poes
stringlengths
103
153k
poe_length
int64
21
20.9k
Anne 1 Bin bir güçlüklerle büyüttün beni. Seneler geçse de unutmam seni. Aklımdan çıkmıyor yüzünün teni. Daha özletmeden çabuk gel anne! Akşamki rüyada gördüm yüzünü. Lale,sümbül bürümüştü gözünü. Unutmadım yavrum diyen sözünü. Daha özletmeden çabuk gel anne! Çok tatlı söylerdi ağzında dilin. Okşardı yüzümü o pamuk elin. Karanfil kokardı göğsünde tenin. Daha özletmeden çabuk gel anne! Yavrum diye beni koklar öperdin. Kanımsın,varımsın,canımsın derdin. O güzel yüzünü toprağa verdin. Daha özletmeden çabuk gel anne! (Öğretmenim,Başarı Yay.İstanbul,1993)
75
Gurur İster Aşkta nasıl gurur olmaz Aşk birazda gurur ister Onur istediği kadar Aşk birazda gurur isterSemek güzel sevilmekte Sevdiğinle övülmekte Olsa sonu ayrılıkta Aşk birazda gurur isterSeni ister seni ister Sana derin hisler besler Bana gerçek yüzün göster Aşk birazda gurur isterGönlüm sana kırık değme Gel başım yerlere eğme Deli gönül vaz geç sevme Aşk birazda gurur isterKendimi yerine koydum Bilemezsin neler duydum Anla beni senden soğdum Aşk birazda gurur isterEfsanede tam sevdi mi Yaptıklarına değdi mi Başın göklere eğdi mi Aşk birazda gurur ister
86
Rulet Kırmızı ya da siyah Bu rulet Oynadığım anlar boyu Ne zaman ifşa etti rus olduğunu Ölüm kalım Kırmızı ya da siyah Ölüm kokar iki renk de son tetikte
29
NİLAY'IN ELLERİ ÖLSÜN l.benim bir sokağım varçocukları da varve hâlâ varödevlik mızıka çalıyorlarbütün öğle sonrasıama nilay’ı seslemiyorlarüflemek notasınilay’ın elleri               ölsün mü                              ölsünellerin öldü diyelimsen de ölürsün nilay ll. bu eller mezarı seçilegül mumyasıdır nilay’ın parmaklarıher sonbaharda nilay diyelimağrımda açan eski bir gülüşlevaralım el tanrıçasınaben ellerini andım nilay ellerinellerin bitiyor          güz kaygılarında
51
Sustuğumuz Gecelerde, Sustuğumuz gecelerde, Söylediğimiz şarkı sendin. O yüzden; Sessizlik kokar bütün notalar, Ayrılığa dair yazılmış bütün ezgilerde. Hangi dilde söyleniyor olursa olsun.
23
Hesabı Hiç Sorulmazmı Seni böyle solduranın, Kalbe elem dolduranın, Köpek gibi saldıranın, Hesabı hiç sorulmazmı.Yarım kalan sevdalar, Şimdi bizi kimler anlar, Aramızda sıra dağlar, Hesabı hiç sorulmazmı.Hakkın varmı ayırmaya, Bu sendeki nasıl maya, Eller hep giderken aya, Hesabı hiç sorulmazmı.Sevdim desem ne olur, Derdim nasıl son bulur, Belki de birgün sorulur, Hesabı hiç sorulmazmı....
54
Ne Ferkeder Beni sevsen ne fark eder, Sevmesen ne Yine bir damla gozyasi, huzun, Bir avuc keder... Sen sevmedikce beni Bu hep boyle gider..
24
Dua "Duâ temiz bir kalbin sesini ALLAH'a duyurmaktır." Güzellik bakmaktan Mânâ anlamaktan bulunur Aşkı yürekler yazar Ne göz görür Ne akıldan okunur Yürekten istedi....................
24
Barış Varken Bekçi dövmekle işim bilin ki yoktur, Üzüm yemeye gelmişim bu dünyaya, Üzümün tadını bilmeyenler çoktur, Barış varken, neden gireyim kavgaya
22
Harikulagiyerde Kadınlar aşkımızı tavuklar horozlar gagalıyor sevgilim yumurta kapıya sıkıştı mikrodalga fırınlar kuşattı dört yanımızı ütüler TV'ler müzik setleri film koptu kopacak, bütçemiz kırık akordeon evlenmeden boşanma durağındayız insek mi inmesek mi aklımda "la cumparsita ", çok katlı pasta ve düğün salonu ama bi' demet gök meleğisin sen en havalısından içimdeki sıcak çorbasın ben çok şekerden dişleri çürük çocuk karşısına lunapark kurulduğu için evimizin her yıl sınıfta kaldım "pekiyi" aldığım tek ders gözlerindi bilirsin ölmeye gidip geldim yerleşim bölgelerinde bedeninin subahçem, gözekondum piyango biletçisinin yılbaşı çekilişini beklediği özlemle bekledim seni kimselere kaptırmam kimselere öptürtmem seni ama aşkımızı tavuklar horozlar gagalıyor sevgilim yumurta kapıya sıkıştı Eros'u anaokuluna gönderelim, camdan yağmura baksın okunu Hürrem Sultan'a saplasın ve damlasın şebnem ve öldüğünü bildirsinler porno kumsalında güneşlenirken aşkın tam bir vız vız bu aşkı kelle terzileri makaslamışlardır büyük olasılıkla ölçüsünü bile yanlış almışlardır bence anahtar deliğinden her zaman güzel dünya her zaman harikulagiyerde kadınlar aşkımızı tavuklar horozlar gagalıyor sevgilim yumurta kapıya sıkıştı biz yine ışıkları uçuk bırakıp çıkalım herkese iyi geceler
167
Şimdi Sıra Yine Bende Bu gün anlamsız kaldığım bir gün. Kahkahalarımla savaşı çığırtıyorum. İçimde saklanan düşmanlar beni de kendilerine katmak istiyorlar ‘Yok yok olmaz’ diyorum. Bir çocuk sesi geliyor kulağıma, çocukluğum bile sinirleniyor bu yaşadıklarıma. Çift kale rakipsiz bir futbol maçının taraflı hakemi olarak başlıyorum bu zaman oyununa. Solduğum dalda takılı kaldım. Belki bilmezsin ama bu oldukça cüretli bir acıdır ki acıta acıta bitirir içindekini. Yüzümün bir yerinde kalan gözucun ile bir de saklandığı yerden çıkmaya çalışan kelimelerin, o üç harf gibi -aşk-, adım gibi, sen ve ben gibi, gelecek gibi, geçmişten bir dün gibi yaşamımda dip daldı. Esir aldın beni, Ödeştik. 10/1998 İstanbul
104
Askerlik Askerlik var dediler hey Askerlik Dedem dediki vatana Neferlik Yola çıktımben derhal yok tembellik Vatanımı sevdirdi bana Askerlik.... *** Disiplin, terbiye, dikkat nizamı Eğitim, tatbikat ve atış alanı Rutbeli Asker Mehmetcik divanı Vatanımı sevdirdi bana Askerlik.... *** Ayyıldızlı Sancak altında durdum Yaşasın Mehmetcik Şanlı Ordum Vedadır canım sana güzel yurdum Vatanımı sevdirdi bana Askerlik.
55
Yurt Türküsü Güzel yurdum, dağlarım Uzaktan göresim gelir Keskin esen yellerine Kendimi veresim gelir.Gözümde tüter damların, Sakız kokulu çamların, Türkü söyler akşamların; Bana kendi sesim gelir.Su içtim kaynaklarından, Gölgelerinde uyudum, Kuşlarının söylediği Şen türkülerle büyüdüm.Ninniyle salladın beni, Şefkatle kolladın beni, Sevginle bağladın beni; Güzel yurdum, güzel yurdum.
47
Nasıl bir din ki bu kim koydu adını bin elem içinde bahtiyar... nasıl bir din ki bu faydası yok bize... daima ve hep dine karşı din ne anlamaya imkan var ne de gideceksin vaktinden önce...
35
DENİZ ATLASI gözlerine bırakıyorum bırakılan çiçeklerin üstünden suyu bir tarih avucumdaki çizgide unutulmuş bekliyor bekliyor geride kalan zamandan sonrayı ve belki geride kalan zamandan sonra bir keman olur taşıdığım dosya imgesi çantam yerine bir deniz atlası öbür elimde gözlerin gibi bir sokakta yürürken içinden ada kuşları dağılır ve belki o zamanda kendime ayırdığım yağmur dökülmez bekler anıların geçmesini
58
AKP Anayasa' yı Değiştirecekmiş! .. AKP' nin anayasa değiştirme hak ve yetkisi olmamalı diye düşünüyorum. Yolun sonuna geldiler. Giderayak bir dönem daha başımıza bela olmanın tuzak yollarını kuruyorlar. Yapacakları en iyi iş, BİRAN ÖNCE ÇEKİP GİTMELERİDİR. El attıkları her dal kurudu. Satılmadık nemiz kaldı? Her şey peşkeş çekilerek elden çıkarıldı. Her şey iktidarda kalma uğruna ABD ve AB güdümüne girdi. İçeride ordu, yargı, sosyal kurumlar, kişiler başta,basın yayın, değer yargılarımız, bilimimiz, kültürümüz....her şeyle savaş içindeler. Açlık, yoksulluk, işsizlik, eğitimsizlik ayyuka çıkmış, değer yargılarımız alt üst olmuş, ahlaksızlık diz boyu, onlar köşe dönme yarışındalar. Koskoca YÖK eğitimi, bilimi falan bıraktı, imamları kilit noktalara getirebilme uğraşını veriyor. Şimdi de dışarıdaki Feto okullarını bitirenleri SINAVSIZ üniversitelerimize sokabilme gayretindeler. Bizim çocuklarımızı düşüneni yok. AKP’ yi eleştiren, ABD’ ye karşı olan içeri atılıyor. Devlet daireleri yeterliksiz imam kılıklı, FETO okulları öğrencileri ile doldu. Bakanalıklar tarikatlara pay edildi. Bizden olmayan halkın çocukları ne olursa olsun diyorlar. İçeride bunlarla uğraşmaktan, dış işleri ile uğraşamadıkları için dışarıda itibarımız kalmadı. ABD ne derse o oluyor. Eş başkanız falan derken, Ermeni kazığını atıverdiler. ABD' den ne zaman kime dost olmuş ta bize olacak? (Ama çıkarı için AKP' yi iktidara getiren ABD olup ve istediği gibi kullandığı için AKP' ye dostlukları dışında!) BUNU TÜM DÜNYA BİLİYOR DA BİR akpLİLER Mİ BİLMİYORLAR? GÖZÜMÜZÜN İÇİNE BAKARAK YALAN SÖYLEMEYİ BIRAKIP, HİÇ BİR ŞEY YAPMASIN VE ÇEKİP GİTSİNLER. Atatürk ve Türklük adına olanları yıkıp geçiyorlar. Türklük, Osmanlı’ da olduğu gibi İKİNCİ SINIF yurttaşlık oldu. Partiyi kapatalım mı diye yargı partiye soracakmış! Yüksek Yargı kendi istediği kişilerden oluşacakmış! Yarası olan gocunur derler, NEDEN DARBELERDEN KORKARAK KAÇAK GÜREŞİYORLAR? Yargıtay Başsavcısı’ ndan neden nefret ediyorlar? Zaten KAPATILMIŞ BİR PARTİ değil mi? (12 mi çok, 11 mi, 7 mi çok, 4 mü gibi hesaplar yapılmadı mı? İleride yaptıklarının hesabı sorulacaktır elbet. Zaten Anayasa’ yı değiştirmek isteyişleri hesap vermekten korktukları içindir. Halkı koyun sürüsü yerine koyuyorlar. Halk, koyun sürüsü olmadığını göstermelidir. Gösterecektir. Saygılarımla! ..
314
Veda Şarkılara veda Bu fasıl burada biter Ellerde sırdaş fotoğraflar Bakmak ölümden beter.Gençliğini güzelliğini alıp gitti Paramparça cümle vardı dudaklarında Keşke hiç duymak nasip olmasaydı "Yarınlara veda".03.06.2008 - Ümraniye Şahin Cahit Yanık
32
Siyah Noktalar Sökülür birbir bakışın siyah noktaları Yağmur yağarken gelirsin aklıma Yıkanmış özgürlüklerin nefesinde Sözcüklerin ne anlamı var ki bu an Sönmez döndüremez kalbimin ateşini Sızlayan ciğerimde açılan yollarında Yağmurlu bir akşam gök gürültüsü Sökülür birbir bakışın siyah noktaları
39
Dost Kevser havuzuna dalanlar,Ölmezden öndün ölenler Nefsini düşman bilenler,Konar tuba dallarınaAlem düşman olur ise,Beni dost'tan ırımaya Dost kanda ise ben anda,Düşmanlık arımayaDost ehli bizim ile hem,Dost burdadır bize ne gam Yüz bin cehd ederse düşman,Dost mahfili duramayaDüşman bana nide bile,İşim gücün dost'tan yana Dost makamı can içinde,düşman eli eremeyeKime kim dost kapı aça,Düşmanı elinden kaça Yunus ağzı güher saça,Değme arif değemeye.
61
Kulluk Ne yücesin Mevla'm ve rahmeti bol Ümitsizlik olmaz kulların için Sana gelen yoldur en hayırlı yol Selametim için ve sonum için..Dert olur,sıkıntı, bazen mutsuzluk. Zenginlik aslında aldığım soluk Sanmayın en büyük derttir yoksulluk En büyük derdim unuttuğum kulluk...
39
Bu Da Türk'ün Türküsü Ey Türk, ey güneş oğlu, Yurdun güzellik dolu; Toprağı gül kokulu Cennettir Anadolu. Dağ, yayla, sonra deniz, Akdeniz, Karadeniz, Marmara aradeniz, Cennettir anadolu. Nuruyla Atatürk'ün Yükseldi her ay, her gün; Bak, diyor, doğdukça gün; Cennettir Anadolu.
40
Ah benim limanı rotası doğruya mühürlü gönül dümenim. A benim limanı rotası doğruya mühürlü gönül dümenim. Seni sandılar kağıttan gemi Alaboraya kalkıştılar gülüşüp,değil mi Sen ki mayınlar arasında patlayan gazi Zaten ziyadesiyle güçlük yenmedin mi Kahkahalarla karşılayacak kadar güçlenmedin mi Sus benim güzelden ezelden anlayan mağrur yüreğim. İncitmesinler duyup deniz kızı ninnilerini kisveleriyle Sen sen ol yine Ört üstünü bir çirkeflik yemenisiyle
62
Nida Tüfekçi - 2 NİDA TÜFEKÇİ – 2Nida TÜFEKÇİ derler, Nida TÜFEKÇİ söyler; “Sabahınan Esen Seher Yeli mi? ” “Dersini Almış da Ediyor Ezber” Sürmeli Çeşitlemeleri söylenir. “Allı Durnam” “Şen Olasın Ürgüp” “Ali Dağı” “Yıldız Akşamdan Doğarsın” “Asker Yolu Beklerim” Ananın, babanın, sevgilinin özlemi. “Kışlalar Doldu Bugün” Beşiri Hoyrat uzun havası, Asker ocağında sıla hasreti. “Hey Onbeşli Onbeşli” “Ak Sinne” “Çamlığın Başında Tüter Bir Tütün” “Yeşil Ayna” “Bayram Günleri” Divan… “Kenardan Geçeyim” “Şu Derenin Alıcı” “Misket” “Fidayda” Bu türküler sustu, öksüz kaldı… - 19.9.1993 – Adanaİsmailoğlu Mustafa YILMAZ – İstanbul
90
Çanakkale benim tarihim Çanakkale benim tarihim, Çanakkale benim yaşantım. Ecdattan miras kalan kutsal, toprağım, suyum, kanım. Şüheda nefesiyle korunanda, toprağım gülüm, canım... Çanakkale bir tarih, Türk tarafından yazılan o destandır, Tarihe altın mühürle mühürlenen, muhteşem o nişandır. Mehmetçiğin imanla attığı mermi, düşman zırhını deldi. O,hücuma kalktı mı önünde durulmaz, bentleri aşan seldi. Ya Rab o ne muhteşem sahneydi sana imanlarıyla kavuştu. Çanakkale bir tarih, Türk tarafından yazılan o destandır, Tarihe altın mühürle mühürlenen, muhteşem o nişandır. Türk bir destan daha yazıyordu: On Sekiz Mart gününü. Mehmetçiğin imanlı göğsü ile mermiye, meydan okuduğu Bütün cihan gördü Türkün Allah’a imanını, yenilmezliğini, Çanakkale bir tarih, Türk tarafından yazılan o destandır, Tarihe altın mühürle mühürlenen, muhteşem o nişandır. Dur ey yolcu dinle karşı bayırlar sana ne diyor iyi dinle, Unutulmaz bir destandır Çanakkale gittiğin limanda söyle, Çanakkaleler geçilmez! Türk milletinin olduğu her yerde Çanakkale bir tarih, Türk tarafından yazılan o destandır, Tarihe altın mühürle mühürlenen, muhteşem o nişandır. Toprağının sıktığım şu Anadolu toprağında fışkırır kanlar Cennet vatan uğruna Allah, Allah nidalarıyla can verenler Bedrin aslanları gibi şanlı olan, siz aziz olan kahramanlar Çanakkale bir tarih, Türk tarafından yazılan o destandır, Tarihe altın mühürle mühürlenen, muhteşem o nişandır. Halil ÇOLAK 18.03.2010 ANKARA SAAT 06.20
199
Yağmur mevsimlerden sonbahar aylardan EylülEylül'den bir Cumartesi bardaktan boşanırcasına bir yağmur; yağmur damlaları boncuk boncuk havadan salınmış binlerceipe dizilmiş boncuk sanki ve gökboşalırcasınakarar kılınmış gibi ıslanmak istedimsadece ıslanmak saatlerce ıslanmakiliklerime kadar ıslanmak kalıp ordasokaktadeliler gibiyağmur damlaları sevgiyle sarsın diyetıpkı çocukluğumdaki gibiyağmur sonrası o toprak kokusunu içime çekmek istedimonlarca özlem gibiama yoktutoprağın kokusu da yoktukaybolmuştutıpkı çocukluğumuz gibi veosaflığımızmutluluğumuzgibi YAĞMURmevsimlerden sonbahar aylardan Eylülgünlerden cumartesi bir yağmur bir yağmur bardaktan boşanırcasına damlalar boncuk boncuk sanki havadan salınmış ip gibi gök delinmiş mübarekıslanmak istedim yağan yağmur'la attım kendimi sokağaİliklerime kadar ıslanmadan girmedim içeriyeyağmur damlaları sevgiyle sardı beniçocuk'luğum daki yağmur sonrası o toprak kokusunu içime çekmek istedim ama yoktutoprağın kokusuda gitmişti çocuk'luğumuz ve o saf mutluluğumuz gibi..
