poes
stringlengths
103
153k
poe_length
int64
21
20.9k
Gül Sen bir gülsün ebedi gül Güzelim çam güzelim gül Mutluluk kaynağım gül Geleceğim bahtım olan gül Derdimin dermanıdır gül Aşkım muhabbetim yine gül Gecem gündüzümdür gülHalil Çolak 25.12.2005 Ankara
30
UMUT Şahımız Atlandı! Destanlaştı sevdam yandı Ay 'geceler' sabahlandı „Umut atımız“ şahlandı Sürer gider, kalmaz naçar! Güneşten yaptırdım bir taç Karanlığa bir ışık saç... Dostluk hanından kapı aç Mazlumların konar göçer... Yaşım dünya ile yaşıt Yıldızı „avcumda ışıt“ İnsanlık feryadım işit Şiar dosta yelken açar...! Söz ve Müzik: Ozan Şiar Ağdaşan www.siarcan.com Düzenleme ve Yorum: Aşık Şahturna Kadın Ozan Şah Turna www.sahturna.com Almancaya çeviri: ŞİRİN ŞAFAK AĞDAŞAN Umut
68
Sevgi Zarfına Kuş olsam…! Gökte turnalar misali Sevda zarfına KUŞ olsam Mazlumlara Güneş eli Zalime boran KIŞ olsam Nerde garip görsem, bağrım Cız eder ah, dinmez ağrım Yüzyıllara gider çağrım… Kerem Leyla ATAŞ olsam! Dadaloğlu otağında Sarmaş oldum yatağına Bugünler yol kavşağında Yarına umut DÜŞ olsam Şah Turna aşk yele verin Dosta gitsin serin- serin Hasret çeken sevenlerin Gözünden akan YAŞ olsam Zalime boran KIŞ Olsam Yarına Ümit DÜŞ Olsam! ...Söz ve Müzik: Halk Ozanı Aşık Şah Turna (Ozan Sahturna) / Ozan ŞİAR Düzenleme: Ozan Şiar Ağdaşan www.siarcan.com info@siarcan.com 'Yolunda Köprü Olsam' albümü 'İnadına Sevdamız' kitap
96
Poem VIII yalnızlığından ağzı kulaklarına / kuklalarına / varan ben; ben neysem kimsem işte ben, dört köşe yalnızlıktan olan ve hiçliğin babalık ettiği... akın çınar'ı anlamak terennümlerimle, zihin tezgahları açan olur olmaz yerlere en sapa kesat mezbele kimselerin uğrak yeri olmayan yerlere işlek yerlerde izleksiz alıcısız... kimselerin seyretmediği bi perde... göremedikleri...öleceksem niye yaşayayım ki ya yaşadığımda ölürsem demode yaşam intihar inşaatları yaşayarak intihar da temelsiz artık... ya öldüğümde yaşarsam! ya ölemez ya yaşayamazsam...öleceğimi bilmesem yaşardım, öleceğimi bilmezsem bilmezlikten gelsem yaşamak kurgularım ve spekülatör mikrobun teki olarak hayatların arasına karışırım... hayata karışmam... hayatta uyuyorum zaten, hayatta uyur gezer...memphis'in bohem mahallerinde sürten bi tembelist ve aylak bi kabristandım / definistançul / bi körfeze boşalttım ölülerimi ölümlerimi o ne kadın canım ölmelerimi, kurtulmak değildi, bi hiçlik yaşamak... , sanırım peşimden gelenleri oldu, ilişmedim ve bi nur topu hayatın varoluşlarını tükürdüm yere göğe...ve şair dedim: her bir şey'in katil zanlısıdır...ve her bir 'şey'in mecazla tezatını yaratılayan sinonim tınılarla çoğaltan eylemsizlik saltanatında gönül ayartıcı devinimi şiirin dahi ,eylül'07 imgesini ele veren arz-ı seyahat
168
Sarı Gülüm Sen Beni Unutsanda Ben Seni Unutmadım,Unutmamda Bugün de ellerim bomboş geldim sanma Uğruna döktüğüm yaşları getirdim avucumda Belki bu kez inci bir gerdanlık 24 ayar bir bilezik değil ama Bağrımda kanayan yaramdan bir bir yudum acı getirdim sanaGeçen gün işyerinin önünden geçtim Öylece baktım ismin yazılı camlara Gölgen düşer gibi olduda bir ara soğuk duvarlara Belki de bir ruyaydı pek de anlayamadım ya...Senin için çok kilo vermiş dediler O altın sarısı saçlarına kar düşmüş,öyle söylediler Görmüşler yemin ettiler yüzündeki kederi acıyı görmüşler inanmadım geldim seni kendi gözlerimle birde ben göreyim istedimO,o çok sevdiğin sarı güllerden,onlardanda satın aldım Gelirken de yine aynı heyecan vardı kalbimde Hatta bir ara durakladım yapamam sandım,sonra Sen beklemeyi sevmezsin diye çarçabuk toparlandım ve geldimGeldim,gördüm işte,sen,sen uyu rahatını hiç bozma Omzunda ağlayan bir melek başucunda bir gölgeyim şimdi En sevdiğin şarkı çalıyor sanki bu karanlık odada E,hadi hatırlasana! dinliyorduk ya canım her buluşmamızdaDÜnyaya bir daha gelsem sevgilim ararbulurum yine seni severim diyordunya Hani cenneti değişmezdin saçımın teline ömrünün yettiği kadar beni sevecektin ya Birde şu arabamın ön koltuğundan topladığım saçların varya Onları resminle birlikte da hala saklıyorum cüzdanımda,Sarı gülüm yazıyor hala aynı arabanın buğulu camında Sarı gülüm diye başlıyor her şiir her şarkı hatta her mısra Sarı gülüm, sarı çiçeğim,bal gözlerin hep kazılı hafızamda sarı gülüm sen beni unutsanda ben seni unutmadım,unutmamda
217
Bu Bölümde Yalnız Ölüm Oynuyor Ortalığı karanlık ışıtıyor Yol yolcu tüketiyor Hiçlik çok ekiliyor Boşluk usta avcı,tor Aç insanlar uykuyu doyuruyor Uykular çimdikleyen dizeler dinlenmiyor Gölgeler gölgelere sarılıveremiyor Sevinç üvey,coşku hor Halk tükürse halt boğulurdu elbet Ama tüküremiyor Heykellere küflerden giysiler dikiliyor Sönmüş ateş,ıslak kor Yürek özürlü insanlar artıyor Sorun kendini insanla tartıyor Kurnazlar gerçekleri çiçeklerle örtüyor Kılıç sorunlara kör Siyah renklendiriyor Tutkular utkuları getiriveremiyor Sevgi anlamlamıyor ve aşk tamamlamıyor Aşk sözlükte yanlış tanımlanıyor Onun tanımı en zor Yaşam yoğun bakımda Bu bölümde yalnız ölüm oynuyor
86
Veda Bu gece buralara karlar yağacak Bu gönül sensiz yar nasıl kalacak, Bu sevgim senden hesap soracak Veda ediyorum sevdiğim aşka. Bir gün sana bu hasretim bitecek Sen bilmezsin geceler söyleyecek, İçimdeki acılar bir gün dinecek Veda ediyorum sevdiğim aşka. Kilitledim kalbimi sen açamazsın Benim hayallerimi anlayamazsın, Ver kalbimi geriye saklayamazsın Veda ediyorum sevdiğim aşka.
55
Tüm Ayrılıklar Bahane Aşk, aşk diye feryat eder, Cümle âlemi gezersin, Aşk sendedir gönlüm, Söyle neyi nerede ararsın. Bir ten midir seni senden alan, seni derde salan. Ten dediğin topraktır, her gün ayağınla çiğnersin.Aşkın sırrına ermeden, Âşık oldum zannetme, Sakın aşkı tende arayan nefsine biat etme, Söyle gönlüm, ten dediğin nedir ki? Yüreğindeki aşkı o ten uğruna ezersin. Bir ela göz için feryat eder gezersin...Ey gönlüm, Aşk gitmeden buluşmak değil mi? Konuşmadan duymak, Tutmadan dokunmak. İki iken bir olmak, bir iken onda kaybolmak, Görmek, duymak, dokunmak bunlardan sana ne? Aşkı buldum diyorsan, Tüm ayrılıklar zaten bahane. Sen aşkı yüreğinde taşı, Gerisi yazılmamış hikâye.
103
Millî Eğitim Vakfı Kuruluş Günü 6 Yine 19 Şubat kutlanır özel bir gün, İçinde vakıf varsa hatırlanmalı her gün…Vakıf hizmet veriyor çocuklarımıza, Uzanır ve yetişir ihtiyaçlarımıza… Eğitim dolsun ister ülkemin her köşesi, Öğretim bilinciyle, coşar çocuk neşesi..(2012)
37
Şehidim sana canım feda olsun Can verip şehit olana yanarım, Şehidim sana canım feda olsun. Ben onları rahmet ile anarım, Şehidim sana canım feda olsun.Saygımız var şehit olup yatana, Memlekette örnek oldun atana. Sen ki canını verdin bu vatana, Şehidim sana canım feda olsun.Seninle gurur duyuyorum gurur, Seni ancak hain olanlar vurur. Senin kanın bayrağıma renk verir, Şehidim sana canım feda olsun.Senin adını sevenlerin ansın, Senin ardından Türk Milleti yansın. Gönlümde olan kahramanım sensin, Şehidim sana canım feda olsun.Yusuf onların sonunu görecek, Türk ordusu cezasını verecek. Sen şehit oldun onlar geberecek, Şehidim sana canım feda olsun.
96
T-Ang-isip-isip-158 - Filipince T-Ang-isip-isip-158 - FilipinceDo you Know... Ang isip-isip.... Ikaw ay aking unknow... Ikaw ay aking alanganin... Ikaw ay aking-uurong-sulong,.. Ikaw ay aking undecision..... Nauunawaan mo ako... Ang isip-isip.... Mersin-18/02/2009-Bilal Genis
32
Mevsim Be Mevsim Sönen güzler dolu, veda bu! Solan yüzler dolu köpük, su. Yürek; közkütük yangın yeri, Heyhat! Mevsim dönmekte geri.
21
Sen Lider Ol Laik Türkiye Cumhuriyetimizi Yıkmak isteyenlere Karşı TC mizin Sonsuza dek Yaşaması için Öncelikle Bir lider bekleyip Sineye çekilmek Yerine Sen lider ol ki Tarih Altın sayfalarında Seni yazsın
31
Usta Çiçek Fikir çiçek açar bağ bostan gibi Yeli çağrı olur dağ dosttan gibi Uyan tiritlenir yağ ustan gibi Uymayan sallanır sağ mestan gibi.
24
İnceden İnceye Uçsuz bucaksız bir yalnızlık Ve her şeyde sensizliğin kederi Yağmur yağıyor inceden Sabahtan beri.. Koğsan gidecek gibi değil bulutlar Yağmur yağıyor inceden, Kaybetmek için toprakta izi Yağmur yağıyor yüreğime Açıyor bütün anıların üstünü Dönüyorum yaşanmış günlere Şimdi dünyada değilim gibi Yağmur yağıyor inceden, Yıkanıyor tarlalarda yeşil Dudağımı ısırıyorum, Altımda benim olmayan dünya Yağmur yağıyor inceden Yağmur yağıyor yol boyu Yeşil yıkanıyor tarlalarda İçimde sensizliğin kederi
67
Sevgi Arama İnsan arıyorsan yüreğine bak. Başka şartlar ile sevgi arama. Yaralı gönlüme sevda mumu yak. Kuru otlar insan sevgi arama.Güzelsin, şirinsin bellidir halin. Kim bilir ne halde günah vebalin. Bir ömür bıyunca bırakmam elin. Bu inatlar ile sevgi arama.Sevgi bir hazine anahtarı sen. Açsan şu gönlümü mutlu olsam ben. Gereksiz ön yargı ayrılık neden. Boş ispatlar ile sevgi arama.Şair Yücel der ki, sevgi aradım. Ne eylediysem de olmaz muradım. Sevda bilmeyeni nice kınadım. Gel feryatlar ile sevgi arama.
79
Akıl, Kalp ve Ruh Gözleri Kimi akıl gözüyle hakikat yollarında, Bin bir akıl yürütür ince hesap peşinde. Kimi de kalp gözüyle hakikat yollarında, Kaç türlü seyr-ü süluk, vuslat arar düşünde.Akıl gözü tek gözdür, beş duyu ile görür, Deney ve tecrübe yok mantık ile fikreder, Batına ulaşamaz, ancak zahiri görür, Dış kabukta ilmeder, içteyse iflas eder.Kalp gözü de tek gözdür, sezgiler ile görür, Deney yok, tecrübe yok taklit ile zikreder, Ne batını kalbeder, ne de zahiri görür, Ne içtedir, ne dışta berzahta ömür biter. Akıl kalpsiz kısa, dar; şartlanmış ve şekilci, Sezgileri susturur, duyguları reddeder. Kalp akılsız amadır; takıntılı, taklitçi, Tefekkürü unutur, mantığı da fesheder.Akıl kalpsiz giderse, rehbersiz kervan gibi, Yol bulup erişemez fikrinin maksuduna. Kalp akılsız giderse, firakta aşık gibi, Del olup ulaşamaz gönlünün mahbubuna.Üstelik bu iki göz çarpışarak körlenir, Zıtlaşmayla açılır iki gözün arası; Bu yüzden sonsuz adet hakikat perdelenir, Tek gözle görülemez perdelerin arkası.İki göz birleşmezse ayrı, ayrı şaşıdır, Hiç biri tek başına göremez hakikati. İki göz birleşirse, bu idrakin başıdır, Görünür artık daim hakikat hakikati.Kalp bir bilgi arşivi akıl önericisi, O bilgiyi önerir, kalp bilinci arttırır. Yükselen bilinç ise, ruhun belirticisi, Aynı zamanda ruha mertebeler aştırır.Kalbeden için kalbi, akleden için aklı, Her biri birer gözdür, ikisi olunca bir; Ruh gözü zuhur eder yedi yöne bakmaklı, İşte bu gözle artık daim getirir tekbir.Ruh kendinin üst bilinç olduğunu görürse, Görecektir kendini kuşatan Bilinci de. Ve de, kalbin hissini akıl idrak ederse, Bilecek her cihetten kuşatan Rabbini de.Bilinç içinde bilinç ne harika, ne ilginç, Eşsiz çiçek içinde açmış bir küçük çiçek. Sarıyor o küçüğü sonsuz şefkatli bilinç, Sımsıcak o sinede rahmetle gelişecek.Tüm evreni saracak küçüğün rayihası, Tüm gönüller onunla bir bir çiçeklenecek, Demlenecek kalplerde aşkların en hassa’sı, Bütün kalpler bir olup ‘Bir’ ile bir’lenecek… İnşallah ve biiznillah………Akıl: Ön beyin - Neo cortex Kalp: Orta beyin - Limbik sistem (3. Kasım. 2006 – İzmir)
303
Ders Kitaplarında Tahir Kutsi Makal DERS KİTAPLARINDA TAHİR KUTSİ-Araştırma-İnceleme-MUSTAFA CEYLAN ************************** Tahir Kutsi Makal, ilköğretim okullarının Türkçe ders kitaplarında eserleriyle “ders konusu” olarak yer almıştı. Mükemmel Türkçe’si olduğunu belirttiğimiz yazarımızın eserlerinden örnekler verilerek, çocuklarımıza Türkçe dersleri verilmekteydi. Yıldırım Yayınları’ nca 1996 yılında yayınlanmış olan ilköğretim 6. Sınıf Türkçe Ders Kitabı, Milli Eğitim Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı’ nca 1995-1996 öğretim yılından itibaren beş yıl süreyle ders kitabı olarak kabul edilen Metin Gül ve Muhsin Köktürk tarafından hazırlanmış bulunan kitabın 9. Sayfasında “Hiç Unutamayacağım Ses” başlıklı yazı, yazarımızın “İç Göç” isimli eserinden alınmıştı. “Hiç Unutamayacağım Ses” parçası, yazarımızın askerlik görevi sırasında Konya’ nın Yunak İlçesi’ ne bağlı bir Anadolu köyünde köy öğretmenliğine başladığı ilk günü ele almaktaydı. Parçanın sonunda ise “Sözcük Çalışması”, “Metin Kavraması”, “Tür ve Anlatım Özellikleri”, “Bunları Biliyor musunuz? ”, “Dil Çalışmaları”, “Dil Bilgisi”, “Sözlü-Yazılı Anlatım”, “Değerlendirme” başlıkları altında, bir “anı” olarak ele alınan yazarımızın bu parçası en ince dil detaylarına kadar işlenmekteydi. Kitabın 217’ nci sayfasında ise yazarımızın kısa bir hayat hikâyesi ve eserlerinden bazılarının isimleri verilmişti.. Gene aynı yayınevinin “İlköğretim 8. Sınıf Türkçe Kitabı’ nın 139’ ncu sayfasında ise “Gele Gele Geldik” başlıklı yazı ile yazarımız Tahir Kutsi yer almıştı.. “Gele Gele Geldik” başlıklı yazı da Tahir Kutsi’ nin “İç Göç” isimli eserinden alınmıştı. “Röportaj” ders konusuna bir örnek olarak ele alınan parça ile de, gene, en ince detaylarına kadar parça teker teker incelenmekteydi. Kitabın 242’ mci sayfasında, yazarımızın kısa biyoğrafisi ve eserlerinden bazılarının isimlerine yer verilmişti. Toker yayınları arasında yayınlanan Tahir Kutsi’ nin tüm eserleri, Talim ve Terbiye Kurulu’ nca okullarımıza tavsiye edilmişti.
