihanet ihaleciligine kalite artirip, süreklilik saglayacaktir.Seyfi Karaca……………Haziran / 16
1,505
Gül Güneşçe Gül yüzlüm, bir gün de gül yüzüme, bir gül güneşçe Her gün güller açsın gün yüzünde, her gül güneşçeGönül gözlüm, şu yüreğime bir bak, odları gör Bengisuyunu coşturup, güller der, gül güneşçeGönül evimi gül bahçesine döndür ne olur Toz pembe rüyalarıma güller ser, gül güneşçeGüzelliğini gizleme gözümden, göynür özüm Yüz göster, güllerle bezensin her yer, gül güneşçeGözüm gönlüm açılsın, salınarak gel bahçeme Mahzûn bülbüle gizli bir selam ver, gül güneşçe
72
72. Genel Kültür Yarışması - 04.05.2015 - Ülkemizi temsil eden Milli sporcularımız en son hangi branşta Avrupa Şampiyonu olmuşlardır...? 1. Basketbol 2. Futbol 3. Güreş 4. Boks 5. Halter 6. Karate
31
Kirpiler Katledilmiş Yaşasın istenmemiş, bahçe içerisinde, Hunharca katledilmiş, tam cahillik içinde…Bahçe şahsımın değil, korumam gerekirdi, Fakat koruyamadım, şahsım evde değildi…Kırkayakları bulsa, yese hiç olmaz mıydı? Bahçe temizlenirdi, denge sağlayıcıydı…Dengeleri bozmasak, kırkayaklar gelir mi? Evlerimiz içinden, bu böcekler geçer mi? Anlattım günler, aylar, aydınlatmak gerekir, Cehalet aydınlanmaz, kültürle dengelenir…Tüm zehirli böcekler, tırtıl ve de fareler, Bazı küçük yılanlar, birtakım haşereler…Akrepler, kırkayaklar, kirpilerce yenilir, Rab'bim böyle emretmiş, tabiat dengelenir…(1998)
67
Gül Bülbül Durmaz dili aşkı söyler, Bülbül muhabbette güle... Kendi halin onu dinler, Gülde sanki güle güle.... .Söylenir kendi ile, Sen gül bülbül,gül bülbül... Bir gül,bir bülbül haliyle, Güller bülbül,bülbüller gül...
31
Ölüm Yenilir Aşka Doldurabilmeye çalışıyorum boşluğunu Her defasında daha geçerli mazeretler uydurarak... Gün batımı ya da saatin soluk sesi uyarıyor özlemi Bir oluyor sevginle yıkıyor kentlerimi. Beton yığınları arasında sessiz bekliyorum Karabasanlar tutunuyor soluklarıma Mezarlaşıyor duvarlar daha da yükseliyor binalar Trafik sıkışıyor dilimde, Sözcükler yaralı, yorgun gözlerimden okunuyor. Ölüm; ardında hiç kimsenin olmadığı kapı... Kenti de saklıyor Kendim atıyorum toprağı mezarıma Susarak kendim ağrıtıyorum herkesin acısını Telaşla uyanıyorum kabuslardan Senin hala benim olduğunu hatırlayarak, Her defasında böylece saygıyla alıyorum nefesimi. Sonra ölüm diriliyor alışarak yokluğuna Sevmeyi de daha da öğrenerek...
90
Her haline razıyken Yar… Efkârıma ver Aczi yetim ve zafiyetim Olarak gör Sitem etme, Hor görüp aşağılama Nazarların, nefesin Ele veriyor seni Ben senin Her haline razıyken Sende bende Razı ol diyemiyorum Senin tercihlerine Saygı duyuyor Ve sabrediyorum Sükût eden bir nefes olarak Zaten çekiniyorum Seni endişe içinde Bırakmamak için çalışıyorum Elimden gelen gayreti Hiçbir an esirgemiyorum Ama yine de seni Memnun edemiyorum Her ne yapsan suçlanıyor Ve endişe ediyorum Senin gözlerinde Kaybolmaktan korkuyorum Çünkü seni çok seviyorum Önem veriyorum Senin kalbinde özlenen Olmak için yaşıyorum Bazen suskun sokakların Davetine icabet ediyorum
92
Yalnızım Bugün yine yalnızım Gecenin ortasında zifiri bir ıssızım Dolunay boşluğunda mekansızım Yıldız aydınlığında yine ışıksızımBugün yine yalnızım Dünya devletinde kayıtsızım Zaman aleminde ansızım Sema genişliğinde kanatsızımBugün yine yalnızım Seni istedim sabırsızım Seni sevdim artık sırsızım Beni benden alan güzel hırsızım Sen yoksan arttıkça artar sızımBugün yine yalnızım Mezarımda topraksızım Kefenimde yakışıksızım Ey elam mezarıma bir nur yak ışıksızım
59
Ey aşk Ey aşkEy aşk sen yokken acıydı hayat Ey aşk sen yokken kabustu hayat Ey aşk sen yokken yaşamak zor zanaat ve Ey aşk sen yokken ızdıraptı hayatEy aşk Sen varsın artık Ey aşk karşımdasın Ey aşk hayatımdasın ve Ey aşk işte tam buradasınama Ey aşk bu hayat bana niye hala ızdırap ama Ey aşk bu hayat bana niye hala acı ama Ey aşk bu hayat bana niye hala kabus ve Ey aşk bu hayat bana niye hala pervasızEy aşk satılmış turgay karabacak saturka73@hotmail.com
85
Gülgeç Gönül başın derde düşer Dost sandığın yaran deşer Dost ayrılır üçer beşer Dost bildiydim sende gülgeçSinem dost aşkıyla yandı Gönül her denene kandı Her gördüğünü dost sandı Dost bildiydim sende gülgeçHer baharın vardır yazı Gönül her telden çal sazı Gör oynadıkları kozu Dost bildiydim sende gülgeçDilim söyler yaralardan Eylediğin karalardan O çirkin naralardan Dost bildiydim sende gülgeçDostluk er sözlülük mertlik Senin yaptığın namertlik İyi sözüne hep sertlik Dost bildiydim sende gül geçDerd uyandırır acıyla beni Avare aklın başına geldi yeni İyi birşey sanırdım bende seni Dost bildiydim sende gül geç1982
91
Elbiseler Gibi İçi De Eskir İnsanın; Bir süre sonra, insanlar pekde umrunda olmamaya başlıyor. Kimin ne düşündüğünü ne yaptığını umursamıyorsun bile, yorulunca kendi kabuğuna çekilip, o küçük dünyanda yalnız yaşamayı öğreniyorsun artık.Gözyaşını kendi ellerinle silmeyi, ve derin hüzünleri tek başına atlatmayı öğrendiğin vakit, birdaha kimseye ihtiyacında olmuyor.Siz buna yanlızlık diyorsunuz, ben ise huzur.Eğer hala yüreğinizde bir ağrı hissediyorsanız, değerini bilin. Sezen dinleyin, Ahmet dinleyin, sigara yakın, dolsun gözleriniz, silmeyin.. Unutmayı düşünmeyin bile, sarılın acılarınıza. Gün gelir, sığınacak bir acınız bile kalmaz. Benim gibi.. Neden mi anlatıyorum bunları? Ben artık hiçbir şey hissetmiyorum. Ne sevgi, ne de nefret.. Ben de umutluydum, çok güzel hayallerim vardı. Hepsi kursağımda kaldı.. Çok uğraştım iyi bir insan olarak kalabilmek için, olmadı.. 'Kimi sevdiysem bana düşman oldu' diyor ya şair, aynen öyle. Umut dolu uyandığım her yeni gün, bir şeylerin yoluna girmesini beklemekle geçti. Eksildim, azaldım, tükendim.. Her şey daha da kötüye gitti. İçimden ne geliyorsa yazmak istedim her seferinde. Yazamadım.. Hayata olan kırgınlığım, kelimelerle anlatılmayacak kadar büyüktü.. Eğer hala yüreğinizde bir ağrı hissediyorsanız, değerini bilin. Ben artık hiçbir şey hissetmiyorum.. "Herkes yaşlanır, bense eskiyorum."
