poes
stringlengths 103
153k
| poe_length
int64 21
20.9k
|
---|---|
Ay IŞIĞI..
ay ışığı kutsaldı,
yüzüne basılmadan önce... ay ışığı masumdu,
toprağı kazılmadan önce... ay ışığı çapkındı,
mehtabı suya düşürmeden de önce... ay ışığı oynaştı,
rüzgarı bulutu görmeden önce... Fikret Turhan-Yalova,
04.07.2013
| 32 |
Dolunay Zamanı
Nöbetini devralıp ortancaların Misk ü anber tutacağım eteğinden Hicret elifini küheylan kılıp Bir lokma bir hırka Gül yakısı vurup sürgünlerime Patika yollarda gün doğana dek Adalet diye hep haykıracağım
| 31 |
Yağmur Ve Ben
Yağmur sessizce ağlayarak
Gözyaşlarını üzerime akıttı
Bense yüreğimin içine...
Yağmur
Yeryüzüne hayat vermek için ağlıyordu
Bense senin gidişine...
Yağmur güçlüydü
Kötü olan herşeyi
Sel suyuyla alıp götürdü
Bense anılarımı sakladım hücrelerime...
Yağmur az sonra
Sevgilisi güneşe kavuşacaktı
Bense hiç bitemeyecek
Sensiz karanlık gecelere...
| 46 |
H.d 033 Nicelik Ve Nitelk
NİCELİK – NİTELİKNicelik mi önemli,
nitelik mi diye bir soru ile karşılaştığımızda! Nicelikte önemli nitelikte deyip,
dünyada her zaman Nasrettin Hoca’nın
YE KÜRKÜM YE fıkrasının yaşanmakta olduğunu da
unutmamamız gerektiğini düşünmüyor değilim. Elbette insanlar kılık kıyafetlerine göre karşılanır,
ilim, irfanına ve faziletlerine göre uğurlanırlar. Doğrusu da bu. Fakat gelişen ve gelişmekte olan dünyada,
bilgi kadar belge de önemlidir. Bilgisini belgeleyemeyenler, işin ancak hamallığına talip olabilirler. Basit bir örnek.
Siz teknik resim ve tasarım adına çok mükemmel mimari bilgi ve beceriye sahip olsanız, çizdiğiniz mükemmel bir projeyi hayata geçirebilmek için, mimari yetenek ve mesleki bir başarısı olmasa da diploması olan herhangi bir mimarın onayından geçirmek zorunda olduğunuzu unutmayınız.. Mesleki ilgi, bilgi ve yetenek NİTELİKTİR.
Amma diploma ve diplomanın verdiği yetki ise NİCELİKTİR. Çarpıcı bir örnek daha vereyim.
Siz dünya Ralli şampiyonu olsanız, ehliyetiniz yoksa, trafikte seyrederken trafik polisi çevirdiğinde, Ralli şampiyonluğunuz ceza almanızı engelleyemez. Siz şoför sayılmazsınız. Usta şoförlük NİTELİK İSE onu belgeleyen ehliyet NİCELİKTİR. Bir örnek daha.
Çok sevdiğiniz ilim ve irfanına çok değer verdiğiniz kâmil bir insan, mesleğinde mahir değil ise! İşinizi o kamil dostunuza mı, yoksa aynı mesleği icra eden, mesleğinde mahir ama insaniyetinde sakat birisine mi yaptırırsınız? Kişilik NİTELİK, meslek ise NİCELİKTİR. Tabi ki dostluklarda ahlak ve insanlık yönünden nitelik her zaman önde gelir, ve gelmelidir. AMA NE OLUR;
NİTELİKLİ İNSANLAR NİCELİKTE KAZANSINLAR.
Meziyetiniz ile beraber mesleğiniz de olsun. Meslek ve marifetiniz ne olursa olsun ama, ona geçerlilik ve değer kazandıran belgenizde bulunsun. Özelde, pratikte bilgi önemli olsa da resmiyette belge çok daha önemlidir. Değerli dostlar hayat hamasetle yürümez. Gerçekçi olmak ve hayatın gerçeklerini görmek ve göz ardı etmemek lazım. Vatan millet Sakarya, diyenler, kaçırdıkları fırsatların,
zayi ettikleri imkânların arkasından hasret ve pişmanlık ile bakarlar ya. Hayatta önümüze çıkabilecek olan makul fırsatları,
meşru sınırlar içinde değerlendirmeyi ihmal etmeyelim. Kaçan fırsatın arkasından pişmanlık duymaktan başka yapılabilecek bir şey yoktur. Sonuç olarak nitelik çok önemli olmakla beraber, nicelik ondan hiçte geri değildir. Onların bir bütünün iki parçası olduğu, asla unutulmamalı ve göz ardı edilmemelidir.27/11/2010
| 330 |
Okuyucularıma
Okuyucularıma;
Yahya Kemal’in dediği gibi “Şiir darası alınmış sözdür.”Öyle hisler vardır ki kalemle anlatmak mümkün değildir.Duyguları mısralara dökebilmek,sizlerin kalplerine ve duygularına hitap edebilmek çölleri yeşertmek kuru bir dikene gül açtırmak kadar güzeldir.
Şiirin çok içerden bir yerden geldiğine inanan bir insan olarak dizelerim de biraz olduğu gibi birazda geldiği gibidir.Hayatta zaten böyle değimlidir? değerli okuyucularım.
Ben bir gönül işçisi olarak okuyorum,takip ediyorum,yazıyorum ve en iyisini yapmaya çalışıyorum.
Bana göre şiirin kötüsü olmaz,en iyi şiirde şairin içinden geldiği gibi yazdığı şiirdir.
Bu yüzden-özellikle bu güzel yurdumun insanlarını okumaya,yazmaya özendirmek,şiiri ve türkülerimizi sevdirmek,insan ve doğa sevgisini aşılamak en büyük hayalimdir.
Değerli üstat Nazım Hikmet’in dediği gibi;
“Nerde türkü sesi duyarsanız oraya gidin orada kötülük yoktur.Kötülerin türküsü olmaz”
Bu toprakların damarları da Karaca oğlan’dan Yunus’a,Pir Sultan Abdal’dan Aşık Veysel‘e,
Summani’den Mahsuni‘ye,Ahmet Arif’ten Nazım Hikmet’e ve daha nice gönül ustalarına uğrayan o kalın ve güçlü şiir damarının gücüne çok inanıyorum.İnsanlık değerlerinin bozulmaya yüz tutuğu çağımızda,suç oranının gittikçe artması,ceza evlerinin dolması,sokaklarda geceleyenlerin çoğalması,yoksulluğun hat safhaya ulaşması,din adına işlenen cinayetler,demokrasi adına ayaklar altına alınan insan onuru ve savaşların temelin de;
Çarpık eğitim,manevi yoksulluk,adalet ve vicdan duygularını zayıflaması yatmaktadır.Ulu Atatürk’ün “Eğitimdir ki bir milleti ya özgür bağımsız yaşatır yada kulluğa,köleliğe sürükler”
Sözünü hatırlatarak doğru ve seviyeli bir eğitimin zirveye ulaştığı çağdaş ve aydınlık bir Türkiye,terör ve savaşların bittiği,adalet ve vicdan duygularının yüceliği,barış ve kardeşlik duygularını hakim olduğu ve sevgi ile yeşeren bir dünya hayali ile umudumu hiç kaybetmedim.Yaratılanların en şereflisi olarak insan var oldukça ümidimi hiçbir zaman yitirmeyeceğim.
Bütün çirkin görüntülerin altında pırıl pırıl çiçeklerin açacağı günlerin mutlaka geleceğine inanarak,sizi dizelerimle baş başa bırakarak derin bir sevgi ve saygıyla sizleri kucaklıyorum. Adem Karagöz
| 267 |
Sevgisiz hayat
Sevmek hayatın kanunda var
Gönülde yürekte gözlerde var
Sözlerde şarkılarda şiirlerde var
Sevgisiz hayat neye yararMasallarda romanlarda var
Destanlarda yazıtlarda var
Filmlerde öykülerde var
Sevgisiz hayat neye yararkelebeğin kanatlarında var
Arıların kovanında var
Yumurtanın akında sarısında var
Sevgisiz hayat neye yararCeylanın bakışlarında var
Güneşin sıcaklığında var
Yunusun suya dalışında var
Sevgisiz hayat neye yararYağmurun yağışında var
Toprağın cömertliğinde var
Yıldızların ahenginde var
Sevgisiz hayat neye yararBir bardak sütte var
Rengarenk gökkuşağında var
Annenin merhametinde var
Sevgisiz hayat neye yararÇağlayan ırmaklarda var
Bembeyaz yağan karda var
Meyvelerde sebzelerde var
Sevgisiz hayat neye yararHerşey ama herşey insanlar için
Herşey Yaradan'ın hediyesi
Yaradan süslemiş koca kainatı bizler için
Herşey onun sevgisinin göstergesi
Sevgisiz hayat neye yararSevgi görmeyen gözler
Sevgi açılan gözler
Sevgi gönle düşen bir kor
Sevgisiz hayat neye yararSevgi yürekte bir sızı
Sevgi sevmektir rüyalardaki kızı
Sevgi acıdır bazı
Sevgisiz hayat neye yararSevgi gökyüzene aşk
Sevgi denizlere sevda
Sevgi doğaya aşk
Sevgisiz hayat neye yararSevi bir tatlı muhabbet
Sevgi içten bir merhamet
Sevgi bir başka hayret
Sevgisiz hayat neye yararSevgisiz kalp bir ölü
Sevgisiz gözler kör
Sevgisiz hayat manasız
Sevgisiz haya neye yarar
| 183 |
Dinime saygı
Müslümanız diyenler uymuyorlar bile islamın beş şarta
Tutmaz Oruç,tutanada yok saygı bak gence hele karta
Hastası ihtiyarı da ulu orta sokakta yeniyor pasta
Yok ta Dinden Kitaptan haberimiz beyin ve kalpler olmuş hastaGayrimüslimler başka konuda gösterirken Dinime saygı
Sözde müslümanım diyenler bakınız ki nasıl farklı
Belertme sakın gözlerini uy ozaman adaba erkana değilmiyim haklı
Derlerya İman ile paranın kimde, olmaz deme bana bu konuda göster farkıİmanda bende parada bende diyorsan sendeki iman hangi dine mensup
İlgilendirmez beni tutup tutmaman saygı göstersene ey mezzup
Göstermez tepkisini korkak Müslüman nereye kadar hep böyle sus pus
Din Allahın Dini ya, ama maddene dokunsan ya müdahalen kan kusturupNormal ne yapalım sözde Alimin bile derse Dinler arası diyalok
Anlatmazlar gerçekleri Ayet Hadislerden kendilerinin bile haberi yok
Sözde bunlar Din adamı kalpleri yansımış suratlarına tövbe tövbe B..........
............................................................................................. sokDeme bana sen nasıl müslümansın ağzından çıkmıyor doğru bir kelime
Ne yapayım anlatmıyorlar doğruları benimde yakışan bu dilime
Madem be yanlış söylüyorsam yakışanı söylesinler benim Dinime
Söyleyemiyorlarsada bıraksınlar o zaman yada sıksınlar Ş....lice beynimeHerkeze değil bu sözlerim bilen bilir kendini bu ithamlar muhatabına
Kaç sözde hocanın yaşantısına uyuyor söyleyin Kuranukerim Kitabıma
Oda diyor devlet memuruyum ögle ikindi akşam tamam mesai devamına
Toru topu en fazla birbuçuk saat zaten eeee bak sen şunun kavramınaDiyeceğim oki dostlar balık değilmi baştan kokmuş
Diyorlar bunlar meslek için sade imam olmuş
Sabah ve Yatsı Namazına bile mesai ister olmuş
Sanada diyeceğim bir şey yok deme bana ee ne olmuş
| 238 |
Satılıyor vatan
Nerede benim ozanla yazarım
Satılıyor vatan savunanı yok
Susmuş şairlerim susmuş çizerim
Satılıyor vatan savunanı yokAşıkların tutulmuş mu dilleri
Yazarların bağlanmış mı elleri
Ses vermiyor şu sazımın telleri
Satılıyor vatan savunanı yokSümerbankım ve et balık kurumum
Kalmadı dünyada eski durumum
Bankalarım madenlerim sorunum
Satılıyor vatan savunanı yok.Parklarla bahçeler yollar kalmadı
Şaştım kaldım buna aklım almadı
Kurudu nehirler suyun salmadı
Satılıyor vatan savunanı yokBilimden sapıp da cahile kanma
Karartma hayatı ateşte yanma
Öğünlük şekerle yıl geçer sanma
Satılıyor vatan savunanı yokAçlığa mahkumsan sana aş yetmez
Ödünç mazot ile araba gitmez
Bir ton kömür ile bu kışlar bitmez
Satılıyor vatan savunanı yokSata sata kıyı burun mu kaldı
Tersane limanı boru da aldı
Herbiri bulunmaz börekle baldı
Satılıyor vatan savunanı yok.Denizli-4.9.2008
| 120 |
Selam
Rüzgar beyaz bulutları, koyun diye güdermiş
Çiçekler şarkı söyleyip, güneşe el edermiş
Hepinizden neşeliyim, doğanın çocukları
Yar bugün lütfeyleyip, bana selam göndermiş29 Mart 2008
Mersin
| 26 |
Güneş batsa bile yerinde durur
Güneş batsa karanlık olur ama,
Güneş batsa bile yerinde durur.
Güneş batsa ay ışık verir sana,
Güneş batsa bile yerinde durur.Kutup yıldızı gökte duruyorken,
Dünyada kimseye muhtaç olma sen.
Yıldıza bakıp yön bulmayı öğren,
Güneş batsa bile yerinde durur.Işığın varsa kendine ışık yak,
Bu düzeni böyle kurmuştur Hak.
Karanlıkta Kutup Yıldızına bak,
Güneş batsa bile yerinde durur.Gece yoksa günün kıymeti olmaz,
Zamanın kıymetini insan bilmez.
Güneş battı diye hayat son bulmaz,
Güneş batsa bile yerinde durur.Yusuf güneş ışığı yere siner,
Gün yükselir akşam aşağı iner.
Gece olsa da dünya yine döner,
Güneş batsa bile yerinde durur.
| 101 |
Anlamli Sözler 844
Dünyanın En Şerlisiİyiliği emredip kötülükten çekindirmektir, insanlığın gereği.
Bunun tersini yapan ve yaptıranlar ise, olur dünyanın en şerlisi.Berlin, 29 Ağustos 2010.
| 24 |
Sararan Yapraklardan Sana Derin Düşünce
Sararan yapraklardan sana derin düşünce!
Dallardan birer birer kopup yere düşünce!
Canından can çekilir, dilin/nefesin donar;
Bir bitişin korkusu yüreğine düşünce...20.06.2011 / Metanet Yazıcı
| 29 |
Sensizlik
sen yoksun diye gönül bahçemde soldu güller
artık ötmez oldu bülbüller
yaslı yaslı eser yeller
dön gel artık bu hasret yeterdüşen her yaprak beni anlatır söyler
hasretinle yanan bu gönül seni ister
andıkça maziyi kan ağlar gözler
dön gel artık bu hasret yeterşimdi bana tek arkadaş karanlık geceler
dilim durmaz hep ismini heceler
bu sevda yüzünden yandı niceler
dön gel artık bu hasret yeter
(kırklareli 1984)
| 67 |
Sevgi İle Sevgi İle
Sabah uyan bak çevrene
Sevgi ile sevgi ile
Güzellik dolar evrene
Sevgi ile sevgi ileKalplerde çiçek açılır
Kötülüklerden kaçılır
Dostluk tohumu saçılır
Sevgi ile sevgi ileİnsanlığın temel taşı
Dürüstlüğün can yoldaşı
Akmayacak hiç göz yaşı
Sevgi ile sevgi ileSevgi ile gir gönüle
İnsanlarla tut el ele
Set çek kötülük önüne
Sevgi ile sevgi ileSevgi ile dolup taşmak
Birlik olup engel aşmak
Ne güzel böyle kaynaşmak
Sevgi ile sevgi ile
| 73 |
Ah Etmem
Tam, şafak sökecek ruhumun dehlizlerinde, derken,
Işıktan oklar, karanlığımı delsin diye beklerken...
Bir zalim kurşun parçaladı ciğerimi,kanattı benliğimi...
Dost bildiğim,can bildiğim, benden etti beni...Sımsıkı hayata yapışan ellerimi,
Azgın bir nehir kaptı,sürüklüyor bedenimi...
Bilinmezler yurdunda, meçhule koşan bir gölgeyim...
Beton duvarlara gömüldü hayallerim...Yaralıyım!
Gökler delinir feryat etsem,
Yaralıyım!
Yerler sarsılır feryat etsem...Etrafımda dolanan ne o var,ne bu var
Ruhum yalan yüzlerden muzdar,
Gözyaşım var,yürek ateşine deva...
Birtek dostum kaldı şimdi, o da dilimdeki dua...
| 75 |
Densiz Değer
Değer biçilirken densiz densiz
Biçilen kefenimiz
Geçmişte ne diktik ki be hey canlar
Bu gün istediklerimizi biçeriz4 mart 2010 Denizli
| 22 |
Üzülmez miyim
Gitme diye yalvardım ama sen gittin yad ellere
Tanrı üzülmez mi gidişine ben üzülmez miyim
Gittin kayboldu gölgen yalnızlık çöktü hayallere
Tanrı üzülmez mi gidişine ben üzülmez miyimGitme şu yanan yüreğim bir tek seninle buz olmaz
Şimdi yine çaresizim bir daha kışım yaz olmaz
Gidişine bir tek bizim düşmanlarımız üzülmez
Tanrı üzülmez mi gidişine ben üzülmez miyimGitme sorular var bilmeceler var yine her yerde
Seninle çözerim bulmacayı çaresin her derde
Nerde ama acı ama tatlı eski günler nerde
Tanrı üzülmez mi gidişine ben üzülmez miyimGitme acılar tükenmez dertler eksilmez yüzümden
Gitme gözyaşım yakar beni boşaldıkça gözümden
Gitme bir şeyler koparıp götürme benim özümden
Tanrı üzülmez mi gidişine ben üzülmez miyimGitme ellerine sarılıp dizine kapanayım
Gitme neyim varsa her şeyimi yakayım yıkayım
Gerekirse yalnızlığımın çilesinden kopayım
Tanrı üzülmez mi gidişine ben üzülmez miyim
| 134 |
Aşk Başka Bir Şeydir
Akşamın kızıllığına serpiştirilmiş yangın yerleri
Küçük küçük
Her aşık ufka baktığında çizer bu resimleri
Hangi duygu
Hangi doğa kanunu
Açıklayabilir bu kanatsız uçuşları
Kim ipe dizdirir bu kelimeleri
Nefes nefese çıktığım yokuşları acıya doğru
Sevdiren nedir
Aşktır Aşk başka bir şeydir
| 45 |
Siyah
Kendi yangınının dumanıyla karalandı gönül
Duvarları şimdi gözlerin gibi simsiyah
İster mavi sür ister kırmızı
Artık;
Ne maviyi mavi görürsün
Ne de kırmızıyı kırmızı
Ve zaten hiçbir zaman aklanmayacak siyah….21.12.2009
| 31 |
Kapkaççı
Düşmüşler bu kötü yola
Bulaşmışlar ahlaksızlığa
Eğer çalmazlarsa bir çanta
Bilinki hepsi ogün canttaBunlar PKK cı geri kalmış aile çocuklarıdır
Halkımız bıktı bunlardan epey zamandır
Kapkaç yapıyorlar çok zamandır
Bunları yakalayıp islah etme zamanıdır
| 35 |
Günaydın
Günaydın
yeryüzündeki, gökyüzündeki
savaşa hayır diyenlere
Yeryüzünü, gökyüzünü
Kirletmeyenlere, kurutmayanlara
Günaydın
onurunu koruyanlara
Günaydın
kardeşliğe, dostluğa
Günaydın
Gönül dostlarına6.4. 2007 09:50
| 22 |
Başkasının gelini..
Beyaz umutlardı hatırlarmısın...
Ben cocuk sen deli sevdalı,
Bahçede portakal ağaçları
Altında iki delidolu sevdalı...
Ben sözlerine bağımlı,
Sen gözlerime sevdalı...