112
Diktatör Tayyip. Suya yazılıyorsa bu satırlar? Bir şiire daha başlamanın ne anlamı var? Elmas uçlu kalemimden dökülen meçhul satırlar/ Kah gökkuşağı maviliğini/ Kah biten aşkların sancısını/ İktidar partisi haddini aşıp/Dikta etmeye başlayıncada/ Diktatörlerin/Alçaklığını karalar! Ve bir gün/Bu şiiri yazdım diye? Karalanır adamlığım,insanlığım. Erkekliğime laf gelir/ Ama kim bilir/Belki de? Ölmesin diye şairler/ Şiirler kendi kafasına kurşun sıkar/Gider! Bir ben bilirim göçmen kuşların/ Uluslar arası kanat çırpışlarının nedenini! Bir ben görürüm göçmen kuşların/ Her mola verişlerinde,diktatör heykellerine konup: İçlerindeki bütün pisliği/ Büstlerin başlarında aşağı boca ettiğini! Bir ben görürüm/Bir ben görürüm! Kargaların bile,üçyüz yıllık yaşamları boyunca/ Her sabah kahvaltılarının ardından/ Diktatör heykellerine pislediğini! Özgürlüğe kanat çırpan serçe:Olasım var! İnsanca yaşama hakkımı:Kullanma özlemim var! Recep Tayyip'in şöyle,ihtişamlı,şaşalı bir heykelini yaptırıp/ Kuş sürüsüyle beraber/ Başından aşağı/Sıçasım var! Bir ben görürüm,birde üstad/ Bu ülkede bir hain potansiyeli var/ Buda halkın üçte birine tekabül eder! (Attila İlhan) Bu ülke halkının üçte biri kürttür! Ha gayret diktatör Tayyip! Ermen'ilere taviz/Rum'lara cesaret? Patrikhane'ye anayasaya aykırı/Ekümenlik/ Barzani'ye devlet başkanı sıfatı! Verdikçe verdin tavizi/Yahu bu ne cehalet? Sırada ne var/Diktatör Tayyip? İzmir devlet konağına Yunan bayrağı mı dikeceksin? Kars'ı Erzurum'u/Ermenistan'a tazminatmı vereceksin? Doğu anadoluyu/PKK'ya peşkeşmi çekeceksin? Sen benim devletimin:Milletimin başbakanı olamazsın! Olamayacak kadar basiretsiz/Bir o kadar işbirlikçisin! Yazma şair kalemim/Kıracaklar seni? Yazma şair Rifat'ım/Asacaklar seni? Yazılma/okunmayası şiirim? Rejime tehditsin diye yakacaklar seni? Benden selam olsun/ Diktatör Tayyip'e/çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır! Siyasete dikta bulaştı? Rejim bozuldu! Eğri kılıç kınında paslanmalıdır! Ben bu iktidardaki koyun çobanlarının/ Güttüğü sürüdeki koyun değilim! Ben bu diktatör Tayyip'in hükmettiği/ Aşşağılık şakşakçılarından değilim! AKP'nin 'partizan' çıkarları uğruna/ Oğluna 'gemicikler' alma uğruna/ Bir sonraki seçimi 'kazanma hırsı' uğruna/ Devlet politikasından uzaklaşıp/Nazizim türü siyasi politika yürütenlerin/ Damarında akan kandan/ Öz ve öz Türk oluşlarından/ Ettikleri mebus yeminlerinden/Gelmişlerinden,geçmişlerineden/ Arlarından,namuslarından/ Vatanperverlik şöyle dursun/ Türk vatandaşı/ulus kimliğine sahip olduklarından/ Şüphe ederim! Selam sana ey şanlı Türk ulusu/ Çöküşünü seyr-i alem-e dalmaktansa/ Bir milletin kötü giden talihine dur demek adına/ İsyan bayrağına çeker/İktidara muhalefet ederim! Keza:Muhalefet partileri muhalif olamıyor oluşundan ötürü Muhalefete dahi/Muhalif oluşum yakındır! Amaç Devlet-i hümayyunun/ Ezel-i Ebediyatını/Mümkün kılmaktır! Bu uğurda şair kalemini susturmaya kalkacak olanların/ Kafasına sıkılacak kurşunum/ Suratına kusulacak nefretim/ Anasınaaaaaa edilecek küfrüm de var!
347
Eskişehir Eskişehir’i düşünüyorum Ankara’da Yunus Emre kulaklarımda Nasrettin Hoca konuşuyor bir yanda Battal Gazi kükrer öbür yandaEskişehir’i düşünüyorum Ankara’da Gözleri çekik Tatarları gördüm Çerkezler, Arnavutlar bir yanda Türklerin yeni başkentini gördümEskişehir’i düşünüyorum Ankara’da Lületaşı işliyor mahir eller Odunpazarı, Hamamyolu bir yanda Porsuk Çayında yüzer ördeklerEskişehir’i düşünüyorum Ankara’da Güzel insanlarıyla canlı şehir Tramvayın sesi geliyor bir yanda Ey kültür şehri Eskişehir!
60
Bugün Yine Sairligim Tuttu Bugün yine sairligim tuttu, Insanlar nedense beni hep unuttu, Degerimi simdi anladim ki, Köpekten farkim yokmus.Hep yalniz kaldim, Hep aldatildim, Insanlari sevmeye baslarken, Hep kandirildim, Bir köpek yerine koyulup, Hep unutuldum.Hergün ayni düsünce, Bununla basladim, Bununla ölmek isterim, Ama kimse durmadi yanimda, Beni itiledi köpek dolu çukurlara.Aglarim feryadim duyulmaz, Aglarim göz yasim dinmez, Aglarim dostum yok su yalanci dünyada, Sakin düsme sende arkadas, Bilesinki ozaman sende aglarsin, Sende insanlarin gözünde, Havlayan bir köpek olursun.Hayeller kurdum, Düsler kurdum, Ikiside yarim kaldi, Sevda dolu kalbim, En sonunda unutulup yalniz kaldi, Bu dünyada geçen, Yillarim yarali.Bugün yine sairligim tuttu, Derdimi anlatamadim insanlara, Dinleyenim olmadi, Açtim kagidimi, Aldim elime kalemimi, Yazdimda agladim,Tarih Ve Saati: 28/06/2005 20:17
116
Hasret kaldık Sevgi dolu yüreklere, Hasret kaldık bu günlerde. Birlıkte atan kalplere, Hasret kaldık bu günlerde.Hakkı konuşan dillere, Dostca uzanan ellere. Şefkat dolu gönüllere, Hasret kaldık bu günlerde.Güller birlikte açardı, Kokusu birlik saçardı. Sevgiler dolar taşardı. Hasret kaldık bu günlerde.Düşmanlık aldı yürüdü, Kalpleri hased bürüdü, Bence insanlık çürüdü, Hasret kaldık bu günlerde.Mevlam bize birlik versin, Düşmanlıklar sona ersin, Dostluk tohumu yeşersin. Hasret kaldık bu günlerde (22.05.2012)
66
Çeçenya Yaşı henüz ikiydi, rus askeri içerideydi O her şeyden habersiz rusa gülümsüyordu Ve o anda üstüne bir kurşun geliyordu Kırmızı kazağıydı izleri gizleyen Birde onlarca rus,vicdansızca izleyen Onu son kez gördü abisi Henüz beş yaşındaydı Abisini son gören bir rus askeri… Tüm yaşananları bir oyun sanıyordu Ama bilmiyordu,son oyununu oynuyordu Artık onunda kırmızı bir kazağı vardı Elleriyle örmüştü ona rus haydutu Suçları yalnızca insan olmaktı Karar da verilmişti; ölümdü cezaları. Yaşı henüz ikiydi... Günse onun doğum günü Ne istiyorsunuz bu masum insanlardan Eğer bıraksaydınız her insan gibi Onlar zaten ölürdü.
91
- Yalnızlık YALNIZLIKYalnızlık... o iğne ucu o dilsiz, o gün gün derin sessiz, o incecik o çaresiz, sızılar..Yalnızlık... o biraz ezik mahzun, o kırık o dökük o soğuk, o yorgun o darmadağın, duygular..Yalnızlık... o deniz, o uçurum dipleri kadar durgun o dağ başları kadar ıssız ve dokunaklı, anlar..Yalnızlık... o, istendikçe mutlu seçildikçe güzel; değilse, acı ağular kadar../ 2007l
58
Alkışı Her Zaman Kuklalar Değil Kuklacı Alır Dünya çalkalanıyor. Orta Doğu Coğrafyası da hepinizin bildiği, gözünüzün gördüğü gibi kan gölü. Bizim ülkemizde bu hainlerden ve bunların alçaklıklarından üzülerek söyleyelim ki nasibini alıyor. Mezhepler arasında birlik ve beraberlikten yoksun bir İslam Dünyası var karşımızda. İslam Dünyası, diğer dinlerde ki ve ateist milletlerin dolduruşu ile birbirine düşmüş durumda, bir bölünmüşlük yaşanıyor. Oysa ki bu çok mezheplilik Rabbimiz olan Allah cc.'nin Kur'an da işaret ettiği ve hiç de hoşa gitmeyen bir durumdur.''Bölük bölük bölünmeyin sonra gücünüz azalır zayıflarsınız.'' buyurmuyor mu Rabbimiz. Ama kim okuyor ki hakkıyla onun Kur'an-ı Kerim de yazdıklarını? Kim dinliyor ki Hazreti Peygamberin zamanında ümmetine yaptığı nasihatleri, kim?İlimden yoksun, bilim üretemeyen bir İslam Dünyasının varacağı yer yokluk, yoksulluk, fakirlik, kargaşa ve hüzün dolu günler olacaktır bundan sonra. Ne yüzle gelecekler birbirine düşen bu İslam Devletleri yarın bir yer de yapılacak İslam Konferansı Toplantılarına. Şu an da Orta Doğu Coğrafyasında bir sürü İslam Devleti emperyalist ülkelerin kuklası durumunda ve kuklalık durumundan da pek rahatsız olmuşlar gibi görünmüyorlar. İpler kimin elinde, diye bir soru sorduğunuz zaman, az çok yaşananları takip edenler de şöyle bir düşünmeliler ''Dünyanın en büyük silah şirketlerine sahip devletler hangileri acaba?'' İşte bu sorunun cevabı bu cümlenin içinde gizli; hatta gizli bile değil aşikâre, gün gibi ortada...Dünyaya ayar vermeye kalkan, tüm dünyayı kendi emelleri doğrultusunda dizayn etmeye kalkan süper güçler de bir gün gelecek, oldukları yere çökeceklerdir. Varsın bu gün onlar kuklacı durumunda olsunlar. Bu gün kukla gibi görünen devletlerinde kendini bilen, vatansever, aklıselim sahibi insanları sabredip de seslerini çıkarmıyorsa, mutlaka bilsinler ki taşları bile çatlatacak sabırları vardır, lakin sabrın sınırları da zorlanırsa, gün gelir sabır taşları da çatlar...Bu gün dünya da süper güç olarak adlandırabilecek, o kategoriye sokabileceğimiz beş altı ülke var hali hazırda. Dünya da bu ülkelerin pazar paylaşım savaşlarına her zaman açık. Geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerin zenginliklerini sömürmek ise bu emperyalist devletlerin artık hayat felsefeleri olmuş, bundan vazgeçmelerini beklemek hayal olur. O zaman yapılacak hareket bu emperyalistlerin oyuncağı olan ve olmaya aday ülkeleri bir an önce tatlı uykularından uyandırmak ve kendi ülkeleri için güzel rüyalar görmelerini sağlamaktır. Kukla devletlerin, bir şekilde satın alınan idarecileri her ne kadar iş birlikçiler tarafından parlatılsalar da bu onların kukla olma durumlarını değiştirmez. Gerçekten hüzünlüdür bir millet için devletlerinin başında kukla idarecilerin olması. Kukla devletlerin kukla idarecileri şunu unutmasınlar ki alkışı her zaman için kuklalar değil, kuklaların iplerini elinde tutanlar alır, bu sanatta da böyledir devletlerarası ilişkilerde de hiç şüpheniz olmasın...Bir de sizlere geçmiş dönem kuklalarının laflarından alıntılar yaparak örnekler verelim.''Padişah ve benim yegâne ümidimiz Allahtan sonra İngiltere'dir.''Damat Ferit Paşa-Sadrazam. Bir diğer kukla Şerif Hüseyin ihanetinin bedeli karşılığında hiç bir şey elde edemediği gibi, hayatının sonlarında dizlerini döverek ''Ah ben ne yaptım ah ben ne yaptım yaptığımın cezasını çekiyorum.'' diyerek pişmanlık içinde ölmüştür. Bu örnekleri çoğaltmak tabi ki olası günümüzde de, içimizde dolu bu tür kuklalar, bunların kimi eş başkan, kimi bakan, kimi bir partinin ileri gelenlerinden. İnsan kılıklı kuklaları içlerinde barındıran milletler, o kuklaları önemli mevkilere getirdiler mi ülkelerde ne istikrar olur ne de aydınlık günler bekliyor olur o ülkeyi. Oyun bitip de kukla perdesi indiği zaman kuklacı kuklaları kutusuna koyar ve başka oyunlara hazırlanır, bazen eskiyen kuklalar kaldırılır yerine yeni kuklalar oyuna sokulur. Halk uyuyor ve uyutuluyorsa tabi ki kuklacılara değil de kuklalara odaklanacak ve uyku hali de devam edecektir. Anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna bile az demiş atalarımızda. Hepinize en derin sevgi ve saygılar yine ...
561
Balalayka Türküsü Bir beyaz peri masalıydı belki de beyaz geceleri andıran,Ama hiç bitmeyecek bir balalayka türküsü bu O derin bakışların ardından
21
Sevgiliye Biliyor musunki sen yokken rüzgar bir başka esiyor, kuşlar bir başka ötüyorBir başka oluyor gözlerimdeki ışıltıBiliyor musunki yokluğun derin bir sessizlik oluyor içimdeAmansız bir özlem bir bekleyiş.....Gel artık.............
