poes
stringlengths
103
153k
poe_length
int64
21
20.9k
Düşlerimi bozuyor yoksulluk Şimdi derin uykulardasınızdır Kömür sobasından çıkan aydınlık yaprak yaprak vurmuştur yüzünüze koyun koyuna yatmıştır yürekleriniz doğduğunuz günün masumluğu yüzünüzün astarı olmuştur. Şimdi derin uykulardasınızdır sımsıcaktır fakir yuvanız ve ayışığının şavkı vurmuştur küçük evinizin karlı çatısına ve yoksulluk asılıdır duvarlarında birinizin nefesi diğerinin yüzünde. Şimdi derin uykulardasınızdır nasılda gelmek isterdim o haneye sıvazlayıp çürümüş sırtınızı usulcacık uzanıvermek yanınıza; ............... düşlerimi bozuyor yoksulluk ve gözlerime ekiyorum kin tohumlarını.
69
Yuh Bazen duymadım genelde dinledim sözünü Yaktım kalbimi ama sen görmedin közünü En kısa zamanda sen git iki gözünü Bir kontrol ettir bence hastaMerak etme dedim hazır telin duvağın Direği olacaksın o sımsıcak yuvanın Duymuyor musun sanki sağır kulağın Bir kontrol ettir bence hastaDaha bitmedi bekleyin biraz durun Burnunun ucundaydım,yalansa beni vurun Bir türlü alamadı kokumu o beğenmez burun Bir kontrol ettir bence hastaHerkese dedim Seytin benim bunu bilin Ben yoksam O'na bakanı dünyadan silin Yine de tat almamış benden o eşşek dilin Bir kontrol ettir bence hastaGözünün önündeydim ya da kulağının içinde Burnunun dibindeydim ya da dilinin ucunda Zaten hiç hissetmedin ki ellerimi avucunun içinde Bir kontrol ettir bence hastaDost diye güvenme dedim kazarlar kuyunu Aksine canciğer oldun çıkardın işin suyunu Dediğimi dinle git göster şu beş duyunu Bir kontrol ettir bence hastaÇok şanslısın tanıdığım bir doktor var Git O'na de ki 'acele yaralarımı sar' Geç kalma bence hala vaktin var Bir kontrol ettir çocuk yasta
157
....Biri hacı bektaş biri yunusta Bunlar insanlığı bağrına basar Birisi hoş görü birisi sevgi Yer yüzünde kavga dövüşü keser Birisi hoş görü birisi sevgiBirisi kulağım birisi gözüm Birisi düşüncem birisi sözüm Bu dünyada ikisi de can özüm Birisi hoş görü birisi sevgiİnsanları neşe ile dolduran Kırgınlığı dargınlığı kaldıran İnsana insanca kemal bulduran Birisi hoş görü birisi sevgiBirisini bağlar birin çözerim Birisinden okur birin yazarım Bunlar benim sermayemle pazarım Birisi hoş görü birisi sevgiBu aşık Borani sevdaya hasta Sevgiden mektubun hoş görü posta Biri Hacı Bek taş biri Yunus'ta Birinde hoş görü birinde sevgiaŞIK BORANİ HALİL ÇİMEN
96
Kördüğüm Hiçbir veda gürültüsüz olmaz .. Ya kanadın kırılır... Ya yüreğindeki acı bağırır... Çığlığındır gecenin sen'li vakitlerinde Sessiz olan nedir bilirmisin? Veda edememektir.... Düğüm düğümsündür Çünkü... Ah be adam !! Hiç uğraşma bana kördüğümsün...
34
Aşk Benim Aşk benim saçlaırm kadar mavi gözlerim kadar sarı ellerim kadar lacivertAşk benim yüreğim kadar zengin tenim kadar sıcak ruhum kadar derin.Aşk benim sen kimsin
26
Afrikalı Küçük Futbolcular onlar gülecek rengine tenimizin formasız üstlerimizle alay edecekler yırtık ayakkabı, ayakkabısız ayak toprak saha, eskimiş futbol topu yaralı gülüşler, aldanmış gözler siyaha çalan renkler... bir gün mutlaka biz kazanacağız çocuklar yüreğimizin görkemiyle insanlığımızın gollerini atacağız...
38
Sarı Gülüm bir sarı güldün ellerimde, koklasam kokun gelirdi nefesime... bir sarı güldün ellerimde, baksam gülüşün gelirdi gözlerime... bir sarı güldün ellerimde, tutsam saçların gelirdi ellerime... bir sarı güldün ellerimde, solmadan kalacaktın hep yüreğimde...Fikret Turhan-Yalova 12 mayıs 2017
38
Unutmaki kişi aslına çeker Yaptığı iş insanın aynasıdır, Unutmaki kişi aslına çeker. Sevgi varya yüreklerin sesidir, Gönlümüzün dışı aslına çeker.Sevgi yüreğin içinde koşudur, Sevgi özde gözümüzün yaşıdır. Sevda gönlümüzün ocak başıdır, Sevdamızın başı aslına çeker.İman ile bedenimi kuşatır, Sevda bizi yaz gününde üşütür. Sevgi bizim gönlümüzün düşüdür, Yüreklerin düşü aslına çeker.Sevgi insan hayatının başıdır, Sevgi yüreklere yapılan aşıdır. Sevgi sinemizin yapı taşıdır, Gönüllerin taşı aslına çeker.Yusuf aşk yürekte olan koşudur, Sevgi özde gönüllerin işidir. Yuvayı yapan elbette dişidir, Erkek ile dişi aslına çeker.
83
Şahsı Acıktığında Şahsı acıktığında yemek yemeye çıkar, Lokanta uzaktadır, iki saat kadar var…Gidiş ve dönüş dâhil bazen bu yorucu iş, Beğendiği tek yemek döner veya tavuk şiş…Bunlar yoksa da olur, maksadı karnı doysun, Laf olsun, çuval dolsun, manaya uydurulsun…(2011)
39
Hayat fırtınası HAYAT FIRTANASI ****************** O hayat fırtınası taştan savurdu Yokluk bu sinemi yaktı kavurdu Ölmeden üstüme toprak savurdu Alamadım hayat senin bir tadını ************************** Yükseklerden uçar şu alıcı kuşu Değmez ki avcının mermisi taşı Yiğit olanın akmaz kanlı gözyaşı Alamadım hayat senin bir tadını ************************** Karanlık gecenin sendin yıldızı Ben geçen kervancı sense hancı Açtığın yaranın bulunmaz ilacı Alamadım hayat senin bir tadını ************************** Soylu bir cevherdi potada eridin İnci oldun o ak gerdana dizildin Beni böyle deli divane gezdirdin Alamadım hayat senin bir tadını *************************** Halk Şair Cuma Soylu.12.05.2015
91
Tanrım Dallar yaprak döktü çiçekler açtı, Gidenler geriye gelmiyor Tanrı’m. Baharda yolların huzuru kaçtı, Bulutların yüzü gülmüyor Tanrı’m.Gönül defterimin sayfası beyaz, Yüreğim yanardağ, ellerim ayaz, Geceler boyunca ederken niyaz, Sabahlar bir türlü olmuyor Tanrı’m.Dünya dar geliyor etrafım duvar, Gözlerimin yaşı toprağı suvar, İçten bir merhaba bin âhı savar, Garibin çilesi dolmuyor Tanrı’m.Duygularım kalem, semalar kâğıt, Yıldızlar diyor ki; derdini dağıt, Her köşe başında sürerken ağıt, Yapanlar dersini almıyor Tanrı’m.Başımda fırtına, ruhumda sancı, Yıkılmış hanlarım göç etmiş hancı, Hatıralar suskun, sözler yabancı, İnsanlıktan eser kalmıyor Tanrı’m.Nedim yüklerine hüzün ekliyor, Göğsü sıkışıyor, kalbi tekliyor, Eceli pusuda nöbet bekliyor, Can bedenden çıksa ölmüyor Tanrı’m. Dr.Nedim UÇAR
103
Din Ilırsa Ne Olur... Herkes Yasal Şehit Olur Din Ilırsa Ne olur? Herkes Yasal Şehit Olur(!) Soğuk buldu dinimi, mezhebi bol dini dar Ilıtmaya yeltendi, conilerle el ele. Sam amcayla bir olup, başımdaki iktidar Harladılar altını, din kaynadı gör hele! Hak geldi batıl zail, oldu derdi Yaradan Hani Asr-ı saadet, zaman geçti aradan Öncekiler ne bilir, hadi sende oradan Beyler; dini düzene, koyuyorlar bak hele! Arkasında saf tutup, emir alıp uyacak Küffar ile bir olup, Müslümana kıyacak Acısını derinden, taa yürekten duyacak Buna cevaz verecek, din lazımdı duy hele! Hele bir de şehitlik, meselesi var serde Mertebeyi Yaradan, tescil edip verse de Şirk koksa da amelin, Müslümanlar yerse de Aşık atıp Allah’la, sen herkese ver hele! Din-i devlet uğruna, bir tek Allah aşkına Serden geçip can verip, ulaşılan makama Peygamber sofrasında, buluşulan makama Küffar ortak olacak, din ılısın bak hele! Demedi demeyin bak, ha taştı ha taşacak Kalmadı dinin sabrı, sınır yoktur aşacak Azcık daha zorlayın, bu din sizi yakacak Kitap, Sünnet ve İcma, uyarıyor bak hele ! Mehmet Ayhan Günaydın 28 Mart 2012 Ankara
175
Elveda ELVEDAYine bir otogar, Yine bir veda, Eskilerden kalma bir şarkı çalıyor Eski bir gramofonda Ayrılık diyor sözleri yâr’in… Ayrılık uzak değil Yanı başında...Yine bir otogar, yine bir veda Bu kez farklı diğerlerinden Bu son elveda Dönüşü olmayacak bu gidişin Beklenen gün gelmeyecek bir daha Gönül, hem yokluğuna alışacak Hem de bitmeyen aha
53
Sürçü lisan ettikse af ola! Sürçü lisan ettikse af ola........Didiştik durduk, pişmanlıklar olsada, aklımız geride kalsada,dönüpte yakalayamayacağımız..... eski yılla..........Bize küsüp, güzel anılarımızı bizden almaz inşallah...............................Eskisi olmayanın yenisi olur mu dostlar.! Güzeliyle çirkiniyle,acısıyla tatlısıyla, doğrusu yanlışıyla, anılar tecrübedir bizleri yeniliklere taşıyan. Duygular işte durulup sonra kabaran...kalemleri grafik çizgileri gibi yazdıran. Yılbaşı neyimize desekte; bir sonun bir başı, dönüp duruyor işte. Bizde iste isteme bu düzen içersinde, birer ilmeğiz, gidip geliyoruz cambazlarlar gibi ipin üzerinde................ Bazen düğüm, bazen kör düğüm oluyoruz.....................bazen bir dilek ipi gibi sulara karışıp..................belki de bir dağın zirvesinde erişilmiş hazzın içinde............ kaybolmak istiyoruz......................Düzen içinde düzensizlikler yıpratıyor sayfalarımızı, koparıyor bağlarımızı yinede umutlarımızı yitirmiyoruz. Yaşama sevincimizi öldürmüyor....... her yeni gün için GÜLÜMSÜYORUZ............................................................'bana kalpten gülümsemeyi öğreten,kalbimdeki en güzel varlığa sonsuz teşekkürler...........................'Bir imtihansa bu yaşam, bir öğrenci bir öğretmen rolünde yaşamı paylaşarak sunan oyuncular olmalıyız.Günü, saati, dakikayı, saniye ve nefes alabilecek bir saliseyi hissedebiliyorsak, yaşayabiliyorsak hakkıyla....................yarınlar bizim neden olmasın.................bizler varoldukça............................Şu an ayrılmak çok zor, yalnızlığımı paylaşan kalem olmuş tuşlardan....Ne kedar kalabalıklar içinde yalnız kalsakta zaman zaman, bizlerle hayat bulan dostlarımız var, kalabalıklarımız var, hatırladığımızda mutlu olan kutlamalarımızı,sunduğumuz çiçeklerimizi sabırsızlıkla sevgiyle alan alan.....Kutlu olsun yeni yılları..........diyelim..............Bu şehirde; Kış günü baharı yaşatan nergisleri kucak kucak gönderiyorum sizlere............................Dileklerinize yıldızlar yağsın........................... Sağlıkla nice yeni yıllara sevdiklerinizle..................SAYGILARIMLA31.12.2005-antalya
199
Korkusuzum.. Korkusuz bir ordunun Korkusuz neferiyim Bir meçhulden gelmişim Bir meçhule giderimGaipte yanan mumun Kıvılcımı ruhumda Aydınlık ki sönmeyen Yansır açık anlımdaKorkusuz bir ordunun Korkusuz çırağıyım Onurumla savaştım Peygamber uşağıyım.Bembeyaz sakalların Okşaması tenimde Sevgi aşk ve irade Yüklü benim gemimdeKorkusuz bir ordunun Korkusuz çocuğuyum Ateş gibi sıcağım Çelik gibi soğuğumBir tüy olur arabam Bir üflemeyse atım Şükretmek ruh halimde Hem villam, hemde yatımKorkusuz bir ordunun Korkusuz rahmindeyim Doğmayı bekliyorken Çağın ötesindeyimDiyorum ki ellerim Dua ederken birden Tüm inananlar için Yükselse göğe yerden.
82
++sahil Sessiz/yürekler Boş sonbahar dinginliğinde doğa yaz aşklarından kalma yazıları/kumdan kaleleri sildi dalgalarhüzün içinde doğa şarkısını söyler dalgalar yağmur/rüzgar sonrası yapraklar sahil sessiz/yürekler boş sevgi arar bahçemde güller rüzgar sonrası/yorgun deniz kuşlarına kaldı sahil balıklar şaşkın ağlarda yürekler durgun_akliman 17eyl'09
40
Talat Paşa'ya Ağıt 15.03.1921Talat paşanın ölümü Devrimin, kurtuluşun ruhunu temsil eden, Bu uğurda canı pahasına başını öne eğmeden, Öksüzlük, yokluktan sadrazamlığa yükselen, Nemrut Kürt Mustafaca idama mahkum edilen, Yoksulluk içinde iken Ermenilerce öldürülen, Talat paşaya allahtan rahmet diliyorum. Ruhu şad olsun.