Neydi beyaz umutlarımız
Ben sana tutkun bağımlı,
Hayalimiz birlikte yaşlanmaktı...
Beyaz umutlarmı....
Beyaz yalanlarmı....
Araya girdi zaman,
İki deli dolu sevdalı oldu iki yaban,,
Şimdi ben başkasının gelini
Sende çölde bir bedevi...
İki delidolu masum sevdalı...
Portakal ağaçlarının altında saklambaç oynadılar
Okadar iyi saklanmışlarki birdaha buluşamadılar...
| 69 |
Jandarmanın Anısı
Yüz elli beş yıldır görev başında
Tarihe geçmiştir şanın jandarma
Kırmızı mavisi vardır döşünde
Karışmış vatana kanın jandarmaİlkesini yazmış adilli olmak
Haksızlığa karşı hakkı savunmak
Adaletli olup eşit davranmak
Vatanda bellidir namın jandarmaJandarma var iken bu ocak sönmez
Sınırları belli vatan bölünmez
Şehitler verilir toprak verilmez
Dünyaya yayılmış ünün jandarmaGörevden dönmeden göreve koşar
Şimşek gibi çakar sel olur coşar
Sizinle bu millet huzurlu yaşar
Tatil siz geçiyor günün jandarmaAdamış canını vatana yurda
Yağmur çamur demez soğuk da karda
Nerde dara kalsak hazırdır orda
Engel yoktur açık önün jandarmaAfet yangın sele hemen ulaşır
Ayrım yapmaz canla başla çalışır
Tuncay in derdini böler paylaşır
Hatıramdan çıkmaz anın jandarma Bu şiiri oğluma ve bütün Askerlere armağan ediyorum
| 116 |
Anam
Dokuz ay koynunda gezdirdi beni
Ne cefalar çekti ne etti Anam
Acı tatlı zahmetime katlandı
Uçurdu yuvadan yürüttü Anam Anaların hakkı kolay ödenmez
Analara ne yakışmaz ne denmez
Kan uykudan gece kalkar gücenmez
Emzirdi salladı uyuttu Anam Doğurdu beni Sivas ilinde
Sivralan Köyünde tarla yolunda
Azığı sırtında orak elinde
Taşlı tarlalarda avuttu Anam Ben yürürdüm Anam bakar gülerdi
Huysuzluk edersem kalkar döverdi
Hemen kucaklayıp okşar severdi
Çirkin huylarımı soyuttu Anam Çocuğudum Anam bana ders verdi
Okumamı çalışmamı ön gördü
Milletine bağlı ol da dur derdi
Vatan sevgisini giyitti Anam Tükenmez borcum var Anama benim
Onun varlığından oldu bedenim
Kimi köylü kızı kimisi hanım
Ta ezel tarihte kayıtlı Anam Veysel der kopar mı Analar bağı
Analar doğurmuş ağayı beyi
İşte budur sözlerimin gerçeği
Okuttu oğretti büyüttü Anam
| 127 |
Kuşadası
Yağmur çiseliyor yine yavaş yavaş
Bir gün batımı Kuşadasında..
Gözyaşları gibi düşüyor tane tane damlalar
Çarşaf olmuş uyuyan denizin üstüne.Ve sonrası sabah,güneş doğuyor
Cıvıl cıvıl kuşlar,ötüşüyor agaçlarda
Sokaklar insanlarla doluyor yavaş yavaş
Geliyor yine kocaman gemiler limana.Sonra bitiyor bir gün,karanlık çöküyor
Gemiler ufukta kaybolup evine dönüyor
Sokaklar kalabalık,insanlar koşuşuyor
Hayat bir başka güzel kuşadasında.Genç,ihtiyar sevğililer yürüyor elele
Hepside gülüyor çok mutlu burada
Gümbür gümbür müzik yükseliyor Barlar Sokağında
Hayat bir başka güzel Kuşadasında.
| 74 |
Sabır Taşında
Benim de bu yazım böyle yazılmış
Ezilir dururum sabır taşında
Gönül sarayıma kabrim kazılmış
Süzülür dururum sabır taşında Kaç yıl gelip geçti kaçını sayım
Ne günüm gün oldu ne yılım ayım
Figanlar içinde feryadım vayım
Yazılır dururum sabır taşında Yıldırımım yine oldum derbeder
Yüreğimden çıkmaz gam ile keder
Herkes hesabını gün gelir öder
Üzülür dururum sabır taşında
| 59 |
Zalim töre
Zalim töre gözün çıksın
Sevdiğine kaçtı diye
Vurdular suna kızı
Zalim töre sonun gelsin
Ekrem kadirin oğlu
İsmail,i vurmuş
Kendiside otuz yıl
Ceza almış
Ya evde çoluk çocuk aç
Zalim töre gözün doysun
Artık birileri bir dur desin.
Çocukların geleceği
Hapse gömülmesin
Kızlara gelinlik yerine
Kefen giydirilmesin
Töre diye kimse katil olmasın
Töreyi kanla doyurmayın
Çocukların eline silah
Değil,kalem verin
Her yuvada
Töre diye cahil değil
Eğitim ile alim yetişsin.
TARİH:14.12.2006 İST
| 74 |
Bir Akşa Üstü
Bir akşamüstü
Bir akşamüstü daha geldi,
pelerini simsiyah,
Kaşı siyah gözü siyah
Bakışlarından is damlıyor,
Gülüşlerinden pas!
Bir akşamüstü daha geldi.
ulkar cenger
| 26 |
P A R L A K G Ö Z L E r
Görmeyen gözlerin hisleri farklı,
Aldığı bilgiyle erdirir aklı,
Seven, sevilenler olur meraklı,
Işıl ışıl gözler umut saçıyor.Rengarenk oluşu daha da güzel,
Mercekler çalışır kişiye özel,
İçine dalınca duygulan haz al,
Işıl ışıl gözler umut saçıyor.Gördüğü her şeyi hafıza yazar,
Ticaret erbabı kurulur pazar,
Üzücü şeylere elbette kızar,
Işıl ışıl gözler umut saçıyor.Beğenip, güvenmek onun onayı,
Düğünde, bayramda çeker halayı,
Avukatlık yapar, işin kolayı,
Işıl ışıl gözler umut saçıyor.Bebeklik, çocukluk, gençlikte canlı,
Olgunluk dönemde çok heyecanlı,
Zeki yaşlandıkça hüzünlü, gamlı,
Işıl ışıl gözler umut saçıyor.5-6-2013
| 96 |
Sevginin kökü olur!
(Yani, anla ki; sen beni sevmiyordun! ..)
.......
Sen, kendin için, hoşuna giden bir oyuncağı seviyordun ve onu ele geçirmeye çalışıyordun, başkalarından evvel...
Sen, kendini seviyordun, beni değil! ..
§
Şimdi, başka birine daha “onu sevdiğini” zannettirmeye çalışıyorsun, değil mi;
...hatta kendin bile “öyle olduğunu” sanarak! ..
.....
Kandırma insanları...
Kandırma, kendini de; çünkü sen, sevmeyi bilmiyorsun! ..
.....
“Seviyorum” zannedişlerini de sıvama “sevgi” diye gökyüzüne; çünkü bulutlar kapatıyor semayı! ..
(Gene duymak ister miydin gerçeği? ..)
§
Sevginin kökü olur...
Çeksen, çıkaramazsın... Kessen, ayıramazsın... Kırsan, koparamazsın! ..
.....
Sevginin kökü olur;
Yine biter, yine çıkar, yine sürer yerinden! ..
§
Çünkü sevgi;
Bir dağ keçisinin iştahla yediği sürgünde değildir! ..
Çamurun içindedir çoğu zaman;
Toprağın, karanlığın içindeki köktedir sevgi! ..
§
Bir keçinin iştahla saldırdığı, göğe bakan sürgünde değil; çamurla, toprakla ve karanlıkla savaşan köktedir sevgi! ..
Köktedir sevgi! ..
Mavi derinliğe “yalvarışlar” gibi uzanan canlı dallar ve yapraklar değildir sevgi;
Sevgi; belki ışığı hiç görmemiş ve görmeyecek olan karanlıkların içindeki köktedir...
Ve sevgi; sevdiğini “zannetmemek”tedir! ..
| 171 |
Haydi.
Haydi sevmelere gidelim.
Şiir gibi birbirimizi sevelim.
Kuşanalım insanlığımızı.
Yürekleri fetih edelim.
Haydi yüreğim sevelim sevelim.
Îlahi Kudretin şefkatine edelim.
Yıldız yıldız karanlıkta görünelim.
Aydınlıkta göz göze gelelim.
Sen bende ben sende.
Îç içe aydınlığa edelim.!.
| 37 |
Yetimlik derecesi
YETİMLİK DERECESİAmenna ve saddakna inşaellah düamız
Müstecab olur belki Çünkü ulvî davâmız
Şuara gardaşlarım davâmızda devamız
Oraya hediyeyi göndeririz buradanRabb' Tealâ Kulum der Habibi de ümmetim
Buyurun günâhkârlar işte size cennetim
Deyince Şuaralar Resulü gibi yetim
Kabûl edip hikmetle ikrâm eder YaratanEbediyet bahrinde rüuyeti Yaratanın
Bayram Cümüa günü vuslatı hak hûdanın
Görünür bağışlanan İSLÂMİ’ce gedânın
Çıkarınca masiyet kervanından aradan K E R B E L ÂBelâların en mendebur haytîni
Resûlüne kurşun attı kerbelâ
Önce âli sonra Ehli beytini
Takdiriyle! şehid etti şerbelâİlmin kapısıyla yetmiş iki can
Irak Ker belâ da, akıttılar kan
Ehl-i sünnet canlarda ki bu hicrân
Siccine teveccüh etti körbelâ Dâvet edip, Âli: gel kurtar dedi
Halife dâvet’icâbet eyledi
İhânet ederek Âli’yi yedi
İmânı inkâra sattı torbelâHüseyne ittiba ettik dediler
Eğer gelemezsen bittik dediler
Gelince: ehlibeyt tuttuk dediler
Cehennem narına yattı herbelâİslâmda: ihânet, yalana, taviz
Yoktur, irtikapta değildir caiz
İstimâlci, papaz haham ve aziz
Böyle amellerle küttü narbelâ O günden kıyâmet kopana kadar
İflâh olma diye yazıldı kader
İSLÂMİ sen düa etsen ne kadar
Tesir etmez, orda bitti horbelâ BOŞ GELEN BOŞ KALIP BOŞA GİDİYOR BOŞ GELENLER BOŞ KALANLAR BOŞLUKTA BOŞA KÜREK ÇEKERLER AT İZİYLE İT İZİNİ KARIŞTIRAN NEDİR DE? MÜSLÜMAN MÜSLÜMA NIN KARDEŞİDİR KARDEŞ KARDEŞİN AYAĞINIMI ALIR YOKSA YO LUNUMU TEMİZLER ŞUNU İNANARAK SÖYLÜYORUM İSLAM AHLAKI MUCİBİNCE HİÇ BİR MÜSLÜMAN MİDESİNE BİLE BİLE HARAM KAT MAZ ÇÜNKÜ HARAM GİREN BEDENDEN ALLAH KORKUSU GİDER İKİ Sİ BİRARADA DURAMAZ BU ADAMA OY VERMİŞ DEĞİLİM AMA HAK HAKİKAT NE İSE ONUN PEŞİNDEYİM İŞTE BU EMRİ İLAHİ DÜSTUR DUR Şimdi de ehli şuur olduğunu sandığım değeri kendisinden men kûl Tok mak Celaleddin bayın Topmağının İslam üzerine nasıl ne şe kilde indirdiğini bilmiyorum ama işte mel’aneti meydanda Hemide Sivaslı tokmak celalettinin şap ile şekeri Karıştırdığı BIRAKIN BENi (yeni) dediklerine Mukabelemdir HARAM BELDEMİZİN S.A.V. ALLAH’IN EMRİ İLE EFENDİMİZCE FETİH EDİLMESİNİN YILDÖNÜMÜNÜ TEBRİK EDER İKEN DERİMKİ: UYANALIM GAFLETTENArtık yeter diyelim mü’minler mü’mineler
Noelin veletleri varsın tutsun yasını
Kulluk mertebesini aklı selim inceler
Alnındaki yaftayla çalsın hamam tasınıKülliyyen batırıldık batılın sevdasına
Düşürüldük izmlerin amansız kavgasına
Yabancı bırakıldık özümüzün hasına
Yine kurdu bak noel kuklalar kumpasınıMüslümanın yılbaşı Muharremin biridir
Nasaraya, Haduya ittibâ münkeridir
Dünyada uyanların onda siccin yeridir
Sırtımızdan atalım melânet hırkasınıRengi Gül İSLÂMİ: Güloğlusun Güldensin
Varoluşuna sebeb yarımın bülbüldensin
Cüz’i irâde ile irâde i küldesin
Bu gece defnedelim batılat mevtâsını SABAH AKŞAM ÜÇER DEFA OKUNACAKLAR Elhamdülillahi Rabbil alemiyn hamden yüvafi ni’amehu ve yükâfi mezideh/Sübhanâllahi mil’el-mizân ve müntehel-ilmi ve mebleğa’r rizâ ve zinete’l-arş/4 Defâ:Allahümme inni esbahtü üşhidüke ve üş hidü hamelete arşike ve melâiketike ve cemiy’a halkıke inneke ent âllahü lâ ilâhe illâ ente vahdekelâ şerike leke ve enne seyyidenâ M uhammeden abdüke ve Resûlüke / Allahümmenzûr ileynâ bil afvî v er rîzâi / İNŞİRÂH:/3’er Defâ:Hâ Mim Tenzilül kitâbi minâllahil azî zil alim Ğafiriz zenbi ve kabilit tevbi şedidil ikâbi zit tavl Lâ ilahe ill âhû ileyhil masir Mâyücâdilü fî ayâtillâhi illellezîyne keferû felâ yağ rûke tekâllübühüm fil bilâd:/Âyetel Kürsi:21 Defâ:KUREYŞ/33 Defâ
Sübhane zil izzeti vel ceberut Sübhane zil mülki vel melekût Sübha nel hayyillezî lâ yemût subbûhün kuddûsün Rabbül melâiketi ver r ûh /41 Defâ:Allahümme ecirnâ ninennâr/Lâ ilâhe illâ ente sühbane ke innî kün tü minez zâlîmin / Lâ havle velâ kuwete illâ billâhil aliy yül azîm:/100 Defâ: Yâ alimül ğaybi veş şehâde/Ülâike lehüm nasi büm mimmâ kesebü vallahü seriy’ul hisâb / Sübhanellahi ve biham dihi ve sübhanellahil azîm estağfirullahel azim ve etubü ileyh/ Has bünallahi veni’mel vekil / 2016+2017: 22 aralık 19145 09 Ocak 1915 Sarıkamış şehidlerini yâ detmeğin 102 nci yıl dönümü 60.000 Şühedânın ruhuna lillâhite âlel FÂTİHÂH AHHHH SARIKAMIŞ AH (1) Eksi doksan derecenin üstünde
Halîka ulaştı Sarıkamışta
Tipili boralı böyle bir günde
Küffarla dalaştı Sarıkamıştaİmân muhalifi su i zan töhmet
Zahmetsiz gelmiyor kullara rahmet
Takdiri ilâhi doksan bin Mehmet
Donla kucaklaştı Sarıkamışta Boş sözler gücüne gider imânın
Darıldımı terk ediyor inânın
Kâlbinde o da olurdu insânın,
Talihimiz şaştı SarıkamıştaEslihâ yok esvabı yok çarık var
Elde değnek kafasında sarık var
Ayağında yetmiş yedi yarık var
Arşa eren baştı SarıkamıştaAnalar evlâtsız, evlât babasız
Zevceler dul kaldı, haneler adsız
İSLÂMİ: fiiller sakil, saatsız
Civânlar taşlaştı Sarıkamışta 2015-2016 22 aralık 5 ocak Sarıkamış şehidlerini anmak günü 90.000 Şühedânın ruhuna lillâhi teâlel FÂTİHÂH AHHHH SARIKAMIŞ AH (2) Kâfirlere haram ettin toprağı
Eren Sarıkamış er Sarıkamış
Rengini kanımdan alan bayrağı
Arzı semavata ger SarıkamışKışta kıyâmette doksan bin canı
Uğrunda öldüren, o vatan hani?
Tapusuna aldı yorgiyle coni
Hesabı, verene sor SarıkamışTesirsizdir düşmanları gelsede
Aç cıplak silâhsız o tek celsede
Allahü ekber der donup ölsede
Adalet mizânı kur SarıkamışBunun benzerine tarihler tokdur
Belde azık elde silâhı yoktur
Sur olan sadrında imânı çoktur
Yâ Allah’ü Ekber der SarıkamışSarıkamıştaki, dondan bu destan
Çanakkaledeyse kanlı bedestan
Sakaryâda devlet’i ebedistan
İSLÂMİ: âleme ger Sarıkamış Ö L Ü MŞeb-i aruz demiş Mevlâna rumi
Gelinler vuslata erdiği için
Halkeden kudrettir olunan, râmi (1)
Hakiki vatana girdiği içinÖlümdür; Ana’dan meydana geliş
İşte: “Şeb-i Aruz” asl’â yükselişÜstad Silleli’de mecâzi dille,
Avam nazarına nakşetmiş, külle
Sırrı derûnûndan attığı gülle
Münkirân zırhını kırdığı içinSerdetmiş aleme vecize deyiş,
Nadirattandır bu güzel söyleyişYine Mevlâna’ya doğru eğilim
“Yaşıyorum amma canlı değilim
Ölüyüm’de, ben kabirde değilim”
Kader, kefenini sardığı içinBu acayibatı etmeğe teşviş
Varmı bilmiyorum ben diyen derviş:Ana RAHM’inde FE olup dururken
Halık’ının hikmetini görürken
Firdevsi alâyla müjdelenirken
Ölerek fenaya vardığı niçin? İmtihân çün eylenmişken becâyiş
İSLÂMİ: nedir bu, süfli alâyiş? MÜSLÜMÂNLARBaba bir ana bir Yaratan Allah
Tefrikanın mûcidi lânetullah
Kardeşi kardeşe kırdırıyor vah
Gafletten uyanalım müslümânlar
Arza hakim idik biz bir zamanlarTürk alevi laz kürt çerkezde benim
Abaza Arnavut herkezde benim
Her müslüman ırkla merkezde benim
Kafirler tek millet, ya müslümanlar?
İslâmın, dünyada dökülen kanlar İngilizdi hakim olan dünyaya
Siyonistler nalla yolladı aya
Şu anda dünyaya hakimler baya
Üçbuçuk yahudiye müslümanlar?
Damarından yere dökülen kanlar Hitleri koydular çalarlar tefe
Hitler soydaşları Yahudi efe
Çok rahmet okuttu halef selefe
Bir tefekkür eylese müslümânlar
Silinir siyonizm Cengiz hanlarDün etek öpenler bu gün amir mi?
Oldular: yoksa bu Haktan emir mi?
Onlar yesin sen taşları kemir mi?