29
Babaannem ile Hasbıhaller - 1 - Rahmetli babaannem çok sağlıklı bir insandı zamanında. Sekiz on yaşlarında namaza başlamış ve de ömrünün sonuna kadar; son bir iki senesi hariç beş vakit namazını kılmıştır. Dedem rahmetli, biz doğmadan çok seneler önce vefat etmiş, biz görmedik.Bizim apartman üç katlı aile apartmanı, bu sebeple zırt pırt birbirimize girer çıkarız. Babannem de sıra ile birer ay üç oğlunda kalır. Bir ay biz de, bir ay küçük amcam da, bir ay büyük amcamlarda...Arada anlatır durur bize eskileri, eski günleri; bazen hafif gözleri nemlenir, bazen iç çeker inceden. Kendi düğününü anlatmış bize, çocuklarına torunlarına zamanında. Küçük amcam da, ben de kafaya not etmişiz, düğünün nasıl yapıldığını, neler olduğunu, nasıl olayların geliştiğini...Mezeretlik, zibidilik amcamda da var bende de var biraz. Daha önce konuştuk küçük amcamla, babaanneyi kafalayacağız bu gece...Neyse uzatmayalım amcam bize geldi,kaş göz işaretlerinden sonra, ben sazı aldım elime, başladım konuşmaya.''Yav babaanne, senin düğünün ne kadar güzeldi, ya dillere destan bir düğündü.''gözleri parladı birden, ''he he'' dedi, sonra biraz kendisi anlatır oldu, daha sonra küçük amcam girdi lafa...''Seni ata bindirdiler ya anne, hepimiz oradaydık, Cevdet ağa, Cemal ağa(babamla büyük amcam)ben torunlar,Ahmet, Mahmut, Murat, Dilek, Adnan, amcam hızını alamadı pasa sayıyor. Babaannede jeton düşmedi henüz, kafa sallayıp duruyor. ''He ula he''dedi... ''Ben dodopal idim ata bindirdiler, silah milah da attılarıdı'' tekrar ben girdim lafa''Horon filan oynadık ya babanne senin düğününde,Adnan ağa akordeon çaldı''yine devamla''Senin begin Mahmut ağa oğlanlarla, torunlarla sancı ilacı(Rakı) içtiydi...Babannede yine jeton düşmedi, öbür taraftanda annem ile babam ve diğer amca çocukları renk vermeye başlayınca biraz, rahmetli işletildiğini anlar gibi oldu. ''Siz nerdeydiniz ula o zaman benim düğünümde, daha doğmamıştınız zibidiler''dedi...Tabi biz makaraları koyverdik sülalecek. Allah rahmet eylesin babanneme yad ettik...Dodopal:Gelin
275
Uzaylı Kuşun Eti Yenmez Yenilmez deniliyor, niçin yemek istesin? Tatları arsenikli bunu da bilmez misin? Üç DNA’lı formlar, bizlerden ileride, Kuş da olsa çok farklı onlar üst seviyede…(2001)
28
Derviş Dervişin işi zikir. Hâlik, Melîk Hayy Allah. Dilinden düşmez şükür. Ganî, Mâni Hayy Allah.Hatmede yerleşirler. Halkada birleşirler. Cezbede gürleşirler. Allah, Allah Hu Allah.Dervişin bitmez virdi. Âhir, Zâhir Hayy Allah. Dergâhtır evi, yurdu. Bedî, Hâdi Hayy Allah.Ehlibeyti anarlar. Kerbela’da yanarlar. Edep ile dönerler. Allah, Allah Hak Allah.Dervişin yanar özü. Kebîr, Habîr Hayy Allah. Kıbleden dönmez yüzü. Câmi, Semî Hayy Allah.Kâbe’de buluşurlar. Tavafta doluşurlar. Ağlayıp, gülüşürler. Allah, Allah Nûr Allah.Dervişin adı Serdar. Halîm, Alîm Hayy Allah. Efendisi ona yâr. Râfi, Nâfi Hayy Allah.Cennete erişirler. Sancağa yarışırlar. Resulle görüşürler. Allah, Allah Hu Allah.
91
Beyaz Nedir ? Beyaz nedir diye sorarsan eğer Bil ! Beyaz sadece bir renk değildir Anla ! Dünyamdaki ettiğin değer Bil! Beyaz sadece bir renk değildir Beyazın, geçmişi geleceği yok Ama gönlümde ki, geleceği çok Sakın ha beyazı bir renk sanma bak Bil! Beyaz sadece bir renk değildir Göllerde dolaşan, kuğular gibi Tanrı dağ üstüne, buğular gibi Azraili gören, yağılar gibi Bil! Beyaz sadece bir renk değildir Ne tene yorulur, ne de kıyafet Gözlerde olursa tam bir zerafet Ozanın gönlünü, yıkan bir afet Bil! Beyaz sadece bir renk değildir.Dumanlı dağlarda ki karlar gibi Kendisine kattığı o yarlar gibi Çevresinde kurulan diyarlar gibi Bil! Beyaz sadece bir renk değildir Sigarasındaki, efkar dumanı Ki sana ettiği, bağış amanı İçindeki yanı kut'lu şamanı Bil! Beyaz sadece bir renk değildir Beyaz şu gürbüzün, mezar taşıdır ve akıttığı bir, damla yaşıdır Uğruna verdiği, aciz başıdır Bil! Beyaz sadece bir renk değildir
146
Gönül Pınarı Ay ışığı doğmuş gözlerine Gözlerin pırıl pırıl yanıyor Ne güzel Ne güzel yıldız gözlüm Gece ışığında Uzaya gitmen Ne güzelNe güzel yıldız gözlüm Aşk pınarından su içmen Ne güzel Ne güzel yıldız gözlüm Gece ışığında Şarkılar söylemen Ne güzelBirlikte söyleyelim şarkıları Aşk gözleri ışıldasın Gece ışığında Gönül pınarı aksın kalbimize
52
Dal Gibi, Yol Gibi... Dal gibiydi. Yanlız, Ve mağrur... Denek'in eteklerindeki rüzgar kadar asi Ve bir asi kadar kırılgan... Dağdaki yol gibiydi Bir yanı yamaç, bir yanı dağ eteği Düş(i) se kolay... Değilse; Dağın yamaçları... Umut Denek'in karlı eteğinde... Umut; Savruk bir asi dağ rüzgarının Yolu erkan eylemesindeki yaman çelişkide, Umut: Aşk'ta...
52
Emek Dağ büyür dal büyür hepsi de emekle, Kim neye kavuşmuş öyle beklemekle, Yürüyemezsen hiç olmazsa emekle. Yol yürümekle aşınmaz aşılır dost.
22
Çakıl Dostum Çakıl, demek yerine: “Günaydın çakıl”, imrenirdim sana yıllarca, kabul etmekle konuşmayı benim yerime. “Günaydın ozan” demeliydin, hatta “Günaydın çakıl”, tanıtlamak için bana aldanmayasın diye sözcüklerle. Ben çakıl olduğum zaman, daha değerli senden, özlerdim insan olmayı. Biz kardeş olurduk, ve öyle kıskanç kıyıcı doğamızla.
45
'Utangaç Bahaneler' Yazım Utangaç Bahanelerİnsan toplumsal bir varlık! İnsan olmanın sorumlulukları da güzellikleri de var. Yani sadece sorumluluk açısından insana bakmayalım, güzellikleri de insan yaşamak ister! İnsani ilişkileri gözlemlediğim kadar yazacağım. Herkesin bir etki alanı var elbet. Herkes kendi cürümü kadar! Başlıktaki "Bahane" tabirini özellikle seçtim! "Utangaç Düzüşmeler" diyecektim ama ben de meşruiyet arayışına takıldım. Gözlemlediğim insanların çoğu asıl maksadını saklıyor ve bu nedenle gereksiz bir çok aracı işlem oluyor. Esnafın amacı kazanmak değil mi? Dükkan kirası, elektrik, personel masrafları için ve kendi "Kâr"ı için çalışır ama sorarsanız; hizmet ediyordur halka! Sanki hayır dağıtıyor! Yardım amaçlı para toplayanlar veya kampanya içersinde olanların kendi geçimlerini arka plana atması mümkün mü? Yani toplumun geneline göre daha yüksek standartta yardım için toplananla kendine iaşe, maişet, geçim sağlar! İnsanlara din öğretenler bunu hayrına mı yapar? Sorunca "Hayrına" der! Vekiller bu işi hayrına mı yapar? Sorsanız hizmet eder! Toplumsal alana saklanmış bir çok perdeleme şekli var. Perdelemenin doğması da insanların yaşam alanını toplumsal kabuller, geleneksel ve yanlış anlaşılan dini kalıplar yüzünden daraltmalarıdır! Bunun pek çok sonucu olur. En vahimi insanların yalana baş vurması! Örnekleri çoğaltabiliriz: ev işlerinden sıkılan ve dışarı çıkıp rahatlamak isteyen klasik bir ev hanımın bunu doğruca söylemesi umulur değil mi? Genelde öyle yapmaz, bir arkadaşı rahatsızlanmıştır, ya da birine baş sağlığı dileyecektir de o yüzden dışarı çıkmıştır. Çıkmışken de bir kafede bir şeyler içmiştir...... Buna benzer bin türlü hikaye var. Erkekler de eve geç geldiğinde arkadaşlarıyla bir yerlere takıldığını söyleyemez ise bir bahane uyduracaktır. İnsanların asıl maksatlarını gizlemesine sebep sebep kaldırılamaz mı? İnsan mertçe yaşayamaz mı? Elbet yaşar. Bunu yapan, başaranlar var. Mesela Bukowski, harabat adamı. İnsanların ayıplaması veya hakkında ne düşündüğünü iplememiş. Ama şu var, yaşam tarzı topluma göre sıra dışı. Bedelini ödemeden o tarzı da yaşayamaz elbet. Sonucuna katlanmadan yaşanmaz. Birileri onu ahlaksızlıkla suçlayacaktır.......Bizim toplumda insanlar birbirini gözler. Bu alışkanlıktır; kim kimle geziyor, kim kiminle yakınlaşmış, kim nereye gidiyor, kim kime misafir oluyor, kim kiminle selamlaşıyor. Bunu gözlemleme alışkanlığı var ama bu gözlemden öteye geçer ve dedikodu üretmeye başlarlar. Şu şununla aşna fişne, şu camiye gitmez, şu oruç tutmaz, şu hovardadır, şu sigara bile içmez, rakı sofrasına da gelmez, yüz karasıdır! İnsanları sıkıştıran bu toplumsal kabuller pratikte nasıl aşılır? En yaygını "Sütçü" ve "Tüpçü" idi. Şimdilerde "Tesisatçı" ve "Tamirci" daha yaygın. Hatta "Yaşam koçu" en geçerli olanı. Bakınız insanlar birbirleriyle sohbet etmek ister. Bir kadın akşama kadar evinde sıkılmışsa ve bir arkadaşıyla sohbet etmek istemişse ve bu arkadaşı da erkek ise toplumun tepkisinden de korkuyor ise ne yapacak? Çare üretecek. Evine alabileceği ve toplumda tepki uyandırmayan kişilere mecburen yönelecek! Bakın bu çok berbat bir şey. Bir insanın gerçek arkadaşıyla sohbet edemeyip arayışa girmesi o insanın dağılması demektir. Eskiden çok olurdu hocalara giderdi kadınlar, bahane şu; bir konuda hoca üfleyecek ve yakalanınca sorun çıkmayacak. En fazla azar işitir. Hocaya gidince fazla sorun çıkmaz. Ama hocayla neler yapılır, orası bizi ilgilendirmez! Konuyu dağıtmak istemiyorum; çare arayışı insanların çeşitli kurslara yazılmasına, spor salonlarına ve çeşitli etkinliklere katılmasına sebep oluyor. Pazarlama ve satış da meşru bir yol elbet. Bu önemli bir sektör olduğu için dikkate alınmalı. En vahimi de siyasi görüşler ve dinsel inançlar üzerinden insanların meşruiyet arayışlarıdır. Bir insanla görüşmek istersiniz ama bunu bir sebebe bağlamalısınız ki toplumda tepki olmasın! Mesela bir şiir etkinliğinde veya siyasal bir ortamda, ya da dinsel bir konferansta bulunmak, orada yeni yüzlerle tanışmak, kaynaşmak daha kolay. Bu da başka bir bakışla insanları siyasi, dini ve kültürel açıdan kontrol etmek kodlamak isteyenlerin ekmeğine yağ sürmektir. Günümüzdeki arkadaşlık meşruiyeti çüğunlukla bu alanlarda aranır! Buralarda tanışma imkanı bulanlar arkadaşlıklarını kültürel, siyasi ve dini eksene bağlamak zorunda kalırlar. Yoksa dedikodu olur. "Ne işin var ki bu adamla, kadınla görüşüyorsun? " derler! Din öğreniyorum, bizim partiden bize iş ayarlayacak; sanat alanında konuştuk şeklinde utangaç cevaplarla durum kurtarılır! Bir duruma daha değinmeden edemiyeceğim; "İnsanların yanlış anlaması" konusu! Eleman diyor ki şu konuda şunu yazma, söyleme, yapma; yanlış anlarlar! Anlasınlar efendim, nasıl anlarlarsa anlasınlar! Sen doğrusunu yap yanlış ebedi kalmaz! "Ve İnsan Kendini Yarattı" başlıklı yazım için "Yaratmak Allah'a Mahsus" yazınızı yanlış anlarlar diyenler oldu. Bunu diyenden başka yanlış anlayan da olmadı. "Ben" konusunda yazmıştım. "Ben" demek Firavunlaşmaya neden olur diyen oldu. O'ndan başka bu konuda yanlış anlayan olmadı. Demek ki koruyucu ve kollayıcı, muhafazakarlar kendileri yanlış anlıyor, yoksa herkes anlayışı kadar anlıyor. Onlar sanıyor ki sadece kendileri bilir, anlar, önde ya zavallılar. Herkese değer biçerler, aşamaları onlar bilir. Neyse! Son tahlilde; insanların "İnsan"ca yaşam tercihlerine kimse her ne adına olursa olsun karışamaz! Kendini özgürce ifade edebilen insan hata yapmaz. Sıkışan insan çare arar ve ilk bulduğu çareye yapışır! Özgür insan tercihlerini yapar, sonuçlarına da katlanır. Zaten tercihini özgürce yaparsa daha isabetli olur. Meşruiyet arayışıyla tercihini sınırlamaz! Gerçekler çıplak! Bakamayanlar gözüne perde kullanır! Tercihlerimizi kendimiz yapalım, savunalım; meşruiyet arayışı yüzünden başkalarının güdümüne girmeyelim! Emek vermeden yemek olmaz. Ben yazımın başlığını çekinmeden "Utangaç Düzüşmeler" olarak yazabildiğimde, toplumun tepkisinden çekinmeme gerek kalmadığında pek çok sorun hallolmuş olacak.Ahmet Bektaş
801
Şiir 'in Kuralı Varsa.. Bağlı kalırsam dökemem Cümlelerimi duygu selimi Hece,uyak aruz,veciz mi Yoksa serbest olmayan Kafiye mi olmalı dersem Akışı olmuyor düşüncelerimin İçimden geldiğince Aktarmalıyım özgür yasaksız Tüm duygularım çıkarsız Hapsedersem gönlümde Kalıyor hep içimde Bağımlı olmamalıyım Sanat sanat içine.. Kendim ve halk olmalı Hep düşüncelerimde Nice yıllar önce olsada Sanat sanat için mi? Sanat halk için değilse.. Okuyanlar halk değil mi? Nedir bu yansıyanlar öyleyse? Düşünceler yasaksa.. Kalemi almayalım elimize. Firari olur fikrim Ne kadar yasa gelsede..
79
Küçük Ama Büyük Bir Ev keşke ressam olsaydım.... büyük ve ıssız bir yerde küçük am 'büyük bir ev çizerdim. kimileri için bir adım kadar yakın olurdu, kimileri için dünyanın bir ucu... her köşesinde ben olurdum, her bende bir sen... yaşardık yaşayamadıklarımızı....................
41
Bir Seni Gördüm Seni gördüm loş ışıklı otobüs durağında. Saçların sarı siyah arası, Ellerin montunun cebinde; Kardelen evde karnesiyle, Televizyonda dizi başında Seni beklerken gördüm. Sen rakı kokulu dudaklarda, Para peşin arkadaş. Yağmur yağıyor karla karışık. Tanımadığın bir adam, Karanlık soğuk adam gibi. Dalgalar kayalara vuruyor Sen kaderine sövüyorsun. Kardelen seni bekliyor. Annen geliyor aklına ve baban Ve tezek kokuları burnuna Ve yağmur yağıyor sen sahte sarı, sahte siyah. Ben seni gördüm ağlarken ama gülerken, Ağlarken Kardelen, gülerken adam vardı. Loş ışıklar vardı otobüs durağında Ve yağmur ve kar ve adam Kardelen evde sen durakta. Kader alnında ve ben çok uzakta… Saçların artık ne sarı ne siyah. Ben seni gördüm. Bir de alnındaki yazıyı Yağmur yağıyor biliyor musun? Kardelen aç seni bekliyor.
122
Kalpazan Bıktım bu dünyadan Her şey yalan dolan Para üstüne kurulmuş Evet evet para Bildiğin kağıttanBazen içim daralır Başımda zırdelilik Birden gözüm kararır Resmen kepazelik Şeytan diyor ol kalpazan Tıkır tıkır para bas Bir yığın odundanKızmayın öyle hemen Anlamadan dinlemeden Hiçbirinde gözüm yok Hepsinin canı cehenneme Dağıtırım bir uçtan bir uca Ulaşıp her fakire Kâğıt kaplarım dünyayı Kâğıt değil miydi kavgasıGözü doysun hepsinin Fakirin de gülsün yüzü Alayı bir birine benzesin Bitsin paranın gücü Varsın akılları kaçsın Çok akıllılar ya sanki Avuçlarından aksın Lanet paranın kiriSonra kendine gelsinler Tabi kolay değil o kadar Baksınlar bir güzel Meğer kimmiş insanlarUmurumda bile değil Varsın desinler ardımdan Mahvetti dünyayı Bir deli kalpazan
109
Aşkımızın Coğrafyası Apış Arası Yedeklenmiş umutlar sarmalı Bir tutam düşe sabit hayatımız Ayak çamur, ceketimiz yamalı Frenk illerine kilitli rotamızKumdan kalelere çalar sevdamız Kays oluruz çölde gelince sırası Ne samimi, ne vefalı adamlarız! Aşkımızın coğrafyası, apış arasıÖverken söven,severken döven Doğaçlama yaşayan harbi milletiz İcabında Çhe’yiz, olmadı Alp-eren İdare-i maslahatta bi- misl ü maharetizAlemde bir küffar, bir de biz varız Cehdimiz ahiret,ahdimiz sırat için Atı dağa salar, silahı da satarız Biz Ay'a da tırmanırız, bir avrat için
76
Hızır eybekedde Sevabı çok olan insana gelir Hızır eybekedde nur cennet canlı Yapar deli akli akliyi delir Hızır eybekedde nur cennet canlıBir ismi dört isim okuyup yazar Günahta hastalık insanda azar Düzeni yuvayı yapıp ta bozar Hızır eybekedde nur cennet canlıNur cenabı kitaptır kitabı Bir isim dört isim okunur Harf içine harf yazılır harfin içindeki harften okuma başlar Cenabı hakkın ilah nur cennet canlısıdır Sedat hünkar
66
Birer Kırlangıç Siyah Gözleri Birer kırlangıç olur siyah gözleri kim bilir hangi diyara göç eyleyen ve saçaklarında gecenin bir acı, kirpiginden dökülen. Saçlarının kırığından başlayıp yüreğinin kırığına yerleşen derin bir sancı olur söyleyemedikleri...