41
Sağır Duygular Kara katran gecelerde yalnızlığıma Baykuş ötüşleri yoldaş oldu duydun mu Tan basarken goncasına bir gülün Feryat eden bülbülünü duydun muYürekte aşk, gönülde ses olmazsa İçin için ağıtları kim duyar, Arşın kapısında feryat figan sesimi Sağır sultan duydu, yar duymadı, duydun muKÖMEN
43
Dolunaydan Önce Hilalden Sonra O gece Gökyüzünde dolunay vardı Yıldızlar küpesi Tam göstermiyordu yüzünü Bulutlar baş örtüsüSen ve Ben Buruk neşesiz Balkonda oturuyorduk Konuşmalarımız isteksiz Söylenecek sözler Bitmişti Kelimeler Anlamını yitirmişti Ama gözlerimiz Konuşuyordu Sessiz sessizYarın ne olacaktı Taze bir başlangıç mı Yoksa.........Ama yarın mutlaka olacaktı Ne olurdu sanki Zaman dursa Durmadı zaman O gece Dolunay vardı Şimdi Hilal Ve Sen yine yanımdasın Zor geçmişti Dolunaydan hilale zaman Artık Yaşanmış ve yaşanacak Yıllar vardı önümüzde Dolunaydan Önce Hilalden Sonra
79
Mazi Olmayacaksın Neden sitem edersin Alın yazım, canımsın Zaman seni eskitmez Mazi olmayacaksın, İster fırtına olsun, isterse kasırgalar, Yanımda sen oldukça İnan ki benim olur En aydınlık günlerle, sevinçler, mutluluklar
30
Beyaz Papatya Ah ulan ah Beyaz Papatya Bu gece senin olmanı isterdim yamacımda Yine sabah ezanlarının okunduğunu duymazdık inan ki Demleyecektik çaylarımızı atacaktık sigaralarımızı ortaya; Sigaraları çekecektik kaderden çektiğimiz gibi en içimize Savuracaktık dumanını kahpe dünyanın çirkin suratına! Ah ulan ah Beyaz Papatya Bu gece senin olmanı isterdim yamacımda ............... sırtımızda taşıdıklarımızın boğazımızı kestiklerini birbirimize anlatırken birlikte ağlayacak, analarını güzel anılarla anacaktık. Ah ulan ah Beyaz Papatya Bu gece senin olmanı isterdim yamacımda Biraz sen bana sevdiğinden bahsedecek Ben sana -Ondan hayır gelmez. diyecek Sen bana -Bizi kimse ayıramaz. der gibi Manalı manalı bakacaktın gözlerime Ah ulan ah Beyaz Papatya Bu gece senin olmanı isterdim yamacımda Ben kahve yapacak sen bir umut falıma bakacaktın; Sen fala bakacak ben hayret edecektim; Gelecekten hayal de olsa umutlu haberler verecektin. Yine hayal dünyasına dalacaktım sayende; Ah ulan ah Beyaz Papatya Bu gece senin olmanı isterdim yamacımda. Sen olacaktın yamacımda Beyaz Papatya Ben Güllerden dem vuracak Sen Papatyalardan bahsedecek Gülleri de sevmeden edemiyecektin Ah ulan ah Beyaz Papatya Sen olacaktın Bu gece Sen! Sen! ! ! Yoruldum Be Beyaz Papatya Bıktım be Beyaz Papatya Yıldım Be Beyaz Papatya Bir umut! bir umut! Ha! bir nefes! ! ha! bir soluk! ! Her şey gönülde açan güller için, Her şey; ´Belki yarın daha güzel günler gelir.´ demek için. HER ŞEY; UZAKLARDA DA OLSA BENİ SEVEN BİR DOSTUMUN OLDUĞUNU BİLDİĞİM İÇİN
224
# # Ben bir salak vatandasim Ben bir salak vatandasim Her söyleneni yutarim Yapilanlar mustahaktir Akillanmayada yok sansimKari,kiz,icki,kumar Dizi,din,futbol,cikar Almislar bizi ellerine Oyuncak gibi oynuyorlarAh kafam tas kafam Böyle gelmis böylemi gitsin? Bir kere geldigimiz su dünyada Kalacagiz hep kereviz? (Berlin,28.11.2010) xes
42
Haydi Müslüman değerlerine sahip çık Haydi Müslüman uyuma, Değerlerine sahip çık. Kafir adetine uyma, Değerlerine sahip çık.Gözü kapalı atlama, Günahlarını katlama. Sakın yılbaşı kutlama, Değerlerine sahip çık.Bizim yılbaşı Muharrem, Bunu unutma muhterem. Noeli kutlamak haram, Değerlerine sahip çık.Sakın unutmayın şunu, Noel Hristiyan günü. Kutlamayı bırak bunu, Değerlerine sahip çık.Yusuf biz karşı çıkalım, Batıl inancı yıkalım. Biz işimize bakalım, Değerlerine sahip çık.
61
Bir Şehir Masalı: Ak Sakalsız Pak Dede Soğuk bir kış günü: Tovır’dan seker, pilaza’dan iner rüzgâr Lodos poyraz neredee? Arabalar balık gibi akar iken caddede: Şişli girişi Trafik ışıkları Ve yaşlıca bir dede. Yüzünde hafif bir tebessüm; Kısa boylu hafif tombul, Boynunda iri madalyalar; Tıraşı düzgün, hafif kambur. Kısa safari gömleğinde tenekeler, Gazoz kapakları Ve altında futbolcu şortu; Spor ayakkabı ve konçlar, Kafasında köylü şapkası Ve en irisinden Volkmen kulaklığı. Velhasıl Külliyen tezat. Sessizce bağırıyor bu zat: Yanıyor içim dışım biraz daha buz at! Artık kafama değil Üstüme taktım bizzat. Bu şehri seviyorum, Sayenizde deliriyorum.Sesini görüyorum. Bu şehrin adamıyım, Tersini yapıyorum; Tebessümün kahkaham Ben kafama takıyorum; Sen düşünü taşırken, Düşünüp taşınıyorum.
111
Akrebin Manevrası Lalenin siyahında boğuluyordu şafak Güneş yaşlı kaktüsün ufkundan doğuyordu Orta çağ rahibinin kisvesiyken yaşamak Annem göğüslerinden ışıklar sağıyorduYokluğun girdabında beş can damar damardık Babam sigarasının en puslu heceleri İsli duvarlarını türkülerle yamardık Vurmazdı odamıza dolunay geceleri Akrebin manevrası ürkütürdü yaprağı Güllerin mateminden alıyordum kederi Şimdi pençeliyorum esrarlı bir toprağı Bağrıma sızan suyun yangından yok haberi Göklere bakıyorum kuş tünüyor gözüme Demirli gemileri sulara salıyorum Yaraya bakar gibi bakmayınız yüzüme Fırtınalar hapşıran dağlardan geliyorum Gri, toz, boz mısralar esiyor dudağımdan Karıncalar mahşeri anlatan büyüklerim Acılar ormanını aşlayın budağımdan Nicedir bir pınara inmiyor geyiklerim
94
Anlamli Sözler 1004 Tekerrür Ettirilen Tarihİbret alınmayan bir tarihin, yoktur tekrar etmekten başka çaresi. Tekerrür ettirilen bir tarih de, olur insanlığın baht-ı kâresi.Berlin, 10 Nisan 2011.
26
Sevgi Bir sevgi var içimde Ateş olur tutuşur Bülbül hasret içinde Sevgi için ötüşürBaşka sevgi bu sevgi İçinde hep özlem var İçimde ki sevgiye Değmez inan dünyalarMecnun Leyla aşıktır İçinde bak övgü var Yunus Hak'ka aşıktır İçinde bak sevgi varSevgi sevgim içinde Sevgi benim içimde YETİMİ seven demek Sevgi ruhum içinde
51
Zevki sefa Zevki sefa arzusu kapatır hakka gözü Giderir ömür boşa kalır kahırlar başa Kılmazsan namazı bırakırsan özünü Bitti heber nefes i n yıkılır günah başa
26
Siz İstanbul'sunuz En çok hangi hediye sizi sevindirir dedi, Kitap dedim, Hissettiğiniz yıllar dedi, Altmışdokuzlu yıllar dedim. Hangi tip evde yaşamayı istersiniz dedi, Yalı dedim. Müzik tercihiniz dedi, Klasik müzik,Türk Müziği dedim. Sevdiğiniz spor dedi, Yüzme dedim. Seyahat tercihiniz dedi, Gemi dedim. Yüzüme baktı, Siz İstanbul'sunuz dedi. Canan Ereren (01.12.2008 20:40)
51
Yaralı Yüreğim Yaralı yüreğim, getirdim sana, Pembe dudağınla öp kara gözlüm. Kan kırmızı güller, bitirdim sana, Zülfünün ucuna tak kara gözlüm.Şu gönlümü dipsiz deryaya salan, Ceylan bakışların aklımı alan, Ateşsiz dumansız aşkınla yanan, Bağrıma göz yaşın dök kara gözlüm.Çıkıp yücelerden sana sesleyip, Yollarına lale, güller süsleyip, Ak göğsün üstüne başım yaslayıp, Sevdanın narında yak kara gözlüm.Sana selam saldım, sazım üstünden, Daha sitem etmem, sözüm üstünden, Uğrun uğrun bakan, gözün üstünden, Kirpiğin sineme çak kara gözlüm.Aşkınla yanıp, duman olup tütem, Saçların ıslanmış, yar tutam tutam, Nedir bu hırçınlık, kime bu sitem? Bağrıma bir kurşun sık kara gözlüm.
96
Hayata Dair 2 Bütün bir zamanı yükleyip sırtına gitmek istersin bu şehirden.. Ama gidemezsin, tutar seni birileri yüreğinden.. Ağlarsın, bırak çek, git diyemezsin, çünkü tutar seni benliğinden.. Yarım kalmış şiirler, sözler, aşklar gelir aklına haykıramazsın sessizlik boğar seni tutunamazsın… Sessizlik ürpertir seni, kuytu köşelerden kalabalıktan kaçarsın, yüreğin titrer, dizlerinin bağı çözülür, kelimeler düğümlenir boğazında konuşamazsın… Susarsın ve tutar seni yalnızlık kaçamazsın… Öylece bakarsın hayata, olup, biten her şeye, ve hesap sorarsın, kendinden kaçarsın… Cevapsız sorular yüklenir benliğine, yıldızlardan medet umarsın ve yıldızlar da kayar ağlarsın.. Tutunacak bir dal, sığınacak bir liman, sevgisine tutsak olacak bir yürek ararsın bulamazsın… Kendinden korkarsın, ağlarsın… Aşk diye çırpınır durursun, küçük dalgalarda, ama büyüğünden hep kaçarsın, güvenemezsin kendine… Yalnızlık boğar seni susarsın.. Ölümü düşünür.. Hiç sebepsizcesine ölmek istersin, ölemezsin.. Çünkü soğuk bir bedenden korkarsın.. Gitmek istersin sonun da… Çaresizce dolanırsın şehrin boş sokakların da.. Bir çare bulamazsın… Kendine yakınırsın, umutsuz hayallere dalarsın çaresizliğine yanarsın.. Günahlarından arınmak istersin, avuçların terler, gözlerinin içi dolar ağlayamazsın.. Hıçkırıklar düğümlenir boğazın da haykıramazsın… Yalnızlık boğar seni susarsın… Yalnızlık ne diye sorarsın kendine, bir cevap bulamazsın.. Gece olur yıldızlardan medet umarsın.. Bütün bir zamanı yükleyip sırtına gitmek istersin bu şehirden… Ama gidemezsin… Çünkü (HAYAT) yüreğinden tutar seni gidemezsin…08:12:2009
197
Kimsesiz Çocuğun Ruyası Kucağında yavru bebek Anne sallar ninni ninni Bebek bir gun büyüyecek Anne sallar ninni ninni Uzandı anne yatağa Parmak çocuk masal çocuk Onu götürür uzağa Parmak çocuk masal çocuk Çocuk düştü bahçelerde Diken battı ayağına Annnenin hüzün sesinde Diken battı ayağıma Ağladı küçük yavrucuk Annesinin yokluğunda Uyandı rüyadan çocuk Annesinin yokluğunda Uykuya daldı çocuk Annesi yok babası yok Pek çok rüya gördü pek çok Annesi yok babası yok.
71
Eşitsizlik Vicdan azabı duyuyorum Kendimi üzmekle Gurur duyuyorum Ayakta kalabilmekle Kim neden ne istemiş belli değil İsteyipte ulaşabildilermi belli değil Ulaşıpda mutlu olabildilermi belli değil Mutlu olupda yaşadılarmı belli değil Soruyorum kendimi yaşadım mı hiç Mutlu olup da sevinebildim mi hiç Çevremi kendimi dinletip İsteklerimi ulaşabildim mi hiç Bu eşitsilik niye Kölemiyiz be abi Yoksa özürlü bir çocuk Yada dilsiz bir dilenci Veya geri zekalı bir yetişkin Niye bu eşitsizlik niye? ? ? Sibel ÖNER
75
Rab'bimizi Dinleyemiyoruz Din, insanlık için hidayet için gerek, Eksikliklerimiz var din, onlar için destek…Din, doğru yol, hakikat hiç değişmeyen kural, Din, tanımadığımızdan toplamaktayız nal…Şu Rab’bi dinleyelim gezegen yok olmadan, O, merhamet emreder olalım candan, kandan…(2012)
35
Otuz Beş Yolun ortasında durmuş Orta boylu bel otuz beş Saçları gerdana vurmuş Zülfündeki tel otuz beşKaldırıp baktı başını Kalem sandım ben kaşını Sormadan bildim yaşını Elindeki gül otuz beşDoğrulup baktım serine Bıçak saplandı derine Ben yaşlanayım yerine Sen hep böyle kal otuz beşKara’yım düşündüm dünü Aşk ile eğirdim yünü Bugün dostun doğum günü Ömür yarı, yıl otuz beş
59
Akşam Oldu Yine akşam Kızıl batıyor güneş Yarın güzel olacak Her batan güneş Ayın doğumunu müjdelerken Yarını umutla beklemenin keyfine diyecek yok Varsın tükensin günler Yeter ki gelsin yarınlar Ve yarınım bu günden güzel Akşam olmuş ne çıkar Sabah güneş doğacak yaAkşam oldu Kimine hüzünle Kaybedilen bir günün telaşı ile Korkar gecenin karanlığından Bir dönüp baksa ay’aMehtabın şalı ile nasıl mutlu olacak Ve yarın güneş yine doğacak
67
Arzu ŞİİR: Muhip Erdener SOYDAN (babam) Doğum tarihi: 29 Ekim 1943 Ölüm tarihi: 15 Ekim 1986Bir anne kucağı istiyordum Çocukluğumun korkularında Koşup O’na yetişmek Kollarına atılmak istiyordum. Bir öğretmen istiyordum Bana “aşk” kelimesi yazdıracak “Sevda” ile cümle kurduracak “Hasret” ile mezun edecek. Bir vazife istiyordum Sıcağımsı ekmeğiyle doyuracak, Bir tanrı istiyordum Aciz kaldığımda beni kayıracak. Bir sevgili istiyordum Aşkıma sadık, sevgime sadık Beni hasrete boğmadan gitmeyen İçimde acısı tütmeyen. Bir mezar istiyorum şimdi Ne zaman tanrım beni alırsa Dikilecek taşım olursa, Üzerine “ sevdalı” yazsınlar… Muhip Erdener SOYDAN 14 Ağustos 1965- Saat 17:23- Çınar-DİYARBAKIR
94
Sanat İçin Soyunuyorum Ben sanat için soyunuyorum, Soyun be kızım soyun derler, Birgün olur ölürsen ne derler, Siz onu nasıl bilirdiniz derler.Ben sanat için soyunuyorum, Rejisör rol verdi, oynuyorum, Bu soyunma az boğuluyorum, Soyun be kızım soyun derler.Ben sanat için soyunuyorum, Rolümü de güzel oynuyorum, Şöhret olacağımı biliyorum, Soyun be kızım soyun derler.Ben sanat için soyunuyorum, İmanımı da çekip soyuyorum, Gerisini pek düşünmüyorum, Ben sanat için soyunuyorum...