179
Ay Yüzlüm'e Dua Kör olsun sana kem bakan tüm gözler Fitneden fesattan korun ay yüzlüm İncitmesin seni hiç kötü sözler Her zaman övgüler duy sen ay yüzlümGeçmişe kalınca bir sünger çekip Haksızı Allah'a şikayet edip Evinde her zaman şükürler edip Rabbim'e emanet ol sen ay yüzlümMutlu bir yuva nasibin olsun Oğlun da kızın da sana can olsun Harama bakmasın gözlerin sakın Eşini ömrünce sev sen ay yüzlüm
67
Kadınlara değer veren din islam dinidir Eski zamanda kadın mal gibi satılırdı, Kadınlara değer veren din islam dinidir. Kadın ordan oraya itilip atılırdı, Kadınlara değer veren din islam dinidir.Kızlar uğursuz sayılır öyle bilirlerdi, Çoğu kız beş yaşına gelmeden ölürlerdi. Araplarda kızlar toprağa gömülürlerdi, Kadınlara değer veren din islam dinidir.Çok yerde kadına nefretle kin güderlerdi, Sevmediği kadını bırakıp giderlerdi. Avrupada kadına eziyet ederlerdi, Kadınlara değer veren din islam dinidir.Kadınlar çabuk alınır yapısı içlidir, Çoğu toplumda kadınlar her zaman suçludur. Kadınlar insanlığı Peygambere borçludur, Kadınlara değer veren din islam dinidir.Yusuf kadın olmasa idi bizi kim tanır? Bilmezler ki kadının yaptığı ekmek yenir. Kuran-ı Kerim'de kadın erkek eşit denir, Kadınlara değer veren din islam dinidir.
112
Hasretim Sana Özlemim var sevgi dolu kucağa Aksaray yoluna hasret yollarım Kaç yıl oldu gelmeyeli ocağa Anamın dizine hasret çekerimYürekten yaşadım zalim gurbeti Yalnızlık içinde çektim hasreti Kavuşmak uğruna verdim serveti Eline değmeye hasret çekerimGökkuşağı gibi açar çiçeği Ağustos’ta öter cırcır böceği Ne hoşta kokardı tandır böreği Aşına, taşına hasret çekerimEkin tarlasında terin atarlar Ay ışığında harmanda yatarlar Pazar yerlerinde sebze satarlar Helal kazançlara hasret çekerimUlu ırmak boz bulanık akar mı Sel gelince duvarları yıkar mı Hasan dağı Ekeceğe bakar mı Eyleyin bir haber hasret çekerimAdı gibi büyük yeşil Aksaray Tarih derininde var beyaz saray Ne dağında, ne taşında yoktur fay Yaşamın tadına hasret çekerimYaz ayında eser serin, serin yel Aza razı, çoğa bağlamaz ki bel Şükür dergahında, nimeti helâl Can ciğer dostlara hasret çekerimTozlu yollarını severim candan Et ayrılmaz güzel bilinen yardan Vazgeçemem ayrı olsam da serden Yeşil tepelere hasret çekerimÖzütürk, bu özlem yakıp yıkmadan Gurbet elde can bedenden çıkmadan Mücadele ver ki kazan, bıkmadan Bitsin bu ayrılık, hasret çektiğim
161
Ne Akıl Ama Dünya ne güzeldi vaktiyle, Mozaik görünümündeydi, Yönetim biçiminden müziğe kadar Her şeyleri farklıydı ülkelerin, Çok renkliydi gezegenimiz. Ama birilerine battı bu güzellik, Bozmaya soyundular onu, Her ülkeye demokrasi dayatarak Dünyayı tek renk yapmaya giriştiler, Sonra ‘Eurovision Müzik Yarışması’ adı altında Deli kızın çeyizi gibi Hep bir örnek parçalar çıkardılar ortaya. Şimdi de istiyorlar ki, Her ülkedeki tüm azınlıklar Kendi yönetimlerini kursun Ve kendi kafalarına göre takılsınlar, Yani ülkesel renklilik ile Küresel tek tiplilik yayılsın dünyaya Ve yani bir zıtlık, Perhiz ile turşu zıtlığı bir arada olsun. Ne akıl değil mi? Vaktiyle dünyadaki her milletin Diğerlerinden farklı birer azınlık olduğunu Ve onlardan oluşan mozaiğin Yeterince güzellik taşıdığını göremeyerek, Hem o manzarayı renksizleştirerek Ve hem de ülkeleri çok renkli yaparak Marifet sergilediğini zanneden akıl…
125
Beko Oluverir Herşey mem û zîn kadar yaşama yelken açacak kadar sevdalıyken Beko oluverir çevrendekiler... Sonra dengesi bozulmuş doğada inatçılığın. Bir mezar taşı bırakıverir anılara. Birde kimisine süzülen bir göz yaşı.Doğum günü ile ölüm anı arasında, Bir ömürlük sevdadır Seni şiirlere kurmak... Ansızın patlayıverirsin gözlerimde. Bana kalan kağıt parçaları...
49
İzmir'in Dağ Çiçekleri Gün onbeş mayıs bin dokuzyüz ondokuz: Hasan Tahsin İzmir'in Konak meydanında.. Elinde tabanca.. Sesinde bir kurtuluş muştusu var. Çanakkale'de toprağın örtemediği, Dedem uyanmıştır.Gün yirmi altı ağustos bin dokuzyüz yirmiiki: Mustafa Kemal Afyon Kocatepe'de. Al bir atın üstünde..En önde.. Parmağı kurtuluş yolunu gösterir. "Ordular! ..İlk hedefiniz Akdenizdir.İleri! .. O yolda, dünyanın durduramadığı Anam, babam, bacım yürümüştür.Gün dokuz eylül bin dokuzyüz yirmi iki: Kulağımda atların ayak sesleri.. Toz duman.. Atılır, o ayaklar altına İzmir'in dağ çiçekleri.Ve coşkulu insanların göz bebeklerinde; Bir bayrak indirilir çıkmamacasına. Bir bayrak çıkarılır inmemecesine.