33
Sitem.... O yâr bilmez sitem eder, Seven kâlbin acı keder, Kısa ömrün olur heder, O yâr bilmez sitem eder.Elin kolun bağlı bilmez, Der ki seven neden gelmez, Sevdin yüzün gülmez gülmez, O yâr bilmez sitem eder.
36
Yeryüzü Ağacı kış geliyor elim yaprak altında es ey bad-ı semen çatlak bedenime çarp kalbimi harmanla gencelmiş tarih kabartmalarının haklılığı aşkına beni kendime gebe bırakkış geliyor otobüs ne de kalabalıkyaslan bana yeryüzü ağacı dikili gövdenin üretkenliği için çıldırtan bir gübre mi arıyorsun kökünü toprağımda denekış geliyor koru gövdemi pardösümağzıma konacak kış kuşları nerde tutsana elimi canikom tarih tekerrürden ibaretmiş Miş bir geçmiş zaman failiymiş ey beşeriyet beni beş iftarda öpşair olmak kolay değil yavrum uzvun o kadar güzelken bir yanda yaş ağaca balta vuran çokluk bir yanda kanımı azdıran bokluk beni artık hücre çogaltmaktan da yargılarlar zahir
97
Yine Kurak Geçti Bu Yıl da Bahar Tarlada tapanda koşar durursun, Elinde sabanın, orağın olur, Sürersen tarlanı, biçersin güzün, Azgın sel gibi coşar durursun.Ekersin buğdayı, arpayı, fiği, Afetler, seller korkutur seni, Yoksulluk, fakirlik büker belini, Verim çok olursa neşe dolarsın.Yağmuru beklersin vakitsiz yağar, Sararır ekinin, kurur tüm otlar, Gelecek seneye kalır umutlar, Mahsul az olunca dara düşersin.Yine kurak geçti bu yıl da bahar, Nehirler akar, köylüm de bakar, Bir ark açıp da sulasan ne var, Sonra döner emeğine yanarsın.
79
Beraber Söylüyoruz Türkümüzü Gönlümde gönlündeki ümitler yeşeriyor Gecede ve gündüzde hep sen kesiliyorum Yıldız yıldız şiirlerime sinen nefes senden esiyor Sevda ağacımızın dalına teker teker yerleşiyor O ağaçta çiçek çiçek açan ne Hikâyemizden ötesi bahane Birlikte dönülmez yollara düştük Soylu sevdamızın peşine düştük Yıldız yıldız şiirlerime sinen nefes senden esiyor Gönlümde gönlündeki ümitler yeşeriyorTereddüdün dağları birer birer yıkıldı Sevda sahilinde çığlık çığlık seninleyim Boz bulanık iki nehrin birleştiği o yerdeyiz şimdi Çılgın deniz martılarla beraber şarkımızı söylüyor Gözlerime gülümsüyor gözlerin Gönlümü tutuşturuyor sözlerin Altın günlerimizde el eleyiz Güle yangın bülbülün dilindeyiz Tereddüdün dağları birer birer yıkıldı Boz bulanık iki nehrin birleştiği o yerdeyiz şimdiÖnümüzde tek yol var avcumuzda yazılı Hangi falcı bakarsa baksın onu görüyor Dolunayda bıraktık gözlerimizi aşığa el ediyor Sevdaya tutkun gönüllerimizi adım adım izliyor Sen orda ben burada değiliz şimdi Birbirine bağladık gönlümüzü Beraber söylüyoruz türkümüzü Susturmak kolay mı şu gönlümüzü Dolunayda bıraktık gözlerimizi aşığa el ediyor Hangi falcı bakarsa baksın onu görüyor 26 Haziran 2007
159
Papatya Yıldız yoktu dün gece gökyüzünde sevdigim Çok aradım o kara bulutların ardında Her biri sevdiginin koynunda derin uykudaydı Kıyıp da alamadım hiç birini Kırlara çıktım sabaha karsı Papatyalar ilisti gözlerime sonra Bir yıldız kadar olmasa da umarım yakısır Sevdigim o güzel saçlarına
43
Misafir misafir misafiri sevmez ev sahibi hiçbirini biz insanlar misafiriz dünya ise ev sahibi sevmiyoruz öyle ya sevemiyoruz birbirimizi sevmez ev sahibi sevemez ki biz misafirlerini davet eder,bir kapıdan gelenlerimizi yolcu eder,öbür kapıdan gidenlerimizi unutma ey insan! unutma ki bu dünyadaki misafirliğini hırs yapma,dünyaya sahipmişsin gibi kimseye rol yapma kul köle olma,dünyaya sahiplermiş gibi kimseden korkma
56
Garip Çoban Divanı 23 Engin Demirci DÜŞÜNCE BECERİLERİ...Kendini azad et, kuramadığın cümlelerden gitmek için teheccüdden şems vaktine. Benim baktığım yerlerin daha yukarılarında bir şeyler? Hepimızin dualarla tırmanabileceği yerde aşkın aşığı mutlu olmaz mı? En güzel şey olan gülümsemesini yüzünden eksik etmeyen kar taneleri, dua dua yürürken hissettirdiklerinin muhteşemliğinde aşk. Ve pirimin sesi duyulur,yukarıda olağanüstü bir şeyler oluyor ve kimse bunların farkında değil diye sesleniyor. Acaba benim bilmediğim başka bir şeyler daha olabilir miydi oralarda? Sadece çıkmak, düş kuracak vakti olmayan ruhların buluştuğu yerde olmak istedim. Gözlerin alamadığı üstünün de üstündeki en güzel şey sevgili mutlak güç, en gerçek özgürlük, işte o zaman değmeyin keyfime akşamüstü. Kurtuluşun mu yok, iyi ruhların sahiplerinin dualarıyla besle ruhunu. Belki son cümlelerdir bu yazdığım ateşi tutuşturmak aşk-ı kıyameti yaşamak icin. Sessiz çığlıklar gelir gitmek için rezilce korkulan hayattan. Anlatayım ben sana aşkı diyen semazen semahından geri gelmek ne kadar mümkün, yabancılaşma kötü alışkanlıktır içine. Ç/ay vakti kemik titreten sohbet meydanında c/anlarla hep beraber, önemli bir sunuş demlenen gönülle devam eden meşklerle, bitmeyen savaş'ta galip. Ardı ardına sıralarken kelimeleri karanlığa teslim edenlerin ipuçlarıyla donanır ruhlar. Doğa üstü yetersiz kalınan andaki inançtan doğan dualar nehir gibi kapıp kavrar sizi, bizi oyalarken.ÇOK MU ZOR? .. Aşkın neden farklı olduğunu söyleyiniz buyurdu Pirim. Ruhundaki esintiler zamanda yolculuk gibi özünden gelir dedi Acz. Ne kenarı var ne ucu duaların, sevenle sevilen arasındasın hala, dile getir yüreğini şems vakti dedi Mirim. Hayretim oturduğum meclislerdeki sohbetlerden aşk için anlayabilene dedi Meczup. Kimin aklına geldin, hadi seslere kulak ver seslenmek icin en yakınına zerre zerre dedi Hırkasız Derviş. İçindeki en yakınınızla karşılaşmak, kurtuluşa ermek için şems vaktinde al-i imrandan bir ayet oku ki, gönül meşgul olsun ölümle gözgöze gelmek, küskün bir sevgili bırakmamak güneşe bakmak için dedi Garip Çoban. Kaç kez huzuruna çıkıyorsun sevgilinin, bir heyecan mı seni ateşe atıyor, hadi biraz amelinde merhametin olsun günahına dedi Zahit. Benim bir gizli bildiğim var, belki bir gün söylerim dedi Meçhul Dost. Tebessüm etti gece, aşk'a ayıp olmasın diye bir yere yerleştirdim akıl oyunlarına rağmen dedi Miskin. Okuyorum okuyorum bitiremiyorum yorulmuyorum, nereye saklandıysan gereğinden fazla gözlerim ıslakken çalsan kapımı dedi Hırkasız Derviş. Duygular sevgi şehrinin damarlarıdır, insanın sevgi problemi yok mu sizce? dedi Aklı Kıt Adam. Her şey sevgide oluşuyor, aşkla şekilleniyor ölümle bütünleşiyor ve bir şey kaybettirmiyor kendilerini sevgiliye sevdirenler dedi Deliler Şeyhi. Bir hikayesi var aslında her şeyin, merak ediyoruz, günde kaç defa kendinizı görüyorsunuz dedi Fakir.YOLNAME... Yol alabilmek için yine düştük yollara, bizi nerede/n, nereye çağırıyor bu aşk. Ucu olmayan şehirlerin hikayesinde insanların sevgiye ıssızlıkları şaşırtıcı değil. Gönül bir an bile uzak değil, nazar kılmasını istiyorsan aşkın, hor görme gönlü, gönül aynana iyi bakta gör onu. Neye hazırlanıyorsan kalbini rahmet ordadır. Ölçülebilen birşey değil zaman. Mutlu olmak isteyen kalbinin çaresi seyr-i hayatta sendedir. Hiç bir kavram sevgiden ayrı değildir. Vakitlerin makamına erenler için aşk iç içedir. Ruhun makamına ulaşmak için teslim olmakta ilahi iradeye. Halini kötü görme, yaşarken, yaşadığı çağda olmayanlar, hakikatinin hakikatinde ve O'radan konuşuyor. Yenilgi tadında bir zafer, konuşuyor; kendisi konuşmuyor olsada orada olanlar. Bir'i anlayanların biri idi bu aşk. Söylenmemiş, işitilmemiş sözler söyleyip, görülmemiş güzellikte inciler dökenlerin ruhları buluşuyor teheccüt vakti. Hatırlanmayı herkes ister. Peki ya unutmayı? Önemli olan iç güzellik olsada, dış güzellikten utanmıyor olsan hz insan, aynen diğerleri gibi. Hep yığınlar üzerinden anlatılan yaşananlar bitmeyen bir ceza kabus gibi yaşamlarda. Biz şehirdekilerin yalnızlığını, bencilliğini, mutsuzluğunu görüyoruz. Lakin, ya da olmuyor başa çıkamıyorum diyorsanız yalnızlığınızla. Olma ihtiyacını hissedemediğiniz, bu farklılık neden kaynaklanıyor? Sevginin geleceği için neler öngörüyorsunuz,gecenin aryasında? KALBİNİZE DEĞSIN DİYEDİR SEHERLERDE BEKLEYEN AŞK...Peki, farklı olduğumuz yönler, neyimizi besliyor? .Bir dem ile hu sevdaya, eksilmeyen tek kelime karanlığa rağmen çoğalan aşkladır. Geleneksel bır yıl sonu özeti olan yılbaşı kutlamalarında evde bile huzur yok diyenler için, son gün hep yarın'dır. Şems vakti ilk kez bir araya gelen ruhları, rengarenk kar ışıklarının merhabası tamamlar. Öteki meselelerine dair her kelimende farklı yorumlar mı var? Derman bence insanın yaşamını düşünmeden, küçük bir oda oyunu gibi bir şey bölük bölük süslenmiş suretlerde. Yalnızlık gibi yaklaş kendine, kalbin teklif almış sevgiyle bir dostun sözünden. Maalesef çok uzun sürmemiş yarına ulaşmak, kabirtaşlarında provasını yapıyor bugümd. Konuşan kabirleri kim anlayabilir ki. O taraflara gitmek istemeyen yaşamlara, siz bizi anlatmışsınız diyor her gece. Sizin içinde öyle mi oldu? Ama ben bambaşka bir şey düşünüyordum, kar yağarken gördük o ayak sesleriyle yabancılaştıran dünyaya rağmen. Halini ve o şoku yaşadık teheccüd vakti. Artık heyecanlandırıyor yabancı kalamadığım geceler. Ama ilk an her zaman önemlidir. Beninin size izin vermediği neydi? İlk karar doğrudur, aşk geldi ayaklanın. Şimdi burada, beklentileri karşılayan bir şey olurdu senin dediğin. Fakat herkeste acabaları uyandıran şeyleri de o yapıyor. Aşkın kefareti, estetik bir dokunuş kalbten kalbe. Merak ediyorum, gönle dolan suyun sesini. Mutlak sonun alameti suretperest yaşamlar. Gecede saklı nağmelerle meşk eden neyzen ne güzel seyahet ediyor aşkla.SAYFALAR DOLUSU HAMD.. Ateş-i suzanla istemenin sırlarına ermek için yananların işidir aşk buyurdu Pirim. Bir dağ başında uyuyan çoban uykusundaki menzil neyi anlatır dedi Mirim. Sevmek lazım, çünkü hayatınız bu maceraya bağlı dedi Meczup. Dilleri sevin ki, sevginiz mesafe alsın aşka dedi Zahit. Hafif notlar tutun yaşadıklarınızdan, yaşamı derleyip dünya görüşünüzü tamamlamak için dedi İhtiyar Bilge. Sağır harflerle dolu zor hayat,hayatın zorlu safhalarında dedi Miskin. Zahmet rahmeti getirir aşka misafir olmak için, nerden istersen ordan başla dedi Seyyah. Dostluk yaşamayı değil okumayı öğretir aşka dilenci olmak için dedi Hırkasız Derviş. Bilmezsiniz aşk nedir, hala gece yarısı bu çoban yıldızından her sözcüğü bir aşk ilanı gibi duyumsuyorum temaşalarıma açılan yazgıda dedi Garip Çoban. Tek bildiğim önce gönül tutuşmalı, yanıp yanıp sönmeli gece ay'ı kıskandıracak kadar dedi Sufi. Edeple susulan edeple istenen vakitlerde ayıpları örtmek,rahmet kapılarını açıp felaha ermek için, dünyaya kapalı ahirete açmak için rabbinin terbiyesine nail olmak için, resullullahın ayak izini takip edenlere yetiş teheccüt vakti dedi Deliler Şeyhi. Ulvi alemsin edepte, aç gözlerini aşkı gönlüne düşür huu'larla, bu tabir Rabbinin istediği şey olur, istemediği şey olmaz dedi Aklı Kıt Adam. Kapını çarpmaktansa yalnızlıkla, kapını duygularınla aç, parmak uçlarınla bak sen şu bekleyen dügüm noktası aşkaEN ÖNEMLİSİ KENDİNLE ATEŞKES.. Bolca nasiplenmisler gecenin çobanları aşktan, edebe kadar uzanıvermişler. Oysa insan, bıkmayacak kadar da sefil üstelik. Her gün üstelik zevk alarak işlemekten usanmadığınız bir günahınız var düşünsenize! . Hakkı geçmesin istiyorsan hakkın gıybet edip üzme gönülleri. Karar vermek zor meziyettir vaktin daralmasında, işte o çocuk yanında hayal ve hakıkat. Gözü suludur garip mahlasının, çok şey katar muhabbet eyleyen c/ana. Pek çok ilk'lerin sahibi olmuştur aşkı kaleme alanların lisan-ı, emsali görülmüş şeyler değildir uyuyana kadar. Şimdi başlayabiliriz diyen pirin sesi müşfikti gecelerde, paylaşılamayan o var. Gerçeğe tanıklık edecek çok sayıda mezar taşı var. Hadi başlayalım üzerimizdeki hakkı ödemeye, açın yasini diyen ses hangi mollanın? Bazı şeyler bildiğimiz gibi, ne çektik böyle ay ışığında çişelerken yağmur. Yeryüzü boşluğunu kendine ev sanan insanların süslü varlığı, canı sıkkın içine dokunamadan yaşadığını sanarak yankılanıyor. Çınlayan ne? Sessiz ve anlamsız tarzında! Bir sen yoksun sende. Hadi şey ol diyor, mesela içinde kıvrılan ölü gibi ölü ol diyen ilk o zaman tanımlıyor minnacık varlığımız yalnızlığın zirvesinde. Sağda solda olanlarla seni ayıran şey hz ademce yaşamak mı dersiniz. Sizi sizden alan rüyalar cezbedici, canı sıkkın insanlar arasında hayatın orta yerindesin. Gözbebeklerin neyi hissediyor,orda bir mezar mı hayatınızı bekliyor.