67
Zeval verme Allah'ım Çevirirsin geceyi gündüze, gündüzü geceye Senin huzurunda eğilir, kapanırız secdeye Güzel yurdum, canım memleketim, vatanım T.C.'ye Bize iyilik güzellik ver, zeval verme Allah'ım. Bize hep dost, kardeş ver, kötü heval verme Allah'ımCamilerimiz hep açık olsun, susmasın ezanlar Çoğalsın daim seni zikredenler, seni yazanlar Girmesin aramıza nifak sokan, ara bozanlar Bize iyilik güzellik ver, zeval verme Allah'ım. Bize hep dost kardeş ver, kötü heval verme Allah'ımÇok çok güzeldir denizi ovası yaylası dağı Asya'da bir ayağı Avrupa'da öbür ayağı Etraf düşmanla dolmuş Önü arkası solu sağı Bize iyilik güzellik ver, zeval verme Allah'ım. Bize hep dost kardeş ver, kötü heval verme Allah'ımAşındırmasın toprağımı düşmanın ayak izi Tüm İslam coğrafyasını birde memleketimizi Ancak senden medet umarız sen esirgersin bizi Bize iyilik güzellik ver, zeval verme Allah'ım. Bize hep dost kardeş ver, kötü heval verme Allah'ımİslam adına insanı katleden, sapık zalimler Din adına uydurma fetva veren, sahte alimler Olmasın ya Rab dünyada, insan eliyle ölümler Bize iyilik güzellik ver, zeval verme Allah'ım. Bize hep dost kardeş ver, kötü heval verme Allah'ımArtık tükensin yok olsun emperyalistlerin gücü Bir türlü doymak bilmeyen zalimin çoklu hörgücü Bitsin yad elde korunak arayan mazlumun göçü Bize iyilik güzellik ver, zeval verme Allah'ım. Bize hep dost kardeş ver, kötü heval verme Allah'ım
205
Türk Vatandaşı olmak Yüce dağların başında.Karlı dağların başında diye devam eden bir KÖROĞLU türküsü vrdır. onu dinledim içimden gelenleri kaleme aldım1940 Yılında ERZURUM ayazpaşa mahallesinde doğdum. DİN ,VATAN,BAYRAK sevdalısı hatta aşığıyım.Buradan hekese ERZURUMMU ERZURUMLUYU,tanımayanlara anlatayım. Varsın bu topraklarda kar altı ay kalkmasın,bağrında sakladığıYESEVİ ,İBRAHİM HAKKI,SOLAK ZADE.HACI AHMET BABA, ALVARLI EFE,ABDURRAHMAN GAZİ, NENE HATUN,LARIN torunlarıyla,VATAN İÇİN toprağa düşme sırrına eren şehitleriyle,daha ismini sayamadığım binlerce manevi büyükleriyle, ERZURUMUN toprakları sıcaktır. hele DADAŞLARI dahada sıcaktır. İşte bu ecdada sahip bir memeleketin çocuklarıyız biz. Bu mübarek alem içinde dünyaya gelmişiz.....Bu hayatın içinde kötülük kolay kolay yer bulamaz,barınamaz.Kucak kucağa muhabbet,inançların insanı kardeş ettiği kıskançlığın,hasedin haramın barınamadığı hayattır bizim hayatımız.Bunun için bize DADAŞ demişler. DADAŞlık ulvi bir mertebedir.DADAŞlık kutsal bir mertebedir.DADAŞlıkyüce bir mertebedir. Benim cihana nam salmış ülkemin ,her şehrinin her bölgesinin ayrı ayrı bir birinden üstün özellikleri mutlaka mevcut.DADAŞ,DADAŞLIĞIYLA, GAKKOŞ GAKKOŞLUĞUYLA KAHRAMANI KAHRAMANLIĞIYLA GAZİ GAZİLİĞİYLE EFE EFELİĞİYYLE,YİĞİDO YİĞİDOLUĞUYLA NAM SALMIŞTIR.Benim ülkemin her karış toprağı şehit kanıyla yoğrulmuştur.biz TÜRKÜYLE LAZIYLA ACEMİYLE KÜRDÜYLE ÇERKEZİYLE ABAZASIYLA OMUZ OMUZA SAVAŞMIŞ.DOĞU CEPHESİYLE BATI CEPHESİYLE ÇANAKKALESİYLE CİHANA NAM SALMIŞ BU ÜLKENİN ÇOCUKLARIYIZ BİZ. Gelin bir olalım birlik olalım.gerçek kimliyimizin icaplarını yaşıyalım çocuklarımıza torunlarımıza yaşatalım ,ki onlarda bu yüce mertebeyi kişiliğinde gururla taşısın.DİNİNİ, NAMUSUNU, ŞANLI TÜRK BAYRAĞINI,VATANINI, ÖZÜNDEN,KENDİNDEN, CANINDAN ÇOOOOK ÇOOOK.SEVENLER.HEPİNİZE EN DERİN SAYGILARIMLA ALLAHIMA EMANET OLUNUZ ALLAHIM YAR VE YARDIMCINIZ OLSUN......
210
Bir Gergefin İçinde Duygular Gri zamanların silületi serildi kahve gözlerime Karanlığı yaracak açık renklerin solduğunda. Düşler boz bulanık ve mat şimdi bakışlarımda Ağıtlar yanmaya gebe feleğin kollarında yana yana. Bir türkü gibi içli içli, sazsız ve sözsüz akmaya.Sonra düşler kuyusunda derin mi derin bir karanlık içinde peydahlanır mazide yaşanan o güzellikler Buruk tebessümler işgal eder yüzünü kederli, acı acı Özlem duymaya hasret kaldığın hayatın gelmez geri Süzülür kevgirden anılar, arta kalan sana iri iri hüzünler!Sıkışmış duygularının daracık bir gergefin içinden figanı Suya susamış bitkilerin kökü gibi yol alır diplere,derinlere Ramak varken her şeyin bir an da silinip yok olmasına Bir umut ışığı sandığın,umutsuzluk girdabından yansıyan Ve farkındalıklardan kurulmuş bir darağacı seni bekler!
112
Derya; Deniz (Dostumun Kaleminden..) Bir umut,derya; Deniz, Bir ufuk,derya; Deniz, Varılması gereken, Bir liman,derya; Deniz...Belki bir tutku bende, Sanki bir hayal sende, Yaşanmamış bir düşte, Bir hayal,derya; Deniz.... .Gece karanlık çöker, Yakamoz,derya; Deniz, Herkes yoluna gider, Bir dalga,derya; Deniz...Ne geceydi,gün oldu, Ne sonbahar,kış oldu, Varılmaz ufuk oldu, Bir yalan,derya; Deniz...
50
Beyitler-8 Şeytan, önce insana, Allah’ı unutturur; Sonra, “çağdaş” çöplükte ne bulursa yutturur. -Kim istiyorsa eğer, iki cihanda felâh; Aramasın dünyada, sabırdan başka silah. -Sen ki; asla dönmezsin, kullarına sözünden; Yakma bizi Yâ Rabbî! Beyinsizler yüzünden. -İster müşrik, münafık, ister mü’min seversin, Bil ki; o sevdiğinle, mahşerde berabersin. -Bakma her bedenin, sen sûretine; İnsan mı? .. Şeytan mı? .. Bak sîretine… -Gücün hukuku haklı, hukukun gücü haksız; Ahlâk dersi veriyor, çünkü nice ahlâksız. -Adâlet zulmetmez... Adâlet yüce... Zulüm varsa bil ki; yargıçlar cüce! .. -Söyle gelsin, estetik cerrahın da seninle; Mezarda da oynarsın, Bedeninle teninle. -Nice fakirler gördüm, deniz kadar enginler, Damlaya muhtaç gördüm, seviyesiz zenginler. -İslâm'a sınır yoktur, kim var diyorsa yalan; Görmedim kâinatta, Kur'ân dışında kalan...
117
Türkiye’me Sevgili Türkiye’m Soruyorsun hep nasılım diye Millet didinir durur haybiye Muhtaçtır hep sevgiye, ilgiye Birileri dolaşır siyasetçi diye Hep başka bahara kalır umutlar Bu yüzden içleri buruklar Oysa tanrım! Ne güzel yaratmış seni Eteklerine sermiş mavi denizleri Puante atmış düzine turkuaz gölleri Işıl, ışıl akan nehir ve dereleri Dağların ne yücedir senin Bin bir çeşit bitki bedenin Göğsünde saklı hazinelerin Işıl, ışıl gecelerin Aydınlık sıcak günlerin Neden senin kıymetin bilmezler Neden kulların ihtiyacın görmezler Sevgili Türkiye, Güneş bir başka doğar üstüne Yağmurlar bereket döker döşüne Rastlamadım dünyada eşine Kimler düşmedi ki peşine Canım Türkiye’m Umudum diridir benim Sevgim delidir benim Al bayrak nazlı gelinim Gençler selinim Yedi iklim var sende Tarihler yazıldı gövdende Şan şeref hep var sende Gelişmelisin her yönde Üzüntüm bundandır bilesin Havan suyun toprağınla teksin Halkım hep mutlu olsun Devletim başarılı olsun Adın hep kutlu olsun Fezaya yazılsın yek dursun 19.5.2011İST
145
Estağfurullah Tövbe Bugün çağ atlayan çağda, çağ dışılık, İlk çağ hortladı yeni çağa karşılık, Deccal mı var? Ortalık karma karışık, Allah yerine koyanlar, konanlar var.Allahım, her tarafı talancılar sardı, Haramlar helalları sürgüne saldı, İsteyene istediği kadar verirsin de; Talancılar vermediklerini de aldı.İnanırız ki; sabır, ya sabır diyeceksin, Soyguncuya doymaz demeyeceksin, Bizlere hep sabır, ya sabır dersin de, Biz kulun değil miyiz, ne diyeceksin?
63
Hayvan Nesli Tüketiliyor 19 Pampas geyiği bitmiş, keseli ayımız yok, “Amerika antilopu”, “tepeli mamo" şimdi yok…Yok, etmek için midir modern av tüfekleri? Hayvanı aldatmada, avlama yöntemleri…Öldürmek spor mu oldu, nesiller yok oluyor? Vicdan katledilirken, dengeler bozuluyor…10 yılını vermişsin, bir hayvan bilimine, Tarafsız bir sevgidir, kızma düşüncesine… … (2009)
48
Gurbet elde GURBET ELDEHüzünler taşınır kör bezirgâna Kör kara gecede kör gurbet elde. Ne varsa yüklenip firkatten yana; İlmek ilmek işle ör gurbet elde.Nehirlerle çağla in ummanlara Feleği sorgula tüm zamanlara. Bade-yi minval-i bak Sümmanlara; Ervah-ı alemde gör gurbet elde.Viranede bülbül gül firakında Bağbancı da şaşkın sır merakında. Hallâc’ı Mansur un Enel Hâk- kında Nesimi den beter dar gurbet elde.Zal oğlunu tuşa getiren dünya Yaz ayımı kışa yetiren dünya. Beni meçhullere götüren dünya. Elbet bir sebebi var gurbet elde.Lal olmuş konuşan şakıyan dilim Sarıkamış ilçem serhattır ilim. Sorarsanız nedir perişan halim; Bana göre şimdi yar gurbet elde.Gurbet oldu şimdi benim öz sılam Vurgun yemiş gönül karamsar kelam. Bari turnalarla gönder bir selam; Ara sıra halim sor gurbet eldeİbrahim Etem-i kaldım biçare İlacımda sensin sendedir çare. Yaralı yüreğim,dağ pare pare; Hasrete dayanmak zor gurbet elde. İBRAHİM ETEM EKİNCİ 18.11.11.2011.ANKARA DOST KALEMLER.Hasret katmerlenir,yığar hüzünü Sıla yağmurları,ıslar gözünü Bezirgan körükler,harlar közünü Bu kahır adama,kor gurbet elde...Hamit korken
154
CİNAYET KALBİMDE İŞLENDİ                                    Gökben'e Anlamı kalmadı gündüzün, artık bir ölümü içime akıtan sözün. Kocaman gözlerin, mutlaka aşk tarihinden. Bunca çabuk bozgun üstüne bozgun. Defterinde papatyalar kuruttuğunu unutan çocuk, şimdi bir hayli huysuz, avucunda bir kalp ölüsü, kalkıp aransam, her yerde düş'ün, kesindi uzun bir akşamüstü ve sonra gecede parıldayan anılarda o yürek atışı kovalanan bir kuşun. Birimiz öyleydi en azından. Birden anlasan başkalaşan çağrıyı, sana hangi kapıyı açsam gökyüzü atlasından o yalnızlık duygusu. Gün, günden ağır, beklemek kırılgan, özlemek bir ürperti, diri ve acımasız ısırgan bir acı. Nedense dalgın duruşların kanırtan bitişi, iyice solgun eskitilmiş bir kağıt, kırık bir kalem biri diğerini özlese, kelimelerden oluşan külün sakladığı köz, o yangın yeri. Sonra birden kapansak yeryüzüne. Dinmeyen bir yağmur edinsek ikimize. Ama olmadı, yaşamak yavan, uzaklık yoğun, çürümüş ten kokusu. Burası neresi? Aranmak boşuna, ben bile bulamam ki kendimi, yırtıldı hayatın kıyı süsü. En azından birimiz öyleydi, cinayet kalbimde işlendi. (Varlık  1184, Mayıs 2006)
153
Issız Ve Loş Yüregimin güneyi karanlık, güneyi loş Hançer gibi ortasına yaslanmış Toros dağları Güney yamaçları yosun tutmuş taşları Yüregim hala sensiz, ıssız ve loşSen Ki; mağlubu olduğun çöllerde Mecnunu ararsın Ben ki; karanlık gecelerin ufkunda Leylayı sorarım. Bilirim ki; mevlanın yolu leyladan geçer Uykusuz ases’lerden adres sorarım.