89
Bowling Spor deyince futbol gelse de akla, Oynayacağın birçok spor dalı var, Her sporda yarıştığın zaman hakla, Sevip başaracağın çok spor dalı var…Bizim İnsanımız alışmış hep futbola, Tabi futbol koşarak oynanır ayakla, Topun sihirbazı olup rakipten sakla, Her spor kazanılır başta inanmakla… ………………………………………………… ………………………………………………… …………………………………………………. Bowling; birey ve ekip olarak oynanır, Ağır top yerden hızlı şekilde yuvarlanır, Top gidip çok lobutu devirdiği zaman, On lobuttan çoğunu deviren kazanır… 26.05.2017Eğitimci-şair-Yazar
69
Dünya bir yokluğun içinde kaygıdır dünya yaşamak denen suça yargıdır dünyaistemeden geldiğin isteyerek kaldığın konak dünya unutur birden seni hayallerine daldığın bunak dünyaen sevilen yalandır yalan dünya en zehirli yılandır yılan dünyasen ne dersen de boşa döner dünya aldanma ışığına biter bu şaşa söner dünya
45
Sen haklısın usta! Kesin olarak doğum günü bilinmeyen ve 15 Haziran 1879 tarihi doğum günü olarak kabul edilen Neyzen Tevfik için bir anma…Türkü yine o türkü, sazlarda tel değişti, Yumruk yine o yumruk, bir varsa el değişti! Neyzen TevfikNeyzen sözünü çok önceden söylemiş, Ama gösterişli bir kürkü olmadığından, Burnu havada olanlar, gülüp geçmiş. Sözlerdeki acı gerçeği anlamadan.Tepeden tırnağa delirmiş bir ülkede, Hayat şehirler arası otobüs gibi… göstermeyince, satın alınmış bileti Kimse Neyzen’i durup dinlemedi.Kelimeler değişiyor, sesler değişiyor, Gelenekçi, modern, asri, pos-modern Hastalık değişmiyor, ilaç değişmiyor, özür dilemenin faydası da yok Neyzen’den.
91
Yaşamama Sensin Neden YAŞAMAMA SENSİN NEDENSen olmasaydın ne ayın şavkı düşerdi karanlık sulara ne de gün ışınlarıyla yekinip yürürdü yaşamın suyu, Sen olmasaydın çoktan gelmişti Mehmedin ebedi uykusu... Canım yaşam kaynağım kutsal maralım, Eğer bugün ben adım atabiliyorsam daha gelecek günlere, Tutup saçlarını bayrak bayrak savurabiliyorsam rüzgarda sevgilimin, Tüm bunların ilhamı sendendir Sana olan ateşten tutkum sona ermez umudum senin yüreğimde durmadan filizlenen sevgindendir...17/9/13 KÖLN
65
Zor Bir Aksam Zor Bir Aksam Bana Bu Gece Uyku Girmez Oldu Gözlerime Bakin Saat iki Olmus Gece Zor Bir Aksam Bana Bu Gece -- Cektigim Bunca Cile Bosmus insan Düsünce Dostu Yokmus Hanim Bile Sorunlu Olmus Zor Bir Aksam Bana Bu Gece -- Yatsam Gözüme Uyku Girmez Bu Dertler Beni Hic Güldürmez Süründürür Belki de öldürmez Zor Bir Aksan Bana Bu Gece -- Bogazimda Dügümlendi Heceler istemem Gelsin Böyle Geceler Derdim Bir Deyil Desem Gecerler Zor Bir Aksam Bana Bu Gece ---
83
Hayat... Yorgundu beden yılların acılarını yükünü taşımıştı tek başına …hayat çok yormuştu bu bedeni bu yüreği acılarla yoğurmuş daima mücadeleyle geçirmişti ömrünü…bazen yenildim dereken yeniden tutunmaya çalışmış bazende sessizce karanlıklarda kan akıtmıştı… ey hayat sen benden çocukluğumu aldın yaşamadan bense senden canlarımı aldım … sen benden gençliğimi aldın bense senden en değerli şeyi sevdayı aldım… geri alamıcan benden iki şeyim var.. biri canlarım biride sevdam sevgim yüreğimde yaşattığım ve daima yaşatacağım sonsuz sevgilerim… yorulduğum her anımda onları getiriyorum aklıma. hasta bedenim çaresizlikle kıvranırken onların sevgisiyle duruyorum ayakta …belki, sen çok şeyimi aldın geri vermedin hiç birini..kim bilir belki şans verilse silerdim keşkelerimi.. olmadı hayat sen kazanmaya devam ederken öyle bir noktada senin önüne geçiyorum ki inadına yaşamak gibi sen bile şaşıyorsun bazen … şimdi mevsim ilk bahar ama ben sevemedim hiç ben hep kış ayazını ben hep sonbaharı yaşadım ve onları sevmeyi öğrendim gazel olmuş yapraklar gibi düştüm bazen dalımdan bazen savruldum rüzgarda bazende karda çiçek açtım imkansızı başardım bazen zoru seçen karçiçeği kardelen gibi….haksızlıklılara göğüs gerdim acıyan yanımı kimselere göstermedim tutundum hayata canlarım pahasına can verdiğim sevgilerim pahasına en değerli varlıklarıma adadım ömrümü onlarla ağladım onlarla güldüm … birde birde sevdim aşkı yaşadım hiç bilmediğim ve hiç bilmeyeceğimi sandığım duygu sevgi aşk …oda acıydı oda kanattı oda bazen gidenler kervanına yol aldı yada sen git diyenlerden oldu …ama ben can verdim sevgime kanayan yüreğim olsada sevgim kanım gibi kırmızı bir güldü yüreğimde açıcaktı daima ve hiç soldurmayacaktım