ŞIMDİ SEN DÜŞÜN...Ne kadar çok ayak bastın, üzerine örtülecek toprağın. Çünkü sen olduğunsun, anlamlı hikayenle. İçini açtığında ne çok yüzün dökülecek yüzüne. Vermek üzere ayarla diyarlarını insanı gözeterek. Baştan ayağa ne sin? Payına ölümle tanışmakta düşecek, farkındamısın ne kadar kendinle tanısmak istemesende. Sen hangi hikayeyi dillendiriyorsun, ey yaşayan ölü. Duygularından kalan bakiyen, kaç defa buluştu sevgiyle. Biri olarak otur şems vakti, başka biri olarak kalkmak için gönlünden. Başkasını var eden biriysen, kendine dönüyorsun demektir. Bilmez mi ruh, iyilıkle kötülüğü kırk yılda bir sağanak sağanak yağınca. Acıyla erir hatalar, sokağa çıkmak için herşey kanaata bağlı. Yaşam tarzınızın resmi sizi huzurlu kılıyormu? huzurunuzu! . Kendinle çatışma modelini buldun mu? Modern kapitalizm neler tıkıyor neler boğazımıza. Hediyelik hayat tüketilmemiş duyguları kuşatıyor mutsuzlaştırarak sevgınizi. Küçük dereler değilmi, büyük ırmakları oluşturan, hadi kar yağarken kaç kendine. Nelere köle oluyoruz nelere hiç düşündünüz mü? Kavramlarınızı sizin olmayana bakarak kanaatsiz yaşıyorsunuz. Unutmayalım dua etmeyi duaya muhtaç yanımıza. Hadi hiç korkma kendini sevmekten. Geleceğe elinde bulunanlarla yetişenler, ruhuna yetişirler. Hak ihlalin ne çok hırslarında, memnuniyet elbiseni giy dışından sıyrılarak. Sizi yiyip bitirenler şaşkınlaştırmış, ortak yaşam alanımızdır aşk. Neden hep burda kalacakmış gibi yaşıyoruz. Heybeni aç, siz ölüleriyle yaşayan milletin hangi bireyindensin. Neyı seversen sev, ayrılacaksın o zaman aşk ne buyurur, ölmeden önce ölünüz. Korkma diyor bir ses, bu dünyaya ölmek için geldik. Ne elçiler geldi hiç düşündün mü? Günbe gün tükeniyor siyah renklerin, neden haber vermedin ki deme beyazrenklerine. Sizi himayesine ne aldı bu dünyada, rabbin rahmetinden b/aşka! İBADETHANESİ OLMAYAN ADEMLER...De ki yüreğine, iki dinle bir sus! Adı amansız bir yolculuk, gündoğumu nerede başlar? Ve tabii bir de, aşk. Hayatı hala bu soruyu yanıtlamakla geçer gecenin çobanlarının. İlk gün ve ilk gece gizemlidir, bir çocukla tanışmış ona çok yakınlaşmış gibi hediye eder duygular. Yeni bir dost edinmiştir gece. Niye benim haberim yok dediğin hazların. İletişime geç, sıkı sıkı sar sarmala duygularını. Kendinizi değiştirdikçe, etrafınızın nasıl değiştiğini göreceksiniz, önce susun ve dinleyin. Yorum katmayın yorumlarınıza, daha insan olmanız için. Görünmez canavarı beslediğimiz içimizde bir yer var. Eski raflarda tozlu ama gizemli sevginize yön veren fikirlerle birleşme zamamı. Sessiz bir gün o sesin ilk geleneği sessizlikte, hep birlikte dua edelim. Şems vakti neyi nasıl yapacağıma ben değil o karar veriyor. Ben sadece o'nun buyruklarına uyuyorum. Ne yaptığımı bilmem. Son tek dokunuşla yıkılır, ibadet niyetine. Şimdiyse asi cümleler bu suskunluğum. Silerek de bazen bir bakiyesi kalır aşkın. Gecenin çobanları teheccüd vakti buradaki her şey sanki sizinle konuşmaktadır. Aşkın çok sarhoşluk verdiği h/ar'lar ıslah ediyor. Aşkın rızkına kefil olan o sen kimin hatrına seviyorsun. Dünyanın tümü az ne kadar? ....Simdi şeyh yahya efendiden esiyor bir ruzgar pirim hüdayiye dogru, ey ben, ben olan sen nerdesin diyor! ! ..y.ed
1,603
Dua YARAB halimizi eyledik beyan İsmin Rahman hürmetine yağmur ver Zaten her şey sana amenna ayan Zatın Yezdan hürmetine yağmur verDünyayı yarattın boşta yürüttün Bir balçıktan insan yaptın dirilttin Neslimizi o babadan türettin Âdem sultan hürmetine yağmur verÂlim ettin okumamış ümmiyi Mabet kıldın bize mescit camiyi İnşa ettirdin sen Nuh’a gemiyi Kopan tufan hürmetine yağmur verNemrut hazineyi verdi takmadı Tenezzül edipte dönüp bakmadı Ateşe atıldı ateş yakmadı Halil Rahman hürmetine yağmur verMusa’yı çağırdın tur-i sinaya Orda kavuşturdun gerçek manaya Çölü cennet ettin Hacer anaya Güzel kurban hürmetine yağmur verYol gösterdin doğuşundan âmâya Senden bekliyoruz bir şey ummaya Hazreti İsa’yı çektin semaya Huri gılman hürmetine yağmur verKâinat sahibi ey Yüce Halik Güneşi durdurdun gökte muhallik Yunusu sakladı karnında balık Koca umman hürmetine yağmur verEyüp Harun Lokman Davut Süleyman Zikrettiler onlar seni an be an Her şeye kadirsin Rahim-i Rahman Yusuf Kenan hürmetine yağmur verPeygamber olarak bıraktın sona Onu serdar kıldın bütün cihana Benim Habibimsin dedin sen ona Kani irfan hürmetine yağmur verEnbiyalar evliyalar şüheda Sana canlarını ettiler feda Ellerini açmış şu garip geda Kutbu zaman hürmetine yağmur ver Gürkaniyem gözyaşlarım yürüdü Gönül dağımıza duman bürüdü Yapraklar döküldü toprak kurudu YARAB Kur’an hürmetine yağmur
192
! ! Sevgi adına,sevda! ! Sevgi,değer verilenlere hediyedir Verilip alınmaz,alınıp kaçılmaz Sımsıkı tutulupta,avuç içinde kaybolmaz Sevgidir bu,layıkına sunulup unutulmaz Kalpten kalbe, hürmettir aslında sevgi Saygıyla el ele,yarı yolda bırakılmaz Ölümsüz değerdir,aslında sevmek Ufacık kibirler yüzünden, kin tutulmaz Kayıplar içinde,sevgisiz dünyada hapis olunmaz Kanundur aslında sevgi ve sevmek Kaçışın başı,kibirin tacıdır aslında sevgisizlik Hak sahibi insan sevgisi ne,hor bakılmaz Sevgi emek istemez,hoş görü istemez İstendiği anda, para üstü gibi çıkartılıp verilmez Elbise misali sık, sık,değiştirilmez Sevdin mi kefen misali, Ölenedek gider bizde toprağın altına Elle sıvazlanıp,pof poflarla çıkartılıp geri alınmaz Sevmek değilmidir,yaşama nın ilacı Reçete misali doktor kontrolünde alınmaz Tarifelik kontör misali kullanılıp, limit aşımına uğratılmaz Sevgi yaşanır aynı heycanla an ve an Olmadık zamanda, hırs yüzünden, kesilipte atılmaz Bırakın insanları sevelim, yaratan dan ötürü Sevgi bizim mirasımız değilki Sevgi ve sevmek kişiliğimiz olsun dünya da İnsanları sevmekten, korkmayalım, Sık sık söyleyelim,sevgimizi Seviyorum tüm sevgimle hepinizi Kırılsamda,yanlış anlaşılsam da,seviyorum sizleri Sevgi kardeşlik yolu değilmidir, şu toplumda Biraz düşünce,biraz anlayışla,doğalım sevgimizle dünyada Dünyaya mirasımız olsun sevgimiz, insanlığımız adına Çıkar dünyasında,kaybolmaktansa Sevgimizle can verelim,sevdamızın adına Sevdamızın adına...Usta kalemlerden dökülen dizeler.Sevdanın mevsimi yeşilin morun Olmadık zamanda olmasın sorun Aşka inat etme sevgiyle korun Sevmektir yaşamın ilacı dostum İbrahim Kurt .
196
Yaralı Asker ...................ünyeli uzman çavuş'a bitlis'in sılaya engel dağında yıldızları seçiyorum tek tek gecede; hiç böyle güzel görmemiştim onları belki bir daha onları görmemek belki de karanlık korkusuyla... gece hiç bu kadar karanlık ağaçlar hiç bu kadar yeşil olmamıştı... rüzgar bu kadar serin toprak bu kadar sıcak olmamıştı! ağustosun son demlerinde ağustos böcekleri ses veriyordu geceye derken barut kokusu kan kokusu yarası kanıyordu askerin gece susuyordu. gözlerine yakamozlar düştü tek tek yıldızlar aktı yarasından. gece sustu zaman sustu gözleri anlattı askerin biz dinledik.
83
Sanalım-Sanalsın-Sanallar Kafedeyim, bir internet kafede Şaşıyorum insanların bu boş haline Kimi oyun oynar kimi chat yapar Umrunda mı insanlık umrunda mı hayatBakıyorum yanıma, yani soluma Bir genç kız nasıl da hararetli Parmakları karışıyor birbirine Yazmak onun için bir tutku olmalıKeşke diyorum bir kitap yazsa İnsanlığa yararlı bir eser yapsa İlerde birgün çocuklarına Sanal aşklarını değil de Kırlarda el ele dolaştığı babasını anlatsa.
62
Nefsime Teselli İnsaf eyle gönül biraz da düşün, Ellibeş-atmışa erişdi yaşın, Ağardı saçların döküldü dişin, Ahiret yoluna azık edelim. Hevayı hevesden olalım beri, Uyanıp geceler kılalım zari, Arayanlar bulur sevdiği yari, Ahiret yoluna azık edelim. İbret nazarı bak asuman'a, Cansız yumurta geliyor cana, Eğer ki imanın varsa Kuran'a, Ahiret yoluna azık edelim. Meleklerden efdal mahluk-ı insan, Hayvandan aşağı ederse isyan, Birgün okunacak o senin dosyan, Ahiret yoluna azık edelim. Ölüm elçisinin birçoğu geldi, Döküldü dişlerin, gözünde kaldı, Arif olan bundan çok ibret aldı, Ahiret yoluna azık edelim. Fanidir bu dünya bifaideymiş, Altun kapı olsa eşikde gümüş, Bulup bir alim istersen danış, Ahiret yoluna azık edelim. Ruhun teslimine gelince sıra, İlahi yüzümü sen etme kara, Erişüp Lokmanım yaremi sara, Ahiret yoluna azık edelim.O gün can cesede elveda eder, Bütün fırsatlar elimden gider, Bilemem ki ruhum nereye gider, Ahiret yoluna azık edelim.Mezardır, birinci mekanım durak, Mezardan kalkarken gelmezse burak, Çoğalır o gün derd ile merak, Ahiret yoluna azık edelim.Arsayı mahşer tarif mi olur? Enbiya evliya çöküp de kalur, Herkesin ameli kendisin bulur, Ahiret yoluna azık edelim.Yetişür imdada şefaat kani, Bu zayif ümmetler eder figanı, Hoş bir avaz ile okur Kuran'ı, Ahiret yoluna azık edelim.Ey Meftuni oku, salatü selam, O günki o derde, o olur merhem, Pakeder vücudu bırakmaz kir hem, Ahiret yoluna azık edelim.
212
Seni Özlerim Baba Güneş her tulu olduğunda kendince Bana gece doğar seni özlerim baba Mezarındayken gözlerim dolar sessizce Derbederim ağlar seni özlerim babaDayanamıyorum baba tek bir gün bile Oysa ne yıllarımız geçmişti seninle Yıllarımız geçmişti sevinç ve kederle Onları hatırlar seni özlerim babaGünlerden bir gün gelirsen eğer buraya Evlatların az da olsa bağlanmadı dünyaya Kardeşlerim isyan etmese de Huda'ya El açıp haykırır seni özlerim babaArtık yazamam baba, yine elim titrer Annemse arkandan hergün mecnuna döner Aklımda da sen şu mürekkebim kan döker Her satır başında seni özlerim baba
88
Dip Sevgi Avucunun ırmaklarında akar yüreğim Dolaşır iç sularında Küçülür Bir çift göz kalır karşında Bağlanır bıkmadığı tek oyuncağa.Elimden tutunca Köşe pastahane Çikolatalı pastalarla kandırır Piyano öğreneyim diye.O küçük taburedir aydınlık cehennemim Dikteleri başaramam Tuşlara vuran suçsuz kırmızılığı yüzümün Kırar loşluğunu akşamın.Ne sözler verdim kendime Sana yaraşacağıma Hep beni sevesin diye cehennem sevginle. Ömrüm bir gülün yaprakları arasında geçer gibi Dizkapaklarının kıvrımlarında geçsin diye
64
Yeşil Gözlerin Bir şarkı olacak dudaklarımda Sevgilim bebeğim yeşil gözlerin Bir yemin bir duâ adaklarımda Gözlerin gözlerin yeşil gözlerinHani o bakışın ceylanlar gibi Hani o ölümsüz zamanlar gibi Hani her derdimi o anlar gibi Gözlerin gözlerin yeşil gözlerinBir şiir gibisin yüreğimde sen Akan gözyaşımı gelipte silsen Ölürüm ben sana bir kere gül sen Gözlerin gözlerin yeşil gözlerinO Denizin saklı incileridir Tanrının yasaklı heceleridir Ömrümün muhteşem geceleridir Gözlerin gözlerin yeşil gözlerinBırakıp giderken canın yandı mı Dilin dolaşıpta beni andı mı Kalbin sevmediğine inandı mı Gözlerin gözlerin yeşil gözlerin& Aşık Alemi &
90
Hatıram Olsun Şimdi saat sevgimizin ötesinde Samanyolu yıldızlarla dolmuş Aydınlanmış ışığınla gökyüzü birtanem Ay aydın Gül aydın Günaydın canım günaydın Bir ben değilim yalnız Unutulmuş yüreklerde Issızlığında gecelerimin Bu şiirim sana Hatıram olsun Aydınlanmış ışığınla gökyüzü Ay aydın Gül aydın Günaydın canım günaydın Bir ben değilim yalnız Unutulmuş yüreklerde Yalnızlığında gecelerimin Hasretken sana Bu şiirim sana Hatıra olsun.
58
Üzülme Aşkımız Tez Bitti Diye Üzülme aşkımız tez bitti diye Kısmetten ötesi yok bliliyorsun Kadere,talihe hiç sitem etme Severken ayrılan çok biliyorsun...Ağlamam demiştin,bak ağlıyorsun Verdiğin kararı yok sayıyorsun Böylesi hayırsa önüme geçme Ben çok mu mutluyum,sen biliyorsun...Kadere,talihe hiç sitem etme Severken ayrılan çok biliyorsun...
44
Geride Yalnızlık Bıraktılar Evcilik oynar gibi geçti bir hafta önce kız kardeşim ve yeğenim gelmişti bir pazar sabahı aradan 3 saat geçmişti ki oğlum -baba havaalanındayım- demişti acaba uzun süredir yalnız yaşayan bana çok muydu aynı günde bu kadar sevinç diye düşünürken sevinç gözyaşlarıydı hafiften akan…Unutmuştu kulaklarım evde bir kadın sesini çocuk sesini bebek ağlamasını ama öylesine güzel de ağlanmaz ki bebek sen gidince yalnızlığımda senin gibi güzel mi ağlar acaba sayılı günler değil mi çabucak geçer gider…Bir pazar sabahı geldiklerinde sevinçten akan gözyaşlarım bu sabah ayrılıklara ağlıyordu gittiler geldikleri gibi hüzne kesmiş gözleriyle ağladıklarını gizlercesine gittiler…Beni benden ayrılmayan yalnızlığımla baş başa bırakıp geldikleri yerlere doğru çekip gittiler geride hüzün geride yalnızlık bıraktılar…Şimdi ben ayrılmaz yalnızlığımla el ele bu gece rakıya sarılıp Orhan Veliden -Derdin günün hasretlik içmeyip te ne halt edeceksin- okuyacağız bir ayrılık türküsü eşliğinde gidenlerin ardından kalan yalnızlığımla…Geldiler neşe içinde sevinç getirmişlerdi ağlayan bebek sesinde mutluluk getirmişlerdi evcilik oynar gibi bir hafta sonra giderken bana bekarlık sultanlıktır deyip koca bir yalnızlık bıraktılar…Erdal İrfan –Kral Sergin 20 Mayıs 2007 Saat 09.30
173
Sevgi büyüsün Bitkilere can veren su,insana sevgi, Dost büyüsün yüreklerde sevgi büyüsün. Dost başarıdan başarıya götürür övgü, Dost büyüsün yüreklerde sevgi büyüsün.Bırak sevgi dolsun kalbe yolu tutmayın, Sürün sevgi tarlasını bor bırakmayın, Barış tohumunu ekin kini katmayın, Dost büyüsün yüreklerde sevgi büyüsün.Aşkı muhabbeti haykır sevgi çoğalsın, Derdi kederi paylaşın acı dağılsın, Kalbten kalbe dolar sevgi kıvam yoğrulsun, Dost büyüsün yüreklerde sevgi büyüsün.Sula sevgi fidanını kalbinde sula, Böyle bir zenginlik dostum yakışır kula, Sevgi yoksullarından da eksilmez bela, Dost büyüsün yüreklerde sevgi büyüsün.Ali Uzun’um der saygı, sevgisiz kaldım, Ne gördüm saygıyı dostum, ne sevgi aldım, İtile kalka kin nefret doldukça doldum, Dost büyüsün yüreklerde sevgi büyüsün.