ALLAH’ın işâreti müslümanlar
İSLÂMİ: Resûlün övdüğü canlarÂLLÂHÜ EKBER KEBİYRÂN EÛZÜ BİKE MİNKE MİN HEMZİHİ VE NEFHİHİ VE NEFSİHİ BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRÂHÎYM KİM? SÖYLE:Ertuğrul gazi’nin torunu iken
Sana küfrü işmâm eden kim? söyle
Halis çelik idin, eğip de büken
Sâhibine isyân eden kim? söyleİlâhi servetler soldurdu teni
Tokat-ı münâfık uyardı yeni
Yüz senedir köle ederek seni
Semireni şişman eden kim? söyleBir gecede dilin ile dinini
Değiştirincede, kustu kinini
Korkutarak, tebdil etti genini
Seni sana düşman eden kim? söyleDevlet’imiz Âlî Osman’ı şanla
Yücelttik, uğrunda binlerce canla
Al Bayrağa rengini veren kanla
Irmakları volkan eden kim? söyleHimâye bekleyen hain yonandan
Ayırarak, evlâdından, sunandan
Dokuz ay on günden sonra, anandan
Doğduğuna pişman eden kim? söyleSivri sinekleri itlâf et, hemi
Önce bataklığı kurut İSLÂMİ
Hainin başına takılan, gem’i
Tutanları, nisyân eden kim? söyle Ç A N A K K A L E Merhum Seyyid Onbaşının kendisi sırtlayıp topun ağzından ver diği ve düşmanın hezimetini temin eden merminin vasati ağırlığı 280 kilogrâmdır
Nasıl ki:Mükevvinat karanlıklar içindeyken“RAHMETEN LİL ÂLEMİN güneşi doğdu karanlıkları boğdu ise,ÇANAKKALE zaferinde de O Gü neşin komutasında Dünyanın yüz karası ehl-i salip sürülerinin Çan akkaleden taarruzlarının sebebi hikmeti Dedemin, Şanlı Süleyman Paşa’nın EREP’e=EUROPA=Avrupa’ya buradan geçtiği için, Müslüm an Ceddimizin bunlara yaşattığı hezimetin intikâmını almak için on larda Biz torunlara buradan saldırdılar zirâ asırlardır içlerinde birik en İslam ve Türk kini onları yakıp kavuruyordu Buradan İSLÂMBOL ’a gelip Bizi kâlbimizden vurmak istiyorlardı Ve bunun için çanakka leden saldırdılar ama yapamadılar, yapamazlar da Çünki O“ rahme ten lil âlemiyn”in komutasındaki İslâma bin yıldır bayraktarlık yap an bir avuç Müslümanın karşısında kuyruklarını apış aralarına kıstı rarak, arkalarına bakmadan, kuyrukları üzerinde seke seke kaçtık larının ve dünyada ki rezilliklerinin yıldönümüdür 250 000 Mehmed imin şüheda rütbesini alıp Üç kıt’a 7 denizden hatirasını çizip biçar e kaldıkları için lütfettikleri bir avuç toprağı şimdi tekrâr aynı entri kalarla işgâl etmek istiyorlar Bu ceddimizden bize emânet edilen a ziz vatan parçasını tekrâr 4 kıt’a 7 denize hakim olmak azmimizi bize bahşeden yüce Âllâh dan Önce Efendimizin, al ve ashabının cümle geçmiş ceddimizin ruhuna Lillâhi Teâlel FÂTİHÂH
Düşmanlarımız! Müslümanın, insanlığının ve Müslüman ceddimi zin bütün ehli müslim’e dahi kurtuluş reçetesi sunduğunu sunacağı nı idrakten aciz oldukları için şeytanın emrinde İslama düşmanlığa ilânihaye devam ediyorlar, edeceklerdir Bizde kurtuluşumuz için emri ilâhiyi düstur edindiğimiz gibi dâimâ Hak için adaletle muame le ve küfürle mücâdele edeceğiz ediyoruz Fakat içerideki münâfık ehl-i salipler bizi bocalatıyor ve maalesef de biz Osmanlı torunları olarak idari sisteme sahib çıkamadığımız gibi birde ermeni, Zerdü şt, Yahudileri başımıza oturtup alkışlıyoruz ya işte kahreden teda visi gayri mümkün olan cerahatli yarada budur Bundan kurtulunma dığı müddetçe nice Çanakkalelerde nice aznavurlar ile mücadeleye devam edeceğimizALLAH için kesin ve kat’idir bu biline
Çünkü yular verilmiş umumhane filine
Aha bak şu ermeni anzavurun dölüne
Çirkefini sıçratır Dini Mübin gülüne Maazallah SSK’daki fırsat eline
Geçerse bu ermeni manuktanın gülüne
İşte bu demokratiks Kıritisler kuluna
İSLÂMİ: Diken döşe mükir düşman yoluna CEDDİMİZ DİRİLİYOREy arzdaki; KUR’ÂN’nın, EZAN’nın sevdasına
Varlığını vakfedip giren din kavgasına
Bak ceddinden feyz alan yiğidlerin hasınaAlâtini köşkünün defteri dürülüyor
Titresin gayri müslim, Osmanlı diriliyorDört kıt’aya hükmeden dedemin toprağını
Hain naum aydın doğan vehbi koç alçağını
Gönderime çekipte, şerefli bayrağımıİndiren ermeniden hesabı soruluyor
Hırsından gebersede Osmanlı diriliyorMerhum Abdülazizi katletti dili bağlı
Hüseyin avni denen urganı dünden yağlı
Kinim dinimdir diyen eşşek Ahmadın oğluMozole akrebleri üstüne sürülüyor
Ikınıp sıkınsanda Osmanlı diriliyorKovanın taaa içine girmiş eşşek arısı
Peteğimi düşmana verdi gece yarısı
Abdülhamidi yiyen selanikl’ it sürüsüO İT oğlu İT’lere hin dersi veriliyor
Çatlayıp patlasınlar Osmanlı diriliyorDumanı verilince kovandan fırladılar
Bu ilâhi fermandır” hımarca zırladılar”
Ta ilk gün diyorum: bunlar, soysuz cadılar Yaptıkları efsunlar yay gibi geriliyor
Fallarına baksınlar Osmanlı diriliyorKimi vali, kaymakam,kimisi polis şefi
Dinamite lüzum yok bunlar vardır ya kâfi
Ülkeyi tahrip için eğitilmişler safiMolla kasım Receb’e, lekeler sürülüyor
Kendiler boyansınlar, Osmanlı diriliyor Kafasında kippası belinde zünnar ile
Diyalog sevdalısı gülen haham el ele
Bak İSLÂMİ: bunlardan korkuyor iblis bileDinler: diyen dinsizler meydana seriliyor
Şeytan bile sevinçte Osmanlı diriliyor
DEDEM SERHADDEN GELİYOR Dedem serhadlarda akıncı beği
Nenem Kara Fatma dadaşın yeği
Bitince lâmba da fitilin yağıKarneye bağlamıştı kipritleri
Devşirme kayanın ispiritleriElimizde hazır bekler süngümüz
İlelebet münâfıkla cengimiz
Müslimanız; cihânda yok dengimiz Cihâd-ı Ekberin Mücâhidleri
Halîk-ı zül Celâlin vâ’idleriKâbille başladı batılla savaş
Kardeşe kardeşi yaktıran ataş
Temelinden minede şeytana taşAtanlarsa iblisi yezidleri
Nara gönderiyor parazitleriYa Allah Bismilâh deyip yeniden
Dini mübin için yetmiş, yediden
Serhad boylarında cihâdedibenKanımızla temizleyip ziftleri
Müreffeh eyleyecek ŞehidleriBitermi sanırsın bu elem keder?
Hak ile batılda cenk devam eder
Sur üfürdüğünde İsrafil, biterİSLÂMİ: tefekkür et afetleri
Yevmi kıyâm et in alâmetleri HEY OSMANOĞLUBiz Osmanoğluyuz haydi gardaşım
Hakîkâti haykır erkekçesine
Dili fedâ ettik ezildi başım
Latin AL FA BE’si öztürkçesine! Tarih hocasıdır, tarih anlamaz
Dinidar alimdir namaz kılamaz
İslâmın şerefi neslim bi namaz
Zaten ifâ eder ürkekçesineTürkçeci geçinir te'sini bilmez
Santrikçe ile dağarcık dolmaz
Babası konuşur kulağa gelmez
Kimliği görünür bak lehçesiniNe vatan hasleti,ne de dîn âşkı
Umurunda değildir, onun meşki
Tağutu makamdır sevdası köşkü
Anırır meydanda eşşekçesineSen senin sahibin olduğun zaman
Münâfık ocaktan yükselir duman
Âşık İSLÂMİ'de olunca dümen
Yok olurlar, dokun sen tekçesine ÇIKARIRSAN HIRKANI! İslâm ittihad der, inkâr ihtilâf
Yalan hakîkâti, hakîkât hilâf
Böyle bir cemiyet bulur mu salâh? Bulamadığımız yüz yıldır açık
Çakılan kazıksa gönyeden kaçıkAllah tek'dir ikincisi kuludur
Teke vuslat basiretli yoludur
Habibûllah sevdasıyla doludurBeyan eder ayetler açık açık
İdrâk edemez ki beyinden göçükYaratanı yarattığı dinlesin
Her nefeste Yâ Yû deyip inlesin
Mansur olup düşünsen kiminlesinHakk'ın korkusundan dudaklar uçuk
Olana cennetin kapısı açıkEnbiyânın evliyânın erkânı
Alınca deruhte ettik furkanı
Bak İSLÂMİ:çıkarırsan hırkanıAmir olur sana çeyrekle buçuk
Şaşırıp kalırsın ağızın açık
EÛZÜ BİKE MİNKE BİSMİLLÂHİRRAHMÂNİRRÂHÎYM
Nasıl ki: Mükevvinat karanlıklar içindeyken “RAHMETEN LİLALE MİYN” güneşi doğdu karanlıkları boğdu ise, ÇANAKKALE zaferinde de O Güneşin komutasında Dünyanın yüz karası ehl-i salip sürüleri nin Çanakkaleden taarruzlarının sebebi hikmeti Şanlı Süleyman Pa şa’nın EREP’e buradan geçtiği için, Müslüman OSMANLI türk’lerind en rövanşı yani intikâmı almak için onlarda Osmanlı torunlarına bu radan saldırdılar zirâ asırlardır içlerinde biriken İslam ve Türk kini onları yakıp kavuruyordu Buradan İSLÂMBOL’a gelip Osmanlı’yı kâl binden vurmak istiyorlardı Ve bunun için çanakkaleden saldırdılar ama yapamadılar, yapamazlar da Çünki O“ Rahmeten lil âlemiyn”in komutasındaki İslâma bin yıldır bayraktarlık yapan bir avuç Müslü manın karşısında kuyruklarını apış aralarına kıstırarak, arkalarına bakmadan, kuyrukları üzerinde seke seke kaçtıklarının ve dünyada ki rezilliklerinin yıldönümüdür 250.000 şüheda rütbesini alıp Üç kıt ‘adan ancak bir avuç toprağı emânet eden dedelerimiz olan Mehme dciğin ruhunna lillâhi Teâlel FÂTİHÂH dedik Ey bin yıl ilahi kudretle
Kürrei arza şanla, şerefli destanlar yazan Allah’ın övdüğü, Habibul lahın sevdiği kavmi necib milletim Ehl-i Müslim olan insanlığının ve Müslüman Osmanlının bütün ehli Münkire dahi kurtuluş reçetesi su nduğunu, sunacağını idrakten aciz oldukları için, şeytanın emrinde İslam düşmanlığına ilâni haye devam ediyorlar edeceklerdir. Bizde Bütün insanlığın kurtulu şu için emri ilâhiyi düstur edindiğimiz gibi daim Hak için adaletle muamele ve küfürle mücadele edeceğiz, edi yoruz Fakat içerideki münâfık ehl-i salipler bizi bocalatıyor ve maal esef ki biz Osmanlı torunlarıyız! Fakat İlâhi sisteme sahip çıkamadı ğımız gibi, birde ermeni, zerdüşt, yahudileri başımıza oturtup alkış lıyoruz ya işte kahreden tedavisi gayri mümkün. Cerahatli hastalığı mız buradan nüksediyor Bunlardan kurtulunmadığı müddetçe nice Çanakkaleler, nice aznavurlar ile mücadeleye devam edeceğiz EV ET! ! ! ! Edeceğimizi de Şöyle beyan ederken:Çanakkale iniler dumlupınarsa sızlar
Başımıza geçipte ahkâm kesen cansızlar
İnan ki küp çatladı ürdükçe vatansızlar
Dürtelim ki mudulu portlasın izansızlar
Nesebi gayri sahih sütü bozuk kansızlarALLAH için kesin ve kat’idir bu biline
Çünkü mühür verilmiş nesebsizler eline
Aha bak şu ermeni anzavurun dölüne
Çirkefini sıçratır Dini Mübin gülüne
Bir Allahın kuluda püf demiyor külüneMaazallah Se Se Ka’daki fırsat eline
Bir geçerse Gül döker manukyanın yoluna
İşte bu demokratiks Kıritisler kuluna
İSLÂMİ: diyor bakın, ok atarak faslına
Hız kazansın üç çivi çakıverin nalına Aşık Enver Gürkani’yeAmenna ve saddakna inşaellah düanız
Müstecab olur belki Çünkü ulvî davânız
Şuara gardaşlarım davâ’mızda devamız
Oraya hediyeyi göndeririz buradanRabb' Tealâ Kulum der Habibi de ümmetim
Buyurun günâhkârlar işte size cennetim
Deyince Şuaralar Resulü gibi yetim
Olarak ikrâm eder hikmeti YaratanÇANAKKALE GEÇİLEMEZ DEDİLERDoksan bin Mehmedin Allahü Ekber
Sedası doğardı Çanakkale de
Baş Komutan idi Şanlı Peygamber
Düşmanı koğardı Çanakkale deEhl-i küfrün istilaydı imanı
Ayarlamışlardı sanki zamanı
İslâm düşmanın bombardumanı
Ümmete bahardı Çanakkale deHavadan denizden kurşun yağdırdı
Mehmedçiği semavata ağdırdı
Düşmanları bir fındığa sığdırdı
Hep kurşun yağardı Çanakkale deBulut düşman tuğayını kapladı
Yeryüzünden alayını topladı
Ciğerine hançerini sapladı
Habibullah vardı Çanakkale deCan almak üzere kuruldu çarşı
Yetmiş iki buçuk düvele karşı
Gülleyi atarken Seyyid onbaşı
Bismillâhi derdi Çanakkale deDüşmanı düşüren, mü’min peşine
Yaratan’dır akıl ermez işine
Aldırmadı zemheride kışına
Sinesini gerdi Çanakkale deÇanakkale geçilemez dediler
Bir’le Üçler Beşler Kırklar yediler
Yaratana arzedip söylediler
Fetih idi virdi ÇanakkaledeUmman çekti dibe, din düşmanını
Döktü, yurda, hayat veren kanını
Ümmeti Muhammed‘in destanını
Şanla yazıp durdu Çanakkale deTasvir mümkün değil Çanakkaleyi
İslâmın başına gelen belâyı
İSLÂMİ’ler, o sarsılmaz kuleyi
İman ile kurdu Çanakkale de ÇANAKKALE’DEN
GEÇECEKLER, GEÇEMEYECEKLERÇanakkale’yi ağıza alırken Besmele
Çekmeyen, hatip olsa dudağını açamaz
Türke düşman içteki devşirmeler besleme
Namert olan mertlerin köprüsünden geçemez Geçemez; Yaren geçer evliyâ eren geçer
Dini Vatan uğruna serini veren geçer
Bakınız hol lan da ya ne ekti neyi biçer?
Biçtikleri kökleri, gülistanda biçemezBiçemez çünkü dişi kırık bir destereyle
Alman adlı dişleri silinmiş bir eğeyle
A Be adlı hilkatin garibesi deveyle
Nûru İslâm semasıdır üzerinde uçamazUçamaz kanat kırık, rotayı veren hadu
Yüz senedir beynine kin intikam okudu
Fesadat tezgahında on beş temmuz dokudu
Dokusada kumaşla tığ arasın açamazAçamaz kapalıdır Anahtarı bismillâh
Besmeleyi düşmana yasaklamıştır Allah
İSLÂMİ: tek başına düşmana karşı billâh
İmân oku atarken mürted müşrik seçemez 17/03/2017 CümüÂşık-İSLAMİ/ Kul REFİK-İ MUHABBETİ Ç A N A K K A L E /DESTANI 16/03/2017 Perşenbe Dedik ve çanaklardan kale yapılan ve içerisinde 250.000 Mehmed in pişerek şehâdet rütbesini deruhte ettiği hazin vak’ayı Muhterem şâir Kul REFİK-İ ile FATİHAH gönderdikten sonra dedik ki; ÇANAKKALEDE- DESTANI –1 Âşık İSLÂMİ Ehl-i salip Pazar kurup boğazda
Din-e muzır oldu Çanakkale’de
Müşrikâna şimşek verir bir hızda
Melek nazır oldu Çanakkale’deKul REFİK-İKörpeydi eline aldı silahı
Yardandı güç aldığı ilahı
İndirmedi dik başından külahı
Destan kizir oldu Çanakkale deÂşık İSLÂMİYedi düvel yetmiş yerden saldırdı
Kurşun ile o toprağa doldurdu
Hadsizlere hadlerini bildirdi
Seyyid vezir oldu Çanakkale’deKul REFİK-İTop mermisi yağmur gibi yağarken
Aldırmadı her yanına değerken
Düşman şaştı ellerini ovarken
Kafir kazır oldu Çanakkale,deÂşık İSLÂMİOku: hedeftedir edilen ahın
İmana tesiri ne ki: silâhın?
Ölüm kalım anında ki; Allah’ın
Abd’i Hızır oldu Çanakkale,deKul REFİK-İBak hele semada bulut kastına
İniverdi kafir alay üstüne
Hepisin yok etti alıp destine
Hâle; küffar nazır Çanakkale’deÂşık İSLÂMİBaktık bulut kalktı lâkin alay yok
Biz görmedik bizde böyle olay yok
Bakıp aramadığımız dolay yok
Arı vızır vızır Çanakkale’de! Kul REFİK-İRefikiyim ermez aklım derine
Şükreylerim yardana varına
Ermek marifettir manâlarına!
Kader yazır oldu Çanakkale’deÂşık İSLÂMİŞehitlerle doldu koylar, koyaklar
Parça parça oldu, eller ayaklar
İSLÂMİ: nurlanıp söktü şafaklar
Rasul hazır oldu Çanakkale’de ÇANAKKALE (2) Âşık İSLÂMİBu toprağa ekilerek yetiştik
Helâl tohumdandır hepimiz bizim
Aldığımız feyiz ile bitiştik
Bellidir soyumuz sopumuz bizimKul REFİK-İMevlâm fırsat verse dağmı delinmez?
Allah desen arş’âlâmı bulunmaz
Fitneye uymakla adam olunmaz
Esasta turap’tan yapımız bizimÂşık İSLÂMİHaramzade bindirilip enseye
Mümkün ise nefes alıp esneye
Esir edilerek meçhûl nesneye
Öze kapatıldı kapımız bizimKul REFİK-İMedinede yatan gülü bilmezsen
Yürüdüğün yolu, halı bilmezsen
Tutunacak eli, dalı bilmezsen
Elbet dert bağlatır hapımız bizimÂşık İSLÂMİKim idi mohaçta, kan kalesinde?
At koşturan arzın silsilesinde?
Savrularak müşrikler nefesinde
Hercümerç edildi yapımız bizimKul REFİK-İOsmanlıya dönsek dünya gülecek
Milletler silkinip hakkı bilecek
Sahibi, haksızlardan hakkın’ alacak
Böyle düzen tutar sapımız bizimÂşık İSLÂMİŞu son yüz yıl bin yüz sene yazılsa
Yedi kat yer yetmiş bin kez kazılsa
Mel’âneti bin süzgeçten süzülse
Ayarından kaçtı çapımız bizim Kul REFİK-İDünya Siyonist, e köle oldukça
Müslüman’da peşlerine yeldikçe
Allah demek İmânsıza kaldıkça
Vallahi boş kalır küpümüz buzumÂşık İSLÂMİAkrep bülbül diye konunca güle
İSLÂMİ’ye rahmet oluyor çile
Karada yürüyen gemimiz ile
Dünyaya şan veren topumuz bizimKul REFİK-İİmtihan meydanı temizlensede
Mazlûmun yetimin ahı dinsede
Kul REFİK-İ arştan ferşe insede
Cenneti alâda tapumuz bizim İşte bu hakikâte binâen bendeniz Âşık İSLÂMİ vasati 52 sene önce Ülkümü, ülkücülüğü ve diğerlerini,türkü ve tilkiciliği şöyle feryâdederek nasıl dile getirmişim bakıp görelim: ÜLKÜ NEDİR? Bu mukâddes ülkümüz Kur’ân=Habibûllâhtır
Şeref verdiği kula va’zeyleyen ALLAH’tır
Ehl-i imân olana nardan halâsûllahtırİlâhi ülkü ile halâs bulur mevcûdât
İhlâs sahiblerinin mükâfatı kat be katÜlkü: Özde bedenin gönüldeki-ruhudur
Mevcûdata can veren, ummanı sırdan su’dur
Ülkü: İSLÂM: ülkücü, İslâmdan eder südûrMevcûdatın ülküsü zikretmek Yaratan’ı,
Cansız sanma ağacı, dağı, toprağı; tanıÜlkü: güneş, ülkü ay, ülkü yıldız cihanda
Güneş: göz nûru, gönül sürûrudur bu handa!