ben onu asla ister onlu hayat ister onsuz varlığı yetecekti yorgun yüreğime …onu da aldım çile heybeme onuda kattım acıyan yanıma onada yer verdim ….hayat..canlarım gibi canımda kanımda artık yorgun bedenim onlar için dayanacaktı senin ağrı yükünü taşıyan çile heybemde omzumda … sakıncaktım onları haksızlıklardan acıtanlardan onları kimseler üzemeycekti ben varken kimseler dokunup acıtamayacaktı onları çünkü onlar benim canımda can kanımda kandı…sakınıcaktım onları senin umutsuzluklarından aşkımı hoyratca harcatmayacaktım kimselere.. o sevgili beni harcasada ben onu gözümden bile sakınarak sevecek ve saklayacaktım ağrıyan kanayan yanımda… çünkü hayat yaşam gücüm yok artık senle kavgalarım hiç bitmedi bitmeyecekte belki …oysa sevgim beni yaşatacak kadar kuvvetli canlarım beni ayakta tutacak kadar değerli idi benim için..şimdi yine gece yine yorgun bedenim ve birazda hasta..sessizce bir köşede yine göz yaşlarım ve yine suskunluğumla baş başa bu güne kadar savunduğum tüm ilkelerimi şimdi yüreğimdeki sevgili yoluna harcadım yıktım inançlarımı sevgiye dair ne kadar güvenim varsa savurdum inandığım tüm inançlarımı rüzgara..gecenin karanlığında ama yinede sevgi en değerli duygu aşk gerçekti bende bir kez sevdim ve ötesi yoktu….. bir gün bulursam ben gibi seven sevdiği uğruna her şeye göğüs geren işte o gün sevgili seni terk ederim işte o gün senide yüreğimde kabul eden bir sevenim olursa eğer koşar giderim ona …işte koca yalan yüreğim söylediğin kendin bile inanmadığın bir koca yalan kimseler sevemez ben gibi kimseler anlayamaz sevgili seven yüreğim gibi..canlarım birde sevdam işte benim bütün dünyam …acım sürecek acılarım yıllara eklenecek ben acılarımla yaşamayı sevdim be hayat seni artık ben değil seni acımadan harcayanlar güldürecek çünkü sen bana çile vermekten bıkmadın bende senin verdiklerini heybeme atıp omzumda taşımaktan hiç bıkmadım ve bıkmayacağımda… harca bozdur bozdur şimdi kendini sana inat sevdiklerim için bende seni bozdurup harcayacağım bundan sonra var mı ötesi haydi sen söyle şimdi….Karçiçeği nazarHepimizin bireysel bir alanı vardır bilirsiniz ve o alan korunaklıdır....biz izin verdiğimiz sürece, bizim dışımızda birileri o alana girebilir.... Sadece güvendiğimiz, dostluğunu ispat etmiş, zarar vermeyeceğine inandığımız kimseler girebilir... Ancak çoğu insan, o alanı korumayı bilemediği için zarar görür, hatta kötü sonuçlarla karşı karşıya kalır... Bazılarımız bundan ders alır, tecrübe edinir... Bazıları ise yüreğini bile bile yağmaya açar...tabii, bedel ödemeyi göze alarak... İşte bir gün içimden bağırdığım, yakındığım anların birinde,o hiç bilmediğim, sesini duymadığım kişi bana şöyle yazmıştı: 'yüreğini kolayca açıveren biri, aldanmaya en müsait olandır aynı zamanda'nazardan
613
Eskiden ESKİDEN ÇOK ESKİDEN! ! ! ! Eskiden sevgi taşardı yuvalardan bahçelere,şimdi yorgunluk ve mutsuzluk! İnsanların gözlerinde yıldızlar barınırdı.Neşe saçardı gülüşler,kahkahalar savrulurdu,şebboyları kıskandırırcasına.Sadakat vardı,sevgi vardı,huzur vardı.Şimdi hayata bezginlik ve hep şikayet.Bir kişi çalışır,bin kişiye bakardı.Bolluk ve bereket taşardı yuvalardan.Şimdi bir bereketsizlik,bir fakirlik ve sevgi açlığı.Yuvalardan gelen çocuk sesleri,çocuk acılarına ve çığlıklarına dönüştü.Yuvalarda yetimlik,öksüzlük kol gezmeye başladı! İslam dininin mükemmelliği unutulur oldu! Allah korkusu,peygamber aşkı,kuran sevgisi yaşanır olmalı yuvalarda! Sevgi öğretilmeli çocuklara! Öksüz büyümemeli hiç bir çocuk! Dinimiz güzel yaşanmalı ve yaşatılmalı! Sabır erdem olmalı! Sadakat ve sevgi ölümsüz! Bir kalbe bir sevda sığdırılmalı! Yuvalardan mutluluk ve sevinç çığlıkları taşmalı! Kadınlar ağlamamalı! Dudaklar beddua,için değil,dualar mırıldanmak için aralanmalı! Çocuk şarkıları yayılmalı bahçelere,kuşlar,ağaçlar,çiçekler,bulutlar ve gökyüzü şahit tutulmalı mutluluğa! Aşk ve sevda yaşatılmalı sonsuza dek! Mutluluk var olmalı! ....şair Hülya Kaya
128
Bir Gel Sevdiğim Haber salmış o yar gelirim diye, Sen gel de bahar gelsin sevdiğim. Gönlümdeki yerin aynı mı? diye, Üzülme,gönül tahtım senin sevdiğim..Dön sevdiğim; kuşlar görsün nasıl dönülür, Çiçekler görsünler ruhlarda nasıl açılır, Cennet yok iken henüz,cennet nasıl yaşanır, Gel ki dünya görsün sevdiğim...