48
Serzeniş Gönül dipsiz kuyularda saklar, Bölüşmez sabahsız gecelerdeki ızdırabını, Benliğini kemiren dilek simsarlarını paklar, Bulut tarlalarına eker bugünkü yarını.Yetmişiki millet salık verir cihan hatıralarını, Kamışla, palmiyenin eş tutulduğu meydan savaşlarında, Destursuz dağa kaldırılan karabasanlarını, İsyanla teslim alıp serzeniş gönül yamaçlarında.Dikenler gülü, acılar gönlü bezemiş, Yağmur taneciği sitem eder ummana, Tabut tahtaları benliğe dönüp yeşermiş, Serzeniş benimki, bitimi gelmeyen zamana
59
ANILARI SADIK KALSIN SEVENE biten aşkların dillendirdiği geçen yılların dinlendirdiği zamanı artık yaşamıyoruz seven gözyaşlarıyla arınır sadık kalsın gözyaşları sevene kaldır başını göğü esenle güneş terk etmek üzre bulutu belki kuş tüyü kadar acılar denizin tuzu ayın uykusu anıları sadık kalsın sevene
42
Cinaslı Hoyratlar - 6- Duz ekmege Qattılar duz ekmege Nece göziv tutmadı Xor baxtıv duz ekmeke. *** Duz ekmekten Qatılır duz ekmekten Yengi bağvanlar çıxıp Ekiller duz ekmekten. *** Sana gözüm Demiştim sana gözüm Ne zalimce kör ettiv Tikmiştim sana gözüm. *** Birde gözüm Su açtı birde gözüm Sennen başqasın görmez Açılsa birde gözüm. *** Bilmeze ğam Veriller bilmeze ğam Bağı küregi salıp Bu menim bilmez ağam. *** Bilire ğam Acıdı bilire ğam Arifler nezan olmaz İşini bilir ağam. *** Reqipadı Sevinmez reqip adı Sen küsüp men darılsam Faydamız reqibadı. *** Raqı bize Gel dağıt raqı bize Aqlıv topla başıva Gülmesin reqip bize. Anee Cinaslı HoyratlarAnne ağlar Giripti anne ağlar Seferde geç qalandam Yol bekler anne ağlar. *** Annema yar Söz kötü annama yar Mennen fazla xizmet et Biricik anneme yar. *** Anne yana Çekildi anne yana Bir yavru qayp olursa Ardınnan anne yana. *** Nene yanım Alıptı nene yanım Bu ne haqtan revadı Kimsesiz nene yanım. *** Annamadı Çox dedim annamadı Bir allah bir Peygamber Gevhimde annem adı. *** Anne aziz Söz dinle anne aziz Dünya ne qadar xoşsa Onnanda anne aziz. *** Nenesizler Yaram çox nene sizlar Gamlıyem babam yoxtu Ne yapsın nenesiler. *** Neneyden Uydurupsan ne neyden? Alem babasız yettim Men yettimem neneyden. Not: 1 / Q... harfi K... yerine kullanilmistir. 2 / X...harfi H... yerine kullanilmistir.
220
Yeniden Doğmak Gözlerinde Neden soruyorlar ki adımı durmadan? Bir dakika, şimdi hatırlayacağım… Tam da dilimin ucunda, ama bekleyin… Sahi, benim adım neydi? “Hadi söyle adını” diye ısrar etmelerinin nedeni ne olabilirdi? Ben hala uyuyor muyum ya da uyandım mı? Sanki bir salıncakta sallanıyor gibiyim. Her taraf tam aydınlık değil, hava sisli mi, yoksa güneş artık gri mi doğuyor? Gördüğüm rüya neydi ve ben neden hala aynı rüyayı görüyorum ya da bu rüya değil ve ben uyanmaya başlıyorum. Rüya bile olsa neden hiç kimse yok ve ben neden hiç kimseyi göremiyorum. Acaba uyansam mı, yoksa bıraksalar da ben olduğum gibi mi kalsam? Ha bire sağımı solumu çekiştiriyorlar. Canım yanıyor mu bilemediğim gibi, yoksa farkında olmadığım yabancı bir kentte miyim? Karanlığından bir türlü çıkamadığım sisler içinde yüzüyor gibiyim. Hem konuş diye ısrar ediyorlar, hem de dinlemiyorlar.Peki, neden sesimi duymuyorlar benim? İkide bir yüzüme doğru eğilen ve soluğunu hissettiğim hatta ilk defa değişik gelen kokusunu bile soluduğum bu insan kim? Uzun uzun yollar, geçemeyeceğim kadar derin su kanalları, bir türlü berraklaşmayan bulanık sular ve ben hep içindeyim sislerin ve beni boğacak kadar coşkulu akan bulanık suların. Peki, bedenim ve ruhum aynı değil mi ya da ayrı ayrı mı duruyorlar? Sislerin içindeki bu yabancı yüzler kimin? Evet; derin, merdivensiz ve dipsiz bir kuyunun içindeyim ben. Çıkmam mümkün değil, hiç bir umut yok benim için… Ne kadar ölen akrabam varsa hepsi bir arada… Tanıdık, tanımadık kim varsa beni çekiştiriyorlar. Kimi bırakalım gitsin, kimisi de gelmiş, gitmesin madem geldi diye bırakmak istemiyorlar. Bir yandan da ha bire beni uyandırdığını sanan ama benim canımı yakanlar da kim? Ben ne yapayım şimdi? Gitsem mi, kalsam mı, kime sorayım ki? Her taraf uçan hayaletlerle dolu… Beni de alıyorlar aralarına, beraber uçuyoruz, benim bilmediğim ama onların uçtukları yerlere… Sisler dağılmak yerine sanki tüm dünyayı kaplıyorlar. Ben gri güneşi istemiyorum. Çıkarın beni buradan, hadi açın kapıları ya da perdeleri… Ya da nerede aydınlık varsa beni oraya götürün. Yoksa yüzümü keskin gagasıyla gagalayan ve keskin pençesiyle yavru kuzu sanıp, kokmuş leş gibi kaldırmak isteyen ve canımı yakan bu kartalların kanatlarının gölgesinde uçmak yerine onların pençelerinde can vereceğim. Evet, bir parıltı çarptı gözüme ve ben gözlerimi aralamayı başardım. Ama ille de gözlerimi açıp içine bakıp ışık tutuyorlar sonra da beni gene karanlıkta bırakıp gidiyorlar. Sonra bedenimi hisseder gibiyim ve biri hiç acımadan ayağıma iğneleri batırıp duruyor.Sonra da canım yanıyor diye seviniyorlar!.. Ne garip, bana işkence mi ediyorlar acaba? Ben ne yaptım ki onlara? Ama canlandım diye de seviniyorlar, hissediyorum karışık da olsa seslerin heyecanından. Kitap böyle devam ediyor...
415
Elvedaa Adem’in yasaklı meyveye dokunması ile başlar İlk veda tarifsiz diyar cennete olmuştur, Cennetten ayrılma sancısı, Ve her ayrılışta ilk veda acısı, Miras kalmıştır Adem’den çocuklarına, Elvedaa……………..Elest bezminden ana rahmine olur ilk seyahat, Ana rahmi dar gelir ruha Serbest olmaktır onun fıtri yapısı Başka bir yaşam yokmuş gibi daha, Üzülür ve buruk ses ile seslenir önceki yurda Elvedaa…………………….Ana rahminde kalma süresi dolduğu zaman, Bir dünyaya gelir ki Ne dillerinden anlar ne de kendini ifade edebilir, Daha ilk anda bir pişmanlık hissedip ağlar, ve başta dar gelen mekana hazin bir seda Elvedaa…………………. Çocukluğu gençlik, gençliği de ihtiyarlık izler, V e her bir durak bir veda olur insanda, Bir gün yolculuğa başladığı yere dönmek için Son defa omuzlara biner Ve sessiz kalır, arkadan da şu tanıdık ses Elveda……………………..
126
Yara İzi... Bazen, tek kişilik hayattayım... Canım titriyor, çocukluğumu kokluyorum... Öyle bomboşum ki... Dolanıyorum, duvarlarımın arasında. Mırıldanıyorum, oturuyorum, kalkıyorum, tekrar oturuyorum... Olmuyor...Canım titriyor hâlâ....Sonra ellerime takılıyor gözlerim; liseden kalma bir yara izine burkuluyor içim. Ne kadar çok kızmış ve ne kadar çok kıskanılmıştım -Ah! kızlar- Emre 'yıllardır aynı sırayı, aynı lokmayı, aynı gülümsemeyi paylaşıyoruz. Birgün 30 una geleceksin ve bana dair birşey düşmeyecek aklına...Şimdi kızsanda,birgün gülümsetecek bu iz seni ' demişti; elime kalemin sivri ucunu tüm kuvvetiyle sokuşturken. Haklıymış...30 una az kalmıştı, yapayalnız duvarlarımın içinde şimdi Emre, hem de bana benim kadar yakın... İyi ki yapmış ve iyi ki izi kalması için o günlerin, dişlerimi sıkıp bazen belki de - ilk zamanlar çok acıyor- izin vemişim; kabuk bağlayıp kapanmasın diye, hergün yolmasına yaramı.. Yaralar gülümsetebililiyor insanı. Hele ki ruhu varsa, bir parça taşıyorlar güzelliklere dair...Gün gelir, kalbimdeki bir yaraya takılır gözlerim ve gülümsetebiliyorsa beni, gururlanırım 'iyi ki yapmış, iyi ki yapmışım ' derim.İyi ki sevmişiz, birbirimizi...01.07.04
156
BiZ TüRKiYe' YiZ..! Deneme Biz TÜRKİYEyiz...... 29.Ekim.1923 te kaldı yüreklerimiz.. ATAM doğrul yatağından da bir gör! Ne haldeyiz...! Sizinle birlikte biz de ölseydik..Şanla, şerefle ve gururla şehit olup gömülseydik herbirimiz..Mehmetçik Güneydoğuda..Milletçe tuttuk nefesi.Yiğitlerimizin Anadolunun bağrından hep bir ağızdan çınlar sesi..yer gök inler..Kınalı kuzularımızın başlarında; Denizin mavisinden, Yaprağın yeşilinden, Tankçısında siyahından, En önde gideninde ise, yürek kırmısından fesi..Bölünmez tarih sürdükçe bu vatan Ne kanlar döktü, toprak altında yatan. Biliyorum ki! Kabrinde rahat değilsin ATAM..Ayselin oğlu Berkan, Diyarbakır da, Kulede nöbetteEminenin oğlu Cüneyt Licede mücadelede...Annesi düşünmekten oğlunu..ne doğru dürüst iki yudum ekmeğini boğazından tadıyla geçirebilmiş ve ne de yüreği kana kana suyunu içebilmiş..ne de uykularını deliksiz uyuyabilmiş..Dayanamayıp daha kırkbeşine gelmeden kalbine yenik düşmüş ve şimdi kara yerde....Aslan oğlunun, teskeresine iki ay kalmişken..Yavrusunu kucaklayamadan..Sormuş Cüneyt elinde belgesiyle eve döndüğünde..Annem nerde? ..Haykırmış tüm gücüyle..hiç kimsede ses yok..diyememişler. Köy avlusunda nutku tutulmuş herkesin..yüreğini kor sarmış oğulun....Annem öldü desenize.Anlamıştım...uzun süredir sesi soluğu çıkmıyordu zaten....Şimdi kardeşi onunla aynı kaderde..O da Anadolunun yanık bağrında..Seksenlik babaannesinin iki gözü iki çeşme..Ağlama nene diyor Samet...Bir evde bir ölüm bir acı yeter..Ben sağsalim döneceğim..Yüreğini serin tut.....Her biri bu vatanda evlat.... Nalanın oğlunun er mekanı, Hozat, Suruçta Handenin nişanlısı Murat.. Dayan! Gamı, kederi yüreğinden at...Mehmetçik Güneydoğuda; Dedesinin doğduğu yurdunda Babası Trakyalı, Annesi Egeli olsada Ne fidanlar yatıyor boylu boyunca, kanla kazanılmış bu toprağın altında. Nice canlar gidiyor bu uğurda... Ha İstanbul, ha Mardin, ha Diyarbakır, ha Bursa, ha Kocaeli Ya da ülkemizin başka bir ili, Değil mi ki cehaletin pusuda sardırılmış eli Bu, asla bu Vatanın evlatlarının işi değil Bu tamamiyle dış mihrakların TÜRKİYEMİZ üzerindeki çıkara dayanan emeli.Ey Anadolum, ATAMın size Değil miydi? Unuttunuz mu? İlk fetih yolu....Ey! Dağdaki nefsi çalınmış, ömrü biçilmiş kul.. Ey! Canını hiç uğruna verme, deden kimmiş bul. Herbirimizin dedesi Çanakkale de koyun koyuna yatmıyor mu bir sor. Nedir bu kavgan, bir evde bir baba yeter, kardeşini kıskanma, görme hor..Tankçı Emrah Mersinli, Hakan Aydınlı, Gürsel Edirneli, Reşit, Şanlıurfalı, İsmet Bursalı, Tolga Eskişehirli....Gencay Kırklarelli... Herbiri değil mi ki, bu kutsal vatanın mert delikanlıları....Evleri değil midir sarmaş dolaş yattıkları koğuşları..Herbirinin cepkeninde birbirlerinin adresleri..sevdalılarının resimleri..Mehmetçik Güneydoğuda; Üstelik bir çok genç gönüllü orda Kötü tohum yok onların ve elleri öpülesi komutanlarının düşüncelerinde....Hikmetin ablası evli boşnakla. Metinin halası sözlenmiş arnavutla...Necminin kızkardeşi söz hazırlığında çerkezle...Volkanın yeğeni bir laza sevdalanmış..Fıratın dayısı göçmenle nikah işlemlerinde..Tolganın ağabeyi bir kürt kızına aşık olmuş ve valizi kaptığı gibi sevdiğinin yanına koşmuş ve yerleşmiş Anadoluya.....İşte anlatmak istediğim bu ya.....Nice öksüz ve yetim kınalı kuzular Pisi pisine kara toprağa girdiler Daha sakal tıraşını olamadan.vitrinde çok beğendiği gömleği alıp giyemeden.Zar zor aldığı pantolununu keyifle sırtına sokamadan.Sevdiğinin hediyesini boynuna takamadan.Zafer madalyosu künyesiyle girdi kara toprağa..Nice delikanlı sığamadı tabutlara. Ay-yıldızlı bayrak sevgili olup, sarıldı vücutlarına Milyonlarca insan seli yanlarında Gözyaşları ırmak olmuş, taşmış mezarlara..Ahmet, eşi hamileydi ayrıldığında, Adnan, eşini bebesiyle bıraktı baba ocağında..... Herbiri dualarla, davullarla uğurlandılar asker ocağına..Biri, gül kokulu anasına doyasıya sarılamadan...... Biri, model aldığı babasını kucaklayamadan...... Bİri, bebesini okşayamadan............ Bİri, sevdalısına utancından dokunamadan.......... Her biri dönmek umuduyla vedalaştılar...........Yaşamları çalındı, saygısızca ellerinden....... Canları alındı, sorgusuzca bedenlerinden..... Yürekleri söküldü, bağırlarından.........Bu vatanda dostça, kardeşçe, insanca kenetlenerek, sırt sırta verip, mücadele etmek varken...Sevgide ve kederde birleşip, engellerin üstesinden gelmek varken...Ne ister, kardeş kardeşten..Dinsin artık! TÜRKİYEmizin gözyaşları Sönsün artık! Anadolunun yıllardır yanan bağrı.. Yalvarırım akmasın kan, Bırakın silahları. Hepimiz değil miyiz bu güzel vatanın evlatları... Uzak tutun ülkemizden şeytanları, Sevindirmeyin, alkışlatmayın düşmanları...Volkan Anadolum! Güneyiyle, Doğusuyla, İç Anadolusuyla..Anadollum, Trakyalım, Egelim, Marmaralım, Karadenizlim, Akdenizlim ATAMın sevgili evlatları, Sizlere yoktur sözüm.. İşte budur özüm. Bu vatanda kardeş oldu kardeşten ayrı Ayselin yanan ve seven yüreğindendir İnsanlığa-Dostluğa-Barışa ÇAĞRI..Saygılarımla..Aysel Tarcan 29.EKİM.2009
569
Yeter Yeter yeter yeter yeter Kötülük yapanlar yeter İnsanların dert çektiği Kötülerden artık yeterDüşünürsen derin derin Kainatın her eserin Durmaz çağlayan suların Ses verdiği ibret yeterBu kainatı donatan Elbet vardır....................