257
PapatyalaR Dün gece geç vakitte Terasa çıktım. Yıkmak için duvarlarını kalbimin Hani papatyalar yollayacaktın ya. Ben kaldırıp başımı gökyüzüne Yıldızlara baktım. Görmek için sevdamı-sevdalımı. Oradaki parlak yıldız olamazdı Ama şuradaki; hani şu kuzeyde ki Küçük sarı yıldız bana Göz kırptı… Sevdam galiba oradaydı. Tam tebessüm ederken ona Gökten yıldız gibi Papatyalar yağmaya başladı. Gülümsedim ve açıp kollarımı Papatya yağmurunun altında Doyasıya dans ettim…Açılmıştı sevginin kapıları, Açılmıştı düş dünyası. Artık gam yoktu bana Sabaha dek yaşadım aşkı… 12.9.2008
77
Bir Yılbaşı Gecesi Bu gece yılbaşı, insan insanı kutluyor. Ortalık fena duman Gökyüzü veremli gibi öksürüyor Yıldızlar bulutlar darmadağın Çakal bile çıkmamış ininden Kara yüzlü kara gözlü bir adam Öylece durdu hiç kıpırdamadı yerinden, Elinde kaderi Bilinmez bir yere batmış gözleri Saçları siyah hafif kıvırcık Uzamış sakalları zifiri karanlık Kan gidiyor yüreğinden belli dert uğramış Parmaklarının arasına gözyaşını saklamış Bir hayalle söyleşiyor herkese susmuş Hiç mi hiç yaşamıyor arkasından vurulmuş.Bu gece yılbaşı insan insanı kutluyor. Çam ağaçları saçakların altında gizlenmiş Ay uzakta soluk soluk soluyor Sıcak evlerde sevinç çığlıkları Yorgun hastanelerde can kaygıları Şehrin tüm barlarında içkiler zehir Artık yeni bir yıla açıkça girilmiştir Kara yüzlü kara gözlü bir adam Gözlerinde kahır birikmiştir Sanki buzdan bir denize batıyor Ne derdi var Allah bilir Elleri ter içinde teri soğuk Tüyleri diken diken sesi boğuk Sızım sızım sızlıyor Bu sızıya can dayanmaz Nasibi hep kaybetmekten yana belli Peki bu adam hiç mi kazanmazBu gece yılbaşı insan insanı kutluyor Dalgalar köpük köpük Rüzgar hayli ürkütüyor Erik dallarında parmak kadar serçeleri Bir türlü ötmüyor şu adına bülbül dedikleri Kara yüzlü kara gözlü bir adam Çenesi kilitli, dudakları şiş İçi dışı bir hayli eskimiş Ya sevmiş Ya da sevmekte gecikmiş Kimbilir ne baharlar gömmüş yeryüzüne Az mı türküler söylemiş aşk üstüne Şimdi her tarafı yara bere içinde Geçmişiyle yaşıyor tahmin ediyorum Kendinden kaçmak başlıca merakı Sessizliği çok kalabalık giremiyorum Zulasında tutuyor eski bir fotoğrafıBu gece yılbaşı insan insanı kutluyor Dağlar ürkek Tarlalarda başaklar eğiliyor Hava cehennem kıvılcımıyla dolu Kurtlar pusuda Ha taştı ha taşacak güzelim kanlıca koyu Kara yüzlü kara gözlü bir adam Boynu bükük gönlü yorgun Vura vura geçecek yediği vurgun Dişleri birbirine geçmiş hırsından Anılar kuşatmış sağından solundan Alnına satır gibi indirmiş kaşlarını Durmadan tenhalara kaçırmış bakışlarını İçinde dehşetli bir kalp ağrısı Şahitlik yapmaya çağırmış bütün kaldırım taşlarını Ne yiyor ne içiyor Sanırsınız katıksız hapiste Gözümün önünde eriyip gidiyor Aklı fikri birisinde Bu gece yılbaşı anlaşılan İnsan insanı böyle seviyor işte.
318
İhtimal kalırsan, en kötü ihtimal sessizlik olur gidersen, en iyi ihtimal kıyametim olurkalırsan, belki oturur bir çay içeriz bakarsın, bu sessizlik bir son bulurgülüşün, bir kuş olur, gelir şurama konar bakarsın, bu hasretlik bir son bulur29.05.2017 ANKARA
37
Yeni adresler istiyorum.. yeni adresler istiyorum; hangi sokağın nereye çıktığını bilmediğim kaybolmaktan hiç korkmadığım Bahçesinde mor menekşelerin açtığı penceresinden iyot kokulu rüzgarların girdiğiumuda bulanmış bembeyaz evler istiyorum..
27
Sevgi Arıyorum Diken’deki, diken’li dal’larda, Düşmandaki, hain kol’larda, Dünyada yaşayan, tüm kul’larda, Sevmek için, sevgi arıyorum. Toz’lu, duman’lı, susuz çöl’lerde, İnsan’a, silah sıkan el’lerde, Allah'ını unutmuş, dil’lerde, Sevmek için, sevgi arıyorum. Kutup’ları, kaplayan buz’larda, Kutup’lar kadar, soğuk kız’larda, Doksan’a varmış, koca caz’larda, Sevmek için, sevgi arıyorum.Paksoy'um, arar gezer boşuna. Bir gün, sevgi gelirse baş’ına, Baş’ını yaslar, sevgi taş’ına, Sevmek için, sevgi arıyorum.
62
Gel Hasbihâl Edelim Niyetin yoksa bu gri suratla bile ağlamaya, Şekersiz lâkin çay hazır. Gel hasbihâl edelim; Ben dökeyim sana içimi gökyüzü.
22
Ben Sporcuyum Spor otosoyla son sürat Otobanda giderken Radara yakalanan genç kızı Çeviren trafik polisi Lütfen sürücü belgenizle Ruhsatınız dedi Genç kız gayet sakin Resmi belgelerini uzatırken Gülümsedi Beni neden durdurdunuz Anlayamadım Yüz altmış kilometre hızla Seyrettiğiniz için Özür dilerim memur bey Sizde haklısınız ama Ben sporcuyum Atletizm derecelerim var Araba kullanırken bile Bir türlü kendimi tutamıyorum
57
Bir pazar Hani bazen insan yerinde duramaz illa birseyler yapacakya buda böyle bir pazar akşam oldu olacak evdeydim dişari çikmadim daha sana yazmiş oldugum bir şiir geldi aklima neden bilmem Yaza merhaba demedikmi seninle, yaz geldi şimdi gidiyor veda edermiyiz yoksa gitsinmi kendi.... ne sen geldin veda etmeye nede yaz gitti aklimda heryer sicak heryer heryer neden üstünde duruyorum bu kadar halen anlayamadim neden oysa bu kadar tutuklu kalmamaliydim sende biliyormusun sen hariç herkez kiskandi beni.......sevgimden mutlulugumdan herseyi sana saklamiştim sirada bekleyenler vardi... şimdi bunlari kim için yazdigimi bilmiyorum hayatima o kadar çok isimsiz sevda girdiki ben birene isim koysam digeri alinacakti bosver hepsi isimsiz kalsin zaten kimsede bilemez içimde gezen o yaramaz çoçugu birgün günes sadece benim için dogacak efet ben pencerimi açtigimda sevda sarkilari içeri dolacak ama sen halen uyuyor olacaksin dün aksamdan sonra yorgun bedenin halen yatakta. seni yordum biliyorum...ama sana doyamiyorum dudaklarin saçlarin gözlerin bedenin kizma bana seni sevdigimden hersey bakiyorum halen uyuyorsun seni rahatsiz etmeden bir kahvalti hazirlayayim en iyisi... kizma ama halen cayin yerini bulamadim zeytin peynir benle köşe kapmaca oynuyor yok yok bu iş olmayacak ben en iyi bir yemek siparişi vereyim burada gökçebeyde kahvalti siparişimi verecen ya pinokyom sana ne derler ozaman deli deli derler biliyorum.... 26 Haziran 2005 Pazar By pinokyo
210
Millî Eğitim Vakfı Şiiri 2 Bir vakıf ki amacı, Okul yapmak, yaptırmak, Bir vakıf ki amacı, Yıkılanı onarmak…Bir vakıf ki amacı, Okul açmak, yurt açmak, Bir vakıf ki amacı, Burs vermek, kâr dağıtmak…Bir vakıf ki amacı, Yetiştirip büyütmek, Öksüz ve yetimleri, Uygarlığa yükseltmek…Bir vakıf ki amacı, Bir zemin oluşturmak, Bir vakıf ki amacı, Cehaleti kaldırmak…(2012)
55
Yıkılası gurbet Anadan babadan ayrı düşüren Hasretlik ateşiyle yürekleri pişiren Günlerini boynu bükük geçiren Yıkılası gurbet baş belası gurbet İnsanları anadan yardan ayıran Köyünden toprağından ayrı koyan Nice babayiğitlerin gençliğini çalan Yıkılası gurbet baş belası gurbetUzak diyarlarda yürek dağlatan Gözleri yollarda koyup ağlatan Al yanaklı yarin kirpiğini ıslatan Yıkılası gurbet baş belası gurbetElverişsiz koşullarda ömür çürüten Sıla özlemiyle tutuşturup eriten Gülyüzlü yari burnundan tütürren Yıkılası gurbet baş belası gurbetSaçları ağartır yaban ellerinde Belini büker henüz gençliğinde Aklını fikrini bırakır sevdiğinde Yıkılası gurbet baş belası gurbetKul tekin gurbet el hüzünlendirir Güldürmez yüzünü hep süründürür Sevdiklerinden ayrı birgün öldürür Yıkılası gurbet baş belası gurbet11 05 2015
104
Nemrut’ta Gün Batımında Sevdan eski bir dost gibi sıcak bir bakış Kimi zaman Bela bir aşktır kimi zaman akıllara ziyan Buluşturur mu ellerimizi Doğu ile batıyı buluşturduğu gibi Kral Mithradates Kallinikos oğlu, Roma ve Helenlerin dostu, Adaletli, iyilik sever, Tanrı Kral Antiochos Vakfeder mi gizemli bir değeri Bu yüce sevda adına Bölgeyi vakfettiği gibi Arthemis ve Diktyann’ın anısına Nemrut’ta gün batımında...Yoksa yenik mi düşer zamana bu sevda Kommagene’nin son Rahibi’nin Yenildiği gibi Romalılara...Şimdi saçlar alev, ufuk bakır Köy uzaklarda olsa da Düşen hasretindir yakan gözlerimi Zeus’un yıldırımları değil Kanayan yalnızlığımdır İkibin yıldan beri bağbozumlarında Her ay ve her yıl tüm yıl boyunca Kutlanması emir buyurulan Tanrıların ve Kral’ın doğum günü törenlerinde Sunulan kanımdır şarap yerine Tanrıların tahtında, Nemrut’ta gün batımında...22.10.2003
120
Bir Ardıçkuşu Akasya Ağacında O yaz, bol bol roman okudum, denize girdim kimsesiz kumsallarda; rüzgârların, balıkların adlarını öğrendim. Nice cümlelerin altlarını çizdim kırmızı kalemimle. Örneğin, “Asker dolu bir tren tarihi değiştirebilir.” Sonra gene aynı kitaptan, “Bir ardıçkuşu şakımaya başladı akasya ağacında.” Geceleri, sararan otların üzerine uzanıp bir açıkhava sineması seyrettim gökteki yıldızlardan ve altını çizdiğim cümlelerle konuşturdum onları. Uzaktan bir çağlayanın sesi karışıyordu yıldızların mırıltılarına. Gene de duyabiliyordum Adil Nuşiran’ın huzurunda hayat denilen bu acılar denizinde en acımasız dalganın ne olduğu konusunu tartışan üç bilge kişiyi. Odama çekilip yatmadan önce, tarihi değiştirebilecek asker dolu o trenin hızla geçtiğini duydum, sonra da akasya ağacında şakımaya başlayan ardıçkuşunu.Karşıda Midilli, denizin ötesinde, sessiz. Bu sessizlik sanki o sevdalı kadının bin kulaklı geceye fırlattığı çığlık binlerce yıl önce.
124
Hayal Dönüp dese; Ne bakıyorsun? Bir elmasa neden bakar insan? Ya da bir manzara resmine? Boş kalmasın diye ruhum derdim.Dönüp dese yine; Daha ne bakıyorsun? Kuğu boynunun dönüşünü göreyim Duru su gibiymiş. Sesini duyayım diye Derdim, başka neden bakar insan? Dese; Neden bakıyorsun? Hadi de! Diyecek söz mü var yıldızlı gökyüzüne? Sıcak denizli gözlerine. Ayyüzüne Bakışlarla beslenir onlar dokunulmadan önce.Diyebilseydim izin ver gözlerine, dudaklarına Ellerine emir ver dokunsunlar diyebilsem Hayalimden uyanabilsem ya da uyuyakalsam Ne olurdu o geri dönmeseydi, ben uyanmasam.
81
** Nur manalı hârfsin ** ** On altı Mayıs Pazar, iki bin on yılı,* Selamünaleyküm can, say ki gün sayılı.* ** Başarı için, göz nuru ve ter dökülür,* Bu yol pek zorludur çile büklüm bükülür,* ** Taş atan değil taş üstüne taş koymalı,* Hayır temeline harç, yola baş koymalı.* ** Bir harf öğretene kul ve köle olmalı, Şu gök kubbeye hoşça bir seda salmalı,* ** Hayırlı insan o ki faydası herkese,* Kulak verir o, aç ve yoksul mazlum sese.* ** İlk muallim aile, sonra mektep gelir,* İrfanla bezenir ruh, âlim can yücelir.* ** İlminle âmil ol gel, Hak ilmine çalış,* Faydalı şeye yönel, hep güzele alış,* ** Kâinat bir mazruftur, sen onun zerfısın,* Alem senle değerli, Nur manalı hârfsın.* ** Tarlada iz bırak ki, harmanda yüz olsun,* Koş yorul emek ver, hedefin öz bulsun.* ** Aşık Uslu gül göver, hoşça bir koku sal, Cihan gülistan olsun, gül dersin hâl ve kâl.* ** Aşık Uslu 16.05.2010 – 17.25 Samsun (Zübeyir) Güngör Uslu
161
Obama – McCain Tartışması İran Cumhuriyet muhafızları bir terör kurumu, diyor Obama. McCain cumhuriyetçi, düşüncesi ama Terör kurumu devamı. Neden Cumhuriyete çamur yığışıyor insan? Görüşmeler kimlerle yapılır? Nükleer silah büyük bir tehdit, evet! Nükleer enerji ihalesine yılışmak ne peki? Silah dosdoğru öldürme aracı, nükleer enerji doğayı da birlikte öldürüyor. Diyalog diye; ülkeler ülkelerle savaşmasın, ülke içinde üretilen hükümet işgaliyle sömürgeyi yerleşmeyi anlatıyorlar. Ne de insancıl bir seçim buluşuymuş bu! Bu hayvanlaşmışlık uğruna mı Cumhuriyet çamurda boğdurulmalı? Daha güvenli bir ulus olma yolunda ilerliyoruz, diyor McCain. Obama demokrat, düşüncesi ama yolsuzlua umarsız tutum almak. Neden iş birliği ahlakını demokrasi anlayışı maskesiyle duyarsızlaştırıyor insan? Yahudi soysuzluğunun birliği Tarikat soyluluğu, varlığı ise şeytan üçgeni öcüsü olduğuna baş eğdirmek ne kadar ciddiyette bir önemdir? Şeytanın işi gücü işte ırza girmek; dilin ırzına girmek, dinin ırzına girmek, toprağın, yüreğin, gözün, gönlün, canın, malın, çocuğun... bebek mi sırada şimdi? İç politikada tecrübeye sahip biri, dış politikada tecrübenin sahibi olmaya yeterlidir, yeteneklidir...Obama – McCain tartışmasına tarafsız kaldım diyemem. Taraflı olmak, düşünceyi düşünceme almış olmaktır. Türkiye derken, başka ülkeyi felakete sürümeyi düşünüyor veya planlıyor olmaya Türküm diyemem vicdanımın huzuru, refahı veya onuruna! İç ve dış politika tecrübesi, her ülkenin, topluma hukuk koruduğu mutluluğu görmektir. Yolsuzluğu güçlendiren ve organize olan, örgütlenen Tarikat bir Terör kurumudur! Onları bir ülkede hükümet olmaya güçlendirmek kadar, bir ülkeye saldırmak da ayrı mekanda, aynı suçlarla sömürge yılışan dikatörlüktür! Amacım savaş ama, niyetim barış dersem yutarlar ancak, demektir bu! Cumhurbaşkanlarının, siyaset görüşlerindeki iradeden ümitli olması, ümitliyim demesi, ülke halkının iradesinde huzur koruyamıyorsa, refah ise bir ülke halkı için amactır, çözüm yine sömürge içerikliyse, bir vatan bütünlüğü görevine ihanet yüklüdür. Doğa ise azalıyor sürekli ve hızı belirsizdir karanlıklarında. “Refah parada deniliyor, para da şeytanın elinde” oynu oynanıyor! İsrail haritadan silinirse ne olur? Parayla satın alınmış bir toprağa vatan kurmayı anladığı neyse o olur denilir basitçe. Üç bin yıldır tarihinde kovulan ve tarihin de kovduğu bir şer, vatan sahibi edilmeli miydi? Ne oldu peki? Her ülke biraz şer, biraz doğa felaketi, kaza, hastalık, hırsız, dolandırıcı, suç işleyen vatandaşını geçindirebilmeli. İş yerlerine deniliyor ki, şu kadar özürlü, şu kadar öğrenci, şu kadar anne adayı çalıştırma yeteneği ve olanağını yaratmayı başarabilmeli. İsrail çözülür ve böylesi bir korumaya alınır, ülkelerde vatandaş olarak korunursa, hep bu aynı savaş bahanesi önlenmiş olur, tetiklemek yerine, diye düşünüyorum insanlığın uygarlık adımında yüceligi olarak. Ve hiç de kan akıttırmayan bir çözümdür bu! Parayla satın alınan her toprak vatan açıklanamaz!