45
Güven Ağladım gecelerce, Gözyaşlarım oldu deniz… Mutluyduk hâlimizce, Niye ayrıldık böyle biz? ..Ayrılmanın olmaz hayrı, Kalamam kızımdan ayrı, Yaşayamam bundan gayrı, Güzel kızım Ahsen’siz…Sarılmadı yaralar, Bozuldu gitti aralar, Kafamda cevapsız sorular, Yürümez evlilik güvensiz…5 Aralık 2001, Burhaniye
37
SAĞLIĞINI HİÇE SAYDIĞIN YETEr... SAĞLIĞINI HİÇE SAYDIĞIN YETER... Merhaba saygıdeğer gönül dostlarım. Dünyada bir çok insan para, döviz, altın, elmas, mal, mülk olursa yaşanır diye kendine teselli arıyor. Oysa sağlık olmadıkça varlık olmaz, varlık olmadıkça da dirlik olmaz, inanç olmadıkça da birlik olmaz. Bu duygularla yola çıkarak sağlığınızı hiçe saymayın bence diyorum. Bir çok arkadaşıma kötü alışkanlıkların esiri oldukları için uyarılarda bulunuyorum. Karşılığı olarak kimi sitem ediyor kimi haklısın diyor ama yinede pisliklerden vazgeçmiyorlar. Sadece sigara ve içki içtiğinden dolayı akciğer kanserinden kaybettiğim çok merhum arkadaş vardı. bunları gerçekten yaşarken uyarmıştım ama sözümü dinletemedim. Beni en çok üzen zararlı mikrobu, maddeyi savunmaya geçmeleridir. Son zamanlarda kalp krizinden de çok vatandaşımız ölüyor sebebi malumdur. Sizlere doktorların sunacağı bilgileri sunacak kapasite de değilim ama şiirlerime duygumu yansıtacak marifetim var. Sağlığını hiçe sayanlara yeter diyorum, çünkü insanlığın insanca yaşamasını arzu etmekteyim. Hastalara şifalar diliyorum. Hoşça kalınız.***** HİÇTE *****Şu gurbet eline gelişin belli, Beyninde ur olmuş hayatın biter, Olamadın asla sen tatlı dilli, Sağlığını hiçe saydığın yeter.Yalın ayak, başın, gerdanın açık, Depresyon, stresle şuurun kaçık, Dişler dökülüyor dudaklar uçuk, Sağlığını hiçe saydığın yeter.Sigara, içkide yasaktır sana, Fakat inanmadın çok küstün bana, Habersiz gidersin sen her bir yana, Sağlığını hiçe saydığın yeter.Gece uyumazsın gündüz yatarsın, Kredin tükenir borca batarsın, Uyarı yaptıkça sirke satarsın, Sağlığını hiçe saydığın yeter.Düzenli değildir yediğin gıda, Zeki'de canını ediyor feda, Kendine dikkat et er sen murada, Sağlığını hiçe saydığın yeter.***** BİTEN HAYAT *****Zenginde, fakirde ömür tüketir, İster taze yiyin, istersen bayat, Vade azalırken salavat getir, Öylede, böylede bitiyor hayat.Ekşide, turşuda gıda içinde, Acısı, tatlısı farklı biçimde, İtina göstersen bile seçimde, Öylede, böylede bitiyor hayat.Kimi çekmek ister uzaklara hat, Kimi ahşap ister kimileri kat, Denize açılır villa türü yat, Öylede, böylede bitiyor hayat.Pahalı kumaş çok bedeni örter, Vücudun içinden hastalık dürter, Amelini artır, kendini kurtar, Öylede, böylede bitiyor hayat.Zekice düşünen çok konu yazar, Kimi esnaf olmuş geziyor pazar, Her canlı toprağa gününde sızar, Öylede, böylede bitiyor hayat.***** AMELİYAT VAR ****Kemik erimesi sebebi kanser, Doktor Savaş Güngör damadı kurtar, Onkoloji bunu elbet benimser, Koldan ve bilekten ameliyat var.Organ nakli oldu yine kırıldı, Takılan platin birden ayrıldı, Gerek kalmayınca alçı sıyrıldı, Koldan ve bilekten ameliyat var.Ankara başkentte neler oluyor, Hekimler hastaya çözüm buluyor, Kötü hücreleri bir bir alıyor, Koldan ve bilekten ameliyat var.Isparta şehrimden çıkmıştı yola, Afyon, Polatlı'da verildi mola, İki bin on yediye bir ay kala, Koldan ve bilekten ameliyat var.Zeki'nin evladı oldu Süleyman, Dilek kızım mutlu olmalı aman, Arif oğlum ona ayırdı zaman, Koldan ve bilekten ameliyat var.***** BİTTİ Mİ? *****Saçım ağarıyor dişler çürüdü, Çocukluk kalmadı, gençlik gitti mi? , Vücuda sınırsız dertler yürüdü, Acaba benimde pilim bitti mi? Gözlerim bulanık, kulağım sağır, İletişim için birazcık bağır, Bacak seke seke yürüyor ağır, Acaba benimde pilim bitti mi? Mide hazmetmiyor, gırtlağım kurum, Ciğerler çürüdü çok feci durum, Gece uyanığım, uykumda yarım, Acaba benimde pilim bitti mi? İlaçla dinmiyor ağrı ve acım, Bakmaktan usandı anne,eş, bacım, Aşk, meşk hayal oldu terk etti cicim, Acaba benimde pilim bitti mi? Dünyalık hevesler henüz bitmeden, Zekice dostları memnun etmeden, Bir çok başarıya imza atmadan, Acaba benimde pilim bitti mi? Ispartalı Zeki Çelik TÜRKİYE İLESAM il temsilcisi.
509
Bulutun Kaderi Rüzgar Güneşi büyüktü kuraklığın toprağına gül dedim Alemde kahkahalar masumca içime yayıldı Gölgenin duvara vurmaması gecenin kaderiydiEy sevgili hatıra diye sende bir ben olsaydı Bende ki sen ler toz toprak içinde kalmazdı Rüzgarın zorbalığı say ki bulutunun kaderiydiMarifet gül de değil güneşi doğuran yürekteydi Hazzına çekilen acılar bilmem sevinir mi eğlenir mi Yüreğin gizinde beslenen sevda sevenin kaderiydi....
60
Düş bozumu Sözün asaletidir, yalnızlığı düş yapan Yüzyıllık bağ evini bekleyen genç bir anı tapusu kimindir bilmez; o yaşlı bahçe böğürtlen dikeninde gecekondu bir hüzün müşkülünde asmanın sessizlik kırıntısıGelincikler gece siyahtır; gök kuşağı aklım ayrık otları gül imasında hemen her sabah ya üzülürsün dalga geçmesine çalı çırpının ya sevinirsin karıncanın ekmek kavgasına
52
Senin İçimde Her yerde her zaman her yaz her kış her batış çıkış.Her yakarış yokoluş her gülüş benliğin her ölüm kördüğüm her düğün geldiğin. Hep üstümde sevdiğim gökyüzü sarıldığın ve içimde gözyaşı aynada göl sandığın.
35
Deniz Deniz mavi bir balık yazıyor, siliyor gri bir balığı. Deniz alev alan bir kruvazör yazıyor, siliyor kötü yazılmış bir kruvazörü. Şairlerden daha şair müzisyenlerden daha müzisyen benim yorumcumdur, eski deniz, geleceğin denizi, taçyaprak taşıyıcısı kürk taşıyıcısı. Yerleşiyor içimin derinliğine: yeşil bir güneş yazıyor, siliyor eflatun bir denizi. Yarı açık bir güneşi yazıyor deniz kaçıp giden bin köpekbalığı üzerine.