105
Çiğdemli Türkü Nar çocuk acar çocuk Dal olur açar çocuk Dişleri erik erik Isırır uçar çocukBakışı yavru geyik Yüzünde saçar çocuk Ay doğar kumrulanır Uykudan açar çocukGün gelir çiğdemlenir Dağlara kaçar çocuk
32
Güneş'e Dair Bir safagin gun isiginda, dogu’da yukselen gunesin okyanuslari mavi aydinliga donusturmesini seyre dalmak kadar keyifli olmak. Tepelerin zirvesinde giderek kizillasan parlakligin, yeryuzune yansiyan muhtesem gosterisini izlemek. Henuz karanligin perdesini yirtmis ve geliyorum diyor, o simsicak atesten kutle.. Once agaclarin dallarinda bir parlak ampul olur, nehir ve denizlere yansimasi cekismeli olur.. Tarlada geceyi boynu bukuk geciren, gune bakanlardaki irkilme ve doguda gelen isiya kucak acmasini gormeli, tam bir sabah ictimasi, yeni bir yasama selama durmus. Butun canlilarin bayrami baslar, bitki, hayvan, insan, kisaca butun yeryuzu. Yepyeni bir hayat dogar. Bilirmisin en guzel gokyuzu o zaman seyredilir . Mavi perdeden sacan isik. Yilbasi gecelerinde karanliga dogru sikilan oyuncak fuzelerin yarattigi guzellik gibi. Yeni yili karsilamak icin gece karanliga kursun sikarlar. Yeni gunu sabirsizlikla bekleyisin ifadesi olur ve bir senlik baslar dunyanin her yerinde. Kiymetini bilelim yarinlar icin, umut, dogacak gunesin sicakligindadir, isittigi gezegendedir, bu sevdamiz hic bitmemeli..Milyarlarca yildir ayni senligi yasatir gezegenimize ve butun canli evrene.. Aslinda o hic tukenmek bilmeyen bir yurek yangini ve her zaman aydinlik sacar. Kim isterki karanligi yada gunun geceye evrilmesini… Karanlikta alacagi olanlardan baska, karanligi seven kalpazandan baska…. Biz karanliga gomuldugumuzde o baska bir kosesindedir dunyamizin. Gunes batiyor derler, dogru olurmu? Evrende hic batmayan ve herseyin en dirisidir o.. Oysa batan biziz kardesim biz …batiyoruz biz…dunyamiz batiyor kardesim.. Hep karanlik isteyenler oldukca, batmamiz dahada hizlanacak.. Gecmise ve karanliga hep ofkeyle bakmali ve yeni bir gelecegin guzelligi suslemeli, her sabah yeniden cicek acan gule donmeli butun sevdiklerimiz..25 TEMMUZ 2000
244
Ertelenmiş Bir Yolculuktur Aşka Dokunmak İç sızılarının imbatlarına yağmur sokulsun gecelerde, dilinde bir türkü olsun feryat El açma karşılığını bulmayan hüzünlere, kelimelerden kuleler yapmaktır aşkı yazmak Sıkışan yüreğinin dalgalarına bir kuş resmini yapsın aşk, cemrelerle boş verir başak Bulutların sırtına binerek dağlar aş, mendilsiz izlenmeyen bir oyundur aslında yaşamak Lal olan sevdalı gövdeni ezdirme dosta düşmana, bir var, bir yokmuş masalıdır hayat. Dağılmış bir geceden arta kalan anların telvelerinden bir kuş havalanır güne, umutsuz bir yankının elası düşerken gözlere. Hep bir başınalığımızın elim tanıklarıdır yaşananlar, kalburüstü bir mevsim geçişiyle iç geçirirken sevilere. Dimağımızdaki o özlem hareli yangınlar söner, avuçlarımızdaki yorgunluk içimizdeki şiirleri dişler ve her yaşama tutunuş zifiri bir heyecanın heybesinde gölgede uyumak ister.Ne çok yorum oluruz yaşamın kendisine, içinde yaşanmışlıklar barındıran, dertlerimizi bir başka diyara kuşkanatlarıyla götüren. Ne çok hayat oluruz, bilmediğimiz birinin gönlünde, bir ıslık olup ıslanmak belki de dudağında, sevilmek bir iç çekişin kıyı kentlerinde. Dokunmak fısıltıyla hayata tekrar, savrulmak gülüşlerinin ahengiyle ve sokulmak yüreğinin derinliklerine ruhumdaki sevgiyle.Dünlerin hiç bitmeyen mevsimlerine bağladığımız aşk çaputlarıyla bir sevinin yoluna koyuluruz, el kapılarına kul olmuş düşlerimizin imbatlarına kavgamızın ceketini asmak için. Durmaksızın dönen bu sevda gezegeninde ömürlerimiz kendi kabuğuna çekilen bir bahar yeli, biz dokunamadığımız anların yelelerine yapışan düş neferleriyizdir işte böyle. Bütün anlamların yaşamla değiş tokuş edilen buluşmasında bir yangın öpüşüdür dudağımızı buran, iç sesimizi rüzgâra savuran. Kendi yürek davamızdır oysaki aşk, içsel sesimizin o anlamlı tınısıdır ve biz yaşam merdivenlerinden çocuklar gibi kayıp, kalburüstü bir zaman meyhanesinde o hengâmenin fermanını yudumlarız. Anlam saygıya durur, şiir sevi otağımızda bir meşale gibi yüzyıllara meydan okur.Zamanın öte yakasından çoğalıp ırmaklara, oradan süzülerek ovalara, derinlerdeki tohumu besleyerek aydınlığa ulaşan bütün fışkınların hem kökünde, hem de başında inanılmaz bir sevgi vardır ve biz o sevgiye ulaşmak, o sevgiyi yaşamak ve o sevginin kollarında bir can, bir beden ve bir nefes olmak için kimi mutluluğun kapımızı çalmasını bekler, kimi çok uzak yolculuklara koyulur, kimi de o anları inadına yaşayarak sevdalı bir insan oluruz.Her insanın hakkıdır aslında yaşamak. Çok istemek, hayatın içindeki gelgitlerle büyümek, yaşamın kökündeki özle beslenmek ve ruhumuzdan hayata dökülen o coşkun ırmakları aşkın yüreğine çevirmek hep bizim elimizdedir. Bunu yapabildiğimiz an başarılı, bunu başaramadığımız anlarda da insan olamamanın kırık dalıyla bir nehirde buluruz o hüzzam akışkanlığımızı.Çok olmak, çoğul olmak, düşünerek bir mutluluğun nehrinde yüzükoyun uzanmak. Bizi nereye götüreceği değil, o suların bizi hangi esintiyle mutlu edeceği, o yolculuktan alacağımız inanılmaz yolculuk, belki günler, belki aylar boyu sürecek o yaşanası anların bize hangi olgunluğu katacağı, hangi menzilde coşkuyla haykırtacağı bir bilinmez denklemdir.Uğruna kapısında yattığımız anların kırık ışıltılarıyla döneriz ruhumuzu aşka, damakta tat bırakan yaşanmışlıkların girdaplarına sevdanın taşlarını atarken. Yolculuklara çıkmayı diler hep düşlerimiz kayıp bir anın sayfalarına yağmur damlarken. Karanlık düşünüşlerin hercailerine bir gölge düşer, biz ruhumuzun yangın vakitlerini damarlarımızda besler iken. Gölge yüzünü güneşe, aşk ruhunu ateşe ve biz yönümüzü sevdaya döneriz ve bir gün unutkan bir mevsimde avuçlarımızdaki yalnızlıkla birbirimize merhaba deriz.Sen gidince buralardan yine dönecek altında cirit attığımız küre. Yine avuçlarımızdaki mevsim terlerini uzatacağız birilerine ve sıvayacağız gönlümüzdeki meçhul sevilere. Ölümsüz bir yakarının kırık nadaslarıyla mevsim türküleri olacak hayat benliğimizde, kırık düşler tarlalarından boy atacak belki de heyhat. Fakat ne olursa olsun, hangi oyun sahnede olursa olsun bitmeyecek adına umut dediğimiz feryat.
522
AKDENİZ BÖLGESİ AKİLLER İLE BİRLİKTELİğim... AKDENİZ BÖLGESİ AKİLLER İLE BİRLİKTELİĞİM... Merhaba gönül dostları. Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerimize olsun. Akdeniz bölgesi akil insanlar grubu ile bir günlük birlikte oluşumda ki izlenimi sizlerle paylaşmak istedim. Dışarıdan alınan duyumlarla, bire bir içinde ki duyumların farklı oluşunu yazı metnimi, şiirlerimi okuyunca fark edeceksiniz. Henüz satırlarımı okumaya başlarken buda siyasetçi diye ön yargılı olmak bence yanlıştır. Kırk iki yıldır sanat adamı olduğumu şeffafça söylüyorum. Isparta şehrimde ki akil insanlar toplantısı bir hafta önce olacaktı. Sonraya erteleniş sebebi sizlerinde yüreğini yakan acı olay bizlerinde yüreğini yaktı. Çözüm sürecini baltalamak isteyen gizli odaklar çirkin yüzünü Hatay Reyhanlı da katliam yaparak göstermiş oldu. Bazı şüpheli failler yakalansa da ele başlarının henüz yakayı ele vermeyişi bizleri tedirgin etmektedir. Ölü sayısının ellinin üstüne çıkması, yaralıların çok olması üzüntümüzü daha da artırıyor. Ölen vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet dilerken yakınlarına sınırsız sabırlar diliyorum. Yaralı vatandaşlara da acil şifalar diliyorum. Akdeniz Bölgesi akil insanlar grubunun gül şehrimize geleceğinden haberdar olunca benimde beynimde bazı kuşkular oluştu. Acaba akıl insanlar bize ne aklı verecekler! . On yıl önce yazdığım savaş, barış ve barışçı şiirlerimi not edip hazırladım. Güncel konuyla ilgili de bir kaç şiirler yazmıştım onları da temize geçtim. Nihayet şehrimize gelen Akdeniz Bölgesi akil insanlar grubunun ilk ziyareti İslam köyde ki gül bahçeleri oldu. Orada ki vatandaşlar ile sabah kahvaltısı yaptıktan sonra çözüm süreci konusunda halkın görüşlerine kulak verdiler. Oradan Isparta valiliğine gelerek fikir alışverişinde bulundular. Daha sonra umumi toplantının yapılacağı salona Baride oteline geldiler. Bende onlardan önce bana ayrılan masada yerimi alıp onların gelişini bekledim. Program açılışını yapan arkadaş salonda ki konukları bilgilendirdi. Akil insanları size bilgi aktarmayacak, sizlerin çözüm sürecinde ki fikirlerinizi, düşüncelerinizi aldıktan sonra sorulan soruları cevaplayacaklar dedi. Salon içerisinde yapılan organizasyona hayran kaldım. Girişte kimlik kartlarını alan her şahsın oturacağı masa belirlenmiş, her masa numaralanmış, her yönden görülebilen ekran ayarlanmış, her masaya birer sorumlu tayin edilmiş. TOBB M. Rıfat HİSARCIKLIOĞLU başkanlığında ki gruba katılanlar şu isimlerden oluşuyor. Kadir İNANIR, Lale MANSUR, Şükrü KARATEPE, Nihal BENGİSU, Tarık ÇELENK, Öztürk TÜRKDOĞAN, Hüseyin YAYMAN, Muhsin KIZILKAYA ve organizasyon ekibi yer alıyor. Misafir konuklar kısa konuşmalarıyla ülkemizde huzurun sağlanması için barış elçileri olduklarını beyan ettiler. Barış sürecinin siyasi olarak algılanmamasını arzu ettiler. Salonda ki konuklar fikirlerini özgürce aktarma fırsatı buldular. Soruların yanıtını yetersiz olsa da almış oldular. Keşke protesto edenler ve davet edildiği halde katılmayanlar da orada olsaydı düşüncelerini aktara bilseydi! . Basın açıklaması yapıldıktan sonra akşam yemeğinde de beraber olduk. Ben Çözüm süreci ile ilgili şiirimi paylaştım. Sürecin hayırlı olmasını diledim. Çünkü benim çocuklarım doğuda görev yaparken bizler rahat uyuyamadık. Oğlumu telefonla aradığımda teröristlerin silah seslerini duyuyordum. Kızımı aradığımda onun mahallesinde ki karışıklığı konuşmasından anladım. Oğlum altı sene görev yaptığı yerler de çok tehlikeler atlattı. Eşim üzüldükçe beyninde oluşan bez salgılamayı artırdı. Her gün vatan, millet, yavrularımız için duacıyız. Allah korusun bu karışıklıkta eşimi, çocuklarımı kaybedebilirdim. Çözüm sürecinin başarıya ulaşmasını neden istediğimi algılandığına inanıp Akil insanların aracı olduğunu bildirmek isterim. Hoşça ve dostça kalınız.***** ÇÖZÜM SÜRECİ *****Başbakan her türlü yolu deniyor, Şehit anasında yürek yanıyor, Cahil olanlar da çabuk kanıyor, İnşallah umuttur çözüm süreci.İmranlı'ya gitti onun heyeti, Geçmişte ödendi bunun diyeti, Ortaya konmalı barış niyeti, İnşallah umuttur çözüm süreci.Esir düşenlerden haber alındı, Sekiz kişi geri döndü salındı, Tarihte yumuşak ortam bulundu, İnşallah umuttur çözüm süreci.Mektup da basına sızdı, yayıldı, Dünyaya şeffafça haber duyuldu, Palavra sözlere artık doyuldu, İnşallah umuttur çözüm süreci.Hükumet caymıyor bunda kararlı, Savaşan taraflar her an zararlı, İçi burkulsa da Zeki duyarlı, İnşallah umuttur çözüm süreci.15-3-2013***** AKİLLER *****Ülke genelinde yedi bölgede, Çözüm süreci var kalmaz gölgede, Paylaşım yaparlar önde bilgede, Şehrimize geldi akil insanlar.Baride otelde konakladılar, İslam köye gidip gül topladılar, Valiliğe varıp tokalaştılar, Isparta ilimde akil insanlar.Davetli olanlar salona girdi, Sunucu arkadaş mesajı verdi, Parti karşıtları ortamı gerdi, Dengeyi sağladı akil insanlar.Lale, Muhsin, Kadir, yazarlar vardı, Her masadan sözcü sorular sordu, Başkan cevapladı üstünde durdu, Açıklama yaptı akil insanlar.Onlarda yapıyor barışa katkı, Zeki şiiriyle yapıyor etki, Gece geç saatte program bitti, Mutlu oldu gitti akil insanlar.Ispartalı Zeki Çelik TÜRKİYE İLESAM il temsilcisi.
652
Mehtapta Aşk Var Sevdiğim olsun yanımda Bir yıldız doğsun ışıklar saçan Saçlarında güneşi batıran Sevdiğim olsun yanımda. Gözlerinde ufuk susturan Sözlerinde küskünlük ağlatan Gücüne karşı koymak imkansız Umutlar tükenişte sana. Mehtabında aşk vardı Sevdim yargısız sevdim Yazık çok yazık.. Gittin gidişinden sevinç kalmadı Düştüm kapandım dizlerine. Gözler inat etti yine ayrılık Yaşamın bana hayat verir, Gonca gibi nefesin can verir.. Mehtabında aşk vardı Sevdim yargısız sevdim Yazık sana çok yazık..