394
Dua "Duâ temiz bir kalbin sesini ALLAH'a duyurmaktır." Güzellik bakmaktan Mânâ anlamaktan bulunur Aşkı yürekler yazar Ne göz görür Ne akıldan okunur Yürekten istedi....................
24
Özel Beyit 32 Hülya Avşar'aBâtıl din terkedilir bir aşk için, ama Hak din terkedilmez. Hakk'ı terkettiren aşka da; 'bâtıl aşk' denir, gerçek aşk denmez.Berlin, 16 Şubat 2010.
27
Bugun 1992 siiri Kiymetimi bilenler belloldu bugun Gonlumdeki isyanlar kayboldu bugun Neseye sevince bak doldum bugun Bugun senden ilk mektubun geldigi gunHuzun ile sitem ile isyan edersin Ne haldeyim beni gorup bilmezsin Su anda benim kadar mutlu olmazsin Bugun senden ilk mektubun geldigi gunTasalanma sen benim hazin halime Omur katti mektubun kisa omrume Ne sevincler ne hazlar doldu gonlume Bugun senden ilk mektubun geldigi gunSen bana sitem edersin ben kime edeyim Seni cok seviyorum daha ne diyeyim Artik bende herkez gibi biraza guleyim Bugun senden ilk mektubun geldigi gunYASAR GURLEK Leiden 28-01-1992 HOLLANDA
93
Dost Dost Diye (Yahyalı Kerem) Dost dost diye hayalına yeldiğim Dostusa ayırmış özünü benden Çatık kaşlı benlerini saydığım Dostusa ayırmış özünü bendenHani dost uğruna can baş verenler Hasletin söylesin gözle görenler Şimdi bizden yüz çevirmiş yarenler Evvel kekitmezdi gözünü bendenGözüm yaşı döner mi ola sellere Bu ayrılık har düşürür güllere Evvel aşinaydım her bir hallere Şimdi sakınıyor sözünü benden
59
Korku Korkular sarmış,tüm yüreğimizi, O karanlığın,büyülü atmosferi, Sessizliğin,yaydığı o müthiş ürperti, Bir kartalın gözüyle,keskin bir bakış, Vede,kendi benliğimizde yarattığımız, O korku kahramanları, Hepsi birer oyuncu bu evrende, Biz kendi korkularımızın esiriyiz...
31
Kara Anlık Her yer karanlık… Göz akı siyahın bulantısı. Bir yıldızın kuyruğunda bu dünya Yıldızın kuyruğu karanlık. Hayat kara anlık Tüm zamanlar samanlık Saklı kalmış gelmeyen zamanlara Gelmeyen zamanlar karanlık İşte sensizliğin adı Hangi kapıya varsan Yeniden başlar yolları Dursam bulut Kaçsam karanlık
43
Ben Seni Sevdim Suç işledim, Günah işledim, Çünkü seni sevdim! .. Bu kadar yakınımdayken, Uzağı sevdim! .. İçimi aydınlatan, Gülümsemeni sevdim! .. Beynimi sarhoş eden, Hasretini sevdim! .. Suç işledim, Günah işledim Çünkü, Ben yalnızca, Yalnızca, seni sevdim! ..İstanbul,04.12.2001
39
Atamız'a Şiir Ata mıza Şiir. Sultan esarete boynunu eğdi Düşman saraya toplar çevirdi Çanakkalede et duvar ördü Düşmana göğsünü gerdi AtatürkTürkü esir almak düşmanın derdi Amasya da tamim yazdı gönderdi Dünyaya Rest çekti hürriyet dedi Bize hürriyeti verdi Atatürk.............Şair Yusuf Değirmenciİnönü de yandı düşmanın canı Sakarya da basıp geçti al kanı Otuz Ağustos da kopan volkanı Şu kocatepe den gördü Atatürk.........Şair Yusuf DeğirmenciO sadece milletine güvendi Manda isteyeni kovdu defetti Ya kurtulur ya da ölürüz dedi Amaca ulaştı erdi Atatürk...............Metin GürbüzOrdumuz yok denildi dedi Kurulur Silah da yok dediler dedi Bulunur Düşman çok kuvvetli dedi Yenilir Sonucu başından gördü Atatürk..........Metin GürbüzAbdülhamit can derdine düşmüştü İngilizin eteğini öpmüştü Katli vacip diye ferman yazmıştı Düşmanı, haini kırdı Atatürk.............Metin GürbüzDüşmanları yendi her bir cephede Bu cumhuriyeti verdi bizlere Şimdi dejenere edildi ise Kalk bizlere tükür haktır Atatürk........Hamza GörgülüEsaret denilen şey en büyük illet Korkağın harcıdır gerçekten zillet Kimseye ram olmaz asla bu millet Gözlerdeki hırsı gördü Atatürk...........Hamza görgülüHarici düşmanı yendi ülkemde Cumhuriyet verdi koruyun diye Koruyamadıksa inan suç bizde Bize kırılsa da, haklı Atatürk............Hamza GörgülüDokuzyüzyirmiüç ekim ayında Cumhuriyet kurdu türk vatanında İnançlı milleti onun ardında Azmin zaferini gördü Atatürk............Esma CanayakınMavi gözleriyle ışıdı gece Sarı saçlarını savurdu göğe Yürüyün ardımdan, hedef ilerde Bu milleti uyandırdı Atatürk..............Deniz EhlizOrdunun başında destanlar yazdı Yedi düvellerin beynine kazdı Bitmiş bir ulusa asır atlattı Mazlum uluslara örnek Atatürk..........Kadir TozluFevzi Çakmak da korktu mareşalken Ses çıkmıyordu onca generalden Fayda yoktu iş birlikçi Feritten Yalınız savaşa girdi AtatürkSakarya, İzmirde düşmanı yendi O hep milletini, vatanı sevdi yüreğimde mavi gözlü bir devdi, Ne mutlu Türküm derdi Atatürk.......Saniye Bozlu.Samsun’da yakıldı özgür meşale İman dolu yürek çelikten kale Anamı cephede görün bir hele Hedef Akdenize sürdü Atatürk...........Nuri AltuğTereddüt etmedik Onun yanında Özgürlük aşkı var Türkün kanında Dünlerde, bugünde, ve yarınlarda Bize bu vatanı verdi Atatürk.............Meltem EgeSamsun’da yakıldı özgür meşale İman dolu yürek çelikten kale Anam mermi taşır bakın siz hele Demir yürekleri gördü AtatürkGözlerinden vatan aşkı şavkırdı Kocatepe’den şöyle bir kaykıldı Ordusuna var gücüyle haykırdı Akdeniz’i hedef verdi AtatürkMehmet’lerim kanat takmış uçuyor Dünyaya dört koldan ışık saçıyor Tabansızlar hiç bakmadan kaçıyor Düşmanın defterini dürdü AtatürkEsaret denilen şey en büyük illet Korkağın harcıdır gerçekten zillet Kimseye ram olmaz bu yüce millet Düşmanı vatandan sürdü Atatürk.......Ozan CeyhaTam bağımsız borçsuz ülke bıraktı Gençleri andıyla öne çıkardı İçteki düşmana karşı uyardı Bu günü önceden gördü Atatürk........Nazan YİNANÇUygarlık hedefti, uzakta kaldık İstiklal gerçekti, gaflete daldık Seksen yılda yolun, sonuna vardık Bilseydi çok yazık! , derdi Atatürk......Mustafa Bay ZEYBEK HOCAO benim Atamdır, örnek aldığım Türk isem bir Ona, borçlu kaldığım İzine sözüne, kurban olduğum Dünyada eşsizdi, birdi Atatürk... Mustafa Bay ZEYBEK HOCA ATAya karşı çok nankör olduk Devrimlerine bakarkör olduk Ona yüz çevirdk diktatör olduk! Dünyada liderdi birdi ATATÜRK......ORHAN ERDOĞAN Ejderha gibi anadoluya daldı. Cümle halkına haberler saldı. Ağzından akan sözler baldı. Elde kalan vatandır ATATÜRK.. Ahmet Coşkun 1Kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerdeyim, Nerden başlasam, nasıl anlatsam seni ATAM. 1881 de yeni bir güneş doğdu Selanik’ten ve yeniden yarattı tükenen bir ulusu küllerinden. Kaybettiğimiz değerleri, bir bir geri verdin hepimize Kovdun hayasız düşmanları, tam çullanmışken tepemize Bir yürek var ki sende, meydan okudun tüm dünyaya Cephelerdeki dahiyane mücadelenle, düşmanları getirdin hizaya ........Sen rahat uyu atam, izinde olacak her zaman Türk Gençliği Senden devraldığımız bayrak, en yükseklerde dalgalanacak Kulaklarımızda küpedir sözlerin,Yüreklerimiz sevginle dolacak Cephelerde diktiğin özgürlük çiçekleri, ilelebet solmayacak HÜRREM DİLEKCİ Her bir yanım gurbet solyanım atam şah damarım da ki, al kanım atam şu fani beden de, sağ canım atam Özüme kol kanat gerdi ATATÜRK... 20.08.2012/“AvşarBabamBenim” G.Ç. İyi insanlarda geldik toplandık Atayı sevgiyle saygıyla andık Manevi sevgisiyle donandık Seven gönüllere vardı Atatürk.........Yusuf Değirmenci30.03.2012
582
Bir Serin Rüzgar Esti Burası Hasköy tepeleri Gün batmak üzere Manzara harikulade. Uzakta belediye otobüsü Gidiyordu aheste aheste.Burası Hasköy tepeleri Garip bir tatlılık veriyordu insana Iraktaki horoz sesleri Ben yalnız değilim kayaların üzerinde Her zaman yanımda kuş nağmeleri.Bu bahçeler bu ağaçlar Yüreğime hafiflik verdi Ben bu sonbahar akşamında buldum mutluluğu. Yanımdaki diken ve gevenler bile sanki arkadaştı bana İnan, yeniden yaşamak arzusu uyandı içimdeBu serin rüzgar, bu manzara Beni rahat rahat konuşturdu. Ve tüm kötülükleri unutturdu. Şimdi hayatın anlamı başkaydı benim için. Ben, bu sonbahar akşamında buldum mutluluğu.Geleceğim için parlak ümitlerle Yavaş yavaş toparlandım Bir kuş gibi hafiftim o zaman Hayatın değerini anladım.
103
Kalemimden 35 Bana bir yer göster baba Uçurtmamın süzüldükçe renk değiştireceği Bana bir orman göster ki babam Ebelenmeden saklabileyim oyunlardaBana el değmemiş nedir anlat baba Masum nedir saflık nedir buralarda Bana bir masal anlat babam Dünyanın sonu gelmesin amaBabamBen sana hep baba dedim cehaletime sığınıp Hep senin yolundan gitmeyi denedim insanoğlunun ihtimallerine inanıp Baba…Bu ceza fazla biraz kullarına Ama hak ettik değil mi sadece masallarda kalmayı Bir uçurtma bile alamayacak kadar yok olmayı…
73
Çin Şiiri : Li Po (Li Bai) / Bir Kadeh Şarap Bir Kadeh ŞarapÇiçek açan ağaçların altında,bir kadeh şarap Hiç dostum yok, öylece yalnız içiyorum Kadehimi parlak ayın şerefine kaldırıyorum Ay, benim gölgem, bir de ben, üç kişiyiz O güzel Ay,ne yazık ki, şarap içkicisi değil Gölgem nereye gitsem koşturup duruyor Fakat, ay hala dostum, gölgem ise kölem Bahar harcanıp geçmeden evlenmeliyim Ona söylediğim şarkılara ay da katılıyor Dans ederken gölgeler kıvrılıyor,bükülüyor Ayıkken üçümüzde bayağı çok eğlendik Şimdi sarhoşuz, herkes kendi yoluna Ölümsüz dostluğumuzu ebedi paylaşacağız Sonunda göğün bulutlu nehrinde buluşacağız...............Li Po (Li Bai) (Çeviri: Erdal Ceyhan)
97
Okul Çıkışı Seninde evladın bulunur belki, Teyibini kapat söyletme türkü, Trafik karışır taşıma yükü, Kornaya basınız okul çıkışı.Çocuklar aniden koşuverirler, Gençlerde fırlayıp coşuverirler, Bir kaza olunca susuverirler, Firene basınız okul çıkışı.Kalabalık yoğun sürüyor akın, Sağına,soluna,önüne bakın, Kontağı kapatın dışarı çıkın, Sabredip susunuz okul çıkışı.Beklerseniz bile çok uzun sürmez, Acele gidişin sana haz vermez, Tehlikeli araç bölgeye girmez, Tabela asınız okul çıkışı.Her türlü tetbirler alındığında, Dört yana gözlemci konulduğunda, Zeki'nin zil sesi duyulduğunda, Ağrımaz başınız okul çıkışı.6-11-2009
76
Siyah Beyaz Bir Aşk Siyah beyaz bir karede kalmışız Elele ve gencecik. Yüzünde o tebessüm Masum,incecik…. Oysa Birlikte büyüyecektik…Zerresi yoktu umutsuzluğun Çocukça ve çabukça İlk ve son olan Elini tutmuşluğum, Siyah beyaz bir karede şimdi Unutulmuşluğum……
36
Aşk Aşk bakış Aşk akış ve etekte kıpırtı Aşk ten doyumudurEten düşer doğumdan sonra ve yazılı çizilidir Her şeyÖyle an gelir korkular ağır basar ve Peygamber doğumundan Tanrı suçlanır
29
Gökyüzü ağlıyor ben ağlıyorum Havanın soğuğu değil içimi üşüten, sensizlik ve kimsesizlik.... hiç kimseye aldırmadan gökyüzü ağlıyor ben ağlıyorum... yanımdan geçenler bakıyor, kimbilir ne düşünüyorlar, hakkımda ne düşündüğünüz umurumda değil, utanmıyorum,gökyüzü ağlıyor ben ağlıyorum... içimde bir endişe ya yetişemezsem ya son bir defa daha göremezsem sana gelmeye çabalıyorum, gökyüzü ağlıyor ben ağlıyorum... bak bu defa gülmüyorum hıçkırarak ağlıyorum artık kim bana ne çok gülüyorsun diyecek gökyüzü ağlıyor ben ağlıyorum... senden son bir isteğim var, Anneme selam söyle....
77
Azerbeycan ve Türkiye İki devlet tek milletiz Azerbeycan ve Türkiye Müjde verilen ümmetiz Azerbeycan ve TürkiyeGeliyoruz aynı boydan Geliyoruz aynı soydan Zevk alırız hoş bir toydan Azerbeycan ve TürkiyeYay germişiz ok atmışız At sırtında çok yatmışız Canımıza can katmışız Azerbeycan ve TürkiyeDede Korkut'u okuruz İlmik ilmik aşk dokuruz Gururluyuz ve vakuruz Azerbeycan ve TürkiyeGök kubbedir otağımız Boz kırlardır yatağımız Ayrılmaz ülkü bağımız Azerbeycan ve TürkiyeDede Şimşir Ozan Arif Doğru yolu yapar tarif İnce kibar ve çok zarif Azerbeycan ve TürkiyeTopuz çalıp içtik kımız Saf ve temizdir ırkımız Çin'e bedeldir kırkımız Azeberycan ve TürkiyeHocam Ali Şir Nevayi Kutsal sayarız sevdayı Güderiz hep bir davayı Azerbeycan ve Türkiyeİki gövde tek bir yürek Azerbeycan ve Türkiye
113
Her Gece Sendeyim. Yavrum kara gözlüm,gül yüzlüm, Ben her gece sana geliyorum Ayak ucuna oturup Seninle konuşuyorum. Biliyorum beni görüyorsun. Sana ağıtlar yakıyorum. Arkadaşların askerden döndüler Birer,birer damat bile oldular Bende sana düğün yapıyorum Sessiz SEDA sız bir düğün bu Seni gökyüzüne uğurluyorum Sensiz SEDA na ağlıyorum Sensiz kalışıma yıkılıyorum. Ciğerim kan içinde, Kan gülleri topluyorum, Gidişin bende yaradır Yarama merhem bulamıyorum Sana düğün yapıyorum Bir düş biliyorum Ben düşlerimde sana SEDA na düğün yapıyorum. Damatsız bir düğün bu Seni gökyüzünden seyrediyorum Bir dayanılmaz hasret gecede sana kavuşuyorum Seni geceme aydınlık yapıp Her gece sana geliyorum, Sessiz SEDA sız kalışına Ağıtlar yakıyorum Hayallerimde sen Hasretinde ben.
106
Sen ben yokuz biz varız-gazi ve şehitlerim Atatürk sayesinde-sağlamlaştı hep yerim Sendedir huzur güven-şehitlerim yatmakta On binler ve yüz binler-dolu onlarla kıta Demokrasi uğruna-var ölecek milyonlar Hep hazırda bekliyor-gerçekten nice canlar Sen ben yokuz biz varız-gazi ve şehitlerim Atatürk sayesinde-sağlamlaştı hep yerim Bağımsızlık güzel nur-zincirler erir gider Sahip çıkılamazsa-can kendini mahveder Sakın ihanet etme-koru vatan emanet Tedbiri erken alsın-bütünüyle cemiyet Sen ben yokuz biz varız-gazi ve şehitlerim Atatürk sayesinde-sağlamlaştı hep yerim Dün denize dökmüştük-yapmayalım baş tacı Sizlere seslenirim-anne baba siz bacı Sosyal bir huzursuzluk-bizlerin temelinde Kültür erozyonu çok-gerçektir emelinde Sen ben yokuz biz varız-gazi ve şehitlerim Atatürk sayesinde-sağlamlaştı hep yerim Atam seslendi daim -dedi memleket bizim Ülkenin her yerinde-bulunur benim izim Düşmanı yurttan attık-sıra birlik zamanı Çalışalım durmadan-biz örelim dört yanı Sen ben yokuz biz varız-gazi ve şehitlerim Atatürk sayesinde-sağlamlaştı hep yerim Atam Seni anarız-daim sevgi saygıyla Enerji veren bir ruh-O gezdirdi kol kola Önder ve Liderimiz-Atam Büyük Kahraman Geçmiş ve gelecekte-O Türk'e oldu derman Sen ben yokuz biz varız-gazi ve şehitlerim Atatürk sayesinde-sağlamlaştı hep yerim Gözler önüne geldi-tarih şerefim şanım Atam ve Atatürk'üm-ben sizlere kurbanım Anafartalar ile -hele de Çanakkale O düşman askerleri-ne oldu görün hele Sen ben yokuz biz varız-gazi ve şehitlerim Atatürk sayesinde-sağlamlaştı hep yerim Hasan der birikimler-yenilenmeli hemen Bu memleket şu devlet-davranmalıyız erken Mecburiyetimiz var-bu çağa kavuşmaya Gece gündüz çalışıp-erişmeli Uzaya Sen ben yokuz biz varız-gazi ve şehitlerim Atatürk sayesinde-sağlamlaştı hep yerim
226
Sisli Geceler Dağılan sisler etrafı kapladığında Göz gözü görmeden akşamlar olur, Kararıp gökyüzü gün solduğunda, Sis bulutları yollara koyulur. Arkasında iz bırakırcasına derin, Bir başka yerinde evrenin.