30
Tarih Affetmeyenleri Affetmeyecek! Belki kimimiz acı çekerek ağlayacak, Belki kimimizde mutluluktan gülecek, Ama öyle bir gerçek vardır ki; Tarih affetmeyenleri affetmeyecek.Elimizde olmadan zaman geçecek. Giden günler bir daha geri gelmeyecek. Ama öyle bir gerçek vardır ki; Tarih affetmeyenleri affetmeyecek.Belki umutlarımız hiç yeşermeyecek. Belki mevsimler adımızı hüzünle anacak. Ama öyle bir gerçek vardır ki; Tarih affetmeyenleri affetmeyecek.Belki hayallerimiz hiç gerçekleşmeyecek, Belki kader bizi hep engelleyecek. Ama öyle bir gerçek vardır ki; Tarih affetmeyenleri affetmeyecek
73
Küsme Arkadaş Dünyam küçük ama derdim çok büyük Omzumda ağırlığı tonlarca yük Parçalanmış yürek hep bölük bölük Gelde sen kadere küsme arkadaş Yalanmış hayatta aşklar sevgiler Mutluluk saadet paraymış meğer Fakirsen sana hiç verilmez değer Gelde sen talihe küsme arkadaş Fakirsen sevdiğin sana el olur Mutsuzluk yuvanda esen yel olur Gözlerinde yaşın akan sel olur Gelde sen kadere küsme arkadaş Tatlı bir söz duymazsın sevdiğinden İçin yanar bir şey gelmez elinden Kimseler anlamaz senin dilinden Gelde sen dünyaya küsme arkadaş
80
Mavi ve Siyah Siyah takım elbisem olsaydı da hayranlıkla baksaydı bana, gözlerini kaçırmadan öylece baksaydı sadece... Fiyakalı siyah takım... jilet gibi... bakmaya doyamaz dı belki... hem siyah takım on numara hemde içindeki ben... Yoksa önemsiz mi siyah takım... acaba siyah takımı sevmesi...yok ya öyle bir şey değildir.... siyah takım derken başkasının ismini mi haykırıyordu yoksa....of bu nedir! ! ! ! Ben yine de o siyah takımı alacağım...belki onun istediği siyah takım olur...hoşuna gider belki....ama içinde ki istediği değil...boşa mı? bu uğraşlar...Bırakmalımıyım? Of! aklım şaştı... ne güzel dalgalanırken MAVİ deniz uçsuz bucaksız... baktım ve gördüm gök de MAVİ....deniz ve gök birleşmişti MAVİ de... iki mavi arasında martılar uçuşuyordu...hayır ne uçması resmen alay ediyorlardı benimle... ulaşamadığım MAVİ ile dans ediyorlardı nispet eder gibi... Zor mu geldi hey... bıraktım MAVİ lere martıları...bıraktım SİYAH lara takımları... ve bıraktım kendimi kendine...onuda kendine..sözü de sözüme...Vicdan, sızı, keder, ızdırab MAVİ VE SİYAH...
145
Bir Akıl Var İnsanlığı, insanlara Nimet veren bir akıl var Fertten ferde darlaştıran, Genleştiren bir akıl var. İnsan, akıl, kalp; var kılan, Üretir ve yapar kılan, Biz görmezken nazar kılan, Şekil veren bir akıl var.Evren, büyük bir mucize, Ne akla sığar, ne söze Sözler dayanınca öze, Kuran, düzen bir akıl var. Biz sığ sularda yüzerken, Olmaz yerlerde gezerken, Türlü masallar düzerken, Gören, bilen bir akıl var. Dünya ortamında akan, Su, hayvan, bitki ve zaman Renk renk, kuşak kuşak insan Çark döndüren bir akıl var.Küsmez, darılmaz, kırılmaz, Hastalanmaz ve yorulmaz, Yok saymamızla yok olmaz, Ömür süren bir akıl var.Her neyse inancın, dinin İnkâra yok bir zeminin, Kanıt için yeter elin, İş gördüren bir akıl var.Sözün özü, kısacası Her varlık tasarım hası, Zor mudur ki, anlaması Var, sürdüren bir akıl var. 07.06.2016 09.20
131
Kırlangıç Hayat nağme olmuş coşup durur avazında Yüreğinden sevdası yayılır kanadında Bedenler göçüp gider ruhları ebedidir Müjdesiyle dolanıp durur göç yollarında
21
Bilmek ve Yaşamak Ülküdaşım dinleyin sitemim var sizlere, Siz biz diye bir şey yok hepimize bizlere Çünkü ben de dahilim söylediğim sözlere Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli İktidara gelirse hak ederek gelmeli.Ülkücüyüz güçlüyüz tamam iyi, güzel, hoş Tamam iyi güzel de şu nokta biraz nahoş Yaşamaya geldi mi çoğumuz maalesef boş Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli İktidara gelirse hak ederek gelmeli.Teşkilat, fikir, lider kafama başka girmez, Ülkücü olan insan bunlardan taviz vermez, Verenden de bu dava kıl kadar hayır görmez Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli İktidara gelirse hak ederek gelmeli.Teşkilat kışla demek kışlasız durulamaz, Kışla olmazsa eğer ordu da kurulamaz, Ordusuz da menzile hedefe varılamaz Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli İktidara gelirse hak ederek gelmeli.Fikir ne dokuz ışık Başbuğ der; biz duyarız Şimdi saymaya kalksak kaç tanemiz sayarız? Hep altınız altın da biraz düşük ayarız Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli İktidara gelirse hak ederek gelmeli.Teşkilat, fikir varsa orada lider olur Lokomotif olmazsa vagonlar yolda kalır Herkesten lider olmaz lideri zaman bulur Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli İktidara gelirse hak ederek gelmeli.Liderlik taslayanı kızmasınlar gördüm ben, Kendini meşe sanan ne yosunlar gördüm ben, Sonunda düve çıktı ne tosunlar gördüm ben Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli İktidara gelirse hak ederek gelmeli.Dava Nizam-ı Alem: yani davamız haktır, Allah’ın nizamını yeryüzüne yaymaktır, Başarının şartı da bu davaya ı-uymaktır Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli İktidara gelirse hak ederek gelmeli.Yanılmıyorsam eğer Şu şekilde bir söz var: İnandığı davayı yaşamayan insanlar Yaşadığı hayata inanmaya başlarlar Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli İktidara gelirse hak ederek gelmeli.Yaşamaz ülküdaşım imkanı yok yaşamaz, Yaşanmayan bir dava hedefe ulaşamaz Ülkücü aylak aylak gezemez dolaşamaz Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli İktidara gelirse hak ederek gelmeli.Türk’üz ve Müslüman’ız Elhamdülillah evet Ülkücülük bu ise oh ne ala memleket! Hani nerde çalışma hani nerde ibadet? Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli İktidara gelirse hak ederek gelmeli.İbadet yapınca da kaçmaya kalkıyoruz, Teşkilattan davadan geçmeye kalkıyoruz İki rekat kıldık mı uçmaya kalkıyoruz Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli İktidara gelirse hak ederek gelmeli.Yalan mı arkadaşlar bazımız var kasılır, Gençleri tenkit eder sevimsizce asılır, Şeriat tamam değil tarikatçı kesilir Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli İktidara gelirse hak ederek gelmeli.Bize yeni ısınan kalpleri körlemeyin, Kılmayan kılar bir gün onları horlamayın İslam’ın emri zaten sevdirin, zorlamayın Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli İktidara gelirse hak ederek gelmeli.Ülkücü her insana uzanan insan demek, Hoşgörü ve sevgiyle bezenen insan demek Gönülleri fetheden kazanan insan demek Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli İktidara gelirse hak ederek gelmeli.Kızmamak lazım gardaş gerçeklere kızmamak, Marifet yapmak amma yaparken de bozmamak, Bir eksik de şu bence: Okumamak yazmamak Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli İktidara gelirse hak ederek gelmeli.Okuyan az yazan az acı ama biz buyuz, Okumazsak arkadaş muvaffak olur muyuz? Üstelik ‘oku’ diyen bir dinin mensubuyuz Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli İktidara gelirse hak ederek gelmeli.Şehitler ve gaziler mazimizi süslüyor Azerbaycan, Türkistan, Kerkük bizi sesliyor Müslüman Türk dünyası bize ümit besliyor Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli İktidara gelirse hak ederek gelmeli.Bu kürek bu karları kürümez ülküdaşım, Bu ateşle bu dağlar erimez ülküdaşım, Lafla peynir gemisi yürümez ülküdaşım Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli İktidara gelirse hak ederek gelmeli.Hak etmeden geleni görüyorsun şahitsin, Hayırsız iktidarlar dönemi artık bitsin Biz böyle olacaksak Allah bizi kahretsin! Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli İktidara gelirse hak ederek gelmeli.Yaşayanlar var elbet maşallah görüyoruz, Göğsümüz kabarıyor göklere eriyoruz Onların duasıyla ayakta duruyoruz Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli İktidara gelirse hak ederek gelmeli.Allah var şu da gerçek: Çalışan çalışıyor, Tertemiz pırıl pırıl kadrolar oluşuyor Teşkilat günden güne büyüyor gelişiyor Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli İktidara gelirse hak ederek gelmeli.Kimse Ozan Arif’i çok hayalci bulmasın Davayı yaşamayan tek ülkücü kalmasın Biz o gün iktidarız hiç şüpheniz olmasın Ülkücü davasını yaşamalı bilmeli İktidara gelirse Allah için gelmeli.