59
Kurban Bayramı Kan akıtmak bayram oldu Cana kıyıp bayram dedik İki rekat namaz kıldık Cana kıyıp bayram dedikKurbanlıklar inek, koyun Söylen kimler kurdu oyun Doyun açlar haydi doyun Cana kıyıp bayram dedikMektup yazdım zarfı pulsuz Savunmasız hayvan dilsiz Can havliyle düştü halsiz Cana kıyıp bayram dedikDer Yusuf ‘um vahşet dursun Zincir halkasını kırsın Adam gibi bayram olsun Cana kıyıp bayram dedikYusuf Ter 11.12.2008 Saat 17:23 İsviçre
66
Ayrilik gidiyorum bastirdi yine ayrilik sancisi gun pesimden kovaliyor beni dilimde bir ayrilik sarkisi gece gunduz demeden sana bir kelime olsun soyleyemeden ben gidiyorum bu ilden gozu kor olasi ayrilik yuz yilin sarkisi gibi kulaklarimda ben gunun tozlarina karisirken seni buralarda birakmak yelkenimi yanliz açmak bir sila ruzgari beni senden alan gidiyorum elveda bir daha gelmeyecegim bu ellere.Ataturk Hava Limani mayis 2003
62
Sözlerim Ağlarsan ağlayanın yanında olursan cennette gülersin, güleni ağlatırsan yalnızlığa itersen cehennemde feryat ederken bağırarak kıçını yırtarak sessizce feryat edersin yalnız kalırsın, ama anlayamazsın seni duyan olmaz, ne verirsen elinle oda gelir seninle. Ağlayanı güldürmek bu dünyada gülmek için değil, ahirette gülmek içindir. Yani bir taşla dört kuş yakalamaktır. Kaybolma karanlıkların koynunda, gönlünde olan sevgiden merhametten bir parça dağıt, yık parçala karanlıkları, ışıklar içinde gönüllerde huzurla yaşa. Sen sustukça damarlarında yalnızlık haksızlık zulüm akar, sessizliğe ses olmak yalnızlığa düşene dost, zulüm yapanın suratına okkalı bir tokat sözle vurmak gerek. Acılarla yanmak önemli değil, acılarla yananın halinden anlamak, yarasına merhem olmak, tatlı bir sözle teselli etmek gerek. Yoksa Yüce Allah bu acıyı kuluna boşuna vermemiştir, anlaması koşması yaraları sarması için vermiştir. Bir mızrak gibi saplanmasın yalnızlık kalbine, yalnızlıkları insan seçer, ya çok bencildir ya da çok çıkarcıdır ya da hiçbir şeyi kabullenmez elleri ile iter yok eder, kendi eliyle yalnızlığın mızrağını kalbine kendi elleriyle saplar. Mehmet Aluç
156
Bowling Spor deyince futbol gelse de akla, Oynayacağın birçok spor dalı var, Her sporda yarıştığın zaman hakla, Sevip başaracağın çok spor dalı var…Bizim İnsanımız alışmış hep futbola, Tabi futbol koşarak oynanır ayakla, Topun sihirbazı olup rakipten sakla, Her spor kazanılır başta inanmakla… ………………………………………………… ………………………………………………… …………………………………………………. Bowling; birey ve ekip olarak oynanır, Ağır top yerden hızlı şekilde yuvarlanır, Top gidip çok lobutu devirdiği zaman, On lobuttan çoğunu deviren kazanır… 26.05.2017Eğitimci-şair-Yazar
69
Gurbet Geceleri Bekçisiyim, bu serin Bu siyah gecelerin Gurbetten daha derin Bir yara yok içimde! Korku bilmez ölümden Her gün yeniden ölen Bir bade gibi neden Biteyim bir içimde! Ne aşkım, ne emelim Soluk bir karanfilim Ben gurbette değilim Gurbet benim içimde!
42
Dağlar Merttir Dağlar merttir,serttir hep yerinde Kar’ı erimez kalır onun tepesinde Güneşte saygı duyar ondaki kar’a İnsanı yaralar bitirir içindeki yara Her dağın bir yarası vardır kanar Dağ da dağ gibi kalacağını sanar İcindeki köz bir gün ateş,kor olur Birgün dumanı bütün obayı sarar Ovalar hayrandır onda ki heybete Hep onlar yüksekte bekler nöbete İci kan ağlar ama söyleyemez söz Doktor bile yazamaz ki ona recete Kimine yol verir, kiminede vermez Ona neden böylesin ki, hic denmez Bazen yeşillenir, acar kucağını bize Bir kızdın mı o, orduları getirir dize
89
Rastgele Açılan Kurşunlar Nedeniyle Mahallemde düğün var şahsım gidememiştir, Her elde bir silah ki ateş edilecektir…Düğün ki yakınımda Tevfik Bey evleniyor, Silahlar ateş almış şahsımızsa ürküyor…Sevmem hiçbir silahı hele eğlencelerde, O ölüm sebebimiz bazen yüreklerde…(2012)
35
Babaannem ile Hasbıhaller - 1 - Rahmetli babaannem çok sağlıklı bir insandı zamanında. Sekiz on yaşlarında namaza başlamış ve de ömrünün sonuna kadar; son bir iki senesi hariç beş vakit namazını kılmıştır. Dedem rahmetli, biz doğmadan çok seneler önce vefat etmiş, biz görmedik.Bizim apartman üç katlı aile apartmanı, bu sebeple zırt pırt birbirimize girer çıkarız. Babannem de sıra ile birer ay üç oğlunda kalır. Bir ay biz de, bir ay küçük amcam da, bir ay büyük amcamlarda...Arada anlatır durur bize eskileri, eski günleri; bazen hafif gözleri nemlenir, bazen iç çeker inceden. Kendi düğününü anlatmış bize, çocuklarına torunlarına zamanında. Küçük amcam da, ben de kafaya not etmişiz, düğünün nasıl yapıldığını, neler olduğunu, nasıl olayların geliştiğini...Mezeretlik, zibidilik amcamda da var bende de var biraz. Daha önce konuştuk küçük amcamla, babaanneyi kafalayacağız bu gece...Neyse uzatmayalım amcam bize geldi,kaş göz işaretlerinden sonra, ben sazı aldım elime, başladım konuşmaya.''Yav babaanne, senin düğünün ne kadar güzeldi, ya dillere destan bir düğündü.''gözleri parladı birden, ''he he'' dedi, sonra biraz kendisi anlatır oldu, daha sonra küçük amcam girdi lafa...''Seni ata bindirdiler ya anne, hepimiz oradaydık, Cevdet ağa, Cemal ağa(babamla büyük amcam)ben torunlar,Ahmet, Mahmut, Murat, Dilek, Adnan, amcam hızını alamadı pasa sayıyor. Babaannede jeton düşmedi henüz, kafa sallayıp duruyor. ''He ula he''dedi... ''Ben dodopal idim ata bindirdiler, silah milah da attılarıdı'' tekrar ben girdim lafa''Horon filan oynadık ya babanne senin düğününde,Adnan ağa akordeon çaldı''yine devamla''Senin begin Mahmut ağa oğlanlarla, torunlarla sancı ilacı(Rakı) içtiydi...Babannede yine jeton düşmedi, öbür taraftanda annem ile babam ve diğer amca çocukları renk vermeye başlayınca biraz, rahmetli işletildiğini anlar gibi oldu. ''Siz nerdeydiniz ula o zaman benim düğünümde, daha doğmamıştınız zibidiler''dedi...Tabi biz makaraları koyverdik sülalecek. Allah rahmet eylesin babanneme yad ettik...Dodopal:Gelin