27
Sayıklamalar 1 Kaldırımdan kalkan toz taneleri gibi uçuşuyorsun zihnimde, Sesin, soluğun,yitirdi o büyüyü Hasta ruhun gönül ezgisi, ardından iç çekişler..Yılan kıvraklığında yuvasına çekildi aşk Sefasını sen sür, zehri bende..
29
Beylikdüzü Çeşmeleri Oturdum Beylik'te çeşme başına Hayran oldum saçlarına kaşına Henüz girmiş sandım 45 yaşına Obezite olmuş kentin, güzeli Her kentin güzeli çirkini burda Çeşme güzel hikmet klorlu suda Kimi spor yapar kimi uykuda Obezite olmuş kentin, güzeli Bende anlamadım niye bu çeşme Aynısı köyüme yapılsa keşke Burada yaramaz aşka ve meşke Obezite olmuş kentin, güzeli İstedim çeşmede bir aşkım olsun Ben bakayım o güğümü doldursun Yüzüne baktıkça allansın solsun Obezite olmuş kentin, güzeli Saatler geçtide kimse gelmedi Bu çeşmenin kıymetini bilmedi Zavallı çeşmenin yüzü gülmedi Obezite olmuş kentin, güzeli Hayrat desem İstanbul'da işi ne Herkes düşmüş ekmeğinin peşine Rastlamadım hiç bir yerde eşine Obezite olmuş kentin, güzeli Herkes suyu pet şişeden içiyor Çeşmeden içenin karnı şişiyor Köpek gelmiş duvarına işiyor Obezite olmuş kentin, güzeli Der Arifi hangisine inanam Siyaset denilen susuz bir hamam Keşke görse idi rahmetli babam Obezite olmuş kentin, güzeli
143
Başarı başarı sonsuzluğa dayanan merdiven her basamağın ardında yen bir basamak ayağın kaydığı anda dip seni ne bir el tutar ne de ip başarı bulunduğun basamağın bir basamak üstü bazen gündüz bazen gece bazen akşamüstü................
35
Kelepir milli eğitim bakanlığının okunması için tavsiye ettiği kitaplardan alanlara 'argo ve tabu sözcükler sözlüğü' hediye acele edin benden söylemesi zira çevre kirliliği yarattığı için kitapları ve bakanlığı dezenfekte edecekmiş yakında belediye (25 ağustos ’06)
35
Harman Yeri Harman yeri patoslu Hizmete sermiş postu Ümmeti irşat eder Köyümde baba dostuBulguru kaynattırır Cennetten aş tattırır Alemi seyrettirir Köyümde gönül dostuBahçesinde gezdirir Kalbe zikri yazdırır Rabbime söz verdirir Köyümde dostlar dostuDavasına inanmış Davası ile yanmış Hak aşkıyla boyanmış Köyümde Resul dostuPeygamber s a v varisidir Arifler arifidir Kurtuluş tarifidir Köyümde Allah dostu
54
Hasret Şarkısı Hasretin; gözümün önünde. Kendim sanki, bir düğünde. Kokun hala, benliğimde. Hiçbir şey yok, henüz ellerimde.Dilimde söylediğin şarkı. Düşsekte, şuanda ayrı. Çok özledim, güzel yarı. Her an, söylediğin o şarkı.Hani ellerimden, tutardın. Beni sen, benden aldın. Kalbimi nasıl da, çaldın. Bir ben, bir de sen vardın.06.02.2005 karadeniz
48
Umut Olan Her Yerde yaşamak mıdır ölüm görmediniz mi gülüm umut olan her yerde kahırlanmaksa zulümkoca denizdir dünya koşardınız bir dünya umut olan her yerde denize dolar bünyeyaşama yapaylığı sadakatin aylığı umut olan her yerde çoğalınca paylığı
37
Dün Gece Bir Rüya Gördüm Dün gece bir rüya gördüm. Kurtulmuşum elin memleketinden. Mavi ile yeşilin tam ortasındayım. Kanat açmışım sonsuzluğa, Haykırıyorum özgür yüreğimle.Dün gece bir rüya gördüm. Tatlı tatlı gülümsüyor güzel bir kız. Memleketim kokuyor buram buram. Gözlerinin mavilği karadenizden.Dün gece bir rüya gördüm. Yol vermiş zigana dağı. Açmış kollarını karadeniz. Koşuyorum delicesine. Sevgilimin memleketine.Dün gece bir rüya gördüm. Tüm sevdiklerim benimle. Her taraf bayram yeri. Kaderim artık ellerimde.
70
Dalgalan Bayrağım Gönlümde yaşarsın. Asyalı' m görsün Bir sevgi yolunda Avrupa'm görsün Sende Ay_yıldızım Kıtalar görsün Dalgalan Bayrağım! dağlar süslensin.Bayrak yüreğimdir, yürekle yaşan Kırmızı rengidir sonsuza koşan Ay-Yıldızı ile gökte yarışan Bayrağım dalgalan! Bağlar süslensin.Yâr dediğim sevdam, hürriyet aşkım Sensiz Türkiye'm yok, bu millet aşkım Al Bayrak övüncüm, fazilet aşkım Dalgalan Bayrağım! Ağlar süslensin.Gelinin sevgisi saygımda sonsuz Gelinin duvağı çiğnenmez soysuz, Emanet bizlere yaşanmaz ONSUZ Dalgalan Bayrağım! canlar süslensin.Savaşta barışta göğsümde varsın Manevi değerim süsüm de varsın Baha biçilmeyen gönlümde varsın Bayrağım dalgalan çağlar süslensin.Aileden kopar, ocak beğenmez Bayrağımı yakar, toprak beğenmez Çöpten ekmek toplar BAYRAK beğenmez Bayrağım dalgalan sular süslensin.Nazır'ım bu BAYRAK Devlet sembolü Düşmanın korkusu, hürriyet gülü. Kahraman milletim millet gömülü Dalgalan bayrağım, uzlar süslensin.Nazır Çiftçi 12.05.2015 // Ankara
121
Gardaş Ahmet Aydoğan Aşkı muhabbetler gönülde gardaş Çiçek çiçekle olurda bil sırdaş Söyle topraklar da olur mu hiç taş Et, kemikten kolay ayrılmaz gardaş Bilmeden de sana haksızlık ettim Onun için sana bol sitem ettim Bilmeden seni yaktım da yandırdım Sitem ettim sana küsmedim gardaş Acemi ozanlar yakıp yıkıyor Utanmadan da sitem de ediyor Ardına bakmadan dörtnal gidiyor Seni çok üzdüm affet be gardaşŞafakla beraber şiir yazdırdın Bu gönlümü deryalara daldırdın Gönlüme çiçekler ekip sevdirdin Deli Gönül bu sitem eder gardaşHalil ÇOLAK 21.01.2010 SAAT 04.50 ANKARA
86
M İ S A F İ r Aynaya bakıp ta aldanma sakın, Bozulma şeklimiz oldukça yakın, Gereksiz makyajı artık bırakın, Güzellik sende de, bende misafir. Gözler güzel ama bir gün solacak, Sorunlar arttıkça saçı yolacak, Mercan dişli ağzın bom boş kalacak, Güzellik sende de, bende misafir. Elma gibi tatlı tombul yanaklar, Şeftali misali, kiraz dudaklar, Fısıltıyı bırak duymaz kulaklar, Güzellik sende de, bende misafir. Çocukluk çağında modellik olun, Gençliği yaşarken iyi eş bulun, Yüzlerin buruşur, kırışır alın, Güzellik sende de, bende misafir. Boyu, endamına diyecek yoktur, Zekiyi, Cennet'i kıskanan çoktur, Bence arzulanan dürüst ahlaktır, Güzellik sende de, bende misafir. 21-5-2013
100
Yamurda Kırklanacağım Yağmur yağıyor, ıslana ıslana yürümek istedim. Bu şehrin sokaklarında, yürüyüp gezmek istedim. Eli şemsiyeli eş dost dediler ki kız üşüyüp hasta olacaksın. Zaten, hasta ve yasta olduğumu bilemezlerdi kiAğlıyordum, yağmur gözyaşlarımı gizliyordu. Ağladığımı, yağmurla karışınca kimse anlamıyordu. Yağmur, yağdığında toprak kokusu her şeye bedeldir. Siz! Evinize gidin sanal âlemde oyalayın kendinizi.Sakın bana karışmayın canım ne isterse onu yaparım. Bana bugün karışmayın yağmurda kırklanacağım. Birazdan, yağmur dinecek rengârenk gökkuşağı çıkacak. Sevdiğime kavuşayım diye bende bir dilek tutacağım.Bırakında, ıslanayım iliklerime kadar yağmurda kırklanayım.
83
Bu Gece Bir mart gününde tam gece yarısı Yine hüzün beni buldu bu gece. Kalbime girdikçe hasret sancısı Her saatim asır oldu bu gece.Hiç sonu gelmiyor böyle gecenin Çekilmiyor kahrı çok işkencenin Zihnimde canlanan bir bilmecenin Gizlenen sırları boldu bu gece.Sigara dumanı ahesten tüter Dayanmıyor paket ne çabuk biter Cefa artık yeter Allah’ım yeter Kaderim tokatı vurdu bu gece.Oniki kırkaltı saat şu anda Çehrem donuklaştı gözlerim kanda. Gülmeyi unutan şu ŞÜKÜRCAN’da Karanlık hayale kuldu bu gece.
76
Bir Gün Kapına Gelsem Bir karanlık geliyor yokluğunun ardından Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından Yetişir bunca keder,....................
25
Hikâye Bin bir sevda ve acı, Ömrün yemişi oldu... Garip gönlün ilacı; Mesleği, işi oldu...! Baştan ayağı neşe, Aldırmaz üçe beşe, Bazende köşe-köşe; Rüzgar esişi oldu..! Gün gelir ağlıyordum, Sel gibi çağlıyordum, Gönüller dağlıyordum; Neşe el işi oldu..! Hırslıydım, azimliydim, Çalışkan, verimliydim, Gözlere sevimliydim; Sevdiğim kişi oldu...! Dermek istedim hızla, Almam bu kadar nazla, İşte sevdiğim kızla; Aşkın bitişi oldu...! Erdal Sayıl
62
Nurlu Sabah... Karanlık gecelerin elbet nurlu sabahı, İnsanlar hep bekliyor, kurtuluşu felahı, Maddeye tapanların maddedir Allah'ı, Karanlık gecelerin elbet nurlu sabahı, İnsanlar hep bekliyor, kurtuluşu felahı...
26
O müzik Calsin o müzik,seni hatirlamam icin Yansin su yürek,sana aglamam icin Aksin göz yaslari,kayip günlerim icin Canim feda olsun,kokladigin o güller icinUnutamam ben seni,daglar bayir olmadikca Hasretinse bitmez,gönüller kavusmadikca Arayacagim hep seni,gözler kör olmadikca Kalemimse yazacak,bu can nefes aldikcaDogacak günün günesini,bekliyorum caresiz Saklanmis bulutlarin arkasina,sanki benden habersiz Yagan kar tanecikleri,bembeyaz tertemiz Düsüyorlar yüzüme,benim sevdam gibi süphesizIsminse sakli surda,kalbimin bir kösesinde Ziyaret ediyorum onu,özledigim her seferinde Göremiyorum seni,olsanda bir kac adim ötede Calsin o müzik,hatirlayasin beni sende(Berlin,26.10.2007) xes
78
Sevgi Köprüsü Bakışlarımla köprü kurdum aramızdaki mesafelere. Bir abide yarattım sarılıp hasretine. Sabır, sabır dedim; zamana karşı direndim. İşçiliğim göz nuruydu ellerimin yerine.*(Geçmişten Geleceğe Çukurova'da Şiir Antolojisi-2.Cilt/Altın Koza Yayınları/Eylül 1994/585 sayfa) *(1995/1996 Yıllarında TRT-TSM güfte denetimden geçti.) *(Güneyde Kültür/Cilt:VIII/Sayı:84(Şubat 1996), Sayfa: 21 *(Sevda/Şiir/Cumali Karataş/Gramofon Kitaplığı/Aralık 2002/48 sayfa)
47
At Avrat Mutfak Silah Erkekte nor kadında adrenalin hakimdir, Erkekteki "em" eki at, avrat, silahımdır. Modern insan ne ettin? Kadına sen ne ettin? Halbuki kadınınki ev, çocuk, mutfağımdır...
28
İçerik sana umut desem umut sen misin gözlerinde filizlenen bir demet çiçek mi umut yoksa umut ezilen horlanan ağlayan milyonlarca insan mıumut sonsuzluğun doruğu umut hepsiistanbul; 4.05.1977
27
Yarenlik 2 Kırk yıllık Kâni,artık oluyor Yani Dinlenmiyor hiç kimsenin amanı Unuttular âbid-lerin,ki bu dünya fani Akçelerin tını duyuluyor mabedinde,Tanrı-m.Yanarım kurunun yanında,olsamda yaş Ne bir dost edinebildim,ne bir arkadaş Şahidim olsun mezarımdaki taş Kullarındandır şikayetim,sitemim,Tanrı-m.Başta esen kavak yelleri; hani,nerde? Dilerim,ermeden vuslata,kapanmaz perde Ve hiç bir 'iyi' kulun düşmesin derde Tek; bu dileğimi,kabul et,Tanrı-m.Bir cevher gördün ki,ettin beni alturist Minnettarım,çoğunluk olmuş iken arivist İkilem içindeysemde,ağır basan yanım,realist Dost,sırdaş bildim,içimi döktüm sana,Tanrı-m.Alturist=Özgeci=(Kişisel yarar gözetmeksizin başkasına yararlı olmaya çalışan (kimse) , diğerkâm) Arivist=Makyavelist=(Politikada, amaca ulaşmak için ahlaka aykırı da olsa her türlü aracı hoş gören anlayış, Makyavelizm) kutbo Adana.09.04.2009
96
Rüya rüya............ Deriz ya hep... rüya, Neden gerçek olmasın? Dünyada savaş... Kadeş kanı hiç akmasın. Sınırlar kalksın, Aç insan kalmasın. Bütün dünya kardeş olsun, Acılar hep mazide kalsın. mutluluk dostluk hiç ayrılmasın..... Deriz ya... rüya, Neden gerçek olmasın. 06.01.2013
39
Bayrak Merasiminde "Hazırol! " emri... Selam... Sonra yürekler çarpar; Genç göğüsler kabarır, ruhları kaplar da bahar. Şafak üstünde gülerken güzelim "nazlı hilal" Yükselir bir heyecan dalgası... yüzler al al "Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır parlayacak, O benimdir, o benim milletimdir ancak! " Her çocuk bir koca arslan "o benimdir! " derken, Ona can vermeğe hazır bir işaret etsen' Her yürek aşkına tutkundur ezelden ebede: Şu küçük yavru, bu genç kız, o beyaz saçlı dede. Onun aşkıyla erir kalbleri örten kara yas; Bu kızıl gül dedemizden, atamızdan miras. Ona gül rengini vermiş dökülen kanlarımız: Sönmesin, ey yüce Tanrım, budur ancak varımız!
113
Dışarda Kalmış Dışarda kalmanın çıldırtan boğuntusu, eve dönüşün fikridir. Bizi böyle bıraktın, rahat değiliz, özlem, sıkıntı ve kaygı kendini dayatan, boşlukta bir ev kurulsa da girsek içine, çocuklar ve biz tekinliğin keyfini sürsek, bu kadar çıplak olmak bizi üşüten, sıcaklığına muhtaç duyularımız bir anlasan, nerde bir ev kurulur bizi biz yapan, senden gelmeli sıcaklığı, uğraşırken unuttuğumuz vatan. Kayıplarla kendini hatırlatan.Hep beraber söylediğimiz şarkının son nakaratı, ev kuran, sıcaklık yaratan.23/04/2010
69
Gönül çobanları Gönül çobanlarıŞu ahir zamanda Yıldızlar gibi gönül çobanları Yıldızları gecelerin Gönüllere yıldız, gönül çobanları...Ey ahir zaman kış olsan ne yazar Gönlümüzde yazAşk meralarımız var Gönlümüzde yarEy ahir zaman kış olsan ne yazar Aşk yaz Alır beni götürür en maviliklere aşkın yolları Güneştir gönül çobanlarıAhir zaman kış olsan ne yazar Allah yar Allah yarAhir zaman kış olsan ne yazar Alır beni götürür en gül umutlara Gönül çobanlarıAllah yolda koymaz kulunu Yıldızlar süsler yolumu... Sevgi güneşimiz Gönül çobanları Ahir zaman kış olsan ne yazarGönlümüzde güneş... Aşk bize ateş... Ahir zaman kış olsan ne yazar
94
Ağlama Yeşil ırmak Bir selamımı götür Yalın yalnızlığımda Yeşil ırmak bir türkü Amasya yalnızlıktaErezyon baş olmuşsa Toprak gitmek zorunda Yalçın kayalar çıplak Taşır o yeşil ırmakGöz yaşlarım silinmez Irmak aksa da yüze Ağlama yeşil ırmak Gelirim bir gün size
39
Tahama Mektup 1 12 - 10 - 2017 ,Telofonun geldi çok mutlu oldum.Ne güzel hayalerin vardı kurban olduğum.Dede sana bir şey göstereceğim dedin bak kocaman uçak görüyormusun,o kadar gerçekçi kouşuyordunki o kadar heycanlı nenele senin İstanbula Havalanına geldiğini düşündük.Dede diyordun bulutların üstündeyiz.Bulutlara uçakçarpmazmı ded diyordun.Bulutlar çarpışırsala savaşırlarmı dede diordun.Birde ya uçak düşerse diiye sordun .Düşmez korkma oğlu dedim.Bulutlarda döüşmez Bulutlar çarpışınca Şimçek çakar yağmur yağar dedim.Dede hadi gel hemen uçag bin diyordun.Dünyaişi insan hali bağzı işleri yapmazsan olmuyordu.Tamam oğlum en kısa zamanda gelecem dedim.Ah Taha canım oğlum Bizim bedenlerimiz ayrılıyor,ama yüreğimiz ayrılmıyor.Senin şu hayalerin varya büyüklerin bile kuramıyacağı hayelerin ve sendeki samimyet Çok insana örnek olacak samimiyet.Sevgi İşte bu Sevgi dağları deliyor,sevgi Bulutları parçalıyor Sevgi uzağı yakın ediyor.Ölmesem bu ayrılığa bir çare bulamalıyım oğlum.Seni çok seviyorum can TAHAM.