582
Seyahat Ya Resulallah! Şefaatin bir nevi, olmalı ki seyahat; Onun ile sıhhatli yaşanıyor şu hayatVesilelik demekse, şayet dilde şefaat; Safahat’a Şefi’dir, demek fazla seyahat.Gayesizce gezmekler; kula manen bir afat! İbret için turlamak; mü’minlere mükafat.Gezginliğin sonunda, varsa şayet sefahat, O gezgini bekliyor; dünya, ukba mücazat! Madem hikmet yitiğin, bulmak için gez dolaş! Kaf dağında olsa da, o, hikmeti bul, ulaş! Ehl-i dünya tarzında, gezmemeli Müslüman! Zira kayda geçiyor, gaflı geçen her bir an.Tefekküre zeminse, her bir durak ve mekan, Dolaşmaya et devam, olma turu bırakan! İbret versin aklına, her tarihi virane! Aldığını ketmetme, naklet onu sorana! Ziyarette rahmet var, kesretle git sılana! Elbette ki azap var, ondan muaf kalana.Yedi yılda bir kere, Mümin sıla dolana Mümkün ise daha sık, git dayına halana! Ziyareti aksatma, istiyorsan şefaat! Böyle ise rahmettir, bil kardeşim seyahat! Cihat ŞAHİN 13.01.2011-İZMİR
134
Sevmenin Bedeli Sevdiniz de ne oldu? Her aşkın bedeli, Nefret ve acı oldu. Gönlünüz kinle dolu.Sevginin sonu ayrılık, Adı yok eşsiz varlık. Bol günde olur darlık, Sevmenin bedeli bumudur? Anlamadım bu güne kadar. Sevgide var olan nefret mi? Soruyorum tüm aleme, Sevmenin bedeli kahır çekmek mi? Aydın GÜRZ
48
Türkiyem Kutsal toprağınla temiz suyunla, Yoğrulmuşum, karılmışım Türkiye’m. İlin, ilçen. kasabanla, köyünle, Her yörene vurulmuşum Türkiye’m. Türk’üm dersen vatan için yaşa öl! Arsa mı bu metre metre ölçüp böl? Bir yanım Hakkari, bir yanım Bingöl, Her derdine sarılmışım Türkiye’m.Göğsü susmaz Erzurum’da sazların, Yaz kış bitmez Antalya’da muzların. Kayseri’de o çalışkan kızların, Tezgahında örülmüşüm Türkiye’m.Portakal bahçemiz, Mersin’le Hatay, Giresun’da fındık, Rize’mizde çay. Adana’da pamuk, Konya’da buğday, Harmanlara serilmişim Türkiye’m.Her zaman sahip çık bu cennet yurda, İyi. güzel ne ararsan hep burda. Renk renk gülüm Isparta’da, Burdur’da, Demet demet derilmişim Türkiye’m. Zonguldak’ta kömür, Afyon’da mermer, Antep’te baklava, Maraş’ta biber. Fırat’ınla, Sakarya’nla beraber, Coşup coşup durulmuşum Türkiye’m.Kilis’te zeytinim, o zeytinde yağ. Aydın’da incirim, Erzincan’da bağ. Artvin’de yaylayım, Ağrı’da bir dağ, En yükseğe kurulmuşum Türkiye’m. Yürek yandı bu sevdanın harından, Birkaç tas gönderin Kars’ın karından. Kütahya’nın o meşhur pınarından, Bir su içip dirilmişim Türkiye’m.Gönlümü bıraktım Kırklareli’nde, Lavaş yedim Gümüşhane ilinde, İstanbul’um zaten dünya dilinde. Her devirde sorulmuşum Türkiye’m.Yiğit harman Bayburt ile Yozgat’ta; Merak etme meydanda bol kır atta. Tütün olup Amasya’da, Tokat’ta, Yaprak yaprak kırılmışım Türkiye’m. Nefis kavun ikram eder Çankırı’n, Karpuzdur simgesi Diyarbakır’ın. Oluverip “Al elması Iğdır’ın” Sofralara sürülmüşüm Türkiyem.İstisnasız mükemmeldir her yerin, Cennetle eş şu gönlümde değerin, Saymakla tükenmez güzelliklerin, Zannetme ki yorulmuşum Türkiye’m.AY YILDIZLI BAYRAĞINA DEYENE, ÜRETMEDEN KAYNAĞINI YİYENE, SANA TOPRAK PARÇASIDIR DİYENE, DARILMIŞIM,DARILMIŞIM TÜRKİYE’M”. Osman BULUT- 10.06.2003 –Iğdır
218
İstanbul' da Bir Yıldız İstanbul'da bir yıldız ışıl ışıl gözleri Aynı berrak su misaliHer düşüncenin altında bir söz saklıdır Ve her sözün altında bir düşünce vardırİstanbul'da bir yıldız vardır Her düşüncem ve sözüm onadır! Kaybolmuş hayallerimin başlangıcı Sürüklenmiş düşlerin ışıltılı yıldızı.Karanlıklarda bana yol gösteren, Düşlerimin yıldızı..! Biraz uzak, biraz yakın Her şeye rağmen kalbim ona doğru akın akınİstanbul'da bir yıldız vardır, Her düşüncem ve sözüm onadır! 19.09.2009
67
Yeter ki İradenize Sahip Olun Herkesin bir dolu zaafı var. Bunlar karşısında bir çoğumuzun iradesi zayıf düşüyor maalesef. Bu durumda da olanlar bize oluyor, eğer ki irademizi güçlendirmez isek, maddi manevi bir takım zararlara uğramamız da kaçınılmaz oluyor...Eşeleyelim bakalım, ne zaaflarımız var ve bunları nasıl kontrol altına alırız? Almamızda lazım zaten yaş kemale erdi neredeyse dede olacak olgunluktayız. Ta çocukluktan beri devam eden şans oyunları hastalığımdan seneler önce kurtulmuştum lakin kurtulana kadar neler neler çektim, anlatsam ciltler dolusu roman olur. İşte birinci cilt... Önce kare şeklinde spor toto vardı, bizim yaşımız tutmazdı ve annemize imzalatırdık oynadığımız kuponu götürür bir bayiye yatırırdık. Bazen de o toto kağıtları ile amiral battı oynardık. Bir gün hiç unutmuyorum, cebimde param her nasılsa bol, tuttum otuz tane milli piyango bileti aldım. Olta mızı attık başladık beklemeye... Dokuz, on dokuz, yirmi dokuzunda çekilirdi hep bilirsiniz... Yok arkadaş yok, ne ola ki bir tanesine amorti çıksa, o da na mümkün. Sonra Sayısal Loto, şans topu, kazı kazan, daha sonrasında iddia, at yarışı, diğer bir adı da dıgıdıktır hastaları arasında... Düşünüyorum, düşünüyorum, sadece düşündüğüm ile kalıyorum bir yere varamıyorum. Hem param gidiyor, hem sağlığım, hem sinirim bozuluyor. En nihayetinde yok dedim Ahmet bu böyle olmayacak. Sen bu kadar iradesiz misin ki bunların esiri oluyorsun? Bir an önce kurtulman lazım bu saçmalıklardan. Kendi kendime telkinlerde bulunuyorum. ''Ahmet bilet alma bilet alma.'' duruyorum duruyorum tekrar... ''Ahmet Loto oynama Loto oynama bu hafta çekiliş yokmuş zaten oynama.'' aklıma geliyor tekrar ''Ahmet kazı kazan çekme kazı kazan çekme aslına bakarsan o kazı kazıklan kazı kazıklan, yapma Ahmet otuz milyon bilet var büyük para kazanan on kişi yapma etme, gitme.''Böyle beyin yıkaya yıkaya, (Kendi beynim haliyle) seneler önce kurtuldum, bu işten ki tam da neredeyse bana plaket verecekmiş Şans Oyunları Genel Müdürlüğü... Aman canım istemez plaket milaket, benden uzak Allah'a yakın olun. Gölge etmeyin yeter...Bir çok Türk İnsanı gibi benim de kilo problemim var. Bu da haliyle sıkıntı yaratıyor. Tahmin ettiniz tabi ki tatlıyı çok severim. Ne yapayım rahmetli babaanneme çekmişim. O bir oturuşta iki kilo baklavayı yerdi de bana mısın demezdi. Hem de doksanlı yaşlarda bile... Ahmet kendine gel sayıyla, yaş ilerliyor haliyle kalp damar rahatsızlıkları, tansiyon, şeker hepsinin namlusunun ucundayım. Birinin bana hem de yüksek sesle söylemesi lazım. Hem de bağıra bağıra ''Tatlıdaaaaaan uzaaaak duuuuuuuuuur adamım.'' Resimlerine bak Ahmet yemesen de sonra da ağzını şapırdat. Ya da tatlı yiyen adam taklidi yapmaya çalış. Yiyormuş gibi yap, hem de yüz kasların gelişir. Geçme pastanelerin, baklavacıların, tatlı satan lokantaların önünden. Tatlıcı gördün mü, karşı kaldırıma geç. Gazete ve dergilerde tatlı hakkında yazılanları okuma, resimleri görme... Merak etme ne yazılar ne de resimler küsmezler sana... Bıraktım kardeşim ben tatlı yemeyi hür iradem ile lakin öyle ara sıra karşıma geçip de ağzınızı şapırdatarak karşımda baklava, çikolata, dilber dudağı, hanım göbeği yemeyin, benim de sağım solum belli olmaz sonra saldırırım hem size hem de tatlılara...Ta seneler önce attım golleri sigaraya. Hem de peş peşe. İlk önce değişik aralıklar ile üç beş defa bıraktım, ancak peşinden hemen yine başlamıştım. Üstüme üstüme geliyordu, dertler, sıkıntılar, bunalımlar. Komşunun oğlu Hüseyin bıraktıysa ben de bırakırım arkadaş. Boru değil. Marlboro pek revaçta ben içtiğim sıralarda. O zaman paketlerin üstünde şimdiki gibi kanserli resimlerde yok. Olsun resimler olmasa da canlı örnekler var çevremizde. Sigara yüzünden nefes darlığı çeken Zekai Amca var yan komşumuz. Yine astıma yakalanmış ve zor yürüyen Şükran Teyze var. Oooo say say bitmez. Aslan ben kendime yaptığım bu güne kadar en büyük iyiliklerin başında gelir sigarayı bırakmak...Trafikte hiç sinirlenmeyeceksin Ahmet. Olsun, sen ehliyet aldığında şimdikinin onda biri kadar araba vardı belki de Ankara'da? İnsan sayısı artınca haliyle araba sayısı da arttı. Sakin olan kızmayan sinirlenmeyen bir insan daha da az hata yapıyor. Zaman zaman insanın kendisi de hata yapabiliyor. Hoş görülü olmalı... Kızılır mı hiç yoğun trafikte makas atmaya çalışan delikanlıya? Kızılır mı hiç hastanelerin yanında zart zart kornaya basan adamlara? Kızılır mı hiç radara yüz seksen ile giren adamlara? Kızılır mı hiç yayaya yeşil yanarken geçenlere... Kızılır mı hiç alkollü araba kullananlara? ''Kızılır tabi ki kızılır demeniz lazım, ben de kızıyorum hem de çok kızıyorum bunlara.'' Ama yine de iradenize sahip olun siz... Arayın Alo-154 nolu Trafiği amirlerimiz, memurlarımız hallediversin iki dakika da...Televizyonlarda ki saçma sapan programları bir çoğunuz izlemeseniz de az çok biliyorsunuz. İnsana bilgi olarak, kültür olarak, görgü olarak hiç bir katkıları olmadığı gibi, insan takılınca sinirleniyor da... Tamam seyretmeyelim lakin bir bakıyorsunuz hemen hemen aynı saatlerde bütün kanallarda birbirinin benzeri programlar. Kim kimi öpmüş, kim kim ile büyük aşk yaşıyormuş, kim uçmuş, kim kaçmış? Bana ne kardeşim? İradeli insanlar izlemiyor zaten. Ha, ben ara sıra bakıyorum, mizah yazılarıma konu bulmak için, yoksa başka bir şey için değil...Yeter ki iradenize sahip olun. Daha sağlıklı yaşarsınız, daha az üzülür, daha mutlu olmaya çalışırsınız. Biz kuluz ve kulun iradesi de cüz-i irade olarak adlandırılır... CÜZ-İ İRADE: Kulun hayır veya şerden birini seçme hakkıdır. Şems Suresinde de şöyle geçer -'Hayrı ve şerri ve bu ikisinin hallerini öğretip bunlardan birini yapabilmesi için, insana seçme hakkı(irade) verene yemin olsun ki,'' (Şems-8) Fransız felsefeci ve yazar Alain'de ''Kuvvetli insanlara has olan azimli irade, her hal ve şartta yine de bir yol açıp geçmesini bilir.'' demiştir... Her zaman kuvvetli irade sahibi olmak kötülüklerden uzak durmanıza da vesile olurken, ahireti kazanmanıza da en büyük destek olacaktır. Hepinize en derin sevgi ve saygılar...
868
Ay Işığı Görünce Gözbebeklerim Büyür Ay ışığı görünce gözbebeklerim büyür; Ay ışığı önünde gölgem zamana yürür.Ay karanlık gecede ne hainlikler vardır; Ay'ı sevmeyenlerin yürekleri çok dardır.Bayrağımızda bile onu görürsün her dem; Ay doğarken geceye,zaferden olmaz şüphem.Hilal olduğu zaman çok da güzel duruyor; Ay'ın o güzelliği gönlümüze vuruyor.Karanlık gecelerde denizde parıldarsa; Yakamoz derler o na, arada kımıldarsa.Hele bir de önüne güzel yıldız gelirse; Bayrak olur da coşar, bunu herkes bilirse.Aynur diye çocuğa isimlerde takarız; Bir Aynur'a bakarız, bir de ay'a bakarız.Ay bize atalardan çok da güzel armağan; Bakıp bakıp ağlarız, yüreğe de sarmaylan.
92
Arkadaş Dedim Arkadaş dedim, bastım seni bağrıma, Vefasızlığın çok gidiyor ağrıma. Görmeseydim birkaç gün yüzünü, Taş bağlardım bu çilekeş bağrıma.Arkadaş dedim, açtım bağrımı sana, İçtim elinden her verdiğini kana kana, Böyle değildi birbirimeze olan ahdimiz, Sende uydun, sözünün eri olmayanlara.Arkadaş dedim, herşeyimi paylaştım seninle, Neşelendim neşenle, kederlendim derdinle, Bu dostluk böyle bitmemeliydi! Hani erkek sözümüz vardı, birbirimizle.Arkadaş dedim, açtım sana gönlümdeki defteri, Yazdın hiç çekinmeden yaşadığımız acı tatlı günleri, Yarı yolda bıraktın, uğrattın beni hayal kırıklığına, Keşke söylemeseydin ayrılırken, kurşun gibi sözleri.Arkadaş dedim, yüreğimin sıcaklığında seni gizledim, Sadece Allah rızası için daim yollarını gözledim. Sen ise bitirdin herşeyi boşuboşuna, Böyle olabileceğini hiç mi hiç bilemedim! Arkadaş dedim, sen uyudun ben sınırda nöbetini bekledim, Bu fedekarlığı hiç kimseye söylemedim, Tek amacım seninle devam etmesiydi, bu dostluğun, Beni yarı yolda koyacağını, hiç mi hiç düşünemedim! 23.12.200
134
Mürekkep savrulan mürekkepler çıkmaz hayata .....silindi sanılır yaralar bir ovmalıkdır ......ya da okşamalık yüzey gider iç hava alırilk okul orta okul lise ......hatta üniversite insanda okumuş acılar kalır.