Güneşte bir şuledir, nezdi ülkü sultandaZifiri karanlığı tebdil ederek nûra,
Eşrefi mahlûkâtı hazırlıyor huzuraEşrefi mahlûkâta ÜLKÜ Cebrail ile, (a.s)
Lûtfedip, kanununu gönderdi Âdem kula (a.s)
Galû belâ’da “evet” demişken, bile bile! Ahde ihânet eden şeylere bitler güler
Elesteki ahdine bağlıdır ülkücülerRuhumuzun evveli Hatemül Enbiya ya,
İnzâl olunca ülkü, çıktı arş-ı alâ’ya
Yapışınca, Allâh’ın teveccühü düa’ya! Buyurmuş ki:”ileyhi min Rabbihi ünzile”
Ahde vefalı olan vasıl olur menzileÂdem’den İbrâhim’e, Mûsâ’dan İsmâil’e, (a.s)
Rızkını gönderiyor müşrike ve münkire
Münkiranlar, dünyada girecek cennetineÜlküyü zırh edinen ülkücünün Cennette!
Gözü zül-Celâl’dedir, varlığıyla minnette! Ülkü: kanaatkârı, Cennetle müjdeliyor,
Ülkünün caddesinde, ülkücü ilerliyor,
Sabırı, ülkücüyü, ateşten gölgeliyorÜlkü: Habibin (S.A.V) HAKK’tan alıp yaşadığıdır,
Masivâyı gönlünden atıp, boşadığıdır‘İlmin başı sabırdır’ buyurulmuş amennâ
Bu İlâhi ülküye farz-ı ayn’dır temennâ
Cümle beşer kardeşiz, babamız Âdem amma; Kâbil’de ikiziyle öz kardeşdi Habille
Kâbilden südur etti, Habil’e meşûm sille? Kimliğimizde islâm yazıyor müslümânız
Kâfiri yaşayışla malesef bi imânız
Düşmanların rüzgârsız savurduğu harmanızÇünkü temelimize fitneyi çakan kâfir
Bunu alkışlayanda narda onun iledirBu Ülküdür: Uhud da münkirânı mat eden,
Küfre, Çanakkale’yi, geçilemez set eden,
ÜLKÜ’yle, kan kusturdu Çar’a, Şeyh Şamil deden,Yine İslâm hasreti, çekiyor küfr diyârı
Zuhuru ile, şiddet, müjdeliyor baharıBu ülkü: Çaldıran’da, Yavuz Sultan Selim’di,
Malazgirt’teki cenkte, Alparslan’da, hilimdi.
Bizans’ta Fatih Sultan Mehemmed’de ilimdi,Ülküyle mühürlendi, bizansın şehri yârı,
Kurtul diye, İSLÂM’a, davet eder ağyârı.Ülkü türkü değildir, zaten şarkı hiç değil.
Ülkü: DİN-İ İSLÂM’ın,özünde hakikât bil
İzzeti İslâm için, ihtiram edip eğilMütevazi kulunu büyütür Yüce Allâh.(c.c)
Mütekebbir Rabbimdir, özenen narda billâhCebrâiyli iki kez, hakîkî suretinde
Gördüğü zikredilir Habibin siretinde (S.A.V)
Ümmeti de görecek, yevmi âhiretindeBir adı ruhûl Kudüs, diğeri de Cebrail (a.s)
Melekuttan dört nebi: birisi de Mikâiyl (as.s) Birisi Âzrail’dir, ölümsüzlük perdesi! (a.s)
İsrafil rızka kefil, Rahman’ın Rezzâk’cesi (r.a)
Mesrûr eder İhlâslı, kanaâtkâr herkesiAç gözlü ehl-i tağut esfeli safiline,
Ağlayıp sızlanarak bakacak boş elineÇünkü, münkirler onun üstünde olacaklar
Ebediyyen münkirin altında kalacaklar
Münâfıklar: esfeli safile, dolacaklarİçleri iblis iken, dıştan insan göründü,
Müşrik iken,müslüman abasını büründüHİRÂ’da gördü onu, ayağının birisi,
Arşta, diğeri arzda, gördüğü hakîkîsi
“İKRÂ’ yâ Resûlâllah diye verdi ilk dersiBen okumağı bilmem, diyerek etti arzı
“RAHMETEN LİL ÂLEMİYN”dir,Eminliğin tarzıSıkıca kucaklayıp bırakınca Cebrail (a.s)
“İkra’bismi Rabbike” diyerek çekti mâil
Okumağı bilmeyen okumayacak değilÜmmiliğine hikmet yüklemiş yüce ALLAH (C.C)
Okumakla olunmaz. ümmidir Resûlûllâhİkinci defa alıp bastırdı da bağrına,
Bırakıpta dedi ki: “İKRÂ’” dayan ağrına!
Okuyunca dedi ki: Rabbim! uydum çağrınaSahibisin Allâh’ım! Hatemi Habibin Sen,
Denildi “varlık muti” dile, ne diler isenHirâ’da İlk Vahiyi alınca geldi eve,
Haticetül Kübrası inandı seve seve
Şefkâtle teskin edip imân etti afifeÖrtün üstümü dedi, vahyin ağırlığından,
Merhameti terletti, küfrün sağırlığındanÜlküye hadim doğan, muhterem’e bu nisa!
Asiyenin üstünde, şayet Mûsâ (a.s) olmasa!
Yoğruldukca firavun zulmü ile, hulâsa,Ğayb-i illâllah amma zıddına gidecekti!
Asilik kisvesiyle belki arzedecektiEbû cehil iblisle kalkmışlardı atağa,
Ülkü Resûlü (S.A.V) aldı, Âli girdi, yatağa
Âli’yi (k.v) görünce de saplandılar batağaİzciye güvenerek vardılar SEVR dağına,
Akılları takıldı örümceğin ağınaÜlkücü: Âli gibi, batıla kaya olur
Hazreti Ömer gibi, köleye yaya olur
Ülkücü de her amel, yüce Mevlâ’ya olurÜlkücü sadakatte, Zinnûreynce sadıktır
Ebu Bekr’i sıddîk’ca Vahiyde musaddıktırTaşa demiş: “Yetiştir ardıç, katran, lâdin’i
Yarattığı nesnenin ülküsü İslâm dini
Ülkü’mün beş temeli süslemiştir içiniİbretle parıldıyor, keste bir bak elmâya,
“Halifeme tabisin” emri vermiş dünyâyaPeygamberin (S.A.V) izini takip eder ülkücü
Masonizme ilâhtır, kızıl çamın sorkucu
İblisin elindedir tam idrakinin ucuBağlamış akılları göbeğe ve kasığa,
Sözün, Ülküye değil, tesir eder fasığaİmânsızın defteri temelinden dürülür
İblisle avanesi kâinâttan sürülür
Toprağın inci, mercân, püskürdüğü görülürMelekler müsâfaha eder ülkücülerle,
Malikin cengi başlar şarkı, türkücülerleHalimi Allah bilir, işte ben, işte ülkü
Ülkücü oldum sanır okuyan, şarkı, türkü
Sıyırında bir görün, sırtından kutsal börküKör köstebekler görür karasını, akını,
Bu kan içen vampirler, bilme ırak, yakınıÜlkücü: bedeninde rûhu baki kaldıkca
Hizmetin gıdasını, Ülküsünden aldıkca,
İSLÂMİ’ce, dâvanın derûnûnâ daldıkcaSeyrü sefer anında, âlemi melekûtü,
Arzedilince abd’e, tercih eder sükûtu
| 3,578 |
Oğluma
Akmasın istemem yaş gözlerinden!
Gördükçe yanıyorum kahrımdan bilsen!
Eritiyorsun beni sen yudum yudum!
Canımın içisin sen, biricik oğlum!Ne olursun sil akmasın gözyaşın
Üzülme hiç ne olur yorma küçük başını
Bulaştırma gözyaşıyla ay gibi gül yüzünü
Gülmek yakışır sana üzülme sakın oğlumFelek vurdu sillesini gözyaşıyla çoğaltma
Mutlu ol ne olursun gözlerini ağlatma.
Bana güzel şeyler söyle kötü bir şey anlama
Sana tüm varlığım feda, yeter ki gül oğlumİsyan ettim tanrıya, sitem ettim kadere
Güldürmedi beni mutlu günümde bile
Mutlu bir anım olmaz bundan sonra nafile
Yaram çok derindedir, ne olur kanatma oğlum.Feleğe sitem ettim, dedi Allah’ın emri
En iyi günlerimde şen edip güldürmedi
Sıcak bir dost aradım, düşmanda görünmedi
Kader güldürmediyse bari sen güldür oğlum.
| 115 |
° Barış Ol Umut Yolunda °
Barışı yayalım güzel insanlar
Savaşlar bir daha asla olmasın
Sevgiler selinde geçsin zamanlar
Yaşayan duygular asla solmasın.Kim olursa olsun dost eyle zevkle
Yoksulluk ağında yardım et şevkle
Karanlık günleri aydınlat şavkla
Gelecek nesiller asla ölmesin. Ne olur bölüşüm olsun tutkumuz
Barışı anlatsın her bir öykümüz
Hep insanlık için açsın gülümüz
Analar babalar saçın yolmasınBir güneş nasıl ki umuda doğar
Mutluluğu bizi sevince boğar
°Barış Güllü° mis mis sonsuza kadar
Göğsümüzde dursun, kimse çalmasın.Ne bir kin çiçeği açsın dalında
Ne de bir ihanet çıksın falında
Her zaman BARIŞ ol, umut yolunda
Gözlerdeki bakış yaşla dolmasın.
| 100 |
Gelecek yüreğim beklemekte
kaç zamandır bekledim gelirsin diye
günler aynı mevsimler aynı kederim başka
azar azar tükeniyorum vakitsiz
ödüyorum biliyorum günahlarımın bedelinigençliğim zavallı gençliğim şimdi acıdım sana
böylemi olmalıydı sonumuz yoksulluk özlem ve pişmanlık
anlamıyorum nerde yanlış yaptık
günahlar cezbedicidir günaha açılan kapılar büyük ve geniştirkıymetini bilmediğim günler
ağlamak istiyorum ne fayda giden gelmiyor
kucaklamak istiyorum yaşamı delice sarılmak
uykular haram olsun bu gün yıkığım biliyormusun hayatkorkuyorum sevgilimin teni avutmuyor
sancılıyım kederliyim
hangi yağmurlar yıkar bedenimi
rabbim bağışla dönüş sanadır biliyorum
| 81 |
Adında Gizli Veda
Adında gizli veda,
Dersin bir gün elveda!
Biliyorum,
Bir gün bozulacak bu sihir,
Ardına bile bakmadan terkedeceksin bizi! Oysa benim sana dair hayallerim var,
İspatlayacaktım herkese,
Aşkın ömrü bin yıldır diye!
Yüzlerindeki şapşal bakışlara beraber gülecektik,
İlham olacaktık nice şaire! Ama sen,
Gözlerindeki beni de alıp gideceksin,
Vakti gelince!
Dedim ya,
Adında gizli veda! ..
| 58 |
Yeter ki İradenize Sahip Olun
Herkesin bir dolu zaafı var. Bunlar karşısında bir çoğumuzun iradesi zayıf düşüyor maalesef. Bu durumda da olanlar bize oluyor, eğer ki irademizi güçlendirmez isek, maddi manevi bir takım zararlara uğramamız da kaçınılmaz oluyor...Eşeleyelim bakalım, ne zaaflarımız var ve bunları nasıl kontrol altına alırız? Almamızda lazım zaten yaş kemale erdi neredeyse dede olacak olgunluktayız. Ta çocukluktan beri devam eden şans oyunları hastalığımdan seneler önce kurtulmuştum lakin kurtulana kadar neler neler çektim, anlatsam ciltler dolusu roman olur. İşte birinci cilt... Önce kare şeklinde spor toto vardı, bizim yaşımız tutmazdı ve annemize imzalatırdık oynadığımız kuponu götürür bir bayiye yatırırdık. Bazen de o toto kağıtları ile amiral battı oynardık. Bir gün hiç unutmuyorum, cebimde param her nasılsa bol, tuttum otuz tane milli piyango bileti aldım. Olta mızı attık başladık beklemeye... Dokuz, on dokuz, yirmi dokuzunda çekilirdi hep bilirsiniz... Yok arkadaş yok, ne ola ki bir tanesine amorti çıksa, o da na mümkün. Sonra Sayısal Loto, şans topu, kazı kazan, daha sonrasında iddia, at yarışı, diğer bir adı da dıgıdıktır hastaları arasında... Düşünüyorum, düşünüyorum, sadece düşündüğüm ile kalıyorum bir yere varamıyorum. Hem param gidiyor, hem sağlığım, hem sinirim bozuluyor. En nihayetinde yok dedim Ahmet bu böyle olmayacak. Sen bu kadar iradesiz misin ki bunların esiri oluyorsun? Bir an önce kurtulman lazım bu saçmalıklardan. Kendi kendime telkinlerde bulunuyorum. ''Ahmet bilet alma bilet alma.'' duruyorum duruyorum tekrar... ''Ahmet Loto oynama Loto oynama bu hafta çekiliş yokmuş zaten oynama.'' aklıma geliyor tekrar ''Ahmet kazı kazan çekme kazı kazan çekme aslına bakarsan o kazı kazıklan kazı kazıklan, yapma Ahmet otuz milyon bilet var büyük para kazanan on kişi yapma etme, gitme.''Böyle beyin yıkaya yıkaya, (Kendi beynim haliyle) seneler önce kurtuldum, bu işten ki tam da neredeyse bana plaket verecekmiş Şans Oyunları Genel Müdürlüğü... Aman canım istemez plaket milaket, benden uzak Allah'a yakın olun. Gölge etmeyin yeter...Bir çok Türk İnsanı gibi benim de kilo problemim var. Bu da haliyle sıkıntı yaratıyor. Tahmin ettiniz tabi ki tatlıyı çok severim. Ne yapayım rahmetli babaanneme çekmişim. O bir oturuşta iki kilo baklavayı yerdi de bana mısın demezdi. Hem de doksanlı yaşlarda bile... Ahmet kendine gel sayıyla, yaş ilerliyor haliyle kalp damar rahatsızlıkları, tansiyon, şeker hepsinin namlusunun ucundayım. Birinin bana hem de yüksek sesle söylemesi lazım. Hem de bağıra bağıra ''Tatlıdaaaaaan uzaaaak duuuuuuuuuur adamım.'' Resimlerine bak Ahmet yemesen de sonra da ağzını şapırdat. Ya da tatlı yiyen adam taklidi yapmaya çalış. Yiyormuş gibi yap, hem de yüz kasların gelişir. Geçme pastanelerin, baklavacıların, tatlı satan lokantaların önünden. Tatlıcı gördün mü, karşı kaldırıma geç. Gazete ve dergilerde tatlı hakkında yazılanları okuma, resimleri görme... Merak etme ne yazılar ne de resimler küsmezler sana... Bıraktım kardeşim ben tatlı yemeyi hür iradem ile lakin öyle ara sıra karşıma geçip de ağzınızı şapırdatarak karşımda baklava, çikolata, dilber dudağı, hanım göbeği yemeyin, benim de sağım solum belli olmaz sonra saldırırım hem size hem de tatlılara...Ta seneler önce attım golleri sigaraya. Hem de peş peşe. İlk önce değişik aralıklar ile üç beş defa bıraktım, ancak peşinden hemen yine başlamıştım. Üstüme üstüme geliyordu, dertler, sıkıntılar, bunalımlar. Komşunun oğlu Hüseyin bıraktıysa ben de bırakırım arkadaş. Boru değil. Marlboro pek revaçta ben içtiğim sıralarda. O zaman paketlerin üstünde şimdiki gibi kanserli resimlerde yok. Olsun resimler olmasa da canlı örnekler var çevremizde. Sigara yüzünden nefes darlığı çeken Zekai Amca var yan komşumuz. Yine astıma yakalanmış ve zor yürüyen Şükran Teyze var. Oooo say say bitmez. Aslan ben kendime yaptığım bu güne kadar en büyük iyiliklerin başında gelir sigarayı bırakmak...Trafikte hiç sinirlenmeyeceksin Ahmet. Olsun, sen ehliyet aldığında şimdikinin onda biri kadar araba vardı belki de Ankara'da? İnsan sayısı artınca haliyle araba sayısı da arttı. Sakin olan kızmayan sinirlenmeyen bir insan daha da az hata yapıyor. Zaman zaman insanın kendisi de hata yapabiliyor. Hoş görülü olmalı... Kızılır mı hiç yoğun trafikte makas atmaya çalışan delikanlıya? Kızılır mı hiç hastanelerin yanında zart zart kornaya basan adamlara? Kızılır mı hiç radara yüz seksen ile giren adamlara? Kızılır mı hiç yayaya yeşil yanarken geçenlere... Kızılır mı hiç alkollü araba kullananlara? ''Kızılır tabi ki kızılır demeniz lazım, ben de kızıyorum hem de çok kızıyorum bunlara.'' Ama yine de iradenize sahip olun siz... Arayın Alo-154 nolu Trafiği amirlerimiz, memurlarımız hallediversin iki dakika da...Televizyonlarda ki saçma sapan programları bir çoğunuz izlemeseniz de az çok biliyorsunuz. İnsana bilgi olarak, kültür olarak, görgü olarak hiç bir katkıları olmadığı gibi, insan takılınca sinirleniyor da... Tamam seyretmeyelim lakin bir bakıyorsunuz hemen hemen aynı saatlerde bütün kanallarda birbirinin benzeri programlar. Kim kimi öpmüş, kim kim ile büyük aşk yaşıyormuş, kim uçmuş, kim kaçmış? Bana ne kardeşim? İradeli insanlar izlemiyor zaten. Ha, ben ara sıra bakıyorum, mizah yazılarıma konu bulmak için, yoksa başka bir şey için değil...Yeter ki iradenize sahip olun. Daha sağlıklı yaşarsınız, daha az üzülür, daha mutlu olmaya çalışırsınız. Biz kuluz ve kulun iradesi de cüz-i irade olarak adlandırılır... CÜZ-İ İRADE: Kulun hayır veya şerden birini seçme hakkıdır. Şems Suresinde de şöyle geçer -'Hayrı ve şerri ve bu ikisinin hallerini öğretip bunlardan birini yapabilmesi için, insana seçme hakkı(irade) verene yemin olsun ki,'' (Şems-8) Fransız felsefeci ve yazar Alain'de ''Kuvvetli insanlara has olan azimli irade, her hal ve şartta yine de bir yol açıp geçmesini bilir.'' demiştir... Her zaman kuvvetli irade sahibi olmak kötülüklerden uzak durmanıza da vesile olurken, ahireti kazanmanıza da en büyük destek olacaktır. Hepinize en derin sevgi ve saygılar...
| 868 |
Bugün Ben Bir Güzel Gördüm
Bugün ben bir güzel gördüm
Yeşiller giymiş ağ üzre
Aklımı başımdan aldı
Durabilmem ayağ üzreBeni mest eden câmıdır
Gonçe gülün eyyâmıdır
Her biri bir harâmidir
Kirpikleri kapağ üzreMah cemaline bakılur
Ben kulun yanup yakılur
Söyledikçe bal dökülür
Leblerinden dudağ üzreCemâl ü hüsnü âlişan
Ol Yusuf’tan almış nişan
Siyah zülüfler perişan
Dökülmüş al yanağ üzreAşık Ömer geldi ise
Hak inayet kıldı ise
Ferhad dağı deldi ise
Ben koyam dağı dağ üzre
| 75 |
Merhaba
Tatil bitti, ders başladı
Güzel okulum merhaba.
Geç kalanlar kapı çaldı
Arkadaşlarım merhaba.Huzur sevinç içimizde
Andımız hep dilimizde
Defter kalem elimizde
Tahta tebeşir merhaba.Bahçemizi dolaşalım
Oyunlarla yarışalım.
Dersimize çalışalım
Sıra, masa, zil merhaba.Açılışın hoş havası
Güzel eğitim çabası.
Öğretimin ilk haftası
Öğretmenlerim merhaba.
| 44 |
Masumiyet
Masum degildik ikimiz de;
Ne sen veda etmeden gidecek,
Ne de ben gitme diyebilecek kadar.