128
İçimde bir duygu varki İçimde bir duygu varki Adını koyamıyorum Sevdamı? Alışkanlıkmı? Güzel huyuna hayranlıkmı? Yıldız misali erişemem Geç kalmışım yetişemem Güneşe koşar gibi ben Dokunsam yanacağımVazgeçersem daha kötü! Tutku olacak içimde Çıkar yol bulamıyorum Haberi yok seviyorumDeva bulunmaz dertmi bendeki? Sırdaşım arkadaşım! Sende birşeyler söyle! Yasak biliyorum...
48
Karanfilli Ağıt *Çukurca Şehitlerine*Bilge ışık ateş giysi bir yudum su bir lokma azık işte yaşamın hepsiŞair Dağların uğultusunu kavalın yanık sesini askere giden kınalı kuzuyu emperyalizm yutmuş duydunuz mu milyon yıl uzun gelir oysa oğuldan haber beklemesi Halk Anaların fidanlarını en büyük asker bizim asker nidaları yüreklendirirOğullarımız gözbebeğimiz karanfilli ağıtsınız toprağın bedeninde acılarımız genç mi kalacak dünyanın künyesinde
58
Bir Yalan Sevda Önce gözlerin kayboldu gözümden, Sonrada gölgen, Ve sonra hatıralar geçti bir bir. Ne büyük sevda yaşamışız oysaki… Nerden çıktı şimdi bu veda Haydi git! . Yakarak bütün maziyi haydi git. Düşünme beni; Bakma gözlerimden akan yaşlara, Beni yıkmaz böyle bir veda. Antremanlıyım ben böyle vedalara Aslında üzülmedim de; Kırıldım sadece,verdiğin yalan sözlere. Aslında önemli değil artık Değmez bir yalanın ardından Böyle manasızca dert yanmaya…
67
Artık Umut Örüyoruz Çok bedel verdik Çok acılar çektik Zindanlarda tutsak kaldık Sevinç nedir yaşayamadık Uğrunda öldüğümüz Kendi topraklarımızda yılarca esir kaldıkÇok yakılan-yıkılan yerler gördük Çok katliamlara şahit olduk Kanayan yüreklere, dertlere, çığlıklara alıştık Ağıtlara, hüzne rağmen Özlediğimiz özgürlük Yüreğimizde ki sevda boy verdi Artık umut örüyoruz Gelecek şafakla doğacak güneşi bekliyoruzDüşman kentleri, köyleri yıktı Işıkları karartı Yüreğimizi kanattı Bizde ne huzur Nede sevinç kaldı Çoluk-çocuk, kadın Genç, yaşlı, hasta demeden çoğunu katletti Zor gönlerden geliyoruz Çok zor günlerden Digor Cizre Silvan Kızıltepe taranırken Çok kıyımlar yaşandı Bununla beraber Özgürlük kavgasında Yarınları bizlere vadeden Çok yiğitler tanıdık çok kahramanlarla tanıştıkZifir gecelerden çok yıldızlar döküldü Çok katliamlar oldu Katiller duysunlar Biz aydınlığa sevdalıyız Yüreğimizi saran hasretle güneşe koşuyoruz08.01.2015 İstanbul
118
“Başarımız için; hesap verdiğimiz bir değerimiz olmalı: kusurumuzu büyüklerimiz fark eder! ” 073 “Başarımız için; hesap verdiğimiz bir değerimiz olmalı: kusurumuzu büyüklerimiz fark eder! ” “Dinlediğimiz şarkıların/türkülerin ve okuduğumuz kitapların çoğunluluğuyla kalplere insen! ” “Başarımız için bazı koşulları öne sürerek; kendi varlığımızın mana keşfini erteleyemeyiz ki! ” “Hangi korkun, herhangi bir kitaba karşı tanışıklığına engel; korkuların kâr bırakmaz kardeş! ”******“BULANTI” Adlı Romandan Cümle Derlemem:/ Sessizlik, sessizlik! . Zamanın tenimde kayışını, tenime usulca dokunuşunu duymuyorum artık! . / Büyülü bir cam gibi kızgın bir güneş kayıyor başımda! . Ardından mavi bir gök parçası geliyor; birkaç sarsıntıdan sonra durgunlaşıyor, bütün içim bu güneşle, mavi gök kesitiyle ışıyor! . Hangi / göğünden / kopup geldi bu ışık? . Geçmişe akmak için salıveriyorum kendimi! . / { Kitabın Adı: BULANTI - Kitap Yazarı: Jean Paul SARTRE – Çeviren: Erdoğan ALKAN – Yayınevi: AMAÇ YAYINEVİ - Sayfa: 049, 050 – Cümle Derleme: Kemal KABCIK – ANTALYA - 02 Ocak 2015 Cuma 10:11:57 }******“Başarımızın muhafazası için; hem kendimiz hem de büyüklerimiz sürekli düşünebilmelidir! ” “Dinlediğimiz şarkıların/türkülerin ve okuduğumuz kitapların ışığı; ebedi yolunu aydınlatsa! ” “Hazır mevcut imkânların gösterdiği başarılara; kendimizi ve de büyüklerimizi taşıyabilmeli! ” “Korkma; çünkü sevgi dolu kalbinin genişliğine: ezelden beri yazılmış tüm kitaplar sığabilir! ”
202
Sendeki ölüme saygılı kısık bakışlarla Çok zor işte bütün kavimlere dahil olmak Bütün çağlara. Geleceğini bilseydim geçmişte bir manastır olurdum Kalıntılarımda dolaş diye bir tapınak yada Uzun uzun bak diye ufuklarda hep yanardım bazen ay bazen yarım Çok zor işte bütün kavimlere dahil olmak Senin kafilelerinle göç etmek dağ aralarında Ya sen gidersin ben kalırım Ya ben giderim aklım sende kalır Çok zor işte diriye saygısı olmayanların arasında Yaşamak uzakta Senden ve sendeki ölüme saygılı kısık bakışlarla Tanışıp taşınmak Çok zor işte bütün kavimlerle aynı anda göç Aynı anda yerleşik olmak Dolaşma ihtimalin var diye kalıntılarımda
96
Bir Güneş Doğmalı Bir güneş doğmalı karanlığıma Gücüme güç katacak bir güneş Maziye bakıp ta seslenen Usulca sokulacak içimi ısıtacak Sevgiyle beslenen umut gibi Bir güneş doğmalı aşksız yüreğime Bahar getirecek karşılık verecek sevgime Yakmalı içimi kor ateş gibi Sıcaklığıyla beslenen gül gibi
43
Akşam Sefası Yine başladı bir gün batımı Gel de birlikte seyre dalalım Akşam sefası,akşam sefası Şimdi tam da dinlenme sırası xxx Başlayacak her zamanki gibi Denizyıldızının yakamozla dansı Dinle deniz dalgasını dinle Yakamozun,deniz aşkı dilde xxx Akşam sefası,akşam sefası Muhteşem renkler her defası Dilde de,gönülde de bak geçti, Bitmez, kapanmaz denen yarası
52
Emekli Öğretmen Hasan Sancakın Feryadına Ses Verin! .. EMEKLİ ÖĞRETMEN HASAN SANCAKIN FERYADINA SES VERİN! ..HABERİME SAYFASINDA YER VEREN HER HÜR VE BAĞIMSIZ SİTEYE ÜYE OLACAĞIM! ..BUNDAN BİR SENE ÖNCE ÖDEMEM GEREKEN MAHKEME VE AVUKAT PARALARI 2 BİN 51 TL 95 KURUŞ İKEN, ŞU ANDA 05,90 TL’SI OLMUŞTUR. EMEKLİ BİR ÖĞRETMENİM.ÜÇ EVLADIM ÜNİVERSİTEDE OKUYOR. EVLATLARIMIN GEÇİMİNİ SAĞLAMAK İÇİN BEŞ SENEDİR 60 TANE BÜYÜK BAŞ HAYVANIN ALTINI TEMİZLİYORUM. BEN, BANA KESİLEN BU PARA CEZASINI ÖDEYECEKSEM, SORULAN SORULARIMA CEVAP İSTERİM.XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXHodri Meydan! ...Haberimde yazdıklarımın doğru olmadığını düşünüyorsanız,Kendinize güveniyorsanız,Raporumuzun arkasındayız diyorsanız,Yüreğiniz yetiyorsa,Canlı bir televizyon yayınında, hepinizi tartışmaya bekliyorum.Facebook-Twitter’ı kapattıran,Cevap Veremeyen Coca Cola Avukatları Üye Forum Sitelerime de Yasak Koydurtuyor! ..Aşağıdaki sebepten dolayı yasaklandınız:Forumda firmamızı kötülediğiniz için uzaklaştırma cezası aldınız.Not:Coca Cola Avukatları.Yasaklandığınız süre: 24.03.13, 08:00XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXCOCA COLA’YA KARŞI VERDİĞİM HÜKÜK MÜCADELEME ŞİİR KİTABIMDAN ALARAK DESTEK OLUR MUSUNUZ? BENİM ANNEM MELEKTİ! ..şiir kitabımdan alarak destek olmanızı rica ediyorum. Çalışmalarınızda başarılar diler,saygı ve sevgilerimi sunarım.Türü Şiir112 SayfaFiyatı 5 LiraTÜRKİYE İÇİN GEÇERLİDİR.DESTEK VE KİTAP İSTEME ADRESİ:Ptt Hesap No: 8771827XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXCoca Cola’ya Karşı Verdiğim Hukuk Mücadelemde Haklı Olduğuma İnananlardan İlgi ve Destek Bekliyorum! ..Orta Karadeniz Bölgesi’nin en büyük ili olan Samsun’umuzun güzel, şirin, turistik, yeşille mavinin kucaklaştığı, denizle kumun ve ormanın buluştuğu Alaçam’dan en derin saygı ve sevgilerimi sunarım. Adım soyadım Hasan Sancak’tır. Alaçamlı=Köprübaşılı Halk Şairi,Reklâm Yazarı, Eğitimci, Gazeteciyim.57 yaşındayım. Aslen Trabzon’un Köprübaşı ilçesindenim. Bize, Hacı Dedeoğlu, Sancak’lar derler. 3 tanesi çıkan 50 şiir kitabım 5000 şiirim, 50 tanesi noter onaylı 1500 senaryom vardır.1 Aralık 2000’de, 44 yaşında, gördüğü Gerçek ‘Rüya’ Gıda Işınlama Senaryosunu notere onaylatan dünyadaki ilk ve tek kişiyim. Bu tarihten itibaren de düşlerimde senaryolar görerek, notere onaylattım ve yazmayı sürdürdüm. Reklamın R’sinden anlamıyordum. Noter Onaylı ‘Rüya’dan sonra da reklam yazarlığım başladı.5 Aralıkla, 12 Aralık 2000 tarihleri arasında ulusal, yerel televizyon ve gazeteler beni dünya ve Türkiye’ye flaş haber olarak duyurdular. Dünya ve Türkiye’de en çok senaryoları kopyalanan kişiyim. 1 Aralık 2000’ de, yazılı metin halinde notere onaylattığım NOTER ONAYLI ‘RÜYA’ GIDA IŞINLAMA SENARYOSU, dünyada sadece şahsıma ait olan bir senaryomdur. Bu senaryomu, Coca Cola 5, Tombi Sofix Şeker 7, 10 sene sonra da 2010 yılında, 1 Ocak 2009’dan itibaren Vestel ile anlaşan Güzel Sanatlar Saatchi&Saatchi Reklam Ajansı tarafından kopyalanmıştır. Bu reklam ajansı tekrar 2011 yılında başka bir ısıtıcı senaryomu da 3 sene sonra kopyalamıştır. İki senaryom da tıpatıp aynıdır.Türkiye’de haklı olmak yetmiyor. Ankara’da çok güçlü olmanız gerekiyor. Emeğe saygı duymayan Vestel’i de mahkemeye vereceğim. FİKRİ HAKLARI ÇOK İYİ BİLEN UZMAN AVUKATTAN DESTEK BEKLİYORUM. Maddi gücüm yerinde değildir. Ben, senaryolarımın benzer olduğunu ispat edeceğim. Bu işin üstünden gelirim. Mahkemeyi kazanırım. Şirketten de hakkını ve hakkımı alırım diyorsanız, lütfen beni arayınız.Başka bir kâbus reklâmımı da Mavi Jeans=Ali Taran 4-5 ay sonra, başka bir kâbus reklâmımı da Blendax 5, Ufo 8 sene sonra Türkiye’deki ve dünyadaki ulusal televizyonların reklâm kuşaklarında oynatmıştır.Noter Onaylı ‘Rüya’mı kopyalayan Coca Cola’yı Samsun’da, mahkemeye verdim. Dava, Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderildi. Üç kişiden oluşan sözde bilirkişiler, iki rüya senaryosu arasında bir benzerlik bulamadılar. Noter Onaylı ‘Rüya’ Davası şu anda Yargıtay’a taşınmıştır. Yargıtay 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına yaptığım şikayetim reddedilmiştir. On bir sayfalık ek layiha sunumumdan bir kelimesi bile dikkate alınmamıştır. Bilirkişiler trafından kaleme alınan ve yerel mahkemenin de bilirkişi heyetinin vermiş olduğu karara göre Yargıtay aleyhime karar vermiştir. Bu yazımla birlikte Yargıtay 11.Hukuk Dairesi Başkanlığı tarafından aleyhime verilen YARGITAY İLAMI’nı, Adalet Bakanlığı,Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığı ve KARAR DÜZELTME yazımı bilginize sunuyorum. Benim emekli bir öğretmen olarak devletinden başka güveneceğim bir kurumum yoktur. Şikayet yazımda sorduğum sorularıma cevap verilmesini istiyorum. Devlet makamında güçlülerin saltanatının hüküm sürmediğini gösteriniz. Yargıtay’a gönderdiğim ek layiha sunumunun incelenmediği, okunmadığı kanaatindeyim. Çünkü bilirkişi raporunun çelişkilerle dolu olduğunun farkına varılmamıştır. Sadece yerel mahkemenin vermiş olduğu karara göre hüküm verilmiştir.Benim söylediklerimin bir kelimesi bile dikkate alınmamıştır.Objektif davranılmamıştır. Bilirkişilerin yazdıkları çelişkiler aklanmıştır. Sorduğum onlarca soru cevap bulamamıştır. Bilirkişilerin raporunda yazdıkları çelişkiler ce tezatlardan bir kitap olur. Adalet önünde güçlülerin sözü geçip, haklı olan güçsüzler benim gibi şu anda 05.90 TL ödeyecekse, adaletin olduğu bir yerde adaletsizlikler sürüyorsa, altında imzaları olanlar bu işten sorumludurlar. Bu devlete 26 sene görev yapmış bir öğretmen sizlerden adalet beklemekte ve istemektedir.Bu eli geri çevirmeyin. Orada hakkın geçerli olduğunu ispat edin.Bu duygu içinde çalışmalarınızda başarılar diler, en derin saygı ve sevgilerimi sunarım.Saygılarımla.XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXYARGITAY11. HUKUK DAİRESİ SKANDAL BİLİRKİŞİ RAPORUNU ONADI! ..YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ BAŞKAN VE ÜYELERİNDEN ŞİKAYETÇİYİM! ..SKANDAL BİLİRKİŞİ RAPORUNA İMZA ATANLRA HODRİ MEYDAN! ..YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ BAŞKAN VE ÜYELERİNİN ÇELİŞKİLERLE VE SKANDALLARLA DOLU BİLİRKİŞİ RAPORUNU NOKTASINA VİRGÜLÜNE KADAR ONAMALARI ‘DEVLETİMİZİN BEKASI’ AÇISINDAN ÇOK BÜYÜK BİR TALİHSİZLİK VE ÜZÜNTÜ VERİCİ BİR DURUMDUR. EMEKLİ BİR ÖĞRETMENİN HAK, HUKUK VE ADALET İSTEĞİ, GÖZ GÖRE GÖRE ÇİĞNENMİŞTİR.XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXDanıştay Başkanı isyan etti. www.cnnturk.com15 MART 2013 / CUMA YAYIN SAATİ: 20.48 - 21:35 Polisin savcı gibi, bilirkişilerin ise hakim gibi görev yaptığını belirten Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu, "böyle adalet olmaz" dedi.Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukçu, "Şu memlekete baktığım zaman, affınıza sığınıyorum, işte polis, emniyet teşkilatımız savcı olmuş, bilirkişi de hakim olmuş, mübaşir de yazı işleri müdürü olmuş, ondan sonra 'adalet' diye bağırıyoruz. Yok ya. Böyle bir şey olmaz. Mümkünatı yok" dedi.Karakullukçu, Hilton Otel'de düzenlenen "Geliştirilmiş Bilirkişilik Sistemi AB Eşleştirme Projesi"nin açılış toplantısında, bilirkişilik kurumuna şahsen çok büyük ilgi gösterdiğini ve bu konuda yapılan tüm çalışmaları desteklediğini söyledi.Bir hukuk uzmanı olan hakimlerin, haklarında karar verdikleri hukuki uyuşmazlıklarla ilgili teknik bilgiye sahip bulunmasının da her zaman mümkün olmadığını belirten Karakullukçu, bu bakımdan teknik bilgi gerektiren konularda hakimlerin o konunun uzmanlarının görüşüne başvurduğunu ve yardım aldığını ifade etti.Karakullukçu, bilirkişilik kurumunun, sağlıklı bir şekilde işlemediğine işaret ederek, "Gerçekten olması gereken bir kurumdur. Eskiden beri hep uyguladığımız bir kurum. Ama ülkemiz açısından baktığımızda uygulamada her zaman sağlıklı bir biçimde uygulandığını söylememiz mümkün değil" diye konuştu.Bu alanda birtakım sorunlar bulunduğunu dile getiren Karakullukçu, seçilen bilirkişilerin davanın çözümüne yönelik hukuki ve teknik inceleme becerisinin olmaması ile birden fazla bilirkişinin seçilmesi halinde ortak raporun müzakereyle hazırlanmamasının sorun olduğunu vurguladı.Hukuki noktalarda karar veren hakimlerin bazı konularda teknik bilgi sahibi olmadığını, olmasının da beklenemeyeceğini belirten Karakullukçu, "Örneğin biz ceza hukukuyla ilgili olarak da 'Bu olayda suçun maddi unsuru var mıdır, yok mudur' diye bilirkişiye soruyoruz. Şimdi buradan başlayalım, kendimizi eleştirelim. Bu olayda suçun maddi unsuru var mıdır veya manevi unsuru var mıdır, bunu senin bilmen lazım. Bilirkişi mi bilecek herhalde bunu? Yani bilirkişiye havale edilmemesi gereken konular hakimlerimiz tarafından, maalesef uygulamada rastladığımız bir konudur, bilirkişiye havale ediliyor" dedi."