275
Bekliyor Bekliyor Hem yol vermiş hemde selam Özlem dolu dostla gelem Hem ağlayıp hemde gülem Dost dediyim dost bekliyorUmmanlar var yolumuzda Sevgi denen ruhumuzda Umud denen solumuzda Dost dediyim dost bekliyorDost selamın aldık dostum Dost Şerefi bulduk dostum Güneş gibi doğduk dostum Dost dediyim dost bekliyorDost Şeref 28.03.2010
48
Aşkın Deryası Sabırla Dolu Sırdır Aşkın deryası sabırla dolu sırdır Sabır eden varınca kapısı açılır Aşk açılır gönüle gülümsemesi serpilir Aşk ile seven sabırla cennet bahçesine varır Bu âlemde olmazsa ahrette kavuşur Aşk işte böyledir sabır eden kul bahçesinde buluşur Gelecek olan cennet güzelini bekler kavuşurSabırla aşk olmazsa varılmaz hiçbir sırra Yusuf sabırla sultan olmadı mı mısıra Sabırsız kul ermez varamaz huzura Yola devam edemez düşer her bir çukura Aşk işte böyledir sabır eden kul bahçesinde buluşur Gelecek olan cennet güzelini bekler kavuşurÂşık Gülveren’im ben aşk kapımı her gün çala vura Aşk ile beni seven cennet güzeli halimi her gün sora Aşk ile olunca gönül düşse de yakmaz ki ateşten kora Aşk bir nurdur her kula nasip olmaz varamaz ki bu nura Aşk işte böyledir sabır eden kul bahçesinde buluşur Gelecek olan cennet güzelini bekler kavuşur
136
Geçmişe özlem Dün geçmiş tarihimin sayfalarına şöyle göz attım Okudukça üzüldüm şuan ki halimiz üzdü derinden Kafilelerle geçiyordum sayfalar arasından Tuna’dan Yaşamak istiyordum ihtişamlı günlerimizi yeniden Geçtim dün eski Meriç nehri üzerindeki köprüden Ecdat ayrılalı o topraklara kanlı gözyaşları dolmuş O güzelim camim, han, hamamım yerle bir olmuş Son demde bu mevsim gibi benzim de kül olmuş Düşman yeniden Plevne’yi dört yandan kuşatmış Gazi Osman paşa geçiyordu, gözümün önündenHalil ÇOLAK 27.02.2010 ANKARA
72
Arkadaşım Yıllar önce coşkuyla çıktığımyolda, Hiç bitöez mi bu çile bilemiyorum. Her köşebaşında bir garip durur, Gün batımı sessizlikler içerisinde. Bunca sızı,acı neyin nesi ki, Düşen her yaprakta ayrılık bir esinti, Her aşkın sonunda elem tasa bana mı, her poyraz esintisinde. Düşen kar mıdır saçında aklar, Ellerin tutmaz olmuş,ayazdan korkar, Gözlerinden yaşlar sel olur coşar, Her bahar esintisi savrulduğunda.
59
Sevgiliye Mektuplar SEN BABAMDıN, TANRISIZ ODALAR KORUNAĞIM B en ölüm hikâyeleri okurdum A ttığın bana doğru adımlarda B en ölürdüm, sen ki; A cırdın ağları bozulan örümceklere.........Suyu delerdi küfürlerin, iki adım ötede mevsimsel renkleri yaşamlarına serperdi insanlar, dört mevsim kara kıştı iklimimiz tipiler serpilirken üzerine... Aman vermiyordu güneş, bildik tek yıldız olmuyordu gecelerde, her cisim yabancı, her insan taciz kardı sence... Gözlerimi hayata açtığım günden bugüne yarattığın, yaşattığın şiddetin alfabesinden ansiklopediler yazacak yetkinliğe eriştim onulmaz katkılarınla (baba!) ............Eğreti yaşamından yansıyan serçelerin ürkekliği, kırılgan çocukluğun mahcup ve utangaç gözyaşlarıydı ama yasal olmayan tüm yollardan onurumla reddederken dünyaya gözlerini açan her bebeğin babası olmak istemem saplantısından kurtulamıyorum... Doğan her çocuğun potansiyel şiddet mağduru olma düşüncesi ne acı... Sayende her çocuğa acımak ne güzel (baba) değil mi? Senden değil bisiklet basit bir futbol topu isteme cesaretim bile olmadı, olamazdı da zaten ayağının altında top gibi oynar, anneme sabah akşam küfrederdin beni doğurduğu için... Oysa doğduğum evin yakınından bile leylekler geçmez g e ç e m e z d i, küfürlerin, bağırtından tüm mahalle bıkmış, senden sinmişlerdi... Rüyalarımı süslerdi bisiklet, benim dışımda hemen tüm çocuklar pedal çevirirken sen saçlarımdan başımı çevirirdin, pedal çeviren çocuklar düşse de en fazla dizleri kanar, benim ise başımdan kanlar akardı duvara vura vura... Bisikletim olsa sanki Devrim yapacak gibiydim, şimdi yılda bir devrim yapan oğlum var, ne acı hiç göremedin (baba!) ............Vakur bir çocukluk sergilemek ister katkılarınla beceremezken komşu bahçelerden erik, hindi inciri çalarken bir keresinde yakalayan ev sahibi tokat atmış, aklıma sen gelmiştin, bu tokat öyle evcil ve yumuşaktı ki... Bisiklet ve futbol toplu bütün çocuklar sayende gizli rakiplerimdi ve maçlarında beni takımlarına almazlar o anda seni anar, kulaklarını çınlatırdım... Tanrısal sorunlarımın nedeni olmuştun bir kez namaz kılmaz, bir kez oruç tutmazken beni her Cuma camiye, yaz tatillerinde camideki kuran kursuna zorunlu tutardın ama bir kez bile gitmedim gider gibi yapmışlığımda hep kaçtım ve senin aran iyi diye çocuk aklımla geceleri Tanrıyla gizlice söyleşir ve kavga ederdim... Yıllar sonra tüm dinleri reddetmiştim çünkü bir yerlerde savaşlar oluyor çocuk ve kadınlar ölüyordu, bir yerlerde çocuklar açlıktan ve hastalıklardan ölüyordu, bir yerlerde insanlar din-iman pazarlayarak yalılarda oturuyor ve birileri bunları görmüyor muydu? .........Tarif edilmez acı çekmiş sabaha kadar ağlamış, sabah sen gidince öldürüp çöpe attığın minicik fare yavrusuna sembolik mezar yapmıştım bahçenin görünmez bir köşesinde... Kimse görmeden her gün gözyaşı dökerdim gizlice minik mezarın yanında ve bahçenin her tarafına hayali kale yapmış korunağım olmuştu