70
Günaydın Günaydım benim minik meleğim, Aç gözlerini sevgi tüten iki tropikal çiçek gibi.Günaydın benim bal yüklü peteğim, Gün doğdu çevir güzel yüzünü güneş anaya, Gülsün gözlerinin içi yaşam çiçekleri gibi.Günaydın benim saf kar çiçeğim, Parlasın gözbebeklerin sabah yıldızı gibi, Sen aşk ve yaşam demeksin Sen gülende herkes güler Sen ağlarsan dünya ağlar, Mutluluk saç yeryüzüne mutlu olsun tüm insanlar. Mayıs 2003 Melbourne
62
EY DELİ GÖNÜL-Ömer Hançeri Ekinci Yüreğim kabarık,titriyor sesim, Aklım yine alabildiğince sen dolu, Hani tutunmak istersin ya, Öyle bir hâldeyim ey deli gönül! Feryat sayma bu sitemi feryat edemem, Sensiz yüreğime ben ses veremem, Al, Al götür beni uzaklara, Hani anlattığın yer var ya işte ta oraya, Söyleme ama bilmesinler yerimi, Bu garip adam bu dünyadan göç eylemiş desinler, Alsınlar Hançeri’yi okusunlar, Anlasınlar feryadımı ey deli gönül! …
68
Kapalıyım Kapalıyım bugün. Tüm serzenişlere, çalınan tüm zillere, Hatta evin en sevdiğim köşesine, Bir bir içimi döktüğüm ajandama,Kapalıyım bugün. İçimde sessiz bir sukut hâkim, Ne denizin fırtınası, ne de yağan kar. Sarssa da binaları deprem,Kapalıyım bugün. Üstüme gelse de her ezici laf, Yeniyorum şaşıyorum, Kendimdeki gücü fark ediyorum.Kapalıyım bugün. Negatifliğe, akşamdan sabaha, Çıksam pazara, satıcın ben olsam. Mutluluk olurdu, malımın yarısı.Kapalıyım bugün. Başım eğik görünse de, yüreğim dimdik. Unutma! Öldürmeyen darbe güçlendirir. Habersiz yakalasa da üzüntü,Kapalıyım bugün. Yanağından akan gözyaşına, saklıyım. Çözülmeyen kördüğümlerde, Kalbinin gölgesinde, doğum günü kutlamaktayım. 1.1.2008
89
Kaşınma Komşu Değiştir o söylettiğin marşını Sahip ol diline kaşınma komşu Sıkarız kafana üç beş kurşunu Sahip ol diline kaşınma komşuBak bir gece başınıza çökeriz Sağlam dişinizi kökten sökeriz Hepinizi Marmara'ya dökeriz Sahip ol diline kaşınma komşuSeni böyle bu yollara kim yitti Kuyular kurumuş kıredin bitti Bak dostların dahi bıraktı gitti Sahip ol diline kaşınma komşuYazarız gerçeği biz hece hece O rüyanız kâbus olur her gece Gücünüz eşit mi bizde ki güce Sahip ol diline kaşınma komşuGün olur bak biz tatile çıkarız Taş üstünde taş bırakmaz yıkarız Remzi der ki gırtlağını sıkarız Sahip ol diline kaşınma komşu
97
Kurtuluş Savaşı Öncesi Esnası Sonrası Durumlara Kısa Bir Bakış 9 9]Ali Galipçi, Çerkez Ethemci asayişsizlikler, Çapanoğulları, Adapazarı, Düzce ayaklanmaları; Konya Deli Baş ayaklanması, 1. ve 2. Anzavur ayaklanması vs. ile Anadolu direnişi akamet uğratılıp boğulmak istenmiştir. Yine Anzavur komutalı dinci ve dinsel amaçlı Hilafet ordusu gibi karşı direnç odaklı olumsuzlukların da, dinsel, kimi cami destekli, kurtuluş savaşını akamete uğratma amaçlı bir karşı olunuşlae içinde olduğu da hemen aklımızın yanı başında olmalıdır. Bir araçsal parça, unsur olan manevi katkınlıkta oluşmaları, hepten de, masummuş gibi görmezden gelmeyelim. Yine buradan da, tüm dinsel oluşmalar suçlu ve karşı dirençmiş gibi asla ve asla görülmemelidir. Çünkü bunlar kurtuluş felsefesinin asli unsuru değillerdir. Abartılı ve akılcı olmayan ortaya konuşlarla, bunlara pay çıkaracağız derken, oluşum muhatapmış gibi zarar görür.Hele daha sonraki Şeyh Sayıt ayaklanması. Milli Aşiretler ayaklanması, Ermeni İntikam tugaylarının fırsatçı hareketleri, Karadeniz'de Rum Pontusçu isyanları, Demirci Mehmet Efe isyanı içinde, Anadolu hareketi nasıl başarı ile çıktı? Bu iyi bir analizin konusudur. İşte böylesi büyük ve kutsal bir hareketi, asker ya da cami bazında veya inançlı inançsız eksenli görürsek; iş, içinde çıkılmaz bir cılızlık olur. Bir ülkenin işgali inançlılığın yâda inançsızlığın bir ürünü olmayıp, emperyalizmin sömürge işgali idi. Direnişte sömürüye karşı olmanın fevri bilinç ve direnci de bu sömürüye karşı oluştu. Emeğe, özgürlüğe, sahibiyetçi oluşlara sahip çıkma zorunlu gayreti idi. Bu bilinci ortaya koyanlar dindar da dinsiz de; Müslim de, gayri Müslim de; kadın da, erkek de; çocuk da, genç de; efe de, yörük biçimli de; olumlu da, olumsuz da; oluşmaların içinde belirecektir ve belirmişlerdir de.Tüm bunların içerisindeki olumluluklarla var bulunanlardan sadece bir tekleri olan cami, efe hareketi gibi oluşmalar dahi, öz hareket değildirler. Ama öz harekete katkın olanı da var, karşı olanı da var olan katkınlıktırlar. Bunlar hedefin kullanılan meşru ve gerçek gereççi yöntem ve araçlarıdır. Katkındırlar üzerine düşeni de, önce fevri olarak, sonra Anadolu hareketinin içine katkı vererek, can siperine bir biçimde, yüz akı bir başarı ile yapmışlardır. Unutmayalım ki aracın kendisi (bütün olumlu fevri öznel hareketler) , çoğu kez kendiliğinden hedefe gitmezler. İşlev yolu, yol yöntemi, yöntem de, amacı belirler. Ortaya işlevi iyi koymak gerkti.Yani tek başına; ne cami, ne diğer direnişçi oluşumlar, gelel felsefeye değin işlev yolu ve amacı ve muzafferiyeti, sağlar değildirler. Cami gibi propagandif araçlar, sadece davayı amaca ulaştıracak eldeki mevcut olanaktırlar. Bunu da, gerek cami, gerekse diğer örgütlenmeler, yurtseverlikle başarmışlardır. Batıcılık (mandacılık) da, tıpkı doğucu hayranlık (kültürel mandacılık) gibi bir şey üretemez ve yapamaz oluşun, beceriksizliğin lak lakıdır. Kısa yoldan, beleşçi, kendisini üretemeyen bir yol mevzilenişidirler. Kuşkusuz analizci kritizelerle yapıcı bir dinamikte olur girişmeler olması da kaçınılmazdır. Yeterki körü körüne taklit ve savunuş olmasın. Toplumumuzun kültürel yapısı olan inanç ve gelenekler, doğu dış mihraklı düşünme iken, kimi yarıya yaklaşan oranda bir kesimi de batı orjinli inanma ve mantık içindedir. Yani doğunun eleştirel olmadan inanarak kabul eden sorgusuz sualsiz inanmışlığı karşısında, batının sorgulayan ve eleştirel olan, mantık zıtlaşması uyuşmazlığı bir aradadır.Bunlar da Osmanlı'nın çöküşü ile başlayan, her çöken imparatorluklarda görülen, özü anlamadan taklit etmenin, imparatorluklar çöküş hastalığıdır, ki kaçınılmaz imparatorluklar yaşantı aşmasıdırlar. Ve sistemi kavrayamayanların, sistemi konuşamayanların sakızıdırlar ki doğaldır. Büyük Atatürk, batı dememiştir, çağdaş uygarlık düzeyini ve çağdaş uygarlığın üstünü, tarik(yol) , bilim ve akıl yolu olaraktan demiştir. Ki bu da tüm Dünyanın algılanışı ve rekabetini sağlayıştır. Çağdaş uygarlığı Avrupa'nın temsil eder olmasına değin anlayışlar, bir kuruntu olmaktan öte, hiç bir şey değildir.Avrupa teknolojinin kaynaklarından uygarlığın kaynaklarından biridir. Çağdaş uygarlık, olasılıkla, doğuda da, batıda da; kuzeyde de ve güneyde de, vardır. Ama sizin ilişkin olduğunuz siyasi coğrafyaların konumu nedeniyle, batının size dek ilgi alanınız olması da, sizin için bir kaçınılmazlıktır. Alıntı olarak; 'Bugün geçmişe bakıp, Cumhuriyetle geçmişe kesin çizgi çekmek yanlıştır, savaşa sokanlar Osmanlı paşalarıydı' deniliyor. Tam böyle olmamakla beraber, aksini iddia eden mi var? Ama savaşa sokan paşalardı genellemesi ile toptancı olmayalım. Sözün gelişi paşaların içinde bulunan savaş yanlısı kimileri gibi Gazi savaşa sokan paşalardan değildi. Bunun gerekçeleri aşağıda anlatılacak. Ama bununla ne denmek istenmektedir? Mevcutta bir genç Cumhuriyet varken, bunun anlamı ne ola ki? Her halde genç cumhuriyetin kurucu iradesinin, askeri yansımadan daha çok yararlanmış olması mıdır? Ya da bu gün askeri bir vesayetçi yapı görünümlü oluşlardan kaynaklı, dolaylı bir eleştiriye gidiş midir? .Şiirin açıklamasında da yazının üst tarafında da, Cumhuriyetin de, Atatürk'ün de, Osmanlı'dan kalma bir genetik mirası olduğunu, açıkladım. Ama buradaki ima ve deyişinizde, Atatürk'e ne tür bir ima söz konusu, anlamış değilim! Yavru ananın da, mirasından doğmuştur. Ama artık ananın kendisi değildir. Anadan ayrı olmayan, ama anadan da daha fazla olan bir oluştur. Zaten yön tutacak olan da, bu fazla olan yandır. Bu fazla yanın yön tutabilmek için devinme alnı da, ananın mirası üzerinde olacaktır.Sürecek
750
Mavidir Bizim Türkümüz Bir mavi türküdür bütün düşlerim gelişlerim-gidişlerim Hep o mavi türküye Mavi aydınlık içindeyim Mavi aydınlık içinde TÜRKİYEHa başladı-ha başlayacak Mavi ufuklara yolculuk Bir gün kadın-erkek çoluk-çocuk 'Haydaa...' diyerek Son hızla ilerleyerek Çağlar üzerinden Sıçrayıp atlayacak Mavi güneşler doğacak Türkiye'me Türkiye'm büyüyüp Türkiye'm aydınlanacak Türkiye'mde yoksulluk kalmayacakMaviye gönül verdik bir kez dönülmez Mavi yolculuktan Su nasıl akarsa oluktan Öyle akacağız Bir mavi türkü yakacağız Uçmağa varan savaşçılaraTek ses tek nefes tek gönül olacağızBiz mavi aydınlık savaşçıları Mavi aydınlık içinde kaybolacağız 1975
83
Fazlası Bana Fazla Başımı sokacak ka/dar bir ev Ayağımı yerden kesecek bir binek Midemin alabileceği kadar yemek Fazlası dertsiz başıma dert Fazlası bana fazla Fazlası felaket demek F.K.
28
Seni yazmaktan korkuyorum Aslında yazmak istediğim o kadar çok şey var ki korkuyorum nazar edecekler diye sana...mesela gözlerinde cennet var desem herkes oraya göç eder..saçların tuğba dallar gibi desem millet merak edip bakar ve nazar olur..korkuyorum ey yar sana şiir yazmaktan, seni yazmaktan korkuyorum onun için sadece susuyorum ve seviyorum..// 6 Ağustos 2013 //
54
Umut Bahçeleri Hayata dair bütün anıların Gelip de geçecek usul usul Zahmetsiz süren tüm zamanların Pişmanlığıydı aslında bu okul Yada bahçesinde çiçekler koklanmamış Ama bakımlı ve de sulanmış Bir çiçek bir umut ise Gerçekleşmeyen hayaller her neyse Yaşanmışlar asıl yansıtır gerçeği Değişmeyen ise umut bahçeleri Oysa hayalimdeki gül yediveren Yırtık bir resim değil an ve an Yolun sonunda asa tek yoldaş Ne gardaş ne de arkadaş Umut ettiğimi geçmiş zaman Yaşatmadı, yaşamayacak olan Hülyalarda dolaşan Bahçede ki adam ben.
79
Acının Duvarı Asılınca Kendisi çatlamadan Toprağı çatlatamaz tohum Asmışım sinirini mutsuzluğun Ayrımsayamıyorum bile öyle mutsuzum Acısını artık duyamıyorum Ki kendim öyle bir acı olmuşum Nasıl görmezse göz kendini Kendimi arıyor bulamıyorum. Aziz Nesin
33
Sevgili sevgi - iki kelime değildir sevdam seni seviyorum sevgi - yürektedir,yürekte sevgi - sabır ister,sadakat ister sevgi - güven ister sahiplenme ister sevgi - yeri geldiğinde sevdiğini insan gibi sevmek ister sevgi - her şeyden,herkesten vazgeçebilmektir sevdam sevgi - fedakârlık ister almasını biliyorsan sevgi - sevdiğine fedakârlığı vermesinide bileceksin sevgi - sevgi iki satır yazı,iki’cümle sözle olmuyor, ,,,,,,,, - bunu göstermesini bileceksin o zaman,,,,,,,, - Asi Yüreklim..! sevgi - emek ister,sevmek yürek ister, ,,,,,,,, - Sevdam o yürek sende varmı? sevgi - sevdiğinin yanında olamıyorsan, ,,,,,,,, - ona değer veremiyorsan o sevgi,segi değildir sevgi - seviyorum deme boşuna ,,,,,,,, - sözle sevgi olmaz bu sevgi değildir Asimm sevgi - ben seversem yürekten severim ,,,,,,,, - Seninde sevgin yürekten olsun sevgi - yanlışı asla af/etmem bunu bilesin. ,,,,,,,, - bir kalemde silerim demek değildir sevmek sevgi - benim sevgim ne sözdedir ne iki kelimede sevgi - Benim sevgim yürektendir yürekten,,,,,,,, - Asi Yüreklim bunu unutma sevgi - sevgiye değer vermezsen ,,,,,,,, - sevildiğinin kıymetini bilmezsen,o sevgi ölür sevgi - otur hatayı kendinde ara ,,,,,,,, - o zaman bu yaralı yüreğimde ara seni sevgi - sevmek yürek ister,sevmek emek ister ,,,,,,,, - bu Asi Maral’da mangal gibi yürek var ,,,,,,,, - Asi Yüreklim o yürek sendede varmı? ,,,,,,,, - söyle hayal gözlüm susma sevdam? ,,,,,,,, - Asi Maral seni çok seviyor bi-tanem
221
Muhabbetimizden 2014 DURSUN GÜNEŞ EFENDİ VE GARİP METİNİ MUHABBETDURSUN GÜNEŞ EFENDİELA GÖZLÜM Seher vaktinde uyandım Aşk Boyasina boyan dim Yar senin aşkından yandım Ela gözlüm ela gözlümGARİP METİNİSeherlerde uyanmalı Aşkrengine boyanmalı Yar ateşiyle yanmalı Ela gözlüm ela gözlümDURSUN GÜNEŞ EFENDİYar gözlerin yasinmidir Ya süreyi dasin midir Ya muhammet kasimmidir Alá gözlüm ala gözlüm.. Ela gözlüm ela gözlüm.GARİP METİNİYar gözlerin ol yasindir Ya süresi döşündedir Nebi evladı kasımdır Ela gözlüm ela gözlümDURSUN GÜNEŞ EFENDİAşkın değer du cihana Badeyi doldur fincana Canim kurban Pir Sultan a Alá gözlüm ala gözlüm Ala gözlüm ela gözlüm.GARİP METİNİAşkın sarmış ken alemi Mümin geçer mi elemi Aşktır yazdıran kalemi Ela gözlüm ela gözlümDURSUN GÜNEŞ EFENDİKaşı keman gözü nokta Kalbime saplanan okta Kulağına küpe takta Ela gözlüm ela gözlüm Yabancı değilde sözlümGARİP METİNİKaşa heyran göze seyran Gönlümdedin yarim her an Aklımdan çıkmazsın bir an Ela gözlüm ela gözlüm El değilsin benim sözlümDURSUN GÜNEŞ EFENDİAli haydar baş belası Yaktı gözlerin elasi Bellidir gülün lale si Ela gözlüm ela gözlüm Cemali pak nur yüzlümGARİP METİNİAli haydar baş yazdadır Simasında nur yüzdedir Garip metin hak sözdedir Ela gözlüm ela gözlüm Güneş sensin ışık özlümDURSUN GÜNEŞ EFENDİ(ALİ HAYDAR) METİN DALKÜREK(GARİP METİN
190
Kutlama - Mustafa Kemal Atatürk ** Aynı zamanda Ulusal Önderimiz Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün doğuşunun 136. yılı olan 19.Mayıs.2017 Gençlik Ve Spor Bayramımız Hepimize Kutlu Olsun...**
27
İnsanca Sevmek insancadır Okumak, yazmak, konuşmak gibiAşk insancadır Sevgi, dokunmak, yaşamak gibiOnur insancadır Aşk, hasret, ayrılık gibiKavga insancadır Onur, tutku, haykırmak gibiYaşamak insancadır Sevmek gibi Aşık olmak gibi Onurlu olmak gibi Uğruna kavgayı göze almak gibi
36
Gizlice Bol Koy, Lafı Şahsım yemek yiyecek özel bir kuruluşta, On lira ödüyoruz sık sık aynı tabldotta…Vaziyetimizden mi iştahımızdan mıdır? Patron aşçıya söyler fısıltı anlaşılır…Bol yemek konulmuştur üste laf da söylenir, Doymadığında söyle usta ekleyebilir…(2012)
35
Emperyal Oyunlar İkinci Dünya Savaşı sonunda Amerika ve Rusya arasında bölüşülen Dünya o kadar ilginç şeyler yaşamıştır ki bunun bir oyundan başak bir şey olamayacağını düşünmek oldukça yerinde olur. İki kutba suni olarak ayrılan; ama her iki kutubunda el birliği içinde olduğunu göstermemek adına çeşitli senaryolar üretilmiştir. Soğuk savaş, psikolojik savaş, nükleer silahların sınırlandırılması vs...Bu iki emperyal güç tarihte hiç olmadığı kadar insanları salak yerine koymuşlar ve bunda da oldukça başarılı olmuşlardır.Güçlü bir Millet olan Türk Milleti de bu oyunlara gelmiş, tarihi birikimini, olması gerekene yerini bu oyunlar sayesinde terketmiştir. Dünya'da bütün diğer unsurlar bir şekilde arka bahçe kabul edilmiş olup, her iki tarafta arka bahçelerine şirin gözükmek için ilginç yötemler uygulamıştır. Öyle ki: Bazı yönetemler açık verirken bile normal karşılanmıştır. Örnek: Amerika ile sorunlu olan kişi ve kurumlar, onun zıt kutubunda bulunan Rusya'ya gitmek yerine Avrupa' ya gittikleri görülmüştür. Bunun tam tersi de olmuştur. Biz Türk Milleti olarak ya Ameriknacı olmuşuz yada Marksit Leninist olarak kendi içimizde birbirimize düşmüşüz. Darbelerin, kargaşaların ardında genel olarak bu vardır.Sovyet Rusya içinde bulundurduğu Türkleri asimle etmekle uğraşırken, Amerika bu asimilasyona gizli destek vermiştir. Bizim engellenmesi gereken bir olduğumuz hususunda da bir anlaşma söz konusudur ki; bu tarihte neler yaptığımız ile bellidir. Amerika ne hikmetse Orta Doğu için Türkiye ile masaya otururken, Türk Milletini bir bütün olarak almıyor. En ihtiyaç duyduğu dönemde dahi, Türk Milletini bir bütün olarak düşünüp kendi menfaatlerini koruma cihetine gitmemiştir. Bu korku o kadar içine işlemiş ki, bu Millet güçlenirse beni tarihten silecek diye, Orta Doğu da Asya da en güçlü ve en geniş coğrafyaya yayılmış Türklerin Birlik olmasını istemiyor. Biz birlik olamadığımız müddetçe de gerek kendi içimizde gerekse Dünya da geçerli şeyler yapmamız mümkün değildir.Düşünün, Afganistan' a Türk Askeri istiyor, orada Türk Askeri çok seviliyor, sebep nedir? Sebep Şudur: Afganistan kuzeyinde özellikle Özbekler, Hazarlar, Kırgızlar,Türkmenler yaşıyor ve sayıları 10 milyon civarı bu da ülkenin yaklaşık üçte biri. Bu Türk boylarından Talibana ve El kaideye katılanlar da var. Aynı paralelde Tacikistan var. Bu Ülkeninde %35 i Türk boylarından oluşuyor. İran'ın %45 i Türk.(1920 de Türkmen soylu kacar hanedanını yıktıklarında bu oran%60 idi.) İran ile sorun yaşıyor çözmek için Türkiye arabulucu olmaya çalışıyor. Buralardaki Türk Milletini yok sayarak yada asimle etmeye çalışarak durdurmaya çalışmasaydılar, her zamanki gibi Dünyanın dengesi bu kadar bozulmazdı.Tarihte bu net bir şekilde bellidir. Türk Milleti denge unsuru olmuştur. Çin içinde 1949 yılında bağımsızlığı elinden alınmış Uygur Cumhuriyetinide 50 milyon Türk'ün ya asimle edildiğini yada savaşlarda yok edildiğini de hesaba katarsanız olayaın vehameti ortaya çıkcaktır. Şimdi bir daha düşünmeleri gerekecek. Türklerden korkmak yerine Türk Birliğinin kurulması için biraz çaba sarfetseler Dünya sorun üretmeyecek bu kadar. Türkistan sınırları o kadar nettirki O kadar açıktır ki, bunu değiştirmeye çalışanlar ne kadar yanlış yaptıklarını bütün berraklığı ile görürsünüz. Mesela, Rusya sınırları içerisinde Türklerin yaşadığı topraklar 4 milyon km2. Bu Rusya'nın dörtte biridir. Bütün özerk ve federe Cumhuryetlere Rus doldurmuşlar Cumhuriyet isimleri Türk ama bir çok yerde nüfusun çoğu Rus. Şimdi diyeceksiniz ki Türkiye de neden bu yapılamadı. Mesela Kürt'lerin yoğun yaşadığı şehirlerde Türkler göç ettikleri yada göç ettirild,ikleri için şu anda bu kadar problem var. Yani Çin yapınca Rus yapınca iyi bize gelince ne hikmetse yapılmıyor. Ben facebook'ta 'TÜRKBİRLİĞİ KURULMALIDIR' diye açtığım site bütün bu oyunları durdurmaya yöneliktir.