Şu memlekete baktığım zaman..."Bilirkişilere sorumluluk yüklenmesini de eleştiren Karakullukçu, şunları kaydetti: "(Ne yapalım efendim. Bilirkişi bu şekilde demiş. Günahı, sevabı bilirkişinin boynuna...) Olmaz bu. Böyle adalet olmaz. 'Beni buraya çıkartma, beni konuşturma' dedim sayın genel müdürüm, konuşturdun. Yani şimdi eğer biz görevimizi yapmıyorsak, kusuru başka yerde aramamamız lazım. Şu memlekete baktığım zaman, affınıza sığınıyorum, işte polis, emniyet teşkilatımız savcı olmuş, bilirkişi de hakim olmuş, mübaşir de yazı işleri müdürü olmuş, ondan sonra 'adalet' diye bağırıyoruz. Yok ya. Böyle bir şey olmaz. Mümkünatı yok. O halde bunu iyileştirmek zorundayız. Adaleti arayacaksak öyle bakacağız. İşte bu sempozyumu, bu toplantıyı yapmış olmamızın sebebi, amacı budur. İnşallah buradan hayırlı sonuçlar çıkacak. Hiç lafı uzatmaya gerek yok, önce kusuru kendimizde arayacağız." Saygılarımla.XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXT.C.Yargıtay 11.Hukuk Dairesi ESAS NO:2011/15946 KARAR NO:2013/638 YARGITAY İLAMIMAHKEMESİ:SAMSUN 3.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ:28./04/2011NUMARASI:2009/314-2011/149DAVACI:HASAN SANCAKDAVALI:COCA COLA İÇECEK A.ŞVEKİLİ:AV. FATMA BİNNUR KORTUNTaraflar arasında görülen davada Samsun 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28.04.2011 tarih ve 2009/314-2011/149 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Adem Gönül tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içersindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Davacı, reklam senaryosu olarak kullanılabilecek değerde bulduğu bir rüyasını noter tutanağı ile zapt altına aldırdığını,davalının izin almaksızın rüya metninden oluşan bu reklam senaryosunu ticari reklam filmi haline getirip yurt içi ve yurt dışında yayınlatarak kazanç elde ettiğini,bu şekilde telif eseri hakkına tecavüz ettiği ve bundan haksız kazançta bulunduğunu ileri sürerek şimdilik 7.000.00 TL telif hakkı bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının noterde düzenlediği rüya ile reklam filmi arasında benzerlik/iltibas olmadığını,reklam filminin bir yurt dışı firma tarafından hazırlanarak 2003 yılında Meksika’da, ardından Arjantin ve Türkiye’de yayınlandığını,reklam firmasının Türkiye’de tespit edilen bir rüyayı bilmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia,savunma,benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre,davacıya ait noter onaylı metnin eser vasfına haiz olduğu,davacının eser sahibi sıfatı bulunduğu,ancak dava konusu reklam filmi senaryosunun davacı eseri ile aynı veya benzer nitelikte olmadığı,bu nedenle davacının mali haklarına tecavüzün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı,davacı temyiz etmiştir.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı,davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 05,90 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına,14.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.Başkan Mehmet KILIÇ Üye H.G Vuraloğlu Üye A.A. Doğan Üye R.C Hanedan Üye G. DinçXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX18.02.2013 -PazartesiAdalet Bakanlığı'na,ANKARA,Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığı’na, ANKARA,YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ BAŞKAN VE ÜYELERİNDEN ŞİKAYETÇİYİM! ..Aşağıda Yargıtay 11.Hukuk Dairesi Başkan ve üyeleri tarafından aleyhime verilen YARGITAY İLAMI sizlere yazdığım şikayet yazımdan sonra bilginize sunulmuştur.Yerel mahkemenin aleyhime verdiği kararından sonra davayı Yargıtay’a taşıdım.Yargıtay’a on bir sayfalık ek layiha sunumu verdim.Tamamen çelişkilerle ve skandallarla dolu bir rapor hazırlayan bilirkişileri Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı’na da şikayet ettim. Başkan ve üyeler tarafından yerel mahkeme tarafından yazılanların yerinde olduğu ilam edilmiştir.Ben on bir sayfalık ek sunumda sorduğum soruların ne yazık ki bir tanesinin bile cevabını alamadım.Yargıtay üyelerimiz çelişkilerle ve skandallarla dolu rapora hep birlikte sahip çıkmışlardır. Burada en önemli gördüğüm ve yazdığım ek layihamdaki bazı skandalları sizlerin de bilgisine sunuyorum. Yazdıklarım ve sorduğum soruların başkan ve üyeler tarafından muhakkak cevaplandırılmasını istiyorum. Bu cevaplar tam ve gerçek olarak verilmediğinde adalet büyük yara alacaktır. Sizler orada hakkı ve adaleti temsil diyorsunuz. Milletimizin güvencesisiniz. Verdiğiniz kararlar haksızı haklı gösteriyorsa, büyük bir çöküntü başlar.Gerçek adaletin olmadığı yerde zulüm ve ölüm kol gezer. Bilirkişilerin yazmış olduğu skandallarla dolu rapor temize çıkmış, ben suçlu duruma sokulmuş oldum.Bunu kabul etmem mümkün değildir. BUNDAN BİR SENE ÖNCE ÖDEMEM GEREKEN MAHKEME VE AVUKAT PARALARI 2 BİN 51 TL 95 KURUŞ İKEN, ŞU ANDA 05,90 TL’SI OLMUŞTUR. EMEKLİ BİR ÖĞRETMENİM.ÜÇ EVLADIM ÜNİVERSİTEDE OKUYOR. EVLATLARIMIN GEÇİMİNİ SAĞLAMAK İÇİN BEŞ SENEDİR 60 TANE BÜYÜK BAŞ HAYVANIN ALTINI TEMİZLİYORUM. BEN, BANA KESİLEN BU PARA CEZASINI ÖDEYECEKSEM, SORULAN SORULARIMA CEVAP İSTERİM.BAŞKAN VE ÜYELER GİBİ GEÇİŞTİRİRSENİZ,KUL HAKKINA İNANAN BİR İNSANIM.YÜCE ALLAH BUNUN HESABINI ÖBÜR DÜNYADA SORAR.Bilirkişiler, sayfa 8’de ’TARAFLARA AİT SENARYOLAR,MUKAYESE EDİLECEK OLURSA’ yazmaktadırlar. Karşılıklı olarak iki rüya senaryosunu en ince ayrıntısına kadar incelediklerini raporlarında yazmaktadırlar.İlk sorum şudur. Davaya ait Coca Cola Rüya Reklam Senaryosunun görüntüsünü seyretmeden bilirkişiler benim aleyhime karar verebilirler mi? Bu bir eksiklik değil midir? Bu bir eksiklikse, Yargıtay başkan ve üyelerimiz niçin bunun farkında değildirler? Bu soruma muhakkak cevap istiyorum.Bir taraftan her iki riya senaryosunu mukayese yaptık diyeceksiniz. Öbür taraftan da Coca Cola Rüya Reklam Filminin görüntüsünü seyretmeden benim aleyhime karar vereceksiniz! Filmin görüntüsünü seyredilmeden benim aleyhime karar vermek mümkün değildir.Bu durum çok büyük bir skandaldır.Yargıtay başkan ve üyeleri bunun nasıl farkında olmazlar? Bilirkişiler yazdıkları raporlarında her iki rüya senaryosunu üstüne basa basa mukayese yaptıklarını iddia etmektedirler. Coca Cola Rüya Reklam Filmini seyretmeyen bilirkişilerin dokuz sayfalık raporlarında iki rüya senaryosunu karşılıklı olarak yaptıkları bir mukayeseleri de yoktur. Mukayese olabilmesi için filmin görüntüsünü muhakkak bilirkişilerin seyretmeleri gerekirdi. Seyredilmeyen bir filmin mukayesesinin yapılması mümkün değildir. Lütfen Coca Cola avukatlarına ve bilirkişilere ait olan aşağıdaki rapordaki yazılanlara dikkat ediniz. Bilirkişiler bir taraftan mukayese yaptık diyorlar. Bunu söyleyen bilirkişiler filmin görüntüsünün boş çıktığını ve görüntüyü seyretmediklerini kendileri onaylamaktadırlar. Rapordaki bu bölümler başka bir söze gerek bırakmamaktadır. Yargıtay başkan ve üyelerimiz niçin bunun da farkında değildirler? Bilirkişiler bir yerde ak dediklerine diğer yerde kara demektedirler.Yargıtay başkan ve üyelerimiz en ince ayrıntısına kadar araştırma yaptıklarını kendileri yazmışlardır. MUKAYESE YAPTIK DİYEN BİLİRKİŞİLER,DOKUZ SAYFALIK RAPORLARINDA BİZ İKİ RÜYA SENARYOSUNUN KARŞILIKLI OLARAK ŞUNLARI KARŞILAŞTIRDIK DEDİKLERİ BİR KELİMELERİ YOKTUR. YAPTIKLARINI İSPAT ETSİNLER.HERKESTEN ÖZÜR DİLEYECEĞİM.Sayfa 1-2. Savunma: Davalı vekili 15.12.2009 tarihli esasa cevaplarında ve diğer beyanlarında özetle, Davacı tarafın hak sahibi olduğunu iddia ettiği metin (veya görüntüsü içeriği) ile dava konusu reklam filmi metni (reklam senaryosu) arasında herhangi bir benzerlik ya da iktibas yaratacak bir durum bulunmadığını,bu husususun 15.12.2009 tarihli dilekçeleri ekinde sunulan ve reklâm filmi içeriğini konu alan CD incelendiğinde de açıkça görüleceğini…SAYFA 4: 4. Davalı tarafça sunulan deliller tetkik edilmekle; Davalı vekilinin 15.11.2009 tarihli cevap dilekçesinde,04.03.2005–17.04.2005 tarihleri arasında yayınlandığı belirtilerek, sunulan davaya konu reklâm CD’sinin içinde kayıtlı herhangi bir dosya bulunmadığı CD’nin boş olduğu) görülmüştür.Ortada Cola Rüya Reklam Filminin görüntüsü bulunmamaktadır. Coca Cola avukatları içi dolu bir CD verdik deyip boş CD verdikleri için filmin görüntüsü seyredilmemiştir.Bunun için her iki rüya senaryosunun da mukayesesi yapılmamıştır.Dokuz sayfalık raporda skandallar birbirini takip etmektedir.Filmin görüntüsünü seyretmeyen bilirkişiler,bu sefer de dosyadaki renkli resim karelerine bakmışlardır. Zannedersiniz ki Noter Onaylı ‘Rüya’ ile renkli resim karelerini karşılıklı mukayese yapacaklardır! Bilirkişilerin mukayese yapma diye bir dertleri yoktur.Baktıkları renkli resim karelerinde anlatılanların, COCA COLA AVUKATLARININ MUKAYESELERİ OLDUĞUNU NOKTASINA VİRGÜLÜNE KADAR ONAYLAMIŞLARDIR.Bilirkişiler, Coca Cola avukatlarının mukayesesini onaylamak için mi renkli resim karelerine bakmışlardır? Bunu zaten Coca Cola avukatları yapmışlardır.Sizler avukat değil, bilirkişisiniz. Mukayese yapmıyorsunuz. Kopya çekerek, Coca Cola avukatlarının mukayesesini onaylıyorsunuz.Bunu hiçbir gerçek bilirkişi yapmaz.Sizin göreviniz en ince ayrıntısına kadar iki rüya senaryosunu incelemektir. Ne yazık ki görevinizi yerine getirmediniz.Filmin görüntüsü boş çıkmışsa,renkli resim kareleri de avukatlara ait bir mukayese ise,bilirkişiler, Noter Onaylı ‘Rüya’nın yazılı metnini ne ile karşılaştırarak, benim aleyhime karar vermişlerdir? Ortada üçüncü olarak ne bir filmin görüntüsü ne de renkli resim kareleri vardır! Bilirkişiler, iki rüya senaryosunun mukayesesini tapmadıkları halde, yapmışlar gibi rapor hazırlamışlardır. Renkli resim karelerinde anlatılanların kendilerinin değil,Coca Cola avukatlarının mukayesesi olduğunu onaylamışlardır.BENİM ALEYHİME KARAR VEREN BİLİRKİŞİLER, TEYİT ETTİKLERİ COCA COLA AVUKATLARINA AİT OLAN RENKLİ RESİM KARELERİNE GÖRE BENİM ALEYHİME KARAR VERMİŞLERDİR. Yazdık dedikleri BİLİRKİŞİ RAPORU,KABUL ETTİKLERİ COCA COLA AVUKATLARININ MUKAYESESİNE GÖRE YAPILMIŞTIR.Çünkü ortada Noter Onaylı ‘Rüya’ ve Coca Cola Rüya Reklam Filmi’nin renkli resim karelerinden başka bir materyal yoktur.O zaman bu rapor bilirkişilere değil, Coca Cola avukatlarına ait olmuş olur.’Burada yazdıklarım dokuz sayfalık bilirkişi raporunu çöpe gönderir. Rapor objektif yazılmamıştır.Taraflı olarak kaleme alınmıştır.BİLİRKİŞİLER AŞAĞIDA BİLGİNİZE SUNDUĞUM COCA COLA AVUKATLARININ MUKAYESESİNE GÖRE BENİM ALEYHİME KARAR VERMİŞLERDİR.BÜTÜN YAZDIKLARI MUKAYESELERİ ONAYLADIKLARI COCA COLA AVUKATLARININ RENKLİ RESİM KARELERİNİN MUKAYESESİNE GÖRE YAPMIŞLARDIR.BU ÇOK BÜYÜK BİR SKANDALDIR.Yargıtay başkan ve üyelerimizin bunların farkında olmadan bir ilam kaleme almaları, adaleti zedeler.Adalet duygusunun olmadığı bir ülke, karanlığa girer.Gücü olanlar haklı olacaksalar, saygıdeğer başkan ve üyeler sizlere nasıl güven besleyebiliriz? Şikayetim devletimedir. Sizlerden adalet istiyorum.Bu dünyada bu adalet tesis etmezse,öbür dünya aleminin azabı korkunç olur.Bu emekli öğretmenin feryadını duyunuz. Duymazsanız, Yüce Allah, meleklerine noktasına virgülüne kadar konuşulanları yazdırmaktadır.İŞTE BİLİRKİŞİLERİN AVUKATLARA AİT MUKAYESELERİ ONAYLADIĞI RAPORDAKİ BÖLÜM! ..SAYFA 4:Davalı vekilinin 15.11.2009 tarihli cevap dilekçesinde yer verdiği mukayeseli senaryo metinleri aşağıda verilmiş olup:resimli senaryo dosyasındaki ‘GÖRÜNTÜLERİN’ bu anlatımları teyit ettiği gözlenmiş…AŞAĞIDAKİ MUKAYESELER, COCA COLA AVUKATLARI VE BİLİRKİŞİLERİN ORTAK GÖRÜŞÜDÜR.Davalı vekilinin 15.11.2009 tarihli cevap dilekçesinde yer verdiği mukayeseli senaryo metinleri aşağıdaki şekildedir.Dava konusu reklâm filmi içeriğiSAYFA 4: 1.Bölüm:İki genç birlikte kanepede otururlar iken, gençlerden biri mutfağa gidip buzdolabının kapağını açar. Buzdolabında sadece 1 adet COCA COLA şişesi görür. Bu esnada kanepede uyumakta olan diğer genç rüya görmeye başlar.SAYFA 4: 2.Bölüm:Rüya görmeye başlayan genç rüyasında sokağa çıkar ve bir markete girer.MARKET SAHİBİNE COCA COLA OLUP OLMADIĞINI SORAR,MARKET SAHİBİ GENCE, COCA- COLA’NIN OLMADIĞINI VE DÜNYADA SADECE 1 ADET KALDIĞINI SÖYLER.SAYFA 5: Son Bölüm:…Coca Cola içtiğini görür ve ve yanındaki arkadaşına İÇTİĞİ ŞİŞENİNİN ‘SON ŞİŞE’ OLUP OLMADIĞINI SORAR.ARKADAŞI İÇMİŞ OLDUĞU ŞİŞENİN ‘SON ŞİŞE’ OLDUĞUNU FAKAT PAYLAŞABİLECEKLERİNİ SÖYLER.Sonuç: Yukarıda sunulan bilirkişi raporundaki en önemli deliller neticesinde dokuz sayfalık çelişkilerle ve skandallarla dolu rapor hazırlayan bilirkişilerin yaptık dediği ortada bir mukayeseleri bulunmamaktadır. Bilirkişilerin onayladıkları Coca Cola avukatlarının renkli resim karelerine bakılarak buradaki mukayeseye göre raporu düzenledikleri ve bu mukayeseye göre benim aleyhime karar verdikleri görülmektedir. Rapordaki bazı bölümlere verdiğim cevapların Yargıtay üyeleri tarafından haklı görülmesi en büyük endişe kaynağıdır.Sadece bir soru soruyorum.Vallahi cevabı yoktur.SAYGIDEĞER BAŞKAN VE ÜYELER,Bilirkişiler,Noter Onaylı ‘Rüya’ yazılı metnini Coca Cola Rüya Reklam Filminin görüntüsünü seyrederek mı? Renkli resim karelerine bakarak mı? Neyi ile karşılaştırma yaparak benim aleyhime karar vermişlerdir? Bu sorunun cevabı yoktur.Filmin görüntüsü boş çıkmıştır.Renkli resim karelerindeki mukayeseler de bilirkişilere ait değil,Coca Cola avukatlarına aittir.Bu mukayeseye göre aleyhime karar verilmiştir.