kalelerim, düşlerimi burada kurar ama seni görür görmez kale ve düşlerim yıkılır gül solar, serçeler kaçar, güneş batmadan önceki saatlerde gölgeler bile anında yok olurdu... Her çocuk geleceğe dair hayalindeki mesleği söyler kenarından tutardı sanki umutlarının, oysa ben çocuk yetilerimi dahi yitirmeye başlamıştım umutlarımın kör kuyusunda... Her koşulda destek olan annem sayesinde okulda mahallede, her yerde azda olsa dik durabiliyordum ve onun kazandırdığı alt yapım sayesinde Uluslar arası İlişkiler bölümünden birincilikle mezun oldum............Annem öldüğünde hıçkırıklarım azgın nehir gibi çağlıyordu, definden sonra evde de ağlamaya devam ediyorum diye tekme ve yumrukların olmayan gemileri yakmamı sağladı... Öyle utanmaz Öyle şerefsiz ve acımasızdın... Hastalığı nedeniyle otuz altı kiloya düşen yine de soframızdaki aşımızı suyumuzu eksik etmeyen ayakta dahi durmakta zorlanan o melek kadına, o anneme yağmurlu bir gecede defalarca, hayvanca, canını yaka yaka, bağırtarak tecavüz ederek ağlatmıştın ya yan odada ablamla sarılıp annemizin gözyaşına yoldaşlık, yarenlik ediyorduk titreyerek, korkarak... Sabah utanmadan kahvaltıya oturduğunda geceden ablamı yitirmiştin, uğurlar ola şimdi öyle huzurlu, öyle hüzünlü, öyle de iyi anne ki uzaklarda da olsa hemen her gün ses-leşiyoruz... .........Paradokslarım inançsızlığımdan değil ama öylede olsa davranışlarım değişmeyecekti ve senin birinci derece akrabalarını bile sınırlarımdan, iç ülkemden def ettim... Hadi beni boş ver ablama anneme bir kez bile sahip çıkmadılar ve şimdi öyle sefil, çaresiz ve derbeder oldular ki sanki gizli bir güç tepelerine balyoz gibi indi, inmeye de devam ediyor... Sadece izliyorum, üzülmüyorum yaşantımda seyirci kaldığım tek olay da bu biliyor musun? Etme bulma dünyası diyesim gelmiyor da ilahi güç desem uzaktaki yakınım (kardeşiyim artık) tebessüm eder mi? ...Ah bir uyanabilsen, ah bir görebilsen Pazar günü çevrendeki mezarlarda birileri babalarına ağlayacak ama sana ağlayan kimse olmayacak (baba!) ... Rahat uyuyor musun bilmiyorum ama seni rahatlatacaksa dinle; toprağa verileceğin gün ‘oğlu gelmez, öldürsen de gelmez diye konuşuyorlardı... Geldim... Uzaktan izledim... Ağladım... Çok ağladım... Annem kadar ağladım... Babam kere ağladım... ‘Hoşça kal baba dedim sadece kendim duyacağım şekilde... Rahat mısın? Sana ağladım aslında kendime ağlarken... Ve senden kaçarken sığındığım bütün Tanrısız odalarımı o gün orada yıktım... Hoşça kal (baba!) ...B ana masal oku baba A ğaçlarla konuşma, sus B en rüyalarımı yaktım A ğaçlara masal oku baba!
742
Gurbet 2 GURBETGURBETEşikten sonramıdır, kapılar ardındamı? Fersah fersah uzakta, yabanellerindemi.? Devleşen özlemdemi, yoksa kavuşmada mı? Nerede biter sıla, gurbet neden sonradır? Oysa mavi hep mavi, yeşilse aynı yeşil. Öyleyse nedir gurbet, Yada; sıla hasreti? Nerede biter sıla Gurbet neden sonradır? BİRGÜL KIZILKAYA 2010
43
Minik Dünya'da O akşam Minik'in canı çok sıkılıyordu.Yatağına uzanıp pencereden dışarıyı seyrederken düşünmeye başladı.Acaba başka gezegenlerdeki yaşıtları neler yapıyordu? Onların da canları sıkılıyor muydu? Bu soru günlerdir kafasını meşgul ediyordu.Bir ara gökyüzüne baktı.Çok uzakta 'Dünya' adlı masmavi bir gezegen vardı.Bu gezegeni seyretmek onu mutlu ediyordu.Rengi de diğer gezegenlere hiç benzemiyordu. 'Benim gezegenim kırmızı.Acaba o niçin mavi? ' diye düşündü.İyice meraklanmıştı.Bu bulmacayı çözmek istiyordu. Ve bu gezegen hakkında araştırma yapmaya başladı.Araştırma sonrasında, bu gezegende yaşam olduğunu, orada da su, toprak ve hava olduğunu arıca bu gezegenin adı da 'Dünya' olduğunu bulmuştu.Artık Dünya'ya gitmek orayı daha yakından görmek orada arkadaşlıklar edinmek istiyordu.Bir gün eline bir fırsat geçmişti.Artık istediği gezegene gidebilirdi.Çünkü, ona özel bir araç yapılmıştı.Artık Dünya 'ya gidebilirdi.Çok mutluydu.Hemen aracına binip Dünya 'ya doğru yol almaya başladı.Uzun yolculuktan sonra Dünya 'ya varmıştı.Ailesiyle birlikte çok mutlu bir hayat kurmuşlardı.Minik orada arkadaşlıklar kurdu.Sonsuza kadar Dünya 'da mutlu mutlu yaşadılar. Minik birden bir ses duydu 'Minik yavrum kalkarmısın okula geç kalacaksın' bu ses ona hiçte yabancı gelmiyordu.Gözlerini açtığında karşısında annesini gördü.Bunların birer rüya olduğunu anlamıştı.Rüya bile olsa çok mutluydu.Ve bu rüyasını sonsuza dek unutmayacaktı.
179
Konuştu duvar Her gün gelip geçerdim de önünden Selamıma selam vermezdin Dünya alem bilirdi de dilini Bir kelamıma kelam vermedinBilirdim buzdandı yüreğin Soğuk gölde donmuştu küreğin Dünya alem bilirdi de gözlerinin rengini Bakışlarıma bir bakış vermedinHep merak etmiştim bu sessizliği Kendimde aramıştım sebeplerini Öğrendim ki bir sebep ben değilim Sebeplerime sebeb vermedinHer önünden geçişimde derdim, günaydın! Kaybolur giderdi boşlukta kelamım Ne sesin vardı nede selamın Sesime sesini vermedinSeni tanımaya adadım kendimi Senin bundan haberin yoktu, belli Uzaktan seyrettim gizemli halini Gizemime gizemini vermedinGizlice yüreğine girdim, haberin olmadan Ruhunda gezindim sabah olmadan Eremediklerime erdim gün doğmadan Sırrıma sırrını vermedinYüreğin buzluydu bedenin, etten duvar Ne korkun nede eyvallahın var Sesin yoktu sadece görüntün var Yankılanan sesime cevap vermedin Günaydın, nasılsın canım “günaydın iyiyim, hoş geldin” aaa! ! Bak konuştu duvar hayır duvar değil karşında insan var oldu canım hayırlı sabahlar hala inanamıyorum valla konuştu duvar....
143