Ben kal dedim,sen veda etmedin...01.01.2017
| 21 |
Çıplaksın Unutkanlıkları Gibi İnsanların
(Dönüş)Az ileride bekledi seni yağmurun çekilen elleri
Eskirken fotoğrafın habersiz girişinle gölgene
Umulmadık bir haber ilişti lacivert yakana
Kalkıp gidiyor umutlar gözlerinin neminde kan
Kalkıp gidiyorlar ellerini çeken yağmurdanTeselli dönmemekte gidenlerin nefesinden
Bir cenaze kaldırılmışlar sanki meçhul
Örtülmüş gibi üstüne perdeler ağır ve kalın
Yatıyorsun bilmediğin karanlık bir göğün altında
Gidenlerin ayak sesleri yankılanmakta suratındaAh! O kalabalık dağıldığında kalan boş kubbe
Hüznünle ketum ve ağır ağır dönmekte
Yıllar geçti şehirleri yutan zamanlardan
Yıllar adresleri silen ve yüzleri yeniden karanUyandın işte! Uyandın belleği yanmış bir düşle
Sesin dönmekte, nefesin ve ellerin uzaktan
Sevinçlerin dönmekte ve beyaz yakarmaların
Hayatım diye kalktığın toprakta çıplaksın
Çıplaksın unutkanlıkları gibi insanların
| 109 |
Atam İzindeyiz
Açtım Grubumu dedim şimdi
Atatürk zamanı
Gelin yurdumun güzel insanları
Diyelim Şimdi
Atatürk zamanı
Gözü var Vatanımda
Hainler Pusuda
Canlar sizde deyin şimdi
ATATÜK ZAMANI Adım Doğa bilirim
Hürriyet hedefim
Altı ok atar yüreğim
Çağdaş Cumhuriyetir
Tek temelim Sevgi ile çıktım yola
Bağırıyorum ben sana
Uyanmassan ah ahmak
Halk,
Oyacaklar
Dinle bak Uykuda olanlar
Bize birşey olmaz diyenler
Eğer böyle giderse
Ne Vatan
Ne de anan var. Önderimiz Atamız
Hilaldir bayrağımız
Doğa adım bellerim
Hürriyettir timsalim
Yalan yoktur sözümde
Hile yoktur özümde
ŞİMDİ DİYORUM
ATATÜK ZAMANI
ŞİMDİ,ŞİMDİ
SONRASI YOK Gönlü güzel Doğamız
Sevdü kucakladı
Belli,
Hep delüyüm dedi
Delünün yanına geldi
Hepten geldi bir delü
Sustu yüreği
Konuştu kalemi
ŞİMDİ ATATÜRK ZAMANI DEDİ
Dostu düşmanı belledi Anam dedim sarıldım
Yüreğimi bağladım
Şimdi ATATÜRK ZAMANI
Yüreklerin çoşma zamanı
Ne dedinde yapmadım
Adım Doğa
Soyadım Hürriyet
Önderim var
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Bundan büyük nem ola
Sevilen seven ola
Çocuklarım gelin sarılalalım
Bu bayrağı
Paylaşalım
Üzülen ne sen ol ne ben
Köhnemiş kahpeleri
silelim süpürelim.
YükselAkcum 25.07.2007 05.05
| 167 |
Sözün Özü 15
Umutsuzluğa kapıldığında anla ki, bu sana şeytanın vesvesesinden başka bir şey değildir. Umutsuzluk; imansızlık boşluğuna atılan en tehlikeli adım olduğundan kötü sonun hazırlayıcısıdır, sakın ona teslim olma yanlışına düşme. Allâh'ın rahmetinden ümit kesmek; bir günahtan da öte kâfirlik alâmetidir. Çünkü; kâfirlerden başka hiç kimse Allâh'ın rahmetinden ümit kesmez. (Zumer 53). Unutma; İmanını ayakta tutan umudundur. Bu dünyada yediğin tüm darbelerin karşılığını alacağın bir ahiret var, unutma. Teslim ol, çünkü islamiyet; teslimiyet demektir. Çünkü, teslim olanlar kazanacak. Sen elinden geleni yaptıktan sonra gerisini Allâh'a bırak; tevekkül et. Olmuyorsa, olmuyordur. Belki senin için hayırlı olan budur. Sen olayları tüm yönleriyle göremezsin. Allâh ise; her yönüyle görür. Çünkü, sen acizsin, seni Yaratan ise sonsuz. Sen nefsinin mertebesi ve çizgisinde bakarsın, Basîr olan Allâh ise ebediyetiyle; tüm gizliyi görür. Belki, şer gibi gördüğün hayırdır. Bunu sen bilemeyebilirsin: ''Ve hoşlanmayacağınız bir şey olur ki, o sizin için bir hayırdır. Ve seveceğiniz bir şey olur ki, o sizin için bir şerdir. Ve (bütün bunları) Allâh bilir, siz bilmezsiniz (Bakara 216).Umudunu kaybetme; onu başka serüvenler için vasıta yap. Aksi takdirde, umudu bir vasıta olmaktan çıkarırsan; uzun ve dikenli yollarda bineksiz kalır ve sonu meçhul karanlıklar içinde kaybolursun...
| 193 |
Deniz. Deniz.
Deniz. Deniz.
Yalnız deniz! Neden getirdin beni, baba,
sen bu şehre? Neden kopardın, baba,
beni denizden? Düşlerimde köpükler
yüreğimi kancalar
demir alırcasına.Neden sürükledin baba,
beni buraya? ÇEVİRİ: Cevat ÇAPAN
| 31 |
Nübüvvet
Bir yanım Karadeniz
Yaslanırım yalçınlığa
Kükrek mavi sular gibi gönlüm
Dara düşmüşüm kara düşmüşüm yara yara
Bir durulmuş bir korkunç ve kutsal
Başım dolaklarda heybeti namla
Babam yoğurmuş, anam doğurmuş ne vasi
Be hey gayri nizami olmuş her şey
Siz mal edersiniz de tavla her şeyi
Omuzlarım namert yükü bilmezle asiBir yanım engin salınımla Akdeniz
Bir ayak bassam sarsılırken yer
Fethiyle arş feza, denişi keza olacak
Kadem tutmuş, ayak uğurmuş
Bir ayak bassam hani
Ayaklarım göl, başım serin olacak
Ne aferin demek ne serencam
Yelmek değil gelmek yerin olacak
Ekşitip ekşitip içtikçe ayranı
Külden bahçe, alevden dil; mevzuu derin olacakKolay elin şırasını dille zevzek ezmek
Geğirip geğirip iştahı, gurultular üstüne
Nübüvvet duymayız, gölgemiz sema bizim
Gölgemizin ağlamağı da yarar nema bizim
Ayaklar haram bilmez ki, vücutsa saram
Gramı sakıtsa kursağa, hatırı olur yaram
Şikâyet var hikayet olandır halim
Kalmadı takati mecal, demeye zalim
Bir Akdeniz bir Karadeniz damarla sıkar
El gölgesi nübüvvet olsa, katran yıkar25.05.2013Zevzek: Bilmediğinin fazlasını anlatanNübüvvet: Konjonktürsel stratejik ortaklıktan anlam. Bir büyüğümüzün bu ortaklıktan esinle, Suriye'ye olan İsrail saldırılarına ve Suriye'nin terörüne Katar'ın, Suud'ların lojistik desteklerine; vaki USA müdahaleleri sonrasına hep nübüvvet kehaneti göstermektedir.Bu kehanetle "Allah'ın yardımı yakın" deme azizliği içinde olmaktadır. Dil peygamberin dili. Ve anlatım sosyal anlamlı bir söylemdir. Hep derim; sosyal dil, toplumun ve toplumsal diplomasinin dili olamaz. Olursa ABD'yi; İsraili vs.yi ne yaptığınızın farkına bile varmazsınız.
| 223 |
Bir Umut Peşinde
BİR UMUT PEŞİNDEBir umut ver dedim
Dediğime bin pişman
Gördüler beni düşman
Sevinsin, sevsin
Gözleri biraz gülsün
Umutları yeşersin
Geleceğini görsün
Yaşamak için
Bir umut var bilsin
Dedim ettiler pişman
Gördüler beni düşman
Hem umudu ALACAKLAR
Hem de umut OLACAKLAR
Dilerim artık umutlara
İhtiyaç duymayacaklar.
Bu nasıl bir düşünce
Akıl sır ermiyor
İnsan bir düşünce
Bir daha hiç gülmüyor
Umut veriyorsun
Neden söylenirsin
Vermiyorsan bir umut
Bari çıkmasın sesin
Üstüne üstlük
Yalan söylüyorsun
Sonra bu yalanlara
Kendinde kanıyorsun
Bana dünyalar kadar ters
Elbet bundan alırım bir ders
O çirkin sözlerden
Söyleyenlerden
Söylentiye kanıp da
Doğruyu bilmeyenden
Gerçeği görmeyenden
İşine geldiği gibi
Farklı tez üretenden
Nefret mi etsem, yakışmaz
Haklımı desem, hiç olmaz
YÜREĞİMDE!
Hala bir umut
Yürekte eksik olmayacak
Ama yanıyor yüreğim
Kanıyor içim
Dost bildiklerim
Vuruyor da vuruyor
Bense kendimi avutuyor
Gerçekler gönül kırıyor
Yinede bir umut
Bitmesin istiyorum
O can suyunu
Birlikle
Verelim diyorum.
Kül bırakmaz mangalda
Paylaşırım diyenler
Sevgisini bölenler
Kaçma bak dertler ortada
İsterim ki dostlar
İhtiyaç duymayacaklar
Duydukları anlar
Her zaman beni
Yanlarında bulacaklar.
Ah be dostlarım
Basmayın ince camlara
Bakın sağlam aynalara
Kırıksa baktığın ayna
Görürsün kendini param parça
| 188 |
Aşk Ateşi
Ateş geçse kor olur. Kor sönse kül olur. Kül dağılsa toz olur. Onu da çeker nefesimiz soluk olur. Solunan kana karışır, damar damar dolaşır. Beyne ulaşır anılarla hesaplaşır. Önce çarpıp acı verir; acıları toplayıp hüzün olur. Sonra bölüp hüznü umut olur; eksikleri çıkarıp düş olur. Anımsamak istemeyiz sadece. Hep vardır oysaki bilinç altı kuytu bir yerde.
| 58 |
Sevgi Üzerine Birkaç Cümle - 4 -
Öyle içten, öyle samimi bakardı ki insanın gözlerine, öyle candan yavrum derdi ki; ben insanları sevmeyi biraz da ondan öğrendim. Şu satırları yazarken, azıcık gözlerim nemlendi; Kim mi? Benim rahmetli anneannem Mihrizat Hanım. Sade o da değil, daha da sevgi dolu nice akrabalarım. Amcalarım, teyzem, eniştem, halam ve tabi annem babam...
Anne tarafından sülalede ilk torun olduğum için, beni çok sevmişler. Doğduğunda iki kilo iki yüz gram gelen bir çocuğu, üç ay da tostoparlak bir çocuk haline getirmişler...
İlkokulu bitirene kadar Bahçelievler'de iki katlı müstakil sobalı bir ev de oturduk yıllarca. Alt katta büyük amcam, üst katta biz ve bahçede bir sürü meyve ağacı, kayısısından dutuna kadar. Daha hormonlu besinlerin insan hayatına girmediği, tabiatın şimdiki kadar kirlenmediği, tek kanallı televizyonların olduğu, bozacıların ve bekçilerin sokaklarda gezdiği zamanlarda çocuktuk biz. Mahallelerde komşuluk üst düzeydeydi her zaman. Şimdiki gibi yetmiş daireli apartmanlarda üç beş sene de bir birbirinin yüzünü anca gören insanlar gibi değildik. Sokak oyunlarını gören bilen ve birebir yaşayan en son nesildik belki de...
Şimdi ki çocuklara bakıyorum ve acıyorum, hepsi bilgisayar mağduru, ortaokulu bitirmeden gözlüklerini takıyorlar. O kadar saat bilgisayar başında oturursan, gözde bozulur, Allah muhafaza akıl sağlığı da...Bir makineyi aşırı derecede sevmek, en kısır sevgilerden biri olsa gerek. İletişim yok makine ile insan arasında... Yeri geldi mi bir kedi ile, karınca ile, kurbağa ile bile iletişim kurabilir, yıkılmayacak sevgi köprüleri oluşturabilirsin... Bilgisayar ile ancak köprü projeleri elde edersin taş ve betondan...
Hani güzel bir şarkı var, çoğunuz bilirsiniz sözlerini''Gözler kalbin aynasıdır, yalan nedir bilmez onlar'' diye devam eder gider. Tanıdığınız ya da tanımadığınız, bazı insanlar yanınıza geldiği zaman, gözlerinin içine bakın, o an bir elektriklenme illa ki oluyor, karşınızda ki kadın veya erkek ile. Kimisinden pozitif elektrik alır, kimisinden de negatif elektrik alırsınız, çok itici gelir size, bir an önce çekse de gitse, şu adam yanımdan, iş yerimden dersiniz, negatif elektrik aldıklarınıza. Kemgöz, nazar bunlar hep olan şeyler. İşimiz ticaret olduğu için çevremizde dolu bu tip insanlar...
Bazen de kaderin tecellisi midir nedir, yirmi beş otuz sene önce ki olayların hikmeti çok sonraları çıkar karşımıza. Bir ayet-i kerime de şöyle diyor insanlara Rabbimiz özet ile ''Sizin hayır gibi gördüğünüz olaylarda şer vardır, şer gibi gördüğünüz olaylarda da hayır vardır, bunları siz bilmezsiniz, biz biliriz'' Ortaokulda bir Türkçe öğretmenimiz var Ganime hanım, daha sekiz yıllık kesintisiz eğitim başlamamış o tarihte. Sömestri Tatilinde, Reşat Nuri Güntekin'in ''Damga'' isimli kitabını ödev verdi ''Bunu baştan sona yazacaksınız'' diye... Çocuğun biri parmak kaldırdı, iki seneliklerden '' Özet mi hocam''diye sordu. Hocamız yine ısrarla''Hayır yazacaksınız baştan aşağı'' dedi... O zamanlar bunun hikmetini anlamamıştım o çocuk yaşımda, yıllar sonra kafama takılınca buldum, hocam bize noktalama işaretlerini belletmek üzere vermişti o ödevi... Lise birinci sınıftayız, yer yine Bahçelievler Deneme Lisesi, sene sonu güm iki dersten, daha liseye alışmadan. İki dersten biri fizik, biri edebiyat. Sınıf tekrarı yaparken, mart ayında da sarılık hastalığına yakalan, bir ay okul yok, bir kere daha kalsam belge alacağım. Dışarı çıkmak yok, canım sıkılıyor ev de, anneme basit bir mızıka aldırdım. Öyle yavaş yavaş çalaraktan, bugün bir şeyler dımbırdatıyoruz kendi yarı çapımızda. Onun için hiç üzülmeyin, başınıza kötü bir olay geldiğinde, hepsi Allah'ın dilemesi ile oluyor, ayette de belirtildiği gibi''Allah dilemezse siz bir şey dileyemezsiniz.''
Biraz da din ile sevgi arasında ki bağa girelim. Din adamlarında olması gereken en büyük özelliklerden biri kanımca önce bilgi, sonra sevgi. Birçoğu televizyonlara çıkıyor ara ara dikkat ile inceliyorum, çoğunun etiketinde profesör ya da doçent yazıyor, belki bilgi olarak normal dini bilgiye sahip insanlardan çok derinler, ama çoğunun insanlara tepeden bakan bir halleri var, ya da ben öyle algılıyorum en azından. Yıllar önce çok takdir ettiğim bir Diyanet İşleri Başkanımız vardı Dr. Lütfi DOĞAN. O konuştuğu zaman yüzünde güller açardı, sevecen, yumuşak başlı, insanlara asla tepeden bakmayan, korkutmayan bilakis sevdiren, karşısında ki bilgisiz ise hor görmeyen, sert söylemlere konuşmalarında asla yer vermeyen. İşte böyle İslamı ve Müslümanlığı kitlelere sevdirecek insanlara her zamankinden çok ihtiyacımız var...
Bazı konuşmalarda insanların şöyle dediklerine tanık oluyorum''Allah'dan korkulur mu, bilakis Allah sevilir'' Ben de onlara şöyle cevap veriyorum kendimce'' Allah'dan hem korkulur, hem sevilir, insan korku ve umut arasında gidip gelecektir son nefese kadar'' Yalnız her zaman Allah sevgisi, Allah korkusundan bir adım önde olmalıdır. Onun emir ve yasaklarına, sadece korktuğumuz için değil, sevdiğimiz için de katlanmalıyız. Herhangi bir günaha meyletme durumu ile de karşı karşıya kalırsak o zaman korku gelmeli aklımıza...
Alıntı bir şiir ile de laflarımızı bağlayalım''Gerçekte, asla sevgilisince aranmadan ortaya çıkmaz sevgili
Sevginin yıldırımı düştü mü bir yüreğe, bil ki sevgi baş verir o yürekte
Yüreğinde büyümeye başladı mı tanrı sevgisi
Hiç kuşku yok ki sevmeye başlamıştır tanrı seni'' R.A.Nicholson
Sevgi ve Saygılarımla...
| 762 |
Vatan
Vatan,vatan aşkım vatan
Sevdandandır şehit yatan
Kanı bozuk hain seni satan
Kral olsa çatasım,gırtlağını sıkasım gelir...vatanSavaşlarda canlar verdik
Yetim kaldık,öksüz yetişdik
Unuttuk mu? neden deyişdik?
Şehitlerin kemikleri kabrinde sızlar vatanBayrak inmez, ezan susmaz
Müslüman Türk vatansız olmaz
Türk'üm diyemeyenler vatan ne bilmez
Hürriyet sevdamdır yarim vatanTürkiye'dir, Türk elidir adı
Oba,ocak mekan soyadı
Vatan, namus ar vatan
Namussuzdur seni satan vatan.Hasan Güzel
09.05.2015
Manavgat, Alanya yolu. 14: 19
| 68 |
Zifiri Karanlık
Zamansızım alaca karanlıklarda
Zifiri anlara giriftarım sonsuz karanlıklarda
Boğulan gün gelmez hayallerime
Uçsuz bucaksız karanlık sonsuzluklardaŞimdi karanlığın girdabında kendimi kaybettim.
Son rutuşları yapıyorum hayatımda,bende ölüme dahilim
Her akşamdan sonra gece gelir aklıma,karanlık odalarda.
Kara küheylanın yelesinden tutunarak çıktım karanlıktan,işte kara ellerim.İster tut istersen tutma sabunu tanımayan kap kara ellerimden,
Kalem yok,defter yok,silgi yok,bilim yok karanlık yüreklerden gelen
Karanlığın gölgesinde uyudum yine yorgansız
Mezar gibi,boylu boyunca gazeller üstüne ezelden.
Sus susts çıkın benim karanlığımdan gece düşleri.
| 77 |
Düğün Gecesi Sabahı
- Zengin bir köy ağasının oğluyla evlendirilen
16 yaşındaki güzel gelin düğün gecesi sabahında
acılar içinde kıvranınca yakınları hemen onu en yakın
hastaneye götürdüler...Yapılan operasyon sonucunda
gelinin midesinden altın kolyeler bilezikler yüzükler ve
plastiklere sarılı binlerce banknot paralar çıktı...
| 42 |
On dort subat
Gerçek sevgi yıl boyu, hergün yeniden doğar..
Sevgi bir günlük değil, şaşmayın yönünüzü..
Kalbe sığmayan sevgi,hangi bir güne siğar??..
Ondört şubat sizin olsun, yemişim gününüzü..
| 28 |
Söz
savaş gölgem kadar yakındı
anladım ki ölüm
zar atmıyordu
tırmaladıkça kemirgenler
midem bulanıyordubirler
onlar
yüzlerdökme suyla değirmen dönecek
aldanacak sakiler
ödlek bir çıkmaz sokakta
adını gün batımına yazacağım
| 29 |
Diyemezem Ki Meh Bu Rûya Benzer
Diyemezem ki meh bu rûya beñzer
Diyem mi kim gül-i hoœ-rûya beñzerDişüñe beñzeden pervîni kej dir
Hilâli dirse bu ebrûya beñzerDiyen sehv idiben hâlüñe anber
Diye mi müşgi kim bu mûya beñzerGözümüñ yaşını kim bahr-ı hûndur
Gören nice diye kim cûya beñzerYüzüñde zülfüñi gören diyemez
Gül ü ûd işbu reng ü bûya beñzerMelek kim fitneye uymadı uymaz
Senüñ gamzeñ göricek uya beñzerBenefşe Ahmedî katında añılsa
Diyem mi hâşa bu gîsûya beñzer
| 77 |
Yağmur Yürekli Eylül
Yağmur Yürekli Eylül Karardı aniden gökyüzü
Çattı kaşlarını bulutlar
Giyip karalarını
Ağlamaya başladı ardından
Can hıraş feryatlarla
Dinle!