Çalışmalarınızda başarılar diler, saygı ve sevgilerimi sunarım.Saygılmla.XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXT.C. HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU Genel SekreterliğiSayı: 83784049-MUH.2013/360/9265 11/03/2013Konu:Evrakın Yargıtay Başkanlığına gönderilmesiYARGITAY BİRİNCİ BAŞKANLIĞINAHâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu iletisim@hsyk.gov.tr. internet adresine yapılan 17/02/2013 tarihli Hasan SANCAK'a ait başvuruda, Yargıtay 11 inci Hukuk Dairesi Başkan ve Üyeleri hakkında isnatlar bulunulması nedeniyle, söz konusu başvuru Yargıtay Kanununun 46 ncı maddesi uyarınca ilgisi nedeniyle ilişikte sunulmuştur. Bilgilerinize arz ederim.Muzaffer BAYRAM Hâkim Genel Sekreter EK: Başvuru dilekçesi (5 sayfa) DAĞITIM: Bilgi : Hasan SANCAK ogretmen_hasansancak@mynet.comBu evrak, 5070 sayılı Kanun gereğince elektronik imza ile imzalanarak DYS üzerinden gönderilmiş olup, ayrıca fiziki olarak gönderilmeyecektir.Emniyet Mah. Mevlana Bulvarı No: 70 Yenimahalle/Ankara İrtibat:Muhabere Bürosu Tel:(0312) 204 11 94 Faks: (0312) 222 71 45 e-posta: iletisim@hsyk.gov.trXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXYARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞINAGönderilmek üzereSAMSUN 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ HAKİMLİĞİNEDOSYA:2009/314 ESASKARAR DÜZELTME İSTEYEN / DAVACI:Hasan Sancak – SamsunKARŞI TARAF:Coca Cola İçecek AŞ. – İstanbulVEKİLİ:Av. Fatma Binnur Kortun – İstanbulTALEP:Karar Düzeltme başvurusuT. KONUSU:Yüksek Mahkememizin 14.01.2013 T. ve 2011/15946 E. ve 2013/638 K. sayılı gerekçesiz ONAMA ilamının kaldırılarak temyiz layihamda sunulan temyiz sebeplerine binaen yerel mahkeme kararının bozulması dileğimden ibarettir.KARAR TEB. TARİHİ:13.02.2013KARAR DÜZ. T. TARİHİ:18.02.2013KARAR DÜZELTME NEDENLERİÖncelikle belirtmeliyim ki, vekilim Av. Ali Türkmen OMÜ Hukuk Fakültesi’nde Yrd. Doçent olarak öğretim üyeliğine atanmış bulunmakla; Karar Düzeltme Başvurumu bizzat davacı asil olarak kendim yapmış bulunmaktayım.Yüksek Dairemizin onama ilamı gerekçesizdir. Temyiz layihamızdı ileri sürdüğümüz temyiz sebepleri tek tek ele alınıp irdelenmemiş ve değerlendirilmemiştir. Klişe ONAMA hükmü kurulmuştur.Tarafların ileri sürdükleri itiraz ve defiler gerektiği gibi değerlendirilmemiştir.Özellikle, bilirkişilerin çelişki arz eden raporlarındaki mübayenet giderilmeden red hükmü kurulmuştur.Davalı tarafın –bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere benzeşen senaryolara göre- haksız tecavüzde bulunduğu tartışmasız iken aksine kanaatle her iki senaryo arasında iktibas yaratacak bir durum bulunmadığı gerekçesi yazılarak hüküm kurulması kesinlikle hukuka aykırıdır.Davalı vekilinin 15.11.2009 tarihli cevap dilekçesinde,04.03.2005–17.04.2005 tarihleri arasında yayınlandığı belirtilerek, sunulan davaya konu reklâm CD’sinin içinde kayıtlı herhangi bir dosya bulunmadığı CD’nin boş olduğu olgusu da göz ardı edilerek red hükmü kurulmuştur.Ortada Cola Rüya Reklam Filminin görüntüsü bulunmamaktadır. Coca Cola avukatları, içi dolu boş CD verdiklerini ileri sürmüş idiyseler de bu sunulan CD’nin boş olduğu, dolayısıyla, mukayesesi yapılamadığı çelişkili raporda da belirtilmiştir.Yerel Mahkeme kendi içinde tutarlı olmayan birbiriyle mütenakız paragraflar içeren rapora göre davanın reddi cihetine gitmiş; Yüksek Dairemiz de yanılgıya dayalı olarak ONAMA kararı vermiştir.Bilirkişilerin raporlarında yaptıkları mukayeseler objektif değildir. Bu yön de göz ardı edilmiştir.Sonuç: Kısaca sunulan nedenlerle, dosyanın yeniden tetkikini, yanılgıya dayalı onama ilamının kaldırılmasını; temyiz layihamızda belirtilen sebeplerden dolayı usul ve yasaya aykırı bulunan yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINI arz ederim. Saygılarımla. 18.02.2013Karar Düzeltme Talep EdenDavacıHASAN SANCAK ALAÇAMLI HALK ŞAİRİ REKLÂM YAZARI (EĞİTİMCİ-GAZETECİ) 05062730465 (Öğretmen Hattı) ogretmen_hasansancak@mynet.com Yeni Cami Mah. Bafra Cad.4.Sok No 11 55800-ALAÇAM-SAMSUN
3,033
Sulanan-Sulanmayan Köpek kemiklerime sulanıyor Hem de canlıyken Doktor organlarıma sulanıyor Para eder diye Patron emeğime sulanıyor Yoksul ya zavallı Politikacı oyuma sulanıyor Çevresini de zenginleştirecek Azrail canıma sulanıyor Az can almış ya Üfürükçü parama sulanıyor Muska yazacakmış Delikanlı kızıma sulanıyor Vakit geçirmek için İşkenceci ve zebani varlığıma sulanıyor Zevkini tatmin edecek Kanunlar özgürlüğüme sulanıyor O yasak bu yasak Ah halk ah Bir türlü şiirlerime sulanmıyor
65
Bir Güneş, Bir Ay Daha Yaklaşıyorum... Dağların ardından yükseliyor yavaş yavaş Gün yüzünü dönüyor sana doğru tepeden Işık hüzmesiyle, süzülerek, parlayarak Bir güneş, bir ay daha yaklaşıyorum sana.Tamamlandıkça anlam kazanıyor sevgilim. Paylaştıkça belirginleşiyor bu yap-bozlar Virane şehirlerden, yollardan geçiyorum. Bir güneş, bir ay daha yaklaşıyorum sana.Karanlığına sessizliğine gömme beni, Bırak kalsın saçlarım, sıcak avuçlarında, Okuma birden beni, yıpratma ama anla! Bir güneş, bir ay daha yaklaşıyorum sana.Köşe kapmacalar oynamıyorum artık ben Çocukça elim sende oynamaktan da bıktım. Gözlerimi de bağlamadan bakıyorum bak! Bir güneş, bir ay daha yaklaşıyorum sana.Tut beni! Yarım kalacaksa ellerini çek! Bu güne değil, yarınlara yürüyorum ben, Yola çoktan çıktım, sen kapını aç yalnızca, Bir güneş, bir ay daha yaklaşıyorum sana.
114
Ramazan Manileri../...136../... 'Ramazan'a Özel' Ramazan Manileri…/… 136 Coşku ile sevinç ile Karşıladık Ramazanı Allah’ta kulda affetmez Bil ki orucu bozanı RETOR :::::::::::::::
22
Bazen susmak en iyi cevaptır Bazen susmak en iyi cevaptır, Sessizliğe gömülmek ister insan bazen, Zamanın durmasını ve donmasını herşeyin! Bazen susmak en kolay çözümdür, İçindeki fırtınaları dizginlemek, Coşkun akan nehirler set çekmek, Ve felaketi önlemek! Bazen kaçmak en kolay yoldur, Ardında kalanları düşünmemek, Gidebildiğin kadar gitmek! Bazen sessizlik en iyi cevaptır, Gözlerindeki karmaşadan kaçmak, Kendine gömülmek! Bazen insan alır başını gider, Uçsuz bucaksız denizlere yelken açar, Dedim ya, Bazen sessizlik en iyi ilaçtır, Ve dalgaların sessizliğine kendini salmak!
79
Bir Gezi Böyle Başladı (Bursa-Domaniç) Tarih: 06.08.2005-08-09 Yer: Kocatepe Camii Yanı / Ankara Saat: 07.45Bir otobüs öylesine park etmiş etrafında birkaç insan geziniyor, hafif telaşlı, biraz heyecanlı ama uyku mahmurluğu yok gözlerinde, her geleni ayrı bir sevinç ile, neşe ile karşılayıp kucaklaşıyorlar, her gelen ayrı bir heyecanlı, bazıları birbirini önceden tanıyor belli fakat tanışmayanlar aynı samimiyet ve dostlukla kucaklaşıp sarılışıyorlar. Vakit geliyor herkes otobüse biniyor, hafif hafif hareket ediyor otobüs, nazlı bir gelin gibi süzülüyor gidecekleri istikamete doğru ve tatlı bir sohbet başlıyor o şirin otobüste. Kaptan yolların kurdu belli, direksiyona hakimiyetiyle hissettiriyor kendini, manevralar ustaca, - “Emin ellerdeyiz” diye geçiriyorum içimden. Herkes tanışma ve kaynaşma faslını hallediyor kısa sürede ve gezinin gerçek anlamda amacına uygun bir fasıl başlıyor şiir ve şarkılar ile açılıyor perde. Gezi ile ilgili ilk konuşmayı kırlaşmış saçları, mert yüreği, yüzünün gülümsemesinde bile bir vakur hava bulunan, hem kafile, hem de gurup kurucusu olan Başkan Hünkar DAĞLI alıyor eline mikrofonu, açılış konuşmasını yaptıktan sonra sırası ile herkes bir şeyler söylemeye başlıyor ve ben bu tatlı telaş içinde ne kadar isabetli bir karar verdiğimi, böylesi Nadide insanlar içinde bulunmanın her kula nasip olmayacağını düşünerek, Allaha Şükrediyorum ve bu havanın asla bozulmaması için dua ediyorum kendi kendime. Otobüsün en ön koltuğundan başlayarak sizlere tanıtmama izin verin lütfen bu Nadide ve Seçkin insanları...Koltuk No 1: Bekir GEDİKOĞLU: Harika bir kişilik olarak tanıdım kendisini, sanal alemde şiirlerini okuduğum ama Reel olarak tanıma fırsatı bulamamıştım bahse konu tarihe ve geziye kadar, katılacağını öğrendiğim zaman çok mutlu olmuştum ve bu mutluluğum Yalancı bir mutluluk değilmiş; Engin tarih bilgisi, Kültürü, Vizyonu ve tatlı dili ile gönlümde şiirleri kadar yer etti. Sevgili Hocam; Sizi tanıma onuru ve gururu bana yetti, Teşekkürler...Koltuk No 2: Turhan TOY: İşte size Antoloji. Com sitesinin sevgili Turhan Emmisi, Malatya dan aramıza katıldı, tatlı dili, şiirleri, hoş görüsü, insancıl yapısı ve karakterli duruşu gülen yüzü hiç solmasın. Emmi iyi ki geldin ve aramızdaydın. Mutluyum seni tanıdığım için, onurluyum. Teşekkürler...Koltuk No 3: Ahmet Faruk TÜRKYILMAZ: Katılımınız ve desteğiniz için teşekkürler...Koltuk No 4: İsmet Bora BİNATLI: Şiir dünyasının İsmet abisi, gerek kişiliği, gerek duruşu, gerek babacan tavırları ile gezimizde renkli bir yapı ve, fikir ve görüşleri ile yol gösterici ve aydınlatıcı oldu. Biz Edebiyatın ilk basamaklarında olanlara çok güzel dersler verdi ve ben kendi adıma kendisinden feyz aldım, iyi ki geldiniz ve derin bilgilerinizden bizlere birer yudum tattırdınız. Katılımınız için Teşekkürler Hocam...Koltuk No 5: Nuray ALPER: Edirne gezisinde beraberdik zaten, onu anlatmaya gerek yok, hanımefendiliği, sakin duruşu, mütevazi yapısı, dikkatimi çeken bir özelliği de (Edirne gezisinde de aynı gözlemi yapmıştım) tarihi ve kültürü eşsiz yerlerde kendini kaptırıp gözleri buğulanıyor ağlamak üzere oluyor, maneviyatının ne kadar yoğun olduğunu buradan anladım. İyi ki yine katıldın kardeşim, sonsuz Teşekkürler...Koltuk No 6: Emre ALPER: Nuray ALPER kardeşimizin eşi ve gerçektende çok asil bir beyefendi yapısı, çizgisi, yapısı, karakteri ile tam bir akademisyen olduğunu belli ediyor, Edirne gezisinde tanıştık ve bu gezi ile kaynaştık. Şiire zaman ayıramasa bile aramızda olup, Kültürel bir gezide bizleri desteklemesi ayrı bir güzellikti. Katılımız için sonsuz teşekkürler...Koltuk No 7: Ahmet KURT: Ahmet abimiz her zaman sessiz, sakin ve gözlemci tarafıyla yanımızdaydı, her mekanı, her ortamı en ince detaylarına kadar gözlemlediğine şahit oldum, onu anlatmaya zaten kelime dağarcığım müsait değil, çünkü o kelimelere sığmayacak kadar geniş bir yapıya sahip her ne kadar suskun ve sessiz olsa da birikimi ve bilgisi ile bana bir çok şey öğretti. Teşekkürler Ahmet hocam...Koltuk No 8: Asım YAPICI: Kendisi ile bu gezi vesilesi ile tanıştık ve yapısını daha iyi öğrendik, iyi ki katılıp bizlerin arasında olmuş. Hele okuduğu şiirler bir harikaydı en çok Antalya Türküsü olarak okuduğu şiir belleğimde yer etti, ne kadar güzeldi, dili tatlı, gönlü geniş, kendi Akademisyen, eeee daha ne olsun değil mi ama. Katılımınız için Teşekkürler Asım Hocam...Koltuk No 9: Ulviye SAVTUR: Siz ne güzel insansınız Ulviye Hanım, sizi tanımak beni ne kadar mesut ve bahtiyar etti bilemezsiniz, aramızda olmanız ayrı bir gurur ve onurdu benim için, Sizi hiç unutmayacağım hele okuduğunuz şiirler ve şiire hakim oluşunuz çok güzeldi, tıpkı yüreğiniz gibi. Katılımınız için sonsuz Teşekkürler.Koltuk No 10: Ramazan KARİMİŞ: Sevgili Kardeşim, genç kalem, dürüst kişilik, mert duruş, şiirin geleceğinde söz sahibi olacak gençlerden biri. Sakin yapısı, duruşu, sessizliği ama gözlemciliği, fotoğraf makinası ile ilginç enstanteneler araması dikkatimi çekti. Gelecekte bu ismi çok duyacağız arkadaşlar, not alın. Seni tanımak çok güzeldi Katılımın için Teşekkürler Kardeşim...Koltuk No 11: Fatih TAŞKIN: Siyah bereli kardeşim, TRT teklif yaparsa kabul etme sakın çünkü senin çekimlerin bir belgesel olacak nitelikte, özel kanalları düşün. Gezinin Bursa ayağına kadar ekürim olarak görev yaptı, Sivrihisar da kahvaltı hazırlıklarında bana yardım etti, neşe kaynağıydı, söylediği şarkılar hala kulaklarımda hele hele en çok Kazancı Bedih e ait olan Zalımın Kızı türküsünde birlikte düet yapmamız hiç unutulmaz. Sen ve kameran iyi ki aramızdaydınız, sonsuz Teşekkürler Kardeşim...Koltuk No 12: Fatih Taşkının Yeğeni: Varlığı ile yokluğu belli değildi ki kardeşimizin, ismini bu yüzden yazamıyorum kusuruma bakmasın, bir görünüyordu, bir kayboluyordu, karabatak misali ama daima gezi içerisinde gerek Fatih kardeşime, gerek