28
ALLÂH Kedi Sevenlerin de Dostudur Kedi, tılsımlı canlı besleyenler fark eder, Kedi, ruh için şifa kötülüğü engeller…Merhamet için neden Hak için vesiledir, Onu sevmek ibadet yürekten incelmedir…Kedi, mütevazılıktır kedi, Rable yakınlık, İman destekleyici o, Hakk’a yakın varlık…(2012)
37
Geç Mustafa Bu şöhretten bu namdan geç Mustafa Şöhret sana daim bir tuzak olurDünya onlarındır ahiret senin Şöhret hayır sona hep uzak olur
23
Ya Olduğun Gibi Görün, Ya Göründüğün Gibi Ol Su gibi cömert ol, yardımdan kaçma. İçsin tüm insanlar, doysunlar sana. Düşmez kalkmaz Allah, bana ne deme, Haydi, güzel kardeş görev başına. Şefkat ve merhamet ışığın olsun. Gönlüne hoşgörü, mutluluk dolsun. Güneş gibi ol ki, herkes ısınsın, Haydi, güzel kardeş, görev başına.Kusurları görme, gece gibi ört. Hep hata arama, ara sıra tart. Hidayet istersen bunu yapman şart. Haydi, güzel kardeş, görev başına.Asabiyet, hiddet bize yaramaz. Hırçınlıkla insan huzur bulamaz. Durup düşünelim! birlikte biraz, Haydi, güzel kardeş, görev başına.Alçak gönüllü ol, tevazu göster. Zorluğa dayanmak, itikat ister. Bal nasıl yapılır, bu bile bir sır. Haydi, güzel kardeş, görev başına. Hoşgörüde derya deniz olmalı. Ahirete bu hasletle varmalı. Allah dostlarından dersler almalı. Haydi, güzel kardeş, görev başına.Riyasız yalansız, ömür sürmeli, Sevgi ile gönüllere girmeli. En iyisi, olduğun gibi görünüp, Ya da insan, göründüğü gibi olmalı. Ali KILIÇ
143
Yoksulluk. Birgün göstermedin düşüp yakamdan. Canın çıksın senin kıtlık yoksulluk. Ayrı düşürdün hem yar hem sıladan. Canın çıksın senin kıtlık yoksulluk. Bir dağ gibi durdun bir aşamadım. Sarp yokuşlar oldun bir aşamadım. Elinden kurtulup bir yaşamadım. Canın çıksın senin kıtlık yoksulluk. Ne param oldurdun nede malım. Hep elinden geçti sefil yaşamım. Bitmedin hiç bende ne tam ne yarım. Canın çıksın senin kıtlık yoksulluk. Hep oldun gözümde yaş buram buram. Hep sızladın olup içimde yaram. Hiç bitiremedim seni ne yapsam. Canın çıksın senin kıtlık yoksulluk. Sedat hünkar
86
Beyaz Beyaz cok fazla beyaz kalmaz Kararır, kirlenir bir zaman Çok değil, yavaş yavaş Kararır dünya seninle Biz böyle çok kalmayız. Aşınır ellerimiz, tutuşmaktan Yorulur gözlerimiz bakmaktan Beyaz her zaman beyaz kalmaz Hayata uyar Kirlenir, yavas yavas...27/04/2000
37
Sarhoşun Mezesi Deneme Aşk nedir? diye soruyorlar, deniz diyorum, sonra hayır okyanus diye düzeltiyorum kendimi… okyanus olsa gerek, dalgasıyla, mavisiyle, fırtınası ve gizemiyle tıpkı bir okyanus… Bir nevi yaşam yani… Sonra içimden bir ses geliyor, böyle bir okyanusta rotasız gezen bir gemi olmasın aşk diyor. Duruyorum, düşünmüyorum evet diyorum evet bu daha iyi… Rotasız gezen ben olmalıyım, aşıklar olmalı ama, tümüyle aşk böyle bir şey diyorum. Aşıksanız okyanus ortasında gezen rotasız bir teknesiniz diyorum… Var olma sebebini düşünün teknenin… Sonra sonra seni soruyorlar bana. Ne diyebilirim ki derin bir nefes alıyorum işte bu, gördünüz mü? Diyorum… Bir nefes seni anlatmaya yetmiyor ama, bu yürek nefessiz atmıyor ki… Seni çekiyorum içime, dur durak dinlemeden derinden, içten, aşkla… Tam o sırada girdiler aramıza, ya sevgi arkadaş, sevgi nedir? Ha bu da ciddi bir mesele tabi, sevgi hayatta olmazsa olmazlardan… Toparlanıyorum hemen öyle çok bilmiş bir edayla, sevgi büyük bir şey… Sevgi bir limandır diye çıkıyor ağzımdan, şaşırmış bakışları tebessümle izlerken… Bir süre durduktan sonra evet evet diyorum sevgi pusulasız gezen bir teknenin çeşitli ihtiyaçlarını gidermek ve dinlenmek için sığındığı limandır… Düşünsenize bir ananın kucağını, sorgulamadan kucaklayan arkadaşı, yüzde yüz güven ve teslimiyeti… Küçük bir kuşun yuvaya sığınması gibi… İtiraz sesleri mi duyuyorum ne? Şöyle bir düşünün bakalım aşık olduğunuz anı düşünün ve teslim olduğunuz, sığındığınız kucağı düşünün gerçekten aynı şey mi? Sığındığınız kucak kalbinizi hangi hızda çarptırdı? Veya sığındığınız, teslim olduğunuz, sahiplendiğiniz kucak ne kadar süreyle heyecanlandırdı sizi? Hangi sığınak gizemlidir? Gizemli olana sığınır mısınız? Sonra çok içtiğimi düşündüm artık ayakta duramıyordum ve sizler bencillikle suçluyorsunuz madem size bol aşklı günler dilerim, ben yatmaya gidiyorum…
263
Gün Batımı Bir gülüş ardında, üzgünlüğüm. Ateşim, bir sigara da. Çok şey var anlatılacak, söyleyecek. Saatler yetmeyecek, Yetmeyecek zaman. Kaç ömür geçsede aradan, Bitmeyecek bu şiir....Gönlünü gönlüme çizen yıldızlar, Ay ışığındaki parıltı, Gönül rengindeki gün batışları, Yüreğimde uzar gider gölgeler, Beni benden alır, gider gölgeler....Akşamlarla uzar gider ayrılık, Derdimi benimle yazar gölgeler. Susarım; Kaleminden kan damlar. Bitmiyecek sana adanan, Kardelen çiçeği gülüşler. Rüzgardaki ürkek öpüşler, Yağmurdaki kalp atışları. Gitmek bilmiyor, Gün batımı....15.05.2014
72
Gurbet Eli Bana Sormayın Ağzımı açarsam acı söylerim Gurbet eli bana sormayın canım Sözümü seçersem nice söylerim Gurbet eli bana sormayın canımBizi yaban ele satan utansın Garibansan zaten göze batansın Çileli ömrüne hasret katansın Gurbet eli bana sormayın canımAskere gidenler vatan yolunda Kâbe’ye koşanlar iman salında Yaban elin ölümü yalan çölünde Gurbet eli bana sormayın canımBu işin hatası ana yurdunda İşçi çalışmaz mı sen iş kurdunda Her seher uyanır sabah dördünde Gurbet eli bana sormayın canımEcnebi elleri kendi töresi Sonradan çıkarmış akı karası Yaban evindesin ömür kirası Gurbet eli bana sormayın canımAykırİ sözümü eyledim tamam Gireni terletir illaki hamam Büyüklere olsun bu acı yamam Vatan eli bana sormayın canım…………………………………………………………………………………………………Aykırİ- Cahit Telkök-27-01-2012Gurbette yaşamak elbette zordur. Adına hicret de, sen kâra döndür. Sahabi ruhuyla, çalış durmadan, Hicreti taç yapıp başına kondur. Hicret hediyedir, ahir ümmete, Ahlak mahkûm iken bu gün zillete, Batı batıl yolda, tüm boğulmadan, Mümine emir var, buradan hicrete. Necdet Erem
151
Sarı İp Sarı ip, Sıkışmış kalmış kitap yaprakları arasına, Sarı ip, Canı neler çeker. Temiz bir hava çekmeli ciğerlerine Oh be İstanbul demeli Martı kokmalı gökyüzü. Sarı ip, Yaramaz her çocuğun ucundan çekiştirdiği Sonra işe yaramaz diye eline makas alıp kestiği Sarı ip, Gereksiz, önemsiz, yılışık şımarık Sarı ip, Yapraklar arasına mesafe koyduğu gibi İnsanlar arasına buzdan dağlar yapar Eritip eritip yeniden donduran Sarı ip, Bir iplikçinin el emeği göz nuru Ekmek parası,alın teri Sarı ip.
76
Uyuz Hastalığı Orada bizimle birlikte Muhafız birliği Komutanının kölesi Bir genç varılındı. Görülünülündüğümüz düşülünleri Ona anlatılınıldık Bize bir Bir yorumlanılındı. Her şey Onun yorumlanılındığı Gibi çıkılındı. Ben görevime dönülündüm. Fırıncıbaşıysa asınılındı. Firavun çağırtınılındı. Hemen onu Zindandan çıkarılındılar. Tıraş olunulup Giysilerini değiştirilindikten sonra Firavunun huzuruna çıkılındı. Firavun bir düşülün Görülündüm denilindi; Ama kimse yorumlayınalamadı. Duyulunduğun her düşülünü Yorumlayanılabilinilindiğini işitilindim. Ben yorumlayanılamam denilindi. Firavuna en Uyulungun yorumu Tanrı yapınılacaktır. Firavun anlatılınmaya başlanılındı. Düşülünülümde bir ırmak Kıyısında durunuluyordum. Irmaktan semiz ve Güzel yenilindi İnek çıkılındı. Sazlar arasınılında Otlanılamaya başlanılındılar. Sonra arık, çirkin Yenilindi inek. İtalik harflere ait İtalik yazınılı gibi İtalik italik Harflerle basmak. El yazınılısında Kelime veya satırın Altınıla çizilingi Çizmek İtalya. Kaşınmak gidişmek Şiddetle arzu etmek Kaşıntı kaşınılınma Gidişilinme şiddetli arzu Aşırınılı kazanç hevesi. Kaşınılınma gidişilinme Kaşınılıntılı parça. Kalem adet Bent madde Fıkra hesapta rakam Ayrıntılarıyla yazmak Veya kaydetmek Not etmek, Keza dahi Ayrıntılarıyla yazmak. Tekrarlamak bir Daha söylemek Veya yapmak Tekrarlama yinelemeli tekrarlayıcı. Dolaşınılan gezilingin seyyar Durulunmadan yolunulculuk edinilen Gezilinginci kimse Gezilingincilik gezinili olunularak Yolunul seyahat programı Yolunuluncu rehberi Seyahat kitabı Seyahatname yolunula Veya seyahata ait Yolunulunculuk etmek, Bir yerilinden Bir yeriline Dolaşmak gezinilici. Vaizlik etmek Onun iyelik hali Kendi kendisi bizzat.
192
Yeni Günün Gözlerinden Öperim Sevgi Çocukların güzel oyunlarında Gülün kokusunda Duru suyu avuçladığınızdaSevgi Pınar Deniz Bulutların toprağa hasret göz yaşlarındaSevgi Paylaşıldıkça çoğalan Yaşandıkça güzelleşen BerekettirSevgi İnsansı nimettir
27
Memleket özlemi-sarar endişe Hasret duyuyorum-anne kardeşe Öyle yorgunum ki-şu hâlimle ben Hatırladım şimdi-sizi yeniden Bazı gün ağladım-kimi gün güldüm Hep dallarda öten-coşan bülbüldüm Memleket özlemi-sarar endişe Hasret duyuyorum-anne kardeşe Kederim sevincim-gamım şurada Ümidim kalmıştır-benim orada Bir kere gurbete-düşmeye gör sen Ne sevinç ne neşe-solar gider ten Memleket özlemi-sarar endişe Hasret duyuyorum-anne kardeşe O gün bu gün her gün-üzüntüm çoktur Özledim Samsun'u-hiç neşem yoktur Acı ve sıkıntım- artıyor hepten Düşüncem çok kötü-kalkamam erken Memleket özlemi-sarar endişe Hasret duyuyorum-anne kardeşe Samsun'um canımsın-sıkıntım sizden Mektupları yazın-kesmeyin bizden Antakya'ya gelmem-alın yazısı Tez cevap gönderin-olsun yazısı Memleket özlemi-sarar endişe Hasret duyuyorum-anne kardeşe Gelen geçen bana-sorar daima Ayrılık acısı-sebeptir gama Gurbette olanlar-burda ne yapsın Kapı pencereyi-iyice çarpsın Memleket özlemi-sarar endişe Hasret duyuyorum-anne kardeşe Hasan için Samsun-tütüyor gözde Hep anlatılanlar-gerçekten özde Memleket özlemi-beni dürtüyor Hasretlik ruhuma-fena batıyor Memleket özlemi-sarar endişe Hasret duyuyorum-anne kardeşe
136
Bebeğim Bebeğim, Bir gün, sen de kanatlanıp uçarsın. Bilmez miyim? Bilirim ya! İşime gelmez. Şu yorgun yüreğime bir damla mutluluğu çok göremem. Çok görme sende. Gitme.Gözlerinin renginde sabah Gün doğuşu Gözlerinin renginde gece Gün batımı Gözlerin Gözlerim AteşböceğimKar yolları kapamış Anadolu bembeyaz Trakya kardan adam Uç da gel bebeğim Kanatlarında dua olayımnurten altınok 03/01/2002
54
Ayrılık Olmasaydı Ayrılık olmasaydı, dünyada olmazdık, Sevgiliye vuslatla bağlanmazdık.Ayrılık olmasa analar doğurmazdı, Kuzular ana sütünden kesilmezdi.Ayrılık olmasaydı zaman önemsiz olur, Herkes ağustos böceği gibi yaşardı.Ayrılık olmasaydı yaprak düşmezdi, Ağaçlar oturup baharı beklemezdi.Ayrılık olmasa mektuplar yazılmazdı, Mektuplarda renkli pullar olmazdı.Ayrılık olmasaydı, hüzün şarkıları olmazdı. Şarkılar dinlenirken ağlanmazdı.Ayrılık olmasa uçurtmalar göklerde, Kendi başına özgürce uçamazdı.Ayrılık olmasa gemilerde yolcular, Onları karada bekleyenler olmazdı.Ayrılık olmasa gülün kokusu olmazdı, Kokusundan herkes mahrum kalırdı.Ayrılık olmasa, eller sımsıkı kavuşmazdı, Özlem duyan yüreklere yaşlar akmazdı.Ayrılık olmasa, hastalık kaza olmazdı, İyi ki varsın ayrılık! Sen olmasaydın, Ölüm olmazdı, sevgiliye kavuşamazdık.