Nasıl ses çıkarıyor
Yağmur yürekli Eylül
Yeryüzüne düşen her inci damlasıyla
Ve yüzümüze çarpan tokat misali
Her ıslaklık, acımasızca Sel olup aktığında
Düşen her bir damla
Seni getirir sanki bana
Yalnızca seni Yağmur yürekli,
Ağlama artık,
Çatma kaşlarını
Dinsin serzenişin,
yeter!
Çağır gelsin güneşi
Isıtsın içini
Yağmur yüreklim
EYLÜL’ÜM...
Islaklığınla ruhumu dağlama
| 73 |
Gurur Duyabilirsin Artık Kendinle
Bir kalemde sildin hatıraları
Senin için kıymeti yok artık anladım
Kış geçti ayrılık yakıyor zamanları
Koyu bir hüzün bıraktın gönül evime
Gurur duyabilirsin artık kendinleSevmiyorum deseydin acı çekmezdim
Bilmezdim sevdaya düşüren uçurumları
Ateş olup bu yaşımda alev alev yanmazdım
Baktıkça kahreden bir resmin var elimde
Gurur duyabilirsin artık kendinleSakladığım acıların tutsağı oldum
Kimse duymuyor sürgün çığlıklarımı
Yazım,baharım dedim aşka soyundum
Kış ortasında buzlar döktün kalbime
Gurur duyabilirsin artık kendinleEllerimin dokunduğu ellerini özledim
Bir yalan rüyada kaldı özlemim
Baharı görmeseydim sonbahara küsmezdim
Hangi aşk dayanırki böyle vakitsiz zulme
Gurur duyabilirsin artık kendinle
07.03.2012
| 96 |
Ölmeye
Bi kefen üç para
Bende var hiç para
Ölmeye zaman çok
Ölmeye param yokÖlüm işi güç ister
Yaşam işi hiç ister
Ölmeye ferman çok
Ölmeye derman yok9 Nisan 2001 Pazartesi
| 31 |
Küle Döndüm
Ben lacivert gecelerde bekledim seni
Kıyamadım ...
Yanarken seni yakmaya aşkta...
Bu değil miydi yüreğinden bile kıskanmak
Sevda...
Oysa ki
Benden gideli çok olmuşta
Küle döndüğümü anlamamışım
| 29 |
BİR BAŞKA GÖKYÜZÜ BİR BAŞKA SEVDA
Bu mavi gök, yeşil yaprak, gri su altında
hüzün asla yakışmıyor sana
Stockholm'de ne de dünyanın herhangi bir yerinde
kalbim, ah kalbim tarifsiz alevler içinde
İstanbul'da ve dünyanın herhangi bir yerinde
Nice özlemiş, nice sevmişim, adın çığlıklarla
geçiyor bir mavi gök, yeşil yaprak, bir gri su
kalbim, ah kalbim tarifsiz acıların alevinde
nice Stockholm'de, nice İstanbul'da
sürgünde
dünyanın herhangi bir yerinde
Ne olabilir bir aşkın karşılığı
yaşamın ve ölümün
intiharın?
Orada bir başka gökyüzünün
burada bir başka yeryüzünün?
Gülün ve özlemin ve karasevdanın
sürgünde dünyanın herhangi bir yerinde?
Kalbim, ah kalbim nice alevin özleminde
| 100 |
Güller
GüllerGülleri yatağımda düşünemem
Onları salonumda isterim
Bir yılbaşı gününde
Onları kapımda bulurumSeverim bir gülü birde seni
Umut buluyorum senin gözlerinde
Gülü buluyorum, seni getiriyor yanıma
Güller ellerimde seninleGeceleri kokuyor, kokuları
Tüm alemi gül yapmak isterdim
Gülleri serpip sevdiğimin üstüne
Gözlerimi asla örtemem, güllerin için.31/12/2004 – 20:54
Cuma
Güzelyalı / ADANA
| 51 |
Hancı
Gurbetten gelmişim, yorgunum hancı
Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş
Aman karanlığı görmesin gözüm
Beyaz perdeleri, ger yavaş yavaş Sıla burcu burcu... İlle ocağım
Çoluk çocuk hasretinde kucağım
Sana her şeyimi anlatacağım,
Otur baş ucuma, sor yavaş yavaş Güç bela bir bilet aldım gişeden
Yolculuk başladı Haydarpaşa'dan
Hancı n'olur, elindeki şişeden
Birkaç yudum daha ver yavaş yavaş Ben o gece, hem ağladım, hem içtim
İki gün, diyardan diyara uçtum
Kayseri yolundan, Niğde'yi geçtim
Uzaktan göründü, Bor yavaş yavaş Garibim, her taraf bana yabancı,
Dertliyim; çekinme, doldur be hancı
İlk önce kımıldar hafif bir sancı
Ayrılık sonradan kor yavaş yavaş Bende bir resmi var, yarısı yırtık
On yıldır evimin kapısı örtük
Garip bir de sarhoş oldu mu artık
Bütün sırlarını der yavaş yavaş İşte hancı ben, her zaman böyleyim
Öteyi ne sen sor, ne ben söyleyim
Kaldır artık, boş kadehi neyleyim
Şu bizim hesabı, gör yavaş yavaş
| 147 |
Sevgi bankası
SEVGİ BANKASI.
Burası sevgi bankasıdır gönuller burdadır.
vadele iş sevgısı kuruyoruz.
dört taksitle sevgı verıyoruz.
para puan verıyoruz aşkınız için.
sogarta yapıyoruz nıkah masası için.
bir ömür boyu kredı kalp evi veriyoruz.
sevgi kart vermıyoruz sevgıyı ıstedıgınız yerden çekemesın.
| 41 |
Bilinmedik yağmur
bir yağmur
altında ıslanan yalnız benbir yağmur
öyle bildiklerinden değil
damlalarında yaş benbir yağmur
sabahı beklemeden çekip gidenbir yağmur
öyle bildiklerimden değil
öldüğü toprakta dirilenbir yağmur
sesinde yitik yalnız senbir yağmur
öyle bildiklerinden değil
hayalinde bahar senAfyonkarahisar 2011
| 40 |
Depresyon
canım öylesine sıkılıyor ki
kendimi denize atmak geçiyor içimden
ya da vurmak düşlerimi şarkılara...sonsuzluğa çıkan bir yolda
adımlarımı saymadan yürüyorum
ne yana baksam ihanet
ne yana baksam ispiyon...depremlerden arta kalmış bir enkaz
yukarıdan gelen bir felâket
ve sırı dökülmüş bir ayna gibi
yapayalnızım bu gece...herkes yüzüme küsmüş sanki
sanki bir ben suçluyum bu şehirde
ve sütten çıkmış kaşıklar arasında
bir ben kirliyim...kare kare fotoğraf arşivinde
bir bizim fotoğrafımız yasak nedense
ve aşk üzerine ne kadar ölüm
ne kadar kavga bestelenmişse
altında imzamız var bu gece...
| 86 |
Umut İçin
Dizelerde alırım nefesimi
Sonra dizelere dökerim aldığım her nefesi
umut için
Sevda için
En sevdalı kavgalar için.
Sonra bir umut doldurur yüreğimi
Bedenimin bir parçasıdır umut
Bedenimin bir parçasıdır sevda
Ve verdiğim kavgadır hayat
Ve aynı geleceği paylaşır umut
Ve aynı geleceği paylaşır sevda
Ve aynı geleceği paylaşır kavga
Bu ruh, bu bedende durdukçaNice kavgalar vermişimdir
Nice kaleler kaybetmiş
Nice sevdalara yenilmişimdir
Saklamışımdır gözyaşlarımı
Zamansız gidinlerin arkasından
ağlamak için
Ama bilirim
bu umut
bu sevda
bu kavga
bitmeyecek
Son kalem
Bedenim
Düşene dek
| 85 |
Anarşist
Pırıltısız kuş gibi
Olmuş ya şair
Özgür kuşu beklerken
O
Nirengisiz
Kimi yetkiyi
Verivermiş kendine
Kimi de
Yamacında editör
Güya
Tanrı ve Peygamber
Anarşist olun dedim
Oldular şükür
Estiriyorlar terör
Anarşizmi
Bilmezken
| 33 |
Millî Eğitim Vakfı Şiiri
Bir vakıf ki hizmette eğitim bilinciyle,
Aydınlığa temeldir fikri düşüncesiyle…Millî Eğitim Vakfı, manevi duygularla,
Tertemiz niyetlerle, toplanan yardımlarla…Esirgenmez eğitim Rab emridir öğretim,
Şefkatli yüreklerle vakfım, en büyük sevgim…Okul, bina yaptırır öğrenciyi destekler,
Kütüphane açtırır, cehaleti yok eder…Hep destekleyeceğim maddî, manevî yönden,
Sorumlulukların var eğitim öğretimden…(2012)
| 49 |
Alemlerin Yüzü Suyu Hürmetine Yaratılan İnsan
Alemlerin yüzüsuyu hürmetine yaratılan insan
Cennetin kapısında ismi geçen gaye peygamber
Senin bütün ibadetlerini süslüyor ihsan
Kıyamette sancağın altında toplanalım beraber
| 27 |
Talat Paşa'ya Ağıt
15.03.1921Talat paşanın ölümü
Devrimin, kurtuluşun ruhunu temsil eden,
Bu uğurda canı pahasına başını öne eğmeden,
Öksüzlük, yokluktan sadrazamlığa yükselen,
Nemrut Kürt Mustafaca idama mahkum edilen,
Yoksulluk içinde iken Ermenilerce öldürülen,
Talat paşaya allahtan rahmet diliyorum.
Ruhu şad olsun.
| 41 |
Yemin ediyorum ki şahları Türkiye
Ortadoğu için proje yapanların,
Uzay savunma sistemini kuranların,
İnsan haklarını petrol' de arayanların,
Yemin ediyorum ki şahları Türkiye.Boş bahanelerle ülkeleri işgal edenlerin,
Perde arkasından türlü oyun sergileyenlerin,
Tavşana kaç,tazıya tut diyenlerin,
Yemin ediyorum ki şahları Türkiye.Onların nesli bildiğimiz İngiliz,Fransız,
En iyi yaptıkları iştir sömürgecilik.
Tarihe bir göz at,sanma bu yaptıkları ilk,
Yemin ediyorum ki şahları Türkiye.Hain ingiliz sinsi Planından vazgeçer mi? ,
Çanakkale'yi geçemediğini unuttu mu sandın? ,
Bize dost olduklarını sanıyorsan o zaman yandın,
Yemin ediyorum ki şahları Türkiye.Daha dün dünyayı toplayıp üstümüze geldiler,
En modern silahlarla bize ateş ettiler,
Kınalı kuzularımızı şehit ettiler,
Yemin ediyorum ki şahları Türkiye.Haçlı ordularıyla üstümüze saldıranların,
Bizi Anadolu'dan söküp atmak isteyenlerin,
Her saldırıda ' Türk Tokadı ' yiyenlerin,
Yemin ediyorum ki şahları Türkiye.Sen sanıyor musun ki bizi birlik' lerine alacaklar,
Bizi onlardan değiliz,onlar da bizden,
Belki alırlar vazgeçersen dininden,
Yemin ediyorum ki şahları Türkiye.Bunu anlamak için kahin olmak gerekmez,
Müslüman ile, olmayanların savaşı bitmez.
Zulmün saltanatı böyle sürüp gitmez,
Yemin ediyorum ki şahları Türkiye.Elinin altında yatıyorken zengin kaynaklar,
Daha çalışmak için neyi bekliyorsun.
Ateş çemberine düşmüş kutsal topraklar,
Yemin ediyorum ki şahları Türkiye.Tarihe bir bak,gör yaptıkları zulmü,
Türlü bahanelerle Anadolu'yu işgal ettiler.
Onlar bize layık görürler ancak ölümü,
Yemin ediyorum ki şahları Türkiye.Atamız bize çok şeyler öğretmedi mi? ,
Bedavaya alıştığımızı,tembelliğimizi görürse çok kızar.
Tarihini bilmeyenlerin coğrafyasını başkaları yazar,
Yemin ediyorum ki şahları Türkiye.Sultan Abdülhamit her yerde petrol aratmış,
Petrol olan yerlerin haritasını yaptırmış,
Ne gariptir ki oraları sömürgeci ingiliz almış,
Yemin ediyorum ki şahları Türkiye.Neden bu kadar zayıfız hiç düşündün mü? ,
Bu terör belasını başımıza kim ördü,
Herkes sömürgecilerin iç yüzünü gördü,
Yemin ediyorum ki şahları Türkiye.Türk'e Türk'ten başka dost yoktur,
Bunu anlamadıysan yazık olur şehitlerimize,
Titre ve aslına dön,onlardan dost olmaz bize,
Yemin ediyorum ki şahları Türkiye.Kimseyi dinlemeden gece-gündüz çalışalım,
Atamızın öğüdünü vakit geçirmeden tutalım,
Yurdumuzu medeniyet seviyesinin üstüne çıkaralım,
Yemin ediyorum ki şahları Türkiye.Onların ataları da böyleydiler,
En modern silahlarla üstümüze geldiler,
Sonunda geldikleri gibi gittiler,
Yemin ediyorum ki şahları Türkiye.Dünya olayları satranç oyunu gibidir,
Şimdi son taşlarını oynuyorlar.
En çok kullandıkları böl,parçala,ye,
Yemin ediyorum ki şahları Türkiye.25.03.2007
Şebinkarahisar-Giresun
| 345 |
Paranın kiri
Parası olanlar dağdan aşıyor,
Parası olmayan yolda şaşıyor,
Herkes birbirine cepten bakıyor,
İnsanı temelden yıktın sen para.Mahkeme açıldı haklı davaya,
Garibim sessizce durdu divana,
Seni gören piçler ak der karaya,
Adalet içine sıçtın sen para. On iki ay çalışır ömrü yok olur,
Elleri hamurda karnı aç olur,
Evine dönerken boynu bükülür,
Çok fakir yuvası yıktın sen para.Adaletin bumu söyle reva mı,
Gördüğüm gerçek mi yoksa rüyamı,
Neden öldürüyor insan insanı,
Kanlı irin gibi aktın sen para. Çiftci İsmail'im ne haldir böyle,
İyiye yönel sen ne kalır elde,
Aklım yetmiyor ki,daha çok körpe,
Yeter yüz karası batsın bu bu para
| 101 |
Şair
ŞAİRSende bu güzellik
Bende bu sevda acısı
Olduktan sonra
Sen hiç kafanı yorma
Ben sana daha
Çoook şiirler yazarım 14.04.2004
www.akdeniz.orgfree.com
| 22 |
(29 Ekim Cumhuriyet Bayramı) Atatürk (Kurtuluş Savaşı)
Vatan işgal olunca yurdu bir hüzün bastı
Osmanlı hasta dendi herkes ümidin kesti
İstanbul’dan Samsun’a hırçın bir rüzgâr esti
Yırttı şark-ı şimal-i resti çekti Atatürk.Amasya tamimiyle ölü toprağı kalktı
Vatanı namus bilen bu millet böyle halktı
Erzurum’da çekilen fotoğrafa bir baktı
Anadolu’m Sivas’ta resti çekti Atatürk.Nasıl geldiler ise öğle gideceklerdi
Kuvay-i Milliye’yi tanıyıp bileceklerdi
Ya burayı terk edip ya da öleceklerdi
Ankara’dan dünyaya resti çekti Atatürk.İngiliz’in uşağı Yunan İzmir’e çıktı
İçimizdeki Rum’la birlikte yıkıp yaktı
Erkek kadın demeden çocuğa süngü taktı
Hesap görülür diye resti çekti Atatürk.Hesap yanlış olsa da ilerliyordu düşman
Geçtikleri yerlerden yükseliyordu duman
Eskişehir Bilecik hattında zaman zaman
Dur diyerek düşmana resti çekti Atatürk.Biliyordu bu millet özgürlüğe sevdalı
Malazgirt’ten bu yana dünya Türk’le davalı
Kadınların sırtında cephanenin çuvalı
Milli birlik diyerek resti çekti Atatürk.Düzenli bir orduyu görünce düşman şaştı
Geldikleri tepeye geriye doğru kaştı
Sakarya’da Afyon’da bir bir cepheler düştü
Kocatepe sırtından resti çekti Atatürk.Başkomutan emriydi ya istiklal ya ölüm
Mehmetçik aldı emri bitmeliydi bu zulüm
Dökülünce denize boğuldu çoğu zalim
İzmir’in meydanından resti çekti Atatürk.Otuz Ağustos günü yurtta bayram edildi
Zafer Türk’ün diyerek anlaşmaya gidildi
Lozan’da Cumhuriyet sınırları çizildi
Yeni bir devlet diye resti çekti Atatürk.Kayaturan kurbandır toprağına taşına
Rastlamadım dünyada al bayrağın eşine
Türkiye Türk devleti herkes baksın işine
Ankara’dan dünyaya resti çekti Atatürk. (26.06.2009 Saat: 21.58)
| 219 |
Gözlerim Farklı Nemli
Avucumda acılar çimlendi
Yüreğimde burgu burgu
Bir sancı var
Bana göre değil
Bayram sevinci
Ölüme giderken
Yoldaşlar Kurbanlık gibi
Bayram gelmiş seyran olmuş neyimeYanağımı yaktı tuzlu
Gözyaşlarım
Buruk ve kekre acılarımla
Dudaklarım pas tutu
Umut kokmuyorsa ülkem
Bayram olmuş benim neyime
Yoldaşlarım gidiyorlarken ölümeZindanların bağrında
İçime
Ateş közlendi
İmiğime dayandı
Düğüm düğüm acılarım
Nice ölümlerden geldim
Bugün
Gözlerim farklı nemli
Baykuşların kanadından
Yoldaşlarımı koşarken ölüme
Ben tükeneyim gelen bayram neyimeDertlerim bitmek
Gecelerim gitmek
Kalemim
Yazmak bilmiyor
Ölüm orucunda
Onlarca yoldaşlarım var
Bayramlar benim neyime
Yüreğime kan akıyor
Yoldaşlarım giderlerken ölüme22.10.2012
İstanbul
| 94 |
İnanç Ve Toplumsal İstem (talep) 30