diğer arkadaşlara yardım etmek için koşturduğunu gördüm, saygılı ve efendi yapısı ile takdirimi kazandı. Teşekkürler Kardeşim...Koltuk No 13: Miyase ÇAVUŞOĞLU: Bu gezi için Almanya da ev taşımasını alel acele gerçekleştirip, yaklaşık olarak 40 saatlik bir yolculuk sonrası aramıza katıldı ve bu fedakarlığı ile gönlümde ayrı bir yer kazandı. Sevgili Ablacığım seni tanımak güzeldi, senden biraz Almanca öğrenecektim ama zaman yetmedi, ne yapalım kısmet başka sefere, unuttuğum bilgileri tazeleteceksin sözün var bak J Sevgili Ablam İyi ki geldin, fedakarlığınla beni bir kez daha mutlu ettin. Teşekkürler Ablacığım... Achtung! ! ! Koltuk No 14: Sabiha RANA: Ablaların en güzeli, melekleri daima bizlere gönderip koruma altında olmamızı sağlayan ablamız, ne güzle seninle aynı otobüste seyahat etmek ve ortamı solumak, Esprilerin, neşen, gülen yüzün, tatlı dilin ile bizleri ne kadar mutlu ettin bilemezsin. Ablacığım Sonsuz teşekkürler. Meleklerin Öpüşleri Yüreğinden Eksik Olmasın Daima...Koltuk No 15: Ali Rıza NAVRUZ: Sevgili Hocam, Her ne kadar fazla sohbet imkanı bulamasak ta sizi daha önceden tanıdığım için kişiliğinizi ve yapınızı biliyorum, şiirleriniz ile seyahat esnasında bizlere çok güzel duygular yaşattınız, duygularınız içimize aktı, fazla konuşmadınız belki ama bakışlarınızla anlattınız her şeyi. Katılımınız için sonsuz Teşekkürler...Koltuk No 16: Ümüt GÜNGÖR: Dünyanın en hızlı şairi ünvanı olsa sanırım kendisinden başkası alamaz, her yaşanan olaya, her yapılan konuşmaya anında şiir yazıp kaleme alan ve o dakikada okuyan biri, Ümüt Abi, Sensiz hiçbir gezi düşünemiyorum ben, lütfen asla aramızdan ayrılma ve daima bizlerle birlikte seyahat et olur mu? Sonsuz Teşekkürler Abi...Koltuk No 17: Hünkar DAĞLI: Kendisi gurup kurucumuz ve Başkanımız, çok kişi için yapısı Guruba uygun yani Sivri gelebilir ama Anlayana Sivri biri, yaptığı güzel organizasyonlar ile bizleri şehir şehir dolaştırarak, unuttuğumuz değerlere yolculuk yaptırdığı için sonsuz teşekkürlerimi baştan sunayım sonra gezi esnasında bir Lider sıfatı taşıması nedeniyle gerçek bir Liderlik örneği göstermiştir. Böyle bir gezi düzenlediğin ve bizleri bir araya bir kez daha getirdiğin için bir kez daha Teşekkürler başkanım...Koltuk No 18: Uğur ALAYBEY: Sessiz sakin, gezi içerisinde gözlemci gibi durdu Elinde Fotoğraf makinesi ile tüm güzellikleri çekti, sonrada öğrendim ki Uğur bey aslında Fotoğraf Sanatçısı imiş, bu yüzden çok mutlu oldum, usta bir sanatçı tarafından gittiğimiz, gezdiğimiz ve gördüğümüz mekanlar ölümsüz karelerde yaşayacak diye düşündüm. Sevgili Uğur Bey, katılımınız için Sonsuz Teşekkürler...Koltuk No 19: Leyla AKGÜL: Ankara dan Otobüse bindi, şiirleri ve türküleri ile aramızda oldu. Teşekkürler... Koltuk No 20: Mehmet TEKECİ: Ankara dan Otobüse bindi, Şiirleri ile aramızda oldu. Teşekkürler...Otobüsümüz Sivrihisar da Mola verdi, Belediye başkanı Sayın Yaşar YURTDAŞ tarafından karşılandık ve kahvaltı için belirlenen mekana vardık, Yumurtalar ve Sucuklar ortaya çıktı, tabaklar hazırlandı, Avcılar Derneği Lokalinde demlenen taze Tavşan kanı çaylar servis olarak sunuldu. Ben ve Fatih Tavayı hazırlayıp başladık YUMURTALI SUCUKLARI hazırlamaya ve servislere, bu arada bayanlar Peynirleri, zeytinleri ve domatesleri servis yaptılar, güzel bir kahvaltı sonrası Sayın Başkanın konuşması ve karşılık olarak Kafile ve Gurup Başkanımız Hünkar DAĞLI nın konuşmasının ardından, Belediye Başkanına Anlayana Sivri Gurubu adına Plaket takdim edildi ve Sayın Belediye Başkanı Yaşar YURTDAŞ bey Sivrihisar ile ilgili bir kitap hediye edip imzaladı, sohbetler edildi, ardından Sivrihisar da bulunan Tamamen Ahşap direkler ile yapılmış olan Camii ziyaret edildi. Vakit geçiyordu ve gideceğimiz yolumuz uzundu Eskişehir den aramıza katılacak olan arkadaşlarımız vardı, Sayın başkandan müsaade isteyip yola çıktık. Eskişehir de Otobüsümüze iki kişi bindi biri Neslihan YAZICILAR diğeri saygıdeğer ve sevimli Annesi.Koltuk No 21: Neslihan YAZICILAR: Eskişehirden katıldı. Katılımınız için teşekkürlerKoltuk No 22: Neslihan Yazıcıların Annesi: Gülmeyi bir bıraksa ismini soracaktım ama o kadar şirin ve güler yüzlü ki (sonradan başımız ilginç bir olay geldi daha sonra anlatacağım) nasıl bu kadar neşeli olduğuna şaşmamak imkansız, ben onu çok sevdim, inşallah o da bizi sevmiştir. Teşekkürler Katıldığınız için.Otobüs yine hareket etti, hayallah zaman ne çabuk geçiyor yahu diye düşünüyorum kendi kendime bu arada ben en arkada Ele başılık yaparak sigara içmeye başladığım ve bana içenler katıldığı için şoför arkadaş ikide birde aynadan bana bakıyor bir şey söyleyecek ama vazgeçiyor :-) Fatih elinde kamera ile bir öne bir arkaya gidip geliyor, bir eksiklik hissediyor belli ama oda bunu dile getiremiyor ama ben anlıyorum onun eksikliğini onun için en büyük eksiklik seyahat esnasında sevgili Fahrettin KÖSEOĞLU nun yokluğu. Birlikte bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ama ben aynı tadı ve havayı veremiyorum belli, onun için illede Fahrettin gerekli, neyse birkaç saat sonra inşallah Fahrettin aramıza katılacak Fatihin de bu huysuz atlar gibi bir ileri bir geri olan tavırları bitecek diyorum kendi kendime gülerek. İstikamet Ertuğrul Gazi Gazi Türbesi: Ertuğrul Gazi Türbesinin olduğu mekana varıyoruz ki harika bir ortam ve büyük bir otağ çadırı ile karşılaşıyoruz, hepimizin gözleri bir heyecan ile parlıyor, kolay mı Yüz yıllar boyu Tarihe nam Salmış bir Devletin ilk kurucusunun türbesini göreceğiz biraz sonra, bu ne kadar güzel bir duygu Allahım diye içimden geçiriyorum. Türbenin kapısı açılıyor ve içeriye giriyoruz ki ne muhteşem bir görüntü bizi karşılıyor, içeriye attığım ilk adım sonrası gözlerim dolu dolu oldu, bir kenara çöktüm ve dua etmeye başladım içime ayrı bir huzur ve serinlik çöktü sanki bir müddet orada öylece kaldım, türbeyi seyrettim, bütün Türk-i Cumhuriyetlerin bayrakları ve günümüze kadar kurulmuş olan tüm beyliklerin bayrakları türbe üzerindeydi hayranlıkla seyrettim ve bir ses beni kendime getirdi, bu Başkanın sesiydi:-Haydi arkadaşlar, Gözleme ve Ayranlar hazır, bizleri bekliyorlar...Hemen çadır içerisinde yer sofrasında yerlerimizi aldık ve o harika gözleme ve ayran ile karnımızı doyurduk (ben herkesten bir tane fazla yedim buda bir itiraftır) tekrar yola çıktık, bu defa istikamet Bilecik...O kadar güzel geçiyor ki yolculuğumuz, neşe, eğlence, şiirler, şarkılar eşliğinde Otobüsümüz Bilecik kentine vardı. Şeyh EDEBALİ Türbesine uğramadan geçmek olmaz.Oraya da uğrayıp Dua edip, türbesini ziyaret ettik ve müthiş bir duygu da orada yaşadık, aklıma bu toprakların Osmanlı İmparatorluğunun kurulduğu topraklar üzerinde olduğumuz ve bu Devletin Yüzyıllar boyu ne kadar adil bir yönetim gösterip te tüm himayesindeki devletlerin memnun ve mesut oldukları ve o Devletin temellerinin atıldığı bu topraklarda olmanın ne güzel bir duygu olduğu geldi, hüzünlendim, duygulandım, gururlandım...Yola Çıkıyoruz İstikamet BURSA.....Devam edecek...! ! !
1,771
Bazıları Yazın Terk Eder Sevgiyi yaşamamışım meğer, son sevgilim de terk edip gitti. Aslında terk denmez buna, bir çeşit sürgün biçimi… Ya da göç… Belki de yurdundan uzak olmak... Böyle bir şey olsa gerek, terk edilmek. Benim, çok anım oldu. Onun da sanırım, benle anısı yoğundu. Bir bebek kiralayacaktım ona. Sevişmelerimiz saate sığmazdı. Bir tutam nane likörüydü sevişi. Her soluğunda, analitik geometri izleri vardı. Babası, onun hayatında egemenlik biçimiydi. Basardı küfürü, öperdim dudaklarını. Saatlerce onu dinlemek, embesil âşıkların izlenimi sayılırdı. Ben boktan mühürlenmiş “kahpe bir âşıktım” onda. Neden bırakıp gidiyorsun? Ben lise gibi sevmiştim. Tabii ya, tatil anlayışı lazım! Kimileri için tatil, bir sevgilinin apış arasında saatlerce uymaktır. Kimileri için de Eski Yunanistan’ın anıtsal yapılarında, bilinmeyen tarihin izlerinde, renk kavramı yaratıp güneşin batışında uzun uzun işemektir. Çünkü hayat, kendini restore edemiyor. Senden ayrıldığım gün, hayat; toplumda egemen olan kalıpların içinde öylesi mühürleyecek ki beni, kültürel değişim söz konusu olamayacak. Bedenimi dünya varlıklarından koruyacağım. Kalbimi, Akdeniz’in bilinmeyen bir kışında Akdeniz foklarına teslim edeceğim, tabii soyu tükenmemişse. Yumrukla! Öldür! Aslında bunu gözyaşların yapsın! Bendeki son kalanı kuruttum. Hatırlar mısın, dünyaya bakışımızı? Mesela, her gördüğümüz nesnenin altında bir çift göz görmeye çalıştığımızı… Sana her dokunuşumda, bedeninin desenlerinde sıfırlanırdım... Bana göre, “sıfır” çok değerlidir. Yokluğu temsil eder. Yok olanı bulmak, zordur. Var olansa, klişenin en sıkıcı hâlidir. “Kamu hizmetine girmeye müsait sevişme”ydi bizimkisi. Hatırlar mısın, karlı bir havada elinde ÖSS Kılavuzu, geleceğe uzanmaya yol açacak yaşama yolculuk edecektin. Sanırım, akşamüstüydü. Senden delice etkilenen ben, gelecek her türlü tepkiyi hesaplayıp seninle tanışmıştım. Oysa hiçbir şey göründüğü gibi değil! Yargılı değil! Ön yargılı, hiç değil! Benimle, sen de tanışmak istemiştin. O gece dört ayrı senaryo yazdım. Dört ayrı olaydan ve dört ayrı mekândan bahsettim. Sanırım, Perşembeydi. Bir yaz günüydü. Bir daha buralara gelmeyeceğini, İstanbul’a temelli gideceğini söylediğin o an, bedenime inen ayrılık yeminleri saplanmış ve o yaz soğuktan yüreğim tramvayın altında kalmıştı.
306
İzmirin Kurtuluşu 9 Eylül’ü sadece İzmir’in kurtuluşu meselesi mi? Başlangıç1815 Viyana Kongresi, Şark Meselesi. Mondros Mütarekesi, yurdun karış karış bölünmesi, Asıl amaç; Anadolu’nun Türklerden temizlenmesi.Vatanımız karış karış bölünmüş ve işgal edilmişti. Osmanlı pes etmiş, halk savaşlardan bezmişti. Kimi düşmanla işbirliği, kimisi manda ileri sürmüştü. Özü Türk Mustafa Kemal “ya istiklal ya ölüm demişti.”İzmir’in kurtuluşu, Anadolu halkının tekrar dirilişidir, Efelerin, yiğitlerin düşmanla ve hainlerle savaşıdır. Türk Ordusunun Dumlupınar’dan şahlanışıdır, İlk hedefiniz Akdeniz ile uçarcasına İzmir’e girişidir.Karakteri bağımsızlık Mustafa Kemal yola çıkmıştı. Samsun, Erzurum, Sivas yolu Ankara’ya uzanmıştı, Ankaralı yolda karşılamış, O’na güven vermişti, Ankara’da BMM’ni kurmuş yurdun kaderi değişmişti.Düşman Şark Meselesi Kararı uygulanacak demişti. Yalnız Yunan mı, 7 düvel yurdumuzu işgal etmişti. Bak hele haritana, sana kalanı da almak istemişti. Pontus hortlamış, Karadeniz’de bahane yaratmıştı.9 Eylül sadece İzmir değil, vatanın kurtuluşudur. Mustafa Kemal’in Başkomutan, gazi, Atatürk oluşudur. Külünden yeni bir devlet kurup, milletine sunuşudur. Bu gün yaşadığımız işgali daha o günlerden görüşüdür.Ey hain nankör; düşmanını kendine hayran bırakan, Var mı söyle, tüm dünyaya barış, bayram bırakan, Yoktan var ettiği Türk Devleti’ni dünyaya kabul ettiren, Dünya liderlerine gitmeyip, hepsini ayağına getirten, Atatürk’ten başka bir lider var mı? Varsa şudur de nankör.9 Eylüle İzmir’in, keza yurdun kurtuluş günü hak edene kutlu ve daim olsun.
201
Hasret Hasret çekiyorum,daima her şeye hasret, Etrafım denizle çevrili,ben suya hasret Mutlu insan dolu çevrem,ben mutluluğa hasret, Seven,sevilen çok,ben ise sevgiye hasret. 2009
23
Bir De Gökyüzü O Zaman Tekerlendik gök kelekler gibi gökyüzünde Kan otu kokardı ellerimizBir kuşun dudağındaki uçuktu yüreğiBir de gökyüzü vardı o zaman bir de pencere Bir de deli aşk vardı Dağları iyi kullanırdı insanlar, sözcükleri iyi Bir demet su hediye ederdi sevgili Akdeniz yanımız tozlanırdı daha çok Elimizin yankısında tutuşurdu bir çiy iziAşk, gökyüzünden bile daha ağırdıÖnce gözlerini silerdi sevgilim sonra yüreğiniBir söze varırdık anılara yol veripYaralı bir bohça gibi solgun uzanan Akdeniz Şiir sürerdi çocukların ağzına Bir zeytin dalı değse sevgilimin koluna Tarih yeniden kurgulanırdıDeniz, bir yelek giyinirdi, kumlar kelebek(Yazılıkaya, Ocak-Şubat 2011, Sayı 50)
96
SEVGİ ÖLDÜ Sevgi Öldü Sevgi öldü duydunuz mu Sevgi öldü insanla sevişirken En önemlisiydi aykırı düşlerden Tozlarını silkeliyordu güneş Her kayan şiirin ardından Çocukların kışkırttığı sendikalı işçi arılar Çiçekleri solluyordu tutsak günde Gömleğinden pul pul türküler dökülen Bir çocuk koşturdu haberi Kaldırıp taa uzaklara hatta sonsuza İnsansız=düşmansız yerlere attı ismini Çınladı derin uçurumlar dağlar Sevgi öldü, öldü sevgi.
58
yoksul Bir Şiir Kimsesiz boş kaldırımlar ve yalnızlık.. Sensizlik neyse de, sessizlik korkutuyor işte.. Ve adımlarımı daha bi hızlı atıyorum.. Çünkü dilimde; Yoksul bir şiirdir gece..! !
27
Bir İnsanın Sevgilisi Varsa Sınıfta Mı Kalıyor? Bir İnsanın Sevgilisi Varsa Sınıfta mı Kalıyor Bu Arkada$? Yok Yani Çevreye Baktığımda Yoğunluk Olarak Red Etme Sebebleri Okulum Var, Sınavlara Hazırlanmam Lazım, Dershanem Var Falan da Filan.. Eee Mantık Yürütürsek Bu Sevgilisi Olmayanlar Her Sene Takdirle Geçiyor, Olanlarsa Sınıfta Kalıyor. Haksız Mıyım? Haklıyım... Böyle Bir Zihniyet Var Mı Ya? Dershaneye Gidenlerin Zaten Beyinlerinden Şüpheliyim O Ayrı Konuda.. Beğenmediyseniz Hayır Deyin de Adama Umut Vermeyin Hiç Olmasa... Yeter Bu Kadar Dert Yanmayın Sizde Arkada$lar Olacak Olur ;)
84