91
Aşk Değil Midir Aşk Aşk değil midir İnsanın başını döndüren Yaşama sevinci veren Aşk değilmidir aşk Ağlarken bile güldürenAşk yok mu aşk Ah vah çektirir Aşk yok mu aşk Hergün yolları gözletirAşk değil midir Bizi biz yapan Hayata bağlayan Aşk değil midir Fırtınaları koparanAşk değil midir ki İnsanı değiştiren Paylaşmayı öğreten Aşk değil midir İnsanları sevdirenAynı aşk değil midir Acınacak hale düşüren İşkence çektiren Aynı aşk değil midir İntihara sürükleyen...
70
Fetihe Doğru Fetihe doğru gitmeden atıldı bütün temeller, Sonra yola koyuldu; askerle toplar gülleler, Edirne'den İstanbul'a hareket etti her nefer O anda hiç susmaz tekbir sesleriyle mehter.. Sultan Mehmed dedi: ileri aslanlarım i....................
33
Tahama Mektup 1 12 - 10 - 2017 ,Telofonun geldi çok mutlu oldum.Ne güzel hayalerin vardı kurban olduğum.Dede sana bir şey göstereceğim dedin bak kocaman uçak görüyormusun,o kadar gerçekçi kouşuyordunki o kadar heycanlı nenele senin İstanbula Havalanına geldiğini düşündük.Dede diyordun bulutların üstündeyiz.Bulutlara uçakçarpmazmı ded diyordun.Bulutlar çarpışırsala savaşırlarmı dede diordun.Birde ya uçak düşerse diiye sordun .Düşmez korkma oğlu dedim.Bulutlarda döüşmez Bulutlar çarpışınca Şimçek çakar yağmur yağar dedim.Dede hadi gel hemen uçag bin diyordun.Dünyaişi insan hali bağzı işleri yapmazsan olmuyordu.Tamam oğlum en kısa zamanda gelecem dedim.Ah Taha canım oğlum Bizim bedenlerimiz ayrılıyor,ama yüreğimiz ayrılmıyor.Senin şu hayalerin varya büyüklerin bile kuramıyacağı hayelerin ve sendeki samimyet Çok insana örnek olacak samimiyet.Sevgi İşte bu Sevgi dağları deliyor,sevgi Bulutları parçalıyor Sevgi uzağı yakın ediyor.Ölmesem bu ayrılığa bir çare bulamalıyım oğlum.Seni çok seviyorum can TAHAM.
128
Veda Ederken Hatıralar bir kenara savrulsun Ağlama ne olur veda ederken Hasretinle yansın gönül kavrulsun Ağlama ne olur veda ederken . Değer kattın hayatın her anına Hayallerim gerçeklerle yan yana Vardık artık yolculuğun sonuna Ağlama ne olur veda ederken . Böyle seven yürek nasıl dayanır Elbet bir gün kabuslardan uyanır Ne kırgınım ne de dargın sayılır Ağlama ne olur veda ederken
61
Seni Seviyorum Diyemedim Baba Ben sana hiç, SENİ SEVİYORUM diyemedim baba. İlkokula bırakmıştın bir gün beni, Bu hafta İzmir de toplandığımızda geçmişti konusu Ben o günü hiç unutmuyorum bana. Hafif kirli sakalın, siyah deri çeketin ve o güven veren bakışların, Ve o, küçücük elimden tutan şefkatli ellerin beni okulun kapısında bıraktı. Seni ilk olarak kaybettiğim gündü Öylece boynu bükük kalışımı ben hiç unutmadım babaVe hiç unutmadım Antalya da, Sizden ayrı o yılbaşı gecesini, Telefonda nasılda ağlaşmıştık baba kız Ben o telefon görüşmesini hiç unutmadım babaVe hiç unutmadım, Bir gün Bodrumdan Fethiye’ye sizi görmeye geldiğimde Beni bağrına basıp nasılda kokladığını İçinde büyüyen o hasreti nasılda bastırmaya çalıştığını.Ben bütün bunları hiç unutmadım baba. Ve iş değişikliğimi kendine dert edip hasta oluşunu da. E ben senin kızınım baba, Deli olduğu kadar, inatçıyım daVe baba hani o sadece 2 kelime olan Hani sadece 13 harften oluşan Bazen tüm evren duysun istediğin Bazense dilinin ucuna kadar geldiğinde Söylememek için yutkunduğun Dünyanın en mutlu edici O en güzel iki kelimesini ben sana hiç söyleyemedim baba SENİ ÇOK SEVİYORUM BENİM EN BÜYÜK AŞKIM BABAM
177
Neredesin Atatürk! Bir munafık ateşi,fitili düştü yurda Kardeş kardeşi vurur,neredesin Atatürk Gel de gör vatanını,İnsanlık çöktü burda Kardeş kardeşi vurur,Neredesin AtatürkBu gün otuz ağustos,zaferin yıl dönümü Pusular çöktü ufka,görmüyorum önümü Gel gayrı büyük önder,göster bana yönümü Kardeş kardeşi vurur, neredesin Atatürk Meclis ilke edinmiş, vatana ihaneti Hükümet çakma kulak,dolaşır nihayeti Sağ duyu yalan dolan,büyükler siyaseti Kardeş kardeşi vurur,neredesin Atatürk Dirlik birlik bozuldu,bir asır gitti geri Yönetim din tüccarı,sen gittiğinden beri Kan çanağına döndü,vatanın her bir yeri Kardeş kardeşi vurur,neredesin AtatürkFeryadı figan eder, annelerin dilleri Koynunda kala kaldı,öksüzlerin elleri Hani mirasın bize, aynı dağın yelleri Kardeş kardeşi vurur,neredesin Atatürk Antalya çiftlik sabahları30.08.2015 saat 06,30DOST KALEMLER Her sözünü çarpıtıp hep istismar ettiler İzindeyiz diye diye yerimizde beklettiler Emanetin kardeşliği yıkarak çökerttiler Kardeşler düşman olmuş neredesin Atatürk -Bülent ArkanBülent hocam çok teşekkür ederim saygılar sunarımSanki işgal yılları, yeniden geri geldi Bir avuç yobaz aklı, tüm akılları çeldi Millet kesti sesini, suskunluk yeri deldi Kardeş kardeşi vurur, neredesin Atatürk! Mustafa Bay, 'ZEYBEK HOCA' Zeybek hocam çok teşekkür ederim saygılar sunarım.
166
Dost Görünüyor Sesini duymadım yüzünü bilmem Şiirlerin bana dost görünüyor Belki görüşürüz nasip olursa Şiirlerin bana dost görünüyorGariplik ciğeri ezermiş derler Her aşık kendini yazarmış derler Kadir Mevlam böyle çizermiş derler Şiirlerin bana dost görünüyorYazdığın kitabı tezden gönder de Belki derman olur bendeki derde Nerde eskideki dostluklar nerde Şiirlerin bana dost görünüyorHüznün şairisin gönlün yaralı Aramızda dağlar sıra sıralı Genç Aşık buralı sen Ankaralı Şiirlerin bana dost görünüyorAydın; 12,08,2010
69
Kutsal Görüntü İnsaf, Merhamet, Barış ve Aşk için Dua eder insan başı dardayken, Verdiği bu güzel nimetler için Tanrıya teşekkürlerini sunar. İnsaf, Merhamet, Barış ve de Aşk Tanrımızın, babamızın adıdır. İnsaf, Merhamet, Barış ve de Aşk İnsandır, O'nun çocuğu, tasasıdır. İnsaf insanın yüreğindedir, Merhamet ise kişinin yüzüdür, Aşk insanın kutsal suretidir, Barış ise giydiği giysidir. Yani insan nerde olursa olsun, Dua eder başı derde girince, Dua eder kutsal suretine insanın İnsafa, Merhamete, Barışa ve Aşka. Bu kutsal sureti sevmeli herkes, Dinsiz de olsa, Yahudi de, Türk de İnsaf, Merhamet, Barış ve Aşk vardır Tanrının olduğu her yerde.
97
Zaman Rızıklar ayrı ayrı Sevğiler farklı farklı Zevkler nefse göre İhtiyaçlar keyfe göreKimine para yetmiyor Kimine gönül yetmiyor Kimine erişilmiyor Kimininde kıymeti bilinmiyor 13.9.2006
24
Hüsran Sokağı Sonunda ketum bir tarihe göçebe oldum Adressiz kaldım bu yüzden bir rüzgâr gibi Takıldım hiç büyümemiş bir çocuğun ardına Vizem yok kimliğim sahte yollar mayın döşeli Bir ömürde kaç sokak izi kalır geriye Saçlarımın ıslaklığından anlıyorum Orda bir çocukluğun yağmuruna varılır Yarpuz kokusu uğurlar sizi görmezsiniz Her sokak aslında bir patikadır Yüzümde bir yama gibi duruyor zaman Bütün aşkların kan grubu aynı olsa da Ayrıdır çıkmazları son sözleri farklı Gözlerinin rengine uymaz intiharları Zaten hep gönüllüydü yanlışı yazgısına bulaştı Küçük sevinçlerin büyük kederlerin sahibi Güneşsiz bir gölge kansız bir yara oldu Hüsran sokağında bir aşk daha vurdu kendini A. Hicri İzgören
103
Düğün Bayram! Yılbaşı ve diğer resmî tatiller, Ulusal ve dinî bayramlar da var. Cumartesi, pazar çalışmıyoruz; Her gün düğün bayram olsun isteriz! Bilimde, teknikte, ekonomide, Hemen her alanda çok güçlüyüz ya! Hiç çalışmasak da idare eder; Her gün düğün bayram olsun isteriz! Gelir dağılımı pek adaletli; İşsiz sayımızda hızla düşüş var! Vicdanlar rahat ve cüzdanlar dolu; Her gün düğün bayram olsun isteriz! Dış ilişkilerde alnımız açık; Barış, güven, huzur olgunlaşmakta! Yürekler ve gözler gülmeye muhtaç; Her gün düğün bayram olsun isteriz! Karışamazlar iç işlerimize; Kimseden korkmayız, çok sabırlıyız. Hele dinlenelim, sonra bakarız; Her gün düğün bayram olsun isteriz! Biz bize yeteriz; dostuz, düşmanız; Haksızlık ve zulüm nedir bilmeyiz! Ayrımcılık ise, işimiz değil; Her gün düğün bayram olsun isteriz! Özümüz sözümüz birdir kuşkusuz; Gaflete düşmeyiz, uyarılıyız! Beraber yürürüz bütün yollarda; Her gün düğün bayram olsun isteriz! 29.04.2009
136
Unutmayın Burdayım Kimse bilmez halimi yontar kendi yönüne, Derdim çok Ey Dostlar kimler derman olur derdime, Yoksul bir Faniyim düşmüşüm Can derdine, Bugün Bayram Ey Dostlar unutmayın burdayım,Kimse kalmadı hanemde, Herkes gitti Baba yurda, Düşünürler mi acep kim bilir Bugün ne yedi, Bugün Bayram Ey Dostlar unutmayın burdayım,Elin Ekmeği Kanlıdır Helal Olsun Silip Yiyene, Bir Lokma Ekmek için düşmüşüm Gurbet eline, Nice yalnız geçer Bayramlar Ahir Ömrümde, Bugün Bayram Ey Dostlar unutmayın burdayım,Sap ile Saman karışır mı hiç, Bana bakmayın yazıyorum iyi veya Güç, Nerede Eski Bayramlar diye sormayın hiç, Bugün Bayram Ey Dostlar unutmayın burdayım,Dertli dertli çalarım Sazımı, Bu Bayramda göremedim Anneyi Babayı, Ne etsem de bulamıyorum Yurdu Sılayı, Bugün Bayram Ey Dostlar unutmayın burdayım,Sadık derde Efkarlıyım bu Gece, Kurudu gözümde ağlayı ağlayı Yaşlar, Haykırsam duyar mı Acep Dağlar Taşlar, Bugün Bayram Ey Dostlar Unutmayın Burdayım,
137
Sel Olup Kutsal sevgi dediğin yıllarca övündüğün, Bir kalp olup attığın,Güneş gibi yaktığın Büyük sevgi bağımız kutsal sevgi anımız, Göz yaşıma karışıp sel olup akıp gitti.
26
İyi ki Geldin Minik bir yolcu çıktı yola Çok önceleri, Keşfetti keşfetmesi gerekenleri Dünyaya bir geliş nedeni vardı belki Büyüdü,Kimi zaman sevdi, sevildi. Üzünçleri, yaş olup aktı, Sislendi çoğu zaman deniz gözleri, Her sis, zift gibi çöktü yüreğine Ne bir ay ışığı, ne deli bir dalga Vurmadı deniz mavi gözlerineHer yeni sabah, yine yeni bir gece, Senden önce, Varoluş nedenim Sendin belki de Sanaymış meğer yolculuğum, Adını aşk zannettiğim mutsuzluklarım Birlikteyken bile yaşadığım yalnızlıklarım Sevgiye tutunmak için nafile çırpınışlarım Ve yıldızsız, ıssız akşamlarımİyi ki geldin Denize vuran yakamoz gibi, gelişin, Hala parlıyorsa bebeğim deniz gözlerim, Bil ki senin aksindir, ben nicedir kör karanlık geceyim.12 şubat 2004 Perşembe
107
Mutlu Son Güneşin doğuşuyla uyanıyorum.Hafif bir şekilde doğrularak,camdan dışarı bakıyorum yavaş yavaş.Sabah olmuş,havanın biraz serin olmasına aldırmadan hafif dalgalar arasında yürüyorum.Arada sırada dökülüyor şarkılar yarım yamalak dudaklarımda.Aniden bir yağmur bastırıyor sırılsıklam oluyorum ıssız bir adada..Derken alışık olduğum bir manzara çıkıyor karşıma, hiç ummadığım zamanda.Oturuyorum palmiyenin altında.Seyrediyorum gökkuşağını havada uçuşan kuşlar arasında. Birden beni gözleyen birisine takılıyor gözüm,çevirsem başımı dönmüyor yüzüm.O bakış hiç de yabancı gelmiyor gülüm.Meğer sen imişsin rüyalarımı süsleyen bülbülüm.Gel,kucaklaşalım bitsin bu zulüm.Ayrılmayalım birbirimizden karagözlüm.Seviyorum seni Songül'üm..
78