İnanç temelli ön kabullerden biri de; ”” Biz Batı'nın bilim ve tekniğini değil de, ahlaksızlığını aldık”” deme gaflet dalalet ve yanılma yanıltma bilmesinlerciliğidir. Bu sakız, bu tekerleme tanzimattan günümüze, değişme mantığına uyamamanın, kişi inanç durumunun dışa vurulan yuvarlamasıdır. Bu soyutçu mantığın, insanı kendi düşüncesine yabancılaştırma bilmezliğidir. Burada ahlakın tanımını, çıkış epistemolojisini değil de, sübjektifliğe nazaran objektifliğini belirtmeye çalışacağım.Tüm din ve inanmalarda “”Güzel ahlak””! Söylemi vardır. Güzel ahlak nedir? Sanki güzel ahlakın, uymamız gereken belli bir biçimi, belli bir şekli varmış gibi yutturulur. Bu mantıkla biz de, Dünya'ya şöyle bakarız; Sanki bizde, gelir dağılımı bozukluğundan kaynaklı ahlak yok da, hırsızlığı bilmeyiz de; bizde, kötü ahlak yok da, bulunmaz da, biz Avrupa'dan antibiyotik ithal eder gibi, ahlak ithal ediyoruz! Bu bozuk mantık bu körlüğü yapar. Bu işin birinci yanıdır.İkinci yanı ise, bu öznel düşünceciliğin, düşünceyi insana yabancılaştırmasıdır. Alabildiğine cahillik içerir, alabildiğine akıl bilim dışıdır. Siz Avrupa'dan bilim ve teknoloji alsanız, hatta teknolojiyi kendi becerinizle oluştursanız da, bu yaşamsal üretimin olanaklı ahlakını da (kullanımdaki çeşitliliğin dağılımını da) otomatikman üretmiş olursunuz.Örneğin bir bilgisayar teknolojisini ister Avrupa'dan almış olun, isterseniz ilk kez siz üretin. Bu bilgisayarda birlikte; çetleşme, a mail atma, virüs geliştirme, hekırlık etme, sanalda ticaret, sanalda dolandırıcılık, sanalda evlilik ve aşklar gibi bir yığın ahlaki Ya da ahlaksızlıkları üretmiş olacaksınız, isteseniz de, istemeseniz de. Bunu engelleme şansınız yok. Çünkü her gelişmeniz öngöremediğiniz bir olanaklar alanını beraberinden getirir. Bu yüzden, bulduğunuz şey, bulduğunuz kadar değildir, daima biraz fazladır. Bunlar, o ürünün gerek amacı içinde, gerek amacı dışındaki, bir yapabilirlik olanaklarıdır. Satıcıya tüm bu olanaklarınızı bilgisayardan ayrı tutun da, bana sadece bilgisayarı verin diğer olanaklar ı yani ahlakı Avrupa'da kalsın! Da, bize sadece yazılımı ile donanımlarını verin deme, seçme şansınız var mı Allah aşkına. Bu ne usa aykırı, akıl etmezliktir, kör cahilliktir deli saçmalığıdır. Kamyon alacaksınız kaçakçılık ahlaksızlığını, kullanım tarihi geçmiş ilaç kullanım aklarsızlığını Avrupa' da bırakacaksınız! Çok keskin ve güçlü bir zekâ! Aptala takla attırır.Bir arabayı ürettiğinizde hiç de üretim amacında olmayan, bir davranışı da üretmiş olursunuz. Belki de hiç düşünmeden. Örneğin arabayı üretmekle, içerisinde “”gezici fuhuş yaptırma”” yapabilirlik olanağınıda üretmiş oluyorsunuz. Bunu Avrupa'dan öğrenecek kadar da Aptal olmak, gerekmiyor her halde! Otobüsü alırken, oturma yeri fazlası yolcu almaktan, ayaktaki yaşlı ve hamileye vs. yer vermek ahlaki tutum beceri ve akıl edilişi, özendirme gibi otobüsün yanında batılılardan alamayız ki. Bu hal otobüsü kullanma şartlarından, kendiliğinden doğan tutumlardır bunlar. Onun için bu, Avrupa'nın kötü ahlakını aldık deme, nanesini yer oluş dezenformasyonudur. Sanki şunu da yanında istiyoruz veya şunu istemiyoruz dermişiz de, deme akıllılığı gösteremiyormuşuz gibi bir abukluk! Yani ahlak ne idüğü belirsiz; soyut, uzaydan fırlayıp, bir yerlere gizlenip de, çıkıp gelmiş bir bir durum olmayıp. Yaşamın, bilim teknolojik üretimi ile bunun toplumdaki kullanım ilişkilerinde çıkan, bize göre; iyi kötü diye nitelediğimiz somutluklardır. Bıçakla adam kesmeyi her halde Tanzanyalılardan öğrenmedik! Bıçağı kullanan her toplum, bıçağın; bu olumlu olumsuz kullanılabilir olanağından ahlakını da üretmiştir. Soğan soyarken, savaşta ve savunmada bıçağı kullanırken iyi tutum, saymış, gasp gibi durumlarda bıçakla saldırıyı, kötü ahlaksızlık ve suç saymıştır. Bu o nesnenin kullanılabilirlik avanta sağlarlık durumudurİnançların süreçle oluştuğu dönemde “”güzel ahlakı”” tamamlamak için gelen tüm kanaat önderleri, bilgi sayar kullanım ahlakını da, yani iyi yöne doğru! Kullanımını göstermiş miydi acaba! Bu, soyut ahlak anlayışının çok iddialı konuşulmuş bir söylemidir. “” var ve bilinir sandığı güzel ahlakı! Her durum ve şartlarda geçerli bildiği, yaşadığı dünya ile sınırlı sürerli tutumları, genelleme yanlışlığı ve hatasının ipucudur bu”” Ahlakın, konjonktürsel, toplumsal ilişkilerin işleyişindeki, nesnel ve bilgisel kullanımın koşul ilişkilerine göre, çıkıp kayıplara karışır olduğunu, az çok tahmin etseler idi, böyle kesin konuşmazlardı. Çünkü akıl bunu gerektiriyor. Ve güzel ahlak diye, güzel ahlakı tamamlıyoruz diye, şimdi esamisi bile okunmayan (...) tavırları sergilemezlerdi.Konu daha çok temellenir, ama benim İnanç ve toplumsal talep, yazımın içeriğine göre yeterli olmakta, Görüldüğü gibi inanma körlük hem de akılsal körlük yaratmakta. Ya da bunun aldatılmasını ortaya koymakta. Ve bu söyleyişler büyük bir uysallıkla ve itaatle dinlenir kabullenilir sakız yapılır asla aykırısı düşünülmez! Çünkü inancın temeli öznel düşüncecilik ve metafiziktir. Vargıları da usa aykırı ve metafizik olacaktır. Ve inancın somut gibi olan değişmez, ahlak anlayışı da toplumsal talepte yoktur. Toplumun ahlaki talep, norm ve yasallıkları zamanla, süreç içinde, kimi kalkarken kimi yeniden oluşturulur Ya da örgütsel eylemlerle ortaya konur.Bu usa aykırı öznel düşünceciliğin ahlak anlayışı; insandan toplumdan bağımsız bir tutum ve tavırın zımni algılatmasıdır. Hâlbuki ahlak tamda toplum içinde ve toplumsal yaşarlıkla kendini ortaya koymakta. Toplumun dışında ahlak yoktur ve üretemezsiniz. Ve ahlakta saltık değildir. Ahlak inançların değil toplumun, toplumsal yaşayışın malıdır. Ahlak güncel koşulları ile beliren, değişme temelli, tutum ve tavır alışlardır. Oysa inanç toplum öncesi kişi telakkilerinin, toplum içine kişi ile gelmiştir. Bunun sonucu, toplum içinde ussal soyutlama ile kişi ve gruplarda, kendini çoğaltarak, yaşam şartlarına göre, anlama anlatma ile var oluşu, gerileye ilerleye sürmektedir. Daha çok bilememenin Dünya'yı kişisel çarpıtmalarla yorumlama ve yansıtma biçimidir. Artık dünya toplumun gücü ile eylemsel yorumlanmaktadır. İnanmalar kanaatler toplumsaldır. Ay'a gidileceğini aklının ucunda bile geçiremeyip, birey olaraktan da Ay'a gidemeyeceğinize, göre tabii ki Ay'ı kutsalın nuru diye yorumlarsınız. Birey yorumlamaları ile inanmalar, aptal ve cahillere bırakılmıştır.Yazı çalışmaları sürer iken, konunun tümünü göremeden, bazı eleştiriler geldi. Bunlar süren yazı dizimde belirttiğim gibi, hala kavram kargaşası taşıyan sorular ya da, çok genel, nereye çeksen oraya gider ifadelerdir. Öznel düşünceciliğin yanılgı ve yanlışları ile sizi anlamak istemezlik tutarsızlığıdır. Güya cevap Ya da eleştiri olmaktan öte gidemiyor. İşte, bu eleştirilerin birçoğu aşağıda.Sürecek 30
| 879 |
Mutluluk kaynağım sensin
Gitme benden ırak neylerim sensiz
Mutluluk kaynağım baharım sensin
Sevgiyi tadalım nefretsiz kinsiz
Mutluluk kaynağım baharım sensin Zor gelir bir günlük ayrılık bana
Adadım sevgimi ömrümü sana
Sen bana bir yarsın yavruma ana
Mutluluk kaynağım baharım sensin Mutluluk bacadan gelip süzülmez
Hata yapmayanlar sonra üzülmez
Gönül bağlarımız kolay çözülmez
Mutluluk kaynağım baharım sensin Sevdayı dokusun yar..! ellerimiz
Uçsuz bir ummandır gönüllerimiz
Orada açmalı kan güllerimiz
Mutluluk kaynağım baharım sensin Der İlhami dünya malı kâr değil
Bir sevgiyi ihya etmek zor değil
Kimse bana senden gayri yar değil
Mutluluk kaynağım baharım sensin NOT: 'Kalemin Teri ' isimli şiir kitabımdan
| 101 |
Asıl Yaşam Burdadır
Müslümanım deyip kendinden geçenler,
Ölünce kendine cennet açanlar,
Yaşarkende hep ölümden kaçanlar,
Allah bilir asıl yaşam burdadır.Varsa kim görmüşki öbür dünyayı,
Allah bilir ölüm denen rüyayı,
Herkesin kalbiyle gider her şeyi,
Allah bilir asıl yaşam burdadır.Herkes ateşiyle Hakka yürürmüş,
Cennet ile cehennemi kim görmüş,
Ancak buna Allah karar verirmiş,
Allah bilir asıl yaşam burdadır.Dünya aynı dünya insan yalandır,
Ölenleri ölür sağlar kalandır,
Bunu kimse bilmez Allah bilendir,
Allah bilir asıl yaşam burdadır.Yüce Allah bu dünyanın mimarı,
Ondadır tapusu ondadır imarı,
Fazla dil uzatma yersin şamarı,
Allah bilir asıl yaşam burdadır.Bu dünyada kalpte biter her işin,
İnsan ol dünyada çok iyi düşün,
Haktan belki olur geri dönüşün,
Allah bilir asıl yaşam burdadır.İşte görünen bu şahit istemez,
Veysel akıllı insan kul hakkı yemez,
Sonra pişman olup eyvahlar demez,
Allah bilir asıl yaşam burdadır.
| 134 |
Beyaz Sayfa
Beyaz bir sayfa açtım, demekle açılmıyor,
Geçmişin etkisinden, kolayca kaçılmıyor,
Yaşantının sırları, ortaya saçılmıyor,Beyaz sayfadan öte, tövbe ediyorum de,
Benim tek çıkış yolum, yöneldiğim tövbede,Geçmiş geçmişte kalmaz, gözün arkada ise,
Umudu kaybedersen, düşeceksin yeise,
Nefsine gem vurmazsan, sana yapar desise,Beyaz sayfadan öte, tövbe ediyorum de,
Benim tek çıkış yolum, yöneldiğim tövbede,Her ne varsa hayatta, Kuranla çek etmeli,
Yanlışı yanlış bilip, doğruları seçmeli,
Hakkın çizdiği yolda, saptırmadan gitmeli,Beyaz sayfadan öte, tövbe ediyorum de,
Benim tek çıkış yolum, yöneldiğim tövbede,
| 80 |
Göklerin kararı bu
Göklerin kararı buUnutuluyor bahar yaşanmaya yaşanmaya
Kışa da alışmak sanıldığı kadar kolay olmayacakGöklerin mavisi isyandaDünya dönüyor dönüyor
Bir bahar için bin takla atıyor
Ve dualarda bahar...
Göklerin kararı buGöklerin güzel bir kararı bahar
Yağmur gibi yağıyor üstümüze neşe
Kuraklığa savaşını sürdürüyor yağmur gibi...Göklerin güzel bir kararı bahar
Göklerin kararı en güneş...
Göklerin kararı en çiçek
Bulut beyazlıyor ve ufka çekiyor kendini
Toprak bir çiçeği büyütüyor
Arı bal telaşında
Eser şimdi baharı getirecek rüzğarlar
Cemreler peş peşe düştüGöklerin güzel bir kararı bahar
Bir gün gönüllere de bahar gelecek
İslam güneş üflemekle sönmez
Cami ufuk gibidir güneşi oradan doğar büyük mutluluğun...Rüzğarın tutup yakasından çiçek sorular soruyor ellerim
Şu er
Seccadede bir güneş bekliyor
Gamı dağ kadar ağır
Yıllardır dili tutsak...Göklerin güzel bir kararı bahar
Şu çocuğun gönlünden rahlesi çalınmış...
Gözleri bahar için duadaÇocuklar gördüm sokağa ve Allaha emanet
Göklerin kararı şimdi bu
"Durmak yok desin" hep ileri
Karanlıkbasıyor
Bir güneş doğsa
Ta uzaklardan duyulsa sesi
Ankarada İstanbulda diriltse ölüleriGöklerden yağmur değil mavilik yağsın
Susmasın gökler güneş güneş gürlesin
Karanlık en deli urganDillerde güller açacak
Göklerin kararı buÖlüler dirilecek
Rahleler dirilecek okunurken yasin ve tebareke
Göklerin kararı buYiğitliğin rahlesine oturmuş gönüller
Ateşe gönüllü ibrahimler...
Kurtuluş senin milletimŞehit kanıyla zaman dirilecek
Baharı görecek ömrü olan
Ay-yıldız doğmuştu ey ülkem sana
Kızardı şafak şimdi güneş doğuyor
Göklerin kararı şimdi buKulaklarımızı tıkıyoruz ümidimizi kıran sözlere
Güneş doğacak
Göklerin kararı bu
Göklerin kavgası buGöklerin kararı bahar
Bu bahar kelimeleri çiçek olan şiirdir...
Ey beyaz asker ey İslam güvercini hoşgeldin bu meydana
İlk fethin bu olsun özgür ol kır zincirleri
Gür sesli yıldızım korkaklığı parçala
Deniz gibi ol sevgide köpük köpük dağılsın çarp kayalaraYiğitliğinde umut mazluma
Ağlatır beni gamın gamlı durma
Adalet elinde parlak kılıç
Dualarımız başına taç
Göklerin kararı şimdi baharYer açın bahara
Diner mazlumların ahı
Karanlığın suru tuğla tuğla yıkılacak
Gamın kara duvarı yıkılacak
Göklerin kararı bu
| 304 |
Baharda
Bozkırlar yeşerir pınarlar çağlar
Anadolu başka olur baharda
Dikenler gül olur bülbül zâr ağlar
Anadolu başka olur bahardaTabiat baş eğer ilahi emre
Gökten yere doğru süzülür cemre
Gebeyken tüm alem yeni bir ömre
Anadolu başka olur bahardaKardelenler boy gösterir dağlarda
Kuşlar cıvıldaşır güzel bağlarda
Seher vakti bulutları ağlarda
Anadolu başka olur bahardaTomurcuk gül olur, filiz dal olur
Arının sırrıyla çiçek bal olur
Buğu damla olur damla sel olur
Anadolu başka olur bahardaGöçmen kuşlar geri döner sılaya
Ana ceylan öğüt verir balaya
Kanlar kaynar gençler durur halaya
Anadolu başka olur baharda
| 91 |
Vatan şehitlerinin aziz ruhuna
***
Düşmanın üstüne mertçe gidenin,
Emanet ettiği yerdir bu vatan,
Uğrunda canını feda edenin,
Bırakıp gittiği yerdir bu vatan.
***
Aç susuz düşmana kurşun atanın,
İki yüz on okka yalnız tutanın,
Şehit olup bu toprakta yatanın,
Kanını döktüğü yerdir bu vatan.
***
Hak yolundan doğruları görenin,
Bozguncuyu memleketten sürenin,
Huzur için mücadele verenin,
Beyaz gül diktiği yerdir bu vatan.
***
Onurlu olmayı üstün kılanın,
Gazisini omuzuna alanın,
İstiklal uğruna birlik olanın,
Tohumlar ektiği yerdir bu vatan.
***
Asker ocağını kutsal bilenin,
Şahlanınca dağı taşı delenin,
Savaşa giderken yüzü gülenin,
Şefkatle baktığı yerdir bu vatan.
***
İhtiyat askeri yiğit babanın,
Mühimmat taşıyan güçlü ananın,
Çocuk kucağında onca bacının,
Terinin aktığı yerdir bu vatan.
***
Yalın ayak cihat için koşanın,
KAYA der çemberler yarıp aşanın,
Vatan sevgisiyle dolup taşanın,
Al bayrak çektiği yerdir bu vatan.
| 137 |
Yağmur Güzeli
Yağmurlar yağmıyor mu inceden ince
Rüzgarlar esmiyor mu serince
Bir sigara yakıyorum efkarlanarak
Çıkıp karşıma sen geliyorsun
Saçların ıslanmış oluyor
“Gel” diyorum duymuyorsun beni bir türlü
Seni böyle hayal meyal yaşamak çok zor
Uzanıp tutsam diyorum incecik ellerinden
Ellerim boşlukta kalıyor.Bir gün çıkıp gideceksin
Sonra arkandan yine ince bir yağmur yağacak
Cadde cadde,sokak sokak
Sayıklar gibi dolaşıp seni arayacağım
Beni bir köşe başında ağlıyor bulacaklar.
Saklamak zor olacak,çaresiz kalacağım
Seni sevdiğimi anlayacaklar.
Üstüme yağmurlar yağacak
İnce bir dal gibi birden kopup kırılacağım
Kaldırım taşlarında sıcaklığım kalacak
Kahrolacağım.Bu şiiri yağmur yağarken yazdım
Ezanlar okunuyordu minarelerden
Seni düşünmeseydim yağmurlu havalarda
Sokaklara çıkmayı göze almazdım.
Melul mahzun dolaşmazdım akşam karanlığında,
Duraklarda yapayalnız kalmazdım.Yağmurlar yağmıyor mu inceden ince
Rüzgarlar esmiyor mu serince
Bir sigara yakıyorum efkarlanarak
Çıkıp karşıma sen geliyorsun
Saçların ıslanmış oluyor
“Gel” diyorum duymuyorsun beni bir türlü
Seni böyle hayal meyal yaşamak çok zor
Uzanıp tutsam diyorum incecik ellerinden
Ellerim boşlukta kalıyor.
| 152 |
Beyaz Gül
Bürünür sevdânın beyaz tüllerine beyaz gül
Gülümser seherin ayaz yellerine beyaz gülYeşil dağların karlı zirvelerinden estirir
Serin rüzgârını hicâz çöllerine beyaz gülPamuk yüklü bulutları yollar vahalara
Kar yağdırır çölün niyâz ellerine beyaz gülSelâm olsun aşk ufkundan doğar o müjdeci
Âbıhayat sunar maraz illerine beyaz gülGöklere firûze saçılır, yerlere zeberced
Zînet olur yeşilli yaz bellerine beyaz gülAk kelebekler, papatyalarla karışır gider
İlkyazın kar-köpük beyaz sellerine beyaz gülDallar, yapraklar, dikenler terennümde kendince
Sevdâ okutur yek-âvâz dillerine beyaz gülCâzibeler katar edâsıyla kuğular gibi
Has bahçelerin turkuaz göllerine beyaz gülKimseler şaşmaz oldu, pervasızca pervâzına
Alıştırdı herkesi naz hallerine beyaz gülİşvesiyle, cilvesiyle rakîb dense olmaz mı
Zümrüd bağların dengi az güllerine beyaz gülAkkor sevdâsıyla hem zevk verir hem âh dedirir
Sevdâlının toz değil haz küllerine beyaz gülSâde kendiyle mesteder sevdâkârı bâdesiz
Ne defe dokunur ne saz tellerine beyaz gülGümüş çehresiyle dolunay gibi, güneş gibi
İlham verir gönlümün gazellerine beyaz gül
| 147 |
Günaha Açtı Çiçekler
Gökyüzünün rengi değişti önce
Sonra doğa’ nın, denizlerin
Felâket ulağı düştü yağmurlar
Yapraklar kavruldu tazeliğinde
Akıp gitti yeşili, gelmeden güzler.Ölümleri tezden oldu kelebeklerin
Gölgeler ağırlaştı mevsimlerin hüznünde,
Günaha açtı çiçekler
Küsüp kaderlerine;
Bu bir isyandır, dercesine
İsyan edercesine.
| 41 |
Göç Eyleme
Kalbim göç eyleme...
Daha nice geceler var aşkın demine hasret
Ömrümden ömür biçmeye mi geldin?
Nice ruhlar var canana vuslat.Ruhum...
Göç eyleme! ..
Daha nice günler var meşkin raksına davet
Ömrümden ömür çalmaya mı geldin?
Nice canlar var, sevdaya hasret.Canözüm...
Göç eyleme!