527
İyiki Geldin Bebek İYİKİ GELDİN BEBEKEy Yaşamın uzak dağlarından Sıyrılıp gelem yolcu Sefalar getirdin başım gözüm üstüne Elimde ekmeğim soframda aşım Gel otur şöyle dizim üstüneVarlığın var oluşumun öteki adıdır Merhaba bebeğim Gözlerinden öperim Şu yaşlı dünyamıza hoş geldinSen geldin bahara durdu dağlar Dallarda tomurcuk Patlamaya yüz tuttu çiçeklerAz sonra sere serpe açılır yollarında güller Çiçekli türküler takayım saçlarına Bir o yana bir bu yanaNe iyi etinde geldin Geldin su serptin özlem yangını yüreklere Gelişinle dindi hasret sancıları Bitimsiz sevdalar kaldı günden yarınaNe iyi etinde geldin bak bahar düştü çığlık çığlığa kapıma kuş seslerine karıştı çiçeklerim kokusu hoş geldin dünyamıza.bebek gözlerinden öperim.
102
İftarda yenen yemek cennet yiyeceğidir Peygamber Efendimiz bizlere buyuruyor, İftarda yenen yemek cennet yiyeceğidir. Hadis alimleri de önemle duyuruyor, İftarda yenen yemek cennet yiyeceğidir.Sizler Ramazanda günah işlemekten kaçın, İnanmıyor isen Hadis kitabını açın. Allah için akşama kadar aç duran için, İftarda yenen yemek cennet yiyeceğidir.Kim ezan ile Allahın adını anıyor, Soframız cennette yenen sofraya dönüyor. İftarda Allahın sofraya nuru iniyor, İftarda yenen yemek cennet yiyeceğidir.Ramazan gibi insana huzur veren ay yok, Bize bereket verir Ramazanda Yüce Hak. Ramazanda bereket bolluk hissedersin bak, İftarda yenen yemek cennet yiyeceğidir.Yusuf siz günününüzü oruçsuz geçirmeyin, Oruç tutun onun sevabını uçurmayın. Bu bereketi evinizden kaçırmayın, İftarda yenen yemek cennet yiyeceğidir.
105
Cennet Cennetin sekiz kapısı vardır, Bunlardan biri darı celaldır. Kırmızı yakut, darı karardır.Cennet seviyor Hak aşıkları, Mahşerde çağırır sadıkları.Kırmızı yakuttur darı karar, Beyaz nurdandır o darı celal, Yeşil zebercedir darı selam.Cennet seviyor Hak aşıkları, Mahşerde çağırır sadıkları.Cennetül Meva gümüşten güzel, Firdevs gümüşten altından özel, Orada nice huriler gezer.Cennet seviyor Hak aşıkları, Mahşerde çağırır sadıkları.Güzeldir cennetül huld mercandır, Cennetül and safran gibi altındır, Cennetül Meva gümüş bir handır.Cennet seviyor Hak aşıkları, Mahşerde çağırır sadıkları.Cennetül naim kırmızı yakuttur, Kokusu miski hamberden yoktur, Bu makama varanın sefası çoktur.Cennet seviyor Hak aşıkları, Mahşerde çağırır sadıkları.Fatma Alageyik
92
Dua Ne hükümran kalır Ne zulüm ne de kin Öz değil dostlar Öz değil bu biçim Kulların kullara ettiğini etmiyor En zalim harı ateşim Bugün dua ettim Hepimiz için Yüce tanrı bizleri Affetsin Ne para ne pul Ne iktidar ne güç Bu değil gerçek Bu değil gerçek Bu kavga Hayırsız bir düş Uyanır neslim Uyanır elbet Bugün dua ettim Hepimiz için Yüce tanrı insanı Affetsin
65
Erzurum Karakış, zemheri sende Erzurum Sevdan çok yücedir bende Erzurum Gurbeti bitirdim yüz sürdüm sana Türküdür her dilde, telde ErzurumSavaşta hançeri vurur Erzurum On iki Mart günü gurur Erzurum Diyar-ı Dadaştır tüm yüreklerde Her daim başı dik durur ErzurumTarım, hayvancılık varın Erzurum Misafirperverdir halkın Erzurum Gelenek, görenek baş tacı sende Saygı, sevgi, hürmet arın ErzurumAç değildir gözün toktur Erzurum Özlemim gurbette çoktur Erzurum Şan, şeref, haysiyet taşırız kalpte Sende yalan, dolan yoktur ErzurumSuyu soğuk yaylaların Erzurum Çok heybetli tabyaların Erzurum Nur içinde yatsın aziz şehitler, Ulu Nene Hatun’ların ErzurumDamarda dolaşan kanım Erzurum Sen alın yazımsın canım Erzurum Kaldırımlarında yorgun ayaklar Sağım, solum, dört bir yanım ErzurumŞimdi dağlarında güller Erzurum Güllere hasret bülbüller Erzurum Götürün köyüme ölürsem beni Gayri anam figan eder ErzurumYavuzer, Ergani telde Erzurum Hem Mevlüt İhsani sende Erzurum Vatanın güzide ozan diyarı Sümmani, Reyhani sende ErzurumDavut’ta bağrında yaşar Erzurum Sevinci göğsünden taşar Erzurum Layık süper lige futbol takımın Coştur hep bizleri başar Erzurum (Mart 2007)
157
Türk Milli Eğitiminin Hedefleri Ve Sosyal Faaliyetler Türk milli eğitiminin hedefi; Türk Milletinin bütün fertlerini, Atatürk inkılâp ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı; Türk Milletinin milli, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan; insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getirmiş yurttaşlar olarak yetiştirmektir.Beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve başarılı kişiler olarak toplum hayatında yerlerini almalarını sağlamaktır.İlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliştirerek gerekli bilgi, beceri, davranışlar ve birlikte iş görme alışkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak bir meslek sahibi olmalarına vesile olmaktır.Böylece bir yandan Türk vatandaşlarının ve Türk toplumunun refah ve mutluluğunu artırmak; öte yandan milli birlik ve bütünlük içinde iktisadi, sosyal ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk Milletini çağdaş uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır.Eğitimciler, her şartta Türk milli eğitiminin belirlenen bu hedeflere uygun bir eğitim ve öğretim gerçekleştirmeli,bu hedeflere en iyi bir şekilde ulaşılabilmesi için sosyal faaliyetleri çok önemli görmelidirler.Eğitim ve eğitme görevine talip olanlar, öğrencilerin kişisel kabiliyetlerini geliştiren, onları kendi kendine güvenen ve kendine yeterli hale getiren, tarihi, kültürü, sanatı sevmesini, benimsemesini sağlayan, teknikten yararlanabilmesi için onu şuurlandıran, el işinde başarılı kılan, göz nurunu değerlendirmesine yardımcı olan, birlikte çalışma ve başarma duygusunu aşılayan, bilen, bulan, düşünen, toplum karşısında konuşabilen, el mahareti olan ve bu maharetlerini sergileyebilen, bildiğini, bulduğunu, ürettiğini başkalarıyla paylaşan ve paylaşmaktan da büyük bir zevk alan kişiler haline getiren sosyal faaliyetlere yeterli zaman ve imkan ayırmalı, böylece hem çocuklarımızın bilgi, beceri ve istidatlarını belirlemeli,hem de onları sadece teori ile uğraşan değil aynı zamanda pratikte de bir şeyler yaratan,ürünler ortaya çıkaran ve üreten birer bireyler olarak geleceğe hazırlama gayreti içerisinde bulunmalıdırlar.Hem öğretimin, hem eğitimin hem de çağdaş Türk milli eğitiminin temel hedeflerine uygun düştüğü üne inandığımız bu çalışmalarında, birlik ve beraberliğin de son derece önemli olduğunu her eğitimci her zaman aklında tutmalı, eğitilen temiz gençlerimizin, güzel ve gayretli yavrularımızın topluluk içerisinde birlik ve beraberlik duygularını sürekli kuvvetlendirip bir şeyler üretebilmelerine vesile olmalıdırlar. “Birliğin olduğu yerde dirlik, dirliğin ve diriliğin olduğu yerde hayat ve başarı vardır.” Gerçeği her zaman her eğitimciye yol göstermelidir.Çocukların ortak çalışma ve gayretleri ile nelere vakıf olabilecekleri, neleri başarmaya muktedir oldukları, hep birlikte görülmeli ve bu görülenden de her eğitimci mutlu olmalıdır.Öğrencilere sağlanan imkânlarla, tanınan fırsatlarla, gösterilen ilgi ve alaka ile, onların duygu ve düşüncelerini en güzel bir şekilde aktaracakları, kendilerini eğitenlerle birçok başarılarını paylaşacaklarını, hem birbirinden güzel eserler üretirken, hem de onları başkalarıyla paylaşırken kendilerine daha çok güven duyacakları eğitimcilerin gayretlerini daha bir kamçılamalıdır. Eğitimcilerin daha çok öğrenen, daha iyi bir eğitim alan, üreten, bilgisini, becerisini, el emeğini, göz nurunu paylaşmasını bilen, desenle, çizgiyle, kabartmayla, şiirle, hikâyeyle, denemeyle düşünce ve duygularını şekillendiren, güzel konuşan, güzel yazan, kültürün, bilimin, sanatın, sosyal hayatın her alanında başarılı olan, vatana, millete, insanımıza ve insanlığa faydalı olmak inancıyla gece gündüz çalışan öğrenciler yetiştirmeleri en temel temennimizdir.
530
Babadan Oğula Eve dönmez bir akşam; Ve gün yüzlü çocuğu, Sorar: Nerede babam?Bakarlar, oldu, bitti; Gelir, derler çocuğa, Baban attaya gitti.Uzar gider bu atta; Ve neler neler olmaz Ve kim bilir ve hatta;Bir mahşer gerisinde; Babası döner bir gün, Oğlunun derisinde...
41
Bowling Spor deyince futbol gelse de akla, Oynayacağın birçok spor dalı var, Her sporda yarıştığın zaman hakla, Sevip başaracağın çok spor dalı var…Bizim İnsanımız alışmış hep futbola, Tabi futbol koşarak oynanır ayakla, Topun sihirbazı olup rakipten sakla, Her spor kazanılır başta inanmakla… ………………………………………………… ………………………………………………… …………………………………………………. Bowling; birey ve ekip olarak oynanır, Ağır top yerden hızlı şekilde yuvarlanır, Top gidip çok lobutu devirdiği zaman, On lobuttan çoğunu deviren kazanır… 26.05.2017Eğitimci-şair-Yazar
69
Nolur Azcık Gül Gül, haydi Gül :)) Gül, nolur azcık bir gülsenGül, Bayram şekerin olsun çocuksu saf duygularaGül, herkese bahşişin olsun kalp atışlarınaGül, dostluğumuza kardeşliğimize Gül, bana değil, yaradandan ötürü tüm insanlara yaratılmışlaraGül, alın yazına, alın yazınla kaderimizeGül, içten gelen içtenlikle samimi sevgineGül, ama gözünle yüzünle gamzelerinleGül, ama, aman ha aman nolur gıcık gıcık, alaylı alaylı kahkahalarla güleyim deme çığlıklarla, kalbini sebepsiz zamansız öldürürsün, sevenlerini sevdiklerini küstürürsün aşkları söndürürsünBunun için hadi nolur azcık bir gülGül, minik tebesümle, dost dediklerine, dostca sevdiklerine yaradan için ' gül ' yaradandan ötürüÖyle gül ki; ikimiz için ' gül ' barış kardeşlik dostluk olsun için de aşk sevgi olsun aramızdaÖyle gül ki; Gül, gül de güller oluşsun gülücüklerinde...(N.K.27 Eylül 2010)
115
Aşk cesaret ister.. Konu:Aşk..Sen gecenin beyazısın... Bense siyahı... Sen yağmur damlası... Bense fırtınası... Sen meltem rüzgarısın... Bense karayel... Aşk sevda sevgili... Cesaret ister...Kılıç gibi keskin eser boran'ım... Çiğ tanesi olmuşum... Çiçeklere konarım... Hep vefasızların çelmesine takıldım... Aşk sevda sevgili cesaret ister...Sen güneş oldun... Ben buz denizi... Sen ateş oldun... Ben soğuğun nefesi... Sevmenin varmı ki alfabesi... Aşk sevda sevgili cesaret ister...Ben karakaplı bir defterim... Sense beyaz sayfası... Ben güzelim hasret çekerim... Sense umut aynası... Sen,göğsümdekikurşun yarası... Aşk sevda sevgili cesaret ister...Tarih:03.06.2008
81