Benim ömrüm senindi,
Senin ömrün benimdi farzet.
| 51 |
Gönlümde Hicran Yarası Derin
Gönlümde hicranın yarası derin,
Lokman Hekim gelse kalır biçare,
Bana badem gözlü yârimi verin,
Lokman hekim gelse kalır biçare.Zincire vurulmuş dertli yüreğim,
Sızım sızım sızlar sol yan küreğim,
Yıkıldı bir kere hayat direğim,
Lokman hekim gelse kalır biçare.Hasret çekmek ne çok yaman kelime,
Yüklendi hicranın yükü belime,
Ağlamakla bir şey geçmez elime,
Lokman hekim gelse kalır biçare.Garibim ömrüm hep gurbette geçti,
Şevki her halinde Şükür’ü seçti,
Sonunda Azrail ömrümü biçti,
Lokman hekim gelse kalır biçare.
| 79 |
-0001-Fairy Of Turk -5023 -Norwegian
-0001-Fairy Of Turk -5023 -NorwegianVet du...
Fairy Av Turk....Så jeg spør, hvem er disse...
Vår nyeste historie, frelse krigføringen...
Det er mer enn nok, er disse disse.....
De lo i ansiktet, og de slo oss på ryggen..
I verden, Dette er den mest vanærende folk,...Du forstår meg...
Fairy Av Turk....Mersin-20.01.2010-Bilal Genis
| 56 |
Çaresiz Yalnızlığım İki Yaşında
Gözlerin gidince hayal penceremden,kalbimden göçüne ağlıyorum Sevgin bittiğinde sevgimin bitmediğini,Her yeni gün tekrardan anımsıyorum. Bazen soğuk bir odada oturup,Resimlerinle basbasa kaliyorum
İnce ince bakıyoruz,karşılıklı konusup eğleniyoruz kendimizce,Bir kalem çekiyoruz bütün yaşadıklarımıza
Mutlu olduğumuz günlere ağlıyoruz resimlerinle,Ilk olan mektubunu okuyorum derinden,hatta gözyaşlarıyla,kalbin içindeki yazı vazgeçiriyor ağlamaktan,bir tebessüm kaplıyor odamı,sigara bile içemiyorum korkudan sen yanımdasın diye sonra yine alıyorum mektubu elime koşup sarılasım geliyor sana,Sonra yolladığın kağıt parçası geliyor aklıma,Bütün herseyi bir kenara bırakıp tekrardan dalıyorum bahsettiğim kırmızı bulutlara,Gökyüzündeki bulutlara bakınıyor gibi bakıyorum senin göklerdeki fotoğrafına,zaman ne hızlı geçiyor değil mi,en son başkasının aşkını kaleme alıyordum veya sağdan soldan okuduklarimdan bildiğim kadarıyla yazıyordum aşkı sevdayı,Şimdi aşk diyor bizim çocuklar her yeni gün birine aşık oluyorlar,Bide o bazısı yok mu şiir istiyorlar kızları etkilemek için,Anlatıyorum ama anlamıyorlar senden başkasını yazamadığımi,sana veremediğimi kimseyede vermem bilmiyorlar.Günler böyle geçiyor mutluluğa hazırlanıyorum epeydir.Sensizlik ruhuma çöktüğü an sadece mutlu günlerimiz geliyor aklıma,senden aldıklarıma dokunamıyorum elinin kokusu gidecek diye,Kırmızı şalınla uyuyorum her gece, gördüğüm rüyalar seninle,başka neyi merak edersin aceba yasantimda.
Merak ettiklerinin bir cevabı var mı vuslatta,ve yıkık dökük hayaller kırgın ve hasta,
Çaresiz yalnızlığım iki yaşında.
Şimdi son hatırlatma eğer bana bişey olursa dediklerimi unutma...
| 192 |
Boşa kürek sallıyorlar
nehir içimizdedir,
deniz tüm çevremizde,
deniz karaların sınırıdırda,
denizi sınırlayan varmıdır acaba?
nehirler denizlerle buluşur sonunda,
deniz kiminle buluşacak yokluğunda,
bir gemiyim denizin ortasında,
engellerler çıkıyor hep karşıma,
yılmadan yıkılmadan dümenime sarılmışın mutluluk adına,
hain esen rüzgarlar denizi dalgalandırıyor,
dalgalar sancak tarafından bana doğru vuruyor,
oysaki ben limanı görmüşüm,
hedefimi biliyorum bence o dalgalar boşa kürek sallıyor.
| 60 |
Türkiye’nin Gizi
türkiye bir kördüğüm
ipi sıradağlardan
iki kıtayı bağlar
sımsıkı ulortadanhiçbir kılıç kesemez
bu tarihi düğümü
birbirine karışmış
o büyülü gizinitürkiye bir kördüğüm
sarmalanmış dağlarca
birbirine karışmış
halkalarıyla çağlarcatürkiye bir kördüğüm
onda hem sonsuzca yas
hem sonsuzca coşku var
günü gününe uymaztürkiye bir koca burgaç
dünyanın dört yanından
dün bugün ve yarından
her şeyi çeker yutartürkiye bir değirmen
öğütür durur zaman
gelecekten geçmişten
her şey onda aranantürkiye bir köprüdür
altından toprak akar
ay ve yıldız üstünden
sonsuza doğru uzartürkiye bir bilmece
sabahtan akşama dek
çözülür ışıklarca
akşamdan sabaha dek
örer gizini gece
| 93 |
B iryılbaşı
B İ R Y I L B A Ş I Of geldi yine bir yılbaşı,
Dertleniyor insanların başı,
Salınarak gidiyor ikibiniki,
Sormalı geride ne bıraktı ki,Umutlanıyoruz gelen yenisinden,
Teselli, kötü olanın gidişinden,
İyi dileklerle bekliyoruz seni ikibinüç,
Bilerek gel, senin işin, Irak ile güç,Yinede ben mutluluklar diliyorum,
Bunu bütün dostlarıma da istiyorum,
Allah mutlaka seviyordur hepimizi,
Kabul eder dilek ve temennilerimizi.Fahrettin Selçik 31 Aralık
| 66 |
Mahperi-III
Dünyayı çevrende döner mi sandın?
Safa sürmek değil elde Mahperi.
Cahildin cihanın aksine kandın
Koyup gittin beni yolda Mahperi.Her ne varsa benden sana hatıra
Amenna, saddakna gelmez hatıra
İsmini işlerken her bir satıra
Kâğıtta, kalemde, elde Mahperi.Ömür yetmez seni resme çizmeye
Yüreğim el vermez canı üzmeye
Satır satır, hece hece yazmaya
Kalırsın akılda, dilde Mahperi.Bir zalimin şerri yakarken ateş
İçerde bir kor var cehenneme eş
Yeniden aleme doğunca güneş
Daima savrulan külde MahperiHilaloğlu idi ettin Gülfemî
Sanema cevrinle yaktın beldemi
Sevmek bir lütuftur sanki elde mi?
Mevsim mevsim geçen yılda Mahperi.
Urfa
22.01.2008
| 94 |
Bir Reklam
Siyah giysilerinizin
Siyah iç çamaşırlarınızın
Siyahlıklarının solmadan
İlk aldığınız günkü gibi
Pırıl pırıl olmalarını
Kim istemez ki
O halde onları
Size sunduğumuz
Bu özel patentli
Arap sabunlarımızla
Yıkayınız
| 30 |
Böylemi Olur
Şerle yatıp kalkıp şerle gezene,
Dur demiyor ezilenler ezene,
Vallahide hayret çarpık düzene,
Gerçek Hak Adalet böylemi olur.Fakirlik yoksulluk engelden duvar,
Yalakçılar patron sırtını ovar,
Hal böyle kediler Aslanı boğar,
Gerçek Hak Adalet böylemi olur.Ölüm vardır Dünya ahret hatında,
Yalan yüklü yalancının atında,
Doğru iş yapan yoktur Allah katında,
Gerçek Hak Adalet böylemi olur.Gelmişi geçmişi yediden yetmiş,
Çok insanlar Dini İmanı kaybetmiş,
Bitmiş sevgi saygı İnsanlık bitmiş,
Gerçek Hak Adalet böylemi olur.Dünyayı sahiplenir parası olan,
Zalimde zorbada hükümdar yalan,
İşte budur sonrada geriye kalan,
Gerçek Hak Adalet böylemi olur.Doğrular dürüstler ipini sürür,
Yalancının yalanları yön verir,
Kulaklarım duyar gözlerim görür,
Gerçek Hak Adalet böylemi olur.Zalim Zorba dinlemiyor amanı,
Geçti gitti eski dostluk zamanı,
İnsanlar kaybetmiş Dini İmanı,
Gerçek Hak Adalet böylemi olur.Benim sözlerimden anlayan anlar,
Veysel derki çok şerefsiz insanlar,
Nedense herkes haksızı yanlar,
Gerçek Hak Adalet böylemi olur.Tel:05379590555
| 141 |
Vatan Hey!
Yüreğimsin,ekmeğimsin,çilemsin
Her taşınla,toprağınla vatan hey!
Niyazımsın,nazarımsın,aşımsın
Her karışın,adımınla vatan hey! Seni bildim ana diye,yar diye
Senin için canım verdim al diye
Ebed müddet benim kalasın diye
Feda sana bütün varım vatan hey! Olmaz olsun sensiz kalsa ocağım
Viran olur her kasabam,bucağım
Kime açam sen olmazsan kucağım
Senden özge mekan tutmam vatan hey! Sivasiyim derim sözü merdine
Kahrolayım yanmaz isem derdine
Anlatayım her kişine,ferdine
Sensiz olmak bize zillet vatan hey! (23.09.2004/perşembe -SİVAS)
| 73 |
Gece Yarısı Düşleri 2
Aşk senle güzelGözlerini bir noktaya dikmiş, gecenin gizemine dalmıştı. Karanlığı yırtıp gelen bir sesle irkildi. O anda bir yıldız kaydı. Her zaman olduğu gibi, birilerinin Allah’a iltica ettiğini düşündü. Bir dilek diledi. Sonra, sessizliğe terkedilen sokağa yöneltti bakışlarını. Gün içinde, İnsanların kalabalığından adım atılacak yer olmayan cadde, bomboştu şimdi. Yorgundu, ama canı uyumak istemiyordu. Eğer gözlerini kapatırsa o muhteşem hayali göremeyecekti. Uyanık kalmak ve yalnızca onu düşünmek, onun hayalini kurmak istiyordu. Usulca, yan tarafta duran biraz eskimiş ve rengi güneş ışıklarından yer, yer solmuş olan kırmızı koltuğa kendini bırakıverdi. Gözlerini kapadı. Bir şeyler mırıldanmaya başladı. Sesi belli belirsiz işitiliyordu. Ne dediği anlaşılmıyordu. Yorgunluktan ve uykusuzluktan çökmüş olan yanaklarından, iki damla yaş yuvarlandı, dudağının kıvrımlarına. Sonra.. şu sözler döküldü dudaklarından, fısıltı halinde..
-Allah’ım! Sen gönlümdekini biliyorsun. Bunca yıldır çektiğimiz acıların, bir mükafatı olarak verdiğin bu aşkı, ne olur koru. Bizi eski yalnızlığımıza geri yollama. Onu sevmeye, onun tarafından sevilmeye ihtiyacım var. Sen bize ışık yak, yolumuzu aydınlat, yardım et. Ne olursa olsun, sonunda vuslat olmasa bile, kalplerimizi birbirine bağladığın, bağların kopmasına müsade etme. Belki bu dünya da değil ama, hiç değilse ahırette sevdiğimden ayrı koyma. Amin! ..dedi.
Gözlerini açtığında, muhteşem bir ışık cümbüşünün altında, dans ediyordu. Evet rüya görmüyordu, işte onun kollarındaydı. Adeta, bir masaldan fırlamış prens ve prenses gibiydiler. Etraflarında hiç kimse yoktu. Buraya nasıl ve ne şekilde geldiğini anımsamaya çalıştı, hatırlamıyordu. Ne önemi vardı ki, o yanındaydı ya..gerisi boştu onun için. Gecenin ve müziğin tadını çıkarıyordu doyasıya. Sanki bir rüyanın ortasında, kuğular gibi süzülüyordular bir o yana, bir bu yana. Müzik kesilince, kendileri için özel olarak ayrılmış, masalarına döndüler. Kibarca sandalyesini geriye çekti Ekrem, kadın yumuşak bir sesle teşekkür ederek yerine oturdu, tatlı bir tebessüm yerleşti yüzüne. Bu yaşadıklarına inanamıyordu. Hayallerinde bile böylesini düşünmemişti hiç. Farkettirmeden bacağına hafif bir çimdik attı, evet dedi gerçek! bu bir rüya değil, “aman Allah’ım”. Fotoromanlardan fırlamış artistlere taş çıkartacak cinsten şık ve yakışıklıydı Ekrem, gözlerini bir an olsun ondan alamıyordu. Kalkma vakti geldiğinde Taksi bekliyordu onları. Vakit kaybetmeden arabaya binip, yıldırım hızıyla gözden kayboldular. Karanlık bir sokakta, sokak lambalarının aydınlattığı evlerin, silüetleri beliriyordu yavaş, yavaş. Meraklı gözlerle etrafa bakındı kadın. Buraları hiç tanıdık gelmiyordu.
–Neredeyiz? .. diye sordu alçak bir sesle, sanki şöförün duymasından endişe eden bir ses tonuyla. Ekrem gülümsedi. Seviyordu onun gülümsemesini. Ekrem gülümsediğinde, derin yarıklar oluşurdu yanaklarında ve çenesinde. Zaten köşeli olan çenesi, daha belirginleşir ayrı bir hava verdi ona. Siyah ve iri gözlerini muzipçe kısarak, kadına doğru eğildi ve kulağına ufak bir buse kondurdu. Daha sonra sol elini ceketinin iç cebine daldırarak, cebinden çıkardığı küçük bir papatyay kadının hafifçe dağılmış olan saçlarının arasına yerleştiriverdi el çabukluğuyla. Birden, Taksi büyük bir konağın bahçesinin önünde durdu, kapı açıldı, arabadan inip, konağın yürüyüş yolundan, arka bahçede bulunan havuzun yanına geldiler. Havuzun kenarında mini bir bar vardı. Ve uzaktan bir kemanın iç gıcıklayan sesi işitiliyordu. Kadın bu yaşadıkları güzellikler karşısında, Ekreme soru sormaya korkuyordu. Büyünün bozulacağından endişe ediyordu. Uzunca bir süre hiç kımıldamadan, havuzun kenarında keman sesi eşliğinde, içkilerini yudumladılar. Sessizce, birbirlerini izleyen şehvetli gözlerle. Ekrem
-Bu konak babamın bir arkadaşının, bu gece bizi ağırlayacak. İçinde hiç kimse yaşamıyor. Rüstem amca ailesini kaybettikten sonra memlekete yerleşmiş, emekliliğin keyfini çıkarıyor yaylada..diyerek yine o muzip gülümsemeyi, yüzüne yerleştirdi. Kadının elini tuttu, konağa doğru kısa ve ritmik adımlarla yürümeye başladılar. O büyük kapıdan içeriye, ilk adımlarını attıklarında kadının başı döndü. Daha önce hiç böyle bir ev görmemişti, saray yavrusu gibi bir şeydi bu ama içeride onlardan başka hiç kimse yoktu, Tırpandan başka. Tırpan konağın eski emektarlarından bahçıvan Ziya beyin kedisiydi. Epeyce yaşlanmış olmasına rağmen, hala uzun, parlak tüylere sahip beyaz bir kediydi. Çokda sevimliydi, hemen yanlarına gidip şöyle bir kaç hamle yaparak, kadını bacaklarına sürtündü, daha sonra uzaklaşıp gitti yanlarından. Sanki bir yere çağırılmış gibi.
Kadın üst kata doğru kıvrılarak uzanan merdivenleri izledi bir süre. Ekrem yeniden elinden tutup, gayet sakin hareketlerle onu yavaşça yukarıya doğru sürükledi. Üçüncü kata gelmişlerdi. Burası ufak ayrıntılara kadar İtalyan mobilyalarla zevkle süslenmiş bir ortamdı. Tıpkı filmlerdeki gibi. Balo salonlarını andırıyordu görüntüsü. Muhtemelen burada daha önce bir çok davet verilmiş olmalıydı. Salonun sol üst tarafında, loş ışıklarla aydınlatılmış bir şark köşesi bulunuyordu. Birde içinden ateşler yükselen bir şömine vardı. Ekrem ceketini ve ayakkabılarını çıkararak, şöminenin önündeki mindere bıraktı kendisini. Kadın şaşkın, ama mutlu gözlerle bu olanları izliyordu. Gayri ihtiyari onun yanına gidip oturmak istedi. Yanına çöktü ve o muhteşem güzelliği izlerken, başını Ekremin omzuna yasladı. Bir el şefkatla yüzünün ince kenarlarında dolaştı, sıcak ve nemliydi. Çenesini tutup hafifçe yukarı kaldırdığında, kadının dolgun dudaklarının görüntüsü, Ekreme bir anda kışkırtıcı gelmişti. Eğildi, masum ama şaşkınlıktan büyümüş ela gözlerle bakan kadını öptü. Bu öpücük öyle şefkatli öyle güven doluydu ki, kadın da ona karşılık verdi. İçinden bu yaşadıkları için dua ederken, Gözlerini kapatsa bir rüyadan uyanacakmış hissi yayılıyordu bakışlarına. Titriyordu kadın, büyük alevlerin karşısında. Hafif, hafif başı dönmeye başladı sonra. Kendinden geçmek üzereydi ki, bir sesle irkildi. Gözlerini açtı.-Anne sen hala uyumadın mı? Dil-ruba
17 Aralık 2011 C.tesi 08:10
| 809 |
Haksız Koku Alır
İnsanlık bilmezleri it ile kurdu tutar
Bakma dost deki burada biter
Şu alanlarda insanlığa itler çatar
Öyle kincidir sanma ki ileriler.Ölüm ister çok türlü türlü planları
Kurt köpek farksız, ağı yılanları
Birbirini tanımazlar ölümdür klanları
Akıl verirler bize bizden geriler.Burnu haksız koku alır kirli elleri
Dost bilmez gizlidir kan yolları
Güven veremezler şoktadır akılları
Açlıktan kör bir kemik bir deriler.Kamil At, insan ise fikir de dinler
Kanı kızıl insan düşmanı hainler
Adres vermeden söyledim it bunlar
Çok uzak bilinir bakarsın beriler.
| 84 |
Eskiye ait bir kadın
Aile albümünde
Siyah beyaz, hatta kahve ve gri tonlara bürünmüş
Kenarı beyaz tırtıklı bir fotoğrafta
Tanımadığım bir kadına bakıyorum
Saçları saten bir kurdelenin altından
Minik bir kıvrımla boynuna dolanmış
Kaşları yay gibi
Dudaklarının sol üst köşesinde belli belirsiz bir ben
Yakası dantelli, beyaz, ipek bir elbise giyinmiş
Diz altından görünen, ten rengi ipek çoraplarıyla
Küçük ince topuklu ayakkabılarıyla
- resimde renk yok ama ben ‘uçuk pembedir’ diye düşünüyorum
Besbelli altın varaklı bir iskemlede
Yüzüksüz, beyaz ellerini kucağında kavuşturmuş
Başı hafif yana kavisli
Yüzünde bence sanki bir hüzün ama aslen bir gülümseme
- oturuyor
Eskiye ait bu kadında
Bir zarafet
Yaşanmış ve içselleşmiş
Bilgeleşmiş dolu dolu bir yaşam bir öyküsünü
Gizli saklı ve bu yüzden çok değerli
Kibar bir şehveti algılıyorumEskiye ait bu kadında
Eskimeyen bir şeyler var
Kıskanıyorum
| 132 |
Hasret Sonu
Sustu kocamillet hiç konuşmayacak
Açtı agzını hasret hiç susmayacak
Ve ynine yüreklere yazık olacak
Ama senin gibiler anlamayacakKaranlık odamda yalnızım ....................
| 23 |
Mor salkımlı sokak
gökyüzü morarmış
salkım salkım..
bir bardak çay
mor kokular arasında.
yanında sabah simidi.
geride
mor kapılar.
ve kollarında susamlar,
taşlar arasında
sızıp kalmış
koku sarhoşu
mor karıncalar....
| 30 |